Sultanbeyli’de bir pidecide izledim, zaman ve mekan bir süreliğine önemsizleşti. Bilgelik karmaşık görülen konuları bu kadar net açıklayabilmekte sanırım, hocamıza çok teşekkürler.
Nasıl bir katılımcı eleği kullanıyorsa, şu kanal, yaşadığım coğrafyayı farklı hissettiriyor. Sonra kafamı çevirince yine, "hee buradaymışız" diyorum ama ona da şükür.
Dr. Alper Hasanoğlu duru düşünceleri ile neyin yapı neyin güdü olduğunu çok net ayırıyor. Bu derecede bir soğukkanlılığa ne kadar hasret kaldığımı gösterdi.
@JacksonBoB2 Aşının vücudumuza etkileri konusunda skeptik olabiliriz ama aynı skeptik eğilimi aşı aleyhine argümanlar içinde kullanmak şartıyla.En son düşük bir ihtimal de olsa aşının kalp zarı iltihabına yol açabildiği söyleniyordu .Bu kadar geniş bir popülasyonu aşıladığınız zaman o düşük ihtimal gayet gözlemlenebilir hale geliyor.Fakat bu aşının çöpe atılması için yeterli bir sebep değil.Öyle olsa faz aşamalarını baştan geçemezdi zaten.Oranın da üst akıl tarafından yönetildiğini söylerseniz böyle bir tek el yönetimi bana pek mümkün görünmüyor.Neticede bilim camiası özünde toplumsal dinamik bir sistem ve dinamik sistemleri tümüyle kontrol etmek imkansıza yakın hatta belki imkansız.Aşı bu kadar ciddi komplikasyonlara yol açmasına rağmen faz aşamalarından geçmişse bilim camiasında çok genel bir paradigma hatası olması lazım ki gerçek dünyada sürekli test edilen bir şey için bu pek mümkün gözükmüyor.Her kültürden ve görüşten virolog,doktor,moleküler biyolog aşı konusunda büyük oranda hemfikirse benim de aşıya güvenmemek için pek bir sebebim yok.Şu an için aşının avantajları potansiyel dezavantajlarında net bir şekilde daha ağır.Ayrıca aşı olup olmamak sadece bireysel bir karar değil toplumsal bir karar aynı zamanda.Örneğin zahire ebolası gibi covid 19 dan kat ve kat öldürücülüğü yüksek bir virüsün yayılma hızı çok artıp pandemi haline dönüşseydi ve bunun aşısını bulsaydık hala kişileri aşılamayı onların özgür iradelerine mi bırakacaktık ?
@JacksonBoB2 Benim de sana bir sürprizim var. Tek derdin yalanlar falan değil. Gerçeğin şövalyesisin sen. En azından kafanda. Bu işin sonunda mucize çocukların haksız çıkmasını istiyorsun. Ama bir şey söyleyeyim mi kafanda yarattığın düşman bile gerçekte yok. Kafandaki disney villanları yok. Yarattığın düşmana dön bak.O kadar sığ motivasyonları var ki kahraman olmak isteyen birinin hayal gücünün ürünü oldukları çok açık. Aşıdan ölen biri varsa üzgünüm ama daha iyi bir çözümün asıl senin var mı ? Yanılma riskin almadığımızda her şey daha mı iyi olurdu gerçekten ? Ayrıca aşı taraftarı veya aşı karşıtlığı diye de bir pozisyon yok. O savaşın devam etmesini istiyorum demenin farklı bir versiyonu.Eldeki verilerinde ne görebiliyorsak ona göre pozisyon alıyoruz.Evet bu işin sonunda rockstarlar senin aşı karşıtı dediğin kısımda olabilirler. Bilime en büyük eleştiri yine bilimden geliyor nedense her zaman.Bir bilim karşıtının epistemik boşluklara sığınmaktan başka çalışan bir eleştiri ortaya koyduğuna daha şahit olamadım. Öngörülemeyen sonuçlar adı üzerinde öngörülemezdir. Üstelik ilk yazıda söylediğim tek şey sorgulamanı çift taraflı yapmandı. Aşı karşıtlarının gerçekten özgür iradeleriyle ve dünya vatandaşı olarak yaptığı sorgulamalar sonucu mu aşı karşıtı olduğunu düşünüyorsun ? Bizi tek tipleştiren şey bilim değil bilim bir sistemdir bir araştırma metodudur doğru bilgiye ulaşma çabamızda bir yöntemdir. Bizi tek tipleştiren şeyler tek tipleşme kaygısıdır. Sana bir sır vereyim en marjinal geçinenimiz bile çok farklı değil. Üst insanla köle arasındaki fark bir maymunla diğeri arasındaki farktan belki biraz daha fazla.Ama o kadar.
@JacksonBoB2 2 gün sana cevap aradığımı mı düşündün gerçekten ? İşte busun dostum sen. Tek derdin birilerinden yukarda olmak. Derdin gerçekler falan değil.Şu yazdıkların da itiraf niteliğinde.Daha beni tanımıyorsun. Tanımak istemediğin de çok açık.''kusura bakma küçük görmekten edemiyorum kendimi ama roman okusaydın kimsenin %100 kötü %100 iyi insan olmadığını bilirdin hayatta'' Şu bile yazdıklarımı zaten anlamadığını gösteriyor. Ayrıca roman okusaydın kısmına da çok güldüm hakkını helal et.İşte çok roman okumanın zararları. Tutarlı olan her şeyi gerçek zannediyorsun. Bir dön yarattığın düşmanlara bak. Tek tipleşmek budur işte. Seninle aynı düşmanları yaratan çok adam gördüm.Hepsi tesadüf mü ? Hepsi de biricik olduğunu düşünüyordu. Verdiğin her cevabı da daha önce aldım. Artık sen söylemeden biliyorum ne yazacağını.Kırmızı hapı aldığını düşünüyorsun değil mi ? Sistemin bütününü gördüğünü falan ? Kimsenin bilimin gerçek yüzünü görmediğini ama senin fark ettiğini,bütün bilimcilerin bilim felsefesinden,bilimin sınırlarından falan bihaber olduğunu düşünüyorsun.Bilim kapitalizmin elindeki oyuncak senin için ama bizim gibi düşük ruhlar bunu fark edemez.Tanrı olarak görürler bilimi. Sadece kırmızı hapı alanlar bunu görebilir. Diğerleri de ondan aşağıdadır. Soren alıntısı yapamazlar mesela. Sana tavsiye git mavi hapı al. Daha çok ihtiyacın var.
@JacksonBoB2 Düşüncelerimin arkasında seni görürsem ciddi ciddi şüphe etmeye başlarım. Çağrı,şişman,mr at surat yüksek iq tarzı şeyler içeren 10 yorum arka arkaya sıraladığında daha haklı hissediyorum. Her neyse yeterince vakit kaybettik galiba. Güle güle tatlım seni hakikat savaşından alıkoymayayım.
Bulup çıkardığınız insanların Türkçe konuşuyor olduğuna ve herşeye rağmen bu insanlarla da aynı ülkede yaşadığımıza bazen inanamıyorum.Alper hocanın varlığı bile tek başına kaçıp gitmekten vazgeçirebilir.
Özellikle kapitalist sistemin yaratmak istediği "sabah 8 akşam 5 insanı" olmakta zorluk çekenleri anlayışla karşılamanız ve bu zorluk çekme durumunu bir "hak" olarak görmeniz kendime olan öz şefkatimi artırdı hocam. Bu kalıplara uyum sağlayamadığım için kendime fazla haksızlık yapıyormuşum. Sizi izledikten sonra resmen kırılma anı yaşadım. Teşekkürler...
En önemli şey: Kendi hayatını yaşa.(Elimden geldiği kadar yapıyorum.) 2. şey insanlar aptaldır onları umursama. Artık özgürsün.(Kimseye zarar vermediğin sürece) NOT: Düşünürken yazan adam. Parantez içlerini refleksmiş gibi düşünmeden yazıyorum.
Alper hocayı geç buldum.. belki de tam zamanı benim için. Son 2-3 gündür full alper hocamın videolarını izliyorum. Bana çok iyi geldi, tam dalgalanma hakkımı kullanırken beni anlayan ya da anlayacak birileri varmış dedim. O beni bilmese de bana destek oldu. Sağ olun Alper Bey🙏
Hep düşündüğüm fakat elimde datalar olmadığı için sanki öznel bir yorummuş gibi kalan tüm tespitlerimin karşılığını Alper Bey'in konuşmalarında buluyorum. Merakı, araştırma ve öğretme şevkini takdir ediyorum. Umarım daha sık videolarını izleme şansımız olur. Emeği geçen herkese tebrikler. Sevgiler.
Çok güzel anlattı ya. Nasıl ifade edebilirim bilmiyorum ama matematik gibi. Gerçekten ben bayıldım. Erkek ve kadın ayrımı konusunun nasıl yapılamayacağı bize eskiden öğretildiği gibi fıtrat meselesinin cinsiyetle ilgisi olmadığını o kadar güzel izah etti ki kendi adıma çok teşekkür ederim.
Alper Hoca sabaha kadar konuşsun ben de dinleyeyim istiyorum bazen. İnsanın kendiyle ve toplumla alakalı sorunlarına çok güzel kesikler atıyor ve hepimize aslında hissettiklerimizin ne kadar "normal" olduğunu hatırlatıyor. O yüzden bu videonun bize ulaşmasını sağlayan ne kadar insan varsa teşekkürler❤️
Alper bey sanırım bu zamana kadar gördüğüm bana yakın en "normal" psikolog. Herhangi bir sorunum olduğunda direk ona gideceğime eminim. Bakış açınız biz de yalnız değiliz gibi bir düşünceye sokuyor beni. Teşekkür ederim.
