•^> Jeon Jungkook ile hayal et ★ •^> Fikir bana aittir başka bir yerde varsa bile kesinlikle görmedim (çalmayınız) •^> Smut bulunmuyor •^> Yazım yanlışları için üzgünüm •^> Yazan: Jijeontaen •^> oneshot: tek bölümlük ☆Patronun Seni Aile Yemeğine Davet Eder☆ Jeon Jungkook - 29 ★¦> Choi Namra - 28 ★¦> *Minik bir bilgilendirme* _bu kurgu değişiklik olması amacıyla, topluluğuma yazmış olduğunuz kelimeleri kullanarak yapılmıştır, kelimeleriniz koyu renkli yazılardadır..._ _Namra'dan~_ (...) Şirket telefonunun çalması ile kafamı gömmüş olduğum dosyalardan kaldırmış ve telefonu açıp, kulağıma götürmüştüm. _kulağıma telefonu götürmem ile işitmiş olduğum sesle, sesin sahibini anlamam zor olmamıştı.._ _Jungkook:_ Namra? _Namra:_ evet Bay Jeon? diye sorar ses tonumla konuşmuş ve ondan gelecek olan sesi beklemiştim. _Jungkook:_ senden istemiş olduğum *Savcı* Bay Lee hakkındaki dosya tamam mı? _Namra:_ ah, evet Bay Jeon az önce onunla alakalı araştırmalarım bitti.. demiştim kendimden epey emin bir şekilde.. _Jungkook:_ peki o hâlde, dosyayı bana getirir misin? _Namra:_ elbette Bay Jeon, hemen getiriyorum.. diye konuşmam ile konuşmamız son bulmuş ve ben masamın üzerinde bulunan siyah kapaklı dosyayı alarak, Bay Jeon'un odasına doğru ilerlemeye başlamıştım. Benim odamdan birkaç adım ötede bulunuyordu onun odası, bu yüzden kapısının önüne ulaşmam çokta uzun sürmemişti. Kapısının önünde durmam ile kapıyı tıklatmış ve komutu aldıktan sonra içeriye girmiştim. İçeriye girmem ile sandalyesinde oturup, beni dikkatle baştan aşağıya süzen Bay Jeon ile şaşırmış ancak şaşkınlığımı belli etmemeye çalışarak yanına doğru adımlayıp, elimde tutmuş olduğum dosyayı ona uzatmıştım. _dosyayı ona uzatırken, neden ölen bir savcıyı araştırmış olduğumu soracaktım ki, Bay Jeon boğazını temizleyerek konuşmaya başlamıştı._ _Jungkook:_ biliyorum normalde sadece şirket işleri ile sorumlusun ancak.. diye konuşup, kısa bir *nefes* alıp verdikten sonra cümlesini tamamlamak için tekrar konuşmaya başlamıştı. _Jungkook:_ bugün bizim *aile* bireylerinin toplanıp, birlikte *aile yemeği* yiyeceği bir organizasyon var ve bu organizasyonu *babam* düzenliyor.. _Jungkook:_ yani benimde gitmem gerekiyor ancak tek başıma gitmek istemiyorum, benimle gelir misin Namra? diye beklemediğim bir anda beklemediğim bir soru ile karşı karşıya kalmıştım ki, şaşkın bir ifadeyle yüzüne bakmaya başlamıştım. _bir yandan içimden _*_banane_*_ onun aile yemeğinden diye geçirirken, diğer yandan ise benide yanında istemesinin bir sebebi olmalı diye düşünüyordum.._ _Jungkook:_ biliyorum seni böyle bir şeye davet etmem sana garip gelebilir ancak orada tek başıma durabileceğimi sanmıyorum.. _Namra:_ Aa.. şey aslına bakılırsa Bay Jeon bu akşam bir işim yok gelebilirim sizinle ancak bu bir aile yemeğiymiş, benim size katılıyor olmam hoş karşılanmaz... _Jungkook:_ biliyorum, o kısmı sen bana bırak.. _Jungkook:_ gelecek misin..? Benimle.. diye konuşması ile *ikilemde* kalmış ve düşünmeye başlamıştım.. _insanlarla kolay anlaşabilen ve iletişim kurmada güçlük çekmeyen biri olduğum için ve üstelik değişik yerlere giderek deneyim kazanmayı