1:29 Erik Thorvaldsson (950 - c. 1003): Kızıl Erik adıyla da bilinen ve Grönland’daki Viking yerleşimini kuran kaşif. Vikingler buradan Kanada’nın Newfoundland bölgesine erişmişlerdir. 03:17 Reading Public: Kitap okuyan kitle manasına gelen İngilizce ifade 03:40 Zikredilen rakamlar Demokratik Eğitim ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin “Türk Halkının Kitapla İmtihanı” ve YÖK’ün “Vakıf Yüksek Öğretim Kurumları 2019” adlı raporlarından alınmıştır 04:35 Programme for International Student Assessment (PISA): 15 yaşındaki öğrencilerin matematik, fen ve okuma alanlarındaki başarısını ölçen ve dış mihrakların ülkemizi sürekli en sonlarda gösterdiği sınav 05:35 Lycée Saint-Joseph: İlker Canikligil gibi birçok şatoperest monşer yetiştirmiş Fransız lisesi. 06:48 Aspect: Bakış açısı manasında kullanılan İngilizce kelime. 06:58 Mediocrité: Vasatlık anlamına gelen Fransızca kelime. 07:08 Fernand Braudel (1902-1985): 20. yüzyılın en büyük tarihçilerinden sayılan Fransız bilim adamı. 07:28 İsmail Erünsal (1945- ): Osmanlı’da kitap, sahaf ve kütüphaneler üzerine ilk nitelikli çalışmaları yapan müverrih. 09:44 Gazavatname: Ortaçağ Avrupası gestalarının İslam dünyasındaki karşılığı olan ve sultanın ya da kahramanın “gaza”sını menkıbevi dilde anlatan kitap. 10:05 Hile-yi Şeriyye: Dinen yasak birşeyin şeklen yapılan bir hile ile yani kitabına uydurularak şeriata uygun hale getirilmesi 11:14 Faruk Duman: ESG’ye feci şekilde benzeyen ve son romanı Sus Barbatus Orhan Kemal Roman Armağanı’na layık görülen Türk yazar. 11:28 Abebooks.com: İkinci el yabancı kitapları uygun fiyata bulabileceğiniz internet sitesi. 11:32 Gabriel García Márquez (1927-2014): Yüzyıllık Yalnızlık ve Kolera Zamanında Aşk gibi romanlarla bilinen Nobel ödüllü, Kolombiyali yazar. 12:17 Pier Paolo Pasolini (1922-1975): Decameron ve Salò: Sodom’un 120 günü filmlerinin sıradışı yönetmeni; aynı zamanda şair ve romancı. 12:20 Sect: Mezhep anlamındaki İngilizce kelime. 12:31 Il formaggio e i vermi: Carlo Ginzburg’un Engizisyon kayıtlarından istifade ederek basit İtalyan köylüsü Menocchio’nun enteresan kozmolojik görüşlerini incelediği 1976 tarihli eseri 13:17 Ancien Régime: Fransız İhtilali öncesindeki döneme verilen ad 13:43 Journeyman: Kalfa manasına gelen İngilizce kelime 13:52 Sunday School: İngiltere’de alt sınıflara eğitim vermek için kurulan okullar. 14:05 Sıbyan mektebi: Osmanlı’da okuma yazmanın öğretilmediği, ilk seviyedeki okul. 14:48 Maslow Piramidi: Abraham Maslow’un insanın ihtiyaçları arasındaki hiyerarşiyi göstermek için kullandığı piramit. 16: 48 Emile Durkheim (1858-1917): Modern sosyal bilimlerin kurucusu da sayılan Fransız sosyolog. 18:48 Mantikü’t-Tayr: Feridüddin Attar’ın kendilerine hükümdar arayan 30 kuşun (si-murg) hikayesini anlattığı ve aslında aradığımızı uzaklarda değil kendi içimizde bulabileceğimiz gibi Sufi bir mesaja sahip manzum eser. 19:14 Umberto Eco (1932-2016): Gülün Adı, Baudolino ve Foucault Sarkacı gibi romanlarının yanısıra semiyotik üzerine çalışmalarıyla da tanınan İtalyan bilim adamı ve filozof. 20:05 The Hound of the Baskervilles: Arthur Conan Doyle’un 1902 tarihli Sherlock Holes romanı. 20:18 III. Haçlı Seferi sırasında Kutsal Roma Cermen İmparatoru Frederick, atıyla Göksu Nehri’ni geçmeye çalışırken boğulmuştur (1090). 21:26 Epistemolojik: Bilgiye ilişkin, bilgi felsefesiyle ilgili olan 21:30 Learning Curve (Öğrenme Eğrisi): Öğrenme hızının zamana göre değişimini gösteren eğri 21:47 Internet Movie Database (Imdb): Film ve dizilerin künye bilgilerinin bulunduğu internet sitesi 22:31 Gerontocracy: Yaşlıların yönettiği toplum 24:45 İsmi geçen yazarlar: Eric Hobsbawm, Paul Veyne, Fernand Braudel, Jules Michelet, Marshall Hodgson, William McNeill 25:28 Sylabus: Ders izleği manasındaki İngilizce kelime
Tempolu kitap okumayla ilgili Woody Allen'in bir sahnesi vardı. Allen : ''Hızlı okuma kursuna gittim, ve Tolstoy'un SAVAŞ VE BARIŞ kitabın 1823 sayfasını 4 saate okudum'' . Soran: ''Konusu ne dir?'' Allen: ''Olay Rusyada geçiyor'' .
@@cemcemlll3123 hayır woody allen bir talk show sırasında ediyor bu lafı, paris'te gece yarısı filminde geçmiyor. zaten woody allen paris'te gece yarısı filminde oynamıyor, sadece yönetmenlik yapıyor
maketelma kardeşim biri 40 öbürü 70 yaşında. Al ortalamasını ne etti 15 sene sonra emrah sefa gürkan’ı normal hızda dinleyebileceksin işte. Bunu da mı biz söyleyelim?
*Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci adamdır!* *ve tabiki Özellikle Ayasofya konusunda millî bir duruş sergileyen Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil* bu ikisi favorimdir
Aslinda bir miktar kastinin otesinde cikti agzindan, ama hakaret icermiyor ve biraz dusunurseniz dogru da. Bu 'kitap okumuyorsun, hayvansin sen' anlamina gelmiyor. Ama 'bu cagin insani gibi degerlere, dusuncelere, bilgilere ve yasayisa sahip degilsin' demek.
Bize simit atıyorlar abi simit yapmasını öğretseler halbuki ahahahahahahah
5 лет назад+10
Her bölümü büyük keyifle ve zevkle izliyorum. 1970 (100. yıl) mezunu bir SJ'li olarak sınıfımızın haberleşme gruplarında paylaşıyorum. Çok güzel bir iş yapıyorsunuz Arkadaşlar... Tebrikler...
Türkçenin sınırlarını zorlayıp en sempatik, en güzel, en fazla hayranlık içeren ifadelerini alkışlar ve tebriklerle size sunuyorum. Bu muhteşem kanal için teşekkür ederim 😊. Sizleri seviyoruz.
Hocam İstanbulda matbaa daha yeni kurulduğunda Birleşik Krallıkta bir kadın "Ada Lovelace", makineler düşünebilecek mi isimli bir makale yazmıştı. Amerikan ordusunda yazılım dili olarak kullanılan "Ada" programlama dili bu hanımefendiye atfedilmiştir. Hürmetler.
Bu makale ile ilgili tam tarihini anımsıyamıyoum fakat 1950'li yıllarda Alan Turing ve Bir Psikolog BBC yayınında "Makineler Düşünebilecek mi?" diye tartışıyorlar. Psikolog, bir makinenin düşünebileceğine beni tek bir şartla ikna edebilirsiniz, bir gün erkek bir makine dişi bir makinenin bacağına cinsel dürtülerle dokunursa ikna olurum diyor. Evet dostlar makineler cinsel kimlik kazanacak mı ?
@@mahiry.3673 işte burada, düşünmenin ve zekânın tanımına ihtiyaç duyuyoruz. Zaten bu ikisini yapay olarak oluşturmaktaki başarımız da, bu ikisi hakkında tanımlarımızın gerçeği ne kadar yansıttığı ile ilgili (Problemi çözmeye çalışmadan önce doğru tanımlamaya çalışmamız gerekiyor). Peki zekâyı, canlının diğer edimlerinden ayıramaz mıyız ? Mesela, bir insanın matematik dört işlem sorusunu çözerken veya satranç oynarken kullandığı zekâ, aslında tüm hayatı boyunca her alanda kullandığı zekâ ile aynı olamaz mı ? En azından aynı temel yapı üzerine kurulu olamaz mı ? Psikologların da bu soruya cevap aradıklarını düşünürsek, bazıları, insan zekâsının veya düşünme sisteminin, insanın cinsellik dahil dürtülerine göbekten bağlı olduğunu iddia ediyor olmalılar. O zaman, bu göbek bağını kopardığımızda, ortaya çıkanın insan ile yarışan onu her alanda taklit eden veya tamamlayan bir makine olmayacağını söyleyebiliriz. Ancak yine de, ortaya düşünen bir makine çıkmayacağını söyleyemeyiz. Mesela, ortaya çıkacak yapı, bir kadının veya erkeğin bacağına dokunmaya çalışmayacaktır ama belki de, tasarladığı bir mimaride, koltuk mesafelerini insanlarının birbirlerinin bacaklarına dokunabileceği gibi seçecektir.
