Bu hadis kitabında Kuran'a ters düşen bir çok rivayet vardır. Malesef bu kitap 100% doğrudur demek yanlıştır. Kuran'ı dosdogru okuyup bu hadisleri ona göre karşılaştırarak tatbik etmek gerekir.
Kes lan Edepsiz terbiyesiz Cühela. Hiçbir ilmin Okuma yazman yok. Gelmişsin Tüm ehli sünnet Âlimlerinin İttifakla kabul ettiği Hadis kitabını eleştiriyon EDEPSİZ...
@@mehmetnaimaslan8205 Dünya öküz ve balığın üzerindedir Kim sabah 7 tane acve hurması yerse ona sabaha kadar zehir ve sihir işlemez Hac umre veya harp harici gemiye binmeyin. Deve sidiğinin şifa olması
@@mehmeterylmaz3768 arkadaşım israilde yapılan bir araştırma da bahsi gecen hurmanin zehirin etkisini hadiste anlatildigi gibi yok ettigi bilim olarak kanitlanmis ve bunu kanitlayan yahudi bilim adamida müslüman olmustur kurana ters dusen hadis bilmem ne hadis yada sadece kuran yeter diyenler cogunluk ibadetleride yapamazlar hadis düşmanı olmak peygamber dusmani olmakla eşdeğerdir
Sadece Arap kavmi için yazılmıştır. (Fussilet: 44), (Yusuf: 2), (Şuara: 198-199), (Enam: 92) El, ayak kesme, sopayla dövme gibi akıl almaz ceza yöntemleri öneriyor. (Maide: 33-38) Kelle kesmeyi emrediyor. (Muhammed: 4) Nerede bulursanız öldürün diyor. (Bakara: 191) Sadece Muhammed'e özel kadınlar listesi var. Müminlere 4 kadın, Muhammed'e sınır yok. (Ahzab: 50) Kadının cariye olmasına onay veriyor. (Mearic: 30), (Nisa: 24-25), (Muminun: 6), (Nur: Peygamberin evinden misafir kovma ayeti var. (Ahzab: 53)28. Peygamber evlatlığı Zeyd'in karısını koynuna alabilsin diye ayet var. (Ahzab: 37)
@@doganaydogan6502 Bir sistemi tenkit etmek isteyen bütün kitabı okumalıdır! Anlamını, izahını öğrenmelidir. Yoksa ordan burdan cımbızlamanın hiç bir kıymeti yoktur. Keyfi yoruma karşı gelmeğe gerek bile olmaz. Çünki İslama ait olmayan açıklama verilmiş. (yapışdırılmış mı diyelim) Tek cevap yeter ki, "Boyunlarını vurun" cümlesinde vergülden önce ne varmış onu da yazmak lazım. Cümleyi bölemezsiniz. *Müslüman evlerine baskın yapan, mal mülk yağmalayan, müslümanları öldürenleri öldüründür emir* . Can alanın canı alınır.
Videoların altına yorum yazarak sohbetlerin youtubede üst sıralara taşınmasını dolayısıyla bir çok kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz ''Sizden hayra çağıran, marufu emreden, münkerden vazgeçirmeye çalışan bir ümmet bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir" (Ali İmrân, 3/104) vesselam.
Allah c.c sizin gibi hocalarımızdan razı olsun inşallah. Hadisleri ve sahabe efendilerimizi(R. A) itibarsızlaştırmak isteyenler var dikkatli olmak lazım
Gerçekte Rabbiniz gökleri ve yeri altı gün içinde yaratan sonra Arş üzerinde hükümran olan Allah'tır, geceyi gündüze bürür; o onu kışkırtarak takip eder. Güneş, ay ve yıldızlar O'nun emrine baş eğmiştir. İyi bilin ki, yaratmak da emretmek de O'na aittir. Ne ulu, o alemlerin Rabbi olan Allah! Araf/54
@@HoodLawyer4141 Guzel Kardesim, Kur'an-ı Kerim'de semavat ve arzın, yani kâinatın altı (6) günde halk edildiği (yaratıldığı) yazmaktadır. Altı günde halk edilmesini altı devir olarak anlıyoruz. İnsan anne karnında altı safhada yaratıldığı, dünyada ve berzahda altı dönem geçirdiği gibi, bir gün de altı dönem ve devir geçirerek diğer güne geçiyor. Hatta her şeyin doğumu, kemali, ihtiyarlığı, ölümü, berzahı, unutulması gibi altı devir geçirdiğini söylemek mümkündür. Semavat ve arzın altı günde halk edilmesine gelince: İlk yaratılış 1. gün ve devir. Hz. Âdem (as)'in yaratılışı 2. gün ve devir. Hz. Muhammed aleyhissalatü vesselamın gönderilmesi 3. ve gün devir. Dünyanın kıyamet başlangıcındaki harabiyeti 4. gün ve devir. Bu imtihan dünyasının kıyamet ile bütün bütün kapanması 5. gün ve devir. Dünyanın kıyametinden haşir sabahına kadar geçen dönem ise 6. gün ve devir. Demek ki altı (6) gün kâinatın ilk doğuşundan ve yaratılışından, haşir sabahına kadar geçen zaman, devir ve dönemi içine almaktadır. Bütün zamanlar haftalık bir saat gibi düşünülürse, bu saatin altı günü bu alemde geçiyor. 7. günü ise haşrin baharından sonsuza kadar gidecektir.
Kuran: O’nun benzeri gibi hiçbir şey yoktur. 42- Şura Suresi 11 Hadis : “Allah ahirette Peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir.” Müslim-İman 302; Buhari 97/24, 10/29; Hanbel 3/1
"Allah ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir.” (Müslim, İman 302; Müsned, 3/1) Bazı ayet ve hadislerde "Allah'ın eli, Allah'ın ipi, Allah'ın baldırı,.." gibi ifadeler kullanılmaktadır. Bu tür ayetler mütaşabih ayetlerdir. Peygamber Efendimiz (asm) de bazı hadislerinde mütaşabih kelimeler kullanmıştır. Böylece insanlar bu meseleri daha iyi anlasın. Nitekim başka bir hadisi şerifte Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmaktadır: "Ebu Said (ra) anlatıyor. Resulullah (aleyhisselatu vesselam)'ı dinledim, "Baldırların açılacağı, kendilerinin secdeye davet edileceği gün..."(Kalem, 68/42) mealindeki ayetle ilgili olarak şöyle diyordu: "Rabbimiz baldırını açar, her mümin erkek ve her mümin kadın O'na secde eder. Dünyada iken kendisine riya ve gösteriş olarak secde edenler geri kalırlar. Onlar da secde etmeye kalkarlar, ancak sırtları bükülmeyen yekpare bir tabakaya dönüşür (ve secde edemezler.)." (Buhari, Tefsir, Nun ve Kalem 2, Nisa 8, Tevhid 24; Müslim, İman 302) Kalem suresinin 42. ayetinde "Keşfu's-sak" tabiri geçmektedir. Lügat olarak baldırın açılması manasına gelir. Görüldüğü üzere ayeti kerimeden asıl maksat lügat manası değildir, aksine bir mesaj söz konusudur. Hadis yukarıdaki rivayette baldır kelimesini "sâkehu" şeklinde zamir olarak kaydeder. İbnu Hacer bir başka tarikde zamirsiz olarak "sâke" şeklinde geldiğini ve bu şeklin -ayeti kerimeye uygunluk arzetmesi sebebiyle- daha doğru oldğunu söyler. Aksi takdirde yukarıdaki tercümede aslına muvafık olarak kaydettiğimiz üzere Cenab-ı Hakk'a baldır izafe ederek, insana teşbih etmek gibi te'vili tekellüflü bir durum ortaya çıkacağını belirtir. Öyle ise, "baldırı açmaktan" maksat nedir? Alimler bunu, "bütün hakikatkerin çırıl çıplak ortaya çıkması (sebebiyle) hesap ve cezanın bütün şiddet ve dehşetiyle hüküm sürmesi" şeklinde anlamışlardır. Nitekim hadiste, Resulullah (asm) Cenab-ı Hakk'ın bütün gerçekleri ortaya koyarak hesap verme hadisesinin dehşetini yaşattığı hengamda, dünyada iken kulluğunu samimiyetle yapanlarla, riyakar hareket edenleri ayırıp mü'minleri dehşetten kurtaracağını, riyakarları da sırtları eğilmez bir hale sokarak cürümlerini yüzlerine vurmak suretiyle, dehşetlerine dehşet katacağını belirtmektedir. Konuyu tasvir eden ayeti karimenin tam meali şöyledir: "(Hatırla ki o gün) baldır(lar)ın açılacağı, kendilerinin secdeye davet edileceği bir gündür. Fakat buna güç yetiremeyeceklerdir. Evet secdeye davet edilecekler gözleri düşük, kendilerini bir zillet sarmış olarak. Halbuki onlar bu secdeye dünyada her şeyden salim ve sapasağlam iken davet ediliyorlardı." (Kalem, 68/42-43)
Kaan Özcan.... MaşaAllah Kaan kardeşim... Allah Kenzo Dilais gibilerine hakikatı görecek göz... idrak edecek akıl...insaf edecek kalb nasip eylesin... Ey bazı Hadis-i Şerifleri zahir manasına göre değerledirip Ümmetin 1400 yıllık muktesabatını inkâr edenler... Biraz dikkat edin... Hemen hadisi inkar etmeyin ve hadis imamlarına iftira atmayın... Ebedi hayatınız tehkikeye girer...
@@kaanozcan3959 Kardeşim hadis kitabında bir tane dahi yanlışlık varsa o diged hadislerinde güvenilirligini kaybeder. Bu 1400 sene önce yani yeni zaman falan meselesi degil. Düpe düz peygamberimize atılan iftiradır. ALLAH kimin ibadet edip etmedigini görür ve bilir sonuçda amel defterini yazan meleklerde varken sence baldırındanmı bilecek. Zaten vefaat ettigi zaman insanın ruhu bedenden ayrılıyo dünya ile ilişkişi kesiliyo. Ya bunlara inanmayın Buhari, tirmizi, ebü davut. Müslim aynı zamanlarda yaşamış biri özbek biri iranlı digerleri arabistanlı ve birirlerini biliyolardı. 810 ile 890 rarsı yaşamışlardır. Onların söyledigi bi hadise göre Kadınlar cehennemdedir diyo. Sence ALLAH kadınları cehennem içinmi yarattı. Peygamber teroristlerin gözlerinin oyulmasını emretti ve deve aidigi içmeyi uygun gördü diyo. Buhari, tirmizi ,evu davut sözde endogru hadisciler. Yüz sene sonra kimse kalmayacak Burari ,tirmizi,müslüm,ebu davut. Bunlaramı inanacaksınız yapmayaın iftiraya prtak olmayın
Buhari'nin kaç adet hadis kitabı vardır Bu setin bir adı var mıdır bun set kaç kitaptan oluşmaktadır İmam buhari'nin Tıp kitabı bu setin içerisinde midir kitabının adı nedir ve tıp kitabı kaç kitaptan oluşmaktadır bana yardımcı olursanız çok sevinirim
Buhariyi linç ederek öldüler o kitabıda o yazmadı ,ayıp size Allahın kitabını yol olarak almak size neden bu kadar zor ,hadislerin pesinden gidiyorsunuz .
Sünnet ; Rasulullah'ın devamlı olarak yaptığı, sahabenin Hz. Peygamber'den gördüğü ve kendilerinin de ona tâbi olarak yapmaya devam ettikleri, böylece o günden bugüne uygulamalı olarak bize gelen Resulullah'a ait fiillere denir. Rasulullah'ın (SAV)'in, Kuran-ı Kerim ile karışır endişesiyle hadislerin herkesçe yazılmasına izin vermediği bilinmekle birlikte, yazılmasını tamamen yasaklamadığı da bilinmektedir. Nitekim Abdullah b. Amr b. As'a hadisleri yazması için izin vermiştir. Hz. Ömer'in halifeliği dönemiyle birlikte artan fetihler, hadisleri bilen sahabîlerin vefat etmesi gibi durumlar hadislerin korunması konusunda tedbir almayı gerekli kılmıştır. Tanınmış sahabîlerin öğrencileri onlardan duyduklarını ezberlemiş ve kaydetmiştir. Böylece hadisler, onları rivâyet etmeyi ibadet sayan ashab ve talebeleri sayesinde kaybolmaktan kurtulmuştur.
Emeviciler her ne kadar dilleriyle “Allah’tan başka ilah yoktur,” deseler de sergiledikleri tavır itibarıyla hiç farkında olmadan Allah ile beraber Buhari’ye de tapar hale gelmektedirler. Başka bir deyişle Buhari’yi tenkit edilemez kılarak onu Allah’a ortak koşmaktadırlar. Bu durum da Kur’an’ın verilerine göre katıksız şirktir. BUHARİ binlerce ÜFÜRÜK hadis olduğunu belirtiyor. Eeeee yani bu durumda bir tek Buhari Hadislerine mi Sahih diyeceğiz. 🤔😠👆 Kuran ile bağlantılı ve uyumlu olmayan bütün HADİSLER ÜFÜRÜKTÜR. 👆
kitap sahih ama peygamber efendimize dayandırılmayan bilgiler sahihtir değildir diye değerlendirilmiyor değerlendirmediğin şey için neden sahih değildir diyesin
Buhari Hz Aişenin 6 yaşında evlendiğini savunuyor lakin Hz Aisenin ablası Hz Esma ile aralarında 10 yas vardır hicret esnasında 27 yaşında ise Hicret sırasında hz Aişe validemiz 17 18 yaşlarında idi Şimdi yalan dolan şeylere aldanirsaniz Kur an dan saparsiniz
@@ischxsi4600 6 yaşında sözlü 9 yaşında evlilikti o sanırım o zamanlar ergenlikten sonraki yaşı söylüyorlar diye biliyorum Hz Aişe de 9-10 yaşında ergenliğe girdiyse 9 sene sonra 18-19 yaşlarında evlenir
@@nikobellic4637 knk araplarda öyle bir uygulama yok ne zaman Kur an dan ayrıldık o zaman bataklığa saplandik Buhari fars bir muhadisstir Allah aşkına 6 yaşında nasil evlensin insan yaa bide bu tek değil Ahirette Allahın haşa ve kella baldırını açacaktır deniliyor mantığını kullan Allah boşuna Kur an göndermedi
Kadının cariye olmasına onay veriyor. (Mearic: 30), (Nisa: 24-25), (Muminun: 6), (Nur: 33) Sınırsız cariye helal. (Muminun: 6), (Nur: 32-33), (Ahzab: 50-52-55), (Mearic: 30) 31. 31 Kadına savaşta "ganimet" diyor. (Nisa: 4) Kuran'da kadınlara hitap hiç yok. ??? . Peygamberin küçük karısı Ayşe'nin zina yapıp yapmadığına dair ayetler var. Entrikalar ve dedikodular da unutulmamış. (Nur: 11-12-13-14-15) Peygamber evlatlığı Zeyd'in karısını koynuna alabilsin diye ayet var. (Ahzab: 37) Beyin kelimesi yok. Beyin yerine düşünme organı olarak kalp anlatılıyor. (Muhammed: 24), (A’raf: 179), (Hacc 46), (Ali İmran: 119) Peygamberin evinden misafir kovma ayeti var. (Ahzab: 53) Kadınlara "TARLA" diyor. (Bakara: 223) 31.Ayetleri sorgulamayın diye ayet var. (Maide: 101)
Saih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin.
@hasann gurcan Sahih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin. ﴾3﴿ Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır. ﴾4﴿ O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. [Necm Suresi 3-4]
Yahu ALLAH RIZASI İÇİN düşünsenize biraz.kuranı kerimi peygamber den ezberleyip, ogrenip, daha sonraki nesillere aktaran sahabilere, tabiin lere , tabei tabiinlere haksızlık yapılmıyordu? Bu insanlar kur'anı yazabiliyorlardi da biricik peygamberlerinin hadislerini mi yazamiyorlardi yada ezberleyemiyorlardi? Bu insanlar akilsizmiydilar?
ÇÜNKÜ PEYGAMBERİMİZ KENDİ SÖZLERİNİN YAZILMASINI İSTEMİYORDU RİVAYETE GÖRE. SEBEBİ İSE KURANLA BİRBİRİNİ KARIŞTIRMAMASI İÇİN “Benden Kuran dışında hiçbir şey yazmayın. Kim benden Kuran dışında bir şey yazmışsa imha etsin.” (Müslim, Sahihi Müslim, Kitab-ı Zühd; Hanbel, Müsned, 3/12, 21, 33) Darimi’deki hadis ise şöyledir: “Sahabe Allah’ın elçisinden sözlerini yazmak için izin istediler. Ancak onlara izin verilmedi.” (Darimi, es-Sünen) El Hatib’deki hadis şöyledir: “Biz hadis yazarken Hz. Peygamber yanımıza geldi ve ‘Yazdığınız şey nedir?’ dedi. ‘Senden işittiğimiz hadisler’ (sözler) dedik. Hz. Peygamber; ‘Allah’ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah’ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için yoldan çıktılar.’ dedi” (El Hatib, Takyid) Tirmizi’den de bunu öğrenebiliriz: “Allah elçisinden sözlerini yazmak için izin istedik, bize izin vermedi.” (Tirmizi, es-Sünen, K. İlm)
Kardeşim peygamber bu adam yoldan geçen bir insan değil mantıken böyle bir şey olması gerekseydi peygamber yasdirmazmiy di peygamberden 200 sene sonra yaşamış adam yazmis
1) Kadında, atta ve evde uğursuzluk vardır. [1995-6617-İbn Mace-1995/1993 c.17 s.218 /6617], [Buhârî-Müslim-Ebû Davud-Tirmizî-Nesâî] Bk. Kur’an-27/47 7/131 2) Kadınların akılları kıt ve dindarlıkları eksiktir. [3307-Ebu Dâvud-Müslim-Buharî-İbnu Mâce] Bkz. Kur’an-39/18 4/1 49/11 3) Cehennemdekilerin çoğu kadınlardır. [5374-Buhârî-Müslim-Nesâî-Muvatta-İbn Mace] [2075-Buhârî-Müslim] Bkz. Kur’an-7/179 72/15 33/35 4) Ey kadınlar, sizler cehennem odunusunuz. [3039-Buhârî-Müslim-Ebû Dâvud-Nesâî] Bkz. Kur’an-72/15 5) Kur’an okudukları halde traş olanları öldürün. [4816-Buhâri-Müslim-Muvatta-Nesâî-Ebu Dâvud] Bkz. Kur’an-4/93 5/32 Daha bir sürü Kuranla çelişen hadisler var. Ben bunun suçlusu bu hadis kitabını yazanlardır demiyorum(Olabilir veya olmaya bilir, ilmim yeterli olmadığı için kimseyi suçlayamıyorum), lakin körü körüne inanmak doğru değildir diyorum.
@hasann gurcan Sahih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin. ﴾3﴿ Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır. ﴾4﴿ O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. [Necm Suresi 3-4]
Allah'a ve Resulüne imandan ne anlıyorsunuz siz? Allah'a iman O'nun tek ilah oluşuna ve ortağının olmadığına imandır. Resulüne imandan kasıt Allah'ın kelamı Kuran'dır. Peygamberimizin dilinden Allah'ın kelamının aksine ne çıkabilir? İhtimal midir bu? Hadislere Kuran gibi iman edenler iyi düşünsün. En fazla Kuran'a aykırı olmayanlara kuvvetle muhtemel diyerek itibar etmemiz gerekir. Kim size Kuran gibi kesindir katidir garantisini veriyor? Ne dediğinizin farkına varın biraz. Tüm hadis sünnet ne varsa kaldırın atın demiyorum. Ama Kuran gibi de iman etmeyin. Benim düşüncem budur.
Buhari yazmış kitabı, Hz Muhammed değil ayrıca buhari efendimizin vefatından 170 yıl sonra doğmuş biri, hadi bunları toplamaya başlayınca 30 yaşında olsa 200 sene, 200 sene ne demek sen biliyor musun ve o zaman heryer güllük gülistanlık mıydı her tarafta karşıtlık vardı dinle alakalı alimler arasında yoksa ne diye mezhepler türesin.
@@hurolabaci1594 Yukardaki yazıdan hadis kitabını Peygamberimizin yazdığı bilgisine nerden ulaştın da düzelttin buhari diye. Kuran'ı anlayarak oku diyeceğim de 2 satır yazıyı bile anlamakta güçlük çekmişsin. Yinede bir bak (6:114, 68:35-38, 69:40-47) Büyüklerin ne derse al devam et.. kaza namazı kıl, bilerek oruç bozarsan 61 gün tut, sakal kesmeyi haram deyin. haşa Kuranda eklenmesi unutulmuş o haramıda siz getirmişsiniz. (16:116 OKU!) buhari gibi hocalarınız sayesinde. kefen satan okunmuş terlik ticareti yapan hocanız ve uydurduğunuz dininizle devam edin kardeşim.. bide mezhepler demiş. o konuyu da savunur bu kafa şaşırmam.
Sahih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin. ﴾3﴿ Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır. ﴾4﴿ O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. [Necm Suresi 3-4]
@@strongerkeys9096 Sahih hadis sınıflandırmasını yapan kim? Allah ayetlerinin kıyamete kadar korunacağı garantisini veriyor. Senin birilerine göre sahih denilen ve Kuran ayeti gibi iman ettiğin hadislerin garantisini sana kim veriyor? Allah ve Resulüne itaat Kuran'a imandır. Malesef size Allah'a itaatin Kuran'a; Resule imanında hadislere iman olduğu inandırılmış. Nisa 59 Ey iman edenler; Allah´a itaat edin. Rasule ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin. Eğer bir şeyde çekişirseniz; Allah´a ve ahiret gününe inanmışsanız onun hallini Allah´a ve Rasulüne bırakın. Bu; hem hayırlı hem de netice itibariyle daha güzeldir. "..Allah'a ve Resulüne brakın.." Nisa 80 Rasüle itaat eden; Allah´a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse; Biz, seni onlara koruyucu göndermedik. "..Resule itaat eden Allah'a itaat.." Enfal 20 Ey iman edenler; Allah´a ve Rasulüne itaat edin. Dinleyip dururken ondan yüz çevirmeyin. "..ondan (mesajdan yani Kuran) yüz çevirmeyin." Allah'a ve Resule itaati burdan da öğrenebilirsin. Başka ayetlerde var ama akledip düşünene bunlar kafi. Son olarak; Enfal 22 Allah katında canlıların en kötüsü; akletmeyen sağır ve dilsizlerdir.
Konuşulacak çok konu var ama şu anda pek müsait bir durumda olmadığım için size geçen bir hadis inkarcısına yazdığım yazıyı kopyalayayim. İnşaAllah anlayabilirsiniz "İslam aleminin büyük bir çoğunluğunun inanmış olduğu ve doğru kabul etmiş olduğu gerçekleri "tefsirlerine" bakmayarak mealindende anlamayıp yalanlayarak çokça büyük bir vebal alıyorsunuz. Kur'an da da olduğu gibi hadislerin tefsirlerine bakmayıp Mealine bakar iseniz hadislere haşa uydurma diyebilirsiniz.. "Mecaz" denilen bir gerçek vardır ve ayetlerde de hadislerde de bu çokça yapılır. Kur'an bize çokça ayetin de düşünmeyi emreder lakin ayetin Mealine bakarak direk "ha tamam böyleymiş" demek zaten düşünmeye aykırıdır, bizim o ayette acaba "tam olarak ne anlatılmak isteniyor, bu ayetin derinliği ve hikmeti nedir" diyerek o ayetlere ve hadislere bakmamız gerekir ki düşünerek Allah'ımızın bize söylemiş olduğu derin manaları anlayabilelim.. Bu da ancak tefsirlerden olabilir. Ayrıca bir ayeti anlamak içinde o ayetin hangi durumlarda indirildiği ve hangi duruma karşılık söylenildiği de pek önemlidir. Zira "Kur'an bize yeter hadisler haşa uydurmadır" diyen kişiler örneğin Nisa Suresi 34. Ayeti nasıl açıklayabilirler? Bu düşünceye göre Allah'ımız kendi yaratmış olduğu kadınları "dövmemizi" bazı durumlar da meşru görmüş oluyor. Ayrıca Kur'an da gözlerinizi haramdan sakının der "gözlerinizi cinsel içerikli *filmlerden* sakının demez." Bu duruma göre günümüzde cinsel içerikli filmleri izlemek helal mi oluyor? Hayır, bunun haram olduğunu ancak "gözlerinizi haramdan sakının" ayetini günümüze "kıyas" layarak bulabilir ve cinsel içerikli filmlerin de kesinlikle haram olduğunu anlayabiliriz ve bu da Zaten "Kur'an bize yeter" de değil "Ehli Sünnet" akidesin de bulunur. Allah'ımız 1400 yıl evvelinden ayetin de "cinsel içerikli film izlemek haramdır" diye dese o zamanın insanları "film ne ya" diye demezler miydi? Zira olayı günümüze çevirdiğimiz de Allah'ımız "Işınlanmak haramdır" dese mesela biz "ışınlanma nedir?" Demez miydik? Zaten günümüzde ve hele ki 1400 yıl evvelinden bir sürü İslam'a inanmayan ve karşı çıkan insan varken bu gibi ayetler insanların İslam'a girmesini zaten oldukça zorlaştırır ve bütün haram olan işlerin her türlü olasılığı da yazılsa Kur'an muhtemelen "göktelen" büyüklüğünde bir kitap haline gelirdi. Mesela Kur'an da hayvanlarla ilişkiye girmek haramdır diye de bir ayet yoktur. Peki Yok diye bu caiz anlamına mı gelmektedir? Hayvanlarla cinsel ilişkiye girmek ve bunu Kur'an da yazmıyor diye meşru görmek apaçık bir sapıklık olurdu. Kur'an bize nerden geldiğimizi,nereye gideceğimizi ve ne yapmamız gerektiğinden bahseder ve genel itibariyle detay konularına yani fetva konularına pek *fazla* inmez. Hadisleri kabul etmeyen bir kimse de zaten Allah'ımızın bize çoğu konuda karışmadığını söylemiş olur çünkü bir çok hüküm hadislerden de konulur ve fetvalar ona göre de verilir. Bir anne bile evladının her şeyine karışır iken bizi yoktan var eden Allah'ımızın bize pek çok konuda, hadisleri inkar ederek karışmadığını söylemek çok yanlış olur.. Kur'an 1400 yıl evvelinden indirildiği için o zamanın şartlarına göre insanların anlayabilmesi için uyum sağlamıştır, zaman geçtikçe dünya 1400 sene evvelinde ki gibi olmayacağına, gelişen teknoloji ve o zaman da olmayan şeylerin "olmasıyla" beraber Allah'ımız da tabi ki yeni bir Peygamber ve Kitap göndermeyecegini söylediğine göre bizler gelişen teknolojinin ne durumlarda helal ne durumlarda haram, 1400 sene önce olmayan ama şimdi olan şeylerin haram mı helal mi olduğunu da tabi ki "kıyas" yaparak bulacaktık. Aksi taktir de 1400sene evvelinde yaşayan insanların direk olarak yaşantısına göre inmiş Olan Kur'an'ı Kerim'in emirlerine uyması ile bizim günümüz de ki çok daha farklı olan yaşantımıza Kur'an'ı kıyaslamayıp emirlerine bu nedenden dolayı çok daha az uymamız o zaman ki insanlara haksızlık olacak ve Allah'ımız sonsuz adalet sahibi olduğu için muhakkak ki kıyasın yapılmamasından da razı olmayacaktı. Ayrıca Kur'an da ki "peygambere uyun" ayetlerini de hadisleri inkar eden birisi zorunlu olarak "o zaman için geçerliydi" diyecegine göre Kur'an zaten evrenselliğini bozacak, ayrıca Allah'ımız bizleri ilgilendirmeyen bir bilgiyi Kur'an'ın da *pek çok kez* bahsettiği için *hikmetsiz bir iş* yapmış olacaktı, lakin bu imkansızdır çünkü Allah'ımız her işini hikmetli olarak yapar. Son olarak ta zaten eğer Kur'an'da ki "peygambere uyun" ayetleri o zamana ait olsaydı Allah'ımız neden bu kadar çok kez bu gibi ayetlerini Kur'an'ın da belirtti? Bir defa söylerdi ve insanlar zaten *Peygambere uyulması* gerektiğini kesin olarak anlar ve ona uyardı. Demek ki Hiç şüphesiz sonsuz güç sahibi Allah'ımız gelecekte "hadis inkarcılığı" olacağını bildiği için bunu yapan kimseleri şiddetle uyarmak amaçlı bu denli Kur'an'ın pek çok kısmında "Peygambere uyun" gibi emirlerinden bahsetti ve aynı şekilde Kur'an'ın pek çok ayetinde düşünmeyi emrettiği için de bu ayetleri o kişilerin düşünüp o kişilerden "doğru yolu" bulmalarını istedi. Zaten Peygamber Efendimiz (s.a.v) hiç şüphesiz insanlara bir rol model olduğundan ve o zamanın insanlarının bu mükemmel insanı tanıyıp, onun sözlerine uyaraktan gerçekleri ve doğruları çok daha kolay anlayarak ve idrak ederek öyle yaşamaları ve muhtemelen cennete bizlere göre daha da kolay yol almaları da bize haksızlık olacağından Allah'ımız tabi ki de Kur'an da bahsetmese dahi hadisleri koruyacak ve sonsuz adalet sahibi olduğu için bizde örnek alalım diye bir *Rol Model* olarak Çok sevdiği Kulunu (Hz.Muhammed s.a.v) tanıyabilmemiz ve ona olabildiğince benzeyerek (Rol Model alarak) kurtulmamız için bizlere pek çok hadisi ve rivayetleri doğru bir biçimde aktaracaktı. Allah'ımız pek çok kez dediğim gibi düşünmeyi bizlere emrettiğine ve bir kişi de bu gerçeği (hadislerin doğruluğunu) muhakkak ki ancak düşünerek bulabileceğine göre Allah'ımızın bizleri emirlerine uyup uymadığımız konusunda bu dünya birer imtihan yeri olduğu için "acaba düşünecek miyiz" yoksa "düşünmeyecek miyiz" diye sınaması oldukça normal olacaktır. Peki kişi bundan sonra hala hadisleri (haşa) inkar mı etmeye devam edecek yoksa bu tavrından vaz mı geçecekti?"
