Видео

Agzına nefesine sağlık

Agzına yüregine nefesine sağlık süpersin

sesine sedana hayran ellerine sağlık ustadım benim birde neyleyim köşkü sarayı

sesine yüregine saglık ustadım birde udla bi prgram yapsan iyi olur.

yüreği yangın yeri olanlara selamlar olsun !!!!

❤Yuregine saglik Ustadim

Hepsi geçer hepsi geçer her bağrı ikiye bölerde geçer

Efsane yine sahnede huseyin agbi ağzına yüreğine sağlık 40

Vay huseyin kardesime var ömur hep öyle gecdi austuryadan Bunyamin karabay

Ağlarken duymasınlar diye tuttuğumuz nefeste boğuluyoruz......

Yüreğine sağlık usta

Vay sesine gurban olduğum....Allahına,yaradanına,memleketine gurban olduğum....İşte saz işte ses.....İşte sanat.....İşte emek.....Her şey çok ama çok mükemmel....Ağzına, eline ve sesine sağlık...Yetenekler ötesi Hüseyin ÖKSÜZ Abim,Hemşerim.......

Massey leri sevmezmiş kimisi .Ya hu Traktör piyasasına bir bak bakalım .40 yaşında Massey ler hâl â aranıyor .Satarken de altın değerinde .Üstüne Traktör yok ya hu .

Çekilin önünden 165 hepinizi çiğneyecek yoksa .Yürü be 165 Maşa Allah

Senin gibi sanatçılar var olsun

Sağol be sondur Hacı emmimin cennet mekan olsun

GERÇEKTEN YÜREĞİNE SAĞLIK

😢😢😢

Selaminaleykum cemi cumlemize isimiz rast gelsin kolay gelsin allahım cemi cumlemize biz diyenlerin icin biz de siz olmak adina bir

Hay senin kemanına da yayınada ... 😧😧

ADAMSIN

Tanıdığım enguzel tek sanatçı ve mütevazı

Helal abim aslan abim ağzına yüreğine sağlık selamlar 🥂

Vay gurbanim agzina emegine saglik gurbette sizlerin magamlarinizla avunuyok topraklarim 0ff 0ff

Aslan hemserim ağzına yüreğine sağlık

Gulmezmi bu kader ta ki geçmiş nesillerde yaşamış je anlamı varki bu ömrün gülme kader senin .

helal olsun abı bu türkü benim duygularımın tercümanı

Cok iyi

Yiğit olur "SARILAR'IN UŞAĞI"

harikasınız

punar diplerinde ananey aney o parçagı istiykrum ve hergün o parçayı dinliycemm

ooooooooofff offf yav sen beni intahırmı ettirceksinnn be eeeh lludda bu kadarda olmaz yakıyorsunokctalılğı beree

Gönlüne diline yüregine saglık usta,yaş degdi gamzeme,gül utansın

MuhammedTEKCAN

Merhabalar. Ben bu ağıtın yazıldığı köyde doğdum ve büyüdüm. Doğru şekli kalleş olur Sarılar'ın uşağı.

