Çok teşekkürler Sevan bey. Sevan bey dücane cündioğlu sizi konuk etmişti ve bende sizin tavsiyeniz üzerine sizi sürekli izleyerek çok keyif alıyorum.sizden ricam, dücane beyle yeni bir proğram yaparmısınız.
yok ya, dücaneyi baştan sona hiç izlemedim (60 yaşındayım dücane diyorum). yanlış anlaşılmasın değerli bir insan olabilir, ben de kesinlikle öyle kabul ediyorum. sevan beyle ilgili olduğum için konuk olduğu o programı biraz izledim, ama devam ettiremedim. dücane çok yavaş konuşuyordu, uzun sürüyordu. sevan beye zaten bildiği (avrupada sinema seyretme gibi) anlatıyordu. ben sıkılmıştım. çok az izlediğim için kesin konuşmuyorum. belki programın tamamı keyiflidir. izleyici sayısına bakmadım.
@hakanozdol5510 sizi çok iyi anlıyorum evet o programdan bende biraz sıkılmıştım. Dücane beyin ikili söyleşilerinde biraz bu tarzda bir hissiyat o oluşuyor. Fakat ben dücane cundioğlu ile tekrardan arada ikili söyleşilerin daha iyi ve verimli olacağını düşünüyorum.
Hocam sorular ve dolayısıyla cevaplar da artık aynı olmaya başladı.güncel sorular dışındaki tüm soruları daha önce cevapladınız. Hatta bir kaç soru geçen hafta cevaplanmıştı. Güzel soru gönderiyoruz okumuyorsunuz :)) soruları tek kaynaktan alsanız (Mail mesela) dağınıklıktan kurtulursunuz sanki.
Yıllar önce oğlum Aslanlı Yol’u almış, onun yerine ben okuyup, cd’yi de izlemiştim. Keyifliydi ama unutmuşum. Sanırım bir daha bakacağım. Delikanlı çağımızdaki cevher gitmiş. Artık ileriye bakma zamanı; kafayı döndürme zamanı.
İmarlı arsaya yapı onayı bile 180000tl ayak bastı parası gibi. Gaza gelip arsa aldım emeklilik için ev yapacağım diye şimdi kara kara düşünüyorum. Apartmanda yaşamaktan bunaldım.
Suriye'deki durum henüz gelişme aşamasındayken ve birçok durumda belirsizliğini korurken, ele alınması gereken büyük bir fil var: Türkiye Özellikle Halep'in doğusunda çok sayıda Türkiye destekli birliğin (SNA) faaliyet gösterdiğini ve mevzilendiğini görürken, Halep'in batısındaki bu sektörde muhaliflerin (HTŞ ve diğerleri) gerçekleştirdiği olayların bile Ankara tarafından zımnen kabul edildiği açıktır. Bunu anlayabilmek için Türkiye'nin Rusya ve İran ile Astana Mutabakatı adı altında yaptığı, esasen Suriye'nin nüfuz alanlarına bölünmesi ve Esad'ın tahtta kalması anlamına gelen anlaşmaya bakmamız gerekiyor ki, bu bile Türkiye için yutması zor bir haptı. Ancak sınırlı seçeneklerle karşı karşıya kalan Türkiye kabul etti ve Suriye müttefiklerine bir parça toprak sözü verildi. Ancak bu, kısa bir süre sonra Rusya tarafından ihlal edildi. İran ve Esad güçleri, Rus hava kuvvetlerinin yardımıyla Halep ve hatta İdlib civarında geniş alanları ele geçirdi. Başkan Erdoğan, Putin tarafından ihanete uğradı. Putin'in anlaşmalar konusunda pek fazla taviz vermemesine hepimiz şaşırmamalıyız ancak bu, kısa bir süre önce Putin'in çıkarlarından bazılarını karşılamayı umarak Rus S-400 hava savunma sistemini satın almayı kabul eden Cumhurbaşkanı Erdoğan için yeni bir deneyimdi. Eh, bu pek de iyi sonuçlanmadı. Bunun üstüne Rusya, Türkiye'yi "Esad'ın kalacağı yeni gerçekliği" kabul etmesi için zorlamaya çalıştı. Rusya'nın "yeni gerçekler" hakkında konuşmayı sevdiğini görüyorsunuz, çünkü Rusya bunu yapıyor. Bu, kurallar veya antlaşmalarla değil, "oldu bitti" ile ilgili. Putin bunu olayların üstünde gördü. Sonra Putin'in Ukrayna'da tam ölçekli bir savaş başlatma yönündeki felaket kararı geldi. Elbette, bunu 3 günlük kısa bir iş olduğuna inanarak başlattı, ancak neredeyse 3 yıl sonra, Putin'in yanlış hesaplamasının büyüklüğünü herkes anlıyor. Anıtsaldı. Rusya'nın Ukrayna'ya yaptığı macera o kadar maliyetli oldu ki Moskova elde edebildiği tüm kaynakları seferber etmek ve bunları Ukrayna'ya ve Rus sınır bölgelerine yeniden konuşlandırmak zorunda