sevdiğim için Bay Jeon'a katılmaktan zarar gelmez diye düşünüp, cevabımı vermek üzere ağzımı aralamıştım.._ _Namra:_ peki, Bay Jeon öyleyse gelebilirim sizinle.. diye cevabımı vermem ile yüzünde ufak bir tebessüm oluşturmuştu. _Jungkook:_ teşekkür ederim Namra.. o hâlde şimdi çıkabilirsin şirketten, saat 6'da seni almaya geleceğim hmm..? diye konuşması ile sadece başımla onu onaylamış ve önünde saygı ile eğilerek odasından çıkmıştım. Bay Jeon'un odasından çıktıktan sonra odama uğrayıp, *mor* minik el çantamı ve masamın üzerindeki telefonumu alıp, asansöre doğru yönelmiş ve aşağı kata doğru inmeye başlamıştım. (...) Aşağı kata inip, sekreterliğin olduğu yerden geçip gidiyordum ki, sekreter Bayan Anna beni durdurup elinde tutmuş olduğu poşeti bana doğru uzatmıştı. Elindeki poşeti bana uzatması ile kaşlarımı çatmış bir şekilde ona bakıyordum ki, Anna konuşmaya başlamıştı. _Anna:_ Bay Jeon bu poşeti size vermemizi istedi.. diye konuştuktan sonra benim konuşmama vakit kalmadan yanımdan ayrılarak, sekreterliğin oraya gelen müşterinin yanına dönmüştü. ben ise hâlâ kaşlarımı çatarak poşete bakmaya devam ediyordum ki, içindeki şeyin ne olduğunu merak edip poşeti açmam ile bir kağıt ile karşılaşmıştım. kağıtın üzerinde _"bugün benimle yemeğe gelirken senin için özenle seçmiş olduğum bu elbiseyi giymeni istiyorum Namra, tekrardan teklifimi kabul ettiğin için teşekkür ederim..."_ yazıyordu.. Kağıtın üzerindeki yazıları okumam ile kaşlarım gitgide çatılmıştı ve neden bana Bay Jeon'un elbise aldığını sorgulamaya başlamıştım ki, "herhalde aile yemeğine davet ettiği için mahçup olmamak adına almış" diye düşünmüş ve çok kafama takmadan kağıtı tekrar elimdeki poşete koyup şirketten çıkmıştım. (...) *Ara sokaklarda* dolaşırken gözüm ufak bir manavın tezgahında bulunan *mangolara* ilişmiş ve hızla manava doğru adımlayıp, birkaç tane mango seçtikten sonra, ödeyip manavdan ayrılmıştım. Kısa sürede eve varmam ile hızla saati kontrol etmiş ve saatin _16.28_ olduğunu görmem ile telaşla odama doğru ilerleyerek hazırlanmaya başlamıştım. (...) Tamamen hazır olduktan sonra kendimi aynanın karşısında süzmeye başlamıştım. _Bay Jeon'un bugün giymem için aldığı elbise adeta bana farklı bir _*_aura_*_ kazandırmıştı._ _elbise bedenime tam oturmuş ve üstelik Bay Jeon'un seçimine de hayran kalmıştım, seçtiği elbiseden belli olduğu üzere epey iyi bir zevki olduğu söylenebilirdi.._ _salık bırakmış olduğum _*_kahverengi_*_ saçım, takmış olduğum takılarım ile de üzerimdeki elbise tam bir bütün oluşturmuştu.._ Aynadan kendime büyük bir heyecanla bakmaya devam ediyordum ki *tahta* küçük sehpanın üzerindeki telefonum çalmaya başlamıştı. Hızla aynadan kendimi süzmeyi bırakıp, çalmaya devam eden telefonuma doğru ilerlemiş ve telefonun ekranından gördüğüm isim ile hemen saati kontrol edip, aklıma şirketten ayrılmadan önce Bay Jeon'un 6'da beni alacağı gelmişti.. Daha fazla bekletmeden hızla telefonu açıp, konuşmaya başlamıştım. _Namra:_ efendim Bay Jeon? _Jungkook:_ hazır mısın Namra? Senin evine doğru geliyorum.. _Namra:_ ah.. evet Bay Jeon, hazırım.. _Jungkook:_ tamam o hâlde 5 dakikaya kapının