Kaleye çıktım da bilmem hangisi Yaktı beni o gelinin çıngısı Ben yarimi nerde olsa bilirim Orta boylu kara yağız birisi Bu dörtlük İnce Anşa tarafindan Cafiye'nin ağzı ile İrabet için yazılmıştır. İkimizde bir indiydik çeşmeye Oturupta derdimizi deşmeye Dayından haberi oldu duyunca Ellerim tutmadı düğme çezmeye Bulgur başında eyledik işmar Sarılar’a varmadan ben oldum pişman Sana diyom sana Niyaz kardaş? Bekir oldu diye çoğaldı düşman Ziyarete cıktım sağlık selamet Ağ yar yanımda da hakka emanet Sallan sunam Avanos'a varalım Ganli Hacimmet’ten olur mu imdat? Sarılar’a varalım güneş dogmadan Gülünü dereyim soğuk almadan Sallan sunam Avanos'a varalım Dürzü baban mahkemeye varmadan Sarılara vardım da hiç durmak olmaz Gavur Altıpınar misafir almaz Sana diyom sana Niyaz arkadaş Avanos beyleri amandan bilmez Boz bulanık akar su Kızılırmak Gayri kalmadı burada durmak Sana diyom sana gelin Cafiyem Babayın muradı elimden almak Mezarın başında cengame ettik Köye dönmedikte Barak'a gittik Gözüne dursun Cafiye gelin Yoruldum dedikçe elinden tuttuk Geceler yarısı eyledik harbi Sağ elim silahta sol elim yargı Hani gelin muradımız gavlimiz Vallahi billahi ayrılmam dedi Topaklı’da Avanos’tan aşağı Teslim ettik tabancayı fişeği Sana diyom sana Niyaz arkadaş Zaten kalleş Sarılar’ın uşağı Kolu bağlı bindirdiler eşeğe Teslim ettik tabancayı fişeği Ayağını denk al yalnız oğlan Sana düşman Ahmet’linin uşağı Ayağıma vurdular al tokka demir İreyis muddeyim veriyor emir İragıp dersen bir mahcup çocuk Yiğidim alnına yazılan gelir Elime vurdular kelepçe demir Kaymakam Vali veriyor emir Amanın Ragıb’a idam demişler Alnına yazılan başına gelir Ziyarete çıktım ırmak parlar Böyle olursa bizim işler geriler Ayağını denk al yalnız oğlan Şahitlik ediyor çifte karılar Üç arkadaşım var biri Mustafa Verin sevdiğimi sürüyüm sefa Sana diyom sana Mustafa gardaş Yeni kanun hiç gelmiyor insafa Mahkemeye girdi cari sürünür Gördüm güzeli göğnüm yerinir Sana diyom sana Şerif bibisi Çağırtma türküyü Cafiye’m darılır Emmi uşağı ne belalı başımız Daha küçük idi bizim yaşımız Gelin ifadeye cebri deyince Gayri bir Allaha kaldı işimiz Kaşları karada kirpiği uzun Şahinin avına da dönmez mi kuzgun? Sana diyom sana Cafiye gelin Dönder ifadeyi kanunlar azgın Avanos içinde bir yeşil direk Çağrılıyor derler dayanmaz yürek Sana diyom sana garibin oğlan Sevdiğin kızı da gurbete verek Gide gide yokuş geldi yollarım Âşık Kerem gibi söyler dillerim Ölenecek garip anam ağlasın Benim sebebim sen oldun gelin Verdiğim yüzüğü eyle belgizar Ölenecek ben çekerim ahizar Canlarım daraldı zalim gardiyan Aç pencereleri değsin ürüzgar Köşektaş altında çifte pınarlar İçerler suyunu bizi anarlar İnanma Cafiyem gene gelirim Mapusa düşeni oldu sayarlar Görür müyüm Köşektaş’in düzünü? Neddin gelin Sarılar’daki sözünü? Ben varana kadar gelin oturmaz Acep berber kime verir gizini? Görünüyor ağ dağının kavağı Cafiyem’e allı vurun duvağı Sana diyom sana Cafiye gelin Nesen gelin oldun ne ben güveyi Kalenin başında ettik seyranı Karalı getirdik bu yıl bayramı Bana selam salmış Köle’nin Hasan Yağın aldım sana kaldı ayranı Mapise girdimde zindan beklerim Anam ölmüş benim zaim eklerim Kâğıda koydum da gelin saçını Gün aşırı değil künde koklarım Acer bağımızın lalesi biter Durnası kazıda yalnız öter Benim sebebim sen oldun gelin On beş sene derler ne zaman biter Kanlı geldi Kırşehir'e kalkarız Evrağımız bozuk gelse çıkarız Benden selam söyle koca pedere Sağ kalırsak ocağını yakarız Dolanırım Kırşehir'in dağini Sen erittin yüreğimin yağını Mapise girdimde oldu belleme Örerde salarım kinit bağını Geldiydim bizim bağlar bozulmuş Cendermeler karakola dizilmiş Amanın Cafiye’m sen beni dinle! Bizim evrak Ankara'ya yazılmış

