Hocanın önerdiği / bahsettiği filmler: Nicolas Roeg - Don't look now Nicolas Roeg - walkabout Roman Polanski - Rosemary's Baby Roman Polanski - The Vampire Lovers Roman Polanski - The Tenant Brian de Palma - Carrie Alfred Hitchcock - Psycho Alfred Hitchcock - Vertigo
"Kaçınılmaz olana karşı çıkmak anlamsızdır ve karşı çıkmak insanın ruhunu çirkinleştirir. " bilgeliğinin filmi ... sizin bu muhtesem birikiminiz ve anlatımınız sayesinde bu tür filmler postmodernizmin yüzeyselliğinde kaybolup gitmeyecek ve biz meraklıları için fevkalâde hazine olacaktır.
Hocam bu seri ile birlikte ilk bölümü izlemeden filmi izliyorum sonra düşüncelerimi bir kağıda yazıp sizin anlattıklarınız ışığında videoyu izliyorum çok faydalı oluyor.
Bu filmin fragmanını izleyip özetini okumuştum ve 2 yıldır "dehşetengiz bir biçimde" travmatize olmuş haldeydim. Kabuslar görüyordum. Ama garip bir biçimde aklımdan çıkaramıyordum filmi. Sizin bu videonuzu büyük bir nefes alarak, adeta o uçurumdan atlamaya cesaret edercesine izledim. Bu filmle barışmalı ve catharsis yaşamalıydım. Ben için çok sağaltıcı oldu. Minnettarım size 🙏 Saygılarımla ve sevgilerimle
Hocam filmi yeni izledim ve direkt bu vidyoya geldim, daha önce başka film incelemelerinizde de bahsetmiştiniz Midsommar'dan, merak ediyordum yorumlarınızı. Çok iyi bir inceleme olmuş. Bazı detayları kaçırmışım. İzlerken hayran olmuştum, o kaçırdığım detayları görünce daha da bir sevdim, teşekkürler. Ben yönetmenin etkilendiği yönetmenlerden birinin de Haneke olduğunu düşündüm izlerken. Christian'ın cinsel törenden çıktığında sağa sola bakarken orada boş bir kamyonet olduğunu görüyoruz. Tıpkı Funny Games'te izleyicinin gördüğü kaçış fırsatlarıyla, yönetmenin "acaba" diye düşündürtmesi geldi aklıma sahneyi seyrettiğim anda.
Çok güzel anlatmışsınız. Dilinize, yüreğinize ve bilginize sağlık. Tatlı tatlı anlatırken bir anda ses perdenizi yükseltmeniz ve o hoş mimikleriniz anlatıma canlılık katmış. Keşke sizinle bu filmi beraber izleyip, yorumlayabilme imkanına sahip olsaydım. Dani'nin odasındaki tablolar dikkatimi çekmişti ve şimdi sizin anlattıklarınızla bağdaştırınca aslında filmde olacak tüm olayların en başından bize verildiğini fark ettim. Fakat Pelle'nin çizim yeteneğinin gözümüze bu kadar sokulmasının nedenini hala çözemedim.
Pelle'nin çizim yeteneği Horga'da her yerde hikayeyi baştan anlatan resimlerle ilgili, Pelle, bir anlamda "gerçeği" "mite" çeviriyor. Horga'nın yazılı değil "resimli" ozanı bir anlamda. Onun çizdiği herşey ve herkes Horga'da mitos'a dahil oluyor diye düşünüyorum. Teşekkür ederim.
Yorumlarınız üzerine filmi seyrettim, muazzam. Jeneresi Horror, Drama olarak geçiyor ama sanki biraz da daha iyi bir tanım bulmak gerek bu tip yapımlara. Bayağı bir Hıdrellez atmosferi de var.
Muhteşem bir yorumlama olmuş ağzınıza sağlık, filmi izlerken ben de don't look now ve Rosemary's baby esintileri hissetmiştim. Aynı zamanda The Wicker Man e de dair referanslar mevcut filmde.
Hocam Dani'nin kazanarak mayıs kraliçesi olduğu dans festivali, sonrasında diğer "kız kardeşler"iyle beraber kendilerinden geçerek sağa sola bağırıp koşturmaları Euripides'in Bakkhalar oyununun bir parodisi diyebilir miyiz?