35:12 son 2 dakika beni o kadar rahatlatıp tatmin etti ki hocam, çok teşekkür ederim sizin bu engin fikirlerinizle bir sonuca varıp kendimi kabullenmemi sağladığınız için.Flu tv ye de ayrıca teşekkürler ediyorum sizi bizlerle tanıştırmasına.
İnanılmaz. Kurulan her cümle o kadar değerli ki… Bu kanal olmasa bu mükemmel insanları böyle yakından dinlemeye şansını asla bulamazdım. Lütfen bu seri devam etsin 🙏🏻
Her yeni Alper hoca bölümü geldiğinde, yeni bölümü bir daha izliyorum, sonra eski bölümlere dönüyorum, onlari yine izliyorum. O kadar memnunum ki sizin FluTV ile buluştuğunuza. Ağzınıza, bilginize sağlık. Arayı açmayın lütfen.
inanılmaz bir adam. normalde iş güç yaparken arkada dinliyorum çoğu videoyu ama sayın doktorumuzu dinlerken nedense videoyu da izleme isteği hasıl oluyor içimde. müthiş.
Alper hocam sadece donanımlı ve bilgili değil, aynı zamanda müthiş bir hatipsiniz. Sebep sonuç ilişkileriniz, örgüyü kuruş şekliniz ve anlatım tarzınız fevkalade sürükleyici. İyi ki varsınız. Gurur veriyorsunuz. #AlperHasanoğlu
Tesadüfen mi yoksa bilinçli mi yaptınız bilmiyorum ama bu konunun Ebrar tartışmalarının üzerine denk gelmesi, Flu TV'nin toplumsal eğitime ciddi katkılarının olabileceği görüşümü iyice güçlendirdi. Flu izleyicileri olarak sizden tek ricam, hiç kimseyi düşünmüyorsanız bile kendi kapı önünüzü süpürürcesine çevrenizi Flu'yla tanıştırmanızdır.
Flu TV nin toplumsal eğitime ciddi katkılarının olduğu ve bunun etrafımızla paylaşımı konusunda sizinle aynı fikirdeyim. Benzetmenize ise yürekten katılıyorum. Sevgiler
Alper hoca anlatımı ile cidden fark yaratıyor. Konulara olan derin bilgisini insanı dinlettirecek bir üslupla birleştirince dinlemesi aşırı keyifli oluyor. RUclips taki en iyi programlardan biri tartışmasız bu seri
Aşırı kalite ve bilgi içeren bir Program olmuş inanın keşke bütün şeyler halen ne yazıkki milyonların izlediği tv lerde asıl ulaşması gereken kişilere ulaşma bilseydi bu tart kişilikleri tanıdıkça umudun olduğuna inaniyorum bu kanalda 100 e yakın içerik seyrettim bu icerikte en iyi ilk 20 listeme girdi👏👏👏👏
Kişisel tahminim; mesleki dezenformasyon. Yani bir psikiyatristten öğrenmiştim, olabildigince rollerinden sıyrılıp danışanla o şekilde iletişim kurmaları gerekiyor. Bu nedenle soğuk veya sert gibi algılıyor olabiliriz.
İlker Bey'in ısrarla sorduğu soruyu ve nedenini sanırım anlıyorum. Tüm kimlikleri ve rolleri reddedebileceğimizi ve yapay olduğunu söyleyebiliriz post-modern düşünce çerçevesinde, bu bir yerde kötülüğe ve hüzne doğru yönelmiş belki biraz da sıkışmış modernizme tepki olarak müthiş özgürlükçü bi dünya algılayışı sağladı bize. Yine de dönüp en başa gittiğimizde, her türlü reddediş sonrası ''ee neyim ben şimdi'' demek zorunda kalıyoruz. Alper Bey'in zannımca yanıldığı yer de tam olarak bu. Her şeyi reddederek geliyoruz en geriye kadar ama ''antropolojik bulgular böyle gösteriyor'' diye bir savunma oluyor ve ister istemez bir 'gerçeği' doğru kabul etmek zorunda kalıyoruz bu evrim olur ya da doğa olur farketmez, zaten herhangi bir şeyin ''doğal'' olmasının değerli olup olmadığıyla ilgili ortak bi kararımız yok ki insanlık olarak. Gerçi hoca birkaç kez foucault ile alakası yok dedi ama hemen hemen her şeyin foucault ile alakası var eğer kurmak istiyorsanız.
Master tezimde toplumsal cinsiyet çalıştım ve çalıştığım fakülte yüzünden 4 yılın sonunda o tezi yazmaktansa kaydımı sildirmeye karar verdim. Bunu dinlemek o kadar iyi geldi ki... İlker hocaya ve Alper hocaya teşekkürler 🙏🏻💕
Flu tv’de muhtelif içerikte bu tip bir çok video izledim, değerli pek çok bilgi edindim, sayenizde daha da aydınlandım. İlk defa bu video sonrası bir yorum yazma ihtiyacı hissettim. Sistemin tıp üzerinden neler yaptığını seziyordum ama psikiyatri alanındaki örneklerini, bu alandaki uzman kişilerin ağzından somut bilgilerle öğrenmek çok kıymetli ve bu bahsedilen kapitalist sistemdeki hayatın içinde bunları başka bir platformda duyabilme şansımız çok az. Sağ olun , var olun. Amacını, idealini hissediyorum, paylaşıyorum sevgili İlker. Hocamıza da çok teşekkürler, harika bir iş! 👏👏
Çok güzel bir bölümdü, teşekkürler. Ama İsviçre'de çalışan bir psikiyatri asistanı olarak bildiriyorum: burada da ekt uygulanıyor. Az sayıdaki klinik terapiye dirençli vakalarda ekt ile müdahale ediyor ve hastalara çok yardımcı olduğu durumlar da var.
Alper bey etik değerlerden bahsediyor, toplumsal değerlerden değil. Toplumsal değerler için göreceli diyebiliriz ama etik değerler göreceli değildir. Çok iyi bir program olmuş. 👏👏👏👏
Göreceli olmayan birkaç etik değer söyler misiniz? İnsan eti yemenin bile doğal olduğu toplumlar var. Doğduğumuzda etik kurallarla mı geliyoruz sizce, çünkü eğer öğreniyorsak göreceli demektir...
Sn. @@bahadircolak cevabım çok geciktiği için kusuruma bakmayın. Özensiz bir cevaptan kaçındığım için biraz düşündüm ve programı bir kez daha izlemek istedim. Bu kez de düşüncelerim farklı konulara dağıldı. Etik ve etik değerler konusunda okuma yapıyor olmama rağmen yazabilecek yetkinlikte bulmuyorum kendimi aslında. Bu konuda güvendiğim kaynak sevgili İoanna Kuçuradi. Etik davranış biçimi için; diyebileceğim ve hep yapmaya çalıştığım, öyle bir davranışta ve eylemde olacaksınız ki, bu davranışınızın evrensel iyilikte olması istenci içinde olacaksınız. Etik ve etik değerleri anlatamayabilirim ama size neden bu konuya çok önem verdiğimi anlatmak isterim. Gerçeklerin, doğruların ve değerlerin anlamını kaybettiği, edindiğimiz her bilginin doğruluğunu sorgulama ihtiyacı duyduğumuz, her şeyin yüzer gezer olduğu şu günlerde, bir yerlere son günlerin tabiriyle Çıpa ama ben Demirkubuz ( eski Türklere göre dünyanın merkezinden geçip, dünyayı evrene bağlayan demir çubuk) u daha çok seviyorum, ile bağlanma ihtiyacı duyuyorum. İnsanın sahip olduğu bilinç ile ( tüm evrensel sistem düşünüldüğünde ne kadar önemli tartışılır ayrı konu) İnsani bir takım değerleri ortaya koyup, bunlara sahip çıkmalı düşüncesi bana kendimi iyi hissettiriyor. Zaten görünen o ki; kurguda hata var ve olmadı sil baştana gidiyor. Ya da böyle olması gerekiyordu, bilmiyorum. Hiç değilse kalan süremde acaba daha farklı nasıl olabilirdiyi düşünürken, İnsani değerleri yeni baştan ele alıp, kendi değerlerimi, doğrularımı, eylemlerimi birbirine yakın tutmaya çalışıyorum. Kendi adıma, kendime göre üzerime düştüğünü düşündüğüm şeyleri yapmaya çalışıyorum. Şimdilik söyleyeceklerim bunlar. Sevgiler
@@sibelozavc4282 Teşekkür ederim cevabınız için, çok zor bir soruydu aslında gerçekten. Şahsen, her insanın (hatta hayvanlar da) belli bir "merhamet ve şefkat" kapasitesine sahip olduğuna, doğal olarak etik davranacağına inanıyorum. Yani öz olarak iyiyiz aslında, durduk yerde bir zarar verme güdümüz yok (sağlıklı bireylerin), empati ve diğerine saygı normalde içimizde var bence. Kaynaklar için savaş gerekmedikçe bir sıkıntı yok, gayet etik davranabiliyoruz. Teorik olarak, insanlık aklını bilimi ve vicdanını düzgün kullansa, etik ortamın doğal olarak oluşacağına inanıyorum. Son dönemde dünyadaki en güzel şeyler hep win-win (kazan-kazan) ortaklıkları ile çıkıyor bunu da net görebiliyoruz. Kısacası hedefimiz sadece ben kazanayım değil de, herkes kazansın (ya da herkes iyi olsun) olunca bana göre insanlık coşuyor ve ilerliyor. Yani kendi kuyumuzu kazmak yerine birlikte kuyudan tırmanma, hatta o kadar ki galaktik bir medeniyet olma kapasitemiz bile var. Çeşitliliği kucaklar ve hatta kutlar, birbirimizi yargılamayı bırakırsak, doğal halimiz olabilecek en etik hal olur gibi geliyor. Ben sizi baştan kardeşim olarak gördüğümde sizi ne ezmeye çalışırım, ne de ezilmenize müsade ederim. Elbette herkesin kapasitesi aynı değil bu konuda, çoğu insan(ımız) hala şucu bucu olmanın tuzağında. Ama en azından artık isteyen bilgiye kolayca ulaşabiliyor (öyle bir derdi varsa). Bu arada bunlar hep kişisel fikirlerim, bu konuda bir araştırmışlığım falan yok. Sadece tecrübelerim ve hayata bakışım. Sevgiler saygılar, cevabınız için tekrar teşekkürler.
