- Видео 26
- Просмотров 124 296
gunlin_a
Добавлен 25 дек 2023
If you dream it, you can do it...
Asla pes etme...✨
Asla pes etme...✨
Hwang Hyunjin ile hayal et "Yan komşun çocukluk arkadaşındır" Part 4 𝒮𝓸𝓃 #hwanghyunjin #hayalet #btw
Hwang Hyunjin ile hayal et "Yan komşun çocukluk arkadaşındır" Part 4 𝒮𝓸𝓃 #hwanghyunjin #hayalet #btw
Просмотров: 982
Видео
Min Yoongi ile hayal et "Haksız yere hapse giren kocan yıllar sonra çıkar" [TB] #minyoongi #keşfet
Просмотров 3,5 тыс.10 месяцев назад
Şarkı bulamadım, güzel olmadı fazla takmayın aşklarım❤️
Hwang Hyunjin ile hayal et "Yan komşun çocukluk arkadaşındır" Part 3 #hwanghyunjin #hayalet #keşfet
Просмотров 1,2 тыс.10 месяцев назад
Hwang Hyunjin ile hayal et "Yan komşun çocukluk arkadaşındır" Part 3 #hwanghyunjin #hayalet #keşfet
Hwang Hyunjin ile hayal et "Yan komşun çocukluk arkadaşındır" Part 2 #hwanghyunjin #keşfet #hayal et
Просмотров 71410 месяцев назад
Hwang Hyunjin ile hayal et "Yan komşun çocukluk arkadaşındır" Part 2 #hwanghyunjin #keşfet #hayal et
Jungkook ile hayal et "Eski sevgilin eşiyle aynı hastanede kalırsınız" [TB] #jeonjungkook #keşfet
Просмотров 8 тыс.11 месяцев назад
yorumda aşk✨
Jungkook ile hayal et "Ablanın bebeğine bakarsınız" [TB] #jeonjungkook #keşfet #keşfetteyiz
Просмотров 6 тыс.11 месяцев назад
Jungkook ile hayal et "Ablanın bebeğine bakarsınız" [TB] #jeonjungkook #keşfet #keşfetteyiz
Jungkook ile hayal et "Mafyanın arabasına taş atarsın" Part8 ✨FİNAL✨ #keşfet #jungkook
Просмотров 1,5 тыс.Год назад
Jungkook ile hayal et "Mafyanın arabasına taş atarsın" Part8 ✨FİNAL✨ #keşfet #jungkook
Jimin ile hayal et "Temas bağımlısı eski sevgilin barışmak ister" [TB] #parkjimin #btsarmy #keşfet
Просмотров 3,3 тыс.Год назад
Jimin ile hayal et "Temas bağımlısı eski sevgilin barışmak ister" [TB] #parkjimin #btsarmy #keşfet
Jungkook ile hayal et "Soğuk sevgilinin yatağında uyuya kalırsın" [TB] #jeonjungkook #stillwithyou
Просмотров 31 тыс.Год назад
Jungkook ile hayal et "Soğuk sevgilinin yatağında uyuya kalırsın" [TB] #jeonjungkook #stillwithyou
Jeon Jungkook ile hayal et "Mafyanın arabasına taş atarsın" Part 7 #jeonjungkook #hayal #keşfet
Просмотров 1,2 тыс.Год назад
Jeon Jungkook ile hayal et "Mafyanın arabasına taş atarsın" Part 7 #jeonjungkook #hayal #keşfet
Jungkook ile hayal et "Mafyanın arabasına taş atarsın" Part 6 #jeonjungkook #keşfet #hayal et #kpop
Просмотров 1,3 тыс.Год назад
Jungkook ile hayal et "Mafyanın arabasına taş atarsın" Part 6 #jeonjungkook #keşfet #hayal et #kpop
Jeon Jungkook ile hayal et "Mafyanın arabasına taş atarsın" Part 5 #jeonjungkook #keşfet #hayal ey
Просмотров 1,2 тыс.Год назад
Jeon Jungkook ile hayal et "Mafyanın arabasına taş atarsın" Part 5 #jeonjungkook #keşfet #hayal ey
Jeon Jungkook ile hayal et"Mafyanın arabasına taş atarsın"Part 4 #jeonjungkook #keşfet #keşfetteyiz
Просмотров 1,5 тыс.Год назад
Jeon Jungkook ile hayal et"Mafyanın arabasına taş atarsın"Part 4 #jeonjungkook #keşfet #keşfetteyiz
Kim Taehyung ile hayal et [TB]~Yeni yıla sevgilinle girersin~✨🎄#kimtaehyung #keşfet #keşfetteyiz
Просмотров 587Год назад
Kim Taehyung ile hayal et [TB]~Yeni yıla sevgilinle girersin~✨🎄#kimtaehyung #keşfet #keşfetteyiz
J.Jk ile hayal et "Mafyanın arabasına taş atarsın" Part 3 #jeonjungkook #keşfet #keşfetteyiz
Просмотров 1,3 тыс.Год назад
J.Jk ile hayal et "Mafyanın arabasına taş atarsın" Part 3 #jeonjungkook #keşfet #keşfetteyiz
Jeon Jungkook ile hayal et "Mafyanın arabasına taş atarsın" Part2 #jeonjungkook #keşfet #keşfetteyiz
Просмотров 1,8 тыс.Год назад
Jeon Jungkook ile hayal et "Mafyanın arabasına taş atarsın" Part2 #jeonjungkook #keşfet #keşfetteyiz
Jeon Jungkook ile hayal et "Mafyanın arabasına taş atarsın" Part 1#keşfet #keşfetteyiz #jeonjungkook
Просмотров 2 тыс.Год назад
Jeon Jungkook ile hayal et "Mafyanın arabasına taş atarsın" Part 1#keşfet #keşfetteyiz #jeonjungkook
Yaaaaaaaa çok iyiiiiiiisinnnnn bu konudaaaa
Devam etmelisin
Oha cok iyi olmuş
Ben olsam kan vermezdim benim kocisimden cocuk yaparsa
Kılavyende ğ harfi yok mu
Dansın aynısını yapabiliyorum zaten kolay bir iki kerede ezberlenir
Lan final miii
BU NEDEN BU KADAR GÜZEL YAAA❤❤❤❤
Yazar olman gereken konular var .
