Hocam, sizi dinlerken kendi çocukluğumu tedavi ediyorum. Kendim de anneyim, anneliği de öğreniyorum. Rabbim size rahmet eylesin. Benim için çok değerlisiniz.
Canım Doğan hocam biliyorum ki can (ruh) bedenden ayrılıyor, bilinç olarak oradasınız...Tabi özlüyorum... İyi ki tarihe düşmüş yazdıklarınız, videolarınız, fotoğraflarınız... Ben sizinle sohbete devam ediyorum... Sevgiyle...
Hocam sizin videolarınızı yeni keşfettim hocam harika konular kendi kendime dedimki keşke geriye gitme imkanım olsaydı yeniden anne olsaydım çok faydalı bir program ben 68 yaşındayım şu bir gerçekki öğrenmenin yaşı yok bana bile çok faydalı oldu çünkü biz insanız bu program yalnız ç ocuk eğitimi değil bana göre iyi bir insan olma programı sağolun var olun. Değerli hocam 🤲👍
Hocam,lise müfredatına iletişim ve etkileşim dersi konulsa ilerıde anne baba olacak bıreylere faydası olabılır..Sadece klasık psıkolojı dersınde bu detayları ögrenemezler...Başlı başına ıletişim ve etkileşim konusuna çok ağırlık verilmeli bence...
Salam hoca, men Azerbaycandan salam gonderirem, sizi ve bir cox basqa psixoloqlari dinleyirem, 2 yasinda cocuquma tetbiq etmeye calisiram, her sey ucun tesekkur edirem
Kader Çağımız felsefesinde birey; düşünme işini kendisi gerçekleştirdiği için “ben” sahibi birey, kendi kendisinin efendisidir. Dolayısıyla irade de eylem de bireyin kendisinindir. Suçunu başkasının üzerine atamaz. Bireyin, kendi kendisini anlaması gerekir ve kendi kendisini anlaması için hiçbir engeli yoktur. Kendi eylemleri üzerinde tam özerkliğe sahiptir. Bu nedenle birey, bir mükemmelliğe sahiptir. Bireyin özerkliğini etkileyecek hiçbir şey bulunmaz. Her kişi, bir müstakil adadır; özyeterli, bağımsız ve iradesi konusunda özgürdür. Her şeyi onun egemenlik alanında yer almaktadır ve onun denetimindedir. Bütün iradelerinin ve eylemlerinin tek sorumlusu bireydir. Çünkü birey tek failli benliktir. Bu nedenle çağdaş birey kavramında, insan eylemlerinin sorumluluğunu başkasının üzerine atmak ve çok faillik olan “kader” diye bir şey yoktur. Çünkü kader, suçu başkasına atmaktır. Bilinçdışılık Aldatılmak ya da suçu başkasına atmak gibi gerekçeler, kişinin bilinçdışı bir varlık olarak davrandığını söylemektir. Kendisini yönetmediğini söylemektir. Merkezinde kendisinin yer almadığı bir dünyaya ait olduğunu söylemektir. Merkezsiz Özne Yakın zamanlara kadar, genel olarak, yalnızca erkeklerin kendi kendilerinin efendileri oldukları kabul ediliyordu. Öbür taraftan kadınların ise, uygun bir biçimde kontrol etme olanaklarının bulunmadığı tutkuların ve duyguların etkisi altında oldukları kabul ediliyordu. Yani kadınlar merkezli-özneler değil, merkezsiz-özneler durumundaydı. Bu nedenle tam birey değillerdi, buna uygun olarak da, buyurucu erkeklerin hükmüne tabi ikinci-sınıf insan idiler. İradesi Tanrının elinde olduğunu iddia eden erkek de bu kadından farklı değildir. Simgesel Otomat Merkezsiz özne, kendini belirleme