Sn. @@bahadircolak ben de aynı düşünceleri paylaşıyorum. Son zamanlarda umutsuzluğa kapılmaya başlamıştım ne yalan söyleyeyim. Fikir ve düşüncelerin size ait olması en iyisi. Bir Türkçe öğretmeninin sözü hep aklımdadır; “Yazarlar, önü parlak, arkası sırlı aynalar”. Aslında dediğiniz gibi çeşitliliği kucaklar, hatta kutlar, birbirimizi yargılamayı bırakırsak, doğal halimiz en potansiyeli yüksek etik halimiz olur. Cevabınız için çok teşekkür ederim. Sevgi ve saygılarımla
Benim esim Amerika’li. Yeni yeni beraber yasamaya basladigimizda butun ev islerine benimle esit derecede kostugu icin, yardimin icin tesekkur ederim demistim gayri ihtiyari. Yuzundeki saskinligi asla unutmam. Ne yardim etmesi, olur mu sen de calisiyorsun, ben de, is bolumu bu yardim degil demisti. O an anlamistim ki ben Turkiye’de eve hizmetci olarak konumlandirilirken ayni evde yasadigim abim gelecegin muhendisi olarak konumlandirilmisti. Abim hala ev isi yapmaz, yaptirir.
Çok güzeldi Alper Hocam, farklı disiplinlerden de beslenerek anlattığınız şeyler harika 🥰bir bilim insanının öğrenmeye doyamaması çok güzel, bize aktarma şekliniz de çok güzel sizi seviyoruz ❤️
Ben Türkiyede 5 yaşımdan beri 20 sene geçirdikten sonra Moğolistana dönmüş bir Moğolum. Türkiye ve semavi dinin de etkisiyle benim bilinç altıma yerleşmiş sadakat anlayışına sahip olmam normal. Buna rağmen bizim Moğol kültürünün dünyada özel bir geçişe şahit olduklarını görüyorum. Bizimkiler avcı toplayacıdan endüstriyet çağa direk geçmek zorunda kalıp sonra da günümüz demokrasi sisteminde ayak uydurabilmiş nadir toplumlardan birisi. Bu sebeple hocamın açıkladığı o eski 190 binlik kültürden daha soft bir geçişe imza atmışlar. Burada geçirdiğim 4-5 yıllık süre zarfında sürekli olarak ortadoğu ve doğru avrupa kültürüne aşina olmuş olan bendeniz üstten bakma eğilime sahipti. Ancak bu son yıl itibariyle bunu yavaş yavaş kırıyorum. Çünkü buradaki "single mother" tabir edilen kesimin Türkiyede yüzdelik olarak 3. parti oyu alacak kadar geniş bir kitle olması bakış açımı değiştiridi. Çünkü ailelerin 18-20 yaşları arasında cinselliklerini yaşamlarına hiçbir engel olmadıkları gibi, kendi kızlarının mutluluğunu toplumun dayatmasının önünde tutuyor. Yine benzer şekilde yaş düzeyim sayesinde edindiğim arkadaşların çoğu 1-2 çocuktan sonra evlenmeleri aileleri tarafından garip karşılanmıyor. Biz bu hikayeleri hep batıdan duymaya alışkınız. Biliyorum ki asyada güney gobi çölünde hayat farklı bu sebeple oraya ile da kıyaslanacak veya genelleştirirelecek bir durum değil. Yine de dünyanın küçük bir yerinde küçük bir toplum: (affınıza sığınarak söylüyorum) semavi dinlerin baskıları veya tarım toplumun binlerce yıllık baskıları olmadan modernliğe eriştiler. Aterkil kılıfı içerisinde olupta, bu kadar anerkil toplum olmasını sağlayan en büyuk etkenin bence eski sovyet müttefiği döneminde (sovyetlerin içerisinde değildi Moğolistan ) ortaya çıkan yeni yaşam tarzının ilk baştan itibaren kadın erkek iş yükümlülüklerini eşit olması uzun vaadede toplumsal gelir kimliklerini terkedemeyen erkeklerin geride kalmasını. Yine benzer domino etkisi ile büyük şehir içerisinde tepe yönetimi gene çok kısıtlı olsada real buisness alanında kadınların daha fazla düzenli gelire sahip olmasını sağladı. Benim kişisel olarak bu tutuma karşı şaşırdığım nokta ise: böyle bir açık ilişki sistemine çok anlayışlı olmasına karşı nereden geldiği belli olmayan bir ciddi anti LGBT+ kişilere karşı bilinçsizlilk. Hayatının 20 senesini Taksim ve beyoğlu çevresinde geçirmemden kaynaklı ciddi bir LGBT+ kişi tanıyorum. Burada onlara yöneltilen kalıplar o kadar ciddi ki gene de bu kadar olumlamaya karşı bizim toplumun bunu nasıl aşacağını görmek isterim.
İnsan ilişkisindeki fikirlerimi özellikle geçmiş dönemleri okudukça, kültürel değişimleri etrafıma anlattıkça sapık olarak gözükmüştüm. Hocam ağzınıza sağlık. Cinsellik bile yaşadığın kültüre bağlı bir durum. Yıllardır savunduğum şeylerin özellikle bilir kişi diyebileceğim birinden duymak içime su serpti.
bütün videoları bitirmeye kıyamadım, iyice sindireyim diye baştan bir daha başladım. sonra dedim benim alper hocaya daha fazla maruz kalma ihtiyacım var, bütün kitaplarınızı sipariş ettim. böyle değerli bir insanla bizi tanıştırdığınız için teşekkürler.
Alper hocanın üzerindeki tişörte bayıldım. Yunanca filosofos yazımasına aşık oldum ki Alper hocaya da nasıl iyi gitmiş sonuçta "someone who studies about the meaning of life". Geçen videolarda hoca bahsetmişti antik yunanca öğrenmeye çalıştığından ben de modern yunanca öğrenen biri olarak büyük hayranlık besledim. Muhabbetinize de öyle hocam. Böyle bir seri yaptığınız için bol bol teşekkürler.
Tam anlamıyla harika bir bölümdü. Ortalarda İlker Hoca'nın " konuyu dağıtmıyorum değil mi? " diye şüpheye düştüğü konu ise tam tersine en bilgilendirici kısmı olmuş.
23 yaşındayım ve bipolarım. Son üç yıldır malesef çok fazla kötü psikiyatrist deneyimim oldu. Benim iç dünyamı anlayacak, dert ettiğim konulara depresyon fantezim varmış gibi bakmayacak, karamsar düşünce yapımın bana gerçek etkisini böylesine net tanımlayacak ve z kuşağı şımarıklığı olarak görmeyecek, böylesine donanımlı kimseye rastlamadım. Bu yüzden hep yabancı doktorları dinlemeyi tercih ederim. Videonun cinsiyet eşitliği, ve cinsellik spektrumu kısmında bile türk bir doktor dinlediğime inanamıyordum. Ama özellikle videonun son kısmında, bipolar tanısı konulan ve yan etkileriyle hayatımı verimli bir şekilde yaşamamı imkansız hale getiren ilaçları kullanmayı yaklaşık bir yıl önce reddetmiş birisi olarak, gözyaşlarımı tutamadım. Siyaset bilimi öğrencisi olmamı, politikayla ve felsefeyle ilgili okumalar yapmamı hastalığımın tetikleyicisi olarak gören, hatta felsefe kitabı okumamı yasaklayan ve çok takıyosun sal abi biraz mottosuyla bana tonla ilaç yazan bir doktorum olmuştu. Ki bu içlerinden kıyasla en iyisiydi yani ne kadar kötülerine ne paralar döktüğümü siz düşünün. Ve gerçekten de şımarık ve hayalperest bir solcu feminist ve bu kapitalist düzene uyum sağlayamadığım için ruh hastası olmadığımın bana söylenmesine o kadar çok ihtiyacım vardı ki. Yıllardır tam olarak cümleye dökemediğim bu durumun random bir youtube videosunda birkaç cümleyle açıklanması gerçekten sarstı beni. Kendimi ve hastalığımı anlama sürecimde, ilaçsız ve gerçek terapiyle iyileşme inancımla doğru yolda olduğumu hissettirdiğiniz için teşekkür ederim. O kadar dert edindiğim, hayata öfkemin ve umutsuzluğum kaynağı olan önemli konuları 37 dakikada mükemmel bir şekilde açıkladınız ki, bu videonun ders olarak okutulması gerek.
