Dilara Hanım sizi geç tanımış olmama rağmen bir çok videonuzu izledim. Öncelikle emeğinize sağlık. Ne kadar yalın, doyurucu ve etkileyici bir anlatımınız var. Sizin her videonuz kalın bir felsefe kitabına eşdeğer. Felsefeye merakı olan herkes sizi izlemeli bence. Tekrar teşekkür ediyorum
Videoyu keyf alarak içimdeki şeylerin dışa vurumu olarak izledim...yorum yapanlar nazik insanlar...hele bir çocuğun size abla demesi birinin ilanı aşk etmesi birisinin seni yavrusu gibi sevmesi,yaptığın sözel üretimde muhtemelen en çok seni mutlu eden şeyler kızkardeşim... bu verilmiş armagan olan hayat bitene kadar yolumuza sevgiyle aşkla üreterek devam edelim...
Merhaba bazı insanlar bu konularla kafasının çok karıştığını hatta depresyona girdiğini falan yazmış bu kadar abartmaya gerek varmı acaba sizce ben de böyle yorumları görünce bı moralim bozuluyor . Yani asıl gerceklik neyse ona ulassak ne olacak işin sonunda ki bedenliyiz ve kendi gercekligimizin olması çok normal ve böyle de olmalı bence . Yani bir yarasanın gerçekliği yarasanın işine yarar benim gercekligim benim işime yarar . Neye göre kime göre gerçeklik diye düşünüyorum.
Sanat deneyimini yaratan sanat eseri değil. Sadece sanat deneyimi değil, büyük harflerle "DENEYİM" her yönüyle dışardan değil içeriden başlar ve içeride devam eder. İnsan, hayvan deneyimleyen her neyse, bu deneyimin hep sınırlı, belli bir şekilde ve belli bir yönde olmasına neden olan bir altyapıya(biyolojik+psikolojik) mahkum olduğu için deneyimi yaratan öz nesnede değil deneyimleyen öznededir. Deneyimin yaratım yönü hep içerden dışarıya olmak zorundadır. Sanatsal deneyim açısından sanat eserinden ziyade onu deneyimleyen önemlidir bu yönüyle. Değişim ise sanat eserinin değil deneyimleyenin değişimiyle mümkün ancak.
Sevgili Dilara, her zamanki gibi duru anlatımınla bize sorular sorduruyor, yanıtlar üzerinde düşünmeye kışkırtıyorsun. Özellikle evrim - algı ilişkisi ilginç geldi. Düşünmeye değer. Bilincine, emeğine sağlık.
depremden bu yana çok zor zamanlar geçiriyorum ve bu zamanlarımda hep yanımda oldun. Bazen o kadar basit cümleleri dolaştırıp tanımlaman bile çok hoşuma gidiyor. Belki de ben seni bir yardımcı olarak algılıyorum bir felsefi sohbet arkadaşı danıştığım biri olarak. çünkü bu konuda biriyle sohbet etmek zor en azından çevremde. Keşke hayatımda sorgulanacak soruları soran veya soracağım yorumlaşacağım biri olsaydı. Ama sonuç olarak sen iyi ki varsın belki ileride bir filozof olarak konuşacaz ama şuan dilozof olarak iyi ki varsın lütfen durma. Biraz daha yaşam ve ölüm konuları arasında video çekersen sevinirim. Yolun aydınlansın.
Kişiye özel bir gerçeklik hayatımıza has bir gerçeklik gerçekten iddalı bir bakış acısı, bu felsefenin de içinde döndüğü en geniş alan gibi geliyor kulağıma
Kuantum mantığı ile ilgileniyor ve öğrenmeye çalışıyorum Gerçeği anlamak için birbirinden farklı çalışan üç ayrı mantık var. Üzerinde durduğunuz algı genişlemesi bakımından şöyle izah edebilirim: Algının genişlemesi hayal gücünün gelişmesi anlamına geliyor. Hayal ettiğimiz şeylerin beklenmedik şekilde gerçekleşmesi bizi ürkütüyor. Bizim (kontrol alanımızın) dışımızda bir gerçeklik olmasını tehlikeli buluyoruz. Çünkü hayal ederken tamamen özgür hissederiz. Bilgi edinmek ise algılarımızın genişlemesini değil daha çok daralmasını gerektirir. Buradaki daralma algımızın hassasiyetini bozan çoklu iletişimden uzaklaşmak anlamına geliyor. Ve işte bu ikisi arasında, sıradanlık ve olağan üstü lük arasında gidip gelen Hislerimiz. Gerçeği anlamak hususunda en çok kulak vermemiz gereken onlardır. Çünkü onlar bize özeldir, bir an için yaşanır ve %100 gerçektir. Ama kime anlatabilirsin ki… Şimdi ben de size sorayım, felsefe bir büyü bilgeliği mi yoksa akılla kavranan bir sistem mi? Demem o ki bizi bir üreyip hipnotize etmeyin, felsefenin asıl misyonu insanları uyandırmaktır.
“Kendim olmaktan çıkarak bir şeyi deneyimleyeceğim dediğimde aslında ‘mantığın sınırlarını aşan’ imkansız bir şey söylüyor oluyorum.” Videonun başında dile getirdiğin bu cümle, 'aklın, mantığın sınırlarının kırıldığı' sanat alanının, gerçekliğin ne olduğunu anlamanın bir yolu olabileceği konusunda, bunu nasıl yaptığına dair bir yanıt gibi olmuş: Bizi kendimiz olmaktan çıkartma gücünden dolayı.
Merhaba bazı insanlar bu konularla kafasının çok karıştığını hatta depresyona girdiğini falan yazmış bu kadar abartmaya gerek varmı acaba sizce ben de böyle yorumları görünce bı moralim bozuluyor . Yani asıl gerceklik neyse ona ulassak ne olacak işin sonunda ki bedenliyiz ve kendi gercekligimizin olması çok normal ve böyle de olmalı bence . Yani bir yarasanın gerçekliği yarasanın işine yarar benim gercekligim benim işime yarar . Neye göre kime göre gerçeklik diye düşünüyorum.
Gerçeklik anda oluşan ve zamanda yansıyan her şeydir. doğru ve yanlışı ile...Lakin konu bir şeyin tasvirîsinin doğruluğu ise her iki yönlü açının bakışına muhtaçtır. Felsefe burada angılayanı da önem arz eder. hayal gününüz sizin SINIRINIZDIR.
