Yorumlarını paylaşan herkese teşekkürler! Her yoruma cevap yazmaya yetişemeyeceğim için bir video ile topluca cevap verdim, şuradan ulaşabilirsiniz: ruclips.net/video/Biq0kmp9_-E/видео.html
@@metehan23 bu kanal onbeş yıldır var, bugüne kadar tek bir yorum dahi silmedim. Bu videonun altında 800'e yakın yorum var, yarısı olumsuz, hepsi öylece duruyor. İsteyen istediğini yazabilir. Sansürlemek başını kuma gömmektir, hiç işim olmaz.
@@metehan23 ne güzel görüşlerinizi ifade etmişsiniz, öneriler getirmişsiniz. Yorumları silmek gibi bir alışkalnlığım olsa bile böyle bir yorumu neden sileyim ki ben? 🙂Bazen benim başka kanallara yazdığım yorumlar da yok oluyor, RUclips'un azizliği diyelim. Önerdiğiniz müzikleri dinleyeceğim.
Marşın en çok akılda kalan "la la la la la" kısmı da Mehveç Emeç'in bestelediği Galatasaray marşından bire bir alıntı üstelik. Marş hem çok kötü, hem de en vurucu kısmı intihal. Nereden tutsanız elinizde kalıyor.
Doruk Bey selamlar, "Turan MANAFZADE-100.Yıl Marşı Türküz Biz Türk Önderimiz ATATÜRK" marşını incelemeyi düşünür müsünüz. Biliyorum bu tür videolar sizin için istisna ancak fikrinizi çok merak ediyorum. Teşekkürler.
Buna benzer bir yorum yapmak için geldim. Neden kimden bahsettiği belli değil. Aitlik olmadığında olağan bir konu. Türk kültürüne, ulusuna iye hissetseydi bestecisi ona göre duygulu yoğun bir beste çıkardı. Sadece adı var diye beğenen romantikler çıkar.
Arkada ki koroda bu marşı söyleyen gençlerden biri olmama rağmen tamamiyle sizinle aynı fikirdeyim. Bir muzik öğrencisi olarak da diğer muzik öğrencilerinin bu marşı beğenerek marş yapisini, muziği ve besteciliği anlayamamış olmaları gelecegin müziği adına çok üzücü. Dobra ve her şeye ragmen dürüst yorumlarınız için de çok teşekkürler
@@AnatolianPiano begenmeyebilirsiniz, eleştirebilirsiniz dedi ama çok büyük müzisyen için beklenti büyük olur. Bu sorumluluğu yüklenirken biraz ağır olacak ama sizin begendirememe lüksünüz yoktu.
La la la ile başlayan ve dönsün dünya ile biten bir marş!!! Çok isabetli yorumlarınız ufuk açıyor Doruk bey. Ağzınıza sağlık. Eski marşlarmizla ilgisi yok. Kısa sürede tuketilip unutulacaktır maalesef.
Müzisyen değilim ama 47 yıllık izci lideri olarak iyi bir marşın nasıl olduğunu bilirim... Benim amatörce yaptığım yorumları işin uzmanından duymak rahatlatıcı oldu. Duygularıma, düşüncelerime tercüman olmuşsunuz. Biz bu seneyi de 10. Yıl Marşı ile geçireceğiz anlaşılan.
Muasir medeniyet bu mars islerini birakti. Bu ergen cocuk isleri yerine cok iyi tarihci yetistiriyorlar, müzeleri cok saglam, kaliteli filmler, belgeseller, müzikallerle meramlarini hamasete bulasmadan inceden inceye cok iyi anlatiyorlar. Izcilik falan böyle seylerin Batida esamesi yoktur. Zira gerek yoktur. Batinin elestirilecek cok taraflari da var ama bu gibi konularda dogru yolu tutturduklari apacik ortada.
@@denizyilmaz4288 uğur ışılak adam gibi adamdır yaşayan bir ozandır kendisi. Ne kişiliği ne sesi ne de müziğine laf söyleyen ne adamlıktan ne de müzikten anlamamaktadır. Asıl fazıl adammı sadece batıyı taklit eden bir müzisyen özümüzü yansıtmıyor.
İzci lideriysen sorun yok. 47 yıllıksan hiç sorun yok. 10. yıl marşı yapılalı nerdeyse bir asır oldu. Tabi sen 47 yıllık izci liderisin ya. Hayattan biraz kopmuşsun. 2023 yılındayız ihtiyar. Bu senin için bir şey ifade ediyor mu?
Hocam bu kadar gerçekçi olduğunuz için, kendinizi kandırmadığınız için, sorunları halının altına süpürmediğiniz ve lafınızı esirgemediğiniz için çok teşekkür ederim. ❤
Dinlerken acaip yorulduğum, kafamı karıştıran bir eser olmuş. Marş dediğimiz kolayca ezberlenip hemen tekrarlanarak ağızdan ağıza geçmesi gereken bir eser değil midir? Burada ne yapacağız? Bekleyip bekleyip ŞİMŞEK diye mi bağıracağız? Sanki uzaylı istilası sonrası dünyayı kurtarmışız ve dünyanın sonuna karşı yazılmış bir eser gibi olmuş, arada da Cumhuriyet’e dokunmuşlar. Teşekkürler.
Ben marşı beğendim, ancak haklısınız zor bir marş olmuş.Akılda kalması zor. Belki de bu esere marş değil de Cumhuriyet için yazılmış senfonik bir eser diyebiliriz.
Siz benim yorumumu yanlış anlamışsınız. Benim aklımda kalmadı diye birşey söylemedim. ikinci defa dinlediğimde zaten marşın çoğu aklımdaydı. Ancak birçok kişinin farklı yapıdaki eserleri kolayca aklında tutamadığını gözlemliyorum. Özellikle bu tarz senfonik eserleri. Şunu da eklemeliyim, eserde Fazıl SAY'ın müzik konusundaki zekasını da hissettim. Birçok farklı unsuru bir arada değerlendirip uygulamış.@@ahmetbaturalpmirzabey5141
Müzik Öğretmeniyim, size çok hak veriyorum, birçok yerde prozodi hatası var. Sözlere gelince yine çok haklısınız, asla etkileyici değil. Verdiğiniz örnek olan Sakarya Marşı muhteşem bir marş, marşlardaki söz tekrarı, ezgi tekrarı, her şeyi harika. Evet bir marş çıplak sesle söylendiğinde de etkileyici olmalıdır. Sözler 100.yıl temasına asla uygun değil. SAĞ OLUN VAR OLSUN BU GÜZEL ELEŞTİRİLERİNİZ İÇİN ❤
İlk dinlediğimde heralde bende bir sorun var, anlayamadım diye düşünmüştüm. Sanırım Fazıl Say'ın işin içinde olması beklentimi çok yükseltmişti. Duygularıma tercüman olmuşsunuz Doruk hocam. Demekki yalnız değilim düşüncelerimde :)
Yalnızca bazı sözcüklerin çok hızlı geçtiği eleştirisine katılınabilir. Bunun haricindeki yorumlarınız tutarsız. Başka tutarsızlıklar da olmasına rağmen tek bir örnek vereceğim: videonuzun başında 100. marşını 'ver elini' kısmında tekrarcı olmakla eleştiriyorsunuz. Daha sonra marş formunun, Sakarya ve İzmir marşlarındaki gibi tekrar eden mısralardan oluşması gerektiğini söylüyorsunuz :). Verdiğiniz marş örnekleri çok güzel ama onlar askeri bir ruha sahip. Fazıl'ın marşı sivil, samimi, çocuksu bir saflık ve temizlik ifade eden bir yapıt olmuş. Bence marşın şiiri konusundaki eleştirilerinizde de bazı sözcüklerin semboliğini (dünyanın dönmesi ne demek olabilir sizce?) ve marşın yazıldığı karanlık umutsuzluk ortamını kaçırıyorsunuz.
Hocam ben halen ortaokullarda görev yapan bir müzik öğretmeniyim ve size ağzınıza sağlık demek istiyorum. Yaptığınız yorumlar çok yerinde ve çok doğru yorumlar. Fazıl Say dünya çapında bir icracı ancak bu bestesi akılda kalıcı bir eser olmaktan çok çok uzak. Çocuklarıma onlarca marş öğretmiş bir müzik öğretmeni olarak söyleyebilirim ki bu marşı çocuklara öğretmek imkansıza yakın. 100. Yaşına girecek güzel ülkemizin daha başarılı bir marşla taçlandırılmasını çok isterdim. Üzgünüm.
100.ncü yıl ülkemiz için önemli bir zaman dilimi. Bu konuda Marş Şiir ve Bestesi yarışması yapılıp, Müzik,Dil ve Edebiyat uzmanları tarafından seçilmeli.
Canlı izleyenlerden biriyim. Öncesinde maaşla ilgili bir konuşma yaptı. Borusan’ın beş yıl önce kendisine 100. yıl marşı sipariş ettiğini şimdi aradan geçen zamandan dolayı tam verdiği süreyi hatırlamamakla birlikte bu süreyi kullanmayıp son zamanlarda bunu hazırladığını kendisi dile getirdi. Tabii ki çok üzücü. Çok da büyük bir hevesle gittim doğrusunu söylemek gerekirse ve bu Hevesin getirdiği baskıyla bir sorun olduğunu anlamama rağmen cumhuriyetin geçirdiği yüzyıldaki halini betimleyen bir müzik olduğunu düşündüm ya da anlatmaya çalıştığını düşündüm ancak sonrasında tekrar tekrar dinlediğimde sizle hemfikir olmamak elde değil. ❤
Kesinlikle katılıyorum. Değerlendirme için eklenecek tek cümle bulamadım. 100. Yıl gibi bir marş için müzik edebiyat akademi ve sanat çevresinin önde gelenleriyle kolektif bir iş yapılmalı, belki yarışma açılmalıydı. Bence hala yapabiliriz.
Ağzınıza sağlık hocam. Kesinlikle doğru tespitler. Ek olarak; sanki melodik cümleler de çok duyduğumuz motifler gibi. Marşı dinlerken "Sanki bu melodileri bir yerlerden hatırlıyorum" dedirtiyor. Yeni bir beste de, doğal olarak orijinal melodi kurguları duymak istiyor insan. Ancak şahsen ben bunu hissedemedim.
Hocam her zamanki gibi çok güzel analiz etmişsiniz. "La la la" ve "ver ver ver" kısımlarında yabancıların hook dediği biçimde bir damga vurarak şarkıya girmek istemiş, mantık olarak doğru ama kör göze parmak durumu aşırı derecede var. Bence vokal melodilerinin üzerine çok fazla düşünülmemiş ya da daha kötüsü çok düşünülerek bunlar yapılmış :). Bunun yanında sözler de alelade seçilmiş. Bence çok sakil bir marş olmuş. Benim acizane fikrim, marşı dinledikten sonra insanlar herhangi bir enstrümana ihtiyaç duymadan ve akıcı bir biçimde marşı okuyabilmeli. Ayrıca bence seçilen register da yanlış, herkese uygun bir ton değil. Prozodi hatalarını tekrar tekrar söylemeye gerek bile yok o yüzden onu es geçiyorum :))
Год назад+3
Çok doğru şeylere dokunmuşsun Doruk hocam. Aslında daha da çok şey var söylenecek, belki ben de bir video yaparım bu söylediklerine ek olarak. Çok haklısın.
Sevgili Doruk hocam Fazıl Say gibi kıymetli bir müzisyenin samimi duygularla iyi niyetle bestelediği marşı yine son derece nazik,ustaca,dostane bir edayla değerlendirmenize çok teşekkür ederim. Size katılmamak doğru tespitlerinize hak vermemek mümkün değil. İzmir’den selamlar.
Değerli Hocam, 26 yıllık profesyonel müzisyen ve bir yandan da öğretmen olarak, her kelimenize, fikrinize imzamı atıyorum. Değindiğiniz her nokta yüzde yüz doğru. Ağzınıza sağlık. Söylenecek çok çok şey var. Ama yorulduk gerçekten eğitsel olan şeyleri anlatmaya çabalamaktan.
26 yıllık profesyonel müzisyen ve bir yandan da müzik öğretmeni olam şahısın müzikten hiç anlamaması çok vahim. Sen nerede çalıyorsun? Çaldığın yere gelmeyelim. Okulun nerede? Eşimize dostumuza haber verelim. Çocuklarını o okuldan alsınlar.
Doruk bey; son derece zarif biçimde paylaştığınız görüşlerinizle, marşı dinlediğimde yaşadığım duygularımı dile getirdiniz. Eminim aynı zamanda çok sayıda izleyicinin duygularına da tercüman oldunuz. Keşke tüm eleştirmenler sizin kadar nazik olabilse.. Çok tşk.
Eleştiriyi herkes yapabilir, siz de bir marş besteleyin ve bunu dinlersek karşılaştırma yaparak size hak verebiliriz. Ayrıca şiirin her kelimesini ayrı eleştirmek de ne oluyor! şaire müdehale etme hakkı nereden geliyor? EPEY AYIP OLMUŞ! SİZ NE YAPTINIZ ONU DİNLEYELİM..
@@nesealtinay8689 eleştiriyi siz hak verin diye yapmıyor kimse, ben beste yapamam, şiir yazamam evet, ama bunu dinlediğimde beni rahatsız ediyor hem şiir hem beste, dinlerken şiirin beni gerizekalı yerine koyup, aşırı basit cümleleri belki anlamam diye 10 kere tekrar ettiğini hissettim. Bir şiir yazsaydım ve böyle bir şey çıksaydı yayınlamaya utanırdım sanırım
@@nesealtinay8689 bu ne kadar kıytırık, ne kadar ucuz bi cevaptır ya ? Gordon ramsay gelip önüne çürük et koyup yedirse ve sen de onu kussan adam sana "sen de yap da karşılaştıralım kiminki daha iyi" dese naapardın ? Bu senaryoda elin kolun yok kimse de sana yardım etmicek. Yapamazdınız dimi ? Ama bu durum etin çürük olduğu gerçeğini değiştirmiyo öyle değil mi ? İq puanın kadar ağırlık kaldırsaydım ağırlık beni iterdi. Bunu anlaman için de belirli bi iq puanı ve fizik bilgisi lazım ama tahmin et o kimde yok ?
Bütün yoruma katılıyorum. Bir yorumda da ben bulunayım nacizane. Bu müzik (Marş diyemiyorum maalesef) bende emlak vergisi beyannamesi doldurma hissi uyandırıyor.
Bütün yorumunuza katılıyorum. Marşta coşku olmalı. Basit ve akılda kalıcı olmalı. Ritm olmalı. Her kesim insanın soyleyebilecegi bir ezgi olmalı. 100. yıl bu. Kanımızı kaynatan bir duygusu olmalıydı. Uçup giden kaybolan bir beste. Bu ortamda bize küçük sevinçler değil, kalbimizi taşıran ezgiler lazım.
Sözlerinin besteye uymaması ve bestenin kolayca akılda kalmaması eserin basitliğini olmamışlığını göstermez.Bir resmin uzun zamanda ve gerçekçi yapılmasıyla kısa zamanda ve soyut yapılmasının resmin değerini belirleyemeyeceği gerçeğine benzer bu yorum.üst düzey bir beste olduğu için acaba ucuz beğeniye alıştırılmış bir toplumun beğenmemesi olabilir mi?? Eser harikadır fazıl sayı incitmeyiniz kendisi de harikadır!