İnsan doğadaki bir hayvandan farklı var olmadığını anladığında ve bunu kabul ettiğinde daha huzurlu olacağını düşünüyorum. Gen aktarma isteğini, hayatta kalma isteğini, evrimi, davranışsal evrimi anlamamak ya da bunları reddetmek insanı tanrı yarattı ve her şeyi de onun için yarattı demekten ne farkı var. Hastanede doğan evde 4 duvar arasında büyümeye başlayan sonra mahalle derken şehirde yetişen bireyler yani doğadan kopuk onun bir parçası olduğunu unutan bireyler yetiştiriyoruz. Kendine bedenine yabancı... Siz de insan bu doğanın parçası değilmiş gibi konuşuyorsunuz. Bilincin var olması sizi diğer canlılardan çok ayrı kılmıyor. Cinsiyetleri socially constructed'a bağlamaya çalışmak, biyolojik temeli bu kadar yok saymak... Gerçekten çok garipsiyorum. İnsan yerleşik hayata geçmeden önce ya da doğadayken nasıl davranıyordu. Ya da şöyle sorayım: bilinç ortaya çıkmadan önce bellirli bir davranış sekli (ahlak kuralı- topluluk halinde yaşayan canlıların bir arada yaşamalarının temelini oluşturan kurallar bütünü- animal behaviour) yok muydu? yoksa bilinç açığa çıktı sonra kuralları mı oluşturduk? Genetik temeli, biyolojiyi çarpıtıyorsunuz. Populasyonlar özellikler bakımından (çok net görmekten az görmeye kadar, aynı şekilde duyma yetişini de ele alabiliriz.) yelpazelere sahipti ve çeşitlilik üretirler. Ama populasyonun büyük çoğunluğu genel bir ortalamaya sahiptir ve uçlarda yer alan bireyler mevcuttur. Bu durum cinsiyet içinde geçerlidir. Biyolojik olarak erkek olan bireylerin kadınları arzulama yelpazeleri vardır tabi ki erkek bireyleri arzulama yelpazeleri de vardır. Bu durum kadın bireyler için de geçerlidir. Burada önemli olan populasyonun ne kadarı bu yelpazenin neresinde yer aldığıdır. Sadece belirli bir kesimi ele alıp bütün bir populasyon için geçerli gibi lanse ettiğinizde bir çok birey bundan zarar görecektir. Tersi de doğrudur. Bilinç var oldu üzerine beden evrimleşmedi. Canlının hayatta kalması ve genlerini aktarabilmesi için beden ve bir çok bedensel özellik gelişti. Yani evrim.. Nasıl kulağımız, burnumuz geliştiyse daha iyi duyup daha iyi koku alıp tehlikelerden kaçıyor besine ulaşıyorsak, beyinimiz de gelişti daha iyi düşünmeye başladık belli bir noktadan sonra bilinç ortaya çıktı. Bu bilinç bedenden ayrı ve bağımsız değildir. Bu kendi bedenimiz kısmıydı. Bağırsak mikrobiyomuna girmiyorum bile (Vegan ve vejeteryan arkadaşların bunu konuyu araştırmalarını tavsiye ediyorum). Son olarak insan genomunda 1 baz değişimin nelere neden olduğu oradayken (gelişimsel farklılık davranışsal farklılığa neden olur) koskoca Y kromozomunun varlığı nelere nasıl davranışsal farklılıklara yol açtığını göz ardı duymak hayret vericidir. Doğadaki erkek ve dişi hayvanlara bakın evinizdeki dişi ve erkek kedilerinize bakın nasıl davranıyorlar? Konu insana geldi mi bu durumu kendiniz için neden kabul etmiyorsunuz? Zekanız mı Kibriniz mi? Kendimizi tanrı ya da yarı tanrı olarak görmeyi bırakalım. Öleceğimizi bilen neden varım sorularıyla uğraşan lanetli birer hayvanız. Videolarda Hocamınız söylediği bir çok seye katılıyorum. Katılmadığımız konuyu sadece ele aldım. Bu konulara meraklı olanlar için aşağıya 1 belgesel ve Stanford üniversitesinin derslerini koyuyorum. Rise Warriors Ape: ruclips.net/video/mvS3f8SE76I/видео.html 1. Introduction to Human Behavioral Biology: ruclips.net/video/NNnIGh9g6fA/видео.html 2. Behavioral Evolution: ruclips.net/video/Y0Oa4Lp5fLE/видео.html 3. Behavioral Evolution II: ruclips.net/video/oKNAzl-XN4I/видео.html . . .
Alper hocayı ne zaman ve nerde görürsem göreyim istemsizce,çocukluğuna sarılıyor çocukluğum..Sevgiler Alper,al bu en sevdiğim misket,artık senin olsun.
Alper Hoca özellikle cinsiyet ve eşcinsellikle ilgili kısmı o kadar oturaklı ve iyi ifade ediyor ki, lamı cimi yok yaygara yapan bütün lgbt'lilere ders olmalı bu iletişim ve içeriği.
İnsanlarla olan ilişkilerimizde beklentilerimizi açık bir iletişimle ve o ilişkiye özel bir şekilde belirlemek toplumun önüne hazır olarak sunduğu ilişki tipinden bana daha yararlı geliyor. İlker Hocanın bahsettiği "sıfırlama"da ben bir sıfırlamadan çok bir yenilenme görüyorum tıpkı işletim sistemi değiştirmek gibi. İnsanlarla ilişkilerimiz üzerine iletişimimizi açık bir şekilde kurarsak birbirimize karşı gireceğimiz (gireceksek tabii) rollerimiz de bizi akıl sağlımızdan etmez ve daha bilinçli bir hayat yaşamış oluruz. Bu güzel ve ufuk açıcı bölüm için çok teşekkürler saolun varolun.
Sultanbeyli’de bir pidecide izledim, zaman ve mekan bir süreliğine önemsizleşti. Bilgelik karmaşık görülen konuları bu kadar net açıklayabilmekte sanırım, hocamıza çok teşekkürler.
Selam sana Sultanbeyli li Zeus. Sancaktepe den saygılarımla 😬😅
Koçlarda mı ? Hdksahaiao
37 dakika da olsa kendimi müreffeh bir ülkenin vatandaşı gibi hissetmemi sağlayan bir bölüm olmuş. Elinize, emeğinize sağlık.
👏👏👏
Uyyy canım, 😳 herkez gibi
Ne kadar zihin açıcı bir programdı. Çok teşekkürler.
şaka mı
Nasıl bir katılımcı eleği kullanıyorsa, şu kanal, yaşadığım coğrafyayı farklı hissettiriyor. Sonra kafamı çevirince yine, "hee buradaymışız" diyorum ama ona da şükür.
Böyle sohbetleri hiçbir yerde bulamıyoruz. Çok güzeldi
👏👏👏
Dr. Alper Hasanoğlu duru düşünceleri ile neyin yapı neyin güdü olduğunu çok net ayırıyor. Bu derecede bir soğukkanlılığa ne kadar hasret kaldığımı gösterdi.
🌻💐
@JacksonBoB2 Aşının vücudumuza etkileri konusunda skeptik olabiliriz ama aynı skeptik eğilimi aşı aleyhine argümanlar içinde kullanmak şartıyla.En son düşük bir ihtimal de olsa aşının kalp zarı iltihabına yol açabildiği söyleniyordu .Bu kadar geniş bir popülasyonu aşıladığınız zaman o düşük ihtimal gayet gözlemlenebilir hale geliyor.Fakat bu aşının çöpe atılması için yeterli bir sebep değil.Öyle olsa faz aşamalarını baştan geçemezdi zaten.Oranın da üst akıl tarafından yönetildiğini söylerseniz böyle bir tek el yönetimi bana pek mümkün görünmüyor.Neticede bilim camiası özünde toplumsal dinamik bir sistem ve dinamik sistemleri tümüyle kontrol etmek imkansıza yakın hatta belki imkansız.Aşı bu kadar ciddi komplikasyonlara yol açmasına rağmen faz aşamalarından geçmişse bilim camiasında çok genel bir paradigma hatası olması lazım ki gerçek dünyada sürekli test edilen bir şey için bu pek mümkün gözükmüyor.Her kültürden ve görüşten virolog,doktor,moleküler biyolog aşı konusunda büyük oranda hemfikirse benim de aşıya güvenmemek için pek bir sebebim yok.Şu an için aşının avantajları potansiyel dezavantajlarında net bir şekilde daha ağır.Ayrıca aşı olup olmamak sadece bireysel bir karar değil toplumsal bir karar aynı zamanda.Örneğin zahire ebolası gibi covid 19 dan kat ve kat öldürücülüğü yüksek bir virüsün yayılma hızı çok artıp pandemi haline dönüşseydi ve bunun aşısını bulsaydık hala kişileri aşılamayı onların özgür iradelerine mi bırakacaktık ?
