✩ 𝐼𝑑𝑜𝑙𝑙𝑒𝑟𝑖 𝑘𝑜̈𝑡𝑢̈𝑙𝑒𝑚𝑒𝑘 𝑔𝑖𝑏𝑖 𝑏𝑖𝑟 𝑎𝑚𝑎𝑐𝚤𝑚 𝑦𝑜𝑘𝑡𝑢𝑟 ✩𝐹𝑖𝑘𝑖𝑟𝑙𝑒𝑟 𝑜̈𝑧𝑔𝑢̈𝑛𝑑𝑢̈𝑟 ✒️ 𝐶𝑒𝑜 𝑎𝑏𝑙𝑎𝑠𝚤𝑛𝚤𝑛 𝑑𝑢̈𝑔̆𝑢̈𝑛𝑢̈𝑛𝑑𝑒 𝑔𝑜̈𝑟𝑑𝑢̈𝑔̆𝑢̈ 𝑘𝑎𝑑𝚤𝑛𝑎 𝑎𝑠̧𝚤𝑘 𝑜𝑙𝑢𝑟 ✩✩✩ ☘︎ 𝐽𝑒𝑜𝑛 𝐽𝑢𝑛𝑔𝑘𝑜𝑜𝑘 ~ 29 ☘︎ 𝐽𝑢𝑛𝑔 𝐴𝑟𝑒𝑎 ~ 27 🧸 𝐵𝑒𝑔̆𝑒𝑛𝑚𝑒𝑛𝑖𝑧 𝑑𝑖𝑙𝑒𝑔̆𝑖𝑦𝑙𝑒... 🪄𝐾𝑒𝑦𝑖𝑓𝑙𝑖 𝑜𝑘𝑢𝑚𝑎𝑙𝑎𝑟... 𝐻𝑖𝑘𝑎𝑦𝑒: Düğünün geçireleceği mekana vardığımda arabadan inmiş, anahtarı valeye uzatarak içeri girmiştim. Her yer çok güzel dekore edilmişti. Parıldayan ışıklar, beyaz ve pembemsi çiçekler, tüller ve bir çok şey. Tam da ablamın tarzıydı. Merdivenlerden yukarı çıkarak gelin odasına doğru ilerlemeye başladım. Kapıyı iki kez çaldıktan sonra, içerden 'gel' komutunu duyunca kapıyı açıp, girdim. Ablamın güzelliği gözlerimi kamaştırmıştı resmen. Çok güzel olmuştu. Tıpkı anneme benziyordu, annem gibi güzeldi...Yanına gittim ve sarıldım. Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Bir-birimizden ayrıldık , ellerinden tutarak konuşmaya başladım; "Ablam...çok güzel olmuşsun. Annemizin saf güzelliği sana da geçmiş. Evliliğinizin kalpleriniz ve yüzleriniz gibi güzel, mutlu ve huzurlu olmasını dilerim. Bir ömür boyu mutlu olun. Tüm güzellikler sizinle olsun." Jungsoon: Teşekkür ederim bebeğim. Keşke annemizde yanımızda olsaydı. Beni gelinlikle göre bilseydi. En büyük hayaliydi bizim evlenmemizi görmesi. "Bizden zamansız gitmesi kalbimizde kırıklıklar bıraktı. Ama buna alışmalıyız." Jungsoon: Bunu annemizin yokluğuna alışamayan küçük kardeşim mi söylüyor? "Ahh, neyse...konuşmayalım, hm? Senin en mutlu günün bugün. Üzülmemen, ağlamaman gerek." Jungsoon: A-asıl kendine bak. S-sen de ağlıyorsun. Gözlerinden haberin y-yok. "A-ağlamıyorum ben bir kere. Gözüme senin mutluluğun kaçtı. Seni böyle mutlu görmek beni duygulandırıyor." Jungsoon: Minik bebeğim benim... "Abla ne miniği ya? 29 yaşında koca adamdan bebek mi olur? Bunu sakın ortalık yerde söyleme. Karizmam çizilir." Jungsoon: Sen benim minik bebeğimsin. Ablasının tavşanı... "Ama abla ya...Gidiyorum ben...Yoongi hyung da birazdan gelir her halde. Aşağıda görüşürüz." Jungsoon: Tamam bebeğim. Görüşürüz... Tam kapıyı açmış çıkıyordum ki, kapının önünde eli havada kalan bir kadının durduğunu gördüm. Sanırım kapıyı çalacaktı. Kenara çekildim ve geçmesi için yol verdim. Kadın hafifce gülümseyerek teşekkür etti ve odaya girdi. Arkasından bir süre baka kaldım. Daha sonra kendime gelerek kapıyı ardımdan kapattım ve aşağıya inmeye başladım. Bu kız kimdi acaba? İlk defa görüyordum onu. Acaba ablamın başka bir arkadaşı mı? Yanımdan gelen sesle düşümcelerimden ayrıldım ve yanıma doğru döndüm. Gelen Yoongi hyungdu; " Hyung! Tebrik ederim, bir ömür boyu mutluluklar." Yoongi: Teşekkür ederim Jungkook. Sen ne yapıyorsun burada? Dalgın gibisin? "Ha...yok bir şey. Öylesine. Nasılsın? Heyecanlımısın?" Yoongi: Ehh, biraz heyecan var işte. Abartılacak kadar değil. "İyi...Heyecandan düşüp bayılma da..." Yoongi: Seni yaramaz serseri. Sen de evlenince göreceğim. Heyecandan yerlere serilirsin, gece sabaha kadar uyuyamazsın. "Ben evlenmeyeceğim hyung hiç bir zaman." Yoongi: Neden öyle söylüyorsun? Geçmiş geçmişte kaldı. Her kadın aynıdır diye bir kural yoktur. Yıllar önce olup-bitmiş bir şey. Unut artık o olayı. Geleceğine odaklan. Elbet bir gün yine aşık olacaksın. Ve evleneceksin. Kadınlara da güvenmeye çalış. "Yapamıyorum hyung. Güvenim kırıldı, anlıyormusun? Nasıl bir daha aşık ola bilirim?" Yoongi: Bu senin elinde olan bir şey. Karşına öyle biri çıkacak ki, kendi ayaklarınla o kadına gideceksin. "Boş-boş işler. Ben bundan sonra kariyerime odaklıyım. Aşk işleriyle artık uğraşamam." Yoongi: Sen bilirsin artık. İlerde aşık olunca, bu sözlerimi hatırlarsın. Hadi ,ben gidiyorum artık. Ablan beni bekliyordur. "Tamam, aşağıda görüşürüz." Yoongi: Görüşürüz. Yoongi hyung yukarı çıktıktan sonra ben de alana geldim ve benim için ön taraftan tutulan masaya geçip oturdum. Misafirlerin çoğu gelmişti, geri kalanı da gelmeye devam ediyordu. Etrafda elindeki tepsiyle içki dağıtan garsonu yanıma çağırıp, bir içki aldım ve içmeye başladım. Bir süre sonra yanıbaşımda hissettiğim gölgeyle başımı kaldırıp baktım. Bu biraz önce kapıda karşılaştığım kadındı. Konuşmaya başlamasıyla dikkatimi ona verdim; Aera: Şey...acaba bu masa...1 numaralı masa mı? "Evet, buyurun?" Aera: Benim burada oturacağım söylendi de. Yanınıza otursam sorun olmaz değil mi? Çünkü diğer sandalyelerde çanta falan koyulmuşta, sanırım önceden tutmuşlar. "Ahh, tabii oturabilirsiniz. Buyurun..." Aera: Teşekkür ederim. "Rica ederim." Aera: Şey...siz sanırım Jungsoon unnienin kardeşisiniz, değil mi? Jeon Jungkook? "Evet, kardeşiyim. Nereden bildiniz peki?" Aera: Sizi bir kere görmüştüm Jungsoon unnienin yanında. Biraz önce de kapıda karşılaştık. Unnie sizin onun kardeşi olduğunuzu söyledi. "Ahh, evet. Beni ablamın yanında ne zaman gördünüz?" Aera: Ablam ablanızın çok yakın arkadaşı. Areum abla, belki hatırlarsınız. Onlar birlikte konuşurken ben ablamı arabada bekliyordum. Sonra siz onların yanına gelmiştiniz. Orada görmüştüm. "Evet, Areum abla. Hatırlıyorun...Areum ablanın bir kardeşi olduğunu bilmiyordum. Adınızı sora bilirmiyim küçük hanım?" Aera: Adım Aera...ben yurtdışında okudum...yeni geldim Kore'ye. Belki bu yüzden tanımıyorsunuzdur. "Çok güzel adınız var. Peki ne okuduğunuzu sora bilirmiyim?" Aera: Teşekkür ederim Jungkook-shii. Ben öğretmenlik okudum. İngilizce öğretmeniyim. "Rica ederim... Bu arada tam öğretmen havası veriyorsunuz gerçekten de." Aera: Öyle mi? Ah, teşekkür ederim. "Çok güzel olduğunuzu söylediler mi size?" Aera: Ahh, beni utandırıyorsunuz. "Gerçekten çok güzelsiniz. Bunu daha şimdi fark edebildim." Aera: Bu kaçıncı teşekkürüm bilmiyorum ama tekrar teşekkür ederim. "Rica ederim prenses. Ben gerçeği söyledim." Aera: Ahh, bakın! Gelin ve damat geliyor.
