arkası yarın piyesleri ile büyüdüm 46 yaşındayım evim gecekonduydu tavuklar meyve ağaçları ufak bir bahçe domates fasulye biber gibi toprak yollar İstanbul Ümraniye Dudullu elektrikler kesilir pilli radyoda mum isiginda dinlerdik şimdi elimde akıllı telefonumda tasarrufu LED lambanın altında aynı yerde 6 katta tek başıma dairemde internet marketinden söylediğim meyveyi yerken dinliyorum şu an yağmur yağıyor ama ne o toprak kokusu nede yeşilin rengi asfalt sokakta mazgallara akan sular
Kadroya bak. Rüya takımı gibi. Devekuşu Kabare ekibi. Ne muhteşemdi Radyo Tiyatrosu... Görmeden izletirler, orada olmadan olayın içinde yaşatırlardı... Şimdi ise bu güzellik, SOYTARILIK ile yer değiştirdi... 🥺😢
cunku oynuyorlar, film seslendirmesi yapmiyorlar . Ne alaka bu yorum. Galiba film seyrediyorsun gibi geldi sana... Yoksa sen timsah'in icindeki mal misin. ve bu 19 like veren icin de gecerli ne mantik var sizin gibi insanlarda ya...
Hani eski Türkiyedeki röportaj videolarını izleyince şaşırıyoruz ya. "Millet ne kadar da düzgün konuşuyor, ne kadar iyi kendini ifade ediyor yahu!" diyoruz. İşte bu yüzden! Eski kuşaklar daha eğitimli, daha görgülü, daha sakin, sosyal, toplum kurallarına daha iyi uyan, daha kibar ve daha düzgün konuşan insanlardı. Tek kanal ve tek radyo olan TRT ve devlet, milletimizi eğitme görevini görüyordu yani. Mesela annem köydeyken kardeşlerinden daha düzgün, kentli Türkçesi konuşuyordu, daha bilinçli ve daha zekiydi. Sebebi buymuş. Radyo tiyatrosu dinlermiş devamlı. Ve kitap, dergi okurmuş.
Dinlerken sinir oldum ya cidden çok güzel yansıtmış toplumu çıkarları vs. Dinlediğim 2.radyo tiyatrosuydu bu daha karakomedi tarzindaymis ilk agatha christienin geç gelen tanigini dinlemiştim polisiye olunca daha akıcı oluyor galiba. Tiyatro izlemiş gibi hissediyorum radyo tiyatrosunda çok güzel
55 yaşındayım biz de radyo tiyatrosu dinlerdik her İstanbullu dinlerdi 70lerde 80 lerde almancılar video getirdiler betamax VHS kasetleri seyretmeye başladık
1963 istanbul dogumluyum Philips marka lambali elektrikli bavul gibi büyük bir radyomuz vardi arkasi yarinlari butun aile dinlerdik cit cikmazdi bitince uzulurduk yarini sabirsizlikla beklerdik istanbul güzeldi Türkiye guzeldi biz bizeydik yabanci yoktu Fatih Balat ta yasiyorduk Ermeni Rum Kürt Siirt arab Yunan muhacirleri vardi komsularimiz ve mahalle sakinlerimiz ama hepimiz Turk’tuk birbirimizi tanirdik sokakta plastik topla mac yapardik ve en fazla 1 veya 2 araba hayat guzeldi be
Radyo tiyatrosu sonradan keşfettiğim bir şey sosyal medya tv falan bütün imkanlar varken bile böyle bir zamanda bana bu kadar keyif veriyorsa kim bilir eskiden yaşayan insanlara nasıl güzel gelirdi 🌸
Evet çok keyifli idi benim çocukluğum radyo tiyatroları sonra sinema tiyatroları geçti (yaşım 72 ) ne kadar güzel günler yaşadığımı anlatsam inana mazsın ..((ayrıca doğma 28 yaşına kadar İstanbulda yaşadım gerisini sen düşün..
Radyo tiyatrosu başladığında çıt çıkmazdı evde, hiç kimse bağırarak konuşmaz, annem yemek yaparken bile suyu yavaşça açar tencereyi kepçeyi çat çut etmeden kullanmaya özen gösterirdi (radyo mutfaktaydı). Şimdi o günlerin anısına bu yayını dinlemeye başladım, ve kulaklarımı patlatırcasına bir ezan sesi peydah oldu, garip bir böğürtü, 20 yıldır bu ses bu böğürtü ezan diye milyon nüfuslu şehirler üzerine kabus gibi çökmüş halde... şehirler, dev köylere döndürüldü, ve köyde muhtara nasıl hiç kimse itiraz edemezse şehirlerde de hiç kimse itiraz edemez, kabullenir hale getirildi.
Hani eski Türkiyedeki röportaj videolarını izleyince şaşırıyoruz ya. "Millet ne kadar da düzgün konuşuyor, ne kadar iyi kendini ifade ediyor yahu!" diyoruz. İşte bu yüzden eski kuşaklar daha eğitimli, daha görgülü, daha sakin, sosyal toplum kurallarına daha iyi uyan, daha kibar ve daha düzgün konuşan insanlardı. TRT milletimizi eğitme görevi görüyordu.
