- Видео 8
- Просмотров 70 670
𝐣𝐞𝐨𝐧ʳ
Добавлен 17 фев 2023
ölümümü bekliyorum.
“Onu bir hoşçakal bile demeden terk ettin” | Jungkook ile hayal et
yorumlarda 💖
🎶Chord Overstreet - Hold On🎶
#jungkook #jeonjungkook #jungkookilehayalet #keşfet #keşfetbeniöneçıkar #keşfetteyiz #bts
🎶Chord Overstreet - Hold On🎶
#jungkook #jeonjungkook #jungkookilehayalet #keşfet #keşfetbeniöneçıkar #keşfetteyiz #bts
Просмотров: 1 392
Видео
“Gece vakti tanımadığın bir adamla dertleşirsin.” Jungkook ile hayal et (3/3) FİNAL
Просмотров 1,3 тыс.Год назад
yorumda 💕 #keşfet #keşfetbeniöneçıkar #bts #jungkook #jeonjungkook #jungkookilehayalet #keşfetteyiz
“Gece vakti tanımadığın bir adamla dertleşirsin” | Jungkook ile hayal et (2/?)
Просмотров 2 тыс.Год назад
sabitte ❤️ #bts #hayalet #jeonjungkook #jungkook #keşfet
“Gece vakti tanımadığın bir adamla dertleşirsin” | Jungkook ile hayal et (1/?)
Просмотров 2 тыс.Год назад
sabitte 🫶🏻 🎶Emir Can İğrek - Ağır Roman🎶 #jeonjungkook #jungkook #keşfet #bts #hayalet
“Patronun hastalandığında ilk seni arar” | Jungkook ile hayal et
Просмотров 27 тыс.Год назад
sabitte 💕 🎶Ate - Diğer Yarım🎶 #jeonjungkook #jungkook #keşfet #bts #hayalet
“Sevgilinle ilk kez yakın temas kurarsınız” | Jungkook ile hayal et
Просмотров 18 тыс.Год назад
Sabitte 🎶 Kaan Boşnak - Bırakma Kendini 🎶 #jeonjungkook #jungkook #keşfet #hayalet #bts
“Seni sevdiğini öğrenirsin” | Jungkook ile hayal et
Просмотров 7 тыс.Год назад
sabitte 💕 #jeonjungkook #jungkook #keşfet #hayalet #bts
“Sevgilin yüzünden hayatını kaybedersin” | Jungkook ile hayal et
Просмотров 12 тыс.Год назад
hikaye sabitte 💕 (küfür ve argo içermektedir.) #jungkook #jeonjungkook #keşfet
😢😢😢😢😢😢ofya
LAN GERÇEKTEN HİKAYELER HARİKA🤩🤩🤩🤩🤩🤩🤩💜
O kadar guzelki ❤😢
Kendimi tutamayıp ağladığım da ablam geldi okudu oda okudu o ağlamadı ama dediki onu kim yazmışsa ondan çok güzel yazar olur bende öyle düşünüyorum ellerine sağlık çok iyi olmuş❤❤❤❤
Vücudum buz kesti
Of ne ağlaması gözüme toz kaçtı ya
.
Aşırı iyii hikaye bu kadar saracağını beklemiyordum.
Ama olmazki annem niye ağladığımı sorucak ne diyeceğim haewon öldü kookie tek kaldı mı diyeyim
Çok güzel olmuş
Reglken okuyorum bxbxsd bide şey istek alıyormusun?
Herkes yorumlarda aglamis Tecrübeli bir okur olarak aglamadim (Tecrubemi yaralasar 2 nin son 49 sayfasinda kazndim ) teşekkürler (Hikaye yazim tarzi filan iyi ama beni kesmedi )Yere yakin yildizlara uzak'tan iyiydi en azindan begendim
Şuan ciddi ciddi ağlıyorum
Rica etsem şöyle bişey yapabilirmisin ister yap ister yapma karar senin ama yaparsan sevinirim "Mafya otizimli kıza aşık olur" Yaparsan çok sevinirim ama yapmazsan canın sağ olsun
❤❤
aşkım otizm hakkında pek bir şey bilmiyorum ama araştırıp yazmaya çalışırım, yine de söz veremiyorum ❤️❤️
Teşekkürler❤
Hey beni gece gecw ağlattin cok guzel olmuş eline sağlık
teşekkür ederiim 🩷
istekleriniz varsa yazabilirsiniz, aklıma yatan hikaye olursa yazarım 💞
Okumaya başlıyorum
hadi bakalım beğenecek misin
@@JeonJwkk yaaa çok duygusal olmuş çok iyi:(
@@Bones.2121 beğenmene sevindim aşk ❤️
@@JeonJwkk Böyle harika bir hikayeyi kim beğenmez ki balım 💋
@@Bones.2121 yerimm 🤍🤍
Ilk yorum
💖
