Bu konuda cok cok haklısınız ne desem boş türkiye de iyi bir okul kazanmak her dönemde cok zor oldu.. şanslısınız derken böyle videolara erişiminiz olmasini kastediyordum aslinda :)
Vurasım geldi bu ne la böyle böyle anlatım mi olur 3 dk 5 dk 7dk... Krall hocam şöyle 15 20 40dk videolar yüklede patlamis misir yapıp film tadında izleyelim birde sezon gibi bölümler ekle... Çok iyi anlatyorsun hocammmmmmmm
Hocam yalnız çekirge sürüsü felan olamazlar şuan bile dünyada toplam ancak 13 milyon mogol var 800 yıl önce muhtemelen 2 milyon ya varlardır ya yoklardır
Moğol ordusu da farklı etnik kökene sahip fazlaca asker vardı. dönemin şartlarında nüfusu bugünkü gibi düşünmemek lazım. bir şehrin nüfusu ki ( çoğunluk kırsalda yaşıyordu) 3-5 bin iken bu adamlar yüzbinlere ulaşan ordular ile sefer yapıyordu. Eğitim programı olan profesyonel bir ordu o zamanlar nadirdir.
@@yusufuslu831 Ruh hastası olduğumu söylemedim. Ancak her ırkın hatası vardır. Ve Moğol ırkın başından beri söyledi ne istediğini, diğerleri gibi gizli kapalı yapmadı.
YECÜC MECÜC SEDDİNİN YAPILIŞI “İşte Zü’l-Karneyn bu dağların önünde öyle bir kavim buldu ki onlar laf söz dinlemeyen kendilerine güvenen oldukça gururlu ve medeni bir kavim idi.” Onlar; demir ve kömürü sosyal hayatlarında, çok büyük bir medeniyet unsuru olarak kullandıkları gibi, ayrıca Türklere has demircilik sanatını da çok iyi biliyorlardı. Bu takdir de onların katıksız bir Türk kavmi olmaları gerekmektedir. Onlar, Türkç e konuşuyorlardı. Ne var ki, aynı dili konuşmalarına rağmen Zü’l-Karneyn’le konuşurken şive zorluğu çekiyorlardı. Bu da gösteriyor ki, bu âyetin özünde de Oğuz Han ve Türkistan’ın geniş doğu sınırlarındaki Türk kavimleri bulunmaktadır. Harzemli büyük Türk Müfessiri Allâme Zemahşeri,i Yecüc-Mecüc seddini yapanların bir Türk kavmi olduklarını söylemiştir. Hamdi Yazır Hoca da, muhtemelen ez-Zemahşeri’ nin bu görüşünü esas almış ve “ekser müfessirlerin görüşüne dayanarak onların Türk olduklarını” söylemiştir. İbn Kesir, Osmanlı Âlimi Ebu’s-Suud Efendi, Bursalı İsmail Hakkı ve Âlûsi gibi, daha birçok İslâm âlim ve müfessirleri seddi yapanların bir Türk kavmi olduklarını beyan etmiştir. Zîra demircilik, bu Türklerin tarihin derinliklerinden kopup gelen bir ata mesleği idi. Şâyet Zü’l-Karneyn; Ye’cüc ve Me’cüce karşı aşılması güç bir Sed yapacaksa, bu Seddi ancak onların bu husustaki üstün hünerleri, iş âletleri, insan gücü hülasa her türlü yardım ve destekleri ile yapabilirdi. Zü’l-Karneyn’den malzemeleri kendilerinden olmak üzere Ye’cüc ve Me’cüc denilen bir kavmin önüne aşılması çok zor bir Sed inşa etmesi için çok sıkı bir iş birliğine girişmişler ve bunda muvaffakta olmuşlardır. Bütün bunlar, onların Allah’ın rızasına mazhar ve hoşnutluğunu kazanmış bir kavim olduklarını göstermektedir. Yazır, konumuza esas olan bu tespitlerinde aynen şöyle demektedir; “Allahu a’lem, Kur’ân’ın haber verdiği bu redim (sed); Zü’l-Karneyn’den onun yapılmasını talep eden kavmin bu sayede teşkil ettikleri heyet-i içtimaiyeleri olsa gerektir ki, onlar demir kütleleri gibi salebetli olan (milli) unsurlarına akıtılan Feyz-i Rabbâni ile teşekkül etmiş maddi ve manevi bir sed demek olur. Eğer bu kavim (birçok) müfessirlerin naklettikleri vechile Türk (kavmi) idiyse, burada Zü’lKarneyn’e kuvvetle yardım eden Türklerin mazide yeryüzünü fesaddan kurtarmak için ettikleri hizmetin ehemmiyeti işar edilmiş olduğu gibi, Hazreti Muhammed’in bütün insanlığa Peygamber olarak gönderilmesin)den sonra, onların İslâm’a yapacakları hizmete de işaret edilmiş demektir. Şu hâlde, TÜRKLER’in inkırazı, Ye’cüc ve Me’cüc seddinin yıkılması ve nizam-ı arzım fesadı demek olacaktır ki (bu) eşrat-ı saattendir (kıyâmetin kopması şartlarından). Hasılı şark ve garbı dolaşan Zü’l-Karneyn’in (Oğuz