İlk olarak burada izledim ve sayenizde haberdar oldum. Sağolun. Fazıl Say takdir ettiğim bir sanatçı. Ancak Beethoven'i bile her zaman dinleyemiyorum. Bu kültürel, eğitimsel, yöresel ve kişisel olanak ve alışkanlıklarınızla ilgili bir şey. Yüzüncü yıl marşını yaptığını sizden duyunca heyecanlandım. Daha doğrusu yüksek bir beklenti içine girdim. Ancak saniyeler geçtikçe şaşkınlığa büründüm. İnanın siz yoruma başlamadan doğru mu duyuyorum diye beklentilerimin eridiğini hissettim. Lafı fazla uzatmak istemiyorum ama hayal kırıklığına uğradım desem yalan olmaz. Hadi, müzikal olarak marşların belli ritmiyle heyecanı tutturabilirsiniz ancak sözlerin müzikle olan uyumsuzluğu, havada kalışı, temayı oluşturamaması çok görünür bir halde. Marşın Lal la lar ile çok çocuksu bir başlangıç yapmasına da hayret ettim. Aslında marşları pek sevmem. Çünkü hep savaşları çağrıştırır. Zaten amaçları da sert ve dirençli olmayı işlemektir. Bir zaman dünya ülkelerinin milli marşlarına ve sözlerinin anlamlarına merak sarmıştım. Epey de inceledim. Hatta bağlamamla İstiklal marşına, çocuk korosuna eşlik etmişliğim bile var. Ancak, hepsinde de genelde işlenen tema " biz korkmayız ondan bundan, en cesuru biziz, kanımızın son damlasına kadar gideriz, bu can feda olsun, var mı bize yan bakan" havasında olduklarını görünce, burda koca bir yanlış var dedim. Bir aldatmaca var. Her marşın kendi milletini galeyana getirdiğini gördüm. Her ulus kendini kahraman görüp, karşı tarafı, anasından doğduğuna pişman ettirecek şekilde korkutuyordu. Bu yanlış. Ve insanlığa pozitif katkısı hiç yoktu. Bence marşlara gerek kalmasın. Artık kandan, kinden, ezmekten, öldürmekten kurtulsun insanlık. Bunlar övünülecek, gurur duyulacak şeyler değil ki? Karşı taraftan yüz bin kişi öldürünce bununla nasıl gurur duyar insan? Hiç bir savaşın kazananı olmaz. Hep kaybeden anaları, babaları, çocukları vardır. Marşlar yüz ifademizi hep ciddileştirir. Sert bir görünüme bürünürüz. Halbuki hepimizin gülümsemesinden, kahkahalarla gülmesinden daha güzel ne olabilirki? Sadece "karanlığı yıkalım" da hemfikir degilim. Orada mecazi bir anlam var. Karanlığın bir duvar gibi yıkılabilirliği değil. "Karanlık" la anlatılmak istenen "çağdışılık" tır. Saygılarımla.
@@BO-ur8bz Hataya düstügümü sanmiyorum, sayin BO. Hata arayacaksak önce dediginiz marştan baslamak lazim. Tam da yukaridaki degindigim özelliklere sahip. Bence anlayarak okuyun. Memleket te bizim, marş ta. Bu topraklarin insani icin cok hassas bir konuda polemik yaratmak istemem. Hele böylesi birlestirici bir kanalda, asla. Ama beni anladiginizi sanmiyorum. Marşa, ilk göz attigimda en az on nokta var ki, dediklerimi belgeliyor. Meselem hic bir ülkenin milli duygularina söz etmek degil. Asil önemli buldugum, milli duygular arac edilerek yanlis seylerin yapilmasi. Ve ne yazikki ugruna canimizi verebilecegimiz bu vatan, 90 yildir hic te iyi yönetilmiyor. Bosuna kendimizi övmemizin de kimseye bir yarari yok. Almanya 1945 savas sonrasi darmadaginik bir durumda iken, bugün geldigi nokta herkesin gözü önünde. 1960 larda bizler buralara isci olarak gelmeye basladik. Ömrümün yarim asrini yurt disinda gecirdim. Ne isim vardi benim buralarda? Neden Hans gelipte Malatya'da, Sivas'ta calismiyor da, Ali, Mehmet Düsseldorf'un sokaklarini temizliyor? Tüm mesele bu. Marşlarla kendimize büyük övgülerde bulunmak, meseleyi halletmiyor. Simdi bazilari hemen "o zaman dön kardesim, seni tutan mi var" gibi, saf ama bir o kadar da art niyetli bir tavsiyede bulunacaklar. Ancak dönmemin cok mantikli olmadigini onlar benden daha iyi biliyorlar. Sinirlar tamamen serbest olsa, memleketten bavulunu alip yola cikacak kac milyon insan vardir saniyorsunuz? Biraz daha insafsiz olayim, 85 milyonun kac milyonu ülkede kalir? Bunun vatani sevip-sevmemekle bir alakasi yok. Ama yasam kavgasiyla bire bir iliskili. Yani güzel kardesim, marşlarin yapilma nedeni gayet acik. Icinde, bir ulusun digerlerinden daha da üstün oldugunu barindirir. Ve ben bunu dogru bulmuyorum. Neden bir Amerikali, bir Alman Türkten daha üstün olsunki? Onlarin marslari da ayni bizimkiler gibi ayni temayi islemekteler. Her ülkenin milli degerleri kendisi icin önemlidir. Ancak bu duygular bir baska ulusu incitecek seviyeye gelirse problemler kacinilmazdir. En basitinden bir futbol kulübünün marşi bile, diger klüplerden kendini ayricakli tutar. Bu dogru olmadigi kadar, sportmenlik örnegi de degildir.100. yil marşinda fikrimi söylemistim. Güzel olmamis. Klavyem Türkce degil ve her karakteri tekrar düzeltmek cok fazla zamanimi aliyor. Sadece "Marş" kelimesini düzeltme zorunlulugu hissettim. Gerisi affola.
Sayın; Haydar Demir ... Yazınızı okudum.Düşüncelerinizin birçoğuna katılıyorum.Tek itirazım şuna; 27 yıllık müzik öğretmeniyim.Biz marşları çocuklarımıza ve gençlerimize savaşlardan bahsetmek için öğretmiyoruz amacımız kan ve kavga değilki. Çok yanlış bir açıdan bakmışsınız bugüne dek.yazık olmuş Marşlardaki asıl amaç ; artık hayatta olmayan ünlü marş bestecimiz Faik Canselen'in de dediği gibi " Marşlar, Çocuklarımıza ve gençlerimize, vatan sevgisi, Atatürk sevgisi ve millet sevgisi aşılayabilecegimiz en güzel şarkılardır" . Saygılarımla
@@canantemelsayin6855 Üzüldüm Canan Hanim. Normal siradan bir kisi "amacimiz kan ve kavga degilki" dese, anlarim ama sizin gibi 27 yil egitmenlik yapmis tecrübeli bir kisinin yukaridaki yazilardan bunu cikarmasi beni üzer. Aslinda Faik Canselen Beyefendi de buna parmak basmis. Tüm cümlesindeki can alici kelime "aşılamak" . Benim de dikkat cekmek istedigim nokta bu. Vatan sevgisi, millet sevgisi, Atatürk sevgisi aşılanmazki! Vatanini sevmeyen, bir kisi bana gösteremezsiniz. Annesini, babasini sevmeyen, bir kisi bana gösteremeyeceginiz gibi. Müstesnalar haric. Her insan dogdugu, büyüdügü bölgenin aşıgidir. Oranin bir parcasidir, oraya aittir. Onsuz mutlu olamaz. Benim, elli yildir Avrupa'da mutsuz olmam gibi. Elbetteki iyiki de bir Atatürk bu dünyadan gecmis te, sonumuz bugünün Afganistani gibi olmamis. Ancak geldigimiz nokta da bunu gösteriyorki, aşılamakla sevgi olusmuyor. Bu kadar ayristigimiz bir dönemi hatirlamiyorum. Komsu komsuya, kardes kardese selam vermez olmus, yaniliyormuyum? üzülmeyin, marslara uzunca bir dönem sizin bakis acinizla yaklasmistim. Degisimi daha önce anlattim. Tekrara gerek yok. Ancak benim düsüncem, marslar, toplumlar üzerinde ajitasyon amacli, insanlari bir düsünce yönünde (dogru veya yanlis) motive etmek ve o düsüncenin basariya ulasabilmesi veya canli tutulabilmesi icin, kisiyi psikolojik ve fiziksel olarak hazirlamaktir. Bunu her ulus-millet yapmistir, yapmaktadir. Sili'nin Pinochet'inden, Italya'nin Mussolini'sine, Rusya'nin Stali'ninden Almanya'nin Hitleri'ne kadar cok ta basarili (!) olmuslardir. Ayrica dürüst olalim, marslarin pek nadiri haric, geneli politiktir. Bahsedildigi gibi "sevgi aşılayan sarki" söylemi kadar masum degildirler. Belli bir yönetim seklinin lehinde, her zaman basvurulan propaganda aracidirlar. Burada iki yorumla konusulacak bir konu degil, farkindayim. Bu yüzden de sizi fazla yormak istemiyorum. Son olarak en sevdigim marsi söyleyeyim de tatliya baglayalim. Genclik Marsi. Cok masum, cok naif te olsa arada bir gene de bir "inletme" sertligi var. O kadar da olacak tabi. Klavyemin Türkce olmamasindan dolayi, bozuk karakterler icin tekrar özür dilerim. Saygilarimla.
doruk hocam merhaba,25 yıllık müzik öğretmeni ve naçizane besteci olarak kesinlikle size katılıyorum,tam anlamıyla hayal kırıklığı,bence yorumculuğa devam etmeli kendileri😊 ısparta bilsemden sevgiler eray...
Çok kibar ve yerinde bir yorum olmuş!! Tebrik ve teşekkür ederim… şiirin çok anlamsız olduğunu, tamamen mevcut durumumuza odaklanmış, aşırı karamsar, siyaset barındıran ve anlam bütünlüğünden çok uzak olduğunu düşünüyorum. Sözleri çok daha zor olmasına rağmen 4-5 yaşında çocuklarımız İstiklal Marşımızı kolaylıkla ezberler çünkü bir akış var… bu haliyle hiç bir okulda çocuklardan dinleyemeyeceğimiz bir marşımsı…
Hocam önce beste yapılması gerekirdi, ardından güfte yazılmalıydı. Siz bilirsiniz, bazen o notaya, ritme uygun sadece kelime ararsınız, ya da o kelimeyi kullanmak istediğiniz için cümleyi değiştirirsiniz. Linç yemeyeceğimi bilsem İstiklal Marşı için de bunları söylerim. Sözler mükemmel, müzik isterleri karşılıyor. Ama ikisi birlikte yürümüyor. -larda yüzen alsancak..gibi. Çocukluktan beridir söylediğimiz için artık duygusu bizde yer etmiş. Sırf o işte ünlü veya saygıdeğer olduğu için işi beğenilenler için bir cümlem var: "Ben yapsam beni döversiniz🙂" Aynen Tarkan'ın Geççek şarkısı gibi. Bir de bu işlerde artık yeni nesli de hesaba katmak gerekebilir. Onların dünyasına biraz değmek de lazım. Bir de bu tarz marşlar bana artık soğuk geliyor. İlla orkestra ile mi olmalı, bundan emin değilim. Sonuçta marş konusu teknik bir konu. Sonuç: Sosyal medya olmasa nasıl dile getirecektik düşüncelerimizi😇
@@davutsakalli ben amatörüm. Bazen sözden müziğe, bazen müzikten söze bir şeyler üretmeye çalışıyorum. Ama biri bana marş yazdırmak isteseydi ona şunu sorardım: Derdimiz nedir, neyi vurgulamak istiyoruz? Hangi duyguyu vermek istiyoruz? Ondan sonra ana sloganlar üzerinden müziğe göre sözler yazardım. Önce şiir sonra müzik burada olmamış. Dedim ya, amatörüm, iyi ki bana marş yazdırmıyorlar🙂
@@Dizinin_Dibi Rahat ol. Ben de hiç profesyonel değilim :) Benim bilgim sınırlı. Ne insanlar var. Hayatlarını veriyorlar. Yıllarca calışıyorlar. İyi günler sana
Doruk Hocam tespitlerinizin hemen hemen hepsine katılıyorum. Fazıl Say'ı yaklaşık 25 senedir ara ara biraz dinlerim. Elbette bir Türk'ün dünyada ismini duyurması, dünyanın prestijli salonlarında resitaller vermesi vs. gurur verici. Kendisiyle bazı yönlerden gurur duyuyoruz. Fakat yıllardır farklı milletlerden onlarca piyanisti dinlemiş biri olarak, inanır mısınız, Fazıl Say'ın müziği hiçbir zaman beni duygulandırmadı; besteleri de, büyük bestecileri yorumlayışı da. Geçen yıllarda bir Chopin albümü çıkardı. Chopin dinlemeyi seven, Chopin'den duygulanan biri olarak, Fazıl Say'ın icrası bana en ufak bir duygu hissettirmedi. Bazı müzisyenler teknik açıdan olağanüstü yetenekli, hattâ dehâ seviyesinde olabiliyor; fakat "duygu" ayrı bir olay. O müzisyen teknik açıdan çok yetenekli olsa da, duygu dünyası fakirse, duygusal açıdan yüzeysel bir insansa, bu, müziğine yansıyor. Büyük piyanist Hüseyin Sermet de, "Fazıl Say iyi bir piyanisttir; ama besteciliği için aynı şeyi söyleyemem" diyor. Kimseye yüzde yüz, körü körüne tabi olmamak, kimseyi ezbere alkışlamamak lazım.
Sayın hocam ben 15 yıllık bır müzik öğretmenı olarak her programda ögrencılerle marşlar ve türküler çalışırız. İnanın 12:10 dakikada söylediğinize kesinlikle katılıyorum. İyi bir yorumcu olmak iyi bir beste yapmak anlamına gelimiyor. Öğrencilerime marsımızı dınlettım ama sadece akıllarında la la la kısmı kaldı. Yorumlarınız için teşekkurler. Böyle vıdeoların devamının gelmesı dılegıyle...
Bu müzik öğretmenleri safsataya ne kadar meraklı. Yok şu kadar yıllık öğretmenim. Yok bu kadarım. Bize ne senin kaç yıldır piyasada olduğundan. 15 yıllık öğretmesin. 4 yıl da okulu ekle. 19 geçmiş hala müzikten anlamıyorsun.
Sizi ilk kez gördüm ve konu nedeniyle dinledim.Baştan sona, yorumlarınıza paraleldi yorumlarım..Sözlerine dair kimi detaylarınızdan çok faydalandım.Sağolun Fazıl Say'ımızın ve ekiplerin onca emeğine üzüldüğümü hatırladım ilk dinlediğimde..ama bildiğimiz şu ki kalpden yapılan herşeyin vardır bir nedeni..bütünün hayrına..bizleri bir sonrakine hazırlayan 🌱 Hazırlayıcılara şükranlarımızla 🍃❤ Not: 100.yıl marşının güftesi de ilk kez tasarlanmalı..100.yılın tekliğine özel 💥 nacizane...
Yorumlarınız son derece doğru ve yerinde. Bir eğitimci ve müzik adamı olarak çok doğru tespitlerde bulunmuşsunuz. Büyük bir müzisyenden aceleye gelmiş çok iyi etüt edilmemiş bir marş dinliyoruz. Her olumsuz girişim ileriye doğru atılmış yeni bir adımdır. Saygılarımla.
Ben de emekli müzik öğretmeniyim ve yorumlarınıza katılıyorum, büyük bir heyecanla bekledik daha ilk cümlede ver ver başladı, prozodi bozukluğu, cümleler, kelimeler vurucu değil. Tüm öğrencilerime 10.yıl marşını ve çeşitli cumhuriyet marşları öğrettim, zevkle söylediler. Bu şiirde CUMHURİYET kelimesi niye yok? Aceleye gelmiş gibi, Fazıl Say 'ın bestesine diyecek yok, her zamanki gibi harika ama...
harikasınız müzikoloji diploması olan biri olarak kanalınızı yeni bulduğum için mutlu oldum saatlerdir paylaşımlarınızı izliyorum kendi adıma teşekkürler
hocam üslubunuzu ve işinize hakimiyetinizi tebrik etmemek elde değil. maşallah. internette bu gibi müzik yorumu ve sohbeti hayli zor bulunuyor. diğer müzik ve besteleri de ayrıntılı şekilde incelediğiniz videoları görmek mutlu eder. sevgiler, saygılar.