@@CultureClubTV Hocam Galatasaray Lisesinde buna çok benzer bir gelenek var, loyloy deniyor (videoları RUclips'da var). Her devre bir halka olmak üzere aynı filmdeki gibi iç içe halkalar oluşturuyorlar, kol kola zıplayıp küfürlü şarkılar söyleniyor. Kardeşlik duygusu pekişiyor bir nevi. Tam bir diyonizyak ayin diye düşünüyorum senelerdir.
Hocam incelemeniz için tekrar tekrar teşekkürler. Midsommar'dan hemen sonra Robin Hardy'nin 1973 yapımı "The Wicker Man" filmini izledim ve iki film arasındaki benzerliklerin inanılmaz boyutta olduğunu gördüm. Acaba bu benzerlikler üzerine veya doğrudan "The Wicker Man"i konu alan bir videonuz olur mu? Şimdiden çok teşekkür ederim.
Filmle ilgili birçok yabancı analiz videosu izledim ama bu kadar detaylı ve başarılı çözümlemeye ulaşabileni hiç görmedim. Videoyu İngilizceye çevirip Ari Aster'e göndermek lazım aslında.
Hocam, videonuzdan sonra bu filmi izledim. Dikkatimi çeken bir nokta oldu: Pelle'nin, dışarıdan yeni kurbanlar getirdiği için canının bağışlandığını öğreniyoruz. Bu motifi, Deli Dumrul hikayesinde Azrail'e yenilip eğer kendisi yerine ölebilecek birini bulursa canının bağışlanacağını öğrenmesinde, İbrahimi dinlerde Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail yerine koçu kurban etmesinde, bazı anlatılarda Hz. İsa yerine ona tıpatıp benzeyen bir havarisinin çarmıha gerilmesinde görüyoruz. Ölüm sırası gelen kişinin, bu sırayı yeni bir kurban bularak başkasına devretmesi motifi. Amerikan filmlerinde benzer bir yapı, Son Durak ya da Doğruluk mu Cesaret mi? benzeri filmlerde mevcut. Bunun mitolojik olarak kökeni hakkında bilgi verebilir misiniz? Neden böyle bir inanç var? Kurban ve adak, Habil ile Kabil kısasında yer alıyor ancak ölüm sırasını devretmesi neye dayanıyor merak ettim?
Hocam, dipnot 170'de Christ ile Maya'nin birlikte olduğu sahne için sorduğum bir sorumun cevabını aldım sanki.Yine de anlayamadıgim yerler var.Geçmiş ve gelecek videolarinizdan bulup anlamdirmaya çalisayim biraz ben.;)))Teşekkur ederim hocam.
Perfume/Koku filmi için de bir okuma rica ediyorum. Flu TV'deki bir yayınınızda biraz değindiniz ama filmin bütüncül ve daha detaylı bir okumasını sizden dinlemeyi çok isterim.
Hocam bu seriyi devam ettirecek misiniz? Eğer ettirecekseniz Jodorowsky'nin El Topo hakkında bir video yapmanız mümkün mü? İnternette bu filme yapılan okumalar çok sığ ve az. Sizin yorumlarınızı çok merak ediyorum açıkçası.
Merhabalar hocam. Yorumlarınız için çok teşekkürler. 19. yüzyılda Çin'in öteki oluşuyla, İsveç'in günümüzde bilinmeyen oluşunu filmedeki söylemden hareketle bağdaştırmanızı çok yerinde, orijinal bir yorum olarak bulduğumu söylemek isterim. Sosyolojik, tarihi ve coğrafi açıdan da yorumunuzu zenginleştirebilir misiniz? Bu ikili arasında başka nasıl karşılaştırmalar yapmak mümkün sizce ve günümüz Türkiyesini kendi tarihi içerisinde bir öteki olarak yorumlayabilir miyiz?