Metinde geçen terimler: 1:29 Erik Thorvaldsson (950 - c. 1003): Kızıl Erik adıyla da bilinen ve Grönland’daki Viking yerleşimini kuran kaşif. Vikingler buradan Kanada’nın Newfoundland bölgesine erişmişlerdir. 03:17 Reading Public: Kitap okuyan kitle manasına gelen İngilizce ifade 03:40 Zikredilen rakamlar Demokratik Eğitim ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin “Türk Halkının Kitapla İmtihanı” ve YÖK’ün “Vakıf Yüksek Öğretim Kurumları 2019” adlı raporlarından alınmıştır 04:35 Programme for International Student Assessment (PISA): 15 yaşındaki öğrencilerin matematik, fen ve okuma alanlarındaki başarısını ölçen ve dış mihrakların ülkemizi sürekli en sonlarda gösterdiği sınav 05:35 Lycée Saint-Joseph: İlker Canikligil gibi birçok şatoperest monşer yetiştirmiş Fransız lisesi. 06:48 Aspect: Bakış açısı manasında kullanılan İngilizce kelime. 06:58 Mediocrité: Vasatlık anlamına gelen Fransızca kelime. 07:08 Fernand Braudel (1902-1985): 20. yüzyılın en büyük tarihçilerinden sayılan Fransız bilim adamı. 07:28 İsmail Erünsal (1945- ): Osmanlı’da kitap, sahaf ve kütüphaneler üzerine ilk nitelikli çalışmaları yapan müverrih. 09:44 Gazavatname: Ortaçağ Avrupası gestalarının İslam dünyasındaki karşılığı olan ve sultanın ya da kahramanın “gaza”sını menkıbevi dilde anlatan kitap. 10:05 Hile-yi Şeriyye: Dinen yasak birşeyin şeklen yapılan bir hile ile yani kitabına uydurularak şeriata uygun hale getirilmesi 11:14 Faruk Duman: ESG’ye feci şekilde benzeyen ve son romanı Sus Barbatus Orhan Kemal Roman Armağanı’na layık görülen Türk yazar. 11:28 Abebooks.com: İkinci el yabancı kitapları uygun fiyata bulabileceğiniz internet sitesi. 11:32 Gabriel García Márquez (1927-2014): Yüzyıllık Yalnızlık ve Kolera Zamanında Aşk gibi romanlarla bilinen Nobel ödüllü, Kolombiyali yazar. 12:17 Pier Paolo Pasolini (1922-1975): Decameron ve Salò: Sodom’un 120 günü filmlerinin sıradışı yönetmeni; aynı zamanda şair ve romancı. 12:20 Sect: Mezhep anlamındaki İngilizce kelime. 12:31 Il formaggio e i vermi: Carlo Ginzburg’un Engizisyon kayıtlarından istifade ederek basit İtalyan köylüsü Menocchio’nun enteresan kozmolojik görüşlerini incelediği 1976 tarihli eseri 13:17 Ancien Régime: Fransız İhtilali öncesindeki döneme verilen ad 13:43 Journeyman: Kalfa manasına gelen İngilizce kelime 13:52 Sunday School: İngiltere’de alt sınıflara eğitim vermek için kurulan okullar. 14:05 Sıbyan mektebi: Osmanlı’da okuma yazmanın öğretilmediği, ilk seviyedeki okul. 14:48 Maslow Piramidi: Abraham Maslow’un insanın ihtiyaçları arasındaki hiyerarşiyi göstermek için kullandığı piramit. 16: 48 Emile Durkheim (1858-1917): Modern sosyal bilimlerin kurucusu da sayılan Fransız sosyolog. 18:48 Mantikü’t-Tayr: Feridüddin Attar’ın kendilerine hükümdar arayan 30 kuşun (si-murg) hikayesini anlattığı ve aslında aradığımızı uzaklarda değil kendi içimizde bulabileceğimiz gibi Sufi bir mesaja sahip manzum eser. 19:14 Umberto Eco (1932-2016): Gülün Adı, Baudolino ve Foucault Sarkacı gibi romanlarının yanısıra semiyotik üzerine çalışmalarıyla da tanınan İtalyan bilim adamı ve filozof. 20:05 The Hound of the Baskervilles: Arthur Conan Doyle’un 1902 tarihli Sherlock Holes romanı. 20:18 III. Haçlı Seferi sırasında Kutsal Roma Cermen İmparatoru Frederick, atıyla Göksu Nehri’ni geçmeye çalışırken boğulmuştur (1090). 21:26 Epistemolojik: Bilgiye ilişkin, bilgi felsefesiyle ilgili olan 21:30 Learning Curve (Öğrenme Eğrisi): Öğrenme hızının zamana göre değişimini gösteren eğri 21:47 Internet Movie Database (Imdb): Film ve dizilerin künye bilgilerinin bulunduğu internet sitesi 22:31 Gerontocracy: Yaşlıların yönettiği toplum 24:45 İsmi geçen yazarlar: Eric Hobsbawm, Paul Veyne, Fernand Braudel, Jules Michelet, Marshall Hodgson, William McNeill 25:28 Sylabus: Ders izleği manasındaki İngilizce kelime
"Cahillik bir durum değil, tutumdur. "Ben biliyorum ve bilmek için hiçbir şey yapmayacağım" demektir cahillik. . . Herkes bir konunun cahilidir. Ancak cahil insan bilmediğini kabul etmeyen, bilmek için hiçbir şey yapmayan ve her şeyi bildiğini düşünen kişidir. . . Cahil insan, bilen biriyle karşılaşınca onun kendisinden sadece 2-3 tane fazla kitap okuduğunu ya da 2-3 ay daha fazla tecrübe edindiğini düşünen ve "bileni" küçük gören insandır. . . Cahil insanın bu hastalıktan kurtulmasının çaresi yoktur." Emrah Safa Gürkan (Müthiş👏👏👏)
En keyifli Olmaz Öyle Saçma Tarih bölümlerinden biriydi. Mustafa Seven’in katılımı programın havasını olumlu yönde değiştirdi. Konudan mı bilinmez ama, sorular ve cevaplar goy goydan daha uzaktı. Muhabbet çok güzel yerlere gitti, kafalar ufak bir açılma yaşadı. Program kıvama geldiğine göre, bir an evvel tuzumu eklemeliyiz.
Şu RUclips çöplüğünde yaptığınız güzel hizmetten ötürü sonsuz teşekkürler. Ek olarak ESG hocamızın giyimi bile hem yaptığı işe hem de karşısındakine ne kadar saygı duyduğunu gösteriyor.
Bu kadar duzeysiz , cirkin , kalıplaşmış programlarin icinde debelenirken , çöldeki susuzluğa vaha gibi cikti önümüze bu program.. böyle ufuk açıcı, boyle zihin eğitici, böyle vizyoner bir program yaptığınız ve bundan evimizin konforunda , diledigimiz zaman diliminde yararlanma özgürlüğü içerisinde bize sunduğunuz icin teşekkürler.. harikaydi..ruhumuz beslendi , beynimiz doydu ..iyi ki varsınız
Bu zengin programın hızlı kurgusu müthiş gerçekten, bu kadar dinamik bir tarih programı yapılabileceğini düşünemezdim. Yıllardır ilk kez bir RUclips videosunu hızlandırmadan izliyorum :)
Misafirlerimizi ne zaman götürürsek götürelim bizi hiç utandırmayan, hep aynı kalitede yemek yapan bir restoran gibi oldu burası. Ellerinize sağlık. Gene muhteşem bölüm!
Hocam 7 yaşın dan beri okuyorum. (24 yaşındayım) Ama sizi dinlerken aralar da hiç okumamış gibi hissediyorum sanırım mesele sadece okumak değil ne okuyacağımızı da bilmemiz gerekiyor.
24 yaşında bu dediklerimi ben de bilmiyordum. Sürekli oku geveze dahi kardeşim, enseyi karartma. Diğerleri çok mal geliyor yalnız bir yerden sonra uyarayım ;)
Hocam yeni bölümleri dört gözle bekliyoruz. Teşekkür ederim. Ancak biraz konuşma hızınızı yavaşlatabilir misiniz? Bu program her zamankinden de hızlıydınız. Başım döndü.
Her bölümde cahilliğime cahillik katıyorum. "Sahiden ne cahilmişim ben" diye yeni bir cahilliğimi öğreniyorum. Olmaz böyle cahil şey...
4 года назад+1
En beğendiğim bölümlerden birisi olmuş. Hocamın ağzına sağlık. Bende "Eğitim Şart" diyenlerden ve hayatını bu memleketin cehalet probleminin çözülmesine adayanlardan biriyim.... Bilhassa kitap okumayıp hocanın ağzına bakarak öğrenme konusunda söylediklerinize bayıldım. Tekrar tekrar teşekkür ederim.
Sesli kitaplar ,benim gibi günde 15 saat çalışan insanlar için bence mükemmel. İşten kalan boş vakitlerde, yemek yerken vesaire güzel oluyor. Yüzde yüzde anlamasam dinlediğimi en azından bir şeyler kalıyor aklımda. Sonra okumak istersem de tekrardan çok hızlı bitirebiliyorum kitabı.
Mustafa bey'in sonda sorduğu soru, emrah hoca'ya sorsalar diye içimden geçirdiğim soruydu. Mesela ben dinlediğim birşeyi çok daha iyi anladığımı farkettim. Kolay olmuyor, bazen birkaç defa dinlemem gerekebiliyor, ama anlatılanı kavradıktan sonra kalıcı olabiliyor. 20 sene önce dinlediğim bir röpörtajı programı neyse, çok iyi hatırlayabiliyorum. Ama kitapta aynı durum söz konusu değil. Ama okumakla aynı şey olmadığını düşünenlerdenim. Tamam, bilgiyi edinebilirsin belki ama, okumak bir faaliyet olarak insan beynini geliştiren, bir antrenman gibi olduğu kanısındayım. Harfleri Göreceksin, gördüğünü algılayacaksın, anlatılanı anlayacaksın ve bir yandan da içeriğe göre arkaplande beyin sana anlatılan durumu canladırıp, bir projeksyon yapacak. Ve bu okudukça sürekli gelişecek, beyin bu kabiliyette üstüne koyarak daha güçlü hale gelecek. Kas geliştirmek gibi birşey. Mesela Okumak, profesyonel olarak zihin geliştirmek olur. Yoksa insan beyni sürekli birşeylerle meşgul. Ama çoğu işeyaramaz şeyler.bir ömür Hammalık yapmakla arnold schwarzenegger olunamayacağı gibi, beyni sürekli bok püsür işlerle meşgul ettin diye einstein olamazsın. Okumak anladığım kadarıyla, zihin geliitirmenin profesyonel anterenmanı diyebilirim.
Saint Joseph'de okumuş adam, devlet okulunu nasıl eleştirsin ki? O ortamı görmüş birinin eleştirmesi gerek. Bence Emrah Hoca Saint Joseph'i eleştirsin.
İlk okul için devlet okulu bence doğru seçim. Özel okulda pohpohlayip gönderiyorlar. Eğitimin ilk yıllarında gerçek hayatı görmeleri bence doğru seçim.
Hiç overrated değil. Alegorik bir anlatımı olduğu için okuyan çoğu çoğu insan hiçbir ayrıntıyı anlamıyor. Sadece olayı okuyor. Oysa her bir olay ve kişi birer sembol niteliğinde. Öyle bakarsan çok derin olduğunu görürsün.