@@jmdi2703 Şimdiki gibi sokakta mikrofon kamera uzatıp kayıt yapmak diye birşey yoktu. Bir yere röportaj için TV geleceği zaman herkesi bir telaş kaplardı, üst baş düzeltilirdi, birkaç kişi seçilir onlar kamera karşısına çıkarılırdı. Geride kalanlar da pek şikayet etmezdi çünkü anlardı saç baş dağınk, elbise eski/buruşuk, konuşma bozuk olduğu için o mikrofon karşısına geçmemesi gerektiğini. Yani cahil insan bile iyi ile kötü, güzel ile çirkin, düzgün ile bozuk arasındaki farkı bilirdi (veya bildiğini sanırdık). Niye böyleydi? Çünkü tüm dünyada böyleydi. İletişim imkanları çok kısıtlıydı, tek TV kanalı vardı, Amerikan yayınlarında bile (1950-60lar) herkes jilet gibi, saç baş yapılı, neşeli, sağlıklıydı, ne fakirlik vardı, ne hastalık ne madde bağımlılığı, ne bir şikayet. Dönem öyle bir dönemdi, toplum önüne bir hayaller hedefler ütopyası koyacağız ve oraya doğru koşmalarını sağlayacağız dönemiydi, biz de onu yaptık, sonra o dönemi birden bitirdiler, biz de ne yapacağımızı bilemedik, o nedenle savruluyoruz. En büyük eksiğimiz kendi sorunlarımıza kendimiz çözüm üretmiyoruz. Mesela bu kadar köylüyü neden kentlere taşıdık, tarımı hayvancılığı bitirdik? Hayvanı toprağı olan, üretken, ama devamlı şehirlilere gıpta eden şehir hayatını merak eden köylüler için, mesela şehirlerdeki devlet lojmanlarında bir hafta, 10 gün, ailesiyle ücretsiz konaklama sağlansaydı...? istedikleri gezip görüsünler, sinemeya tiyatroya gitsinler, sonra işlerinin başına dönsünler... öylesine şimdi aklıma gelen bir fikir, illa Amerkan lobisinden mi akıl almalıyız, İsrail tohumuna mı mecbur kalmalıyız, devamlı dışardan emir alacaksak biz niye ülke bayrak dil devlet diye ısrar ediyoruz?
@@tekinsal8396 Son söylediğiniz yerine Anadoluya, köylüye imkanlar götürülmeliydi. Zaten Atatürk de bunu yaptı eldeki imkanlar dahilinde. Uğraşacak çok sorun vardı. Osmanlıdan kalan yüzlerce yıllık sorunlar, borçlar, kötü alışkanlıklar... Ayrıca tüm dünyada da büyük bir ekonomik kriz vardı. Ama Atatürk'ün erken ölümü sonrası yerine gelenler özellikle de 1950, 1980 ve 2002 sonrası tüm Devrimler tüm gelişmeler, ilerlemeler tersine çevrildi. Sonuç bu işte. :( Mesela Ecevitin de "Köy Kent" projesi vardı. Kılıçdaroğlu'nun "Merkez Türkiye Projesi" vardı. Ama maalesef Sağ seçmen bunlara izin vermedi hiç. Olan da yine kendilerine oluyor en çok. Sol, seküler, eğitimli seçmen yine bir şekilde kendini kurtarıyor.
@@jmdi2703 o kadar geriye gitmeye gerek yok, yapacak birşey kalmadı 60-70 yıl öncesi için. Ama 80'lerin sonuna kadar doğru düzgün şeyler yiyorduk, mesela çocukluğum Ankara Çankaya'da geçti, plastik şişeden ne su içtim ne süt, kola bile cam şişedeydi, her şişe depozitoluydu, teneke kutuda içecek yoktu. Köylü belki fakirdi ama aç değildi, sağlıksız değildi, şehir çocuğu olmama rağmen düzenli spor yaptım, yerimizde duramazdık enerji doluyduk, sonra birşeyler olmaya başladı 90'larda, hormonlu meyve sebzeler görüldü, Özal çıktı "artık biz de yakında avrupalılar gibi taneyle meyve sebze alacağız" dedi sanki büyük bir gelişmeymiş gibi, islami terör başladı Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Turan Dursun vs öldürüldü, şehirler kalabalıklaştı, Ankara nüfusu 3 milyondan 4,5 milyona çıkınca ne yapacağımızı bilemedik gittik Amerikalının 5 galonluk plastik şişesiyle su satmaya başladık. Pet şişede meşrubat çıktı, karton/plastik içinde yağı ayrışmış süt çıktı, teneke kutuda içecekler çıktı, depozitosuz cam şişe çıktı... görünüşte tam batıdaki gibi oldu ama içleri boşaldı, ne yeyip içtiğimiz belli değil, Alzheimer's, Parkinsons, MS gibi hastalıklar belirdi, kanser patladı (annemi kanserden kaybettik, içkisi sigarası olmayan kadın, ve anne tarafında hiç kimsede kanser hikayesi yok meme kanseri bile görülmemiş)... konuyu dağıtmış gibi görünüyorum ama aslında hepsi en başta yazdığım ezanla ilintili: bu durumun sebebi köylerden şehirlere taşınan kitlelerdir, ve bu insanlar kent insanı gibi saate ve sosyal düzene değil güneşe ve komünal düzene göre yaşarlar, onlar için sabah, öğlen, ikindi, akşam vardır saat 8'de saat 11'de gibi ölçüler yerine, ve bunu bildiren otorite olarak camiyi bellemişlerdir (aylık ezan saatlerini gösterir cetvele bile bakmazlar çünkü orada saat var). Yani şehirlere GELMEMESİ gereken milyonlar şehirlerde en az 20-25 yıldır, ve yetmez gibi Suriyeden Afganistan Pakistandan Afrikadan getirmeye devam ediyorlar, batı da bunu destekliyor çünkü köylü cahildir güçlüye boyun eğer güdülmek ister, parasını kestiğin anda hiçbir ilerleme, gelişme, değişme sağlayamaz (çünkü kafası ganimet ekonomisine çalışır, üretim ekonomisine değil). İşte o nedenle laik, modern, ilerici, Atatürk cumhuriyetçisi Türklere batı daima köstek olur çünkü biz icabında yoktan var etmeyi biliriz, ilerleriz ve onlara rakip olabiliriz, işte asla buna meydan vermiyorlar bu nedenle bu ülkede solcular başa geçemez geçerse de ekonomiyi zindan ederler.