önünde olurum.. demesi ile konuşmayı sonlandırmıştık. (...) Binadan dışarıya adımımı atmam ile tam zamanlamayla Bay Jeon'da gelmiş ve hızla arabasına doğru adımlayarak Bay Jeon'un yanındaki koltuğa oturmuştum. _Jungkook:_ hoşgeldin asistan _Namra:_ hoşbuldum Bay Jeon diye arabaya biner binmez konuşmamın ardından Bay Jeon arabayı çalıştırmış ve gideceğimiz yere sürmeye başlamıştı. Araba hareket etmeye başladıktan sonra aramızda kısa bir sessizlik oluşmuş ve bunu Bay Jeon bozmuştu. _Jungkook:_ elbise.. güzel olmuş... diye beklemediğim bir anda Bay Jeon'un konuşması ile hızla oturduğum yerden üzerime bakınmış ve yüzümde sıcak bir tebessüm oluşturarak konuşmuştum. _Namra:_ teşekkür ederim Bay Jeon, hem iltifatınız hemde elbise için.. diye konuşmam ile konuşmamış sadece tebessüm etmişti. Yine aramızda sessizlik oluşmaya başlamıştı ki, bu sefer ben konuşmaya başlamıştım. _Namra:_ Bay Jeon.. bir mahsuru yoksa neden beni aile yemeğine götürmek istediğinizi öğrenebilir miyim..? diye bu sefer onun beklemediği bir anda beklemediği bir soru ile karşı karşıya kalınca önce kısaca gözünü yoldan ayırıp bana bakmış, ardından ise konuşmak için ağzını aralamıştı. _Jungkook:_ seni götürmek istiyorum çünkü herhangi bir durumda beni sakinleştirebilecek tek kişi sensin.. diye konuşması ile ne demek istediğini anlayamamıştım ki, bunu anlayıp konuşmaya başlamıştı. _Jungkook:_ babam ile aram düşülenenin aksine iyi değil, şirket bana ondan geçti fakat geçmesinin nedeni onun tek çocuğu olduğum ve o artık şirketi tek başına yönetebilecek güçlükte olmadığı içindi.. _Namra:_ babanız ile aranızın iyi olmamasının bir nedeni var mı Bay Jeon..? _Jungkook:_ annem.. diye lafını bölüp, derin bir nefes alıp verdikten sonra tekrardan konuşmaya başlamıştı ve ben ise kaşlarımı çatarak onu dikkatle dinlemeye başlamıştım. _Jungkook:_ ben küçükken bir anda kayboldu, neden kayboldu, nereye gitti, şuan nerede ve daha nice soruların cevabını ise bilmiyorum.. diye konuşması ile iyice şaşkınlıkla kaşlarım çatılmaya başlamıştı. _Jungkook:_ ben 5-6 yaşındayken evde bana bakmak ile görevli olan bakıcımın yanındayken evden sesler yükselmeye başlamıştı, sesler annem ve babamdan geliyordu ve ciddi bir *kavga* içerisindeydiler _Jungkook:_ bakıcım bunu farkedince kulaklarımı eliyle kapatarak beni bahçeye çıkarmıştı ve uzun bir süre sonra eve girmiştik, ben bakıcım ile eve girdikten sonra odama girmiştim ki annemle karşılaşmıştım, tavırları öncekilerinden farklıydı ancak bunun farkına o zaman varamamıştım.. _Namra:_ peki kavga sebepleri neymiş Bay Jeon, biliyor musunuz? *_Devamı Aşağıda_*
*_Devam 1_*_ ★_ _Jungkook:_ hayır, bana bu tarz durumlar o zamanlar küçük olduğum için yansıtılmazdı, ayrıca o günden sonra defalarca babama bunu sormama rağmen geçerli bir yanıt alamadım.. diye konuşması ile anlamış bir şekilde kafamı sallamıştım. _Jungkook:_ kavgalarının ertesi günü annemi birdaha göremedim, adeta yer yarılmıştıda içine girmişti. _Jungkook:_ ancak şöyle ki, annem evden ayrıldıktan sonra babam ile *boşanmış* hatta boşanma davalarını da bugün sana araştırmanı istemiş olduğum kişi yapmış.. _Namra:_ o hâlde