anlatımınız ve yorumlarınız çok güzel, videolarınızı sevgiyle ve ilgiyle izliyorum.🤍 ben kendi okuduklarımı kitaptan sonra objektif bir şekilde yargılayamıyor ve tam olarak anlayamıyormuşum gibi hissediyorum sürekli. kaçırdığım bir şeyler varmış gibi (veya yorumlama ve kelime seçme becerim yoktur). yaş olarak da genç olunca acaba okuduklarımın hepsini ileride tekrar okumam gerekir mi diye soruyorum kendime. bununla ilgili ne düşünüyorsunuz merak ediyorum. okuma ve anlama üstüne kendimi geliştirebileceğim kitap önerileriniz var mıdır? çok teşekkür ederim.
Merhabalar Eda! Öncelikle sana sarılmak istedim. Kendini, meramını ifade ediş biçimine baktığımda hiç de düşündüğün gibi bir okur/yazar olmadığını görüyorum. Lütfen kendine haksızlık etme! Bir kere bilimsel kitaplardan bile objektif çıkarımlar yapmak bence mümkün değil (mesela metodolojisini, kullanılan teoriyi, toplanan veriyi, vs. hatalı, eksik, manipülatif bulmak olağandır). Bence hiçbir kitap, hele de kurmacaysa, tek bir hakikat, tek bir bakış açısı dayatmaz. Okumak bir diyalogdur. Kitaptaki bir şey bir anını, bir duyguyu, sana anlatılmış bir olayı falan hatırlatır ve oradan metinle konuşacağın bir kanal açılır. Benim bildiğim, uyguladığım bir teknik yok. Sadece kafamın içinde okuduğum şeyle konuşuyorum. Bir soru çoğunlukla başka soruların da kapısını açıyor zaten. Özellikle kurmaca okurken bu kitap ne anlatıyordan ziyade bana ne yapıyor/ne yaptı sorusuna odaklanıyorum. Şimdi okuduklarımın hakkını vererek okuyamıyorum, hepsini ileride yeniden okumam gerekecek gibi de düşünme. Evet, bazı şeyler yeniden okutuyor kendini ama o konuda da gelecekteki kendine güven: O neyi yeniden ne zaman ne amaçla okuması gerektiğini bilir :) Bir de kendi geçmişimi kurcaladığımda okuduklarımdan çıkardıklarımda güvensiz hissetmemin altında hep egosu şişik, çok şey biliyormuş gibi yapan (çoğunlukla yaşıtım) erkeklerin izini görüyorum. Bunu da sen de böyle hissediyorsan belki diye yazmak, buna izin verme demek istediğim için anlattım. Sanırım benden yaşça küçük birisin, o sebeple ablanmışçasına yazdım ve "sen" diye hitap ettim. Sınırın ihlal edilmiş gibi hissettirdiysem affola! Son bir not: Nasıl okunur/okunmalı gibi teması olan bir kitap ismi gelmiyor aklıma, muhtemelen okumadım - benim derdim daha çok nasıl yazılır sorusuyla :'). Fakat, kabaca bir dünya tarihi bilgisi okuduklarını bir bağlama oturtmak konusunda yardımcı olabilir gibime geldi. Bu konuda da kaynak önerim yok maalesef ama bana lisansın ilk yılında aldığım iki dönemlik modern dünyanın oluşumunu özet niteliğinde öğreten tarih derslerinin faydası olmuştu. Üniversite öğrencisiysen belki senin okulunda da benzer dersler vardır. Çok uzun yazmama rağmen faydalı olabilmiş hissetmiyorum. Başka soruların olursa buraya yazmaktan ya da instagram'dan mesaj atmaktan çekinme lütfen. Çokça sevgiler!
Bir Annie Ernaux kitabı kötü olamaz zaten de kendisinin kötüsüydü bence. Bir de gerçekten ham gibi geldi bana. Biraz daha işi varmış gibi hissettim. Yaptığınız da çok mantıklı 😀
Ekin 🥰 ben de bu vesileyle bugünkü videon için sana teşekkür edeyim. Sayende içime iyi hisler doldu. Vlogunu izlerken inş yine buralara da gelir dedim içinden 🙌🏼
Cok teşekkür ederim hocam diksiyonunuz cok güzel kanalinizi yeni keşfetme fırsatım oldu kitapları nerelerden aliyorsunuz bu arada önerdiğiniz kitapları alip okuyacağım❤
Merhabalar, hoş geldiniz 🙂 o anki kampanyalara göre karar veriyorum genellikle. Yayınevlerinin kendi sitelerinden, bkm kitap, kitapyurdu, amazon’dan alıyorum çoğunlukla.
