Dostun Gül Cemali - Loudingirra Özdemir (Myanmar - Tayland Sınırı)
HTML-код
- Опубликовано: 22 окт 2024
- BİR BUDİST TAPINAĞINDA YETMİŞ BİR GÜN
Sabaha karşı gong sesiyle uyandığımda, içim ürpertiyle doldu. Sırtüstü yattığım yerden bir süre etrafı dinledim. Tapınağın köpekleri çıldırmış gibi havlıyordu. Saat, dün gece geç saatlerde ben buraya geldikten sonra keşişin mutlaka uyanmamı tembihlediği saat, yani dört olmalıydı.
Burası, yerleşim yerinin kırk elli kilometre dışında, ormanın içinde inşa edilmiş, üç keşişin yaşadığı, kimi zaman ise çevre illerden gelen keşişlerin inzivaya çekildiği bir tapınaktı. Sabahın dördünde uyanmaya alışık değildim ve bu yüzden yatakta tembellik yapıyordum. Çok geçmeden keşişin ayak seslerini pencerimin önünde duydum ve duyar duymaz, suçluluk duygusuyla yataktan fırlayıp dışarıya çıktım. Işığı cılız bir el fenerinin yardımıyla karanlık bir patikadan geçtik. Sabah ibadetinin yapıldığı binaya vardığımızda keşiş, benden arkada oturmamı ve onlar ne yaparlarsa aynısını yapmamı istedi. Yüksek bir tavan altındaki kocaman bir Buda heykelinin karşısında, baş rahip önde diğer iki rahip arkada, birer yer minderi üzerinde dizüstü oturmuşlardı. Önlerinde, üzerinde dua kitaplarının olduğu küçük birer rahle vardı. İçerisi mumlarla aydınlatılmıştı. Mum ışığında saydam, zümrüt yeşili heykel derinlik kazanıyor, koni şeklindeki yaldızlı başlığı ve gerdanlığıyla, takınıp süslenmiş bir insan izlenimi uyandırıyordu. Baş keşiş, oturduğu yerden otantik bir ses tonu ve mistik gırtlak hareketleriyle ilahiler ve dualar okudu. Diğer rahipler, ona zaman zaman eşlik ediyordu. Birkaç kere secdeye gidip yeniden oturdular. Bir süre gözleri kapalı sessizce meditasyon yaptılar. Ardından dualarla ibadeti bitirdiler.
Tapınağın şoförünün kullandığı arabaya atlayıp şehre doğru yol aldığımızda, ortalık hala karanlıktı. Önde Ajahn Sutep oturuyordu. Yetmiş yaşında, iyi eğitim almış, ülke genelinde dini çevrede tanınan saygın bir keşişti. Tapınakta, yalnızca ona ajahn (Tay kültüründe öğretmen, üstat gibi anlamlara gelen; Buda öğretisinde ise, on inzivaya çekilme sayısını tamamlayan keşişler için kullanılan bir sözcük) diye hitap etmem istenmişti. Diğer keşişler arkada, yanımda oturuyorlardı. Onlara monk (rahip, keşiş) diye hitap ediyordum. Biri altmışlı, diğeri ise otuzlu yaşlarındaydı. Şoför, şehrin girişinde bir pazar yerinde beni ve iki keşişi indirdi, genç keşişi başka bir pazara götürmek üzere yoluna devam etti.
Pazar alanına ulaşmak için otoban kenarında, sokak lambalarının sarı ışığı altında bir süre beraber yürüdük. Keşişlerden biri, geriden yürümem için beni uyardı. Saygıyla eğilip geriye çekildim ve arkalarında yürümeye devam ettim. Kendi aralarında konuşuyorlardı. Sesleri çok uzaktı. Traşlı kafaları ve topuklarına kadar dökülen turuncu kıyafetlerinin kumaşından dikilmiş, omuzlarına geçirdikleri heybeleriyle sanki bu dünyaya ait değillerdi.
Çocukluk yıllarım aklıma düştü. Yine günün bu saatlerinde, camii yolunda, topuklarına kadar dökülen beyaz cellabisi içinde babamın arkasında koşar adım yürürdüm. Şimdi ise yıllar sonra, dünyaya sırt çevirmiş bu keşişlerin arkasında kısa adımlarla öylece yürürken, kültürel köklerini yitirmiş belleğim, bir çöplükten farksızdı. Arada sırada ölümle kumar oynamanın dışında, hiçbir şey beni heyecanlandırmıyordu artık.
Pazar alanına vardık. Pazar alanının girişinde, keşişler önde, boyunlarına asılı bir tencere büyüklüğündeki alüminyum kaseyle, bense bir adım geride, onların taşımam için bana verdikleri, her iki omzuma taktığım boş heybelerle beklemeye koyulduk. Gecenin karanlığı, yerini yavaş yavaş sabahın alacakaranlığına bıraktıkça, pazar hareketleniyordu. Tezgahlardaki taze sebze meyvelerin ve deniz ürünlerinin yanı sıra kızartmalardan sulu yemeklere ve hatta çeşit çeşit tatlılara kadar ocaklarda hazırlanan yiyecekler ; şeffaf naylon poşetlere konulup ağzı lastiklerle bağlanıyor ve satışa hazır hale getiriliyordu.