@@tekinsal8396 Şimdi köylü de şehirli de daha fakir. Artık çürük, bayat sebzeler meyveler de pahalı sebze meyvelerin yanında ucuza satılmaya başladı. Eskiden ihtiyaç sahibi fakirlere bedava verilirdi bayat sebze meyveler. Zaten her şeyi geçtim bu hükümetin geldikten bir kaç yıl sonra ülkede gdo'lu gıda ve damacana su devrini başlattığı için bile seçim kaybetmesi gerekirdi. En temel 2 ihtiyaç olan şu ve yiyeceğin doğalını yiyip içemiyoruz. Millet diyor ki eskiden muz ya da sucuk yiyemezdik. Aslında şimdi de yiyemiyorsun. Yedikleri o ucuz sucuk ve muzlar gerçek değil hepsi hormonlu. Gerek sucuk gerçek kaşar peyniri veya gerçek muzları, gerçek dondurmaları falan yine zenginler yiyebiliyor sadece. Eskiden suyu musluktan içerdik. Yıllardır para vererek içiyoruz. Ki o da aşırı pahalı oldu. 5 lt su bile 20 tl olmuş. 1 ekmek 12 tl olmuş. Şaka mı bu?
Radyo tiyatrosu ve arkası yarınlarla büyüdük; hayal dünyamız bunlarla şekillendi; iyi ki varsınız ve buradan da dinlemeye yeniden başladım... :) Keşke her çocuk dinleyebilse buradaki oyunları, ülkemiz bambaşka bir düzeye çıkar...))
Ilkokuldayken,Arkasi Yarin' lari dinlerdim radyodan.Hayal ederdim insanlari,tiplerini,kıyafetlerini,mekanları,eşyaları,esen ruzgari,güneşi. Ertesi günü iple çekerdim devamı için. düşünüyorum da ne kadar faydaliymış hayal gücümüz icin.Cok sansliyiz kesinlikle..
Ağlasam mı gulsemmi bilemedim Ne kadar anlam ifade ediyor Timsahın karnına düşte gör mu desem😥😥😥😥😥😥 Yoksa karna düşenin olayı kabullenip herşeye razı olmasi ne kadar millete benziyorum desem bilemedim🤓🤓🤓🤓🤓🤓🤓🤓🤓🤓 Acı içinde acı ders içinde ders
Az önce dinledim mükemmeldi ilk kez radyo tiyatrosunu dinliyorum daha önce nasıl duymadım kendime kızıyorum harikaydı dostoyeveskinin bilmediğim bir kitapıydı merakla dinledim çoğunu okudum güzel şeyleri çabuk tüketmeyi severim neyse diğer kitaplarıda dinleyeceğim çok keyifliydi mutlu oldum
Oyunu Saint Petersburg'dan Moskova'ya giden trende dinlemem, az once oyunda gecen Nevsky Prospektte yuruyup Moskovsky Vokzal'dan (tren Gari) trene binmem ne guzel bir rastlanti.
ne kadar güzel böyle eski eserlerde ''isim'' sözcüğü neredeyse hiç duyulmuyor herkes ad diyor bize ne oldu da bu bir anda ad sözcüğünden nefret eder isim sözcüğünü her yerde kullanır olduk.
arkası yarın piyesleri ile büyüdüm 46 yaşındayım evim gecekonduydu tavuklar meyve ağaçları ufak bir bahçe domates fasulye biber gibi toprak yollar İstanbul Ümraniye Dudullu elektrikler kesilir pilli radyoda mum isiginda dinlerdik şimdi elimde akıllı telefonumda tasarrufu LED lambanın altında aynı yerde 6 katta tek başıma dairemde internet marketinden söylediğim meyveyi yerken dinliyorum şu an yağmur yağıyor ama ne o toprak kokusu nede yeşilin rengi asfalt sokakta mazgallara akan sular
45 yaşımdayım ilk okul dönemlerinde ,yani cocuklugumda o yıllar radyoda piyes adı altında radyo tiyatroları dinlerdim hey gidi günler 🙏
Ah ya evet... Sanki izlermişcesine gözlerimizde canlandırdı her karakter dinlerken...
