Видео

Devamm 1 Albert: ne lan bu tantana. Kargalar bokunu yememiş sabahın körü ne bağırışıyorsunuz Diyerek bize bakmıştı. Gözleri daha tam açılmamış, geceden topuz yaptığı darmadağınık olan Albert'in ortamda böyle patlaması beklenmedik bir hareketti. Asıl bomba başka bir yerden gelmiş, başka bir ses daha eklenmişti ortama. Mina: sorma mahallenin artık çöpleri. Gene bir kızı sıkıştırmışlardı sizin bu kız olmasaydı kızın hali fena Karşı balkona baktı gözlerim. Siyah saçlı kahve gözlü bir kadın vardı. Felfelaket bi güzelliği ben burdayım diyordu. Üzerinde beyaz tişört vardı. Altındaki şortu tişörtü yüzünden gözükmesede bir kadın olarak gayet görmüştüm ben. Kollarını demirlere yaslamıştı dikkati Jeondaydı. Kafamı çevirerek hala üzerimde olan Esmere bakmıştım. Gözleri kadındaydı. Asla umursamamazlık yoktu. İfadesizlik perde misali şeffaflaşmıştı yüzünde ama hala ordaydı. Hafif bi ilgi kırıntısı vardı. Bir kadına bir Jeon'a baktım. Pardon da noluyordu acaba. Albert kadını görünce hemen kendini düzeltmiş kadına bakmıştı. Albert: sorma ya serseriler işte bacaklarını tek tek kırıcaksın o olucak Mina: aynen öyle Albert: günaydın bu arada kahvaltı yaptınmı Mina: günaydın, yapmadım şimdi yapıcam Sırıttı Albert. Göz kırptı Albert: ee gel bize beraber yaparız olmadı bişeyler döndürürüz he Bi anda üzerimdeki ağırlık dahada ağırlaştı. Jeon uzanarak Albert'in ensesine çok güzel bir şekilde geçirmişti. Jk: salak salak konuşma mahalledeki serseriler de bi farkın kalmadı kalmayacak artık Güldü Mina. Jeon'u gösterdi. Mina: sen değilde şu esmer çağırsaydı gelirdim. Kook'un gözleri kadına takıldı tekrar onu süzdü. Pardon hanımefendi. Affınıza sığınıyorım ama, nne. Bi kadına bi Jeon'a baktım. İş çizgiyi aşmaya başlıyordu aralarında bir ilgi vardı. Üzgünüm ama ben o ilgiyi çok iyi sikerdim. Hızla jeon'u içeri iterek camdan içeri sokmuştum. Bocalarken bir iki adım gerilemiş merakla bakmıştı. Balkondaki kadına dik dik bakarken pencereyi sertçe kapatmıştım. Elim kenarıdaki perdeyi çekmek için uzanmıştı ama boşa düşmüştü. Merakla bakmıştım. Doğruya bu odada perde namına bişey yok. Arkama bi sinirle döndüğümde bana sırıtarak bakan bi esmer ile karşılaşmıştım. "Bu odaya perde alınacak. Çok net bir emirdir" Gülmeye devam etti sadece. Kolunu uzatarak belime sarmış yüzüne boynuma görmüştü. Kıskanmam hoşuna gitmişti belliydi. Birşey demedim. Jk: az önce sana denen lafları unuttuğumu sanma elime geçtiklerinde işleri fena olacak Diyerek bana bakmıştı. "Ama bak korkup kaçtılar" Birşey dememiş derin nefes almıştı. İlerleyerek dolaptan birkaç üst alıp banyoya gitmiş ve değişmiştim. Odaya geri geldiğimde Jeon yoktu. Etrafı toparlamış içeri geçmiştim. Albert'te burdaydı. "Günaydın" Albert: günaydın minik Gülmüş mutfağa ilerlemiştim. Peşimden oda gelince beraber mutfağa girmiştik. Jeon kahvaltı hazırlıyordu. Ona yardım etmiş beraber kahvaltı hazırlamıştık. Daha sonra yiyerek toparlamıştık. Etrafı toparlarken Albert ve Jeon hazırlanmıştı. Sanırım yine depoya gideceklerdi. Koltuk yastıklarını dizerken arkamdan gelen tıktık sesi dikkatimi toplamıştı. Arkama baktığımda Jeon'du. Eliyle gel işareti yapmıştı. Son yastığıda düzeltip sakince adımlayarak odaya gitmiştim. Ona baktığımda eli uzatarak piercing ve küpelerini gösterdiğinde yardım istediğini anlamıştım. Koltukta oturuyordu. Sakince yanına giderek önünde durmuş açtığı elindeki küpelerine bakmıştım. Piercinlerini alıp sakin ve dikkatlice takmaya başladığımda oda küpelerini takmıştı. "Depoyamı gideceksiniz" Sakince kafa sallamıştı. Bir umuttur yaşamak diyerek merakla bakmıştım. "Bende gelebilirmiyim" Kaş çatmış hayır anlmında kafa sallamıştı anında. Jk: ne işin var depoda "Lütfen evde canım sıkılıyor boş boş duruyorum hem ya düşmanın gene gelirse" Durmuş bana baktıktan sonra biraz elleriyle oynamıştı. Ardından kafa sallamıştı. Güldüm. JK: uslu duracaksın ne dersem onu yapacaksın "Söz" Gülmüş kalkmıştı. Bardağındaki son yudum içkisini aldıktan sonra. Sakince ilerlemiş bende peşine takılmıştım. Bir alt sonn