Yahu "kedere, hüzne inat güzel küçük sevinçler duyalım" demek çok güzel bir temennidir tabiki... Orada kast edilen şey sevincin küçüklüğü değil, kedere inat duyulan mutluluk.
Annemin dedikoducu komşularının konuşmalarına benzer bir yorum olmuş. Sanatın hayal dünyasında ki genişliğini yok saymaniz sanırım sınırlı düşünenlere alışık olduğunuz içindir.
Eleştirilerinizi haklı buluyor, fikir açıcı olduğunu düşünüyorum. Kimin söylediğine değil ne söylediğine dikkat etmek gerektiğini göstermek açısından da çok güzel eleştiriler. Yürekten katılıyor, teşekkür ediyorum. Aklınıza sağlık.
Abi sen ne kadar güzel anlatıp konuşuyorsun öyle yahu. Tek saniye düşünmedim hemen abone oldum. Yalnız 4:14 için bir not düşmek istiyorum, demek istediği şey "yarınların ışığı daha ne bekliyorsun" değil, tam tersi ondan önce gelen cümle ile birleştirildiğinde oluşan "aksın dolsun yüreğimize yarınların ışığı" mesajı. Maalesef, prozodi ile birlikte cümle yapısı da bozuk durumda.
Doruk hocam ağzınıza sağlık. Prozodi ile ilgili söylediklerinizi kat kat fazlasıyla Milli marşımızda da yaşamıyor muyuz? O yüzden milli marşımız da okullarda, hatta orduda bile doğru düzgün seslendirilemiyor. 100. yıl marşını dinlediğimizde tüylerimiz diken diken olmalıydı. Gerçi bunda da oluyor ama dehşetten. :)
Sözleri böyle olsa nasıl olurdu? La la la la, la la la la, Yer yarılsa, gök yıkılsa, la la la la, la la la tek vücuduz hepimiz. La la la la, la la la la, Durduramaz hiç bir engel, la la la la, la la la çağlayanlar gibiyiz. La la la la, la la la la, Yer yarılsa, gök yıkılsa, la la la la, la la la tek vücuduz hepimiz. La la la la, la la la la, Durduramaz hiç bir engel, la la la la, la la la çağlayanlar gibiyiz. Ver ver ver ver ver elini Cumhuriyetin bekçisi, Ver ver ver ver ver elini Atatürk'ün gençleriyiz. Ver ver elini yıkalım karanlığı Biz yüz yıldır sahibiyiz. Ver ver elini yıkalım karanlığı Sonsuza dek varisiyiz. Gel küçük sevinçler duyalım kedere inat Ay yıldızlı bayrağım selam sana; Gökyüzünden sevgiden söz- edelim Dalgalan özgürce sen hiç korkma! Türküler söyleyelim Aydınlık bir gelecek, Aksın dolsun yüreğimize Barış dolu bir dünya, Yarınların ışığı Mutlu insanlık için, Daha ne bekliyorsun Yürüyoruz durmadan Daha ne bekliyorsun Yürüyoruz durmadan Daha ne bekliyorsun Yürüyoruz durmadan Ver ver ver ver ver elini Cumhuriyetin bekçisi, Ver ver ver ver ver elini Atatürk'ün gençleriyiz. La la la la, la la la la, Yer yarılsa, gök yıkılsa, la la la la, la la la tek vücuduz hepimiz. La la la la, la la la la, Durduramaz hiç bir engel, la la la la, la laa şimşek çağlayanlar gibii kükrer, şimşek, şimşek, şimşek gürler, taşar, coşar Göğün mavi şimşeği Atamın gözlerinde Muhtaç olduğum kudret, damarlarımda. Göğün mavi şimşeği Atamın gözlerinde Muhtaç olduğum kudret, bu asil kanda. Toprak gülsün, gök tutuşsun Kutlu olsun, şanlı olsun, Güneş yansın, dönsün dünya andlar olsun, duysun dünya dönsün dünya, dön-sün dünya duysun dünya, duy-sun dünya Daha daha, nice nice yüzyıllara Daha daha, nice nice yüzyıllara Daha daha, nice nice yüzyıllara Daha daha, nice nice yüzyıllara Göğün mavi şimşeği Atamın gözlerinde Muhtaç olduğum kudret, damarlarımda Göğün mavi şimşeği Atamın gözlerinde Muhtaç olduğum kudret, bu asil kanda Dön-sün dün-ya, dön-sün dün-ya Duy-sun dün-ya, duy-sun dün-ya La la la la, la la la la, Yer yarılsa, gök yıkılsa la la la la, la la la tek vücuduz hepimiz La la la la, la la la la, Durduramaz hiç bir engel la la la la, la la la Çağlayanlar gibiyiz La la la la, la la la la, Yer yarılsa, gök yıkılsa la la la la, la la la tek vücuduz hepimiz La la la la, la la la la, Durduramaz hiç bir engel la la la la, la la la Çağlayanlar gibiyiz Dönsün dönsün dünya, dönsün dönsün dünya Duysun duysun dünya, duysun duysun dünya Dönsün dönsün dünya, dönsün dönsün dünya Duysun duysun dünya, duysun duysun dünya
Analiziniz muhteşem. Hüsranımıza tercüman oldunuz, 100. Yılımız için heyecanla gururla bekleyip ilk duyduğumuz la la lar bizi adeta söndürdü. Onuncu yıl ve İzmir marşına devam.
Yorumunuza şimdi ulaştım. Bir haftadır 100.yıl marşlarını dinliyorum hangisini beğenirim diye. Dr. Orhan KOYUNCU'nun HEP SENİN İZİNDE marşını çok beğendim defalarca dinledim. Siz NE dersiniz?
Fazıl beye TSK Armoni Mızıkası dinlemesini tavsiye ederim. Oradaki tüm besteler bence bundan başarılı. Prozodi sorunları, sözlerin manasızlığına ben de ilk dinlediğimde şaşırdım. Tamam elini ver yıkalım karanlığı da bunu hükümet karşıtı bambaşka bir besteye uygun olabilir. 100. yıl marşında Cumhuriyetin artık dev bir çınar olduğunu, milletimizin eşsiz başarılar çıkaran bir millet olduğunu, bunu başaranların torunları olarak onlara çalışkan olacağımıza dair söz verdiğimizi filan söylemeliydik. Bunun dışında melodik yapı bi doğuya bi batıya kayıyor. En çok üzüldüğüm nokta ise 10. yıl marşındaki özen ve coşku toplumun genelinde yok. Umarım daha ciddiyetli bir 100. yıl marşımız olur ve onu söyleriz.
Müzikle uğraşıyor olmamı tamamen kenara bırakarak bir dinleyici gözüyle bu yorumumu yapıyorum. Marşta arkadaki ritmle sözlerin uyumlu gitmesini beklersin ki rahat söyleyebilesin. Örneğin; davul tam-tam-ta-tam vuracaksa oraya da "ak-lım-da-sın" gibi bir sözcük yazarsın ki hem akılda kalıcılığı artırır hem de marşta davul önemli olduğundan, bu davul ritmiyle sözcüklerin uyumlu gitmesi beklenir. Marşı dinledikten sonra birebir sizle aynı hissiyatla kapıldım sayın hocam. Yalnız olmayacağımı biliyordum hatta çoğunluğun beğenmeyeceğini düşündüm. Tespitleriniz çok yerinde. En çok merak ettiğim şey Fazıl Say seviyesindeki değerli bir virtüözün bunları nasıl gözden kaçırıyor olduğu. Orada tıkanıyorum maalesef.
Müzikle uğraşıyor olmanı bir kenara bırakman iyi olmuş. Müzikten anlıyor “olmadığın” belli. Bırak müziğin yakasını. Senin müziği rahat bırakıyor “olman” gerekli olmalı.
Hissettiklerimi cok guzel bir sekilde tanimlamissiniz.Tesekkurler🙏Soner Arica'nin besteledigi 100.Yil Marsi'ni da yorumlarsaniz cok sevinirin
Год назад+17
Doruk merhaba. Bizim gibi birçok sanatçının duygularına tercüman oldun. Şahsen sana çok teşekkür ederim. Görüşlerine ek olarak, bu parça bir orkestralı eserin ancak bir bölümü olabilir ve bu şekilde icra edilebilir. Ancak başlı başına tek bir beste olarak literatüre dahi geçemez. Ayrıca, bestecinin parçayı uzatma zorlaması ile de karşıyayız. Senin de bahsettiğin gibi dolu prozedi hatası olmasının yanında recisler de pek sağlıklı değil. Prozodi hatalarından sıyrılma konusunda İstiklal Marşını gözümüz önüne alabiliriz. Marş 10 kıta olmasına rağmen, bestesinde yalnız 2 kıta kullanıldı. Zorlamalardan tamamen kaçınıldı. La la la kısmı için tamamen hem fikirim. Stadyumda söylenen marşları tamamen andırıyor. Ancak, stadyumdaki taraftarlara dahi asla hitap edecek ve öğretilebilecek nitelikte bir parça değil bu maalesef. Besteci yıllardır var olan ünü ve seyircisine güvenerek ne yapsam zaten izlenir, halk benimser düşüncesi ile maalesef yanılgıya düşmüş bu belli. Buna rağmen yine yılların verdiği ünü ile popilzm ile böyle prodüksiyon işini ayarlama fırsatı bulmuş. Bu kendisinin yıllarca emeğinin sonucu ancak ne olursa olsun toplum asla küçümsenmemeli. Bunu söylememin amacı bir marş yazıp topluma, yani millete armağan etmekse niyet, yine de bir çok kişinin fikri alınarak, yukarıdan bakmayarak bir çıkış yolu arayarak anlamlı bir çalışma yapılmalıydı. Hele hele niyetimiz 100 yıl geçti hala 10. Yıl marşı dışında cumhuriyet değerlerimizi yansıtan bir beste ise bu mutlaka yapılmalıydı. Görüşlerin ve inceliğin için seni takdir ediyorum.
Dün "kapalı" olan şiiri yorumlarda anlayabildiğim kadarıyla açmaya çalıştım. Açıklamaya çalıştım. Buraya da yazayım, siz de istifade edin: "Ver elini yıkalım karanlığı": (Birlik olalım içinde bulunduğumuz kötü durumdan çıkalım. /Karanlık yıkılmaz diyorsunuz. Ancak bu sanatlı bir söyleyiş. Gazeteciler yeni haber geldiğinde, sayfayı değiştireceklerinde; "Sayfayı yıkıyoruz" derler mesela. Karanlığı yıkalım derken anlatılmak istenen açık. Bütünüyle ortadan kaldırmak... bertaraf etmek...) "Gel küçük sevinçler duyalım kedere inat": (İçinde bulunduğumuz şartlara rağmen karalar bağlamayalım, umudu yeşertelim) "Gökyüzünden sevgiden söz edelim": (İncir çekirdeğini doldurmayacak, boş konularla çenemizi yormayalım. Gökyüzü gibi sonsuz, sevgi gibi sıcak konulardan konuşalım) "Türküler söyleyelim": (En saf halimizle coşalım-duygulanalım) "Aksın dolsun yüreğimize yarınların ışığı" (Daha aydınlık, daha güzel olacak geleceğin umudu içimize işlesin böylece.) "Daha ne bekliyorsun ver elini": (Bu söylediğim güzelliklerin gerçekleşmesi için elini çabuk tut. Hemen birlik olalım. ) "Göğün mavi şimşeği atamın gözlerinde Toprak gülsün, gök tutuşsun, güneş yansın, dönsün dünya Daha daha nice nice yüzyıllara": (Atatürk, "Türkiye Cumhuriyeti İlelebet Payidar kalacaktır." demiş. Dolayısıyla görüşü (gözü) o kadar yükseklerden ve bir şimşek gibi keskin. O halde ne duruyoruz? Cumhuriyet onun öngördüğü gibi sonsuza dek yaşasın. Bunun için bereketli topraklar, boş durmasın, heba olmasın, kanla sulanmasın, kısaca ağlamasın. Üretim ile çoşsun, gülsün ve güldürsün. "Gök tutuşsun"; fabrikaların bacaları tütsün. Yani üretim yeniden başlasın. Ülkeyi aydınlatacak devrim ateşi, bir güneş gibi üzerimizde yansın. Ülkenin aldığı bu ivme ile dünyadaki duraklamalar (bunalımlar, sıkıntılar) da son bulsun; dünya dönsün. Türkiye değişsin, dünya da değişsin; düzenine girsin. "Yurtta barış, dünyada barış" sözü gibi, Türkiye'deki değişim dünyayı da olumlu yönde etkilesin. Bu "iyilik" hali yüzyıllarca ve yüzyıllarca durmadan devam etsin.)
Hocam düşüncemi çok iyi ifade ettiniz. Bu marş için ne düşündüysem hepsini siz de söylediniz. Bunun için ayriyeten size çok teşekkür ediyorum. Marşların yapılış amacı bellidir. Halka ve millete hitap eder. Müzikal açıdan çok da zor bir orkestrasyon gerektirmez. Çoğunlukla basittir. (sözlü ve sözsüz olarak ayırırsak yanlış anlaşılmasın.) Epiktir. Amacı dinleyende söyleyende coşku uyandırmasıdır. Asker ve Ordu marşları bunlara en iyi örnektir. (Özellikle Eskişehir Marşı.) Projeyi Fazıl Say'ın yaptığını öğrendiğimde içimde bir şüphe oluştu. Dedim acaba bu işin altından kalkabilecek mi ? Muhteşem bir proje bizleri mi bekliyor yoksa. Ancak yayınlandığında hayal kırıklığına uğradım. Keşke çok daha farklı olsaydı. Hepimizin coşkuyla dinleyeceği ve söyleyeceği bir marş olabilirdi. Fikrimizi belirttiğimizde de ''Sen yapsaydın o zaman'' gibi sitemlerde bulunuyorlar. Bu arada ifadelerinizden birine takıldım. ''Yıkalım Karanlığı'' ifadesi mübalağa ifadesidir hocam. Şiirlerde bu tarz soyut sözsel ifadeler sıkça kullanılır. Bir yanlış yoktur. Ama tabi koskoca 100.yılımız için marşa çok daha uygun veya bizi çok daha iyi yansıtan farklı bir şiir seçilebilirdi. Dönsün dünya veya ver elini gibi ifadeler mi anlatıyor cidden bizi ? Umarım Fazıl Say bu eleştirilerin gereksiz yere yapılmadığının farkına varır.
Nasıl ya allah allah demek şiirlerde soyut ifadeler sıkça kullanılıyor, vay anasını. Bence hoca konuyu yeterince biliyordur fakat şiiri eleştiriyordur.
Doruk abi evet çok doğru yorumlar. Çok teşekkürler bu video için. Marş ezberlenmek içindir. Sözleri bağlı sekizlikler ya da dörtlüklere göre yazılmadıkça ezber ve söylem zorlaşır. Boşluk buldukça 16lık gruplamalar gelişi güzel yazılmış.. Gerçekten beklenmedik bir amatörlük.
Şiir çok güzel. 100 yıldır karanlığı yıkmak istediğimiz bilinen bir şey ancak bunun el ele vererek barış içinde olabileceği vurgulanmış.Gerektiği zaman da Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk ün gözlerindeki şimşek gibi ileri atılabileceğimiz vurgulanmıştır. Bu şiirin akılda kalmasından çok ne anlattığını bilinmesi önemlidir.. Ordumuzun o kadar çok marşı vardır ki bir çoğu akılda kalmamıştır. Müzikle uyumuna gelince unutmayın ki dünyanın en güzel istiklal marşı olan bizim marşımız sözler ile fazla uyum içinde değildir. Burada da Atamızın gösterdiği batı ve o müzik notaları gayet güzel işlenmiştir. Önemli olan şiir ve müzikteki derinliği iyi anlayıp gericiliğe ilim, bilim ve sevgi ile el ele karşı durabilmektir.Dünya döndükçe de cumhuriyetimiz ilelebet payidar olacaktır. Saygılarımla..
