Alıyorum da, ama şimdilik alamayacğım. Çunkü yoğunum yetişdiremiyorum. Elimde hala yazamadığım isteklerim var. Sen istersen söyle, vakit buldukca yazacağım❤️
@winterrbeaar şey ben skz istiycemde ama jeongin olsa evli olsak çocugumuz olsa birlikte geçirdiğimiz bir yaz tatili ne zaman rahatlarsan yap yapınca haber verir misin
✩ 𝐼𝑑𝑜𝑙𝑙𝑒𝑟𝑖 𝑘𝑜̈𝑡𝑢̈𝑙𝑒𝑚𝑒𝑘 𝑔𝑖𝑏𝑖 𝑏𝑖𝑟 𝑎𝑚𝑎𝑐𝚤𝑚 𝑦𝑜𝑘𝑡𝑢𝑟 ✩ 𝐹𝑖𝑘𝑖𝑟𝑙𝑒𝑟 𝑜̈𝑧𝑔𝑢̈𝑛𝑑𝑢̈𝑟 ✒️ 𝑀𝑎𝑓𝑦𝑎 𝑠𝑒𝑣𝑔𝑖𝑙𝑖𝑛𝑖𝑛 𝑎𝑠𝑖𝑠𝑡𝑎𝑛𝚤𝑛𝚤 𝑠𝑎𝑛𝑎 𝑠𝑎𝑙𝑑𝚤𝑟𝚤𝑟 ✩✩✩ ☘︎ 𝐾𝑖𝑚𝑇𝑎𝑒ℎ𝑦𝑢𝑛𝑔 ~ 27 ☘︎ 𝑀𝑖𝑛 𝐻𝑒𝑟𝑎 ~ 22 🧸 𝐵𝑒𝑔̆𝑒𝑛𝑚𝑒𝑛𝑖𝑧 𝑑𝑖𝑙𝑒𝑔̆𝑖𝑦𝑙𝑒... 🪄 𝐾𝑒𝑦𝑖𝑓𝑙𝑖 𝑜𝑘𝑢𝑚𝑎𝑙𝑎𝑟... 𝐻𝑖𝑘𝑎𝑦𝑒: Üniversite binasından çıkmış kapının orada beni bekleyen korumama doğru ilerledim. Kapıyı benim için açmış binmemi beklemişti. Ben bindikten sonra kapımı kapatmış, şoför koltuğuna oturmuştu. Daha sonra arabayı çalıştırarak sürmeye başlamıştı. Bu gün üniversitede dersim erken bitmişti. Şirkete sevgilimin yanına gidip eve onunla birlikte dönecektik. 10 dakika sonra araba şirket binasının önünde durmuştu. Korumam inip kapımı açtı, teşekkür ettikten sonra ben önde , o da arkamdan geliyordu. Yine ve yine her kes bana bakıyordu. Bu durumdan rahatsız oluyordum. Bu yüzden yine başımı önüme eğmiş öyle yürümeye devam etmiştim. Başımın sert bir cisme çarpmasıyla ve bakış açıma giren ayakkabılarla başımı yukarı kaldırdım ve sevgilimi gördüm. Bana yukardan aşağı bakıyordu. Onu görünce yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Elini saçlarıma getirmiş , okşamış ve konuşmaya başlamıştı yumuşak sesiyle; Tae: Sevgilim, neden yine başını önüne eğmiş bir şekilde yürüyorsun? Yine mi? O bunu nereden biliyordu ki? Ahh...nasıl bilmesin ki...şirketin her tarafı kameralarla doluydu, her şeyi kolaylıkla bilirdi. Gözlerimi kaçırarak cevap verdim ona; "Ha...şey...yok bir şey. Öyle ayakkabılarıma bakarak yürümeyi seviyorum." Tae: Hmm...yani bir şey yok? "Hayır, yok sevgilim." Tae: Tamam öyleyse. Ama eğer bir sorunun varsa bana söyle. Benden hiç bir şeyi saklama. Anlaştık mı? Hadi yukarı odama çıkalım. "Tamam." Elimden tutarak asansöre kadar geldik. Tuşa basıp kapıların açılmasını bekledik. Kapılar açılınca içeri girdik ve Taehyung odasının olduğu kata basarak asansörün kapılarının kapanmasını sağladı. Gözlerimi yere doğru dikmiş bir şeyler düşünürken Taehyung'un elini çenemde hissettim. Başımı kaldırıp ona bakmamı sağladı. Gözlerime dikkatle bakarak sanki bir şeylerin olup, olmadığını anlamak istiyordu. Tae: Küçüğüm...bir şeyler var ve sen bana söylemiyorsun. Ne oldu? Anlat bana. "Söylediğim gibi sevgilim. Bir şey yok. Merak etme." Tae: Sen iyisin değil mi? "Evet iyiyim." Tae: Sana inanmadım ama... nasıl olsa ben bunu ögrenirim. Ben bir şey söylemeden asansör 9'cu kata gelmişti bile. Taehyung elimi bırakmadan koridorda yürüyerek odasına doğru geldik, kapıyı açıp içeri girdik. Çantamı koltuğun kenarına bırakıp, kendim de Taehyung'un masasının önüne geldim. Dönen koltuğuna oturarak döndürmeye başladım. Dönen koltukla oynamak en sevdiğim şeylerden biriydi. Çok eğlenceliydi. Ben koltukta dönerken Taehyung gülümseyerek bakıyordu bana. Koltuğun aniden durmasıyla afalladım. Taehyung'u karşımda görmeyi beklemiyordum. Ellerini koltuğun kenarlarına koymuş, yüzünü yüzüme doğru eğmişdi. Yutkunarak ona bakmaya başladım. Dudaklarıma bakarak konuşmasıyla ben de odağımı onun dudaklarına çevirdim. Tae: Bebeğim...