@@yorumperisi696 evet çok doğru haklısınız demekki hala içimizde güzellikler var
Hafta içi radyoda "çocuklarla başbaşa" vardı. Onun içinde de olurdu.
mersinin yaylasında yazları hamak da uyurdum dinlerken. Ruhumun anavatanı o anlardı.
Eski güzel ülkem 😞
59 yaşımdayım ilkokuldayken hep radyo tiyatrosunu dinlerdim... bayılırdım.. heyecanla dinlerdim
Unutulmaya yüz tutmuş bir geleneği bizlerin dinletisine sunmak çok güzeldi. Ustalara ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederiz.
Tiyatro budur. Sesler budur. Büyük ve usta sanatçılar ile radyo tiyatrosu daha da zevkli dinleniyor. Emeği geçenlere teşekkür ederim. 29 NİSAN 2022
30 Nisan 2023 😉😉😉
25 Ağustos 2024
Kadroya bak. Rüya takımı gibi. Devekuşu Kabare ekibi. Ne muhteşemdi Radyo Tiyatrosu... Görmeden izletirler, orada olmadan olayın içinde yaşatırlardı... Şimdi ise bu güzellik, SOYTARILIK ile yer değiştirdi... 🥺😢
Cocuklugumda ninemin inekleri otlatmaya gittigim kirlikta, 3 pilli radyomda dinledigim arkasi yarinlara gittim birden cok tsk ederim anilarim canlandi
Şahaneydi gerçekten, yaşayanlara uzun ömürler, vefat edenlere rahmetler diliyorum. Teşekkür ederim 🙋♀️
Uygun icin teşekkürler, muhteşem kadro 👍
@@sevimkocyigit7615 🥰
perşembe akşamları 9 dan sonra başlardı,,45,50 sene önce..zevkle dinler o anı yaşardık..😢
Zaman o kadar çok hızlı geçiyor ki vay be diyorsun... Radyo tiyatrosu çocukluğumun vazgeçilmezi idi.....❤️🌹❤️... Emeğinize yüreğinize sağlık 🧿☘️🧿🙏
Farkındaysanız anons ta oynayanlar diyo, seslendirenler demiyor, gerçekten tiyatro izledim . Teşekkürler büyük ustalar👏🏼👏🏼👏🏼
AMA SESLENDİRENLER DESEYDİ DAHA NOSTALJİK OLACAKTI.ÇÜNKÜ ÇOCUKLUĞUMUZDA ÖYLEYDİ
cunku oynuyorlar, film seslendirmesi yapmiyorlar . Ne alaka bu yorum. Galiba film seyrediyorsun gibi geldi sana... Yoksa sen timsah'in icindeki mal misin. ve bu 19 like veren icin de gecerli ne mantik var sizin gibi insanlarda ya...
Seslendirme çok önemli. Akılda kalması daha etkili. Ses ve kişi birlikte yoğurulur.İkiside aynıanda değerli.
ya kadin ne diyor siz ne anliyorsunuz. hayret yaa...
Bu ustalar ne yazikki bizden değiller.bunlar içimizdeki Ermeni kiriklari.
Arkasi yarin tiyatrosu 80 li 90 li yillarda müthiş biseydi... Türkiye'de sanat acisindan çok değerli bir kültür dü
Bu seslendirmeye diyecek herhangi bir söz yoktur ... Muhteşemm
İnsanların vefasızlığı, yersiz prosedurler, ego komedi tadında sunulmus. Emektarlara sonsuz teşekkürler.
Guzel yorumlamişsimiz.
Ancak dinledigini anlamadigi icin çirkin yorumlar yapan da olmuş,ne acı.
Her biri,çok özlediğim eski güzel ülkemin,22 yil önceki seviyeli,kaliteli,akilli toplumun,eşsiz değerleri..🥺♥️
kapitalizm ve adalet olgusunun nasıl ters düştüğünü anlatan guzel bir hikaye. emeği geçenlere saygılar efendim.
Radyoda tiyatro benim hayatımda çok önemli bir yere sahiptir
Aşk, sevgi ve huzur verirdi bana her dinleyişimde
Hani eski Türkiyedeki röportaj videolarını izleyince şaşırıyoruz ya. "Millet ne kadar da düzgün konuşuyor, ne kadar iyi kendini ifade ediyor yahu!" diyoruz.
İşte bu yüzden!
Eski kuşaklar daha eğitimli,
daha görgülü,
daha sakin,
sosyal, toplum kurallarına daha iyi uyan,
daha kibar ve daha düzgün konuşan insanlardı.
Tek kanal ve tek radyo olan TRT ve devlet, milletimizi eğitme görevini görüyordu yani.
Mesela annem köydeyken kardeşlerinden daha düzgün, kentli Türkçesi konuşuyordu, daha bilinçli ve daha zekiydi.
Sebebi buymuş.
Radyo tiyatrosu dinlermiş devamlı.
Ve kitap, dergi okurmuş.
Harika bir eseri, harika oyuncular konuşur, canlandırır.. Vefat etmiş bile olsalar unutulmazlar.