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-1 Aera'nın söylediğiyle merdivenlere doğru döndüm. Ablam ve Yoongi hyung geliyordu. Ablam çok mutluydu...Yüzündeki gülücükler bunu belli ediyordu. Herkes coşkuyla onları alkışlamaya başlamıştı. İkisi de yerlerine geçince nikah şahidi olarak ben de ayağa kalktım, benimle birlikte Aera'nın da ayağa kalkmasıyla şaşırarak ona baktım; Aera: Jungsoon unnie nikah şahidinin benim olmamı istemişti. "Ah, demek sürpriz nikah şahidi sensin." Aera: Öyle...Ah, hadi gidelim. "Gidelim." ... Slow şarkı eşliğinde herkes dans ediyordu. Ablam ve Yoongi hyung da... Her çiftin yaptığı gibi onlar da dans esnasında konuşup-gülüyordular. Ahh, onlar çok güzel bir çiftdi. Ablam ve Yoongi hyung benim hep idolümdüler küçüklüğümden beri. Hep onları örnek aldım. Her yaptığım işte onlardan tavsiye ve yardım aldım. Buralara gele bildiysem, şimdi Kore'nin en ünlü şirketinin Ceosuysam, bu sadece onlar sayesindeydi. Onlar benim annem ve babam, en büyük destekçilerimdi. Bakışlarım yanıbaşımda oturup, gülümseyerek dans eden çiftleri seyreden Aera'a döndü. Neden bu kadar güzeldi? Neden bu kadar saf ve masum görünüyordu? Çok zarifti, duru bir güzelliği vardı. Yüzündeki makyaj yok derecesindeydi, ama yine de fazla güzeldi. Giydiği pembe elbise onu ayrı bir güzel yapıyordu. ( pin.it/1P8evRkVZ ) Ne oluyordu bana? Yıllar sonra kalbimin tekrar böyle atması normalmiydi? Heyecandan mı? Ola bilir...ama en önemlisi "aşk" olması...Yeniden aşık olmam düşüncesi kalbimin daha fazla atmasına sebep olmuştu. Yoongi hyung doğru mu söylüyordu? Yeniden aşık ola bilirmiydim? Bir kadına yeniden güvene bilirmiydim? Yıllar sonra... Daha fazla düşünmek istemiyordum...her şeyi akışına bırakmak istiyordum. Eğer böyle bir şey olacaksa, olacaktı. Ayağa kalktım ve Aera'nın önüne geldim. Şaşkın-şaşkın yüzüme bakması onu çok tatlı gösteriyordu. Onu daha fazla bekletmeden konuşmaya başladım; "Benimle dans edermisiniz prenses?" Aera: Tabiiki de prensim... Bana 'prensim' demesi hoşuma gitmişti, hem de fazlasıyla. Elimden tuttu ve ayağa kalktı. Piste doğru giderek, dans eden çiftlerin arasına karıştık. Ellerimden birini beline yerleştirerek kendime çektim onu, diğer elimle de elinden tuttum. O da elinin diğer elini omzuma yerleştirerek dans etmeye başladık. Müziğin sesini duymuyordum...Diğer insanları görmüyordum...Sadece Aera'a odaklıydım. Tanrım...neyin nesiydi bu kız? Bu kadar güzel olması, bu kadar nazik ve kırılgan olması, saf ve masum olması kalbime zarardı. Hiç çaba göstermeden beni etkilemeyi başarmıştı. Sadece gülen yüzüne bakıyordum. Parıldayan gözlerine bakıyordum. Her biri bir yıldız gibi parlıyordu...Hoş kendisinin gözlerinden bir farkı yoktu. Güneş gibi parlıyordu resmen. Acaba kendisinden haberi varmıydı? "Kendinden haberin var mı?" Aera: Ne? "Güzelliğinden, masumluğundan, gözlerinin yıldız gibi, yüzünün güneş gibi parlamasından haberin var mı diyorum?" Aera: Güzel iltifatlarınız için çok teşekkür ederim. Çok ince ve aynı zamanda çok açık sözlüsünüz. "Hmm, bunlar sadece size özel prenses." Aera: Bunların bana özel olması gururumu okşadı desem, çok mu egolu olurum? "Aksine...fazla samimi ve güzel kalplisiniz. Sizin egolu biri olduğunuzu düşünmüyorum." Aera: Çok iyisiniz.. Hiç bir şey söylemedim, sadece gülümsedim ve dans etmeye devam ettik. Biraz ötede dans eden ablam ve Yoongi hyung'un bana göz kırptıklarını gördüm. Biraz utanmıştım doğrusu...Buna da sadece gülmekle yetindim...Dillerine düşecektim. Hatta şimdiden düşmüştüm bile... ... Aradan geçen bir ay süre zarfında Aera'yla sürekli buluşup, konuşuyorduk. O gece bir-birimize numaralarımız vermiş, konuşmaya başlamıştık. İlk başlarda sadece arkadaşca konuşuyorduk. Zaman geçtikce Aera'nın beni kıskandığını fark etmiştim. Onun beni kıskanması bile bana yeterdi. Asistanımdan kıskanıyordu beni. Çünkü her asistan gibi benim de asistanım bana takıntılıydı malasef. Bu durumdan hiç hoşlanmasam da, sırf bu yüzden onu işten çıkarmam haksızlık olurdu diye düşünüyorum. O yüzden fazla takmamaya çalışıyordum. Aera'yla şu anda flört aşamasındaydık. Daha iki-üç gün oluyordu. Hiç böyle olacağım aklıma gelmezdi. Yıllar sonra yeniden aşık olacağım, bir kadına güveneceğimi asla düşünmezdim. Ama şimdi artık her şeyin farkındayım. Çok rahatlıkla söyleye bilirdim ki, ben Aera'a 'aşık' olmuştum. Ona güveniyordum, güven sorunlarım olmasına rağmen. Kendimden bile çok güveniyordum. Onun da bana karşı boş olmadığı biliyordum. Bunu gözlerine bakınca, konuşmalarını dikkatle dinledikce çok net bir şekilde anlıyordum. Ona açılmam lazımdı, ama ne yapacağımı ve nasıl yapacağımı bilmiyordum. Utanıyordum desem yalan olmazdı. Yıllar önce sevgilim tarafından aldatılmam ve aynı zamanda dolandırılmam yüzünden kadınlara olan güvenim gitmiş ve kendime kapanır olmuştum. Biraz da bu yüzdendi işte Aera'a açılamamam. Ama olsun...kendimi iyi bir şekilde toparlayıp karşısına çıkacağım ve ona ilan-ı aşk edeceğim. Mutlu olup, onu da mutlu yapmak istiyordum. Birlikte mutlu olalım istiyordum. Telefonuma gelen aramayla elimdeki işi durdurup, telefona baktım. Arayan Aera'ydı. Hemen açtım ve konuşmaya başladım; "Aera, güzelim?" Aera: Ne yapıyorsun Jungkook-shii? "Çalışıyordum güzelim. Sen ne yapıyorsun?" Aera: Hmm, sana muzlu pasta yaptım desem? "Ne? Gerçekten mi?" Aera: Kkkk...evet. Gerçekten muzlu pastayı seviyormuşsun... "Hmm, nasıl öğrendin bunu?" Aera: Jungsoon unnieden. "Seni yaramaz kız. Bana sorsaydın ya." Aera: Sana sürpriz yapacaktım oraya gelip, ama dayanamadım. "Gelecekmisin buraya?" Aera: Gelmemi istiyormusun? "Neden istemeyeyim? Ne kadar çok istediğimi bilemezsin." Aera: Hmm...Eğer o kızı orada görmezsem, gelirim. "Abartma Aera-yaa...asistanımı nereye göndereyim şimdi ben? İşlerimi onunla hallediyorum. Bana yardımcı oluyor." Aera: Ne yapayım ya? O kız sana asılıyor Jungkook. Bunu farkında değilmisin? "Tabiiki farkındayım. Ama elimden bir şey gelmiyor. O kızı gönderemem, ona haksızlık olur. Hem zaten takmıyorum onu ben. Benim aklımda da, kalbimde de sen varsın. Başkaları boş benim için."
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-2 Aera: Hmm, bakıyorum da yine geçildi flört seviyeye. "Yakında bu flört seviyesi bir üst seviyeye kalkacak." Aera: Hangi seviye bu? "Sevgililik..." Aera: Jungkook-shii... "Söyle güzelim." Aera: Yanına geliyorum. Eğer öpüşürsek bir sonraki seviyeye atlaya biliriz... "N-ne?" Telefonun yüzüme kapanmasıyla donup kaldım. Ne dedi az önce o? Ö-öpüşmek? Ö-öpüşürsek dedi... B-biz öpüşeceğiz...Düşüncesi bile kalbimin ritmini hızlandırdı. Tanrım...sıcak mı oldu ne? Bu kız ne yapmaya çalışıyor? Adamı baştan çıkarmakta bir numara. Şimdi o gelene kadar nasıl konsantre olacaktım ben? Neyse...bunu o gelen kadar düşünmesem iyi olurdu. En azından o gelene kadar sakin kalmalıydım. Kendimi işe vermeye çalıştım. Umarım başarılı olurdum. ... Aradan tam yarım saat geçmişti. Ben kendimi işe veremiyordum. Çünkü hem Aera'ı bekliyordum, hem de asistanım bir sürü dosyayla odama gelmiş, imzalamam gerektiğini söylemişti. On beş dakikadır dosyalarla ilgileniyordum, doğrusunu söylemek gerekirse, ilgileniyormuş gibi yapıyordum. Çünkü gözüm kapıdaydı. Her an Aera gele bilirdi. Artık sabrım taşmak üzereydi. Nerede kaldı bu kız? Delireceğim... Derken kapının pat diye açılmasıyla içeri giren güzeller güzeli Aera'la karşı karşıyaydım. Yine çok güzeldi...Beyaz kıyafetin içinde oldukca zarifti...Gözlerimden kalpler çıktığına yemin ede bilirdim. ( pin.it/3txINJ8AL ) Aera: Müsaitsen öpüşmemiz lazım... "N-ne?" Ben daha ne olduğunu anlamadan Aera'nın aniden gelip dudaklarıma yapışması haraketsiz kalmama sebep olmuştu. Dudaklarını haraket