SEN NE DİYON // CANLI #4
HTML-код
- Опубликовано: 9 июл 2018
- Bu hafta toplu taşıma ve taksi anılarını konuştuk! Haftaya yazlık site ve otel anılarınızı konuşacağız!! Parti marti eğlence diyorsanız da Geekyapar! Pub Story Partisine çok az kaldı. Gelin görüşehh
Biletler: goo.gl/tTiB5C 
Развлечения
Haftaya yazlık site ve otel anılarınızı yazınız.
Bunu videoya’da söyleseniz çok daha iyi olurdu.
Bu konu, benim gibi bir fakir için hiç uygun değil. :/
Kim Yong Un yaw bırak söyleseler duyardık
Batman bana mı dedin?
Geekyapar! Evet CS de gitti sen ne diyon gg zaten düzgün yorum okumuyonuz
CT&kiralioglu komedisi yüzünden kalp krizi geçirdim
Teşekkürler Geekyapar. 46:22 'de Ömercan kitabımı gösteriyor ve Dünya bir dakikalığa güzelleşiyor, en azından benim için.
Onur Gürleyen ünlü oldun he :)
Kitabın adı "Hastalık" Notabene yayınlarından çıktı. Hehe belki bir okuyan çıkar aramızdan.
Kitap iyi sattı mı ?
@@onurgurleyen kitap iyi sattı mı ?
@@furkantv35 Yok yav. İnsanımız okumuyor.
Karpuza gülerken nefessiz kaldım resmen süperdi✋🏻
Dk?
Yazlık site veya otel anısı sayılır mı bilmem ama yazmak istedim. O zamanlar 10 yaşında falanım ve yaz tatilimizi yabancı turistlerin sıklıkla geldiği bir tatil beldesinde geçiriyorduk ve havuzlu bir otelde kalıyorduk. Yine oteldeki herkesin huzur içinde şezlongunda sıcak yaz güneşinin tadını çıkardığı öğlen vakti ben, havuza 'bombalama' atlayıp kimse fark etmeden havuz suyunun ne kadarını taşırabileceğimi deniyordum. Haliyle havuzun dışı da baya bi ıslanmıştı. Sonraki atlayışlarımdan birinde bu yerdeki su seviyesi yüzünden çok sert bir şekilde yere kafa üstü çakıldım. Etraftaki meraklı turistler endişeli gözlerle bana bakarken ben bir kahraman edasıyla ayağa kalktım ve soluklanmak için kenara çekildim. O sırada sonradan Hollandalı olduğunu öğrendiğim iki 18 yaşındaki genç yanıma gelip, "Ahahahahaha knikkerkop" diyip ellerini kafalarına vurup bi yandan da gülmeye devam ediyolardı. Ben de haliyle bu sözcüğün anlamını merak ediyordum. İyileşir iyileşmez otelin laptopunun başına geçtim ve o yazılışını bile bilmediğim kelimenin her seferinde bikaç harfini değiştirerek google a yazdım. Neredeyse her seferkinde iç çamaşırlı ve çıplak kadın resimleri çıkıyodu karşıma. Sonra laptopu kapattım ve odama dönmek için harekete geçerken bir de ne göreyim, başından beri başka yabancı bi turist arkamdaymış ve beni izliyomuş şimdi de açıklama bekleyen boş gözlerle bana bakıyordu, yarım yamalak ingilizcemle ne geveledim onu bile hatırlamıyorum çünkü çok çok utanmıştım ve onun konuşmasına fırsat vermeden odama doğru koştum. Bu olayı başka birine anlattı mı hiçbir fikrim yok. Sonradan öğrendim ki knikkerkop mermerkafa taşkafa gibi anlamlara geliyomuş ve Hollandalılar da bana ne kadar sert bi kafam olduğunu anlatmaya çalışıyorlarmış neden karşıma öyle resimler çıktı hiçbi fikrim yok..
Canli oldugu icin Baris'in vurulmasini gorememek cok uzucu...
18:00 dedeler sofrası 0. bölüm
Bartin İnkumu beldesinde önümüz deniz , arkamiz ormandi . Cocuklugumuzda ormandaki ve kumsaldaki tahta cubuklari alip Yüzuklerin Efendisindeki gibi gruplara ayrilip savaslar yapardık. Kimilerimiz kılıçlarla savassirken kimilerimiz ata (bisiklete) binip diger mahalleleri feth ederdik. Oyunun orijinal kismi, herkesin farkli ozellikleri vardi. Benim hatirladigim kadariyla benim ozelligim hem sifaci olup hemde belirli ates ve su buyulerini yapabiliyor olmam ve hayvanlarla iletisim kurabilmekti (ormandan hic cikmazdim).Eger Altınkum sitesindeki cocuklar ( En iyileri) bize saldirirlarsa mahallenin onune gecip ,asami cikartip burdan gecemessiniz diye bagirirdim bu bize taktiksel olarak 15 dakika kazandirdi ve herkes yerini alip mahalleyi savunurduk. Hatirladigim kadariyla Prens , suikastci , büyucu, savasci ve atlı birlik gibi karakterlerimiz vardi . He bide sifaci oldugum icin yarabandi , sinek kovucu spreyini yanimda tasirdim .. Sadece 1 saat bile olsa gecmise donmek isterim
mete genç ağladım
Yazlıktaki evimizde hava fırtınalıyken bir kuş yazlığın duvarını delerek binanın içine geçmişti
Yaz günlerinde otel bulamayıp daha önce 2 kere gittiğimiz bir otele gitmiştik. Normalde yemekler güzeldi ve sıkıntı çıkmazdı. Ama o tavuk bana ihanet etti ve sonuç VIJ. Ben hastaneye gidelim dedim iyice kötüleşince. Çıktık gidiyoruz hastaneye. Yol da uzundu, çok kakam geldi. Çektik kenara arabayı, bomboş olduğundan emin olduğum yolun kenarına eğildim sıçtım. Sonra hastaneye gittik ve orada da sıçtım. DEFALARCA. Zaten hastane soğuktu donuyordum, üşüdüğümü söyleyince de kirli bir bez gibi bir şey verdiler bir boka yaramadı o da. Serum falan yedim otele döndük ve zaten otelin yarısı benim gibiydi, lobiye sıçanları anlatmıyorum bile. Hayatımdaki en kötü otel anımdır.