Merhaba bazı insanlar bu konularla kafasının çok karıştığını hatta depresyona girdiğini falan yazmış bu kadar abartmaya gerek varmı acaba sizce ben de böyle yorumları görünce bı moralim bozuluyor . Yani asıl gerceklik neyse ona ulassak ne olacak işin sonunda ki bedenliyiz ve kendi gercekligimizin olması çok normal ve böyle de olmalı bence . Yani bir yarasanın gerçekliği yarasanın işine yarar benim gercekligim benim işime yarar . Neye göre kime göre gerçeklik diye düşünüyorum.
Bence, var olmuş ve var olacak olan bütün dataları yaşamları oluşları içkin ve aşkın bir şekilde kapsayabilir ve özdeşleşebilirsek gerçekliği yakalayabiliriz. Bence algılarımızın evrimleşmesi, zihin, beden ve yardımcı donanımlarla ivme kazanacak. Mesela sadece düşünce telepatisi değil, duygu telepatisi ve bedensel telepati de gelişecek. Ama daha da önemlisi şu ki: ("I love you Dilara")🤗♥️⚘
Çok aydınlatıcı ve sorgulatan bir içerik oldu benim için. Dilara tekrar çok teşekkürler. Benim bir sorum olacak. 9 yaşındaki oğlumla sergi gezmeyi çok seviyorum. Sizce bu sergiye onunla gitmemde görseller açısından sıkıntı var mıdır? Deneyimleyen biri yorum belirtirse çok sevinirim
Merhaba bazı insanlar bu konularla kafasının çok karıştığını hatta depresyona girdiğini falan yazmış bu kadar abartmaya gerek varmı acaba sizce ben de böyle yorumları görünce bı moralim bozuluyor . Yani asıl gerceklik neyse ona ulassak ne olacak işin sonunda ki bedenliyiz ve kendi gercekligimizin olması çok normal ve böyle de olmalı bence . Yani bir yarasanın gerçekliği yarasanın işine yarar benim gercekligim benim işime yarar . Neye göre kime göre gerçeklik diye düşünüyorum.
Gerçeklik konusunda algılarımızı gözden geçirmemize yardımcı olan, yaşamlar ve ortaya konan birçok eserler var. Mesele gerçekliğin ne olduğundan çok bu konuyla bireyin ne kadar ve ne için dertlendiğinde. Aşık Veysel'in gerçekliğinin pratikte itibar görmemesi, üzerine konuşulup, yazılar yazılmaması, tartışılmaması onu yok eder mi? Sevgili Aşık Veysel bir örnek sadece. Kendi dünyasının gerçekliğiyle dertlenmiş, bir arayış içinde merhaleler geçmiş. Ve bunları ortaya koyarken de anlaşılmak ve anlatmak istememiş. Farkedilmeseydi, bilinmeseydi. Yok mu diyecektik? Evet yok diyecektik, hatta yok olduğu için bahsi bile geçmeyecekti. O nedenle gerçeklik bireysel ve öznel farkındalıktır ve dinamik olmak zorundadır.
Itiraf edin hadi ,yaratmayi seviyoruz... Arkadaki statuleri gercek kafataslari ile gelistirmen dilegi ile sana yakisir bir koleksiyon.olurdu seni oyle izledigimi hayal ediyorum.gercek olmayan ama su an oyle varsaydigim bir yanilsamaya sokuyorum kendimi.sanat buna benzer iste..hic bir zaman gercek gercegi yansitmaz..
Esas soru gerçeklik nedirden ziyade, ona nasıl ulaşacağımız ve bu bilgi ile ne yapacağımız. Yoksa, her teori için binlerce inandırıcı iddia söylenebilir. Gerçekten görmek için çabalamadıktan sonra, oturduğumuz yerden sallamak gibi olur.
Videoda algılarımız da kitabin neden kitap olduğu ile ilgili bir kısım var. Gerçekliğe sabitleyebilecegimiz birsey bizim algılarımız ile limitli. Ne zaman limitlemeler girer, orda bizim gerçeklerimiz başlar. Ne zaman limit dişina çıkarız o zaman yeni gercekler sabitle vakti gelmistir.
Her şeyi bedenimiz ve zihnimiz tarafından algılıyoruz. Bunlar dışındaki hiçbir şeyin hakikatini algılayamayız. Gerçekliğimiz algılarımızla sınırlı. Sanat zihnimizde yeni bağlantılar yaratarak algı katmanlarımızı zenginleştirir
Merhaba bazı insanlar bu konularla kafasının çok karıştığını hatta depresyona girdiğini falan yazmış bu kadar abartmaya gerek varmı acaba sizce ben de böyle yorumları görünce bı moralim bozuluyor . Yani asıl gerceklik neyse ona ulassak ne olacak işin sonunda ki bedenliyiz ve kendi gercekligimizin olması çok normal ve böyle de olmalı bence . Yani bir yarasanın gerçekliği yarasanın işine yarar benim gercekligim benim işime yarar . Neye göre kime göre gerçeklik diye düşünüyorum.
Bu kadar yorum var. Ama Dilara hanım tek bir yorum ve beğeni dahi yapmamış. Neden? Sizce bu kişileri görmezden gelmek, yok saymak anlamına gelmiyor mu? Valla ben yayınımı yaparım. Beğenen beğenir. Kim ne demiş, umurumda olmaz mı, diyorsunuz? Ya da şöyle diyelim: Sizi seven ve yorum yapan insanlara verdiğiniz değeri nasıl gösteriyorsunuz?
Bu sergide izleyeceğimiz görseller ve filmleri algılama biçimindemi sorgulama biçimindemi yada orda bize anlatılmak isteneni anlamak isteyerek mi izlicez yani aslında sorgulamak amaçlı bakıldığında çok fazla sorgulama biçimi bakış açısı var biz neye göre bunlara bakıcaz
Bir soru daha: İnsanlık mağaradan çıkıp bunca gelişmişlik yaşamışken. Kültürde, sanatta, bilimde, felsefede ve edebiyatta. Nasıl oluyor da ilkel güdülerde hiç bir değişim olmuyor? İnsanlık bu ilkel, mağara adamı güdülerinden ne zaman kurtulur?
Benim yorumum.. Hakikate en yaklaşan Nietzscheydi.. Bence biyerde bişeyler olmadan önce de oluyordu.. Aylak Adamda diyor ya Herşey Benim olmadığım zamanda ve ben yokken mi oluyordu..
