𝐊𝐢𝐦 𝐓𝐚𝐞𝐡𝐲𝐮𝐧𝐠 𝐢𝐥𝐞 𝐡𝐚𝐲𝐚𝐥 𝐞𝐭 ~ 𝐌𝐚𝐟𝐲𝐚𝐧𝛊𝐧 𝐤𝛊𝐳𝛊 𝐞𝐯𝐬𝐢𝐳 𝐜̧𝐨𝐜𝐮𝐠̆𝐚 𝐚𝐬̧𝛊𝐤 𝐨𝐥𝐮𝐫 {𝐓𝐰𝐨𝐬𝐡𝐨𝐭} 𝐏𝐚𝐫𝐭 2/2

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 12 янв 2025

Комментарии • 49

  • @Soyaa_eat47
    @Soyaa_eat47 Месяц назад +2

    Of agliycam asiri guzelldi (agladim da) babanin anlayisina da hayran kaldim asiri guzeldiii

  • @lara-t7c1l
    @lara-t7c1l 2 месяца назад +2

    cok guzel olmus kac gundur beklıyordum

    • @winterrbeaar
      @winterrbeaar  2 месяца назад +2

      @@lara-t7c1l teşekkür ederimm

  • @Jimininserçeparmağı
    @Jimininserçeparmağı 2 месяца назад +4

    Hikayeyi okumak için 2. Bölümü bekliyordum geldi, şimdi ilk bölümden okuyabilirim ondan sonra yorum yapacağım güzelim 😂❤

    • @winterrbeaar
      @winterrbeaar  2 месяца назад +3

      @@Jimininserçeparmağı tamamm💖

  • @Zoe-writer
    @Zoe-writer 2 месяца назад +1

    Ayy çoksell olmuşşş😻

  • @Jimininserçeparmağı
    @Jimininserçeparmağı 2 месяца назад +1

    Ellerine sağlık harikaydı çok beğendim aşkım 😊❤🎉

  • @BTS_ARMY_SOPE
    @BTS_ARMY_SOPE 2 месяца назад +1

    Yaa bayıldım çok güzel yazmışsın 💜🥰💜🥰💜

    • @winterrbeaar
      @winterrbeaar  2 месяца назад +2

      @@BTS_ARMY_SOPE teşekkür ederimm❤️

  • @AhmetKökce-p5i
    @AhmetKökce-p5i 2 месяца назад +2

    Yaa çok tatlı olmuş sonu 😊
    "ZEHİR OLSA İÇERİM ELİNDEN"
    demesi, beni benden aldı,abla,sen gerçekten güzel yazıyorsun.hikaye,içeriğini düsünmesi,toparlaması,yazması çok zor. ve buna rağmen çok,güzel
    Eee başka kurgular var mı?😊

    • @winterrbeaar
      @winterrbeaar  2 месяца назад +2

      @@AhmetKökce-p5i şimdilik yok henüz. Ama yazıp paylaşmaya çalışacağımm🩷

    • @AhmetKökce-p5i
      @AhmetKökce-p5i 2 месяца назад +1

      @winterrbeaar bekliyor olacağım

  • @jenniewater
    @jenniewater 2 месяца назад +1

    🎉ilk

  • @azeaz9064
    @azeaz9064 2 месяца назад +3

    Ben geldimm okumaya başladimdaaa

    • @azeaz9064
      @azeaz9064 2 месяца назад +1

      Harikaaa harikaaa harikaaa çokkk güzelll hele ki tae ♥️♥️♥️

    • @azeaz9064
      @azeaz9064 2 месяца назад +1

      Heeso ile tae neydiyaa sooo cutee

    • @azeaz9064
      @azeaz9064 2 месяца назад +1

      Tebriklerr 704 abone oaoaoaoa #ytaboneleriçekme!!!