Uçan Teyze
Adana'da güzel ve beş yıldızlı bir oteldeydik.Otele ailecek tatil amaçlı 3 gün süreyle gelmiştik.İlk günü tabi ben heyecanlıyım hevesliyim hemen havuza geçmek istedim.Açık hava havuzuna geçtim tabi orası yazın tam ortası olduğundan çok kalabalıktı.Gencinden yaşlısına herkes doluşmuştu adeta.Kaydıraklar da vardı tabi aquapark tarzı.Neyse o sarı dönen kaydırağı hepiniz bilirsiniz ondan kayacaktım gerildim gerildim arkamdan yaşı 45 lere dayanmış bir teyze çabuk ol dedi ben de tam atladım derken teyzenin de o sırada ayağı kaydı sırt üstü kaymaya başladı arkamdan.Sonra ben korkudan teyzeyi ayağımla ittim teyze bi küfür bi kıyamet kaydırağın dışına çıktı.(o sırada yerden 6 7 metre yukarıdaydık) teyze sırt üstü sert bir şekilde suya çakıldı.Olayın cereyan etmesiyle herkes bağırış çağırış içinde teyzenin yanına giderken ben otelden kaçmanın planlarını yapıyordum.Allahtan teyzeye bir şey olmamış sadece olayın şokuyla bayılmış.Bu da böyle bir anımdır.
Haftaya ne konuşacağımız verilmemiş ben de selam veriyim. Merhaba gerçek hayatta asla rastlamadığım geekyapar takipçileri, umarım sıcak değil ama nemli yaz günleriniz güzel geçiyordur. Esen kalın.
şapşup
şübelek
Ludwig The holy dick vay canına gerçekten de vermişler eyv
İnkumu 10 numaralı sokakta geçti benim çocukluğum. Bir çok harika anım oldu. Çocukluğumu harika yaşadım. Her oyunu oynardık. Ama oynadığımız en iyi oyun kesinlikle Elmalar Diyarı 1.8 di. Oyunda mahallede bulunan elma ağacından düşen elmaları oyunun ana villian'ı olarak seçilen kişiye fırlatır ve onu etkisiz hale getirmeye çalışırdık. Oyunun villian'ı ise eline aldığı deniz makaransıyla bizi savurmaya çalışırdı. Ama en kötüsü kadim kokuydu. Arada kendine zombi olarak seçtiği kişiyi bizim yerimizi bulması için kullanırdı. Ama bunu kurbanını yakalayıp koltuk altını koklatıp etkisi altına alırdı. Hayatımda oynadığım en iyi oyun o alabilirdi. Ama aynı zamanda en korkuncuydu. Hepimiz kutsal makarna vuruşu ve kadim kokudan kaçmaya çalışırken çok gerilirdik.
Yaz aylarını geçirdiğimiz sitede sıradan bir hayat olduğu için bir anı yok ama önceden Türkiye'nin en iyi otellerinden birinde kalmayı düşünmüştük. Otel tabi ki harikaydı. Ailem bana burayı sevip sevmediğimi sorduklarında ben o zaman ki aklım ile kesin hırsız girer buraya diye düşünüp hayır demiştim. Kafama sıçayım
Bir keresinde bölgeyi keşfetmek için marmaristeki otelimizden çıkmıştım. Yaklaşık 3 saat gezdikten sonra kaybolup yanlış otele girdim. Şansıma o gece halk oyunları gecesiymiş. Beni de aralarına aldılar ve bir kaç slav olduğunu tahmin ettiğim arkadaş ve folklör ekibiyle birlikte halay çektik. Sonradan otelin ismi yazılı tabelayı görünce halaydan ayrılıp hızlıca kendi otelime doğru şener şen gibi koştum. Bu da bir otel anımdır.
Barış abi gel Sen Ne Diyon'un kadrolusuna gir lütfen ya, abi aşırı sarıyor muhabbeti ya. Gülmekten kırılmak diye bir şey varsa, ondan oldum şu videoda, güzel bölüm.
Haftanin konusu yoksa bende kendi konumu seçer ve yazarım. Konu: Sizin Geek origin hikayeleriniz.
Yorumum: benim Geek kelimesinin ne olduğu ve kendimi sinemaya filmlere kaptırma serüvenim Tom Hardy ile başladı. Ya bir insanın hiç mi kötü filmi olmaz. Yok abi yok hiç yok. Çizgi roman okumaya da dark night rises'da Tom Hardy'ciğimin mükemmel bane performansı ile oldu. Kendisinin tam olarak hayranıyım ve kendimi "Tom Hardy Geek'i" olarak tanımlayabilirim bence.
Aşure yiyen Yoda La Calin
Fantastik Zenon seni gidi Instagramer
Aşure yiyen Yoda ablam o videodan sonra adama aşık oldu. Bir Tom Hardy geekinin orijinidir "La Calin".
eğer gerçek bir takipçi olsaydın konunun ne olduğunu bilirdin taammı
İnkumu 10 nolu sokağın favori oyunuydu Yu-Gi-Oh. O zamanların futboluydı bizim için. Ateş destesinden Dinazor destesine tutun acayip çarpışmalar olurdu. Sahte desteler alırdık her hafta ama hep aynı deste olurdu. Neden alıyorduk bilmiyorum çok saçmaymış mesela aynı destesen 17 tane var bende. Çok güzel zamanlardı be
Sanırım 5 yada 6 yaşındayım. Dedemin dayısının, evet yanlış yazmadım.Dedemin dayısının yazlığına sabahları denize girer yemek yer ve 5,6 yaşlarında hangi salaklıklar yapılırsa yapıyordum
PAT-PAT denen bir taşıtla
site-deniz arasında seyahat ediyordum,taki akşam olana kadar. kimse yok dışarda sadece dışarda yaşları 13 ,15 değişen çocuklar var çocuk aklımla hemen çıkıp yanlarına gitmek geldi.iskambil kart oyunlarını oynuyorlar dı. yanlarına gidip sordum:
-sizinle oynuyabilirmiyim(ct lütfen hibidi hibidi sesiyle okuma)
bana yapay bir şekilde:
-Hayır
dedikledini sandınız değilmi
Hayır onlar beni yanlarına aldılar
birlikte; blöf,papaz kaçtı vs. Oynardık artık denize gitmektense akşam olamsını beklerdim
Yani sevgili geekler bana birçok iskambil oyununu öğreten bu güzel insanlara teşekkür ederim bana kart oyunlarının sadece dolarda çok yükseldi den öteye gidemeyen kahvelere değil böyle eğlenceli ortamlarda oynanabiliceğinide öğrendim.diğer senede oynadık ama bir dahaki sene onları bulamadım adını dahi hatırlamadığim insanların hepsine teşekkür ederim
burdan bütün iskambil geeklerinine selam olsun
Lütfen canlı yayın yapmayın artık. Her canlı yayın attığınızda açıp bir eski bölüm izliyorum,ah good old days...
