"Ben onun sevgilisiyim ve şuan beni burda bu şekilde tuttuğunuzu öğrenirse başınız belaya girebilir." adamın şaşırdığını yüzünden anlamıştım. Sanırım beni Jungkook'un fanlarından biri sanmıştı. Gayet normaldi tabi. "Üzgünüm kusura bakmayın sizi fan sandım tabi buyrun isterseniz haber vereyim." başımı olumsuz anlamda sallayarak asansör'e doğru yürüdüm. Bunu belirtmek hoşuma gitmiyordu ama bana başka çare bırakmamıştı. Asansör geldiğinde İzebella ile beraber bindiğimiz de yandan sırıtışını karşımızdaki aynadan görebiliyordum. "Ee buraya geldik ne oldu off gerçekten çocuğu zor durumda bırakacaksın Esha." Dediğinde onu duymuyordum çünkü tek odağım onunla bir an önce konuşmaktı. "Geldik hadi yürü." Diyerek asansör'den çıkmıştım. Zaten yeterince gergindim böyle yaparak beni daha çok strese sokuyordu. "Resmen delirdin sen offf ya beni de kendin ile beraber sürüklüyorsun." Tepemde adeta kaynanam gibi konuşuyordu ya. Tanrı bir çene vermiş ya kulum demiş. "Birazcık susup sadece yürümeyi deneyebilir misin?" Diyerek sinirle ona döndüm iki dudağını birbirine bastırdığında önüme dönüp stüdyoyu bulmaya çalıştım evet sadece çalıştım çünkü şirket o kadar büyüktü ki nerenin nerde olduğunu bulmak imkansıza yakın bir şeydi. Yürümeye devam ederken Arkama dönüp İzebella'ya hızlı olmasını söyleyecekken birine çarpmamla yerle buluşmam sadece 2 saniyemi almıştı. "Ahh!! önüne baksana ya?!" diyen çocuğu pataklamak üzere ayağa kalkacaktım ki gördüğüm tanıdık yüz ile bunu yapmaktan son anda vazgeçmiştim. Yumruk yaptığım elimi hemen indirmiştim. "Taehyung merhaba" diyerek 32 diş sırıttım. Umuyorum ki beni kısa süre içerisinde Jungkook'un yanına götürecekti. "Esha senin burda ne işin var?" dedi bir yandan yere savrulmuş dosyaları toplarken bende ona yardım ederek eğilmiştim ki karşıda Jungkook ve yanı başında neredeyse ağzının içine düşen kadını görmüştüm. Parmak uçlarımdan beynime doğru oluşan sinir dalgaları yavaş yavaş bana uyarı verirken sakin ama asla sakin olmayan adımlarla yanlarına gittim. "Jeon Jungkook" diyerek gülümsediğimde tüm bakışlar bana dönmüştü. Ama benim odaklandığım tek bakış biraz sonra öldüreceğim Yakışıklı ve bir o kadar aptal olan sevgilimdeydi. "Esha güzelim senin burda ne işin var? Geleceğinden haberim yoktu." diyip yanıma gelmiş sarılarak saçlarımın arasına minik bir öpücük kondurmuştu. "Senle minik bir toplantım vardı hayatım onun için geldim. Yürü!" demiştim sadece onun duyacağı şekilde gülümseyerek ekibine dönmüştü. "10dk mola verebilir miyiz?" Kameraman dan onay gelince beni hemen bir odaya sürükledi. Koridordan yavaş adımlarla ilerlerken birkaç gözün göz hapsinde kalmıştık. Fakat ben şuan bununla ilgilenmiyordum çünkü biraz sonra haşlamam gereken koca bir adam vardı onun için aklımda vurgu dolu bir konuşma düşünüyordum. Sonunda odaya girdiğimizde kapıyı kapatıp üstüne birde kapıyı kilitlenmişti. "Güzelim napıyorsun sen ne işin var burda? azarlar bir ses tonunda konuştuğunda tek kaşımı kaldırıp dudak içimi ısırarak iki kolumu önümde birleştirip güldüm. "Şunu yapmasan mı