ettirmesiyle nasıl bu kadar iyi öptüğünü anlamaya çalışıyordum. Bu kız öpüşmeyi nereden öğrenmişti? Gözlerimi kapattım ve öpüşlerine karşılık vermeye başladım. Kapının sertçe çarpmasıyla asistanın gittiğini anlamıştım. Aera'dan ayrılıp bakacakken kollarını boynuma sıkıca sarıp, beni kendine daha çok çekmişti. Belinden tutup kaldırdım ve masaya oturttum onu. Kendime daha da çekerek öpmeye devam ettim. Bir-birimizi sertçe ve doyumsuz bir şekilde öpüyorduk. Bir süre sonra nefessiz kalınca ilk ayrılan ben olmuştum. Ondan fazla uzaklaşmadan, alnımı alnına yasladım. Birlikte derin-derin nefes alıyorduk. Aniden gülünce ben de güldüm. Alnından, yanaklarından, burnundan, boynundan öptüm uzunca. "Sana aşığım Aera." Aera: B-ben de sana...aşığım. "Adının hakkını veriyorsun güzelim." Aera: Seni seviyorum... Dedi ve tekrar dudaklarıma yapıştı. Bu hayatımda yaşadığım en iyi andı diye bilirim... ... ✰ 5 𝑎𝑦 𝑠𝑜𝑛𝑟𝑎✰ Ben, Aera, ablam ve Yoongi hyung hep birlikte tatile Parise gelmiştik bir aylığına. Buraya gelmemizin üzerinden iki hafta geçmişti. Bir sürü aktivite yapmış, eğlenmiştik. Hala da yapıyoruz... Aera'yla ilişkimiz de çok güzel ilerliyordu. Bir-birimizi çok seviyor, güveniyorduk. Kadınlara güvenemeyen ben Aera'ya o kadar çok güveniyor, onu o kadar çok seviyordum ki...bunu anlatmaya kelimeler yetmezdi. Yoongi hyung o gün doğru söylemişti. Aşık olmuştum ve ben bir kadının peşine düşmüştüm. Ömrümün sonuna kadar da o kadının peşinden koşmaya hazırdım. Bir gün yeniden aşık olacağımı bilemezdim...Hayat çok garipti... Başına kötü olaylar geliyordu, sürekli inciniyordun, üzülüyordun, kalp kırıklıkların fazlaydı...Ama bir zaman sonra hayat karşına o kadar güzel ve iyi bir şey çıkarıyordu ki...Yeniden doğmuş gibi hissediyorsun. Aera'nın hayatıma gelişiyle yeniden doğdum ben. Yeniden sevmeyi öğrendim. Yoongi hyung'la bar tezgahında oturmuş ilerde dans eden kadınlarımıza bakıyorduk. Gözümü ondan ayıramıyordum...vücudunu kıvırışı kendimden geçme sebebiydi. Bakışlarım beni ele veriyordu galiba. Çünkü Yoongi hyung'un imayla karışık söylediği şeyle sırıtmama engel olamadım; pin.it/2nTPa9QdD pin.it/4WADxaBiz (𝒃𝒐̈𝒚𝒍𝒆 𝒃𝒂𝒌𝒕𝜾𝒈̆𝜾𝒏𝜾 𝒅𝒖̈𝒔̧𝒖̈𝒏𝒖̈𝒏🤭) Yoongi: Ne o Jungkook? Terlemişsin. İçerisi çok mu sıcak? "Abartma hyung." Yoongi: Demiştim sana değil mi? Bir gün aşık olacaksın demiştim. "Demiştin ve ben de sadece işlerime odaklanacağım demiştim." Yoongi: Ve şimdi işler boş...sadece ve sadece Aera'ya odaklısın. "Aynen öyle. Bundan sonra hayatımda ilk ona öncelik vereceğim. Aera benim için her şeyden önemli. Onu çok seviyorum." Yoongi: Bunu fazlasıyla belli ediyorsun. Evlilik işini ne yapacaksın? "O iş bu gece hall olacak." Yoongi: Bir şey düşündün mü? "Hm hm...düşündüm. Hem de çok güzel bir şey düşündüm." Yoongi: Umarım bu gece ikiniz içinde iyi geçer. "Teşekkür ederim hyung. Hadi, Aera'yı da alıp gideyim artık. Sürprizimi görmesinin zamanı geldi." Yoongi: Tamam. İyi şanslar sana. Başımı salladım ve piste doğru ilerlemeye başladım. Kendinden geçmiş bir şekilde dans eden Aera'nın elinden tutup kenara çektim. Somurtarak konuşması içimde onu öpme isteğini uyandırıyordu. Gözlerimi dudaklarından çekip gözlerine sabitledim; "Güzelim sana bir şey göstereceğim. Hadi gidelim." Aera: Nereye? "Sürpriz." Aera: Hmm, bayılırım sürprizlere. Hadi gidelim hemen. Elinden tuttum ve birlikte çıkışa doğru ilerledik. Çok fazla içmediğim için arabayı kullanacaktım. Arabanın önüne gelip bindik ve kaldığımız otele doğru sürmeye başladım. ...
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-3 Bir süre sonra otelin önünde durunca arabadan indik ve içeri girdik. Asansörün önüne gelip, düymeye bastım. Kapılar açılıca bindik ve asansörün odamızın olduğu kata doğru çıkmasını bekledik. Asansörde sadece ikimiz vardık. Aera'yı asansörün aynasına yaslayıp, belinden tuttum. Diğer elimi de yüzünde gezdirmeye başladım. O da kollarını boynuma sardı; "Bebeğim...çok güzelsin. Aklımı başımdan alıyorsun. Bu kalbime zarar." Aera: Sen de çok ama çok yakışıklısın. Delirmeme sebep oluyorsun. Seni çok kıskanıyorum. Bardaki kızların sana nasıl baktığını farkettim. Gözümden kaçtı sanma. "Ben yalnızca seni görüyordum orada. Senden başka bir kız göremiyordum ben." Aera: Jungkook... "Hmm..." Aera: Seni öpmek istiyorum. "Bunu söylemene gerek yok ki, sevgilim. İstediğin zaman öpe bilirsin. Dudaklarım senin, ben seninim." Tam dudaklarını dudaklarıma yaklaştırmıştı ki, asansörün kapılarının açılmasıyla bir-birimizden ayrıldık ve dışarı çıktık. Odamızın önüne gelince kartı okuttum ve ilk Aera'nın geçmesi için kenara çekildim. Umarım onun için hazırladığım ortamı beğenirdi... Kapıyı açıp içeri girince şaşırarak etrafa bakmaya başladı. Kapıyı kapatıp, arkasından sarıldım ona. ( pin.it/5apV4WQRt ) ( pin.it/5nDZoJdr0 ) "Nasıl? Beğendin mi?" Aera: Jungkook...bunlar çok güzel ama. "Beğendin mi gerçekten?" Aera: Çok beğendim. Çok güzeller. Sürprizin bumuydu? "Hm hm. Sürprizim sana evlenme teklifimdi." Aera: Yaa çok tatlısın. "Ne tatlısı ya sevgilim...Romantiksin diyeceksin, romantik. Hem kırmızı-kırmızı her yer. Nasıl tatlı yapabildin burayı ve beni?" Aera: Ne kadar romantik olursan ol, sen benim için tatlısın. Seni çok seviyorum. "Ben de seni çok seviyorum bebeğim. Bu anı o kadar çok bekledim ki..." Yatağın yanındaki komodinden küçük yüzük kutusunu alıp, Aera'nın yanına dönmüştüm. Kutuyu açıp konuşmaya başladım; ( pin.it/5kdzaTsMJ ) "Aşırı büyük hayranınım, bir imzanı alabilirmiyim...ama nikah masasında?" Aera: Ne? Kkkkk...Jungkook. "Ne? Güzel olmadı mı? Bana bu fikri veren şahsı bulup gebertmezsem..." Aera: Dur yaa...çok güzel...aşırı güzel. Çok beğendim sevgilim. Sadece fazla tatlı , o yüzden. "Ha, tamam. Cevap?" Aera: Cevabını bildiğin soruları sormaya utanmıyormusun Jungkook? "Bilsem sorarmıydım? Hem neden tüm romantikliği bozuyorsun? Bana cevap ver...evet mi? Hayır mı? Öleyim mi heyecandan?" Aera: Evet. "Ne? Ölmemi mi istiyorsun gerçekten?" Aera: Tabiiki hayır sevgilim. Teklifine diyorum. Evet diyorum. "Oh rahatladım. Evet, evet, evet! Başardım! Benimsin artık, seni bir ömür boyu bırakmam haberin olsun." Aera: Bırakmanı isteyen kim? Seni seviyorum. "Seni seviyorum." ... Kollarımın arasında masumca uyuyan sevgilime bakıyordum. Dün çok güzel bir gece geçirmiştik. Çok mutluydum...Hayatımın sonuna kadar da böyle kalmak istiyordum. Sadece Aera'yla... Kollarım arasında kıpırdayan sevgilime küçük bir öpücük kondurdum. Gözlerini açmış gülümseyerek bana bakmaya başladı. Tekrar eğilip dudaklarına sulu bir öpücük bıraktım; Aera: Günaydın sevgilim. "Günaydın bebeğim. Kendini nasıl hissediyorsun?" Aera: Çok iyi. "Güzel. Şimdi kalkıp banyo yapalım. Daha sonra da aşağıya kahvaltıya inelim." Aera: Tamam. Önce sen mi girersin banyoya, yoksa ben mi? "Birlikte girelim." Aera: Kkk...Tamam. ... Banyo yapmış, şimdi dolabın önünde bornozlu halimizle kıyafet seçmeye çalışıyorduk. Aslında ben karar vermiştim de, Aera bir türlü ne giyineceğine karar vermemişti. Seçtiyi bir kıyafetle bana doğru döndü; Aera: Tamam buldum! Bak, bu nasıl? ( pin.it/4C6bgXmtq ) "Harika güzelim. Zaten sen ne giysen sana yakışır. Kıyafeti güzel yapan sensin." Aera: Seviyorum seni. "Aşığım sana." Önümde giyinmeye başlamasıyla sırıtmadan edemedim...Deli ediyordu bu kız beni... "Aslında biz kahvaltı yapmasak da olur." Aera: Nedenmiş o? "Kahvaltı yerine seni yiye bilirim." Aera: Sapıklaşma Jungkook. Hadi kalk sen de giyin. Jungsoon unnie arayacak şimdi. Nerede kaldınız diye kızacak bize. "Tamam, tamam..Kalktım. Benim kombinim bu. Nasıl?" ( pin.it/5sK9oP3pF ) Aera: Her zamanki gibi göz kamaştırıyorsun sevgilim. "Kimin sevgilisiyim." Aera: Kkkk...hadi hadi. Gidelim artık. Fazla oyalandık.