Ey kardeşler Allah'ın ayetlerine kulak verin ("Rasul size ne verirse onu alın Size neyi yasaklarsa ondan da kaçının ve Allah'tan korkun! Çünkü Allah'ın azabı şiddetlidir.") (Kim Allah rasulune itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur)Bugun hadisleri inkar edersek ortada ne tefsir kalır ne Akide Işte aklima yatmayan bazi hadisler var o akil syzgecine başvurursan Allah'ın hoşuna gitmeyen ayetleri karsina çıkar akli ustun gorursun.Hukum ancak Allah'ındır.Elalem neder diye yaşama!Allah'a hamd et en buyuk hamd ve sena sadece Alemlerin rabbi olan Allah'adır.
O ayetten hadislerin İslâm'ın kaynağı olduğu sonucu çıkmaz. Peygamberimiz ALLAH'ın Vahyettiğini savunur. Elçiye düşen, tebliğden başka bir şey değildir. Allah sizin açığa vurduklarınızı da gizlediklerinizi de bilir. (5-Maide-99) Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz. Rabbin’in kitabından sana vahyedileni oku. O’nun kelimelerini değiştirecek hiçbir kudret yoktur. (18-Kehf-26,27) De ki “Ben sizi ancak vahiy ile uyarıyorum.” (21-Enbiya-45) Neyiniz var? Nasıl hüküm veriyorsunuz? Yoksa okuyup, ders almakta olduğunuz bir kitabınız mı var? İçinde keyfinize uyanın sizin olduğu. 68-Kalem-36,37) Allah size kitabı detaylandırılmış bir halde indirmişken Allah’ın dışında bir hakem mi arayayım? (6-Enam-114) Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. (6-Enam-38) Elçilere düşen, açık bir tebliğden başkası değildir. (16-Nahl-35)
@@beratcangene5920 Allah'in selami uzerine olsun Yeryuzunde Milyarlarca müslüman var.Her müslüman Kuranı alıp kendi kafasina göre okudugunu anladığını dusun mesela ben sana dedim ki صلاة kelimesi dua anlami taşir namaz diye birsey yoktur. اقم الصلاة dua edin derim.Bunun gibi milyarlarca sapık görüş türetebilirsin.Kuranın ilk muhatabı Efendimiz ilk arkadaşlari ve talebeleri olan SAHABELERdir. Eğer Peygamber'in tek görevi insanlara Kur’ânı tebliğ etmek ise Kur’ânın nasıl yaşanacağı konusunda örnek olmak gibi bir görevi yoksa, o zaman Kur’ânın nazil olması, peygamber olmaksızın bir melekle de gerçekleştirilebilirdi. Kuranda mubhem ve mutesabih ayetler vardır nuzul sebebleri vardır bir ayet diğer ayeti açıklar Kurana parçacı değil butunsel bakmamiz gerekir parçacı ve kişisel bakış açısıyla eline M16 ile butun gayri muslimleri oldurmen gerekir.“Sadece ayetlerle iktifa edin, Peygamberin sünnetine uymanız gerekmez.” diye hiçbir ayet yoktur.Yazdigın ayetlerden Kuran tek kaynaktır diye ifade eden hiçbir açık ayet yoktur. Dediğin ayetlerde sadece kuran bize yeter diyen bir tane Selef ulemasindan delil getirir misin? Bir tane halef ulemasindan delil getirebilir misin? Kim Allah'a ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzab, 33/36) Kur’ân’ı ve Resûlullah’ın öğütlerini işitip durduğunuz halde ondan yüz çevirmeyin!” (Enfâl, 8/20) Allahın rasulune itaat etmeyip hadisleri inkar edenlerin Hukmu nedir? Mütevatir ve Sahih hadislerin varlığını inkar eden kişi Kafir olup Ebedi Cehenneme yolculuk yapar.Selef ve Halef ulemasinin hepsi bu konuda ittifak etmiştir
Evet ama efendimiz hadis yazılmasını yasaklamış.O ölünce yazmışlar Bu yanlış değil mi.Yasağa niye uyulmamış.Belki her zamanın ve mekanın şartları farklı olur yaşam farklı olur diye yasaklamıştır.Onu niye dinlememişler
Kur'an bize yeter diyenlere Kur'an'ı Kerim'den bir ayet : "O, havadan konuşmaz, O (na inen Kur'ân veya O'nun söyledikleri), kendisine vahyedilen vahiyden başka bir şey değildir." (Necm, 3-4)
Ne güzel işte kardeşim,vahyden başka birşey konuşmaz diyor.vahyedilen kitabı elimizde olduğuna göre bununla yetinmeli.buhari 700.000 hadisden eledi bu hadisleri deniyor,demek ki yuzbinlerce hadis uydurma, bu kalanların tamamının peygamber a.s a ait olduğuna niye iman edelim,pekala insanlar futursuzca hadis uydurmuşlar neticede
Ayetin önünü berisini de oku, sonradan tüm kuranı oku ona göre ayeti yorumla. Cımbızla seçip kafana göre anlam verme ayete. O zaman biri de çıkar "Namaza yaklaşmayın" diye ayet var der.
Buhari peygamberden 200 yıl sonra yaşamış, buhariden önce bir sürü siyer yazarı hadisçi var. Konu o değil. Konu buharinin veya diğerlerinin yazdığı hiç bir hadisin orjinali yok.
Kardeş nerden uyduruyorsunuz bunları orjinal eser Bulak Kutuphanesinde bulunur.Misirdadir Elif ba bilmeyen adamlar iftira atmaktan baska bir halt bilmiyorsunuz
Peki hz aişe evlilik yaşımile ilgili hadis sahih midir? Çünkü ablasının biyografisinden baktığımızda evlilik yaşı 17 çıkıyo ve bu hadis tek buharide geçiyo evlilik meselesi her sahabe bilmesi lazım bu söz yada kıssa değil evlilik olayı büyük olay neden diğer sahih hadis kitaplarında yok da buharide var Açıklarsanız sevinirim
@@beyfendi7222 hadis kitapları daha sonralarda değiştirilmiştir. Orjinalleride yok. Orjinallerç olsa bukadar kurana ters hadisin olması mümkün olamazdı. Aişenin yaşı en az 17 evet. Ama arap kültüründe erken yaşta evlilik vardı. Fakat kuranda şu ayet geçer kızlarınız akıl baliğ olaup, elindeki paranın hesabını yapabilene kadar evlendirmeyin. Buda 9 yaşında evlenme ihtimalini ortadan kaldırıyor. O dönemki müslümanlar kurana aykırı hayat yaşayamazdı. Şimdiki gibi kuran rafta durup tozlanan bir kitap değildi.eldeki verilerde aişenin en az 17 oldğu konusunda netlik kazanmıştır
@@tolgaerdem2894 hadislerin çoğuna baktığımda yanlışlık yok az birinde yanlışlık var değiştirildiyse bunun nedeni ne? Bluğ çağ dediğimiz ergenlik değilmi, ergenlik yaşı 9 ile 13 yaşında gerçekleşmiyomu olma durumu yokmu? Cevap verirsen çok teşekkür ederim kafam karıştıda
@@beyfendi7222 kardeşim emevi ve abbasi devletlerinin islama etkilerini bir araştır. Zaten emevi devletini kuran zat peygamberimizin torunlarını katleden zattır. Anası babası son anda mekke feth edildiğinde ölmemek için iman ettik demişlerdir. Emevi ve abbasi döneminde islamı yok etmek için parayla hadis yazıcılaro tutulmuş hadisler bilerel değiştirilip yanlş yazılmş ve günümüze kadar gelmiştir. Bluğ çağı 9-13 arası olabilir. Ama her bluğ çağına eren akıllı olacak diye kaide yok. Kimisi 15 16 yaşında olgunlaşır. Kimisi daha 18 19 yaşında kafası basmaz. Ayette o yüzden bluğ çağı dememiş, akıl baliğ olunca demiştir. Fakat her ne olursa olsun 9 yaşındaki biz kızın aile geçindirmesi düşünülemez.
1. Peygamber, savaşta kadınların va çocukların öldürülmesinin bir sakıncası olmadığını söyledi (Buhari) 2. Allah, ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir (Buhari ) 3. Peygamber 30 erkeğin cinsel gücüne sahipti (Buhari) 4. Peygamber nerede güzel bir kadın görse hemen eve koşar Zeynep`le yatardı (Buhari) 5. Peygamberin izniyle ihramdan çıkıp Mina`da bulunan kadınlarımıza yöneldik. Zekerlerimizden meni damlıyordu ” (Buhari) 6. Peygamber, Medine`de bir yahudi tarafından büyülendi. Günlerce ne yaptığını bilmez durumda ortalıkta dolaştı. (Buhari) 7. Keçinin yemesi sonucu Kuran`dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran`a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi (Buhari) 8. Namaz kılan bir adamın önünden eşek, kara köpek ve kadın geçerse namazı bozulur (Buhari)
Kuran ayetleri çerçevesinde detaylıca incelemek lazım. Çeviride bile sıkıntı olabilir yani yoksa yazdığınız şeyler varsa buhari de doğru olması mümkün olmayabilir.
Kuranda bana erkeklere ipek ve altinin haram yazdigi yeri gösterin. Namazda 2 kere secde yapilcak diye yeri gösterin. Acaba bu hadisler olmasaydi nasil Islami yasardik biz?
@@tolunaykaradeniz6851 benim hadisleri inkar iddiam asla olmaz. Fakat uydurma hadislere itirazım var. Daha doğrusu Kuran'a aykırı hadisleri bütün Müslümanların ret etmesi gerekmez mi? Ne bütün hadisleri ret ederim, ne de hepsini kabul ederim. Kurana uyuyorsa başımızın üstünde yeri var. Uymuyorsa da ret ederim.
Kurana arz etmeyi gerektiren dini bir emir yok.Kurana arz meselesi istiamara açıktır.Şahsın kurana vukufiyetini ölçemeyeceğimiz için Kurana göre hadisi tartarken hasasiyetinin olup olmadığını da bilemeyiz.Kurana arz meselesini sahabe geçici olarak zaman zaman yapardı çünkü her sahabe her hadisi işitemezdi.Hadisi işittiği zaman da bilgisi yanlış veya eksikse düzeltirdi.
Tevbe süresi 31. Ayet yahudiler ve hıristiyanlar için inmiş olmasına rağmen günümüzde tam da ehli sünnetiz diyenlere cuk diye oturuyor. "Onlar ki hahamlarını ve rahiplerini rab edindiler....." Günümüz ehli sünnet olduğunu iddia edenler ise buhariyi imam azamı rab edindi. Helal haram yetkisi onlara verildi. Maalesef ve maalesef. Halbuki bizden ehli sünnet değil, mümin , müslüman olmamız istendi. Ve sadece bir olan Allaha kulluk yapmamız istendi.
@Ardaş Akbey “Peygamber size ne emretmişse alın, neyi yasaklamışsa ondan da kaçının. Allah’tan korkun. Muhakkak ki Allah’ın azâbı pek şiddetlidir.”(Haşir Sûresi, 59/7) “Peygambere itaat eden Allah’a itaat etmiş olur. Kim bundan yüz çevirirse, seni öylelerinin üzerine muhâfız olarak göndermedik; sen ancak doğru yolu gösterip tebliğ etmekle mükellefsin.”(Nisa, 4/80)
Hocam kime inancağımızı şaşırdık zaten vesvese içinde yüzüyoruz bide bunlar çıkıyo karşımıza ondan sonra aklımıza niye Allah korumadı gibi sorular geliyo biri ölümüne hadisler yalandır diyo biri kesin doğrudur diyo bi mezhep bişeye haram diyo öbür mezhep helal diyo vallaha allak bullak oldu kafam neden bu kadar karmaşık vallaha dinden çıkcak duruma geldim Allah yardım etsin.
@@cengizhan5004 kardeşim sen adama insan gibi anlatıyorsun zaten merak etme bu insanlara Allah gözüksün bunlar yanlış desin isterler sen uydurma hadislerin varlığından bahsedersin Peygamberimiz Kurana ters bir şey söylemez yada söyleyemez dersin onlar gider hadislere gerek yok Kuran bize yeter diyordun derler sen canını sıkma herkes yine kendi nefsini haklı çıkarıyor 👍
kendin okuyacaksın başka çaresi yok Abdullah İbn Ömer anlatıyor: - "Peygamber, Benû Mustalık üzerine gece baskını yaptı. Onlar ansızın yakalanmışlardı. Hayvanları da su başında sulanıyordu. Peygamber, savaşabilir durumda olanlarını öldürttü; çocuklarını da tutsak olarak aldı. O sırada Cüveyriye'yi kendine seçti." (Bkz. Buhari, Kita- bu'l-Itk/13; Tecrid, hadis no: 1117 Müslim, Kitabu'l-Cihâd/1, hadis no: 1730; Ebu Dâvûd, Sünen,Kitabu'l-Cihâd 100, hadis no: 2633.) "Cüveyriyye", "cariyecik" demek. Çok küçük yaştaydı o sırada. 13 yaşında. Asıl adı "Berre" iken, Muhammed'in el koymasından sonra bu adı almıştı. Yıl: 627. Muhammed, Mekke'yle Medine arasında el Mureysi denen su kaynağı kesiminde oturan Mustalıkoğulları (Benû Mustalık) kabilesine bir gece baskını düzenliyor. İstediği sonucu da elde ediyor. Yukarıdaki hadiste, Muhammed'in "savaşır durumda olanlarını" öldürttüğü anlatılıyorsa da, öldürülen yalnızca on kadar savaşçı. (Birçok kaynağı bir arada görmek için bkz. Leoni Caetani, çev. Hüseyin Cahit, İstanbul, 1925, s.145-146.) "Ganimetler" , "tutsaklar"... Ve tutsaklar arasında güzel Cüveyriyye. Mustalıkoğulları'nın başkanı Haris'in kızı. Şimdi "cariye" durumunda. Yani alınıp satılabilir nitelikte. Tecrîd'in "mütercim"i Kamil Miras'ın anlattığı gibi, "tutsaklar bölüştürülürken o da, Sâbit Ibn Kays'ın payına düşmüştür." (Bkz. Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi, 1117 numaralı hadisin "İzah"ı.) Ne var ki kız çok güzel. Üstelik de soylu. Kız, bu durumundan yararlanmış mıdır? Yeterli bir kanıt yok. Ancak birden, hadiste de belirtildiği gibi, Muhammet'in onu kendine aldığını görüyoruz. Muhammed, kurtulmalığını vererek kızı, alıp kendi karıları arasına katmıştı. Ve ardından "zifaf".. Arkasından, "idamlık" durumunda olan herkese "beraat". Muhammed Hamidullah şöyle diyor: "... Birkaç saat sonra biz, düşmanın, Muhammed'in (A.S.S.) en yakın dostlarından biri haline geldigini görmekteyiz. (...) Sonunda herkes, ganimetten eline geçen hisseyi red ve iade etmekte tereddüd geçirmedi. İKİ YÜZ AİLENİN BİRDEN, hiç beklenmedik bir şekilde hürriyetlerine kavuşturulmaları üzerine, Mustalık'lılar, kaybettikleri on savaşçıyı pek çabuk unuttular. Ve sonunda Islam'ı kabul ettiler." (Bkz. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Islâm Peygamberi, çev. Prof.Dr. Salih Tug, İstanbul, 1980, 1/264) Bu durum karşısında: "Ey güzel ve aşk (!), sen nelere kadirsin!" demek yerinde olmaz mı? ' Muhammed 56 yaşındaydı o sırada. Güzel körpecik Cüveyriyye' yi, koynuna almak için hiç zaman yitirmemişti. Suyun yanında hemen kurulan meşin çadırında işini görmüştü. Karılarından Aişe de oradayken... Cüveyriyye ve Aişe aynı yaştalardı. Medine'ye dönüşte de Aişe' nin kolyesi ve Safvan olayı meydana gelecektir. Acaba, Aişe Muhammed'den bir öç almak istemiş miydi? Cüveyriyye' yi kıskanmış olarak? "Kurtulmalık" lar ödenmeden ve tutsaklar daha özgürlüklerine kavuşturulmadan bir şey olmuştu. Anılmaya, üzerinde durulmaya değer bir şey: Muhammed, tutsak kadınların ırzlarına geçilmesine izin veriyor: Ebu Said el Hudfı'nin anlatmasıyla "tutsaklar arasında Arab'ın en nefis kadınları" bulunuyordu. (Bkz. Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n- Nikâh/125, hadis no: 1438.) Ve o baskını gerçekleştirmiş olan Müslümanların ağızlarının suyu akıyordu güzel kadınları görürken. Hemen yatmak istiyorlardı. Yatmak istedikleri kadınlar, birer "cariye" durumuna gelmiş değiller miydi? Öyleyse müslümanlara "helâl"diler. Gerçi Muhammed'in: "Tanrı'ya ve âhiret gününe inanan bir kimse için, kendi suyuyla (menisiyle) başkasının tarlasını (başkasının cinsel ilişki kurdugu kadını) sulaması helâl olmaz." dediği de aktarılıyor. Ve bu arada: "Tanrıya ve âhiret gününe inanan bir kimseye, başkasının menisinden temizledikçe (istibrâ, fıkıhçılara göre bir ay içinde olur) hiçbir tutsak kadınla cinsel ilişki kurmak helâl olmaz." diye de eklediği belirtiliyor. (Bkz. Ebu Dâvûd, Kitabu'n-Nikâh/45, hadis no: 2158.) Ama çelişki yalnızca bu konuda degil ki... Ebu Said el Hudrî anlatıyor: - "Peygamberle birlikte Benû Mustalık Gazası'na çıktık. Ve Arap tutsaklarından tutsaklar elde ettik. O sırada kadınlar iştahımızı çekti. Bekarlık çok güç gelmişti bize o günlerde. Ve azil yapmak istedik. İstiyorduk azil yapmayı. Ancak, 'Peygamber aramızdayken ona sormadan nasıl azil yapacağız?' dedik ve gidip peygambere sorduk. Peygamber de azil yapmamakta sizin için bir sakınca yoktur. (Yapabilirsiniz de. Yapmaya bilirsiniz de.) Ama bilin ki, kıyamet gününe değin meydana gelecek bir yavru, ne olursa olsun meydana gelir." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Itk/13; Tecrîd, hadis no: 1596; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n-Nikâh/127, hadis no: 1438; Ebu Davud, Sünen, Kitabu'n- Nikâh/49, hadis no: 2170.) Kimileri, "azl"in ne demek öldüğünü bilmedikleri için bu hadisin anlamını tam olarak anlamamışlardır. "Azl" (azil), cinsel ilişki sırasında, erkeğin, meniyi, kadının cinsel organına boşaltmadan çekmesidir. Yani, meniyi kadınlık organının dışına boşaltmak. Hadiste anlatılanın özeti şu: Müslümanlar, ellerindeki "tutsak kadınlar"la cinsel ilişkide bulunmak istiyorlardı. Ama bir sorunları vardı: Ya çocukları olursa? İlişki kuracakları bu kadınlardan çocuk olsun istemiyorlardı. Tecrit "mütercim"i Kamil Miras, bu istememeyi, şöyle açıklıyor
@@cengizhan5004 peki kardeşim bir şey soracağım hadislerin gerçek olup olmadığını nereden anlamamız gerekiyor? Ben de gördüm birkaç tane ateist bu garip hadisleri bir çeşit savunma mekanizması olarak görüyor buharide Hz. Aişe ile Muhammed Aleyhisselam evlenirken, Hz. Aişe'nin 9 küsür yaşında olduğu yazıyor ama birçok tarihi kaynaklar, evlilik sırasında Hz. Aişe'nin 17 ila 18 yaş arasında olduğunu İSPATLIYOR! BU duruma nasıl bakmamız gerekiyor acaba?
Saih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin.
"Dinden dönenleri öldürün" hadisine aklım takıldı sahih mi değilmi tam bilmiyorum dinde özgürlük yokmudur peygamber efendimiz nası böyle bişi demiş olur anlayamıyorum ?
HADİS: Resulullah (sav), ben altı yaşında iken benimle evlendi. Medine`ye geldik. Beni`l-Haris İbnu`l-Hazrec kabilesine indik. Ben hummaya yakalandım. Saçlarım döküldü, (İyileşince) saçım yine uzadı. Annem Ümmü Ruman, ben arkadaşlarımla salıncakta oynarken, bana geldi, benden ne istediğini bilmeksizin yanına gittim. Elimden tuttu. Evin kapısında beni durdurdu. Evimizde, ensardan bir grup kadın vardı. "Hayırlı, bereketli olsun!", "Uğurlu mübarek olsun!" diye dualar, tebrikler ettiler. Annem beni onlara teslim etti. Onlar kılık-kıyafetime çeki düzen verdiler. Beni, [kuşluk vakti aniden] Resulullah (sav)(`ın gelişinden) başka bir şey şaşırtmadı. Annem beni O`na teslim etti. O gün ben dokuz yaşında idim. FASIL: NİKAH BÖLÜMÜ KONU: Resulullah (sav)`ın Zevceleri RAVİ: Aişe KAYNAK: Buhari, Nikah 38, 39, 57, 59, 61; Müslim, Nikah 69, (1422); Ebu Davud, Nikah 34, (2121), Edeb 63, (4933, 4934, 4935, 4936, 4937); Nesai, Nikah 29, (6, 82)
@@doganaydogan6502 @hasann gurcan Sahih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin. ﴾3﴿ Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır. ﴾4﴿ O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. [Necm Suresi 3-4]
@@doganaydogan6502 Hakikat biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik (mânasının derinliğine iyice) akıl erdiresiniz diye)[Yusuf 2] Biz onu, yabancı (arapça bilmeyenlerin) birine indirseydik de onu onlara okusaydı, yine (bir bahane ile o inkârcılar) ona iman etmezlerdi [Şuara 198] Eğer biz onu, yabancı bir(dilde) Kur'an yapsaydık, mutlaka "Âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi?" Arab'a, yabancı (dilden bir kitap olacak şey) mi?" diyeceklerdi. (Onlara) de ki:"O (Kur'an) inananlar için doğru yolu gösteren bur rehber ve şifadır. İnanmayanlar ise kulaklarında bir ağırlık vardır ve o (Kur'an) onlarda bir körlük meydana getirmekte(onu görememekteler). Onlar, (sanki ) uzak bir yerden cağrılıyorlar(gibi duymuyorlar/anlamıyorlar)"[Fussilet 44]
Güzel kardeşim benim...Hem güvenilir diyor hem de alt başlık üst başlık diyor,bunlarda yalan ve yanlış olabilir diyor...Bu sözlere vereceğin bir cevap yok mu Allah için....?
@@recepkorkusuz2321 @hasann gurcan Sahih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin. ﴾3﴿ Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır. ﴾4﴿ O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. [Necm Suresi 3-4]
Saih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin.
Kafama karistiran bir sorun var lutfen cevap verin Hz ayse ile 9 yasinda evlendigine dair hadis var lakin hadisler guvenilir degilse biz neye inannicaz ozman butun hadislwe sikinti guvenilir ise peygamberimiz cocuk yasinda evlenmis oluuor hasa
Saih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin.
Buhari kaç hadisten eleme yaparak bu hadis külliyatını yazmıştır? Buhari'nin kendisi binlerce hadisi inkar etmniştir. sahi Buhari kaç yılında yaşamış ve nasıl ölmüştür? Din adına masal, hikaye ve israiliyat öğretildi yıllarca bu millete.
Yani diyosunki kendi aklınla kuranı tevsir et.. Sonra o kuranı kendi istek ve hevalarımıza söyletcez.. Sonrada imansız bir şekilde ölcez Allah muhafaza.. Öylemi... Eğer sadece kuran yetseydi resullaha itaat etmeye gerek yoktu..kuranın Allahın kitabı olduğuna herkez biliyo.. Resule itaat başka yerde.. Nedir o.. Kuranın izahında tevsirinde.. Şimdi soruyom sana bana kuranın bize namaz kılın derken nasıl kılıcaz sabah namazı mesela.. 2 rekat diyoz ama kuranda yazmıyo..onun dışında zekat 40 da biri verir herkez.. Ama kuran 40 da biri demiyo zekat verin diyo..oruç tutun diyo ama hangi ayda ne günde yazmıyo... Peki nerden bu kaynaklar... Şimdi dersin buhari, müslim VS... Ee bunlara itikat doğru oluyo da mütevatir hadis sahih hadisler onca kaynakları varken neden diğer hadisler ağır geliyo.... İmam buhari ve Müslim gibi hakim gibi hadisleri yok efendim uydurma yok bu hadis saçma aklıma yatmıyo bilmem ne ben kurana bakarım dersen derse kimse... Son nefeste iman gider..
@@omeraykut8585 sorduğum sorularla sizin cevabınızın ne alakası var? Kuran'a aykırı olan hadisler( rivayetler)in kabul edilmemesi gerekir. Yoksa hiç bir müslüman hadisleri külliyen inkar etmiyor.
Kurana aykırı bir hadis söyleyin bitane.. Buhari ve Müslim tirmizi gibi sahih hadislerde kurana aykırı bir hadis yoktur.. Onun dişindaki hadisler alimler tarafından konuşulmuş iltifat edilmiş.. Siz söyleyin deyinki şu hadis kurana haykırı.. Bitane söyleyin..
@@sadiktunc 😃 bunlar Şia ve selifilerin buhari adına yazdığı.. Oryantell güçlerin uydurduğu buhari hadis kitabı.. Sen bunları değil.. Ehli sünnet İslami buhari kitabına bak... 😉
Arkadaşlar onu bunu bilmem kuran-i kerimde herşey her hukum verilmiştir. Tamdır ben fazlada bu hadislere sahih Hepsi sahihtir denmez bence kuran ne derse odur
Kur'an bize Peygamber Efendimiz'e (s.a.v) uymayı emreder. Kur'an da her hüküm verilmemiştir hükümler Peygamber Efendimizin (s.a.v) hadisleriyle tamamlanmıştır. Peygamber efendimiz (s.a.v) hevasından konuşmazdı bu yüzden o ne derse de ona uymalıyız. Ayrıca dinde "bence" diye bir şey yoktur. Böyle olsaydı herkes kendi kafasına göre yeni bir din oluştururdu. Müctehid-İmamların (alimlerin) hükümleri ne ise dinde odur. Onlarda zaten hüküm için Kur'an-ı Kerim'i ve hadisleri baz alırlardı.
@@zamancokhzlgeciyor4174 peygamberimize uymak emredilmiştir diyosun. Ama peygamberşmiz de Kur'an'a ıymakla emrolunmuştur. Kuranda olmaya bişeyi peygamberşmiz nasıl yapabilir. Dayanağı nedir. Bizzat Allah'ın kitabıdır peygamberimizşn hayatı. Yani peygamberimize uymamız demek Kur'an'a uymak demektir . Meseleyi çarpıtma
@@zamancokhzlgeciyor4174 alimler de "bence" diyerek din oluşturuyorlar. Senin alil desiğin insanlardan biri yoktur ki sahtekarlıkla suçlanmamış olsun. Cübbeli hoca da sahtekar mesela . Bu adamın dediklerine inanacak mıyız ? Dinde şüpheye yer yok , zan altında olandan sakının gibi bir ayet dahi var. Yani bu alimler , hadis kitapları bu kadar şaibeli iken bizim bunlara sahihtir deyip de bunları din edinmemiz yanlıştır.Asıl kitap Kur'an dır.