Dinlerken sinir oldum ya cidden çok güzel yansıtmış toplumu çıkarları vs. Dinlediğim 2.radyo tiyatrosuydu bu daha karakomedi tarzindaymis ilk agatha christienin geç gelen tanigini dinlemiştim polisiye olunca daha akıcı oluyor galiba. Tiyatro izlemiş gibi hissediyorum radyo tiyatrosunda çok güzel
55 yaşındayım biz de radyo tiyatrosu dinlerdik her İstanbullu dinlerdi 70lerde 80 lerde almancılar video getirdiler betamax VHS kasetleri seyretmeye başladık
Eser zaten güzel, ekip efsane. Rutin yollarımın tatlı yoldaşları. Gidenlere rahmet, kalanların ömrüne bereket diliyorum.
Okadar uuzn zamandan beri radyo tiyatrolatını özlediğimi söylüyordum. Eski bir dostumu görmüş gibiyim😊😊
Gerçekten müthiş bir kadro ile tadını hatırladığım "radyo tiyatrosu" için teşekkürler. Yaş 61 :)
Bu sesler hafızama kazınmış, duyunca sesin sahiplerinin yüzleri gözümün önünde, ne güzel ve aynı zamanda hüzün veren bir duygu.
Bunca insanın hala radyo tiyatrosu dinlediğini görmek güzel bir şey :)
1963 istanbul dogumluyum Philips marka lambali elektrikli bavul gibi büyük bir radyomuz vardi arkasi yarinlari butun aile dinlerdik cit cikmazdi bitince uzulurduk yarini sabirsizlikla beklerdik istanbul güzeldi Türkiye guzeldi biz bizeydik yabanci yoktu Fatih Balat ta yasiyorduk Ermeni Rum Kürt Siirt arab Yunan muhacirleri vardi komsularimiz ve mahalle sakinlerimiz ama hepimiz Turk’tuk birbirimizi tanirdik sokakta plastik topla mac yapardik ve en fazla 1 veya 2 araba hayat guzeldi be
Bende 1962 doğumluyum, size katılıyorum.👍
Çocukluğumda okula gitmeden, kahvaltı sırasında, dinlerdim. Çok severdim. Radyo Tiyatrosu çok güzel ve nostaljik hizmet.
Benim çocukluğumda televızyon popülerdi radyonun pabucu dama atılmıştı o yüzden denk gelmemişim radyo tiyatrolarına. Ama şimdi zevkle dinliyorum 😊❤❤
Kavağa dedemlere gittiğimizde mutlaka dinlerdim. Radyoları çok güzeldi, sorunsuz çekiyordu. Ahhhh çocukluğum.
Bu radyo tiyatrosunu dinleyince SANATÇI olmak kolay mı ? dersiniz...💯😭💯☘️☘️☘️🧿🧿🧿🥰
Çok güzeldi. Emeği geçenlere teşekkürler. Şuan hayatta olmayan büyük üstadlar nur içinde yatsın🙏
Radyo tiyatrosu sonradan keşfettiğim bir şey sosyal medya tv falan bütün imkanlar varken bile böyle bir zamanda bana bu kadar keyif veriyorsa kim bilir eskiden yaşayan insanlara nasıl güzel gelirdi 🌸
Evet çok keyifli idi benim çocukluğum radyo tiyatroları sonra sinema tiyatroları geçti (yaşım 72 ) ne kadar güzel günler yaşadığımı anlatsam inana mazsın ..((ayrıca doğma 28 yaşına kadar İstanbulda yaşadım gerisini sen düşün..
Çok teşekkür ederim emeği geçenlere. Radyo tiyatrosu çocukluğumun vazgeçilmeziydi. Yeniden buluşturdunuz.
Çok seviyorum Radyo Tiyatrosunu. Teşekkürler... Büyük sanatçıların neden büyük olduklarını daha iyi anlıyorum dinledikçe...
Radyo tiyatrosu başladığında çıt çıkmazdı evde, hiç kimse bağırarak konuşmaz, annem yemek yaparken bile suyu yavaşça açar tencereyi kepçeyi çat çut etmeden kullanmaya özen gösterirdi (radyo mutfaktaydı).
Şimdi o günlerin anısına bu yayını dinlemeye başladım, ve kulaklarımı patlatırcasına bir ezan sesi peydah oldu, garip bir böğürtü, 20 yıldır bu ses bu böğürtü ezan diye milyon nüfuslu şehirler üzerine kabus gibi çökmüş halde... şehirler, dev köylere döndürüldü, ve köyde muhtara nasıl hiç kimse itiraz edemezse şehirlerde de hiç kimse itiraz edemez, kabullenir hale getirildi.
Hani eski Türkiyedeki röportaj videolarını izleyince şaşırıyoruz ya. "Millet ne kadar da düzgün konuşuyor, ne kadar iyi kendini ifade ediyor yahu!" diyoruz.
İşte bu yüzden eski kuşaklar daha eğitimli, daha görgülü, daha sakin, sosyal toplum kurallarına daha iyi uyan, daha kibar ve daha düzgün konuşan insanlardı. TRT milletimizi eğitme görevi görüyordu.