Sanırsam hakikati anlayabilmek, yada idrak edebilmek, için zihnin ve duyuların tamamen durmasına, ve salt farkındalık halinde olmaya, izin vermeliyiz. Dünyanın durmaksızın devam eden hareketliliği içindeki hareketsiz olarak duran farkındalığı keşfetmeliyiz. Bazı doğu öğretilerinde bizim aslında düşünen ve yapan değil, izleyen olduğumuz, ve o tam teslimiyet, veya farkındalık, halinin mutluluğa ve hakikate açılan kapı olduğu söylenir. Dünya, bedenimiz ve zihnimiz farkındalıkta, veya varlık aynasında, durmaksızın akmakta olan fenomenlerdir. Hakikat ve mutluluk aynı madalyonun iki yüzüdür, birbirlerinden ayırt edilemezler, iç içedirler. Vedantik öğretide bu sat chit ananda, yani hakikat bilinç neşe olarak anlatılır, ve Tasavvufi öğretide de vücuda, yani mevcudata, ulaşan vecde ulaşır, mesela. İşte ben de, bir anlamda, benzer bir şekilde düşünüyorum, yani salt aklın hakikate ulaşmasının çok çok zor olduğunu düşünüyorum. Duygusal veya sezgisel farkındalığın da akılla beraber ustalaşılması gereken "noktalar" olduğunu düşünüyorum. Ve aslında düşününce, hepimiz zaten o duygusal tatmin halini arıyoruz bence. Akli de desek, kalbi de desek, bence zaten her birimiz bir tür tatmin arayış haliyiz, fakat bu tatmin arayış hali oluşumuz o kadar bizi çepeçevre kuşatmış olan bir şey ki, denizdeki balığın suda olduğunun farkında olmaması gibi biz de bu farkındalığı kaçırıyoruz. Bu mutluluk, yada tatmin, halini nesnelerde arıyoruz. Bu nesneler bazen fiziksel ve bazen de zihinsel, veya düşünsel, nesneler oluyor, fakat her seferinde mutluluğu o aradığımız nesnelere ulaştığımızda ulaşacağımız şeyler olarak düşünüyoruz. Önce şu aradığım şeye ulaşayım (hakikat, bilgi, para, eş, her neyse), o zaman işte, heh o zaman mutlu olacağım. Buradaki ince espri de şu ki, aradığımız şeyi bulma halimiz zaten mutluluk dediğimiz şey, yani mutluluk ve aradığımız şeyi bulma halimiz aynı şey, ve bu sebepten ancak mutluluk halinde olduğumuz zaman aradığımız şey olmaya başlayabiliyor, çünkü aradığımız şey zaten mutluluk dediğimiz şey. Ontolojik argümana benzedi biraz bu argüman bir anlamda, ve anlatması da demek istediğimiz biraz zor, evet, çünkü bu durum o kadar bariz bir durum ki aslında, anlatmaya çalışırken, bir anlamda paradoksal olarak, argümanın kendi içindeki açıklamasıyla çekişkiye düşme durumu olabiliyor, o sebepten şu an çok detaya girmeyeyim, haha. Özetle, şimdilik, sanırsam hakikat aslında o kadar basit ve bariz ki gözden kaçırıyoruz gerçekten de. Sanki kendimiz hakikat dediğimiz şeyden farklı bir şey olabilirmişiz gibi hakikati kendimizden ötekileştirerek arıyoruz. Yani halimiz kendi kuyruğunu kovalayan bir köpeğin hali gibi, yada kendi gölgesinden korkup ağlayan bir bebeğin hali gibi, sanırsam, bir anlamda.
Deneyimlerimiz gerçek değilse yediklerimizden aldığımız tat tam olarak nedir? Plastik sanat mı yoksa doyum mu? İnsanlar gerçek değilse çevremdekiler npc mi?
Gerçeklik ilk başlangıç mı yoksa hep var mıydı, ya da gerçeklik diye bir şey yok mu? Sanırım gerçek veya sanal iç içe, herkesin gerçeklik algısı farklı..
Gerçeklik sabittir. Gerçekliğin üzerine bir şeyler eklemek sadece yorum yapmaktır. Gerçekliği deneyimleyen nöronlardır. Yorum yapan ise yorum yapma yetisine sahip karmaşıklıkta nöronsal veya benzeri(Yazılım, Yapay Zeka, Algoritma) yapı geliştirmiş sistemdir.
Merhaba bazı insanlar bu konularla kafasının çok karıştığını hatta depresyona girdiğini falan yazmış bu kadar abartmaya gerek varmı acaba sizce ben de böyle yorumları görünce bı moralim bozuluyor . Yani asıl gerceklik neyse ona ulassak ne olacak işin sonunda ki bedenliyiz ve kendi gercekligimizin olması çok normal ve böyle de olmalı bence . Yani bir yarasanın gerçekliği yarasanın işine yarar benim gercekligim benim işime yarar . Neye göre kime göre gerçeklik diye düşünüyorum.
Bence Düşünüyorsak hayatı kurguluyoruz demektir yılları Ayları haftaları saatleri tekrar ediyoruz sizce bir evsizin hayatımı gerçek yoksa bir CEO nün hayatımı gerçek hangisinde plan kurgu yok?
Merhaba bazı insanlar bu konularla kafasının çok karıştığını hatta depresyona girdiğini falan yazmış bu kadar abartmaya gerek varmı acaba sizce ben de böyle yorumları görünce bı moralim bozuluyor . Yani asıl gerceklik neyse ona ulassak ne olacak işin sonunda ki bedenliyiz ve kendi gercekligimizin olması çok normal ve böyle de olmalı bence . Yani bir yarasanın gerçekliği yarasanın işine yarar benim gercekligim benim işime yarar . Neye göre kime göre gerçeklik diye düşünüyorum.
O porselen fincanın elime temas etmesi yada kahvenin kokusunun burnumda algılanması ve kahvenin tadı; tamamen duygulardan beynime gelen elektrik sinyallerini beynim tarafından yorumlanmasiysa (ki bilim insanları böyle açılıyordu değil mi), ya gerçekte o kahve benim zihnimde oluşundan çok farklıysa ve ya o kahve gerçekte yoksa ve ben sadece var algiliyorsam? Hatta algıyı biraz genişleterek yorum yazdığım bu videoya bakalım. Videoda Dilara isimli bir kızın gerçeklikle ilgili anlattıklarını algılıyorum. Ya videoda Dilara olduğunu algıladığım kız gerçek değilse? Hatta video bir yüksek kalitede(neredeyse gerçek düşündürecek kadar ileri bir animasyonsa (ki bu tarz animasyonlar yapılıyor ve gerçekten ayırt etmesi çok güç) ve Dilara sadece sanal bir karakterin zihnimde algilanmasiysa? Olayı biraz daha geliştirilir; ya dünyaya açılan pencerelerimiz olan duyu organları ve bu duyulardan gelen elektrik sinyallerini işleyen beynimiz (ki bunların var olduğunu da aslında algılıyorum ve beynimizi yorumlaması ile var kabul ediyoruz) gerçekte nedir? Hatta gerçekten varlar mı yoksa biz birseyleri algiladigimizi mı sanıyoruz? Sorular sorular....