Han) en büyük işi, mahza bir rahmet-i rabbaniye olan bu redimin inşasıdır ki, onun yıkılması yeryüzünde beşeriyetin pek büyük bir felaketi olacaktır. Sedde Ne Olmuştur Bizim bu soruya vereceğimiz cevap, onun manevi yönü hariç, maddi bakımdan koca bir “Hiç! ” tir. Zîra bir çağlayan gibi asırlardır akıp giden zaman nehri, bu nehrin yaptığı ağır hasarlar, yağan yağmur ve karlar, esen fırtına ve rüzgârlar her şey için olduğu gibi bu Zü’l-Karneyn Seddine de en büyük darbeyi vurmuş ve onu, un ufağı gibi ufaltmış ve bir toz yığını hâline getirmiş ve ondan artık hiçbir iz, eser kalmamıştır. Nitekim Kur’ân-ı Kerim’in söz konusu âyetleri de onun, bu feci akıbetini bize bu seddi inşa eden Zü’l-Karneyn’in ağzı ile haber vermiş ve şöyle demiştir: “Rabbim’in va’di geldiğinde onu yerle bir edecektir. Zaten Rabbimin bu husustaki va’di de bir gerçektir. Ne var ki onun manevi varlığı, şer odaklarının karşısındaki ilâhi ve heybetli durumu bir rahmet-i ilâhiye olarak kıyâmete kadar devam edecek ve Cenâb-ı Hak kendi dini ve mümin kullarını bu şer odaklarına karşı yeni, yeni Zü’l-Karneyn ve onları yapacakları surlar, yani hizmet-i îmâniye ile koruyacak ve bu şer odakları ile Müslümanlar arasında her zaman bir Sedd-i Zü’l-Karneyn halk edecektir. Bunda asıl görev Oğuz Han’ın soyundan gelen yeni Zü’l-Karneyn’lere düşecekti. Nitekim öyle de olmuş ve onun soyundan daha bir nice Zü’l-Karneyn-i Cihanlar gelmişler bu küfür dalgaları karşısında bir îmân kalesi ve bir Sedd-i Zü’l-Karneyn olmuşlardır. Bu böyle XX. asrın başlarına kadar devam etmiştir. Ye’cüc ve Me’cüc kimlerdir ve Onları Sonu Ne Olmuştur? Ye’cüc ve Me’cüc bize göre; Çinlileri n geliştirmeye muvaffak oldukları bu akıl almaz ve insanlık için bir felaket olan bu teknoloji ve onun insanlığın ortak medeniyet, din ve kültürünü , kendi haris emelleri pahasına yıkmak için kullanan ve her türlü kötülüğün sembolü olan o şer güçlerinin adıdır. Zaten Hazreti Peygamber, birçok hadislerinde de bunları bütün ayrıntıları ile bu şekilde akıl almaz yaratıklar olarak izah etmişlerdir. Hazreti Peygamber’ in bu muhtevadaki hadislerinden öğrendiğimize göre; bu günkü Çinliler, teknik ve teknolojik yoldaki bu akıl almaz ilerlemelerine devam edecekler, yeni, yeni akıl almaz birçok araç ve gereçler o kadar ki insana benzer akıllı robotlar, verilen emri acımasızca yapan araçlar, icat edecekler ve bunları daha sonra “Star Harplerinde” gördüğümüz gibi, insanlığın başına bela ve koca bir dünyayı istila edeceklerdir. Ancak vakt-i merhunu geldiğinde bunlar, Cenâb-ı Hakk’ın Kur’ân-ı Kerim’in de haber verdiği gibi yine “Doğu cihetinde” yani Asya Kıtasının, Büyük Okyanus’a yakın en uç sahillerinde bir kere daha ortaya çıkacaklar, çok süratli bir şekilde çoğalacaklar ve önlerine çıkan bütün engelleri aşarak bir çağlayan gibi akacaklar, dünyayı bir kere daha fesada verecekler ve her türlü ahlaksızlıkları yeryüzünde bir kere daha hâkim kılmaya çalışacaklardır.
@@rdvan6705 evet tarih ciddi arastirma gerektiren bir bilimdir ama biz burda tez yazmiyoruz hocamiz sinavda cikan kavramlari hikayelestirerek bize anlatiyorkl ki(cogu rivayet edilir yada tarih kitaplarinda yazili hocamiz sadece abartarak anlatiyor) bu tarih videosu tyt/ayt kpss ve ya herhangi bir sinav disi unsur icin cekilseydi bu hikayeleri anlatmasi cok yanlis olurdu Kaldi ki hocamiz her zaman turkluge onem veren bir insan her zaman vurgular bunu videolarini izlemediginiz icin bilmiyorsunuz yani arap seviciligi yapacak son insandir (Hocamizi sevdigim icin savunuyorum)
@@eferegaibvtz1520 kanka bosuna bana laf atma git araştır doğru düzgün. Onları yazarken emin ol bi yerimden uydurmuyordum. Hatta eğer gerçekten araştırmak istiyorsan yardımcı olacağına inandığım kaynaklar var senle paylasabilirim. Senden igrenmiyorum.