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-4 Ele-ele tutuşarak odadan çıktık ve asansöre doğru ilerledik. Aşağıya indiğimizde ablam ve Yoongi hyunh çoktan oturmuş, sipariş vermişlerdi bile. Yanlarına varınca oturmuş, biz de başka bir şey gerek mi diye menüye bakıyorduk. Ablamın söylediği şeyle Aera'nın içtiği su boğazında kalmıştı; "Sevgilim! İyimisin?" Aera: İ-iyiyim... "Abla pat diye söylenir mi böyle?" Jungsoon: Ne dedim ya şimdi ben? Sadece ne zaman evleniyorsunuz diye sordum. Yoongi: Jungsoon-ah... Jungsoon: Ne? "Abla? Nereden çıktı şimdi evlilik konusu?" Jungsoon: Kardeşim sen aptal mısın? Yoksa gerçekten anlamamazlıktan mı geliyorsun? Sevgilinin elindeki yüzük 'biz evleniyoruz' diye bas-bas bağırıyor resmen. "Değil mi ama? Nasıl yüzük? Zevkim güzel mi?" Jungsoon: Bu arada yüzük gerçekten güzel. Aera: Teşekkür ederim unnie. Jungsoon: Unnien yesin seni güzelim. Eee? Soruma cevap vermediniz? Ne zaman düğün? "Daha düşünmedik abla. Ama yakında olur umarım." Jungsoon: Hemen olsun! Hemen olsun! Ben hala olmak istiyorum. Hemen evlenin. "Abla! Aera'yı utandırıyorsun." Aera: S-sorun değil. Jungsoon: Ahh, güzelim. Üzgünüm. Aera: H-hayır..Gerçekten sorun değil. "Neyse. Kapatalım konuyu. Güzelce kahvaltımızı yapalım." ... ✰2 𝑎𝑦 𝑠𝑜𝑛𝑟𝑎✰ Aera: Sence bu nasıl sevgilim? "Çok güzel. Hadi bunu da dene o zaman. Hepsini dene. Seni hepsinin içinde görmek istiyorum." Aera: Kkk...Çok tatlısın sevgilim. Hemen giyinip geliyorum. ( pin.it/7EX79TSyC ) ( pin.it/6AcP0to97 ) ( pin.it/3ZJXpQz5R ) ( pin.it/DwgpWO3SR ) "Hepsi çok güzel bebeğim." Aera: Evet ya. Hepsi çok güzel. Ama birini seçmeliyiz. "Bence sonuncu daha bir güzel. Hmm?" Aera: Aslında ben de bunu beğendim. "Eğer beğendiysen bunu alalım bebeğim." Aera: Evet, bunu istiyorum. "Tamamdır." ... Gelinlik ve damatlığı almış, şu an eve gidiyorduk. İki gün sonra evleniyorduk. Çok mutluydum, mutluyduk. Yeni bir hayata adım atacağımız için çok heyecanlıydık. Kısa sürede sevgili kaldık, bir-birimizi çok kısa sürede tanıyıp, sevdik. Sevgili kalmamızın üzerinden sadece sekiz ay sonra evleniyorduk. Pişman değildim, değildik. Bir-birimizi seviyorduk ve önümüzde hiç bir engel yoktu. Onunla karşılaştığım için Tanrı'a binlerce kez şükrediyordum. İyiki karşıma çıkmış...iyiki ona aşık olmuşum. Onun sayesinde yeniden sevmeyi öğrenmiştim. Onu çok seviyorum. Her hangi bir neden duymadan, bir şeylere bağlı kalmadan, sadece 'o' olduğu için seviyorum onu. Sanki bana özeldi her bir zerresi..Mutluluk nedir sorusuna cevabım hep 'sevdiğim kadın' olacaktı. Ve o içimde asla eskimeyecek bir hatıra, asla solmayacak bir çiçek kalacaktı. ... ✰2 𝑦𝚤𝑙 𝑠𝑜𝑛𝑟𝑎✰ Aera: Lanet olsun Jungkook! Lanet olsun! Ahh! Bir daha senin sözünü dinlersem eğer...Ahh! "Sakin ol bebeğim! Sakin ol! Derin-derin nefes al! Az kaldı. Varıyoruz hastaneye" Aera: Dayanamıyorum be adam! Ne sakini?! Ölüyorum burada! Ahh! "Biliyorum güzelim. Biliyorum canın çok yanıyor, ama biraz daha dayan..az kaldı." Aera: Olmuyor! Dayanamıyorum! Ahh! Senin aklına uyup çocuk yapmak ne demek?! 𝑌𝑜𝑜𝑛𝑔𝑖'𝑙𝑒𝑟𝑒 𝑏𝑎𝑘𝑎𝑙𝚤𝑚𝑚𝑚 Jungsoon: Hadi Yoongi! Daha hızlı sür! Yetişelim! Yoongi: Son hızda sürüyorum bebeğim. Ola bildiğince hızlı. Bundan daha hızlı olmuyor. Jungsoon: Yoongi daha fazla konuşma da sür şu arabayı! Güzelliğimin canı nasıl da yanıyor şimdi... Yoongi: Lütfen bebeğim. Sakın ağlama bak. Sen ağlayınca yan etki yapıyor. Hem bebeğimiz hem de sen fazla etkileniyorsunuz. Jungsoon: Sus Yoongi! Karışma! Senin yüzünden ağlayamıyorum bile...Üzüntüden şimdi ben de burada doğururum oğlumuzu! Yoongi: NE? Sakın bak! Hayır! Tut onu içinde! Bebeğimiz daha 6 aylıkken onu dışarı çıkaramazsın! Jungsoon: YOONGİİİ! 𝑇𝑒𝑘𝑟𝑎𝑟 𝐽𝑢𝑛𝑔𝑘𝑜𝑜𝑘'𝑙𝑎𝑟𝑎 𝑔𝑒𝑐̧𝑒𝑙𝑖𝑚𝑚𝑚 Hastaneye çoktan varmış, Aera'yı doğum için hazırlamaya başlamıştılar. Ben de girecektim doğuma. Bunun için fazlasıyla heyecanlıydım. Yerimde duramıyordum resmen. Kolidorda volta atıyordum . Yanıma hemşire gelmiş benim de hazırlanmam gerektiğini söylemişti. Birlikte hemşirenin hazırlanmam için söylediği odaya gidiyorduk ki, 'hamile ablamın' koşarak bize doğru geldiğini gördüm. Arkasındaysa Yoongi hyung geliyordu koşarak ve ablamın adını bağırarak. Tanrım, bu kadın ne yapıyordu bu haliyle? Çocuğu düşürecekti...
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-5 Jungsoon: Kardeşim! Kardeşim, Aera nasıl? Nerede o? Doğurdu mu? Prensesim doğdu mu? Ha? "Abla sakin ol. Henüz değil. Doğum için hazırlıyorlar onu şimdi. Doğuma ben de gireceğim. O yüzden ben de hazırlanmaya gidiyorum." Jungsoon: Ahh, tamam. Biz burada bekliyoruz. Hadi, size iyi şanslar. "Teşekkür ederim abla." Ablamın yanından ayrılmış, odaya doğru ilerlemeye başlamıştık. Tanrım lütfen koru onları. Kızım sağlıklı bir şekilde dünyaya gelsin. Kadınım iyi olsun. Ameliyathaneye girmiş, kadınımı acı çekerken görmüştüm. Ağlıyordu. Yanına gidip elinden tutmuştum sıkıca. Alnından, saçlarından öpmüş, moral vermeye çalışmıştım. "Güzelim benim. İyi olacaksınız ikiniz de, tamam mı? Kızımız sağlıklı bir şekilde dünyaya gelecek. Sen de iyi olacaksın. Lütfen dayan biraz daha. Çok az kaldı. Sadece sabret, lütfen." Aera: Ç-çok canım acıyor J-jungkook. "Biliyorum güzelim. Biliyorum. Geçecek..her şey geçecek. İyi olacaksınız." Doktorun konuşmasıyla artık doğum başlamıştı. Gözümün önünde acı çekmesi benim de canımın acımasına sebep oluyordu. Umarım her şey iyi olurdu. Sağlıkla gel kızım... ... Kızımız doğmuş, doğum bitmiş sayılırdı. Bebeğimizi Aera'nın kucağına koymalarıyla donmuş bir şekilde onlara bakıyordum. M-minicikti...ve a-ağlıyordu... "Bu şimdi bizim kızımız mı?" Son duyduğum şey Aera'nın bana o halde bile sinirle bağırması olmuştu; Aera: Off Jungkook! ~𝑆𝑂𝑁~
Allahim içim eridi lan çok güzel hikaye
29 yaşında koca adam ve hala duygusal ve tatlı❤😅
Bekliyorummmm
Oouuuuoou
@@One_of_the_Evelyn okumusum...
@@Jkgjeon he hahahsh
Nerden nereye 😂❤❤
Çok güzel olmuş 🥹 ellerine sağlık💖
Geç görmemin sebebi sabah youtube'nin açılmaması seviyorum seni🫀🫂
Teşekkür ederim güzellik❤
@@istudying438sorun degill🌸
@@winterrbeaar rica ederim efendim ne demek😙💕
Ayy okuyorum eminin çoksellll😻
AŞKIM harika ötesi olmuşş 🎉💕
@@Lilixsa_best_IdolBp teşekkür ederimm💓
✩ 𝐼𝑑𝑜𝑙𝑙𝑒𝑟𝑖 𝑘𝑜̈𝑡𝑢̈𝑙𝑒𝑚𝑒𝑘 𝑔𝑖𝑏𝑖 𝑏𝑖𝑟 𝑎𝑚𝑎𝑐𝚤𝑚 𝑦𝑜𝑘𝑡𝑢𝑟
✩𝐹𝑖𝑘𝑖𝑟𝑙𝑒𝑟 𝑜̈𝑧𝑔𝑢̈𝑛𝑑𝑢̈𝑟
✒️ 𝐶𝑒𝑜 𝑎𝑏𝑙𝑎𝑠𝚤𝑛𝚤𝑛 𝑑𝑢̈𝑔̆𝑢̈𝑛𝑢̈𝑛𝑑𝑒 𝑔𝑜̈𝑟𝑑𝑢̈𝑔̆𝑢̈ 𝑘𝑎𝑑𝚤𝑛𝑎 𝑎𝑠̧𝚤𝑘 𝑜𝑙𝑢𝑟
✩✩✩
☘︎ 𝐽𝑒𝑜𝑛 𝐽𝑢𝑛𝑔𝑘𝑜𝑜𝑘 ~ 29
☘︎ 𝐽𝑢𝑛𝑔 𝐴𝑟𝑒𝑎 ~ 27
🧸 𝐵𝑒𝑔̆𝑒𝑛𝑚𝑒𝑛𝑖𝑧 𝑑𝑖𝑙𝑒𝑔̆𝑖𝑦𝑙𝑒...