Ablacım, bir sürü soru sormuşsun ama bu konulara hiçbir şekilde bir cevap üretebilme gayretine girişmemişsin. Mesela bir görüş olarak "kapasitemiz gereği bir kitabı ancak işimize yarayan yanlarıyla, en basit şekilde algılayabileceğimizi; ancak içinde bulunduğumuz 'simülasyonun' kitaba ait her türlü gerçeği barındırıyor olabileceğine" değinmemişsin. Daha anlaşılır bir örnek vermek gerekirse çok mutlu bir düğün deneyimleyen gelin ve damat düğün videosunu sonradan seyrederken kendilerini mutsuz olacak birçok detay fark edecektir. Peki bu gelin ve damat bu kadar önemli detayları düğünde neden fark edemedi? Öyleyse zihnimizden ayrı bir gerçekliğin de var olabileceği ihtimali apaçık ortada diyebiliriz. Doğrudur veya yanlıştır demiyorum ama bu bir görüştür mesela. Yani bir sürü soru sorup filozoflardan falan alıntılar yapmışsın ama işin zor tarafı cevabı bulunamayan bir konuyu "akıl yürütme" yoluyla aydınlatabilmek veya konuya yeni bir perspektif katabilmek. Mesela konuyu toparlıyorum derken konuyu anlama yetinin aslında ancak kendi algılarınla sınırlı olabileceğini en baştan kabul ettin mi? Bu kabullenmeye sahip değilsen böyle bir video yapamazsın, yapsan da hakkını tam olarak veremezsin.
Merhaba bazı insanlar bu konularla kafasının çok karıştığını hatta depresyona girdiğini falan yazmış bu kadar abartmaya gerek varmı acaba sizce ben de böyle yorumları görünce bı moralim bozuluyor . Yani asıl gerceklik neyse ona ulassak ne olacak işin sonunda ki bedenliyiz ve kendi gercekligimizin olması çok normal ve böyle de olmalı bence . Yani bir yarasanın gerçekliği yarasanın işine yarar benim gercekligim benim işime yarar . Neye göre kime göre gerçeklik diye düşünüyorum.
Konu ağır, gerçekten kaçmak için kendinle başbaşa kalmamak için gerçeği bastıracak şeyler yapıyoruz ki hepimize malum neler olduğu, yeterki bir ses olsun yalnız kalmayayım, gerçek olsa olsa kişiye özel biricik tek olan bir olgu, ya kendi kendinin tanrısı olmak yada hiçlik başka türlüsüde vardır elbet belkide cennete adeta tanrı gibi her isteğinini anında olması mı dersin dilara?
Onca şey anlat, onlarca video çek sonra gel öznel idealist ol. Şurası çok net ki yaşadığımız dünyanın çelişkilerini aşma cürreti gösteremeyen her felsefi düşünüş en nihayetinde "ben" de sonlanır. Felsefecimiz de böylesi bir durumun içerisindedir. Bu sistemi çekinerek kabullenmek zorunda kalan bir insan
İnsanın mutlu olabilmesi için kendi aktivitelerinden başka ,ayrı olarak felsefe yönünde eksiklerini kapatmalı bence .
Yazılım felsefesini araştırınız. Göreceksiniz ki hiç bir şey sizi o kadar geliştiremeyecek.
Felsefe pek mutlu etmez ya
Eksikler kapatılamaz sonsuza kadar eksiğiz. Bilgi dağarcığımızı genşletelim bence 🌀👍🙃
Bence tam aksine insan cahilleştikçe daha mutlu olur.hayır diyorsan çevrendeki insanları birkaç gün gözlemle
Dilara Hanım sizi geç tanımış olmama rağmen bir çok videonuzu izledim. Öncelikle emeğinize sağlık. Ne kadar yalın, doyurucu ve etkileyici bir anlatımınız var. Sizin her videonuz kalın bir felsefe kitabına eşdeğer. Felsefeye merakı olan herkes sizi izlemeli bence. Tekrar teşekkür ediyorum
Pazar pazar beynimi yaktınız, teşekkürler 😊
Bu xanımı çox bəyəndim. Bir bayan, fəlsəfə çağdaş digital platforma-youtube. Daha çox başarılar. Halal be. Azərbaycandan sevgi və sayğılar.
Videoyu keyf alarak içimdeki şeylerin dışa vurumu olarak izledim...yorum yapanlar nazik insanlar...hele bir çocuğun size abla demesi birinin ilanı aşk etmesi birisinin seni yavrusu gibi sevmesi,yaptığın sözel üretimde muhtemelen en çok seni mutlu eden şeyler kızkardeşim... bu verilmiş armagan olan hayat bitene kadar yolumuza sevgiyle aşkla üreterek devam edelim...
Merhaba bazı insanlar bu konularla kafasının çok karıştığını hatta depresyona girdiğini falan yazmış bu kadar abartmaya gerek varmı acaba sizce ben de böyle yorumları görünce bı moralim bozuluyor . Yani asıl gerceklik neyse ona ulassak ne olacak işin sonunda ki bedenliyiz ve kendi gercekligimizin olması çok normal ve böyle de olmalı bence . Yani bir yarasanın gerçekliği yarasanın işine yarar benim gercekligim benim işime yarar . Neye göre kime göre gerçeklik diye düşünüyorum.
"İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar." (bk. Aclunî, Keşfu'l-hafa, 2/312)
Derin derin düşünelim, bol bol konuşalım fakat sonunda gerçekten işimize bakalım. Mazur görün benim için zor bir gündü. Çok teşekkürler☕😇🌹
biliyorum ki bu video karşıma öylesine çıkmadı... seni seviyorum dilara❤ ve sanırım sana aynı zamanda hayranım
Merhaba Dilara senin sayende görüp geldim teşekkür ederim 🙏önerilerini denemek çok keyifli benim için
Yanlış, doğru yok...fikir var,gücün kapasiten kadar ve değişebilir...gelişim ve zamanla....❤
Sanat deneyimini yaratan sanat eseri değil. Sadece sanat deneyimi değil, büyük harflerle "DENEYİM" her yönüyle dışardan değil içeriden başlar ve içeride devam eder. İnsan, hayvan deneyimleyen her neyse, bu deneyimin hep sınırlı, belli bir şekilde ve belli bir yönde olmasına neden olan bir altyapıya(biyolojik+psikolojik) mahkum olduğu için deneyimi yaratan öz nesnede değil deneyimleyen öznededir. Deneyimin yaratım yönü hep içerden dışarıya olmak zorundadır. Sanatsal deneyim açısından sanat eserinden ziyade onu deneyimleyen önemlidir bu yönüyle. Değişim ise sanat eserinin değil deneyimleyenin değişimiyle mümkün ancak.
İstanbulda yaşayan arkadaşlarıma ilettim ve videonuzu paylaştım.
Gerçeğe ulaşamayız, ne sanatla ne de bilimle, algılarımız çerçevesinde ulaştığımızı sanarız sadece.
O kadar derin ve birbirine bağlanması gereken bir konu ki. Ne yazsam bir açıklama getiremem.
Sevgili Dilara, her zamanki gibi duru anlatımınla bize sorular sorduruyor, yanıtlar üzerinde düşünmeye kışkırtıyorsun. Özellikle evrim - algı ilişkisi ilginç geldi. Düşünmeye değer. Bilincine, emeğine sağlık.
Seni dinlemek huzur veriyor ❤ 🌷🧿🦅
depremden bu yana çok zor zamanlar geçiriyorum ve bu zamanlarımda hep yanımda oldun. Bazen o kadar basit cümleleri dolaştırıp tanımlaman bile çok hoşuma gidiyor. Belki de ben seni bir yardımcı olarak algılıyorum bir felsefi sohbet arkadaşı danıştığım biri olarak. çünkü bu konuda biriyle sohbet etmek zor en azından çevremde. Keşke hayatımda sorgulanacak soruları soran veya soracağım yorumlaşacağım biri olsaydı. Ama sonuç olarak sen iyi ki varsın belki ileride bir filozof olarak konuşacaz ama şuan dilozof olarak iyi ki varsın lütfen durma. Biraz daha yaşam ve ölüm konuları arasında video çekersen sevinirim. Yolun aydınlansın.
Düşünürlerin en büyük sorunu bu konuşacak kimseler olmaması
@@FadimeCelen-nu3lg malesef öyle bu konularda konuşacak birilerini bulmak zor hatta yok aslında :/
Kişiye özel bir gerçeklik hayatımıza has bir gerçeklik gerçekten iddalı bir bakış acısı, bu felsefenin de içinde döndüğü en geniş alan gibi geliyor kulağıma
Güzel bir konuyu bir daha farklı bir şekilde anlatdlğınız için teşekkürler.
Kuantum mantığı ile ilgileniyor ve öğrenmeye çalışıyorum
Gerçeği anlamak için birbirinden farklı çalışan üç ayrı mantık var. Üzerinde durduğunuz algı genişlemesi bakımından şöyle izah edebilirim: Algının genişlemesi hayal gücünün gelişmesi anlamına geliyor. Hayal ettiğimiz şeylerin beklenmedik şekilde gerçekleşmesi bizi ürkütüyor. Bizim (kontrol alanımızın) dışımızda bir gerçeklik olmasını tehlikeli buluyoruz. Çünkü hayal ederken tamamen özgür hissederiz. Bilgi edinmek ise algılarımızın genişlemesini değil daha çok daralmasını gerektirir. Buradaki daralma algımızın hassasiyetini bozan çoklu iletişimden uzaklaşmak anlamına geliyor. Ve işte bu ikisi arasında, sıradanlık ve olağan üstü lük arasında gidip gelen Hislerimiz. Gerçeği anlamak hususunda en çok kulak vermemiz gereken onlardır. Çünkü onlar bize özeldir, bir an için yaşanır ve %100 gerçektir. Ama kime anlatabilirsin ki…
Şimdi ben de size sorayım, felsefe bir büyü bilgeliği mi yoksa akılla kavranan bir sistem mi? Demem o ki bizi bir üreyip hipnotize etmeyin, felsefenin asıl misyonu insanları uyandırmaktır.
Pelin hanım sevgiler😎gerçeklik bir yorumdur🎈" ne kadarsan o kadar bilirsin"🎈😎
“Kendim olmaktan çıkarak bir şeyi deneyimleyeceğim dediğimde aslında ‘mantığın sınırlarını aşan’ imkansız bir şey söylüyor oluyorum.” Videonun başında dile getirdiğin bu cümle, 'aklın, mantığın sınırlarının kırıldığı' sanat alanının, gerçekliğin ne olduğunu anlamanın bir yolu olabileceği konusunda, bunu nasıl yaptığına dair bir yanıt gibi olmuş: Bizi kendimiz olmaktan çıkartma gücünden dolayı.
Merhaba bazı insanlar bu konularla kafasının çok karıştığını hatta depresyona girdiğini falan yazmış bu kadar abartmaya gerek varmı acaba sizce ben de böyle yorumları görünce bı moralim bozuluyor . Yani asıl gerceklik neyse ona ulassak ne olacak işin sonunda ki bedenliyiz ve kendi gercekligimizin olması çok normal ve böyle de olmalı bence . Yani bir yarasanın gerçekliği yarasanın işine yarar benim gercekligim benim işime yarar . Neye göre kime göre gerçeklik diye düşünüyorum.
Gerçeklik anda oluşan ve zamanda yansıyan her şeydir. doğru ve yanlışı ile...Lakin konu bir şeyin tasvirîsinin doğruluğu ise her iki yönlü açının bakışına muhtaçtır. Felsefe burada angılayanı da önem arz eder. hayal gününüz sizin SINIRINIZDIR.
İyiki varsın ❤ seni dinlemek harika birşey.
Mükemmeldi.Gerceklik bizim algılarımız.Algilarimiz arttıkça bilinç duzeyimizde artmaktadır.
Merhaba bazı insanlar bu konularla kafasının çok karıştığını hatta depresyona girdiğini falan yazmış bu kadar abartmaya gerek varmı acaba sizce ben de böyle yorumları görünce bı moralim bozuluyor . Yani asıl gerceklik neyse ona ulassak ne olacak işin sonunda ki bedenliyiz ve kendi gercekligimizin olması çok normal ve böyle de olmalı bence . Yani bir yarasanın gerçekliği yarasanın işine yarar benim gercekligim benim işime yarar . Neye göre kime göre gerçeklik diye düşünüyorum.