Çok teşekkür ederimm❤
Bu kadar iyi birini daha önce görmedim MÜKEMMEL OLMUŞ aşk bu arada yeni abonenim
Ahagahh😭🙈💜 buna inanamazsın ama tamda bu şarkıyı söylüyordum. Bir hikaye seçib bu şarkıyla okumak istemişdim ve senin hikayense bu şarkıylaydı💜 ani olarak çok mutlu olduum🙃
Çok sevindim ve kusura bakma biraz gecikmiş bir cevap😂🤍
Oha yeni gordum yene coxxx mukemmel bir hekayediiii yeni bolumu ne vaxt atarsann??😻💫🌷
Hələ ata bilmirəm. Bir müddət tel məndə olmuyacaq😕
@@gunlinA_jeon.g inşallah hersey yaxsi olar takma kafaya mendede ele olacaq :(
@@zeeynepmisim E sende takma o zaman :)İNŞ çabucak çözülürr..
@@gunlinA_jeon.g aminn🎀🤍
Benim hayal etlerimide okurmusun
gleyce kelly 🐰🐰
gleyce kelly 🏘️🇧🇷🇧🇷🇧🇷🇧🇷🙋♀️🌎🏞️🏞️🏝️🌃 BRASIL 🌍🌟✈️✈️🌧️🌧️✈️✈️🌧️🌃 BRASIL 🌟⭐🐰🐰
『ᒍEOᑎ ᒍᑌᑎGKOOK IᒪE ᕼᗩYᗩᒪ ET』 ʷʳⁱᵗᵗᵉⁿ ᵇʸ ᴸⁱⁿᵃ *~• 𝕀𝕂𝕀 𝕐𝕌ℤ𝕃𝕌 •~* ❕UYARI❕ •Hikaye tamamen kurgudur •Hiç bir idolü (ve ya kişiyi) linçlemek gibi bir amacım yok •Fikir bana aittir ( daha önce yazıldıysa haberim yok) •Küfür içerir ★ Destek olursanız sevinirim _Hikaye_ Önce elimdeki bıçağa ardından yerde hareketsiz yatan bedene baktım. Ne yapacağımı bilmez halde, öylece kala kalmıştım. Titreyerek tutduğum bıçağı aniden yere bıraktım. Ellerim benim kontrolüm altında olmadan ağzıma doğru gitti. Üzerindeki kanın yüzüme bulaşmaması için uzakta tutduğum parmaklarımdan burnuma gelen kokuyla hızla tekrar kendimden uzaklaştırdım. Birşeyler yapmam gerektiğinin farkında olsamda beynim durmuş, adeta işlevini yitirmişti. Durduğum titreyen adımlarımla kanlar içinde yatan bedene yaklaştım. Yanına vardım. Eyilip elimi nabzını kontrol etmek için uzattığımda duraksadım. _Ya öldüyse?_ Diye geçirdim içimden. Eğer gerçekten öldüyse ne yapacağımı bilmiyordum. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra cesaretimi toplayıp tekrar elimi ona doğru uzattım. Boynuna bastırdığım parmaklarımda hiç bir hareketlilik hissetmiyordum. Öldüyünü anladığımda hızla elimi geri çektim. Ellerimle beraber geriye çekildiğimde yere düştüm. _Ben katil oldum._ Diye geçirdim içimden bu sefer. Belkide sonunda kurtulmuştum. Belkide artık yaşadığım kâbus son bulmuştu. Ama ben bir insanın canına kıymıştım ve bu gerçek bütün dehşetiyle gözlerimin önündeydi. Hızla doğrulmaya çalıştığımda tekrar düştüm. Ayaklarım vücudumu taşıyamıyordu adeta. Sanki birini öldürmenin yükü binmişti omuzlarıma. Sonunda ayaklandığımda nefesimin sıkıştığını hissettim. Aldığım nefesler ciğerime ulaşmadan yok olup gidiyordu sanki. Belki dışarı çıkarsam nefes ala bilirim diye düşünüp zar zor attığım adımlarımı çıkış kapısına yönelttim. Başım dönüyor, gözlerim bulanıklaşıyordu. Yaşadığımız boğuşma tekrar tekrar canlanıyordu beynimde. _Beni o yolladı, onun kardeşiyim_ _Hepsi planın bir parçası_ _Sana oyun kurduk_ _Önünde sonunda onun istediği olacak_ _Sen ona aitsin!_ Bütün cümleler sanki tekrardan duymuşum gibi tüylerimi ürpertirken elimi kapı koluna uzatıp aşağı indirdim. Açılan kapıyı geri kapatmayı düşünmeden dışarı attım kendimi. Derin derin aldığım nefeslerin ardından soğuk havanın en sonunda ciğerlerime ulaştığını hissetmiştim. Kendimi sakinleştirmek için kendi kendime konuşuyordum. Ya da içimdeki, belkide benden bağımsız olan o ses konuşuyordu benimle. Sanki yaptığım şeyin doğru olduğunu söylüyordu. En sonunda birazda olsa kendime geldiyimde yaşadığım olayın gerçekliği tekrardan yüzüme bir tokat gibi çarptı. İçerde ruhunu benim aldığım bir beden yatıyordu. Tekrar gerildiğimi hissettiğimde gözlerimi kapatıp beynimi boşaltmak adına derin bir nefes aldım. Aniden içimi tarif edemediğim bir hiss kapladı. Nefret, sinir, intikam, hırs gibi bir çok duygunun karışımıydı sanki. Gözlerimi evin hâlâ açık olan kapısına diktiğimde yüzümü nefretin hakim olduğu bir ifadenin kapladığından emindim. Tam bu sırada içimdeki ses tekrar konuşmağa başladı. *_O bunu hak etti._*_ Bu senin suçun değil. Sen sadece ondan daha güçlüydün. Bu yüzden kendini suçlama. Şimdi git ve kurtul ondan!_ Ona kulak vermeliydim. Çünkü şu an yapa bileceğim hiç bir şey yoktu. Üstelik bunu düşünen bendim. Muhtemelen beynim benden daha önce planlıyordu herşeyi. Bir anda bütün korkum uçup gitmiş, bedenimi terk etmişti. Artık yaptığım şey için kendime geçerli bir neden bulmuştum. Onun bunu hak ettiğini düşünmüş, kendimce ona ceza vermiştim. Kafamı iki yana sallayıp kendimi toparladıktan sonra hızlı adımlarla içeri girip dışarıyı kontrol ettikten sonra kapıyı kapattım. Adımlarım beni evin geniş ve bir o kadarda ferah olan salonuna getirdiğinde yine yerde cansız yatan "sözde" en yakın arkadaşımla karşılaştım. Onu öldürmek içimdeki sinirin biraz bile geçmesini sağlamamıştı. Beni kandırmıştı. Sadece ağabeyinin amacına ulaşması için benimle oyun oynamıştı. Onu gerçekten arkadaş olarak sevmiştim. Ama o sadece ağabeyine yardım etmek için bana yalan söyleyen bir pislikmiş. _Kimse seni kandıramaz. Bundan sonra kimsenin seni kandırmasına izin vermeyeceksin!