Hoca'nın yorumlarına da istinaden Türkiye daha çok periferde olan ve trajedilerin daha çok yaşandığı konuma haiz gibime geliyor. Yani o Hitchkok'un Bates Moteli gibi dış çeperdi kalan yer
Ben Midsommar'ı gerçekten izlerken beğenmedim, izledikten sonra film hakkında düşündüğümde de birçok sebepten yine beğenmedim. Ama sizin film hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum, videoyu izleyeceğim.
Hocam, Diyonizyak bilgelik derken ne demek istiyorsunuz? Bu bir terim mi? Eğer öyleyse mesela Tragedyanın Doğuşu'nda bu kavramla karşılaşabilir miyiz? Bilen biri yardımcı olursa çok sevinirim.
Dionysos bilgeliği = Silenos bilgeliği = Trajik bilgelik: Yapabileceğin EN İYİ şey, dünyaya gelmemek, ancak dünyadasın, o halde yapabileceğin en iyi ikinci şey: burayı yok olarak, ölerek terketmek...
Hocanın önerdiği / bahsettiği filmler:
Nicolas Roeg - Don't look now
Nicolas Roeg - walkabout
Roman Polanski - Rosemary's Baby
Roman Polanski - The Vampire Lovers
Roman Polanski - The Tenant
Brian de Palma - Carrie
Alfred Hitchcock - Psycho
Alfred Hitchcock - Vertigo
"Kaçınılmaz olana karşı çıkmak anlamsızdır ve karşı çıkmak insanın ruhunu çirkinleştirir. " bilgeliğinin filmi ... sizin bu muhtesem birikiminiz ve anlatımınız sayesinde bu tür filmler postmodernizmin yüzeyselliğinde kaybolup gitmeyecek ve biz meraklıları için fevkalâde hazine olacaktır.
Çok teşekkür ederim.
“Mayıs kraliçesi cehennemden yukarı çıkan persephone’ye tekabül ediyor.” Benim tüyler diken
Hocam bu seri ile birlikte ilk bölümü izlemeden filmi izliyorum sonra düşüncelerimi bir kağıda yazıp sizin anlattıklarınız ışığında videoyu izliyorum çok faydalı oluyor.
Filmi görmemiştim. Hem sizi izledim hem de filmi seyrettim. Hem de nasıl bir deneyim oldu anlatamam. Çok teşekkür ederim.
Sinema penceresinden bakarak ötesini görmek böyle bir şey!
Yorumunuz çok zenginleştirici idi. Çok teşekkürler.
Ben ilginize teşekkür ederim.
Hocam filmin üzerine şu video cherry on top oldu ağzınıza sağlık
Sayenizde filmi anlayabildim, daha dogrusu anlamaya yakinlastim.Iyi ki varsiniz.
Bu filmin fragmanını izleyip özetini okumuştum ve 2 yıldır "dehşetengiz bir biçimde" travmatize olmuş haldeydim. Kabuslar görüyordum. Ama garip bir biçimde aklımdan çıkaramıyordum filmi. Sizin bu videonuzu büyük bir nefes alarak, adeta o uçurumdan atlamaya cesaret edercesine izledim. Bu filmle barışmalı ve catharsis yaşamalıydım. Ben için çok sağaltıcı oldu. Minnettarım size 🙏 Saygılarımla ve sevgilerimle
Hocam filmin sonunda bir katarsis, bir rahatlama hissetmistim demek ki nedeni bunlarmis... Yorumunuza saglik, cok guzel bir baglama oturttunuz
Hocam filmi yeni izledim ve direkt bu vidyoya geldim, daha önce başka film incelemelerinizde de bahsetmiştiniz Midsommar'dan, merak ediyordum yorumlarınızı. Çok iyi bir inceleme olmuş. Bazı detayları kaçırmışım. İzlerken hayran olmuştum, o kaçırdığım detayları görünce daha da bir sevdim, teşekkürler.
Ben yönetmenin etkilendiği yönetmenlerden birinin de Haneke olduğunu düşündüm izlerken. Christian'ın cinsel törenden çıktığında sağa sola bakarken orada boş bir kamyonet olduğunu görüyoruz. Tıpkı Funny Games'te izleyicinin gördüğü kaçış fırsatlarıyla, yönetmenin "acaba" diye düşündürtmesi geldi aklıma sahneyi seyrettiğim anda.