O kadar doğru tespitler ki... İlk dinlediğimde her ne hissettiysem, siz çok naif bir şekilde dile getirmişsiniz. Yüreğinize sağlık... Fazıl Say'ın değeri tabii ki tartışılmaz ama olmamış işte.
Rahmetli Halit Recep Arman yaşasaydı eminim tüylerimizi diken diken edebilecek bir 100. Yıl marşı bestelerdi, ruhu şad olsun. Marş yazmak her bestecinin harcı değilmiş Fazıl Say da olsa...
Rahmetlilere de gerek yok ama marş yazmayı görev olarak üstlenmek baştan hata. Doruk hocanın marşa örnek diye dinlettiği Sakarya marşını bestecisi Faik Canselen 17 yaşındayken bestelemiş. Marş tam olarak duygu işidir, o gelmediyse zorlamayacaksın. Kime ne zaman gelir, o da bilinmez.
İzmir Tunç Soyer’n talebini sevgili Fazıl Say kabul ederek bu güzel marşı bize Türk halkına armağan etti. 85 milyonun hepsinin bu marşı beğenmesi tabii ki imkansız! Bu Say’ın eseridir.. Ben daha iyi yaparım diyenlerin ve eleştirenlerin önü açık.. 100. yıl hepimiz için çok özel ve yeni marşları bekliyoruz.. Bu arada kendisinin birçok bestesi vardır, bilmeyenlere..
"100. Yil Marsi"ndan ziyade genclere yonelik cok guzel bir 23 Nisan veya 19 Mayis marsi olabilirmis. Bu marsin en buyuk sorunu, isminin altinda ezilmesi. "100. Yil Marsi" ifadesi insanlarda cok daha buyuk beklentiler doguruyor.
Kısacası müziğin temeli o özgün melodiyi bulabilmek ve konusuna göre anlamlı ya da fonetik söz yazabilmekten ibarettir. İyi enstrümanı yeteri kadar çalışan hemen herkes calabilirken iyi besteyi istediğin kadar eğitim al ya da enstrüman çal herkes yapamaz. Bestecilik gerçek sanatçılıktır.
Önce herhalde sadece ben beğenmedim diye düşünmüştüm.Yorumları okuyunca kendime haksızlık ettiğimi gördüm.Nerde 10,yıl ve 50.yıl ve son olarak dinlemeye doyamadım Turan Manafzadenin 100.yıl marşındaki coşku ve yarattığı övünç duygusu..
Hocam, bu alanda profesyonel birinin ağzını açıp şu "marş"a iki çift laf etmesi gerekiyordu. Bunu sizin yapmanız gayet iyi oldu. Umarım Fazıl Say'ın burnu Kaf Dağı'ndan iner de kendisi, bu tarz geri bildirimlerden haberdar olur. Ellerinize sağlık.
Yumuşak bir ses tonu, hülyalı bakışlar, zarif el ve parmak hareketleri ile yaptığınız müztehsi değerlendirmeleri dinledim. Herkes eleştirilebilir görüşünüze katılıyorum. Buradan hareketle bende sizin yorumlarınızı değerlendirmek isterim Sn.Somunkıran. 1. Başlangıçtaki la la la. Melodiye insanları baştan kaynaştırmak için yapılmış. Bu akıllıca bir şey. Marştan akılda bir tek lal al a kalacak görüşü doğru değil. Bende ver elini, birlikte olalım, kısmı kaldı mesela. 2. Burada bir kafa karışıklığı yaşadığınızı düşünüyorum. Bir yerde marşların sıradan insanların söyleyeceği kadar basit olması gerektiğini söylerken, diğer yerde çocuk şarkısı basitliğinde olduğunu iddia etmeniz tutarsızlık gibi görünüyor. 2. Bir başka tutarsızlığınız, marşta çok fazla tekrar var derken, video sonunda verdiğiniz örneklerde, marşlarda tekrarın ne kadar önemli olduğuna ilişkin ifadeleriniz. Herhalde aradan geçen 10 dakikada baştan söylediklerinizi unutuverdiniz. 3. Gözlerinizi devirerek sorduğunuz, "karanlık yıkılır mı? hmmm " Burada kastedilen oturma odandaki prizin kapatılması ile ilgili değil. Orada kastedilen karanlık yıkılabilir. Kaldı ki bir şair, kullanacağı sembolü kendi seçer. Kavramları kendine göre betimler. Sana bana sormaz. 4. Marşta çok fazla fikir varmış. Eee kafa karışıyormuş. Liseli çocuklar 40 kere tekrarlasa anlayamazlarmış. Bu da doğru değil. Marşta verilen fikir; "ver elini birlik olalım, karanlıktan kurtulup, Atatiürk 'ün gösterdiği yolda cumhuriyetimize sahip çıkalım. Onu nice 100 yıllar yaşatalım. " Liseli gençlere zeka özürlü imasına ne gerek vardı? Size , neden bu kadar zor geldi acaba? 5. Onca, oratoryolar, konçertolar, bale, tiyatro müzikleri ... bestelemiş. Bestelediği eserler dünyanın dört bir yanında çalınmış, beğenilmiş, dünya ölçeğinde bir değer için , gerdan kırarak "icracılık başkaaa, bestecilik başka.. " demek. Hey Allaam! Sanki güldür, güldür şovda İsmaili izliyor gibi oldum doğrusu.
Bu marşın sözlerini yazan kişi Türkçe bilmeyen biri , yoksa başka türlü açıklanamaz : 1. Şiir olarak didaktik yönden , dizeler arasında anlam mantığı olmadığı için kopukluk var. 2. Sözcüklerin gerçek anlamlarıyla kullanılması da başka bir hata . " Duvar yıkılır , karanlık yıkılmaz . 3. Prozodi hataları var ." Yıkalım karanlığı " tümcesi hece fazlalılığından dolayı , ölçüye uymuyor.
Merhaba sevgili Doruk hocam. Fazıl Say gerçekten ülkemizin büyük değerlerinden. Ancak böyle bir üstadın böyle bir çalışmaya imza atması şaşırttı beni. Çok daha iyisi yapılabilir bence. Yorumlarının tamamına katılıyorum. Marşlar vermiş olduğun Sakarya ve İzmir marşı örneklerinde olduğu gibi yalın bir formda olmalı. Böyle olmalı ki toplumca hep beraber ezberleyip coşkuyla söyleyebilelim. Ben bu çalışmanın çok karmaşık rahatsız edici prozodi hatalarıyla dolu, sözlerin amacına uygun olmayan ve konu bütünlüğünden uzak olduğunu düşünüyorum. Çok fazla zorlama var. İçim daraldı dinlerken. Çoşku ve iyi temenniler askıda kalmış. Ancak prodüksiyon ve orkestra muhteşem.
Bravo, Doruk. Çalıp söylemekle, yazıp bestelemek, manavlıkla kasaplık kadar ayrı konulardır. Fazıl burada uyanıklik yapip herkesten önce ön sayfaya çıkmak için bir fırsat yakalamaya çalışmış ve kendi gibi zevksizlerin omuzunda bir noktaya kadar gelebilmiştir. Bu `eser` müziğimizin Anka Parkı'dır. Ayrıca, böyle önemli bir yüzyıldönümünü hakkıyla temsil edebilecek bir eserin geç kalınarak, istiklal marşımız gibi ülke çapında bir yarışmaya açılmaması, kültür bakanlığımız açısından affedilemez bir düşüncesizlik örneğidir.
12:36 hocam ben kendi marşlarımı kendim yazarım. Üniversitedeyken rahmetli hocamız hasan adıgüzelzade'yle besteleme dersimiz vardı. Dersin öncesinde de sonrasında da güzel tüyolar aldığımı - ve bunları da farkettim tabi - anladım. Her yaptığım bestemi hocamla paylaştığımda illa bir fikir verirdi Ruhu Şad olsun. Söz yazmak söze uygun besteleme yapmak gerçekten kolay değil... Fazıl Sayın şöyle bir dezavantajı var. Fazıl Say dünyaca isim yapmış çok iyi bir müzisyen, besteci. Ensturmanını çok iyi kullanıyor. Böyle sanatçılar eleştiriyi çevrelerinden olumsuz anlamla alamazlar. Danışacakları kişilerin ve kendilerinin egolarından arınmış olması ve birbirlerine çıkarları doğrultusunda yol izlememeleri gerek. Malesef ki ya olumsuz eleştiri anlamında kimsenin faydası olmamış ya da kimse olumsuz olan eleştiriyi dinlememiş.
Çok keyifliydi bizim de hissettiğimiz ama kelimelere dökmekte zorlandığımız eksiklikleri dinlemek... 😍 Benzer içerikler arada güzel olabilir Doruk hocam 😇
Hocam hemen geldim çünkü sizden bekliyordum böyle bir video. Size bir müzik öğretmeni olarak katılıyorum. Müzik yayınlandığından beri çıldıracağım gerçekten. 100. yılımıza hiç yakışmadı...
İlkokulda belediyenin çok sesli korosunda müzik eğitimi almış biri olarak çok marş söylemiştik. Hatta 75. yıl marşını bi bizim koro bi de TRT3 izleyenleri biliyordu, o derece. Bu marşı dinlerken her kısmında aynı şeyleri düşündüm. La la la, tribün-çocuk şarkısı çağrışımı yaptı ve evet, kapattığımda sadece la la la kısmı kaldı. Mesela hoy-ra rira rira hey'i de herkes bilir ama o daha davudi bir sesle daha derinden gelen güçlü bir anlamsız sözlerden oluşan introydu. Ha bir de Çelik'in Atam şarkısını hatırlattı bana (evet onu da söyledik koroda 😅) Sözlerin birbirinden kopukluğuna ben de takıldım. O da olsun, bu da olsun şeklinde yazılmış sanki. Dinlerken bana Fazıl Say 100. yıl için bir marş bestelemeliyim diye çalışma yapmış da güfteyi ona oturtmaya çalışmışlar gibi geldi. La la la kısmı biter bitmez başlanan söz melodiye oturmuyor çünkü, siz de dikkat çektiniz, ve birkaç yerde daha var bu. Bestenin coşkusu, geçişleri vs hoşuma gitti açıkcası. Evet klasik marş konseptinin dışında ama sanki daha güncel gibi geldi. Yani müziğin son 20-25 yıldaki evrimini düşünürsek, film müziği tadında bir şey olmuş. Marş diyemeyiz ama çoşku ve güncellik adına ben sevdim. Sanki güfteyi yeniden denesek daha güzel bir şey çıkar bu marşa ama bu haliyle olmamış. Tam da dediğiniz gibi bunu, daha ulusal marşını nizami söylemeyi becerebilecek kadar müzik bilgisi yeterli olmayan halk söyleyemez. Fazla zor, korolar için bile zor. Mesela 19 Mayıs'a bunu hazırlayabilir mi bir okul korosu 20-25 günde? Bütün günlerde prova yapsalar, belki. O orkestrayı kuramadan da nasıl bir marş çıkar ortaya, o aranjeyi kim yapacak? İzmir Marşı'nı bir gitarla vapurda çalabiliyorsun, marş biraz da öyle kolay olmalı sanki. Ekleme: Tekrar dinlemek için 100. yıl marşı yazdım aramaya, Soner Arıca da bir marş bestelemiş. Mesela onda marş ritmi var, yine şarkı gibi olmuş. Ama nakaratı vs. söylenebilir, öğrenilir olmuş. 100. yılı marşsız bırakmayan bütün müzisyenlere şükranlarımı sunuyorum. Daha güzelleri çıkar inşallah da 100. yılı da 10. yıl marşıyla kutlamak zorunda kalmayız.
Merhaba Doruk Bey söylediklerinize Sonuna kadar katılıyorum.Ben de bir güzel sanatlar lisesi öğrencisi olarak, Marşı ilk dinlediğimde sizinle neredeyse benzer yorumlara sahiptim. Sizin kanalınızı ilk defa rastladım ve resmen benim kafamda düşündüklerimi daha ciddi daha teorik bir açıdan yaklaşık anlamışsınız. Yıl Marşı hakkında böyle güzel bir eleştiri yaptığınız için size teşekkür ederim.
Yorumlarını paylaşan herkese teşekkürler! Her yoruma cevap yazmaya yetişemeyeceğim için bir video ile topluca cevap verdim, şuradan ulaşabilirsiniz:
ruclips.net/video/Biq0kmp9_-E/видео.html
ruclips.net/video/r3oMZ-IBAZU/видео.html
@@metehan23 bu kanal onbeş yıldır var, bugüne kadar tek bir yorum dahi silmedim. Bu videonun altında 800'e yakın yorum var, yarısı olumsuz, hepsi öylece duruyor. İsteyen istediğini yazabilir. Sansürlemek başını kuma gömmektir, hiç işim olmaz.
@@metehan23 ne güzel görüşlerinizi ifade etmişsiniz, öneriler getirmişsiniz. Yorumları silmek gibi bir alışkalnlığım olsa bile böyle bir yorumu neden sileyim ki ben? 🙂Bazen benim başka kanallara yazdığım yorumlar da yok oluyor, RUclips'un azizliği diyelim. Önerdiğiniz müzikleri dinleyeceğim.
Marşın en çok akılda kalan "la la la la la" kısmı da Mehveç Emeç'in bestelediği Galatasaray marşından bire bir alıntı üstelik. Marş hem çok kötü, hem de en vurucu kısmı intihal. Nereden tutsanız elinizde kalıyor.
Doruk Bey selamlar, "Turan MANAFZADE-100.Yıl Marşı Türküz Biz Türk Önderimiz ATATÜRK" marşını incelemeyi düşünür müsünüz. Biliyorum bu tür videolar sizin için istisna ancak fikrinizi çok merak ediyorum. Teşekkürler.
Çok nazik bir şekilde Fazıl Say’ın bu işi beceremediğini söylediniz, bence milyonlara da tercüman oldunuz. Teşekkürler.
Buna benzer bir yorum yapmak için geldim. Neden kimden bahsettiği belli değil. Aitlik olmadığında olağan bir konu. Türk kültürüne, ulusuna iye hissetseydi bestecisi ona göre duygulu yoğun bir beste çıkardı. Sadece adı var diye beğenen romantikler çıkar.
Elbette herkese hissettirdikleri farklıdır saygı duyuyorum ben çok etkilendim o nedenle çok beğendim .sözler de ritim de muhteşem
Arkada ki koroda bu marşı söyleyen gençlerden biri olmama rağmen tamamiyle sizinle aynı fikirdeyim. Bir muzik öğrencisi olarak da diğer muzik öğrencilerinin bu marşı beğenerek marş yapisini, muziği ve besteciliği anlayamamış olmaları gelecegin müziği adına çok üzücü. Dobra ve her şeye ragmen dürüst yorumlarınız için de çok teşekkürler
En ironik kısmı ise Fazıl Say'ın bir çocuk gibi ortalığa, yapımı begenmeyenlere sataşması. Yahu begenmeme özgürlüğümüz kalmadı mı?
@@AnatolianPiano begenmeyebilirsiniz, eleştirebilirsiniz dedi ama çok büyük müzisyen için beklenti büyük olur. Bu sorumluluğu yüklenirken biraz ağır olacak ama sizin begendirememe lüksünüz yoktu.
@@tayfunalbuz1 anlamadim fazil saydan mi bahsediyorsun benden mi 😂
@@AnatolianPiano Fazıl Say dan.
@@AnatolianPiano hocam sizin muzisyenliginize laf yok, sonradan çaktım köfteyi! 🙏
Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler. Her zamanki nezaketinizle kırmadan dökmeden müzisyenlerin diline tercüman oldunuz.
ruclips.net/video/zpiigaGiIyo/видео.html
istiklal marşındaki söz ve edebiyattan 100 yıl sonra geldiğimiz nokta......
@A. Grafik ama adını 100 . Yıl marşı koyuyor
La la la ile başlayan ve dönsün dünya ile biten bir marş!!! Çok isabetli yorumlarınız ufuk açıyor Doruk bey. Ağzınıza sağlık. Eski marşlarmizla ilgisi yok. Kısa sürede tuketilip unutulacaktır maalesef.
