Çok lezzetli bir oturum olmuş, Asimov üstat kadar, soruları soran spiker ve soruları da harika. Üstadın ne kadar alçak gönüllü olduğunu görünce içim ıscacık oldu :) Diğer yandan da bilim kurguyu fantezi den ayırış şekli de çok kendine has ve naif. Alt yazı için kendi adıma çok teşekkür ederim. Son olarak Mehmet Ali arkadaşın sorduğu soruya naçizane cevabım: O yıllar da ırkçılık, savaş, enerji kaynakları, eğitim ve sağlık sistemin de ki sorunlar ve diğer ülkeler le ilgili politikaları sorun olarak görmüş olabilir.
Bilimkurgunun biricik değerlerinden biri, kitaplarını okurken şu izlenime kapılırım: Bilimkurguyu asıl meramını anlatmak için bir yan değer olarak kullanmaz, bilimi de yoğunluk verir. Dili en basit insanın anlayabileceği düzeydedir, fakat işledikleri konular ve onlar hakkındaki fikirleri derindir. Yenilikçi bir anlayışa sahip olmayanın, bilimkurgu piyasasında barınamayacağı gibi, Asimov'u da zerre anlayamaz. Bir Aldous Huxley, bir Ray Braudbury kadar sevmem fakat kesinlikle bu camia için efsanevi kişiliklerden biri.
Çok değerli bi söyleşi olmuş ancak ne yazık ki gereksiz bir video kadar izlenilmemis. Asimov'un kitaplarının her biri başyapıt niteliğinde diye düşünüyorum. Müthiş bir zekaya sahip bu adam 21 yaşlarında iken bilimkurgu romanı yazmaya başlamış ve vâkıf serisi en popüler olanlar .okurken kendimi üstün teknolojinin olduğu bambaşka bir dünyada buldum. Kurguladığı teknolojiler insanlığa ilham olabilecek nitelikte. Yer çekimi ile çalışan asansör çok ilgimi çekmişti. Kim bilir bu kitabı okuyup nanoteknolojik yeni calismalar yapılıyordur belki . Mesela joule verne eseri olan denizler altında 20000 fersah insanlığa denizaltı yapımında ilham olmuştur. Bununla beraber 1719 yılında osmanlı zamanında "tahtalbahir" adında ilk denizaltı yapıldığı kaynaklar arasında. Ancak bu bilimkurgu romanıyla daha teknolojik olarak sunulmasi kitleyi genişletmiştir. Yani demem o ki bilimkurgu romanları çok değerli eserlerdir. Okumak ise en değerli nimetlerdendir.
Gayet gerçekçi bir yazar Asimov. Kendi kitapları üzerine kitap yazan akademisyenler üzerine bile konuşurken bu tavrı çok bariz. "Sonuçta kurgu roman yazıyorum, çok ta şey etmemek lazım." bakışı herşeyi açıklıyor aslında. İnsanların hayal ve gerçeği ayırt etmeyi öğrendikleri zaman sorunlarını çözelecekleri çok açık. O zamana kadar bir dünya kalır mı geriye, göreceğiz...
Röportajın yıllar içinde daha da değerlenecek tarihi niteliğinden ziyade, sunucunun ve Asimov üstadın nezaketi ve sadeliği hayanlık uyandıracak cinsten.
Çok lezzetli bir oturum olmuş, Asimov üstat kadar, soruları soran spiker ve soruları da harika. Üstadın ne kadar alçak gönüllü olduğunu görünce içim ıscacık oldu :)
Diğer yandan da bilim kurguyu fantezi den ayırış şekli de çok kendine has ve naif. Alt yazı için kendi adıma çok teşekkür ederim. Son olarak Mehmet Ali arkadaşın sorduğu soruya naçizane cevabım: O yıllar da ırkçılık, savaş, enerji kaynakları, eğitim ve sağlık sistemin de ki sorunlar ve diğer ülkeler le ilgili politikaları sorun olarak görmüş olabilir.
Bilimkurgunun biricik değerlerinden biri, kitaplarını okurken şu izlenime kapılırım: Bilimkurguyu asıl meramını anlatmak için bir yan değer olarak kullanmaz, bilimi de yoğunluk verir. Dili en basit insanın anlayabileceği düzeydedir, fakat işledikleri konular ve onlar hakkındaki fikirleri derindir. Yenilikçi bir anlayışa sahip olmayanın, bilimkurgu piyasasında barınamayacağı gibi, Asimov'u da zerre anlayamaz. Bir Aldous Huxley, bir Ray Braudbury kadar sevmem fakat kesinlikle bu camia için efsanevi kişiliklerden biri.
Çok teşekkür ederim böyle bir keyfi bize sunduğun için....
Çok değerli bi söyleşi olmuş ancak ne yazık ki gereksiz bir video kadar izlenilmemis.
Asimov'un kitaplarının her biri başyapıt niteliğinde diye düşünüyorum. Müthiş bir zekaya sahip bu adam 21 yaşlarında iken bilimkurgu romanı yazmaya başlamış ve vâkıf serisi en popüler olanlar .okurken kendimi üstün teknolojinin olduğu bambaşka bir dünyada buldum. Kurguladığı teknolojiler insanlığa ilham olabilecek nitelikte. Yer çekimi ile çalışan asansör çok ilgimi çekmişti. Kim bilir bu kitabı okuyup nanoteknolojik yeni calismalar yapılıyordur belki . Mesela joule verne eseri olan denizler altında 20000 fersah insanlığa denizaltı yapımında ilham olmuştur. Bununla beraber 1719 yılında osmanlı zamanında "tahtalbahir" adında ilk denizaltı yapıldığı kaynaklar arasında. Ancak bu bilimkurgu romanıyla daha teknolojik olarak sunulmasi kitleyi genişletmiştir. Yani demem o ki bilimkurgu romanları çok değerli eserlerdir. Okumak ise en değerli nimetlerdendir.
Mükemmel bir röportaj, alt yazı için emeğinize sağlık.
Gayet gerçekçi bir yazar Asimov. Kendi kitapları üzerine kitap yazan akademisyenler üzerine bile konuşurken bu tavrı çok bariz. "Sonuçta kurgu roman yazıyorum, çok ta şey etmemek lazım." bakışı herşeyi açıklıyor aslında. İnsanların hayal ve gerçeği ayırt etmeyi öğrendikleri zaman sorunlarını çözelecekleri çok açık. O zamana kadar bir dünya kalır mı geriye, göreceğiz...
Altyazı için teşekkürler.
Teşekkürler emeklerinize.
Röportajın yıllar içinde daha da değerlenecek tarihi niteliğinden ziyade, sunucunun ve Asimov üstadın nezaketi ve sadeliği hayanlık uyandıracak cinsten.