Adam harika🎉
Çok güzel anlatmışsınız. Dilinize, yüreğinize ve bilginize sağlık. Tatlı tatlı anlatırken bir anda ses perdenizi yükseltmeniz ve o hoş mimikleriniz anlatıma canlılık katmış. Keşke sizinle bu filmi beraber izleyip, yorumlayabilme imkanına sahip olsaydım. Dani'nin odasındaki tablolar dikkatimi çekmişti ve şimdi sizin anlattıklarınızla bağdaştırınca aslında filmde olacak tüm olayların en başından bize verildiğini fark ettim. Fakat Pelle'nin çizim yeteneğinin gözümüze bu kadar sokulmasının nedenini hala çözemedim.
Pelle'nin çizim yeteneği Horga'da her yerde hikayeyi baştan anlatan resimlerle ilgili, Pelle, bir anlamda "gerçeği" "mite" çeviriyor. Horga'nın yazılı değil "resimli" ozanı bir anlamda. Onun çizdiği herşey ve herkes Horga'da mitos'a dahil oluyor diye düşünüyorum. Teşekkür ederim.
@@CultureClubTV çok teşekkür ederim 😊
Yorumlarınız üzerine filmi seyrettim, muazzam. Jeneresi Horror, Drama olarak geçiyor ama sanki biraz da daha iyi bir tanım bulmak gerek bu tip yapımlara.
Bayağı bir Hıdrellez atmosferi de var.
Katılıyorum, ne bileyim, "Kültür Eleştirisi"mi demeli, Hıdrellez'e de katılıyorum. Bu bağlamda "karnavelesk" olabilir mi acaba... Teşekkür ederim.
Folk Horror diye biliyorum ben
Muhteşem bir yorumlama olmuş ağzınıza sağlık, filmi izlerken ben de don't look now ve Rosemary's baby esintileri hissetmiştim. Aynı zamanda The Wicker Man e de dair referanslar mevcut filmde.
Hocam Dani'nin kazanarak mayıs kraliçesi olduğu dans festivali, sonrasında diğer "kız kardeşler"iyle beraber kendilerinden geçerek sağa sola bağırıp koşturmaları Euripides'in Bakkhalar oyununun bir parodisi diyebilir miyiz?
Hiç düşünmemiştim, ama çok çok iyi
@@CultureClubTV Hocam Galatasaray Lisesinde buna çok benzer bir gelenek var, loyloy deniyor (videoları RUclips'da var). Her devre bir halka olmak üzere aynı filmdeki gibi iç içe halkalar oluşturuyorlar, kol kola zıplayıp küfürlü şarkılar söyleniyor. Kardeşlik duygusu pekişiyor bir nevi. Tam bir diyonizyak ayin diye düşünüyorum senelerdir.
Hocam keşke, öncesinde anlattığınız filmleri yazsanız. Onları izleyip sizi ondan sonra dinlerdik. Bizim için çok faydalı olurdu
Çok teşekkürler Nevzat Hocam
32:10 kız mantardan sonra otururken "aile" kelimesinden sonra kötüleşip kalkıyor o detay da hoştu..
Emeğinize sağlık 😊❤
Hocam çok teşekkür ederiz harika sohbetiniz için.
Çok teşekkürler.
Hocam incelemeniz için tekrar tekrar teşekkürler. Midsommar'dan hemen sonra Robin Hardy'nin 1973 yapımı "The Wicker Man" filmini izledim ve iki film arasındaki benzerliklerin inanılmaz boyutta olduğunu gördüm. Acaba bu benzerlikler üzerine veya doğrudan "The Wicker Man"i konu alan bir videonuz olur mu? Şimdiden çok teşekkür ederim.
hocam o yoldaki afiste ''Helsingland a agir gocu durdunu ve ozgur kuzey partsine oy verin yaziyor"' asiri sag party olabilir
Teşekkürler ❤
Teşekkürler hocam
Muhteşem 😊
Filmle ilgili birçok yabancı analiz videosu izledim ama bu kadar detaylı ve başarılı çözümlemeye ulaşabileni hiç görmedim. Videoyu İngilizceye çevirip Ari Aster'e göndermek lazım aslında.