    • @winterrbeaar
      @winterrbeaar  2 месяца назад +2

      @@azeaz9064 🤭❣️

    • @winterrbeaar
      @winterrbeaar  2 месяца назад +2

      Teşekkürlerrr❤​@@azeaz9064

  • @Kim.Sui.03
    @Kim.Sui.03 2 месяца назад +1

    İlkkkk 🎉🎉🎉🎉🎉

  • @İsimsiz--r5g
    @İsimsiz--r5g 2 месяца назад +3

    Lan hikaye yok😂😂

  • @winterrbeaar
    @winterrbeaar  2 месяца назад +32

    ✩ 𝐼𝑑𝑜𝑙𝑙𝑒𝑟𝑖 𝑘𝑜̈𝑡𝑢̈𝑙𝑒𝑚𝑒𝑘 𝑔𝑖𝑏𝑖 𝑏𝑖𝑟 𝑎𝑚𝑎𝑐𝚤𝑚 𝑦𝑜𝑘𝑡𝑢𝑟
    ✩ 𝐹𝑖𝑘𝑖𝑟𝑙𝑒𝑟 𝑜̈𝑧𝑔𝑢̈𝑛𝑑𝑢̈𝑟
    ✒️ 𝑀𝑎𝑓𝑦𝑎𝑛𝚤𝑛 𝑘𝚤𝑧𝚤 𝑒𝑣𝑠𝑖𝑧 𝑐̧𝑜𝑐𝑢𝑔̆𝑎 𝑎𝑠̧𝚤𝑘 𝑜𝑙𝑢𝑟
    ✩✩✩
    ☘︎ 𝐾𝑖𝑚 𝑇𝑎𝑒ℎ𝑦𝑢𝑛𝑔 ~ 23
    ☘︎ 𝐾𝑖𝑚 𝐻𝑒𝑒𝑠𝑜 ~ 20
    🧸 𝐵𝑒𝑔̆𝑒𝑛𝑚𝑒𝑛𝑖𝑧 𝑑𝑖𝑙𝑒𝑔̆𝑖𝑦𝑙𝑒...
    🪄𝐾𝑒𝑦𝑖𝑓𝑙𝑖 𝑜𝑘𝑢𝑚𝑎𝑙𝑎𝑟...
    𝐻𝑖𝑘𝑎𝑦𝑒:
    𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎𝜾:
    Babamın dediği şeyle ciddi olup-olmadığını anlamak için yüzüne dikkatle baktım. Gayet ciddi duruyordu...Bir de Taehyung'a baktım. O da benim gibi şaşkın-şaşkın babama bakıyordu. Babamın tekrar konuşmaya başlamasıyla kendime gelip onu dinlemeye başladım;
    Bay Kim: Ne diyorsun evlat? Kızımın koruması ve aynı zamanda arkadaşı olmayı kabul ediyormusun?
    Tae: E-efendim...ben...üzgünüm, ama bunu kabul edemem.
    Bay Kim: Neden peki?
    Tae: Ben...yapamam. Bir mafyayla çalışamam. Özür dilerim.
    Bay Kim: Neden böyle söylediğini biliyorum.
    Tae: Ne? Nasıl?
    Bay Kim: Gelin benimle. Gidiyoruz.
    Tae/Heeso: Nereye?
    Bay Kim: Eve. Hadi bakalım. Takip edin beni.
    Babamın yürümeye başlamasıyla ikimizde sakince onu takip etmeye başladık. Onun ne işler planladığını merak etmiştim doğrusu. Arabanın yanına geldik, koruma bizim için kapıyı açtığında önce babam, sonra ben ve Taehyung bindi. Ben babamın yanında otururken Taehyung karşımıza oturmuştu. Utanıyormuydu o? Bacaklarını sıkmış, ellerini de bacaklarının üzerinde bir-birine kenetlemişti. Gergindi hem de sanki.
    Umarım bir sorun çıkmazdı...
    ...
    Biraz önce eve varmış babam ve Taehyung babamın çalışma odasına çıkmıştılar. Ne konuşacaklarını çok merak ediyordum. Kapı dinleyeceğimi bildiği için babam beni fena tembihlemişti. Şimdi salonda oturmuş konuşmalarının bitmesini bekliyordum. Çatlayacaktım meraktan...
    𝑇𝑎𝑒ℎ𝑦𝑢𝑛𝑔'𝑑𝑎𝑛
    Bay Kim'le birlikte odasına gelmiş oturmuştuk. Henüz konuşmaya başlamamıştı. Parkda neden bahsettiğini anlamamıştım pek. Ne söyleyeceğini çok merak ediyordum bu yüzden. Derin bir nefes almasıyla konuşmaya başlayacağını anlayıp başımı yerden kaldırıp ona bakmaya başladım;
    Bay Kim: Teklifimi neden kabul etmediğini biliyorum evlat.
    " Nasıl?"
    Bay Kim: Senin hakkında araştırma yaptım. Geçmişte annenle babanı...mafyalar yüzünden kaybetmişsiniz.
    "D-doğru efendim..."
    Bay Kim: Evinizi yok edip, sizi kapı-dışarı etmişler. Kardeşinle yıllardır sokakta yaşıyormuşsunuz.
    "E-evet..."
    Bay Kim: Bana güvenmemekte haklısın evlat. Çünkü ben de bir mafyayım. Size, özellikle de kardeşine zarar vereceğimden korkuyorsun.
    "O benim bu hayattaki en değerli varlığım. Onun için ölmeye bile hazırım efendim. Kardeşim için aylarca aç kalırım, kıyafetsiz gezerim, ayakkabısız gezerim...yine de onun aç kalmaması için elimden geleni yaparım."
    Bay Kim: Çok iyi bir kalbin var evlat. Sizin etraflardan da bir kaç kişiden nasıl biri olduğun hakkında bilgi topladım. Herkes seni övdü...dillerinden düşemedin bir türlü.
    Bugün de kızımı o serserilerden kurtardığını gördüğümde bu çocuğa güvenmeliyim dedim. Bu çocuk benim kızımın en yakın arkadaşı ve benim sadık çalışanım olabilir dedim.
    Teklifimi kabul etmeni istiyorum. Bu hem senin için, hem de kardeşin için iyi bir fırsat evlat. Kardeşini okula bile yazdıracağım. Sıcak bir yuvanız olacak. Güzel yemekleriniz olacak. Kıyafetleriniz olacak.