Devamm sonn Gülmüş kalkmıştı. Bardağındaki son yudum içkisini aldıktan sonra. Sakince ilerlemiş bende peşine takılmıştım. Beraber kapıdaki Albertin yanına gitmiştik. Albert kaş çatarak merakla bakınca Jeon kafa sallamıştı. Albert bana baktı bi an. Süzmeden edemedi. Kafa sallayınca hevesle ayakkabılarımı giymiş aşağıya inmiştim. Onlarda peşimden gelince arabaya binmiş depoya gitmiştik. Koskoca ormanlık alanın ortasındaki kafam kadar deponun önünde durdu araba. Merakla bakarak sakince arabadan inmiş bakışkarımı sürdürmüştüm. Yanımda hissettim kokusunu, belimden tutarak içeri yönlendirmişti. Saniyelik ona bakarak ayak uydurmuş beraber içeri gitmiştik. Etrafı incelemiştim. Güzel dizaynı vardı. Sağ üst köşe mutfak gibi bir yerdi. Kenarıda kapı vardı büyük bir ihtimalle tuvaletti. Sol üst köşede çalışma masaları ve bilgisayar vardı. Sağ alt köşede ise malların bulunduğu bir köşe vardı. Sağ tarafta ise güzel bir oturma takımı fln vardı. İlerleyerek etrafı incelerken hiç birşeyin farkında değildim. Jk: dikkat et Joen'un uyarmasıyla önce ona sonra önüme baktığımda nerdeyse çarpmak üzere olduğım dibimdeki sandalyede bağlı olan adama baktığımda korkarak bir iki adım geri çıkmıştım. Adamın biraz hırpalandığı aşikardı.bi gözü şiş bi bi elmacık kemiği mordu. Sırıtarak bakıyordu buna rağmen. Kaş çatarak dik bakışlarımı ona yollamıştım. "Ne bakıyon be öyle" Sırıttı adam iyice. X: vay vay atar giderde yaparmış yeni üyeniz mi Diyerek Jeon a bakmıştı. Jeon sakince arkama gelerek ona bakmıştı. X: iyi kullanılır ha Diyerek beni süzmüş sırıtmıştı. Kafamı duvarlara sürtcektim az kalmıştık bu gün herkes rotasını ve haddini çok aşıyordu. Ellerim yanlarımda yumruk okurken yavaştan cici kız modelinin bıraktığımı fark etmiştim. Sabahtan başlamıştı bu. Elime silah alırsam şaşırmazdım artık. Jeon ellerini yumruk yaptı sakince. Boynundaki damarlar belirginleşti. X: aaa kızma hemen Jeon yalanmı kesin sende o nedenle kullanıyorsundur bu güzelim kızı kullanacaksın ve atacaksın kenarı yapmadığın şey değil. Duyduğum şeyle kaskatı kesilmiştim. Ney ney ney. Kullanmak? Daha sonra kenarı fırlatmak? Kaşlarımı çatarak Jeon bakmıştım. Gözünde dönenen ateşleri değdiği yeri ateşe verecekmiş gibiydi. "Ne diyo bu" Albert olaya dahil olmuşadamın arkasında belirmişti. Albert: kendini gebertmek için uğraşıyor X: aaa Albert ayıp oluyo yalanmı Adama geri baktığım anda adamın yüzüne arkamdan inen sert bi yumrukla şok olmuştum. Nerden gelmişti o. Yerimden sıçrarken şaşırma nidası dudaklarımdan dökülmüştü. Yana çekilerek Jeon a bakmıştımki o ara adama bir yumruk daha inmişti. Adama daha çok yaklaşmış yakasına yapıştığı gibi ard arda yumruklarını adamın yüzüne tek tek geçiriyordu. O kadar sertti ki her vurduğunda adamın yüzü daha çok kana bulanıyordu. Albert: yn buraya gel Duyduğum sarının sesi ile ona bakmış sakince ona adımlamıştım. Beni arkası dönük olan koltuk takımına oturtmuş elime bir zeka küpü vermişti. Elime çikolata verilen çocuklar gibi bu oyuna kanmış sakince zeka küpüne bakarak çözmeye başlamıştım Albert ise bu halime güldükten sonra jeon'un yanına gitmişti. 8. Bölüm Sonu