Bunu herkes Bilir den bölümleri sizden duyup sindirmek iyi geldi .Bu ay 14 kitap okudum ,hep keşke daha çok okuyabilsem istedim .Yine akıl açan bir video olmuş 👏👏
müteferrika'nın kurduğu ilk maatbadan çıkan kitapta ulemadan 12 kişinin onayı ve imzası bulunmaktadır. hatta bunların üçü basılmak üzere kitap tavsiyesinde bulunmuştur. Kaynak - Niyazi Berkes Türkiye'de Çağdaşlaşma-
Bu bölüm gerçekten oldukça doluydu. Ardı ardına bölüm gelince acayip gaza geliyorum. Bir anda bitmesin diye de videoları yavaş yavaş izliyorum. :D Sonucunda bu videoları izlediğim günler daha bir güzel geçiyor. :) Hocaya katılmadığım tek nokta var, o da sesli kitap konusu. Bazı kitaplar sesli okunmaya ve dinlemeye uygun olmayabilir ama bu durum uygun olan binlercesi olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ben de kitap okuma ile dinlemeyi bir tutmuyorum, ancak kitap okuma imkanımın olmadığı zamanlarda dinleyerek de gayet güzel vakit geçirip cahilliğime cahillik katabiliyorum.
ben strateji oyunu oynamayı seven ve oyun oynarken arkadan sesli kitap dinleyen bir insan evladıyım. 2 sene önce dinlemiş bulunduğum agatha cristie romanını hatırlıyorum. bu yaptığım kitaba dair bir saygısızlık mıdır bilemem, lakin oyunun müziklerini dinlemektense bir sesli roman dinlemek daha hoş geliyor bana.
8:28 "abi nasıl olacağına dair fikrim olmaması lazım, konunun uzmanı değilim, konunun uzmanını getirirsin yapar... ", dilinize sağlık ESG Bey, Türkiye'de maalesef pek çok kişi, çözüm üretilmesi gereken her konuda uzmanmış gibi fikir beyan edip gürültü yaparak çözümsüzlüğün devamına katkı bulunuyor.
13 aylik oglum var. 27 tane kitabi var su an. En sevdigi sey onlari bana getirip beraber resimlerine bakmak. Komsularimizin bebeklerine bakiyorum kitap yok sirf oyuncaklari var. Neden? Cunku benim oglanin anasi Amerikali. Daha dogar dogmaz anne tarafindan gelen hediyeler cocuk kitaplariydi.
13 aylık ve 27 kitap Ya kardeşim kusura bakmayın ama Ne alaka Yani bir insan bilinç zihin alt yapısı olmadıktan sonra 1 milyon kitabı olsa ne olur olmasa ne
döndüm hepsini tekrar izliyorum ve bir şey fark ettim(daha doğrusu dinliyorum. Bu sesli kitap ve podcast konusunda yanıldığınızı düşünüyorum. benim disleksi gibi bir problemi var ve istesem de gözlerimle yani dümdüz okuma yapmak çok zor. Zaten sanatçıyım ve hep görsel ve işitsel şeylerle işim oluyor. ben evde arka planda hep sizin programlarınızı, tarih,felsefe,bilim vs. ile ilgili podcastleri ve ya sesli kitapları dinlerim. yemek yaparken bile duşta bile. Ama en önemlisi çizim yaparken. ve fark ettim ki aklımda o canlandırma işi dinlerken bende çok daha kolay oluyor. Babam da sizin gibi düşündüğü için sürekli kitap okumaya zorluyor beni ancak küçüklüğümden beri asla yapamadığım bir şey. bir süre sonra bu durumu çok içerleyip etrafımdaki insanlarla bu konu üzerine tartıştım bayağı, ve fark ettim ki benim gibi insanlar çoğunlukta olmasa da az da değil. özellikle genç nesillerde farklı medyalardan, ortamlardan bilgi almaya küçüklükten alıştığımız için bence pek de fark etmiyor.
Bu online üniversiteler muhabbetine kısmen katılmıyorum hoam kpssye benim hocam ile çalıştım çok yararı oldu vallahii hatta dedim hayatımdaki en güzel anlatan hoca bunlarrr
Dünyanın en çok okunan kitapları arasında Heidi geçince yakın zamanda öğrendiğim bir şeyi paylaşmak isterim, Heidi'nin arkasında ilginç ve gerçek bir öykü varmış, Heidi aslında bir çocuk köle. Verdingkinder denilen köle çocuk uygulaması İsviçre'de 1960'lara kadar yaygın olarak devam etmiş. Ailelerin yanına verilen bu çocuklar karın tokluğuna çalıştırılır, giymeleri için ayakkabı bile verilmezmiş, Heidi'nin ayağında hiç ayakkabı olmaması boşuna değil yani. Yazarı Spyri de çocukluğunda onlardan biriymiş. Bu üstü kapalı kölelik sistemi 1981'e kadar yasaklanmamış. İsviçre devleti 2013'te çocukluğunda köle olarak çalıştırılmış bu insanlardan resmi olarak özür dilemiş.
Kitap okumanın demode bir bilgi edinme yöntemi olduğunu söyleyen birçok insanla karşılaşıyorum. Kitap, ansiklopedi değildir. Aradığın bilgiyi özüt halinde bulamazsın. Ama, bu demek değildir ki kitap okumak zaman kaybıdır. Tam tersine, bilginin kalıcılığı ve bilgiyi kafaya oturtma açısından birebir yöntemdir. Vikipediyi açar, 17. yüzyıl tarihinin başlıca olaylarını okursun, aklında isimler ve olanlar kalır. ama aynı konunun kitabını okursan, ESG hoçamız gibi 17. yüzyılda yaşayan bir kralmış gibi, bilgiyi etrafında, birbirleriyle etkileşerek görürsün. Gündelik düşüncelerin bile okuduğun kitabın rengine bürünür.
İlköğretim dönemimde bir kompozisyon ödevi almıştım. Tam okul günü, evdekiler ısrarla sofraya çağırırken 10-15 dakika içinde baştan sona 1 sayfalık bir şeyler karaladım. Sınıfta sıram gelince okudum, vay halime. Sen misin bu kompozisyonu yazan :) Öğretmen inanmadı arkadaş! Ve şu tonda inanmadı - Kiiim? Sen ve bu kompozisyonu yazmak. Güldürme bizi, haydi söyle bakalım kime yazdırdın. Yeminler edildi, ailemi şahit gösterdim falan, yok. Kadın inanmıyor, inanmadı, inanmayacak. Durduk yere kıpkırmızı oldum sınıfın ortasında. BEN YAZDIM ULAN O KOMPOZİSYONU :) E o saatten sonra ben sana kompozisyon yazar mıyım? Zaten inanmayacaksın amk :) Yani demem o ki, her öğretmen de Mahmut Hoca değil. E ben arenadan çekilince Orhan Pamuk aldı yürüdü tabi...
devlet destekleri ben de bu kadar abartılısı olmasa da buna benzer bişey yaşamıştım😅 Hocalar biraz... Kısacası mediocrite partout. Sonunda kullanmak nasip oldu😅
Hayatimda ilk defa tarih'le ilgili bir programi keyifle hem ogrenerek hem eglenerek izledim dolaysiyla slap slup opuyorumEmrah Safa Gurkan hocamizi. Ilker ve Mustafa Bey'e de guzel ve kaliteli sorular icin ayrica tesekkurvederim. Hmm iyi tamam o ikiliyide slap slup optum o zaman. Saygilar ;)
Her bölümün açıklama kısmına Emrah hocam anlattığı olaylarla, konuştuğu konularla alakalı okuma tavsiyeleri verse bizlere bence çok güzel olur. Bence bunu bi düşünün sayın Canikligil.
Hocam bide adam Newfoundlanda çıkmış çıksa kübaya floridaya bulur belki bir şeyler kuzeyde kalıyor Newfoundland zaten ne bulacak orada Buradan Kızıl Erike selamlar büyük geçmiş olsun Krsitof Kolomb olmanın kıyısından dönmüşün
Serinin önceki videolarına göre çok daha ciddi olmuş güzel olmuş bence.
5 лет назад+4
Ve bu video ile "harf devrimi oldu bir gecede cahil kaldık" geyiğine de epey cevap verilmiş oldu aslında. Esg'nin tekrar tekrar belirttiği gibi bu coğrafyada okuma-yazmaya talep olmadı hiçbir zaman. Matbaa konusunda da bir şey kaçırılmış, matbaa aslında 1492'de Endülüs'ten buraya intikal eden (2. Beyazıt dönemi) yahudiler aracılığıyla geliyor. Yani daha 15. Yüzyılın sonlarında matbaa denen şeyden Osmanlı'nın haberi vardı. Fakat hem okumaya olan talebin yok denecek seviyelerde olması, hem de (esg bu fikre pek katılmasa da) ulema sınıfından el yazısı ile kitap yazanların ekonomik kaygılarından dolayı matbaacılığa uzun bir müddet, yani lale devrine kadar sıcak bakılmamıştır. Bence bir sonraki videoda Osmanlıca okuma ve yazmanın zorluğundan da bahsedilmeli, bu da halk nezdinde büyük bir etken diye düşünüyorum. Mehmet Akif bile "lisanın sadeleştirilmesi farzdır" demiş.
Hocam bende Türkiye'deki bilimin tarihi ve gelişmesini çok merak ediyorum. Bizim insanımızın skeptik bakış açısına niye hala sahip olamadığını merak ediyorum. Örnek vermek gerekirse Heine'den okuduğum kadarıyla Almanya'da da insanlar eski dönemlerde cinlere inanıyor. Onlara elf diyorlar. Tabi ki bugün orada kimsenin böyle saçma sapan şeylere inandığı yok. Biz de ise görümcesine büyü yapandan saçma sapan cin filmlerine kadar her türlü absürt öğe var. Sonuç olarak Türkiye'deki bilim ve düşüncenin üzerine bir video yaparsanız çok güzel olur.
3-4 gün önce tanıdım kanalı 6 videonun hepsini bir çırpıda izledim. Notlar aldım. Bu bölümü de keyifle, öğrenerek izledim. Teşekkürler. Yeni videoyu beklerken Olmaz öyle saçma şey izlemeye devam :)
hocamiz cevap verirse hepimiz mutlu oluruz da, ben kendi fikrimi de belirtmek istiyorum. yeterince ingilizce TED konusmasi dinlemis biri olarak iceriklerin %90'i gercekten ise yaramaz ve bireysel reklamdan ibaret. (ingilizce listening'ini gelistirmek isteyenler icin guzel kaynak) %5-10 olan ortalama ve kaliteli icerigi bulmak lazim, bunun icin de filtreden gecirmek gerekiyor.