babanız, annenizin nerede olduğunu biliyordur? _Jungkook:_ muhtemelen öyle ancak bana hiç bir zaman annemin nerede olduğunu, neden bizi bıraktığını söylemedi.. _Jungkook:_ tek söylemiş olduğu şey "o *yurtdışına* gidip *ülke* değiştirmiştir" cümlesiydi.. _Jungkook:_ ancak ben öyle olduğunu sanmıyorum çünkü babam, annemden *nefret* edebilmem için elinden geleni küçüklüğümden beri yapıyor.. _Jungkook:_ onun bize *ihanet* ettiğini ve onu *sevmemem* gerektiğini söyledi her zaman ancak babam her ne kadar ondan içten içe nefret duymamı istesede bu *benlik* değildi.. anneme karşı ne olup, olmadığını bilmesemde asla nefret duymadım.. _Namra:_ bence en iyisini yapmışsınız Bay Jeon, olayın tam olarak ne olduğunu bilmeden kesin bir yargıya varmak, mantıklı bir karar olmazdı.. diye konuşmam ile beni onaylar bir şekilde mırıltılar çıkarmış ve direksiyonu sağa doğru kırarak, bir bahçeye girmemizi sağlamıştı ki, ben gelmiş olduğumuzu anlamış ve hızla arabanın camından *malikane* denebilecek yeri incelemeye başlamıştım. Ben arabanın camından bu devasa denebilecek malikaneyi incelemeye devam ediyordum ki, arkamdan bir ses işitmiştim. _Jungkook:_ sen inmiyorsun galiba? diye Bay Jeon'un sesini ardından ise kıkırtısını işitmiştim ki, hızla ona doğru kafamı çevirerek "ineceğim" demiştim. (...) Arabadan inmem ile ben hâlâ bahçeyi ve gireceğimiz bu devasa yapıtın dışını inceliyordum ki gözüm bahçenin garaj kısmındaki ortalama *on beş* tane kadar bulunan arabalara takılmıştı. Arabaları görmem ile içimden "içerisi epey kalabalık olmalı" diye geçirmiştim ki, Bay Jeon'un benim epey önümde olduğunu farketmem ile hızla topuklu ayakkabılarım ile yanına adımlayıp, ona yetişmiştim ki konuşmaya başlamıştı. _Jungkook:_ içeride birçok kişi olacaktır, seni tanımıyor oldukları için başını ağrıtabilirler, bunun için şimdiden üzgünüm ve senin neden geldiğini soracak olduklarında bana bırak hmm..? diye konuşması ile başımla onu onaylamıştım. kapıdan içeriye adımlamamız ile ilk olarak gözümü içerisinin yoğun ışıklarından ve açık renkler ile dizayn edinmesinden kaynaklı olarak çıkıp, adeta kapıdan girenin yüzüne vuran *parıltı* almış. Ardından ise gözüm içeriye girer girmez, duvara sabitli bir şekilde bulunan büyük *kitaplık* ve içerisindeki *kitaplara* çarpmıştı. _kitapları epey seven biri olarak, bu kitaplık benim için epey dikkat çekiciydi..._ Kitaplığa ve içerisindeki çeşit çeşit kitaplara bakarak yürümeye devam ediyordum ki, Bay Jeon'un beni dürtmesi ile dikkatim ona doğru çevrilmişti. Benim ona doğru dönüp, dikkatimi ona vermem ile o aramızdaki boy farkından dolayı biraz kulağıma doğru eğilmiş ve fısıldamaya başlamıştı. _Jungkook:_ geldik, şurası salon ve bugün burada aile yemeği yenilecek, seni sorduklarında kısaca kendini tanıtman yeterli, devamını dediğim gibi ben getiririm.. diye fısıldamasını bitirmesi ile konuşmamış ve sadece onu onaylar biçimde kafamı sallamıştım. _onun kulağıma doğru eğilip, fısıldaması nedensizce içimde _*_kelebeklerin_*_ uçuşmasını sağlamıştı..._ Salona doğru adımlayıp, girmiştik ki herkesin yüzü bize doğru çevrilmişti. _normalde gerek yaptığım iş dolayısıyla, gerekte