Bu yıl öğretmenin verdiği okuma listesinde küçük kara balık vardı, ilkokul 2.sınıf. Kızım kitaptan hiç hoşlanmadı, okurken çok gerildiği için sonuna kadar okumak istemedi. Hassas kalpler için zor bir kitap belki de :(
Bence 2. Sınıf bu kitap için çok erken. Şiddet öğeleri de içeriyor. Bana kalsa 12+ olarak satılmalı. Hassas kalpli olmayan ikinci sınıflar bile okumamalı bence 🥲
Merhaba, İvan İlyiç’in Ölümü kitabı beni de çokk düşündüren sorgulatan bir kitap olmuştu, kısa ama etkisi büyük kitaplardan😍 Hang Kang’ın herhangi bir kitabını okudunuz mu??? Ben Vejeteryan kitabını okudum ve neden okunması gereken ilk 100 kitap listesine girdiğini anlamadım 🤷♀️ Yani toplumsal bir mesaj vermeye çalışıyorsa olmamış, metin çok sığ kalmış hattaa inanılmaz rahatsız edici buldum. Eğer okuduysanız fikriniz önemli benim için paylaşırsanız çok sevinirim😇 Acaba ben mi anlamadım kitabı diye çokk sorguluyorum kendimi….
Bu soruyu çok doğru bir zamanda sordunuz 🤓 Vejetaryen’i daha yeni, bu ay okudum ve Han Kang’dan okuduğum ilk şey. Ben kitabın ilk bölümüne bayıldım! İkinci bölümünü sevmedim, üç ise eh işte gibiydi. Ne yapmaya çalıştığını biraz anladığımı sanıyorum. İnsanın karanlık taraflarına bakıyor. Orada gördüğümüz şeyler haliyle hoşumuza gitmiyor, hemen başka yere bakmak istiyoruz. Yazar ısrarla karanlık tarafa bakmaya zorluyor. İnsanın şiddet ve cinsellik eğilimlerini adeta dikizler gibi yazıyor. Kolay bir okuma değil belki ama bence bunların da konuşuluyor olması önemli gibime geliyor.
@ Ahhh kitabı okumuş olmanıza çookk sevindim rahatlıkla düşüncelerimi paylaşabilirim sizinle😊 birinci bölümde eşinin gözünden bakıyoruz ve kadının bu kadar değersizleştirilip aşağılanması beni çok rahatsız etti. Meydana gelen olay ( kadının vejeteryan olması) o kadar büyütülüyor ki anlamsızca biranda babayı şiddet uygularken buluyoruz sonunda da intihar vakası😕 İkinci bölümdeki ilişki ağı mide bulandırıcı ve sonunda yaşanılan cinsel tecrübenin aktarımıyla vücuda çizilen çiçek motiflerini bağdaştıramadım. Üçüncü bölüm; sanırım bir tek o kısmı yerinde ve haklı buldum. İşte orada içimizde sakladığımız psikolojik ve fiziksel şiddetin dışa vurumu bir şekilde gerçekleşecektiğini gördüm( tabi yine benim çıkarımım bu). Sözün özü; ben çok güçlü bir metin okuduğumu asla hissetmedim. Hikaye beni içine almadı hatta yarım bırakmayı bile düşündüm ama bırakmadım tabi 💪 Keşke bu kadar cinsellik olmasa mıydı yani aslında ağır metinler okurum rahatsız etmez beni, insanın karanlık tarafı çok ilgimi çekmiştir her zaman, ama bu metinde gereksiz geldi bana…. Çokk mutlu oldum ayrıca bu metni biriyle konuşmayı çok istemiştim🥰🙏