@@komplike1974 Peygamberimiz de Kur'an'a uymakla emrolundugu için zaten ona uymak Kur'an'a uymak olur. Bu kitap peygamber efendimiz (s.a.v)'e inmiştir dolayısıyla bu kitabı en iyi yaşayan da odur. Biz de ona ne kadar uyar isek Kur'an'a o kadar uymuş oluruz. Senin kur'an'dan anladığın ile alimlerin anladığı arasında çok fark var. O alimlerin bence demesi ile senin bence demen bir değildir. Nasıl ki bir tıp konusun da işin ehlinin bence demesi her ne kadar doğru kabul edilir ve muhakkak ki doğruysa bu dini konuda da İşin ehlerine bakılması gerekilir ve onlara uyulmalıdır. Eğer halktan biri tıp konusunda "bence" dese onun ifadesi doğru olarak kabul edilmez. Böyle toplum da zaten huzursuzluklar çıkar işin ehli kimse ona münacat edilir. Âlimler de zeka olarak ve Kur'an'ı Kerim'i zaten anlamak bakımından bizden çok daha ileri seviyede ve hayatlarını direk olarak bu işe adamış eğitim almış kişilerdir. Bu gibi kendisini kanıtlamış, hayatını İslam davasın da cihat edinmek için harcayan zaatlar zaten Allah'ımızın yüceliğini bildikleri ve ondan çokça korkuttuları için hüküm verirken Allah'ın emirlerinin dışına çıkmazlar. Doğruyu söyleyeni 7 köyden kovarlar diye bir söz vardır. Bu devirde zaten alimlerin düşmanlığını geçtim direk olarak İslam düşmanlığı yapan kişilerin sayısı bir hayli fazladır bu duruma göre haşa İslam böyle bir din mi olmuş oluyor? Kişi ne kadar çok İslam'a yönelir ve o kadar çok doğru sözleri söyler ise o kadar çok hem iftiraya maruz kalır hem de düşmanları artar. Kalbi kararmış olan kişiler kalbi temiz olan kişileri genelde gördüklerinde zaten çekemezler yani Alimlerin sahtekarlıkla suçlanması çok doğaldır lakin dayanağı olmayan bu bilgiler iftiradır. Zaten ki bütün alimlere de böyle bir şey söylemek İslam'a yakınlık bakımından o kadar uğraşan insanlara iftira olma ihtimali çokça taşıdığından bu Allah'ımızdan korkan birisi için çok dikkat edilmesi gereken bir konu olur. Ayrıca "zan altında olandan sakının" değil "Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü bazı zanlar günahtır. Gizlilikleri araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın; herhangi biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Tabii ki bundan tiksinir! Allah'a itaatsizlikten de sakının. Allah tövbeleri çokça kabul etmektedir, rahmeti sonsuzdur." (Hucurât Suresi 12.Ayet)" ayeti vardır. Senin dediğine göre zandan uzak durmamız gerekiyor ise kendinle zaten çelismis olursun. Onca âlimin dediği bile bir "şüphe" ise senin demiş olduğun veya Kur'an'dan anlamış olduğun hükümler Alimlerin "şüpheli" hükmüne göre çok daha "şüpheli" konumdadır. Sadece senin dediğine göre bile zaten doğru olan Alimlere uymamız gerektiği de anlaşılıyor. Âlimler de Kur'an'a ve Peygamber Efendimiz (s.a.v) e göre hüküm verdikleri için zaten şüphe ortadan kalkmış olur. haramlar ve farzlar gibi kaçınılması ve uyulması zorunlu olan ameller için çoğunlukla zaten hadisler de veya ayette şüpheye yer vermeyecek kadar açıklık vardır.
@@zamancokhzlgeciyor4174 kardeş Kur'an tamdır. Allah onun açıklayıcısıdır . peygamberimiz zamanında yazılmamış hadis kitapları ne kadar doğru sence ? Adamlar aralarından daha seçip de kitap yazmışlar bi de , buhari tirmizi falan. E bunlar kendi arasında dahi çelişiyo. Miraç olayı da farklıdır bazı hadis kitaplarında , peygamberimizin 9 yalındkai biriyle evlenmesi , bir gecede 9 hanımıyla ilişkiye girmesi ( ki bu hangi sahabe tarafından söylenmiş olursa olsun bu sahabe suçludur , peygamberşmizi mi takip ediyomuş ya da evinin içine bakıp hanımıyla ne yaptığını mı seyrediyor. Hepsi soru işareti) ... Ve daha nicesi. Bunlar " BENCE" dediğim iddialar değil. Alimler söylüyor. Bazıları bazılarını yalanlıyor. Hangi alime inanavağını dahi şaşırıyoruz. E bunlar sahih hadislerde var , ona da mı inanamayacağız. Demem o ki ortada çok büyük sıkıntılar var. Ben öncelik Kur'an diyorum . Kur'an'ı tam olarak anlamadan hadis kitaplarına yönelmemizi saçma buluyorum. Şüpjesiz ki Allah Kur'an-ı bize açıklayandır. Öyle değil mi ? Bak bunlar hep soru işareti. Bem alşm falan değilim. Anlamam etmem de . Ama tğm bu bilgi kirliliğini , karmaşayı görmek için de alim olmaya gerek yok. Allah'ın verdiği akıl sadece alim olmamıza yaramıyor. Herkes alim olmak zorunda değil , zaten herkes alim falan da olmamalı. Ama aliölerim bize dayattığı fetvaları sorgulayacak bir mekamizmamız var öyle değil mi , akıl var ya işte o. Ben onu kullandım. Kendi içinde ve Kuranla çelişen hadis kitapları ; yine çwlişen alimler ,şeyhler, tatikat liderleri... Bir düşün ve bak. Onlar alimdir bizden iyi bilir düşüncesine kapıldıysan sen ziyan içindesin kardeşim. Demek ki o alimler olmasa sen müslüman dahi olamayacaksın. Kabeli müşrikler de atalarına bağlıydılar. Onlar bilmedi de sen mi bildin Muhammed demezler mi , derler yaa . Tıpkı bugün senşn dediğin gibi. Alimler varken seni mi dinleyeceğiz , sen mi bileceksin ... Allah aklın önemini çokça kez vurguluyo. Zannın çoğundan kaçının evet ama bu bir din. Zan altında olan din mi olur hele ki vahiy varken. Akledelim kardeşim. Sevgi ve selamlarımla..
Abdullah İbn Ömer anlatıyor: - "Peygamber, Benû Mustalık üzerine gece baskını yaptı. Onlar ansızın yakalanmışlardı. Hayvanları da su başında sulanıyordu. Peygamber, savaşabilir durumda olanlarını öldürttü; çocuklarını da tutsak olarak aldı. O sırada Cüveyriye'yi kendine seçti." (Bkz. Buhari, Kita- bu'l-Itk/13; Tecrid, hadis no: 1117 Müslim, Kitabu'l-Cihâd/1, hadis no: 1730; Ebu Dâvûd, Sünen,Kitabu'l-Cihâd 100, hadis no: 2633.) "Cüveyriyye", "cariyecik" demek. Çok küçük yaştaydı o sırada. 13 yaşında. Asıl adı "Berre" iken, Muhammed'in el koymasından sonra bu adı almıştı. Yıl: 627. Muhammed, Mekke'yle Medine arasında el Mureysi denen su kaynağı kesiminde oturan Mustalıkoğulları (Benû Mustalık) kabilesine bir gece baskını düzenliyor. İstediği sonucu da elde ediyor. Yukarıdaki hadiste, Muhammed'in "savaşır durumda olanlarını" öldürttüğü anlatılıyorsa da, öldürülen yalnızca on kadar savaşçı. (Birçok kaynağı bir arada görmek için bkz. Leoni Caetani, çev. Hüseyin Cahit, İstanbul, 1925, s.145-146.) "Ganimetler" , "tutsaklar"... Ve tutsaklar arasında güzel Cüveyriyye. Mustalıkoğulları'nın başkanı Haris'in kızı. Şimdi "cariye" durumunda. Yani alınıp satılabilir nitelikte. Tecrîd'in "mütercim"i Kamil Miras'ın anlattığı gibi, "tutsaklar bölüştürülürken o da, Sâbit Ibn Kays'ın payına düşmüştür." (Bkz. Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi, 1117 numaralı hadisin "İzah"ı.) Ne var ki kız çok güzel. Üstelik de soylu. Kız, bu durumundan yararlanmış mıdır? Yeterli bir kanıt yok. Ancak birden, hadiste de belirtildiği gibi, Muhammet'in onu kendine aldığını görüyoruz. Muhammed, kurtulmalığını vererek kızı, alıp kendi karıları arasına katmıştı. Ve ardından "zifaf".. Arkasından, "idamlık" durumunda olan herkese "beraat". Muhammed Hamidullah şöyle diyor: "... Birkaç saat sonra biz, düşmanın, Muhammed'in (A.S.S.) en yakın dostlarından biri haline geldigini görmekteyiz. (...) Sonunda herkes, ganimetten eline geçen hisseyi red ve iade etmekte tereddüd geçirmedi. İKİ YÜZ AİLENİN BİRDEN, hiç beklenmedik bir şekilde hürriyetlerine kavuşturulmaları üzerine, Mustalık'lılar, kaybettikleri on savaşçıyı pek çabuk unuttular. Ve sonunda Islam'ı kabul ettiler." (Bkz. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Islâm Peygamberi, çev. Prof.Dr. Salih Tug, İstanbul, 1980, 1/264) Bu durum karşısında: "Ey güzel ve aşk (!), sen nelere kadirsin!" demek yerinde olmaz mı? ' Muhammed 56 yaşındaydı o sırada. Güzel körpecik Cüveyriyye' yi, koynuna almak için hiç zaman yitirmemişti. Suyun yanında hemen kurulan meşin çadırında işini görmüştü. Karılarından Aişe de oradayken... Cüveyriyye ve Aişe aynı yaştalardı. Medine'ye dönüşte de Aişe' nin kolyesi ve Safvan olayı meydana gelecektir. Acaba, Aişe Muhammed'den bir öç almak istemiş miydi? Cüveyriyye' yi kıskanmış olarak? "Kurtulmalık" lar ödenmeden ve tutsaklar daha özgürlüklerine kavuşturulmadan bir şey olmuştu. Anılmaya, üzerinde durulmaya değer bir şey: Muhammed, tutsak kadınların ırzlarına geçilmesine izin veriyor: Ebu Said el Hudfı'nin anlatmasıyla "tutsaklar arasında Arab'ın en nefis kadınları" bulunuyordu. (Bkz. Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n- Nikâh/125, hadis no: 1438.) Ve o baskını gerçekleştirmiş olan Müslümanların ağızlarının suyu akıyordu güzel kadınları görürken. Hemen yatmak istiyorlardı. Yatmak istedikleri kadınlar, birer "cariye" durumuna gelmiş değiller miydi? Öyleyse müslümanlara "helâl"diler. Gerçi Muhammed'in: "Tanrı'ya ve âhiret gününe inanan bir kimse için, kendi suyuyla (menisiyle) başkasının tarlasını (başkasının cinsel ilişki kurdugu kadını) sulaması helâl olmaz." dediği de aktarılıyor. Ve bu arada: "Tanrıya ve âhiret gününe inanan bir kimseye, başkasının menisinden temizledikçe (istibrâ, fıkıhçılara göre bir ay içinde olur) hiçbir tutsak kadınla cinsel ilişki kurmak helâl olmaz." diye de eklediği belirtiliyor. (Bkz. Ebu Dâvûd, Kitabu'n-Nikâh/45, hadis no: 2158.) Ama çelişki yalnızca bu konuda degil ki... Ebu Said el Hudrî anlatıyor: - "Peygamberle birlikte Benû Mustalık Gazası'na çıktık. Ve Arap tutsaklarından tutsaklar elde ettik. O sırada kadınlar iştahımızı çekti. Bekarlık çok güç gelmişti bize o günlerde. Ve azil yapmak istedik. İstiyorduk azil yapmayı. Ancak, 'Peygamber aramızdayken ona sormadan nasıl azil yapacağız?' dedik ve gidip peygambere sorduk. Peygamber de azil yapmamakta sizin için bir sakınca yoktur. (Yapabilirsiniz de. Yapmaya bilirsiniz de.) Ama bilin ki, kıyamet gününe değin meydana gelecek bir yavru, ne olursa olsun meydana gelir." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Itk/13; Tecrîd, hadis no: 1596; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n-Nikâh/127, hadis no: 1438; Ebu Davud, Sünen, Kitabu'n- Nikâh/49, hadis no: 2170.) Kimileri, "azl"in ne demek öldüğünü bilmedikleri için bu hadisin anlamını tam olarak anlamamışlardır. "Azl" (azil), cinsel ilişki sırasında, erkeğin, meniyi, kadının cinsel organına boşaltmadan çekmesidir. Yani, meniyi kadınlık organının dışına boşaltmak. Hadiste anlatılanın özeti şu: Müslümanlar, ellerindeki "tutsak kadınlar"la cinsel ilişkide bulunmak istiyorlardı. Ama bir sorunları vardı: Ya çocukları olursa? İlişki kuracakları bu kadınlardan çocuk olsun istemiyorlardı. Tecrit "mütercim"i Kamil Miras, bu istememeyi, şöyle açıklıyor
@Kimsesiz Kürt onun verdiyi kaynakların yalnız bir tanesi uyuyor gerisini götünden uydurmuş bende aklıma gelenleri yazıp yalandan kaynak gibi gösterebilirim
Efendimiz asırlar öncesinden ne buyuruyor: "Şunu kat'i olarak biliniz ki, bana Kur'an ile birlikte, onun bir benzeri (sünnet) de verilmiştir. Karnı tok bir şekilde koltuğuna kurulmuş olan bazı kimselerin: "Bize Kur'an yeter! Onda helâl olarak ne görmüşseniz, onu helâl; neyi de haram görmüşseniz, onu da haram kabul ediniz." diyeceği zamanlar yakındır. Bilin ki, Allah resûlü'nün haram kıldığı da Allah'ın haram kıldığı gibidir."(Ebû Davud, Sünnet 6; Tirmizî,İlim 10;İbn Mâce, Mukaddime 2; Dârimî, I,117) Efendimizin, bu kimselerin "karınları tok bir şekilde koltuklarına kurulacaklarını" özellikle beyan etmesi ne kadar taaccübe şâyan değil mi? Müçtehid geçinen,İlahiyat patentli birtakım zevatın, televizyon kanallarında arz-ı endam ederek, koltuğuna kurulmuş vaziyette "Bize Kur'an yeter." dediklerini görünce inanın aklıma hemen bu Hadis-i şerif geliyor. Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm on dört asır öncesinden nübüvvet dürbünüyle bakarak, bu günleri müşahede edip bizlere haber vermiş ve bu tâifeyi de böylesine tasvir ederek, gözlerimizin önüne bir tablo gibi sermiştir. Tâ ki bunlar bilinsin ve ümmet bu fitnelerden sakınsın... Mevlâ Teâlâ bizlere Sünnet-i Seniyye'yi en iyi şekilde öğrenip, en güzel şekilde yaşamayı nasip eylesin! Fî emânillah!
Cihangir sen aç mısın, peygamber efendimiz aç miydi, sen karnı tok olanı kafirmi ilan ediyorsun. aç olanlar cennetlik mi? bunun hükmü peygamberimizde mi? ALLAH' ın hükmü bu mu? Senin zekan bu mu? Gibi sorular çıkardım senin yorumundan. Aciklarmisin lutfen.
@@muhittintgl850 Burada hitap bütün insanoğluna değil oturduğu yerden karnı tok sırtı pek bu kişilere hitaben şu hadis zayıf bu hadis sahih demesinden bahsediyor Efendimiz(s.a.v) .Hadis alimlerinin ne cefalarla bu uğraşıyı başarıyla gerçekleştirmişler biraz araştırsan aynı kanaate varacağımızı düşünüyorum kardeşim.
@@marlonbrando80Hangi hadis mesela kardeşim?Her hadis doğrudur demiyorum ama Kuran a zıt gözüken bazı hadislerin Kuran a çelişmediği görülüyor onun için soruyorum.Buhari ve Müslim'in sahihleri, Nesai, Ebu Davud ve Tirmizi'nin sünenlerinde hiçbir şüphe yoktur onları rahatlıkla okuyabılırsın kardeşim.
@@cihangirayyldz8583 ben de müsned var ahmet bin hanbelin yazdigi... kendi mezhep imamimin yazdigi hadis kitabini okumayi tercih ediyorum fakat cok tuhaf hadisler var bu kitapta
Bu büyük kitapta başlık altbaşlık ne demek.... Buhari’yi hadis alimlerinden ciddi itirazına rağmen....sahip kabul etmek ....dediğiniz gibi hadis alimiymiş ...
Eğer o rivayetler idaa edildiği gibi vahi ise peygamber ve arkadaşları niye o sözlerin yazılmasına izin vermediler..beli bir süre sonra yazıya geçirilebilirliğine dair bir cevaz bir beyan var mı...yok ise o sözleri kitaplaştırmak bizzat peygamberin sünnetine aykırı davranmak değilse nedir...
Araplarda kadınlar adet olduklarında yaş alır yani 9 yaşında değil 9 yıldır adetli bi kadın anlamında yani nişanlanırken ortalama 12+9 desek 20 21 yaşında oluyo 😄
Yani Muhammed Ayse ile nisanlandiginda gercekten 6 ve evlendiginde 9 yasindaydi (Buhari 60:5133, 5:234). Bu cinsel iliski icin biraz erken degil mi? (Buhari 4:230, 5:250, 5:288). Her ne olursa olsun gelecegi ön görüp milyarlarca insanin onu örnek alip bu gelenegi devam ettirecegi icin bu evliligi yapmasaydi ve Allah ona güclenmek icin Ebubekir'in kizini degil de, baska bir yol gösterseydi daha mantikli olmaz miydi?
Cahiliyye döneminde Araplarda kızların yaşı ergenlikten sonra sıfırdan sayılırdı. Bir kız çocuğu ortalama 10-11 yaşında ergenliğe girdiğine göre Hz.Aişe annemiz Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ile evlendiği vakit muhtemelen 19-20 yaşında idi. Kimi kaynaklar da Hz.Aişe annemizin 17-18 yaşında iken evlendiğini çünkü o dönem 27-28 yaşlarında olan ablası Esma'dan 10 yıl küçük olduğunu bildirir.
@@muhammedonurr bak gene evire çevire yaşı çektiler 18e ya kardeşim kaynağın nerde senin gelmişsin boş yapıyorsun nerden çıkıyor böyle cevaplar anlamıyorum. Buharinin aişe ile olan hadislerini incelersen eğer zaten görürsün küçük olduğunu ayrıca bu hadis kuran ile çelişmiyor bile neden bu yaşı bu kadar yükseğe çekiyorsun sırf senin ahlakına uymuyor diye hadisleri yalanlıyorsun git arap hocalarını izle doğrularlar 6 yaşında nişanlanıp 9 yaşında evlendiklerini
Peygamber efendimiz 632 yılında vefat etmiştir Buhari denen şahsiyet 810 yılında dünyaya gelmiştir yani tam olarak arada 178 sene var hadi diyelim 20 genç olana kadar tam 200 yıl oldu bu adam nerden bilecek peygamber efendimizin hadislerini Buhari Özbekistan da doğdu Medine nerde o nerde yani kardeşlerim bildiğim tek şey var sahi olan o da hz kuranını Kerim Okuyup anlayana ne mutlu ona
@hasann gurcan Sahih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin. ﴾3﴿ Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır. ﴾4﴿ O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. [Necm Suresi 3-4]
Hepsini geçtim bu hadis kitaplarının orjinal el yazmalarıda yok ki, evet belki Buhari hepsini sahih tuttu diyelim, insanlar içine sonradan kim bilir neler karıştırmışlardır! Orjinali şurada yada burada diyen buyursun ama yok boşuna aramayın yok
@@katipefendii kesinlikle katılıyorum buna bununla birlikte dine kaynakta olamaz bunlar, çünkü Allah'ın indirdiği dini böyle uydurma olabilecek olanlarla karıştıramayız. Hadislerin doğruları iyi bir anlama aracı olabilir ancak.
Kadının cariye olmasına onay veriyor. (Mearic: 30), (Nisa: 24-25), (Muminun: 6), (Nur: 33) Sınırsız cariye helal. (Muminun: 6), (Nur: 32-33), (Ahzab: 50-52-55), (Mearic: 30) 31. 31 Kadına savaşta "ganimet" diyor. (Nisa: 4) Kuran'da kadınlara hitap hiç yok. ??? . Peygamberin küçük karısı Ayşe'nin zina yapıp yapmadığına dair ayetler var. Entrikalar ve dedikodular da unutulmamış. (Nur: 11-12-13-14-15) Peygamber evlatlığı Zeyd'in karısını koynuna alabilsin diye ayet var. (Ahzab: 37) Beyin kelimesi yok. Beyin yerine düşünme organı olarak kalp anlatılıyor. (Muhammed: 24), (A’raf: 179), (Hacc 46), (Ali İmran: 119) Peygamberin evinden misafir kovma ayeti var. (Ahzab: 53) Kadınlara "TARLA" diyor. (Bakara: 223) 31.Ayetleri sorgulamayın diye ayet var. (Maide: 101)
@@doganaydogan6502 şimdi konu bu değildi ama tek tek birçok ateist argümanı kopyala yapıştır yapmışsın, hepsine cevap vermememizi mi istiyorsun? İnternette de ararsan bu cevapları bulabilirsin.
"Dinden dönenleri öldürün" hadisine aklım takıldı sahih mi değilmi tam bilmiyorum dinde özgürlük yokmudur peygamber efendimiz nası böyle bişi demiş olur anlayamıyorum ?
Sorularislamiyet diye bir sayfa var ona bir bak derim Her hadise inanma doğru bir kaynak yoksa eğer çünkü çoğu kişi dini kötülemek için birşeyler oyduruyor
İslam alimleri, bu hadis ile Buhari dışında bütün kütübü sittede yer alan “Dinini değiştiren kimseyi öldürün.” (Neylu’l-Evtar, 7/190) manasındaki hadise dayanarak mürteddin öldürüleceği konusunda ittifak halindedir. (bk. V. Zuhaylî, el-Fıkhu’-İslamî, 6/186)
Benceyle senceyle fetva olmuyor kardeşim..Uyuşmadigini düşünüyorum diyerek, binlere hadisi inkar etmiş olursun ve Peygamberin (S.A.V) koydugu hükümleri inkar ederekte, KurAnı inkar etmiş olursun ve dinden çıkarsın. (Tevbe Sûresi 9/29:"Allah'ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayanlarla savaşın.") (Haşr Sûresi 59/7:"Peygamber, size ne verdiyse onu alın; size ne yasakladıysa, ondan da vazgeçin.") (Nisa Sûresi 4/59:"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin.Peygamber'e itaat edin.Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz taktirde, Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resûlüne arz edin.") (Nisa sûresi 4/65"Ey Râsulüm İnsanların arasında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapmadıkça ve SENİN VERDİĞİN HÜKME sıkıntı duymadan, teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar.") (Araf sûresi 7/157:"Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten nehyeder, onlara iyi ve temiz olan şeyleri HELAL, kötü ve pis olan şeyleri de HARAM KILAR...” buyuruyor.) (Ahzab sûresi 33/21:"Allah'ın Resûlünde sizin için güzel bir örnek vardır.") (Bakara sûresi 2/151:"Size âyetlerimizi okuyacak,sizi hertürlü kötülükten arıtacak, size Kitabı ve Hikmeti öğretecek, ve bilmediklerinizi bildirecek aranızdan,bir Resûl gönderdik.") Bu âyetteki Kitaptan maksat, Kûr'an, Hikmetten maksat Sünnettir.
@@lionx9995 (Nisa sûresi 4/65"Ey Râsulüm İnsanların arasında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapmadıkça ve SENİN VERDİĞİN HÜKME sıkıntı duymadan, teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar.") Hem hüküm verme yetkisi var, hemde KurAni açiklama. Nahl sûresi 16/44:Sana KurAni açıklayasın diye indirdik." Peygamberimizin aciklamalari hadislerdir. Peygamberin hemde haram helal koyma yetkisi var. (Araf sûresi 7/157:"Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten nehyeder, onlara iyi ve temiz olan şeyleri HELAL, kötü ve pis olan şeyleri de HARAM KILAR...”)
@@youtubekanal8893 tamam işte peygamber efendimiz Kur'an'ı Kerim ile hüküm vermiş eğer kendisi hüküm verseydi bunu kayıt altına almazmıydı hüküm Allah'ın hükmüdür
@@lionx9995 "Ey rasulum senin verdigin hükme boyun egmedikce ve senin hakem yaomadikca iman etmiş olmazlar." Allahin hükmü başkadir, Resulun hükmı başkadir. Ve Allahin hükümleri Kurani kayit altina alan sahabeler ayni zamanda da Resulun hükümleride kayit altina alinmiştir ve hadis olarak saklamistir. Yani KurAni Kitap haline getirən sahabelerle, Hadisleri söyleyen sahabiler ayni sahabiler.Ancak sen KurAni kabul ediyorsun, ancak Ayni sahabiler hadisleride iletince, kabul etmiyorsun.
Allah (c.c) diyor ki kim benim elçime uyar onu taklid eder onun gibi yaşarsa yeri garentidir peygamber efendimiz hz Muhammed (s.a.v) yolunda gidin onun gibi yaşayın kuranı tabi ki okuyup örnek alıcaksınız ama birazda peygarber efendimizi anlatan kitabları okuyun Allah her dönemden bir kaç insan çıkarmıştır yoksa bu dinde diğerleri gibi değişirdi bu kitapları okuyun yanlışı doğruyu ayırt edebilirsiniz zaten korkmayın yanlış yapıyorum diye düşünmeyin sağlam kaynaklı kitaplar alın araştırın iyice sonra alın ve okuyun bu sizin için kurtuluş olucaktır inşallah.
Emeviciler her ne kadar dilleriyle “Allah’tan başka ilah yoktur,” deseler de sergiledikleri tavır itibarıyla hiç farkında olmadan Allah ile beraber Buhari’ye de tapar hale gelmektedirler. Başka bir deyişle Buhari’yi tenkit edilemez kılarak onu Allah’a ortak koşmaktadırlar. Bu durum da Kur’an’ın verilerine göre katıksız şirktir. BUHARİ binlerce ÜFÜRÜK hadis olduğunu belirtiyor. Eeeee yani bu durumda bir tek Buhari Hadislerine mi Sahih diyeceğiz. 🤔😠👆 Kuran ile bağlantılı ve uyumlu olmayan bütün HADİSLER ÜFÜRÜKTÜR. 👆
Sahihtir diyerek sıyrılamazsın.Recm cezası islam dininde olmamasına rağmen sahih olarak buharide geçmektedir. Lütfen temize çıkarmak maksadı ile Tümel bakmayınız 😊
Muhammed’in (asm) şefaati ile bazı insanlar Cehennemden çıkacak, Cennete girecek” (Buhari-Rikak, 513; Tirmizi-Cehennem, 10; Ebu Davud-Sünnet, 23) hadisi ile “Azaba uğrayacak olanları, ateştekileri sen mi kurtaracaksın Ey Muhammed!” (Zumer Suresi 19) ayeti mana olarak birbirine zıt gibi duruyor İzah etsin birisi
Ayette hakkında kesin olarak azap hükmü verilmiş iman etmeyenlerden bahsediliyor. Bu tarz kişileri cehennemden çıkarmaya peygamberimizin engel olamayacağından bahsediyor. Çünkü ebedi cehennemliktir bu tarz kişiler. Hadis ise iman ettiği halde günahlarından dolayı azap çekenleri peygamberimizin Allah'ın izniyle şefaat edip çıkarabileceğini söylüyor. Yani oraya girdikten sonra şefaat ile çıkabilirler. Çelişen bir durum yok.
Niye biz türkiye olarak yiğit askerlerimizle şehit ve merhum gazilerimizle az yunan ingiliz fransız ve daha nicelerinin az kellelerini almadık... hayırdır ...Birde burdan bak hayata... içinizde pislik nifaki dindirin siz... ona buna sataşmayın . Saygı bekliyorsan ilk saygın insan olacaksın hicbir dine saygısızlık yapmayacaksın isterse saçma sapan olsun... He bir doğrun mu var onu sözlerinle değil dosdoğru yaşantınla ortaya koyacaksın.... zerre birşey anladığıniz yok o hadislerden de kurandan da
@@serenbilgin9788 ağzına sağlık bacım ... bu zihniyetin hali nedir biliyor musun bir savaş çıksa güzelim ülkemizde Vatan toprağımızda düşüncesiz gafiller Aman bize Dokunmayın onları öldürün biz sizinle yaşamaya razıyız Lütfen bizi ülkenizde ağırlığın inanın uslu uslu otururuz ama sakın insan ölmesin ama sakın çünkü biz çok modern insancıl ve hümanist insanlarız ya bu sahtekar ve bencil zihniyete hiçbir şey söylemek istemiyorum artık bunlara sarf ettiği sözlere bile yazık oluyor boşuna mı diyoruz hain dışta değil içte kalleşçe dostun olacağına mertçe düşmanın olsun Bu çok daha iyi
@@emre.bostanoglu İran İslama ne zamandır kaynaklık ediyor, İranda bir gün bir çalışma yapılır, güya kendi metinlerindeki en sahih kaynakları ortaya koyacaklardır, sonra ele eleye kalan hadislere bir bakarlar ki zaten buharide yer alan hadisler.. Tarihte daha güzel bir kendini inkar olamaz
@@yunus8843 Yazdığınız çok karmaşık. Ne anlatıyorsunuz özeti nedir? Kuran yetmiyor mu? Buhari kurandaki hangi eksikliği tamamlamış? Şia diyince neden İranlılar aklınıza geliyor ilk Şialar peygamberin sahabelerinden araplardı ve hala arap türk hindu bir ton şia var!
@@emre.bostanoglu şia hepsi olmasada büyük bir kısmı itikadi noktada sapıtmıştır, sabah akşam namazın akabinde Hz. Aişeye Hz. Ömere sövmeyi ibadet sayan insanlar. Evet ilk başta öyleydi sonra mutezile oldular ve sapıttılar. Anlattıgıma gelince bunlar buhariyi kabul etmiyorlar kendi şia hadis kaynaklarını kabul ediyorlar, sonra kendi kaynaklarımızdaki en sahih hadisleri ortaya koyalım diyorlar ve sonucta çıkan hadisler zaten buharide olan hadisler oldugu ortaya çıkıyor
@@omerfarukayvaz3224 Ben rivayet söylenti diyorum sen Kuran rivayetle günümümüze kadar geldi diyorsun?! Ne yiyip ne içiyonuz da bu kafaya sahip oluyonuz arkadaş?