Daha önceden değişmişti bu Geekyapar. Ama sende lütfen git ve bir şey deme.
sizi sen ne diyon ile tanıdım ve videolarınızın yüzde 70ini izledim galiba (youtube a yüklenen). biliyorum edit inanılmaz uzun ve uğraştırıcı, lakin bu canlı yayın sen ne diyon u bitiriyor.
Biz her yaz ailecek arabayla bodruma gideriz ama dedem, babaannem, büyük hala ve rahmetli ninem de geldiği için bir mola verip pamukkale de bir akşam kalır arkeolojik alanı gezer(her gelişimizde yani her yıl her yıl) sonra bodruma gideriz. Yıl 2011 ocak ayındayız ve havalar çok soğuk.Evinde sıkıla sıkıla oturan dedemin aklına pamukkale'ye bu seferde kışın gitme fikri geliyor ve bizim aile hemen otelde yer tutup hazırlanmaya başlıyoruz.Otele sağ salim varıyoruz ve biz hemen odamıza gidiyoruz ama dedem oturup kahve içmek istiyor. Neyse dedem lobide kahvesi yudumlarken böyle tipsiz bir herif geliyor ama etrafında çalışanlar toplanmış korumalar falan var.(Büyük ihtimalle dedem abarttı burayı). Dedem bu adamı kaldığımız otelin kurucusu sanıyor ve onunla tanışmak istiyor. otel türk oteli ama dedem belki yabancı bir sahibi olabilir diye tarzanca konuşarak adamın elini sıkıyor. Sonra bize adamın fotoğrafını gösterdi ama bu adam NİCHOLAS CAGE. Meğerse Ghost Rider 2 için kapadokya'ya gitmiş sonrada pamukkla'ye gelmiş. Dedemde her bayram bıkmadan gururla bu hikayeyi anlatır.
Ben 12-13 yaslarindayken ayvalik/burhaniye'de bi yazligimiz vardi ve izmirde oturdugumuz icin yaz kis demeden her firsatta oraya giderdik.sitenin bekcisinin bir kopegi vardi,sokak kopegi aslinda ve adi tabi ki karabas.bu karabas yazlikcilar gelince bekciden ayrilir kah o ev kah bu ev gezer,her evin bahcesine girer,her balkondan yemek ister,gununu gun ederdi.karabas erkek,yanina da iki tane disi almis,ufak capli haremiyle gayet mutlu bir kopek.sitede zaten evcil hayvanlari olan bir suru insan var,herkes hayvansever,herkes karabasi el ustunde tutuyor tabii.ama en cok bizim bahceye gelirdi,her aksam mangal partisinden sonra,etler kemikler ne varsa karabasa verilir,o da disileri de cagirip verdiklerimizi afiyetle yerdi.bir aksam yine yemekler yenmis,herkesin karni tok,karabas ve cariyeleri bahcedeki armut agacinin dibine uzanmis keyif yaparken,tam bahce kapisinin onundeki yoldan asiri hizla bir araba gecti,bizimkiler de yabanci bir araba oldugu icin ve asiri hizli ve sesli gectigi icin arkasindan kosturmaya basladilar.adam da oyle bir hayvanoglu hayvanmis ki hic hiz kesmeden basti gecti.disi kopeklerden birine de carparak gecti.hayvan can havliyle aglamaya baslayinca biz de paldir kuldur kalkip yanina gittik,bir yeri kirildi mi,yaralandi mi diye bakmak icin.hayvancagiz kolunun acisiyla bagiriyor,babam da "dur guzelim,dur cocugum bakiyim neyin var" diye diye hayvani sakinlestirmeye calisirken,bizim karabasin cariyesine zarar veriyor zannedip babama dogru kosmasi ve butun dislerini babamin gotune gecirmesi bir oldu.babam da can havliyle bagirmaya basladi"AAAAAHHH,KARABAS NAPIYOSUN,BENIM BEN!".karabas o an ne yaptigini anladi,basini egdi,kuyrugunu kistirdi ve ordan biraz uzaklasti.bi sekilde komsular filan olaya mudahale ettiler,disiyi alip veterinere filan goturduler ama biz babami zaptedemiyoruz,"ALLAH BELANI VERSIN KARABAAAAS,SENI ETLERLE KEMIKLERLE BESLEDIM,NANKOR HAYVAN,BUNDAN SONRA SANA BI LOKMA YEMEK YOK,BI DAHA SAKIN GELME YANIMA,SIKTIRGIT,SIKTIRGITTT"diye bagirip duruyor.anlayacaginiz babami sakinlestirmek karabasi sakinlestirmekten daha uzun surdu.gunlerce her gordugune bu olayi anlatti,hic utanmayip herkese karabasin dis izlerini gosterdi ve bi dunya kuduz asisi olmak zorunda kaldi tabi,o da cabasi...
yazlık site anısı olarak şöyle bir anım var hem deniz ile hem de site ile ilgili mersin limonlu erdemlide bir yazlığım var denize 0 o yaz etrafta sürekli ya deniz çok kirli deniz anaları geldi yan sitedeki dalgıçlar deniz anası felan bulup kıyıya çıkarmış gibi konular dönüyordu bende tabi bu sebeple korka korka anca denize giriyordum annemin yanından hiç ayrılmıyordum bir gün tekrar böyle denize girerken 30-40 metre ileri açılınca deniz anası gördüm ve hayatımdaki desibeli en yüksek çığlığımla imdaaaat deniz anasıııı diyip anneme doğru yüzmeye başladım annem benden 5 metre geride kıyıyla benim aramdaydı ve ben kıyıya doğru olanca gücümle yüzmeye ayağım yere değincede koşmaya başladı annem kendisine doğru yüzdüğümü sanıp kucak açtı fakat ben onu geçip kıyıya doğru yüzmeye devam ettim bildiğiniz annemi deniz anaları yerken ben kurtulurum gibi bir düşünceye sahiptim artık nasıl bir evil çocuksam neyse kıyıya doğru yüzerken kıyıda bütün sitenin çocukları ve büyükleri toplanmıştı ben kıyıya çıktım ve korka korka şezlonga giderken annemi hatırlayıp arkama baktım o sırada annem sudan çıkıyordu ve etraftakilere kusura bakmayın bizim çocuk poşeti deniz anası zanneti diye kalabalığı dağıtıyordu hayatımda hiç bu kadar utanmamıştım 20-25 kişiye rezil olmakta böyle bir şeymiş.CT benim yorumumu al sana emrediyorum. şaka şaka nolur al ya yalvarırım abi
Sizlere çok yakınlarım hariç kimselere söyleyemediğim bir anımdan bahsetmek istiyorum.