Bence, var olmuş ve var olacak olan bütün dataları yaşamları oluşları içkin ve aşkın bir şekilde kapsayabilir ve özdeşleşebilirsek gerçekliği yakalayabiliriz.
Bence algılarımızın evrimleşmesi, zihin, beden ve yardımcı donanımlarla ivme kazanacak. Mesela sadece düşünce telepatisi değil, duygu telepatisi ve bedensel telepati de gelişecek.
Ama daha da önemlisi şu ki: ("I love you Dilara")🤗♥️⚘
Çok aydınlatıcı ve sorgulatan bir içerik oldu benim için. Dilara tekrar çok teşekkürler.
Benim bir sorum olacak. 9 yaşındaki oğlumla sergi gezmeyi çok seviyorum. Sizce bu sergiye onunla gitmemde görseller açısından sıkıntı var mıdır? Deneyimleyen biri yorum belirtirse çok sevinirim
Merakliyiz
İnsan kendisini keşfedebildiği ölçüde hakikati bilebilir .
Merhaba bazı insanlar bu konularla kafasının çok karıştığını hatta depresyona girdiğini falan yazmış bu kadar abartmaya gerek varmı acaba sizce ben de böyle yorumları görünce bı moralim bozuluyor . Yani asıl gerceklik neyse ona ulassak ne olacak işin sonunda ki bedenliyiz ve kendi gercekligimizin olması çok normal ve böyle de olmalı bence . Yani bir yarasanın gerçekliği yarasanın işine yarar benim gercekligim benim işime yarar . Neye göre kime göre gerçeklik diye düşünüyorum.
Maalesef Istanbul'da yaşamıyorum artık. Yoksa süper tavsiyeymiş, kesin kaçırmazdım...
Ötenazi hakkında video yapmanı rica ediyorum, teşekkür ederim
Gerçeklik konusunda algılarımızı gözden geçirmemize yardımcı olan, yaşamlar ve ortaya konan birçok eserler var. Mesele gerçekliğin ne olduğundan çok bu konuyla bireyin ne kadar ve ne için dertlendiğinde. Aşık Veysel'in gerçekliğinin pratikte itibar görmemesi, üzerine konuşulup, yazılar yazılmaması, tartışılmaması onu yok eder mi?
Sevgili Aşık Veysel bir örnek sadece. Kendi dünyasının gerçekliğiyle dertlenmiş, bir arayış içinde merhaleler geçmiş. Ve bunları ortaya koyarken de anlaşılmak ve anlatmak istememiş. Farkedilmeseydi, bilinmeseydi. Yok mu diyecektik? Evet yok diyecektik, hatta yok olduğu için bahsi bile geçmeyecekti. O nedenle gerçeklik bireysel ve öznel farkındalıktır ve dinamik olmak zorundadır.
Itiraf edin hadi ,yaratmayi seviyoruz... Arkadaki statuleri gercek kafataslari ile gelistirmen dilegi ile sana yakisir bir koleksiyon.olurdu
seni oyle izledigimi hayal ediyorum.gercek olmayan ama su an oyle varsaydigim bir yanilsamaya sokuyorum kendimi.sanat buna benzer iste..hic bir zaman gercek gercegi yansitmaz..
Bu arada kitapların felsefe videoları yakabilir misiniz rica etsem .
Esas soru gerçeklik nedirden ziyade, ona nasıl ulaşacağımız ve bu bilgi ile ne yapacağımız. Yoksa, her teori için binlerce inandırıcı iddia söylenebilir. Gerçekten görmek için çabalamadıktan sonra, oturduğumuz yerden sallamak gibi olur.
Gerçekliğin sabitliğine bir örnek: Ölmek için yaşıyoruz.
Videoda algılarımız da kitabin neden kitap olduğu ile ilgili bir kısım var. Gerçekliğe sabitleyebilecegimiz birsey bizim algılarımız ile limitli. Ne zaman limitlemeler girer, orda bizim gerçeklerimiz başlar. Ne zaman limit dişina çıkarız o zaman yeni gercekler sabitle vakti gelmistir.
Her şeyi bedenimiz ve zihnimiz tarafından algılıyoruz. Bunlar dışındaki hiçbir şeyin hakikatini algılayamayız. Gerçekliğimiz algılarımızla sınırlı.
Sanat zihnimizde yeni bağlantılar yaratarak algı katmanlarımızı zenginleştirir
Merhaba bazı insanlar bu konularla kafasının çok karıştığını hatta depresyona girdiğini falan yazmış bu kadar abartmaya gerek varmı acaba sizce ben de böyle yorumları görünce bı moralim bozuluyor . Yani asıl gerceklik neyse ona ulassak ne olacak işin sonunda ki bedenliyiz ve kendi gercekligimizin olması çok normal ve böyle de olmalı bence . Yani bir yarasanın gerçekliği yarasanın işine yarar benim gercekligim benim işime yarar . Neye göre kime göre gerçeklik diye düşünüyorum.
Bu kadar yorum var. Ama Dilara hanım tek bir yorum ve beğeni dahi yapmamış. Neden? Sizce bu kişileri görmezden gelmek, yok saymak anlamına gelmiyor mu?
Valla ben yayınımı yaparım. Beğenen beğenir. Kim ne demiş, umurumda olmaz mı, diyorsunuz?
Ya da şöyle diyelim: Sizi seven ve yorum yapan insanlara verdiğiniz değeri nasıl gösteriyorsunuz?
Bu sergide izleyeceğimiz görseller ve filmleri algılama biçimindemi sorgulama biçimindemi yada orda bize anlatılmak isteneni anlamak isteyerek mi izlicez yani aslında sorgulamak amaçlı bakıldığında çok fazla sorgulama biçimi bakış açısı var biz neye göre bunlara bakıcaz
" ziyade" sözcüğünü bence çok fazla kullanıyorsunuz nazikçe bir uyarıdır selamlar
mikemmel bi öneri
Gerçek yanilsamadir anlık yada süreklilik gösterebilir teşekkürler
Merhaba Dilara Hanım size bir kitap hediye etmek istiyorum, nasıl ulaştırabilirim
Algıların gerçekliği , zihnin simulasyonudur....
İlginçmiş.. bana algı ve olgu arasindaki farkta ilginç gelir.