Hocam son kısımda anlattığınız okuma ve izlemenin farkını açıklayan bilimsel çalışmalar mevcut aslında. izleme insanların görme ve duyma duyusunu kazandığından beri en temel ve en doğal eylemi. bu nedenle beyni daha az yorarak bu işlemler yapılabiliyor. yani beyinde büyük bir aktiflik sağlamıyor. ancak okuma sadece görme eylemi gibi değil. beynin önce harfleri, daha sonra kelimeleri, sonrasında o cümleyi tanıması lazım, en son ise o cümlenin doğrudan veya dolaylı olarak anlatmak istediklerini anlandırması lazım. bu nedenle okuma sırasında daha aktif ve yoğun şekilde çalışıyor. Bu da hem daha hızlı ve kalıcı öğrenmeye hem de fizyolojik olarak daha fazla nöron bağlantısı kurulmasına neden oluyor. Benzer durum el yazısı ve klavye kullanma arasında ki farkta da ortaya çıkıyor. el ayzısı ile not tutmak ya da çalışma yapmak, aynı işlemleri klavye kullanarak yapmaktan çok daha efektiv. İsterseniz çalışmların kaynaklarını da bulup gönderebilirim. Saygılar
Muhteşem videolar, harika bir sunum. Hocadaki espri yeteneği ise ayrı bir seviye. Bahsedilen kitapları ayrı bir yorum olarak yazmak da çok iyi bir fikir, teşekkür ederiz. Paralı olmasın, tamam, ama bunlar paralı olsa, ben o parayı veririm arkadaş...
Hocam lütfen cevaplayın sorumu. Kaç videodur soruyorum hala cevap gelmedi. Devletler meşru gücünü nereden alır? Osmanlı için hilâfet diyorlar, peki Tükiye Cumhuriyeti nereden alıyor?
Uluslararası alanda Lozan Antlaşması'nın yeri önemli. Ancak daha ziyade ulusal egemenlik kavramını önemsemek gerekir. Nitekim modern çağda devletler meşruiyetlerini "kut, ilah, soy" gibi yerlere değil, halkın isteğine dayandırıyorlar. Bu sebeple Mustafa Kemal meşruiyeti daima milletten aldığını söyleyecek ve milleti meclisin temsil ettiğini ifade edecek. Bu durum günümüzde sadece demokrasi ile idare edilen devletler için geçerli de değil üstelik. Haydut devlet dediğimiz kavram, adı devlet olan ancak insan haklarına, vatandaşlarına saygı göstermeyen mekanizmalar için kullanılıyor. Toplumsal kabulü yitirmiş yönetimler (örneğin Libya, Suriye vb) kaynağı meşru olsa dahi (seçimle gelmiş vb.) meşruiyetini yitirmiş kabul ediliyor.
Furkan Usame BOZAN google a gir kilit kelimeler şunlar genel devlet teorisi genel kamu hukuku burdan gelen kaynakları bir döndür karıştır oku her şeyi hazır bekleme adamlar haftalardır onu anlatıyor hazır olmaz öyle
Meşru güç diye bir şey yok, meşruluk var bu da hükümdarın hükümdarlığını haketmesi demek. Türkiye'de ise yönetime el koyan birisi olmadığı sürece hükümdar meşrudur. Mesela seçimle cumhurbaşkanı geldiği zamanlarda birinin darbeyle başa geçmesi onu meşru kılmaz, halk tarafından seçilmesi gerekir. Veya Osmanlı'dan örnek vermek gerekirse; Osmanlı kanununda bir padişahın yaptığı bir kanunnameden sonra devlete sadece hükümdar soyundan gelenlerin başa geçebileceği meşru kılınmıştır. Kırım Hanı'nın veya rus imparatorunun yönetimi devralması meşru kılınmamıştır. Ama kukla yöneticiyle kolayca halledilecek bir şey, Timur'un Çağatay devletini herhangi bir devletin hükümdarı olmamasına rağmen yönetmesi, Roma'nın Mısır'da bir zamanlar kontrolün kendisinde olmasına rağmen firavun bulundurması gibi.
@@kankut ben zaten bu konuyu hiç bilmesem böyle bir soru sormazdım. Emrah hocanın anlattığı çoğu tarihi konuyu da biliyorum lakin farklı fikirleri ve hocanın yorumunu merak ettiğimden sordum.
videolarınız çok güzel çok başarılı içerikleriniz var ama bir ricam var videolarınızı yayınlama tarihine göre sıralasanız oynatma listesine gelince ilk videodan itibaren tıkır tıkır izlesek... teşekkür ederim ^^
Hocam sürekli okumayı işaret ederken, derinleşme, derin düşünme, kompleks düşünme vb şeylere de değiniyor, bundan mütevellit, derin düşünme veya toplumların (Avrupa - Türkiye veya Orta Doğu) derin düşünme yetilerinin gelişmişliği üzerine kıyaslı bir program yapar mısınız?
1:29 Erik Thorvaldsson (950 - c. 1003): Kızıl Erik adıyla da bilinen ve Grönland’daki Viking yerleşimini kuran kaşif. Vikingler buradan Kanada’nın Newfoundland bölgesine erişmişlerdir.
03:17 Reading Public: Kitap okuyan kitle manasına gelen İngilizce ifade
03:40 Zikredilen rakamlar Demokratik Eğitim ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin “Türk Halkının Kitapla İmtihanı” ve YÖK’ün “Vakıf Yüksek Öğretim Kurumları 2019” adlı raporlarından alınmıştır
04:35 Programme for International Student Assessment (PISA): 15 yaşındaki öğrencilerin matematik, fen ve okuma alanlarındaki başarısını ölçen ve dış mihrakların ülkemizi sürekli en sonlarda gösterdiği sınav
05:35 Lycée Saint-Joseph: İlker Canikligil gibi birçok şatoperest monşer yetiştirmiş Fransız lisesi.
06:48 Aspect: Bakış açısı manasında kullanılan İngilizce kelime.
06:58 Mediocrité: Vasatlık anlamına gelen Fransızca kelime.
07:08 Fernand Braudel (1902-1985): 20. yüzyılın en büyük tarihçilerinden sayılan Fransız bilim adamı.
07:28 İsmail Erünsal (1945- ): Osmanlı’da kitap, sahaf ve kütüphaneler üzerine ilk nitelikli çalışmaları yapan müverrih.
09:44 Gazavatname: Ortaçağ Avrupası gestalarının İslam dünyasındaki karşılığı olan ve sultanın ya da kahramanın “gaza”sını menkıbevi dilde anlatan kitap.
10:05 Hile-yi Şeriyye: Dinen yasak birşeyin şeklen yapılan bir hile ile yani kitabına uydurularak şeriata uygun hale getirilmesi
11:14 Faruk Duman: ESG’ye feci şekilde benzeyen ve son romanı Sus Barbatus Orhan Kemal Roman Armağanı’na layık görülen Türk yazar.
11:28 Abebooks.com: İkinci el yabancı kitapları uygun fiyata bulabileceğiniz internet sitesi.
11:32 Gabriel García Márquez (1927-2014): Yüzyıllık Yalnızlık ve Kolera Zamanında Aşk gibi romanlarla bilinen Nobel ödüllü, Kolombiyali yazar.
12:17 Pier Paolo Pasolini (1922-1975): Decameron ve Salò: Sodom’un 120 günü filmlerinin sıradışı yönetmeni; aynı zamanda şair ve romancı.
12:20 Sect: Mezhep anlamındaki İngilizce kelime.
12:31 Il formaggio e i vermi: Carlo Ginzburg’un Engizisyon kayıtlarından istifade ederek basit İtalyan köylüsü Menocchio’nun enteresan kozmolojik görüşlerini incelediği 1976 tarihli eseri
13:17 Ancien Régime: Fransız İhtilali öncesindeki döneme verilen ad
13:43 Journeyman: Kalfa manasına gelen İngilizce kelime
13:52 Sunday School: İngiltere’de alt sınıflara eğitim vermek için kurulan okullar.
14:05 Sıbyan mektebi: Osmanlı’da okuma yazmanın öğretilmediği, ilk seviyedeki okul.
14:48 Maslow Piramidi: Abraham Maslow’un insanın ihtiyaçları arasındaki hiyerarşiyi göstermek için kullandığı piramit.
16: 48 Emile Durkheim (1858-1917): Modern sosyal bilimlerin kurucusu da sayılan Fransız sosyolog.
18:48 Mantikü’t-Tayr: Feridüddin Attar’ın kendilerine hükümdar arayan 30 kuşun (si-murg) hikayesini anlattığı ve aslında aradığımızı uzaklarda değil kendi içimizde bulabileceğimiz gibi Sufi bir mesaja sahip manzum eser.
19:14 Umberto Eco (1932-2016): Gülün Adı, Baudolino ve Foucault Sarkacı gibi romanlarının yanısıra semiyotik üzerine çalışmalarıyla da tanınan İtalyan bilim adamı ve filozof.
20:05 The Hound of the Baskervilles: Arthur Conan Doyle’un 1902 tarihli Sherlock Holes romanı.
20:18 III. Haçlı Seferi sırasında Kutsal Roma Cermen İmparatoru Frederick, atıyla Göksu Nehri’ni geçmeye çalışırken boğulmuştur (1090).
21:26 Epistemolojik: Bilgiye ilişkin, bilgi felsefesiyle ilgili olan
21:30 Learning Curve (Öğrenme Eğrisi): Öğrenme hızının zamana göre değişimini gösteren eğri
21:47 Internet Movie Database (Imdb): Film ve dizilerin künye bilgilerinin bulunduğu internet sitesi
22:31 Gerontocracy: Yaşlıların yönettiği toplum
24:45 İsmi geçen yazarlar: Eric Hobsbawm, Paul Veyne, Fernand Braudel, Jules Michelet, Marshall Hodgson, William McNeill
25:28 Sylabus: Ders izleği manasındaki İngilizce kelime
Çok güzel ve faydalı bir çalışma tebrikler
Tebrikler güzel ve faydalı bir çalışma
Tebrikler çok güzel ve faydalı bir çalışma
0.25 e kadar düşürdüm hızı hocaya söyleyin biraz yavaş konuşsun ...