Tamamen gezme amaçlı tek başıma Pakistan'ın en batısındaki şehir olan Quetta'dayım. Şehre girer girmez yabancılara bakan turistler beni Pakistan'a göre gayet lüks olan bir otele yerleştiriyorlar (TL'ye çevirince çok ucuza geliyor). Neyse odama yerleşiyorum, yemyeşil ve huzurlu avluya iniyorum. Fransız gezginlerle sohbet ettikten sonra 4 tane Pakistanlı'nın yanına davet ediliyorum. Herifler gayet iyi insanlar gibi duruyor. Tanışıyoruz, konuşuyoruz. Birisi emniyet müdürü, diğeri hakim-savcı gibi bir şey (İngilizcem bitti), çok iyi İngilizce konuşan adam üniversitede profesör, sessiz sakin şişko da iş adamı.
Hepsi evli barklı, çoluk çocuk sahibi. Sohbet güzel gidiyor derken adamlar bana akşam sen de gel şehri gezicez diye teklifte bulunuyor. Tamam lan diyorum, sonuçta bir planım yok. Akşam hep beraber lüks bir mersoya atlayıp şehri geziyoruz, en güzel mekanlara gidip masaları donatıyoruz ve hiçbir şekilde para ödetmiyorlar. Lan bu pakiler ne iyi insanlar diyorum (amk benim).
Gece yarısı otele dönüyoruz. Adamlar diyor ki gel bizim odaya şarap var, h*şh*ş var. Yasak değil mi diye sorunca hallederiiiiz diyorlar. Odaya geçiyoruz. Sohbet muhabbet, hani lan alköl nerede, hişhiş nerede diye soruyorum, nasıl bulacaz diyorum: sen merak etme deyip birkaç telefon görüşmesi yapıyorlar. 10 dk sonra kapı çalıyor. 2 tane parlak paki delikanlısı ve ellerinde bavullar. Çat bavulları açıyorlar: içlerinde viskiler, şaraplar, votkalar ve junky şeyler. Oha kim bunlar diyorum, Profesör gözümün içine baka baka: BUNLAR BİZİM PRENSLERİMİZ diyor (ne?).
Neyse canım içiyoruz güzelleşiyoruz. Bu şerefsizler öyle böyle mutlu değil, illa beraber fotoğraf çekilmek istiyolar, lan diyorum neden olmasın çekilelim gardaşım (amk). PRENSler siktir olup gidiyor.
Prof olan çok iyi ingilizce bildiği için genelde onunla konuşuyorum. Ben istiyorum ki Türkiye - Pakistan ilişkilerini konuşalım, Pakistan'daki kadın haklarını, ekonomik yaptırımları, Pakistan'ın neden Genetik ve Fizik alanına bu kadar yatırım yaptığından bahsedelim. OÇ Prof sırıta sırıta bana Türkiye'deki HOMOSEKSÜEL ilişkileri soruyor. Bu konuda gayet açık fikirli olsam da huylanıyorum, biz diyorum biz hiç sevmeyiz, nefret ederiz, iğrenç buluruz. Amcık şerefsiz bu sefer bana ''SİZİN ÜLKEDE HEM GÖĞÜSLERİ OLAN HEM DE ALETİ OLANLAR VARMIŞ'' diyor, haaa diyorum transları diyosun. Lan ben bunu deyince adamın gözleri öyle bir açılıyo ki: TRAAAAANSSSSS diye tıslıyor şerefsiz.
Bunlar beni sikecek belli deyip izin istiyorum. Ben izin istediğimde celalleniyor diğerleri. Şişko herif kaş göz yapıyo ben gitmeyeyim diye, emniyetçi piç şarap çıkarıyo çantadan bak bu çok güzel diye. İngilizce bilen leş kargasına konuş da gitmesin diye el ayak yapıyolar. O an kendimi 4 apaçinin arasında kalmış dünya güzeli bir hanımefendi gibi hissediyorum. Ühü ühü resmen taciz ediliyorum. Israrlara rağmen, yarın trenim var erken gitmem lazım uyumam lazım diye kaçıyor bi nevi.
Odama geçiyorum. Kapının önüne devasa dolabı yaslıyorum. Bi elime biber gazı, diğerine isviçre çakısını alıp, telefonla ne kadar yazdığı umrumda olmadan Türkiye'deki bir kız arkadaşımı arıyorum (kendime gelmem lazım :( ) Kapıya baka baka uyumuşum. Sabahın en erken saatlerinde cidden o şehirden kaçıp ülkenin en doğusuna (Lahore) tren bileti alıyorum.
Not: acaba alkol ve bazı tükaka şeyler yüzünden fazla mı paranoya yaptım? ama yok yahu bunu bile yazarken şarap içmem gerekti rahatça anlatabilmek için.
Not 2: iyi ki yolculuğumun tek kötü yanı buydu, gerisi harikaydı.
Hayatım boyu hiç tatile gidemedim.Eğer tatilden kastınız :Köye babaannemin yanına veya, diğer bi köye fındık toplamaya gitmek değil ise.
kesin sivaslısındır
Samsunluyum :)
Tatilden sonra fındık toplamaya gitmek daha acı :(
Ekin ÖMÜR peki ya fındıktan sonra yapılacağı vaad edilen tatilin yapılmaması
Electric Sheep yaşadım onu da :(
Bende her sabah sizi izliyorum
51:46 su problemi : şok ve travma etkisinde çene kitlenmesi , yutkunma güçlüğü olabilir. Bilincin ne kadar yerinde olduğuna bağlı olarak verilebilir. Psikolojik olarak rahatlatma etkisi var.