Aradan epeyce bir süre geçmesine rağmen, kimse keşişlere yanaşıp kaselerine yiyecek bırakmıyor, bir koşuşturmaca içerisinde pazara uğrayan insanlar, ellerinde poşetlerle önümüzden geçip uzaklaşıyorlardı. Bu manzara karşısında, halkın yardımları dışında bir geliri olmayan keşişler adına üzülmüştüm; fakat çok geçmeden insanlar keşişlere yanaşmaya başladı. Önce ayakkabılarını çıkarıyor, wai (göğüs üzerinde avuç içlerinin birleştirilip başın hafifçe eğilmesi) yapıyor, ardından kasenin içine yiyecekleri bırakıp geri çekiliyor ve wai pozisyonunda diz çöküp keşişler onları kutsayıncaya kadar hareketsiz bekliyorlardı. Keşişler, kaseler doldukça onları omuzlarımdaki heybelere boşaltıyorlardı.
YAZININ DEVAMI YORUMDA.
Ufuk kızıla boyandığında, taşımakta zorlandağım yükün altında, bir an önce tapınağa dönmek için sabırsızlanmaya başlamıştım. Pazar yerinden ayrıldık. Otoban kenarında terk edilmiş, yıkık dökük bir binanın önünde oturup şoförün bizi almasını bekliyorduk.
Ajahn Sutep yiyecek dolu heybeleri avuçlayarak gülümsedi.
"Artık yeteri kadar yiyeceğimiz var." dedi.
Ben de gülümsedim:
"Evet, hem de en az üç gün yetecek kadar."
"Tapınağın köpeklerini candan saymıyor musun?" dedi.
"Saklayıp biriktirmeden, bulduğumuz kadar yemeliyiz. Aksi takdirde saklayıp biriktirdiklerimizin kölesi oluruz."
Uzağa baktı:
"Buda, ailesini ve ülkesini terk ettiğinde seninle aynı yaştaydı." dedi.
Bakışlarını bana çevirdi:
"Buda öğretisini, senin bu yaşta öğrenmeye karar vermen bir tesadüf değil."
Saygıyla dinliyordum.
"O, ıstırap ve tatminsizliğin olmadığı sonsuz bir hayat arzusu ile mutlak huzura ve dinginliğe erişmek için bir arayış yolculuğuna çıktı. Bir prensti, sarayın lüks yaşantısını ve ailesini arkasında bırakmıştı. Üstatları ve yol arkadaşlarıyla birlikte çileli yollarda perhizli yıllar geçirdi, fakat aradığını bulamamıştı. Yoluna yalnız devam etti ve bir gün Bodhi ağacının altında 'aydınlanmayı' yaşadı."dedi.
Tapınağa dönüp heybelerdeki hazır yiyecekleri tabaklara yerleştirdiğimizde, saat yedi sularıydı. Kahvaltı masasına keşişlerle birlikte oturmaya yeltendiğim sırada, yaşlı keşiş tarafından uyarıldım. Tabağımı alıp odanın uzak bir köşesinde tek başıma kahvaltımı yaptım. Böylece keşişlerle aynı sofraya oturulmaması gerektiğini, kırıcı bir üslupla da olsa ilk günden öğrenmiş oldum.
Öğleden sonra Ajahn Sutep ile ilk derse başladık. Dikdörtgen bir masada karşılıklı oturuyorduk. Önümde, seksen sayfalık, yeni alınmış çizgili bir defter vardı.
"Yaz." dedi.
"What is the meaning of life?"
Yazdım.
"Yarınki dersimize kadar bu sorunun cevabı üzerine düşün." dedi.
İlk dersimizin bu kadar çabuk bitmesine şaşırmıştım. Sandalyeden kalkıp kapıya doğru yönelirken:
"Ben bu soru üzerinde zamanında çok düşündüm." dedim.
Ajahn Sutep istifini bozmadan önündeki kitapları karıştırıyordu. Gözlüğünü çıkardı. Gözlerini iyice küçülterek beni süzdü ve gözlüğü tuttuğu elini havaya kaldırarak:
"Bunu biraz da bu tapınağın çatısı altında düşün." dedi.
"Buda öğretisine göre bu sorunun cevabı var mı?"
"Var, ama Buda bunun dil ve kavram aracılığıyla aktarılamayacağını söylemiştir."
"Peki ben size bunun cevabını yarın nasıl aktaracağım?"
Güldü. Gözleri iyice kaybolmuştu.
"Senden soruyu cevaplamanı istemedim, yalnızca üzerinde düşünmeni istedim."