bebeğim korkmaya başladım." dediğinde ona doğru yürümeye başladım benim attığım her adımda o da geriye doğru bir adım atıyordu. Sonunda sırtı duvara gelmiş bununla beraber durmak zorunda kalmıştı. Aramızda mesafe bırakmayacak şekilde önüme doğru eğilmiştim. "Bana birde hesap mı soruyorsun yoksa?" Başını hızla sağa sola doğru sallayarak konuşmaya çalışacakken izin vermemiştim. "Tek kelime dahi edeyim deme yoksa seni de o konuştuğun kadınları da gömerim!" yutkunduğunu duydum desen abartmış sayılmam. "Güzelim yapma böyle onlar sadece benim iş arkadaşlarım gerçekten başka bir şey yok." sesli bir şekilde gülerek ona döndüm. "Olamaz zaten ayrıca iş arkadaşları ne zamandan beri birbirlerine isimlerini samimi bir şekilde söyleyip Tatlımm~ diyerek sesleniyor ha kafayı yiyeceğim şimdi ya" dedim vurgulu ve sesli bir biçimde bağırarak. Şuan bu şirketi onların başlarına yıkmıyorsam abime olan saygımdandı. "Bak Jungkook abim için bir kez olsun şirkete gelmedim artı olarak sende işini iyi yapabil diye seni hiç sık boğaz etmedim çünkü olgun bir insan bunu yapar diye düşündüm ki hala öyle düşünüyorum ama bende insanım yaptığın iş zaten ince bir çizgide ve tahammül edilemez bir iş herkes vücudunu görüyor buna sesim çıkmıyor, Nerdeyse yüzünü bile göremiyorum buna sesim çıkmıyor ve sana ben dışında bir kadın dokunuyor buna bile sesimi çıkarmıyorum ama iş dışında bunlarla bu denli samimi olmana asla katlanmam." Demiştim içimde tutmuş olduğum herşeyi artık söylemiş ve rahatlamıştım. Buna kimse katlanamazdı eminim. Haksız olduğum hiçbir konu yoktu. Gözlerim dolu bir şekilde ona baktığımda hızla yanıma gelmiş. "Şşş sakın bu kadar rahatsız olduğunu gerçekten bilmiyordum eğer seni bu denli üzüyorsa bu durum hemen şimdi bırakabilirim. Hiçbir şey senden önemli değil. Ben seninle tanıştığım zaman hayatın bu kadar güzel olduğundan bir haber yaşıyordum. Seninle beraberken dünyanın en mutlu adamı oluyorum inan bana değil birini senin yerine koymak düşüncesini bile aklımdan geçirmem benim tek ezberim sensin ve bundan asla sıkılmam seni seviyorum hatta sana aşığım aşık bir adamın yapabileceklerinin sınırı yoktur derdi babam sahiden de öyle senin için yapabileceklerimin bir sınırı yok yeter ki sen mutlu ol ve üzülme güzel bebeğim benim." demişti. Kendimi tutamayıp ağladığımda bana sıkıca sarılmıştı. Hayatımda ki bütün şansımı kullanmıştım ve bundan asla pişman değilim yine olsa yine onunla olur bu güzel sevgiyi tatmak için elimden geleni yapardım. Onu gerçekten çok seviyordum umarım herkes geç bile olsa sevdiği insan ile beraber olur ve hiç ayrılmaz çünkü aşk denilen o üç harf kısa görünebilir ama altında o kadar anlam ve güzel duygular var ki bunu yaşamayan birine anlatmak dahi mümkün değil... Uzun zamandır kurgu yazmıyordum beğenirsiniz umarım ❤ Bununla beraber bi 5700 abone olsak ne güzel olurdu😂
"Ben onun sevgilisiyim ve şuan beni burda bu şekilde tuttuğunuzu öğrenirse başınız belaya girebilir." adamın şaşırdığını yüzünden anlamıştım. Sanırım beni Jungkook'un fanlarından biri sanmıştı. Gayet normaldi tabi.