çok mu seviyorsun koltuğumu? Hiç bir şey söylemeden, gözlerimi dudaklarından çekmeden başımı olumlu anlamda salladım. Tae: Çok tatlısın küçüğüm. Senin kadar masum ve tatlı bir kızı hayatımda ilk defa görüyorum. Neşeli kızım benim. Hep gül olur mu? Hiç bir zaman ağlama. Gözyaşlarına dayanamam. "Neden böyle konuşuyorsun Taehyung-ah?" Tae: Ahh...tatlılık ve aşırı sevgiden komaya girmek üzereyim. O kadar güzelsin ki...bu sözleri sana söylemek istedim. İçimden geldi sevgilim. Tanrım...sen varken benim başka bir tatlı yememe gerek yok. "Ahahaha...T-taehyung dur..." Aniden boynuma gömülüp beni öpücüklere boğmasıyla kendimi durduramadım. Çok gıdıklanıyordum. Boynumda tikim vardı ve ben bu durumda kendimi çok garip hissediyordum. Taehyung boynumda tikim olduğunu bile-bile her seferinde bunu yapıyordu. "Yah! T-taehyung...d-dur lütfen..." Tae: Tamam durdum. Hahaha...sevgilim, bebeğim, çilek kokulum... "Yah Taehyung söyleme böyle şeyler." Tae: Utanıyormusun sen? Seni tatlı olarak yesem, ne olur ki... "Yok olurum ama Taehyung-shii...sonra senin çilek kokulun kim olur?" Tae: Kimse olmasın benim çilek kokulum. Hep sen ol benim çilek kokulum... "Seni seviyorum Taehyung-ah..." Tae: Ben de seni seviyorum güzel kızım. Kapının aniden açılmasıyla Taehyung dikleşerek kapıya taraf baktı, ben de hemen kendimi düzelttim ve o tarafa bakmaya başladım. Taehyung'un asistanıydı. Neden gelmişti ki bu şimdi...Hiç sevmiyordum bu kızı. Çok kötü bir kızdı. Ama Taehyung onun kötü biri olduğunu görmüyordu. Yoksa biliyordu da bana mı öyle davranıyordu? Peki neden kovmuyordu bu kızı? Taehyung'a yanaşması da sinirlerimi bozuyordu. A: Ah, çok üzgünüm Bay Kim. Tae: Neden kapıyı çalmadan içeri giriyorsun? A: Çok üzgünüm ben...imzalamanız gereken çok önemli bir dosya vardı da efendim. Akşama diğer şirkete göndermeliyiz o yüzden geldim. Tae: Bir daha kapıyı çalmadan odama girersen, yapacaklarımdan kork. A: Emredersiniz efendim. Tae: Dosyayı bırak ve çık. Kız dosyayı gelip masanın üzerine bıraktı, bana da ters bir şekilde bakmayı ihmal etmeyerek çıktı odadan. Çakma kızıl işte, nolacak.. "Ya Taehyung!" Tae: Ne oldu bebeğim? "O kızı sevmiyorum demiştim sana kaç kere. Neden hala burada?" Tae: Sevgilim abartıyorsun. "Hayır, abartmıyorum." Tae: Hmm...sen beni kıskanmış ola bilirmisin? "Off...evet kıskanıyorum. Oldu mu? O kızın sana olan bakışlarından hoşlanmıyorum hiç. Kov onu." Tae: Hmm...hangi bakışlar? Ben senin gözlerinden başka kimsenin gözlerini tanımıyorum. Kahverengi gözlerin benim sonum ola bilir. "Beni yumuşatamazsın." Tae: Ben seni yumuşatmıyorum ki...doğruları söylüyorum sadece. Bana git-gide yaklaşarak kollarını belime sardı. Dudaklarıma uzandığı sırada çalan kapıyla birlikte derin bir nefes aldı. Benden ayrıldı ve kapıdaki kişiye 'gir' komutunu verdi. Yine o kızdı. Ne istiyordu bu? Bizi gözetliyormuydu o? Sinirlerim gerçekten bozulmuş durumda... A: Bay Kim böldüğüm için çok üzgünüm ama, 5 dakika sonra toplantınız başlayacak. Onun için gelmiştim. Tae: Ah..tamam. Geliyorum hemen. Bana dönerek dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu ve saçlarımı okşadı; Tae: Toplantı biter-bitmez yanına geleceğim. Sen burada bekle beni. "Hm hm." Arkasını dönerek gittiklerinde ben de kendimi koltuğa attım ve uzandım. Uykum vardı. Biraz uyusam bir şey olmazdı her halde. Daha fazla dayanamayarak kendimi uykunun kollarına bıraktım. ... Odadan gelen garip seslerle gözlerimi yavaşca açtım. Gördüğüm bedenle tüm bedenimi sinir kaplamıştı. Bu kız neden her yerden çıkıyordu..Ayağa kalkarak sinirle bağırdım ona doğru. Alaycı bir yüz ifadesiyle bakmaya başladı bana; "Ne işin var senin burada?" A: Sana mı soracağım?