@@melisa4436 Benim fikrim bu konular çok ilgimi çekiyor. Düşünce deneyi olarak ifade ettim doğruluğu sorgulanır..
@@sehernurisik , evet benimde.. . bende çok bilmiyorum ama ilgimi çekiyor..
Avangart sinema mı? O da nesi? 😰🗝️
Bir soru daha:
İnsanlık mağaradan çıkıp bunca gelişmişlik yaşamışken. Kültürde, sanatta, bilimde, felsefede ve edebiyatta. Nasıl oluyor da ilkel güdülerde hiç bir değişim olmuyor?
İnsanlık bu ilkel, mağara adamı güdülerinden ne zaman kurtulur?
Hay aksi Dün gece İstanbul'dan döndüm 😢
Tek kamçı ile atı şaha kaldıran bir içerik 🔥
Alev Alatlı ve Dücane Cündioğlu ile video çeker misiniz ?
Benim yorumum..
Hakikate en yaklaşan Nietzscheydi..
Bence biyerde bişeyler olmadan önce de oluyordu..
Aylak Adamda diyor ya Herşey Benim olmadığım zamanda ve ben yokken mi oluyordu..
Sanırsam hakikati anlayabilmek, yada idrak edebilmek, için zihnin ve duyuların tamamen durmasına, ve salt farkındalık halinde olmaya, izin vermeliyiz. Dünyanın durmaksızın devam eden hareketliliği içindeki hareketsiz olarak duran farkındalığı keşfetmeliyiz.
Bazı doğu öğretilerinde bizim aslında düşünen ve yapan değil, izleyen olduğumuz, ve o tam teslimiyet, veya farkındalık, halinin mutluluğa ve hakikate açılan kapı olduğu söylenir. Dünya, bedenimiz ve zihnimiz farkındalıkta, veya varlık aynasında, durmaksızın akmakta olan fenomenlerdir.
Hakikat ve mutluluk aynı madalyonun iki yüzüdür, birbirlerinden ayırt edilemezler, iç içedirler. Vedantik öğretide bu sat chit ananda, yani hakikat bilinç neşe olarak anlatılır, ve Tasavvufi öğretide de vücuda, yani mevcudata, ulaşan vecde ulaşır, mesela.
İşte ben de, bir anlamda, benzer bir şekilde düşünüyorum, yani salt aklın hakikate ulaşmasının çok çok zor olduğunu düşünüyorum. Duygusal veya sezgisel farkındalığın da akılla beraber ustalaşılması gereken "noktalar" olduğunu düşünüyorum. Ve aslında düşününce, hepimiz zaten o duygusal tatmin halini arıyoruz bence.
Akli de desek, kalbi de desek, bence zaten her birimiz bir tür tatmin arayış haliyiz, fakat bu tatmin arayış hali oluşumuz o kadar bizi çepeçevre kuşatmış olan bir şey ki, denizdeki balığın suda olduğunun farkında olmaması gibi biz de bu farkındalığı kaçırıyoruz.
Bu mutluluk, yada tatmin, halini nesnelerde arıyoruz. Bu nesneler bazen fiziksel ve bazen de zihinsel, veya düşünsel, nesneler oluyor, fakat her seferinde mutluluğu o aradığımız nesnelere ulaştığımızda ulaşacağımız şeyler olarak düşünüyoruz. Önce şu aradığım şeye ulaşayım (hakikat, bilgi, para, eş, her neyse), o zaman işte, heh o zaman mutlu olacağım.
Buradaki ince espri de şu ki, aradığımız şeyi bulma halimiz zaten mutluluk dediğimiz şey, yani mutluluk ve aradığımız şeyi bulma halimiz aynı şey, ve bu sebepten ancak mutluluk halinde olduğumuz zaman aradığımız şey olmaya başlayabiliyor, çünkü aradığımız şey zaten mutluluk dediğimiz şey.
Ontolojik argümana benzedi biraz bu argüman bir anlamda, ve anlatması da demek istediğimiz biraz zor, evet, çünkü bu durum o kadar bariz bir durum ki aslında, anlatmaya çalışırken, bir anlamda paradoksal olarak, argümanın kendi içindeki açıklamasıyla çekişkiye düşme durumu olabiliyor, o sebepten şu an çok detaya girmeyeyim, haha.
Özetle, şimdilik, sanırsam hakikat aslında o kadar basit ve bariz ki gözden kaçırıyoruz gerçekten de. Sanki kendimiz hakikat dediğimiz şeyden farklı bir şey olabilirmişiz gibi hakikati kendimizden ötekileştirerek arıyoruz. Yani halimiz kendi kuyruğunu kovalayan bir köpeğin hali gibi, yada kendi gölgesinden korkup ağlayan bir bebeğin hali gibi, sanırsam, bir anlamda.
Sinema = insana göre olan eksik gerçeklerin başka boyutlarda yansımaları ancak insanı sınırlayan yapabilecekleri
Dücane hocayla söyleşi lutfenn
Deneyimlerimiz gerçek değilse yediklerimizden aldığımız tat tam olarak nedir? Plastik sanat mı yoksa doyum mu? İnsanlar gerçek değilse çevremdekiler npc mi?
Gerçeklik ilk başlangıç mı yoksa hep var mıydı, ya da gerçeklik diye bir şey yok mu? Sanırım gerçek veya sanal iç içe, herkesin gerçeklik algısı farklı..
Aslında benim asıl sormak istediğim. Bunca birikim, bir kitaba dönüştü mü
Gerçeklik sabittir. Gerçekliğin üzerine bir şeyler eklemek sadece yorum yapmaktır. Gerçekliği deneyimleyen nöronlardır. Yorum yapan ise yorum yapma yetisine sahip karmaşıklıkta nöronsal veya benzeri(Yazılım, Yapay Zeka, Algoritma) yapı geliştirmiş sistemdir.
Merhaba bazı insanlar bu konularla kafasının çok karıştığını hatta depresyona girdiğini falan yazmış bu kadar abartmaya gerek varmı acaba sizce ben de böyle yorumları görünce bı moralim bozuluyor . Yani asıl gerceklik neyse ona ulassak ne olacak işin sonunda ki bedenliyiz ve kendi gercekligimizin olması çok normal ve böyle de olmalı bence . Yani bir yarasanın gerçekliği yarasanın işine yarar benim gercekligim benim işime yarar . Neye göre kime göre gerçeklik diye düşünüyorum.