gücüne sahip özerk bir varlık değildir. Bu bakımdan öznenin anlamı, öznenin içinde ya da merkezinde değildir. Onun anlamı, kişinin idare ve irade merkezi, öznenin dışına yerleştirilmiştir. Özne kendisini belirleyemez, başka kişilerin ve şeylerin tebaası ya da başkalarının ipleri tarafından oynatılan bir kukladan başka bir şey değildir. Yani Derrida’nın deyimiyle, başkasına bir “vantrilok” gibi mahkum edilmiş bir tür “Simgesel Otomat”tır. Tevrat’a göre, Adem’i, Havva’nın etkilemesi demek, aslında doğal olarak iç faktörü nedeniyle kadın, erkeği yönetiyor demektir. Yani kadın, erkekten daha akıllıdır ve erkek kendisini yönetmekten acizdir. Erkek merkezsiz özne iken, kadın, merkezi kendi içinde olan merkezli öznedir. Fakat dış faktör olan Tanrı’nın emriyle erkek, kadının yöneticisi yapıldı: “RAB Tanrı kadına, “Çocuk doğururken sana çok acı çektireceğim. Ağrı çekerek doğum yapacaksın. Kocana istek duyacaksın, seni o yönetecek,” dedi.” Yar., 3/16. “Kutsal Kitapların kurgusal hallerine değil, oldukları hallerine inanmak gerekir.” “Bir tek dünyada milyarlarca insan vardır. Bir tek insanda milyarlarca dünya vardır.” Niyazi kahveci
Hocam, sizi dinlerken kendi çocukluğumu tedavi ediyorum.
Kendim de anneyim, anneliği de öğreniyorum. Rabbim size rahmet eylesin. Benim için çok değerlisiniz.
Canım Doğan hocam biliyorum ki can (ruh) bedenden ayrılıyor, bilinç olarak oradasınız...Tabi özlüyorum... İyi ki tarihe düşmüş yazdıklarınız, videolarınız, fotoğraflarınız... Ben sizinle sohbete devam ediyorum... Sevgiyle...
Doğan Cüceloğlu siz büyük bir hazinesiniz..
Gönül den saygı ve sevgilerimle
Doğan hocam sizi yeni dinlemeye başladım iyiki başlamışım hayran kaldım
Hocam sizin videolarınızı yeni keşfettim hocam harika konular kendi kendime dedimki keşke geriye gitme imkanım olsaydı yeniden anne olsaydım çok faydalı bir program ben 68 yaşındayım şu bir gerçekki öğrenmenin yaşı yok bana bile çok faydalı oldu çünkü biz insanız bu program yalnız ç ocuk eğitimi değil bana göre iyi bir insan olma programı sağolun var olun. Değerli hocam 🤲👍
Keske butun ana-atalar sizi dinleyib heyatlarina tetbiq etseler... Azerbaycandan cox Salam ve dua ile.
Siz ne guzel bir insansınız Doğan cüceloğlu 🤗
Hayatımda dinlediğim en etkili konuşma çocuğuma bakışımı deyişti allah sizden razı olsun
Allah razi olsun sizden, iyiki boyle uzmanlar var
Iyi ki varsınız güzel insanlar...topluma farkındalık katma adına yaptığınz iş çok değerli ve anlamlı. En içten sevgilerimle teşekkür ediyorum.
dogan bey ve polat bey allah aileniz ile birlikte hayirli uzun omurler versin insallahhhh...sizlere cansiniz emanetsiniz....
Merhaba hocam siz bir danışınız allah size uzun omur versin
Hocam,lise müfredatına iletişim ve etkileşim dersi konulsa ilerıde anne baba olacak bıreylere faydası olabılır..Sadece klasık psıkolojı dersınde bu detayları ögrenemezler...Başlı başına ıletişim ve etkileşim konusuna çok ağırlık verilmeli bence...