20:07 😂😂
çok güzel olmuş
16:17 selfnote
Antalyada bir tatil köyündeydim, ergenliğin verdiği içine sığamamazlık ve üstüne yapıcak bir şey bulamak sebebiyle sürekli olarak kaydıraklar kayıyordum, ama işin kötü yanı sadece tek bir kaydırak vardı ve bu sebeble kaydırağın sırası Eminönü'de baklava izdihamına benzemişti. Yaklaşık 20 dakika chewbacca benzeri amcaların göbekleri arasında bekledikten sonra sıra bana gelmişti, tabi bu sırada artık vardiya mı değişti ne olduysa insanlar kaydıraktan kayarken beklemeyip kaydırağın sonunda ondan önce binen kişiler ile sıcak dakikalar yaşamasınlar diye insanları sıra sıra kaydırtan kişi yok olmuştu bu sırada önümde de rus bir tane genç kız bekliyor tabi hormonlarım hiç yerinde durur mu yüzlerce saat TF2den oluşmuş kamburluğumu yok edip kavgaya giricek kanguru edasıyla kasılmış bir halde beklemeye başladım, neyse kız bindi kaydırağa bende kaydırağın sonuna bakmamak gibi bir hatada bulundum dedim herhalde kaymıştır bindim kaydırağa hızlıca bladerunner 2049 gibi renk geçişleriyle hızlandıkça hızlanoyorum ta ki birden önümde biri belirince sadece 10 saniye süren kaydırak bitmiyor çünkü az önce binen kız hala önümde kayıyor ve ben giderek ona yaklaşıyorum tam kaydırağın sonuna yaklaşırken birden Interstellar filminde ki kenetlenme sahnesi gibi kızın sırtına ayaklarımı dayadım 3 saniye kadar sürücek ama herşey o kadar hızlı oluyor ki ne olduğunu çözemiyor ve en kötü noktası kaydırağın sonunda benden önce inen kızın kafasına güzel bir tekme geçirip sırtımla kaydıktan sonra havuzda dalabildiğim kadar dalıp diğer uca kadar yüzdüm tam çarpışma anında ise Sen Ne Diyon Süper Güçler bölüminde Ömercanın 22.00da dediği benzeri bir şey söylemişti kız.(Tatil 25 gün sürdü ve ben her gün o kızla karşılaştığımda havuza dalıp diğer ucundan çıkasım geliyordu.)
Mevdet’in origin hikayesi ne ben kaçırdım Cevdet’ten mevdete geçilen kısmı
Güzelçamlı'da babamın yakın bir arkadaşının pansiyonunda geçiyor bu olaylar. Bu pansiyon üç katlı, ilk katında Necip Amca'mın babasını ve rahmetli annesinin evinin olduğu, öbür iki katında samimi bir ortama sahip, eskiden kocaman (Ve babasının hala baktığı) bahçenin içinde, küçüklük hayali at olmak isteyen ben için mükemmel yer olan at ahırı vardı.
Bu pansiyonda sülale kurmuş ama sadece tek bir duvarda avlanan geko var. Adı Pink Floyd. Pink Floyd bana 4 yaşımda müzik piyasasında Pink Floyd adlı bir isim olduğunu öğretti, 8 yaşımdaysa da Pink Floyd tek bir kişi değil, hem bir grup, hem de öbür Pink Floydların yavrusu olduğunu öğrenerek ruhsal çöküş yaşadım.
Son olayım da size bir mesaj iletmek için. 9-10 yaşlarımdayken bir İtalyan turist ekibi pansiyona tek geceliğine kalmıştı ve bunların otomatik olarak zengin olduğunu düşünmüştüm. Çünkü 4 çocuk vardı ve bunların hepsinin, o zamanlar Türkiye'de çok pahalı olan nintendosu vardı. Bunlar kendi aralarında o zamanlar anlamadığım italyancayla konuşup benim yaşıt özlemimi gün yüzüne çıkartıyor ve nintendolarıyla oyun oynuyorlardı. O gün insanlığa inancım tekrar yerine geldi, çünkü benden bir iki yaş büyük italyan çocuk geldi, bana nasıl nintendo kullanacağımı gösterdi ve sanal köpeğini yıkayıp onu gezdirmeme izin verdi. O gün bugündür hayatımda bir kere bir nintendoya dokunup sanal köpek sevebildim. (Her ne kadar o sırada yanımda gerçeği yatıyor olsa da) Hayallerimden biri hala o çocuğa gidip, o zamanki dil engeli yüzünden söyleyemediğim teşekkürümü çocuğa iletebilmek. Artık İtalyan Lisesi'ndeyim, İtalya'ya gidip çocuğu bulacağım, ona teşekkür edeceğim, ardından iyi bir yönetmen olup sizin kanalınızda adımın geçmesini sağlayacağım.
Bu arada sizi ne kadar etkiler bilmiyorum ama eğer Özel İtalyan'dansanız Turgut Hoca, eğer Galileo'dan mezunsanız da Şener Hoca bu sene emekli oldu :(
Lise mezuniyeti eğlencesi için güzel bir otel bulmuştuk Kuşadası'nda. Normalde saat 8 gibi gidilecek, eğlenilip kopulacak ve gece geri dönülecek. Ancak biz organizasyonu yapan 6 arkadaş, dedik ki, oda tutalım, erkenden gidelim hem ön hazırlık yapalım hem biraz da takılmış oluruz. Gittik işte öğlen vakti, ama öğle yemeğini kaçırmışız. İzmir'den 3 farklı dolmuşla oraya gittiğimiz için de bayağıdır açız. Ama otelin yemek fiyatlarından biraz korkuyoruz, akşama da içilecek çünkü para lazım. Bu arkadaşlardan biri yakında A101 görmüş. Dedi oradan bir şeyler alalım atıştıralım. Herkes verdi işte 5-10 lira, lavaş, krem peynir, aç bitir salam falan alırsınız işte takılın kafanıza göre dedik, gönderdik 3 kişiyi. Abi bi' geldi bunlar ellerinde bi' dünya torba, 60 lira para verdik aq boru değil A101'e ortak olursun o parayla. Bi' baktık torbaların içine, gerrrizekalılar lavaş diye yufka almışlar. Baya 2 paket kocaman çarşaf gibi çiğ yufka. Aynı şey işte lavaşla yauuv diye birbirlerini kandırıp almış mallar. Biz aklı başında 3 kişi kenarda doritos ve ice tea gömüp vücuda kanser pompalarken bunlar da koparıp koparıp krem peynirle rulo yaparak yufka gömüyorlar. Küçükken annem börek yaparken minik minik koparıp yemesi güzel oluyordu da bu ne olum. Abi diyorum yapmayın etmeyin daha akşama dans edilecek alkol içinde yüzülecek, bozacaksınız motoru vıj olucanız, paçalarınızdan akıcak amk. Asla dinlemiyorlar tabii, Torbalı çocuğuyuz parasını verdiysek dibini bile sıyırırız kaarşim triplerindeler. İçlerinden biri de, ulan yatakta yemek yiyoruz tövbe estağfurullah diye söylenip duruyordu, göt kadar odada nerede yiyecez başka. Yatakta yufka ve doritos gömerken kapı bir anda çalınca hananı zikim diye sıçradı mal. Aklına ilk gelen şey yatakta yemek yedik diye ziyarete gelen cinler periler olmuş. Öğle vakti bi de amk yarabbi sabır ver. Neyse akşam oldu hiçbir şey de olmadı ipnelere, gayet de takımları çektik, kızlarla dans eden alfaları izledik, damat halayında hopladık zıpladık akşamı güzel bitirdik.