_ Diye tekrar konuştu ses benimle. Ölümüne sebep olduğum bedeni nasıl yok edeceğimi düşünüyordum ve burnuma dolan yoğun kan kokusu düşünmemi zorlaştırıyordu. _Onu gömmlesin! Ormana götür ve göm!_ Başımı sanki birinin fikrini onaylıyormuş gibi aşağı yukarı sallamağa başladım. "Onu gömmeliyim!" Diyerek tekrarladıktan sonra cesedin başına geçtim ve ellerinden tutup onu çıkış kapısına kadar sürüklemeye başladım. Kapının yanına vardığımda cesedi orda bıraktım ve arabamı getirmek için dışarı çıktım. Hızlı hareket etmeliydim çünkü burası onun eviydi. _Ağabeyinin._ Ve her an buraya gele bilirdi. Arabamı park ede bileceyim en yakın noktaya kadar getirdikten sonra bagajını açarak tekrar eve doğru ilerledim. Bıraktığım cesedi tekrardan sürüklemeye başladım. En sonunda arabanın yanına varmıştım. Şimdi sıra cesedi bagaja koymaktaydı. ◈◈◈ Kapının sert şekilde çalınmasıyla irkilerek uyandım. Saatin daha çok erken olduğunu havanın henüz aydınlanmağa başlamasından anlamıştım. Örtüyü bile kaldırmadan uzandığım yataktan, doğrularak kalkıp kapıya doğru yürümeye başladım. Üstümde hâlâ uykunun yarattığı sersemlik olduğundan düzensiz adımlar atarak kapıya ulaştım. Elim kapı kolunun üzerindeyken dolabımın biraz uzağında olan boy aynasından yansıyan görüntümü gördüm. Hafızam dün gece yaşanan olayların görüntüsüyle dolmuştu bir anda. Üzerimde dün geceden beri çıkarmadığım toprak, toz ve kan lekeleriyle dolu olan kıyafetlerim vardı ve kapının önündeki her kimse karşısına bu şekilde çıkamazdım. Dolabımdan hızla uzun, beyaz bir tshirt ve siyah, kısa bir şort çıkarıp üstüme giyindim. Kan kokup kokmadığımı kontrol ettikten sonra sorun olmayacağını düşünerek, kendime onay verip aşağı inmeye başladım. Kapının önüne geldiyimde duraksadım. Bu yine farklı bir oyun ola bilirdi. Ama olsa bile artık umrumda değildi. Bu yüzden kim olduğuna bakmadan kapıyı açtım. Karşımda kesinlikle beklemediyim biri duruyordu. Gördüyüm kişiyle kaşlarım çatılırken uykulu ve meraklı çıkan bir sesle konuşmağa başladım. "Senin ne işin var bu saatte burda?" "İki saattir kapıda seni bekliyorum ve açıp bana söylediğin ilk şey bumu?" Diye şikayet ettikten sonra yana çekilmemi sağlayarak elindeki poşetlerle birlikte içeri girdi. Ardından göz devirip kapıyı kapatarak bende arkasından ilerledim. Devaml aşağıda bebeq❤
Devamı Elindeki - içinde muhtemelen kahve olan - poşetleri salonla birleşik olan mutfağın ada tezgahına bıraktıktan sonra bana döndü ve üzerimi yeni görmüş gibi kaşlarını çattı. Baştan ayağa beni süzdükten sonra şaşırmış şekilde sordu "Ama sen daha hazır değilsin?". Kafam karışmıştı. Neden bu saatte evime geldiğini hâlâ anlamamıştım. "Sabahın körü olduğu için olabilirmi acaba?" Diye alaylı bir ses tonuyla konuştum. "Senin haberin yok." Dedi bir şeyleri anlamış gibi. "Bu gün bütün şirket çalışanları erkenden işe çağırıldı. Bu gün büyük gün, unuttunmu? Bu yüzden iki saat erken başlicakmışız mesaiye. Ve iki saat erken çıkıcaz." Lafını bitirdikten sonra kolundaki saati kontrol etti ve gözlerini açarak bana baktı. "Neredeyse gaç kalıyoruz, hadi!" Diyerek beni itmeye başladı. "Bekle bir dakika" diye onu durdurduğumda bana baktı. Dinlediğinden emin olup sözlerime devam ettim. "Bana neden kimse haber vermedi o zaman?" "Seni defalarca kez aradım. Ayrıca bu konuda şirket tarafından bildirim almış olman gerekirdi." Eğer defalarca kez beni aramış olsaydı bunu görürdüm. Ellerim hızlıca üzerimi aradıktan sonra telefonumun yukarıda olduğunu anladım ve yukarıya doğru yürümeye başladım. Arkamdan geldiyini adım seslerinden anlaya biliyordum. Odaya geldiğimde yerde olan kirli kıyafetleri gördüm. Telaşla kıyafetleri alıp banyonun kapısını aralayarak içeri attım. "Kusura bakma, dün gece eve çok geç geldimde." Kafasını sorun yok der gibi salladığında gözlerim telefonumu aramak için odada dolandı. Ama telefona dair hiç bir iz yoktu. Aklıma gelen şeyle içimi büyük bir endişe kapladı. "Telefonun nerde senin?" Oda telefonu görememiş olacak ki bu soruyu sormuştu. "Bilmem, her halde arabada kaldı." Diye bir yalan uydurmuştum. Telefonum muhtemelen cesedi gömerken ormanda düşmüştü. Ve bu büyük bir sorundu. "Neyse hadi sen aşağıda bekle ben hazırlanıp geleyim." Juwon'u aşağı gönderdikten sonra üzerimi