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-1 "Ne? Tabiiki de soracaksın." A: Sen kendini ne sanıyorsun? Şirketin kraliçesi falan mı? "Ne diyorsun sen?" A: Ahh bebeğim. Hayal dünyandan çıkmalısın. Orası iyi bir yer değil. "Ne saçmalıyorsun? Daha fazla konuşma ve git buradan!" A: Bana emir veremezsin küçük. Kendini ne sanıyorsun? Nereden geliyor bu özgüven? Taehyung'a mı güveniyorsun? Taehyung seni seviyor mu sanıyorsun? Tabiiki hayır. Onun küçük kızlarla ne işi olsun ki? Değil mi? Sen onu tanımamışsın...Taehyung çocuksu ve tatlı değil, olgun ve sexy kadınlardan hoşlanır. O seninle sevdiği için birlikte değil. Onunki sadece gelip-geçici bir heves..Beni anlıyormusun? "S-saçmalıyorsun...Taehyung beni seviyor...duydun mu beni? O beni seviyor! O bana yalan söylemez! Kandırmaz beni! Yalan söylüyorsun!" A: Hayal dünyandan çık kızım dedim sana. Taehyung ne yapsın senin gibi pis varlığı?! Sen yetiyormusun ki ona? Ne biliyorsun başka kadınlara gitmediğini?! Yüzüne attığım tokatla yüzü yana düştü. Biraz sonra gülmeye başlamasıyla korkmaya başladım. Üstüme - üstüme gelerek aynı zamanda konuşuyordu; A: Sen...bana vurdun mu? "Uzak dur benden..." A: Hangi hakla vurursun bana? "Yaklaşma...uzak dur." A: Öldüreceğim seni kızım! Ecelin olacağım. Taehyung da bana kalacak...Hahahaaha... Büyük bir kahkaha atmasıyla daha fazla korkmaya başladım, gözlerim doldu. Kapıya koşup açacakken kilitli olduğunu gördüm. Kilitlemişti kapıyı manyak kadın. Bununla birlikte kendime hakim olamayarak gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı bile. Çok korkuyordum. Yanıma yaklaşarak saçımdan sertçe tutmasıyla, saç diplerim acıdığı için canım yanmıştı. Beni yere atarak üstüme çıktı ve tokat atmaya başladı. Eli fazlasıyla sertti bir kadına göre. Canım çok fazla yanıyordu. Sonra da ellerini boynuma getirip sıkmaya başladı. Onu kendimden ittirmeye çalışsamda olmuyordu. Elimden hiç bir şey gelmiyordu, nefessizlikten ölecektim. Dayanamıyordum. Zor da olsa konuşmaya çalıştım; "B-bırak..n-ne o-olur bırak..." A: Ecelin olacağım demiştim. Seni öldüreceğim demiştim. Sen yok olunca Taehyung da bana kalacak. Benim olacak. "H-ha-hayır." Kırılan kapı sesiyle birlikte Taehyung'un da sesini duyunca gözlerimdeki yaşlar durmadan akmaya devam ediyordu. Sonunda gelmişti. Üstümden onu yana ittirip, yanıma eğilerek beni oturur pozisyona getirdi ve sıkıca sarıldı bana, ben de aynı şekilde kollarımı sıkıca sardım boynuna, başımı da omzuna yaslayarak hıçkırarak ağlamaya başladım. Tae: Şşş...tamam bebeğim. Burdayım. Yanındayım artık. Sakin ol. Derin nefes al...buradayım güzel kızım. Geçti artık. İyisin. "T-taehyung...hıck..