8:53 kim devlet okuluna vermiş? hızı 0.5 yapmam rağmen onu anlayamadım.
Matbaa'nın 300 sene geç gelmesinin sebebi Yurtiçi Kargodur.
Evet gelmediler ama geldik yoktunuz diye mesaj attılar 😊
Loading ticari itibar davası!
Kerem Ce beyen dedin beğendik kerem başkan
@@osmanosman4734 löğödöng töcörö ötöbör dövösö
Ciddi ortamdaydım yüksek sesli güldüm senin yüzünden
Tempolu kitap okumayla ilgili Woody Allen'in bir sahnesi vardı. Allen : ''Hızlı okuma kursuna gittim, ve Tolstoy'un SAVAŞ VE BARIŞ kitabın 1823 sayfasını 4 saate okudum'' . Soran: ''Konusu ne dir?'' Allen: ''Olay Rusyada geçiyor'' .
Hatta "Olay galiba Rusya'da geçiyor." dediği söylenir.
"Ama emin değilim" diye eklediği de söylenir.
@@turanvarolsun747 sen bilgiyi yüzeysel seviyorsun demek ki
Pariste bir gece yarısı adlı filminde geçer bu 🤗
@@cemcemlll3123 hayır woody allen bir talk show sırasında ediyor bu lafı, paris'te gece yarısı filminde geçmiyor. zaten woody allen paris'te gece yarısı filminde oynamıyor, sadece yönetmenlik yapıyor
Türkiye'nin en popüler iki tarihçisi: İlber Ortaylı ve Emrah Safa Gürkan. Birini 2x hızda dinliyorum, diğerini 0.5. Bu tarihçilerin ortası yok mu!
ikiside rahmetli halil hocanın öğrencileri.
maketelma kardeşim biri 40 öbürü 70 yaşında. Al ortalamasını ne etti 15 sene sonra emrah sefa gürkan’ı normal hızda dinleyebileceksin işte. Bunu da mı biz söyleyelim?
Bu adamda dil bilinci yok. Biraz ilginç bir adam.
*Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci adamdır!*
*ve tabiki Özellikle Ayasofya konusunda millî bir duruş sergileyen Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil* bu ikisi favorimdir
@@AnadoluislamCumhuriyetiAnayasa tarihcinin milli durudu olmaz tarihi dedektif gibi meraktan arastirir avukat gibi savunmak icin degil
*“Kitap okumayan insan, insan değildir.”* -Emrah Safa Gürkan, Temmuz 2019
Bi de şey var "Çekirdek yiyen insan, kendisine saygısı olmayan bir kancıktır" Entel Feridun
İlk duyunca bastım kahkahayı fakat doğru bir yargı olabilir.
Aslinda bir miktar kastinin otesinde cikti agzindan, ama hakaret icermiyor ve biraz dusunurseniz dogru da. Bu 'kitap okumuyorsun, hayvansin sen' anlamina gelmiyor. Ama 'bu cagin insani gibi degerlere, dusuncelere, bilgilere ve yasayisa sahip degilsin' demek.
simit atılan martı gibi hissettim vallaha havada kaptım videoyu önüme düştü.
ben de martı gibi hissettim kendimi ama videoyu izledikten sonra. bomboşmuşuz...
Bize simit atıyorlar abi simit yapmasını öğretseler halbuki ahahahahahahah
Her bölümü büyük keyifle ve zevkle izliyorum. 1970 (100. yıl) mezunu bir SJ'li olarak sınıfımızın haberleşme gruplarında paylaşıyorum.
Çok güzel bir iş yapıyorsunuz Arkadaşlar... Tebrikler...
Türkçenin sınırlarını zorlayıp en sempatik, en güzel, en fazla hayranlık içeren ifadelerini alkışlar ve tebriklerle size sunuyorum. Bu muhteşem kanal için teşekkür ederim 😊. Sizleri seviyoruz.
Beleş yemekten daha çok sevdiğim tek birşey vardır o da beleş bilgi!
Bilgi de değerli fakat beleş yemeği tercih edecek çoğunluk adına yazıyorum.
Hocam İstanbulda matbaa daha yeni kurulduğunda Birleşik Krallıkta bir kadın "Ada Lovelace", makineler düşünebilecek mi isimli bir makale yazmıştı. Amerikan ordusunda yazılım dili olarak kullanılan "Ada" programlama dili bu hanımefendiye atfedilmiştir. Hürmetler.
Bu makale ile ilgili tam tarihini anımsıyamıyoum fakat 1950'li yıllarda Alan Turing ve Bir Psikolog BBC yayınında "Makineler Düşünebilecek mi?" diye tartışıyorlar. Psikolog, bir makinenin düşünebileceğine beni tek bir şartla ikna edebilirsiniz, bir gün erkek bir makine dişi bir makinenin bacağına cinsel dürtülerle dokunursa ikna olurum diyor. Evet dostlar makineler cinsel kimlik kazanacak mı ?
@@mahiry.3673 şu anlık makineler değil ama üreyebilen mikro robotlar çıktı
@@mahiry.3673 işte burada, düşünmenin ve zekânın tanımına ihtiyaç duyuyoruz. Zaten bu ikisini yapay olarak oluşturmaktaki başarımız da, bu ikisi hakkında tanımlarımızın gerçeği ne kadar yansıttığı ile ilgili (Problemi çözmeye çalışmadan önce doğru tanımlamaya çalışmamız gerekiyor).
Peki zekâyı, canlının diğer edimlerinden ayıramaz mıyız ? Mesela, bir insanın matematik dört işlem sorusunu çözerken veya satranç oynarken kullandığı zekâ, aslında tüm hayatı boyunca her alanda kullandığı zekâ ile aynı olamaz mı ? En azından aynı temel yapı üzerine kurulu olamaz mı ?
Psikologların da bu soruya cevap aradıklarını düşünürsek, bazıları, insan zekâsının veya düşünme sisteminin, insanın cinsellik dahil dürtülerine göbekten bağlı olduğunu iddia ediyor olmalılar.
O zaman, bu göbek bağını kopardığımızda, ortaya çıkanın insan ile yarışan onu her alanda taklit eden veya tamamlayan bir makine olmayacağını söyleyebiliriz.
Ancak yine de, ortaya düşünen bir makine çıkmayacağını söyleyemeyiz.
Mesela, ortaya çıkacak yapı, bir kadının veya erkeğin bacağına dokunmaya çalışmayacaktır ama belki de, tasarladığı bir mimaride, koltuk mesafelerini insanlarının birbirlerinin bacaklarına dokunabileceği gibi seçecektir.
RUclips aleminin en değerli ve verimli tarih video serisi hazırlayan güzel insanlar teşekkürler.
İnanılmaz zevk alıyorum yeni video gelince. Oh işte böyle, öhöhm.
İ.C: Anti-entelektüellik diye bi akım çıkmıştı galiba Amerika'da 50'lerde...
E.S.G: O Türkiye'de hep var! O bizim buradan gelmiştir abi.
Metinde geçen terimler:
1:29 Erik Thorvaldsson (950 - c. 1003): Kızıl Erik adıyla da bilinen ve Grönland’daki Viking yerleşimini kuran kaşif. Vikingler buradan Kanada’nın Newfoundland bölgesine erişmişlerdir.
03:17 Reading Public: Kitap okuyan kitle manasına gelen İngilizce ifade
03:40 Zikredilen rakamlar Demokratik Eğitim ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin “Türk Halkının Kitapla İmtihanı” ve YÖK’ün “Vakıf Yüksek Öğretim Kurumları 2019” adlı raporlarından alınmıştır
04:35 Programme for International Student Assessment (PISA): 15 yaşındaki öğrencilerin matematik, fen ve okuma alanlarındaki başarısını ölçen ve dış mihrakların ülkemizi sürekli en sonlarda gösterdiği sınav
05:35 Lycée Saint-Joseph: İlker Canikligil gibi birçok şatoperest monşer yetiştirmiş Fransız lisesi.
06:48 Aspect: Bakış açısı manasında kullanılan İngilizce kelime.
06:58 Mediocrité: Vasatlık anlamına gelen Fransızca kelime.
07:08 Fernand Braudel (1902-1985): 20. yüzyılın en büyük tarihçilerinden sayılan Fransız bilim adamı.
07:28 İsmail Erünsal (1945- ): Osmanlı’da kitap, sahaf ve kütüphaneler üzerine ilk nitelikli çalışmaları yapan müverrih.
09:44 Gazavatname: Ortaçağ Avrupası gestalarının İslam dünyasındaki karşılığı olan ve sultanın ya da kahramanın “gaza”sını menkıbevi dilde anlatan kitap.
10:05 Hile-yi Şeriyye: Dinen yasak birşeyin şeklen yapılan bir hile ile yani kitabına uydurularak şeriata uygun hale getirilmesi
11:14 Faruk Duman: ESG’ye feci şekilde benzeyen ve son romanı Sus Barbatus Orhan Kemal Roman Armağanı’na layık görülen Türk yazar.
11:28 Abebooks.com: İkinci el yabancı kitapları uygun fiyata bulabileceğiniz internet sitesi.
11:32 Gabriel García Márquez (1927-2014): Yüzyıllık Yalnızlık ve Kolera Zamanında Aşk gibi romanlarla bilinen Nobel ödüllü, Kolombiyali yazar.
12:17 Pier Paolo Pasolini (1922-1975): Decameron ve Salò: Sodom’un 120 günü filmlerinin sıradışı yönetmeni; aynı zamanda şair ve romancı.
12:20 Sect: Mezhep anlamındaki İngilizce kelime.
12:31 Il formaggio e i vermi: Carlo Ginzburg’un Engizisyon kayıtlarından istifade ederek basit İtalyan köylüsü Menocchio’nun enteresan kozmolojik görüşlerini incelediği 1976 tarihli eseri
13:17 Ancien Régime: Fransız İhtilali öncesindeki döneme verilen ad
13:43 Journeyman: Kalfa manasına gelen İngilizce kelime
13:52 Sunday School: İngiltere’de alt sınıflara eğitim vermek için kurulan okullar.
14:05 Sıbyan mektebi: Osmanlı’da okuma yazmanın öğretilmediği, ilk seviyedeki okul.
14:48 Maslow Piramidi: Abraham Maslow’un insanın ihtiyaçları arasındaki hiyerarşiyi göstermek için kullandığı piramit.