Gece millet servisle eve döndü, biz yine baş başa kaldık. Alkoller alındı, vücutları ateş basıyor. Arkadaşa bi baktım, kıpkırmızı oturuyor orada utangaç utangaç. Dedik noldu lan altına mı sıçtın sonunda? Yok dedi, ateş basınca havuza gideriz diye düşünmüş. Telefonla aramış resepsiyonu, havuz açık mı diye sormak için. Kadın da anlamamış '' Havuz açık mı derken? Etrafında hiçbir şey yok zaten nasıl kapalı olacak?'' demiş. Bu da kendini mal gibi hissetmiş aşırı utanmış yastığı falan yumrukluyor sarhoş sarhoş sşdlfkwerşwelkrw Neyse efenim, çocuk havuzunda anlamsızca pervane gibi dönüp dalga yaratarak milleti uyandırıp şikayet aldığımız bir maceramız da var o da bir dahaki sefere.
Bu olay daha yeni yaşanıyor.Antalya Adrasan da bir yazlıkta kalıyoruz ve yazın sinemaya yeni filimler çıkınca filmleri izlemek için Antalya'ya yolculuk yapar ve orada arkadaşlarımla görüşürüm.Yine Antalya'ya Ant-man and the Waspı izlemek için gitmiştim ve flimi izlemeye başladım fakat filmin ikinci yarısında ön koltukta adamın biri telefonuyla uğraşmaya başladı.Adamı uyardılar ama uğraşmaya devam etti ben de dikkatim dağıldı için adamın telefonunu izlemeye başladım bir kadınla yazışıyordu ve kadın arada sırada adamı arıyordu birazcık daha incelemeye başladığımda adamla kadın sanırım sanal seks yapıyorlardı çünkü kadın adama gecelikli bir fotoğraf atmıştı ve adamda sanırım kadın azsın diye sinemanın içinde ön kamera flası ile kendini çekti ve kadına attı.Sinemadaki herkes küfürler etmeye başladılar adama ve adam dışarı çıktı fakat adam dışarı çıkarken fark ettim ki o adam bizim yazlıktaki karşı komşuydu 3 gündür Mehmet abiyi göreceğim diye yazlığa dönemiyorum lanet olsun böyle işe.(Not:filmeden bir şey anlamadığım için tekrar gittim ve normalde Antalyada yaşıyorum)
Oteldeyiz işte bundan 9 yıl önce 6 yaşındaydım
Zıbır diye bir köpek vardı çok yaşlıydı. Ben kirli zeminde çorapla dolaşır ve annem tarafından çorap değiştirttirirdim. Bir akşam yemek yerken bu Zıbır beni gördü ve bana gelmeye başladı ben de bacaklarımı sallayıp heyecenlanmaya başladım. Bu Zıbır bana gelirken ıslak zeminde yumuşak patisi kaydı ve havuza düştü. Yaşlı ve şişko olduğundna kendini sudan kaldıramadı ve WUUUWUWUW diye bağırıp suda çırpınmaya başladı. Ben dedim bu filmlerdeki o kaslı maslı cankurtaranlar gibi suya atlamak istedim ve "KURTARACAM ONU ANNE BAK BABAAAA" diye çığlık atıp suya mal mal atladım. Yüzemediğimden ben de boğulmaya başladım. Bu şişko Zıbır benim üzerime doğru fırladı sıvı dinamiklerinden dolyı ve beni ezmeye başladı. Görüşüm kararmaya başlarken dışarı çekildim. Zıbır beni dışarı çekmişti. Anlaşılan oydu ki bu beni rampa gibi kullanıp havuz ucuna gelmiş ve dışarı çıkıp yağları sallana sallana beni çekmişti dışarı. Ona sarıldım ve ağladım. Şimdi 15 yaşındayım. Bu Zıbır yıllar önce öldü. O otelin oradan geçerken geçen gün baktım ve bir mezar taşı gördüm bahçesinde. Üstünde Zıppır yazıyordu. Dedim amk bunun adı Zıbırdı diye. Olay şu ki ben üzüleceğğime bunun adının yanlış yazılmasına kızdım. Bir yaprak koparıp öptüm ve onun mezarına diktim. Umarım huzur içinde uyuyordur.
9-10 yaslarindaydim. En yakin arkadasimin okulu Canakkale’ye bir gezi duzenlemisti. Anneler, kardesler falan da gelebiliyordu. Benim okulum olmamasina ragmen nedense ben, annem ve kardesim de gitmistik geziye arkadasim ve annesiyle. Ilk gun baktim arkadasim hep kendi arkadaslariyla zaman geciriyor, benle pek ilgilenmiyor. Heralde bozuldum buna biraz. Neyse aksam oldu, otele gittik. O gece de televizyonda Yilan Hikayesi var. Arkadasima küsmüşüm zaten, yeni arkadas falan da yapamadim, dedim en iyisi odaya cikip Memoli izleyeyim biraz. Izlerken uyayakalmisim. Sabah bir uyandim, annemin surati bes karis. Noldu falan diyorum, nasil yani hicbir sey duymadin mi falan diyor. Annemi bu yasimda bir daha oyle gormedim heralde, o kadar garip bakiyor bana. Meger anahtari kapida unutmusum, yedek anahtarla girememisler. Sonra kapiyi calmis, icerden ses yok. Tum oteli ayaga kaldirmis, herkes kapida, bangir bangir kapiyi caliyorlarmis, hala ses yok. En son otel gorevlileri yan odanin camindan atlayip iceri girmisler. Nasil bir uykudaysam, asla uyanmamisim. Neyse, bu vesileyle olsa da gezinin geri kalaninda grubun populer simalarindan olmustum, mutluydum:)
Kastamonu'da totalde zaten 4 otobüs hattı var ve kastamonulu olanlar bilir keşke süt değirmene binselerdi gerçekten şehri gezerlerdi
Sınıf öğretmenleri demişken 1. Sınıf öğretmenimiz psikopattı sürekli bağırıp çağırması yetmiyor gibi cetvel ile dövüyordu ses çıkaran ölümünü ilan ediyordu resmen.