@@jmdi2703 Şimdiki gibi sokakta mikrofon kamera uzatıp kayıt yapmak diye birşey yoktu. Bir yere röportaj için TV geleceği zaman herkesi bir telaş kaplardı, üst baş düzeltilirdi, birkaç kişi seçilir onlar kamera karşısına çıkarılırdı. Geride kalanlar da pek şikayet etmezdi çünkü anlardı saç baş dağınk, elbise eski/buruşuk, konuşma bozuk olduğu için o mikrofon karşısına geçmemesi gerektiğini. Yani cahil insan bile iyi ile kötü, güzel ile çirkin, düzgün ile bozuk arasındaki farkı bilirdi (veya bildiğini sanırdık). Niye böyleydi? Çünkü tüm dünyada böyleydi. İletişim imkanları çok kısıtlıydı, tek TV kanalı vardı, Amerikan yayınlarında bile (1950-60lar) herkes jilet gibi, saç baş yapılı, neşeli, sağlıklıydı, ne fakirlik vardı, ne hastalık ne madde bağımlılığı, ne bir şikayet. Dönem öyle bir dönemdi, toplum önüne bir hayaller hedefler ütopyası koyacağız ve oraya doğru koşmalarını sağlayacağız dönemiydi, biz de onu yaptık, sonra o dönemi birden bitirdiler, biz de ne yapacağımızı bilemedik, o nedenle savruluyoruz. En büyük eksiğimiz kendi sorunlarımıza kendimiz çözüm üretmiyoruz. Mesela bu kadar köylüyü neden kentlere taşıdık, tarımı hayvancılığı bitirdik? Hayvanı toprağı olan, üretken, ama devamlı şehirlilere gıpta eden şehir hayatını merak eden köylüler için, mesela şehirlerdeki devlet lojmanlarında bir hafta, 10 gün, ailesiyle ücretsiz konaklama sağlansaydı...? istedikleri gezip görüsünler, sinemeya tiyatroya gitsinler, sonra işlerinin başına dönsünler... öylesine şimdi aklıma gelen bir fikir, illa Amerkan lobisinden mi akıl almalıyız, İsrail tohumuna mı mecbur kalmalıyız, devamlı dışardan emir alacaksak biz niye ülke bayrak dil devlet diye ısrar ediyoruz?
@@tekinsal8396 Son söylediğiniz yerine Anadoluya, köylüye imkanlar götürülmeliydi. Zaten Atatürk de bunu yaptı eldeki imkanlar dahilinde. Uğraşacak çok sorun vardı. Osmanlıdan kalan yüzlerce yıllık sorunlar, borçlar, kötü alışkanlıklar...
Ayrıca tüm dünyada da büyük bir ekonomik kriz vardı.
Ama Atatürk'ün erken ölümü sonrası yerine gelenler özellikle de 1950, 1980 ve 2002 sonrası tüm Devrimler tüm gelişmeler, ilerlemeler tersine çevrildi.
Sonuç bu işte. :(
Mesela Ecevitin de "Köy Kent" projesi vardı.
Kılıçdaroğlu'nun "Merkez Türkiye Projesi" vardı.
Ama maalesef Sağ seçmen bunlara izin vermedi hiç.
Olan da yine kendilerine oluyor en çok. Sol, seküler, eğitimli seçmen yine bir şekilde kendini kurtarıyor.
@@jmdi2703 o kadar geriye gitmeye gerek yok, yapacak birşey kalmadı 60-70 yıl öncesi için. Ama 80'lerin sonuna kadar doğru düzgün şeyler yiyorduk, mesela çocukluğum Ankara Çankaya'da geçti, plastik şişeden ne su içtim ne süt, kola bile cam şişedeydi, her şişe depozitoluydu, teneke kutuda içecek yoktu. Köylü belki fakirdi ama aç değildi, sağlıksız değildi, şehir çocuğu olmama rağmen düzenli spor yaptım, yerimizde duramazdık enerji doluyduk, sonra birşeyler olmaya başladı 90'larda, hormonlu meyve sebzeler görüldü, Özal çıktı "artık biz de yakında avrupalılar gibi taneyle meyve sebze alacağız" dedi sanki büyük bir gelişmeymiş gibi, islami terör başladı Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Turan Dursun vs öldürüldü, şehirler kalabalıklaştı, Ankara nüfusu 3 milyondan 4,5 milyona çıkınca ne yapacağımızı bilemedik gittik Amerikalının 5 galonluk plastik şişesiyle su satmaya başladık. Pet şişede meşrubat çıktı, karton/plastik içinde yağı ayrışmış süt çıktı, teneke kutuda içecekler çıktı, depozitosuz cam şişe çıktı... görünüşte tam batıdaki gibi oldu ama içleri boşaldı, ne yeyip içtiğimiz belli değil, Alzheimer's, Parkinsons, MS gibi hastalıklar belirdi, kanser patladı (annemi kanserden kaybettik, içkisi sigarası olmayan kadın, ve anne tarafında hiç kimsede kanser hikayesi yok meme kanseri bile görülmemiş)... konuyu dağıtmış gibi görünüyorum ama aslında hepsi en başta yazdığım ezanla ilintili: bu durumun sebebi köylerden şehirlere taşınan kitlelerdir, ve bu insanlar kent insanı gibi saate ve sosyal düzene değil güneşe ve komünal düzene göre yaşarlar, onlar için sabah, öğlen, ikindi, akşam vardır saat 8'de saat 11'de gibi ölçüler yerine, ve bunu bildiren otorite olarak camiyi bellemişlerdir (aylık ezan saatlerini gösterir cetvele bile bakmazlar çünkü orada saat var). Yani şehirlere GELMEMESİ gereken milyonlar şehirlerde en az 20-25 yıldır, ve yetmez gibi Suriyeden Afganistan Pakistandan Afrikadan getirmeye devam ediyorlar, batı da bunu destekliyor çünkü köylü cahildir güçlüye boyun eğer güdülmek ister, parasını kestiğin anda hiçbir ilerleme, gelişme, değişme sağlayamaz (çünkü kafası ganimet ekonomisine çalışır, üretim ekonomisine değil). İşte o nedenle laik, modern, ilerici, Atatürk cumhuriyetçisi Türklere batı daima köstek olur çünkü biz icabında yoktan var etmeyi biliriz, ilerleriz ve onlara rakip olabiliriz, işte asla buna meydan vermiyorlar bu nedenle bu ülkede solcular başa geçemez geçerse de ekonomiyi zindan ederler.