"Üzgünüm kusura bakmayın sizi fan sandım tabi buyrun isterseniz haber vereyim." başımı olumsuz anlamda sallayarak asansör'e doğru yürüdüm. Bunu belirtmek hoşuma gitmiyordu ama bana başka çare bırakmamıştı. Asansör geldiğinde İzebella ile beraber bindiğimiz de yandan sırıtışını karşımızdaki aynadan görebiliyordum.
"Ee buraya geldik ne oldu off gerçekten çocuğu zor durumda bırakacaksın Esha." Dediğinde onu duymuyordum çünkü tek odağım onunla bir an önce konuşmaktı.
"Geldik hadi yürü." Diyerek asansör'den çıkmıştım. Zaten yeterince gergindim böyle yaparak beni daha çok strese sokuyordu.
"Resmen delirdin sen offf ya beni de kendin ile beraber sürüklüyorsun." Tepemde adeta kaynanam gibi konuşuyordu ya. Tanrı bir çene vermiş ya kulum demiş.
"Birazcık susup sadece yürümeyi deneyebilir misin?" Diyerek sinirle ona döndüm iki dudağını birbirine bastırdığında önüme dönüp stüdyoyu bulmaya çalıştım evet sadece çalıştım çünkü şirket o kadar büyüktü ki nerenin nerde olduğunu bulmak imkansıza yakın bir şeydi. Yürümeye devam ederken Arkama dönüp İzebella'ya hızlı olmasını söyleyecekken birine çarpmamla yerle buluşmam sadece 2 saniyemi almıştı.
"Ahh!! önüne baksana ya?!" diyen çocuğu pataklamak üzere ayağa kalkacaktım ki gördüğüm tanıdık yüz ile bunu yapmaktan son anda vazgeçmiştim. Yumruk yaptığım elimi hemen indirmiştim.
"Taehyung merhaba" diyerek 32 diş sırıttım. Umuyorum ki beni kısa süre içerisinde Jungkook'un yanına götürecekti.
"Esha senin burda ne işin var?" dedi bir yandan yere savrulmuş dosyaları toplarken bende ona yardım ederek eğilmiştim ki karşıda Jungkook ve yanı başında neredeyse ağzının içine düşen kadını görmüştüm. Parmak uçlarımdan beynime doğru oluşan sinir dalgaları yavaş yavaş bana uyarı verirken sakin ama asla sakin olmayan adımlarla yanlarına gittim.
"Jeon Jungkook" diyerek gülümsediğimde tüm bakışlar bana dönmüştü. Ama benim odaklandığım tek bakış biraz sonra öldüreceğim Yakışıklı ve bir o kadar aptal olan sevgilimdeydi.
"Esha güzelim senin burda ne işin var? Geleceğinden haberim yoktu." diyip yanıma gelmiş sarılarak saçlarımın arasına minik bir öpücük kondurmuştu.
"Senle minik bir toplantım vardı hayatım onun için geldim. Yürü!" demiştim sadece onun duyacağı şekilde gülümseyerek ekibine dönmüştü.
"10dk mola verebilir miyiz?" Kameraman dan onay
gelince beni hemen bir odaya sürükledi.
Koridordan yavaş adımlarla ilerlerken birkaç gözün göz hapsinde kalmıştık. Fakat ben şuan bununla ilgilenmiyordum çünkü biraz sonra haşlamam gereken koca bir adam vardı onun için aklımda vurgu dolu bir konuşma düşünüyordum. Sonunda odaya girdiğimizde kapıyı kapatıp üstüne birde kapıyı kilitlenmişti.
"Güzelim napıyorsun sen ne işin var burda? azarlar bir ses tonunda konuştuğunda tek kaşımı kaldırıp dudak içimi ısırarak iki kolumu önümde birleştirip güldüm.