@@bogazicilifizikbilimcisi2482 YECÜC MECÜC SEDDİNİN YAPILIŞI “İşte Zü’l-Karneyn bu dağların önünde öyle bir kavim buldu ki onlar laf söz dinlemeyen kendilerine güvenen oldukça gururlu ve medeni bir kavim idi.” Onlar; demir ve kömürü sosyal hayatlarında, çok büyük bir medeniyet unsuru olarak kullandıkları gibi, ayrıca Türklere has demircilik sanatını da çok iyi biliyorlardı. Bu takdir de onların katıksız bir Türk kavmi olmaları gerekmektedir. Onlar, Türkç e konuşuyorlardı. Ne var ki, aynı dili konuşmalarına rağmen Zü’l-Karneyn’le konuşurken şive zorluğu çekiyorlardı. Bu da gösteriyor ki, bu âyetin özünde de Oğuz Han ve Türkistan’ın geniş doğu sınırlarındaki Türk kavimleri bulunmaktadır. Harzemli büyük Türk Müfessiri Allâme Zemahşeri,i Yecüc-Mecüc seddini yapanların bir Türk kavmi olduklarını söylemiştir. Hamdi Yazır Hoca da, muhtemelen ez-Zemahşeri’ nin bu görüşünü esas almış ve “ekser müfessirlerin görüşüne dayanarak onların Türk olduklarını” söylemiştir. İbn Kesir, Osmanlı Âlimi Ebu’s-Suud Efendi, Bursalı İsmail Hakkı ve Âlûsi gibi, daha birçok İslâm âlim ve müfessirleri seddi yapanların bir Türk kavmi olduklarını beyan etmiştir. Zîra demircilik, bu Türklerin tarihin derinliklerinden kopup gelen bir ata mesleği idi. Şâyet Zü’l-Karneyn; Ye’cüc ve Me’cüce karşı aşılması güç bir Sed yapacaksa, bu Seddi ancak onların bu husustaki üstün hünerleri, iş âletleri, insan gücü hülasa her türlü yardım ve destekleri ile yapabilirdi. Zü’l-Karneyn’den malzemeleri kendilerinden olmak üzere Ye’cüc ve Me’cüc denilen bir kavmin önüne aşılması çok zor bir Sed inşa etmesi için çok sıkı bir iş birliğine girişmişler ve bunda muvaffakta olmuşlardır. Bütün bunlar, onların Allah’ın rızasına mazhar ve hoşnutluğunu kazanmış bir kavim olduklarını göstermektedir. Yazır, konumuza esas olan bu tespitlerinde aynen şöyle demektedir; “Allahu a’lem, Kur’ân’ın haber verdiği bu redim (sed); Zü’l-Karneyn’den onun yapılmasını talep eden kavmin bu sayede teşkil ettikleri heyet-i içtimaiyeleri olsa gerektir ki, onlar demir kütleleri gibi salebetli olan (milli) unsurlarına akıtılan Feyz-i Rabbâni ile teşekkül etmiş maddi ve manevi bir sed demek olur. Eğer bu kavim (birçok) müfessirlerin naklettikleri vechile Türk (kavmi) idiyse, burada Zü’lKarneyn’e kuvvetle yardım eden Türklerin mazide yeryüzünü fesaddan kurtarmak için ettikleri hizmetin ehemmiyeti işar edilmiş olduğu gibi, Hazreti Muhammed’in bütün insanlığa Peygamber olarak gönderilmesin)den sonra, onların İslâm’a yapacakları hizmete de işaret edilmiş demektir. Şu hâlde, TÜRKLER’in inkırazı, Ye’cüc ve Me’cüc seddinin yıkılması ve nizam-ı arzım fesadı demek olacaktır ki (bu) eşrat-ı saattendir (kıyâmetin kopması şartlarından). Hasılı şark ve garbı dolaşan Zü’l-Karneyn’in (Oğuz Han) en büyük işi, mahza bir rahmet-i rabbaniye olan bu redimin inşasıdır ki, onun yıkılması yeryüzünde beşeriyetin pek büyük bir felaketi olacaktır. Sedde Ne Olmuştur Bizim bu soruya vereceğimiz cevap, onun manevi yönü hariç, maddi bakımdan koca bir “Hiç! ” tir. Zîra bir çağlayan gibi asırlardır akıp giden zaman nehri, bu nehrin yaptığı ağır hasarlar, yağan yağmur ve karlar, esen fırtına ve rüzgârlar her şey için olduğu gibi bu Zü’l-Karneyn Seddine de en büyük darbeyi vurmuş ve onu, un ufağı gibi ufaltmış ve bir toz yığını hâline getirmiş ve ondan artık hiçbir iz, eser kalmamıştır. Nitekim Kur’ân-ı Kerim’in söz konusu âyetleri de onun, bu feci akıbetini bize bu seddi inşa eden Zü’l-Karneyn’in ağzı ile haber vermiş ve şöyle demiştir: “Rabbim’in va’di geldiğinde onu yerle bir edecektir. Zaten Rabbimin bu husustaki va’di de bir gerçektir. Ne var ki onun manevi varlığı, şer odaklarının karşısındaki ilâhi ve heybetli durumu bir rahmet-i ilâhiye olarak kıyâmete kadar devam edecek ve Cenâb-ı Hak kendi dini ve mümin kullarını bu şer odaklarına karşı yeni, yeni Zü’l-Karneyn ve onları yapacakları surlar, yani hizmet-i îmâniye ile koruyacak ve bu şer odakları ile Müslümanlar arasında her zaman bir Sedd-i Zü’l-Karneyn halk edecektir. Bunda asıl görev Oğuz Han’ın soyundan gelen yeni Zü’l-Karneyn’lere düşecekti. Nitekim öyle de olmuş ve onun soyundan daha bir nice Zü’l-Karneyn-i Cihanlar gelmişler bu küfür dalgaları