-HİKAYE- Haewon ile beraber kaldığı odadaydı. Mezarına gitmek için hazırlanıyordu. Haewon onu hep siyah giyindiği için azarlardı. O yüzden bu sefer siyah giymemişti Jungkook. (flashback) “Jungkook bu ne ya böyle? Arkadaşlarımızla buluşmaya gidiyoruz, cenazeye değil?” Jungkook her zaman ki gibi simsiyah giyinmişti. Aslında Haewon siyahın onun rengi olduğunu biliyordu. Hem çok sevdiğini hem de kendisine çok yakıştığını söylerdi Jungkook hep. Haewon ona ne kadar dil dökse de Jungkook üstüne giydiği kıyafetleri çıkartmadı. Hem Haewon’u sinirlendirmeyi seviyordu hem de kıyafetlerini çıkartmak için çok üşengeçti. O gün Haewon ona bir güzel trip atmıştı. Bu Jungkook’un hoşuna gitmişti tabii. Bulduğu her fırsatta onu kızdırmayı ve ardından tribini çekmeyi çok severdi. Haewon ona sorduğunda ise onu kızdırmayı çok sevdiğini, çünkü kızınca çok tatlı olduğunu söylemişti. (flaschback end) Jungkook üzerine siyah olmayan bir gömlek ve onun üzerine de yine aynı şekilde siyah olmayan bir ceket giydi. Haewon’un gözlüklerini de taktı. Haewon o gözlükleri takmayı hiç sevmezdi. Bu yüzden hep lens takardı. Ama Jungkook her seferinde gözlüğün ona çok yakıştığını söylerdi. Jungkook’un aklına bir anıları daha geldi. (flashback) Haewon gözlüklerini arıyordu fakat bir türlü bulamamıştı. Lensleri artık gözlerini acıtmaya başlamıştı ama gözlüklerini bulamadığı için çıkartamamıştı. Aklına Jungkook’a sormak gelince merdivenlerden aşağıya inip Jungkook’un yanına, salona gitti. “Jungkook benim gözlüklerimi gördün m-“ Gözlükleri Jungkook’taydı. Jungkook ona yaramazlık yapmış ama pişman olmuş bir çocuk gibi bakıyordu ama Haewon onun bu bakışlarına kanmamıştı ve onu bir güzel azarlamıştı. Tabii bu Jungkook’u durdurmamıştı. Bu yüzden her seferinde tekrar tekrar Jungkook’u azarlaması gerekmişti. (flashback end) Bu sefer ona kızacak bir Haewon yoktu. Etrafına bakındı, Haewon’un kızgın sesini duymayı bekledi. Yukarıya çıkıp yine gözlüklerinin nerede olduğunu sormasını, Jungkook’un taktığını görünce de onu yine azarlamasını istedi. Bekledi. Orada öylece bekledi. Ama ne Haewon onun yanına yukarıya çıktı, ne de ona kızdı. Jungkook bir kez daha boşluğa düştü ve aklına getirdi. Haewon artık yoktu. Evden çıkmaya hazırdı. Yine beklemişti. Haewon hep geç hazırlanırdı. Jungkook hep aşağıda onu beklemek zorunda kalırdı. Ne kadar şikayet etsede kızın bu uyuşuk hallerini seviyordu. Haewon aşağıya indiğinde hep sahte bir tavır takınır ve kızı azarlardı. Haewon gerçekten onu azarlamadığını, tavrının sahte olduğunu biliyordu ama kendilerince eğleniyorlardı işte. (flashback) Jungkook aşağıya ineli yarım saat olmuştu hatta geçiyordu bile, fakat Haewon hala gelmemişti. Haewon onu önden göndermiş, ve 10 dakikaya kendisinin de ineceğini söylemişti ama hala yukarıda bir şeyler yapıyordu. Jungkook artık dayanamadı ve yukarıya doğru bağırarak konuştu. “Haewon gelmiyor musun artık? Hadi geç kalıyoruz?” Kızdan ses gelmemişti. Jungkook bu sefer endişelenip aceleyle hızlı hızlı merdivenleri çıktı ve kız ile beraber kaldıkları odaya bir hızla daldı. Kızın müzik dinleyerek makyajını yaptığını görünce derin bir iç çekti. Rahatlamıştı. Ona bir şey olduğunu sanmış, çok korkmuştu. Müzik dinlerken aynı zamanda makyaj yapışını izledi kızın. Makyaja ihtiyacı olmadığını, makyajsız daha güzel olduğunu bir çok kez söylemişti Jungkook ona. Ama Haewon şık olmak istemişti. Bu yüzden ne olursa olsun makyaj yapacağını söylemişti. Jungkook ona bir şey diyememişti, çünkü nasıl mutlu olacaksa öyle yapmasını istiyordu. Kız makyajını bitirince kulaklıklarını çıkardı ve koltuğundan kalkıp arkasını döndü. O sırada Jungkook’u görünce saate baktı. Çoktan 45 dakika geciktiğini görünce hemen dudağını dişledi. Bunu fark eden Jungkook bütün sinirini unuttu ve kızın yanına geldi. “Hey hey! Sürekli dudaklarını ısırıp