kaldı. Dahası, Batı'dan gelen kaynakları ayakta tutmak için Türkiye hem politik hem de ekonomik olarak ana kanal haline geldi. Temel olarak bir gecede Türkiye yükseldi ve Osmanlı döneminden beri görülmemiş Orta Doğu ve Karadeniz bölgesinde ciddi bir oyuncu haline geldi. Rusya'nın Türkiye'ye bağımlılığı önemli ölçüde arttı. Rus turistler memleketlerinden kaçmak isteselerdi, o zaman Türkiye bir numaraydı. Bu, Türkiye'nin Türk hava sahasını ihlal eden bir Rus uçağını düşürdüğü 2015'e kıyasla büyük bir değişiklik oldu. O zamanlar Rus medyası ve yetkililer Türkiye'ye hakaret ediyor ve onu IŞİD ile karşılaştırıyordu. Rusya, bu resimdeki dilenci haline geldiği için tonu tamamen tersine çevirdi. 2024 yılına doğru ilerliyoruz. Putin'in 2020'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı üçlü aşağılanması unutulmadı, Tayyip tarafından da unutulmadı. Ukrayna'daki olaylar, İran'ın İsrail'e karşı maceraları ve Hizbullah'ın aşağılanması bölgedeki güç dengesini açıkça değiştirdi. Bazı Arap hükümetlerinin aksine Türkiye, Rusya'nın Suriye'deki Esad yönetimini tanıma girişimlerine direndi, Rusya-İran-Hizbullah ittifakının giderek zayıfladığını çok iyi biliyordu. Ankara'nın yapması gereken tek şey doğru anı beklemekti. Ve bu an büyük ihtimalle birkaç gün önce geldi. Birkaç isyancı grubun toplu yığınağı ve saldırısı o kadar büyüktü ki Türk istihbarat yetkilileri bunu kesinlikle fark ettiler. SNA durumunda, aktif bir rol oynadıklarını varsaymak güvenlidir. Halep'in kesin fethi doğrudan bu Türk sabrına atfedilebilir. Elbette, diğer bileşenler de bu oyunda belirleyici bir rol oynamıştır. Suriyeli isyancılar, doğrudan ön cephede oldukları için, Hizbullah'ın Lübnan'daki çöküşünü ve Suriye'deki sonuçlarını ilk elden gördüler. Sonuçlanan yıldırım saldırısı bölgedeki güç yapılarını tamamen sarstı. İran ve Rusya'nın mümkün olanı kurtarmak için çılgınca çabalar göstereceğini göreceğiz. Şimdi soru Türkiye'nin neyi kabul edeceği. Esad, neye değerse değsin, eskisinden bile daha az rol oynayacak, eğer oynayacaksa. Türkiye, bu bölgedeki en zayıf güç simsarından en güçlü oyuncuya dönüştü. Bunun somut anlamda ne anlama geldiği hala belirsiz ve yol hala çok uzun olabilir, ancak yörüngenin farklı olacağı açık. Rusya ve İran, Esad ile birlikte en büyük kaybedenler. Kısacası: Kesin Türk Zaferi
Hocanın içine Albay McGregor kaçmış :D. O da 1-2 ay önce Türkiye İsrail'i dağıtacak falan diyordu, şimdi ağlıyorlar Türkiye unipolar dünya düzenine karşı niye harekete geçti diye. Aah Sevan Hocam ah, rabbim size bir daha siyasi "aneliz" yaptırmasın, bu kaçıncı patlayan iddia...
@neoingsocsupporter2084 İlk aklıma gelen yerel seçimlerde Akp'nin silip süpürüceğini, muhalefetin Ankara ve İstanbul'u bile kaybedebileceğini, hiç şansları olmadığını iddia etti. Seçimden sonraki yayında gene çok şaşırdım neden böyle oldu anlamadım, demek ki yurtdışından Türkiye'yi tam gözlemleyemiyorum vs gibi şeyler dile getirdi. Baya baya şaşırmıştı üstelik aç o yayını izle.
@@denizergun6325 Teşekkür ederim. Bu arada, cidden beklenmedik bir olaydı. Sanırım başkanlık seçiminde Kk'ya yoğun bir karalama kampanyası olduğu için yerel seçimlerden farklı sonuç verdi.
Tarihin dinamiği ana paradigması İmtihandır. Rusya-Ukrayna/İsrail-Lübnan /Suriye savaşları gösterdiği gibi teknoloji/mimari/bilim/bilgi ne kadar ilerlese de; çıkarları çatışanın iki seçeneği var, paylaşmak veya savaşmak. Günlük yaşamda ve toplumda da böyledir. Tarihin ana paradigması İmtihandır.
Sevan Bey'in "Felsefe nedir?" sorusuna verdiği yanıt, bu yanıt içinde sorduğu sorular ve kullandığı kavramlar neredeyse tamamen Heideggerci. Heideggercilik, bugün kurulu düzen karşısında duran (dissident) damarda baskın ideoloji ancak 1936'da olduğundan daha gerici mi değil mi tartışılır...