değişip, işe uygun birşeyler giydim. Tamamen hazırlandıktan sonra beni bekleyen Juwon'un yanına indim. Kanepede oturmuş getirdiği kahvelerden birini yudumluyordu. Benim geldiğimi görünce bakışlarını telefondan ayırıp bana baktı ve ardından tekrar telefona dönüp konuştu. "Telefonunu bula bildinmi?" Sorusuna yine bir yalan söyleyerek yanıt verdim. "Hayır, arabada kalmış olmalı. Ve ya..." Telefonum arabada olmaya bilirdi ve arabaya bindiğimizde bunu görecekti. Daha iyi bir yalana ihtiyacım vardı. "...Belkide dün gece arkadaşımın evinde unutmuşumdur." Söylediğim şeye kafasını sallayarak cevap verdikten sonra ayağa kalktı. "Artık çıksak iyi olacak yoksa ikimizde işsiz kalacağız." Birlikte evden çıkıp arabaya bindik. Arabanın kapısını açtığımda ikinci sorunla karşılaştım. Arabanın bir çok yeri çamur içindeydi. Juwon yan koltuğa yerleşirken bende sürücü koltuğuna oturdum. Elimi direksyona koyduğumda dün gece ormanda cesedi gömecek yer bulmaya çalışırken yaşadığım anlar canlandı gözümde. "Arabanı en son ne zaman yıkamaya verdin? İçi leş gibi." Dediğinde düşüncelerimden kopup kendime geldim. _Sen yapman gerekeni yaptın._ Diye tekrar konuştu o ses. "Hah?" Dediyi şeyi anlamadığımı belirtmek için mırıldandım. "Neyin var senin?" Diye sorduğunda vücudumu bir endişe dalgası kapladı. _Katiller soğuk kanlıdır. Sende öyke olmalısın!_ Kendimi sakinleştirmek için biraz bekledikten sonra ben cevap veremeden o konuştu. "Yoksa dün gece fazlamı kaçırdın?" Alayla söylediği şeye karşın zonlu bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. Ardından şirkete gitmek için arabayı çalıştırdım. ••• Binaya girdiğimizde içerdeki herkesin yorgun olduğunu ilk bakışta analaya biliyorduk. Muhtemelen hepside sabahın köründe sıcak yataklarını terk edip dosya yığınlarıyla savaşmak zorunda kaldıkları için yönetime küfürler ediyolardı. Oyalanmadan odama doğru ilerlemeye başladım. Normalde bütün çalışanlar ortak alanlardaki çalışma masalarında çalışsalarda ben şirketin sahibi bay *Jeon JungKook*'un özel asistanıydım ve bu yüzden kendime ait bir odam vardı. İkimizde kendi odamıza gitmek için ayrıldık. Odaya girdiyimde elimdeki minik çantayı dosyalarla dolu olan çalışma masasına fırlatıp bir elimi belime, diğeriniyse alnıma yerleştirdim. Telefonum ormanda düştüyse bu büyük bir sorundu. Biri cesedi ve telefonu bulsa biterdim. Kendimi bir çözüm bulmaya odaklamışken aniden yine konuşmuştu o ses. _Gidip o teledofu bulmalısın. Kimse bunu senin yaptığını anlamamalı._ Söz konusu koskoca orman olduğunda koşulsuz her dediğini yaptığım ses bile beni ikna edememişti. Bunun samanlıkta iğne aramaktan farkı yoktu. _Zaten arabadan indiğinde çok fazla ilelemedin. Bu gece git ve o telefonu bul!_ Yine aşağı↓
Yine devamı "Bu gece olmaz!" Diye sanki biriyle konuşuyormuş gibi itiraz ettim. "Davet var, ormana gidemem." Bu gece şirketin yıllardır katılmağa çalıştığı bir kampanya ile ortak olmalarını kutlayacakları bir davet var. Ve ben şirketin sahibinin özel asistanı olarak bu davette bulunmalıyım. _Bu gece bu işi hall etmelisin._ Kendimi bunu yapmağa mecbur hiss etmeye başlamıştım. Ama nasıl olacağı konusunda hiç bir fikrim yoktu. Birden kapının açılmasıyla yaslandığım sandalyeden irkilerek doğruldum. Juwon kapının arasından kafasını çıkartmış bana bakıyordu. "JungKook bey seni istiyor. Acele etsen iyi olur, her an sinirlenmeye müsait bir tavrı vardı." Ardından birşey söylememi beklemeden kapıyı kapatıp gitmişti. Ne zaman oturduğumu bile hatırlamadığım sandalyeden tamamen kalkıp JungKook beyin odasına yöneldim. Kapının önüne geldiğimde derin bir nefes alıp kendime geldikten sonra kapıyı tıklatıp 'gel' komutu aldıktan sonra içeri girdim. Karşımda dosya yığınlarıyla dolu masasında oturmuş bir şeyleri inceleyen bir Jungkook vardı. *Jungkook bey* her zaman işini ciddiyetle yapan ve şirketteki herkesede aynı ciddiyetle yanaşan biriydi. Çoğu kişinin çekindiği “patron„ modeliydi yani. Ama bu benim için pek geçerli değildi. Jungkook bey kesinlikle anlaşması zor, sert yapılı biriydi ve bu ben dahil herkese karşı bu şekildeydi. Ama bana karşı diyerlerine göstermediyi yumuşak bir tavrıda vardı. "Beni istemişsiniz Jungkook bey." Söylediğim şey daha çok soru gibi çıkmıştı. Jungkook bey uğraştığı dosyalardan kafasını kaldırıp beni baştan aşağa süzdü. Yaptığına hiç bir anlam verememiştim. Üstelik bu hareketini tüylerimi ürpertecek bir sakinlikte yapmıştı. En sonda bakışları yüzümde durdu. "Evet seni istedim Harin." Söylediği şeyle tüylerim tekrar ürperirken konuşmasına devam etti. "Dün gece sana ulaşamadım. İyi olup olmadığını görmek istedim." _Neden herkes dün geceyi sorup duruyor?