@@tekinsal8396 Şimdi köylü de şehirli de daha fakir. Artık çürük, bayat sebzeler meyveler de pahalı sebze meyvelerin yanında ucuza satılmaya başladı. Eskiden ihtiyaç sahibi fakirlere bedava verilirdi bayat sebze meyveler.
Zaten her şeyi geçtim bu hükümetin geldikten bir kaç yıl sonra ülkede gdo'lu gıda ve damacana su devrini başlattığı için bile seçim kaybetmesi gerekirdi.
En temel 2 ihtiyaç olan şu ve yiyeceğin doğalını yiyip içemiyoruz.
Millet diyor ki eskiden muz ya da sucuk yiyemezdik.
Aslında şimdi de yiyemiyorsun.
Yedikleri o ucuz sucuk ve muzlar gerçek değil hepsi hormonlu.
Gerek sucuk gerçek kaşar peyniri veya gerçek muzları, gerçek dondurmaları falan yine zenginler yiyebiliyor sadece.
Eskiden suyu musluktan içerdik. Yıllardır para vererek içiyoruz. Ki o da aşırı pahalı oldu.
5 lt su bile 20 tl olmuş. 1 ekmek 12 tl olmuş.
Şaka mı bu?
Dostoyevski aşkım en sevdiğim yazarlardan. Dinleyelim bakalim
Radyo tiyatrosu ve arkası yarınlarla büyüdük; hayal dünyamız bunlarla şekillendi; iyi ki varsınız ve buradan da dinlemeye yeniden başladım... :) Keşke her çocuk dinleyebilse buradaki oyunları, ülkemiz bambaşka bir düzeye çıkar...))
Bu zamana kadar dinlediğim en başarılı tiyatro. Tabi yazar Dostoyevski olunca :)
Harika bir eser & yorumlaması; beni çoçukluğuma götürdü gerçekten...
Ĥalen Trt 1 de c.tesi pazar gecelersaat 01 de radyo tiyatrosu oynuyor.Her hafta dinliyorum.i
Ellerinize emeğinize sağlık, doğayen sanatçılara minnet duyuyoruz. Çok tesekkurler💐
İlk kez tiyatro radyosu dinliyorum pişmanım nasıl daha önce dinlememisim diye 😊 harika bir seslendirme ses oyunculuğu müthiş 🎉
Çok teşekkürler.❤Çoraklaşan kültür ortamımızda, çok değerli... eski günlerimi anımsattı.
Çok güzel bir oyun muhteşem bir kadro....
beni çocukluğuma götürdü eskiden radyoda çıkardı oturup dinlerdik bendr çocuk halimle hayal kurardım anlatılanlara hüzünlendim 🥹
efek Ertuğrul İmer anonsuyla radyo tiyatrosuyla gençliğimiz geçti.
Arkası yarınlar çok harika çok insan bilmez)))
bu eseri uzun yolda motosiklet yolculuklarimda dinleyeceğim. sanatçılarımızın yüzlerini görüyor gibiyim.❤
Ah çocukluğumda anneciğimle dinlerdik hep bu radyo tiyatrolarını aslında 6-7 yıl önce kaldırdılar yayından...
Ilkokuldayken,Arkasi Yarin' lari dinlerdim radyodan.Hayal ederdim insanlari,tiplerini,kıyafetlerini,mekanları,eşyaları,esen ruzgari,güneşi. Ertesi günü iple çekerdim devamı için. düşünüyorum da ne kadar faydaliymış hayal gücümüz icin.Cok sansliyiz kesinlikle..
83 lü yıllarda bir roman bir hikaye dinlerdik radyo tiyatrosunda
Ağlasam mı gulsemmi bilemedim
Ne kadar anlam ifade ediyor
Timsahın karnına düşte gör mu desem😥😥😥😥😥😥
Yoksa karna düşenin olayı kabullenip herşeye razı olmasi ne kadar millete benziyorum desem bilemedim🤓🤓🤓🤓🤓🤓🤓🤓🤓🤓
Acı içinde acı ders içinde ders
Güzelmiş.