Merhabalar. Ben Köşektaşlıyım. Okuduğunuz türkü kısmında zamanla dilden dola dolaşması sebebiyle değişiklik olmuş. Bunlar sözlü kültürün ürünleri olduğu için normaldir. Ayrıca siz bu türküyü seslendirdiğiniz için teşekkür ederim. Ben sizlere doğru şeklini paylaşıyorum. Ragıp 1913 yılında doğar. Osmanlı devletinin içinde bulunduğu savaştan dolayı yokluk içinde büyümüştür. Cumhuriyetin ilanının ardından nüfusun azlığı nedeniyle devletin uyguladığı çok çocuk yapmaya teşvik politikası genelde halk tarafindan kabullenilmiştir. Özellikle köylerde erken evlenmeler görülmüştür. Ragıp’ta bu dönemde henüz on beş yaşında iken evlendirilir. İrabe adındaki genç bir kızla yapılan bu evlilik uzun sürmeyecektir. Ragıp evlendikten iki ay sonra, İzmir'e çalışmaya gider. Bir yıl kadar İzmir'de çalışan Ragıp kulağına gelen haberlere dayanamayarak köyüne döner. Ne yazık ki duydukları doğrudur. Köy İrabe hakkında çıkan dedikodularla çalkalanmaktadır. Karısından boşanan Ragıp bu arada koyun yeni yetme güzellerinden Cafiye’yi görür ve ona gönlünü kaptırır. Ancak arada büyük bir sorun vardır. Cafiye, İrabe'nin isminin beraber anıldığı kişinin kardeşidir. Sevgi ve kini bir arada yasayan Ragıp Cafiye'yi kaçırmaya karar verir. Cafiye'nin ailesi de bu haberleri duyar ve Ragıp'la konuşurlar. Cafiye’yi isterse kendine verebileceklerini, ondan daha iyi damat bulamayacaklarını söylerler. Onlar bu evliliğe razı olduklarına göre kızı kaçırmanın bir anlamı olmayacaktır. Ancak Ragıp içindeki öfkeye hakim olamaz. Cafiye'yi kaçıracağını ailesine de söyler. Bütün bir yaz Ragıp'in Cafiye'yi kaçıracağı beklentisiyle geçer. Artik harmanlar kaldırılmış, köyün işleri hafiflemiştir. Ragıp aradığı fırsatı bu arada yapılan bulgur imecesinde bulur. Köy korucusu olan babasının mavzerini alarak arkadaşlarıyla, ayni zamanda amca oğulları olan Niyaz, Hüsnü ve Mustafa ile köy imecesini basarak Cafiye'yi alıp kaçırırlar. Amaçları önceden anlaştıkları gibi komşu Sarılar Köyü’ne gidip orada akrabalarında kalmaktır. Bu arada imeceden Cafiye'nin kaçırıldığı haberi tüm köye yayılır. Cafiye'nin dayısı Bekir Ağa silahını alarak peşlerine düşer. Bekir Sarılar yolunda Ragıp' ları yakalayarak Cafiye'yi almak ister. Ancak çatışma çıkar ve o hengamede patlayan bir silahla Bekir ölür. Sarılara varmışlardır ama olanlar olmuş ve kan akmıştır. Onlar artik kız kaçıran ve herkesin misafir edebileceği insanlar değildirler. Jandarmaya haber salınmış, jandarma bölgede onları aramaktadır. Sarılar’da Cafiye'yi ellerinden almaya kalkarlar ama akrabalarının yardımıyla oradan kaçarlar. Sarılar’da zor durumda kalmışlardır, köye ise dönemezler. Bir ara Avanos'a gidip, oradan uzak diyarlara gitmeyi düşünürlerse de Jandarma karakolu orada olduğundan bu düşünceden vazgeçerler. Bir kaç gün nereye gideceklerini bilmeden dağda kalırlar. Son umut Barak Köyü’ndeki akrabalarının yanına gitmek için yola