yapım gereği böyle durumlarda kendimi değişik hissetmezdim ancak bu sefer herkesin garip bakışları yüzünden kendimi diken altında gibi hissediyordum..._ Hızla Bay Jeon ile beraber bize doğru bakan bir *grup* benim tanımadığım, Bay Jeon'un akrabalarının yanına doğru adımlamıştık ki, herkesin gözü Bay Jeon'dan önce bana çevrilmişti.. _belli ki herkes beni merak ediyordu.._ Tam aralarından birkaçının ağzını aralayıp konuşacağı sıra, masanın başında oturuyor oluşundan dolayı anladığım, Bay Jeon'un babası konuşmaya başlamıştı. _J.B:_ bu da kim Jungkook? diye beni kastederek konuşması ile Bay Jeon konuşmaya başlamıştı. _Jungkook:_ yakında bu aileye katılacak biri baba, yakında benim eşim olacak kişi.. diye beklemediğim bir açıklama ile hızla kafamı gözlerimi olabildiğince açarak, Bay Jeon'a doğru çevirip, öyle olmadığını söylemek adına ağzımı aralayacağım sıra, Bay Jeon bunu anlayarak susmam için beni dürtmeye başlamıştı. _ne yani "sen bana bırak, ben o kısmı halledeceğim" dediği kısmı bu şekilde mi halledecekti..._ Benimle beraber masadaki herkeste gözlerini olabildiğince açarak şaşkınlıkla bize doğru bakıyordu ki, olayı toparlayabilmek adına hızla kendimi tanıtmaya başlamıştım. _Namra:_ merhaba, ben Choi Namra Bay- ah yani Jungkook'un asistanıyım aynı zamanda, tanıştığıma memnun oldum.. diye içimdeki heyecanı dengelemeye çalışarak konuşup, saygı ile eğildikten sonra Bay Jeon ile beraber bizde masaya geçip, oturmuştuk.. (...) Yemeğin ortalarına doğru sessizlik bozulmuş ve konuşulmaya başlanmıştı ancak ben elbette onların konularını ailelerinden olmadığım için anlamıyordum ancak Bay Jeon elbette ki anlıyordu. Sorunsuz bir şekilde yemeği yemeye devam ediyorduk ki, yemeğin başından beri bana garip bir şekilde bakan *adamlardan* biri konuşmaya başlamıştı ki, Bay Jeon ağzındaki lokmayı bile onun konuşmaya başlaması ile zor yutmuştu. _X¹:_ umarım yanlış kişilerle, yanlış yollara adım atarak kimse iyi yoldan sapıpta birileri gibi aramızdan ayrılmak zorunda kalmaz.. diye onun konuşması ile ilk olarak Bay Jeon ona doğru kaşlarını çatarak bakmış ardından ise, elinde tutmuş olduğu çatalı iyice sıkarak tabağındaki son parçaları da yemeye devam ediyordu ancak ben bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamıştım. _Bay Jeon _*_sinir hastası_*_ olacak düzeyde _*_sinirli_*_ bir insan değildi ancak sinirlendiği zaman onun sinirini dindirebilmek epey zordu.._ _onun şirketinde sadece 1 senedir çalışıyordum ve onu 1 senedir tanıyordum ancak bunu kolayca ilk günden anlayabilmiştim.._ _şimdide yavaştan sinirleniyor ve alnı sinirden düz bir çizgi hâlini alıyordu..._ _X¹:_ sonrası *iğrenç* ve *üzüntüler* ile geçen bir hayata mâl olabiliyor, özellikle geride kalanlar için.. diye tekrardan konuşmaya başlaması ile Bay Jeon elindeki çatalı bırakmış ve yemek tabağının yanındaki içi su dolu bardağı alıp, birkaç yudum içmiş ardından ise boş bakışlar ile bakınırken elindeki bardağı sıkmaya başlamıştı. _işler yolunda gidiyor gibi görünmediği için stresle Bay Jeon'a bakıyordum ancak o beni farketmiyordu bile.._ _X¹:_ elbette gidenin bu tür şeyler umrumda olmuyor, onlar