Ben Müslüman birey Olarak Nişanyan ı Vşcdanlı Hakkaniyetli Zulme karşı olduğu için Sempati besliyorum hatta tanışıp Felsefi ve Dini kunuda da tartışmak isterim birazcık.. Vicdanı sağlam sosyal vs olaylarda, Mantığı bşraz Zayıf Din Felsefedinde
Hoca ya..Felsefede ahlaki ve gercek i unuttunuz... Ve biraz kariśik cevap yaptiniz ..Aslinda sondaki cevapi baśta verseniz daha iyi anlaśilirdi...sistemli düśunce ve tartiśma sanati ..Ama Ahlak ve Realite yi sorun etmeyen Felsefe biraz az kalir. 😊😊
boşuna demiyorum sevgili nişanyan uzmanı olduğunuz etimoloji ve tarih konuları dışında özellikle siyasi alanda sürekli çuvalladığınız için karizmanızı çizdirmemek adına yine diyorum ki uzmanı olduğunuz ve saygı duyduğum alanlar dışında yorum yapmamanızı tavsiye ediyorum.tşk..
insan istedigi yerde yasamayi isteme konusunda özgürdür. ayrica adamin türkiye'ye senden daha cok katkisi olduguna eminim. yunan pasaport verse kosa kosa gitmeyecekmis gibi konusma.
Adam etnik milliyetçilik bomboş is diyor. Etnik tanımlar yalan diyor. Sen gelmişsin etnik türk falan diyorsun. Aç dinle manavlar kimlermis aynı konuşmada
Bir de İstanbul'u etnik Türklerin en çok olduğu yer sanıyorsan cidden yazık. Tr de en etnik türk olan kesimler Türkmenler falan. İstanbul'un yerli halkı eski Anadolu halkları. Üstüne sivaslilar Trabzonlular Kürtler gelmiş. Etnik türk arıyorsan yallan Maraş toroslarina ya da orta asyaya
Bilinç demek, tam olarak IQ zekası demektir. IQ zekası, tabula rasanın dolmuş kısmıdır. Tabula rasa, kapasiteler halinde içi boş ve dolma zorunluluğunda olan doğuştan gelmiş akıl, hafıza ve yeteneklerin ortak adıdır. Benlik ise, tabula rasaya, bünyeye ve çevreye göre var olan en avantajlı sonuca odaklanmış aklın kararlılığıdır. Kararlılığın var olmuş olmasına, yani kararlılığın yalnızca kendisine ruh denir.
Bilinç in IQ ile ilişkisi Bilinç Paradigmasının oluşumunda doğru seçilmesini sağlamaktır. Bilinç Paradigmasını oluşturan faktörler; öğreti+çevre+doğru bilgilenme+öz eleştiri sonrası update/yenilenme süreci ile oluşur. Benlik ise beden+duygular+ruh+Bilinç le oluşan bir kısmı doğal-bir kısmı çaba ile oluşan mekanizmadır.
@@NisanyanS psikoloji hiçbir eylem ve düşüncenin nedeni değilken (psikolojinin de nedeni var çünkü. eylem ve düşünceyi yaratan neden psikolojinin de nedenidir) benliğin komple nedeni olduğunu söyleyenler varmış meğersem.
"Halep 2024" diye yazılır "Selanik 1912" diye okunur. Direniş ekseni "Bulgar alacağına Yunan alsın" deyip Halep'i bırakarak güneye çekildi. Halep, İdlip ile Rakka arasındaki köprüdür. Direniş ekseni güneyde İsrail ile uğraşırken muhalefet arkada Rojava'yı tutacak
Bilinç in IQ ile ilişkisi Bilinç Paradigmasının oluşumunda doğru seçilmesini sağlamaktır. Bilinç Paradigmasını oluşturan faktörler; öğreti+çevre+doğru bilgilenme+öz eleştiri sonrası update/yenilenme süreci ile oluşur. Benlik ise beden+duygular+ruh+Bilinç le oluşan bir kısmı doğal-bir kısmı çaba ile oluşan mekanizmadır.
İnsanın varlık iddiasında bulunması geçici ve mecazidir. Akıl, zorunlu ve imkansızın (mevcudun-şimdiki zamanın-geçmiş zamanın) bilgisine vakıf olsa da, mümkünün (imkanın-gelecek zamanın) bilgisine vakıf olamaz. Çünkü zaman, imkanı kuşatmıştır. Zaman kavramı bütün soruların cevabıdır. Allah vardı zaman yoktu, Allah önce zamanı sonra evreni varetti. Ezeli ve ebedi (başlangıcı ve sonu olmayan), varlığı kendinden olan Allah, bilinmeyi dilemiş; zamanı yaratmış, sonra zamana bağımlı olan varlığı/maddeyi (evreni/kainatı) ve melek türünü daha sonra da insan türünü (Adem) yaratmıştır. Allah’ın yaratması; varlığı, yoklukta bırakmamak içindir ve tercihini yaratmaktan yana kullanmasının bir sonucudur. Bu ise Rahman ve Rahim isminin bir tecellisi olsa gerek. Allah’ın, kainatı ve içindekileri yaratma/varetme amacı ise kendisini göstermeyi, bilinmeyi dilemesidir. Bu ihsanlar, her daim yaratmalar ve lütuflar olmasaydı, Allah’ın bu sıfatları belkide tecelli etmemiş olacaktı. Ama varlığı her daim hiç bir şeye ihtiyaç duymadan devam edecekti. Aslolan sevgidir (şefkat). Bilinmeyi isteyerek; zamanı, evreni, içinde tüm canlıları (melek-insan-bitki-hayvan) akıllı olarak, sadece melek ve insanı