karşısında bir îmân kalesi ve bir Sedd-i Zü’l-Karneyn olmuşlardır. Bu böyle XX. asrın başlarına kadar devam etmiştir. Ye’cüc ve Me’cüc kimlerdir ve Onları Sonu Ne Olmuştur? Ye’cüc ve Me’cüc bize göre; Çinlileri n geliştirmeye muvaffak oldukları bu akıl almaz ve insanlık için bir felaket olan bu teknoloji ve onun insanlığın ortak medeniyet, din ve kültürünü , kendi haris emelleri pahasına yıkmak için kullanan ve her türlü kötülüğün sembolü olan o şer güçlerinin adıdır. Zaten Hazreti Peygamber, birçok hadislerinde de bunları bütün ayrıntıları ile bu şekilde akıl almaz yaratıklar olarak izah etmişlerdir. Hazreti Peygamber’ in bu muhtevadaki hadislerinden öğrendiğimize göre; bu günkü Çinliler, teknik ve teknolojik yoldaki bu akıl almaz ilerlemelerine devam edecekler, yeni, yeni akıl almaz birçok araç ve gereçler o kadar ki insana benzer akıllı robotlar, verilen emri acımasızca yapan araçlar, icat edecekler ve bunları daha sonra “Star Harplerinde” gördüğümüz gibi, insanlığın başına bela ve koca bir dünyayı istila edeceklerdir. Ancak vakt-i merhunu geldiğinde bunlar, Cenâb-ı Hakk’ın Kur’ân-ı Kerim’in de haber verdiği gibi yine “Doğu cihetinde” yani Asya Kıtasının, Büyük Okyanus’a yakın en uç sahillerinde bir kere daha ortaya çıkacaklar, çok süratli bir şekilde çoğalacaklar ve önlerine çıkan bütün engelleri aşarak bir çağlayan gibi akacaklar, dünyayı bir kere daha fesada verecekler ve her türlü ahlaksızlıkları yeryüzünde bir kere daha hâkim kılmaya çalışacaklardır.
Gireceğim bir sınav yok ama bu hocanın anlatımı çok güzel olduğu için video izler gibi izliyorum.
Mende. Hemde Azərbaycanliyam. Amma yene izləyirəm.😀
HI hı.
Bendee
Moğol ve Endülüs istilası olmasaydı insanlık bugün yıldızlar arası seyahat yapıyor olurdu.
Celal hocayı üniversiteyi kazandıktan sonra keşfettiğim için çok üzgünûm
+1
Daha bunun kpsssi var
Merak etme kpss var daha 😇
@@sehriyararslan8874 keşke olsaydı ama tıp okuyorum
13 yaşındayım
Ben 8. sınıfım, yinede sırf üslubundan dolayı eğlenerek izliyorum.
bende
Oha ben de
Ayn
Olm inkılap dersi için 1 . Dünya savaşı falan anlatıyor onları izlesene
kimya projesi hazırlarken kendimi burda buldum
Terapi niyetine izliyoruz 😌
herkes pulistleri unutuyor bir tarihin tozlu sayfalaından çıkarın hocam
Hocam, "Ana gibi yar olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz."'mış doğrusu utanamadım.
Ne vahşet ne dram.Çok üzücü
Çok iyi anlatıyor
KUT CENGİZ KANTE ELDİ DOLGI BALGAY!
Fun fact: Azerbaycan'da mankurt kelimesi küfür/hakaret olarak kullanılıyor.
👍
o zamanların moğolu olmak vardı 🥲
Yaşım 39 ama ba-yıl-dım! Ne kadar şanslısınız çocuklar.
çok şanslıyız milyonlarca rakip sınava giriyor güzel üniversite kazanmak çok zor
Aynen ya ne şanslıyız oha
Bu konuda cok cok haklısınız ne desem boş türkiye de iyi bir okul kazanmak her dönemde cok zor oldu.. şanslısınız derken böyle videolara erişiminiz olmasini kastediyordum aslinda :)
@@sirenamelita7957 doğru eğitim sistemimizin tek güzel yanı böyle kıymetli hocalarımız var Allah'tan varlar yoksa halimiz kötüydü vallaha
@@-Ders nick mükemmel
HAYIR HÜLAGÜYÜ YENEMEDİLER KETBOĞAYI YENDİLER
öhh yaa
0:05 Elbistan tekrar savaş alanına döndü. 6Şubat 2023
Adamlar aşiret lo 😅
Ulan yaa😅
moğolların yaptığı işkenceği kimse yapmamış
Engizisyon mahkemesinin işkencelerini araştır derim.
@@komikfrekanss eziyetin büyüğü küçüğü olmaz Hîtler de çom kötü eziyet edermiş
İşkenceyi
Sen öyle zannet arapların en büyük katliamları türkler üzerine yapıldı
@@bogazicilifizikbilimcisi2482 kaynak.
Tarih anlamıyorum ama Celal hoca için izliyom
Hocam senden şüphe ettiğim için kendimden utanıyorum🤓
Vurasım geldi bu ne la böyle böyle anlatım mi olur 3 dk 5 dk 7dk... Krall hocam şöyle 15 20 40dk videolar yüklede patlamis misir yapıp film tadında izleyelim birde sezon gibi bölümler ekle... Çok iyi anlatyorsun hocammmmmmmm
Isem tvde uzun ve orjinal hali var zaten. Bu admin kendi kanalından bir kesitini atmiş sadece
Hocam yalnız çekirge sürüsü felan olamazlar şuan bile dünyada toplam ancak 13 milyon mogol var 800 yıl önce muhtemelen 2 milyon ya varlardır ya yoklardır
Böyle bi mantık yok knk
@@hidayetchokelek6106Nasıl yok nufusu bu kadar az bir millet nasıl çekirge sürüsü olabilir ?