Gözlüğünü geri taktı:
"Sabırlı ol." diye devam etti. "Bir felsefe dersinde olmadığımızı, soru sorma ihtiyacının günden güne azaldığını fark ettikçe anlayacaksın. Çünkü Buda, hakikata sözcüklerle ve sorularla ulaşmadı. Sözcükler ve fikirler birer hapishanedir."
İkindi sonrası, tapınağın bir köşesinde sızıp kalmıştım. Genzimi yakan keskin tütsü kokusuna uyandığımda, hava kararmıştı. Buda heykelinin önündeki kutudan bir tane mum alıp yaktım. O sırada ayaklarımın arasında kaçışan kocaman bir akrebi fark etmemle korku içinde yerimden sıçramam bir oldu. Elimden düşen mum sönmüş, içerisi tekrar karanlığa gömülmüştü. El yordamıyla dış kapıya ilerledim. Görünürde kimsecikler yoktu. Keşişler odalarına çekilmiş olmalıydı. Korulukta uyuklayan köpeklerle karşı karşıya geldim. Başlarını kaldırmış, kulaklarını dikmiş bana dikkat kesilmişlerdi. Gün içinde onlarla tanışmamış olsaydım, şüphesiz ortalığı çoktan ayağa kaldırmış olacaklardı.
Ay ışığının vurduğu açık alana yöneldim. Gecenin sessizliğinde yankılanan canlıların sesi, bir senfoni orkestrasının ahenk içindeki çeşitliliğinden farksızdı. Uzak tepelere baktım, sanki kulakları sağır eden bunca senfonik gürültüyü koruyup beslemiyormuşçasına donuktu! Başımı kaldırdım, gök bakıyordu ve dolunay soluk kesiciydi; ilkel dönemlerin insanı olsaydım, etrafımda adak adayıp sığınacak ve hatta tapınacak ne kadar çok nesne vardı! Bilinç düzeyimiz arttıkça korkunç bir yalnızlığa gömülüyorduk...
YAZI DİZİSİ, SONRAKİ PAYLAŞIMDA DEVAM EDECEK.
Ey üstad özletme kendini
Türkün ayrı bir güzel yazın ayrı bi güzel üstad yolun bahtın açık olsun.
Yol kenarindaki zeytin ağacı yalnızlığı misali,herkesin yanından gelip geçtiği ama kimsenin gölgesinde soluklanip oturmadığı bir yalnizlik hali. İşte o zeytin ağaçlarının gölgesinde okudum yazdıklarını. Gözümün alabildiğince zeytin ağacı var burada, o kadar çoklar ki ama yine de yalnızlar. Aynı insanoglu gibi.
Hayatın anlamınin olması için bir amacının, amacının olması içinse bilincli bir varlığa ihtiyacı vardır. Arkasında bilinç yoksa amaç da anlam da yoktur.
Derviş, ruhunu özgürleştirmek için çıktığın bu serüvende yolun açık olsun. Bundan sonra sen "Özgür Ruh' sun" benim için. Kendine iyi bak. Sevgiler! ÖZGÜR RUH...
Tek başına kültür ve turizm bakanlığından daha iyi tanıtıyorsun ülkemizi, türkülerimizi. Seni seviyoruz.
😊👏
Adını bile doğru yazamadığın bakanlığı aklınca eleştiren klavye delikanlısı, yürü be kim tutar seni !
@@feynmanxyz google a yaz bakalım ne çıkıyor karşına rahatsız :D
@Eldn hz. Ali'nin düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayınız sözünü mü duymadınız yoksa dilim kestikçe kılıcım kınından çıkmaz sözünü mü yoksa peygamberimizin engin merhametini mi duymadınız “Size kendi aranızdan öyle bir peygamber geldi ki sıkıntıya düşmeniz O’na çok ağır gelir. Kalbi sizin için titrer, müminlere karşı pek şefkatli ve merhametlidir” (Tevbe, 9) dinimiz islam "Muhakkak ki Allah adaleti, ihsanı, akrabaya karşı cömert olmayı emreder; hayâsızlığı, kötülüğü ve zorbalığı yasaklar. İşte Allah, aklınızı başınıza alasınız diye size böyle öğüt veriyor."(Nahl,90) muhabbetle...
Arkadaşın söylediği çoğu kelam deyiştir. Türkü daha farklıdır ki kendisi Alevi olmadığı halde böyle sevda beslemesi yüreğinin güzelliğini gösterir. En azından ben öyle görüyorum. Bence kelimeleri herkesin kafasına işlemesi lazım, o ayrılık herkese gelecek.
" İnsanlık milletim, dünya vatanım" demiş Tevfik Fikret... Bu sözün beden bulmuş halisin güzel dost..
BENDE ÖYLE YASAMAYA CALISIYORUM,AMA BIRAKMIYORLAR ( ne alevisi, ne sünnisi=cünkü 2‘de var Ailemde)🙏🏽🍀
Yazik ki benim güzel ülkemde bu düsünceyi aşılayamayız. Nasıl felsefi insalcıl bir düsünce halbuki. Bunda ısrar ettiğinde ya komunist olursun, ya dinsiz olursun ya da ceddini inkar ediyor olursun.