_ Jungkook bey benden cevap beklerken kafamda mantıklı bir yalan uydurmaya çalışıyordum. En sonunda Juwon'a söylediğimi Jungkook'a da söylemeğe karar verdim. "Telefonum kayboldu efendim. Daha doğrusu dün gece arkadaşımda unuttum." Bana şüphe dolu gözlerle bakıyordu ve bu beni gittikçe geriyordu. "O zaman dün gece seni aradığımda telefonun hâlâ yanındaydı, doğru mu? Ama açmadın." Bir anda odak noktası değişmişti. Telefonumun nerde olduğundan, neden telefonu açmadığıma. "Ortam biraz gürültülüydü efendim sanırım bu yüzden duymadım." Gözlerini kapatıp onayladıktan sonra kafasını tekrar dosyalara çevirdi. Masasındaki dosyaları karıştırıp bir şeyler ararken sorgulayıcı hali kayboldu. Sonunda aradığı şeyi bulmuş ve diyer kağıtların arasından çıkarmıştı. Elindeki dosyayı bana doğru uzatarak konuştu. "Bu dosyaları incelemeni istiyorum. Okumak için zamanım yok, çıkmam gerek. Geri döndüğümde benim için bir özet hazırlamış ol." Jungkook beyin sözleri tekrar işe odaklandığını gösteriyordu. Yüzüme rahatlamış bir gülümseme yerleştirip cevap verdim. "Tamamdır Jungkook bey." Uzattığı dosyayıda alıp odadan ayrıldım. ••• Çantama sonuncu olarak yedek ped koyup yatağın üzerine bıraktım. Dolabın kapağını açıp rafa dizilmiş ayakkabıların arasından üzerimdeki elbiseyle uyumlu bir tane çıkardım ve yatağa oturarak ayağıma giyindim. Boy aynasından kendime baktığımda oldukça güzel gözüktüğümü fark ettim. Üzerimde beyaz, saten, uzun kollu bir elbise vardı. Göğüs kısmı bir kurdele şeklinde olduğu için küçük bir boşluk yaratıyordu. Bu boşluğun alt kısmındaki kumaşta kendi etrafında bir kez dönerek yine kurdele şekli oluşturuyodu. Bu da karnımın üzerindeki, üçgen şeklinde olan açıklıkları iki tane yapıyordu. Elbise: pin.it/7I1l5bVo6 Aşağııııı
Devamı _Fazlamı oldu?_ Diye düşünsemde herşeye baştan başlamak için ne sabrım ne de zamanım kalmıştı. Jungkook bey her an gele bilirdi. Ne kadar ben istemesemde keskin bir dille beni davetin olacağı yere kendisinin götüreceyini söylemişti. ••• Duyduğum korna sesiyle çantamıda elime alıp hızlı adımlarla aşağı indim. Bu gece o ormana tekrar gidecek olduğumu düşünmek beni oldukça geriyordu. Ama şu an bunu düşünmemeliydim. Üstelik davetin gece yarısından önce bitmeyeceğine emindim. Bu da geç saatlerde ormanda olacağım anlamına geliyordu. Davetten pek âlâ bir yalan uydurarak erken ayrıla bilirdim ancak sevgili patronumun her daim üzerimde olan dikkati bunu yapmakta tereddüt etmeme sebep oluyordu. Yinede ne olursa olsun bu gece bu işi bitirmek zorundaydım. Evden çıkıp siyah arabayı görmemle adımlarım hızlandırdım. Arabaya vardığımda şoför koltuğunun yanındaki koltuğa oturdum. İşte yine onun inceleyen bakışlarına maruz kalıyordum. Bunu neden yapıyordu gerçekten anlam veremesemde bu beni bazen korkutuyor, bazense hoşuma gidiyordu. Sahte bir öksürükle boğazını temizlediğinde düşüncelerimden ayrıldım. "Elbiseni beğendim. Yakışmış." Sözleri nedensizce yüzümde bir tebessüm oluştururken cevap verdim. " Teşekkür ederim efendim. Sizde çok şık olmuşsunuz." Jungkook beyi uzun zamandır tanıyordum. Bir tuhaflık ve ya değişiklik olduğunda anlayacak kadar iyi tanıyordum hem de. Şu an üzerinde o ciddi, baskıcı, sert tavrının olmadığınıda anlamıştım hemen. Yüzündeki gülümsemede bunun doğru olduğunu gösteriyordu. "Bu gece siz demeyi bıraksanmı?" Yine aynı sözleri söylüyordu. Bunu bana daha öncede söylemişti. Açıkcası bu benim için bir sorun teşkil etmiyordu. Ama başkalarının bu konuda oluşacak düşünceleri, ortaya atacakları yalanlar onunla arama duvarlar örmeme yetiyordu. Aramızdaki patron-çalışan ilişkisini korumaya çalışıyordum. Onun bu yaklaşımları her ne kadar beni zorlasada. "Peki Jungkook." "İşte böyle. Ciddiyeti bir kenara bırak artık. Birbirimizi yıllardır tanıyoruz sonuçta." İkimizde anlaştığımızda sadece yolu izlemeye başladım. Sohbet ederken zaten büyük bir kısmını da kat etmiştik. ••• Davete neredeyse bütün şirket çalışanları katılmıştı. İşbirliği yaptığımız kampanyanın yöneticileri de burdaydı. Kısacası etraf kalabalıktı. Bense tek başıma, en tenha noktadaki masanın kenarında durmuş bir yandan karnımın ağlısının geçmesini umarken, diğer yandanda kokteylimi yudumluyordum. Bir anda yanımda beliren karartıyla bakışlarımı içeceğimden ayırdım. Önümde siyah takım elbisesinin altından siyah bir gömlek giyinmiş, saçlarınıysa dağınık bırakmış olan biri vardı. Ve bu kişi tabikide Jungkook'tu. Elindeki içki dolu bardaklardan birini benim önüme koyup diğerini dudaklarına götürdü. "Malesef bu gece içmiyorum." Dediğimde elindeki bardağı, minik bir daire şeklinde olan masanın üzerine bıraktı. "Neden?" _Keşke sadece istemiyorum deseydim._ Diye geçirdim içimden. Çünkü şimdi bir açıklama yapmalıydım. _Regl olduğum içinmi diyeceğim?_ Aşağıda (artık her seferinde söylemeyeceğim bir süre sonra sıkıyor😅)