yara yapıyorsun, sonra da kanıyorlar! Bir daha ısırdığını görmek istemiyorum Haewon!” Kızın yüzünü avuçları arasına almıştı ve kız dişlerini dudaklarından çekince parmağıyla kızın dudaklarını okşamıştı. Haewon ise kızgınlığının geçmesini bekledi ve hiç bir şey demedi. İkisinin gözleri buluşunca birbirlerine gülümsediler. Çünkü her ikiside biliyordu birazdan ne olacağını. Jungkook beklemedi ve dudaklarını kızın dudaklarıyla birleştirdi. (flashback end) Jungkook’un parmakları kendi dudaklarına gitti. Bir şeyler eksikti orada. Dudakları daha önce hiç bu kadar uzun süre yalnız kalmamışlardı. Jungkook son kez eve bakıp dışarı çıktı ve arabasına yöneldi. Önce Haewon’un kapısını açardı hep. O tarafa doğru gidiyordu ki kafasına dank etti. Haewon yoktu ki? Yönünü değiştirip direkt sürücü tarafına geçti. Arabasına bindiğinde çok sessizdi. Biliyordu neyin eksik olduğunu. Haewon yoktu. Her zaman arabaya bindiklerinde Haewon’un neşeli sesi doldururdu arabayı. Haewon arabaya bindiğinde ilk yaptığı şey şarkı açmak olurdu. Varacakları yere kadar arabanın içinde bağıra bağıra şarkı söylerdi. Jungkook ise onun bu hâllerine hep gülerdi. Jungkook kendine geldiğinde dudaklarında bir gülümseme vardı. Sonra yan tarafına baktı. Bu gülümseme soldu. Bir süre Haewon’un oturduğu koltuğa baktı. Haewon yoktu. Bir kez daha dank etti kafasına. Önüne döndü. Şarkı açmak istedi. Ama sonra aklına geldi. Haewon onun müzik zevkini hiç sevmezdi. O yüzden de hep kendi açardı şarkıları. Jungkook bir anlığına unuttu ve yan tarafına döndü gülerek. Haewon’u göremeyince hayal kırıklığını bir kez daha yaşadı. Kendisine gelmesi uzun sürmedi. İstediği yere vardığında arabadan indi fakat dikkatini çeken bir şey oldu. Haewon’un mezarının başında birisi vardı. Jungkook hemen o kişiye seslendi fakat o kişi her kimse direkt koşarak kaçmaya başladı. Jungkook arkasından koştu ama onu yakalayamadı. Geri döndü, Haewon’un yanına. Ama daha önce görmediği bir şey vardı orada. Haewon’un mezarının üstünde bir not vardı. Emindi. Sabah da gelmişti ama burada böyle bir not yoktu. Ve yine emindi. Bu notu arkasından koştuğu kişi bırakmıştı buraya. Jungkook notu eline aldı ve açtı. Not kendisine yazılmıştı. Jungkook’a bu el yazısı tanıdık geldiğinde gözlerinden bir damla süzüldü. Bu Haewon’un el yazısıydı. Jungkook sordu kendi kendine. Nasıl olurdu? Haewon ölmüştü ki? Jungkook notu kendisine yaklaştırıp okumaya başladı. “Sevgilim, hayatımın anlamı Jungkook… Şimdi sorguluyorsundur, bu not nasıl burada? Ya da bu notu ne zaman yazdım? Bu notu buraya kim bıraktı. Hepsini açıklayacağım. Öncelikle bu notu ölümümden tam 3 gün önce yazıyorum. Şu an evde tekim. Çünkü sen iş yemeğine gittin. Hatırlıyor musun? Benim gelmemi çok istemiştin ama ben sana rahatsız olduğumu söylemiştim. Bu yüzden tek başına gitmiştin.” Jungkook’un göz yaşları şiddetlenmişti. Hatırlıyordu. O gün onu evde tek bırakmayı hiç istememişti ama önemli bir iş yemeğiydi ve gitmesi şarttı. Haewon da gitmesi için ısrar edince tek başına gitmişti. Gece boyunca hep aklında Haewon vardı. Aklından hep eve dönmek geçmişti ama gidememişti. İşleri yüzünden. Sanki onu destekleyen biriymiş gibi yağmur başlamıştı ve bu yüzden ağlaması belli olmuyordu. Göz yaşları yağmur damlaları ile karışmıştı. Notun ıslanmamasını istiyordu bu yüzden etrafına bakınmaya başladı ve mezar başlığının yanında duran şemsiyeyi fark etti. Sorgulamadan hemen açtı ve notun ıslanmaması için tuttu. Sonrasında devamını okumaya başladı.