Barış abiyi selçuk inan sandım :)
Barış abi süpersin ya
Baris Abi'nin tatliligi 😙😍😙
partide video çekecek misiniz vlog tarzı
Canlı olmuyor be, eskiye dönseniz keşke
Bulunduğum şehrin (Bursa), bir belediyesi (Nilüfer) tarafından düzenlenen bir kültür değişim projesi için Almanyaya gitmiştim. İlginç olan Almanya grubunun yarısı Türk'tü. Her neyse belediye bizi misafirhanesinde ağırladı, orada kalmaya başladık. E haliyle de duşlar falan da ortak. Ben de böyle her sabah erkenden kalkıp; dişini fırçalayan, duşunu alan, üstüne de kahvesini koyup herkesin kalkmasını bekleyen ve herkesi kaldırmakla sorumlu olan bir emekli albay gibi dolanıyorum etrafta. Bir gün çok erken kalkmıştım, sıkıntıdan odayla tuvalet arasında gidip geliyorum, ellerimi yıkayıp çıkıyorum falan. Neyse girdim tuvalete Almanya ekibinin kolaylaştırıcılarından biri etrafta sallaya sallaya geziyor. Garip olansa benim bunları hep aynadan izlemem, bakın izlemem diyorum çünkü böyle bir şeyi görüp de kafanızı çevirmenize imkan yok. Adam arkada dolanıyor ve sanki her şey normal. Neyse işimi bitirdim çıktım. Ertesi gün de popişlerini gördüm aynı adamın. Anlamıyorum, sadece bu adamda böyle bir şey var, diğerlerinde yok. Adamın özel fantazileri mi var anlamadım. Bir arkadaşımın başına da gelmiş böyle bir olay bir de.
(Not: Ben KOCA SİNAN, Ömercana ve Cevdet Beye selamlar. Radyoyu özledik, neredesin yaar.)
1:09:10 dış mihraklardan destek alan öğretmenlerimiz :D Hahah
Şimdinin sbap iivvj 'inin de zamanında Varış abinin girişken okul arkadaşı olmasını da kaçırmadım
Izlemeden layk
Havan karpuzları çakılıyordu yerlere millet kafasını koruyordu
belki biri görür diye yazıyorum ciddi kaza sonrası sıvı vermeyin verdirtmeyin arkadaşlar iç kanaması varsa ölür, özellikle su isterse vermeyin
Su içirme olayı tansiyonu düzenlemesi için
küçükken mahallede çocuklar çakma yu-gi-oh kartlarıyla saçma sapan bi oyun oynardı. Ben de oynardım ama çizgifilminide(anime galiba whatever) izlerdim.Mahalledeki çocuklar kartların adlarını sallarlardı . Bende onların yanında hep elitistlik yapar gerçeğini söyler onlara artislik yapardım neyse efendime söyliyeyim Yaz gelmişti bizde otele gitmiştik denize gidince bende bayramdan bayrama biriktirdiğim paramı çalarlar diye yanıma alırdım. Tatil yerlerinde bilirsiniz böyle otellerde felan olur tobacco shop adı altında lastik pompasından mesir macununa kadar herşeyin olduğu ateş pahası fiyatların olduğu yerler vardır oralarda oyuncakta satarlardı. Biz de oraya deniz yatağı denen tek işlevi durmadan hava kaçırmak olan şeye hava bastırmak için gitmiştik orada gözüme tam kasadayken bir şey çarpmıştı yu-gi-oh daki yugiyi bir destenin üstünde görmüştüm altında legendary collection yazıyodu(5 yaşındaydım ama klavye ,bilgisyar kullandığım için legendary'nin nedense ne demek olduğunu biliyordum) kutulu felan fena fişek bişey bende paramın yanımda olduğunu biliyordum hemen babama öyle ağlayıp zırlamadan babama bunuda alıyoruz dedim .babam, klasik babalar gibi 'senin paraylada dönüşte arabaya mazot atarız felan demedi ' kartları aldı. O kartlarla mahallede gerçek bir otorite sağlayabilirdim hepsi benden büyük olan çocukların teker teker gelip elimi öpmesini sağlayıp kartlarımı gösterebilirdim. Adeta saçma sapan bir anda aklına fena iş fikri gelmiş bir esnaf gibiydim . sonra denize gidince ben o kartlarla okadar çok oynamıştımki nerdeyse kartlarla evlencektim sonra ben o kartlardan ayrılıp denize girdim sonra gelince kartların olmadığını farkettim ve çok ağlamıştım hatta ilk kez o gün kendime tokat atmıştım ve kartları çalmışlardı ben kartlarla izmire dönüp mahallenin efendisi olma planlarını kuruyordum ama kartlar yoktu ve bende denizin ortasında "hangi gatgut çaldıysa o çok kötü biri '(gatgut bizim köyde bişey demek tam bir çevirisi yok) demiştim. Her otelde olduğu gibi bizim gittiğimiz otelde de Türklerin nedense ful ayar olduğu yabancılarla takılan animatörler vardır ama nedense biz onlarla çok kaynaşmıştık ben kesin onlar çaldı diye düşünüyordum ama bişey çıkmadı aldığım ilk günden gitmişti güzelim kartlar resmen yüzüğü kaybeden golluma dönmüştüm neyse efendim biz tatilden eve döndük bende gene eskisi gibi sıradan bir adam oldum ...
#otobüsskeçiistiyoruz
Kanaması olan insanlara su içirmeyin. Çünkü su kanamayı arttırır.
😮
Bu yayından sonra dedeler sofrası fikri ortaya çıktı herhalde.
Community'nin dorduncu sezonu gibi geldi bu canli yayinlar,
04:45 Canlı yayın yapmayın. Abonelerden para kazanmak istiyorsanız Patreon açın. Görüntü kalitesi çok kötü, kurgu yok, arada dinlemeye deymeyen muhabbetler dönüyor, çok uzun oluyor.
40 dakika-45 dakika, haftanın konusunu youmlara yazmadan belirterek, cs'nin de olduğu normal bir sen ne diyon çekin. Ne eksik ne fazla. (İnsan gibi bir ses tonuyla okuyun; dostça bir öneride bulunuyorum)
Çok iyi bölümdü! Barış abi
Pre-intro is the new intro!