@@hakanhakan2140 Kuran-ı Kerim nasıl aktarıldı haberin var mı? Sahabeler ezberledi en başta sonra yazmaya başladılar. Aynı şekilde hadis-i Şeriflerde böyledir.
Hədis alimləri içərsində ən elmli alim İmam Malikdir. İmam Malik hədis kabul edərkən Mədinə əhlinin uygulamasını əsas alardı. Mədinə əhlinin uygulamasını ölçü olarak almasının səbəbi Mədinə əhlinin Rasullahin sünnətini pratik olarak nəsildən nəsilə axtarılması yolu ilə heç bir dəyişiklik olmadan olduğu kimi sahib olması idi. Hər hansı bir hədisin uydurma olma ehtimalı var. Çünki hədis ravileri bir və ya bir neçə şəxsdən ibarət olur. Və bunların yalan söyləməsi mümkündür. Amma İmam Malikin dönəmində Mədinə əhlinin Rasullahin sünnətinden qeyrisi ilə əməl etməsi mümkün deyildi. Çünki Rasullahin ölümündən çox az müddət keçmiş və Mədinə əhlinin Rasullaha o dərəcədə bağlı idi ki sünnətə uymayan heç bir uyqulama kabul görə bilməzdi. Və bu baxımdan İmam Malikin metodu ən doğru və hikmətli addım idi.
şimdi sen oku o zaman hadisler açık net Abdullah İbn Ömer anlatıyor: - "Peygamber, Benû Mustalık üzerine gece baskını yaptı. Onlar ansızın yakalanmışlardı. Hayvanları da su başında sulanıyordu. Peygamber, savaşabilir durumda olanlarını öldürttü; çocuklarını da tutsak olarak aldı. O sırada Cüveyriye'yi kendine seçti." (Bkz. Buhari, Kita- bu'l-Itk/13; Tecrid, hadis no: 1117 Müslim, Kitabu'l-Cihâd/1, hadis no: 1730; Ebu Dâvûd, Sünen,Kitabu'l-Cihâd 100, hadis no: 2633.) "Cüveyriyye", "cariyecik" demek. Çok küçük yaştaydı o sırada. 13 yaşında. Asıl adı "Berre" iken, Muhammed'in el koymasından sonra bu adı almıştı. Yıl: 627. Muhammed, Mekke'yle Medine arasında el Mureysi denen su kaynağı kesiminde oturan Mustalıkoğulları (Benû Mustalık) kabilesine bir gece baskını düzenliyor. İstediği sonucu da elde ediyor. Yukarıdaki hadiste, Muhammed'in "savaşır durumda olanlarını" öldürttüğü anlatılıyorsa da, öldürülen yalnızca on kadar savaşçı. (Birçok kaynağı bir arada görmek için bkz. Leoni Caetani, çev. Hüseyin Cahit, İstanbul, 1925, s.145-146.) "Ganimetler" , "tutsaklar"... Ve tutsaklar arasında güzel Cüveyriyye. Mustalıkoğulları'nın başkanı Haris'in kızı. Şimdi "cariye" durumunda. Yani alınıp satılabilir nitelikte. Tecrîd'in "mütercim"i Kamil Miras'ın anlattığı gibi, "tutsaklar bölüştürülürken o da, Sâbit Ibn Kays'ın payına düşmüştür." (Bkz. Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi, 1117 numaralı hadisin "İzah"ı.) Ne var ki kız çok güzel. Üstelik de soylu. Kız, bu durumundan yararlanmış mıdır? Yeterli bir kanıt yok. Ancak birden, hadiste de belirtildiği gibi, Muhammet'in onu kendine aldığını görüyoruz. Muhammed, kurtulmalığını vererek kızı, alıp kendi karıları arasına katmıştı. Ve ardından "zifaf".. Arkasından, "idamlık" durumunda olan herkese "beraat". Muhammed Hamidullah şöyle diyor: "... Birkaç saat sonra biz, düşmanın, Muhammed'in (A.S.S.) en yakın dostlarından biri haline geldigini görmekteyiz. (...) Sonunda herkes, ganimetten eline geçen hisseyi red ve iade etmekte tereddüd geçirmedi. İKİ YÜZ AİLENİN BİRDEN, hiç beklenmedik bir şekilde hürriyetlerine kavuşturulmaları üzerine, Mustalık'lılar, kaybettikleri on savaşçıyı pek çabuk unuttular. Ve sonunda Islam'ı kabul ettiler." (Bkz. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Islâm Peygamberi, çev. Prof.Dr. Salih Tug, İstanbul, 1980, 1/264) Bu durum karşısında: "Ey güzel ve aşk (!), sen nelere kadirsin!" demek yerinde olmaz mı? ' Muhammed 56 yaşındaydı o sırada. Güzel körpecik Cüveyriyye' yi, koynuna almak için hiç zaman yitirmemişti. Suyun yanında hemen kurulan meşin çadırında işini görmüştü. Karılarından Aişe de oradayken... Cüveyriyye ve Aişe aynı yaştalardı. Medine'ye dönüşte de Aişe' nin kolyesi ve Safvan olayı meydana gelecektir. Acaba, Aişe Muhammed'den bir öç almak istemiş miydi? Cüveyriyye' yi kıskanmış olarak? "Kurtulmalık" lar ödenmeden ve tutsaklar daha özgürlüklerine kavuşturulmadan bir şey olmuştu. Anılmaya, üzerinde durulmaya değer bir şey: Muhammed, tutsak kadınların ırzlarına geçilmesine izin veriyor: Ebu Said el Hudfı'nin anlatmasıyla "tutsaklar arasında Arab'ın en nefis kadınları" bulunuyordu. (Bkz. Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n- Nikâh/125, hadis no: 1438.) Ve o baskını gerçekleştirmiş olan Müslümanların ağızlarının suyu akıyordu güzel kadınları görürken. Hemen yatmak istiyorlardı. Yatmak istedikleri kadınlar, birer "cariye" durumuna gelmiş değiller miydi? Öyleyse müslümanlara "helâl"diler. Gerçi Muhammed'in: "Tanrı'ya ve âhiret gününe inanan bir kimse için, kendi suyuyla (menisiyle) başkasının tarlasını (başkasının cinsel ilişki kurdugu kadını) sulaması helâl olmaz." dediği de aktarılıyor. Ve bu arada: "Tanrıya ve âhiret gününe inanan bir kimseye, başkasının menisinden temizledikçe (istibrâ, fıkıhçılara göre bir ay içinde olur) hiçbir tutsak kadınla cinsel ilişki kurmak helâl olmaz." diye de eklediği belirtiliyor. (Bkz. Ebu Dâvûd, Kitabu'n-Nikâh/45, hadis no: 2158.) Ama çelişki yalnızca bu konuda degil ki... Ebu Said el Hudrî anlatıyor: - "Peygamberle birlikte Benû Mustalık Gazası'na çıktık. Ve Arap tutsaklarından tutsaklar elde ettik. O sırada kadınlar iştahımızı çekti. Bekarlık çok güç gelmişti bize o günlerde. Ve azil yapmak istedik. İstiyorduk azil yapmayı. Ancak, 'Peygamber aramızdayken ona sormadan nasıl azil yapacağız?' dedik ve gidip peygambere sorduk. Peygamber de azil yapmamakta sizin için bir sakınca yoktur. (Yapabilirsiniz de. Yapmaya bilirsiniz de.) Ama bilin ki, kıyamet gününe değin meydana gelecek bir yavru, ne olursa olsun meydana gelir." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Itk/13; Tecrîd, hadis no: 1596; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n-Nikâh/127, hadis no: 1438; Ebu Davud, Sünen, Kitabu'n- Nikâh/49, hadis no: 2170.) Kimileri, "azl"in ne demek öldüğünü bilmedikleri için bu hadisin anlamını tam olarak anlamamışlardır. "Azl" (azil), cinsel ilişki sırasında, erkeğin, meniyi, kadının cinsel organına boşaltmadan çekmesidir. Yani, meniyi kadınlık organının dışına boşaltmak. Hadiste anlatılanın özeti şu: Müslümanlar, ellerindeki "tutsak kadınlar"la cinsel ilişkide bulunmak istiyorlardı. Ama bir sorunları vardı: Ya çocukları olursa? İlişki kuracakları bu kadınlardan çocuk olsun istemiyorlardı. Tecrit "mütercim"i Kamil Miras, bu istememeyi, şöyle açıklıyor
Sahih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin. ﴾3﴿ Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır. ﴾4﴿ O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. [Necm Suresi 3-4]
Sadece Arap kavmi için yazılmıştır. (Fussilet: 44), (Yusuf: 2), (Şuara: 198-199), (Enam: 92) El, ayak kesme, sopayla dövme gibi akıl almaz ceza yöntemleri öneriyor. (Maide: 33-38) Kelle kesmeyi emrediyor. (Muhammed: 4) Nerede bulursanız öldürün diyor. (Bakara: 191) Sadece Muhammed'e özel kadınlar listesi var. Müminlere 4 kadın, Muhammed'e sınır yok. (Ahzab: 50) Kadının cariye olmasına onay veriyor. (Mearic: 30), (Nisa: 24-25), (Muminun: 6), (Nur: Peygamberin evinden misafir kovma ayeti var. (Ahzab: 53)28. Peygamber evlatlığı Zeyd'in karısını koynuna alabilsin diye ayet var. (Ahzab: 37)
Abdullah İbn Ömer anlatıyor: - "Peygamber, Benû Mustalık üzerine gece baskını yaptı. Onlar ansızın yakalanmışlardı. Hayvanları da su başında sulanıyordu. Peygamber, savaşabilir durumda olanlarını öldürttü; çocuklarını da tutsak olarak aldı. O sırada Cüveyriye'yi kendine seçti." (Bkz. Buhari, Kita- bu'l-Itk/13; Tecrid, hadis no: 1117 Müslim, Kitabu'l-Cihâd/1, hadis no: 1730; Ebu Dâvûd, Sünen,Kitabu'l-Cihâd 100, hadis no: 2633.) "Cüveyriyye", "cariyecik" demek. Çok küçük yaştaydı o sırada. 13 yaşında. Asıl adı "Berre" iken, Muhammed'in el koymasından sonra bu adı almıştı. Yıl: 627. Muhammed, Mekke'yle Medine arasında el Mureysi denen su kaynağı kesiminde oturan Mustalıkoğulları (Benû Mustalık) kabilesine bir gece baskını düzenliyor. İstediği sonucu da elde ediyor. Yukarıdaki hadiste, Muhammed'in "savaşır durumda olanlarını" öldürttüğü anlatılıyorsa da, öldürülen yalnızca on kadar savaşçı. (Birçok kaynağı bir arada görmek için bkz. Leoni Caetani, çev. Hüseyin Cahit, İstanbul, 1925, s.145-146.)
@hasann gurcan Sahih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin. ﴾3﴿ Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır. ﴾4﴿ O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. [Necm Suresi 3-4]
@erhan bey Eğer hanımlarınız arasında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, sadece bir tane ile yetinin.” buyurdu. (Nisa, 4/3) “Ne kadar isteseniz kadınlar arasında adaletli davramaya güç yetiremezsiniz.” (Nisa, 4/129) “Yetimlere mallarını verin, temizi pis olanla değişmeyin, onların mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin; çünkü bu büyük bir günahtır. Yetimlerin hakkına riâyet edememekten korkarsanız (bunların yakasını bırakın da) beğendiğiniz kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikahlayın; haksızlık etmekten korkarsanız bir tane kadın veya mülkiyetinizde bulunan cariye (ile yetinin); bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olandır.” (Nisa, 4/2-3) @sorunlarını paylaş evliliğe neden böyle kafanıza takıyorsunuz ki çivi gibi evlilik kötü bir şey değil kadın için birçok faydaları bulunan sosyal bir olaydır aynı zamanda Yapılan evliliklere bu kadar kafa yoracağınıza götünü s**tirenlere kafa yorsanıza veya babası belli olmayan çocuklara Siz kimsiniz Allah aşkına peygamberi eleştirmek ne haddinize Peygamber sabahlara kadar topukları şişiyordu namaz kılmaktan
“Peygamber otuz erkeğin cinsel gücüne sahipti.” (Buhari, Muhtasar Tecıîd-i Sarih, hadis no: 192) b) “Peygamber bir gecede dokuz hanımıyla ayrı ayrı cinsel ilişki kurardı.” (Buhari, Muhtasar Tecrid-i Sarih, hadis no: 192) c) “Cebrâil bana bir çömlek getirdi de ben ondan içtim ve bunun üzerine bana cinsî münasebette kırk erkek gücü verildi.” (İbn Sa’d, et-Tabakatu’l- Kübra, s.374) d) "Peygamber nerede güzel bir kadın görse hemen eve koşar, hanımı Zeynep’le cinsel ilişkiye girerdi." (Buhari, Hibe, 8)
@@ibrahimkundakoglu1269 Abdullah İbn Ömer anlatıyor: - "Peygamber, Benû Mustalık üzerine gece baskını yaptı. Onlar ansızın yakalanmışlardı. Hayvanları da su başında sulanıyordu. Peygamber, savaşabilir durumda olanlarını öldürttü; çocuklarını da tutsak olarak aldı. O sırada Cüveyriye'yi kendine seçti." (Bkz. Buhari, Kita- bu'l-Itk/13; Tecrid, hadis no: 1117 Müslim, Kitabu'l-Cihâd/1, hadis no: 1730; Ebu Dâvûd, Sünen,Kitabu'l-Cihâd 100, hadis no: 2633.) "Cüveyriyye", "cariyecik" demek. Çok küçük yaştaydı o sırada. 13 yaşında. Asıl adı "Berre" iken, Muhammed'in el koymasından sonra bu adı almıştı. Yıl: 627. Muhammed, Mekke'yle Medine arasında el Mureysi denen su kaynağı kesiminde oturan Mustalıkoğulları (Benû Mustalık) kabilesine bir gece baskını düzenliyor. İstediği sonucu da elde ediyor. Yukarıdaki hadiste, Muhammed'in "savaşır durumda olanlarını" öldürttüğü anlatılıyorsa da, öldürülen yalnızca on kadar savaşçı. (Birçok kaynağı bir arada görmek için bkz. Leoni Caetani, çev. Hüseyin Cahit, İstanbul, 1925, s.145-146.) "Ganimetler" , "tutsaklar"... Ve tutsaklar arasında güzel Cüveyriyye. Mustalıkoğulları'nın başkanı Haris'in kızı. Şimdi "cariye" durumunda. Yani alınıp satılabilir nitelikte. Tecrîd'in "mütercim"i Kamil Miras'ın anlattığı gibi, "tutsaklar bölüştürülürken o da, Sâbit Ibn Kays'ın payına düşmüştür." (Bkz. Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi, 1117 numaralı hadisin "İzah"ı.) Ne var ki kız çok güzel. Üstelik de soylu. Kız, bu durumundan yararlanmış mıdır? Yeterli bir kanıt yok. Ancak birden, hadiste de belirtildiği gibi, Muhammet'in onu kendine aldığını görüyoruz. Muhammed, kurtulmalığını vererek kızı, alıp kendi karıları arasına katmıştı. Ve ardından "zifaf".. Arkasından, "idamlık" durumunda olan herkese "beraat". Muhammed Hamidullah şöyle diyor: "... Birkaç saat sonra biz, düşmanın, Muhammed'in (A.S.S.) en yakın dostlarından biri haline geldigini görmekteyiz. (...) Sonunda herkes, ganimetten eline geçen hisseyi red ve iade etmekte tereddüd geçirmedi. İKİ YÜZ AİLENİN BİRDEN, hiç beklenmedik bir şekilde hürriyetlerine kavuşturulmaları üzerine, Mustalık'lılar, kaybettikleri on savaşçıyı pek çabuk unuttular. Ve sonunda Islam'ı kabul ettiler." (Bkz. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Islâm Peygamberi, çev. Prof.Dr. Salih Tug, İstanbul, 1980, 1/264) Bu durum karşısında: "Ey güzel ve aşk (!), sen nelere kadirsin!" demek yerinde olmaz mı? ' Muhammed 56 yaşındaydı o sırada. Güzel körpecik Cüveyriyye' yi, koynuna almak için hiç zaman yitirmemişti. Suyun yanında hemen kurulan meşin çadırında işini görmüştü. Karılarından Aişe de oradayken... Cüveyriyye ve Aişe aynı yaştalardı. Medine'ye dönüşte de Aişe' nin kolyesi ve Safvan olayı meydana gelecektir. Acaba, Aişe Muhammed'den bir öç almak istemiş miydi? Cüveyriyye' yi kıskanmış olarak? "Kurtulmalık" lar ödenmeden ve tutsaklar daha özgürlüklerine kavuşturulmadan bir şey olmuştu. Anılmaya, üzerinde durulmaya değer bir şey: Muhammed, tutsak kadınların ırzlarına geçilmesine izin veriyor: Ebu Said el Hudfı'nin anlatmasıyla "tutsaklar arasında Arab'ın en nefis kadınları" bulunuyordu. (Bkz. Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n- Nikâh/125, hadis no: 1438.) Ve o baskını gerçekleştirmiş olan Müslümanların ağızlarının suyu akıyordu güzel kadınları görürken. Hemen yatmak istiyorlardı. Yatmak istedikleri kadınlar, birer "cariye" durumuna gelmiş değiller miydi? Öyleyse müslümanlara "helâl"diler. Gerçi Muhammed'in: "Tanrı'ya ve âhiret gününe inanan bir kimse için, kendi suyuyla (menisiyle) başkasının tarlasını (başkasının cinsel ilişki kurdugu kadını) sulaması helâl olmaz." dediği de aktarılıyor. Ve bu arada: "Tanrıya ve âhiret gününe inanan bir kimseye, başkasının menisinden temizledikçe (istibrâ, fıkıhçılara göre bir ay içinde olur) hiçbir tutsak kadınla cinsel ilişki kurmak helâl olmaz." diye de eklediği belirtiliyor. (Bkz. Ebu Dâvûd, Kitabu'n-Nikâh/45, hadis no: 2158.) Ama çelişki yalnızca bu konuda degil ki... Ebu Said el Hudrî anlatıyor: - "Peygamberle birlikte Benû Mustalık Gazası'na çıktık. Ve Arap tutsaklarından tutsaklar elde ettik. O sırada kadınlar iştahımızı çekti. Bekarlık çok güç gelmişti bize o günlerde. Ve azil yapmak istedik. İstiyorduk azil yapmayı. Ancak, 'Peygamber aramızdayken ona sormadan nasıl azil yapacağız?' dedik ve gidip peygambere sorduk. Peygamber de azil yapmamakta sizin için bir sakınca yoktur. (Yapabilirsiniz de. Yapmaya bilirsiniz de.) Ama bilin ki, kıyamet gününe değin meydana gelecek bir yavru, ne olursa olsun meydana gelir." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Itk/13; Tecrîd, hadis no: 1596; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n-Nikâh/127, hadis no: 1438; Ebu Davud, Sünen, Kitabu'n- Nikâh/49, hadis no: 2170.) Kimileri, "azl"in ne demek öldüğünü bilmedikleri için bu hadisin anlamını tam olarak anlamamışlardır. "Azl" (azil), cinsel ilişki sırasında, erkeğin, meniyi, kadının cinsel organına boşaltmadan çekmesidir. Yani, meniyi kadınlık organının dışına boşaltmak. Hadiste anlatılanın özeti şu: Müslümanlar, ellerindeki "tutsak kadınlar"la cinsel ilişkide bulunmak istiyorlardı. Ama bir sorunları vardı: Ya çocukları olursa? İlişki kuracakları bu kadınlardan çocuk olsun istemiyorlardı. Tecrit "mütercim"i Kamil Miras, bu istememeyi, şöyle açıklıyor
@@sorunlarnpaylas5240 yorumunda el ayak kesme cezaları akıl almıyor diyorsun , bana verdiğin cevapla zerre alakası yok. Birkaç hadisi almışsın , yorumlar da katarak yargı savuruyorsun. Kim bilir hangi kanaldan kopyalayıp yapıştırdın. Her biri farklı bı konuya alet
Ülkemizden örnek verelim Bir tecavüz olayı olduğunda sokaklarda meydanlarda adliyelerde bas bas bağırıuoruz İDAM İSTİYORUZ KESELİM ONU PARÇALAYLIM TECAVÜZCÜYÜ ANNESNİE VERELİM ÖLDÜRSÜN VS VS VS malımız çalındığında ellerini kesin hırsız diyoruz Anamıza bacımıza laf atıldığında hoooooooyyyyyyydaaa sopayla dalalım diyoruz vsvs vs vs Arakadaşlar farkındamısınız kendimizle çelişiyoruz Bunlar hayata nizam getiren hak hukuk belirleyen suçların önüne geçen cezalardır... Misal osmanlıda el kesme var 500 senede 5 -6 el kesme uygalanıyor Üstelik el kesöemin şartları var ... devlete hırsızın ihtiyacını giderdi komşuau ona zekatını verdi mi ... ihtiyaç halinde mi yaptı yoksa zevk zenginlik için mi nefsine uydu vs vs vs ... Sabaha kadar gider
Okudunmu Buhari.nin bütün hadislerini..Hangileri uydurukmuş.hangileri sahih değilmiş.Erkeksen onlarıda yaz.bizde bilelim.yoksa sen bir müfteri.sin..iftira atma.Allahtan kor.yoksa cenaze namazını diyanet.veya M.islamoğlu kıldırır..vesselam
@hasann gurcan Sahih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin. ﴾3﴿ Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır. ﴾4﴿ O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. [Necm Suresi 3-4]
Çüşşşş...Derler adama... Kur'an-ı Kerim peygamber efendimiz zamanında yazıldı ve 4 halife döneminde mushaf haline getirildi. İmam Buhari peygamberimizin vefatından 230 sene sonra hadisleri yazmaya başladı. Fakat imam Buhari'nin yazmış olduğu hadis kitabının orjinali günümüze kadar ulaşmamıştır...Bir tek sayfası bile yoktur. Eldeki örnek imam Buhari'nin vefatından 400 yıl sonraya ait müellifi belli olmayan İmam Buhariye isnad edilen çoğaltma yoluyla kopya edilmiş bir eserdir.
Bu hadis kitabında Kuran'a ters düşen bir çok rivayet vardır. Malesef bu kitap 100% doğrudur demek yanlıştır. Kuran'ı dosdogru okuyup bu hadisleri ona göre karşılaştırarak tatbik etmek gerekir.
Mesela
Kes lan Edepsiz terbiyesiz Cühela. Hiçbir ilmin Okuma yazman yok. Gelmişsin Tüm ehli sünnet Âlimlerinin İttifakla kabul ettiği Hadis kitabını eleştiriyon EDEPSİZ...
@@mehmetnaimaslan8205 Dünya öküz ve balığın üzerindedir
Kim sabah 7 tane acve hurması yerse ona sabaha kadar zehir ve sihir işlemez
Hac umre veya harp harici gemiye binmeyin.
Deve sidiğinin şifa olması
@@mehmetnaimaslan8205 Bunlar sana yeterli mi??
@@mehmeterylmaz3768 arkadaşım israilde yapılan bir araştırma da bahsi gecen hurmanin zehirin etkisini hadiste anlatildigi gibi yok ettigi bilim olarak kanitlanmis ve bunu kanitlayan yahudi bilim adamida müslüman olmustur kurana ters dusen hadis bilmem ne hadis yada sadece kuran yeter diyenler cogunluk ibadetleride yapamazlar hadis düşmanı olmak peygamber dusmani olmakla eşdeğerdir
Kur'an ve sunneti ayirmadan inanlara selam olsun.
Sadece Arap kavmi için yazılmıştır. (Fussilet: 44), (Yusuf: 2), (Şuara: 198-199), (Enam: 92)
El, ayak kesme, sopayla dövme gibi akıl almaz ceza yöntemleri öneriyor. (Maide: 33-38)
Kelle kesmeyi emrediyor. (Muhammed: 4)
Nerede bulursanız öldürün diyor. (Bakara: 191)
Sadece Muhammed'e özel kadınlar listesi var. Müminlere 4 kadın, Muhammed'e sınır yok. (Ahzab: 50)
Kadının cariye olmasına onay veriyor. (Mearic: 30), (Nisa: 24-25), (Muminun: 6), (Nur:
Peygamberin evinden misafir kovma ayeti var. (Ahzab: 53)28. Peygamber evlatlığı Zeyd'in karısını koynuna alabilsin diye ayet var. (Ahzab: 37)
@@doganaydogan6502 jjdjsjsjsj gel lan Instagrama
ngoff_____
Sünnetten ayırırsan zaten kuranı anlarsın
@@doganaydogan6502 ALEMLERİN RABBİ OLAN ALLAH ŞÜPHESİZKİ DOĞRU DEDİ . BİZ ALLAHA İNANDIK VE TESLİM OLDUK İNŞALLAH
@@doganaydogan6502
Bir sistemi tenkit etmek isteyen bütün kitabı okumalıdır! Anlamını, izahını öğrenmelidir. Yoksa ordan burdan cımbızlamanın hiç bir kıymeti yoktur. Keyfi yoruma karşı gelmeğe gerek bile olmaz. Çünki İslama ait olmayan açıklama verilmiş. (yapışdırılmış mı diyelim)
Tek cevap yeter ki, "Boyunlarını vurun" cümlesinde vergülden önce ne varmış onu da yazmak lazım. Cümleyi bölemezsiniz.
*Müslüman evlerine baskın yapan, mal mülk yağmalayan, müslümanları öldürenleri öldüründür emir* . Can alanın canı alınır.
Videoların altına yorum yazarak sohbetlerin youtubede üst sıralara taşınmasını dolayısıyla bir çok kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz ''Sizden hayra çağıran, marufu emreden, münkerden vazgeçirmeye çalışan bir ümmet bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir" (Ali İmrân, 3/104) vesselam.
Allah c.c sizin gibi hocalarımızdan razı olsun inşallah. Hadisleri ve sahabe efendilerimizi(R. A) itibarsızlaştırmak isteyenler var dikkatli olmak lazım
Gerçekte Rabbiniz gökleri ve yeri altı gün içinde yaratan sonra Arş üzerinde hükümran olan Allah'tır, geceyi gündüze bürür; o onu kışkırtarak takip eder. Güneş, ay ve yıldızlar O'nun emrine baş eğmiştir. İyi bilin ki, yaratmak da emretmek de O'na aittir. Ne ulu, o alemlerin Rabbi olan Allah! Araf/54
Allah dünyayı niye 6 günde yaratıyor ?
@@HoodLawyer4141 Guzel Kardesim, Kur'an-ı Kerim'de semavat ve arzın, yani kâinatın altı (6) günde halk edildiği (yaratıldığı) yazmaktadır. Altı günde halk edilmesini altı devir olarak anlıyoruz.
İnsan anne karnında altı safhada yaratıldığı, dünyada ve berzahda altı dönem geçirdiği gibi, bir gün de altı dönem ve devir geçirerek diğer güne geçiyor. Hatta her şeyin doğumu, kemali, ihtiyarlığı, ölümü, berzahı, unutulması gibi altı devir geçirdiğini söylemek mümkündür.
Semavat ve arzın altı günde halk edilmesine gelince:
İlk yaratılış 1. gün ve devir.
Hz. Âdem (as)'in yaratılışı 2. gün ve devir.
Hz. Muhammed aleyhissalatü vesselamın gönderilmesi 3. ve gün devir.
Dünyanın kıyamet başlangıcındaki harabiyeti 4. gün ve devir.
Bu imtihan dünyasının kıyamet ile bütün bütün kapanması 5. gün ve devir.
Dünyanın kıyametinden haşir sabahına kadar geçen dönem ise 6. gün ve devir.
Demek ki altı (6) gün kâinatın ilk doğuşundan ve yaratılışından, haşir sabahına kadar geçen zaman, devir ve dönemi içine almaktadır.
Bütün zamanlar haftalık bir saat gibi düşünülürse, bu saatin altı günü bu alemde geçiyor. 7. günü ise haşrin baharından sonsuza kadar gidecektir.
ALLAH'IN KİTABINDAN BAŞKA BAŞTAN SONA KADAR SAHİH HİÇBİR KİTAP YOKTUR. NE HADİS, NE TEFSİR NE DE MEÂL.
Kuran: O’nun benzeri gibi hiçbir şey yoktur.
42- Şura Suresi 11
Hadis : “Allah ahirette Peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir.”
Müslim-İman 302; Buhari 97/24, 10/29; Hanbel 3/1
"Allah ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir.” (Müslim, İman 302; Müsned, 3/1)
Bazı ayet ve hadislerde "Allah'ın eli, Allah'ın ipi, Allah'ın baldırı,.." gibi ifadeler kullanılmaktadır. Bu tür ayetler mütaşabih ayetlerdir. Peygamber Efendimiz (asm) de bazı hadislerinde mütaşabih kelimeler kullanmıştır. Böylece insanlar bu meseleri daha iyi anlasın. Nitekim başka bir hadisi şerifte Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmaktadır:
"Ebu Said (ra) anlatıyor. Resulullah (aleyhisselatu vesselam)'ı dinledim, "Baldırların açılacağı, kendilerinin secdeye davet edileceği gün..."(Kalem, 68/42) mealindeki ayetle ilgili olarak şöyle diyordu:
"Rabbimiz baldırını açar, her mümin erkek ve her mümin kadın O'na secde eder. Dünyada iken kendisine riya ve gösteriş olarak secde edenler geri kalırlar. Onlar da secde etmeye kalkarlar, ancak sırtları bükülmeyen yekpare bir tabakaya dönüşür (ve secde edemezler.)." (Buhari, Tefsir, Nun ve Kalem 2, Nisa 8, Tevhid 24; Müslim, İman 302)
Kalem suresinin 42. ayetinde "Keşfu's-sak" tabiri geçmektedir. Lügat olarak baldırın açılması manasına gelir. Görüldüğü üzere ayeti kerimeden asıl maksat lügat manası değildir, aksine bir mesaj söz konusudur. Hadis yukarıdaki rivayette baldır kelimesini "sâkehu" şeklinde zamir olarak kaydeder. İbnu Hacer bir başka tarikde zamirsiz olarak "sâke" şeklinde geldiğini ve bu şeklin -ayeti kerimeye uygunluk arzetmesi sebebiyle- daha doğru oldğunu söyler. Aksi takdirde yukarıdaki tercümede aslına muvafık olarak kaydettiğimiz üzere Cenab-ı Hakk'a baldır izafe ederek, insana teşbih etmek gibi te'vili tekellüflü bir durum ortaya çıkacağını belirtir.