da düşünen, akıllı ve ayrıca bilinçli olarak yaratan, güzelliği, sevgiyi, bilgiyi ve bilmeyi öğreten Allah’ın şanı yücedir. Melek ve insan Allah olmanın dışında her türlü güçle donatılmıştır. Bu gücün kaynağı bilinç, bilincin kaynağı da Allah’ın bizatihi kendisidir. Hakikat ancak bireysel olarak teyit edilebilir ve hakikat bilgisi bilince dönüşür. Allah ile doğrudan irtibat kurmadan bilginin bir anlamı yoktur. Dünyada Allah’a ulaşanlar için ölmeden önce ölüm gerçekleşmiş olup fiziki ölüm bir geçişten ibarettir. Dünyada Allah’a ulaşan melek ve insan ahiretteki dirilişten sonra ise bir daha ölmeyecektir… Varolmuş ve yaşamış bütün canlılardan, (melek/cin, insan, bitki, hayvan) bitki ve hayvanların tamamı ile melek ve insanların inananları, bir daha ölmemek üzere cennette, dünyadaki bedenlerinin en mükemmel hali ile yeniden diriltilerek Allah ile birlikte sonsuz yaşayacaktır… Allah’a ulaşmayı istemek meleklere ve insanlara kalmıştır, ancak senin istemeni de dileyen kimdir sorusunun cevabı da yine Allah’ın bizatihi kendisidir. Çünkü Allah zamanı ve tüm varlığı kuşatmıştır. Melek ve insana düşen ise acziyetinin farkına vararak ve benlik duvarını aşarak dünyada iken Allah’a ulaşmaktır. 51:56-Melekleri ve insanları ancak, beni bilmeleri, sevmeleri, tanımaları, ibadet etmeleri ve bana ulaşmaları, beni görmeleri, benimle konuşabilmeleri, mutlu olmaları için yarattım. (Küntü Kenzen Mahfiyyen Fehalaktü'l Halka Liya'rifûnî) Ben bir gizli hazine idim, görülmek, bilinmek, sevilmek diledim, bu yüzden âlemi (evreni, kainatı, maddeyi, tüm varlığı) yarattım. 2:277-İnanıp erdemli bir hayat sürerek namazı gözetenlerin ve zekatı verenlerin ödülleri Rab'leri katındadır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır. (Hüzün duymayacaklardır, üzülmeyeceklerdir).
Suriye nin düşmesi Rusya' nın yenilgisi olmaz. Benzetmek gerekirse, Osmanlı da Bosna'nın düşmesi Osmanlı yı nasıl düşürmediyse bu korelasyona benzetilebilir.
Çin Îran ilişkisi ile ilgili yorumunuz tutarlı değil.iran zayiflarsa, Ćin, irandan petrolü daha ucuz fiyata alır. ÇİN Afrikada yaptığını yapıyor, iran'a. Kredi verip borçlandırıyor sonra petrolüne çöküyor. Dolayısıyla, "Çin İran'ın zayıflamasını istemez" şeklinde kiyorumunuz isabetsiz ve tutarsız.
Geçmiş olsun 😂😂😂
Sizi özlemle izliyorum en büyük tarih hocamsiniz..çok yaşa
Sorumu cevapladığınız için teşekkürler
Harika analiz!
Çok teşekkürler Sevan bey. Sevan bey dücane cündioğlu sizi konuk etmişti ve bende sizin tavsiyeniz üzerine sizi sürekli izleyerek çok keyif alıyorum.sizden ricam, dücane beyle yeni bir proğram yaparmısınız.
yok ya, dücaneyi baştan sona hiç izlemedim (60 yaşındayım dücane diyorum). yanlış anlaşılmasın değerli bir insan olabilir, ben de kesinlikle öyle kabul ediyorum. sevan beyle ilgili olduğum için konuk olduğu o programı biraz izledim, ama devam ettiremedim. dücane çok yavaş konuşuyordu, uzun sürüyordu. sevan beye zaten bildiği (avrupada sinema seyretme gibi) anlatıyordu. ben sıkılmıştım. çok az izlediğim için kesin konuşmuyorum. belki programın tamamı keyiflidir. izleyici sayısına bakmadım.
@hakanozdol5510 sizi çok iyi anlıyorum evet o programdan bende biraz sıkılmıştım. Dücane beyin ikili söyleşilerinde biraz bu tarzda bir hissiyat o oluşuyor. Fakat ben dücane cundioğlu ile tekrardan arada ikili söyleşilerin daha iyi ve verimli olacağını düşünüyorum.
Dücane ile Sevan iki ayrı kutup bilgisi görgüsü bakımından Sevan ilerde..
İki ayrı kutup derken, kasdedilen ne,tam anlamadım. Fakat ben her iki fikir insanlarından faydalanmak adına,bir istekte bulundum okadar.
Son gelişmeler Esad'ın hatasından kaynaklanıyor. Zamanında eli güçlüyken antlaşma masasına oturmalıydı.
Hocam tespitler için çok sağolun ,toprak paylaşımı meselesi olursa bu sizce nasıl olur ?
38:12 Âlemlerin rabbi olan Allah'tır.
👍
Hocam sorular ve dolayısıyla cevaplar da artık aynı olmaya başladı.güncel sorular dışındaki tüm soruları daha önce cevapladınız. Hatta bir kaç soru geçen hafta cevaplanmıştı. Güzel soru gönderiyoruz okumuyorsunuz :)) soruları tek kaynaktan alsanız (Mail mesela) dağınıklıktan kurtulursunuz sanki.
❤
Neden Vidyolarınıza Başlık Eklemşyordunuz...