Müzisyen değilim ama 47 yıllık izci lideri olarak iyi bir marşın nasıl olduğunu bilirim... Benim amatörce yaptığım yorumları işin uzmanından duymak rahatlatıcı oldu. Duygularıma, düşüncelerime tercüman olmuşsunuz. Biz bu seneyi de 10. Yıl Marşı ile geçireceğiz anlaşılan.
Muasir medeniyet bu mars islerini birakti. Bu ergen cocuk isleri yerine cok iyi tarihci yetistiriyorlar, müzeleri cok saglam, kaliteli filmler, belgeseller, müzikallerle meramlarini hamasete bulasmadan inceden inceye cok iyi anlatiyorlar. Izcilik falan böyle seylerin Batida esamesi yoktur. Zira gerek yoktur. Batinin elestirilecek cok taraflari da var ama bu gibi konularda dogru yolu tutturduklari apacik ortada.
Uğur Işılak ın marşını çalacağız 100.yıl
@@betulylcn6740 Size de baskalarina ait müzikleri kullanmak yakisir. Ugur Isilak´in marsi mi varmis, Ugur Isilak müzisyen mi, Ugur Isilak adam mi?
@@denizyilmaz4288 uğur ışılak adam gibi adamdır yaşayan bir ozandır kendisi. Ne kişiliği ne sesi ne de müziğine laf söyleyen ne adamlıktan ne de müzikten anlamamaktadır. Asıl fazıl adammı sadece batıyı taklit eden bir müzisyen özümüzü yansıtmıyor.
İzci lideriysen sorun yok. 47 yıllıksan hiç sorun yok. 10. yıl marşı yapılalı nerdeyse bir asır oldu. Tabi sen 47 yıllık izci liderisin ya. Hayattan biraz kopmuşsun. 2023 yılındayız ihtiyar. Bu senin için bir şey ifade ediyor mu?
Hocam bu kadar gerçekçi olduğunuz için, kendinizi kandırmadığınız için, sorunları halının altına süpürmediğiniz ve lafınızı esirgemediğiniz için çok teşekkür ederim. ❤
Dinlerken acaip yorulduğum, kafamı karıştıran bir eser olmuş. Marş dediğimiz kolayca ezberlenip hemen tekrarlanarak ağızdan ağıza geçmesi gereken bir eser değil midir? Burada ne yapacağız? Bekleyip bekleyip ŞİMŞEK diye mi bağıracağız? Sanki uzaylı istilası sonrası dünyayı kurtarmışız ve dünyanın sonuna karşı yazılmış bir eser gibi olmuş, arada da Cumhuriyet’e dokunmuşlar. Teşekkürler.
Okuduğum en doğru yorumdu 😅👏😂
Ben marşı beğendim, ancak haklısınız zor bir marş olmuş.Akılda kalması zor. Belki de bu esere marş değil de Cumhuriyet için yazılmış senfonik bir eser diyebiliriz.
Aynı 4 5 cümleyi 10 kere tekrarlamış marşta. Nasıl aklınızda tutamıyorsunuz
Siz benim yorumumu yanlış anlamışsınız. Benim aklımda kalmadı diye birşey söylemedim. ikinci defa dinlediğimde zaten marşın çoğu aklımdaydı. Ancak birçok kişinin farklı yapıdaki eserleri kolayca aklında tutamadığını gözlemliyorum. Özellikle bu tarz senfonik eserleri. Şunu da eklemeliyim, eserde Fazıl SAY'ın müzik konusundaki zekasını da hissettim. Birçok farklı unsuru bir arada değerlendirip uygulamış.@@ahmetbaturalpmirzabey5141
Müzik Öğretmeniyim, size çok hak veriyorum, birçok yerde prozodi hatası var. Sözlere gelince yine çok haklısınız, asla etkileyici değil. Verdiğiniz örnek olan Sakarya Marşı muhteşem bir marş, marşlardaki söz tekrarı, ezgi tekrarı, her şeyi harika. Evet bir marş çıplak sesle söylendiğinde de etkileyici olmalıdır. Sözler 100.yıl temasına asla uygun değil. SAĞ OLUN VAR OLSUN BU GÜZEL ELEŞTİRİLERİNİZ İÇİN ❤
Say'ın kendi paylaşımına bu karmaşıklıktan, duygusuzluktan bahsettim. Sizi dinledikten sonra "keşke acımadan yazsaydım" dedim. Yüreğinize sağlık. 👏
Cesurca yaptığınız değerlendirmelerinize tamamen katılıyor ve çok önemli buluyorum. Teşekkürler..
İlk dinlediğimde heralde bende bir sorun var, anlayamadım diye düşünmüştüm. Sanırım Fazıl Say'ın işin içinde olması beklentimi çok yükseltmişti. Duygularıma tercüman olmuşsunuz Doruk hocam. Demekki yalnız değilim düşüncelerimde :)
Yalnızca bazı sözcüklerin çok hızlı geçtiği eleştirisine katılınabilir. Bunun haricindeki yorumlarınız tutarsız. Başka tutarsızlıklar da olmasına rağmen tek bir örnek vereceğim: videonuzun başında 100. marşını 'ver elini' kısmında tekrarcı olmakla eleştiriyorsunuz. Daha sonra marş formunun, Sakarya ve İzmir marşlarındaki gibi tekrar eden mısralardan oluşması gerektiğini söylüyorsunuz :). Verdiğiniz marş örnekleri çok güzel ama onlar askeri bir ruha sahip. Fazıl'ın marşı sivil, samimi, çocuksu bir saflık ve temizlik ifade eden bir yapıt olmuş. Bence marşın şiiri konusundaki eleştirilerinizde de bazı sözcüklerin semboliğini (dünyanın dönmesi ne demek olabilir sizce?) ve marşın yazıldığı karanlık umutsuzluk ortamını kaçırıyorsunuz.
Hocam ben halen ortaokullarda görev yapan bir müzik öğretmeniyim ve size ağzınıza sağlık demek istiyorum. Yaptığınız yorumlar çok yerinde ve çok doğru yorumlar. Fazıl Say dünya çapında bir icracı ancak bu bestesi akılda kalıcı bir eser olmaktan çok çok uzak. Çocuklarıma onlarca marş öğretmiş bir müzik öğretmeni olarak söyleyebilirim ki bu marşı çocuklara öğretmek imkansıza yakın. 100. Yaşına girecek güzel ülkemizin daha başarılı bir marşla taçlandırılmasını çok isterdim. Üzgünüm.
Çok doğru ben de emekli müzik öğretmeniyim kesinlikle çocuklar söyleyemez.
100.ncü yıl için tek 1 eser değil.. birden fazla eser olmalı, kimi eser sadece dinlenmeli, koroya uygun diğer eserler de toplu söylenebilir.
İnanır mısınız,çokça dinleyip,bir kaç provada öğrendi öğrencilerim.bir köy okulunda müzik öğretmeniyim.
Kesinlikle yorumlarınıza katılıyorum
Bir müzik öğretmeni olarak Duygularımıza tercüman oldunuz
Çok teşekkürler
100.ncü yıl ülkemiz için önemli bir zaman dilimi. Bu konuda Marş Şiir ve Bestesi yarışması yapılıp, Müzik,Dil ve Edebiyat uzmanları tarafından seçilmeli.
Bir yarışma düzenleşmişti fakat iptal edilip, Fazıl Say'a emanet edildi bu marş. Sonuç ortada...
@@maxaslanmax yazık olmuş
Barış Manço 1975 yılında Cumhuriyetimizin 100.yılına özel bestesini yaptı. " Kayaların Oğlu/ 2023" bizim marşımız bu olmalı. Çok net !
Canlı izleyenlerden biriyim. Öncesinde maaşla ilgili bir konuşma yaptı. Borusan’ın beş yıl önce kendisine 100. yıl marşı sipariş ettiğini şimdi aradan geçen zamandan dolayı tam verdiği süreyi hatırlamamakla birlikte bu süreyi kullanmayıp son zamanlarda bunu hazırladığını kendisi dile getirdi. Tabii ki çok üzücü. Çok da büyük bir hevesle gittim doğrusunu söylemek gerekirse ve bu Hevesin getirdiği baskıyla bir sorun olduğunu anlamama rağmen cumhuriyetin geçirdiği yüzyıldaki halini betimleyen bir müzik olduğunu düşündüm ya da anlatmaya çalıştığını düşündüm ancak sonrasında tekrar tekrar dinlediğimde sizle hemfikir olmamak elde değil. ❤
Kesinlikle katılıyorum. Değerlendirme için eklenecek tek cümle bulamadım.
100. Yıl gibi bir marş için müzik edebiyat akademi ve sanat çevresinin önde gelenleriyle kolektif bir iş yapılmalı, belki yarışma açılmalıydı. Bence hala yapabiliriz.
Ağzınıza sağlık hocam. Kesinlikle doğru tespitler. Ek olarak; sanki melodik cümleler de çok duyduğumuz motifler gibi. Marşı dinlerken "Sanki bu melodileri bir yerlerden hatırlıyorum" dedirtiyor. Yeni bir beste de, doğal olarak orijinal melodi kurguları duymak istiyor insan. Ancak şahsen ben bunu hissedemedim.
Hocam her zamanki gibi çok güzel analiz etmişsiniz. "La la la" ve "ver ver ver" kısımlarında yabancıların hook dediği biçimde bir damga vurarak şarkıya girmek istemiş, mantık olarak doğru ama kör göze parmak durumu aşırı derecede var. Bence vokal melodilerinin üzerine çok fazla düşünülmemiş ya da daha kötüsü çok düşünülerek bunlar yapılmış :). Bunun yanında sözler de alelade seçilmiş. Bence çok sakil bir marş olmuş. Benim acizane fikrim, marşı dinledikten sonra insanlar herhangi bir enstrümana ihtiyaç duymadan ve akıcı bir biçimde marşı okuyabilmeli. Ayrıca bence seçilen register da yanlış, herkese uygun bir ton değil. Prozodi hatalarını tekrar tekrar söylemeye gerek bile yok o yüzden onu es geçiyorum :))
Çok doğru şeylere dokunmuşsun Doruk hocam. Aslında daha da çok şey var söylenecek, belki ben de bir video yaparım bu söylediklerine ek olarak. Çok haklısın.
Sevgili Doruk hocam Fazıl Say gibi kıymetli bir müzisyenin samimi duygularla iyi niyetle bestelediği marşı yine son derece nazik,ustaca,dostane bir edayla değerlendirmenize çok teşekkür ederim. Size katılmamak doğru tespitlerinize hak vermemek mümkün değil. İzmir’den selamlar.
Değerli Hocam, 26 yıllık profesyonel müzisyen ve bir yandan da öğretmen olarak, her kelimenize, fikrinize imzamı atıyorum. Değindiğiniz her nokta yüzde yüz doğru. Ağzınıza sağlık. Söylenecek çok çok şey var. Ama yorulduk gerçekten eğitsel olan şeyleri anlatmaya çabalamaktan.
ruclips.net/video/zpiigaGiIyo/видео.html
26 yıllık profesyonel müzisyen ve bir yandan da müzik öğretmeni olam şahısın müzikten hiç anlamaması çok vahim. Sen nerede çalıyorsun? Çaldığın yere gelmeyelim. Okulun nerede? Eşimize dostumuza haber verelim. Çocuklarını o okuldan alsınlar.
Doruk bey; son derece zarif biçimde paylaştığınız görüşlerinizle, marşı dinlediğimde yaşadığım duygularımı dile getirdiniz. Eminim aynı zamanda çok sayıda izleyicinin duygularına da tercüman oldunuz. Keşke tüm eleştirmenler sizin kadar nazik olabilse.. Çok tşk.
Eleştiriyi herkes yapabilir, siz de bir marş besteleyin ve bunu dinlersek karşılaştırma yaparak size hak verebiliriz. Ayrıca şiirin her kelimesini ayrı eleştirmek de ne oluyor! şaire müdehale etme hakkı nereden geliyor? EPEY AYIP OLMUŞ!
SİZ NE YAPTINIZ ONU DİNLEYELİM..
@@nesealtinay8689 eleştiriyi siz hak verin diye yapmıyor kimse, ben beste yapamam, şiir yazamam evet, ama bunu dinlediğimde beni rahatsız ediyor hem şiir hem beste, dinlerken şiirin beni gerizekalı yerine koyup, aşırı basit cümleleri belki anlamam diye 10 kere tekrar ettiğini hissettim. Bir şiir yazsaydım ve böyle bir şey çıksaydı yayınlamaya utanırdım sanırım
@@nesealtinay8689 bu ne kadar kıytırık, ne kadar ucuz bi cevaptır ya ? Gordon ramsay gelip önüne çürük et koyup yedirse ve sen de onu kussan adam sana "sen de yap da karşılaştıralım kiminki daha iyi" dese naapardın ? Bu senaryoda elin kolun yok kimse de sana yardım etmicek. Yapamazdınız dimi ? Ama bu durum etin çürük olduğu gerçeğini değiştirmiyo öyle değil mi ? İq puanın kadar ağırlık kaldırsaydım ağırlık beni iterdi. Bunu anlaman için de belirli bi iq puanı ve fizik bilgisi lazım ama tahmin et o kimde yok ?
Bütün yoruma katılıyorum. Bir yorumda da ben bulunayım nacizane. Bu müzik (Marş diyemiyorum maalesef) bende emlak vergisi beyannamesi doldurma hissi uyandırıyor.
Bütün yorumunuza katılıyorum. Marşta coşku olmalı. Basit ve akılda kalıcı olmalı. Ritm olmalı. Her kesim insanın soyleyebilecegi bir ezgi olmalı. 100. yıl bu. Kanımızı kaynatan bir duygusu olmalıydı.
Uçup giden kaybolan bir beste. Bu ortamda bize küçük sevinçler değil, kalbimizi taşıran ezgiler lazım.
Sözlerinin besteye uymaması ve bestenin kolayca akılda kalmaması eserin basitliğini olmamışlığını göstermez.Bir resmin uzun zamanda ve gerçekçi yapılmasıyla kısa zamanda ve soyut yapılmasının resmin değerini belirleyemeyeceği gerçeğine benzer bu yorum.üst düzey bir beste olduğu için acaba ucuz beğeniye alıştırılmış bir toplumun beğenmemesi olabilir mi?? Eser harikadır fazıl sayı incitmeyiniz kendisi de harikadır!
İlk olarak burada izledim ve sayenizde haberdar oldum. Sağolun. Fazıl Say takdir ettiğim bir sanatçı. Ancak Beethoven'i bile her zaman dinleyemiyorum. Bu kültürel, eğitimsel, yöresel ve kişisel olanak ve alışkanlıklarınızla ilgili bir şey. Yüzüncü yıl marşını yaptığını sizden duyunca heyecanlandım. Daha doğrusu yüksek bir beklenti içine girdim. Ancak saniyeler geçtikçe şaşkınlığa büründüm. İnanın siz yoruma başlamadan doğru mu duyuyorum diye beklentilerimin eridiğini hissettim. Lafı fazla uzatmak istemiyorum ama hayal kırıklığına uğradım desem yalan olmaz. Hadi, müzikal olarak marşların belli ritmiyle heyecanı tutturabilirsiniz ancak sözlerin müzikle olan uyumsuzluğu, havada kalışı, temayı oluşturamaması çok görünür bir halde. Marşın Lal la lar ile çok çocuksu bir başlangıç yapmasına da hayret ettim. Aslında marşları pek sevmem. Çünkü hep savaşları çağrıştırır. Zaten amaçları da sert ve dirençli olmayı işlemektir. Bir zaman dünya ülkelerinin milli marşlarına ve sözlerinin anlamlarına merak sarmıştım. Epey de inceledim. Hatta bağlamamla İstiklal marşına, çocuk korosuna eşlik etmişliğim bile var. Ancak, hepsinde de genelde işlenen tema " biz korkmayız ondan bundan, en cesuru biziz, kanımızın son damlasına kadar gideriz, bu can feda olsun, var mı bize yan bakan" havasında olduklarını görünce, burda koca bir yanlış var dedim. Bir aldatmaca var. Her marşın kendi milletini galeyana getirdiğini gördüm. Her ulus kendini kahraman görüp, karşı tarafı, anasından doğduğuna pişman ettirecek şekilde korkutuyordu. Bu yanlış. Ve insanlığa pozitif katkısı hiç yoktu. Bence marşlara gerek kalmasın. Artık kandan, kinden, ezmekten, öldürmekten kurtulsun insanlık. Bunlar övünülecek, gurur duyulacak şeyler değil ki? Karşı taraftan yüz bin kişi öldürünce bununla nasıl gurur duyar insan? Hiç bir savaşın kazananı olmaz. Hep kaybeden anaları, babaları, çocukları vardır. Marşlar yüz ifademizi hep ciddileştirir. Sert bir görünüme bürünürüz. Halbuki hepimizin gülümsemesinden, kahkahalarla gülmesinden daha güzel ne olabilirki? Sadece "karanlığı yıkalım" da hemfikir degilim. Orada mecazi bir anlam var. Karanlığın bir duvar gibi yıkılabilirliği değil. "Karanlık" la anlatılmak istenen "çağdışılık" tır. Saygılarımla.