🪄𝐾𝑒𝑦𝑖𝑓𝑙𝑖 𝑜𝑘𝑢𝑚𝑎𝑙𝑎𝑟...
𝐻𝑖𝑘𝑎𝑦𝑒:
Düğünün geçireleceği mekana vardığımda arabadan inmiş, anahtarı valeye uzatarak içeri girmiştim. Her yer çok güzel dekore edilmişti. Parıldayan ışıklar, beyaz ve pembemsi çiçekler, tüller ve bir çok şey. Tam da ablamın tarzıydı. Merdivenlerden yukarı çıkarak gelin odasına doğru ilerlemeye başladım. Kapıyı iki kez çaldıktan sonra, içerden 'gel' komutunu duyunca kapıyı açıp, girdim. Ablamın güzelliği gözlerimi kamaştırmıştı resmen. Çok güzel olmuştu. Tıpkı anneme benziyordu, annem gibi güzeldi...Yanına gittim ve sarıldım. Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Bir-birimizden ayrıldık , ellerinden tutarak konuşmaya başladım;
"Ablam...çok güzel olmuşsun. Annemizin saf güzelliği sana da geçmiş. Evliliğinizin kalpleriniz ve yüzleriniz gibi güzel, mutlu ve huzurlu olmasını dilerim. Bir ömür boyu mutlu olun. Tüm güzellikler sizinle olsun."
Jungsoon: Teşekkür ederim bebeğim. Keşke annemizde yanımızda olsaydı. Beni gelinlikle göre bilseydi. En büyük hayaliydi bizim evlenmemizi görmesi.
"Bizden zamansız gitmesi kalbimizde kırıklıklar bıraktı. Ama buna alışmalıyız."
Jungsoon: Bunu annemizin yokluğuna alışamayan küçük kardeşim mi söylüyor?
"Ahh, neyse...konuşmayalım, hm? Senin en mutlu günün bugün. Üzülmemen, ağlamaman gerek."
Jungsoon: A-asıl kendine bak. S-sen de ağlıyorsun. Gözlerinden haberin y-yok.
"A-ağlamıyorum ben bir kere. Gözüme senin mutluluğun kaçtı. Seni böyle mutlu görmek beni duygulandırıyor."
Jungsoon: Minik bebeğim benim...
"Abla ne miniği ya? 29 yaşında koca adamdan bebek mi olur? Bunu sakın ortalık yerde söyleme. Karizmam çizilir."
Jungsoon: Sen benim minik bebeğimsin. Ablasının tavşanı...
"Ama abla ya...Gidiyorum ben...Yoongi hyung da birazdan gelir her halde. Aşağıda görüşürüz."
Jungsoon: Tamam bebeğim. Görüşürüz...
Tam kapıyı açmış çıkıyordum ki, kapının önünde eli havada kalan bir kadının durduğunu gördüm. Sanırım kapıyı çalacaktı. Kenara çekildim ve geçmesi için yol verdim. Kadın hafifce gülümseyerek teşekkür etti ve odaya girdi. Arkasından bir süre baka kaldım. Daha sonra kendime gelerek kapıyı ardımdan kapattım ve aşağıya inmeye başladım. Bu kız kimdi acaba? İlk defa görüyordum onu. Acaba ablamın başka bir arkadaşı mı?
Yanımdan gelen sesle düşümcelerimden ayrıldım ve yanıma doğru döndüm. Gelen Yoongi hyungdu;
" Hyung! Tebrik ederim, bir ömür boyu mutluluklar."
Yoongi: Teşekkür ederim Jungkook. Sen ne yapıyorsun burada? Dalgın gibisin?
"Ha...yok bir şey. Öylesine. Nasılsın? Heyecanlımısın?"
Yoongi: Ehh, biraz heyecan var işte. Abartılacak kadar değil.
"İyi...Heyecandan düşüp bayılma da..."
Yoongi: Seni yaramaz serseri. Sen de evlenince göreceğim. Heyecandan yerlere serilirsin, gece sabaha kadar uyuyamazsın.
"Ben evlenmeyeceğim hyung hiç bir zaman."
Yoongi: Neden öyle söylüyorsun? Geçmiş geçmişte kaldı. Her kadın aynıdır diye bir kural yoktur. Yıllar önce olup-bitmiş bir şey. Unut artık o olayı. Geleceğine odaklan. Elbet bir gün yine aşık olacaksın. Ve evleneceksin. Kadınlara da güvenmeye çalış.
"Yapamıyorum hyung. Güvenim kırıldı, anlıyormusun? Nasıl bir daha aşık ola bilirim?"
Yoongi: Bu senin elinde olan bir şey. Karşına öyle biri çıkacak ki, kendi ayaklarınla o kadına gideceksin.
"Boş-boş işler. Ben bundan sonra kariyerime odaklıyım. Aşk işleriyle artık uğraşamam."
Yoongi: Sen bilirsin artık. İlerde aşık olunca, bu sözlerimi hatırlarsın. Hadi ,ben gidiyorum artık. Ablan beni bekliyordur.
"Tamam, aşağıda görüşürüz."
Yoongi: Görüşürüz.
Yoongi hyung yukarı çıktıktan sonra ben de alana geldim ve benim için ön taraftan tutulan masaya geçip oturdum. Misafirlerin çoğu gelmişti, geri kalanı da gelmeye devam ediyordu. Etrafda elindeki tepsiyle içki dağıtan garsonu yanıma çağırıp, bir içki aldım ve içmeye başladım. Bir süre sonra yanıbaşımda hissettiğim gölgeyle başımı kaldırıp baktım. Bu biraz önce kapıda karşılaştığım kadındı. Konuşmaya başlamasıyla dikkatimi ona verdim;
Aera: Şey...acaba bu masa...1 numaralı masa mı?
"Evet, buyurun?"
Aera: Benim burada oturacağım söylendi de. Yanınıza otursam sorun olmaz değil mi? Çünkü diğer sandalyelerde çanta falan koyulmuşta, sanırım önceden tutmuşlar.
"Ahh, tabii oturabilirsiniz. Buyurun..."
Aera: Teşekkür ederim.
"Rica ederim."
Aera: Şey...siz sanırım Jungsoon unnienin kardeşisiniz, değil mi? Jeon Jungkook?
"Evet, kardeşiyim. Nereden bildiniz peki?"
Aera: Sizi bir kere görmüştüm Jungsoon unnienin yanında. Biraz önce de kapıda karşılaştık. Unnie sizin onun kardeşi olduğunuzu söyledi.
"Ahh, evet. Beni ablamın yanında ne zaman gördünüz?"
Aera: Ablam ablanızın çok yakın arkadaşı. Areum abla, belki hatırlarsınız. Onlar birlikte konuşurken ben ablamı arabada bekliyordum. Sonra siz onların yanına gelmiştiniz. Orada görmüştüm.
"Evet, Areum abla. Hatırlıyorun...Areum ablanın bir kardeşi olduğunu bilmiyordum. Adınızı sora bilirmiyim küçük hanım?"
Aera: Adım Aera...ben yurtdışında okudum...yeni geldim Kore'ye. Belki bu yüzden tanımıyorsunuzdur.
"Çok güzel adınız var. Peki ne okuduğunuzu sora bilirmiyim?"
Aera: Teşekkür ederim Jungkook-shii. Ben öğretmenlik okudum. İngilizce öğretmeniyim.
"Rica ederim... Bu arada tam öğretmen havası veriyorsunuz gerçekten de."
Aera: Öyle mi? Ah, teşekkür ederim.
"Çok güzel olduğunuzu söylediler mi size?"
Aera: Ahh, beni utandırıyorsunuz.
"Gerçekten çok güzelsiniz. Bunu daha şimdi fark edebildim."
Aera: Bu kaçıncı teşekkürüm bilmiyorum ama tekrar teşekkür ederim.
"Rica ederim prenses. Ben gerçeği söyledim."
Aera: Ahh, bakın! Gelin ve damat geliyor.
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-1
Aera'nın söylediğiyle merdivenlere doğru döndüm. Ablam ve Yoongi hyung geliyordu. Ablam çok mutluydu...Yüzündeki gülücükler bunu belli ediyordu. Herkes coşkuyla onları alkışlamaya başlamıştı. İkisi de yerlerine geçince nikah şahidi olarak ben de ayağa kalktım, benimle birlikte Aera'nın da ayağa kalkmasıyla şaşırarak ona baktım;
Aera: Jungsoon unnie nikah şahidinin benim olmamı istemişti.
"Ah, demek sürpriz nikah şahidi sensin."
Aera: Öyle...Ah, hadi gidelim.
"Gidelim."
...
Slow şarkı eşliğinde herkes dans ediyordu. Ablam ve Yoongi hyung da...
Her çiftin yaptığı gibi onlar da dans esnasında konuşup-gülüyordular. Ahh, onlar çok güzel bir çiftdi. Ablam ve Yoongi hyung benim hep idolümdüler küçüklüğümden beri. Hep onları örnek aldım. Her yaptığım işte onlardan tavsiye ve yardım aldım. Buralara gele bildiysem, şimdi Kore'nin en ünlü şirketinin Ceosuysam, bu sadece onlar sayesindeydi. Onlar benim annem ve babam, en büyük destekçilerimdi.
Bakışlarım yanıbaşımda oturup, gülümseyerek dans eden çiftleri seyreden Aera'a döndü. Neden bu kadar güzeldi? Neden bu kadar saf ve masum görünüyordu? Çok zarifti, duru bir güzelliği vardı. Yüzündeki makyaj yok derecesindeydi, ama yine de fazla güzeldi. Giydiği pembe elbise onu ayrı bir güzel yapıyordu. ( pin.it/1P8evRkVZ ) Ne oluyordu bana? Yıllar sonra kalbimin tekrar böyle atması normalmiydi? Heyecandan mı? Ola bilir...ama en önemlisi "aşk" olması...Yeniden aşık olmam düşüncesi kalbimin daha fazla atmasına sebep olmuştu. Yoongi hyung doğru mu söylüyordu? Yeniden aşık ola bilirmiydim? Bir kadına yeniden güvene bilirmiydim? Yıllar sonra...