    "E-efendim...çok teşekkür ederim. M-minnettarım size."
    Bay Kim: Bunu evet olarak kabul ediyorum o zaman?
    "Sizin çalışanınız olmaya razıyım efendim. Bana vereceğiniz ev ya da para için değil...mafya olmanıza rağmen bu kadar iyi kalpli olduğunuz için. Sizde kendi babamı gördüm efendim. Onun gibi iyi kalpli birisiniz."
    Bay Kim: Böyle düşündüğün için ayrı bir gözüme girdin evlat. Bundan sonra artık senin de babanım.
    "Teşekkür ederim efendim..."
    Bay Kim: Daha fazla teşekkür etme. Teşekkür edilecek bir şey yapmadım. Hadi artık aşağıya inelim...benim meraklı kızım şimdi merakından çatladı aşağıda. Ahahaha...
    "Tabii efendim..."
    Ayağa kalkıp odadan dışarı çıkmıştık. Salona inince Heeso'nun salonun ortasında volta attığını gördük. Gerçekten ne konuşacağımızı çok merak etmiş olmalı. Aşağıya indiğimizi görünce durmuş hemen bize doğru gelmişti. Heyecanla konuşmaya başlaması gözüme tatlı gelmişti. Ne diyorum ben...neyse...
    Heeso: Ne oldu baba? Ne konuştunuz?
    Bay Kim: Taehyung bundan sonra senin özel koruman.
    Heeso: Gerçekten mi?
    Bay Kim: Evet...Bir kaç eğitim görmesi lazım...onun dışında sorun yok. Taehyung oğlum?
    " Buyurun efendim?"
    Bay Kim: Şimdi korumalarla gidiyorsunuz kardeşini alıyorsunuz. Daha sonra hem kendine hem de kardeşine ne ihtiyacınız varsa, alıp geliyorsunuz. Anlaştık mı?
    'E-efendim...ama..."
    Bay Kim: Aması falan yok...hatta Heeso gelsin sizinle. Şimdi ben şirkete dönüyorum. İşlerim var. Siz geri kalanını halledersiniz.
    Heeso: Merak etme baba. O iş bende.
    Bay Kim: Sana güveniyorum meleğim. Hadi ben gidiyorum çocuklar. Size iyi eğlenceler.
    Heeso: Görüşürüz babacım.
    Hadi gidelim Taehyung-shii.
    Tae: Tamam.
    Heeso elimden tutmuş dışarı çıkarmıştı beni. Arabaya bindik ve yola koyulduk. Arkaya baktığımda iki araba daha korumanın bizi takip ettiğini görmüştüm. Geri önüme döndüğümde Heeso'nun bana gülümseyerek baktığını gördüm. Gözlerim kahverengi gözlerine takılı kalmıştı. Çok güzel gözleri vardı. Daha şimdi farkediyordum. İnsanın gözlerini alamayacak türden güzeldi hem de. Bu kadar mı parlar bir insanın gözleri...
    Ne yaptığımı farkettiğimde gözlerimi kaçırdım...utanmıştım doğrusu. Güldüğünü işittim. Başımı tekrar ona çevirdim...hala bana bakıyordu. Gülümseyerek...bu kız sürekli gülümsüyordu...gerçi yakışıyordu ona. Neden bilmiyorum, ama ağlamasını hiç istemem...
    Dayanamadım ve konuşmaya başladım;
    "Bakma bana öyle."
    Heeso: Hm? Nasıl bakmayayım?
    "Böyle işte. Bakma. Doğru değil. Sen benim patronumsun artık."
    Heeso: Yarından...
    "Olsun yine de aramızda mesafe olmalı."
    Heeso: Çok tatlısın Taehyung-shii.
    "Ahh, neden böyle konuşuyorsun? Ben senin çalışanınım artık. Böyle şeyler söylemen doğru değil."
    Heeso: Olsun...ben böyle konuşmayı seviyorum.
    "Tüm çalışanlarına karşı mı böylesin?"
    Heeso: Ne? Hayır tabiiki de. Şey...neyse artık. Konuşmayalım daha fazla.
    Bu kızla işim vardı anlaşılan...
    Başımı çevirip camdan dışarı bakmaya başladım. Yüzümde istemsizce bir gülümseme oluştu...Böyle bir güzelliği Tanrı karşıma nasıl çıkardı? Ahh, sanırım ona teşekkür etmeliydim...
    Arabanın durmasıyla geldiğimizi anladım. Arabadan inerek depoya doğru ilerlemeye başladım. Heeso da peşimden geliyordu. Çok fazla önemsemeyerek etrafta Taerin'i aramaya başladım. Kenarda oturmuş dizlerini kendine çekmiş, başını da dizlerine yaslamıştı. Hemen yanına gidip yere oturdum. Ağlıyordu...
    "Bebeğim? Ben geldim."
    Taerin: A-abi!