koyulurlar. Sarılar ve Köşektaş arasında Jandarma ile çatışırlar. Araziyi tanımaları Jandarmadan kurtulmalarını sağlar. Dağ yolundan Barak'a ulaşırlar. Burada da fazla barınamazlar. Gece gizlice köye dönüp iki gün kaldıktan sonra teslim olurlar. Dört arkadaş tutuklanarak Avanos'a götürülür. Cafiye ise ailesine teslim edilir. Yargılama Kırşehir'de yapılır. İrabet'in bütün suçlamaları kabul etmesi; Bekir'in öldürülmesini üstlenmesiyle arkadaşları birkaç yıl hapis cezası alırken İrabet idam cezasına çarptırılır. Mahkemede Cafiye ailesinin baskısıyla İrabet'i suçlayıcı ifadeler kullanmıştır. Cafiye'nin ifadeleri de idam cezası verilmesine neden olmuştur. Osman ÇETİN adında genç bir avukat İrabet'in savunmasını üstlenir. Verilen idam cezası temyiz edilir. Osman ÇETİN'in uğraşlarıyla yapılan yeni yargılamada, İrabet 15 yıl ağır hapse mahkum olur. Bunda İrabet'in 18 yaşından küçük olması da etkili olmuştur. Bir süre arkadaşları ile Avanos hapishanesinde kalırlar. 1933 yılında arkadaşları hapishaneden çıkarlar. İrabet ise 1938 yılına kadar kalacaktır. Arkadaşlarından Niyaz hapishaneden çıktıktan bir süre sonra öldürülür. Niyaz'ı öldüren kişide Avanos’a getirileceğinden, İrabet Kırşehir hapishanesine nakledilir. Hem hapishane hayati hem de giderek derinleşen Cafiye aşkı İrabet'e türküler söyletmiş, ağıtlar yaktırmıştır. Gelen ziyaretçiler bunları kulaktan kulağa aktarmış günümüze kadar kalıcı olmasını sağlamışlardır. İrabet hapishanede iken Cafiye ailesinin zoruyla başka birisiyle evlendirilmiştir. İrabet ise hapishaneden çıktıktan sonra avukatı Osman CETİN'in kız kardeşini ister ancak babası bir çalgıcıya kızını veremeyeceğini söyler. Bunun üzerine İrabet sazını kırar ve istediği kızla evlenir. Bu evlilikten iki oğlu ikide kızı olur. Kızlarından birisine Sahan adini vermiştir ki Sahan Cafiye’nin de kızının adıdır. Oğullarından birisine de Osman ÇETİN adını verir. İrabet'in yaşamı gibi Ölümüde trajik olmuştur. Av merakıyla bilinen İrabet 1970 yılında gittiği avda kalp krizi geçirir ve ölür. Cesedi köpeği başında bekler durumda bulunur. Cesedin yanına kimseyi yaklaştırmayan köpek etkisiz hale getirildikten sonra ceset bir traktöre yüklenerek köye götürülür. Cesedi köye götüren traktörü Bekir ağanın oğlunun olması kan davası güdülmemesini göstermesi bakımından hem ilgi çekici hem de takdire sayandır. İrabet'in köpeği günlerce mezarının yanından ayrılmaz. Bundan rahatsız olan köylüler köpeği öldürürler. İrabet'in zorluklarla geçen yaşamının yansıması olan türkü ve ağıtları yaklaşık şöyle bir kronolojik sıra izler;

Arkadan çalan org çu parçanın içine etmiş

👍

Yüreğine sağlık usta

Beni olduruyorsun

Canimsin

Abim adam

Bella Olson Adamson dibisin

Varp

abi sesini ve saglıgını allahım muhafaza etsin seni bize allahım tarafından verilen en güzel hediyelerden birisin .

Ne güzel demiş

En güzel damar şarkı

Diline sağlık dayım

Çok güzel ses