Yapımda yayında emeği geçenler sağolsun.
Çok güzel🤞😂😂çok anlamlı mesajlar….
Sanatçının ölümsüzlüğü, sanatının yaşamasından kaynaklıdır..
Defalarca dinledim, defalarca dinlemeye devam edeceğim...
Çok duygulandım..A Takımından radyo tiyatrosu..Ustalara saygılarımla..
Harikulade idi. Tüm sanatçılara saygılar. Hayatta olanlara güzel yıllar dilerim.
Az önce dinledim mükemmeldi ilk kez radyo tiyatrosunu dinliyorum daha önce nasıl duymadım kendime kızıyorum harikaydı dostoyeveskinin bilmediğim bir kitapıydı merakla dinledim çoğunu okudum güzel şeyleri çabuk tüketmeyi severim neyse diğer kitaplarıda dinleyeceğim çok keyifliydi mutlu oldum
Herkesin izlemesi gerekiyor şahaneydi 👍👏👏🍀🌻🌺💐🌹🍀
Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler saygılar...
Kadroya bakar mısınız? Dev bir kadro, herkes birbirinden kıymetli ❤️
Anneannem hararetli fanıydı. Rahmetler
Oyun icin tesekkurler, guzel insanlara rahmetler olsun
Zeki Alasya saygıyla anıyoruz ❤
Ustalara saygı ile...
Perran Kutman'ın O günkü sesi ile bugünkü sesi arasında binlerce paket sigara var
Çok iyi harika. Emeğinize sağlık. Teşekkürler.
Severek dinledim🤍 hem işlerimi yapıyorum hem dinliyorum,
Harika ❤❤
Ben de annemle beraber her seferinde dinlendik. Tv de bu kadar iyi takip etmiyoruz belki de
Çok değerli sanatçılarımız ölenlere rahmet hayattakilere sağlıklı ömürler diliyorum.
Oyunu Saint Petersburg'dan Moskova'ya giden trende dinlemem, az once oyunda gecen Nevsky Prospektte yuruyup Moskovsky Vokzal'dan (tren Gari) trene binmem ne guzel bir rastlanti.
Hayat normal galiba Rusya’da.!
Hayat gayet normal, operasyondan beri savas bolgesi haric bir sorun gozlemlemedim. @@hakan2710
@@hakan2710 operasyon bolgesi ve yakinindaki sehirler haricinde hayat normal akisinda devam ediyor Rusya'da.
Cocukluguma geri dondum,cok tesekkurler❤
Sanki dinlemedim de izledim 😄❤👏👏👏👏👏
Şahane bir konu... yüzyıllarca geçerli
Cellâdına âşık olmuşsa bir millet,
İster ezan dinlet, ister çan dinlet
İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet Müstahaktır ona her türlü zillet!
fotoğraf Türkiyeden ise bu oyunu yayınlamış olmaları kuvvetle ihtimal.
Çok dinlerdim çocukken radyo piyesi. Ne guzel ve kıymetli zamanlardı 😢
Harikaydı👏👏👏👏
Harika👍👍👍🙏❤🌺
Tiryakisiydim radyo tiyatrosunun.Harçlığımı biriktirip küçük el radyosu almıştım.
Efsane kadro👏👏
Nasıl da güzeldi❤️❤️ muhteşemdi.
Ahhh şahane. Nasıl güzel geldi 🌸Katkısı olan herkese çok teşekkür ederim
Çok güzeldi ♥️
Ay çok duygulandım 💜 İyi ki bu kayıtlar var 🙏 ve iyi ki paylaşmışsınız 🙏
Tek kelimeyle harikaaaa
Ivan, gerçeklikten koptu. Toplum ise tamamen bir kara mizahın ta kendisi. Yıl 1883 mü 2023 mü tartışılır:)
Keşke teknoloji vs o yıllarda durup kalsaydı.
ne kadar güzel böyle eski eserlerde ''isim'' sözcüğü neredeyse hiç duyulmuyor herkes ad diyor bize ne oldu da bu bir anda ad sözcüğünden nefret eder isim sözcüğünü her yerde kullanır olduk.
Asiri gercekci dinleyip .. bu nasil sacma fikirli Insanlar diyecegim tuttu .
Timsah in icinden insani cikarmamak
Ülkemizdeki yapılanlara bakildiğında "timsah" hikayesi daha mantiklı geliyo
Yani@@sebnemgurer9149
Muhtesem
Çok güzel.
Kadro süper
Allah rahmet eylesin Metin Akpınar, Metin Alaska ve tabii ki Dostoyevski... Mükemmel bir oyun ve sunum teşekkürler
Metin yaşıyor ama şimdiden rahmet dilinebilir:)
Metin alaska degil, Metin alasya olmasi lazim
@@onur-rg3wj kanka uykuluydum yanlış yazmışım
Doğrusu Metin Akasyadır
Bir de Alaska Frigo vardı, severek yerdik :-)
Cok güzel.
Emeği geçenlere teşekkürler
Muhteşem bir yorum
Günümüzde ki sahipsiz sokak köpekleri sorunu aklıma getirmiştir🤭