Devamı (ben aqliom) Regl asla utandığım bir durum değildi. Bu insanların her gün yemek yemesi ve ya nefes alması kadar normal bir durumdu. Ama patronumla bu konuyu konuşmak beni yinede çekindirmişti. Hala benden cevap bekleyen gözlere baktığımda bir yalan uyduramayacağımı anlayıp durumu açıkladım. "Özel günümdeyim. Reglken içki içemiyorum." Başını onaylar şekilde salladığında bu konuda fazla konuşmamasına sevinmiştim. "Neden burda tek başına duruyorsun?" "Kalabalık ortamları pek sevmem." "Yıllardır birlikte çalışmamıza rağmen birbirimiz hakkında çok az şey bilmemiz çok tuhaf değilmi?" Sorusunu anlamadığımı belirtmek adına kaşlarımı çattığımda ne demek istediğimi anlayıp devam etti. "Pek çok ortak noktamız var. Mesela bende kalabalık ortamlardan hoşlanmam, en nefret ettiğim yemekte noodle'dır." Şaşkınlığımı saklamadan cevap verdim. "Ciddi misiniz? Benimkide." "Bir çok ortak yanımız olduğunu söylemiştim. Ve bence biraz sohbet etsek daha fazlasınıda bula biliriz." Yanımıza yaklaşan başka birini gördüğümde bakışlarımı ona çevirdim. Jungkook'ta bunu fark edip benim baktığım yöne baktı. Kadın gelip yanımızda durduğunda elini Jungkook'a uzatarak konuştu. "Merhaba Jungkook bey. Ben kampanyanın Japonyadaki şirket CEO'su Chian Iseo Yoon." Jungkook kadının uzattığı elini sıkarak konuştu. "Tanıştığımıza memnun oldum bayan Chian Iseo." Kadın gülümseyip tekrar konuştu. "Iseo yeterli." "Nasıl isterseniz." Jungkook cevap verdikten sonra yüzünü bana çevirip devam etti. "Yanımda gördüğünüz bu kadında benim özel asistanım Harin Kweon." Kadın bana baktığımda elimi uzatıp konuştum. "Memnun oldum Iseo hanım. Ve yaptığınızı işi gerçekten takdir ediyorum." Uzattığım elimi sıkıp gülümsedi. Anlaşma yaptığımız kampanya Eski bir şirket tarafından yönetiliyordu. Güney Korede çalışmaya başlamış ilk şirketlerden biriydi bu. Kampanyayı ise şirketin sahibinin kızı yönetiyormuş. Tabiki kendisi şu an hayatta değil ama kampanya hâlâ aynı aile tarafından yönetiliyor. Kampanya bir çok Asya ülkelerinde kendi şirketlerini kurduğundan beri bulunduğu bölgedeki bir çok şeyi değiştiriyor. Kadın çalışanlara iş fırsatı yarata bilmek adına Japonyada bir zincir restoran kurduğunu yaptığım araştırmada öğrenmiştim. Restoranlarda sadece kadın çalışanlar var ve restoranı yönetende şirket değil yine kadınlardı. Ve Japonya'daki şirketin CEO'su İseo hanımla tanıştığım için mutluydum. Üstelik sadece kadınlar değil. Kampanyaya bağlı çalışan başka şirketlerde okuma imkanı olmayan çocuklar ve sokak hayvanları için ortak dernekler açmış ve her yıl düzenli olarak bağış yapıyorlardı. Üstelik bundan kendileride yüklüce para kazana biliyorlardı. Kısacası kampanyaya katılmak şirketimiz adına gerçektende iyi olmuştu. Jeon Holding Güney koredeki en büyük şirketlerden biriydi. Bu yüzden kampanyaya katılmayı önceden pek istemiyordu. Ama Jungkook bey yönetime geldiğinde her şey değişti. Böylelikle bizde bu kampanyanın bir parçası olmuştuk. İkisi yapacakları iş hakkında konuşurken karnımdaki ağrı yüzünden orda daha fazla kalamayacağımı anladım. Jungkook'a haber verdikten sonra davetin yapıdığı otelin restoranından ayrılıp çağırdığım taksiye bindim. Eve geldiğimde hızla üzerimdeki elbiseden kurtuldum. Üstüme daha rahat şeyler giydikten sonra mutfağa geldim ve raftan ağrı kesici çıkarıp suyla birlikte içtim. Karnımdaki ağrı durmak bilmeden artarken başımında dönmeye başladığını hiss ettim. İçtiğim kokteyl alkollü olduğu için böyle olmuştum sanırım. "Bu halde değil ormana gitmek, evden bile çıkamam." Ormana gidemeyeceğimi anladığımda odama çıkıp yatağa uzandım. Belki ağrı biraz geçer diye beklemeye başladım. Ama her geçen saniye dahada artıyordu. En sonunda göz kapaklarımdaki ağırlığa dayanamamış ve kendimi uykuya bırakmaya karar vermiştim. ✍︎𝔀𝓻𝓲𝓽𝓽𝓮𝓷 𝓫𝔂 𝓛𝓲𝓷𝓪 -𝕊𝕆ℕ NOT; *Yazım hatası varsa kusura bakmayın* /Evet aşklarım uzun zamandır hikaye gelmiyordu, üzgünüm. Ama sonunda tekrar bitlikteyiz🤗 Bu kurguyu normalde daha farklı yazacaktım. Sadece aşk temalı olacaktı. Sonra dedimki neden işin içine birazcık kan katmıyorum. Zaten cinayet temalı bir kuguda yazacaktım böylece ikisi harmanlanmış oldu. Bu kurguyu diğerlerinden daha çok sevdim. Neler olacağını az çok ayarladım bile. Umarım sizlerde beğenirsinizz♡ Hepinizi öpüyorum diğer bölümde görüşürüzzz💕/