Öyle ise, "baldırı açmaktan" maksat nedir?
Alimler bunu, "bütün hakikatkerin çırıl çıplak ortaya çıkması (sebebiyle) hesap ve cezanın bütün şiddet ve dehşetiyle hüküm sürmesi" şeklinde anlamışlardır. Nitekim hadiste, Resulullah (asm) Cenab-ı Hakk'ın bütün gerçekleri ortaya koyarak hesap verme hadisesinin dehşetini yaşattığı hengamda, dünyada iken kulluğunu samimiyetle yapanlarla, riyakar hareket edenleri ayırıp mü'minleri dehşetten kurtaracağını, riyakarları da sırtları eğilmez bir hale sokarak cürümlerini yüzlerine vurmak suretiyle, dehşetlerine dehşet katacağını belirtmektedir.
Konuyu tasvir eden ayeti karimenin tam meali şöyledir:
"(Hatırla ki o gün) baldır(lar)ın açılacağı, kendilerinin secdeye davet edileceği bir gündür. Fakat buna güç yetiremeyeceklerdir. Evet secdeye davet edilecekler gözleri düşük, kendilerini bir zillet sarmış olarak. Halbuki onlar bu secdeye dünyada her şeyden salim ve sapasağlam iken davet ediliyorlardı." (Kalem, 68/42-43)
Kaan Özcan.... MaşaAllah Kaan kardeşim...
Allah Kenzo Dilais gibilerine hakikatı görecek göz... idrak edecek akıl...insaf edecek kalb nasip eylesin...
Ey bazı Hadis-i Şerifleri zahir manasına göre değerledirip Ümmetin 1400 yıllık muktesabatını inkâr edenler...
Biraz dikkat edin... Hemen hadisi inkar etmeyin ve hadis imamlarına iftira atmayın... Ebedi hayatınız tehkikeye girer...
@@kaanozcan3959
Kardeşim hadis kitabında bir tane dahi yanlışlık varsa o diged hadislerinde güvenilirligini kaybeder. Bu 1400 sene önce yani yeni zaman falan meselesi degil. Düpe düz peygamberimize atılan iftiradır. ALLAH kimin ibadet edip etmedigini görür ve bilir sonuçda amel defterini yazan meleklerde varken sence baldırındanmı bilecek. Zaten vefaat ettigi zaman insanın ruhu bedenden ayrılıyo dünya ile ilişkişi kesiliyo. Ya bunlara inanmayın
Buhari, tirmizi, ebü davut. Müslim aynı zamanlarda yaşamış biri özbek biri iranlı digerleri arabistanlı ve birirlerini biliyolardı. 810 ile 890 rarsı yaşamışlardır.
Onların söyledigi bi hadise göre
Kadınlar cehennemdedir diyo. Sence ALLAH kadınları cehennem içinmi yarattı.
Peygamber teroristlerin gözlerinin oyulmasını emretti ve deve aidigi içmeyi uygun gördü diyo. Buhari, tirmizi ,evu davut sözde endogru hadisciler.
Yüz sene sonra kimse kalmayacak
Burari ,tirmizi,müslüm,ebu davut. Bunlaramı inanacaksınız yapmayaın iftiraya prtak olmayın
@@kaanozcan3959 ağzına sağlık canım kardeşim ne güzel açıklamışsın cahiller bunu anlamayınca dinden çıkıyor
@@serhatduman7626 çok mantıksız maalesef hadisler ya
Buhari'nin kaç adet hadis kitabı vardır Bu setin bir adı var mıdır bun set kaç kitaptan oluşmaktadır İmam buhari'nin Tıp kitabı bu setin içerisinde midir kitabının adı nedir ve tıp kitabı kaç kitaptan oluşmaktadır bana yardımcı olursanız çok sevinirim
ÜMMETİMİZİN DÜŞÜNCESİNİN BU ŞEKİLDE OLMASI DOĞRU OLDUĞU ANLAMINA GELMEZ.
Allah razı olsun hocam.
Selamun Aleyküm ALLAH Razı Olsun Hocam.
Buhariyi linç ederek öldüler o kitabıda o yazmadı ,ayıp size Allahın kitabını yol olarak almak size neden bu kadar zor ,hadislerin pesinden gidiyorsunuz .
Sünnet ; Rasulullah'ın devamlı olarak yaptığı, sahabenin Hz. Peygamber'den gördüğü ve kendilerinin de ona tâbi olarak yapmaya devam ettikleri, böylece o günden bugüne uygulamalı olarak bize gelen Resulullah'a ait fiillere denir.
Rasulullah'ın (SAV)'in, Kuran-ı Kerim ile karışır endişesiyle hadislerin herkesçe yazılmasına izin vermediği bilinmekle birlikte, yazılmasını tamamen yasaklamadığı da bilinmektedir. Nitekim Abdullah b. Amr b. As'a hadisleri yazması için izin vermiştir.
Hz. Ömer'in halifeliği dönemiyle birlikte artan fetihler, hadisleri bilen sahabîlerin vefat etmesi gibi durumlar hadislerin korunması konusunda tedbir almayı gerekli kılmıştır. Tanınmış sahabîlerin öğrencileri onlardan duyduklarını ezberlemiş ve kaydetmiştir. Böylece hadisler, onları rivâyet etmeyi ibadet sayan ashab ve talebeleri sayesinde kaybolmaktan kurtulmuştur.
Emeviciler her ne kadar dilleriyle “Allah’tan başka ilah yoktur,” deseler de sergiledikleri tavır itibarıyla hiç farkında olmadan Allah ile beraber Buhari’ye de tapar hale gelmektedirler. Başka bir deyişle Buhari’yi tenkit edilemez kılarak onu Allah’a ortak koşmaktadırlar. Bu durum da Kur’an’ın verilerine göre katıksız şirktir. BUHARİ binlerce ÜFÜRÜK hadis olduğunu belirtiyor. Eeeee yani bu durumda bir tek Buhari Hadislerine mi Sahih diyeceğiz. 🤔😠👆 Kuran ile bağlantılı ve uyumlu olmayan bütün HADİSLER ÜFÜRÜKTÜR. 👆
Madem icinde peygambere kadar gitmeyen sozler var diyorsunuz neden Sahih buhari denilmiş
kitap sahih ama peygamber efendimize dayandırılmayan bilgiler sahihtir değildir diye değerlendirilmiyor değerlendirmediğin şey için neden sahih değildir diyesin
Kitabın başlıklarıyla başlıkların altındaki hadisleri karıştırmayalım hep sahih onun için sahih Buhari
Buhari Hz Aişenin 6 yaşında evlendiğini savunuyor lakin Hz Aisenin ablası Hz Esma ile aralarında 10 yas vardır hicret esnasında 27 yaşında ise Hicret sırasında hz Aişe validemiz 17 18 yaşlarında idi
Şimdi yalan dolan şeylere aldanirsaniz Kur an dan saparsiniz
@@ischxsi4600 6 yaşında sözlü 9 yaşında evlilikti o sanırım o zamanlar ergenlikten sonraki yaşı söylüyorlar diye biliyorum Hz Aişe de 9-10 yaşında ergenliğe girdiyse 9 sene sonra 18-19 yaşlarında evlenir
@@nikobellic4637 knk araplarda öyle bir uygulama yok ne zaman Kur an dan ayrıldık o zaman bataklığa saplandik Buhari fars bir muhadisstir Allah aşkına 6 yaşında nasil evlensin insan yaa bide bu tek değil Ahirette Allahın haşa ve kella baldırını açacaktır deniliyor mantığını kullan Allah boşuna Kur an göndermedi
LA İLÂHE İLLALLAH MUHAMMEDİN RESULULLAH
ALLAH RAZI OLSUN SİZDEN
Hadisleri inkar etmirem ancaq bezileri uydurma ola biler.tam olaraq butun hadisler düzdü deye bilmerem.
Kadının cariye olmasına onay veriyor. (Mearic: 30), (Nisa: 24-25), (Muminun: 6), (Nur: 33)
Sınırsız cariye helal. (Muminun: 6), (Nur: 32-33), (Ahzab: 50-52-55), (Mearic: 30) 31. 31
Kadına savaşta "ganimet" diyor. (Nisa: 4)
Kuran'da kadınlara hitap hiç yok. ???
. Peygamberin küçük karısı Ayşe'nin zina yapıp yapmadığına dair ayetler var. Entrikalar ve dedikodular da unutulmamış. (Nur: 11-12-13-14-15)
Peygamber evlatlığı Zeyd'in karısını koynuna alabilsin diye ayet var. (Ahzab: 37)
Beyin kelimesi yok. Beyin yerine düşünme organı olarak kalp anlatılıyor. (Muhammed: 24), (A’raf: 179), (Hacc 46), (Ali İmran: 119)
Peygamberin evinden misafir kovma ayeti var. (Ahzab: 53)
Kadınlara "TARLA" diyor. (Bakara: 223)
31.Ayetleri sorgulamayın diye ayet var. (Maide: 101)
@@doganaydogan6502 Sen O Ayetlerin Tefsirini Oku önçe sonra burda paylaş.
@ERHAN BEY Dediğin Büyük Cahillik , Arapçada Kelimlerin farkli Mağnalari/Anlamlari Var , Tefsirler onun için Vardir
Saih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin.
@hasann gurcan Sahih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin. ﴾3﴿
Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır.
﴾4﴿
O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. [Necm Suresi 3-4]
Hepsi doğru mu ?
Yahu ALLAH RIZASI İÇİN düşünsenize biraz.kuranı kerimi peygamber den ezberleyip, ogrenip, daha sonraki nesillere aktaran sahabilere, tabiin lere , tabei tabiinlere haksızlık yapılmıyordu? Bu insanlar kur'anı yazabiliyorlardi da biricik peygamberlerinin hadislerini mi yazamiyorlardi yada ezberleyemiyorlardi? Bu insanlar akilsizmiydilar?
ÇÜNKÜ PEYGAMBERİMİZ KENDİ SÖZLERİNİN YAZILMASINI İSTEMİYORDU RİVAYETE GÖRE.
SEBEBİ İSE KURANLA BİRBİRİNİ KARIŞTIRMAMASI İÇİN
“Benden Kuran dışında hiçbir şey yazmayın. Kim benden Kuran dışında bir şey yazmışsa imha etsin.” (Müslim, Sahihi Müslim, Kitab-ı Zühd; Hanbel, Müsned, 3/12, 21, 33)
Darimi’deki hadis ise şöyledir:
“Sahabe Allah’ın elçisinden sözlerini yazmak için izin istediler. Ancak onlara izin verilmedi.” (Darimi, es-Sünen)
El Hatib’deki hadis şöyledir:
“Biz hadis yazarken Hz. Peygamber yanımıza geldi ve ‘Yazdığınız şey nedir?’ dedi. ‘Senden işittiğimiz hadisler’ (sözler) dedik. Hz. Peygamber; ‘Allah’ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah’ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için yoldan çıktılar.’ dedi” (El Hatib, Takyid)
Tirmizi’den de bunu öğrenebiliriz:
“Allah elçisinden sözlerini yazmak için izin istedik, bize izin vermedi.” (Tirmizi, es-Sünen, K. İlm)
Kardeşim peygamber bu adam yoldan geçen bir insan değil mantıken böyle bir şey olması gerekseydi peygamber yasdirmazmiy di peygamberden 200 sene sonra yaşamış adam yazmis
1) Kadında, atta ve evde uğursuzluk vardır. [1995-6617-İbn Mace-1995/1993 c.17 s.218 /6617], [Buhârî-Müslim-Ebû Davud-Tirmizî-Nesâî] Bk. Kur’an-27/47 7/131
2) Kadınların akılları kıt ve dindarlıkları eksiktir. [3307-Ebu Dâvud-Müslim-Buharî-İbnu Mâce] Bkz. Kur’an-39/18 4/1 49/11
3) Cehennemdekilerin çoğu kadınlardır. [5374-Buhârî-Müslim-Nesâî-Muvatta-İbn Mace] [2075-Buhârî-Müslim] Bkz. Kur’an-7/179 72/15 33/35
4) Ey kadınlar, sizler cehennem odunusunuz. [3039-Buhârî-Müslim-Ebû Dâvud-Nesâî] Bkz. Kur’an-72/15
5) Kur’an okudukları halde traş olanları öldürün. [4816-Buhâri-Müslim-Muvatta-Nesâî-Ebu Dâvud] Bkz. Kur’an-4/93 5/32
Daha bir sürü Kuranla çelişen hadisler var. Ben bunun suçlusu bu hadis kitabını yazanlardır demiyorum(Olabilir veya olmaya bilir, ilmim yeterli olmadığı için kimseyi suçlayamıyorum), lakin körü körüne inanmak doğru değildir diyorum.
Kur-an ahirete kadar korunacaktir ondan isteselerde değiştiremezler ancak hadisler icin öyle bir ifade yok
@hasann gurcan Sahih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin. ﴾3﴿
Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır.
﴾4﴿
O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. [Necm Suresi 3-4]
Esselamu aleyküm verahmetullah. ALLAH razı olsun hocam.
Ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berakatuh
Ve Aleykum Selam Ve Rahmetullahi Ve Berekatuhu
Ve Aleyküm Selam Ve Rahmetullahi Ve Berekatuhu.
Allah'a ve Resulüne imandan ne anlıyorsunuz siz? Allah'a iman O'nun tek ilah oluşuna ve ortağının olmadığına imandır. Resulüne imandan kasıt Allah'ın kelamı Kuran'dır. Peygamberimizin dilinden Allah'ın kelamının aksine ne çıkabilir? İhtimal midir bu? Hadislere Kuran gibi iman edenler iyi düşünsün. En fazla Kuran'a aykırı olmayanlara kuvvetle muhtemel diyerek itibar etmemiz gerekir. Kim size Kuran gibi kesindir katidir garantisini veriyor? Ne dediğinizin farkına varın biraz. Tüm hadis sünnet ne varsa kaldırın atın demiyorum. Ama Kuran gibi de iman etmeyin. Benim düşüncem budur.
Buhari yazmış kitabı, Hz Muhammed değil ayrıca buhari efendimizin vefatından 170 yıl sonra doğmuş biri, hadi bunları toplamaya başlayınca 30 yaşında olsa 200 sene, 200 sene ne demek sen biliyor musun ve o zaman heryer güllük gülistanlık mıydı her tarafta karşıtlık vardı dinle alakalı alimler arasında yoksa ne diye mezhepler türesin.
@@hurolabaci1594 Yukardaki yazıdan hadis kitabını Peygamberimizin yazdığı bilgisine nerden ulaştın da düzelttin buhari diye. Kuran'ı anlayarak oku diyeceğim de 2 satır yazıyı bile anlamakta güçlük çekmişsin. Yinede bir bak (6:114, 68:35-38, 69:40-47)
Büyüklerin ne derse al devam et.. kaza namazı kıl, bilerek oruç bozarsan 61 gün tut, sakal kesmeyi haram deyin. haşa Kuranda eklenmesi unutulmuş o haramıda siz getirmişsiniz. (16:116 OKU!) buhari gibi hocalarınız sayesinde. kefen satan okunmuş terlik ticareti yapan hocanız ve uydurduğunuz dininizle devam edin kardeşim.. bide mezhepler demiş. o konuyu da savunur bu kafa şaşırmam.
Sahih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin. ﴾3﴿
Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır.
﴾4﴿
O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. [Necm Suresi 3-4]
@@strongerkeys9096 Sahih hadis sınıflandırmasını yapan kim? Allah ayetlerinin kıyamete kadar korunacağı garantisini veriyor. Senin birilerine göre sahih denilen ve Kuran ayeti gibi iman ettiğin hadislerin garantisini sana kim veriyor?
Allah ve Resulüne itaat Kuran'a imandır. Malesef size Allah'a itaatin Kuran'a; Resule imanında hadislere iman olduğu inandırılmış.
Nisa 59
Ey iman edenler; Allah´a itaat edin. Rasule ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin. Eğer bir şeyde çekişirseniz; Allah´a ve ahiret gününe inanmışsanız onun hallini Allah´a ve Rasulüne bırakın. Bu; hem hayırlı hem de netice itibariyle daha güzeldir.
"..Allah'a ve Resulüne brakın.."
Nisa 80
Rasüle itaat eden; Allah´a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse; Biz, seni onlara koruyucu göndermedik.
"..Resule itaat eden Allah'a itaat.."
Enfal 20
Ey iman edenler; Allah´a ve Rasulüne itaat edin. Dinleyip dururken ondan yüz çevirmeyin.
"..ondan (mesajdan yani Kuran) yüz çevirmeyin."
Allah'a ve Resule itaati burdan da öğrenebilirsin.
Başka ayetlerde var ama akledip düşünene bunlar kafi.
Son olarak;
Enfal 22
Allah katında canlıların en kötüsü; akletmeyen sağır ve dilsizlerdir.
Konuşulacak çok konu var ama şu anda pek müsait bir durumda olmadığım için size geçen bir hadis inkarcısına yazdığım yazıyı kopyalayayim. İnşaAllah anlayabilirsiniz "İslam aleminin büyük bir çoğunluğunun inanmış olduğu ve doğru kabul etmiş olduğu gerçekleri "tefsirlerine" bakmayarak mealindende anlamayıp yalanlayarak çokça büyük bir vebal alıyorsunuz. Kur'an da da olduğu gibi hadislerin tefsirlerine bakmayıp Mealine bakar iseniz hadislere haşa uydurma diyebilirsiniz.. "Mecaz" denilen bir gerçek vardır ve ayetlerde de hadislerde de bu çokça yapılır. Kur'an bize çokça ayetin de düşünmeyi emreder lakin ayetin Mealine bakarak direk "ha tamam böyleymiş" demek zaten düşünmeye aykırıdır, bizim o ayette acaba "tam olarak ne anlatılmak isteniyor, bu ayetin derinliği ve hikmeti nedir" diyerek o ayetlere ve hadislere bakmamız gerekir ki düşünerek Allah'ımızın bize söylemiş olduğu derin manaları anlayabilelim.. Bu da ancak tefsirlerden olabilir. Ayrıca bir ayeti anlamak içinde o ayetin hangi durumlarda indirildiği ve hangi duruma karşılık söylenildiği de pek önemlidir. Zira "Kur'an bize yeter hadisler haşa uydurmadır" diyen kişiler örneğin Nisa Suresi 34. Ayeti nasıl açıklayabilirler? Bu düşünceye göre Allah'ımız kendi yaratmış olduğu kadınları "dövmemizi" bazı durumlar da meşru görmüş oluyor. Ayrıca Kur'an da gözlerinizi haramdan sakının der "gözlerinizi cinsel içerikli *filmlerden* sakının demez." Bu duruma göre günümüzde cinsel içerikli filmleri izlemek helal mi oluyor? Hayır, bunun haram olduğunu ancak "gözlerinizi haramdan sakının" ayetini günümüze "kıyas" layarak bulabilir ve cinsel içerikli filmlerin de kesinlikle haram olduğunu anlayabiliriz ve bu da Zaten "Kur'an bize yeter" de değil "Ehli Sünnet" akidesin de bulunur. Allah'ımız 1400 yıl evvelinden ayetin de "cinsel içerikli film izlemek haramdır" diye dese o zamanın insanları "film ne ya" diye demezler miydi? Zira olayı günümüze çevirdiğimiz de Allah'ımız "Işınlanmak haramdır" dese mesela biz "ışınlanma nedir?" Demez miydik? Zaten günümüzde ve hele ki 1400 yıl evvelinden bir sürü İslam'a inanmayan ve karşı çıkan insan varken bu gibi ayetler insanların İslam'a girmesini zaten oldukça zorlaştırır ve bütün haram olan işlerin her türlü olasılığı da yazılsa Kur'an muhtemelen "göktelen" büyüklüğünde bir kitap haline gelirdi. Mesela Kur'an da hayvanlarla ilişkiye girmek haramdır diye de bir ayet yoktur. Peki Yok diye bu caiz anlamına mı gelmektedir? Hayvanlarla cinsel ilişkiye girmek ve bunu Kur'an da yazmıyor diye meşru görmek apaçık bir sapıklık olurdu. Kur'an bize nerden geldiğimizi,nereye gideceğimizi ve ne yapmamız gerektiğinden bahseder ve genel itibariyle detay konularına yani fetva konularına pek *fazla* inmez. Hadisleri kabul etmeyen bir kimse de zaten Allah'ımızın bize çoğu konuda karışmadığını söylemiş olur çünkü bir çok hüküm hadislerden de konulur ve fetvalar ona göre de verilir. Bir anne bile evladının her şeyine karışır iken bizi yoktan var eden Allah'ımızın bize pek çok konuda, hadisleri inkar ederek karışmadığını söylemek çok yanlış olur.. Kur'an 1400 yıl evvelinden indirildiği için o zamanın şartlarına göre insanların anlayabilmesi için uyum sağlamıştır, zaman geçtikçe dünya 1400 sene evvelinde ki gibi olmayacağına, gelişen teknoloji ve o zaman da olmayan şeylerin "olmasıyla" beraber Allah'ımız da tabi ki yeni bir Peygamber ve Kitap göndermeyecegini söylediğine göre bizler gelişen teknolojinin ne durumlarda helal ne durumlarda haram, 1400 sene önce olmayan ama şimdi olan şeylerin haram mı helal mi olduğunu da tabi ki "kıyas" yaparak bulacaktık. Aksi taktir de 1400sene evvelinde yaşayan insanların direk olarak yaşantısına göre inmiş Olan Kur'an'ı Kerim'in emirlerine uyması ile bizim günümüz de ki çok daha farklı olan yaşantımıza Kur'an'ı kıyaslamayıp emirlerine bu nedenden dolayı çok daha az uymamız o zaman ki insanlara haksızlık olacak ve Allah'ımız sonsuz adalet sahibi olduğu için muhakkak ki kıyasın yapılmamasından da razı olmayacaktı. Ayrıca Kur'an da ki "peygambere uyun" ayetlerini de hadisleri inkar eden birisi zorunlu olarak "o zaman için geçerliydi" diyecegine göre Kur'an zaten evrenselliğini bozacak, ayrıca Allah'ımız bizleri ilgilendirmeyen bir bilgiyi Kur'an'ın da *pek çok kez* bahsettiği için *hikmetsiz bir iş* yapmış olacaktı, lakin bu imkansızdır çünkü Allah'ımız her işini hikmetli olarak yapar. Son olarak ta zaten eğer Kur'an'da ki "peygambere uyun" ayetleri o zamana ait olsaydı Allah'ımız neden bu kadar çok kez bu gibi ayetlerini Kur'an'ın da belirtti? Bir defa söylerdi ve insanlar zaten *Peygambere uyulması* gerektiğini kesin olarak anlar ve ona uyardı. Demek ki Hiç şüphesiz sonsuz güç sahibi Allah'ımız gelecekte "hadis inkarcılığı" olacağını bildiği için bunu yapan kimseleri şiddetle uyarmak amaçlı bu denli Kur'an'ın pek çok kısmında "Peygambere uyun" gibi emirlerinden bahsetti ve aynı şekilde Kur'an'ın pek çok ayetinde düşünmeyi emrettiği için de bu ayetleri o kişilerin düşünüp o kişilerden "doğru yolu" bulmalarını istedi. Zaten Peygamber Efendimiz (s.a.v) hiç şüphesiz insanlara bir rol model olduğundan ve o zamanın insanlarının bu mükemmel insanı tanıyıp, onun sözlerine uyaraktan gerçekleri ve doğruları çok daha kolay anlayarak ve idrak ederek öyle yaşamaları ve muhtemelen cennete bizlere göre daha da kolay yol almaları da bize haksızlık olacağından Allah'ımız tabi ki de Kur'an da bahsetmese dahi hadisleri koruyacak ve sonsuz adalet sahibi olduğu için bizde örnek alalım diye bir *Rol Model* olarak Çok sevdiği Kulunu (Hz.Muhammed s.a.v) tanıyabilmemiz ve ona olabildiğince benzeyerek (Rol Model alarak) kurtulmamız için bizlere pek çok hadisi ve rivayetleri doğru bir biçimde aktaracaktı. Allah'ımız pek çok kez dediğim gibi düşünmeyi bizlere emrettiğine ve bir kişi de bu gerçeği (hadislerin doğruluğunu) muhakkak ki ancak düşünerek bulabileceğine göre Allah'ımızın bizleri emirlerine uyup uymadığımız konusunda bu dünya birer imtihan yeri olduğu için "acaba düşünecek miyiz" yoksa "düşünmeyecek miyiz" diye sınaması oldukça normal olacaktır. Peki kişi bundan sonra hala hadisleri (haşa) inkar mı etmeye devam edecek yoksa bu tavrından vaz mı geçecekti?"
Ey kardeşler Allah'ın ayetlerine kulak verin
("Rasul size ne verirse onu alın Size neyi yasaklarsa ondan da kaçının ve Allah'tan korkun! Çünkü Allah'ın azabı şiddetlidir.")
(Kim Allah rasulune itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur)Bugun hadisleri inkar edersek ortada ne tefsir kalır ne Akide Işte aklima yatmayan bazi hadisler var o akil syzgecine başvurursan Allah'ın hoşuna gitmeyen ayetleri karsina çıkar akli ustun gorursun.Hukum ancak Allah'ındır.Elalem neder diye yaşama!Allah'a hamd et en buyuk hamd ve sena sadece Alemlerin rabbi olan Allah'adır.
O ayetten hadislerin İslâm'ın kaynağı olduğu sonucu çıkmaz. Peygamberimiz ALLAH'ın Vahyettiğini savunur.
Elçiye düşen, tebliğden başka bir şey değildir. Allah sizin açığa vurduklarınızı da gizlediklerinizi de bilir. (5-Maide-99)
Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz. Rabbin’in kitabından sana vahyedileni oku. O’nun kelimelerini değiştirecek hiçbir kudret yoktur. (18-Kehf-26,27)
De ki “Ben sizi ancak vahiy ile uyarıyorum.” (21-Enbiya-45)
Neyiniz var? Nasıl hüküm veriyorsunuz? Yoksa okuyup, ders almakta olduğunuz bir kitabınız mı var? İçinde keyfinize uyanın sizin olduğu. 68-Kalem-36,37)
Allah size kitabı detaylandırılmış bir halde indirmişken Allah’ın dışında bir hakem mi arayayım? (6-Enam-114)
Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. (6-Enam-38)
Elçilere düşen, açık bir tebliğden başkası değildir. (16-Nahl-35)
@@beratcangene5920 Allah'in selami uzerine olsun Yeryuzunde Milyarlarca müslüman var.Her müslüman Kuranı alıp kendi kafasina göre okudugunu anladığını dusun mesela ben sana dedim ki صلاة kelimesi dua anlami taşir namaz diye birsey yoktur.
اقم الصلاة dua edin
derim.Bunun gibi milyarlarca sapık görüş türetebilirsin.Kuranın ilk muhatabı Efendimiz ilk arkadaşlari ve talebeleri olan SAHABELERdir. Eğer Peygamber'in tek görevi insanlara Kur’ânı tebliğ etmek ise Kur’ânın nasıl yaşanacağı konusunda örnek olmak gibi bir görevi yoksa, o zaman Kur’ânın nazil olması, peygamber olmaksızın bir melekle de gerçekleştirilebilirdi. Kuranda mubhem ve mutesabih ayetler vardır nuzul sebebleri vardır bir ayet diğer ayeti açıklar Kurana parçacı değil butunsel bakmamiz gerekir parçacı ve kişisel bakış açısıyla eline M16 ile butun gayri muslimleri oldurmen gerekir.“Sadece ayetlerle iktifa edin, Peygamberin sünnetine uymanız gerekmez.”
diye hiçbir ayet yoktur.Yazdigın ayetlerden Kuran tek kaynaktır diye ifade eden hiçbir açık ayet yoktur.
Dediğin ayetlerde sadece kuran bize yeter diyen bir tane Selef ulemasindan delil getirir misin?
Bir tane halef ulemasindan delil getirebilir misin?
Kim Allah'a ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (Ahzab, 33/36)
Kur’ân’ı ve Resûlullah’ın öğütlerini işitip durduğunuz halde ondan yüz çevirmeyin!” (Enfâl, 8/20)
Allahın rasulune itaat etmeyip hadisleri inkar edenlerin Hukmu nedir?
Mütevatir ve Sahih hadislerin varlığını inkar eden kişi Kafir olup Ebedi Cehenneme yolculuk yapar.Selef ve Halef ulemasinin hepsi bu konuda ittifak etmiştir
@@Seto9336 peki o zaman sizce gerçek hadisler ile sahte olanları nasıl ayırt edebiliriz?