"Şunu yapmasan mı bebeğim korkmaya başladım." dediğinde ona doğru yürümeye başladım benim attığım her adımda o da geriye doğru bir adım atıyordu. Sonunda sırtı duvara gelmiş bununla beraber durmak zorunda kalmıştı. Aramızda mesafe bırakmayacak şekilde önüme doğru eğilmiştim.
"Bana birde hesap mı soruyorsun yoksa?" Başını hızla sağa sola doğru sallayarak konuşmaya çalışacakken izin vermemiştim.
"Tek kelime dahi edeyim deme yoksa seni de o konuştuğun kadınları da gömerim!" yutkunduğunu duydum desen abartmış sayılmam.
"Güzelim yapma böyle onlar sadece benim iş arkadaşlarım gerçekten başka bir şey yok." sesli bir şekilde gülerek ona döndüm.
"Olamaz zaten ayrıca iş arkadaşları ne zamandan beri birbirlerine isimlerini samimi bir şekilde söyleyip Tatlımm~ diyerek sesleniyor ha kafayı yiyeceğim şimdi ya" dedim vurgulu ve sesli bir biçimde bağırarak. Şuan bu şirketi onların başlarına yıkmıyorsam abime olan saygımdandı.
"Bak Jungkook abim için bir kez olsun şirkete gelmedim artı olarak sende işini iyi yapabil diye seni hiç sık boğaz etmedim çünkü olgun bir insan bunu yapar diye düşündüm ki hala öyle düşünüyorum ama bende insanım yaptığın iş zaten ince bir çizgide ve tahammül edilemez bir iş herkes vücudunu görüyor buna sesim çıkmıyor, Nerdeyse yüzünü bile göremiyorum buna sesim çıkmıyor ve sana ben dışında bir kadın dokunuyor buna bile sesimi çıkarmıyorum ama iş dışında bunlarla bu denli samimi olmana asla katlanmam."
Demiştim içimde tutmuş olduğum herşeyi artık söylemiş ve rahatlamıştım. Buna kimse katlanamazdı eminim. Haksız olduğum hiçbir konu yoktu. Gözlerim dolu bir şekilde ona baktığımda hızla yanıma gelmiş.
"Şşş sakın bu kadar rahatsız olduğunu gerçekten bilmiyordum eğer seni bu denli üzüyorsa bu durum hemen şimdi bırakabilirim. Hiçbir şey senden önemli değil. Ben seninle tanıştığım zaman hayatın bu kadar güzel olduğundan bir haber yaşıyordum. Seninle beraberken dünyanın en mutlu adamı oluyorum inan bana değil birini senin yerine koymak düşüncesini bile aklımdan geçirmem benim tek ezberim sensin ve bundan asla sıkılmam seni seviyorum hatta sana aşığım aşık bir adamın yapabileceklerinin sınırı yoktur derdi babam sahiden de öyle senin için yapabileceklerimin bir sınırı yok yeter ki sen mutlu ol ve üzülme güzel bebeğim benim." demişti.
Kendimi tutamayıp ağladığımda bana sıkıca sarılmıştı. Hayatımda ki bütün şansımı kullanmıştım ve bundan asla pişman değilim yine olsa yine onunla olur bu güzel sevgiyi tatmak için elimden geleni yapardım. Onu gerçekten çok seviyordum umarım herkes geç bile olsa sevdiği insan ile beraber olur ve hiç ayrılmaz çünkü aşk denilen o üç harf kısa görünebilir ama altında o kadar anlam ve güzel duygular var ki bunu yaşamayan birine anlatmak dahi mümkün değil...
Uzun zamandır kurgu yazmıyordum beğenirsiniz umarım ❤
Bununla beraber bi 5700 abone olsak ne güzel olurdu😂
Keşke oda jk gibi benden baskasini gözü gormeseydi :)
Coook güzell olmussss
Sağol canım ❤
@@edaiste97 rica ederimm