Sercan Cantay : BEN Yinede denemeden usanmiyorum. Ailemde Alevi ve sünni var. Maalesef 2 taraf pek „insanlik milletim“, „dünya vatanim“ demiyor. Alevi tarafimiz biraz daha felsefeci. Sünni tarafimiz Daha uzak bu sözlere. Bende hep KÜÇÜK yastan beri ortadayim😇😇😇
Alevi olanlarin bu söyleme daha yakın olmaları zaten "hakikatçı ve hakkaniyetçi" gelenekleri olmasindan dolayidir. Sunni kesim ise üzülerek söylüyorumki ahiretçiliğe yatirim yaptiklarini beyan etseler de dünyevi varliklarla daha çok ilgilenirler. Kusura bakma ama alevi olan tarafini bu söyleme yaklastirabilirsin insana insan olduklari icin deger vermeyi ogretebilirsin ama sunni taraf icin maalesef :/
@@h.h.6998 Hızır yardımcın olsun, işin zor 🙏
Mikrofon tutan buddistin anlamadigi bir kulture gostersiti saygi kadar huzur istiyorum
Prof Hüseyin uysal ı dinle sultanım
Benim söyleyeceklerimi iki kelime ile özetlemişsin ben sustum
Başka dinlere insanlara inançlara küfredenler yok olsun
O kadar saygılılar ki Arakan'da binlerce müslümanı canlı canlı yaktılar öyle değil mi.
Sevmek bu kadar güzelse, kim bilir sevmeyi yaratan ne kadar güzeldir. Seviyoruz seni kardeşim ağzına sağlık.
Kültürümüzü dünyanın bir ucuna taşıyanlara selam olsun.
*"Saklayıp biriktirmeden, bulduğumuz kadar yemeliyiz. Aksi takdirde saklayıp biriktirdiklerimizin kölesi oluruz."* ne hikmetli bir söz.
ama emek vermeden dilenerek hayatlarini sürdürüyorlarya zaten nefislerinin kölesi olmuslar
@@incircekirdegi2792 dilenerek kelimesi agir olmus. Adam turku soyluyor karsiliginda. Bedava konser ne guzel, emek var
Bana kalırsa “köklerini kaybetmiş biri” değil, aksine köklerine çok sağlam biçimde yürüyen birisiniz. Size “zamane dervişi” diyorum. Ne büyük mutluluk aşkla, aşka yürümek. Hoş geldiniz, iyi ki geldiniz. Seyir defterinizi ciltler halinde okumak dileğiyle, yürüyüşünüzde sabır, aşk ve güzel insanlarla karşılaşmanızı dilerim. Varlığınıza şükürler olsun ❤️🙏🏾🦋
Kararmış yüreğin hiç ışığı olmaz. Bilmezmisin ki türküler yanmaz! Yüreğine sağlık...👏👏
aynen
Helal bacıma aynen
..."Yahut onların hali denizin karanlıklarına benzer ki, onu üst üste dalgalar örtmüş, dalgaları da bulutlar kaplamıştır. İşte üst üste binmiş karanlıklar... Öyle ki, elini uzatsa göremez. Eğer Allah bir kimseye nur vermemişse, artık onun için hiçbir nur yok demektir." Nur Suresi 40. Ayeti Kerime Meali
Fatih Kısaparmak mı 🙄🤗
Kayserili olarak köylümüz Haci bayrak turkusu okudun için saygi duyuyorum birde buddıstlere soyledigin için cani gonulden tebrik ediyorum.
Yol kenarindaki zeytin ağacı yalnızlığı misali,herkesin yanından gelip geçtiği ama kimsenin gölgesinde soluklanip oturmadığı bir yalnizlik hali. İşte o zeytin ağaçlarının gölgesinde okudum yazdıklarını. Gözümün alabildiğince zeytin ağacı var burada, o kadar çoklar ki ama yine de yalnızlar. Aynı insanoglu gibi.
nede güzel söylemişin ali kardeşim
Çok güzel yazı, eline sağlık.
@@ahmetsoy9686 eyvallah kardeşim, o senin güzelliğin.
@@TahaKayraKocabaş eyvallah dostum
Yunus Emre'nin bir sözü aklıma geldi
Küçük insanlar dengini büyük insanlar kendini arar .her kimi arıyorsan bulursun inşallah .
buldu ve evlendi...
Biz sükutu taç ettik, yârin gönlü hoş olsun.