Zuhruf suresinde açıklıyor Yüce rabbimiz Kur-an dan sorguya çekileceğiz. Siz yolunuzda gidin
Evet ama efendimiz hadis yazılmasını yasaklamış.O ölünce yazmışlar Bu yanlış değil mi.Yasağa niye uyulmamış.Belki her zamanın ve mekanın şartları farklı olur yaşam farklı olur diye yasaklamıştır.Onu niye dinlememişler
Kur'an bize yeter diyenlere Kur'an'ı Kerim'den bir ayet :
"O, havadan konuşmaz, O (na inen Kur'ân veya O'nun söyledikleri), kendisine vahyedilen vahiyden başka bir şey değildir." (Necm, 3-4)
kardeşim yanlışlıkla havadan yazmışsın sanırım yanlış anlayanlar olur. O hevasından konuşmaz olacaktı
Ne güzel işte kardeşim,vahyden başka birşey konuşmaz diyor.vahyedilen kitabı elimizde olduğuna göre bununla yetinmeli.buhari 700.000 hadisden eledi bu hadisleri deniyor,demek ki yuzbinlerce hadis uydurma, bu kalanların tamamının peygamber a.s a ait olduğuna niye iman edelim,pekala insanlar futursuzca hadis uydurmuşlar neticede
Yunus UYSAL vay beee buharinin kitabi Allah in vahyi olmus .hristiyanlar bile sapka cikarir teslisde biz bu kadar ucmadik diye😂😂😂😂
ruclips.net/video/QuErxUbXHbA/видео.html
Ayetin önünü berisini de oku, sonradan tüm kuranı oku ona göre ayeti yorumla. Cımbızla seçip kafana göre anlam verme ayete. O zaman biri de çıkar "Namaza yaklaşmayın" diye ayet var der.
Buhari peygamberden 200 yıl sonra yaşamış, buhariden önce bir sürü siyer yazarı hadisçi var. Konu o değil. Konu buharinin veya diğerlerinin yazdığı hiç bir hadisin orjinali yok.
Kardeş nerden uyduruyorsunuz bunları orjinal eser Bulak Kutuphanesinde bulunur.Misirdadir Elif ba bilmeyen adamlar iftira atmaktan baska bir halt bilmiyorsunuz
Peki hz aişe evlilik yaşımile ilgili hadis sahih midir?
Çünkü ablasının biyografisinden baktığımızda evlilik yaşı 17 çıkıyo ve bu hadis tek buharide geçiyo evlilik meselesi her sahabe bilmesi lazım bu söz yada kıssa değil evlilik olayı büyük olay neden diğer sahih hadis kitaplarında yok da buharide var
Açıklarsanız sevinirim
@@beyfendi7222 hadis kitapları daha sonralarda değiştirilmiştir. Orjinalleride yok. Orjinallerç olsa bukadar kurana ters hadisin olması mümkün olamazdı. Aişenin yaşı en az 17 evet. Ama arap kültüründe erken yaşta evlilik vardı. Fakat kuranda şu ayet geçer kızlarınız akıl baliğ olaup, elindeki paranın hesabını yapabilene kadar evlendirmeyin. Buda 9 yaşında evlenme ihtimalini ortadan kaldırıyor. O dönemki müslümanlar kurana aykırı hayat yaşayamazdı. Şimdiki gibi kuran rafta durup tozlanan bir kitap değildi.eldeki verilerde aişenin en az 17 oldğu konusunda netlik kazanmıştır
@@tolgaerdem2894 hadislerin çoğuna baktığımda yanlışlık yok az birinde yanlışlık var değiştirildiyse bunun nedeni ne?
Bluğ çağ dediğimiz ergenlik değilmi, ergenlik yaşı 9 ile 13 yaşında gerçekleşmiyomu olma durumu yokmu?
Cevap verirsen çok teşekkür ederim kafam karıştıda
@@beyfendi7222 kardeşim emevi ve abbasi devletlerinin islama etkilerini bir araştır. Zaten emevi devletini kuran zat peygamberimizin torunlarını katleden zattır. Anası babası son anda mekke feth edildiğinde ölmemek için iman ettik demişlerdir. Emevi ve abbasi döneminde islamı yok etmek için parayla hadis yazıcılaro tutulmuş hadisler bilerel değiştirilip yanlş yazılmş ve günümüze kadar gelmiştir. Bluğ çağı 9-13 arası olabilir. Ama her bluğ çağına eren akıllı olacak diye kaide yok. Kimisi 15 16 yaşında olgunlaşır. Kimisi daha 18 19 yaşında kafası basmaz. Ayette o yüzden bluğ çağı dememiş, akıl baliğ olunca demiştir. Fakat her ne olursa olsun 9 yaşındaki biz kızın aile geçindirmesi düşünülemez.
1. Peygamber, savaşta kadınların va çocukların öldürülmesinin bir sakıncası olmadığını söyledi (Buhari)
2. Allah, ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir (Buhari )
3. Peygamber 30 erkeğin cinsel gücüne sahipti (Buhari)
4. Peygamber nerede güzel bir kadın görse hemen eve koşar Zeynep`le yatardı (Buhari)
5. Peygamberin izniyle ihramdan çıkıp Mina`da bulunan kadınlarımıza yöneldik.
Zekerlerimizden meni damlıyordu ” (Buhari)
6. Peygamber, Medine`de bir yahudi tarafından büyülendi. Günlerce ne yaptığını bilmez durumda ortalıkta dolaştı. (Buhari)
7. Keçinin yemesi sonucu Kuran`dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran`a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi (Buhari)
8. Namaz kılan bir adamın önünden eşek, kara köpek ve kadın geçerse namazı bozulur (Buhari)
Kuran ayetleri çerçevesinde detaylıca incelemek lazım. Çeviride bile sıkıntı olabilir yani yoksa yazdığınız şeyler varsa buhari de doğru olması mümkün olmayabilir.
@@dizilerfilmler2050 Bunlar buharinin hepsi doğrudur degenler içindir. Kuranda hiç bir çelişki yoktur.
Allah akıl fikir versin ne diyim. Allah isteyene hidayet nasip eder talep etmesini bilene...
hadisler neden sadece raviler açısından incelenir? neden Kurana uyuyor mu uymuyor mu diye incelenmez.
Kuranda bana erkeklere ipek ve altinin haram yazdigi yeri gösterin. Namazda 2 kere secde yapilcak diye yeri gösterin. Acaba bu hadisler olmasaydi nasil Islami yasardik biz?
@@tolunaykaradeniz6851 benim hadisleri inkar iddiam asla olmaz. Fakat uydurma hadislere itirazım var. Daha doğrusu Kuran'a aykırı hadisleri bütün Müslümanların ret etmesi gerekmez mi? Ne bütün hadisleri ret ederim, ne de hepsini kabul ederim. Kurana uyuyorsa başımızın üstünde yeri var. Uymuyorsa da ret ederim.
Kurana arz etmeyi gerektiren dini bir emir yok.Kurana arz meselesi istiamara açıktır.Şahsın kurana vukufiyetini ölçemeyeceğimiz için Kurana göre hadisi tartarken hasasiyetinin olup olmadığını da bilemeyiz.Kurana arz meselesini sahabe geçici olarak zaman zaman yapardı çünkü her sahabe her hadisi işitemezdi.Hadisi işittiği zaman da bilgisi yanlış veya eksikse düzeltirdi.
Tevbe süresi 31. Ayet yahudiler ve hıristiyanlar için inmiş olmasına rağmen günümüzde tam da ehli sünnetiz diyenlere cuk diye oturuyor. "Onlar ki hahamlarını ve rahiplerini rab edindiler....." Günümüz ehli sünnet olduğunu iddia edenler ise buhariyi imam azamı rab edindi. Helal haram yetkisi onlara verildi. Maalesef ve maalesef. Halbuki bizden ehli sünnet değil, mümin , müslüman olmamız istendi. Ve sadece bir olan Allaha kulluk yapmamız istendi.
@Ardaş Akbey “Peygamber size ne emretmişse alın, neyi yasaklamışsa ondan da kaçının. Allah’tan korkun. Muhakkak ki Allah’ın azâbı pek şiddetlidir.”(Haşir Sûresi, 59/7)
“Peygambere itaat eden Allah’a itaat etmiş olur. Kim bundan yüz çevirirse, seni öylelerinin üzerine muhâfız olarak göndermedik; sen ancak doğru yolu gösterip tebliğ etmekle mükellefsin.”(Nisa, 4/80)
Hocam kime inancağımızı şaşırdık zaten vesvese içinde yüzüyoruz bide bunlar çıkıyo karşımıza ondan sonra aklımıza niye Allah korumadı gibi sorular geliyo biri ölümüne hadisler yalandır diyo biri kesin doğrudur diyo bi mezhep bişeye haram diyo öbür mezhep helal diyo vallaha allak bullak oldu kafam neden bu kadar karmaşık vallaha dinden çıkcak duruma geldim Allah yardım etsin.
@@cengizhan5004 kardeşim sen adama insan gibi anlatıyorsun zaten merak etme bu insanlara Allah gözüksün bunlar yanlış desin isterler sen uydurma hadislerin varlığından bahsedersin Peygamberimiz Kurana ters bir şey söylemez yada söyleyemez dersin onlar gider hadislere gerek yok Kuran bize yeter diyordun derler sen canını sıkma herkes yine kendi nefsini haklı çıkarıyor 👍
kendin okuyacaksın başka çaresi yok Abdullah İbn Ömer anlatıyor:
- "Peygamber, Benû Mustalık üzerine gece baskını yaptı. Onlar ansızın yakalanmışlardı. Hayvanları da su başında sulanıyordu. Peygamber, savaşabilir durumda olanlarını öldürttü; çocuklarını da tutsak olarak aldı. O sırada Cüveyriye'yi kendine seçti." (Bkz. Buhari, Kita- bu'l-Itk/13; Tecrid, hadis no: 1117 Müslim, Kitabu'l-Cihâd/1, hadis no: 1730; Ebu Dâvûd, Sünen,Kitabu'l-Cihâd 100, hadis no: 2633.)
"Cüveyriyye", "cariyecik" demek. Çok küçük yaştaydı o sırada. 13 yaşında. Asıl adı "Berre" iken, Muhammed'in el koymasından sonra bu adı almıştı.
Yıl: 627. Muhammed, Mekke'yle Medine arasında el Mureysi denen su kaynağı kesiminde oturan Mustalıkoğulları (Benû Mustalık) kabilesine bir gece baskını düzenliyor. İstediği sonucu da elde ediyor. Yukarıdaki hadiste, Muhammed'in "savaşır durumda olanlarını" öldürttüğü anlatılıyorsa da, öldürülen yalnızca on kadar savaşçı. (Birçok kaynağı bir arada görmek için bkz. Leoni Caetani, çev. Hüseyin Cahit, İstanbul, 1925, s.145-146.)
"Ganimetler" , "tutsaklar"...
Ve tutsaklar arasında güzel Cüveyriyye. Mustalıkoğulları'nın başkanı Haris'in kızı. Şimdi "cariye" durumunda. Yani alınıp satılabilir nitelikte. Tecrîd'in "mütercim"i Kamil Miras'ın anlattığı gibi, "tutsaklar bölüştürülürken o da, Sâbit Ibn Kays'ın payına düşmüştür." (Bkz. Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi, 1117 numaralı hadisin "İzah"ı.)
Ne var ki kız çok güzel. Üstelik de soylu.
Kız, bu durumundan yararlanmış mıdır? Yeterli bir kanıt yok. Ancak birden, hadiste de belirtildiği gibi, Muhammet'in onu kendine aldığını görüyoruz. Muhammed, kurtulmalığını vererek kızı, alıp kendi karıları arasına katmıştı. Ve ardından "zifaf".. Arkasından, "idamlık" durumunda olan herkese "beraat". Muhammed Hamidullah şöyle diyor:
"... Birkaç saat sonra biz, düşmanın, Muhammed'in (A.S.S.) en yakın dostlarından biri haline geldigini görmekteyiz. (...) Sonunda herkes, ganimetten eline geçen hisseyi red ve iade etmekte tereddüd geçirmedi. İKİ YÜZ AİLENİN BİRDEN, hiç beklenmedik bir şekilde hürriyetlerine kavuşturulmaları üzerine, Mustalık'lılar, kaybettikleri on savaşçıyı pek çabuk unuttular. Ve sonunda Islam'ı kabul ettiler." (Bkz. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Islâm Peygamberi, çev. Prof.Dr. Salih Tug, İstanbul, 1980, 1/264)
Bu durum karşısında: "Ey güzel ve aşk (!), sen nelere kadirsin!" demek yerinde olmaz mı? '
Muhammed 56 yaşındaydı o sırada. Güzel körpecik Cüveyriyye' yi, koynuna almak için hiç zaman yitirmemişti. Suyun yanında hemen kurulan meşin çadırında işini görmüştü. Karılarından Aişe de oradayken... Cüveyriyye ve Aişe aynı yaştalardı. Medine'ye dönüşte de Aişe' nin kolyesi ve Safvan olayı meydana gelecektir. Acaba, Aişe Muhammed'den bir öç almak istemiş miydi? Cüveyriyye' yi kıskanmış olarak?
"Kurtulmalık" lar ödenmeden ve tutsaklar daha özgürlüklerine kavuşturulmadan bir şey olmuştu. Anılmaya, üzerinde durulmaya değer bir şey:
Muhammed, tutsak kadınların ırzlarına geçilmesine izin veriyor:
Ebu Said el Hudfı'nin anlatmasıyla "tutsaklar arasında Arab'ın en nefis kadınları" bulunuyordu. (Bkz. Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n- Nikâh/125, hadis no: 1438.) Ve o baskını gerçekleştirmiş olan Müslümanların ağızlarının suyu akıyordu güzel kadınları görürken. Hemen yatmak istiyorlardı. Yatmak istedikleri kadınlar, birer "cariye" durumuna gelmiş değiller miydi? Öyleyse müslümanlara "helâl"diler. Gerçi Muhammed'in: "Tanrı'ya ve âhiret gününe inanan bir kimse için, kendi suyuyla (menisiyle) başkasının tarlasını (başkasının cinsel ilişki kurdugu kadını) sulaması helâl olmaz." dediği de aktarılıyor. Ve bu arada: "Tanrıya ve âhiret gününe inanan bir kimseye, başkasının menisinden temizledikçe (istibrâ, fıkıhçılara göre bir ay içinde olur) hiçbir tutsak kadınla cinsel ilişki kurmak helâl olmaz." diye de eklediği belirtiliyor. (Bkz. Ebu Dâvûd, Kitabu'n-Nikâh/45, hadis no: 2158.) Ama çelişki yalnızca bu konuda degil ki...
Ebu Said el Hudrî anlatıyor:
- "Peygamberle birlikte Benû Mustalık Gazası'na çıktık. Ve Arap tutsaklarından tutsaklar elde ettik. O sırada kadınlar iştahımızı çekti. Bekarlık çok güç gelmişti bize o günlerde. Ve azil yapmak istedik. İstiyorduk azil yapmayı. Ancak, 'Peygamber aramızdayken ona sormadan nasıl azil yapacağız?' dedik ve gidip peygambere sorduk. Peygamber de azil yapmamakta sizin için bir sakınca yoktur. (Yapabilirsiniz de. Yapmaya bilirsiniz de.) Ama bilin ki, kıyamet gününe değin meydana gelecek bir yavru, ne olursa olsun meydana gelir." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Itk/13; Tecrîd, hadis no: 1596; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n-Nikâh/127, hadis no: 1438; Ebu Davud, Sünen, Kitabu'n- Nikâh/49, hadis no: 2170.) Kimileri, "azl"in ne demek öldüğünü bilmedikleri için bu hadisin anlamını tam olarak anlamamışlardır.
"Azl" (azil), cinsel ilişki sırasında, erkeğin, meniyi, kadının cinsel organına boşaltmadan çekmesidir. Yani, meniyi kadınlık organının dışına boşaltmak. Hadiste anlatılanın özeti şu:
Müslümanlar, ellerindeki "tutsak kadınlar"la cinsel ilişkide bulunmak istiyorlardı. Ama bir sorunları vardı: Ya çocukları olursa? İlişki kuracakları bu kadınlardan çocuk olsun istemiyorlardı. Tecrit "mütercim"i Kamil Miras, bu istememeyi, şöyle açıklıyor
@@cengizhan5004 peki kardeşim bir şey soracağım hadislerin gerçek olup olmadığını nereden anlamamız gerekiyor? Ben de gördüm birkaç tane ateist bu garip hadisleri bir çeşit savunma mekanizması olarak görüyor buharide Hz. Aişe ile Muhammed Aleyhisselam evlenirken, Hz. Aişe'nin 9 küsür yaşında olduğu yazıyor ama birçok tarihi kaynaklar, evlilik sırasında Hz. Aişe'nin 17 ila 18 yaş arasında olduğunu İSPATLIYOR!
BU duruma nasıl bakmamız gerekiyor acaba?
Saih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin.
"Dinden dönenleri öldürün" hadisine aklım takıldı sahih mi değilmi tam bilmiyorum dinde özgürlük yokmudur peygamber efendimiz nası böyle bişi demiş olur anlayamıyorum ?
Allah razı olsun hocam inşAllah
HADİS: Resulullah (sav), ben altı yaşında iken benimle evlendi. Medine`ye geldik. Beni`l-Haris İbnu`l-Hazrec kabilesine indik. Ben hummaya yakalandım. Saçlarım döküldü, (İyileşince) saçım yine uzadı. Annem Ümmü Ruman, ben arkadaşlarımla salıncakta oynarken, bana geldi, benden ne istediğini bilmeksizin yanına gittim. Elimden tuttu. Evin kapısında beni durdurdu. Evimizde, ensardan bir grup kadın vardı. "Hayırlı, bereketli olsun!", "Uğurlu mübarek olsun!" diye dualar, tebrikler ettiler. Annem beni onlara teslim etti. Onlar kılık-kıyafetime çeki düzen verdiler. Beni, [kuşluk vakti aniden] Resulullah (sav)(`ın gelişinden) başka bir şey şaşırtmadı. Annem beni O`na teslim etti. O gün ben dokuz yaşında idim.
FASIL: NİKAH BÖLÜMÜ
KONU: Resulullah (sav)`ın Zevceleri
RAVİ: Aişe
KAYNAK: Buhari, Nikah 38, 39, 57, 59, 61; Müslim, Nikah 69, (1422); Ebu Davud, Nikah 34, (2121), Edeb 63, (4933, 4934, 4935, 4936, 4937); Nesai, Nikah 29, (6, 82)
@@doganaydogan6502 @hasann gurcan Sahih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin. ﴾3﴿
Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır.
﴾4﴿
O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. [Necm Suresi 3-4]
@@strongerkeys9096 ben sadece buhari ve Tirmizi okurum başkasına kimseye inanmam birde kuran ayetlerini bir bir okuyor anlamaya çalışıyorum
Sadece Arap kavmi için yazılmıştır. (Fussilet: 44), (Yusuf: 2), (Şuara: 198-199), (Enam: 92)
@@doganaydogan6502 Hakikat biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik (mânasının derinliğine iyice) akıl erdiresiniz diye)[Yusuf 2]
Biz onu, yabancı (arapça bilmeyenlerin) birine indirseydik de onu onlara okusaydı, yine (bir bahane ile o inkârcılar) ona iman etmezlerdi [Şuara 198]
Eğer biz onu, yabancı bir(dilde) Kur'an yapsaydık, mutlaka "Âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi?" Arab'a, yabancı (dilden bir kitap olacak şey) mi?" diyeceklerdi. (Onlara) de ki:"O (Kur'an) inananlar için doğru yolu gösteren bur rehber ve şifadır. İnanmayanlar ise kulaklarında bir ağırlık vardır ve o (Kur'an) onlarda bir körlük meydana getirmekte(onu görememekteler). Onlar, (sanki ) uzak bir yerden cağrılıyorlar(gibi duymuyorlar/anlamıyorlar)"[Fussilet 44]
Buhari dedikleri doğruysa Muhammed peygamber değil o halde
Nureddin hocam yine bizi aydinnlattiniz Allah razi olsun
Güzel kardeşim benim...Hem güvenilir diyor hem de alt başlık üst başlık diyor,bunlarda yalan ve yanlış olabilir diyor...Bu sözlere vereceğin bir cevap yok mu Allah için....?
@@recepkorkusuz2321 @hasann gurcan Sahih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin. ﴾3﴿
Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır.
﴾4﴿
O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. [Necm Suresi 3-4]
ULAN ŞEREFSİZ SEN KİMSİN DE BENİ DİNDEN ÇIKARIYORSUN.AHMAK ADAM RASÜLE İNANMADIĞIMI NERDEN ÇIKARDIN. SEN KİMSİN.... BU YETKİYİ ,BU CÜRETİ NERDEN ALIYORSUN...? DİN SENİN BABANIN EVİMİ DE BENİ DİNDEN ÇIKARIYORSUN.HADİS DİYE UYDURULAN KÜFÜRLERE SENİN GİBİ İNANMAK ZORUNDAMIYIM.NEYE İNANIP NEYE İNANMAYACAĞIMI SEN Mİ BELİRLİYORSUN. SEN BENCE ZAVALLI AHMAKIN TEKİSİN. SEN NURETTİN DENEN SAHTEKARIN AVUKATIMISIN .BEN ONA BİR SORU SORDUM HAALA CEVAPLAMADI ... BIRAK TA.SORUYU SORDUĞUM KİŞİ CEVAPLASIN YÜREĞİ YETİYORSA...
@@strongerkeys9096 nasil bir dusunce yapiniz var anlamiyorum.
Abi cevap vermedin ki
Velhamdulillahirabbilalemin 🥀🌷👍👋☘️
Salamun aleykum Hocam Kadınlar olmasaydı Allah’a hakkıyla ibadet edilirdi. (Suyuti, Buhari, İbn-i Adıyy, Ebu Hatim, İbn-i Cevzi, Muhammed Nasuriddin, İbn-i Hıbban hadisi mevzu kabul ederler.) (Silsiletul Ehadisuzzaif: 74, Tenzihuşşeria: 1/62, El-leali : 2/59)bu hadisi nasıl anlamalıyız
insanlara fıkra anlatmayın gerçekleri konuşmak zamanı artık size kimse inanmıyor okuyan adam araştırıyor yaşadıgı dini yaşasın gooog
Saih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin.
Kafama karistiran bir sorun var lutfen cevap verin Hz ayse ile 9 yasinda evlendigine dair hadis var lakin hadisler guvenilir degilse biz neye inannicaz ozman butun hadislwe sikinti guvenilir ise peygamberimiz cocuk yasinda evlenmis oluuor hasa
Allah razi olsun
bu kitapların en güvenilir olanı nereden bulabilirim almak için güvenilir yer bulamıyorum ?.
En guvenilir kitap kur'an dir.
Tüm kitapçılarda vardır
Aziz dostum ,kıymetli kardeşim benim,en güvenilir kaynak KUR'AN-I KERİMDİR....
Yav bunu anlayın artık Kuran ı kimse tam anlayamaz yardımcı kitap lazım
@@Cennune1803 tefsirler var o kadar hadise ihtiyaç yok kurani anlamak için. Peygamber tefsir edip söylemiş bize
@@muhittintgl850 Buharinin tamamı sahihdir
Yav hoca peygamber efendimiz den sonra dünyaya gelmiş birisi peygamber efendimiz nasıl sahih olarak kabul etmiş Allah'ını seversen anlamadım
yüzlerce ayet var bunları neden açıklamıyorsunuz inancınız varsa eger bizi kandırdınız ALLAH c.c nasıl kandıracaksınız ????
ruclips.net/video/_69KzGNDWKs/видео.html
Saih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin.
yks mağduru ALLAH kitabinda resulullahi kayiriyor mu? Kur’an a iman etmemiz efendimiz sav‘e iman etmek degil mi? Neyin kafasi bu sizdeki?
Buhari kaç hadisten eleme yaparak bu hadis külliyatını yazmıştır? Buhari'nin kendisi binlerce hadisi inkar etmniştir. sahi Buhari kaç yılında yaşamış ve nasıl ölmüştür? Din adına masal, hikaye ve israiliyat öğretildi yıllarca bu millete.
Yani diyosunki kendi aklınla kuranı tevsir et.. Sonra o kuranı kendi istek ve hevalarımıza söyletcez.. Sonrada imansız bir şekilde ölcez Allah muhafaza.. Öylemi... Eğer sadece kuran yetseydi resullaha itaat etmeye gerek yoktu..kuranın Allahın kitabı olduğuna herkez biliyo.. Resule itaat başka yerde.. Nedir o.. Kuranın izahında tevsirinde.. Şimdi soruyom sana bana kuranın bize namaz kılın derken nasıl kılıcaz sabah namazı mesela.. 2 rekat diyoz ama kuranda yazmıyo..onun dışında zekat 40 da biri verir herkez.. Ama kuran 40 da biri demiyo zekat verin diyo..oruç tutun diyo ama hangi ayda ne günde yazmıyo... Peki nerden bu kaynaklar... Şimdi dersin buhari, müslim VS... Ee bunlara itikat doğru oluyo da mütevatir hadis sahih hadisler onca kaynakları varken neden diğer hadisler ağır geliyo.... İmam buhari ve Müslim gibi hakim gibi hadisleri yok efendim uydurma yok bu hadis saçma aklıma yatmıyo bilmem ne ben kurana bakarım dersen derse kimse... Son nefeste iman gider..
@@omeraykut8585 sorduğum sorularla sizin cevabınızın ne alakası var? Kuran'a aykırı olan hadisler( rivayetler)in kabul edilmemesi gerekir. Yoksa hiç bir müslüman hadisleri külliyen inkar etmiyor.
Kurana aykırı bir hadis söyleyin bitane.. Buhari ve Müslim tirmizi gibi sahih hadislerde kurana aykırı bir hadis yoktur.. Onun dişindaki hadisler alimler tarafından konuşulmuş iltifat edilmiş.. Siz söyleyin deyinki şu hadis kurana haykırı.. Bitane söyleyin..
@@sadiktunc 😃 bunlar Şia ve selifilerin buhari adına yazdığı.. Oryantell güçlerin uydurduğu buhari hadis kitabı.. Sen bunları değil.. Ehli sünnet İslami buhari kitabına bak... 😉
Ömer Aykut Buhari’deki hadis numaraları verilmiş. İstersen ön yargılı olmadan bir daha baksan iyi olur
Neye dayanarak söylüyorsunuz. Yabi siz öyledir deyince hepimiz inanacağız mı?
Arkadaşlar onu bunu bilmem kuran-i kerimde herşey her hukum verilmiştir. Tamdır ben fazlada bu hadislere sahih
Hepsi sahihtir denmez bence kuran ne derse odur
Kur'an bize Peygamber Efendimiz'e (s.a.v) uymayı emreder. Kur'an da her hüküm verilmemiştir hükümler Peygamber Efendimizin (s.a.v) hadisleriyle tamamlanmıştır. Peygamber efendimiz (s.a.v) hevasından konuşmazdı bu yüzden o ne derse de ona uymalıyız. Ayrıca dinde "bence" diye bir şey yoktur. Böyle olsaydı herkes kendi kafasına göre yeni bir din oluştururdu. Müctehid-İmamların (alimlerin) hükümleri ne ise dinde odur. Onlarda zaten hüküm için Kur'an-ı Kerim'i ve hadisleri baz alırlardı.
@@zamancokhzlgeciyor4174 peygamberimize uymak emredilmiştir diyosun. Ama peygamberşmiz de Kur'an'a ıymakla emrolunmuştur. Kuranda olmaya bişeyi peygamberşmiz nasıl yapabilir. Dayanağı nedir. Bizzat Allah'ın kitabıdır peygamberimizşn hayatı. Yani peygamberimize uymamız demek Kur'an'a uymak demektir . Meseleyi çarpıtma
@@zamancokhzlgeciyor4174 alimler de "bence" diyerek din oluşturuyorlar. Senin alil desiğin insanlardan biri yoktur ki sahtekarlıkla suçlanmamış olsun. Cübbeli hoca da sahtekar mesela . Bu adamın dediklerine inanacak mıyız ? Dinde şüpheye yer yok , zan altında olandan sakının gibi bir ayet dahi var. Yani bu alimler , hadis kitapları bu kadar şaibeli iken bizim bunlara sahihtir deyip de bunları din edinmemiz yanlıştır.Asıl kitap Kur'an dır.