Mükemmel. Yeni bölüm gelsin 😔🙏🏿

@@gulnazyaftullayeva4562 bu günn

Devaamm1 Normalde inadımı bilen bilir. Yatağa geçmezdim ama böyle bir kaoslu günden sonra hiç uğraşmadan yatağa geçmiştim. Gülmüş içkisinden yudumlamıştı. Saçlarını karıştırarak kahküllerini önüne almış yeni bir sigara yakmıştı. Oyalandım bir süre yatakta. Overthink saatim gelmişti. Saçma sapan hayaller kurarken bi anda içine jeon dalmıştı. Evli mutlu iki çocuklu. Bi dakika. Ne. Kafayı kaldırmıştım bi anda. Yn gülüüm napıyorsun annecim. Senin aklından neler geçiyor öyle he. Gözlerim jeon'a kaymıştı. Camdan vuran ışık silüetini az çok karartırken simsiyah gözleri ben yokum derecesinde kayboluyordu ortadan. Yalan konuşmayalım. İki çocuğu yapmaya değecek bir insandı. Belki 4 dört. Belki altı. Neden olmasındı. Çocuk harici olanlarıda saysa-. YN. NOLUYO. KENDİNE GEL. Kaş çatarak kafasını sağa eğmişti. Derin nefes alarak kendine gelmiş sakince yataktan çıkarak paytak adımlarla yanına gitmiştim. Kendi başına iki kişilik koltuğun 1.75'ini kaplarken bana bakmış toparlanmıştı. Yanına sakince kurulduğunda meraklı bakışları beni bulup nolduğunu anlamaya çalışıyordu. "Canım burda durmak istedi" JK: uyuman lazım "Seninle uyumak istiyorum" Güldü kolu sakince belimi sararken başımı göğsüne koymuştum. Atan kalbinin melodisi ile ilgilendim bir süre. Gözlerim masadaki silahındaydı. İçki dolu bardağından bir yudum daha almıştı. Belimde ki eli bir aşağı bir yukarı giderek vücudumu seviyordu. Başıma bıraktığı bir kaç öpücük beni mayıştırırken gülümsemiş gözlerimi kapatmıştım. Bir süre sonra içtiği sigarasının dumanında boğulduğumu hissettim. Doğrularak ona bakmış derin nefes almıştım. Cam siyahı ceylan gözleri bana çekildiğinde yüzümü turlamıştı gene. Gözlerimde durduğunda uzun süre bakmıştı. Büyüyüp küçülen gözbebekleri aklında birşeyler döndüğünü gösteriyordu ama takmadım. JK: uyumıycanmı Hayır anlamda kafa salladım. "Duş almak istiyorum sonra uyurum belki" Kafa sallayarak onaylamış kolunu belimden çekmişti sakince. Ayaklanarak gardolaptan birkaç üst seçmiş banyoya ilerlemiştim. Banyoya gittiğimde üstlerimi çıkarıp yerle buluşturduktan sonra suyu ayarlamıştım. Ilık suyun altına kendimi bıraktığımda fazlasıyla rahatladığımı hissettim. Bacağımda ki yarayı kontrol etrim. Üzerinden üç belki dört gün geçmişti. Pansuman yapılsa iyi olacaktı. Hiç dikkat etmemiştim. Yanağımda ki yara ise geçmişti. 