@JacksonBoB2 Benim de sana bir sürprizim var. Tek derdin yalanlar falan değil. Gerçeğin şövalyesisin sen. En azından kafanda. Bu işin sonunda mucize çocukların haksız çıkmasını istiyorsun. Ama bir şey söyleyeyim mi kafanda yarattığın düşman bile gerçekte yok. Kafandaki disney villanları yok. Yarattığın düşmana dön bak.O kadar sığ motivasyonları var ki kahraman olmak isteyen birinin hayal gücünün ürünü oldukları çok açık. Aşıdan ölen biri varsa üzgünüm ama daha iyi bir çözümün asıl senin var mı ? Yanılma riskin almadığımızda her şey daha mı iyi olurdu gerçekten ? Ayrıca aşı taraftarı veya aşı karşıtlığı diye de bir pozisyon yok. O savaşın devam etmesini istiyorum demenin farklı bir versiyonu.Eldeki verilerinde ne görebiliyorsak ona göre pozisyon alıyoruz.Evet bu işin sonunda rockstarlar senin aşı karşıtı dediğin kısımda olabilirler. Bilime en büyük eleştiri yine bilimden geliyor nedense her zaman.Bir bilim karşıtının epistemik boşluklara sığınmaktan başka çalışan bir eleştiri ortaya koyduğuna daha şahit olamadım. Öngörülemeyen sonuçlar adı üzerinde öngörülemezdir. Üstelik ilk yazıda söylediğim tek şey sorgulamanı çift taraflı yapmandı. Aşı karşıtlarının gerçekten özgür iradeleriyle ve dünya vatandaşı olarak yaptığı sorgulamalar sonucu mu aşı karşıtı olduğunu düşünüyorsun ? Bizi tek tipleştiren şey bilim değil bilim bir sistemdir bir araştırma metodudur doğru bilgiye ulaşma çabamızda bir yöntemdir. Bizi tek tipleştiren şeyler tek tipleşme kaygısıdır. Sana bir sır vereyim en marjinal geçinenimiz bile çok farklı değil. Üst insanla köle arasındaki fark bir maymunla diğeri arasındaki farktan belki biraz daha fazla.Ama o kadar.
@JacksonBoB2 2 gün sana cevap aradığımı mı düşündün gerçekten ? İşte busun dostum sen. Tek derdin birilerinden yukarda olmak. Derdin gerçekler falan değil.Şu yazdıkların da itiraf niteliğinde.Daha beni tanımıyorsun. Tanımak istemediğin de çok açık.''kusura bakma küçük görmekten edemiyorum kendimi ama roman okusaydın kimsenin %100 kötü %100 iyi insan olmadığını bilirdin hayatta'' Şu bile yazdıklarımı zaten anlamadığını gösteriyor. Ayrıca roman okusaydın kısmına da çok güldüm hakkını helal et.İşte çok roman okumanın zararları. Tutarlı olan her şeyi gerçek zannediyorsun. Bir dön yarattığın düşmanlara bak. Tek tipleşmek budur işte. Seninle aynı düşmanları yaratan çok adam gördüm.Hepsi tesadüf mü ? Hepsi de biricik olduğunu düşünüyordu. Verdiğin her cevabı da daha önce aldım. Artık sen söylemeden biliyorum ne yazacağını.Kırmızı hapı aldığını düşünüyorsun değil mi ? Sistemin bütününü gördüğünü falan ? Kimsenin bilimin gerçek yüzünü görmediğini ama senin fark ettiğini,bütün bilimcilerin bilim felsefesinden,bilimin sınırlarından falan bihaber olduğunu düşünüyorsun.Bilim kapitalizmin elindeki oyuncak senin için ama bizim gibi düşük ruhlar bunu fark edemez.Tanrı olarak görürler bilimi. Sadece kırmızı hapı alanlar bunu görebilir. Diğerleri de ondan aşağıdadır. Soren alıntısı yapamazlar mesela. Sana tavsiye git mavi hapı al. Daha çok ihtiyacın var.
@JacksonBoB2 Düşüncelerimin arkasında seni görürsem ciddi ciddi şüphe etmeye başlarım. Çağrı,şişman,mr at surat yüksek iq tarzı şeyler içeren 10 yorum arka arkaya sıraladığında daha haklı hissediyorum. Her neyse yeterince vakit kaybettik galiba. Güle güle tatlım seni hakikat savaşından alıkoymayayım.
Bulup çıkardığınız insanların Türkçe konuşuyor olduğuna ve herşeye rağmen bu insanlarla da aynı ülkede yaşadığımıza bazen inanamıyorum.Alper hocanın varlığı bile tek başına kaçıp gitmekten vazgeçirebilir.
Duygularıma tercüman olmuş bu yorum resmen. Sizi dinlemek büyük keyif Alper hocam :)
Aynı yorum benim için de geçerli
Özellikle kapitalist sistemin yaratmak istediği "sabah 8 akşam 5 insanı" olmakta zorluk çekenleri anlayışla karşılamanız ve bu zorluk çekme durumunu bir "hak" olarak görmeniz kendime olan öz şefkatimi artırdı hocam. Bu kalıplara uyum sağlayamadığım için kendime fazla haksızlık yapıyormuşum. Sizi izledikten sonra resmen kırılma anı yaşadım. Teşekkürler...
Duygularımı tercüme etmissiniz
En önemli şey: Kendi hayatını yaşa.(Elimden geldiği kadar yapıyorum.) 2. şey insanlar aptaldır onları umursama. Artık özgürsün.(Kimseye zarar vermediğin sürece) NOT: Düşünürken yazan adam. Parantez içlerini refleksmiş gibi düşünmeden yazıyorum.
Alper hocayı geç buldum.. belki de tam zamanı benim için. Son 2-3 gündür full alper hocamın videolarını izliyorum. Bana çok iyi geldi, tam dalgalanma hakkımı kullanırken beni anlayan ya da anlayacak birileri varmış dedim. O beni bilmese de bana destek oldu. Sağ olun Alper Bey🙏
Kendime olan anlayış ve şefkatimi arttırıyorsunuz. Çok teşekkürler...
En sevdiğim program ve çok ara verilmezse sevinirim :)
Gerçekten mükemmel bir bölümdü... Yürekten teşekkür ediyorum.
🧠
Hep düşündüğüm fakat elimde datalar olmadığı için sanki öznel bir yorummuş gibi kalan tüm tespitlerimin karşılığını Alper Bey'in konuşmalarında buluyorum. Merakı, araştırma ve öğretme şevkini takdir ediyorum. Umarım daha sık videolarını izleme şansımız olur. Emeği geçen herkese tebrikler. Sevgiler.
sanki isviçredeymişim gibi modern hissettiren bir bölüm, hocam cidden özletmeyin 🧡
Daha önce İsviçre’de bulundunuz mu?
Aferin sana modern insan
Çok güzel anlattı ya. Nasıl ifade edebilirim bilmiyorum ama matematik gibi. Gerçekten ben bayıldım. Erkek ve kadın ayrımı konusunun nasıl yapılamayacağı bize eskiden öğretildiği gibi fıtrat meselesinin cinsiyetle ilgisi olmadığını o kadar güzel izah etti ki kendi adıma çok teşekkür ederim.
Alper Hoca sabaha kadar konuşsun ben de dinleyeyim istiyorum bazen. İnsanın kendiyle ve toplumla alakalı sorunlarına çok güzel kesikler atıyor ve hepimize aslında hissettiklerimizin ne kadar "normal" olduğunu hatırlatıyor. O yüzden bu videonun bize ulaşmasını sağlayan ne kadar insan varsa teşekkürler❤️
her bölüm daha iyiye gidiyor
Alper bey sanırım bu zamana kadar gördüğüm bana yakın en "normal" psikolog. Herhangi bir sorunum olduğunda direk ona gideceğime eminim. Bakış açınız biz de yalnız değiliz gibi bir düşünceye sokuyor beni. Teşekkür ederim.
Psikiyatr değil mi hocamız.
Alper Bey psikolog değil psikiyatr.
Woody Allen’ın Midnight in Paris filminde de işlenmişti Scott-Zelda-Hemingway ilişkisi.
Evet evet özellikle beraber daha çok takılıyorlardı, ben de Zelda neden bir an böyle garip hareketler yapıyor demiştim.
35:12 son 2 dakika beni o kadar rahatlatıp tatmin etti ki hocam, çok teşekkür ederim sizin bu engin fikirlerinizle bir sonuca varıp kendimi kabullenmemi sağladığınız için.Flu tv ye de ayrıca teşekkürler ediyorum sizi bizlerle tanıştırmasına.
şahane bir bölümdü devamını bekliyoruz
İnanılmaz. Kurulan her cümle o kadar değerli ki… Bu kanal olmasa bu mükemmel insanları böyle yakından dinlemeye şansını asla bulamazdım. Lütfen bu seri devam etsin 🙏🏻
Flu TV'de son gözbebeğimiz Alper Hoca 😍🥰
Uzun süredir dinlediğin en iyi sohbet olmuş. Mis miss 👍🏻👍🏻
oh bugün de hayata yeni bir bakış açısı, düşünecek yeni yeni şeyler kattık, mis gibi.
daha güçlü bi erkek olmak ister misin ? :D
Her yeni Alper hoca bölümü geldiğinde, yeni bölümü bir daha izliyorum, sonra eski bölümlere dönüyorum, onlari yine izliyorum. O kadar memnunum ki sizin FluTV ile buluştuğunuza. Ağzınıza, bilginize sağlık. Arayı açmayın lütfen.
Flu TV'nin en iyi bölümlerinden biri oldu. Tebrix!
inanılmaz bir adam. normalde iş güç yaparken arkada dinliyorum çoğu videoyu ama sayın doktorumuzu dinlerken nedense videoyu da izleme isteği hasıl oluyor içimde. müthiş.
Alper Bey'i bütün ülke dinlemeli anlatımı kuvvetli ve bilgili biri var olsun🙏🏻
Alper hocam sadece donanımlı ve bilgili değil, aynı zamanda müthiş bir hatipsiniz. Sebep sonuç ilişkileriniz, örgüyü kuruş şekliniz ve anlatım tarzınız fevkalade sürükleyici. İyi ki varsınız. Gurur veriyorsunuz. #AlperHasanoğlu
Tesadüfen mi yoksa bilinçli mi yaptınız bilmiyorum ama bu konunun Ebrar tartışmalarının üzerine denk gelmesi, Flu TV'nin toplumsal eğitime ciddi katkılarının olabileceği görüşümü iyice güçlendirdi. Flu izleyicileri olarak sizden tek ricam, hiç kimseyi düşünmüyorsanız bile kendi kapı önünüzü süpürürcesine çevrenizi Flu'yla tanıştırmanızdır.