@@komplike1974 Peygamberimiz de Kur'an'a uymakla emrolundugu için zaten ona uymak Kur'an'a uymak olur. Bu kitap peygamber efendimiz (s.a.v)'e inmiştir dolayısıyla bu kitabı en iyi yaşayan da odur. Biz de ona ne kadar uyar isek Kur'an'a o kadar uymuş oluruz. Senin kur'an'dan anladığın ile alimlerin anladığı arasında çok fark var. O alimlerin bence demesi ile senin bence demen bir değildir. Nasıl ki bir tıp konusun da işin ehlinin bence demesi her ne kadar doğru kabul edilir ve muhakkak ki doğruysa bu dini konuda da İşin ehlerine bakılması gerekilir ve onlara uyulmalıdır. Eğer halktan biri tıp konusunda "bence" dese onun ifadesi doğru olarak kabul edilmez. Böyle toplum da zaten huzursuzluklar çıkar işin ehli kimse ona münacat edilir. Âlimler de zeka olarak ve Kur'an'ı Kerim'i zaten anlamak bakımından bizden çok daha ileri seviyede ve hayatlarını direk olarak bu işe adamış eğitim almış kişilerdir. Bu gibi kendisini kanıtlamış, hayatını İslam davasın da cihat edinmek için harcayan zaatlar zaten Allah'ımızın yüceliğini bildikleri ve ondan çokça korkuttuları için hüküm verirken Allah'ın emirlerinin dışına çıkmazlar. Doğruyu söyleyeni 7 köyden kovarlar diye bir söz vardır. Bu devirde zaten alimlerin düşmanlığını geçtim direk olarak İslam düşmanlığı yapan kişilerin sayısı bir hayli fazladır bu duruma göre haşa İslam böyle bir din mi olmuş oluyor? Kişi ne kadar çok İslam'a yönelir ve o kadar çok doğru sözleri söyler ise o kadar çok hem iftiraya maruz kalır hem de düşmanları artar. Kalbi kararmış olan kişiler kalbi temiz olan kişileri genelde gördüklerinde zaten çekemezler yani Alimlerin sahtekarlıkla suçlanması çok doğaldır lakin dayanağı olmayan bu bilgiler iftiradır. Zaten ki bütün alimlere de böyle bir şey söylemek İslam'a yakınlık bakımından o kadar uğraşan insanlara iftira olma ihtimali çokça taşıdığından bu Allah'ımızdan korkan birisi için çok dikkat edilmesi gereken bir konu olur. Ayrıca "zan altında olandan sakının" değil "Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü bazı zanlar günahtır. Gizlilikleri araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın; herhangi biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Tabii ki bundan tiksinir! Allah'a itaatsizlikten de sakının. Allah tövbeleri çokça kabul etmektedir, rahmeti sonsuzdur." (Hucurât Suresi 12.Ayet)" ayeti vardır. Senin dediğine göre zandan uzak durmamız gerekiyor ise kendinle zaten çelismis olursun. Onca âlimin dediği bile bir "şüphe" ise senin demiş olduğun veya Kur'an'dan anlamış olduğun hükümler Alimlerin "şüpheli" hükmüne göre çok daha "şüpheli" konumdadır. Sadece senin dediğine göre bile zaten doğru olan Alimlere uymamız gerektiği de anlaşılıyor. Âlimler de Kur'an'a ve Peygamber Efendimiz (s.a.v) e göre hüküm verdikleri için zaten şüphe ortadan kalkmış olur. haramlar ve farzlar gibi kaçınılması ve uyulması zorunlu olan ameller için çoğunlukla zaten hadisler de veya ayette şüpheye yer vermeyecek kadar açıklık vardır.
@@zamancokhzlgeciyor4174 kardeş Kur'an tamdır. Allah onun açıklayıcısıdır . peygamberimiz zamanında yazılmamış hadis kitapları ne kadar doğru sence ? Adamlar aralarından daha seçip de kitap yazmışlar bi de , buhari tirmizi falan. E bunlar kendi arasında dahi çelişiyo. Miraç olayı da farklıdır bazı hadis kitaplarında , peygamberimizin 9 yalındkai biriyle evlenmesi , bir gecede 9 hanımıyla ilişkiye girmesi ( ki bu hangi sahabe tarafından söylenmiş olursa olsun bu sahabe suçludur , peygamberşmizi mi takip ediyomuş ya da evinin içine bakıp hanımıyla ne yaptığını mı seyrediyor. Hepsi soru işareti) ... Ve daha nicesi. Bunlar " BENCE" dediğim iddialar değil. Alimler söylüyor. Bazıları bazılarını yalanlıyor. Hangi alime inanavağını dahi şaşırıyoruz. E bunlar sahih hadislerde var , ona da mı inanamayacağız. Demem o ki ortada çok büyük sıkıntılar var. Ben öncelik Kur'an diyorum . Kur'an'ı tam olarak anlamadan hadis kitaplarına yönelmemizi saçma buluyorum. Şüpjesiz ki Allah Kur'an-ı bize açıklayandır. Öyle değil mi ? Bak bunlar hep soru işareti. Bem alşm falan değilim. Anlamam etmem de . Ama tğm bu bilgi kirliliğini , karmaşayı görmek için de alim olmaya gerek yok. Allah'ın verdiği akıl sadece alim olmamıza yaramıyor. Herkes alim olmak zorunda değil , zaten herkes alim falan da olmamalı. Ama aliölerim bize dayattığı fetvaları sorgulayacak bir mekamizmamız var öyle değil mi , akıl var ya işte o. Ben onu kullandım. Kendi içinde ve Kuranla çelişen hadis kitapları ; yine çwlişen alimler ,şeyhler, tatikat liderleri... Bir düşün ve bak. Onlar alimdir bizden iyi bilir düşüncesine kapıldıysan sen ziyan içindesin kardeşim. Demek ki o alimler olmasa sen müslüman dahi olamayacaksın. Kabeli müşrikler de atalarına bağlıydılar. Onlar bilmedi de sen mi bildin Muhammed demezler mi , derler yaa . Tıpkı bugün senşn dediğin gibi. Alimler varken seni mi dinleyeceğiz , sen mi bileceksin ...
Allah aklın önemini çokça kez vurguluyo. Zannın çoğundan kaçının evet ama bu bir din. Zan altında olan din mi olur hele ki vahiy varken. Akledelim kardeşim. Sevgi ve selamlarımla..
İnşallah sende bir gün müslüman olursun
Abdullah İbn Ömer anlatıyor:
- "Peygamber, Benû Mustalık üzerine gece baskını yaptı. Onlar ansızın yakalanmışlardı. Hayvanları da su başında sulanıyordu. Peygamber, savaşabilir durumda olanlarını öldürttü; çocuklarını da tutsak olarak aldı. O sırada Cüveyriye'yi kendine seçti." (Bkz. Buhari, Kita- bu'l-Itk/13; Tecrid, hadis no: 1117 Müslim, Kitabu'l-Cihâd/1, hadis no: 1730; Ebu Dâvûd, Sünen,Kitabu'l-Cihâd 100, hadis no: 2633.)
"Cüveyriyye", "cariyecik" demek. Çok küçük yaştaydı o sırada. 13 yaşında. Asıl adı "Berre" iken, Muhammed'in el koymasından sonra bu adı almıştı.
Yıl: 627. Muhammed, Mekke'yle Medine arasında el Mureysi denen su kaynağı kesiminde oturan Mustalıkoğulları (Benû Mustalık) kabilesine bir gece baskını düzenliyor. İstediği sonucu da elde ediyor. Yukarıdaki hadiste, Muhammed'in "savaşır durumda olanlarını" öldürttüğü anlatılıyorsa da, öldürülen yalnızca on kadar savaşçı. (Birçok kaynağı bir arada görmek için bkz. Leoni Caetani, çev. Hüseyin Cahit, İstanbul, 1925, s.145-146.)
"Ganimetler" , "tutsaklar"...
Ve tutsaklar arasında güzel Cüveyriyye. Mustalıkoğulları'nın başkanı Haris'in kızı. Şimdi "cariye" durumunda. Yani alınıp satılabilir nitelikte. Tecrîd'in "mütercim"i Kamil Miras'ın anlattığı gibi, "tutsaklar bölüştürülürken o da, Sâbit Ibn Kays'ın payına düşmüştür." (Bkz. Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi, 1117 numaralı hadisin "İzah"ı.)
Ne var ki kız çok güzel. Üstelik de soylu.
Kız, bu durumundan yararlanmış mıdır? Yeterli bir kanıt yok. Ancak birden, hadiste de belirtildiği gibi, Muhammet'in onu kendine aldığını görüyoruz. Muhammed, kurtulmalığını vererek kızı, alıp kendi karıları arasına katmıştı. Ve ardından "zifaf".. Arkasından, "idamlık" durumunda olan herkese "beraat". Muhammed Hamidullah şöyle diyor:
"... Birkaç saat sonra biz, düşmanın, Muhammed'in (A.S.S.) en yakın dostlarından biri haline geldigini görmekteyiz. (...) Sonunda herkes, ganimetten eline geçen hisseyi red ve iade etmekte tereddüd geçirmedi. İKİ YÜZ AİLENİN BİRDEN, hiç beklenmedik bir şekilde hürriyetlerine kavuşturulmaları üzerine, Mustalık'lılar, kaybettikleri on savaşçıyı pek çabuk unuttular. Ve sonunda Islam'ı kabul ettiler." (Bkz. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Islâm Peygamberi, çev. Prof.Dr. Salih Tug, İstanbul, 1980, 1/264)
Bu durum karşısında: "Ey güzel ve aşk (!), sen nelere kadirsin!" demek yerinde olmaz mı? '
Muhammed 56 yaşındaydı o sırada. Güzel körpecik Cüveyriyye' yi, koynuna almak için hiç zaman yitirmemişti. Suyun yanında hemen kurulan meşin çadırında işini görmüştü. Karılarından Aişe de oradayken... Cüveyriyye ve Aişe aynı yaştalardı. Medine'ye dönüşte de Aişe' nin kolyesi ve Safvan olayı meydana gelecektir. Acaba, Aişe Muhammed'den bir öç almak istemiş miydi? Cüveyriyye' yi kıskanmış olarak?
"Kurtulmalık" lar ödenmeden ve tutsaklar daha özgürlüklerine kavuşturulmadan bir şey olmuştu. Anılmaya, üzerinde durulmaya değer bir şey:
Muhammed, tutsak kadınların ırzlarına geçilmesine izin veriyor:
Ebu Said el Hudfı'nin anlatmasıyla "tutsaklar arasında Arab'ın en nefis kadınları" bulunuyordu. (Bkz. Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n- Nikâh/125, hadis no: 1438.) Ve o baskını gerçekleştirmiş olan Müslümanların ağızlarının suyu akıyordu güzel kadınları görürken. Hemen yatmak istiyorlardı. Yatmak istedikleri kadınlar, birer "cariye" durumuna gelmiş değiller miydi? Öyleyse müslümanlara "helâl"diler. Gerçi Muhammed'in: "Tanrı'ya ve âhiret gününe inanan bir kimse için, kendi suyuyla (menisiyle) başkasının tarlasını (başkasının cinsel ilişki kurdugu kadını) sulaması helâl olmaz." dediği de aktarılıyor. Ve bu arada: "Tanrıya ve âhiret gününe inanan bir kimseye, başkasının menisinden temizledikçe (istibrâ, fıkıhçılara göre bir ay içinde olur) hiçbir tutsak kadınla cinsel ilişki kurmak helâl olmaz." diye de eklediği belirtiliyor. (Bkz. Ebu Dâvûd, Kitabu'n-Nikâh/45, hadis no: 2158.) Ama çelişki yalnızca bu konuda degil ki...
Ebu Said el Hudrî anlatıyor:
- "Peygamberle birlikte Benû Mustalık Gazası'na çıktık. Ve Arap tutsaklarından tutsaklar elde ettik. O sırada kadınlar iştahımızı çekti. Bekarlık çok güç gelmişti bize o günlerde. Ve azil yapmak istedik. İstiyorduk azil yapmayı. Ancak, 'Peygamber aramızdayken ona sormadan nasıl azil yapacağız?' dedik ve gidip peygambere sorduk. Peygamber de azil yapmamakta sizin için bir sakınca yoktur. (Yapabilirsiniz de. Yapmaya bilirsiniz de.) Ama bilin ki, kıyamet gününe değin meydana gelecek bir yavru, ne olursa olsun meydana gelir." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Itk/13; Tecrîd, hadis no: 1596; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n-Nikâh/127, hadis no: 1438; Ebu Davud, Sünen, Kitabu'n- Nikâh/49, hadis no: 2170.) Kimileri, "azl"in ne demek öldüğünü bilmedikleri için bu hadisin anlamını tam olarak anlamamışlardır.
"Azl" (azil), cinsel ilişki sırasında, erkeğin, meniyi, kadının cinsel organına boşaltmadan çekmesidir. Yani, meniyi kadınlık organının dışına boşaltmak. Hadiste anlatılanın özeti şu:
Müslümanlar, ellerindeki "tutsak kadınlar"la cinsel ilişkide bulunmak istiyorlardı. Ama bir sorunları vardı: Ya çocukları olursa? İlişki kuracakları bu kadınlardan çocuk olsun istemiyorlardı. Tecrit "mütercim"i Kamil Miras, bu istememeyi, şöyle açıklıyor
@@sorunlarnpaylas5240 Git kendine bir hobi bul
@@sorunlarnpaylas5240 götünden uydurma
@Kimsesiz Kürt onun verdiyi kaynakların yalnız bir tanesi uyuyor gerisini götünden uydurmuş bende aklıma gelenleri yazıp yalandan kaynak gibi gösterebilirim
Müslüman olmadığına dair deliliniz nədir????
Efendimiz asırlar öncesinden ne buyuruyor:
"Şunu kat'i olarak biliniz ki, bana Kur'an ile birlikte, onun bir benzeri (sünnet) de verilmiştir. Karnı tok bir şekilde koltuğuna kurulmuş olan bazı kimselerin: "Bize Kur'an yeter! Onda helâl olarak ne görmüşseniz, onu helâl; neyi de haram görmüşseniz, onu da haram kabul ediniz." diyeceği zamanlar yakındır. Bilin ki, Allah resûlü'nün haram kıldığı da Allah'ın haram kıldığı gibidir."(Ebû Davud, Sünnet 6; Tirmizî,İlim 10;İbn Mâce, Mukaddime 2; Dârimî, I,117)
Efendimizin, bu kimselerin "karınları tok bir şekilde koltuklarına kurulacaklarını" özellikle beyan etmesi ne kadar taaccübe şâyan değil mi? Müçtehid geçinen,İlahiyat patentli birtakım zevatın, televizyon kanallarında arz-ı endam ederek, koltuğuna kurulmuş vaziyette "Bize Kur'an yeter." dediklerini görünce inanın aklıma hemen bu Hadis-i şerif geliyor. Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm on dört asır öncesinden nübüvvet dürbünüyle bakarak, bu günleri müşahede edip bizlere haber vermiş ve bu tâifeyi de böylesine tasvir ederek, gözlerimizin önüne bir tablo gibi sermiştir. Tâ ki bunlar bilinsin ve ümmet bu fitnelerden sakınsın...
Mevlâ Teâlâ bizlere Sünnet-i Seniyye'yi en iyi şekilde öğrenip, en güzel şekilde yaşamayı nasip eylesin! Fî emânillah!
Cihangir sen aç mısın, peygamber efendimiz aç miydi, sen karnı tok olanı kafirmi ilan ediyorsun. aç olanlar cennetlik mi? bunun hükmü peygamberimizde mi? ALLAH' ın hükmü bu mu? Senin zekan bu mu? Gibi sorular çıkardım senin yorumundan. Aciklarmisin lutfen.
Ama bazi hadisler gercekten kuran a tab tabana zıt... yani bu durumu nasil aciklayacaksin
@@muhittintgl850 Burada hitap bütün insanoğluna değil oturduğu yerden karnı tok sırtı pek bu kişilere hitaben şu hadis zayıf bu hadis sahih demesinden bahsediyor Efendimiz(s.a.v) .Hadis alimlerinin ne cefalarla bu uğraşıyı başarıyla gerçekleştirmişler biraz araştırsan aynı kanaate varacağımızı düşünüyorum kardeşim.
@@marlonbrando80Hangi hadis mesela kardeşim?Her hadis doğrudur demiyorum ama Kuran a zıt gözüken bazı hadislerin Kuran a çelişmediği görülüyor onun için soruyorum.Buhari ve Müslim'in sahihleri, Nesai, Ebu Davud ve Tirmizi'nin sünenlerinde hiçbir şüphe yoktur onları rahatlıkla okuyabılırsın kardeşim.
@@cihangirayyldz8583 ben de müsned var ahmet bin hanbelin yazdigi... kendi mezhep imamimin yazdigi hadis kitabini okumayi tercih ediyorum fakat cok tuhaf hadisler var bu kitapta
Bu büyük kitapta başlık altbaşlık ne demek....
Buhari’yi hadis alimlerinden ciddi itirazına rağmen....sahip kabul etmek ....dediğiniz gibi hadis alimiymiş ...
Eğer o rivayetler idaa edildiği gibi vahi ise peygamber ve arkadaşları niye o sözlerin yazılmasına izin vermediler..beli bir süre sonra yazıya geçirilebilirliğine dair bir cevaz bir beyan var mı...yok ise o sözleri kitaplaştırmak bizzat peygamberin sünnetine aykırı davranmak değilse nedir...
Biz kurandan sorguya cekilecegiz.
Hz. Aişe validemizle ilgili olan peygamberimizle 9 yaşında evlendiği hadis hakkında bilgi alabilir miyim?
Araplarda kadınlar adet olduklarında yaş alır yani 9 yaşında değil 9 yıldır adetli bi kadın anlamında yani nişanlanırken ortalama 12+9 desek 20 21 yaşında oluyo 😄
@@incikupelicivciv4217 çok teşekkür ederim 😊
@@sdnrgms3245 aynen öyle 😀
@@incikupelicivciv4217 öyle olsun pemi ne diyelim 😂 ama unutma her zaman oku düşün tart bunları
@@incikupelicivciv4217 bende siliyorum o zaman izninle
Yani Muhammed Ayse ile nisanlandiginda gercekten 6 ve evlendiginde 9 yasindaydi (Buhari 60:5133, 5:234). Bu cinsel iliski icin biraz erken degil mi? (Buhari 4:230, 5:250, 5:288). Her ne olursa olsun gelecegi ön görüp milyarlarca insanin onu örnek alip bu gelenegi devam ettirecegi icin bu evliligi yapmasaydi ve Allah ona güclenmek icin Ebubekir'in kizini degil de, baska bir yol gösterseydi daha mantikli olmaz miydi?
Instagram
@ngoff____
Gel konuşalım
Cahiliyye döneminde Araplarda kızların yaşı ergenlikten sonra sıfırdan sayılırdı. Bir kız çocuğu ortalama 10-11 yaşında ergenliğe girdiğine göre Hz.Aişe annemiz Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ile evlendiği vakit muhtemelen 19-20 yaşında idi. Kimi kaynaklar da Hz.Aişe annemizin 17-18 yaşında iken evlendiğini çünkü o dönem 27-28 yaşlarında olan ablası Esma'dan 10 yıl küçük olduğunu bildirir.
@@muhammedonurr bak gene evire çevire yaşı çektiler 18e ya kardeşim kaynağın nerde senin gelmişsin boş yapıyorsun nerden çıkıyor böyle cevaplar anlamıyorum. Buharinin aişe ile olan hadislerini incelersen eğer zaten görürsün küçük olduğunu ayrıca bu hadis kuran ile çelişmiyor bile neden bu yaşı bu kadar yükseğe çekiyorsun sırf senin ahlakına uymuyor diye hadisleri yalanlıyorsun git arap hocalarını izle doğrularlar 6 yaşında nişanlanıp 9 yaşında evlendiklerini
Peygamber efendimiz 632 yılında vefat etmiştir Buhari denen şahsiyet 810 yılında dünyaya gelmiştir yani tam olarak arada 178 sene var hadi diyelim 20 genç olana kadar tam 200 yıl oldu bu adam nerden bilecek peygamber efendimizin hadislerini Buhari Özbekistan da doğdu Medine nerde o nerde yani kardeşlerim bildiğim tek şey var sahi olan o da hz kuranını Kerim
Okuyup anlayana ne mutlu ona
@hasann gurcan Sahih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin. ﴾3﴿
Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır.
﴾4﴿
O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. [Necm Suresi 3-4]
Hepsini geçtim bu hadis kitaplarının orjinal el yazmalarıda yok ki, evet belki Buhari hepsini sahih tuttu diyelim, insanlar içine sonradan kim bilir neler karıştırmışlardır! Orjinali şurada yada burada diyen buyursun ama yok boşuna aramayın yok
Az çok aklı olan anlar zaten içine insan eli değmiş yazıları. Hepsi için söylenemez bu ama. Doğru olanları alırsın, aklına yatmayanları araştırırsın.
@@katipefendii kesinlikle katılıyorum buna bununla birlikte dine kaynakta olamaz bunlar, çünkü Allah'ın indirdiği dini böyle uydurma olabilecek olanlarla karıştıramayız. Hadislerin doğruları iyi bir anlama aracı olabilir ancak.
@@YujiroOgreHanma Aynen öyle.
Kadının cariye olmasına onay veriyor. (Mearic: 30), (Nisa: 24-25), (Muminun: 6), (Nur: 33)
Sınırsız cariye helal. (Muminun: 6), (Nur: 32-33), (Ahzab: 50-52-55), (Mearic: 30) 31. 31
Kadına savaşta "ganimet" diyor. (Nisa: 4)
Kuran'da kadınlara hitap hiç yok. ???
. Peygamberin küçük karısı Ayşe'nin zina yapıp yapmadığına dair ayetler var. Entrikalar ve dedikodular da unutulmamış. (Nur: 11-12-13-14-15)
Peygamber evlatlığı Zeyd'in karısını koynuna alabilsin diye ayet var. (Ahzab: 37)
Beyin kelimesi yok. Beyin yerine düşünme organı olarak kalp anlatılıyor. (Muhammed: 24), (A’raf: 179), (Hacc 46), (Ali İmran: 119)
Peygamberin evinden misafir kovma ayeti var. (Ahzab: 53)
Kadınlara "TARLA" diyor. (Bakara: 223)
31.Ayetleri sorgulamayın diye ayet var. (Maide: 101)
@@doganaydogan6502 şimdi konu bu değildi ama tek tek birçok ateist argümanı kopyala yapıştır yapmışsın, hepsine cevap vermememizi mi istiyorsun? İnternette de ararsan bu cevapları bulabilirsin.
"Dinden dönenleri öldürün" hadisine aklım takıldı sahih mi değilmi tam bilmiyorum dinde özgürlük yokmudur peygamber efendimiz nası böyle bişi demiş olur anlayamıyorum ?
Sorularislamiyet diye bir sayfa var ona bir bak derim
Her hadise inanma doğru bir kaynak yoksa eğer çünkü çoğu kişi dini kötülemek için birşeyler oyduruyor
@@caglabayrak9521 ordanda baktım zatende tam anlayamadım işte
@@njhm97481 senin için araştırcam :)
@@caglabayrak9521 teşekkürler
İslam alimleri, bu hadis ile Buhari dışında bütün kütübü sittede yer alan “Dinini değiştiren kimseyi öldürün.” (Neylu’l-Evtar, 7/190) manasındaki hadise dayanarak mürteddin öldürüleceği konusunda ittifak halindedir. (bk. V. Zuhaylî, el-Fıkhu’-İslamî, 6/186)
Hoca iyi bir insana benziyor ama ben bu Buhari Masallarinin cogunun Kuran ile uyusmadigina inaniyorum.
Benceyle senceyle fetva olmuyor kardeşim..Uyuşmadigini düşünüyorum diyerek, binlere hadisi inkar etmiş olursun ve Peygamberin (S.A.V) koydugu hükümleri inkar ederekte, KurAnı inkar etmiş olursun ve dinden çıkarsın.
(Tevbe Sûresi 9/29:"Allah'ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayanlarla savaşın.")
(Haşr Sûresi 59/7:"Peygamber, size ne verdiyse onu alın; size ne yasakladıysa, ondan da vazgeçin.")
(Nisa Sûresi 4/59:"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin.Peygamber'e itaat edin.Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz taktirde, Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resûlüne arz edin.")
(Nisa sûresi 4/65"Ey Râsulüm İnsanların arasında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapmadıkça ve SENİN VERDİĞİN HÜKME sıkıntı duymadan, teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar.")
(Araf sûresi 7/157:"Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten nehyeder, onlara iyi ve temiz olan şeyleri HELAL, kötü ve pis olan şeyleri de HARAM KILAR...” buyuruyor.)
(Ahzab sûresi 33/21:"Allah'ın Resûlünde sizin için güzel bir örnek vardır.")
(Bakara sûresi 2/151:"Size âyetlerimizi okuyacak,sizi hertürlü kötülükten arıtacak, size Kitabı ve Hikmeti öğretecek, ve bilmediklerinizi bildirecek aranızdan,bir Resûl gönderdik.") Bu âyetteki Kitaptan maksat, Kûr'an, Hikmetten maksat Sünnettir.
@@youtubekanal8893 peygamber sadece Kur'an'ı Kerim ile hüküm verebilir kendisinin hüküm vermek gibi bir görevi yok
@@lionx9995 (Nisa sûresi 4/65"Ey Râsulüm İnsanların arasında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapmadıkça ve SENİN VERDİĞİN HÜKME sıkıntı duymadan, teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar.")
Hem hüküm verme yetkisi var, hemde KurAni açiklama.
Nahl sûresi 16/44:Sana KurAni açıklayasın diye indirdik."
Peygamberimizin aciklamalari hadislerdir.
Peygamberin hemde haram helal koyma yetkisi var.
(Araf sûresi 7/157:"Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten nehyeder, onlara iyi ve temiz olan şeyleri HELAL, kötü ve pis olan şeyleri de HARAM KILAR...”)
@@youtubekanal8893 tamam işte peygamber efendimiz Kur'an'ı Kerim ile hüküm vermiş eğer kendisi hüküm verseydi bunu kayıt altına almazmıydı hüküm Allah'ın hükmüdür
@@lionx9995 "Ey rasulum senin verdigin hükme boyun egmedikce ve senin hakem yaomadikca iman etmiş olmazlar."
Allahin hükmü başkadir, Resulun hükmı başkadir.
Ve Allahin hükümleri Kurani kayit altina alan sahabeler ayni zamanda da Resulun hükümleride kayit altina alinmiştir ve hadis olarak saklamistir.
Yani KurAni Kitap haline getirən sahabelerle, Hadisleri söyleyen sahabiler ayni sahabiler.Ancak sen KurAni kabul ediyorsun, ancak Ayni sahabiler hadisleride iletince, kabul etmiyorsun.
Allah (c.c) diyor ki kim benim elçime uyar onu taklid eder onun gibi yaşarsa yeri garentidir peygamber efendimiz hz Muhammed (s.a.v) yolunda gidin onun gibi yaşayın kuranı tabi ki okuyup örnek alıcaksınız ama birazda peygarber efendimizi anlatan kitabları okuyun Allah her dönemden bir kaç insan çıkarmıştır yoksa bu dinde diğerleri gibi değişirdi bu kitapları okuyun yanlışı doğruyu ayırt edebilirsiniz zaten korkmayın yanlış yapıyorum diye düşünmeyin sağlam kaynaklı kitaplar alın araştırın iyice sonra alın ve okuyun bu sizin için kurtuluş olucaktır inşallah.
Emeviciler her ne kadar dilleriyle “Allah’tan başka ilah yoktur,” deseler de sergiledikleri tavır itibarıyla hiç farkında olmadan Allah ile beraber Buhari’ye de tapar hale gelmektedirler. Başka bir deyişle Buhari’yi tenkit edilemez kılarak onu Allah’a ortak koşmaktadırlar. Bu durum da Kur’an’ın verilerine göre katıksız şirktir. BUHARİ binlerce ÜFÜRÜK hadis olduğunu belirtiyor. Eeeee yani bu durumda bir tek Buhari Hadislerine mi Sahih diyeceğiz. 🤔😠👆 Kuran ile bağlantılı ve uyumlu olmayan bütün HADİSLER ÜFÜRÜKTÜR. 👆
Allah razı olsun 🤲🤲🤲🤲
Sahihtir diyerek sıyrılamazsın.Recm cezası islam dininde olmamasına rağmen sahih olarak buharide geçmektedir. Lütfen temize çıkarmak maksadı ile Tümel bakmayınız 😊
Muhammed’in (asm) şefaati ile bazı insanlar Cehennemden çıkacak, Cennete girecek” (Buhari-Rikak, 513; Tirmizi-Cehennem, 10; Ebu Davud-Sünnet, 23) hadisi ile “Azaba uğrayacak olanları, ateştekileri sen mi kurtaracaksın Ey Muhammed!” (Zumer Suresi 19) ayeti mana olarak birbirine zıt gibi duruyor
İzah etsin birisi
Ayette hakkında kesin olarak azap hükmü verilmiş iman etmeyenlerden bahsediliyor. Bu tarz kişileri cehennemden çıkarmaya peygamberimizin engel olamayacağından bahsediyor. Çünkü ebedi cehennemliktir bu tarz kişiler. Hadis ise iman ettiği halde günahlarından dolayı azap çekenleri peygamberimizin Allah'ın izniyle şefaat edip çıkarabileceğini söylüyor. Yani oraya girdikten sonra şefaat ile çıkabilirler. Çelişen bir durum yok.
SAHİH OLMAYAN HADİSLER ÇIKARILIRSA GERİYE SAHİHLER KALIR.
DEĞİLDİR NOKTA
Kelle kesmeyi emrediyor. (Muhammed: 4)
Hayır öyle bir emir yok
Eeeee düşman bize saldırıp Dursun, bizim elimiz armut mu toplasın.