Ben de kendi düşündüklerimi yazayım (Kasım ayında okuduklarım videomda daha da detaylı bahsediyor olurum): aslında üç bölümde de beden üzerinden ya da belki daha doğrusu beden aracılığıyla bir direnme söz konusu. İlk bölümde bedenine neyi sokup sokmayacağına karar veren karakterimiz üzerinden toplumun bize dayattıklarını okuyoruz. Orada babayı kızdıran kızının et yememesinden de ziyade kendi otoritesine direnişiydi bana kalırsa. İkinci bölüm kiminle sevişip kiminle sevişemeyeceğimize karar veren toplumla bir yüzleşme gibiydi. Ben de bu bölümde biraz rahatsız oldum açıkçası. Arzum haricinde bir şeylere tanıklık ediyormuşum gibi geldi. Üçüncü bölümde de yaşamın insana diretilişi bence güzel anlatılıyordu (sırf ölmesin diye zorla beslemeleri, bedenine ve kararlarına saygı duymamaları gibi). Sadece son bölümdeki parçalı anlatımı yorucu buldum. Hastanedeki şimdi ve geçmişe gidip gelmeler, bir yandan ablanın hatıraları vs. derken biraz dağınık geldi bana. Daha önce dediğim gibi bence ilk bölüm çok güçlü, çok muhteşemdi ama devamı biraz hayal kırıklığı oldu 🥲 ama genel olarak beğendim ben 😇
@@aslıvekurgular Çookkk teşekkür ederim fikirlerinizi paylaştığınız içinnn sizin baktığınız yerden bakınca kitabın ilk bölümü daha güçlü göründü gözüme😇kesinlikle aynı fikirdeyim ama benim için kitabın tamamı hayal kırıklığıydı ….Harikasınız çokkk ufuk açıcı bir konuşma oldu benim için tekrar teşekkürler 🥰☺️
anlatımınız ve yorumlarınız çok güzel, videolarınızı sevgiyle ve ilgiyle izliyorum.🤍 ben kendi okuduklarımı kitaptan sonra objektif bir şekilde yargılayamıyor ve tam olarak anlayamıyormuşum gibi hissediyorum sürekli. kaçırdığım bir şeyler varmış gibi (veya yorumlama ve kelime seçme becerim yoktur). yaş olarak da genç olunca acaba okuduklarımın hepsini ileride tekrar okumam gerekir mi diye soruyorum kendime. bununla ilgili ne düşünüyorsunuz merak ediyorum. okuma ve anlama üstüne kendimi geliştirebileceğim kitap önerileriniz var mıdır? çok teşekkür ederim.
Merhabalar Eda! Öncelikle sana sarılmak istedim. Kendini, meramını ifade ediş biçimine baktığımda hiç de düşündüğün gibi bir okur/yazar olmadığını görüyorum. Lütfen kendine haksızlık etme!
Bir kere bilimsel kitaplardan bile objektif çıkarımlar yapmak bence mümkün değil (mesela metodolojisini, kullanılan teoriyi, toplanan veriyi, vs. hatalı, eksik, manipülatif bulmak olağandır). Bence hiçbir kitap, hele de kurmacaysa, tek bir hakikat, tek bir bakış açısı dayatmaz. Okumak bir diyalogdur. Kitaptaki bir şey bir anını, bir duyguyu, sana anlatılmış bir olayı falan hatırlatır ve oradan metinle konuşacağın bir kanal açılır. Benim bildiğim, uyguladığım bir teknik yok. Sadece kafamın içinde okuduğum şeyle konuşuyorum. Bir soru çoğunlukla başka soruların da kapısını açıyor zaten. Özellikle kurmaca okurken bu kitap ne anlatıyordan ziyade bana ne yapıyor/ne yaptı sorusuna odaklanıyorum.
Şimdi okuduklarımın hakkını vererek okuyamıyorum, hepsini ileride yeniden okumam gerekecek gibi de düşünme. Evet, bazı şeyler yeniden okutuyor kendini ama o konuda da gelecekteki kendine güven: O neyi yeniden ne zaman ne amaçla okuması gerektiğini bilir :) Bir de kendi geçmişimi kurcaladığımda okuduklarımdan çıkardıklarımda güvensiz hissetmemin altında hep egosu şişik, çok şey biliyormuş gibi yapan (çoğunlukla yaşıtım) erkeklerin izini görüyorum. Bunu da sen de böyle hissediyorsan belki diye yazmak, buna izin verme demek istediğim için anlattım.