16: 48 Emile Durkheim (1858-1917): Modern sosyal bilimlerin kurucusu da sayılan Fransız sosyolog.
18:48 Mantikü’t-Tayr: Feridüddin Attar’ın kendilerine hükümdar arayan 30 kuşun (si-murg) hikayesini anlattığı ve aslında aradığımızı uzaklarda değil kendi içimizde bulabileceğimiz gibi Sufi bir mesaja sahip manzum eser.
19:14 Umberto Eco (1932-2016): Gülün Adı, Baudolino ve Foucault Sarkacı gibi romanlarının yanısıra semiyotik üzerine çalışmalarıyla da tanınan İtalyan bilim adamı ve filozof.
20:05 The Hound of the Baskervilles: Arthur Conan Doyle’un 1902 tarihli Sherlock Holes romanı.
20:18 III. Haçlı Seferi sırasında Kutsal Roma Cermen İmparatoru Frederick, atıyla Göksu Nehri’ni geçmeye çalışırken boğulmuştur (1090).
21:26 Epistemolojik: Bilgiye ilişkin, bilgi felsefesiyle ilgili olan
21:30 Learning Curve (Öğrenme Eğrisi): Öğrenme hızının zamana göre değişimini gösteren eğri
21:47 Internet Movie Database (Imdb): Film ve dizilerin künye bilgilerinin bulunduğu internet sitesi
22:31 Gerontocracy: Yaşlıların yönettiği toplum
24:45 İsmi geçen yazarlar: Eric Hobsbawm, Paul Veyne, Fernand Braudel, Jules Michelet, Marshall Hodgson, William McNeill
25:28 Sylabus: Ders izleği manasındaki İngilizce kelime
Emrah Safa Gürkan Teşekkürler hocam bilgi için
"Cahillik bir durum değil, tutumdur. "Ben biliyorum ve bilmek için hiçbir şey yapmayacağım" demektir cahillik.
.
.
Herkes bir konunun cahilidir.
Ancak cahil insan bilmediğini kabul etmeyen, bilmek için hiçbir şey yapmayan ve her şeyi bildiğini düşünen kişidir.
.
.
Cahil insan, bilen biriyle karşılaşınca onun kendisinden sadece 2-3 tane fazla kitap okuduğunu ya da 2-3 ay daha fazla tecrübe edindiğini düşünen ve "bileni" küçük gören insandır.
.
.
Cahil insanın bu hastalıktan kurtulmasının çaresi yoktur."
Emrah Safa Gürkan
(Müthiş👏👏👏)
En keyifli Olmaz Öyle Saçma Tarih bölümlerinden biriydi.
Mustafa Seven’in katılımı programın havasını olumlu yönde değiştirdi. Konudan mı bilinmez ama, sorular ve cevaplar goy goydan daha uzaktı. Muhabbet çok güzel yerlere gitti, kafalar ufak bir açılma yaşadı.
Program kıvama geldiğine göre, bir an evvel tuzumu eklemeliyiz.
Şu RUclips çöplüğünde yaptığınız güzel hizmetten ötürü sonsuz teşekkürler. Ek olarak ESG hocamızın giyimi bile hem yaptığı işe hem de karşısındakine ne kadar saygı duyduğunu gösteriyor.
Sene olmuş 2021 hala izliyorum Emrah hocamı...Bütün seriyi tek tek en az 4 defa izlemişimdir. Ülkemizin en büyük kazançlarından birisi Emrah hocam...
En beğendiğim bölüm. Samimi ve sorgulatan yaklaşımı için başta hocamız :) tüm ekibe teşekkürler.
"Hayatta bir işi iyi yapmayan adamla muhatap olmuyorum, konuşmuyorum artık." 8:00'da gelen ve hâlâ üzerine düşündüğüm, beni benden alan ifade.
RUclips Türkiye'nin en otantik kanalı vallahi.
Bu kadar duzeysiz , cirkin , kalıplaşmış programlarin icinde debelenirken , çöldeki susuzluğa vaha gibi cikti önümüze bu program.. böyle ufuk açıcı, boyle zihin eğitici, böyle vizyoner bir program yaptığınız ve bundan evimizin konforunda , diledigimiz zaman diliminde yararlanma özgürlüğü içerisinde bize sunduğunuz icin teşekkürler.. harikaydi..ruhumuz beslendi , beynimiz doydu ..iyi ki varsınız
bu dayının videolarını izlerken hiç bitmemesini istiyorum
Bu zengin programın hızlı kurgusu müthiş gerçekten, bu kadar dinamik bir tarih programı yapılabileceğini düşünemezdim. Yıllardır ilk kez bir RUclips videosunu hızlandırmadan izliyorum :)
Emrah Safa Gürkan Gümüşhane'yi spesifik göstererek neyi amaçlamakta, kime hizmet etmektedir? Gümüşhaneliler olarak bu konuyu aydınlığa kavuşturmasını bekliyoruz.
sanırım Gümüşhane
Misafirlerimizi ne zaman götürürsek götürelim bizi hiç utandırmayan, hep aynı kalitede yemek yapan bir restoran gibi oldu burası. Ellerinize sağlık. Gene muhteşem bölüm!
Hocam 7 yaşın dan beri okuyorum. (24 yaşındayım) Ama sizi dinlerken aralar da hiç okumamış gibi hissediyorum sanırım mesele sadece okumak değil ne okuyacağımızı da bilmemiz gerekiyor.
24 yaşında bu dediklerimi ben de bilmiyordum. Sürekli oku geveze dahi kardeşim, enseyi karartma. Diğerleri çok mal geliyor yalnız bir yerden sonra uyarayım ;)
Hocam yeni bölümleri dört gözle bekliyoruz. Teşekkür ederim. Ancak biraz konuşma hızınızı yavaşlatabilir misiniz? Bu program her zamankinden de hızlıydınız. Başım döndü.
Her bölümde cahilliğime cahillik katıyorum. "Sahiden ne cahilmişim ben" diye yeni bir cahilliğimi öğreniyorum. Olmaz böyle cahil şey...
En beğendiğim bölümlerden birisi olmuş. Hocamın ağzına sağlık. Bende "Eğitim Şart" diyenlerden ve hayatını bu memleketin cehalet probleminin çözülmesine adayanlardan biriyim....
Bilhassa kitap okumayıp hocanın ağzına bakarak öğrenme konusunda söylediklerinize bayıldım. Tekrar tekrar teşekkür ederim.
Bu kalitede bı program tvlerde yok
Sesli kitaplar ,benim gibi günde 15 saat çalışan insanlar için bence mükemmel. İşten kalan boş vakitlerde, yemek yerken vesaire güzel oluyor. Yüzde yüzde anlamasam dinlediğimi en azından bir şeyler kalıyor aklımda. Sonra okumak istersem de tekrardan çok hızlı bitirebiliyorum kitabı.
Mustafa bey'in sonda sorduğu soru, emrah hoca'ya sorsalar diye içimden geçirdiğim soruydu.
Mesela ben dinlediğim birşeyi çok daha iyi anladığımı farkettim. Kolay olmuyor, bazen birkaç defa dinlemem gerekebiliyor, ama anlatılanı kavradıktan sonra kalıcı olabiliyor. 20 sene önce dinlediğim bir röpörtajı programı neyse, çok iyi hatırlayabiliyorum. Ama kitapta aynı durum söz konusu değil.
Ama okumakla aynı şey olmadığını düşünenlerdenim. Tamam, bilgiyi edinebilirsin belki ama, okumak bir faaliyet olarak insan beynini geliştiren, bir antrenman gibi olduğu kanısındayım. Harfleri Göreceksin, gördüğünü algılayacaksın, anlatılanı anlayacaksın ve bir yandan da içeriğe göre arkaplande beyin sana anlatılan durumu canladırıp, bir projeksyon yapacak. Ve bu okudukça sürekli gelişecek, beyin bu kabiliyette üstüne koyarak daha güçlü hale gelecek.
Kas geliştirmek gibi birşey. Mesela Okumak, profesyonel olarak zihin geliştirmek olur. Yoksa insan beyni sürekli birşeylerle meşgul. Ama çoğu işeyaramaz şeyler.bir ömür Hammalık yapmakla arnold schwarzenegger olunamayacağı gibi, beyni sürekli bok püsür işlerle meşgul ettin diye einstein olamazsın. Okumak anladığım kadarıyla, zihin geliitirmenin profesyonel anterenmanı diyebilirim.
Şu devlet okuluna gönderme işi çok dikkatimi çekti. Bu konu üzerine bir video çeker misiniz?
+1
Bu özel okul/devlet okulu ve eğitim konusu benim de ilgimi çekti. Bu konunun tartışıldığı video olsa gerçekten çok güzel olur.
Saint Joseph'de okumuş adam, devlet okulunu nasıl eleştirsin ki? O ortamı görmüş birinin eleştirmesi gerek. Bence Emrah Hoca Saint Joseph'i eleştirsin.
Ama kızı devlet okulunda değil mi
İlk okul için devlet okulu bence doğru seçim. Özel okulda pohpohlayip gönderiyorlar. Eğitimin ilk yıllarında gerçek hayatı görmeleri bence doğru seçim.
1.bölümü daha dün izlemiş gibi hatırlıyorum, ne ara 7.bölüme geldik?
Yayınlama aralığı fevkaledenin fevkinde demek ki, aynen devam Flu Tv 👏👏👏
Matbaa Osmanlı'ya geç gelmedi, Batı'ya erken gitti. (linç yememek için bkz. bölüm 3)
sonunda biri Simyacının overrated olduğunu söyledi be...
chary atayev görüyorum
ve arttırıyorum: Coelho'nun tum kitapları birbirine benziyor.
@@minebosman2809 valla ben tek Simyacı'yı okudum diğerlerini bilmiyorum...
Ben de okudum da overrated ne peki
@@cht7820 abartıldığı kadar iyi olmayan,abartılmış
Hiç overrated değil. Alegorik bir anlatımı olduğu için okuyan çoğu çoğu insan hiçbir ayrıntıyı anlamıyor. Sadece olayı okuyor. Oysa her bir olay ve kişi birer sembol niteliğinde. Öyle bakarsan çok derin olduğunu görürsün.
Kitap okumak üzerinde bu kadar durduğunuz için çok teşekkür ederim hocam :)
Hocam bir videonuz da Akdeniz' medeniyetlerini kökten değiştirip etkileyen Roma'nın tarihini konu almanızı bekliyorum.