ç-çok k-korktum...hıck..." Tae: Tamam, tamam. Korkma sevgilim. Artık kimse sana zarar veremez. ... "Ç-çok kötü görünüyorum. Yüzüm acıyor hala." Tae: Üzülme sevgilim. Geçecek...Onun cezasını çok ağır bir şekilde vereceğim. Dudağım patlamış, yüzüm çok kötü kızarmıştı. O kadar sert vurmuştuki, elinin izi bile kalmıştı yüzümde. Boynumu da o kadar çok sıkmıştı ki, orada bile elinin izleri vardı. Taehyung beni kucağına oturtmuş dudağıma ve boynuma krem sürmüştü. Ellerimi boynuna sarmış, başımı da omzuna koymuştum. Onun da bir kolu belime sarılı, diğer kolu da bacağımda geziniyordu. Tae: Sözünü dinlemediğim için üzgünüm. Onu çok önceden kovmalıydım. Sana böyle davranacağını düşünmemiştim hiç. "Sorun değil...Ne yapacaksın ona?" Tae: Sevgilime dokunanın canını yakarım demiştim sana...Öyle bir canını yakacağım ki onun, ölmek için yalvaracak bana. "Y-yapma Taehyung." Tae: Ne? Neden yapmamı istemiyorsun sevgilim? "Çünkü...benim yüzümden kimse zarar görsün , ya da ö-ölsün istemiyorum...yapma." Tae: Güzel sevgilim... o kadar iyi kalplisin ki, seni öldürmeye çalışan birini bile koruyorsun. Seninle ne yapacağım ben? "Ona dokunmayacaksın değil mi?" Tae: Ahh...üzgünüm bebeğim ama...onu cezasız bırakamam. "Onu hayatımızdan uzaklaşdırsan yeter." Tae: O zaten bizim hayatımızda değildi. Fazla cesurmuş, sana dokunmaya nasıl cüret eder...Cezasını en iyi şekilde vereceğim.Çilek kokulu kızım... Seni seviyorum... Seni sevmek yıllarımı alsın istiyorum. "Ben de seni seviyorum Taehyung-ah.. Taehyung, beni bırakmazsın değil mi?" Tae: Bunu da nereden çıkardın? "O kadın..bana senin olgun ve sexy kadınları sevdiğini söyledi. Çocuksu ve tatlı değil. Ayrıca ben senin için sadece bir hevesten ibaretmişim. Bunlar doğru değil, değil mi?" Tae: Sevgilim bunun olması mümkün değil. Unut bunları..o kadının dediklerini nasıl takarsın kafana? Seni seviyorum ben. Hiç olmadığım kadar çok hem de. Ben senin çocuksu ve tatlı hallerine bayılıyorum. Kahverengi gözlerin neşe kaynağım. Onlara bakmak saatlerce süren aşk dolu bir filmi seyretmek gibi. Kalbimi olduğundan daha hızlı atmasını sağlayan bir gülüşün, hayatıma renk katan bir bakışın var. Onlardan beni mahrum etme. Beni kendinden mahrum etme sevgilim. Hep yanında kalacağım. Hep birlikte olacağız. "Bu güzel sözlerin için teşekkür ederim sevgilim. Benim için çok değerlisin. Senden başka kimsem yok...seni çok seviyorum." Dudaklarımı dudaklarına bastırarak öpmeye başladım onu. Kollarını belime sıkıca sarmış daha çok çekmişti beni kendine. Biraz sonra ayrıldığımızda nefes-nefes konuşmasıyla dinlemeye başladım onu; Tae: Bebeğim...Evlenmemiz gereken konular var... "Ne? Daha erken değil mi? Hem okul daha bitmedi. Okuldan sonra iş bulup çalışmam da lazım sonra..." Tae: Daha fazla bekleyemem. Evliyken bile okulunu okuyup bitire bilirsin. Zaten son senen. İş bulmanda seni her yönden destekleyeceğim sevgilim. Hemen evlenelim... "Ahahaha...tamam. Evlenelim sevgilim." Tae: Çilek kokulu kızım benim...