Marşlarla ilgili genellemeniz hataya düşürmüş. 10. Yıl Marşı nın sözlerine bir daha bakın isterseniz. 100. Yıl Marşı ise bence de olmamış.
@@BO-ur8bz Hataya düstügümü sanmiyorum, sayin BO. Hata arayacaksak önce dediginiz marştan baslamak lazim. Tam da yukaridaki degindigim özelliklere sahip. Bence anlayarak okuyun. Memleket te bizim, marş ta. Bu topraklarin insani icin cok hassas bir konuda polemik yaratmak istemem. Hele böylesi birlestirici bir kanalda, asla. Ama beni anladiginizi sanmiyorum. Marşa, ilk göz attigimda en az on nokta var ki, dediklerimi belgeliyor. Meselem hic bir ülkenin milli duygularina söz etmek degil. Asil önemli buldugum, milli duygular arac edilerek yanlis seylerin yapilmasi. Ve ne yazikki ugruna canimizi verebilecegimiz bu vatan, 90 yildir hic te iyi yönetilmiyor. Bosuna kendimizi övmemizin de kimseye bir yarari yok. Almanya 1945 savas sonrasi darmadaginik bir durumda iken, bugün geldigi nokta herkesin gözü önünde. 1960 larda bizler buralara isci olarak gelmeye basladik. Ömrümün yarim asrini yurt disinda gecirdim. Ne isim vardi benim buralarda? Neden Hans gelipte Malatya'da, Sivas'ta calismiyor da, Ali, Mehmet Düsseldorf'un sokaklarini temizliyor? Tüm mesele bu. Marşlarla kendimize büyük övgülerde bulunmak, meseleyi halletmiyor. Simdi bazilari hemen "o zaman dön kardesim, seni tutan mi var" gibi, saf ama bir o kadar da art niyetli bir tavsiyede bulunacaklar. Ancak dönmemin cok mantikli olmadigini onlar benden daha iyi biliyorlar. Sinirlar tamamen serbest olsa, memleketten bavulunu alip yola cikacak kac milyon insan vardir saniyorsunuz? Biraz daha insafsiz olayim, 85 milyonun kac milyonu ülkede kalir? Bunun vatani sevip-sevmemekle bir alakasi yok. Ama yasam kavgasiyla bire bir iliskili. Yani güzel kardesim, marşlarin yapilma nedeni gayet acik. Icinde, bir ulusun digerlerinden daha da üstün oldugunu barindirir. Ve ben bunu dogru bulmuyorum. Neden bir Amerikali, bir Alman Türkten daha üstün olsunki? Onlarin marslari da ayni bizimkiler gibi ayni temayi islemekteler. Her ülkenin milli degerleri kendisi icin önemlidir. Ancak bu duygular bir baska ulusu incitecek seviyeye gelirse problemler kacinilmazdir. En basitinden bir futbol kulübünün marşi bile, diger klüplerden kendini ayricakli tutar. Bu dogru olmadigi kadar, sportmenlik örnegi de degildir.100. yil marşinda fikrimi söylemistim. Güzel olmamis. Klavyem Türkce degil ve her karakteri tekrar düzeltmek cok fazla zamanimi aliyor. Sadece "Marş" kelimesini düzeltme zorunlulugu hissettim. Gerisi affola.
Sayın; Haydar Demir ...
Yazınızı okudum.Düşüncelerinizin birçoğuna katılıyorum.Tek itirazım şuna; 27 yıllık müzik öğretmeniyim.Biz marşları çocuklarımıza ve gençlerimize savaşlardan bahsetmek için öğretmiyoruz amacımız kan ve kavga değilki.
Çok yanlış bir açıdan bakmışsınız bugüne dek.yazık olmuş
Marşlardaki asıl amaç ; artık hayatta olmayan ünlü marş bestecimiz Faik Canselen'in de dediği gibi " Marşlar, Çocuklarımıza ve gençlerimize, vatan sevgisi, Atatürk sevgisi ve millet sevgisi aşılayabilecegimiz en güzel şarkılardır" .
Saygılarımla
@@canantemelsayin6855 Üzüldüm Canan Hanim. Normal siradan bir kisi "amacimiz kan ve kavga degilki" dese, anlarim ama sizin gibi 27 yil egitmenlik yapmis tecrübeli bir kisinin yukaridaki yazilardan bunu cikarmasi beni üzer. Aslinda Faik Canselen Beyefendi de buna parmak basmis. Tüm cümlesindeki can alici kelime "aşılamak" . Benim de dikkat cekmek istedigim nokta bu. Vatan sevgisi, millet sevgisi, Atatürk sevgisi aşılanmazki! Vatanini sevmeyen, bir kisi bana gösteremezsiniz. Annesini, babasini sevmeyen, bir kisi bana gösteremeyeceginiz gibi. Müstesnalar haric. Her insan dogdugu, büyüdügü bölgenin aşıgidir. Oranin bir parcasidir, oraya aittir. Onsuz mutlu olamaz. Benim, elli yildir Avrupa'da mutsuz olmam gibi. Elbetteki iyiki de bir Atatürk bu dünyadan gecmis te, sonumuz bugünün Afganistani gibi olmamis. Ancak geldigimiz nokta da bunu gösteriyorki, aşılamakla sevgi olusmuyor. Bu kadar ayristigimiz bir dönemi hatirlamiyorum. Komsu komsuya, kardes kardese selam vermez olmus, yaniliyormuyum? üzülmeyin, marslara uzunca bir dönem sizin bakis acinizla yaklasmistim. Degisimi daha önce anlattim. Tekrara gerek yok. Ancak benim düsüncem, marslar, toplumlar üzerinde ajitasyon amacli, insanlari bir düsünce yönünde (dogru veya yanlis) motive etmek ve o düsüncenin basariya ulasabilmesi veya canli tutulabilmesi icin, kisiyi psikolojik ve fiziksel olarak hazirlamaktir. Bunu her ulus-millet yapmistir, yapmaktadir. Sili'nin Pinochet'inden, Italya'nin Mussolini'sine, Rusya'nin Stali'ninden Almanya'nin Hitleri'ne kadar cok ta basarili (!) olmuslardir. Ayrica dürüst olalim, marslarin pek nadiri haric, geneli politiktir. Bahsedildigi gibi "sevgi aşılayan sarki" söylemi kadar masum degildirler. Belli bir yönetim seklinin lehinde, her zaman basvurulan propaganda aracidirlar. Burada iki yorumla konusulacak bir konu degil, farkindayim. Bu yüzden de sizi fazla yormak istemiyorum. Son olarak en sevdigim marsi söyleyeyim de tatliya baglayalim. Genclik Marsi. Cok masum, cok naif te olsa arada bir gene de bir "inletme" sertligi var. O kadar da olacak tabi. Klavyemin Türkce olmamasindan dolayi, bozuk karakterler icin tekrar özür dilerim. Saygilarimla.
@@haydardemir59 Haydar bey acaba size karşıt görüş oluşturamayalım diye mi bu kadar uzun 3 tane yorum attınız?
doruk bey, teşekkürler doğru yorumlarınız için...
doruk hocam merhaba,25 yıllık müzik öğretmeni ve naçizane besteci olarak kesinlikle size katılıyorum,tam anlamıyla hayal kırıklığı,bence yorumculuğa devam etmeli kendileri😊 ısparta bilsemden sevgiler eray...
Çok kibar ve yerinde bir yorum olmuş!! Tebrik ve teşekkür ederim… şiirin çok anlamsız olduğunu, tamamen mevcut durumumuza odaklanmış, aşırı karamsar, siyaset barındıran ve anlam bütünlüğünden çok uzak olduğunu düşünüyorum. Sözleri çok daha zor olmasına rağmen 4-5 yaşında çocuklarımız İstiklal Marşımızı kolaylıkla ezberler çünkü bir akış var… bu haliyle hiç bir okulda çocuklardan dinleyemeyeceğimiz bir marşımsı…
Hocam önce beste yapılması gerekirdi, ardından güfte yazılmalıydı. Siz bilirsiniz, bazen o notaya, ritme uygun sadece kelime ararsınız, ya da o kelimeyi kullanmak istediğiniz için cümleyi değiştirirsiniz. Linç yemeyeceğimi bilsem İstiklal Marşı için de bunları söylerim. Sözler mükemmel, müzik isterleri karşılıyor. Ama ikisi birlikte yürümüyor. -larda yüzen alsancak..gibi. Çocukluktan beridir söylediğimiz için artık duygusu bizde yer etmiş. Sırf o işte ünlü veya saygıdeğer olduğu için işi beğenilenler için bir cümlem var: "Ben yapsam beni döversiniz🙂" Aynen Tarkan'ın Geççek şarkısı gibi. Bir de bu işlerde artık yeni nesli de hesaba katmak gerekebilir. Onların dünyasına biraz değmek de lazım. Bir de bu tarz marşlar bana artık soğuk geliyor. İlla orkestra ile mi olmalı, bundan emin değilim. Sonuçta marş konusu teknik bir konu. Sonuç: Sosyal medya olmasa nasıl dile getirecektik düşüncelerimizi😇
İşi bilen (Tüm müzikal yolları iyi kavramış) bir kişi için ikisi arasında (Müzikten söze/Sözden müziğe) pek bir fark yok.
@@davutsakalli ben amatörüm. Bazen sözden müziğe, bazen müzikten söze bir şeyler üretmeye çalışıyorum. Ama biri bana marş yazdırmak isteseydi ona şunu sorardım: Derdimiz nedir, neyi vurgulamak istiyoruz? Hangi duyguyu vermek istiyoruz? Ondan sonra ana sloganlar üzerinden müziğe göre sözler yazardım. Önce şiir sonra müzik burada olmamış. Dedim ya, amatörüm, iyi ki bana marş yazdırmıyorlar🙂
@@Dizinin_Dibi Rahat ol. Ben de hiç profesyonel değilim :) Benim bilgim sınırlı. Ne insanlar var. Hayatlarını veriyorlar. Yıllarca calışıyorlar. İyi günler sana
Boş yapmışsın
Doruk Hocam tespitlerinizin hemen hemen hepsine katılıyorum. Fazıl Say'ı yaklaşık 25 senedir ara ara biraz dinlerim. Elbette bir Türk'ün dünyada ismini duyurması, dünyanın prestijli salonlarında resitaller vermesi vs. gurur verici. Kendisiyle bazı yönlerden gurur duyuyoruz. Fakat yıllardır farklı milletlerden onlarca piyanisti dinlemiş biri olarak, inanır mısınız, Fazıl Say'ın müziği hiçbir zaman beni duygulandırmadı; besteleri de, büyük bestecileri yorumlayışı da. Geçen yıllarda bir Chopin albümü çıkardı. Chopin dinlemeyi seven, Chopin'den duygulanan biri olarak, Fazıl Say'ın icrası bana en ufak bir duygu hissettirmedi. Bazı müzisyenler teknik açıdan olağanüstü yetenekli, hattâ dehâ seviyesinde olabiliyor; fakat "duygu" ayrı bir olay. O müzisyen teknik açıdan çok yetenekli olsa da, duygu dünyası fakirse, duygusal açıdan yüzeysel bir insansa, bu, müziğine yansıyor. Büyük piyanist Hüseyin Sermet de, "Fazıl Say iyi bir piyanisttir; ama besteciliği için aynı şeyi söyleyemem" diyor. Kimseye yüzde yüz, körü körüne tabi olmamak, kimseyi ezbere alkışlamamak lazım.
Çok haklısınız hocam. Kimse de çıkıp bu olmamış fazılcım diyememiş mi? Teşekkürler düşüncelerimize hislerimize tercüman olduğunuz için.
Doruk bey yorumunuz için teşekkürler. Müzik eğitimcisi olarak benim duygularımı yansıttınız. Sevgilerimle..
Sayın hocam ben 15 yıllık bır müzik öğretmenı olarak her programda ögrencılerle marşlar ve türküler çalışırız. İnanın 12:10 dakikada söylediğinize kesinlikle katılıyorum. İyi bir yorumcu olmak iyi bir beste yapmak anlamına gelimiyor. Öğrencilerime marsımızı dınlettım ama sadece akıllarında la la la kısmı kaldı. Yorumlarınız için teşekkurler. Böyle vıdeoların devamının gelmesı dılegıyle...
ruclips.net/video/zpiigaGiIyo/видео.html
Bu müzik öğretmenleri safsataya ne kadar meraklı. Yok şu kadar yıllık öğretmenim. Yok bu kadarım. Bize ne senin kaç yıldır piyasada olduğundan. 15 yıllık öğretmesin. 4 yıl da okulu ekle. 19 geçmiş hala müzikten anlamıyorsun.
Sizi ilk kez gördüm ve konu nedeniyle dinledim.Baştan sona, yorumlarınıza paraleldi yorumlarım..Sözlerine dair kimi detaylarınızdan çok faydalandım.Sağolun
Fazıl Say'ımızın ve ekiplerin onca emeğine üzüldüğümü hatırladım ilk dinlediğimde..ama bildiğimiz şu ki kalpden yapılan herşeyin vardır bir nedeni..bütünün hayrına..bizleri bir sonrakine hazırlayan 🌱
Hazırlayıcılara şükranlarımızla 🍃❤
Not: 100.yıl marşının güftesi de ilk kez tasarlanmalı..100.yılın tekliğine özel 💥
nacizane...
Hocam fanatiklere sizin yorumlarınız çok muhalif gelebilir ama söylediğiniz her şey çok doğru, yerinde ve kolay anlaşılabilir.
Yorumlarınız son derece doğru ve yerinde. Bir eğitimci ve müzik adamı olarak çok doğru tespitlerde bulunmuşsunuz. Büyük bir müzisyenden aceleye gelmiş çok iyi etüt edilmemiş bir marş dinliyoruz. Her olumsuz girişim ileriye doğru atılmış yeni bir adımdır. Saygılarımla.
Ben de emekli müzik öğretmeniyim ve yorumlarınıza katılıyorum, büyük bir heyecanla bekledik daha ilk cümlede ver ver başladı, prozodi bozukluğu, cümleler, kelimeler vurucu değil. Tüm öğrencilerime 10.yıl marşını ve çeşitli cumhuriyet marşları öğrettim, zevkle söylediler. Bu şiirde CUMHURİYET kelimesi niye yok? Aceleye gelmiş gibi, Fazıl Say 'ın bestesine diyecek yok, her zamanki gibi harika ama...
harikasınız müzikoloji diploması olan biri olarak kanalınızı yeni bulduğum için mutlu oldum saatlerdir paylaşımlarınızı izliyorum kendi adıma teşekkürler
Sayın Somunkıran, videonuz için çok teşekkürler. Soner Arıca'nın 100.yıl marşına yorumlarınızı merakla bekliyorum.