Daha fazla düşünmek istemiyordum...her şeyi akışına bırakmak istiyordum. Eğer böyle bir şey olacaksa, olacaktı.
Ayağa kalktım ve Aera'nın önüne geldim. Şaşkın-şaşkın yüzüme bakması onu çok tatlı gösteriyordu. Onu daha fazla bekletmeden konuşmaya başladım;
"Benimle dans edermisiniz prenses?"
Aera: Tabiiki de prensim...
Bana 'prensim' demesi hoşuma gitmişti, hem de fazlasıyla. Elimden tuttu ve ayağa kalktı. Piste doğru giderek, dans eden çiftlerin arasına karıştık. Ellerimden birini beline yerleştirerek kendime çektim onu, diğer elimle de elinden tuttum. O da elinin diğer elini omzuma yerleştirerek dans etmeye başladık. Müziğin sesini duymuyordum...Diğer insanları görmüyordum...Sadece Aera'a odaklıydım. Tanrım...neyin nesiydi bu kız? Bu kadar güzel olması, bu kadar nazik ve kırılgan olması, saf ve masum olması kalbime zarardı. Hiç çaba göstermeden beni etkilemeyi başarmıştı.
Sadece gülen yüzüne bakıyordum. Parıldayan gözlerine bakıyordum. Her biri bir yıldız gibi parlıyordu...Hoş kendisinin gözlerinden bir farkı yoktu. Güneş gibi parlıyordu resmen. Acaba kendisinden haberi varmıydı?
"Kendinden haberin var mı?"
Aera: Ne?
"Güzelliğinden, masumluğundan, gözlerinin yıldız gibi, yüzünün güneş gibi parlamasından haberin var mı diyorum?"
Aera: Güzel iltifatlarınız için çok teşekkür ederim. Çok ince ve aynı zamanda çok açık sözlüsünüz.
"Hmm, bunlar sadece size özel prenses."
Aera: Bunların bana özel olması gururumu okşadı desem, çok mu egolu olurum?
"Aksine...fazla samimi ve güzel kalplisiniz. Sizin egolu biri olduğunuzu düşünmüyorum."
Aera: Çok iyisiniz..
Hiç bir şey söylemedim, sadece gülümsedim ve dans etmeye devam ettik. Biraz ötede dans eden ablam ve Yoongi hyung'un bana göz kırptıklarını gördüm. Biraz utanmıştım doğrusu...Buna da sadece gülmekle yetindim...Dillerine düşecektim. Hatta şimdiden düşmüştüm bile...
...
Aradan geçen bir ay süre zarfında Aera'yla sürekli buluşup, konuşuyorduk. O gece bir-birimize numaralarımız vermiş, konuşmaya başlamıştık. İlk başlarda sadece arkadaşca konuşuyorduk. Zaman geçtikce Aera'nın beni kıskandığını fark etmiştim. Onun beni kıskanması bile bana yeterdi. Asistanımdan kıskanıyordu beni. Çünkü her asistan gibi benim de asistanım bana takıntılıydı malasef. Bu durumdan hiç hoşlanmasam da, sırf bu yüzden onu işten çıkarmam haksızlık olurdu diye düşünüyorum. O yüzden fazla takmamaya çalışıyordum. Aera'yla şu anda flört aşamasındaydık. Daha iki-üç gün oluyordu. Hiç böyle olacağım aklıma gelmezdi. Yıllar sonra yeniden aşık olacağım, bir kadına güveneceğimi asla düşünmezdim. Ama şimdi artık her şeyin farkındayım. Çok rahatlıkla söyleye bilirdim ki, ben Aera'a 'aşık' olmuştum. Ona güveniyordum, güven sorunlarım olmasına rağmen. Kendimden bile çok güveniyordum. Onun da bana karşı boş olmadığı biliyordum. Bunu gözlerine bakınca, konuşmalarını dikkatle dinledikce çok net bir şekilde anlıyordum. Ona açılmam lazımdı, ama ne yapacağımı ve nasıl yapacağımı bilmiyordum. Utanıyordum desem yalan olmazdı. Yıllar önce sevgilim tarafından aldatılmam ve aynı zamanda dolandırılmam yüzünden kadınlara olan güvenim gitmiş ve kendime kapanır olmuştum. Biraz da bu yüzdendi işte Aera'a açılamamam. Ama olsun...kendimi iyi bir şekilde toparlayıp karşısına çıkacağım ve ona ilan-ı aşk edeceğim. Mutlu olup, onu da mutlu yapmak istiyordum. Birlikte mutlu olalım istiyordum.
Telefonuma gelen aramayla elimdeki işi durdurup, telefona baktım. Arayan Aera'ydı. Hemen açtım ve konuşmaya başladım;
"Aera, güzelim?"
Aera: Ne yapıyorsun Jungkook-shii?
"Çalışıyordum güzelim. Sen ne yapıyorsun?"
Aera: Hmm, sana muzlu pasta yaptım desem?
"Ne? Gerçekten mi?"
Aera: Kkkk...evet. Gerçekten muzlu pastayı seviyormuşsun...
"Hmm, nasıl öğrendin bunu?"
Aera: Jungsoon unnieden.
"Seni yaramaz kız. Bana sorsaydın ya."
Aera: Sana sürpriz yapacaktım oraya gelip, ama dayanamadım.
"Gelecekmisin buraya?"
Aera: Gelmemi istiyormusun?
"Neden istemeyeyim? Ne kadar çok istediğimi bilemezsin."
Aera: Hmm...Eğer o kızı orada görmezsem, gelirim.
"Abartma Aera-yaa...asistanımı nereye göndereyim şimdi ben? İşlerimi onunla hallediyorum. Bana yardımcı oluyor."
Aera: Ne yapayım ya? O kız sana asılıyor Jungkook. Bunu farkında değilmisin?
"Tabiiki farkındayım. Ama elimden bir şey gelmiyor. O kızı gönderemem, ona haksızlık olur. Hem zaten takmıyorum onu ben. Benim aklımda da, kalbimde de sen varsın. Başkaları boş benim için."
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-2
Aera: Hmm, bakıyorum da yine geçildi flört seviyeye.
"Yakında bu flört seviyesi bir üst seviyeye kalkacak."
Aera: Hangi seviye bu?
"Sevgililik..."
Aera: Jungkook-shii...
"Söyle güzelim."
Aera: Yanına geliyorum. Eğer öpüşürsek bir sonraki seviyeye atlaya biliriz...
"N-ne?"
Telefonun yüzüme kapanmasıyla donup kaldım. Ne dedi az önce o? Ö-öpüşmek? Ö-öpüşürsek dedi... B-biz öpüşeceğiz...Düşüncesi bile kalbimin ritmini hızlandırdı. Tanrım...sıcak mı oldu ne? Bu kız ne yapmaya çalışıyor? Adamı baştan çıkarmakta bir numara. Şimdi o gelene kadar nasıl konsantre olacaktım ben? Neyse...bunu o gelen kadar düşünmesem iyi olurdu. En azından o gelene kadar sakin kalmalıydım. Kendimi işe vermeye çalıştım. Umarım başarılı olurdum.
...
Aradan tam yarım saat geçmişti. Ben kendimi işe veremiyordum. Çünkü hem Aera'ı bekliyordum, hem de asistanım bir sürü dosyayla odama gelmiş, imzalamam gerektiğini söylemişti. On beş dakikadır dosyalarla ilgileniyordum, doğrusunu söylemek gerekirse, ilgileniyormuş gibi yapıyordum. Çünkü gözüm kapıdaydı. Her an Aera gele bilirdi. Artık sabrım taşmak üzereydi. Nerede kaldı bu kız? Delireceğim...
Derken kapının pat diye açılmasıyla içeri giren güzeller güzeli Aera'la karşı karşıyaydım. Yine çok güzeldi...Beyaz kıyafetin içinde oldukca zarifti...Gözlerimden kalpler çıktığına yemin ede bilirdim.
( pin.it/3txINJ8AL )
Aera: Müsaitsen öpüşmemiz lazım...
"N-ne?"
Ben daha ne olduğunu anlamadan Aera'nın aniden gelip dudaklarıma yapışması haraketsiz kalmama sebep olmuştu. Dudaklarını haraket ettirmesiyle nasıl bu kadar iyi öptüğünü anlamaya çalışıyordum. Bu kız öpüşmeyi nereden öğrenmişti? Gözlerimi kapattım ve öpüşlerine karşılık vermeye başladım. Kapının sertçe çarpmasıyla asistanın gittiğini anlamıştım. Aera'dan ayrılıp bakacakken kollarını boynuma sıkıca sarıp, beni kendine daha çok çekmişti. Belinden tutup kaldırdım ve masaya oturttum onu. Kendime daha da çekerek öpmeye devam ettim. Bir-birimizi sertçe ve doyumsuz bir şekilde öpüyorduk. Bir süre sonra nefessiz kalınca ilk ayrılan ben olmuştum. Ondan fazla uzaklaşmadan, alnımı alnına yasladım. Birlikte derin-derin nefes alıyorduk. Aniden gülünce ben de güldüm. Alnından, yanaklarından, burnundan, boynundan öptüm uzunca.
"Sana aşığım Aera."
Aera: B-ben de sana...aşığım.
"Adının hakkını veriyorsun güzelim."
Aera: Seni seviyorum...
Dedi ve tekrar dudaklarıma yapıştı. Bu hayatımda yaşadığım en iyi andı diye bilirim...
...
✰ 5 𝑎𝑦 𝑠𝑜𝑛𝑟𝑎✰
Ben, Aera, ablam ve Yoongi hyung hep birlikte tatile Parise gelmiştik bir aylığına. Buraya gelmemizin üzerinden iki hafta geçmişti. Bir sürü aktivite yapmış, eğlenmiştik. Hala da yapıyoruz...
Aera'yla ilişkimiz de çok güzel ilerliyordu. Bir-birimizi çok seviyor, güveniyorduk. Kadınlara güvenemeyen ben Aera'ya o kadar çok güveniyor, onu o kadar çok seviyordum ki...bunu anlatmaya kelimeler yetmezdi. Yoongi hyung o gün doğru söylemişti. Aşık olmuştum ve ben bir kadının peşine düşmüştüm. Ömrümün sonuna kadar da o kadının peşinden koşmaya hazırdım. Bir gün yeniden aşık olacağımı bilemezdim...Hayat çok garipti...