    • @winterrbeaar
      @winterrbeaar  2 месяца назад +30

      𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-1
      Beni görür-görmez boynuma atladı. Bir şey olmuştu. Umarımki, başına kötü bir şey gelmemişti.
      "Güzelim? Ne oldu? Neden ağlıyorsun?"
      Taerin: S-sen...b-beni b-bırakıp gittin s-sandım.
      "Bebeğim...meleğim...seni nasıl bırakıp gidebilirim? Senden başka kimsem yok ki, benim. Sen benim dünyamsın kelebeğim. Abin seni asla, ama asla bırakmaz."
      Taerin: Ç-çok korktum.
      "Korkma bebeğim. Burdayım. Yanındayım. Gitmiyorum bir yere. Bak bana...burada kim var..."
      Taerin: A-abla?
      Heeso: Merhaba tatlım.
      Taerin: Hoşgeldin abla...nasılsın?
      Heeso: İyiyim güzelliğim. Sen nasılsın?
      Taerin: Üzgün...
      Heeso: Ahh, prenses üzülme lütfen. Abin yanında işte. Korkma tamam mı. Hem bundan sonra ben de yanındayım.
      Taerin: Nasıl?
      " Meleğim...artık Heeso ablanın evinde kalacağız."
      Taerin: Gerçekten mi?!
      Heeso: Evet tatlım. Sevindin mi buna?
      Taerin: Tabiiki de! Artık bir evimiz mi olacak bizim de?
      "Evet bebeğim. Artık bir evimiz olacak."
      Taerin: Yaşasın!
      ...
      Taerin'i aldıktan sonra şimdi de alış-verişe gelmiştik. Tam bir saatdir Heeso bana günlük giyebileceğim bir sürü kıyafet denetiyordu. Giyip-çıkarmaktan yorulmuştum. Sonuncu kıyafeti de giyinip kabinden çıktığımda gözleri parlayarak bakmaya başlamıştı bana. Bu kızda bir gariplik vardı. Ama neyse...yakında çıkar kokusu...
      Heeso: Ama Taehyung-shii!! Bu sana çok yakışmış. Çok yakışıklı olmuşsun! Kahverengi sana çok yakışıyormuş...
      Taerin: Evet abi. Eskisinden daha yakışıklı ve şık olmuşsun.
      Onlar böyle söyledikleri zaman garip olmuştum. Buraya geldiğimizden beri aynaya bakmamıştım. Taerin ve Heeso'nun beni heveslendirmesiyle biraz ötede olan aynaya doğru ilerlemiştim. Kendimi uzun zaman sonra ilk kez temiz ve düzenli kıyafetin içinde görüyordum. Kahverengi en sevdiğim renkti...
      ( pin.it/6KYLtkPvL )
      Heeso'nun yanıma gelmesiyle gözlerimi aynadan çekip ona baktım. Bu kızın bana sürekli sevgiyle bakması normalmiydi?
      Heeso: Taehyung-shii...bunu üstünden çıkarma. Eski kıyefetlerini atarız. Bunlarla dolaş artık.
      " Tamam."
      Heeso: Şimdi de küçük prensese kıyafet alma zamanı.
      Taerin: Yaşasın!
      Kardeşimi böyle mutlu görmek gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Onu uzun zamandır hiç bu kadar mutlu ve heyecanlı görmemiştim. Heeso'nun elini omzuma koymasıyla ona dönmüştüm. Bana güven veren bakışlarını sunmasıyla sadece gülümseyerek baktım ona...
      ...
      ✰2 𝐴𝑦 𝑠𝑜𝑛𝑟𝑎✰
      Bugün çok heyecanlıydım. Çünkü bugün Taehyung'a ona aşık olduğumu söyleyecektim. Evet ben Taehyung'a aşık olmuştum. Tam iki aydır...
      Bunu içimde saklayamıyordum artık. Etrafımdaki kızların ona yakınlaşması sinirlerimi bozuyordu. Ona her defasında kıskandığımı belli ediyordum, ama o beni tınlamıyordu bile. Yüzüme baktığı mı var ki? Korumam olarak çalışmaya başladığından beri aramıza mesafe koymuştu. Zaten mesafeli davranıyordu bana. Ama bu mesafeyi daha fazla açmıştı. Onunla ne zaman arkadaşca konuşmak istesem, bana "ben sizin korumanızım küçük hanım; ben sizin çalışanınızım küçük hanım; bizim aramızda sadece patron-çalışan ilişkisi varmış..."
      Boş-boş laflar. O benim aşık olduğum adam. Aramıza nasıl mesafe koyabilirdimki? Ona nasıl uzak olurum? Onunla daha fazla vakit geçirmek için bir çok bahane üretiyordum. Babam bile anlamıştı ne olduğunu..Bir tek bu ayı anlamadı. Off.. ne yapacağım ben bu çocukla?...
      Ders zili çoktan çalmış herkes sınıftan çıkmaya başlamıştı. Ben de eşyalarımı toplayıp dışarı çıkmıştım. Bugün yalnızdım. Aera hasta olduğu için gelmemişti. Yavaş, ama bir o kadar da heyecanlı adımlarla merdivenlerden inmeye başladım. Binanın dışına çıkınca Taehyung kapının önünde beni beklediğini, hem de yanıbaşına bir sürü kız toplayarak beklediğini gördüm. Kızlar Taehyung'a yapışmıştı resmen. Ama Taehyung onlarla ilgilenmiyordu. Bu hoşuma gitmişti. Heyecanım sönmüş, yerine öfkeli ve kıskanç halim gelmişti. Hızlı adımlarla yanlarına gitmiş, kalabalığı dağıtmıştım. Görüş açıma Taehyung girince yüzümde bir gülümseme oluşmuş hemen koluna girmiştim. Bakışlarımı ondan çekmiş bize şaşkın bir şekilde bakan kızlara doğru bakmıştım.
      "Kızlar biliyorum sevgilim çok yakışıklı, ama ondan uzak durursanız iyi edersiniz. Taehyung sadece benim."
      Tae: Küçük hanım?
      "Gidelim sevgilim."
      Ben kapıyı açıp ön koltuğa oturunca Taehyung da sürücü koltuğuna gelip oturmuştu. Kemerlerimizi taktıktan sonra arabayı sürmeye başladı. Başımı çevirip ona baktığımda direksiyonu sıktığını görmüştüm. Çok sinirlenmişti sanırım. Arabayı aniden kenara çekmiş bana dönmüştü. Ama ben ona bakmaya korkuyordum. Çünkü ilk kez sinirli bir Taehyung görüyordum.
      Tae: Bana bak!
      Başımı yavaşca çevirip ona baktım. Fazla sinirliydi. Bu sefer gerçekten kızdırmıştım.
      Tae: Nasıl böyle bir şey söylersin?
      "O kızların sana yakınlaşması hoşuma gitmiyor."
      Tae: O kızların benimle yakından ilgilenmesi seni neden ilgilendiriyor bu kadar?
      Nasıl söyleyeceğimi bilemiyordum. Pat diye söylesemiydim "sana aşığım" diye...
      Tae: Konuş!
      "Seni kıskanıyorum!"
      Tae: Kıskanıyormusun?
      "Evet! Kıskanıyorum seni! Kimseyle paylaşmak istemiyorum!"
      Tae: Neler söylüyorsun sen? Tanrı aşkına...
      İnsan korumasını da kıskanır mı?
      "O koruma hem de aşık olduğum adamsa, elbette kıskanır!"
      Tae: Ne?
      "Duydun işte! Aşığım sana!"
      Tae: Bu mümkün değil! Unut bunu! Asla böyle bir hataya kapılma!
      "Hata mı? Aşık olmak senin için bir hata mı?"
      Tae: Evet hata! Bu şeyi çıkar aklından! Biz asla birlikte olamayız! Bizim aramızdaki ilişki sadece patron-çalışan ilişkisi. Başka bir şey olması asla mümkün değil!
      "Seviyorum seni diyorum be adam! Ne patron-çalışan ilişkisinden bahsediyorsun?!"
      Tae: Ben sevmiyorum ama! Bunu unut dedim! Aklındaki o şeyi çıkar at kafandan. Seni sevmiyorum! Asla da sevmeyeceğim!
      "Neden peki?! Bunun bir nedeni olmalı değil mi? Söyle!"
      Tae: Bir nedeni yok! Böyle olmalı! Bitti!
      "Nedensiz yere beni sevmediğini söylüyorsun. Asla inanmıyorum! Beni sevmemenin bir sebebi olmalı! Sevmek istememenin bir sebebi olmalı! Yoksa başka birine mi aşıksın?! Ha?! Konuşsana!"
      Tae: Evet! Başka birine aşığım! Onu seviyorum! Oldu mu?!
      "G-gerçekten...b-başkasına mı a-aşıksın?"
      Tae: Evet.