Yıllar önce oğlum Aslanlı Yol’u almış, onun yerine ben okuyup, cd’yi de izlemiştim. Keyifliydi ama unutmuşum. Sanırım bir daha bakacağım. Delikanlı çağımızdaki cevher gitmiş. Artık ileriye bakma zamanı; kafayı döndürme zamanı.
hocam manav muhabbeti eskişehir'de de var
Sevan Nişanyan dan roman okumak mı ?
Bundan Daha iyi bir şey hayal edemiyorum
Bütün yorumlarınız yanlış çıktı bu arada !!!
İmarlı arsaya yapı onayı bile 180000tl ayak bastı parası gibi. Gaza gelip arsa aldım emeklilik için ev yapacağım diye şimdi kara kara düşünüyorum. Apartmanda yaşamaktan bunaldım.
Çok erken yorum yapmanın sıkıntısını çekeceksiniz! Beklemenizi tavsiye ederim,
Suriye'deki durum henüz gelişme aşamasındayken ve birçok durumda belirsizliğini korurken, ele alınması gereken büyük bir fil var:
Türkiye
Özellikle Halep'in doğusunda çok sayıda Türkiye destekli birliğin (SNA) faaliyet gösterdiğini ve mevzilendiğini görürken, Halep'in batısındaki bu sektörde muhaliflerin (HTŞ ve diğerleri) gerçekleştirdiği olayların bile Ankara tarafından zımnen kabul edildiği açıktır.
Bunu anlayabilmek için Türkiye'nin Rusya ve İran ile Astana Mutabakatı adı altında yaptığı, esasen Suriye'nin nüfuz alanlarına bölünmesi ve Esad'ın tahtta kalması anlamına gelen anlaşmaya bakmamız gerekiyor ki, bu bile Türkiye için yutması zor bir haptı.
Ancak sınırlı seçeneklerle karşı karşıya kalan Türkiye kabul etti ve Suriye müttefiklerine bir parça toprak sözü verildi. Ancak bu, kısa bir süre sonra Rusya tarafından ihlal edildi. İran ve Esad güçleri, Rus hava kuvvetlerinin yardımıyla Halep ve hatta İdlib civarında geniş alanları ele geçirdi. Başkan Erdoğan, Putin tarafından ihanete uğradı.
Putin'in anlaşmalar konusunda pek fazla taviz vermemesine hepimiz şaşırmamalıyız ancak bu, kısa bir süre önce Putin'in çıkarlarından bazılarını karşılamayı umarak Rus S-400 hava savunma sistemini satın almayı kabul eden Cumhurbaşkanı Erdoğan için yeni bir deneyimdi. Eh, bu pek de iyi sonuçlanmadı.
Bunun üstüne Rusya, Türkiye'yi "Esad'ın kalacağı yeni gerçekliği" kabul etmesi için zorlamaya çalıştı. Rusya'nın "yeni gerçekler" hakkında konuşmayı sevdiğini görüyorsunuz, çünkü Rusya bunu yapıyor. Bu, kurallar veya antlaşmalarla değil, "oldu bitti" ile ilgili. Putin bunu olayların üstünde gördü.
Sonra Putin'in Ukrayna'da tam ölçekli bir savaş başlatma yönündeki felaket kararı geldi. Elbette, bunu 3 günlük kısa bir iş olduğuna inanarak başlattı, ancak neredeyse 3 yıl sonra, Putin'in yanlış hesaplamasının büyüklüğünü herkes anlıyor. Anıtsaldı.
Rusya'nın Ukrayna'ya yaptığı macera o kadar maliyetli oldu ki Moskova elde edebildiği tüm kaynakları seferber etmek ve bunları Ukrayna'ya ve Rus sınır bölgelerine yeniden konuşlandırmak zorunda kaldı. Dahası, Batı'dan gelen kaynakları ayakta tutmak için Türkiye hem politik hem de ekonomik olarak ana kanal haline geldi.
Temel olarak bir gecede Türkiye yükseldi ve Osmanlı döneminden beri görülmemiş Orta Doğu ve Karadeniz bölgesinde ciddi bir oyuncu haline geldi. Rusya'nın Türkiye'ye bağımlılığı önemli ölçüde arttı. Rus turistler memleketlerinden kaçmak isteselerdi, o zaman Türkiye bir numaraydı.
Bu, Türkiye'nin Türk hava sahasını ihlal eden bir Rus uçağını düşürdüğü 2015'e kıyasla büyük bir değişiklik oldu. O zamanlar Rus medyası ve yetkililer Türkiye'ye hakaret ediyor ve onu IŞİD ile karşılaştırıyordu. Rusya, bu resimdeki dilenci haline geldiği için tonu tamamen tersine çevirdi.
2024 yılına doğru ilerliyoruz. Putin'in 2020'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı üçlü aşağılanması unutulmadı, Tayyip tarafından da unutulmadı. Ukrayna'daki olaylar, İran'ın İsrail'e karşı maceraları ve Hizbullah'ın aşağılanması bölgedeki güç dengesini açıkça değiştirdi.
Bazı Arap hükümetlerinin aksine Türkiye, Rusya'nın Suriye'deki Esad yönetimini tanıma girişimlerine direndi, Rusya-İran-Hizbullah ittifakının giderek zayıfladığını çok iyi biliyordu. Ankara'nın yapması gereken tek şey doğru anı beklemekti.