15 dakika içerisinde duşu tamamlamış çıkmıştım. Kurulanıp içliklerimi giymiş ardından siyah kısa tayt ve askılı bir üstü üzerime geçirdikten sonra kirlilerimi kirliye atmıştım. Saçlarımı havluya sararak geçenlerden Jeon ve Albertin benim için aldığı bir kaç malzemenin arasından nemlendirici bir krem alarak yüzüne sürmüş yedirmiştim biraz. Stresten cildim çok kötü olmaya başlıyordu. Nedenini bilmediğim gerginlikler vardı bu ara içimde. Saçımdaki havluyu çıkararak saçlarımı kuruladım biraz. Ardından tarayarak kurutma makinesi ile kurutmuştum. Çok bunaltıyordu artık saçlarım. Belime kadar uzanıyordu. Biri kes dese yüzüne defol git derdim ama bunalırdım da. Değişik bi ilişki varsı aramızda. Ginede seviyordum. Banyodan çıkarak odaya girdiğimde kendisine gardıroptan üst seçtiğini görmüştüm. Bakışları bana çekilince bir kaç saniye gözlerimiz denk düşmüş ardından geri üst seçmeye dönmüştü. Bir içlik bide eşofman aldığında sakince banyoya geçmişti. Yattağa geçerek cama doğru yüz üstü yatmış camdan gözüken gökyüzündeki Hilal'i izlemiştim. Ellerimi çeneme destekleyerek az çok belli olan yıldızlara bakmıştım. Şansamıdır bilmem ama o ara elektirikler kesilmişti. Ani olarak irkilsemde gökyüzünde artık tamamen beliren yıldızlara kaydı gözlerim. İstemsiz olarak gülümsemiştim. Kutup yıldızı, küçük ayı, büyük ayı, çoban yıldızı. Gülümsedim. Dışarıyı izlerken su sesi kesilmiş 10 dk sonra Esmer çıkmıştı. Ona baktığımda altında siyah bi eşofmanı vardı üstünde birşeyi yoktu. Karanlıktan az çok seçebiliyordum. Havluyla saçını kuruladıktan sonra havluları banyoya götürüp yerine asmış banyodan çıkıp ışığın düğmesini elektirikler geldiğinde yanmasın diye kapatmıştı. Odanın ışığını hiç açık kullanmıyordu. Hep kapalıydı. Karanlık odayı camdan gelen güçlü ay ışığı aydınlatıyordu hep. Camda perdede yoktu. Ona baktığımda bana bakmıştı. Yerime geçmem için işaret vermiş geçmemi beklemişti. Sorgulamadan yatağağın içine geçmiş üstümü örtmüştüm. Odada biraz dolanmış birşeyler düşünmüştü. Bense fazla yorgun olduğım için direk uyuya kalmıştım. Bir aalltt sonn