Fazıl Say sayesinde online derslerinizin varlığını keşfettik… 🙈🙈🙈🙈
hocam üslubunuzu ve işinize hakimiyetinizi tebrik etmemek elde değil. maşallah. internette bu gibi müzik yorumu ve sohbeti hayli zor bulunuyor. diğer müzik ve besteleri de ayrıntılı şekilde incelediğiniz videoları görmek mutlu eder. sevgiler, saygılar.
Yahu "kedere, hüzne inat güzel küçük sevinçler duyalım" demek çok güzel bir temennidir tabiki... Orada kast edilen şey sevincin küçüklüğü değil, kedere inat duyulan mutluluk.
Bir beste ve söz yazarı olarak yorumlarınızı çok değerli buldum. Sakarya marşı, 10. yıl marşı, İzmir marşı örnekleri çıta açısından önemli sanırım.
Annemin dedikoducu komşularının konuşmalarına benzer bir yorum olmuş. Sanatın hayal dünyasında ki genişliğini yok saymaniz sanırım sınırlı düşünenlere alışık olduğunuz içindir.
Doruk hocam, ne kadar nazik eleştirmişsiniz ve o kadar haklısınız ki. Noktasından virgülüne harikasınız.👏🏻👏🏻👏🏻❤❤❤müthiş bir analiz😅😅
Norm Ender'in 100. Yıl marşı "PARLA" bence mükemmel olmuş. Coşku veriyor, akılda kalıyor.
Doruk Hocam ağzınıza sağlık. Hislerime tercüman olmuşsunuz. Sevgiler
Eleştirilerinizi haklı buluyor, fikir açıcı olduğunu düşünüyorum. Kimin söylediğine değil ne söylediğine dikkat etmek gerektiğini göstermek açısından da çok güzel eleştiriler. Yürekten katılıyor, teşekkür ediyorum. Aklınıza sağlık.
Ağzınıza dilinize sağlık, bütünüyle katılıyorum söylediklerinize… Teşekkürler 🙏🏻🌹Kısacası olmamış, hem de hiç olmamış 😶 Üzücü 😶
Güzel eleştiriler. Şirinler misali herkesi öven "youtuber"lardan sonra çok dolu ve doğru geliyor. Sevgiler saygılar.
Hislerime tercüman olmuşsun hocam, eline sağlık. Olmadı mı olmuyor, zorlamamak lazım.
Abi sen ne kadar güzel anlatıp konuşuyorsun öyle yahu. Tek saniye düşünmedim hemen abone oldum.
Yalnız 4:14 için bir not düşmek istiyorum, demek istediği şey "yarınların ışığı daha ne bekliyorsun" değil, tam tersi ondan önce gelen cümle ile birleştirildiğinde oluşan "aksın dolsun yüreğimize yarınların ışığı" mesajı. Maalesef, prozodi ile birlikte cümle yapısı da bozuk durumda.
Doruk hocam ağzınıza sağlık. Prozodi ile ilgili söylediklerinizi kat kat fazlasıyla Milli marşımızda da yaşamıyor muyuz? O yüzden milli marşımız da okullarda, hatta orduda bile doğru düzgün seslendirilemiyor. 100. yıl marşını dinlediğimizde tüylerimiz diken diken olmalıydı. Gerçi bunda da oluyor ama dehşetten. :)
Sözleri böyle olsa nasıl olurdu?
La la la la, la la la la, Yer yarılsa, gök yıkılsa,
la la la la, la la la tek vücuduz hepimiz.
La la la la, la la la la, Durduramaz hiç bir engel,
la la la la, la la la çağlayanlar gibiyiz.
La la la la, la la la la, Yer yarılsa, gök yıkılsa,
la la la la, la la la tek vücuduz hepimiz.
La la la la, la la la la, Durduramaz hiç bir engel,
la la la la, la la la çağlayanlar gibiyiz.
Ver ver ver ver ver elini Cumhuriyetin bekçisi,
Ver ver ver ver ver elini Atatürk'ün gençleriyiz.
Ver ver elini yıkalım karanlığı Biz yüz yıldır sahibiyiz.
Ver ver elini yıkalım karanlığı Sonsuza dek varisiyiz.
Gel küçük sevinçler duyalım kedere inat Ay yıldızlı bayrağım selam sana;
Gökyüzünden sevgiden söz- edelim Dalgalan özgürce sen hiç korkma!
Türküler söyleyelim Aydınlık bir gelecek,
Aksın dolsun yüreğimize Barış dolu bir dünya,
Yarınların ışığı Mutlu insanlık için,
Daha ne bekliyorsun Yürüyoruz durmadan
Daha ne bekliyorsun Yürüyoruz durmadan
Daha ne bekliyorsun Yürüyoruz durmadan
Ver ver ver ver ver elini Cumhuriyetin bekçisi,
Ver ver ver ver ver elini Atatürk'ün gençleriyiz.
La la la la, la la la la, Yer yarılsa, gök yıkılsa,
la la la la, la la la tek vücuduz hepimiz.
La la la la, la la la la, Durduramaz hiç bir engel,
la la la la, la laa şimşek çağlayanlar gibii kükrer,
şimşek, şimşek, şimşek gürler, taşar, coşar
Göğün mavi şimşeği Atamın gözlerinde Muhtaç olduğum kudret, damarlarımda.
Göğün mavi şimşeği Atamın gözlerinde Muhtaç olduğum kudret, bu asil kanda.
Toprak gülsün, gök tutuşsun Kutlu olsun, şanlı olsun,
Güneş yansın, dönsün dünya andlar olsun, duysun dünya
dönsün dünya, dön-sün dünya duysun dünya, duy-sun dünya
Daha daha, nice nice yüzyıllara Daha daha, nice nice yüzyıllara
Daha daha, nice nice yüzyıllara Daha daha, nice nice yüzyıllara
Göğün mavi şimşeği Atamın gözlerinde Muhtaç olduğum kudret, damarlarımda
Göğün mavi şimşeği Atamın gözlerinde Muhtaç olduğum kudret, bu asil kanda
Dön-sün dün-ya, dön-sün dün-ya Duy-sun dün-ya, duy-sun dün-ya
La la la la, la la la la, Yer yarılsa, gök yıkılsa
la la la la, la la la tek vücuduz hepimiz
La la la la, la la la la, Durduramaz hiç bir engel
la la la la, la la la Çağlayanlar gibiyiz
La la la la, la la la la, Yer yarılsa, gök yıkılsa
la la la la, la la la tek vücuduz hepimiz
La la la la, la la la la, Durduramaz hiç bir engel
la la la la, la la la Çağlayanlar gibiyiz
Dönsün dönsün dünya, dönsün dönsün dünya Duysun duysun dünya, duysun duysun dünya
Dönsün dönsün dünya, dönsün dönsün dünya Duysun duysun dünya, duysun duysun dünya
Analiziniz muhteşem. Hüsranımıza tercüman oldunuz, 100. Yılımız için heyecanla gururla bekleyip ilk duyduğumuz la la lar bizi adeta söndürdü. Onuncu yıl ve İzmir marşına devam.
Doruk hocam, çok incelikle eleştirmişsiniz. Her noktasına katılıyorum. Unutalım gitsin. Zaten öyle olacak.
Bir de Parla’yı yorumlasanız…
Çok iyi hocam gerçekten tam anlamıyla dile getiremediklerimi getirmişsiniz..
Bir müzik öğretmeni hatta bir koro öğretmeni olarak tüm düşüncelerinize katılıyorum👍
Acilen bir yarışma falan düzenlenmeli ve 100.yıla yakışır bir marş yapılmalı..
Yorumunuza şimdi ulaştım. Bir haftadır 100.yıl marşlarını dinliyorum hangisini beğenirim diye. Dr. Orhan KOYUNCU'nun HEP SENİN İZİNDE marşını çok beğendim defalarca dinledim. Siz NE dersiniz?
Fazıl beye TSK Armoni Mızıkası dinlemesini tavsiye ederim. Oradaki tüm besteler bence bundan başarılı. Prozodi sorunları, sözlerin manasızlığına ben de ilk dinlediğimde şaşırdım. Tamam elini ver yıkalım karanlığı da bunu hükümet karşıtı bambaşka bir besteye uygun olabilir. 100. yıl marşında Cumhuriyetin artık dev bir çınar olduğunu, milletimizin eşsiz başarılar çıkaran bir millet olduğunu, bunu başaranların torunları olarak onlara çalışkan olacağımıza dair söz verdiğimizi filan söylemeliydik. Bunun dışında melodik yapı bi doğuya bi batıya kayıyor. En çok üzüldüğüm nokta ise 10. yıl marşındaki özen ve coşku toplumun genelinde yok. Umarım daha ciddiyetli bir 100. yıl marşımız olur ve onu söyleriz.
Müzikle uğraşıyor olmamı tamamen kenara bırakarak bir dinleyici gözüyle bu yorumumu yapıyorum. Marşta arkadaki ritmle sözlerin uyumlu gitmesini beklersin ki rahat söyleyebilesin. Örneğin; davul tam-tam-ta-tam vuracaksa oraya da "ak-lım-da-sın" gibi bir sözcük yazarsın ki hem akılda kalıcılığı artırır hem de marşta davul önemli olduğundan, bu davul ritmiyle sözcüklerin uyumlu gitmesi beklenir. Marşı dinledikten sonra birebir sizle aynı hissiyatla kapıldım sayın hocam. Yalnız olmayacağımı biliyordum hatta çoğunluğun beğenmeyeceğini düşündüm. Tespitleriniz çok yerinde. En çok merak ettiğim şey Fazıl Say seviyesindeki değerli bir virtüözün bunları nasıl gözden kaçırıyor olduğu. Orada tıkanıyorum maalesef.
Müzikle uğraşıyor olmanı bir kenara bırakman iyi olmuş. Müzikten anlıyor “olmadığın” belli. Bırak müziğin yakasını. Senin müziği rahat bırakıyor “olman” gerekli olmalı.
Bir öğretim üyesi (müzik eğitimcisi) olarak sizi tebrik ediyorum Doruk Hocam. Bu videodaki tüm yorumlarınıza sonuna kadar katılıyorum.
ruclips.net/video/zpiigaGiIyo/видео.html
Bir öğretim üyesi aç parantez müzik eğitimcisi kapa parantez olman çok vahim. Okullar kimlere kalmış.
Hissettiklerimi cok guzel bir sekilde tanimlamissiniz.Tesekkurler🙏Soner Arica'nin besteledigi 100.Yil Marsi'ni da yorumlarsaniz cok sevinirin
Doruk merhaba. Bizim gibi birçok sanatçının duygularına tercüman oldun. Şahsen sana çok teşekkür ederim.
Görüşlerine ek olarak, bu parça bir orkestralı eserin ancak bir bölümü olabilir ve bu şekilde icra edilebilir. Ancak başlı başına tek bir beste olarak literatüre dahi geçemez.
Ayrıca, bestecinin parçayı uzatma zorlaması ile de karşıyayız. Senin de bahsettiğin gibi dolu prozedi hatası olmasının yanında recisler de pek sağlıklı değil.
Prozodi hatalarından sıyrılma konusunda İstiklal Marşını gözümüz önüne alabiliriz. Marş 10 kıta olmasına rağmen, bestesinde yalnız 2 kıta kullanıldı. Zorlamalardan tamamen kaçınıldı.
La la la kısmı için tamamen hem fikirim. Stadyumda söylenen marşları tamamen andırıyor. Ancak, stadyumdaki taraftarlara dahi asla hitap edecek ve öğretilebilecek nitelikte bir parça değil bu maalesef.
Besteci yıllardır var olan ünü ve seyircisine güvenerek ne yapsam zaten izlenir, halk benimser düşüncesi ile maalesef yanılgıya düşmüş bu belli. Buna rağmen yine yılların verdiği ünü ile popilzm ile böyle prodüksiyon işini ayarlama fırsatı bulmuş. Bu kendisinin yıllarca emeğinin sonucu ancak ne olursa olsun toplum asla küçümsenmemeli. Bunu söylememin amacı bir marş yazıp topluma, yani millete armağan etmekse niyet, yine de bir çok kişinin fikri alınarak, yukarıdan bakmayarak bir çıkış yolu arayarak anlamlı bir çalışma yapılmalıydı. Hele hele niyetimiz 100 yıl geçti hala 10. Yıl marşı dışında cumhuriyet değerlerimizi yansıtan bir beste ise bu mutlaka yapılmalıydı.
Görüşlerin ve inceliğin için seni takdir ediyorum.
Naber Yiğitcancığım.
Dün "kapalı" olan şiiri yorumlarda anlayabildiğim kadarıyla açmaya çalıştım. Açıklamaya çalıştım. Buraya da yazayım, siz de istifade edin:
"Ver elini yıkalım karanlığı":
(Birlik olalım içinde bulunduğumuz kötü durumdan çıkalım. /Karanlık yıkılmaz diyorsunuz. Ancak bu sanatlı bir söyleyiş. Gazeteciler yeni haber geldiğinde, sayfayı değiştireceklerinde; "Sayfayı yıkıyoruz" derler mesela. Karanlığı yıkalım derken anlatılmak istenen açık. Bütünüyle ortadan kaldırmak... bertaraf etmek...)
"Gel küçük sevinçler duyalım kedere inat":
(İçinde bulunduğumuz şartlara rağmen karalar bağlamayalım, umudu yeşertelim)
"Gökyüzünden sevgiden söz edelim":
(İncir çekirdeğini doldurmayacak, boş konularla çenemizi yormayalım. Gökyüzü gibi sonsuz, sevgi gibi sıcak konulardan konuşalım)
"Türküler söyleyelim":
(En saf halimizle coşalım-duygulanalım)
"Aksın dolsun yüreğimize yarınların ışığı"
(Daha aydınlık, daha güzel olacak geleceğin umudu içimize işlesin böylece.)
"Daha ne bekliyorsun ver elini":
(Bu söylediğim güzelliklerin gerçekleşmesi için elini çabuk tut. Hemen birlik olalım. )
"Göğün mavi şimşeği atamın gözlerinde
Toprak gülsün, gök tutuşsun,
güneş yansın, dönsün dünya
Daha daha nice nice yüzyıllara":
(Atatürk, "Türkiye Cumhuriyeti İlelebet Payidar kalacaktır." demiş. Dolayısıyla görüşü (gözü) o kadar yükseklerden ve bir şimşek gibi keskin. O halde ne duruyoruz? Cumhuriyet onun öngördüğü gibi sonsuza dek yaşasın. Bunun için bereketli topraklar, boş durmasın, heba olmasın, kanla sulanmasın, kısaca ağlamasın. Üretim ile çoşsun, gülsün ve güldürsün. "Gök tutuşsun"; fabrikaların bacaları tütsün. Yani üretim yeniden başlasın. Ülkeyi aydınlatacak devrim ateşi, bir güneş gibi üzerimizde yansın. Ülkenin aldığı bu ivme ile dünyadaki duraklamalar (bunalımlar, sıkıntılar) da son bulsun; dünya dönsün. Türkiye değişsin, dünya da değişsin; düzenine girsin. "Yurtta barış, dünyada barış" sözü gibi, Türkiye'deki değişim dünyayı da olumlu yönde etkilesin. Bu "iyilik" hali yüzyıllarca ve yüzyıllarca durmadan devam etsin.)
Hocam düşüncemi çok iyi ifade ettiniz. Bu marş için ne düşündüysem hepsini siz de söylediniz. Bunun için ayriyeten size çok teşekkür ediyorum. Marşların yapılış amacı bellidir. Halka ve millete hitap eder. Müzikal açıdan çok da zor bir orkestrasyon gerektirmez. Çoğunlukla basittir. (sözlü ve sözsüz olarak ayırırsak yanlış anlaşılmasın.) Epiktir. Amacı dinleyende söyleyende coşku uyandırmasıdır. Asker ve Ordu marşları bunlara en iyi örnektir. (Özellikle Eskişehir Marşı.)