Akınlarında sadece Moğol insanı yoktu çünkü başka medeniyetlerden kendilerine katılmış insanlarında asker olarak kullandılar
Moğolların ordusunda moğol da vardı türk de çinlide başka milletlerden insanlar da vardı o yüzden kalabalıktılar
Moğol ordusu da farklı etnik kökene sahip fazlaca asker vardı.
dönemin şartlarında nüfusu bugünkü gibi düşünmemek lazım. bir şehrin nüfusu ki ( çoğunluk kırsalda yaşıyordu) 3-5 bin iken bu adamlar yüzbinlere ulaşan ordular ile sefer yapıyordu. Eğitim programı olan profesyonel bir ordu o zamanlar nadirdir.
❤👍💪🤩🤣😂❤
ELBİSTANNN
Ben Delhi sanıyordum Moğolları ilk durduran ülke olarak
Hocam gece uyuyamadım teşekkürler
Şöyle bir silkelediler araplar düştü 😅
Teşekkürler.
şu bağdat kuşatmasında Hulagü abbasi halifesini atıyla mı ne çiğnedi :d
kaçıncı bölüm bu
Kendimden başka sevdiğim tek ırk. Varolsun ırkım, varolsun ülküm...
Mazoşist misiniz oğlum adam neler anlattı. Şimdiki moğolistan halkı bile yaptıklarından utanıyodur. Ruh hastası olmak lazım bunu demek için.
@@yusufuslu831 Ruh hastası olduğumu söylemedim. Ancak her ırkın hatası vardır. Ve Moğol ırkın başından beri söyledi ne istediğini, diğerleri gibi gizli kapalı yapmadı.
@@zaferylmazkaya1281 Dinini araştırsan böyle demezdin kardeş. Öyle işkencelerin i sini bulamazsın araştır.
@@yusufuslu831 Peki bakarız...
benim de tek sevmediğim ırk denebilir -bir iki daha var moğolda var demek istedim-
Güzel işkence modeli veselam bizdemi denesek ne zevkliymiş😈😈
Ceylan derisi değil devenin kalın derisinin olduğu bir yerden yapılır
Moğolistanda deve mi var?
@@dursunucar orasını bilemem ama bize derste böyle öğretildi
@@dursunucar moğolistanda deve olmaz olurmu gobi çölü var moğolistanda
@@mustafamertkaya412 bende onu dicektim tam
@@dursunucar orada gobi çölü var deve olmasıda normal
Yecuc Mecucu anlatıyor
YECÜC MECÜC SEDDİNİN YAPILIŞI
“İşte Zü’l-Karneyn bu dağların önünde öyle bir kavim buldu ki onlar laf söz dinlemeyen kendilerine güvenen oldukça gururlu ve medeni bir kavim idi.”
Onlar; demir ve kömürü sosyal hayatlarında, çok büyük bir medeniyet unsuru olarak kullandıkları gibi, ayrıca Türklere has demircilik sanatını da çok iyi biliyorlardı. Bu takdir de onların katıksız bir Türk kavmi olmaları gerekmektedir. Onlar, Türkç e konuşuyorlardı. Ne var ki, aynı dili konuşmalarına rağmen Zü’l-Karneyn’le konuşurken şive zorluğu çekiyorlardı. Bu da gösteriyor ki, bu âyetin özünde de Oğuz Han ve Türkistan’ın geniş doğu sınırlarındaki Türk kavimleri bulunmaktadır.
Harzemli büyük Türk Müfessiri Allâme Zemahşeri,i Yecüc-Mecüc seddini yapanların bir Türk kavmi olduklarını söylemiştir. Hamdi Yazır Hoca da, muhtemelen ez-Zemahşeri’ nin bu görüşünü esas almış ve “ekser müfessirlerin görüşüne dayanarak onların Türk olduklarını” söylemiştir. İbn Kesir, Osmanlı Âlimi Ebu’s-Suud Efendi, Bursalı İsmail Hakkı ve Âlûsi gibi, daha birçok İslâm âlim ve müfessirleri seddi yapanların bir Türk kavmi olduklarını beyan etmiştir.
Zîra demircilik, bu Türklerin tarihin derinliklerinden kopup gelen bir ata mesleği idi. Şâyet Zü’l-Karneyn; Ye’cüc ve Me’cüce karşı aşılması güç bir Sed yapacaksa, bu Seddi ancak onların bu husustaki üstün hünerleri, iş âletleri, insan gücü hülasa her türlü yardım ve destekleri ile yapabilirdi. Zü’l-Karneyn’den malzemeleri kendilerinden olmak üzere Ye’cüc ve Me’cüc denilen bir kavmin önüne aşılması çok zor bir Sed inşa etmesi için çok sıkı bir iş birliğine girişmişler ve bunda muvaffakta olmuşlardır. Bütün bunlar, onların Allah’ın rızasına mazhar ve hoşnutluğunu kazanmış bir kavim olduklarını göstermektedir.
Yazır, konumuza esas olan bu tespitlerinde aynen şöyle demektedir; “Allahu a’lem, Kur’ân’ın haber verdiği bu redim (sed); Zü’l-Karneyn’den onun yapılmasını talep eden kavmin bu sayede teşkil ettikleri heyet-i içtimaiyeleri olsa gerektir ki, onlar demir kütleleri gibi salebetli olan (milli) unsurlarına akıtılan Feyz-i Rabbâni ile teşekkül etmiş maddi ve manevi bir sed demek olur. Eğer bu kavim (birçok) müfessirlerin naklettikleri vechile Türk (kavmi) idiyse, burada Zü’lKarneyn’e kuvvetle yardım eden Türklerin mazide yeryüzünü fesaddan kurtarmak için ettikleri hizmetin ehemmiyeti işar edilmiş olduğu gibi, Hazreti Muhammed’in bütün insanlığa Peygamber olarak gönderilmesin)den sonra, onların İslâm’a yapacakları hizmete de işaret edilmiş demektir.