Devamm sonn Ona baktığımda bana bakmıştı. Yerime geçmem için işaret vermiş geçmemi beklemişti. Sorgulamadan yatağağın içine geçmiş üstümü örtmüştüm. Odada biraz dolanmış birşeyler düşünmüştü. Bense fazla yorgun olduğım için direk uyuya kalmıştım. Sabah uyandığımda ilk başta tavan ile bakışmıştım. Yüzüme boynuma dolanan saçlarımı bıkkınlıkla geri itmiş kendimi germiş esnemiştim. Yan tarafıma baktığımda. baktığımda Jeon'u yüz üstü uyurken görmüştüm. Ya yüz üstü uyuyor ya da sırt üstü yatarak kolu ile gözlerini kapatıyordu. Başka uyuma stili yoktu. Kahkülleri birbirine karışmış dudakları büzülmüştü. Bu adam cidden mafya mıydı şimdi. Onu mafya olarak tanımasaydım şu hali ile gelip mafya bu deseysiler götümle gülerdim oysa. Sakince yaklaşarak saçlarını geri itelemiş yüzünü açmıştım. Sessizce kalkmış banyoya giderek yüzümü yıkadıktan sonra odaya geri dönmüştüm. Saçımı gelişi güzel ev topuzu yaparken dolaba adımlamıştım. Gardolabın kapağını açtığımda dışarıdan kulaklarıma doluşan ses dikkatimi çekmişti. Dolabın kapağını geri kapattığımda bir meraklı melahat olarak cam önüne geçmiştim sakince. Aşağıya baktım merakla. Geçen gün ki bana dokunmaya çalışan serseri grubuydu. Piçlere bak hele. Bi kıza dokunmaya çalışıyorlardı. Hızla camı açıp aşağı sarkmıştım. Ne diyceksem sanki bende ha. Çok küfür eden birisymişim gibi. Etmem mi gerekiyordu, ederim. Anasını bile ağlatırdım. Camda kaldım bu düşüncelerimle bi an. Ama sonra toparladım kendimi. Hemcinsim için dünyayı bile yakardım. Ve şuan hayatımda kullanmadığım küfürleri birazdan kullanıcaktım. "Lan! A*ınakodumun müptezelleri. Naptınızı sanıyorsunuz lan siz" Grup gelen ses ile kafayı kaldırarak binaları taramıştı. Beni gördüklerinde bana kaş çatarak bakmışlardı. Götüm tutuşmadı değil ne yalan söyliyim ama bu tipi kayık tek kaşlılardan korkulmazdı. Öylede yaptım. Beni tanıdıklarında sırıtmışlardı. JK DEN 7. Bölüm Sonu

Yaaaaa cok güzel olmuş devam 😊

Yaa ama ya en güzel yerinde bitmiş 😢

Açık yb gelsin

@@Alminawest bende sanırım....