    • @winterrbeaar
      @winterrbeaar  2 месяца назад +26

      𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-2
      Hiç bir şey söylemeden arabadan indim ve arka koltuğa oturdum. Şimdi gerçekten aramızda bir patron-çalışan ilişkisi vardı. Ve bu hep böyle devam edecekti. Dolan gözlerimi camdan dışarıya çevirdim. Usulca akmaya başladı gözyaşlarım. İlk aşkımdı o benim. İlk defa birini bu kadar çok seviyordum. İlk defa aşık oluyordum. İlk defa bir erkeği kıskanıyordum. Çoğu ilklerimi onda yaşamıştım. Onunla devam etmek istiyordum. Beni sevsin istiyordum. Ama o...başkasını seviyormuş. Hem de yüzüme acımadan söyledi bunu.
      Derin bir iç çektiğini duydum. Arabayı çalıştırarak sürmeye başladı.
      Bundan sonra benim için her şey daha farklı olacaktı...
      ...
      Saatlerdir odamdan dışarı çıkmamıştım. Yemek yemeğe bile inmemiştim. Yatağımda öylece uzanmış tavanla bakışıyordum. Hem de ağlayarak...
      Kendimi berbat hissediyordum. Aşkıma karşılık alamamıştım. Taehyung'dan kolay-kolay vazgeçeceğimi sanmıyordum. Onu unutamazdım.
      Ama o başkasını seviyordu. Belki de kız da onu seviyordur. Belki de onlar sevgili bile olmuşlardır. Bunun olma düşüncesi daha çok ağlamama sebep olmuştu.
      Kapının aniden çalınmasıyla tavandan gözlerimi çekip kapıya doğru bakmıştım;
      "İstemiyorum hiç bir şey. Neden anlamıyorsunuz?"
      Bay Kim: Bebeğim, benim...
      "Baba?"
      Hemen gözlerimi silip kapıya doğru adımladım. Babamın beni böyle görmesini istemezdim, ama kapıyı açmak zorundaydım. Derin bir nefes alıp kilidi çevirdim ve kapıyı açtım.
      "B-baba?"
      Bay Kim: Bebeğim? Gelebilirmiyim?
      "E-evet."
      Odaya girmiş koltuğa oturmuştu. Yanını pat-patlayarak beni yanına çağırdı. Yavaşca gidip yanında oturup parmaklarımla oynamaya başladım. Elini çenemde hissettim. Başımı kaldırıp ona baktım. Sorgulayıcı bakışları üstümde geziyordu;
      Bay Kim: Meleğim...ne oldu sana? Neden ağladın?
      "Sadece...başım ağrıyordu."
      Bay Kim: Sadece başın ağrıdı öyle mi? Başka bir şeyin yok yani?
      "E-evet."
      Bay Kim: Buna inanmalımıyım?
      "İnan baba...yok bir şeyim. İyiyim. Gerçekten."
      Bay Kim: Hmm...tamam. Sen öyle söylüyorsan öyledir. Üstüne gelmeyeceğim. Aşağıya in hadi. Taehyung'un kardeşi senin yanına gelmek istemiş. Taehyung da getirmiş onu.
      "Tamam. Geliyorum şimdi."
      Babam bir şey söylemeden odadan çıktı. Ben de ilk önce banyoya girerek elimi-yüzümü yıkadım kendime gelmek için. Şimdi daha iyiydim. Yüzümde bir gülümseme oluşturarak aşağıya inmeye başladım. Taehyung, Taerin ve babamın salonda oturduğunu gördüm. Salona doğru adımladım ve Taerin'e seslendim. Beni görür-görmez koşarak gelip sarıldı;
      "Taerin-ah."
      Taerin: Heeso abla!
      "Bebeğim nasılsın?"
      Taerin: İyiyim Heeso abla. Sen nasılsın?
      "Ben de iyiyim güzelim. Söyle bakalım bana...bugün dersin nasıl geçti?"
      Taerin: Çok iyiydi abla. Bana verdiğin fikir sayesinde bugün tam puan aldım.
      "Buna sevindim güzelim."
      Taerin: Abim beni lunaparka götüreceğini söyledi. Sen de gelsene...
      "Ben mi? Ahh, güzelim...ben yorgunum. Daha sonra gelirim sizinle."
      Taerin: Lütfen abla..sen de gel...
      Bay Kim: Kırma bu güzel prensesi kızım. Sen de git. Hem kafan dağılmış olur.
      Taerin: Evet abla. Lütfen...
      Tae: Bebeğim Heeso ablanı yorma. Bugün çok yoruldu. Dinlenmeye ihtiyacı var.
      Taerin: A-ama...
      "Üzülme bebeğim. Geliyorum...Zaten canım sıkılıyordu benimde."
      Taerin: Yaşasın!
      "Ben üstümü değiştirip geliyorum hemen."
      Taerin: Tamam.
      Ayağa kalkıp odama doğru çıkmaya başladım. Dolaptan üstüme rahat bir şeyler alıp giyindim ve telefonumu da alarak aşağıya indim;
      "Ben hazırım. Gidebiliriz."
      Tae: O zaman gidelim.
      Bay Kim: Size iyi eğlenceler.
      "Teşekkür ederiz baba."
      Tae: Teşekkür ederiz efendim.
      "Gel bebeğim."
      Taerin'in elinden tutarak dışarı çıktık ve arabaya doğru ilerledik. Taehyung bizim için arka kapıyı açarak binmemizi sağladı. Biz oturduktan sonra kendisi de sürücü koltuğuna oturarak arabayı çalıştırdı. Her zamanki gibi arkamızdan iki araba dolusu koruma geliyordu. Gözlerimi Taehyung'a çevirdim. Bana baktığını gördüm. Başımı çevirip camdan dışarıya bakmaya başladım. Şimdi neden bana bakıyordu bu?
      Kafam o kadar doluyduki, düşünmek istemiyordum artık.
      Bir süre sonra lunaparka varmıştık. Üçümüzde arabadan inmiş lunaparka doğru ilerlemeye başladık. Taehyung üçümüz için de bilet aldı ve istediğimiz ilk oyuncağa bindik.
      ...
      Sırasıyla tüm oyuncaklara binmiştik. Çok eğlenceliydi. Taehyung'un tüm bu süre boyunca sadece bana baktığı gözümden kaçmamıştı. Ben de ara-sıra gözlerimi ondan alamıyordum. Ama sonra aklıma gelen şeylerle kendime gelip ona bakmamaya çalışıyordum. Bizim için pamuk şeker almış bankta oturup yiyorduk. Kendisi de bir yere gideceğini söylemiş daha gelmemişti. Endişelenmeye başlamıştım doğrusu. Gözlerimi etrafta gezdirerek gelip-gelmediğine baktım. Elinde bir oyuncak ayıyla Taehyung'un bize doğru geldiğini gördüm. Yanımıza varınca oyuncağı bana uzatarak konuşmaya başladı;
      Tae: Şey...bunu...sana aldım. Seversin sen böyle oyuncakları.
      "Ne gerek vardı..Teşekkür ederim."
      Tae: Rica ederim. Bu pek senin yanına yakışmaz ama...içimden gelerek aldım.
      "Düşünmen bile yeterli. Teşekkür ederim tekrardan. Çok güzel ve tatlı..."
      Tae: Senin gibi..
      "Efendim?"
      Tae: Ha? Yok bir şey. Beğenmene sevindim.
      Taerin: Abi gidelim mi artık? Çok uykum var.
      Tae: Gidelim bebeğim. Gel bakayım sen kucağıma. Hadi...
      ...
      Sonunda eve gelmiştik. Taehyung uyuya kalan Taerin'i müştemilata götürmüştü. Ben de eve girdim ve salona doğru yürüdüm. Işıklar kapalıydı. Babam uyumuş olmalıydı. Elimdeki oyuncak ayıyla birlikte bahçeye açılan kapıdan dışarı çıktım. Bir süre elimdeki oyuncağa baktım. Gerçekten çok tatlıydı. Bunu hep saklayacaktım. Taehyung'dan bana gelen ilk hediyeydi.
      ( pin.it/1SwZ5nDQy )
      Yanımda bir hareket hissetmemle başımı çevirip yanıma baktım. Taehyung gelmişti. Bana değil de başını kaldırmış gökyüzüne bakıyordu. Üzgündü sanki...
      "Eğer üzgünsen...bana herşeyi anlata bilirsin Taehyung-ah. Ben seni dinlerim."
      Tae: Dinlermisin beni gerçekten?
      "Hm hm."
      Tae: Tüm dertlerimi, tüm saçmalıklarımı, şikayetlerimi, üzüntümü, sinirimi, mutluluğumu...herşeyimi mi?
      "Herşeyini...seni her zaman dinlemeye hazırım. Sonsuza kadar."
      Tae: Senden sabah söylediklerim için özür dilerim. Sana bağırmaya ve kızmaya hakkım yoktu.
      "Özür dilemene gerek yok. Sonuçta seni kendime zorla aşık ettiremem, değil mi? Kalbimizin kimi seçeceğini bilmiyoruz. Ben sana aşığım, sen de...b-başkasına."
      Tae: O öyle değil.
      "Ne?"
      Tae: Heeso...ben...Sana...ya-...