devamı… “Beni evde tek başıma bıraktın diye kızmıyorum hatta gitmeni zaten ben istemiştim. Sakın kendini suçlama bu yüzden. İşlerinin çok olması, bu yüzden de sürekli iş yerinde olmandan da asla şikayet etmedim. Evet tabii ki her zaman seninle daha çok vakit geçirmek istedim. Hatta bütün vaktini bana ayırmanı bile istedim bir ara biliyor musun? Bencil bir davranış biliyorum.” Jungkook hızla kafasını sağa sola sallamıştı. Haewon’un onu görmediğini biliyordu ama kendine engel olamamıştı. Jungkook bütün vaktini seve seve Haewon’a harcardı. Keşke yapabilmiş olsaydım diyordu içinden hep. Keşke o gün o iş yemeğine gitmeseydim ve bu mektubu yazmasaydı diyordu içinden. Okumaya devam etmeden önce ağlamasının biraz da olsa dinmesini bekledi ve okumaya devam etti. “Sevgilim, birazdan okuyacağın şeyler için bana çok kızma olur mu?” Biliyordu, Jungkook ona hiç kızmazdı, kızsa bile hep sahteydi, hep şakaydı. Ama yine de yazmıştı böyle bir şey. Jungkook ona kızmayı bir kere bile aklının ucundan geçirmezdi. Geçirmemişti de zaten. Okumaya devam etti. “Ben uzun zamandır hastayım Jungkook.” Jungkook bu cümleyi okur okumaz kaşları çatıldı. Devamını okurken nasıl sakin kalması gerektiğini bilemedi. “Biliyorum şimdi kendi kendine soruyorsun nereden çıktı bu hastalık diye. Sana söylemediğim için beni affet. Kalbimde sorun varmış Jungkook… Aklın alıyor mu? Ben tüm kalbimle seni sevdim. Kalbimi sana verdim. Benim kalbim sendin Jungkook. Çok sordum doktoruma çok dil döktüm. Nasıl sorun olabilir dedim? Orada sen varsan nasıl bir sorun olabilir? Ama bana cevap vermedi. Etrafımdaki herkese sordum. Ama onlarda cevap vermedi bana. Sen biliyor musun Jungkook? Sen cevap verebilir misin? Sen de veremezsin. Kalbimle çelişkiye gireceğimi söyleseler orada hep Jungkook vardı, hepte Jungkook olacak derdim. Ama olay bambaşkaymış. Çok acıyor Jungkook. Senden özür dilerim, ama ben bu kadar acıyı kaldıracak kadar güçlü değilim. Bir anda giren ağrılara katlanamıyorum artık. Kalp bu. Kalbim ağrıyor dediğimde bana ne demiştin hatırlıyor musun? ‘Beni çok seviyorsun o yüzden.’ Belki de haklısındır. Seni o kadar çok seviyorum ki, kalbim bile kaldıramıyor bu sevgiyi. Ama bunun için kendine kızma, sonuçta seni sevmem senin suçun değil ya? Tekrar söylüyorum sevgilim, beni bu yaptığım şey yüzünden affedersin umarım. Belki de sana neden söylemediğimi merak ediyorsundur. Özür dilerim ama sana söyleseydim bana hep yaşamamın bir yolu olduğunu söyleyecektin. Ama ben biliyorum. Benim yaşamamın zaten hiç ihtimali yoktu. Gözlerimin önünde kalbimin nasıl çürüdüğünü izlemene izin veremezdim Jungkook. Lütfen anla beni. İnan bana, bir yolu olsaydı dayanırdım. Öleceğimi bilsem bile o yolu seninle birlikte denemek isterdim. Ama öyle bir yol yoktu. Kalbim çoktan çürümeye başlamıştı bile. Bu yüzden affet beni. Lütfen. O acıyı çekebilecek kadar güçlü olmadığım için affet beni. Sana söyleyemeyecek kadar korkak olduğum için affet beni sevgilim. Şu an mezarımın başında olduğunu biliyorum. Ablam sayesinde. Büyük ihtimalle de bu notu oraya ablam bıraktı. Aklında soru işareti kalmasın diye söylüyorum. Jungkook, sana ağlama demeyeceğim. Buna hakkım yok çünkü. Ama sen ağlayınca ben de ağlıyorum. Bunu unutma olur mu? Seni çok seviyorum. Ve benim için yaşamaya devam etmeni istiyorum. Elbet bir gün kavuşacağız sevgilim. Ama her şeyin bir zamanı var. Seni bekleyeceğimden emin olabilirsin. Unutma, ne zaman ağlarsan ben de seninle ağlayacağım, ne zaman üzülürsen ben de seninle üzüleceğim, ne zaman gülersen ben de seninle birlikte güleceğim. Seni çok seviyorum, kendine iyi bak sevgilim… Biricik Sevgilin Haewon” Jungkook artık kendinde ayakta duracak gücü bulamamış kendini yere bırakmıştı. Ağlaması hiç durmuyordu. Gecenin bir vakti burada bir tek o ağlıyordu. Bir de Haewon. Şimdi anladı neden yağmurun da o ağlamaya başlayınca