Sen guzel kalbin guzel turkulerin guzel helede her ulkeye ait giydigin kiyafetlerde sana bambaska bir guzellik katiyor Dervis Loudingirra Ozdemir sen birtanesin yolun acik olsun CAN
Türkmenstandan çok selamlar bayraminiz mübarek olsun çok gözel iki dewlet bir millet
Bizim tanimadigimiz bu dünyada ne zenginlikler varmis,
yolun acik olsun hocam... 🙏💖💖💖👍
❤️🎶👏👏👏
Böyle güzel bir adamın doğru yolda olmaması beni çok üzüyor. Yüreğine sağlık
Bu adam belki de "doğru yolda" olmadığı için bu kadar güzeldir.😉
@@gozdekonca4735 Bu yorumunuza katılmıyorum kişi insanlığı ile güzeldir benim belirtmek istediğim buydu. Ve kusursuz olan islamdır bunu unutmayın.
Sen üzülmeye devam et. Adam türkün özü türkileri dünYaya tanıtıyo bundan daha güzel ne olabilir
Merhaba aziz dostum.
Söylemiş olduğun deyiş nefes bizim Ocak Dede'lerimizden Merzifonlu Kul Fakir Ali Oymak dedeme aittir.
Öncelikle emeğinize yüreğinize diline teline sağlık Allah sağlık sıhhat esenlikler versin.
Çorum merkezden Saygılarımla selamlıyor hürmetler sunuyorum.
Sevgili hemşerim yüreğine sağlık,
Evet bazen yürekteki yangını türküler söndürür
ÇÜNKİ türküler yanmaz
Konyadan selamlar değerli hemşerim bir konyalı olarak inanın sizin yüz ülkede yüz türkü çok ama çok anlamlı bir proje türkülerimizi dünyaya tanıtmak kültürümüzü yani bizi tanımak çok güzel bir emek Allaha emanet ol
Adam... türküler ... Sessizlikte ses...karanlıkta ışık... Allah'a emanet ol selam ve dua ile hepimizin bayrami da mübarek ola...
Seni tanımlayacak bir kelime bulamadım. İlk kez böyle sorgulayan birini görüyorum. Şahsen çok etkilendim. Çok şey yazmak istiyorum ama her yazacağım kelimenin bir sınırı olduğundan seni o sınırlar içinde tahlil etmek istemiyorum. Sadece seni dinliyorum, okuyorum. Sesin ve dinginliğin insana huzur veriyor. Düşüncelerin, yorumların çok farklı. Yaşa ve bizlere de yaşat.
Yine seçilmiş bir güzel deyiş..
Her birini ayrı bir zevkle dinliyoruz..
Yolun açık olsun..
Bayram bayram iyi geldi.
Yaşadıgın güzelikleri bizimle paylaştığın icin tesekurler
Rabbimin sana verdiği bu güzelliği değerlendiren özü güzel can.
Kültürümüze ,aramıza hoş geldin.
Daim olasın.😊❤✌👏🖐
Bakıp cemali yare çağırırım dost dost.. Dil oldu pare pare çağırırım dost dost..
Mescitte meyhanede, hanede viranede, Kabede puthanede çağırırım dost dost..
Ağzına yüreğine sağlık Dedem Merzifon'lu Kulfakır (Ali Oymak) ın Deyişi. Güzel yorumunuz için teşekkürler. Çok uzaklarda dinlemek duygulandırdı. Yolunuz bahtınız açık olsun.
Hüüü gerçeklerin demine devranına hüü
Sevgili Ahmet Oymak bu kelamın söz ve müziği babam Hacı Bayrak'a ait. Amasyalı Kul Fakır'a ait değil... Amasya'lı Kul Fakır (Ali Oymak) 1938 de hakka yürümüş! Oysa ki bu kelam (Dostun Gül Cemali) 19 Nisan 1996 da Ankara'daki evimizde derin bir muhabbetin ardından yazıldı.
Bu eserdeki mahlas "Kul Fakiri",
Ali Oymak dedenin mahlası ise "Kul FAKIR".
NOT: Dedene ait Divan sende varsa, bu kelamın/deyişin orda kayıtlı olmadığını da göreceksin.
@@huseyinbayrak9077 sevgili kardeşim Dostum Gül Cemali söz Kulfakır dedeme ait olduğu, müzik Hacı Bayrama ait olduğu Kayıtlarımız da da mevcuttur. Selam ve saygılar. Eğer yanlışlık varsa tabiki düzeltilir.
@@huseyinbayrak9077 Babanız yaşayan bir ozan demek. Ne güzel... Hayattaysa selamet, değilse rahmet diliyorum.
@@emines1124 23 kasım 2005'te hakka uğurladık... Sizler sağ olun.
Yemin ederim ki gözyaşı kalmadı sesimizi duyurmak ülkemi ve milleti mize büyük bir hizmeti ve yüreğine sağlık afiyet olsun inşallah Allah yar ve yardımcın olsun
İşın zor ama bir o kadar da güzel. Hak iyilerle karşılaştırsın. Dağdan, taştan, kurttan, kuştan her candan nasip alasın. Boz atlı hızır yoldaşın olsun.
Allah, allah.
Sazınla ,sözünle, özünle gittiğin yerlerde anadoluyu temsilinle çok güzel bir iş yapıyorsun.