Ve bu an büyük ihtimalle birkaç gün önce geldi. Birkaç isyancı grubun toplu yığınağı ve saldırısı o kadar büyüktü ki Türk istihbarat yetkilileri bunu kesinlikle fark ettiler. SNA durumunda, aktif bir rol oynadıklarını varsaymak güvenlidir.
Halep'in kesin fethi doğrudan bu Türk sabrına atfedilebilir. Elbette, diğer bileşenler de bu oyunda belirleyici bir rol oynamıştır. Suriyeli isyancılar, doğrudan ön cephede oldukları için, Hizbullah'ın Lübnan'daki çöküşünü ve Suriye'deki sonuçlarını ilk elden gördüler.
Sonuçlanan yıldırım saldırısı bölgedeki güç yapılarını tamamen sarstı. İran ve Rusya'nın mümkün olanı kurtarmak için çılgınca çabalar göstereceğini göreceğiz. Şimdi soru Türkiye'nin neyi kabul edeceği. Esad, neye değerse değsin, eskisinden bile daha az rol oynayacak, eğer oynayacaksa.
Türkiye, bu bölgedeki en zayıf güç simsarından en güçlü oyuncuya dönüştü. Bunun somut anlamda ne anlama geldiği hala belirsiz ve yol hala çok uzun olabilir, ancak yörüngenin farklı olacağı açık. Rusya ve İran, Esad ile birlikte en büyük kaybedenler.
Kısacası:
Kesin Türk Zaferi
Max t*rkçü ıq'su ;)
Esad gene bir gecede oldu esed. Back.to.the future
Her zaman Esed idi, hala Esed. Esat diyenler cahil takımıdır.
Hocanın içine Albay McGregor kaçmış :D. O da 1-2 ay önce Türkiye İsrail'i dağıtacak falan diyordu, şimdi ağlıyorlar Türkiye unipolar dünya düzenine karşı niye harekete geçti diye. Aah Sevan Hocam ah, rabbim size bir daha siyasi "aneliz" yaptırmasın, bu kaçıncı patlayan iddia...
bunun dışındaki patlayan iddiaları neydi? Bilgim yok da örnek verirmisiniz
@neoingsocsupporter2084 İlk aklıma gelen yerel seçimlerde Akp'nin silip süpürüceğini, muhalefetin Ankara ve İstanbul'u bile kaybedebileceğini, hiç şansları olmadığını iddia etti. Seçimden sonraki yayında gene çok şaşırdım neden böyle oldu anlamadım, demek ki yurtdışından Türkiye'yi tam gözlemleyemiyorum vs gibi şeyler dile getirdi. Baya baya şaşırmıştı üstelik aç o yayını izle.
@@denizergun6325 Teşekkür ederim. Bu arada, cidden beklenmedik bir olaydı. Sanırım başkanlık seçiminde Kk'ya yoğun bir karalama kampanyası olduğu için yerel seçimlerden farklı sonuç verdi.
Amerikan secimlerinde de trump mumkun degil kazanamaz diyordu
@@denizergun6325*bayağı
Yorum....
e hocam rusya'da herkesin evi varsa ve cocuk yapmanin birinci sarti benimdir denilen bir evin varligi ise ruslarin dogum orani niye dusuk?
Sevan bey anlık Suriye konusında kemalistlerle aynı çizgide duruyorsunuz😅😅 hayat felsefem kemalistlerin zıttında olmak benim şahsen
Siz felsefe okumadınız mı? Tarih dongusel mi lineer mi tartismasi boyle mi yapilir dayi !
sizi dinlemek yerine keşke rus devlet televizyonunu dinleseydim. Sizden daha farklı tespitler beklerdim
Tarihin dinamiği ana paradigması İmtihandır. Rusya-Ukrayna/İsrail-Lübnan /Suriye savaşları gösterdiği gibi teknoloji/mimari/bilim/bilgi ne kadar ilerlese de; çıkarları çatışanın iki seçeneği var, paylaşmak veya savaşmak. Günlük yaşamda ve toplumda da böyledir. Tarihin ana paradigması İmtihandır.
Çerkez misiniz biraz Selefistçe..
Yaşamın gerçeği
Keske 0.68 oraninda bir sevan dogsa. Milyonda bir maalesef 😢
Kaldı ki başka yerlere sözü geçsin
1:21:47
Sevan Bey'in "Felsefe nedir?" sorusuna verdiği yanıt, bu yanıt içinde sorduğu sorular ve kullandığı kavramlar neredeyse tamamen Heideggerci. Heideggercilik, bugün kurulu düzen karşısında duran (dissident) damarda baskın ideoloji ancak 1936'da olduğundan daha gerici mi değil mi tartışılır...
Bence biz trump geleceğini düşünerek taviz verdi
Ben Müslüman birey Olarak Nişanyan ı Vşcdanlı Hakkaniyetli Zulme karşı olduğu için Sempati besliyorum hatta tanışıp Felsefi ve Dini kunuda da tartışmak isterim birazcık.. Vicdanı sağlam sosyal vs olaylarda, Mantığı bşraz Zayıf Din Felsefedinde
Hoca ya..Felsefede ahlaki ve gercek i unuttunuz... Ve biraz kariśik cevap yaptiniz ..Aslinda sondaki cevapi baśta verseniz daha iyi anlaśilirdi...sistemli düśunce ve tartiśma sanati ..Ama Ahlak ve Realite yi sorun etmeyen Felsefe biraz az kalir. 😊😊
neden ś harfi? :) merak ettim
boşuna demiyorum sevgili nişanyan uzmanı olduğunuz etimoloji ve tarih konuları dışında özellikle siyasi alanda sürekli çuvalladığınız için karizmanızı çizdirmemek adına yine diyorum ki uzmanı olduğunuz ve saygı duyduğum alanlar dışında yorum yapmamanızı tavsiye ediyorum.tşk..