başladığını. Çünkü sevdiği de onunla beraber ağlıyordu. Jungkook orada öylece otururken ağlamaya devam etti. Sevgilisine değil, kendisine kızıyordu. Nasıl anlamamıştı? Sevgilisi, kendi canından çok, her şeyden çok sevdiği sevgilisi gözlerinin önünde acı çekmişti, nasıl anlamamıştı. Kızılması gereken kişi Haewon değil, kendisiydi. Yanı başında uyuyan sevgilisinin uyurken kalbini tutarak uyumasını şimdi anlıyordu. Yemek yerken öncesine göre yavaş yavaş yemesinin sebebini şimdi anlıyordu. Jungkook ani bir hareket yaptığında elinin önce hep kalbine gitmesinin nedenini şimdi anlıyordu. Sordu kendi kendine. Neden şimdi? Neden daha önce değil de şimdi anlıyorum bunları diye sordu. Sinirlendi kendine. Bağırmak istedi, ama bağıramadı. Bağırsam bile ne değişecek ki diye düşündü. Haewon geri gelmeyecekti. Keşke gelseydi, ama gelmeyecekti. Kendi de yanına gidemezdi ki? Sevgilisi yaşamasını istemişti. Sevgilisi isterse yapardı. Eğer yaşamasını istediyse yaşardı. Zar zor ayağa kalktı. Sevgilisinin mezarına baktı. Islanmış toprağı izledi bir süre. Mezar taşını öptü ve arabasına doğru yürüdü. Arabasına bindi fakat bir süre etrafı izledi. Kendine gelmesi uzun sürmüştü. Islanmasın diye cebine koyduğu notu çıkardı. Katlanmış notu açtı ve sevgilisinin yazısını izledi, okudu. Sonra notu öptü. Ağlamak istiyordu. Ama kendini tuttu. Sevgilisinin de kendisi ile ağlamasını istemiyordu. Biricik sevgilisi onunla beraber ağlamayı değil, gülmeyi hak ediyordu. Onu güldürmek için de her şeyi yapmayı göze almıştı… -SON
Ya ağlattın beni
Bende ağladım
Daha fazlasını hakediyorsun
Çok güzel olmuş
teşekkür ederiim ❤️
kusura bakmayın bu sefer baya geç geldi ama araya bir sürü şey girdi ve gerçekten ne zaman devamını yazmak istesem yazamadım umarım anlayışla karşılarsınız, iyi okumalar umarım beğenirsinizz
-HİKAYE- ‘En güzel hediye’ -2 hafta sonra Sabah kalktığımda her sabah yaptığım gibi önce banyoya girip işlerimi hallettim. Bugün hafta sonuydu, o yüzden tek planım evde yatmaktı. Öyle de yapmıştım. Saat akşam altı olmuştu. Yemek yapmak için ayaklanmıştım ki kapım çalmıştı. Kim olduğuna bakmak için gidip açtığımda karşımda takım elbiseli birisi duruyordu. Kim olduğunu bilmiyordum bu yüzden tam soracağım sırada adamın ağzıma bir şey değdirmesi bir oldu. Zaten sonrasında bilincim kapanmıştı.. Gözlerimi açtığımda önce tavanla karşılaştım. Gözlerimi alıştırıp sonra etrafıma baktığımda yanı başımda oturan Jungkook’u gördüm. Olanları idrak etmeye çalışıyordum. Buraya nasıl gelmiştim? Biri beni bayıltmıştı ve buraya getirmişti. Ama neden? Sorgulayıcı bakışlarımı Jungkook’a çevirdiğimde anlamıştı ondan bir açıklama beklediğimi. “Eğer sana gelmeni söyleseydim gelmeyecektin. Ben de beni dinlemenin tek yolunun bu olduğunu bildiğim için seni kaçırttım. Üzgünüm ama beni dinlemen lazım.” “Affedilecek bir şey yok Jungkook, saçma sapan şeylerle uğraşmışsın. Ben evime gitmek istiyorum.” Kalktığımda etrafımı inceleme fırsatım da olmuştu. Burası bir yatak odasıydı ve tahmin edileceği üzere Jungkook’un yatak odasıydı. O ise benim gibi kalktı ve karşıma geçti. “Önce beni dinleyeceksin. Sonrasında affedip affetmeyeceğine tekrar karar ver. Ama önce bi’ dinle.” Bakışları öncesine göre değişmişti. Daha önce hiç kimse bana böyle bakmamıştı. Neydi bu duygunun adı? “Tamam ama hızlı ol. Senin yüzünden akşam yemeğimi yiyemedim ve karnım aç.” Güldü. Bir süre sonra kendini toparlayıp ciddi ifadesine büründü. “Bak, bu iki hafta boyunca çok düşünme fırsatım oldu. Açıkçası seni ilk gördüğümde çok hoşuma gitmiştin. Yani yanlış anlama sen eşyasın çok hoşuma gittin falan demiyorum.” İkimizde gülmüştük. Her şeyi yanlış anlayabileceğimi düşündüğü için ara vere vere ve iyice düşünerek konuşuyordu. “İlk başlarda sadece diğer bir çok kız gibi güzelliğin yüzünden senden hoşlandığımı düşünmüştüm. Ama sonra sana o sözleri söyledim ve