Sayende hem unutulmaya yüz tutmuş eserleri dinliyoruz eşsiz yorumundan, hem görmemizin belkide mümkün olmadığı yerleri görüyoruz sayende, hemde milletimizi ve ülkemizi değişik ve güzel bir yönü ile temsil ediyorsun.
Eline, diline, gönlüne sağlık kardeşim. Allah yar ve yardımcın olsun.
Tesadüfen keşfettim . Ama dinlemekten kendimi alıkoyamıyorum . Güzel ses güzel yorum. Başarıların olsun umarım...
Şahanesin kardeşim. 3 günlük dünyayı istediğin şekilde yaşıyorsun. ve bence çok iyi yaşıyorsun. Sana imreniyorum.
Kardeşim, ben de senin gibi çirkin bir adamım ve bazen bu dışlanmışlıktan dolayı alıp başımı gitmek istiyorum. Kendimi ancak böyle bulabilirim
@@gokhankaya470 dünya kimseye kalmıyor. Çirkinde güzelde ölüp gidiyor. Aslında hayat çok boş bugün varsın yarı yoksun. Aslında böyle şeyleri takmamak lazım
Sazın sesini duyunca videodaki yerleri sanki kendi köyümmüş gibi hasretle izliyorum. Üstelik daha kendi köyümü bile görmedim. Çok enteresan.
Paylaşımlar için minnettarım
Ne güzel bir insansın sen. Eline koluna ağzına sağlık. Anlattığın hikayeler inanılmaz, inanılmaz iyi. Seni takip eden kitle de ayrı bi kaliteli. Hepsinin yüreğine dokunuyorsun. Türkülerini dinledikçe, hikayelerini okudukça, yorumları okudukça bambaşka duygulara kapılıyorum. İnanılmaz uç.
Ağzına sağlık Harika... Türkülerimiz candır ve seni canı gönülden tebrik ederim... Selamlar saygılarımla ... 🙏🙏
Senin bu yazilarini inanmayan bir insan olarak tabir olarak yurekten inaniyorumki simdi sana kusen senlen konusmayan butun akrabalarin okuyordur lodingorra gittigin yol her ne olursa olsun. inandigin veya inanmadigin sey ne olursa veya olmasin buyuk insansin seni cok seviyorum
Sivas İmranlıdan çok slm gönderiyorum Aydın Balıkesir.. Gerçekten seninle gurur duyuyoruz..eline diline sağlık ❤❤❤❤
Yolun açık olsun, ağzına sağlık.. Arabamda dinlemek için liste yaptım senin türkülerden. İngiltere'den selamlar..
Saklayıp biriktirdiklerimizin kölesi olduğumuz bu dünyada,kölesi olduğumuz şeyler için hergün daha fazla ve daha da fazla koştururken seni dinlemek,yazdıklarını okumak tatlı bir mola,kendimi dinleyebildiğim güzel bir durak oluyor. Yüreğine gönlüne sağlık üstad. Allah yolunu açık etsin.
Bu güzel günde yüzümü daha da çok güldür düğün için teşekkürler güzel insan
En sevdigim deyiş eline teline nefesine özüne sağlık aşkolsun genç Abdalim turbelere gidip dönerken ki ruh halim💔😭😭😭🙏🙏🙏🌹🌹🌹
Yine renkler güzel her şey güzel de keşiş amcanın kolu yorulmuştur 5 dk boyunca yazık
Kul Fakir Ali dede 🤲 Merzifonuma selam olsun 🌹🌹🌹
Çok değerlisin çocuk...!
Gözlerinden öperim.
Süper bir yorum yüreğine sağlık kardeşim 🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹
Bir Kurban Bayramı daha , beklenen oldu ,yüreğine saglik
Her gün bıkmadan usanmadan dinlediğim türkü . ağzına sağlık be abem
Rabbim seni yolundan ayırmasın, hep dostlarıyla karşılaştırın . Seni gören islâmî bulsun ,Rabbim seni korusun
Dünyanın öbür ucundan bizlere yine ses verdin ,yine gönüllerdesin..Deyiste gerçekten iyi gitti.
İyi bayramlar, püsküllü nün yoldaşı🖐️🖐️
Sayın özdemir bütün söylediğiniz turkuleri begeni ile dinliyorum.öncwlikle Mevlamiz sizi korusun gezdiginiz ülkeleri sanki yaninizdaymişiz gibi hissettiriyorsunuz.Allah yolunuzu açık etsin.olurda birgun bu vatanımıza dönerseniz sizi misafir etmekten mutluluk duyarız kardeşim.fethiyeden kucak dolusu sevgiler selamlar.
Sen büyük insansın dostum. Yolun ve bahtın açık olsun. 🙏🖐️
Büyük insan diye bir tabir yok... hem bilimsel olarak hem de dinsel olarak..
@@RonaIdinh0 güzel insan olsun ozaman
@@RonaIdinh0 Büyüğü siz nasıl anlıyorsunuz bilemem tabii. Benim büyükten kastım güzel insan demekti.