Evlenmemiz gereken konular var🌹💋(Mükemelikğin hakkında konuşmamız gereken konulae var🌷🤭)
@@Thebestrubyy01 🤭🫶🏻
Ayyy çok hoştu bayıldımm ellerine emeğine sağlık bebeğim💋💋
@@Taekookasktir101 teşekkür ederimmm🌼
@@winterrbeaar Rica ederim bebeğim 💖
ayayayayaya kapakdan `harika ötesi olduğu belli😻😻😻💘💘💘💝💝💝💖💖💖💗💗💗💓💓💓💞💞💕💕💕
@@BabyBts844 💋
Mikemmel bebegimmm
Ellerine sağlık çok güzel olmuş 😊❤
@@Jimininserçeparmağı teşekkür ederimm🌹
@@winterrbeaar rica ederim~🥰
LAN HAYAL ET YAZANLAR HALA VAR MI
hemen geldim 🦋
@@jungkookshi..9.7 hoşgeldinn🌷
@@winterrbeaar hoş buldum🫠🦋
Bu sefer gecikdim 😢 çok güzel ellerine sağlık aşkomm ❤❤
Teşekkür ederimm güzellikk🩷🫶🏻
💋💋💖@@winterrbeaar
Oha hala bunlardan mi yazan var
ayy ama çok tatlı lann bu hikayee
Teşekkür ederimmm
İlk oldum
@@AynuraMesimova 🫶🏻✨️
Çokk güzell 🫠 bayıldımm desem az olurrr 💋💞 s3nin hikayeni ilk kez okudum ama muqq o yüzden yeni abonen benimmm🎀🦋
@@TaeLa_Kim çok teşekkür ederimm💝
@@winterrbeaar rica aşkmm🫠💗
Allahim bu hikayenin mükemmelligi yazan kisinin zekasinin akmayip fiskirmasi saka di mi 😮❤🎉
@@ZeynepECE-p9c teşekkür ederimm🩷
@winterrbeaar asıl ben teşekkür ederim böyle harika hayal et ler yazdığın için istek aliyo musun
Alıyorum da, ama şimdilik alamayacğım. Çunkü yoğunum yetişdiremiyorum. Elimde hala yazamadığım isteklerim var. Sen istersen söyle, vakit buldukca yazacağım❤️
@winterrbeaar şey ben skz istiycemde ama jeongin olsa evli olsak çocugumuz olsa birlikte geçirdiğimiz bir yaz tatili ne zaman rahatlarsan yap yapınca haber verir misin
@@ZeynepECE-p9c üzgünüm, sadece bts'e yapıyorum🥲
✩ 𝐼𝑑𝑜𝑙𝑙𝑒𝑟𝑖 𝑘𝑜̈𝑡𝑢̈𝑙𝑒𝑚𝑒𝑘 𝑔𝑖𝑏𝑖 𝑏𝑖𝑟 𝑎𝑚𝑎𝑐𝚤𝑚 𝑦𝑜𝑘𝑡𝑢𝑟
✩ 𝐹𝑖𝑘𝑖𝑟𝑙𝑒𝑟 𝑜̈𝑧𝑔𝑢̈𝑛𝑑𝑢̈𝑟
✒️ 𝑀𝑎𝑓𝑦𝑎 𝑠𝑒𝑣𝑔𝑖𝑙𝑖𝑛𝑖𝑛 𝑎𝑠𝑖𝑠𝑡𝑎𝑛𝚤𝑛𝚤 𝑠𝑎𝑛𝑎 𝑠𝑎𝑙𝑑𝚤𝑟𝚤𝑟
✩✩✩
☘︎ 𝐾𝑖𝑚𝑇𝑎𝑒ℎ𝑦𝑢𝑛𝑔 ~ 27
☘︎ 𝑀𝑖𝑛 𝐻𝑒𝑟𝑎 ~ 22
🧸 𝐵𝑒𝑔̆𝑒𝑛𝑚𝑒𝑛𝑖𝑧 𝑑𝑖𝑙𝑒𝑔̆𝑖𝑦𝑙𝑒...
🪄 𝐾𝑒𝑦𝑖𝑓𝑙𝑖 𝑜𝑘𝑢𝑚𝑎𝑙𝑎𝑟...
𝐻𝑖𝑘𝑎𝑦𝑒:
Üniversite binasından çıkmış kapının orada beni bekleyen korumama doğru ilerledim. Kapıyı benim için açmış binmemi beklemişti. Ben bindikten sonra kapımı kapatmış, şoför koltuğuna oturmuştu. Daha sonra arabayı çalıştırarak sürmeye başlamıştı. Bu gün üniversitede dersim erken bitmişti. Şirkete sevgilimin yanına gidip eve onunla birlikte dönecektik. 10 dakika sonra araba şirket binasının önünde durmuştu. Korumam inip kapımı açtı, teşekkür ettikten sonra ben önde , o da arkamdan geliyordu. Yine ve yine her kes bana bakıyordu. Bu durumdan rahatsız oluyordum. Bu yüzden yine başımı önüme eğmiş öyle yürümeye devam etmiştim. Başımın sert bir cisme çarpmasıyla ve bakış açıma giren ayakkabılarla başımı yukarı kaldırdım ve sevgilimi gördüm. Bana yukardan aşağı bakıyordu. Onu görünce yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Elini saçlarıma getirmiş , okşamış ve konuşmaya başlamıştı yumuşak sesiyle;
Tae: Sevgilim, neden yine başını önüne eğmiş bir şekilde yürüyorsun?
Yine mi? O bunu nereden biliyordu ki? Ahh...nasıl bilmesin ki...şirketin her tarafı kameralarla doluydu, her şeyi kolaylıkla bilirdi. Gözlerimi kaçırarak cevap verdim ona;
"Ha...şey...yok bir şey. Öyle ayakkabılarıma bakarak yürümeyi seviyorum."
Tae: Hmm...yani bir şey yok?
"Hayır, yok sevgilim."
Tae: Tamam öyleyse. Ama eğer bir sorunun varsa bana söyle. Benden hiç bir şeyi saklama. Anlaştık mı? Hadi yukarı odama çıkalım.
"Tamam."