Flu TV nin toplumsal eğitime ciddi katkılarının olduğu ve bunun etrafımızla paylaşımı konusunda sizinle aynı fikirdeyim. Benzetmenize ise yürekten katılıyorum. Sevgiler
Ebrar meselesi ne
maalesef ülkemizde ebrar meseleleri hiç bitmiyor. O yüzden bu video uzun süre güncel kalacaktır.
@@ranayeten8203 ebrar karakurt'un sevgilisiyle paylaştığı fotoğraf ile başlayan olaylar...
Kendini toplumsal eğitime adamış kişi İlker Canikligil 😎
Müthiş !
Alper Bey özletiyor ama özlettiğine değiyor.
Alper hoca anlatımı ile cidden fark yaratıyor. Konulara olan derin bilgisini insanı dinlettirecek bir üslupla birleştirince dinlemesi aşırı keyifli oluyor. RUclips taki en iyi programlardan biri tartışmasız bu seri
En başından beri çok ilgi çekici bir program. Emeğinize sağlık, yeni bölümü merakla bekliyorum
Hocam ben bunu ders niteliğinde açar açar dinlerim çok güzel bir video olmuş bilgilendirici ve tabu kırıcı çok iyi
Alper hocanın sakin bilgeliğine hayran kaldım.Düşündürücü ve sorgulatıcı bir bölüm olmuş. Emeğinize sağlık👍
Şov yapma
Aşırı kalite ve bilgi içeren bir Program olmuş inanın keşke bütün şeyler halen ne yazıkki milyonların izlediği tv lerde asıl ulaşması gereken kişilere ulaşma bilseydi bu tart kişilikleri tanıdıkça umudun olduğuna inaniyorum bu kanalda 100 e yakın içerik seyrettim bu icerikte en iyi ilk 20 listeme girdi👏👏👏👏
Hoca bu sakin tavrı ve fısıldar gibi konuşmasıyla nasıl başarıyor bilmiyorum ama bir noktadan sonra âdeta insanın dikkatini talep ve haciz ediyor. 😮👌
alper beyin tuyler urpetici bi sakinligi var ve bu beni cok rahatsiz ediyor.
Kişisel tahminim; mesleki dezenformasyon. Yani bir psikiyatristten öğrenmiştim, olabildigince rollerinden sıyrılıp danışanla o şekilde iletişim kurmaları gerekiyor. Bu nedenle soğuk veya sert gibi algılıyor olabiliriz.
Biseksüel olarak çığlık attım; BİLİYODUM. Teşekkürler hocam.
FluTv inceden aydınlanma çağını başlattınız. Her yayın bir öncekinden iyi oluyor.🙌🙌🙌
İlker Bey'in ısrarla sorduğu soruyu ve nedenini sanırım anlıyorum. Tüm kimlikleri ve rolleri reddedebileceğimizi ve yapay olduğunu söyleyebiliriz post-modern düşünce çerçevesinde, bu bir yerde kötülüğe ve hüzne doğru yönelmiş belki biraz da sıkışmış modernizme tepki olarak müthiş özgürlükçü bi dünya algılayışı sağladı bize. Yine de dönüp en başa gittiğimizde, her türlü reddediş sonrası ''ee neyim ben şimdi'' demek zorunda kalıyoruz. Alper Bey'in zannımca yanıldığı yer de tam olarak bu. Her şeyi reddederek geliyoruz en geriye kadar ama ''antropolojik bulgular böyle gösteriyor'' diye bir savunma oluyor ve ister istemez bir 'gerçeği' doğru kabul etmek zorunda kalıyoruz bu evrim olur ya da doğa olur farketmez, zaten herhangi bir şeyin ''doğal'' olmasının değerli olup olmadığıyla ilgili ortak bi kararımız yok ki insanlık olarak. Gerçi hoca birkaç kez foucault ile alakası yok dedi ama hemen hemen her şeyin foucault ile alakası var eğer kurmak istiyorsanız.
son zamanlarda youtube'da izlediğim en muazzam içeriklerden biri. harika moderasyon, müthiş sarih bir anlatım... ikinize de çok teşekkürler.
Alper beyin konushmalarini saatlerce dinlerim. Sanki benim fikirlerimi açıklıyor. Çok teşekkür ederim Flu Tv'ye.
Master tezimde toplumsal cinsiyet çalıştım ve çalıştığım fakülte yüzünden 4 yılın sonunda o tezi yazmaktansa kaydımı sildirmeye karar verdim. Bunu dinlemek o kadar iyi geldi ki... İlker hocaya ve Alper hocaya teşekkürler 🙏🏻💕
Muazzam yorumlar. Cok saygi duydum Alper Hocaya. Harika bir program olmus, tesekkurler!
Flu tv’de muhtelif içerikte bu tip bir çok video izledim, değerli pek çok bilgi edindim, sayenizde daha da aydınlandım. İlk defa bu video sonrası bir yorum yazma ihtiyacı hissettim. Sistemin tıp üzerinden neler yaptığını seziyordum ama psikiyatri alanındaki örneklerini, bu alandaki uzman kişilerin ağzından somut bilgilerle öğrenmek çok kıymetli ve bu bahsedilen kapitalist sistemdeki hayatın içinde bunları başka bir platformda duyabilme şansımız çok az. Sağ olun , var olun. Amacını, idealini hissediyorum, paylaşıyorum sevgili İlker. Hocamıza da çok teşekkürler, harika bir iş! 👏👏
İlker hocam, RAZİ CANİKLİGİL ZAMANI GELDİ ARTIK YENİ BÖLÜM PLS
Geçen gün İstanbul'a ofise gelmişti, o arada video çekmiş olabilirler 🤔 (umarım çekmişlerdir)
@@UlasYuksel o abd’nin afganistan’dan cekilmesinden onceydi diye hatirliyorum.
Hocam, ağzınıza sağlık, çok faydalı ve eğlenceli bir anlatım oldu. Devamı için beklemedeyiz...
Sevgili Alper Hocam, her sene bir dönem sizin videoları baştan izleme isteğim peak yapıyor. Varlığınız büyük şans...
Çok güzel bir bölümdü, teşekkürler. Ama İsviçre'de çalışan bir psikiyatri asistanı olarak bildiriyorum: burada da ekt uygulanıyor. Az sayıdaki klinik terapiye dirençli vakalarda ekt ile müdahale ediyor ve hastalara çok yardımcı olduğu durumlar da var.
hocam harikasınız, lütfen daha seri program çekin. benim flu bestim alper hoca
Alper bey etik değerlerden bahsediyor, toplumsal değerlerden değil. Toplumsal değerler için göreceli diyebiliriz ama etik değerler göreceli değildir. Çok iyi bir program olmuş. 👏👏👏👏
Göreceli olmayan birkaç etik değer söyler misiniz? İnsan eti yemenin bile doğal olduğu toplumlar var. Doğduğumuzda etik kurallarla mı geliyoruz sizce, çünkü eğer öğreniyorsak göreceli demektir...
Sn. @@bahadircolak cevabım çok geciktiği için kusuruma bakmayın. Özensiz bir cevaptan kaçındığım için biraz düşündüm ve programı bir kez daha izlemek istedim. Bu kez de düşüncelerim farklı konulara dağıldı.
Etik ve etik değerler konusunda okuma yapıyor olmama rağmen yazabilecek yetkinlikte bulmuyorum kendimi aslında. Bu konuda güvendiğim kaynak sevgili İoanna Kuçuradi.
Etik davranış biçimi için; diyebileceğim ve hep yapmaya çalıştığım, öyle bir davranışta ve eylemde olacaksınız ki, bu davranışınızın evrensel iyilikte olması istenci içinde olacaksınız. Etik ve etik değerleri anlatamayabilirim ama size neden bu konuya çok önem verdiğimi anlatmak isterim.
Gerçeklerin, doğruların ve değerlerin anlamını kaybettiği, edindiğimiz her bilginin doğruluğunu sorgulama ihtiyacı duyduğumuz, her şeyin yüzer gezer olduğu şu günlerde, bir yerlere son günlerin tabiriyle Çıpa ama ben Demirkubuz ( eski Türklere göre dünyanın merkezinden geçip, dünyayı evrene bağlayan demir çubuk) u daha çok seviyorum, ile bağlanma ihtiyacı duyuyorum. İnsanın sahip olduğu bilinç ile ( tüm evrensel sistem düşünüldüğünde ne kadar önemli tartışılır ayrı konu) İnsani bir takım değerleri ortaya koyup, bunlara sahip çıkmalı düşüncesi bana kendimi iyi hissettiriyor. Zaten görünen o ki; kurguda hata var ve olmadı sil baştana gidiyor. Ya da böyle olması gerekiyordu, bilmiyorum. Hiç değilse kalan süremde acaba daha farklı nasıl olabilirdiyi düşünürken, İnsani değerleri yeni baştan ele alıp, kendi değerlerimi, doğrularımı, eylemlerimi birbirine yakın tutmaya çalışıyorum. Kendi adıma, kendime göre üzerime düştüğünü düşündüğüm şeyleri yapmaya çalışıyorum. Şimdilik söyleyeceklerim bunlar.