Niye biz türkiye olarak yiğit askerlerimizle şehit ve merhum gazilerimizle az yunan ingiliz fransız ve daha nicelerinin az kellelerini almadık... hayırdır ...Birde burdan bak hayata... içinizde pislik nifaki dindirin siz... ona buna sataşmayın . Saygı bekliyorsan ilk saygın insan olacaksın hicbir dine saygısızlık yapmayacaksın isterse saçma sapan olsun... He bir doğrun mu var onu sözlerinle değil dosdoğru yaşantınla ortaya koyacaksın.... zerre birşey anladığıniz yok o hadislerden de kurandan da
Asıl sizin anladınız yok
Yazdığından da birşey anlaşılmıyor zaten
He düşmanlar saldırsın, biz de mal mal bakak
Sen savaşma ve sus ozaman
@@serenbilgin9788 ağzına sağlık bacım ... bu zihniyetin hali nedir biliyor musun bir savaş çıksa güzelim ülkemizde Vatan toprağımızda düşüncesiz gafiller Aman bize Dokunmayın onları öldürün biz sizinle yaşamaya razıyız Lütfen bizi ülkenizde ağırlığın inanın uslu uslu otururuz ama sakın insan ölmesin ama sakın çünkü biz çok modern insancıl ve hümanist insanlarız ya bu sahtekar ve bencil zihniyete hiçbir şey söylemek istemiyorum artık bunlara sarf ettiği sözlere bile yazık oluyor boşuna mı diyoruz hain dışta değil içte kalleşçe dostun olacağına mertçe düşmanın olsun Bu çok daha iyi
@@serenbilgin9788 bu arada bacım ben yukarıdaki dinimizle dalga geçene laf soktum sana değil he o cevap ona . Bird e sana yazdım zannedersinn
ALLAH
Kanıtın? Tabi hepsi için kanıt
Hadis usulündeki onlarca mertebenin hepsinin zirvesinde bulunması.
@@yunus8843 Şialar öyle demiyor.
@@emre.bostanoglu İran İslama ne zamandır kaynaklık ediyor, İranda bir gün bir çalışma yapılır, güya kendi metinlerindeki en sahih kaynakları ortaya koyacaklardır, sonra ele eleye kalan hadislere bir bakarlar ki zaten buharide yer alan hadisler.. Tarihte daha güzel bir kendini inkar olamaz
@@yunus8843 Yazdığınız çok karmaşık. Ne anlatıyorsunuz özeti nedir? Kuran yetmiyor mu? Buhari kurandaki hangi eksikliği tamamlamış? Şia diyince neden İranlılar aklınıza geliyor ilk Şialar peygamberin sahabelerinden araplardı ve hala arap türk hindu bir ton şia var!
@@emre.bostanoglu şia hepsi olmasada büyük bir kısmı itikadi noktada sapıtmıştır, sabah akşam namazın akabinde Hz. Aişeye Hz. Ömere sövmeyi ibadet sayan insanlar. Evet ilk başta öyleydi sonra mutezile oldular ve sapıttılar. Anlattıgıma gelince bunlar buhariyi kabul etmiyorlar kendi şia hadis kaynaklarını kabul ediyorlar, sonra kendi kaynaklarımızdaki en sahih hadisleri ortaya koyalım diyorlar ve sonucta çıkan hadisler zaten buharide olan hadisler oldugu ortaya çıkıyor
Hadis kriteri dediği de rivayet zincirinden ibaret. Rivayet te söylenti demektir. Ne ilginç.
Kuranda rivayetle gunumuze kadar geldi odami soylenti yoksa?
@@omerfarukayvaz3224 Ben rivayet söylenti diyorum sen Kuran rivayetle günümümüze kadar geldi diyorsun?! Ne yiyip ne içiyonuz da bu kafaya sahip oluyonuz arkadaş?
Hakan Hakan bende sana adam gibi soruyorum ozaman Kurandami soylentiden ibaret sende adam gibi cevap ver eger adamsan tabi
@@hakanhakan2140 Kuran-ı Kerim nasıl aktarıldı haberin var mı? Sahabeler ezberledi en başta sonra yazmaya başladılar. Aynı şekilde hadis-i Şeriflerde böyledir.
@@omerfarukayvaz3224 kuran peygamber döneminde yazıldı arkadaş.araştır biraz cahil kalma.
Hədis alimləri içərsində ən elmli alim İmam Malikdir. İmam Malik hədis kabul edərkən Mədinə əhlinin uygulamasını əsas alardı. Mədinə əhlinin uygulamasını ölçü olarak almasının səbəbi Mədinə əhlinin Rasullahin sünnətini pratik olarak nəsildən nəsilə axtarılması yolu ilə heç bir dəyişiklik olmadan olduğu kimi sahib olması idi. Hər hansı bir hədisin uydurma olma ehtimalı var. Çünki hədis ravileri bir və ya bir neçə şəxsdən ibarət olur. Və bunların yalan söyləməsi mümkündür. Amma İmam Malikin dönəmində Mədinə əhlinin Rasullahin sünnətinden qeyrisi ilə əməl etməsi mümkün deyildi. Çünki Rasullahin ölümündən çox az müddət keçmiş və Mədinə əhlinin Rasullaha o dərəcədə bağlı idi ki sünnətə uymayan heç bir uyqulama kabul görə bilməzdi. Və bu baxımdan İmam Malikin metodu ən doğru və hikmətli addım idi.
Siz ALLAH ın kitabını kenara atıp kim olduğu belirsiz insanların hikayeleriyle hareket ediyosunuz tıpkı yahudiler hristiyanlar gibi hoca efendi.
Emre d yok deve.... Hadis âlimlerinin hepsi çok kuvvetli Kur'an alimidir
şimdi sen oku o zaman hadisler açık net Abdullah İbn Ömer anlatıyor:
- "Peygamber, Benû Mustalık üzerine gece baskını yaptı. Onlar ansızın yakalanmışlardı. Hayvanları da su başında sulanıyordu. Peygamber, savaşabilir durumda olanlarını öldürttü; çocuklarını da tutsak olarak aldı. O sırada Cüveyriye'yi kendine seçti." (Bkz. Buhari, Kita- bu'l-Itk/13; Tecrid, hadis no: 1117 Müslim, Kitabu'l-Cihâd/1, hadis no: 1730; Ebu Dâvûd, Sünen,Kitabu'l-Cihâd 100, hadis no: 2633.)
"Cüveyriyye", "cariyecik" demek. Çok küçük yaştaydı o sırada. 13 yaşında. Asıl adı "Berre" iken, Muhammed'in el koymasından sonra bu adı almıştı.
Yıl: 627. Muhammed, Mekke'yle Medine arasında el Mureysi denen su kaynağı kesiminde oturan Mustalıkoğulları (Benû Mustalık) kabilesine bir gece baskını düzenliyor. İstediği sonucu da elde ediyor. Yukarıdaki hadiste, Muhammed'in "savaşır durumda olanlarını" öldürttüğü anlatılıyorsa da, öldürülen yalnızca on kadar savaşçı. (Birçok kaynağı bir arada görmek için bkz. Leoni Caetani, çev. Hüseyin Cahit, İstanbul, 1925, s.145-146.)
"Ganimetler" , "tutsaklar"...
Ve tutsaklar arasında güzel Cüveyriyye. Mustalıkoğulları'nın başkanı Haris'in kızı. Şimdi "cariye" durumunda. Yani alınıp satılabilir nitelikte. Tecrîd'in "mütercim"i Kamil Miras'ın anlattığı gibi, "tutsaklar bölüştürülürken o da, Sâbit Ibn Kays'ın payına düşmüştür." (Bkz. Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi, 1117 numaralı hadisin "İzah"ı.)
Ne var ki kız çok güzel. Üstelik de soylu.
Kız, bu durumundan yararlanmış mıdır? Yeterli bir kanıt yok. Ancak birden, hadiste de belirtildiği gibi, Muhammet'in onu kendine aldığını görüyoruz. Muhammed, kurtulmalığını vererek kızı, alıp kendi karıları arasına katmıştı. Ve ardından "zifaf".. Arkasından, "idamlık" durumunda olan herkese "beraat". Muhammed Hamidullah şöyle diyor:
"... Birkaç saat sonra biz, düşmanın, Muhammed'in (A.S.S.) en yakın dostlarından biri haline geldigini görmekteyiz. (...) Sonunda herkes, ganimetten eline geçen hisseyi red ve iade etmekte tereddüd geçirmedi. İKİ YÜZ AİLENİN BİRDEN, hiç beklenmedik bir şekilde hürriyetlerine kavuşturulmaları üzerine, Mustalık'lılar, kaybettikleri on savaşçıyı pek çabuk unuttular. Ve sonunda Islam'ı kabul ettiler." (Bkz. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Islâm Peygamberi, çev. Prof.Dr. Salih Tug, İstanbul, 1980, 1/264)
Bu durum karşısında: "Ey güzel ve aşk (!), sen nelere kadirsin!" demek yerinde olmaz mı? '
Muhammed 56 yaşındaydı o sırada. Güzel körpecik Cüveyriyye' yi, koynuna almak için hiç zaman yitirmemişti. Suyun yanında hemen kurulan meşin çadırında işini görmüştü. Karılarından Aişe de oradayken... Cüveyriyye ve Aişe aynı yaştalardı. Medine'ye dönüşte de Aişe' nin kolyesi ve Safvan olayı meydana gelecektir. Acaba, Aişe Muhammed'den bir öç almak istemiş miydi? Cüveyriyye' yi kıskanmış olarak?
"Kurtulmalık" lar ödenmeden ve tutsaklar daha özgürlüklerine kavuşturulmadan bir şey olmuştu. Anılmaya, üzerinde durulmaya değer bir şey:
Muhammed, tutsak kadınların ırzlarına geçilmesine izin veriyor:
Ebu Said el Hudfı'nin anlatmasıyla "tutsaklar arasında Arab'ın en nefis kadınları" bulunuyordu. (Bkz. Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n- Nikâh/125, hadis no: 1438.) Ve o baskını gerçekleştirmiş olan Müslümanların ağızlarının suyu akıyordu güzel kadınları görürken. Hemen yatmak istiyorlardı. Yatmak istedikleri kadınlar, birer "cariye" durumuna gelmiş değiller miydi? Öyleyse müslümanlara "helâl"diler. Gerçi Muhammed'in: "Tanrı'ya ve âhiret gününe inanan bir kimse için, kendi suyuyla (menisiyle) başkasının tarlasını (başkasının cinsel ilişki kurdugu kadını) sulaması helâl olmaz." dediği de aktarılıyor. Ve bu arada: "Tanrıya ve âhiret gününe inanan bir kimseye, başkasının menisinden temizledikçe (istibrâ, fıkıhçılara göre bir ay içinde olur) hiçbir tutsak kadınla cinsel ilişki kurmak helâl olmaz." diye de eklediği belirtiliyor. (Bkz. Ebu Dâvûd, Kitabu'n-Nikâh/45, hadis no: 2158.) Ama çelişki yalnızca bu konuda degil ki...
Ebu Said el Hudrî anlatıyor:
- "Peygamberle birlikte Benû Mustalık Gazası'na çıktık. Ve Arap tutsaklarından tutsaklar elde ettik. O sırada kadınlar iştahımızı çekti. Bekarlık çok güç gelmişti bize o günlerde. Ve azil yapmak istedik. İstiyorduk azil yapmayı. Ancak, 'Peygamber aramızdayken ona sormadan nasıl azil yapacağız?' dedik ve gidip peygambere sorduk. Peygamber de azil yapmamakta sizin için bir sakınca yoktur. (Yapabilirsiniz de. Yapmaya bilirsiniz de.) Ama bilin ki, kıyamet gününe değin meydana gelecek bir yavru, ne olursa olsun meydana gelir." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Itk/13; Tecrîd, hadis no: 1596; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n-Nikâh/127, hadis no: 1438; Ebu Davud, Sünen, Kitabu'n- Nikâh/49, hadis no: 2170.) Kimileri, "azl"in ne demek öldüğünü bilmedikleri için bu hadisin anlamını tam olarak anlamamışlardır.
"Azl" (azil), cinsel ilişki sırasında, erkeğin, meniyi, kadının cinsel organına boşaltmadan çekmesidir. Yani, meniyi kadınlık organının dışına boşaltmak. Hadiste anlatılanın özeti şu:
Müslümanlar, ellerindeki "tutsak kadınlar"la cinsel ilişkide bulunmak istiyorlardı. Ama bir sorunları vardı: Ya çocukları olursa? İlişki kuracakları bu kadınlardan çocuk olsun istemiyorlardı. Tecrit "mütercim"i Kamil Miras, bu istememeyi, şöyle açıklıyor
Sahih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin. ﴾3﴿
Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır.
﴾4﴿
O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. [Necm Suresi 3-4]
Coknsahıh olmayan var buharıdd okadar hadıs vsrkı prygsmberımız öyle bır sey soylemıs olamaz
Sadece Arap kavmi için yazılmıştır. (Fussilet: 44), (Yusuf: 2), (Şuara: 198-199), (Enam: 92)
El, ayak kesme, sopayla dövme gibi akıl almaz ceza yöntemleri öneriyor. (Maide: 33-38)
Kelle kesmeyi emrediyor. (Muhammed: 4)
Nerede bulursanız öldürün diyor. (Bakara: 191)
Sadece Muhammed'e özel kadınlar listesi var. Müminlere 4 kadın, Muhammed'e sınır yok. (Ahzab: 50)
Kadının cariye olmasına onay veriyor. (Mearic: 30), (Nisa: 24-25), (Muminun: 6), (Nur:
Peygamberin evinden misafir kovma ayeti var. (Ahzab: 53)28. Peygamber evlatlığı Zeyd'in karısını koynuna alabilsin diye ayet var. (Ahzab: 37)
Bu ayetlerin müfessiri sen misin kardeşim Fussilet 44 ün mealine baktın mı?
@@FaithOfPeace la aga bunları objektif şekilde araştır. Bunlar ne olum max islamfobi
Allah razi olsun
su asrin ilaclari bunlarken doktorlarida nureddin gibi hocalarimizken biz nelerle ugrasiyoruz uyanalim su betbaht uykudan
Abdullah İbn Ömer anlatıyor:
- "Peygamber, Benû Mustalık üzerine gece baskını yaptı. Onlar ansızın yakalanmışlardı. Hayvanları da su başında sulanıyordu. Peygamber, savaşabilir durumda olanlarını öldürttü; çocuklarını da tutsak olarak aldı. O sırada Cüveyriye'yi kendine seçti." (Bkz. Buhari, Kita- bu'l-Itk/13; Tecrid, hadis no: 1117 Müslim, Kitabu'l-Cihâd/1, hadis no: 1730; Ebu Dâvûd, Sünen,Kitabu'l-Cihâd 100, hadis no: 2633.)
"Cüveyriyye", "cariyecik" demek. Çok küçük yaştaydı o sırada. 13 yaşında. Asıl adı "Berre" iken, Muhammed'in el koymasından sonra bu adı almıştı.
Yıl: 627. Muhammed, Mekke'yle Medine arasında el Mureysi denen su kaynağı kesiminde oturan Mustalıkoğulları (Benû Mustalık) kabilesine bir gece baskını düzenliyor. İstediği sonucu da elde ediyor. Yukarıdaki hadiste, Muhammed'in "savaşır durumda olanlarını" öldürttüğü anlatılıyorsa da, öldürülen yalnızca on kadar savaşçı. (Birçok kaynağı bir arada görmek için bkz. Leoni Caetani, çev. Hüseyin Cahit, İstanbul, 1925, s.145-146.)
ruclips.net/video/yQePwFSogTU/видео.html
@hasann gurcan Sahih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin. ﴾3﴿
Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır.
﴾4﴿
O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. [Necm Suresi 3-4]
Genelde hadis inkar edenler hep dini yaşamayanlar arasından çikiyor. 🤔
A
.
Helal hocam
Allah'ın selamı Allah'ın elçisi Reşat halifenin üzerine olsun ☝❤19❤
Allahın gazabı ve laneti sahte peygamber reşat halife denen zındığın üzerine oldun inşallah
Sadece Muhammed'e özel kadınlar listesi var. Müminlere 4 kadın, Muhammed'e sınır yok. (Ahzab: 50)
Sonradan ayetle peygambere de 4 ten fazlası yasaklandı
Anlamak isteğiniz gibi ne de güzel anlıyorsunuz.Sanki arkadaşınızmis gibide isim zikretmeyin Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi vesselem.
@erhan bey
Eğer hanımlarınız arasında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, sadece bir tane ile yetinin.” buyurdu. (Nisa, 4/3)
“Ne kadar isteseniz kadınlar arasında adaletli davramaya güç yetiremezsiniz.” (Nisa, 4/129)
“Yetimlere mallarını verin, temizi pis olanla değişmeyin, onların mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin; çünkü bu büyük bir günahtır. Yetimlerin hakkına riâyet edememekten korkarsanız (bunların yakasını bırakın da) beğendiğiniz kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikahlayın; haksızlık etmekten korkarsanız bir tane kadın veya mülkiyetinizde bulunan cariye (ile yetinin); bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olandır.” (Nisa, 4/2-3)
@sorunlarını paylaş evliliğe neden böyle kafanıza takıyorsunuz ki çivi gibi
evlilik kötü bir şey değil kadın için birçok faydaları bulunan sosyal bir olaydır aynı zamanda
Yapılan evliliklere bu kadar kafa yoracağınıza götünü s**tirenlere kafa yorsanıza veya babası belli olmayan çocuklara
Siz kimsiniz Allah aşkına peygamberi eleştirmek ne haddinize
Peygamber sabahlara kadar topukları şişiyordu namaz kılmaktan
Sen de adam ol sabahlara kadar namaz kıl, bütün malını, fakirlere dağıt , peygamber ol,dul kadınları al , yetimlerine bak
Sonra gel burda saçmala
@Babanin oğlu Kemal
Cehennem de boşuna yaratılmamıştır
İSLAM hoşgörü dini islam yaşanması gerken din diyoruz öylede biliyorduk peki neden korku dini neden şiddet dini neden ateş dini oldu
ruclips.net/video/yQePwFSogTU/видео.html
Kork ki akıllan. Başına gelicekleri bil. Hoşgörü dini başka anlamda. Ayetleri tefsirleriyle oku anla. Cehennem kadar cennettende bahsedilir.
Sahih Buhariyi beğenmeyenler vay halinize
lan sen nerden biliyosun sahih olup olmadıgını bi sürü uydurma hadis var ne kadar ilim bilgin var konuşuuyosun burda
“Uğursuzluk üç şeydedir, at, ev ve kadın” (Buhari 76/53).
“Peygamber otuz erkeğin cinsel gücüne sahipti.” (Buhari, Muhtasar Tecıîd-i Sarih, hadis no: 192)
b) “Peygamber bir gecede dokuz hanımıyla ayrı ayrı cinsel ilişki kurardı.” (Buhari, Muhtasar Tecrid-i Sarih, hadis no: 192)
c) “Cebrâil bana bir çömlek getirdi de ben ondan içtim ve bunun üzerine bana cinsî münasebette kırk erkek gücü verildi.” (İbn Sa’d, et-Tabakatu’l- Kübra, s.374)
d) "Peygamber nerede güzel bir kadın görse hemen eve koşar, hanımı Zeynep’le cinsel ilişkiye girerdi." (Buhari, Hibe, 8)
al sana buhari bunlara inan tamam mi
ben begenmiyorum kardes buhariyi ne olacak?
👏
. El, ayak kesme, sopayla dövme gibi akıl almaz ceza yöntemleri öneriyor. (Maide: 33-38)
Neyi akıl almaz ?
@@ibrahimkundakoglu1269 Abdullah İbn Ömer anlatıyor:
- "Peygamber, Benû Mustalık üzerine gece baskını yaptı. Onlar ansızın yakalanmışlardı. Hayvanları da su başında sulanıyordu. Peygamber, savaşabilir durumda olanlarını öldürttü; çocuklarını da tutsak olarak aldı. O sırada Cüveyriye'yi kendine seçti." (Bkz. Buhari, Kita- bu'l-Itk/13; Tecrid, hadis no: 1117 Müslim, Kitabu'l-Cihâd/1, hadis no: 1730; Ebu Dâvûd, Sünen,Kitabu'l-Cihâd 100, hadis no: 2633.)
"Cüveyriyye", "cariyecik" demek. Çok küçük yaştaydı o sırada. 13 yaşında. Asıl adı "Berre" iken, Muhammed'in el koymasından sonra bu adı almıştı.
Yıl: 627. Muhammed, Mekke'yle Medine arasında el Mureysi denen su kaynağı kesiminde oturan Mustalıkoğulları (Benû Mustalık) kabilesine bir gece baskını düzenliyor. İstediği sonucu da elde ediyor. Yukarıdaki hadiste, Muhammed'in "savaşır durumda olanlarını" öldürttüğü anlatılıyorsa da, öldürülen yalnızca on kadar savaşçı. (Birçok kaynağı bir arada görmek için bkz. Leoni Caetani, çev. Hüseyin Cahit, İstanbul, 1925, s.145-146.)
"Ganimetler" , "tutsaklar"...
Ve tutsaklar arasında güzel Cüveyriyye. Mustalıkoğulları'nın başkanı Haris'in kızı. Şimdi "cariye" durumunda. Yani alınıp satılabilir nitelikte. Tecrîd'in "mütercim"i Kamil Miras'ın anlattığı gibi, "tutsaklar bölüştürülürken o da, Sâbit Ibn Kays'ın payına düşmüştür." (Bkz. Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi, 1117 numaralı hadisin "İzah"ı.)
Ne var ki kız çok güzel. Üstelik de soylu.
Kız, bu durumundan yararlanmış mıdır? Yeterli bir kanıt yok. Ancak birden, hadiste de belirtildiği gibi, Muhammet'in onu kendine aldığını görüyoruz. Muhammed, kurtulmalığını vererek kızı, alıp kendi karıları arasına katmıştı. Ve ardından "zifaf".. Arkasından, "idamlık" durumunda olan herkese "beraat". Muhammed Hamidullah şöyle diyor:
"... Birkaç saat sonra biz, düşmanın, Muhammed'in (A.S.S.) en yakın dostlarından biri haline geldigini görmekteyiz. (...) Sonunda herkes, ganimetten eline geçen hisseyi red ve iade etmekte tereddüd geçirmedi. İKİ YÜZ AİLENİN BİRDEN, hiç beklenmedik bir şekilde hürriyetlerine kavuşturulmaları üzerine, Mustalık'lılar, kaybettikleri on savaşçıyı pek çabuk unuttular. Ve sonunda Islam'ı kabul ettiler." (Bkz. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Islâm Peygamberi, çev. Prof.Dr. Salih Tug, İstanbul, 1980, 1/264)
Bu durum karşısında: "Ey güzel ve aşk (!), sen nelere kadirsin!" demek yerinde olmaz mı? '
Muhammed 56 yaşındaydı o sırada. Güzel körpecik Cüveyriyye' yi, koynuna almak için hiç zaman yitirmemişti. Suyun yanında hemen kurulan meşin çadırında işini görmüştü. Karılarından Aişe de oradayken... Cüveyriyye ve Aişe aynı yaştalardı. Medine'ye dönüşte de Aişe' nin kolyesi ve Safvan olayı meydana gelecektir. Acaba, Aişe Muhammed'den bir öç almak istemiş miydi? Cüveyriyye' yi kıskanmış olarak?
"Kurtulmalık" lar ödenmeden ve tutsaklar daha özgürlüklerine kavuşturulmadan bir şey olmuştu. Anılmaya, üzerinde durulmaya değer bir şey:
Muhammed, tutsak kadınların ırzlarına geçilmesine izin veriyor:
Ebu Said el Hudfı'nin anlatmasıyla "tutsaklar arasında Arab'ın en nefis kadınları" bulunuyordu. (Bkz. Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n- Nikâh/125, hadis no: 1438.) Ve o baskını gerçekleştirmiş olan Müslümanların ağızlarının suyu akıyordu güzel kadınları görürken. Hemen yatmak istiyorlardı. Yatmak istedikleri kadınlar, birer "cariye" durumuna gelmiş değiller miydi? Öyleyse müslümanlara "helâl"diler. Gerçi Muhammed'in: "Tanrı'ya ve âhiret gününe inanan bir kimse için, kendi suyuyla (menisiyle) başkasının tarlasını (başkasının cinsel ilişki kurdugu kadını) sulaması helâl olmaz." dediği de aktarılıyor. Ve bu arada: "Tanrıya ve âhiret gününe inanan bir kimseye, başkasının menisinden temizledikçe (istibrâ, fıkıhçılara göre bir ay içinde olur) hiçbir tutsak kadınla cinsel ilişki kurmak helâl olmaz." diye de eklediği belirtiliyor. (Bkz. Ebu Dâvûd, Kitabu'n-Nikâh/45, hadis no: 2158.) Ama çelişki yalnızca bu konuda degil ki...
Ebu Said el Hudrî anlatıyor:
- "Peygamberle birlikte Benû Mustalık Gazası'na çıktık. Ve Arap tutsaklarından tutsaklar elde ettik. O sırada kadınlar iştahımızı çekti. Bekarlık çok güç gelmişti bize o günlerde. Ve azil yapmak istedik. İstiyorduk azil yapmayı. Ancak, 'Peygamber aramızdayken ona sormadan nasıl azil yapacağız?' dedik ve gidip peygambere sorduk. Peygamber de azil yapmamakta sizin için bir sakınca yoktur. (Yapabilirsiniz de. Yapmaya bilirsiniz de.) Ama bilin ki, kıyamet gününe değin meydana gelecek bir yavru, ne olursa olsun meydana gelir." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Itk/13; Tecrîd, hadis no: 1596; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n-Nikâh/127, hadis no: 1438; Ebu Davud, Sünen, Kitabu'n- Nikâh/49, hadis no: 2170.) Kimileri, "azl"in ne demek öldüğünü bilmedikleri için bu hadisin anlamını tam olarak anlamamışlardır.
"Azl" (azil), cinsel ilişki sırasında, erkeğin, meniyi, kadının cinsel organına boşaltmadan çekmesidir. Yani, meniyi kadınlık organının dışına boşaltmak. Hadiste anlatılanın özeti şu:
Müslümanlar, ellerindeki "tutsak kadınlar"la cinsel ilişkide bulunmak istiyorlardı. Ama bir sorunları vardı: Ya çocukları olursa? İlişki kuracakları bu kadınlardan çocuk olsun istemiyorlardı. Tecrit "mütercim"i Kamil Miras, bu istememeyi, şöyle açıklıyor
@@sorunlarnpaylas5240 yorumunda el ayak kesme cezaları akıl almıyor diyorsun , bana verdiğin cevapla zerre alakası yok. Birkaç hadisi almışsın , yorumlar da katarak yargı savuruyorsun. Kim bilir hangi kanaldan kopyalayıp yapıştırdın. Her biri farklı bı konuya alet
Bu yazdıklarınız güvenilir kaynaklardan değil, uydurulmuş,saçma şeyler
Ülkemizden örnek verelim
Bir tecavüz olayı olduğunda sokaklarda meydanlarda adliyelerde bas bas bağırıuoruz İDAM İSTİYORUZ KESELİM ONU PARÇALAYLIM TECAVÜZCÜYÜ ANNESNİE VERELİM ÖLDÜRSÜN VS VS VS
malımız çalındığında ellerini kesin hırsız diyoruz
Anamıza bacımıza laf atıldığında hoooooooyyyyyyydaaa sopayla dalalım diyoruz vsvs vs vs
Arakadaşlar farkındamısınız kendimizle çelişiyoruz
Bunlar hayata nizam getiren hak hukuk belirleyen suçların önüne geçen cezalardır...
Misal osmanlıda el kesme var 500 senede 5 -6 el kesme uygalanıyor
Üstelik el kesöemin şartları var ... devlete hırsızın ihtiyacını giderdi komşuau ona zekatını verdi mi ... ihtiyaç halinde mi yaptı yoksa zevk zenginlik için mi nefsine uydu vs vs vs ...
Sabaha kadar gider
Salih Buhari de uyduruk hadisler var....
Okudunmu Buhari.nin bütün hadislerini..Hangileri uydurukmuş.hangileri sahih değilmiş.Erkeksen onlarıda yaz.bizde bilelim.yoksa sen bir müfteri.sin..iftira atma.Allahtan kor.yoksa cenaze namazını diyanet.veya M.islamoğlu kıldırır..vesselam
@@onayunal7021 küçük yaştaki çocukların evlendirilmesi hadisleri uydurma mesela.
@@onayunal7021 nikahsız ilişki (cariye) hadisleri uydurma
@@onayunal7021 dinden dönenlerin öldürülmesi hadisleri uydurma
@hasann gurcan Sahih hadislere inanmayan dinden çıkar. 1 hadis olsa bile. İman etmek için sadece Allah'a ve Kuran'ına inanmak yetmez. Resulünede inanmak şarttır. Allah kitabında da Resulüne uyun der. Tövbe edin ve iman edin. ﴾3﴿
Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır.
﴾4﴿
O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. [Necm Suresi 3-4]
Buhari kesinlikle ve kesinlikle sahihtir.
Kuran ı kerim kadar sahihtir.
Yüce Allah ın indirdiğini bir beşerin sözüyle bir mi tutuyorsun. Apaçık müşriklik bu
@@hebelehubele3069 Kuran ı kerimden daha inandırıcı hadislere inanıyoruz
Çüşşşş...Derler adama...
Kur'an-ı Kerim peygamber efendimiz zamanında yazıldı ve 4 halife döneminde mushaf haline getirildi. İmam Buhari peygamberimizin vefatından 230 sene sonra hadisleri yazmaya başladı. Fakat imam Buhari'nin yazmış olduğu hadis kitabının orjinali günümüze kadar ulaşmamıştır...Bir tek sayfası bile yoktur. Eldeki örnek imam Buhari'nin vefatından 400 yıl sonraya ait müellifi belli olmayan İmam Buhariye isnad edilen çoğaltma yoluyla kopya edilmiş bir eserdir.
Düpedüz şirk koşuyorsun
Allah razı olsun hocam