Elimden tutarak asansöre kadar geldik. Tuşa basıp kapıların açılmasını bekledik. Kapılar açılınca içeri girdik ve Taehyung odasının olduğu kata basarak asansörün kapılarının kapanmasını sağladı. Gözlerimi yere doğru dikmiş bir şeyler düşünürken Taehyung'un elini çenemde hissettim. Başımı kaldırıp ona bakmamı sağladı. Gözlerime dikkatle bakarak sanki bir şeylerin olup, olmadığını anlamak istiyordu.
Tae: Küçüğüm...bir şeyler var ve sen bana söylemiyorsun. Ne oldu? Anlat bana.
"Söylediğim gibi sevgilim. Bir şey yok. Merak etme."
Tae: Sen iyisin değil mi?
"Evet iyiyim."
Tae: Sana inanmadım ama... nasıl olsa ben bunu ögrenirim.
Ben bir şey söylemeden asansör 9'cu kata gelmişti bile. Taehyung elimi bırakmadan koridorda yürüyerek odasına doğru geldik, kapıyı açıp içeri girdik. Çantamı koltuğun kenarına bırakıp, kendim de Taehyung'un masasının önüne geldim. Dönen koltuğuna oturarak döndürmeye başladım. Dönen koltukla oynamak en sevdiğim şeylerden biriydi. Çok eğlenceliydi. Ben koltukta dönerken Taehyung gülümseyerek bakıyordu bana. Koltuğun aniden durmasıyla afalladım. Taehyung'u karşımda görmeyi beklemiyordum. Ellerini koltuğun kenarlarına koymuş, yüzünü yüzüme doğru eğmişdi. Yutkunarak ona bakmaya başladım. Dudaklarıma bakarak konuşmasıyla ben de odağımı onun dudaklarına çevirdim.
Tae: Bebeğim...çok mu seviyorsun koltuğumu?
Hiç bir şey söylemeden, gözlerimi dudaklarından çekmeden başımı olumlu anlamda salladım.
Tae: Çok tatlısın küçüğüm. Senin kadar masum ve tatlı bir kızı hayatımda ilk defa görüyorum. Neşeli kızım benim. Hep gül olur mu? Hiç bir zaman ağlama. Gözyaşlarına dayanamam.
"Neden böyle konuşuyorsun Taehyung-ah?"
Tae: Ahh...tatlılık ve aşırı sevgiden komaya girmek üzereyim. O kadar güzelsin ki...bu sözleri sana söylemek istedim. İçimden geldi sevgilim. Tanrım...sen varken benim başka bir tatlı yememe gerek yok.
"Ahahaha...T-taehyung dur..."
Aniden boynuma gömülüp beni öpücüklere boğmasıyla kendimi durduramadım. Çok gıdıklanıyordum. Boynumda tikim vardı ve ben bu durumda kendimi çok garip hissediyordum. Taehyung boynumda tikim olduğunu bile-bile her seferinde bunu yapıyordu.
"Yah! T-taehyung...d-dur lütfen..."
Tae: Tamam durdum. Hahaha...sevgilim, bebeğim, çilek kokulum...
"Yah Taehyung söyleme böyle şeyler."
Tae: Utanıyormusun sen? Seni tatlı olarak yesem, ne olur ki...
"Yok olurum ama Taehyung-shii...sonra senin çilek kokulun kim olur?"
Tae: Kimse olmasın benim çilek kokulum. Hep sen ol benim çilek kokulum...
"Seni seviyorum Taehyung-ah..."
Tae: Ben de seni seviyorum güzel kızım.
Kapının aniden açılmasıyla Taehyung dikleşerek kapıya taraf baktı, ben de hemen kendimi düzelttim ve o tarafa bakmaya başladım. Taehyung'un asistanıydı. Neden gelmişti ki bu şimdi...Hiç sevmiyordum bu kızı. Çok kötü bir kızdı. Ama Taehyung onun kötü biri olduğunu görmüyordu. Yoksa biliyordu da bana mı öyle davranıyordu? Peki neden kovmuyordu bu kızı? Taehyung'a yanaşması da sinirlerimi bozuyordu.
A: Ah, çok üzgünüm Bay Kim.
Tae: Neden kapıyı çalmadan içeri giriyorsun?
A: Çok üzgünüm ben...imzalamanız gereken çok önemli bir dosya vardı da efendim. Akşama diğer şirkete göndermeliyiz o yüzden geldim.
Tae: Bir daha kapıyı çalmadan odama girersen, yapacaklarımdan kork.
A: Emredersiniz efendim.
Tae: Dosyayı bırak ve çık.
Kız dosyayı gelip masanın üzerine bıraktı, bana da ters bir şekilde bakmayı ihmal etmeyerek çıktı odadan. Çakma kızıl işte, nolacak..
"Ya Taehyung!"
Tae: Ne oldu bebeğim?
"O kızı sevmiyorum demiştim sana kaç kere. Neden hala burada?"
Tae: Sevgilim abartıyorsun.
"Hayır, abartmıyorum."
Tae: Hmm...sen beni kıskanmış ola bilirmisin?
"Off...evet kıskanıyorum. Oldu mu? O kızın sana olan bakışlarından hoşlanmıyorum hiç. Kov onu."