Sevgiler
@@sibelozavc4282 Teşekkür ederim cevabınız için, çok zor bir soruydu aslında gerçekten. Şahsen, her insanın (hatta hayvanlar da) belli bir "merhamet ve şefkat" kapasitesine sahip olduğuna, doğal olarak etik davranacağına inanıyorum. Yani öz olarak iyiyiz aslında, durduk yerde bir zarar verme güdümüz yok (sağlıklı bireylerin), empati ve diğerine saygı normalde içimizde var bence. Kaynaklar için savaş gerekmedikçe bir sıkıntı yok, gayet etik davranabiliyoruz. Teorik olarak, insanlık aklını bilimi ve vicdanını düzgün kullansa, etik ortamın doğal olarak oluşacağına inanıyorum. Son dönemde dünyadaki en güzel şeyler hep win-win (kazan-kazan) ortaklıkları ile çıkıyor bunu da net görebiliyoruz. Kısacası hedefimiz sadece ben kazanayım değil de, herkes kazansın (ya da herkes iyi olsun) olunca bana göre insanlık coşuyor ve ilerliyor. Yani kendi kuyumuzu kazmak yerine birlikte kuyudan tırmanma, hatta o kadar ki galaktik bir medeniyet olma kapasitemiz bile var. Çeşitliliği kucaklar ve hatta kutlar, birbirimizi yargılamayı bırakırsak, doğal halimiz olabilecek en etik hal olur gibi geliyor. Ben sizi baştan kardeşim olarak gördüğümde sizi ne ezmeye çalışırım, ne de ezilmenize müsade ederim. Elbette herkesin kapasitesi aynı değil bu konuda, çoğu insan(ımız) hala şucu bucu olmanın tuzağında. Ama en azından artık isteyen bilgiye kolayca ulaşabiliyor (öyle bir derdi varsa). Bu arada bunlar hep kişisel fikirlerim, bu konuda bir araştırmışlığım falan yok. Sadece tecrübelerim ve hayata bakışım. Sevgiler saygılar, cevabınız için tekrar teşekkürler.
Sn. @@bahadircolak ben de aynı düşünceleri paylaşıyorum. Son zamanlarda umutsuzluğa kapılmaya başlamıştım ne yalan söyleyeyim. Fikir ve düşüncelerin size ait olması en iyisi. Bir Türkçe öğretmeninin sözü hep aklımdadır; “Yazarlar, önü parlak, arkası sırlı aynalar”. Aslında dediğiniz gibi çeşitliliği kucaklar, hatta kutlar, birbirimizi yargılamayı bırakırsak, doğal halimiz en potansiyeli yüksek etik halimiz olur. Cevabınız için çok teşekkür ederim. Sevgi ve saygılarımla
Benim esim Amerika’li. Yeni yeni beraber yasamaya basladigimizda butun ev islerine benimle esit derecede kostugu icin, yardimin icin tesekkur ederim demistim gayri ihtiyari. Yuzundeki saskinligi asla unutmam. Ne yardim etmesi, olur mu sen de calisiyorsun, ben de, is bolumu bu yardim degil demisti. O an anlamistim ki ben Turkiye’de eve hizmetci olarak konumlandirilirken ayni evde yasadigim abim gelecegin muhendisi olarak konumlandirilmisti. Abim hala ev isi yapmaz, yaptirir.
Ağlamak istiyorum :) şahane programdı
Baya iyi baya iyi. Cidden çok şey kattınız ve dinlerken aşırı zevk aldım, arayı fazla açmayalım lütfen!!
👏🏼👏🏼 harika program. Alper Hoca’yı daha çok görmek isteriz
Çok güzeldi Alper Hocam, farklı disiplinlerden de beslenerek anlattığınız şeyler harika 🥰bir bilim insanının öğrenmeye doyamaması çok güzel, bize aktarma şekliniz de çok güzel sizi seviyoruz ❤️
Ben Türkiyede 5 yaşımdan beri 20 sene geçirdikten sonra Moğolistana dönmüş bir Moğolum. Türkiye ve semavi dinin de etkisiyle benim bilinç altıma yerleşmiş sadakat anlayışına sahip olmam normal. Buna rağmen bizim Moğol kültürünün dünyada özel bir geçişe şahit olduklarını görüyorum. Bizimkiler avcı toplayacıdan endüstriyet çağa direk geçmek zorunda kalıp sonra da günümüz demokrasi sisteminde ayak uydurabilmiş nadir toplumlardan birisi. Bu sebeple hocamın açıkladığı o eski 190 binlik kültürden daha soft bir geçişe imza atmışlar. Burada geçirdiğim 4-5 yıllık süre zarfında sürekli olarak ortadoğu ve doğru avrupa kültürüne aşina olmuş olan bendeniz üstten bakma eğilime sahipti. Ancak bu son yıl itibariyle bunu yavaş yavaş kırıyorum. Çünkü buradaki "single mother" tabir edilen kesimin Türkiyede yüzdelik olarak 3. parti oyu alacak kadar geniş bir kitle olması bakış açımı değiştiridi. Çünkü ailelerin 18-20 yaşları arasında cinselliklerini yaşamlarına hiçbir engel olmadıkları gibi, kendi kızlarının mutluluğunu toplumun dayatmasının önünde tutuyor. Yine benzer şekilde yaş düzeyim sayesinde edindiğim arkadaşların çoğu 1-2 çocuktan sonra evlenmeleri aileleri tarafından garip karşılanmıyor. Biz bu hikayeleri hep batıdan duymaya alışkınız. Biliyorum ki asyada güney gobi çölünde hayat farklı bu sebeple oraya ile da kıyaslanacak veya genelleştirirelecek bir durum değil. Yine de dünyanın küçük bir yerinde küçük bir toplum: (affınıza sığınarak söylüyorum) semavi dinlerin baskıları veya tarım toplumun binlerce yıllık baskıları olmadan modernliğe eriştiler.
Aterkil kılıfı içerisinde olupta, bu kadar anerkil toplum olmasını sağlayan en büyuk etkenin bence eski sovyet müttefiği döneminde (sovyetlerin içerisinde değildi Moğolistan ) ortaya çıkan yeni yaşam tarzının ilk baştan itibaren kadın erkek iş yükümlülüklerini eşit olması uzun vaadede toplumsal gelir kimliklerini terkedemeyen erkeklerin geride kalmasını. Yine benzer domino etkisi ile büyük şehir içerisinde tepe yönetimi gene çok kısıtlı olsada real buisness alanında kadınların daha fazla düzenli gelire sahip olmasını sağladı. Benim kişisel olarak bu tutuma karşı şaşırdığım nokta ise: böyle bir açık ilişki sistemine çok anlayışlı olmasına karşı nereden geldiği belli olmayan bir ciddi anti LGBT+ kişilere karşı bilinçsizlilk. Hayatının 20 senesini Taksim ve beyoğlu çevresinde geçirmemden kaynaklı ciddi bir LGBT+ kişi tanıyorum. Burada onlara yöneltilen kalıplar o kadar ciddi ki gene de bu kadar olumlamaya karşı bizim toplumun bunu nasıl aşacağını görmek isterim.
RUclips'da şu ana kadar izlediğim en iyi program olabilir. Keşke birden fazla like edebilme şansımız olabilse.
İnanılmaz bir söyleşi olmuş, gerçek olamayacak kadar güzel. Rüya olup olmadığını anlamak zordu.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu üzerine konuşabilir misiniz?
İnsan ilişkisindeki fikirlerimi özellikle geçmiş dönemleri okudukça, kültürel değişimleri etrafıma anlattıkça sapık olarak gözükmüştüm. Hocam ağzınıza sağlık. Cinsellik bile yaşadığın kültüre bağlı bir durum.
Yıllardır savunduğum şeylerin özellikle bilir kişi diyebileceğim birinden duymak içime su serpti.
Uzun zamandır izlediğim en bilgilendirici ve zihin açan video olabilir. İyi ki Flu Tv var.
bütün videoları bitirmeye kıyamadım, iyice sindireyim diye baştan bir daha başladım. sonra dedim benim alper hocaya daha fazla maruz kalma ihtiyacım var, bütün kitaplarınızı sipariş ettim. böyle değerli bir insanla bizi tanıştırdığınız için teşekkürler.
Üstüste 2 defa dinledim..Hicbir kelimesi kacirilmamali!
+1
Alper hocanın üzerindeki tişörte bayıldım. Yunanca filosofos yazımasına aşık oldum ki Alper hocaya da nasıl iyi gitmiş sonuçta "someone who studies about the meaning of life". Geçen videolarda hoca bahsetmişti antik yunanca öğrenmeye çalıştığından ben de modern yunanca öğrenen biri olarak büyük hayranlık besledim. Muhabbetinize de öyle hocam. Böyle bir seri yaptığınız için bol bol teşekkürler.
Harika bölümdü. Keşke daha sık görsek hocamızı. Emeğinize sağlık.
Alper Hoca daha çok gelsin lütfen. Şahane bir bölümdü.
Tam anlamıyla harika bir bölümdü. Ortalarda İlker Hoca'nın " konuyu dağıtmıyorum değil mi? " diye şüpheye düştüğü konu ise tam tersine en bilgilendirici kısmı olmuş.
Çok aydınlatıcı bir konuşma. 👌👍🏽
Hocam gerçekten özletmeyin :)
Şimdiden özlüyorum hocam. Aklınıza ve dilinize sağlık. Sevgiler
Çok zevkli bir sohbet/konuşmaydı, teşekkürler🙏
En sevdiğim Flu TV programı...
Videoyu döngüye al özelliğini ilk defa kullanıyorum. 🔁🔁
Zelda'nın yaşamı KÜLT bir roman ve muhteşem bir film olabilirmiş ..Çok etkilendim.⚘
İnanılmaz bir adam innanilmaz bir program .. daha çok gelsin lütfen
ya iyi ki varsiniz ne diyeyim... Alper hocanın bağımlısı oldum...