Hocam, videonuzdan sonra bu filmi izledim. Dikkatimi çeken bir nokta oldu: Pelle'nin, dışarıdan yeni kurbanlar getirdiği için canının bağışlandığını öğreniyoruz. Bu motifi, Deli Dumrul hikayesinde Azrail'e yenilip eğer kendisi yerine ölebilecek birini bulursa canının bağışlanacağını öğrenmesinde, İbrahimi dinlerde Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail yerine koçu kurban etmesinde, bazı anlatılarda Hz. İsa yerine ona tıpatıp benzeyen bir havarisinin çarmıha gerilmesinde görüyoruz. Ölüm sırası gelen kişinin, bu sırayı yeni bir kurban bularak başkasına devretmesi motifi. Amerikan filmlerinde benzer bir yapı, Son Durak ya da Doğruluk mu Cesaret mi? benzeri filmlerde mevcut. Bunun mitolojik olarak kökeni hakkında bilgi verebilir misiniz? Neden böyle bir inanç var? Kurban ve adak, Habil ile Kabil kısasında yer alıyor ancak ölüm sırasını devretmesi neye dayanıyor merak ettim?
Hocam, dipnot 170'de Christ ile Maya'nin birlikte olduğu sahne için sorduğum bir sorumun cevabını aldım sanki.Yine de anlayamadıgim yerler var.Geçmiş ve gelecek videolarinizdan bulup anlamdirmaya çalisayim biraz ben.;)))Teşekkur ederim hocam.
Perfume/Koku filmi için de bir okuma rica ediyorum. Flu TV'deki bir yayınınızda biraz değindiniz ama filmin bütüncül ve daha detaylı bir okumasını sizden dinlemeyi çok isterim.
Altta önerilen videolarda aşık etme ritüeli çıkıyor 😂
aa gercekten hahahhaha
Hocam bu seriyi devam ettirecek misiniz? Eğer ettirecekseniz Jodorowsky'nin El Topo hakkında bir video yapmanız mümkün mü? İnternette bu filme yapılan okumalar çok sığ ve az. Sizin yorumlarınızı çok merak ediyorum açıkçası.
İlk uçakla isveç’e gidiyoruz mutlu musunuz hocam? 😂
Merhabalar hocam. Yorumlarınız için çok teşekkürler. 19. yüzyılda Çin'in öteki oluşuyla, İsveç'in günümüzde bilinmeyen oluşunu filmedeki söylemden hareketle bağdaştırmanızı çok yerinde, orijinal bir yorum olarak bulduğumu söylemek isterim. Sosyolojik, tarihi ve coğrafi açıdan da yorumunuzu zenginleştirebilir misiniz? Bu ikili arasında başka nasıl karşılaştırmalar yapmak mümkün sizce ve günümüz Türkiyesini kendi tarihi içerisinde bir öteki olarak yorumlayabilir miyiz?
Hoca'nın yorumlarına da istinaden Türkiye daha çok periferde olan ve trajedilerin daha çok yaşandığı konuma haiz gibime geliyor. Yani o Hitchkok'un Bates Moteli gibi dış çeperdi kalan yer
Ben Midsommar'ı gerçekten izlerken beğenmedim, izledikten sonra film hakkında düşündüğümde de birçok sebepten yine beğenmedim. Ama sizin film hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum, videoyu izleyeceğim.
Hocam astromitoloji ve astroteoloji konularında kitap önerebilir misiniz?
Teşekkürler
Hocam, Diyonizyak bilgelik derken ne demek istiyorsunuz? Bu bir terim mi? Eğer öyleyse mesela Tragedyanın Doğuşu'nda bu kavramla karşılaşabilir miyiz? Bilen biri yardımcı olursa çok sevinirim.
Dionysos bilgeliği = Silenos bilgeliği = Trajik bilgelik: Yapabileceğin EN İYİ şey, dünyaya gelmemek, ancak dünyadasın, o halde yapabileceğin en iyi ikinci şey: burayı yok olarak, ölerek terketmek...
Gayet tabii ki, Nietzsche'de "Orman Tanrısının Bilgeliği" diye geçer.
50:17