Şu hâlde, TÜRKLER’in inkırazı, Ye’cüc ve Me’cüc seddinin yıkılması ve nizam-ı arzım fesadı demek olacaktır ki (bu) eşrat-ı saattendir (kıyâmetin kopması şartlarından). Hasılı şark ve garbı dolaşan Zü’l-Karneyn’in (Oğuz Han) en büyük işi, mahza bir rahmet-i rabbaniye olan bu redimin inşasıdır ki, onun yıkılması yeryüzünde beşeriyetin pek büyük bir felaketi olacaktır.
Sedde Ne Olmuştur
Bizim bu soruya vereceğimiz cevap, onun manevi yönü hariç, maddi bakımdan koca bir “Hiç! ” tir. Zîra bir çağlayan gibi asırlardır akıp giden zaman nehri, bu nehrin yaptığı ağır hasarlar, yağan yağmur ve karlar, esen fırtına ve rüzgârlar her şey için olduğu gibi bu Zü’l-Karneyn Seddine de en büyük darbeyi vurmuş ve onu, un ufağı gibi ufaltmış ve bir toz yığını hâline getirmiş ve ondan artık hiçbir iz, eser kalmamıştır.
Nitekim Kur’ân-ı Kerim’in söz konusu âyetleri de onun, bu feci akıbetini bize bu seddi inşa eden Zü’l-Karneyn’in ağzı ile haber vermiş ve şöyle demiştir: “Rabbim’in va’di geldiğinde onu yerle bir edecektir. Zaten Rabbimin bu husustaki va’di de bir gerçektir.
Ne var ki onun manevi varlığı, şer odaklarının karşısındaki ilâhi ve heybetli durumu bir rahmet-i ilâhiye olarak kıyâmete kadar devam edecek ve Cenâb-ı Hak kendi dini ve mümin kullarını bu şer odaklarına karşı yeni, yeni Zü’l-Karneyn ve onları yapacakları surlar, yani hizmet-i îmâniye ile koruyacak ve bu şer odakları ile Müslümanlar arasında her zaman bir Sedd-i Zü’l-Karneyn halk edecektir. Bunda asıl görev Oğuz Han’ın soyundan gelen yeni Zü’l-Karneyn’lere düşecekti. Nitekim öyle de olmuş ve onun soyundan daha bir nice Zü’l-Karneyn-i Cihanlar gelmişler bu küfür dalgaları karşısında bir îmân kalesi ve bir Sedd-i Zü’l-Karneyn olmuşlardır. Bu böyle XX. asrın başlarına kadar devam etmiştir.
Ye’cüc ve Me’cüc kimlerdir ve Onları Sonu Ne Olmuştur?
Ye’cüc ve Me’cüc bize göre; Çinlileri n geliştirmeye muvaffak oldukları bu akıl almaz ve insanlık için bir felaket olan bu teknoloji ve onun insanlığın ortak medeniyet, din ve kültürünü , kendi haris emelleri pahasına yıkmak için kullanan ve her türlü kötülüğün sembolü olan o şer güçlerinin adıdır. Zaten Hazreti Peygamber, birçok hadislerinde de bunları bütün ayrıntıları ile bu şekilde akıl almaz yaratıklar olarak izah etmişlerdir. Hazreti Peygamber’ in bu muhtevadaki hadislerinden öğrendiğimize göre; bu günkü Çinliler, teknik ve teknolojik yoldaki bu akıl almaz ilerlemelerine devam edecekler, yeni, yeni akıl almaz birçok araç ve gereçler o kadar ki insana benzer akıllı robotlar, verilen emri acımasızca yapan araçlar, icat edecekler ve bunları daha sonra “Star Harplerinde” gördüğümüz gibi, insanlığın başına bela ve koca bir dünyayı istila edeceklerdir. Ancak vakt-i merhunu geldiğinde bunlar, Cenâb-ı Hakk’ın Kur’ân-ı Kerim’in de haber verdiği gibi yine “Doğu cihetinde” yani Asya Kıtasının, Büyük Okyanus’a yakın en uç sahillerinde bir kere daha ortaya çıkacaklar, çok süratli bir şekilde çoğalacaklar ve önlerine çıkan bütün engelleri aşarak bir çağlayan gibi akacaklar, dünyayı bir kere daha fesada verecekler ve her türlü ahlaksızlıkları yeryüzünde bir kere daha hâkim kılmaya çalışacaklardır.
bende şey biliom ana gibi yar baba gibi hıyar bulunmaz
Hocam sizden sizden şüphe ettiğim için kendimden utanıyorum.
kendimden utandım :(
Han diyorsun mogol diyorsun. Oguz kim m- ogul kim . Bir zahmet özeleştiri
Hulagu HAN (mogol hukumdari) adam zaten hikaye anlatiyor seminer vermiyor her seyi dort dortluk bekleme bekliyorsan cik kendin anlat
Tarih ciddi araştırma gerektiren bir iştir. Komedi kaldırmaz. Sonra size türk diye arap sevdirirler.
