Irmak Eriş - Uyursever Yorum:Eser Gökay

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 8 сен 2024
  • Henüz ismini koymadığım bir sokaktayım
    geceyi sarıyor yine akşam kuyruğuna
    yapıntı uykularda dağılmış yataklar
    bedenim ter kokusu
    tortusu emeğin bedenim
    ne de çok yorgunuz seninle
    yaramdaki yaşlı kabuğun içinde
    nevniyaz serseriler dolanır
    çapaklarında aynasız bakışlar
    ki onlara bakmaz aynalar
    onlar aynalara değil
    önümü keser en irisi
    bir cigara sararım
    çekerler dumanın en gencini
    daha da yaşlanmak için
    akşam da çok beyefendi bugün
    hem akşam hem duman hem zıvana
    hem ana hem baba hem sokak
    bir de hem çapak
    oralarda bir hikaye duymuştum evvelce
    iki kadın öpüşürmüş vaktiyle
    ikisi de birbirinden şahane
    sonra göçüp gitmişler uzak ülkeye
    bizimki hazır değilmiş böyle şeylere
    anlattık, dinleştik güle güle
    yeni pabuçlarımı bıraktım birine
    ben eskilerini aldım
    zaten dar geliyordu
    zaten sıkıldım, güle güle !
    ahh, saçların kızıl olmalı
    kucağında yeni bir taze
    belki hamilesindir de yenisine
    karnın büyümüştür
    karnının içinde olmalıyım
    karnının içi en masum ülke
    cebimde bir avuç ılgıngar
    ve tereddütlü bir şiir
    çünkü Sabahattin Ali caddesinden dönmüşüm sola
    çünkü öyle bir cadde yok
    çünkü burası özgür bir ülke !
    sonra bir bildiri hazırladım
    ömrümün kağıt harmanıyla
    anlatmalıydım yaşlanmadan çocuklara
    sırt çantaları kendilerinden ağır çocuklara
    bir park dibi buldum
    içimi sansürlü haberlere bırakarak
    salıncak kuyruğunda üç beş sübyan
    sonrası maaş kuyruğu olacak ihtimalle
    çünkü sermaye uşaklaştırıyor emeği
    taklacı güvercinler var çünkü
    yayı kayıp okçular
    kurt izindeki katiller
    sarıyı, yeşili, kırmızıyı
    amerikan mermisiyle anlatanlar
    ve aleyküm selamsız adalet
    ve iman bekçileri
    ve parkların kepenklerini indirdiler
    ve kürtçe yabancı dilden sayılmıyor
    yanağını yanağıma yanaştır sevgilim
    çünkü yanmalıyım
    organize bir aşk bu
    işlemleri uzun sürecek
    ve asgari ölüm indirimini hesaplayacak
    fahişe bir memur bulunamayacak devlet karhanesinde
    herkes kendi ölümünün derdinde
    henüz ismini koymadığım bir sokaktayım
    vakit epey geçe vurdu
    gece kuyruğunda akşamın
    kaldırım diplerinde sultan çiçekleri
    bir kadın kaldırın dedi :
    -kaldırın ve koparın gözümdeki çiçekleri
    sessiz ve derinden düştü
    ankesörlülere cevapsız aramalar
    bu sokak, jetonunu yitirmiş bir aşık olmalı
    zengin bahçelerinden bir itin uluması
    tüm dikenlerim diken diken
    ve çocukluğumu anlatıyor bir ulak
    beni doğurmak için
    kaybetmeseydi bekaretini annem
    ben de anlatabilirdim, hiçbir günahın
    hiçbir kitapta yazamayacağını
    çünkü doğruyu söylemez tanrılar
    yoksa nasıl dolacak cehennemleri
    hasta bir tüfekten ateşler herkes kendini
    daha hızlı yaşamak için, gözlerini kapatarak
    çünkü hatırlamaz hiç kimse
    ingiliz bir kadının nasıl casusluk dersi verdiğini
    simokinle tuvalete gidenler
    silemesinler diye kıçlarını çocuk kefenlerine
    henüz ismini koymadığım bir sokaktayım
    kapının kilidini değiştir sevgilim
    ben bir uyurseverim
    şartröz geceliğini giyme
    yanağını yanağıma yanaştırma
    çünkü yanmamalıyım, üşümüş olsam da
    kulağımda bir it uluması
    çocukluğumu anlatıyor bir ulak hâlâ
    bu bir ihtilâm olmalıydı oysa

Комментарии • 7