sadece paranın derdinde olabiliyor onlar geride kalanların *acısından* ve ne *zorluklar* çektiğini anlamayan çıkarcı insanlar oluyor genelde.. diye son damlayı da, doldurması ile Bay Jeon'un elinde sıkıyor olduğu su bardağı onun elinde patlamış ve elinden *kucağına* doğru *kanlar* akmaya başlamıştı ki, masadaki herkes korkak ve şaşkın tavırlar ile ona bakarken, o adam sırıtıyor, Bay Jeon ise sinirle bir şey söylemeden ayağa kalkarak bahçeye doğru adımlar atıyordu. Bende hemen Bay Jeon'un ardından masadan kalkmış ve masadaki herkesten özür dileyip, arabasına binen Bay Jeon'un peşinden ilerlemiştim. Benim arabaya binmem ile Bay Jeon hızla arabayı çalıştırmış ve sürmeye başlamıştı. O arabayı sürerken, sinirle gerilmiş olan yüzüne ve hâlâ kanamaya devam eden eline bakıp duruyordum ki, yine içimdeki sesi dinleyerek konuşmaya başlamıştım. _Namra:_ Bay Jeon.. ışıkların orada bir eczane görüyorum, arabayı orada bir kenara çekip duramaz mısınız? Eliniz bu şekilde mikrop kapacak.. diye konuşmuştum ancak o beni duymasına rağmen bir tepki vermemişti. _Namra:_ lütfen.. sizin iyiliğiniz adına.. diye yalvarır gözlerle bakmaya başlamıştım ki, kafasını bana doğru çevirip kısaca gözümün en derinliklerine bakmış ardından ışıkların yakınına gelmemiz ile aracı müsait bir yerde durdurmuştu. Onun aracı durdurması ile hemen inmiş ve eczaneye doğru adımlamıştım. (...) Kısa sürede Bay Jeon'un yanına elimdeki eczane poşeti ile dönmüş ve şoför koltuğunda oturan Bay Jeon'a doğru dönerek konuşmaya başlamıştım. _Namra:_ elinizi bana uzatır mısınız? Size pansuman yapacağım.. diye konuşmam ile bana bakarak, bana doğru dönmüş ve elini uzatmıştı. Hızla poşetin içinden pansuman malzemelerini çıkartıp, pansuman yapmaya başlamıştım ki, elimde olmayarak konuşmuştum. _Namra:_ neden sinirinize hakim olamadınız? Şu halinize baksanıza, o istediğini elde etti ve siz onun eline bunu verdiniz.. _Namra:_ sinirleniyor oluşunuzdan anneniz hakkında saçma kelimeler kullandığını anladım ancak yinede bu şekilde davranmamalısınız Bay Jeon.. _Jungkook:_ bugün işin var mı evde? diye benden sonra konuşması ile şaşırarak cevaplamıştım. *_Devamı Aşağıda_*
*_Devam 2_*_ ★_ _Namra:_ yok, bugün tamamen boşum.. neden? _Jungkook:_ güzel.. diye cevaplamış ve pansuman işlemini bitirmem ile hızla elini çekip, tekrardan arabayı çalıştırınca konuşmuştum. _Namra:_ eve geçince ağrınız olursa diye ağrı kesici *hap* da almıştım.. diye konuşmuş ve hapı göstererek benim oturduğum kısmın kapıdaki çekmecesine koymuştum. (...) Arabanın içerisi adeta soğuk hava deposuna dönmüştü ki, ortamı yumuşatıp Bay Jeon'un olayı geçiştirmesini sağlamak amacıyla hızla çantamın fermuarını açmış ve evden çıkmadan önce çantamın içine koyduğum bıçak ve mangoyu çıkartmıştım. mangoyu, bir anda kesmeye başlamam ile Bay Jeon bana doğru dönerek ne yaptığımı anlamaya çalışarak bakmaya başlayınca konuşmuştum. _Namra:_ öğlen eve giderken manavın birinin tezgahında bu mangoları gördüm ve birkaç tane aldım, sizinle de paylaşacağım şimdi en sevdiğim meyveyi.. diye konuşmam ile kahkaha atmaya başlayınca, bende yüzümde tebessüm oluşturmuştum. _Jungkook:_ sen