seni kırdığım düşüncesi bile beni mahvetmeye yetti.” Konuşma boyunca başı eğikti. Başını tekrar kaldırıp gözlerime baktı. “Haewon. Ben daha önce hiç aşık olmadım. Sana da söylemiştim zaten. Bu yüzden sana aşık olduğumu anlamak biraz uzun sürdü.” Duraksadığımda o hâlâ bana aynı bakışlarıyla bakıyordu. “Sadece hoşlantı olduğunu düşündüğüm için de ilk başta çok takmamıştım ama dediğim gibi iki hafta boyunca aklımda hep sen vardın. Basit bir hoşlantı olmadığını anladığımda ise zaten ilk yaptığım şey seni kaçırtmak oldu. Psikopat falan değilim yani belki öyle bir görüntü oluştu gözünde ama sana gerçekten çok aşık oldum.” O bunları söylerken ben ona bakamıyordum. Bakışları çok farklı hissettiriyordu. Düşünmeye çalışıyordum ama o yanımdayken bu bile mümkün değildi. Ona karşı boş olmadığımı anlamıştım zaten. Şu an hissettiğim şey aşktı. Ben aşkı hissediyorum sanmıştım, biliyorum sanmıştım, ama hiç bir zaman öğrenememişim ki. Hiç bir zaman hissedememişim. Şimdi anlıyordum. O benim tekrar hayata dönmemi sağlamıştı. Yüzümün tekrar gülmesini sağlamıştı. O, beni tekrardan ben yapmıştı. Bakışlarım tekrar gözlerine çıktığında üzgün bir ifade vardı yüzünde. Kaşlarımı çatmıştım. “Neden öyle bakıyorsun?” “Kabul etmeyeceksin çünkü. Biliyorum hâlâ eski sevgilini seviyorsun. Ben gerçekten özür dilerim, bu konuşmayı hiç yapmadım var sayalım olur mu? Gerçe-“ Ellerimi bırakıp hızlı hızlı konuşurken bu sefer ben onun ellerini tuttum. Ellerimize baktı, sonra gözleri gözlerimi buldu. Ona tek cevabım dudaklarımı dudakları ile buluşturmak oldu. Biz kavuşmuştuk. Dudaklarımız kavuşmuştu. Ruhlarımız kavuşmuştu. Daha başka ne isterdim ki ben bu hayattan? Öpüşüme karşılık verdi. Bir süre sonra ilk ayrılan ben olmuştum. Gözlerimi açtığımda gözlerinin güldüğüne şahit olmuştum. “Ben seninle olduğum hiç bir zaman onu düşünmedim Jungkook. Garip, ama şu an anlayabiliyorum. Ben, seni seviyorum. Daha önce kimseyi sevmediğim kadar çok.” Tavşan dişlerini göstererek güldüğünde benim de gülmemi sağlamıştı. “Benim seni sevdiğim kadar çok sevemezsin, inan bana.” Dedi ve tekrar dudaklarımızı birleştirdi. Bana hayatımdaki en mutlu anı, hayatımda en çok sevdiğim, ve seveceğim insan armağan etmişti… -SON
bir şeyi daha netleştirmek istiyorum bu arada, ilk partta haewon jungkook’un belinde silah görmüştü ve sonra jungkook haewon’un evini kolayca bulmuştu, bunun nedeni jungkook zengin bir iş adamı ve çoğu düşmanı yüzünden yanında silah taşıyor. ayrıca haewon’un evini bulması konusu da yine aynı şekilde, yani bu işte iyi olan arkadaşlarından yardım alıyor. bunları hikayede belirtemedim çünkü devamı çok geç geldiği için final yapmaya karar verdim ve öyle olunca da her şeyi bir parta sığdıramadım. aklınızda kalan soru işaretleri varsa sorun lütfen
😢😢😢😢😢😭😭😭😭
Ağlamadım ama duygusal hikayeler okurken gerçekten vücudum titriyor....
Duygulandım çok güzeldi❤️❤️
Ağlayasım geldi bunu okuyunca 🥺🥺🥺🥺
Çok güzel yapmışsın, bayıldım❤❤❤❤❤
❤️❤️
💖💖💖💓💓💓💓💗💗💗
Çok güzel bir şarkı❤❤❤❤
Bende şuanda çok açim ama ama etrafima bakiyorum jungkook yok yine ona aç kaldim 😣😖
Yeni abonen
❤️
İlerdeki karısı için üzülüyorum dediği yerde dedimki:kendin için üzülme asko 😌💅🏻
lqkfkwkksnfşsmldmf
Sen=ben
Çoook iyi bir hikaye part 2 yi bekliyorum
maalesef tek partlıktı aşkım…
@@JeonJwkk neeee?! Üfff yaa.neyse sağlık olsun.ama yinede cok iyi olmis ellerine saglik bebis
Çok güzeldi ama daha fazla uzatsaydin keşke bebeğim 💜😊
tam kıvamında bitirmek istedim aşkım o yüzden uzatmadım 💞
Gözyasim ekrana dustu yaa
🥲
Son pt yap artıkk
ya sürekli yapmaya çalışıyorum ama her yazdığımda bir kısmı beğenemiyorum ve geri siliyorum biliyorum yani çok uzun zaman oldu ama biraz daha beklerseniz atmaya çalışacağım..
@@JeonJwkk bekleye bekleye sabır taşi olduk djdkdkd #ytsillmr
Çok füzel olmuş ellerine sağlık
Regl olurken okuyan bi tek benmiyim
reglken yazmıştım..