@@rdvan6705 evet tarih ciddi arastirma gerektiren bir bilimdir ama biz burda tez yazmiyoruz hocamiz sinavda cikan kavramlari hikayelestirerek bize anlatiyorkl ki(cogu rivayet edilir yada tarih kitaplarinda yazili hocamiz sadece abartarak anlatiyor) bu tarih videosu tyt/ayt kpss ve ya herhangi bir sinav disi unsur icin cekilseydi bu hikayeleri anlatmasi cok yanlis olurdu
Kaldi ki hocamiz her zaman turkluge onem veren bir insan her zaman vurgular bunu videolarini izlemediginiz icin bilmiyorsunuz yani arap seviciligi yapacak son insandir
(Hocamizi sevdigim icin savunuyorum)
Böyle bir öğretmenim olmadı
moğol olduğum için mutluyum
Böyle bi ırkla gurur duyacağıma var olmamayı tercih ederdim
@@serdary_1 Problem?
@@kapand6073 çözecen mi
selam kandaş
@@metekhan1 selam kandaşım
Hocam senden şüphe ettiğim için kendimden utanıyorum 🤦♂️🤧
hocam boşluk doldurmalı konuşuyo
bütün bu bilgileri günlük hayatımızda nerede kullanacağız. en son ne zaman moğol gördünüz.
Hülagü Han Türk degil miydi ?
Türk değil
??????
Türk'lerin Tarihi 15000 Yıldan az değildir
Çook çok daha gerçek bilgileri paylaşabiliriz
Hz.Nuh'un Gemisi Karaya İndikten bu Zamana 17500 Yıl geçti
1 hz nuhun oyle bı gemısı yok
2 ınsanlık medenıyetıne aıt bulunan en eskı yapılar 12000 yıl onceydı yanı turk dıye bır sey yoktu.
3 senden iğreniyorum
@@aras530 türkler 7000 yıl önce ortaya çıktılar en eski medeniyet çinlilerdir
@@aras530 Hahahahahahahhahahsh 4-Ben de Turguttan nefret ediyorum
@@aras530 sen ne kadar akillisin ya
@@eferegaibvtz1520 kanka bosuna bana laf atma git araştır doğru düzgün. Onları yazarken emin ol bi yerimden uydurmuyordum. Hatta eğer gerçekten araştırmak istiyorsan yardımcı olacağına inandığım kaynaklar var senle paylasabilirim. Senden igrenmiyorum.
moğol olmamdan gurur duydum
kanka yani yanlış anlama ama ataların maşallah büyük zarar verdi
@@abuzerkomurcu79 bizim arap nefretimiz bir günde oluşmadı her zaman desteklerim atalarımın yaptıklarını
@@abuzerkomurcu79 ama bilime vurdukları darbeyi bende desteklemiyorum
@@ulfhenar6557 adam zulüm yaptılar diyor, bilim insanlarının yazdığı kitapları yok ettiler diyor sen ohaa çok iyi modundasın.
@@dicbarfan8450 her insan atalarıyla gurur duyar
Şaklaban
aaa bi tane mongol da burda var
@@yusufuslu831 47 kromozomlu
Yecüc mecüd gibiler
Yecüc mecüc araplar tarafından türklere söylenmiştir onlar biziz
@@bogazicilifizikbilimcisi2482 YECÜC MECÜC SEDDİNİN YAPILIŞI
“İşte Zü’l-Karneyn bu dağların önünde öyle bir kavim buldu ki onlar laf söz dinlemeyen kendilerine güvenen oldukça gururlu ve medeni bir kavim idi.”
Onlar; demir ve kömürü sosyal hayatlarında, çok büyük bir medeniyet unsuru olarak kullandıkları gibi, ayrıca Türklere has demircilik sanatını da çok iyi biliyorlardı. Bu takdir de onların katıksız bir Türk kavmi olmaları gerekmektedir. Onlar, Türkç e konuşuyorlardı. Ne var ki, aynı dili konuşmalarına rağmen Zü’l-Karneyn’le konuşurken şive zorluğu çekiyorlardı. Bu da gösteriyor ki, bu âyetin özünde de Oğuz Han ve Türkistan’ın geniş doğu sınırlarındaki Türk kavimleri bulunmaktadır.
Harzemli büyük Türk Müfessiri Allâme Zemahşeri,i Yecüc-Mecüc seddini yapanların bir Türk kavmi olduklarını söylemiştir. Hamdi Yazır Hoca da, muhtemelen ez-Zemahşeri’ nin bu görüşünü esas almış ve “ekser müfessirlerin görüşüne dayanarak onların Türk olduklarını” söylemiştir. İbn Kesir, Osmanlı Âlimi Ebu’s-Suud Efendi, Bursalı İsmail Hakkı ve Âlûsi gibi, daha birçok İslâm âlim ve müfessirleri seddi yapanların bir Türk kavmi olduklarını beyan etmiştir.
Zîra demircilik, bu Türklerin tarihin derinliklerinden kopup gelen bir ata mesleği idi. Şâyet Zü’l-Karneyn; Ye’cüc ve Me’cüce karşı aşılması güç bir Sed yapacaksa, bu Seddi ancak onların bu husustaki üstün hünerleri, iş âletleri, insan gücü hülasa her türlü yardım ve destekleri ile yapabilirdi. Zü’l-Karneyn’den malzemeleri kendilerinden olmak üzere Ye’cüc ve Me’cüc denilen bir kavmin önüne aşılması çok zor bir Sed inşa etmesi için çok sıkı bir iş birliğine girişmişler ve bunda muvaffakta olmuşlardır. Bütün bunlar, onların Allah’ın rızasına mazhar ve hoşnutluğunu kazanmış bir kavim olduklarını göstermektedir.