Gözünüzü kapatın ve Cevdet'in komi döverken hayal edin..
LEGİON ÇEKİN ARTIIIIKKKK
23:27
Can gox geldi sandım
3 yıl sonra seyrediyoruım da metrobüs'ün halkalı duırağı yok.
CT bi bölme abicim sohbetleri ya kalk al suyunu seni 2 dk görmesek özlemeyiz valla bak sey yapma yani. yeter ki bölme gözünü sevem!!!
ömrümde youtube a yaptığım 2.yorum bu mu olacaktı.
26:57
abiler beni kalbimden vurdunuz ben kol ile 2 3 günlük bir geziye gitim tolele gelik benim oda arkadaşım gerizekalının teki ondan dolayı hep uyuyormuş numarası yaparak yatakta uzanıyorum bir ara gitti ama salak oayı kitlemiş ben odada donuyorum valize neyim ar neyim yok hepsini üstüme atım don,atlet,pantolon,çorap birde hiç inandırız değil ama belki ise yerar diye diş macunumu diş fırçamı gibi esyalarıda koydum naladım uyumıyorum bende çocuk eliginde ona bir gtlük yapıyım dedim sitreç filimi aldım evet yenımda siteç film yoktu ama buz dolabında buldum onu full kapıyı kaplıyacak sekilde sardım sonra bir yere saklanıp elime bir buçak alıp vede pasonlumu giyip onu bekledim ama bir türlü gelmiyor bende uyuya kalmışım tuvalete not tuvalet kapının dibindeydi bunlara bunu görmüs benim üstüme bardan aldıkları kıram santiyi bosatıp bir kalemle anıma ben malım yazmışlar sonra uyanur yanmaz ben aaa diye bağırak kalktım onlar benim yanımda gülüyor kırem sandi gözümü kapatmıs yanlışlıkla birini buçakladım beni iyi bir dövdiler ambulans falan neyse çocuga birsey olmadı dikiş ile çözdüler sonra beni gezide otelde bırakıp gitiler sonra babamı aramışlar babam gelip aldı yolda olayları anlatım babam o çocoğa gıcık olduğumu biliyordu sonra bana aferin oluma dedi. sonuç olarak eşek şakası yapalım derken bana yaıpıldı sonra biri buçaklandı ama o danada 120 kilo dha 8.sınıf yavaş eb fazla kilon gitmiştir birsey değil
Hey geekyapar kalp at moruq
Teşekkürler cevdet :)
Kısaca reşit
Neden Hşkmet Dede ?
Istiyoruz cs teyze olsun
42:06
biz çingene birey gibi gideriz her tatile, ve genelde bu tatil günübirlik olur. Ta ki o güne kadar babam ben atletle pc başında dandik internet oyunları oynarken kulağımın dibine yaklaştı ve sessizce "jonny jonny jonnyle çıktım tatile" dedi. Ben tabi korkudan anskim dicektim ama tam" a "derken babamı gördüm ve u dönüşü yaparak ALLAH BELANI dedim (dayağı yenildi).daha sonra saçma şekilde jonny, trilago gibi siteler ile başlayıp otel deep webinin katmalarını tırmandık en sonunda saçma küçük kutu gibi bir gecekondu-pansiyon çakması bir şey bulduk.babam " aha bu olsun dedi " sonra yazan adresi not aldık ve hazırlıkları tamamlayıp Antalya ya gittik. Babam "şu adresi ver de eve gidelim dedi yoldan adresi sormak için çevirdiğimiz çoğu insan ecel terleri dökerek antalya daki tüm mahalleleri bize gezdirmiş oldu ve en sonunda doğru adresi bulduk ev yoktu , onun yerinde çatısı yanmış bir kulübe vardı. Babam" şuranın içine bak bi ali dedi" gittim baktım içeride küflenmiş ekmek , her türlü cinsel saldırıya maruz kalmış yastık ve bira şişeleri vardı . saat geç olduğundan dolayı annem "arabada yatalım sabah denize girer gideriz dedi" herkes onayladı arabaya girdik bulduğumuz en yumuşak şeyi (halı) kafamızın altına koyup ölü baba ayak mantarı kokusu ile uyuduk. Sabah oldu denize gittik güneş kremini masum babam süreriz diye sahile getirdi krem çalındı neyse vel hasıl kelam 450 tl dolandırılarak eve döndük.
CT kalp
Umarım eksik yazmamışımdır
Rusca medved ayi demek lan
1:09:13 1:12:00
Cevdetcanver’in instagram hesabına gidip partiye katılmam için beni destekleyin lütfen,
Çünkü; #BATMANSIZPARTIOLMAZ
Yiğidim seni destekleyeceğim sonuna kadar.
@Batman Beni bul yiğidim. Buradan mesaj at kanala CC
önce sıraya gir bakalım
Geekyapar! Cevdet abi partiye gelebilecek miyim yoksa :)
Evet..korkma...bul beni..insta face...bul beni..paniğe kapılma...
abi yapmayina rtik canli
ba ba ba bacak şov
Bu da mahkeme videosu; ruclips.net/video/vDeaHjdjFlE/видео.html
#sennediyoncanlıolsun
A
Cs yoksa izlemem
İzlemeyi bıraktım söyleyeyim :/ Artık o kadar eriniyorsunuz ki montaj yapmaya, canlı yayın bana nasıl baştan savarız diye düşünülüp bulunmuş bir fikir gibi geldi. İzlemeyeceğim de canlı devam ettiği sürece. Çünkü bu şekilde o her hafta ne zaman gelecek diye beklediğim sen ne diyonla alakası olmayan bir program yapıyorsunuz. Abi ne bileyim eriniyorsanız başka içerik yapın bunu bırakıp veya hiç yapmayın. Haydi selametle. Seviliyorsunuz.
İçerik genişliği sıfıra yakın, lütfen para kazanmayın ya!! Tuburluğunuz bu kadar mıydı? Nakit nereyse oraya tünek oldunuz...Hayal kırıklığı oldunuz ya...
Videolarda reklam yok?
Arkadaşlar yeni konsepti beğenmediyseniz izlemeyi bırakacak mısınız yoksa her seferinde yorumların yarısı mızmızlanma mı olacak?
ali x sanırım yıllardır izlediğim bu platformda en boş yorumu senden gördüm.
İzleyici olarak istediğim şeyi yorumlarım ve sana da... Yapmak düşer.
Canli olunca uzun oluyo ya. Canlı yapmayın 😑