şimdi evden çıktığından beri çantanda mango mu taşıyorsun? _Namra:_ evet diye tekrardan onu doğrulamam ile bir sefer daha kahkaha atıp, konuşmuştu. _Jungkook:_ cidden eğlenceli bir kişiliğin var.. diye konuşmasını bitirmesi ile kesmiş olduğum mango dilimlerinden birini ona doğru uzatınca, gülerek alıp yemeye başlamıştı. (...) Bir süre daha yol gittikten sonra arabayı bir *deniz* kenarında durdurmuştu ve arabadan inmişti. Bende onun arkasından hızla inmiş ve Bay Jeon'u takip etmeye başlamıştım. _bende moralimin bozuk olduğu zamanlar _*_kumsal_*_ ve sahillere gelip, kafamı dinlendirirdim, demek ki Bay Jeon'da benim gibi_ diye düşünerek onu takip etmeye devam ediyordum. Onu takip etmeye devam ediyordum ki, bir ağacın önünde anlamadığım bir şekilde durmuştuk. Anlamayarak, Bay Jeon'un tam yanına geçip ona bakmaya başlayınca konuşmuştu. _Jungkook:_ bu ağaç, bu deniz kenarında bulunan tek bu türdeki ağaç.. _Jungkook:_ bunu annem daha kaybolmadan önce beraber buraya geldiğimiz zaman *fidanken* beraber dikmiştik.. _Jungkook:_ ağacın şu dalında olan sarı bez de, o gün annem ile bizim fidanımız belli olsun diye taktığımız bez.. diye konuşmuş ve bana eliyle o dala asılı bezi göstermişti. _Jungkook:_ o kaybolduktan sonra neredeyse her gün buraya gelir ve bu ağacı kontrol ederdim, diktikten bir süre sonra gövdesi büyümeye başladığı için bez yavaştan kopacak dereceye gelince, gövdesinden çıkarıp dala taktım.. demiş ve deniz kenarında bulunan banklara doğru ilerlemeye başlamıştı. Hemen arkasından ilerleyip, bende yanına oturmuştum ki, konuşmaya başladım. _Namra:_ o, bugün yemekte konuşan kişinin bir bildiği olabilir mi..? _Jungkook:_ hıhım.. annemin aslında gerçek annem olmadığını, beni doğuran annemin doğumda öldüğünü söyledi bir zamanlar, o ise bana bakıcılık yapmak için geldiği zaman ben büyüyene kadar bakıp, annelik yapacağını ve sonunda parasını alacağını anlaşmışlar babamla.. _Namra:_ bu gerçek değil, öyle değil mi? _Jungkook:_ bazı konularda uyuşuyor ama böyle düşünmemeye çalışıyorum.. _Jungkook:_ sanırım bu konuda tek bana bilgi verebilecek ve inanacağım kişi bugün senden araştırmanı istediğim savcıydı ama o da bir gün, *ajan* suçlamaları ile *ceza* almış ve girdiği hapishanede parmaklıklar ardında ölmüş.. diyerek dalgaları izlemeyi bırakmayarak konuşmasını bitirmişti. _Namra:_ geçmişi geçmişte ve öyle bırakmak en iyisi gibi görünüyor, yoksa kafaya taktıkça derin yaralar açabiliyor.. diye konuşmuş ve konuyu Bay Jeon'un annesinden çevirmiştim. _Namra:_ benim babam *sorumsuz* biriydi, beni hiç bir anlamda düşünmez, sadece kendini düşünen bencil bir yapısı vardı.. diye konuşmam ile kafasını dalgaları izlemekten, bana doğru çevirmişti. _Namra:_ annem ben daha küçükken hastalığa yakalanıp, öldü ve ondan sonra ben babamla kaldım.. _Namra:_ ancak babamın yanında kalmak bana epey zorluklar çıkarttı, *okul* hayatım olsun *hedeflerim* olsun hepsi berbat bir hâle bürünüyordu.. _Namra:_ en sonunda lise sona giderken, tam zamanlı bir iş buldum ve orada çalışarak yurda geçip, kendi yurt paramı ödemeye başladım.. _Namra:_ ben *üniversitedeyken* , babam kalp krizi geçirerek