Bence Düşünüyorsak hayatı kurguluyoruz demektir yılları Ayları haftaları saatleri tekrar ediyoruz sizce bir evsizin hayatımı gerçek yoksa bir CEO nün hayatımı gerçek hangisinde plan kurgu yok?
Şu an istanbulda olmadığım için o kadar üzüldün ki
Ya Ankarada neden olursa bile ücretli böyle şeyler yaa😢
Yaşamın yegane amacı sadece yaşamaktır bence. Her an'a ve eyleme hakkını teslim ederek..
Merhaba bazı insanlar bu konularla kafasının çok karıştığını hatta depresyona girdiğini falan yazmış bu kadar abartmaya gerek varmı acaba sizce ben de böyle yorumları görünce bı moralim bozuluyor . Yani asıl gerceklik neyse ona ulassak ne olacak işin sonunda ki bedenliyiz ve kendi gercekligimizin olması çok normal ve böyle de olmalı bence . Yani bir yarasanın gerçekliği yarasanın işine yarar benim gercekligim benim işime yarar . Neye göre kime göre gerçeklik diye düşünüyorum.
Gerçeklik diyebildiğimiz şeyler doğrular değil midir?
Doğrular ve gerçekler ayrıdır
@@aysekoseogluu Onu kastediyorum aslında hakiki olan gerçekliği bilemeyiz lakin bizim doğrularımız bizim gerçekliğimizdir inanç meselesidir yani
O porselen fincanın elime temas etmesi yada kahvenin kokusunun burnumda algılanması ve kahvenin tadı; tamamen duygulardan beynime gelen elektrik sinyallerini beynim tarafından yorumlanmasiysa (ki bilim insanları böyle açılıyordu değil mi), ya gerçekte o kahve benim zihnimde oluşundan çok farklıysa ve ya o kahve gerçekte yoksa ve ben sadece var algiliyorsam? Hatta algıyı biraz genişleterek yorum yazdığım bu videoya bakalım. Videoda Dilara isimli bir kızın gerçeklikle ilgili anlattıklarını algılıyorum. Ya videoda Dilara olduğunu algıladığım kız gerçek değilse? Hatta video bir yüksek kalitede(neredeyse gerçek düşündürecek kadar ileri bir animasyonsa (ki bu tarz animasyonlar yapılıyor ve gerçekten ayırt etmesi çok güç) ve Dilara sadece sanal bir karakterin zihnimde algilanmasiysa? Olayı biraz daha geliştirilir; ya dünyaya açılan pencerelerimiz olan duyu organları ve bu duyulardan gelen elektrik sinyallerini işleyen beynimiz (ki bunların var olduğunu da aslında algılıyorum ve beynimizi yorumlaması ile var kabul ediyoruz) gerçekte nedir? Hatta gerçekten varlar mı yoksa biz birseyleri algiladigimizi mı sanıyoruz? Sorular sorular....
Ablacım, bir sürü soru sormuşsun ama bu konulara hiçbir şekilde bir cevap üretebilme gayretine girişmemişsin. Mesela bir görüş olarak "kapasitemiz gereği bir kitabı ancak işimize yarayan yanlarıyla, en basit şekilde algılayabileceğimizi; ancak içinde bulunduğumuz 'simülasyonun' kitaba ait her türlü gerçeği barındırıyor olabileceğine" değinmemişsin. Daha anlaşılır bir örnek vermek gerekirse çok mutlu bir düğün deneyimleyen gelin ve damat düğün videosunu sonradan seyrederken kendilerini mutsuz olacak birçok detay fark edecektir. Peki bu gelin ve damat bu kadar önemli detayları düğünde neden fark edemedi? Öyleyse zihnimizden ayrı bir gerçekliğin de var olabileceği ihtimali apaçık ortada diyebiliriz. Doğrudur veya yanlıştır demiyorum ama bu bir görüştür mesela. Yani bir sürü soru sorup filozoflardan falan alıntılar yapmışsın ama işin zor tarafı cevabı bulunamayan bir konuyu "akıl yürütme" yoluyla aydınlatabilmek veya konuya yeni bir perspektif katabilmek. Mesela konuyu toparlıyorum derken konuyu anlama yetinin aslında ancak kendi algılarınla sınırlı olabileceğini en baştan kabul ettin mi? Bu kabullenmeye sahip değilsen böyle bir video yapamazsın, yapsan da hakkını tam olarak veremezsin.
bu konulara daldım iki yıl depresyona girdim üniversite sıanvına üçüncü kez hazırlanıcam 🫣
Belki de felsefe okumalısınızdır...
@@ayseguldeniz911 dösşsşsş yok sayısalcıyım ama felsefeyle üni sınavdan sonra ilgilenicem ara verdim
@@denizzzzzzz023 dössşsş nedir, anlayamadım?
@@ayseguldeniz911 sanirim random anlaminda kullanmis
Bu dünya bir pencere, her gelen baktı geçti.
Merhaba bazı insanlar bu konularla kafasının çok karıştığını hatta depresyona girdiğini falan yazmış bu kadar abartmaya gerek varmı acaba sizce ben de böyle yorumları görünce bı moralim bozuluyor . Yani asıl gerceklik neyse ona ulassak ne olacak işin sonunda ki bedenliyiz ve kendi gercekligimizin olması çok normal ve böyle de olmalı bence . Yani bir yarasanın gerçekliği yarasanın işine yarar benim gercekligim benim işime yarar . Neye göre kime göre gerçeklik diye düşünüyorum.
Konu ağır, gerçekten kaçmak için kendinle başbaşa kalmamak için gerçeği bastıracak şeyler yapıyoruz ki hepimize malum neler olduğu, yeterki bir ses olsun yalnız kalmayayım, gerçek olsa olsa kişiye özel biricik tek olan bir olgu, ya kendi kendinin tanrısı olmak yada hiçlik başka türlüsüde vardır elbet belkide cennete adeta tanrı gibi her isteğinini anında olması mı dersin dilara?
Görüşmek üzere Dilara gözlükle kal 💧
Onca şey anlat, onlarca video çek sonra gel öznel idealist ol. Şurası çok net ki yaşadığımız dünyanın çelişkilerini aşma cürreti gösteremeyen her felsefi düşünüş en nihayetinde "ben" de sonlanır. Felsefecimiz de böylesi bir durumun içerisindedir. Bu sistemi çekinerek kabullenmek zorunda kalan bir insan
Allah'ın; ağırlığı - kütlesi - hacmi ve bulunduğu yer yok ve zamansız. Zaten zamanlı olan maddeden ilk sebep olamaz. "O göktekinin" ayeti mecazi.