Devaammm1 Gözlerim evi turlayarak minik bedeni aramıştı. Koltuğun arkasında korkarak saklandığını görmüş hızla yanına gitmiştim. Kulaklarını kapatmış bir şekilde duruyordu. Yanına hızla çömelip yüzünü ellerim arasına aldığımda iyi olduğuna bakmıştım. Bir yara falan almamıştı. Belinden tutarak hafif kaldırmış sarılmıştım. Dizlerinin üzerinde yükselmiş sarılmıştı sıkıca. JK: şşşş bişiy yok korkma burdayız Hissettiğim kalp atışları yeterli bir cevaptı. O kadar hızlı çarpıyordu ki duracak gibi değildi. Boynuma çarpan titrek nefesleri ile saçını okşamış sakinleşmesini beklemiştim. Hareketleri yavaşladığında geri çıkmış ona bakmıştım. JK: iyimisin Kafa sallamış derin nefes almıştı. Etrafa baktığında gördüğü leşler ile yüzünü eşkitmişti. Albert içeriden çıktığında yanımıza gelmişti. Silahını beline takarken leşlerde tek tek gezinmişti gözü. Albert: 7 kişi biri yn in yaraladığı onu depoya götürttüm. Diğerleride bunları temizleriz şimdi. Kafa sallayarak onaylamıştım. Depodan korumalar geldiğinde adamları götürmüşlerdi. Titizlik hastası olan Sarının dişil enerjisi gene tavan yaparak etrafta ki kanları temizlemeye başlamıştı. Yn şömineyi yakarken koltukta yayılarak Haesung'un dosyadını incelemiştim. Albert kan olmuş tişörtünü çıkarmıştı. Albert: Jeon tişörtünü ver Ona bakmış sonra üstüme bakmıştım. Ful kan olmuştu. Hiç farkında değildim. Tişörtümü çıkarıp ona uzatriyığımda alarak yıkamaya attığında geri gelmiş arkamda durup baktığım dosyaları incelemişti. Albert: bacağından yaralandı ama kaçtı bi dahakine kaçabileciğini sanmıyorum Kafa sallamış onu onaylamıştım. Öne doğru eğilip dosyayı masaya bırakmış saçlarımı geri taramıştım. Dirseklerimi dizime yaslarken gözlerim şöineminin önündeki Yn'e takılmıştı. Minik ellerini sömineye uzatmıştı ısıtmak adına. Haline gülümsemiş kafamı hafif sağa yatırmıştım. Beladan uzak tutucam derken belanın içine sürükleniyordu. Derin nefes alarak bize döndüğünü gördüğümde odak noktam elaları olmuştu. Yeşilli kahvelerinde boğulacağımı düşündüm bu gidişle. Başa bela gözleri vardı gerçekten. İnsanı içine çekiyordu. Arkasında yanan ateş alevlenmişti bian. Gözlerime yansımıştı adeta. Bir ateşe bir ona bakmıştım. İnadımıydı yoksa kendi isteğimiydi bilmiyordum ama gözlerini gözlerimden çekmek gibi bi niyeti yok gibiydi. Sarı arkamdan gitmek için harekete geçip doğrultmuştu. Adımları mutfağa doğru gittiğinde duraksamış kaş çatmıştı. Benednini R'ye takarak adımlarını geri geri getirip sırtıma bakmıştı. Albert: Jeon? Odak noktamdan bir saniye bile ayırmadım kendimi. JK: hm Sırtıma tekrar bakmıştı. Yn merakla ikimize baktığında yüzünü utangaç bi hal almıştı. Albert bi yn'e bi sırtıma bakmıştı. Olayı anlamaya çalışırken dikikkatim hala yn deydi. Albert: sırtındaki o tırnak izleri ne... Hassiktir. Kaynana diline başlardı. Ağzına iyi laf vermiştik. Albert: hiiih yoksa siz. İnanmıyorum. Arkamda olan sarıya hızla kaş çatarak bakmıştım. Yandaki tastığı elime alartak hızla suratına çarpmıştım. Sendelenerek bir adım geri gitmiş bana bakmıştı. Bakışlarımdan yok öyle birşey mesajını almıştı. Yn'in kızardığına yemin edebilirdim. Albert: o zaman bunlar ne Diyerek kaynana gibi ellerini beline koymuştu. "Şey yanlışlıkla oldu" Derin nefes verirken yüzünü sıvazlamış şaçlarımı tekrardan geri taramıştım. Tek kaşını kaldırdı sarı. Hayretle söylendi gene. Albert: yanlışlıkla gelip tırnaklarını batırdın öylemi. "İster inan ister inanma düşüyordum ayağım kaydı" JK: mantıklı düşün hem sarı on sekizine yeni basmış Albert: öf be amca olucaz diye sevinicektik şurda alışverişe çıkıyorum ben Giyerek bi triple odaya giderek tişört giymişti. Ardından ceketini alarak çıkmıştı. Derin nefes alıp vermiştim. Yemin ederim dünyaya bir daha gelse direk kaynana olarak gelirdi. Miniğe çekildi gözlerim. Tırnakları ile oynuyordu. YN DEN Bir alt soonn