Yazır, konumuza esas olan bu tespitlerinde aynen şöyle demektedir; “Allahu a’lem, Kur’ân’ın haber verdiği bu redim (sed); Zü’l-Karneyn’den onun yapılmasını talep eden kavmin bu sayede teşkil ettikleri heyet-i içtimaiyeleri olsa gerektir ki, onlar demir kütleleri gibi salebetli olan (milli) unsurlarına akıtılan Feyz-i Rabbâni ile teşekkül etmiş maddi ve manevi bir sed demek olur. Eğer bu kavim (birçok) müfessirlerin naklettikleri vechile Türk (kavmi) idiyse, burada Zü’lKarneyn’e kuvvetle yardım eden Türklerin mazide yeryüzünü fesaddan kurtarmak için ettikleri hizmetin ehemmiyeti işar edilmiş olduğu gibi, Hazreti Muhammed’in bütün insanlığa Peygamber olarak gönderilmesin)den sonra, onların İslâm’a yapacakları hizmete de işaret edilmiş demektir.
Şu hâlde, TÜRKLER’in inkırazı, Ye’cüc ve Me’cüc seddinin yıkılması ve nizam-ı arzım fesadı demek olacaktır ki (bu) eşrat-ı saattendir (kıyâmetin kopması şartlarından). Hasılı şark ve garbı dolaşan Zü’l-Karneyn’in (Oğuz Han) en büyük işi, mahza bir rahmet-i rabbaniye olan bu redimin inşasıdır ki, onun yıkılması yeryüzünde beşeriyetin pek büyük bir felaketi olacaktır.
Sedde Ne Olmuştur
Bizim bu soruya vereceğimiz cevap, onun manevi yönü hariç, maddi bakımdan koca bir “Hiç! ” tir. Zîra bir çağlayan gibi asırlardır akıp giden zaman nehri, bu nehrin yaptığı ağır hasarlar, yağan yağmur ve karlar, esen fırtına ve rüzgârlar her şey için olduğu gibi bu Zü’l-Karneyn Seddine de en büyük darbeyi vurmuş ve onu, un ufağı gibi ufaltmış ve bir toz yığını hâline getirmiş ve ondan artık hiçbir iz, eser kalmamıştır.
Nitekim Kur’ân-ı Kerim’in söz konusu âyetleri de onun, bu feci akıbetini bize bu seddi inşa eden Zü’l-Karneyn’in ağzı ile haber vermiş ve şöyle demiştir: “Rabbim’in va’di geldiğinde onu yerle bir edecektir. Zaten Rabbimin bu husustaki va’di de bir gerçektir.
Ne var ki onun manevi varlığı, şer odaklarının karşısındaki ilâhi ve heybetli durumu bir rahmet-i ilâhiye olarak kıyâmete kadar devam edecek ve Cenâb-ı Hak kendi dini ve mümin kullarını bu şer odaklarına karşı yeni, yeni Zü’l-Karneyn ve onları yapacakları surlar, yani hizmet-i îmâniye ile koruyacak ve bu şer odakları ile Müslümanlar arasında her zaman bir Sedd-i Zü’l-Karneyn halk edecektir. Bunda asıl görev Oğuz Han’ın soyundan gelen yeni Zü’l-Karneyn’lere düşecekti. Nitekim öyle de olmuş ve onun soyundan daha bir nice Zü’l-Karneyn-i Cihanlar gelmişler bu küfür dalgaları karşısında bir îmân kalesi ve bir Sedd-i Zü’l-Karneyn olmuşlardır. Bu böyle XX. asrın başlarına kadar devam etmiştir.
Ye’cüc ve Me’cüc kimlerdir ve Onları Sonu Ne Olmuştur?
Ye’cüc ve Me’cüc bize göre; Çinlileri n geliştirmeye muvaffak oldukları bu akıl almaz ve insanlık için bir felaket olan bu teknoloji ve onun insanlığın ortak medeniyet, din ve kültürünü , kendi haris emelleri pahasına yıkmak için kullanan ve her türlü kötülüğün sembolü olan o şer güçlerinin adıdır. Zaten Hazreti Peygamber, birçok hadislerinde de bunları bütün ayrıntıları ile bu şekilde akıl almaz yaratıklar olarak izah etmişlerdir. Hazreti Peygamber’ in bu muhtevadaki hadislerinden öğrendiğimize göre; bu günkü Çinliler, teknik ve teknolojik yoldaki bu akıl almaz ilerlemelerine devam edecekler, yeni, yeni akıl almaz birçok araç ve gereçler o kadar ki insana benzer akıllı robotlar, verilen emri acımasızca yapan araçlar, icat edecekler ve bunları daha sonra “Star Harplerinde” gördüğümüz gibi, insanlığın başına bela ve koca bir dünyayı istila edeceklerdir. Ancak vakt-i merhunu geldiğinde bunlar, Cenâb-ı Hakk’ın Kur’ân-ı Kerim’in de haber verdiği gibi yine “Doğu cihetinde” yani Asya Kıtasının, Büyük Okyanus’a yakın en uç sahillerinde bir kere daha ortaya çıkacaklar, çok süratli bir şekilde çoğalacaklar ve önlerine çıkan bütün engelleri aşarak bir çağlayan gibi akacaklar, dünyayı bir kere daha fesada verecekler ve her türlü ahlaksızlıkları yeryüzünde bir kere daha hâkim kılmaya çalışacaklardır.
Hadi oradan