    • @winterrbeaar
      @winterrbeaar  2 месяца назад +27

      𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-3
      Aniden gelen silah sesleriyle Taehyung'un söyleyeceği şey yarıda kalmıştı. Taehyung hemen elimden tutmuş içeri götürmüştü beni. Koltuğun arkasına gelmiş yere doğru eğilmiştik. Taehyung cebinden silahını çıkarmış dışarıya doğru ateş etmeye başlamıştı. Korkudan titriyor ve ağlıyordum.
      "T-taehyung..."
      Tae: Şşş..sakin ol. Geçecek.
      Ben dışarı çıkmalıyım.
      "H-hayır! Gitme!"
      Tae: Dışarı çıkıp neler olduğuu bilmeliyim.
      "Lütfen g-gitme. Ya sana b-bir şey o-olursa?"
      Tae: Söz veriyorum ne bana, ne de sana bir şey olmasına asla izin vermem. Şimdi ben dışarı çıkacağım ve sen de burda kalıyorsun. Sakın kafanı kaldırma.
      "D-dikket et."
      Tae: Merak etme.
      Taehyung dikkatli bir şekilde dışarı çıkmıştı. Ben de onun dediği gibi koltuğun arkasına sığınmış ağlamaya devam ediyordum. Aklıma Taerin geldi. O çok korkardı. Ya ona bir şey olursa...ne yapmalıyım? Yanında hizmetçi abla vardı. Onunla birlikte uyuyordu. Ama içim böyle rahat olamazdıki. Derken yanıbaşımda babamın sesini duydum. Dikkatli bir şekilde yanıma gelip sarıldı bana.
      "B-baba..."
      Bay Kim: Güzelim, iyisin.
      "B-ben iyiyim b-baba. T-taehyung'un nasıl olduğunu b-bilmiyorum. Taerin için de endişeliyim. Silah seslerinden k-korka bilir. Bir şeyler yap l-lütfen."
      Bay Kim: Merak etme kızım. Halledeceğim herşeyi. Sen sakın burdan kalkma.
      "T-tamam."
      Babam da yanımdan ayrıldıktan sonra çaresiz bir şekilde beklemeye başladım. Tanrım lütfen onları koru. Lütfen onlara bir şey olmasın. Lütfen...
      Neredeyse 15-20 dakikanın ardından silah seslerinin kesildiğini duymuştum. Yavaşca koltuğun arkasından kalkmış dışarı çıkmıştım. Her yer dağılmıştı. Bahçe mahvolmuştu. Ayağımın altında hissettiğim şeyle eğilip ne olduğuna baktım. Taehyung'un bana aldığı oyuncak ayıydı. Biraz önce telaştan elimden düşürmüştüm.
      Biraz ötede Taehyung'un müştemilattan çıktığını gördüm. Babam da ön bahçeden geliyordu. Koşarak bana doğru gelen Taehyung'a sarıldım. Kollarımı boynuna sıkıca sarmıştım. İyiydi...Şükürler olsun ki, hiçbir şeyi yoktu. Belimde hissettiğim kollarla onun da bana sarıldığını hissetmiştim. Kollarımı sıkılaştırdım bu zaman. Bırakmak istemezcesine...sanki ellerimden kayıp gidecekmiş gibi garip bir hiss oluşmuştu içimde. Benden ayrılmış ellerini yüzüme doğru getirmiş gözyaşlarımı silmeye başlamıştı. Gözyaşlarımı bir türlü durduramıyordum. Ona bir şey olacak korkusu beni mahvetmişti...
      "İ-iyisin..."
      Tae: İyiyim. Korkma..Ağlama artık.
      "T-taerin..o nasıl?"
      Tae: Şimdi onun yanından geliyorum. Bayan Micha onun yanındaydı. Seslerden korktuğu için ağlıyordu o da. Ama sakinleştirmeyi başardım.
      "İyi olmasına sevindim."
      Bay Kim: Çocuklar.
      "B-baba?"
      Bay Kim: Sonunda babanı hatırladın, hm?
      "Ş-şey...iyimisin?"
      Bay Kim: Kkk...iyiyim melek kızım. Ama dışarda daha fazla durmayalım. Hadi içeri geçelim. Taehyung, evlat..hadi sen de bizimle gel.
      Tae: Tamam efendim.
      Adımlarımızı eve doğru ilerletmeye başladık. Tam içeri geçmiştik ki, yeniden bir silah sesi duymamızla yerimizde öylece kala-kaldık. Tanrım lütfen düşündüğüm şey olmasın. Babama doğru baktım...yanımda sapa-sağlam duruyordu. Hızlıca arkamızda duran Taehyung'a doğru döndüm. Yüzünde anlamadığım bir acı ifadesi vardı...
      "T-taehyung?"
      Tae: H-heeso...
      Gözümüzün önünde yere yığılmasıyla elim ayağıma dolaştı. Hemen yanına koştum. Başını ellerimin arasına aldım. Nereden vurulduğunu bilmiyordum. Sırtına koyduğum elimde hissettiğim ıslaklıkla kaldırıp baktım. K-kandı...sırtından vurulmuştu...
      "H-hayır..hayır..T-taehyung..."
      Tae: H-heeso...
      Bay Kim: Evlat...sakın kapatma gözlerini. Açık tutmaya çalış. Dayan biraz. Seni hemen hastaneye yetişdireceğiz.
      "T-taehyung...lütfen d-dayan. Lütfen. Sakın bırakma b-beni."
      Tae: Ö-özür d-dilerim H-heeso...
      "N-neden ö-özür d-diliyorsun ki? Sen b-bir şey y-yapmadın. Konuşupta, yorma kendini."
      Tae: S-sana b-bunu daha ö-önce...s-söyleyemediğim için...
      Korumalar gelmişti. Eğilip Taehyung'u kaldırmışlardı. Korumalardan biri onu sırtına alıp arabaya doğru götürmüştü. Ben de hemen yanına oturup başını kucağıma yerleştirdim. Babam da öne oturduktan sonra hastaneye doğru yola çıkmıştık. Gözlerimden yaşlar akarak yüzüne düşen saçlarını kenara çekiyordum. Gözleri kapalıydı...Ama acıdan yüzünü buruşturuyordu. Çok canı yanıyordu, hissediyordum.
      "Lütfen bırakma kendini Taehyung. Lütfen."
      Tae: H-heeso...
      "T-taehyung..."
      Tae: B-bana bir şey o-olursa e-eğer...
      "N-neden böyle k-konuşuyorsun? Sus lütfen. S-sana hiçbir şey o-olmayacak. İ-iyileşeceksin."
      Tae: Y-yaşayıp-yaşamayacağım b-belli değil. E-eğer kötü bir şey o-olursa, l-lütfen k-kardeşime i-iyi b-bakın..o-olur mu?
      "İyileşeceksin ve k-kardeşine k-kendin bakacaksın. D-duydun mu beni?"
      Tae: S-söz v-veremem küçük h-hanım.
      "S-söz ver bana..P-pes etmeyeceksin. İ-iyileşeceksin...iyi olacaksın. Bunun için b-bana söz v-ver."
      Tae: S-sana söyleyemediğim ş-şeyi m-merak e-etmiyormusun?
      "E-ediyorum...ama bunu iyileştikten sonra s-söylersin."
      Tae: H-heeso...
      "T-taehyung? Taehyung! T-taehyung!..."
      Bay Kim: Kızım ne oldu?!
      "B-baba...bayıldı. Gelmedik mi daha?! "
      Bay Kim: Lanet olsun! Az kaldı güzelim. Neredeyse varıyoruz.
      "B-baba lütfen o-ona b-bir şey olmasın."
      Bay Kim: Merak etme bebeğim. Ona bir şey olmasına asla izin vermem.
      Biraz sonra hastaneye varmıştık. Hemen arabadan inmiş bizi kapının önünde hazırda bekleyen hemşirelere doğru ilerlemeye başlamıştık. Koruma Taehyung'u sedyeye yatırdıktan sonra içeri doğru götürmeye başladılar onu. Doktor da babama sorular soruyordu. Ameliyathanenin önüne gelince durmak zorunda kaldık. Kapılar açılıp kapanana kadar gözlerimi ondan çekmedim. Onun acı çekmesine dayanamam. Keşke o kurşun bana gelseydi. Keşke ben vurulsaydım. Keşke onun yerine ben acı çekseydim. Lütfen onu benden alma Tanrım. Ben onsuz yaşayamam. Ona daha kavuşamadan alma onu benden, yalvarırım.
      Omzumda hissettiğim elle arkamı döndüm. Daha fazla ağlayarak sarıldım ona.
      "B-baba..."
      Bay Kim: Kızım...
      "Ö-ölmeyecek, değil mi?"
      Bay Kim: Tabiiki de ölmeyecek. Sağ-salim çıkacak o ameliyattan . Bak gör. Güçlüdür benim oğlum.
      "B-baba...ben o-onu k-kaybetmeye d-dayanamam."
      Bay Kim: Biliyorum güzel kızım. Biliyorum...
      Herşeyin farkındayım...
      "O-onu s-seviyorum baba..."
      ...