Başına kötü olaylar geliyordu, sürekli inciniyordun, üzülüyordun, kalp kırıklıkların fazlaydı...Ama bir zaman sonra hayat karşına o kadar güzel ve iyi bir şey çıkarıyordu ki...Yeniden doğmuş gibi hissediyorsun. Aera'nın hayatıma gelişiyle yeniden doğdum ben. Yeniden sevmeyi öğrendim.
Yoongi hyung'la bar tezgahında oturmuş ilerde dans eden kadınlarımıza bakıyorduk. Gözümü ondan ayıramıyordum...vücudunu kıvırışı kendimden geçme sebebiydi. Bakışlarım beni ele veriyordu galiba. Çünkü Yoongi hyung'un imayla karışık söylediği şeyle sırıtmama engel olamadım;
pin.it/2nTPa9QdD
pin.it/4WADxaBiz (𝒃𝒐̈𝒚𝒍𝒆 𝒃𝒂𝒌𝒕𝜾𝒈̆𝜾𝒏𝜾 𝒅𝒖̈𝒔̧𝒖̈𝒏𝒖̈𝒏🤭)
Yoongi: Ne o Jungkook? Terlemişsin. İçerisi çok mu sıcak?
"Abartma hyung."
Yoongi: Demiştim sana değil mi? Bir gün aşık olacaksın demiştim.
"Demiştin ve ben de sadece işlerime odaklanacağım demiştim."
Yoongi: Ve şimdi işler boş...sadece ve sadece Aera'ya odaklısın.
"Aynen öyle. Bundan sonra hayatımda ilk ona öncelik vereceğim. Aera benim için her şeyden önemli. Onu çok seviyorum."
Yoongi: Bunu fazlasıyla belli ediyorsun.
Evlilik işini ne yapacaksın?
"O iş bu gece hall olacak."
Yoongi: Bir şey düşündün mü?
"Hm hm...düşündüm. Hem de çok güzel bir şey düşündüm."
Yoongi: Umarım bu gece ikiniz içinde iyi geçer.
"Teşekkür ederim hyung. Hadi, Aera'yı da alıp gideyim artık. Sürprizimi görmesinin zamanı geldi."
Yoongi: Tamam. İyi şanslar sana.
Başımı salladım ve piste doğru ilerlemeye başladım. Kendinden geçmiş bir şekilde dans eden Aera'nın elinden tutup kenara çektim. Somurtarak konuşması içimde onu öpme isteğini uyandırıyordu. Gözlerimi dudaklarından çekip gözlerine sabitledim;
"Güzelim sana bir şey göstereceğim. Hadi gidelim."
Aera: Nereye?
"Sürpriz."
Aera: Hmm, bayılırım sürprizlere. Hadi gidelim hemen.
Elinden tuttum ve birlikte çıkışa doğru ilerledik. Çok fazla içmediğim için arabayı kullanacaktım. Arabanın önüne gelip bindik ve kaldığımız otele doğru sürmeye başladım.
...
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-3
Bir süre sonra otelin önünde durunca arabadan indik ve içeri girdik. Asansörün önüne gelip, düymeye bastım. Kapılar açılıca bindik ve asansörün odamızın olduğu kata doğru çıkmasını bekledik. Asansörde sadece ikimiz vardık. Aera'yı asansörün aynasına yaslayıp, belinden tuttum. Diğer elimi de yüzünde gezdirmeye başladım. O da kollarını boynuma sardı;
"Bebeğim...çok güzelsin. Aklımı başımdan alıyorsun. Bu kalbime zarar."
Aera: Sen de çok ama çok yakışıklısın. Delirmeme sebep oluyorsun. Seni çok kıskanıyorum. Bardaki kızların sana nasıl baktığını farkettim. Gözümden kaçtı sanma.
"Ben yalnızca seni görüyordum orada. Senden başka bir kız göremiyordum ben."
Aera: Jungkook...
"Hmm..."
Aera: Seni öpmek istiyorum.
"Bunu söylemene gerek yok ki, sevgilim. İstediğin zaman öpe bilirsin. Dudaklarım senin, ben seninim."
Tam dudaklarını dudaklarıma yaklaştırmıştı ki, asansörün kapılarının açılmasıyla bir-birimizden ayrıldık ve dışarı çıktık. Odamızın önüne gelince kartı okuttum ve ilk Aera'nın geçmesi için kenara çekildim. Umarım onun için hazırladığım ortamı beğenirdi...
Kapıyı açıp içeri girince şaşırarak etrafa bakmaya başladı. Kapıyı kapatıp, arkasından sarıldım ona.
( pin.it/5apV4WQRt )
( pin.it/5nDZoJdr0 )
"Nasıl? Beğendin mi?"
Aera: Jungkook...bunlar çok güzel ama.
"Beğendin mi gerçekten?"
Aera: Çok beğendim. Çok güzeller. Sürprizin bumuydu?
"Hm hm. Sürprizim sana evlenme teklifimdi."
Aera: Yaa çok tatlısın.
"Ne tatlısı ya sevgilim...Romantiksin diyeceksin, romantik. Hem kırmızı-kırmızı her yer. Nasıl tatlı yapabildin burayı ve beni?"
Aera: Ne kadar romantik olursan ol, sen benim için tatlısın. Seni çok seviyorum.
"Ben de seni çok seviyorum bebeğim. Bu anı o kadar çok bekledim ki..."
Yatağın yanındaki komodinden küçük yüzük kutusunu alıp, Aera'nın yanına dönmüştüm. Kutuyu açıp konuşmaya başladım;
( pin.it/5kdzaTsMJ )
"Aşırı büyük hayranınım, bir imzanı alabilirmiyim...ama nikah masasında?"
Aera: Ne? Kkkkk...Jungkook.
"Ne? Güzel olmadı mı? Bana bu fikri veren şahsı bulup gebertmezsem..."
Aera: Dur yaa...çok güzel...aşırı güzel. Çok beğendim sevgilim. Sadece fazla tatlı , o yüzden.
"Ha, tamam. Cevap?"
Aera: Cevabını bildiğin soruları sormaya utanmıyormusun Jungkook?
"Bilsem sorarmıydım? Hem neden tüm romantikliği bozuyorsun? Bana cevap ver...evet mi? Hayır mı? Öleyim mi heyecandan?"
Aera: Evet.
"Ne? Ölmemi mi istiyorsun gerçekten?"
Aera: Tabiiki hayır sevgilim. Teklifine diyorum. Evet diyorum.
"Oh rahatladım. Evet, evet, evet! Başardım! Benimsin artık, seni bir ömür boyu bırakmam haberin olsun."
Aera: Bırakmanı isteyen kim? Seni seviyorum.
"Seni seviyorum."
...
Kollarımın arasında masumca uyuyan sevgilime bakıyordum. Dün çok güzel bir gece geçirmiştik. Çok mutluydum...Hayatımın sonuna kadar da böyle kalmak istiyordum. Sadece Aera'yla...
Kollarım arasında kıpırdayan sevgilime küçük bir öpücük kondurdum. Gözlerini açmış gülümseyerek bana bakmaya başladı. Tekrar eğilip dudaklarına sulu bir öpücük bıraktım;
Aera: Günaydın sevgilim.
"Günaydın bebeğim. Kendini nasıl hissediyorsun?"
Aera: Çok iyi.
"Güzel. Şimdi kalkıp banyo yapalım. Daha sonra da aşağıya kahvaltıya inelim."
Aera: Tamam. Önce sen mi girersin banyoya, yoksa ben mi?
"Birlikte girelim."
Aera: Kkk...Tamam.
...
Banyo yapmış, şimdi dolabın önünde bornozlu halimizle kıyafet seçmeye çalışıyorduk. Aslında ben karar vermiştim de, Aera bir türlü ne giyineceğine karar vermemişti. Seçtiyi bir kıyafetle bana doğru döndü;
Aera: Tamam buldum! Bak, bu nasıl?
( pin.it/4C6bgXmtq )
"Harika güzelim. Zaten sen ne giysen sana yakışır. Kıyafeti güzel yapan sensin."
Aera: Seviyorum seni.
"Aşığım sana."
Önümde giyinmeye başlamasıyla sırıtmadan edemedim...Deli ediyordu bu kız beni...
"Aslında biz kahvaltı yapmasak da olur."
Aera: Nedenmiş o?
"Kahvaltı yerine seni yiye bilirim."
Aera: Sapıklaşma Jungkook. Hadi kalk sen de giyin. Jungsoon unnie arayacak şimdi. Nerede kaldınız diye kızacak bize.
"Tamam, tamam..Kalktım.
Benim kombinim bu. Nasıl?"
( pin.it/5sK9oP3pF )
Aera: Her zamanki gibi göz kamaştırıyorsun sevgilim.
"Kimin sevgilisiyim."
Aera: Kkkk...hadi hadi. Gidelim artık. Fazla oyalandık.
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-4
Ele-ele tutuşarak odadan çıktık ve asansöre doğru ilerledik.
Aşağıya indiğimizde ablam ve Yoongi hyunh çoktan oturmuş, sipariş vermişlerdi bile. Yanlarına varınca oturmuş, biz de başka bir şey gerek mi diye menüye bakıyorduk. Ablamın söylediği şeyle Aera'nın içtiği su boğazında kalmıştı;
"Sevgilim! İyimisin?"
Aera: İ-iyiyim...
"Abla pat diye söylenir mi böyle?"
Jungsoon: Ne dedim ya şimdi ben? Sadece ne zaman evleniyorsunuz diye sordum.
Yoongi: Jungsoon-ah...
Jungsoon: Ne?
"Abla? Nereden çıktı şimdi evlilik konusu?"
Jungsoon: Kardeşim sen aptal mısın? Yoksa gerçekten anlamamazlıktan mı geliyorsun? Sevgilinin elindeki yüzük 'biz evleniyoruz' diye bas-bas bağırıyor resmen.
"Değil mi ama? Nasıl yüzük? Zevkim güzel mi?"
Jungsoon: Bu arada yüzük gerçekten güzel.
Aera: Teşekkür ederim unnie.
Jungsoon: Unnien yesin seni güzelim.
Eee? Soruma cevap vermediniz? Ne zaman düğün?