Tae: Hmm...hangi bakışlar? Ben senin gözlerinden başka kimsenin gözlerini tanımıyorum. Kahverengi gözlerin benim sonum ola bilir.
"Beni yumuşatamazsın."
Tae: Ben seni yumuşatmıyorum ki...doğruları söylüyorum sadece.
Bana git-gide yaklaşarak kollarını belime sardı. Dudaklarıma uzandığı sırada çalan kapıyla birlikte derin bir nefes aldı. Benden ayrıldı ve kapıdaki kişiye 'gir' komutunu verdi. Yine o kızdı. Ne istiyordu bu? Bizi gözetliyormuydu o? Sinirlerim gerçekten bozulmuş durumda...
A: Bay Kim böldüğüm için çok üzgünüm ama, 5 dakika sonra toplantınız başlayacak. Onun için gelmiştim.
Tae: Ah..tamam. Geliyorum hemen.
Bana dönerek dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu ve saçlarımı okşadı;
Tae: Toplantı biter-bitmez yanına geleceğim. Sen burada bekle beni.
"Hm hm."
Arkasını dönerek gittiklerinde ben de kendimi koltuğa attım ve uzandım. Uykum vardı. Biraz uyusam bir şey olmazdı her halde. Daha fazla dayanamayarak kendimi uykunun kollarına bıraktım.
...
Odadan gelen garip seslerle gözlerimi yavaşca açtım. Gördüğüm bedenle tüm bedenimi sinir kaplamıştı. Bu kız neden her yerden çıkıyordu..Ayağa kalkarak sinirle bağırdım ona doğru. Alaycı bir yüz ifadesiyle bakmaya başladı bana;
"Ne işin var senin burada?"
A: Sana mı soracağım?
𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-1
"Ne? Tabiiki de soracaksın."
A: Sen kendini ne sanıyorsun? Şirketin kraliçesi falan mı?
"Ne diyorsun sen?"
A: Ahh bebeğim. Hayal dünyandan çıkmalısın. Orası iyi bir yer değil.
"Ne saçmalıyorsun? Daha fazla konuşma ve git buradan!"
A: Bana emir veremezsin küçük. Kendini ne sanıyorsun? Nereden geliyor bu özgüven? Taehyung'a mı güveniyorsun? Taehyung seni seviyor mu sanıyorsun? Tabiiki hayır. Onun küçük kızlarla ne işi olsun ki? Değil mi? Sen onu tanımamışsın...Taehyung çocuksu ve tatlı değil, olgun ve sexy kadınlardan hoşlanır. O seninle sevdiği için birlikte değil. Onunki sadece gelip-geçici bir heves..Beni anlıyormusun?
"S-saçmalıyorsun...Taehyung beni seviyor...duydun mu beni? O beni seviyor! O bana yalan söylemez! Kandırmaz beni! Yalan söylüyorsun!"
A: Hayal dünyandan çık kızım dedim sana. Taehyung ne yapsın senin gibi pis varlığı?! Sen yetiyormusun ki ona? Ne biliyorsun başka kadınlara gitmediğini?!
Yüzüne attığım tokatla yüzü yana düştü. Biraz sonra gülmeye başlamasıyla korkmaya başladım. Üstüme - üstüme gelerek aynı zamanda konuşuyordu;
A: Sen...bana vurdun mu?
"Uzak dur benden..."
A: Hangi hakla vurursun bana?
"Yaklaşma...uzak dur."
A: Öldüreceğim seni kızım! Ecelin olacağım. Taehyung da bana kalacak...Hahahaaha...
Büyük bir kahkaha atmasıyla daha fazla korkmaya başladım, gözlerim doldu. Kapıya koşup açacakken kilitli olduğunu gördüm. Kilitlemişti kapıyı manyak kadın. Bununla birlikte kendime hakim olamayarak gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı bile. Çok korkuyordum. Yanıma yaklaşarak saçımdan sertçe tutmasıyla, saç diplerim acıdığı için canım yanmıştı. Beni yere atarak üstüme çıktı ve tokat atmaya başladı. Eli fazlasıyla sertti bir kadına göre. Canım çok fazla yanıyordu. Sonra da ellerini boynuma getirip sıkmaya başladı. Onu kendimden ittirmeye çalışsamda olmuyordu. Elimden hiç bir şey gelmiyordu, nefessizlikten ölecektim. Dayanamıyordum. Zor da olsa konuşmaya çalıştım;
"B-bırak..n-ne o-olur bırak..."
A: Ecelin olacağım demiştim. Seni öldüreceğim demiştim. Sen yok olunca Taehyung da bana kalacak. Benim olacak.
"H-ha-hayır."
Kırılan kapı sesiyle birlikte Taehyung'un da sesini duyunca gözlerimdeki yaşlar durmadan akmaya devam ediyordu. Sonunda gelmişti. Üstümden onu yana ittirip, yanıma eğilerek beni oturur pozisyona getirdi ve sıkıca sarıldı bana, ben de aynı şekilde kollarımı sıkıca sardım boynuna, başımı da omzuna yaslayarak hıçkırarak ağlamaya başladım.