@@mehmetkultekin6838 tdk ve vb. kaynaklara bakarak ne demek istediğimi anlayabilirsiniz... güzel insanın büyüklük ile eklemlenmesi veya bağdaştırmasını ilk kez sizden duymaktayım...kavram yanılgılatını en aşağı seviyeye indirmemiz gerekir...saygılar sevgiler
@@chikoreko bu şekil tam yerinde olur...
Bizi. Kültürümüzü oralarda seslendirme ayrıca çok güzel diline yüreğine sağlık hayırlı bayramlar yolun açık oldun Allah yardımcın olsun harikasın kardeşim tebrikler oradaki halkada selam olsun
Yurdumun toprağının her her zerresinde ayrı bir hikaye her zerresinde ayrı bir yaşanmışlık var
Üstadımın eline ağzına yüreğine salık yolu bahtı açık olsun Allah ayağına taş değdirmesin
Şunu yurekten soyluyorum hocam keşke yanında bu yolculukta eşlik edebilseydim sana. İnan sadece eşyanı yükünü taşırdım yenede yanında olmak isterdim.
Ya çok güzelsin yolun qçık olsun huzur verıyorsun insana güzel türkümerimiz sende ayrı bir tat bulmus
Koca bir geleneği coğrafyamızdan alıp global hale getirdiniz. Yolunuz açık olsun, yüreğinize sağlık
Çok güzel söylüyor ağzına yüreğine sağlık dinledikçe ağlıyorum göz yaşlarımı tutamıyorum
Harikası n kardeşim ama bitmedi mı 100 ülke...seni sevenleri hasretinle yakma daha fazla...sevenlerini uzme onların senin üzerinde hakkı var bunu unutma... dilerim misafir olduğun bu topraklarda benliğini ait olduğu yeri ogrenirsin..
Nerden gelip nereye ait olduğunu..ne yapman gerektiğini...ve en önemlisi de islam dininin insanlara verdiği değeri.. islam dininin yuceligini güzelliğini akıl üstünlüğünü.akil sahipleri için bir kurtuluş olduğunu bu sayede belki yeniden degerlendirebilirsin..aile kavramının önemini.. . Yerleşik hayatın güzelliklerini daha iyi benimseyebilirsin... ne diyelim yolun açık olsun... Allah yardimcin olsun Allah'a emanet ol kardeşim
Yüreğine sağlık kardeşim kadın başıma hep yapmak yaşamak istediğimdir Dünya’ ülkelerini milletlerini tanımak araştırmak
Böyle bir emeğe özel ve güzelliğe farklı bir sekilde ülkemizi ve özümüzü türkülerimizi taşıyan birine neden bu kadar begeni anlamsız
Helal kardeş,yolun bahtın açık olsun👏🧿🇹🇷
Yüreğinize sağlık muhteşemsiniz
eline ağzına sağlık,
seni dinlerken ağırlık çöküyor üstüme,
kalbime bir ağırlık çöküyor,
hüzünleniyoruz yine her zaman ki gibi,
ne çare ayrılık zamani geldi geldi geldi...
Istemem ayrılmak, senden sultanım. Ne çare ayrılık zamanı geldi.
Bilemiyorum ayrılık acı veriyor. İstemezdim ama nedersin. Olanaklar...
Çıkarma gönülden, dinim imanım
Ne çare ayrılık zamanı
Ey Ruhum, ben hakikati sende öğreniyorum. Dinim de sevgin üzere imanımda sevginle...
(Beşeri Aşk)
Harikasın. Yolun hep açıp, şansın, kısmetin bol olsun güzel can.
Ah türkülerimiz ah güzel türkülerimiz😔
Budizmin kurucusu ve Budha olarak da anılan Siddhartha Gautama, öğretisini yaydığı yıllarda rahiplerine şöyle bir öykü anlatır;
Genç yaşında dul kalan bir baba, yaşamını biricik oğluna adamıştı.
Yavrusunu evde bırakıp köy dışına işe gittiği bir gün, haydutlar köyü bastılar, tüm evleri yaktılar ve küçük oğlunu kaçırdılar.
Dönüşünde bir harabe yığınıyla karşılaşan baba, umutsuzca çocuğunu aradı. Dumanları tüten köyde bir çocuğun yanmış cesedini bulunca, oğlunun kalıntıları sandı. Usulünce bir cenaze töreni hazırladı, cesedi tamamen yaktı, külleri topladı ve bir torbaya doldurdu. Omuzuna astı ve hiç indirmedi.
Bitmeyecek bir yasa girmişti. Artık gittiği her yere külleri koyduğu torbayı da götürüyordu.
Oysa oğlu yaşıyordu ve bir gün haydutların elinden kaçmayı başardı. Günlerce yürüyerek köyün yolunu buldu. Bir gece geç vakit, babasının yıkılanın yerine yaptığı yeni evin kapısını çaldı. Baba sordu;
- Kim o?
- Benim, oğlun. Kapıyı aç baba!