    • @winterrbeaar
      @winterrbeaar  2 месяца назад +30

      𝑫𝒆𝒗𝒂𝒎-4
      2 saat olmuştu. Gelip-giden yoktu. Hiçbir haber yoktu. Bize kimse bir şey söylemiyordu. Beklemekten sıkılmıştım. Umarım ters bir şey yoktur...
      "Baba."
      Bay Kim: Söyle kızım.
      "2 saat oldu. Çıkmadılar hala. Ya kötü bir şey olduysa?"
      Bay Kim: Merak etme kızım. Uzamıştır ameliyat. Belki birazdan çıkarlar. Sakin ol.
      "Dayanamıyorum artık."
      Bay Kim: Biraz daha sabret bebeğim.
      "Bunu kimin yaptığını buldun mu?"
      Bay Kim: Henüz araştırıyoruz. Bulur-bulmaz ilk işim onları işkenceler içinde boğmak olacak.
      "Taehyung'a bunu yapanların cezasız kalmasını istemiyorum baba."
      Bay Kim: Sen hiç merak etme bebeğim. O iş ben de.
      Biz babamla böyle konuşurken ameliyathanenin kapısının açılmasıyla oraya doğru ilerledik;
      "D-doktor? Taehyung nerede? O nasıl?"
      D: Hayati bir tehlikesi yok. O iyi. Kurşun kalbine yakın geldiği için biraz zor ameliyatdı. Ama hayatta kalmayı başardı. Son kontrollerden sonra birazdan onu normal odaya alacağız. Geçmiş olsun.
      "Teşekkür ederiz."
      D: Rica ederim. İyi günler.
      Bay Kim: Gördün mü kızım? Bak ben sana ne dedim? O iyileşecek dedim, değil mi?
      "Şükürler olsun ki, o bizi bırakmadı baba."
      ...
      "Ne kadar çok uyudu böyle? Ne zaman uyanacak? Acaba doktora haber vermelimiyiz? Ya uyanmazsa? Ya ilaçlar yan etki yaptıysa? Ya komaya girdiyse? Baba?"
      Bay Kim: Kızım bir sakin olurmusun artık? Kafamı şişirdin yarım saatdir. Doktor hala ilaçların etkisinde olduğunu söyledi. Birazdan uyanır.
      "Ama..."
      Bay Kim: Kızım, bak. Böyle yaparak beni de geriyorsun. Sakinleş...
      "Off..olmuyor baba. Olmuyor işte. Korkuyorum."
      Bay Kim: Bebeğim sabret biraz, hm?
      "Ahh, tamam. Bu arada Taerin nasılmış?"
      Bay Kim: Merak etme. O iyi. Biraz korkmuş. Ama sakinleştirmeyi başarmışlar.
      "Taehyung'un durumundan haberi yok, değil mi?"
      Bay Kim: Hayır yok. Zaten küçücük çocuğa böyle şeyi nasıl söylerdik...
      "Doğru..."
      Taehyung ameliyattan çıkalı 2 saat olmuştu. Ama henüz uyanmamıştı. Doktor ilaçların etkisinde olduğu için uyanmadığını söylemişti. Ama bir türlü uyanmıyordu. Çok korkuyordum. Yanıbaşında oturmuş elinden tutmuştum. Elleri buz gibiydi...
      Dudakları kurumuştu...
      Bir an önce uyan Taehyung'um. Lütfen uyan...
      Gözlerimin dolmasıyla sıkıca kapamış başımı eğmiştim. Bu zaman ellerimin arasında oynayan el hissetmiştim. Başımı kaldırıp baktığımda Taehyung gerçekten de elini oynatıyordu. Yüzüne baktığımdaysa, yavaşca gözlerini açmıştı. Şükürler olsun Tanrım...Sonunda uyanmıştı...
      "Taehyung?"
      Tae: H-heeso-ya...
      Bay Kim: Taehyung, oğlum?
      "Baba lütfen doktoru çağır."
      Bay Kim: Tamam.
      "İyimisin Taehyung'um? Kendini nasıl hissediyorsun?"
      Tae: A-ağrım v-var.
      "M-merak etme. Ş-şimdi doktor gelip k-kontrol e-edecek. O z-zaman daha iyi o-olacaksın."
      Tae: A-ağlama...G-gözyaşlarına k-kıyamam...
      "S-seni k-kaybedeceğimi s-sandım. B-beni b-bırakıp gideceksin s-sandım."
      Tae: S-seni n-nasıl bırakıp g-gidebilirim? D-daha s-sana a-aşkımı itiraf e-edeceğim. O-ondan sonra ç-çıkma teklifi ve...v-ve d-daha sonra e-evlenme teklifi. B-bunları yapmam için y-yaşamam gerekiyordu.
      "T-taehyung...sen.."
      Tae: Sana b-bunu b-böyle bir d-durumda s-söylemek istemezdim...ama işte...
      Heeso...ben de s-seni...s-seviyorum. B-ben de sana a-aşığım. B-benim s-sevgilim olurmusun?
      "Başkasını sevdiğini söylemiştin..."
      Tae: Yalan söyledim...