@@JeonJwkkKaderrrr ismin ney
@@jeon_jungkook.26.bu yorumu daha yeni görüyorum…
Yalnız degilsiniz :(
Yanlız değilsin
Ellerine sağlık çok güzel olmuş ❤
B-bu hikaye ç-çok güzel o-olmuş...... şarkı,hikaye birbirine uymuş....çok güzel yazıyorsun hakkını vermek lazım daha fazla aboneyi hak ediyorsun... Keşke bizimde böyle bir patronumuz olsa ama onu rüyamızda görürüz....yeni abonen💗🫀
💞💞
Ne zaman gelir
şimdi yazmaya başlayacağımm
ne zaman atıcaksınız yeni bölümü?
söyle patonumuz oldu da biz mi calismadik bee
Lütfen devamı gelsinn
aşkım şimdi yazmaya başlayacağım
Allah herkese böyle patron nasib etsin 🤲😊
Amiiinnnn
Amin kardeşim amin
@@Yoonglxy_ ah ahhh nerde o günler🥲
AAAMMMIIIINNNNN
bende amin diyeyim bari lqslsmlqmalqöçs
Çok iyi ya lütfen hemen devamı gelsin.
şimdi yazmaya başlayacağım aşkım
neden bir kere beğenebiliyorum... okurken hüngür hüngür ağladım ve halda ağlıyorum cok güzel yazmışsın elleirne sağlık ❤
teşekkür ederim aşkım ❤️
Hehe geldimmmm
Oha ilk yorum❤❤❤❤
@@MarlenaDiana maalesef ikinci aşkm ❤️❤️
Haklısın galiba ve içimde kaldı bu ikisinin olmasını çok isterdim gercekten hem zaten jungkook onun için o adamı nasıl güzel benzetmişti 😢 kalbim kırık ruhum darmadağın.🤧😪
Ve cok güzel yaziyorsun tekrar teşekkürler ❤❤❤❤
@@MarlenaDiana aşk daha bitmedi devamı gelecek
-HİKAYE- ‘Hata’ İşten çıktığımda kendimi çok yorgun hissediyordum. Uzun bir gün olmuştu. Eve geldiğimde üşengeçliğimden üzerimi bile değiştirmeden kendimi koltuğa attım. Gözlerimi kapadığımda çoktan uykuya dalmıştım. Uyandığımda saat baya geç olmuştu. Kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve üzerimi değiştirdim. Kendime yiyecek bir şeyler hazırlamak için mutfağa gittim. Saat gecenin 1’i idi. Aklıma Jungkook gelmişti. Onunla buluşmak için daha vaktim vardı. Güzelce karnımı doyurduktan sonra tekrar odama girdim ve pijamalarımı değiştirip yerine bir kazak ve kot pantolon giydim. Evden çıkarken üzerime bir ceket aldım ve dün gece buluştuğumuz yere doğru yürümeye başladım. Bankın yanına geldiğimde etrafta kimse yoktu. Halbuki saat 2’yi birazda geçmişti. Çoktan burada olduğunu sanmıştım. Banka oturup beklemeye karar verdim. Hava soğuktu ve ben üşüyordum. Yine de bekledim. Saat 4 olmuştu . Karanlıkta öylece bankın üzerinde oturmuş daha bir gün önce tanıştığım bir adamı bekliyordum. Ekilmiştim. Ne bekliyordum ki? Gerçekten geleceğini mi düşünmüştüm? Aptalın tekiyim. Eve döndüm ve yatağımda yorganım altına girdim. Hâlâ üşüyordum. Umarım hastalanmazdım. … Sabah uyandığımda burnumu çekmeden duramıyordum. Ve oldukça üşüyordum. Evin içerisi soğuk değildi. Aksine şu an vücudum normal bir sıcaklıkta olsaydı büyük ihtimalle sıcaktan terlemiştim bile ama şu an üşüyordum. Korktuğum başıma gelmişti. Hasta olmuştum. İş yerimi arayıp kendimi kötü hissettiğimi ve bugünlük izin alacağımı söylemiştim. Yataktan zar zor ayağa kalkıp banyoya gitmiştim. Ilık bir duş aldıktan sonra çıkmıştım. Biraz olsun kendime gelebilmiştim. Kahvaltımı yaptıktan sonra salonda koltuğuma oturup üzerimede battaniyemi örtmüştüm. Tam uykuya dalacaktım ki zil çalmıştı. Ayağa kalkıp kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açtığımda karşımda kesinlikle Jungkook’u bulmayı beklemiyordum. Mahcup bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Açıkçası şu an baya tatlı duruyordu ama yine de ona hâlâ kızgındım. Buraya geleceğini hiç düşünmemiştim. “İçeri girebilir miyim? Seninle konuşmak istiyorum.” Kaşlarımı çattım. “Evimi nereden buldun?” “Bir arkadaştan yardım aldım. Girebilir miyim?” Başta tereddüt etsemde daha sonrasında kapıyı ardımdan açık bırakarak içeri girdim. O da arkamdan girdi ve kapıyı kapattı. Tekrar koltuğa oturduğumda ona döndüm. Öylece suratına bakarken ondan bir açıklama beklediğimi