@@gunlinA_jeon.g devami yok
Yorum nerde bebeğim
Atıyorum aşkm❤
@@gunlinA_jeon.g tmm aşkım
Devamın gelsin lütfen çok güzel olmuş eline koluna sağlık kuzum benim
Çok iyi❤❤
Teşekkür ederim aşkm❤️
AYAYAYAYAY AMA FAZLA GÜZEL YAA
Yaaaa adasimmmm🥰🥰🥰
Gerçekten yazdıkların harika insan okurken keyif alıyor.Ellerine sağlık 😍😍😍😍😍😍😍
Teşekkür ederim aşkm ❤️
What a fuck
Aşk 2. Bölümü birdaha atarmısın gözükmüyoda
Ağağağağağğaa yeni bölüm gelmişş okumaya gidiyorum eminim çok güzeldirrr
Teşekkürler aşkm o senin güzelliğin❤️
Butun hefde bunlarin sev olmasini gozluyurdum sonunda oldular qgagagagag
_Hwang Hyunjin ile hayal et_ *written by Lina* ✽Hiyakeye kurgudur ve gerçeklikle alakası yoktur ✽Hikayede ismi geçen biç idolü kötülemek, linçlemek, shiplemek gibi bir amacım yok ✽Hikaye fikri bana aittir, benzerlik varsa tesadüftür ✽Smut yazmıyom(ramazandayık imana dönün len) ✽Oppacı değilim ✽Yazım hataları varsa kusura bakma aşk ✽ *Abone olarak biza katılmağa ne dersin aşk?* 𝄞:"Troye Sivan~Angel baby" Hikaye; *Yan komşun çocukluk arkadaşındır* _Hwang Hyunjin:23_ _Min Jina:21_ İyi okumalara aşkm❤️ ✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽✽ _•Hatırlatma•_ Hj:Jina...sen... Jn:Yakınımda olman canımı yakıyor. Hj:İyide neden?Bana söğleye bilirdin. Jn:Söğleyemezdim çünkü sen başka biriyle birliktesin! Hj:Ne? _•Devamı•_ Hj: Hayır, böyle birşey yok!Nerden çıktı bu? Jn:Bütün okul bunu konuşuyor... Hj:Benim hayatımda kimse yok ama! Jn:Ne yani gerçektende o kızla birlikte değilmisin? Hj:Hangi kızla? Jn:Sınıf arkadaşın, ismi Hyun-soo'muydu neydi..! Hj:Tabiki birlikte değilim.O sadece iyi bir arkadaş.. Jn:Sizi gördüm...iki arkadaştan daha samimiydiniz... Hj:Jina ben kimseyle birlikte değilim, gerçekten... Jn:Neden durduk yere böğle bur söğlenti çıktı o zaman? Hj:Bilmiyorum, ama yakında bunu çözecem! Jn:Pekâlâ.. Hj:Bana iandığınına göre, şimdi asıl konuya gelelim... Demişti yüzündeki sırıtışı gizleyemeden. Jn:A-asıl konu?... Hj:Az önce söğlediklerinden bahs ediyorum. Jn:Ben aslınd- Hj:Bunda saklanacak bir şey yok Jina... Sözünü bitirdikten sonra ayağa kalktı.Ben ne yaptığına bakarken gelip yanıma oturmuştu. Yanımda oturmasıyla hem heyecanlanmış, hem de utanmıştım.Çünkü dibimdeydi.Bana iyice yaklaştığında konuşmağa başladı.Bense ona bakamıyordum bile.. Hj:Eğer bana karşı hislerin varsa ve bu karşılıklıysa o zaman biz şimdi sevgilimi old- Cümlesini tamamlamağa izin vermeyerek ayağa kalkmıştım. Jn:*sahte öksürükler* Ş-şey yarın okul var benim ders çalışmam gerek.Seninde işlerin vardır zaten... Demiş, geçiştirmeye çalışmıştım.Ama Hyunjin'in yüzüne baktığımda hiçte işe yaramış gibi gözükmüyordu. Ben ayakta olduğum için oda yerinden kalkmış, bana doğru bir adım attığında bende geriye gitmiştim.En sonunda duvara çarptığımda önemde durdu ve yüzüme yaklaşıp konuşmağa başladı. Hj:Henüz okuldakilerin uydurduğu yalanla uğraşmam gerek, bu yüzden bu seferlik kurtuldun ama gelecek sefer aynısı olmiycak.. Hj:Görüşürüz güzelim... Diyip gitmişti.Bense hala yerimden kıpırdayamamıştım.Kendimi sarhoş gibi hiss ediyordum. Kapının kapandığını duyduğumda tuttuğum nefesimi bırakmıştım.Kalbim g*ğüs kafesimi zorlayarak dışarı çıkmağa çalışıyordu sanki. Mutluluğun verdiği gülümsememe engel olamadan konuşmuştum. Jn:Bana güzelim dedi...İyide ben bunu düşünmekten nasıl ders çalışıcam? En sonunda kendimi toparlayıp odama çıkmağa başladım.Hâlâ yüzümdeki gülümseme kaybolmamıştı. •••Yazar'dan(yani ben dfklanms) Hyunjin Jina'ya belli etmesede çok sinirlenmişti.Okuldaki herkes durduk yerde neden böğle bir dedikodu çıkardı anlamağa çalışıyordu. Daha sonra aklına herkesin sevgilisi bildiği ama arkadaşı olan Hyun-soo'yu aramak geldi. Konuşup bir yerde buluşmak için anlaştılar.. ~Ertesi gün Sabah geç kaldığım için hızla hazırlanmıştım.Kapıyı açtığımda az daha ezecek olduğum gülleri görüp kendimi durdurdum. Jn:Oh- az daha eziyordum- iyide bunlar nerden çıktı böyle? Etrafa göz gezdirip kimse varmı diye kontrol ettiğimde kimseyi görememiştim.Gülleri koklarken içinde bir zarf olduğunu fakt ettim. Elime alıp incelediğimde Hyunjin'in bıraktığını anladım. _Günaydın güzelim.Bu güller sana, senin yanında sönük kalırlar ama..Seni bekledim, şahsen ben vermek isterdim ama sanırım uyuyordun uyandırmak istemedim..._ Zarfı okuken kalbim erimişti sanki.Bana _güzelim_ demesi midemdeki kelebekleri hareketlendiriyordu. Ben çocuktan hoşlanmıyorum ki, düpedüz aşığım... Tekrar eve dönüp gülleri vazoya koyduktan sonra hızla çıktım.Bir taksi bulup okula gitmeye başladım. ••• Okulun kapısından içeri koşar adımlarla