Oğlu sandığı çocuğun küllerini yanından hiç ayırmayan mutsuz baba, sefil biri kendisiyle alay ediyor, sandı.
- Defol! diye bağırdı.
Çocuğu defalarca kapıya vurdu ve babasını açmaya, kendisiyle konuşmaya çağırdı. Ama hep aynı yanıtı alıyordu;
- Defoll!!
Umudunu yitiren oğul, sonunda bir daha dönmemek üzere, gitti..
Budha Siddhartha, öyküyü bitirince başını önüne eğdi. Bir an sustu. Sonra başını kaldırıp rahiplerine baktı ve ağır ağır;
- Eğer bir fikre, mutlak gerçekmiş gibi sarılırsanız, gerçeğin ta kendisi gelip kapınıza vurduğunda, o kapıyı açma ve gerçekle yüzleşme yeteneğiniz kalmaz...
çok güzel
@@h.h.6998 burdan çıkardığın anlam bu mu cidden yazık kafana
Bu güzel hikayeyi bizimle paylaştığın için teşekkürler sana.
@@Darkk_bluee
Aslında bu hikayeyi paylaşmaktaki amacım, videonun, budizmin yeşerdiği topraklarda kaydedilmesi değil.. Seyyahımızın, ya da dervişmi desek bilemedim:) cocukluğundan bu yana benliğini saran, hatta oluşturan fikirden, yaşadığı yüzleşmeler neticesinde, ilmek ilmek vazgeçmesi ve kendi doğrusunu bulup yolunu çizmesi ile ilintili.. Yani son paragraf tam da anlatılmak istenen.. Aslında bu konuda onunla benzer bir noktadayım.. Ama ben sürekli kaçıyorum.. Araftayım..
çok güzel
Eline yüreğine sağlık kardeşim.
Saza ne kadar hakimsin kardeşim muhteşem çalıyorsun teller konuşuyor Hızır yoldaşın olsun 🙏🙏🙏🙏
Senin yeni videolarını anlam veremediğim bir sabırsızlıkla bekliyorum...
Yolun açık olsun. Türkülerimizi dünyaya tanıtıp paylaştığın için seni tebrik ediyorum.
"Ne çare ayrılık zamanı geldi." Sende bir türkü söyle, ayrılığın da ilacı olsun.
Bana bütün duygu geçti.. helal olsun sana dilerim eğer bir şey arıyorsan bulursun.. ama iyi yoldasın hep kendin de ara.. sevgiyle kal...
İnan bugün düşündüm,uzun zaman oldu senden bir haber gelmedi.Bu videoyu görünce sevindim,güzel kardeşim...
Ne kadar kalp 💓 bıraksam yetersiz güzel insan yolun açık olsun
yine bir muhteşem eser daha
Yüreğine diline sağlık can kardeşim.selamlar.
Suanda sabah saat 06 38 pazartesi sizi saygiyla sevgiyle dinliyom askiyla can❤❤🙏🙏
Insani başka diyarlara götürüyor dinlerken yüreğine sağlık.
Zerre yapmacık hareketin yok, popülerlik peşinde değilsin çok dogalsın kardeşim böyle devam et. RUclips'da tek takip ettiğim kişisin 😉
Helal olsun ağzına yüreğine sağlık.
muhteşsiniz ya cidden Gönül türkülerinizle bizi çok mutlu ediyorsunuz . Helal olsun
helal olsun kimsenin cesaret edemeyecegi bir sey yapmis , resmen insanalrda degisik bir muzik gormekden cok memnun .
Yüreğinize emeğinize sağlık hızır yoldaşınız olsun
Yolun açık olsun Erenler. Ayağına taş değmesin.
gönülden sevgiler...
Ağzına diline sağlık oğlum seni çok seviyorum kendine iyi bak
Harika bir sesin var yürekten söylüyor dinledikçe huzur buluyorum teşekürler...🙏🙏🙏
Çok teşekkürler selamlar emeğine sağlık kendine iyi bak
Bizi kendine bağımlı hale getirdin kardeşim çok yaşa.
Eline diline sağlık ! Yapımda emeği geçenlere de teşekkürler 👏👏
Hollanda Laheyden Selamlar guzel insan harika.
Dün evime gelen Tayland'lı misafirim geldi aklıma.. 🌻
Ulviya'ya sevgiler ❤
Çok duygulu sade bir insan ve ses. Varol. ❣️🦋💕⭐💜💚🌼🌹🥰💐
ZAMANIMIZIN Yaşayan KARACAOĞLANI.(Yolun acık olsun)
Maşallah süphanaallah nazar değmesin inşallah 🤲🤲🤲👍👏🌟🎊👁️🗨️👁️🗨️👁️🗨️
fikret abi hatırlıyor musun tapınakta tandır yapalım demiştin herkes gülmüştü
hahahahahahahahahahahaha
ulan heryerdesiniz be asfjsa
Gözlerimiz yolda kalmıstı be üstat..
Diline yüreğine saglik satın HOCAM