Bunu herkes Bilir den bölümleri sizden duyup sindirmek iyi geldi .Bu ay 14 kitap okudum ,hep keşke daha çok okuyabilsem istedim .Yine akıl açan bir video olmuş 👏👏
"Problem çözmesi lazım çocuğun onu da özel okul vermiyor." Çocuğum olursa bu cümleyi göz ardı etmeyeyim.
Amatör RUclipsrlar zaten başlı başına problem olan hocaların oluyor devlet okullarında, hocayı çözmen gerekiyor.
La arkadaş gerçekten youtube içindeki öne çıkanlardan bulduğum kıymetli tek calisma
müteferrika'nın kurduğu ilk maatbadan çıkan kitapta ulemadan 12 kişinin onayı ve imzası bulunmaktadır. hatta bunların üçü basılmak üzere kitap tavsiyesinde bulunmuştur.
Kaynak - Niyazi Berkes Türkiye'de Çağdaşlaşma-
RUclips’da izlediğim programlama videolarından sonra en faydalı video oldu tşk
Umberto Eco- Baudolina kitabını okumayan varsa okusun, tarihe ayna tutan bir eser gibi.
RUclips da güzel bir kanal keşfetmenin verdiği mutluluk.
hocam devşirme sistemi ile ilgili bir video güzel olabilir. hem toplumsal hem askeri açıdan etkileri nasıldır sizden dinlemek çok keyifli olur.
yapacağım güzel fikir danke
@@OMNIBUSLIVE Yapmadınız hozom.Pena'da yapın bari.
Bu bölüm gerçekten oldukça doluydu. Ardı ardına bölüm gelince acayip gaza geliyorum. Bir anda bitmesin diye de videoları yavaş yavaş izliyorum. :D Sonucunda bu videoları izlediğim günler daha bir güzel geçiyor. :)
Hocaya katılmadığım tek nokta var, o da sesli kitap konusu. Bazı kitaplar sesli okunmaya ve dinlemeye uygun olmayabilir ama bu durum uygun olan binlercesi olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ben de kitap okuma ile dinlemeyi bir tutmuyorum, ancak kitap okuma imkanımın olmadığı zamanlarda dinleyerek de gayet güzel vakit geçirip cahilliğime cahillik katabiliyorum.
ben strateji oyunu oynamayı seven ve oyun oynarken arkadan sesli kitap dinleyen bir insan evladıyım. 2 sene önce dinlemiş bulunduğum agatha cristie romanını hatırlıyorum. bu yaptığım kitaba dair bir saygısızlık mıdır bilemem, lakin oyunun müziklerini dinlemektense bir sesli roman dinlemek daha hoş geliyor bana.
Emrah hoca youtube çok uygun bi adam değil mi. Normalde her videoyu minimum 1.25 hızlandırıp izlerim burada bazen geri sarmak durumunda kalıyorum 😁
8:28 "abi nasıl olacağına dair fikrim olmaması lazım, konunun uzmanı değilim, konunun uzmanını getirirsin yapar... ", dilinize sağlık ESG Bey, Türkiye'de maalesef pek çok kişi, çözüm üretilmesi gereken her konuda uzmanmış gibi fikir beyan edip gürültü yaparak çözümsüzlüğün devamına katkı bulunuyor.
Bayılıyorum hocam size. Arkadaşlarınız çok şanslı sizinle oturup konusabildikleri için.
13 aylik oglum var. 27 tane kitabi var su an. En sevdigi sey onlari bana getirip beraber resimlerine bakmak.
Komsularimizin bebeklerine bakiyorum kitap yok sirf oyuncaklari var. Neden? Cunku benim oglanin anasi Amerikali. Daha dogar dogmaz anne tarafindan gelen hediyeler cocuk kitaplariydi.
Gerçekten ne kdr ilginç bir şey değil mi? Kitapsız ve kitapları uzak sıkıcı şeyler olarak görerek büyütülen nesillerin arasındayız :/
13 aylık ve 27 kitap
Ya kardeşim kusura bakmayın ama
Ne alaka
Yani bir insan bilinç zihin alt yapısı olmadıktan sonra 1 milyon kitabı olsa ne olur olmasa ne
döndüm hepsini tekrar izliyorum ve bir şey fark ettim(daha doğrusu dinliyorum. Bu sesli kitap ve podcast konusunda yanıldığınızı düşünüyorum. benim disleksi gibi bir problemi var ve istesem de gözlerimle yani dümdüz okuma yapmak çok zor. Zaten sanatçıyım ve hep görsel ve işitsel şeylerle işim oluyor. ben evde arka planda hep sizin programlarınızı, tarih,felsefe,bilim vs. ile ilgili podcastleri ve ya sesli kitapları dinlerim. yemek yaparken bile duşta bile. Ama en önemlisi çizim yaparken. ve fark ettim ki aklımda o canlandırma işi dinlerken bende çok daha kolay oluyor. Babam da sizin gibi düşündüğü için sürekli kitap okumaya zorluyor beni ancak küçüklüğümden beri asla yapamadığım bir şey. bir süre sonra bu durumu çok içerleyip etrafımdaki insanlarla bu konu üzerine tartıştım bayağı, ve fark ettim ki benim gibi insanlar çoğunlukta olmasa da az da değil. özellikle genç nesillerde farklı medyalardan, ortamlardan bilgi almaya küçüklükten alıştığımız için bence pek de fark etmiyor.
Topluluk kurallarina uyacagima soz vererek bu yorumu yapiyorum emrah sefa gurkan
“Cahillik bir durum değil, tutumdur” ESG. Müthiş tespit 👏🏻👏🏻, resmen insan aydınlanıyor 👍🏻
Bu video çok daha iyiydi. Hocamızı(!) daha ofansif bir pozisyonda görüyoruz, böyle daha güzelmiş.
Bu online üniversiteler muhabbetine kısmen katılmıyorum hoam kpssye benim hocam ile çalıştım çok yararı oldu vallahii hatta dedim hayatımdaki en güzel anlatan hoca bunlarrr
Dünyanın en çok okunan kitapları arasında Heidi geçince yakın zamanda öğrendiğim bir şeyi paylaşmak isterim, Heidi'nin arkasında ilginç ve gerçek bir öykü varmış, Heidi aslında bir çocuk köle. Verdingkinder denilen köle çocuk uygulaması İsviçre'de 1960'lara kadar yaygın olarak devam etmiş. Ailelerin yanına verilen bu çocuklar karın tokluğuna çalıştırılır, giymeleri için ayakkabı bile verilmezmiş, Heidi'nin ayağında hiç ayakkabı olmaması boşuna değil yani. Yazarı Spyri de çocukluğunda onlardan biriymiş. Bu üstü kapalı kölelik sistemi 1981'e kadar yasaklanmamış. İsviçre devleti 2013'te çocukluğunda köle olarak çalıştırılmış bu insanlardan resmi olarak özür dilemiş.
tesekkurler bilgi icin...
Oglum okumuyor diye uzuluyordum.istanbul trafigi sayesinde surekli okuyor simdi. Ne guzel. Trafik sagolsun.
Erik Thorvaldsson demişken Vinland Sagayı tavsiye edelim
Sapiens gerçekten müthiş bir kitaptı ya. Gerçekten bir bakış açısı kazandırdı.
11.15 Faruk Duman harbiden ESG'ye çok benziyor yarıldım lan sjhadkfhsdjfd
Hocam daha sık videolarınızı bekliyoruz. Ağzınıza sağlık..
Kitap okumanın demode bir bilgi edinme yöntemi olduğunu söyleyen birçok insanla karşılaşıyorum. Kitap, ansiklopedi değildir. Aradığın bilgiyi özüt halinde bulamazsın. Ama, bu demek değildir ki kitap okumak zaman kaybıdır. Tam tersine, bilginin kalıcılığı ve bilgiyi kafaya oturtma açısından birebir yöntemdir. Vikipediyi açar, 17. yüzyıl tarihinin başlıca olaylarını okursun, aklında isimler ve olanlar kalır. ama aynı konunun kitabını okursan, ESG hoçamız gibi 17. yüzyılda yaşayan bir kralmış gibi, bilgiyi etrafında, birbirleriyle etkileşerek görürsün. Gündelik düşüncelerin bile okuduğun kitabın rengine bürünür.
Haftanın son günü diye sevinirken daha sevindirici bir şeyle karşılaştım: YENİ BÖLÜM
İlköğretim dönemimde bir kompozisyon ödevi almıştım. Tam okul günü, evdekiler ısrarla sofraya çağırırken 10-15 dakika içinde baştan sona 1 sayfalık bir şeyler karaladım. Sınıfta sıram gelince okudum, vay halime. Sen misin bu kompozisyonu yazan :) Öğretmen inanmadı arkadaş! Ve şu tonda inanmadı - Kiiim? Sen ve bu kompozisyonu yazmak. Güldürme bizi, haydi söyle bakalım kime yazdırdın.
Yeminler edildi, ailemi şahit gösterdim falan, yok. Kadın inanmıyor, inanmadı, inanmayacak. Durduk yere kıpkırmızı oldum sınıfın ortasında. BEN YAZDIM ULAN O KOMPOZİSYONU :) E o saatten sonra ben sana kompozisyon yazar mıyım? Zaten inanmayacaksın amk :) Yani demem o ki, her öğretmen de Mahmut Hoca değil. E ben arenadan çekilince Orhan Pamuk aldı yürüdü tabi...
devlet destekleri ben de bu kadar abartılısı olmasa da buna benzer bişey yaşamıştım😅 Hocalar biraz... Kısacası mediocrite partout. Sonunda kullanmak nasip oldu😅
Hayatimda ilk defa tarih'le ilgili bir programi keyifle hem ogrenerek hem eglenerek izledim dolaysiyla slap slup opuyorumEmrah Safa Gurkan hocamizi. Ilker ve Mustafa Bey'e de guzel ve kaliteli sorular icin ayrica tesekkurvederim. Hmm iyi tamam o ikiliyide slap slup optum o zaman. Saygilar ;)
abi gözünüzü seviyim şu intro müziğini daha iğrenç yapabiliyorsanız yapın lütfen teşekkürler .
Her bölümün açıklama kısmına Emrah hocam anlattığı olaylarla, konuştuğu konularla alakalı okuma tavsiyeleri verse bizlere bence çok güzel olur. Bence bunu bi düşünün sayın Canikligil.