gelmiş, ardından sınıfa doğru yürümeye koyulmuştum. Neyseki öğretmen daha gelmemişti.Sınıfa girip çantamı bıraktıktan sonra zilin çalmasını beklemiştim.Biraz sonra zil çalmış ve sınıf kalabalıklaşmıştı. Gözlerim Yu-jin'i arıyordu.Ona dün olanları anlatmak için sabırsızlanıyordum. Öğretmen gelip ders anlatmağa başlamıştı, ama Yu-jin yoktu. ... Aradan birkaç dakika geçtikten sonra kapı çalmış ve içeri nefes-nefese bir Yu-jin girmişti.Geçip sırasına oturduktan sonra ona seslenmiştim.Amasanırım duymamıştı. Ders bittikten sonra hemen Yu-jin'in yanına gelmiştim. Jn:Dün asla tahmin edemeyeceğin çeyler oldu... Demiştim heycanlış çıkan sesimle.Buna karşılık donuk bir yüz ifadesiyle bana bakmıştı. Jn:Yu-jin iyimisin? Yj:Jina sana söylemem geren şeyler var. Jn:Nedir? Demiştim merakla. Yj:Bak lütfen beni bağışla ama ben seni sandığından daha farklı yerlere koydum.Yapmamam gerekirdi ama engel olamadım hislerime. Dediklerini anlamağa çalışıyordum.Beynim durmuştu sanki, ağzından çıkan kelimeleri anlamakta zorluk çekiyor gibiydim. Yj:Kandime engel olmayı denedim ama olmadı.Sonra bir baktım aşık olmuşum, sana...Lütfen bana kızma ben istemedim beni kardeşi gibi gören birini sevmeği, herşey bir anda gelişti. Jn:Yu-jin s-sen ciddi misin? Yj:Evet.Okulda Hyunjin'in sevgilisi olduğu yalanınıda ben uydurdum.Çünkü sen onu seviyordun, her halinden belliydi.Onu gördüğünde seviniyordun, sürekli ondan bahs ediyordun.Gözlerinin içi gülüyordu onu gördüğünde...tıpkı benim seni gördüğümdeki gibi. Jn:Neden böyle birşey yaptın?Sana inanamıyorum!O kızı düşünmedinmi ailesi ne der diye. Yj:Aslında oda bunu istiyordu.En başta bana bu teklifi sunanda oydu. Jn:Sana gerçekten inanamıyorum...sen böyle biri değildin ki? Yj:Beni sen deyiştirdin Jina şimdi hesap soramazsın.Merak etme Hyunjin'le aranıza girmeyeceğim.Ama bu seni sevmekten vaz geçeceğim anlamına gelmez.. Jn:Zaten gireceğin kadar girmişsin! Bu lafımdan sonra içimden keşke söylemeseydim dedim.Kırılmıştı ve sonuçta bu onun hatası değildi. Jn:Üzgünüm sinirlendim.Sadece duyduklarım kafamı karıştırdı.Ama keşke böyle yapmak yerine bana söyleseydin.. Yj:Denedim ama cesaret edemedim.Sana beni seç diyemem zaten böyle birinide saçmezsin- Jn:Saçmalama!Kandini kimsenin karşısında alçaltma!Ve sen tanıdığım en iyi insanlardan birisin.Bu güne kadar yanımdaydın, ne zaman ihtiyaç duysam hemen geldin.Belki sana istediğin şeyi veremem ama arkadaş kalalım? Yj:Çok isterdim ama benim hislerim geçici değil, yani olmayacağımızı bilsemde hâlâ kalbimin sahibisin Jina...Bu yüzden senin başkasıyla mutlu olmanı izlemek istemiyorum. Jn:Anladım... Yj:Gideceğim, amcamın yanına gideceğim İngiltereye... Jn:Umarım seni çok mutlu eden biriyle karşılaşırsın... Yj:Sanmıyorum ama, yinede sağol.. Jn:Sana son kez sarıla bilirmiyim? Yj:P-peki... İzin vermesiyle ona sıkıca sarıldım.Abim gibi gördüyüm birinden bunları duymak beni sarsmıştı ama onu seviyordum.. Ayrıldıktan sonra yüzümü dikkatlice inceledi.Sanki beynine kazımak istiyordu, onu bu denli üzen kızı... Yj:Görüşürüz demeye öyle alışmışım ki şimdi hoşçakal demek tihaf geliyor... Jn:Öyle deme, ne zaman istersen araya bilirsin. Yj:Taşakkür ederim, hoşçakal Jina... Diyip gitmişti.Onun gidişini seyr ederken kendimi suçluyordum.Ona Hyunjin'i anlatmıştım... Birden elimin tutulmasıyla irkilip yanıma baktım. Hj:Napıyormuş benim güzelim? Jn:Ödümü kopardın Jin! Hj:Kusura bakma seni görünce hemen elini tutmak için acele ettim. Hyunjin'in dediği şeyle birbirine başlanmış ellerimize bakmış ve hemen çekmiştim.Yüzüm kızarırken konuştum. Jn:Neden elimi tutuyorsun ki? Hj:Buda ne demek?Zaten benim değillermi? (yaa ben bittim burda olm) Yutkunmuştum...bu çocuk beni öldürmeye çalışıyordu. *içinden* Jn:Tabiki seninn! Jn:Neden senin olsunlar? Hj:Benim sevgilimin elleri benimdir!Başkasına vermeği düşünmüyorsundur umarım! Jn:Ellerimden bahs ediyoruz değilmi?Eşyamı bu ona buna vereyim? Hj:Veremezsin zaten! Jn:S-sen az önce bana.....s-sevgilimmi dedin? Hj:Evet, sevgilim değilmisin? Jn:Öyleyim-yani şeyy öylemiyim? Hj:Göstererek anlatmamı istermisin? Jn:N-nasıl? Gözlerini dudaklarımda gezdirmeğe başladığında niyetini anlamıştım.Şu an kalbim deli gibi atıyordu. Jn:Saçmalama- Ben cümlemi bitiremeden yanağımı öpmüştü. (imanlıyık bizz) Jn:Hyunjin delirdinmi okuldayız?! Hj:Delirdim güzelim ama sana.. İkimizde kıkırdamıştık.Ardından zil çalmış ve sınıflarımıza gitmiştik. ••• _Devamı diğer yorumda_
Ayy çok heyecanlııııı çok güzeeeel❤❤❤❤❤❤❤❤
Agagaggag diğer yorum hala gelmemiş
Diğer yorun yok ki🥺
DiĞeR yOruM nErdEEEEEEĞĞĞ😭
Diğer bölümü bulamadım askm nerde