Sabah akşam Türklere saydırdıktan sonra soru gelir; türkiyede nerde yaşanır? Nerede işletme kurulur? Cevap; etnik Türklerin en kalabalık olduğu yerde…
insan istedigi yerde yasamayi isteme konusunda özgürdür. ayrica adamin türkiye'ye senden daha cok katkisi olduguna eminim. yunan pasaport verse kosa kosa gitmeyecekmis gibi konusma.
Adam etnik milliyetçilik bomboş is diyor. Etnik tanımlar yalan diyor. Sen gelmişsin etnik türk falan diyorsun. Aç dinle manavlar kimlermis aynı konuşmada
Bir de İstanbul'u etnik Türklerin en çok olduğu yer sanıyorsan cidden yazık. Tr de en etnik türk olan kesimler Türkmenler falan. İstanbul'un yerli halkı eski Anadolu halkları. Üstüne sivaslilar Trabzonlular Kürtler gelmiş. Etnik türk arıyorsan yallan Maraş toroslarina ya da orta asyaya
İsrail ve Amerika Esed'in gitmesini istemiyor analiz çöp olmuş
NOEL BABA
Bilinç demek, tam olarak IQ zekası demektir. IQ zekası, tabula rasanın dolmuş kısmıdır. Tabula rasa, kapasiteler halinde içi boş ve dolma zorunluluğunda olan doğuştan gelmiş akıl, hafıza ve yeteneklerin ortak adıdır. Benlik ise, tabula rasaya, bünyeye ve çevreye göre var olan en avantajlı sonuca odaklanmış aklın kararlılığıdır. Kararlılığın var olmuş olmasına, yani kararlılığın yalnızca kendisine ruh denir.
Bilinç in IQ ile ilişkisi Bilinç Paradigmasının oluşumunda doğru seçilmesini sağlamaktır. Bilinç Paradigmasını oluşturan faktörler; öğreti+çevre+doğru bilgilenme+öz eleştiri sonrası update/yenilenme süreci ile oluşur. Benlik ise beden+duygular+ruh+Bilinç le oluşan bir kısmı doğal-bir kısmı çaba ile oluşan mekanizmadır.
@@tuncerdabanl5515 ruhu yorumda tanımladım ama, duygunun (psikolojinin) varlık sebebinden bahsetmedim.
Boş laflar maalesef.
@@NisanyanSGerekçesiyle yazmadığınız için dikkate almıyorum.
@@NisanyanS psikoloji hiçbir eylem ve düşüncenin nedeni değilken (psikolojinin de nedeni var çünkü. eylem ve düşünceyi yaratan neden psikolojinin de nedenidir) benliğin komple nedeni olduğunu söyleyenler varmış meğersem.
vay be Batuhan abi alır yürür buradan
"Halep 2024" diye yazılır "Selanik 1912" diye okunur. Direniş ekseni "Bulgar alacağına Yunan alsın" deyip Halep'i bırakarak güneye çekildi. Halep, İdlip ile Rakka arasındaki köprüdür. Direniş ekseni güneyde İsrail ile uğraşırken muhalefet arkada Rojava'yı tutacak
Burada direniş rejim mi oluyor?
@dhjddjjejdjf1680 Rejim, Hizbullah, İran ve Şii milisler. Hepsini ayrı ayrı yazmamak için kendilerine verdikleri ismi kullandım
@dhjddjjejdjf1680 Rejim, Hizbullah, Şii milisler, İran. Hepsini tek tek yazmamak için kendilerine verdikleri ismi yazdım
Mahçupyan. daha realist an lizler yapıyor...
Malazgirt _ Me lez girt Kürtcesine ne diyoesun hoca Tam türkcesi cok hizli aldik anlaminda
Bilinç in IQ ile ilişkisi Bilinç Paradigmasının oluşumunda doğru seçilmesini sağlamaktır. Bilinç Paradigmasını oluşturan faktörler; öğreti+çevre+doğru bilgilenme+öz eleştiri sonrası update/yenilenme süreci ile oluşur. Benlik ise beden+duygular+ruh+Bilinç le oluşan bir kısmı doğal-bir kısmı çaba ile oluşan mekanizmadır.
İnsanın varlık iddiasında bulunması geçici ve mecazidir. Akıl, zorunlu ve imkansızın (mevcudun-şimdiki zamanın-geçmiş zamanın) bilgisine vakıf olsa da, mümkünün (imkanın-gelecek zamanın) bilgisine vakıf olamaz. Çünkü zaman, imkanı kuşatmıştır. Zaman kavramı bütün soruların cevabıdır.