Salam hoca, men Azerbaycandan salam gonderirem, sizi ve bir cox basqa psixoloqlari dinleyirem, 2 yasinda cocuquma tetbiq etmeye calisiram, her sey ucun tesekkur edirem
Kader
Çağımız felsefesinde birey; düşünme işini kendisi gerçekleştirdiği için “ben” sahibi birey, kendi kendisinin efendisidir. Dolayısıyla irade de eylem de bireyin kendisinindir. Suçunu başkasının üzerine atamaz. Bireyin, kendi kendisini anlaması gerekir ve kendi kendisini anlaması için hiçbir engeli yoktur. Kendi eylemleri üzerinde tam özerkliğe sahiptir. Bu nedenle birey, bir mükemmelliğe sahiptir. Bireyin özerkliğini etkileyecek hiçbir şey bulunmaz. Her kişi, bir müstakil adadır; özyeterli, bağımsız ve iradesi konusunda özgürdür. Her şeyi onun egemenlik alanında yer almaktadır ve onun denetimindedir. Bütün iradelerinin ve eylemlerinin tek sorumlusu bireydir. Çünkü birey tek failli benliktir. Bu nedenle çağdaş birey kavramında, insan eylemlerinin sorumluluğunu başkasının üzerine atmak ve çok faillik olan “kader” diye bir şey yoktur. Çünkü kader, suçu başkasına atmaktır.
Bilinçdışılık
Aldatılmak ya da suçu başkasına atmak gibi gerekçeler, kişinin bilinçdışı bir varlık olarak davrandığını söylemektir. Kendisini yönetmediğini söylemektir. Merkezinde kendisinin yer almadığı bir dünyaya ait olduğunu söylemektir.
Merkezsiz Özne
Yakın zamanlara kadar, genel olarak, yalnızca erkeklerin kendi kendilerinin efendileri oldukları kabul ediliyordu. Öbür taraftan kadınların ise, uygun bir biçimde kontrol etme olanaklarının bulunmadığı tutkuların ve duyguların etkisi altında oldukları kabul ediliyordu. Yani kadınlar merkezli-özneler değil, merkezsiz-özneler durumundaydı. Bu nedenle tam birey değillerdi, buna uygun olarak da, buyurucu erkeklerin hükmüne tabi ikinci-sınıf insan idiler. İradesi Tanrının elinde olduğunu iddia eden erkek de bu kadından farklı değildir.
Simgesel Otomat
Merkezsiz özne, kendini belirleme gücüne sahip özerk bir varlık değildir. Bu bakımdan öznenin anlamı, öznenin içinde ya da merkezinde değildir. Onun anlamı, kişinin idare ve irade merkezi, öznenin dışına yerleştirilmiştir. Özne kendisini belirleyemez, başka kişilerin ve şeylerin tebaası ya da başkalarının ipleri tarafından oynatılan bir kukladan başka bir şey değildir. Yani Derrida’nın deyimiyle, başkasına bir “vantrilok” gibi mahkum edilmiş bir tür “Simgesel Otomat”tır.
Tevrat’a göre, Adem’i, Havva’nın etkilemesi demek, aslında doğal olarak iç faktörü nedeniyle kadın, erkeği yönetiyor demektir. Yani kadın, erkekten daha akıllıdır ve erkek kendisini yönetmekten acizdir. Erkek merkezsiz özne iken, kadın, merkezi kendi içinde olan merkezli öznedir. Fakat dış faktör olan Tanrı’nın emriyle erkek, kadının yöneticisi yapıldı: “RAB Tanrı kadına, “Çocuk doğururken sana çok acı çektireceğim. Ağrı çekerek doğum yapacaksın. Kocana istek duyacaksın, seni o yönetecek,” dedi.” Yar., 3/16.
“Kutsal Kitapların kurgusal hallerine değil, oldukları hallerine inanmak gerekir.”
“Bir tek dünyada milyarlarca insan vardır. Bir tek insanda milyarlarca dünya vardır.”
Niyazi kahveci
Allah gani gani rahmet eylesin
Allah sənə rəhmət etsin.
dahızınız demek istedim
Dahi