Projeyi Fazıl Say'ın yaptığını öğrendiğimde içimde bir şüphe oluştu. Dedim acaba bu işin altından kalkabilecek mi ? Muhteşem bir proje bizleri mi bekliyor yoksa. Ancak yayınlandığında hayal kırıklığına uğradım. Keşke çok daha farklı olsaydı. Hepimizin coşkuyla dinleyeceği ve söyleyeceği bir marş olabilirdi. Fikrimizi belirttiğimizde de ''Sen yapsaydın o zaman'' gibi sitemlerde bulunuyorlar.
Bu arada ifadelerinizden birine takıldım. ''Yıkalım Karanlığı'' ifadesi mübalağa ifadesidir hocam. Şiirlerde bu tarz soyut sözsel ifadeler sıkça kullanılır. Bir yanlış yoktur. Ama tabi koskoca 100.yılımız için marşa çok daha uygun veya bizi çok daha iyi yansıtan farklı bir şiir seçilebilirdi. Dönsün dünya veya ver elini gibi ifadeler mi anlatıyor cidden bizi ? Umarım Fazıl Say bu eleştirilerin gereksiz yere yapılmadığının farkına varır.
Nasıl ya allah allah demek şiirlerde soyut ifadeler sıkça kullanılıyor, vay anasını. Bence hoca konuyu yeterince biliyordur fakat şiiri eleştiriyordur.
@@muamma5091 ee kardeş
Tamamen katılıyorum.
Boş yapmışsın
Doruk abi evet çok doğru yorumlar. Çok teşekkürler bu video için. Marş ezberlenmek içindir. Sözleri bağlı sekizlikler ya da dörtlüklere göre yazılmadıkça ezber ve söylem zorlaşır. Boşluk buldukça 16lık gruplamalar gelişi güzel yazılmış.. Gerçekten beklenmedik bir amatörlük.
Şiir çok güzel. 100 yıldır karanlığı yıkmak istediğimiz bilinen bir şey ancak bunun el ele vererek barış içinde olabileceği vurgulanmış.Gerektiği zaman da Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk ün gözlerindeki şimşek gibi ileri atılabileceğimiz vurgulanmıştır. Bu şiirin akılda kalmasından çok ne anlattığını bilinmesi önemlidir.. Ordumuzun o kadar çok marşı vardır ki bir çoğu akılda kalmamıştır. Müzikle uyumuna gelince unutmayın ki dünyanın en güzel istiklal marşı olan bizim marşımız sözler ile fazla uyum içinde değildir. Burada da Atamızın gösterdiği batı ve o müzik notaları gayet güzel işlenmiştir. Önemli olan şiir ve müzikteki derinliği iyi anlayıp gericiliğe ilim, bilim ve sevgi ile el ele karşı durabilmektir.Dünya döndükçe de cumhuriyetimiz ilelebet payidar olacaktır. Saygılarımla..
Aynen hocam dediklerinize bir bir katılıyorum. Gayet kibar bir dille doğru bir eleştiri olmuş.
O kadar doğru tespitler ki... İlk dinlediğimde her ne hissettiysem, siz çok naif bir şekilde dile getirmişsiniz. Yüreğinize sağlık... Fazıl Say'ın değeri tabii ki tartışılmaz ama olmamış işte.
Çok teşekkür ederiz Hocam 🙏🏻
Rahmetli Halit Recep Arman yaşasaydı eminim tüylerimizi diken diken edebilecek bir 100. Yıl marşı bestelerdi, ruhu şad olsun. Marş yazmak her bestecinin harcı değilmiş Fazıl Say da olsa...
Rahmetlilere de gerek yok ama marş yazmayı görev olarak üstlenmek baştan hata. Doruk hocanın marşa örnek diye dinlettiği Sakarya marşını bestecisi Faik Canselen 17 yaşındayken bestelemiş. Marş tam olarak duygu işidir, o gelmediyse zorlamayacaksın. Kime ne zaman gelir, o da bilinmez.
Paylaştığınız fikirlerinizle hislerime tercüman oldunuz .Çok çok teşekkürler .
İzmir Tunç Soyer’n talebini sevgili Fazıl Say kabul ederek bu güzel marşı bize Türk halkına armağan etti. 85 milyonun hepsinin bu marşı beğenmesi tabii ki imkansız! Bu Say’ın eseridir.. Ben daha iyi yaparım diyenlerin ve eleştirenlerin önü açık.. 100. yıl hepimiz için çok özel ve yeni marşları bekliyoruz.. Bu arada kendisinin birçok bestesi vardır, bilmeyenlere..
"100. Yil Marsi"ndan ziyade genclere yonelik cok guzel bir 23 Nisan veya 19 Mayis marsi olabilirmis. Bu marsin en buyuk sorunu, isminin altinda ezilmesi. "100. Yil Marsi" ifadesi insanlarda cok daha buyuk beklentiler doguruyor.
Kısacası müziğin temeli o özgün melodiyi bulabilmek ve konusuna göre anlamlı ya da fonetik söz yazabilmekten ibarettir. İyi enstrümanı yeteri kadar çalışan hemen herkes calabilirken iyi besteyi istediğin kadar eğitim al ya da enstrüman çal herkes yapamaz. Bestecilik gerçek sanatçılıktır.
Önce herhalde sadece ben beğenmedim diye düşünmüştüm.Yorumları okuyunca kendime haksızlık ettiğimi gördüm.Nerde 10,yıl ve 50.yıl ve son olarak dinlemeye doyamadım Turan Manafzadenin 100.yıl marşındaki coşku ve yarattığı övünç duygusu..
Hocam, bu alanda profesyonel birinin ağzını açıp şu "marş"a iki çift laf etmesi gerekiyordu. Bunu sizin yapmanız gayet iyi oldu. Umarım Fazıl Say'ın burnu Kaf Dağı'ndan iner de kendisi, bu tarz geri bildirimlerden haberdar olur. Ellerinize sağlık.
Yumuşak bir ses tonu, hülyalı bakışlar, zarif el ve parmak hareketleri ile yaptığınız müztehsi değerlendirmeleri dinledim. Herkes eleştirilebilir görüşünüze katılıyorum. Buradan hareketle bende sizin yorumlarınızı değerlendirmek isterim Sn.Somunkıran.
1. Başlangıçtaki la la la. Melodiye insanları baştan kaynaştırmak için yapılmış. Bu akıllıca bir şey. Marştan akılda bir tek lal al a kalacak görüşü doğru değil. Bende ver elini, birlikte olalım, kısmı kaldı mesela.
2. Burada bir kafa karışıklığı yaşadığınızı düşünüyorum. Bir yerde marşların sıradan insanların söyleyeceği kadar basit olması gerektiğini söylerken, diğer yerde çocuk şarkısı basitliğinde olduğunu iddia etmeniz tutarsızlık gibi görünüyor.
2. Bir başka tutarsızlığınız, marşta çok fazla tekrar var derken, video sonunda verdiğiniz örneklerde, marşlarda tekrarın ne kadar önemli olduğuna ilişkin ifadeleriniz. Herhalde aradan geçen 10 dakikada baştan söylediklerinizi unutuverdiniz.
3. Gözlerinizi devirerek sorduğunuz, "karanlık yıkılır mı? hmmm " Burada kastedilen oturma odandaki prizin kapatılması ile ilgili değil. Orada kastedilen karanlık yıkılabilir. Kaldı ki bir şair, kullanacağı sembolü kendi seçer. Kavramları kendine göre betimler. Sana bana sormaz.
4. Marşta çok fazla fikir varmış. Eee kafa karışıyormuş. Liseli çocuklar 40 kere tekrarlasa anlayamazlarmış. Bu da doğru değil. Marşta verilen fikir; "ver elini birlik olalım, karanlıktan kurtulup, Atatiürk 'ün gösterdiği yolda cumhuriyetimize sahip çıkalım. Onu nice 100 yıllar yaşatalım. " Liseli gençlere zeka özürlü imasına ne gerek vardı? Size , neden bu kadar zor geldi acaba?
5. Onca, oratoryolar, konçertolar, bale, tiyatro müzikleri ... bestelemiş. Bestelediği eserler dünyanın dört bir yanında çalınmış, beğenilmiş, dünya ölçeğinde bir değer için , gerdan kırarak "icracılık başkaaa, bestecilik başka.. " demek. Hey Allaam! Sanki güldür, güldür şovda İsmaili izliyor gibi oldum doğrusu.
Bu marşın sözlerini yazan kişi Türkçe bilmeyen biri , yoksa başka türlü açıklanamaz :
1. Şiir olarak didaktik yönden , dizeler arasında anlam mantığı olmadığı için kopukluk var.
2. Sözcüklerin gerçek anlamlarıyla kullanılması da başka bir hata . " Duvar yıkılır , karanlık yıkılmaz .
3. Prozodi hataları var ." Yıkalım karanlığı " tümcesi hece fazlalılığından dolayı , ölçüye uymuyor.
Merhaba sevgili Doruk hocam. Fazıl Say gerçekten ülkemizin büyük değerlerinden. Ancak böyle bir üstadın böyle bir çalışmaya imza atması şaşırttı beni. Çok daha iyisi yapılabilir bence. Yorumlarının tamamına katılıyorum. Marşlar vermiş olduğun Sakarya ve İzmir marşı örneklerinde olduğu gibi yalın bir formda olmalı. Böyle olmalı ki toplumca hep beraber ezberleyip coşkuyla söyleyebilelim. Ben bu çalışmanın çok karmaşık rahatsız edici prozodi hatalarıyla dolu, sözlerin amacına uygun olmayan ve konu bütünlüğünden uzak olduğunu düşünüyorum. Çok fazla zorlama var. İçim daraldı dinlerken. Çoşku ve iyi temenniler askıda kalmış. Ancak prodüksiyon ve orkestra muhteşem.
Bravo, Doruk. Çalıp söylemekle, yazıp bestelemek, manavlıkla kasaplık kadar ayrı konulardır. Fazıl burada uyanıklik yapip herkesten önce ön sayfaya çıkmak için bir fırsat yakalamaya çalışmış ve kendi gibi zevksizlerin omuzunda bir noktaya kadar gelebilmiştir. Bu `eser` müziğimizin Anka Parkı'dır. Ayrıca, böyle önemli bir yüzyıldönümünü hakkıyla temsil edebilecek bir eserin geç kalınarak, istiklal marşımız gibi ülke çapında bir yarışmaya açılmaması, kültür bakanlığımız açısından affedilemez bir düşüncesizlik örneğidir.
Valla mı?
Alla valla ile işim yok ama sahi diyebilirim. 😏@@aydnhelvac7388
Keşke birden çok marş bestelenseydi bu süreçte. Şiir daha iyi seçilebilirdi.
12:36 hocam ben kendi marşlarımı kendim yazarım. Üniversitedeyken rahmetli hocamız hasan adıgüzelzade'yle besteleme dersimiz vardı. Dersin öncesinde de sonrasında da güzel tüyolar aldığımı - ve bunları da farkettim tabi - anladım. Her yaptığım bestemi hocamla paylaştığımda illa bir fikir verirdi Ruhu Şad olsun. Söz yazmak söze uygun besteleme yapmak gerçekten kolay değil... Fazıl Sayın şöyle bir dezavantajı var. Fazıl Say dünyaca isim yapmış çok iyi bir müzisyen, besteci. Ensturmanını çok iyi kullanıyor. Böyle sanatçılar eleştiriyi çevrelerinden olumsuz anlamla alamazlar. Danışacakları kişilerin ve kendilerinin egolarından arınmış olması ve birbirlerine çıkarları doğrultusunda yol izlememeleri gerek. Malesef ki ya olumsuz eleştiri anlamında kimsenin faydası olmamış ya da kimse olumsuz olan eleştiriyi dinlememiş.
Çok keyifliydi bizim de hissettiğimiz ama kelimelere dökmekte zorlandığımız eksiklikleri dinlemek... 😍 Benzer içerikler arada güzel olabilir Doruk hocam 😇
Güftesi de bestesi de tam bir hayal kırıklığı. Doruk bey, tüm eleştirilerinize yüz de yüz katılıyorum...
Prozodi zorlamaları kulak tırmalıyor gerçekten. Size katılmamak elde değil.
Müzik: Paul Dwyer
Söz: Ali Murat Kalburcu ...AYRICA bu marş da var 100ncü yıl için..
Hocam hemen geldim çünkü sizden bekliyordum böyle bir video. Size bir müzik öğretmeni olarak katılıyorum. Müzik yayınlandığından beri çıldıracağım gerçekten. 100. yılımıza hiç yakışmadı...
Ne yakıştı ki..
Ben de diyecektim ki 100. Yila yakismayan cok sey var malesef.
ruclips.net/video/zpiigaGiIyo/видео.html
İlkokulda belediyenin çok sesli korosunda müzik eğitimi almış biri olarak çok marş söylemiştik. Hatta 75. yıl marşını bi bizim koro bi de TRT3 izleyenleri biliyordu, o derece. Bu marşı dinlerken her kısmında aynı şeyleri düşündüm. La la la, tribün-çocuk şarkısı çağrışımı yaptı ve evet, kapattığımda sadece la la la kısmı kaldı. Mesela hoy-ra rira rira hey'i de herkes bilir ama o daha davudi bir sesle daha derinden gelen güçlü bir anlamsız sözlerden oluşan introydu. Ha bir de Çelik'in Atam şarkısını hatırlattı bana (evet onu da söyledik koroda 😅)
Sözlerin birbirinden kopukluğuna ben de takıldım. O da olsun, bu da olsun şeklinde yazılmış sanki. Dinlerken bana Fazıl Say 100. yıl için bir marş bestelemeliyim diye çalışma yapmış da güfteyi ona oturtmaya çalışmışlar gibi geldi. La la la kısmı biter bitmez başlanan söz melodiye oturmuyor çünkü, siz de dikkat çektiniz, ve birkaç yerde daha var bu. Bestenin coşkusu, geçişleri vs hoşuma gitti açıkcası. Evet klasik marş konseptinin dışında ama sanki daha güncel gibi geldi. Yani müziğin son 20-25 yıldaki evrimini düşünürsek, film müziği tadında bir şey olmuş. Marş diyemeyiz ama çoşku ve güncellik adına ben sevdim. Sanki güfteyi yeniden denesek daha güzel bir şey çıkar bu marşa ama bu haliyle olmamış. Tam da dediğiniz gibi bunu, daha ulusal marşını nizami söylemeyi becerebilecek kadar müzik bilgisi yeterli olmayan halk söyleyemez. Fazla zor, korolar için bile zor. Mesela 19 Mayıs'a bunu hazırlayabilir mi bir okul korosu 20-25 günde? Bütün günlerde prova yapsalar, belki. O orkestrayı kuramadan da nasıl bir marş çıkar ortaya, o aranjeyi kim yapacak? İzmir Marşı'nı bir gitarla vapurda çalabiliyorsun, marş biraz da öyle kolay olmalı sanki.
Ekleme: Tekrar dinlemek için 100. yıl marşı yazdım aramaya, Soner Arıca da bir marş bestelemiş. Mesela onda marş ritmi var, yine şarkı gibi olmuş. Ama nakaratı vs. söylenebilir, öğrenilir olmuş.
100. yılı marşsız bırakmayan bütün müzisyenlere şükranlarımı sunuyorum. Daha güzelleri çıkar inşallah da 100. yılı da 10. yıl marşıyla kutlamak zorunda kalmayız.
Merhaba Doruk Bey söylediklerinize Sonuna kadar katılıyorum.Ben de bir güzel sanatlar lisesi öğrencisi olarak, Marşı ilk dinlediğimde sizinle neredeyse benzer yorumlara sahiptim. Sizin kanalınızı ilk defa rastladım ve resmen benim kafamda düşündüklerimi daha ciddi daha teorik bir açıdan yaklaşık anlamışsınız. Yıl Marşı hakkında böyle güzel bir eleştiri yaptığınız için size teşekkür ederim.
Eleştiri üslubunun güzelliği ve yerindeliği. Her kelimesine bir müzisyen olarak içtenlikle katıldım 👏
Bir Müzik Öğretmeni olarak baştan sona yorumlarınıza katılıyorum ✌️