Şahane bir programdı yine keşke daha sık görebilsek hocamızı🙏🏼💕
RUclips Türkiye'de bugüne kadar üretilmiş en iyi 10 içerikten biri olabilir.
23 yaşındayım ve bipolarım. Son üç yıldır malesef çok fazla kötü psikiyatrist deneyimim oldu. Benim iç dünyamı anlayacak, dert ettiğim konulara depresyon fantezim varmış gibi bakmayacak, karamsar düşünce yapımın bana gerçek etkisini böylesine net tanımlayacak ve z kuşağı şımarıklığı olarak görmeyecek, böylesine donanımlı kimseye rastlamadım. Bu yüzden hep yabancı doktorları dinlemeyi tercih ederim. Videonun cinsiyet eşitliği, ve cinsellik spektrumu kısmında bile türk bir doktor dinlediğime inanamıyordum. Ama özellikle videonun son kısmında, bipolar tanısı konulan ve yan etkileriyle hayatımı verimli bir şekilde yaşamamı imkansız hale getiren ilaçları kullanmayı yaklaşık bir yıl önce reddetmiş birisi olarak, gözyaşlarımı tutamadım. Siyaset bilimi öğrencisi olmamı, politikayla ve felsefeyle ilgili okumalar yapmamı hastalığımın tetikleyicisi olarak gören, hatta felsefe kitabı okumamı yasaklayan ve çok takıyosun sal abi biraz mottosuyla bana tonla ilaç yazan bir doktorum olmuştu. Ki bu içlerinden kıyasla en iyisiydi yani ne kadar kötülerine ne paralar döktüğümü siz düşünün. Ve gerçekten de şımarık ve hayalperest bir solcu feminist ve bu kapitalist düzene uyum sağlayamadığım için ruh hastası olmadığımın bana söylenmesine o kadar çok ihtiyacım vardı ki. Yıllardır tam olarak cümleye dökemediğim bu durumun random bir youtube videosunda birkaç cümleyle açıklanması gerçekten sarstı beni. Kendimi ve hastalığımı anlama sürecimde, ilaçsız ve gerçek terapiyle iyileşme inancımla doğru yolda olduğumu hissettirdiğiniz için teşekkür ederim. O kadar dert edindiğim, hayata öfkemin ve umutsuzluğum kaynağı olan önemli konuları 37 dakikada mükemmel bir şekilde açıkladınız ki, bu videonun ders olarak okutulması gerek.
Terapi sürecinizi okumak isterdim
Hocam keşke herkes birazcık da olsa sizin gibi düşünse, bu toplum aydınlanır..Kadının geçmişten günümüze kadar olan rollerini çok iyi eleştirdiniz.
Uzun süredir üzerine kafa yorduğum konulardı.Çok üst düzey bir yayın oldu.
Mükemmel bir video, felsefeyle birlikte en sevdiğim seri haline geldi. Ellerinize sağlık.
İnsan doğadaki bir hayvandan farklı var olmadığını anladığında ve bunu kabul ettiğinde daha huzurlu olacağını düşünüyorum. Gen aktarma isteğini, hayatta kalma isteğini, evrimi, davranışsal evrimi anlamamak ya da bunları reddetmek insanı tanrı yarattı ve her şeyi de onun için yarattı demekten ne farkı var. Hastanede doğan evde 4 duvar arasında büyümeye başlayan sonra mahalle derken şehirde yetişen bireyler yani doğadan kopuk onun bir parçası olduğunu unutan bireyler yetiştiriyoruz. Kendine bedenine yabancı... Siz de insan bu doğanın parçası değilmiş gibi konuşuyorsunuz. Bilincin var olması sizi diğer canlılardan çok ayrı kılmıyor. Cinsiyetleri socially constructed'a bağlamaya çalışmak, biyolojik temeli bu kadar yok saymak... Gerçekten çok garipsiyorum. İnsan yerleşik hayata geçmeden önce ya da doğadayken nasıl davranıyordu. Ya da şöyle sorayım: bilinç ortaya çıkmadan önce bellirli bir davranış sekli (ahlak kuralı- topluluk halinde yaşayan canlıların bir arada yaşamalarının temelini oluşturan kurallar bütünü- animal behaviour) yok muydu? yoksa bilinç açığa çıktı sonra kuralları mı oluşturduk? Genetik temeli, biyolojiyi çarpıtıyorsunuz. Populasyonlar özellikler bakımından (çok net görmekten az görmeye kadar, aynı şekilde duyma yetişini de ele alabiliriz.) yelpazelere sahipti ve çeşitlilik üretirler. Ama populasyonun büyük çoğunluğu genel bir ortalamaya sahiptir ve uçlarda yer alan bireyler mevcuttur. Bu durum cinsiyet içinde geçerlidir. Biyolojik olarak erkek olan bireylerin kadınları arzulama yelpazeleri vardır tabi ki erkek bireyleri arzulama yelpazeleri de vardır. Bu durum kadın bireyler için de geçerlidir. Burada önemli olan populasyonun ne kadarı bu yelpazenin neresinde yer aldığıdır. Sadece belirli bir kesimi ele alıp bütün bir populasyon için geçerli gibi lanse ettiğinizde bir çok birey bundan zarar görecektir. Tersi de doğrudur. Bilinç var oldu üzerine beden evrimleşmedi. Canlının hayatta kalması ve genlerini aktarabilmesi için beden ve bir çok bedensel özellik gelişti. Yani evrim.. Nasıl kulağımız, burnumuz geliştiyse daha iyi duyup daha iyi koku alıp tehlikelerden kaçıyor besine ulaşıyorsak, beyinimiz de gelişti daha iyi düşünmeye başladık belli bir noktadan sonra bilinç ortaya çıktı. Bu bilinç bedenden ayrı ve bağımsız değildir. Bu kendi bedenimiz kısmıydı. Bağırsak mikrobiyomuna girmiyorum bile (Vegan ve vejeteryan arkadaşların bunu konuyu araştırmalarını tavsiye ediyorum). Son olarak insan genomunda 1 baz değişimin nelere neden olduğu oradayken (gelişimsel farklılık davranışsal farklılığa neden olur) koskoca Y kromozomunun varlığı nelere nasıl davranışsal farklılıklara yol açtığını göz ardı duymak hayret vericidir. Doğadaki erkek ve dişi hayvanlara bakın evinizdeki dişi ve erkek kedilerinize bakın nasıl davranıyorlar? Konu insana geldi mi bu durumu kendiniz için neden kabul etmiyorsunuz? Zekanız mı Kibriniz mi? Kendimizi tanrı ya da yarı tanrı olarak görmeyi bırakalım.
Öleceğimizi bilen neden varım sorularıyla uğraşan lanetli birer hayvanız.
Videolarda Hocamınız söylediği bir çok seye katılıyorum. Katılmadığımız konuyu sadece ele aldım.
Bu konulara meraklı olanlar için aşağıya 1 belgesel ve Stanford üniversitesinin derslerini koyuyorum.
Rise Warriors Ape: ruclips.net/video/mvS3f8SE76I/видео.html
1. Introduction to Human Behavioral Biology:
ruclips.net/video/NNnIGh9g6fA/видео.html
2. Behavioral Evolution: ruclips.net/video/Y0Oa4Lp5fLE/видео.html
3. Behavioral Evolution II: ruclips.net/video/oKNAzl-XN4I/видео.html
.
.
.
Yine ufuk açıcı bir bölüm, teşekkürler
Umarız devamı çabuk gelir.
HARİKAA HOCAM LÜTFEN ÖZLETMEYİN
İçi ufuk açıcı bilgilerle dolu harika bir bölüm daha, ellerinize sağlık
Muhteşem bir söyleşi. Ufkum açıldı. Çok teşekkür ederim.
bence flu tv'nin gelmiş geçmiş en iyisi alper bey. akıyor
Alper hocayı ne zaman ve nerde görürsem göreyim istemsizce,çocukluğuna sarılıyor çocukluğum..Sevgiler Alper,al bu en sevdiğim misket,artık senin olsun.
Hocam, bu hikayeler, tam bizim dizi sektörüne uygun.
Hocam sohbetiniz çok güzel lütfen devam edin sakin bırakmayın bu videoları..
Alper Hoca özellikle cinsiyet ve eşcinsellikle ilgili kısmı o kadar oturaklı ve iyi ifade ediyor ki, lamı cimi yok yaygara yapan bütün lgbt'lilere ders olmalı bu iletişim ve içeriği.
Flu külliyatının en mükemmel içeriklerinden biri olmuş. Teşekkürler.
Beni bir teknolojik gelişmeler heyecanlandırırdı. Flu Tv ile yollarım kesiştiğinden beri artık burasıda heyecanlandırıyor.
Alper Hasanoğlu çok sempatik adam🙃
İnsanlarla olan ilişkilerimizde beklentilerimizi açık bir iletişimle ve o ilişkiye özel bir şekilde belirlemek toplumun önüne hazır olarak sunduğu ilişki tipinden bana daha yararlı geliyor. İlker Hocanın bahsettiği "sıfırlama"da ben bir sıfırlamadan çok bir yenilenme görüyorum tıpkı işletim sistemi değiştirmek gibi. İnsanlarla ilişkilerimiz üzerine iletişimimizi açık bir şekilde kurarsak birbirimize karşı gireceğimiz (gireceksek tabii) rollerimiz de bizi akıl sağlımızdan etmez ve daha bilinçli bir hayat yaşamış oluruz. Bu güzel ve ufuk açıcı bölüm için çok teşekkürler saolun varolun.