      "Ama neden?"
      Tae: A-aramızdaki ilişkiden babanın hoşlanmayacağını düşündüm. Hem de biz f-farklı dünyaların i-insanlarıyız...
      "Babam böyle şeyleri sorun etmez ki...
      Beni sevmediğini düşünüp ne kadar ağladım haberin var mı senin? Mahvoldum başkasını sevdiğini söylediğinde...
      Tae: Seni üzdüğüm için affet beni...
      "Sorun değil. Artık beni sevdiğini öğrendim...benden mutlusu olamaz..."
      Tae: Eee...soruma cevap vermedin?
      "Kkk...Hm hm...olurum Taehyung'um. Olurum...Ben senin herşeyin olurum sevgilim."
      Tae: Sevgilim...
      "Seni çok seviyorum."
      Tae: B-ben daha ç-çok seviyorum.
      "Sen öyle diyorsan..."
      Tae: H-hemen pes mi ediyorsun?
      "Hayır...sadece seni fazla yormak istemiyorum. Ağır bir ameliyat geçirdin."
      Tae: Sorun değil...
      Peki T-taerin? O nasıl? B-benim bu durumumdan h-haberi var mı?
      "Hayır yok. O iyi. Merak etme. Korkacağı için ona hiç bir şey söylemedik."
      Tae: R-rahatladım.
      Bay Kim: Çocuklar?
      Tae: B-bay Kim...
      Bay Kim: Nasılsın oğlum?
      Tae: B-biraz ağrım v-var. Onun dışında i-iyiyim.
      Bay Kim: Oh, çok şükür evlat.
      D: İzin verirseniz kontrolleri yapayım.
      "Ahh, tabii buyrun."
      D: Pek bir şeyi yok. Endişelenmeyin. Durumu iyi. Bir kaç gün hastanede kaldıktan sonra eve götürebilirsiniz.
      Bay Kim: Teşekkür ederiz doktor.
      D: Rica ederim. Geçmiş olsun.
      "Teşekkür ederiz."
      Bay Kim: Gördün mü kızım? Bak, iyiymiş benim oğlum. Güçlüdür o. Kolay-kolay bir şey olmaz ona.
      "Korktum işte."
      Bay Kim: Ahh...kaybetmek korkusu nasıl bir şeydir bilirim kızım. Seni anlıyorum.
      Tae: Bay Kim, siz iyisiniz, değil mi? Yaralanmadınız değil mi?
      Bay Kim: Sen beni merak etme evlat. İyiyim ben.
      "Seni kendi ellerimle besleyeceğim. Çabucak iyileşmen için..."
      Tae: Senin elinden zehir olsa bile içerim ben.
      Bay Kim: Önümde flörtleşdiğinizden haberiniz var mı?
      Tae: Ö-özür dilerim e-efendim.
      "Ş-şey..baba..."
      Bay Kim: Kkkk...sorun yok çocuklar. Ben herşeyin farkındayım. Ehh, buradan çıktıktan sonra artık bir nişan yaparız...
      "NE?
      Tae: E-efendim...b-ben..b-biz...yani daha..şey...
      Bay Kim: Ahahaha...tamam tamam. Bir şey demedim. Önce Taehyung oğlum kendine gelsin de, sonrasına bakarız.
      Hadi siz rahat-rahat konuşun. Ben dışardayım.
      Tae: Sanırım baban hemen evlenmemizi istiyor...
      "Sen bakma ona. Evlenmemiz için daha erken. En az iki yıl sevgili kalmalıyız. Çünkü ben daha üniversitemi bitirmedim."
      Tae: Ömrümün sonuna kadar beklerim seni...
      Hem baban bizim aramızdaki bu şeyi nereden biliyor?
      "Ona söyledim."
      Tae: Ne zaman?
      "Sen ameliyattayken..."
      Tae: Ne? Kızmadı, değil mi?
      "Neden kızsınki? Aksine destekledi bizi. Seni çok sevdiğini ve güvendiğini söyledi. Beni senden başkasına emanet edemezmiş zaten..."
      Tae: Seni başkasına veren yok zaten. Sen benimsin...
      "Senden başkasına da giden yok zaten. Biz bir-birimiziniz."
      Tae: Ben ne yaptım da, Tanrı seni benim karşıma çıkardı?
      "Bilmem ki...Belki de iyi bir insan olduğundandır."
      Tae: Sizi çok seviyorum küçük hanım.
      "Kkk...ben de sizi çok seviyorum Bay Kim."
      Tae: Parlayan yıldızımsın benim...
      "Sen de benim 𝒉𝒆𝒓𝒔̧𝒆𝒚𝒊𝒎..."
      ~𝑆𝑂𝑁~

    • @azeaz9064
      @azeaz9064 2 месяца назад +4

      Hikaye çok güzel çileğim ellerine sağlık vaktin olmadığı sürece yine de bu kadar uzun kurgu yazman çok tatlı teşekkür ederim çileğim 🍓

  • @jenniewater
    @jenniewater 2 месяца назад +1

    Hikaye nerde ?