Allah vardı zaman yoktu, Allah önce zamanı sonra evreni varetti. Ezeli ve ebedi (başlangıcı ve sonu olmayan), varlığı kendinden olan Allah, bilinmeyi dilemiş; zamanı yaratmış, sonra zamana bağımlı olan varlığı/maddeyi (evreni/kainatı) ve melek türünü daha sonra da insan türünü (Adem) yaratmıştır. Allah’ın yaratması; varlığı, yoklukta bırakmamak içindir ve tercihini yaratmaktan yana kullanmasının bir sonucudur. Bu ise Rahman ve Rahim isminin bir tecellisi olsa gerek. Allah’ın, kainatı ve içindekileri yaratma/varetme amacı ise kendisini göstermeyi, bilinmeyi dilemesidir. Bu ihsanlar, her daim yaratmalar ve lütuflar olmasaydı, Allah’ın bu sıfatları belkide tecelli etmemiş olacaktı. Ama varlığı her daim hiç bir şeye ihtiyaç duymadan devam edecekti.
Aslolan sevgidir (şefkat). Bilinmeyi isteyerek; zamanı, evreni, içinde tüm canlıları (melek-insan-bitki-hayvan) akıllı olarak, sadece melek ve insanı da düşünen, akıllı ve ayrıca bilinçli olarak yaratan, güzelliği, sevgiyi, bilgiyi ve bilmeyi öğreten Allah’ın şanı yücedir.
Melek ve insan Allah olmanın dışında her türlü güçle donatılmıştır. Bu gücün kaynağı bilinç, bilincin kaynağı da Allah’ın bizatihi kendisidir. Hakikat ancak bireysel olarak teyit edilebilir ve hakikat bilgisi bilince dönüşür. Allah ile doğrudan irtibat kurmadan bilginin bir anlamı yoktur. Dünyada Allah’a ulaşanlar için ölmeden önce ölüm gerçekleşmiş olup fiziki ölüm bir geçişten ibarettir. Dünyada Allah’a ulaşan melek ve insan ahiretteki dirilişten sonra ise bir daha ölmeyecektir… Varolmuş ve yaşamış bütün canlılardan, (melek/cin, insan, bitki, hayvan) bitki ve hayvanların tamamı ile melek ve insanların inananları, bir daha ölmemek üzere cennette, dünyadaki bedenlerinin en mükemmel hali ile yeniden diriltilerek Allah ile birlikte sonsuz yaşayacaktır…
Allah’a ulaşmayı istemek meleklere ve insanlara kalmıştır, ancak senin istemeni de dileyen kimdir sorusunun cevabı da yine Allah’ın bizatihi kendisidir. Çünkü Allah zamanı ve tüm varlığı kuşatmıştır. Melek ve insana düşen ise acziyetinin farkına vararak ve benlik duvarını aşarak dünyada iken Allah’a ulaşmaktır.
51:56-Melekleri ve insanları ancak, beni bilmeleri, sevmeleri, tanımaları, ibadet etmeleri ve bana ulaşmaları, beni görmeleri, benimle konuşabilmeleri, mutlu olmaları için yarattım. (Küntü Kenzen Mahfiyyen Fehalaktü'l Halka Liya'rifûnî) Ben bir gizli hazine idim, görülmek, bilinmek, sevilmek diledim, bu yüzden âlemi (evreni, kainatı, maddeyi, tüm varlığı) yarattım.
2:277-İnanıp erdemli bir hayat sürerek namazı gözetenlerin ve zekatı verenlerin ödülleri Rab'leri katındadır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır. (Hüzün duymayacaklardır, üzülmeyeceklerdir).
Suriye nin düşmesi Rusya' nın yenilgisi olmaz. Benzetmek gerekirse, Osmanlı da Bosna'nın düşmesi Osmanlı yı nasıl düşürmediyse bu korelasyona benzetilebilir.
Bosna'nın düşmesi Osmanlı'nın sonudur. Sonraski kırk yıl uzatmaları oynadılar.
@@NisanyanSOnu diyorum zaten. Öyle kısa sürede Putin i- Rusya'nın yıkılmasına yol açmaz.
Ben de onu diyorum kısa zamanda Putin düşmez.
@@NisanyanSbunlara anlatılan Abdülhamid han hikayeleri yüzünden bosnanin düşüşünden sonra altın çağ yaşandı sanıyorlar.
Suriye konusunda en doğru tespitlerden birini yaptınız Türk medyasında sizin gibi birkaç dürüst insanın dışında diğerlerinin tümü yağdanlık
Hep aynı sorular çok sıktı artık. Farklı sorular sorulduğunda cevaplamayıp zaten 100 kere cevapladığınız soruları cevaplıyorsunuz
Çin Îran ilişkisi ile ilgili yorumunuz tutarlı değil.iran zayiflarsa, Ćin, irandan petrolü daha ucuz fiyata alır. ÇİN Afrikada yaptığını yapıyor, iran'a. Kredi verip borçlandırıyor sonra petrolüne çöküyor. Dolayısıyla, "Çin İran'ın zayıflamasını istemez" şeklinde kiyorumunuz isabetsiz ve tutarsız.
Hiç bir ülke müttefikinin zayıflamasını istemez . Iran ve Çinin ortak düṣmanı ABD ve batı. Dolayisiyla iki taraf ta birbirinin zayıflamasını istemez.
Sanırım uzun vadeli olarak zayiflayip batılı güçlerin vekaletlerinin güç kazanmasını kastediyor
Zorlama kendini anliyormus gibi