"Daha düşünmedik abla. Ama yakında olur umarım."
Jungsoon: Hemen olsun! Hemen olsun! Ben hala olmak istiyorum. Hemen evlenin.
"Abla! Aera'yı utandırıyorsun."
Aera: S-sorun değil.
Jungsoon: Ahh, güzelim. Üzgünüm.
Aera: H-hayır..Gerçekten sorun değil.
"Neyse. Kapatalım konuyu. Güzelce kahvaltımızı yapalım."
...
✰2 𝑎𝑦 𝑠𝑜𝑛𝑟𝑎✰
Aera: Sence bu nasıl sevgilim?
"Çok güzel. Hadi bunu da dene o zaman. Hepsini dene. Seni hepsinin içinde görmek istiyorum."
Aera: Kkk...Çok tatlısın sevgilim. Hemen giyinip geliyorum.
( pin.it/7EX79TSyC )
( pin.it/6AcP0to97 )
( pin.it/3ZJXpQz5R )
( pin.it/DwgpWO3SR )
"Hepsi çok güzel bebeğim."
Aera: Evet ya. Hepsi çok güzel. Ama birini seçmeliyiz.
"Bence sonuncu daha bir güzel. Hmm?"
Aera: Aslında ben de bunu beğendim.
"Eğer beğendiysen bunu alalım bebeğim."
Aera: Evet, bunu istiyorum.
"Tamamdır."
...
Gelinlik ve damatlığı almış, şu an eve gidiyorduk. İki gün sonra evleniyorduk. Çok mutluydum, mutluyduk. Yeni bir hayata adım atacağımız için çok heyecanlıydık. Kısa sürede sevgili kaldık, bir-birimizi çok kısa sürede tanıyıp, sevdik. Sevgili kalmamızın üzerinden sadece sekiz ay sonra evleniyorduk. Pişman değildim, değildik. Bir-birimizi seviyorduk ve önümüzde hiç bir engel yoktu. Onunla karşılaştığım için Tanrı'a binlerce kez şükrediyordum. İyiki karşıma çıkmış...iyiki ona aşık olmuşum. Onun sayesinde yeniden sevmeyi öğrenmiştim. Onu çok seviyorum. Her hangi bir neden duymadan, bir şeylere bağlı kalmadan, sadece 'o' olduğu için seviyorum onu. Sanki bana özeldi her bir zerresi..Mutluluk nedir sorusuna cevabım hep 'sevdiğim kadın' olacaktı. Ve o içimde asla eskimeyecek bir hatıra, asla solmayacak bir çiçek kalacaktı.
...
✰2 𝑦𝚤𝑙 𝑠𝑜𝑛𝑟𝑎✰
Aera: Lanet olsun Jungkook! Lanet olsun! Ahh! Bir daha senin sözünü dinlersem eğer...Ahh!
"Sakin ol bebeğim! Sakin ol! Derin-derin nefes al! Az kaldı. Varıyoruz hastaneye"
Aera: Dayanamıyorum be adam! Ne sakini?! Ölüyorum burada! Ahh!
"Biliyorum güzelim. Biliyorum canın çok yanıyor, ama biraz daha dayan..az kaldı."
Aera: Olmuyor! Dayanamıyorum! Ahh! Senin aklına uyup çocuk yapmak ne demek?!
𝑌𝑜𝑜𝑛𝑔𝑖'𝑙𝑒𝑟𝑒 𝑏𝑎𝑘𝑎𝑙𝚤𝑚𝑚𝑚
Jungsoon: Hadi Yoongi! Daha hızlı sür! Yetişelim!
Yoongi: Son hızda sürüyorum bebeğim. Ola bildiğince hızlı. Bundan daha hızlı olmuyor.
Jungsoon: Yoongi daha fazla konuşma da sür şu arabayı! Güzelliğimin canı nasıl da yanıyor şimdi...
Yoongi: Lütfen bebeğim. Sakın ağlama bak. Sen ağlayınca yan etki yapıyor. Hem bebeğimiz hem de sen fazla etkileniyorsunuz.
Jungsoon: Sus Yoongi! Karışma! Senin yüzünden ağlayamıyorum bile...Üzüntüden şimdi ben de burada doğururum oğlumuzu!
Yoongi: NE? Sakın bak! Hayır! Tut onu içinde! Bebeğimiz daha 6 aylıkken onu dışarı çıkaramazsın!
Jungsoon: YOONGİİİ!
𝑇𝑒𝑘𝑟𝑎𝑟 𝐽𝑢𝑛𝑔𝑘𝑜𝑜𝑘'𝑙𝑎𝑟𝑎 𝑔𝑒𝑐̧𝑒𝑙𝑖𝑚𝑚𝑚
Hastaneye çoktan varmış, Aera'yı doğum için hazırlamaya başlamıştılar. Ben de girecektim doğuma. Bunun için fazlasıyla heyecanlıydım. Yerimde duramıyordum resmen. Kolidorda volta atıyordum . Yanıma hemşire gelmiş benim de hazırlanmam gerektiğini söylemişti. Birlikte hemşirenin hazırlanmam için söylediği odaya gidiyorduk ki, 'hamile ablamın' koşarak bize doğru geldiğini gördüm. Arkasındaysa Yoongi hyung geliyordu koşarak ve ablamın adını bağırarak. Tanrım, bu kadın ne yapıyordu bu haliyle? Çocuğu düşürecekti...
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-5
Jungsoon: Kardeşim! Kardeşim, Aera nasıl? Nerede o? Doğurdu mu? Prensesim doğdu mu? Ha?
"Abla sakin ol. Henüz değil. Doğum için hazırlıyorlar onu şimdi. Doğuma ben de gireceğim. O yüzden ben de hazırlanmaya gidiyorum."
Jungsoon: Ahh, tamam. Biz burada bekliyoruz. Hadi, size iyi şanslar.
"Teşekkür ederim abla."
Ablamın yanından ayrılmış, odaya doğru ilerlemeye başlamıştık. Tanrım lütfen koru onları. Kızım sağlıklı bir şekilde dünyaya gelsin. Kadınım iyi olsun. Ameliyathaneye girmiş, kadınımı acı çekerken görmüştüm. Ağlıyordu. Yanına gidip elinden tutmuştum sıkıca. Alnından, saçlarından öpmüş, moral vermeye çalışmıştım.
"Güzelim benim. İyi olacaksınız ikiniz de, tamam mı? Kızımız sağlıklı bir şekilde dünyaya gelecek. Sen de iyi olacaksın. Lütfen dayan biraz daha. Çok az kaldı. Sadece sabret, lütfen."
Aera: Ç-çok canım acıyor J-jungkook.
"Biliyorum güzelim. Biliyorum. Geçecek..her şey geçecek. İyi olacaksınız."
Doktorun konuşmasıyla artık doğum başlamıştı. Gözümün önünde acı çekmesi benim de canımın acımasına sebep oluyordu. Umarım her şey iyi olurdu. Sağlıkla gel kızım...
...
Kızımız doğmuş, doğum bitmiş sayılırdı. Bebeğimizi Aera'nın kucağına koymalarıyla donmuş bir şekilde onlara bakıyordum. M-minicikti...ve a-ağlıyordu...
"Bu şimdi bizim kızımız mı?"
Son duyduğum şey Aera'nın bana o halde bile sinirle bağırması olmuştu;
Aera: Off Jungkook!
~𝑆𝑂𝑁~
Teşekkur ederim yazdığın için çok iyi olmuş💜
@@Khalilliaa beğenmene sevindim güzelimm💖
@@winterrbeaarbeğendim gerçekten soft guzel olmuşş😊
@@Khalilliaa 😚❣️
Ellerine saĝlık mükemmel olmuşş♡
@@LeeKnow_delisii teşekkür ederim🫶🏻
Bence part 2 olmalııı
@@CeylinBaydar-e9c üzgünüm, sadece tek part🥹
@@winterrbeaar anladım, çok güzel olmuş ellerine sağlıkk bütün hikayelerini severek okuyorum ❤
Teşekkür ederimm❤❤@@CeylinBaydar-e9c
@@winterrbeaar rica ederimm ❤️🩹😻
@@winterrbeaarben aslında senden yoongi ve jungsoonun çocuğu olduğunu görmek için istemiştim ama böyle de güzel hikaye
Bir yandan komik bir yandan romantizm bir yandan soft çokseldii ya 😊ellerine Sağlık güzelim ❤
@@Jimininserçeparmağı teşekkür ederimmm
Beğendiyseniz ne mutlu bana❣️
@@winterrbeaar Sen yazacanda biz beğenmeyecekmiyiz tabi ki beğeneceğiz rica ederim çokta güzel olmuş ☺️💜
@@Jimininserçeparmağı😚❤
@@winterrbeaar ☺️💜
Bazı kısımları utanarak yazdım yaa🫣
Katılıyorum jsjsjsjssj😂
Bende utanarak okudum 🫣
Geldiiiiim🎉🎉🎉🎉🎉
Aaa ya çok minnoş olmuş minnoşum benim 💞
@@Rose-123su teşekkür ederimm❣️
Ayalla Jungkook ❤ kookumm
Selam askk kac zamandır yoktum ama geldim özür dilerim mühim işlerim vardı✨️😔 hikayede mükemmel olmuş💕✨️
@@TaeLa_Kim sorun degill
Teşekkür ederimm❣️
Arkadaki şarkı hangi şarkı
Rose- Until I found you
Bende geldim hemen okuyordum 😊❤
Pp çok tatlı
@@Nerosunuzz_asigii teşekkür ederim🤗
Ayy yeni hikayeee hemen geldimm❤❤
Nerede ki, siz nerede okudunuz
@@TubaSari-dp4fo yorumlarda gözukmuyor mu?
aaa ilk defa ilkimm hikayeyi beklemedeyim eminim güzeldirrr
Yehuuu yeni hikaye geldiii❤️💋muylsk vok ama çok güzel olmuşt.... 💗💗🩵🩵
@@Jeon_jungkook-o6m teşekkür ederim💓🌸 ama ne yok anlamadım?
Hikayeni yazızıları nerde?
@@YarenErin aşagıda yorumlarda güzelim eğer gorünmüyorsa yeniden atayım?
@@winterrbeaar tm
@@winterrbeaar yalnız efsane güzel olmuş