anlamıştı. Karşımdaki tekli koltuğa oturdu ve konuşmak için boğazını temizledi. “Dün gece için çok özür dilerim. Bir arkadaşımın evinde uyuya kalmışım. Ama sana yemin ederim ki gelecektim. Asla bilerek ekmedim seni. Gerçekten özür dilerim.” Onun yüzünden gecenin bir vakti, buz gibi havada dışarı çıkmıştım. Bu da yetmezmiş gibi iki saat bir bankta onu beklemiştim ve o gelmemişti. Bahanesi bu muydu? Uyuya kalmak? “Tamam, sorun değil.” Bu tepkime şaşırmıştı. Büyük ihtimalle daha büyük bir tepki bekliyordu. Ama ben ona istediği tepkiyi vermeyecektim. Onu ciddiye aldığımı düşünmesini istemiyorum. Ona bağırıp çağırmayacaktım, suçlu olduğunu haykırıp durmayacaktım. Onu önemsediğimi sanmasını istemiyorum. O sadece bir yabancı. İsmini bildiğim bir yabancı. “Çok bekledin mi?” Aklıma dün gece gelmişti. Evet, çok beklemiştim. “Hayır. Merak etme, gelmediğini görünce geri eve döndüm.” “Peki neden hastasın? Bir şey mi oldu?” İlgili sorusu üzerine kaşlarımı çattım. “Seni neden ilgilendiriyor?” “Sadece merak ettim. Ayrıca sorun olmadığına emin misin?” “Evet, gayet eminim.” Bana garip garip bakıyordu. “Neden geldin?” “Anlamadım?” Gerçekten anlamamış gibi gözüküyordu. “Birbirimizi tam olarak tanımıyoruz bile. Gerçi sen artık evimi bile biliyorsun.” dediğimde tebessüm etmişti. Acaba kafasında sorun mu var? “Gerçekten neden geldin? Tanımadığın bir insana söz verdin ama sözünü tutmadın, sırf bu yüzden özür dilemeye mi geldin? Çok mantıksız.” “Aksine nezaket açısından gelmiştim. Orada beklemişsin. Benim yüzümden hastalandın. Ben de hatamı telafi etmek istiyorum. İzin verirsen?” Bana gözlerini kocaman açmış ve meraklı bir şekilde bakıyordu. Kendimi kaptırmadan önce gözlerimi ondan çektim. “Bak, benimle neden ilgileniyorsun bilmiyorum. Benim gözümde bir salaktan başkası değilsin şu an. Ayrıca yapacak başka işlerin yok mu senin?” “Yani aslında var. Ama dediğim gibi benim yüzümden hastala-“ “Senin yüzünden hastalanmadım?” Bana gerçekten mi der gibi bakıyordu. İnanmamıştı. Kim inanırdı zaten. “Tamam. Gerçekten bir umut geleceğini sandım ve seni bekledim. 2 saat. Ama gelmedin tamam mı? Açıklamanıda yaptın bir önemi kalmadı. Şimdi gidebilirsin.” Dedim son cümlemde kapıyı göstererek. “Sandığımdan daha çok sinirlisin. Bak özür dilerim tamam mı? Hatamı telafi etmeme izin ver. Yoksa vicdanım rahat etmez?” “Pardon? Sırf senin vicdanın rahat edecek diye seninle konuşmak zorunda değilim ben tamam mı?” Bu sefer gözleri şaşkınlıktan sanki olabilirmiş gibi daha da büyüdü. “Sadece özür dilememden bunları mı çıkardın? Şimdi sevgilinin neden senden ayrıldığını daha iyi anlıyorum.” Cümlesini bitirdikten hemen sonra yüzünde aniden pişman olduğunu belirten bir ifade belirmişti ama artık çok geçti. O cümleyi bir kere söylemişti. “Lütfen evimi terk eder misin Jungkook?!” Ben ayağa kalktığımda o da hemen ayağa kalktı ve kendini açıklamaya çalıştı. “Bak öyle demek istemedim. Yemin ederim ağzımdan kaçtı.“ Onu dinlemek istemiyordum. Belki farklıdır diye düşünmüştüm ama yanılmışım. O da diğerleri gibiydi. Başta gönlümü almıştı ama aslında onun umrunda bile değilim. “Jungkook. Aramızda açıklama yapmanı gerektirecek bir şey yok. Şimdi lütfen gider misin? Lütfen.” Son kez gözlerimin içine baktı ve sonrasında arkasını dönüp gitti. Doğruyu söylemeliyim kalbim ona ısınmıştı. Bilmiyorum onu sevmiştim. Sonumuzun böyle bitmesini istemezdim. -devam edecek…
Jk yanliş yaptın adamım ah ah kızın gözünden düştün aga (ve çok güzel şarkıyla hoş bir havası var);)
@@Army-lina💖
Devamı ne zaman gelir çok güzel bir hikâye olmuş devamını bekliyor olacağım :) ♡♡♡♡
Gelirse söyler misiniz?
geldii
yeni bolum abii lutfeen
geldii
Okula giderken okudum ve ağladım arkadaşlarım iyi misin diyorlar çok güzel ve duygusal 💗
yaa 💘
@@JeonJwkk 💗💗