Tae: Şşş...tamam bebeğim. Burdayım. Yanındayım artık. Sakin ol. Derin nefes al...buradayım güzel kızım. Geçti artık. İyisin.
"T-taehyung...hıck..ç-çok k-korktum...hıck..."
Tae: Tamam, tamam. Korkma sevgilim. Artık kimse sana zarar veremez.
...
"Ç-çok kötü görünüyorum. Yüzüm acıyor hala."
Tae: Üzülme sevgilim. Geçecek...Onun cezasını çok ağır bir şekilde vereceğim.
Dudağım patlamış, yüzüm çok kötü kızarmıştı. O kadar sert vurmuştuki, elinin izi bile kalmıştı yüzümde. Boynumu da o kadar çok sıkmıştı ki, orada bile elinin izleri vardı. Taehyung beni kucağına oturtmuş dudağıma ve boynuma krem sürmüştü. Ellerimi boynuna sarmış, başımı da omzuna koymuştum. Onun da bir kolu belime sarılı, diğer kolu da bacağımda geziniyordu.
Tae: Sözünü dinlemediğim için üzgünüm. Onu çok önceden kovmalıydım. Sana böyle davranacağını düşünmemiştim hiç.
"Sorun değil...Ne yapacaksın ona?"
Tae: Sevgilime dokunanın canını yakarım demiştim sana...Öyle bir canını yakacağım ki onun, ölmek için yalvaracak bana.
"Y-yapma Taehyung."
Tae: Ne? Neden yapmamı istemiyorsun sevgilim?
"Çünkü...benim yüzümden kimse zarar görsün , ya da ö-ölsün istemiyorum...yapma."
Tae: Güzel sevgilim... o kadar iyi kalplisin ki, seni öldürmeye çalışan birini bile koruyorsun. Seninle ne yapacağım ben?
"Ona dokunmayacaksın değil mi?"
Tae: Ahh...üzgünüm bebeğim ama...onu cezasız bırakamam.
"Onu hayatımızdan uzaklaşdırsan yeter."
Tae: O zaten bizim hayatımızda değildi. Fazla cesurmuş, sana dokunmaya nasıl cüret eder...Cezasını en iyi şekilde vereceğim.Çilek kokulu kızım...
Seni seviyorum...
Seni sevmek yıllarımı alsın istiyorum.
"Ben de seni seviyorum Taehyung-ah..
Taehyung, beni bırakmazsın değil mi?"
Tae: Bunu da nereden çıkardın?
"O kadın..bana senin olgun ve sexy kadınları sevdiğini söyledi. Çocuksu ve tatlı değil. Ayrıca ben senin için sadece bir hevesten ibaretmişim. Bunlar doğru değil, değil mi?"
Tae: Sevgilim bunun olması mümkün değil. Unut bunları..o kadının dediklerini nasıl takarsın kafana? Seni seviyorum ben. Hiç olmadığım kadar çok hem de. Ben senin çocuksu ve tatlı hallerine bayılıyorum. Kahverengi gözlerin neşe kaynağım. Onlara bakmak saatlerce süren aşk dolu bir filmi seyretmek gibi. Kalbimi olduğundan daha hızlı atmasını sağlayan bir gülüşün, hayatıma renk katan bir bakışın var. Onlardan beni mahrum etme. Beni kendinden mahrum etme sevgilim. Hep yanında kalacağım. Hep birlikte olacağız.
"Bu güzel sözlerin için teşekkür ederim sevgilim. Benim için çok değerlisin. Senden başka kimsem yok...seni çok seviyorum."
Dudaklarımı dudaklarına bastırarak öpmeye başladım onu. Kollarını belime sıkıca sarmış daha çok çekmişti beni kendine. Biraz sonra ayrıldığımızda nefes-nefes konuşmasıyla dinlemeye başladım onu;
Tae: Bebeğim...Evlenmemiz gereken konular var...
"Ne? Daha erken değil mi? Hem okul daha bitmedi. Okuldan sonra iş bulup çalışmam da lazım sonra..."
Tae: Daha fazla bekleyemem. Evliyken bile okulunu okuyup bitire bilirsin. Zaten son senen. İş bulmanda seni her yönden destekleyeceğim sevgilim. Hemen evlenelim...
"Ahahaha...tamam. Evlenelim sevgilim."
Tae: Çilek kokulu kızım benim...
~𝑆𝑂𝑁~
🎀
@@winterrbeaar çok güzel olmuş ya 💖
@@winterrbeaar tae: çilek kokulu kızım benim
bittim ya bu söze 🥺💖
@@jungkookshi..9.7 teşekkür ederimmm🌹
@@jungkookshi..9.7 kendimden esinlendim. Çilek kokmuyom ama çilek aşığıyımm🤭🍓ilerdeki hikayelerimde çokca çilek göre bilirsinizzz