Sanırım benden yaşça küçük birisin, o sebeple ablanmışçasına yazdım ve "sen" diye hitap ettim. Sınırın ihlal edilmiş gibi hissettirdiysem affola!
Son bir not: Nasıl okunur/okunmalı gibi teması olan bir kitap ismi gelmiyor aklıma, muhtemelen okumadım - benim derdim daha çok nasıl yazılır sorusuyla :'). Fakat, kabaca bir dünya tarihi bilgisi okuduklarını bir bağlama oturtmak konusunda yardımcı olabilir gibime geldi. Bu konuda da kaynak önerim yok maalesef ama bana lisansın ilk yılında aldığım iki dönemlik modern dünyanın oluşumunu özet niteliğinde öğreten tarih derslerinin faydası olmuştu. Üniversite öğrencisiysen belki senin okulunda da benzer dersler vardır.
Çok uzun yazmama rağmen faydalı olabilmiş hissetmiyorum. Başka soruların olursa buraya yazmaktan ya da instagram'dan mesaj atmaktan çekinme lütfen. Çokça sevgiler!
@ tatlı ve samimi cevabın için çok sağ ol. aksine benim için gerçekten rahatlatıcı ve faydalı oldu 💕
❤
Hemen ekran görüntüleri alındıı✨✨✨
Şimdiden iyi okumalar olsun diyelim öyleyse ❣️
Ben genç adamı kitapçıda okumuştum haha:) benim hoşuma gitti ya, duyguları ve açmazları iyi veriyordu bence.. teşekkürler video için!
Bir Annie Ernaux kitabı kötü olamaz zaten de kendisinin kötüsüydü bence. Bir de gerçekten ham gibi geldi bana. Biraz daha işi varmış gibi hissettim. Yaptığınız da çok mantıklı 😀
Her kelimesi dolu ve çok doyurucu yorumlar, ağzına sağlık!💚
Ekin 🥰 ben de bu vesileyle bugünkü videon için sana teşekkür edeyim. Sayende içime iyi hisler doldu. Vlogunu izlerken inş yine buralara da gelir dedim içinden 🙌🏼
@@aslıvekurgular ne güzel olur 💛 Niyetimi evrene gönderdim 777🙊
Cok teşekkür ederim hocam diksiyonunuz cok güzel kanalinizi yeni keşfetme fırsatım oldu kitapları nerelerden aliyorsunuz bu arada önerdiğiniz kitapları alip okuyacağım❤
Merhabalar, hoş geldiniz 🙂 o anki kampanyalara göre karar veriyorum genellikle. Yayınevlerinin kendi sitelerinden, bkm kitap, kitapyurdu, amazon’dan alıyorum çoğunlukla.
@aslıvekurgular Teşekkür ederim
Rica ederim, keyifli okumalar 🪷
Bu yıl öğretmenin verdiği okuma listesinde küçük kara balık vardı, ilkokul 2.sınıf. Kızım kitaptan hiç hoşlanmadı, okurken çok gerildiği için sonuna kadar okumak istemedi. Hassas kalpler için zor bir kitap belki de :(
Bence 2. Sınıf bu kitap için çok erken. Şiddet öğeleri de içeriyor. Bana kalsa 12+ olarak satılmalı. Hassas kalpli olmayan ikinci sınıflar bile okumamalı bence 🥲
Merhaba, İvan İlyiç’in Ölümü kitabı beni de çokk düşündüren sorgulatan bir kitap olmuştu, kısa ama etkisi büyük kitaplardan😍 Hang Kang’ın herhangi bir kitabını okudunuz mu??? Ben Vejeteryan kitabını okudum ve neden okunması gereken ilk 100 kitap listesine girdiğini anlamadım 🤷♀️ Yani toplumsal bir mesaj vermeye çalışıyorsa olmamış, metin çok sığ kalmış hattaa inanılmaz rahatsız edici buldum. Eğer okuduysanız fikriniz önemli benim için paylaşırsanız çok sevinirim😇 Acaba ben mi anlamadım kitabı diye çokk sorguluyorum kendimi….