Hocam bide adam Newfoundlanda çıkmış çıksa kübaya floridaya bulur belki bir şeyler kuzeyde kalıyor Newfoundland zaten ne bulacak orada
Buradan Kızıl Erike selamlar büyük geçmiş olsun Krsitof Kolomb olmanın kıyısından dönmüşün
Serinin önceki videolarına göre çok daha ciddi olmuş güzel olmuş bence.
Ve bu video ile "harf devrimi oldu bir gecede cahil kaldık" geyiğine de epey cevap verilmiş oldu aslında. Esg'nin tekrar tekrar belirttiği gibi bu coğrafyada okuma-yazmaya talep olmadı hiçbir zaman. Matbaa konusunda da bir şey kaçırılmış, matbaa aslında 1492'de Endülüs'ten buraya intikal eden (2. Beyazıt dönemi) yahudiler aracılığıyla geliyor. Yani daha 15. Yüzyılın sonlarında matbaa denen şeyden Osmanlı'nın haberi vardı. Fakat hem okumaya olan talebin yok denecek seviyelerde olması, hem de (esg bu fikre pek katılmasa da) ulema sınıfından el yazısı ile kitap yazanların ekonomik kaygılarından dolayı matbaacılığa uzun bir müddet, yani lale devrine kadar sıcak bakılmamıştır. Bence bir sonraki videoda Osmanlıca okuma ve yazmanın zorluğundan da bahsedilmeli, bu da halk nezdinde büyük bir etken diye düşünüyorum. Mehmet Akif bile "lisanın sadeleştirilmesi farzdır" demiş.
Evet, Alev Coşkun'un kitabında böyle anlatılıyor. Yazayım diye geldim ama gerek kalmamış.
Emrah Hocamın olaylara bakış açısını çok beğeniyorum.
ESG bilgi ve birikimiyle bizi tekme tokat dövmeye devam ediyor, böyle dayağa can kurban be.
harika bir kanal kardeşim sayesinde keşfettim tanıştığıma çok memnun oldum ve bilgi birikiminize büyük saygı duydum
Hocam bende Türkiye'deki bilimin tarihi ve gelişmesini çok merak ediyorum. Bizim insanımızın skeptik bakış açısına niye hala sahip olamadığını merak ediyorum. Örnek vermek gerekirse Heine'den okuduğum kadarıyla Almanya'da da insanlar eski dönemlerde cinlere inanıyor. Onlara elf diyorlar. Tabi ki bugün orada kimsenin böyle saçma sapan şeylere inandığı yok. Biz de ise görümcesine büyü yapandan saçma sapan cin filmlerine kadar her türlü absürt öğe var. Sonuç olarak Türkiye'deki bilim ve düşüncenin üzerine bir video yaparsanız çok güzel olur.
Çok sürükleyici, çok faydalı bir videoydu. Elinize sağlık.
2.40 da adam ne güzel Ermenilere gelen matbaadan ve Avrupa'dan bastırıp getirdikleri kitaplardan bahsedecekti lafını böldünüz.
3-4 gün önce tanıdım kanalı 6 videonun hepsini bir çırpıda izledim. Notlar aldım. Bu bölümü de keyifle, öğrenerek izledim. Teşekkürler. Yeni videoyu beklerken Olmaz öyle saçma şey izlemeye devam :)
Alanı ile ilgili 3-5 soru alanı dışında 20-30 soru soruyorsunuz, sebebi nedir?
Teşekkür ediyoruz ESG
kitap önerisini biz öğrenciler (patreon hesabına yardım edemeyen fakirler)'de istiyoruz hocam
25:47 şu cümle hazırlanılmadan kurulamaz. olağanüstü bir şekilde ifade etti mustafa bey.
Emrah Safa Gurkan' hocama bir sorum olacak. TED konusmalarini dinlemek sizce faydali mi ingilizce ve turkce?
hocamiz cevap verirse hepimiz mutlu oluruz da, ben kendi fikrimi de belirtmek istiyorum. yeterince ingilizce TED konusmasi dinlemis biri olarak iceriklerin %90'i gercekten ise yaramaz ve bireysel reklamdan ibaret. (ingilizce listening'ini gelistirmek isteyenler icin guzel kaynak) %5-10 olan ortalama ve kaliteli icerigi bulmak lazim, bunun icin de filtreden gecirmek gerekiyor.
kimi dinlediğiniz çok önemli ama her halükarda kalbur üstü sayılabilecek insanlar konuşmacılar geldiği için en azından entel geyiği izlemiş olursunuz.
ben geliyorum bekleyin...
@@tarkkarakaya2012 Ne işin var güzel kardeşim 29 Mayısta git bilkente boğaziçine
Adam yarım saat kitap okuyun dedikten sonra gelen soru...
Sondaki soru çok güzel... podcast dinler gibi kitap dinlemek
Hocanın söylediklerinin hepsini yakalamanın çözümünü buldum video hızını 0.75x yapdım sanki İlber hoca konuşuyor(şaka deyil)
Hocam son kısımda anlattığınız okuma ve izlemenin farkını açıklayan bilimsel çalışmalar mevcut aslında. izleme insanların görme ve duyma duyusunu kazandığından beri en temel ve en doğal eylemi. bu nedenle beyni daha az yorarak bu işlemler yapılabiliyor. yani beyinde büyük bir aktiflik sağlamıyor. ancak okuma sadece görme eylemi gibi değil. beynin önce harfleri, daha sonra kelimeleri, sonrasında o cümleyi tanıması lazım, en son ise o cümlenin doğrudan veya dolaylı olarak anlatmak istediklerini anlandırması lazım. bu nedenle okuma sırasında daha aktif ve yoğun şekilde çalışıyor. Bu da hem daha hızlı ve kalıcı öğrenmeye hem de fizyolojik olarak daha fazla nöron bağlantısı kurulmasına neden oluyor. Benzer durum el yazısı ve klavye kullanma arasında ki farkta da ortaya çıkıyor. el ayzısı ile not tutmak ya da çalışma yapmak, aynı işlemleri klavye kullanarak yapmaktan çok daha efektiv. İsterseniz çalışmların kaynaklarını da bulup gönderebilirim. Saygılar
Hepimiz muazzam bir bilgi deryasının cahiliyiz, çare e-book, çare pdf :D
Muhteşem videolar, harika bir sunum. Hocadaki espri yeteneği ise ayrı bir seviye. Bahsedilen kitapları ayrı bir yorum olarak yazmak da çok iyi bir fikir, teşekkür ederiz. Paralı olmasın, tamam, ama bunlar paralı olsa, ben o parayı veririm arkadaş...
Hocam lütfen cevaplayın sorumu. Kaç videodur soruyorum hala cevap gelmedi. Devletler meşru gücünü nereden alır? Osmanlı için hilâfet diyorlar, peki Tükiye Cumhuriyeti nereden alıyor?
Uluslararası alanda Lozan Antlaşması'nın yeri önemli. Ancak daha ziyade ulusal egemenlik kavramını önemsemek gerekir. Nitekim modern çağda devletler meşruiyetlerini "kut, ilah, soy" gibi yerlere değil, halkın isteğine dayandırıyorlar. Bu sebeple Mustafa Kemal meşruiyeti daima milletten aldığını söyleyecek ve milleti meclisin temsil ettiğini ifade edecek. Bu durum günümüzde sadece demokrasi ile idare edilen devletler için geçerli de değil üstelik. Haydut devlet dediğimiz kavram, adı devlet olan ancak insan haklarına, vatandaşlarına saygı göstermeyen mekanizmalar için kullanılıyor. Toplumsal kabulü yitirmiş yönetimler (örneğin Libya, Suriye vb) kaynağı meşru olsa dahi (seçimle gelmiş vb.) meşruiyetini yitirmiş kabul ediliyor.
Furkan Usame BOZAN google a gir kilit kelimeler şunlar genel devlet teorisi genel kamu hukuku burdan gelen kaynakları bir döndür karıştır oku her şeyi hazır bekleme adamlar haftalardır onu anlatıyor hazır olmaz öyle
Meşru güç diye bir şey yok, meşruluk var bu da hükümdarın hükümdarlığını haketmesi demek. Türkiye'de ise yönetime el koyan birisi olmadığı sürece hükümdar meşrudur. Mesela seçimle cumhurbaşkanı geldiği zamanlarda birinin darbeyle başa geçmesi onu meşru kılmaz, halk tarafından seçilmesi gerekir. Veya Osmanlı'dan örnek vermek gerekirse; Osmanlı kanununda bir padişahın yaptığı bir kanunnameden sonra devlete sadece hükümdar soyundan gelenlerin başa geçebileceği meşru kılınmıştır. Kırım Hanı'nın veya rus imparatorunun yönetimi devralması meşru kılınmamıştır. Ama kukla yöneticiyle kolayca halledilecek bir şey, Timur'un Çağatay devletini herhangi bir devletin hükümdarı olmamasına rağmen yönetmesi, Roma'nın Mısır'da bir zamanlar kontrolün kendisinde olmasına rağmen firavun bulundurması gibi.
@@dariusaetius teşekküler yorum için
@@kankut ben zaten bu konuyu hiç bilmesem böyle bir soru sormazdım. Emrah hocanın anlattığı çoğu tarihi konuyu da biliyorum lakin farklı fikirleri ve hocanın yorumunu merak ettiğimden sordum.
videolarınız çok güzel çok başarılı içerikleriniz var ama bir ricam var videolarınızı yayınlama tarihine göre sıralasanız oynatma listesine gelince ilk videodan itibaren tıkır tıkır izlesek... teşekkür ederim ^^
Şaka maka RUclips sayesinde aydinlaniyoruz.
Dinlemek okumaktan daha iyi geliyor.Cok hızlı konuşuyorsun buna rağmen zevkle dinliyorum.
yeminlen yakaladım ilk 100e girdim :D
Konu gayet güzel. Teşekkür ederiz.
10 Dakikada 50 yorum, okurdan çok yazarı olan tek ülkeyiz :)
harikasiniz :) Berlin-den selamlar
Tam cahil şamarlayan ya.Harikasınız hocam :)
Hocam sürekli okumayı işaret ederken, derinleşme, derin düşünme, kompleks düşünme vb şeylere de değiniyor, bundan mütevellit, derin düşünme veya toplumların (Avrupa - Türkiye veya Orta Doğu) derin düşünme yetilerinin gelişmişliği üzerine kıyaslı bir program yapar mısınız?