Devaamm sonn YN DEN Tırnaklarıma bektığımda parmaklarım üzerinde gezinmişti. Arkamdan üzerime ağırlaşan beden hissettim. Kafamı çevirdiğimde büyük bedenin arkama oturmuş olduğunu gömdüm. Elleriyle ellerimi tutmuş tırnaklarımla oynamamı engellemişti. Ona yaslanmış ateşi izlemiştim. Birşey dememiş öyle durmuştu. Büyük elleri, elleri arasında kaybolan ellerimi okşamıştı bir süre. Doğrulup ona dönmüş ona bakmıştım. Bana bakmış gözleri yüzümü turlamıştı. "Sırtın acıyorumu" Hayır anlamında kafa sallamıştı. Başımı eğmiş ellerimle oynamıştım. "Özür dilerim" Kollarını sıkıca belime dolamış beni kendine yakınlaştırıp yüzünü boynuma gömmüştü. JK: en başından beri önemli olmadığını söylemiştim. Değilmi Kafamı sallamış kollarımı boynuna sarmıştım. Ellerim saçlarında gezinirken her bir telini es geçmeden turlamıştı. "Olsun, gine de insan suçluluk duygusu hissediyor" Gülmüş saçlarımı kulağımın arkasına takmıştı. Parmakları ile saçımı taramıştım. "O adam kimdi" JK: yaşlı bunaklardan birisi. İt peşinden gidemedim ki alayım canını Kaş çattım. "İyice psikopatlaştın bu konularda bak" JK: sen gelmeden önce de öyleydi. Benim işim bu Sessiz kaldım. Beynim binbir komplo kurarken çenemde tutarak yüzümü yüzüne kaldırmıştı. JK: sana zarar vereceğime dair teoriler kurmuyırsundur umarım "Çok geç kaldın bunu söylemekte" Kıkırdadı. JK: söyle o aklına otursun oturduğu yerde saçma düşüncelere varmasın. Hayat vermek için yanımıza aldığımız kızın hayatını alamayız dimi Kafa salladım gülerek. Beş on dakika sessiz kalmıştık. Üzerimde hissettiğim gözler ile odağımı ona vermiştim. Burunlarımız birbirine değimişti. Nefesini yüzümde hissediyordum. Onu incelediğimde ne kadar kusursuz olduğunu anlamıştım. Esmer teni ateşin ışığında aydınlanıyordu. Siyah saçlarını geri yatırmıştı. Alnına düşen birkaç tutam vardı. Cam siyahı ceylan gözlerinde ateş dönüyordu. Az önceki gibi. Arkamdaki ateşin yansıması gözlerine vuruyordu. Ayna gibiydi gözleri. Kendini bile görüyordun. Gür ve uzun kirpikleri süs oluyordu ertafına. Orantılı burnu ve ince dudakları yüzüne dans ediyordu. Dudağının altındaki ben gel beni öp diyordu. Biraz daha böyle yakın duracaksak eğer bu emre asla itaatsizlik etmiyecektim. Yapılı omuzları güvence alanınmı. Burda olduğum zaman hiç bir tehtit hissetmiyordum. Omuzlarında olan kollarım buz gibiydi. Onun vücudu ise ateş satıyordu. Sıcacıktı. Sarıp sarmaladığında ateşinde ısınıyordu insan. Kahve ile karışık barut kokusu ciğerlerime şenlik veriyordu. Elimin altındaki saçları okşayarak şeklini bozmaya devam etmiştim. Belimde sıkılaşan kollar ile vücudum bedenine dahada yaslanırken ikimizde birbirimize itaat ediyorduk. Sesimiz dahi çıkmıyordu. Odada çıkan tek ses şöminede yanan ateşin ve ve birbirine karışan nefeslerimizin sesiydi. Kafasını yana eğerek gözlerini gezdirdi yüzümde. Dudaklarımda oyalandı biraz. Uzunca gözlerinde, boynumda. Alnını alnına dayadığında gözlerimiz otomatikmen kapanırken kendimi ona daha çok kaptırıyor daha çok bağlıyordum. Buna karşı koyamıyordumki hiç bir insan koyamıyordu. Etki alanı o kadar büyüktü ki yeter ki onun bulundu ortamda olman gerekiyordu. Bense kural dışı onunla dip dibe duruyordum. Ensesindeki saçlarını okşadığımda kollarını mümkünmüşçesine daha da sıkılaştırmış belimi okşamıştı. Uzun süre öyle kaldığımızda hafif geri çıkmıştı. Ateş dönen gözleri yavaşça dudağıma kaydığında bedenimin yandığını hissetmiştim. Dudaklarıma yaklaşan dudakları ile tamamen kendimi teslim etmiştim artık. Memur beeeyy. Buyrun bileklerim. 6. BÖLÜM SONU

Yaaaa çok güzeldiiiii devamı gelsin her gün her saat bakıyorum yeni bölüm gelmiş mi diyee mükemmelll❤❤❤

Aaaaaa cok güzel😮🎉😊​@loveliioda

​@loveliioda nolurrr hizli gelsinnnn bu arada asiriii iyi yaziyosun