Bu soruyu çok doğru bir zamanda sordunuz 🤓 Vejetaryen’i daha yeni, bu ay okudum ve Han Kang’dan okuduğum ilk şey. Ben kitabın ilk bölümüne bayıldım! İkinci bölümünü sevmedim, üç ise eh işte gibiydi. Ne yapmaya çalıştığını biraz anladığımı sanıyorum. İnsanın karanlık taraflarına bakıyor. Orada gördüğümüz şeyler haliyle hoşumuza gitmiyor, hemen başka yere bakmak istiyoruz. Yazar ısrarla karanlık tarafa bakmaya zorluyor. İnsanın şiddet ve cinsellik eğilimlerini adeta dikizler gibi yazıyor. Kolay bir okuma değil belki ama bence bunların da konuşuluyor olması önemli gibime geliyor.
@ Ahhh kitabı okumuş olmanıza çookk sevindim rahatlıkla düşüncelerimi paylaşabilirim sizinle😊 birinci bölümde eşinin gözünden bakıyoruz ve kadının bu kadar değersizleştirilip aşağılanması beni çok rahatsız etti. Meydana gelen olay ( kadının vejeteryan olması) o kadar büyütülüyor ki anlamsızca biranda babayı şiddet uygularken buluyoruz sonunda da intihar vakası😕 İkinci bölümdeki ilişki ağı mide bulandırıcı ve sonunda yaşanılan cinsel tecrübenin aktarımıyla vücuda çizilen çiçek motiflerini bağdaştıramadım. Üçüncü bölüm; sanırım bir tek o kısmı yerinde ve haklı buldum. İşte orada içimizde sakladığımız psikolojik ve fiziksel şiddetin dışa vurumu bir şekilde gerçekleşecektiğini gördüm( tabi yine benim çıkarımım bu). Sözün özü; ben çok güçlü bir metin okuduğumu asla hissetmedim. Hikaye beni içine almadı hatta yarım bırakmayı bile düşündüm ama bırakmadım tabi 💪 Keşke bu kadar cinsellik olmasa mıydı yani aslında ağır metinler okurum rahatsız etmez beni, insanın karanlık tarafı çok ilgimi çekmiştir her zaman, ama bu metinde gereksiz geldi bana…. Çokk mutlu oldum ayrıca bu metni biriyle konuşmayı çok istemiştim🥰🙏
Ben de kendi düşündüklerimi yazayım (Kasım ayında okuduklarım videomda daha da detaylı bahsediyor olurum): aslında üç bölümde de beden üzerinden ya da belki daha doğrusu beden aracılığıyla bir direnme söz konusu. İlk bölümde bedenine neyi sokup sokmayacağına karar veren karakterimiz üzerinden toplumun bize dayattıklarını okuyoruz. Orada babayı kızdıran kızının et yememesinden de ziyade kendi otoritesine direnişiydi bana kalırsa. İkinci bölüm kiminle sevişip kiminle sevişemeyeceğimize karar veren toplumla bir yüzleşme gibiydi. Ben de bu bölümde biraz rahatsız oldum açıkçası. Arzum haricinde bir şeylere tanıklık ediyormuşum gibi geldi. Üçüncü bölümde de yaşamın insana diretilişi bence güzel anlatılıyordu (sırf ölmesin diye zorla beslemeleri, bedenine ve kararlarına saygı duymamaları gibi). Sadece son bölümdeki parçalı anlatımı yorucu buldum. Hastanedeki şimdi ve geçmişe gidip gelmeler, bir yandan ablanın hatıraları vs. derken biraz dağınık geldi bana. Daha önce dediğim gibi bence ilk bölüm çok güçlü, çok muhteşemdi ama devamı biraz hayal kırıklığı oldu 🥲 ama genel olarak beğendim ben 😇
@@aslıvekurgular Çookkk teşekkür ederim fikirlerinizi paylaştığınız içinnn sizin baktığınız yerden bakınca kitabın ilk bölümü daha güçlü göründü gözüme😇kesinlikle aynı fikirdeyim ama benim için kitabın tamamı hayal kırıklığıydı ….Harikasınız çokkk ufuk açıcı bir konuşma oldu benim için tekrar teşekkürler 🥰☺️