öldü ve hayatımın geri kalanında tek başıma kaldım, akrabalar ile de hiç bir zaman yakın olmadığımız için, tek tabanca ve tek kurşunum.. demiş ve yüzümde acı bir gülümseme oluşturmuştum ki, Bay Jeon konuşmaya başlamıştı. _Jungkook:_ ileride içecek satan bir yer görüyorum, içecek alıp geleceğim ne istersin? _az önce benim konuyu değiştirmeye çalıştığım gibi bu sefer de o değiştirmek istiyordu.._ gülümsememi gerçek ve samimi bir hâle çevirip, konuşmuştum. _Namra:_ *sıcak çikolata* _Jungkook:_ ne? Sıcak çikolata mı? diye şaşkınlıkla konuşması ile kafamı onaylar bir şekilde sallamıştım. _Jungkook:_ ben *buz* gibi *soğuk kahve* almayı planlarken, senin sıcak bir şey alman.. diye konuşmuş ve gülerek yanımdan ayrılmıştı.. (...) Bir süre sonra Bay Jeon'un elindeki bardaklar ile yanıma gelmesi ile kendi içeceğimi almış ve ikimizde dalgaları izlemeye başlamıştık.. Bir süre sessizliğimizi koruyarak dalgaları izlemiştik ki, aklıma *müzik* dinlemek gelmişti ve hızla telefonumu çıkartarak severek dinlediğim *şarkılardan* birini açmıştım. bir süre dalgaların sesi ile karışmış bir şekilde şarkı dinlemiş ardından yemekte Bay Jeon'un söylediği sözün aklıma gelmesi ile şarkıyı kapatarak Bay Jeon'a dönmüştüm. _Namra:_ neden bugün yemekte bu tarz bir yalana başvurdunuz Bay Jeon? Aileniz böyle bir şey olmadığını öğrenince, size karşı yanlış şeyler düşünecekler.. _Jungkook:_ o hâlde yalan olarak kalmasın, gerçeğe dönüşsün *imkansız* bir şey değil sonuçta, öyle değil mi? diye konuşması ile gözlerimi olabildiğince aralayarak ona bakmayı sürdürmüştüm. _Jungkook:_ bir gün bana yemek ısmarla.. diye konuşması ile kafamla onu onaylamış ve konuşmamaya başlamıştım. (...) Bir süre daha deniz kenarındaki bankta oturduktan sonra *yağmurun* başlaması ile arabaya geçmiştik. Arabanın yağmur yüzünden ıslanan camından dışarıyı izlerken, bir *lunaparkın* yanından geçiyorduk ve oradaki insanların yağmur yüzünden *tatlı* telaşlarını görüyor ve sebepsizce yüzümde sıcak bir tebessümün oluşmasını sağlıyordum.. (...) *_Birkaç gün sonra_* Bay Jeon ile aile yemeğine gitmemizin ardından bir müddet geçmiş, bu süre içerisinde şirkettekiler ile Bay Jeon'un *doğum gününü* kutlamıştık. Bugün ise izinli günüm olduğu için evdeydim ve *dizi* izliyordum, dizi bilim kurgu ve *intikam* konulu bir diziydi, dizideki karakterler hayal ürünü öğeleri temsil ediyor ve *semanın* katlarına çıkarak, incelemelerde bulunuyorlardı.. (İnanın bu sema'yı başka bir türlü kullanamazdım agpslwlsk) diziyi izlemeye devam ederken aklıma, geçenlerde Bay Jeon'a yemek ısmarlama sözüm gelmiş ve hazır bugün boş günümken ısmarlayabilirim diye düşünerek, Bay Jeon'u aramaya başlamıştım. (...) Bay Jeon ile ona yemek ısmarlayacağım yere gelmiş ve çorba ile *patates kızartması* istemiştik. Yemekler gelinceye kadar da konuşmaya başlamıştık.. _Jungkook:_ teklifimi kabul etmişsin saymalı mıyım? _Namra:_ günün sonunda söyleyeceğim.. diye konuşmam ile kafasını olumlu bir şekilde sallamıştı ki, yemekleri yeni istememize rağmen yemekler hemen gelmiş ve yemeğe başlamıştık. _Namra:_ buranın çorbası ve patates kızartması çok iyi, o yüzden bunları söyledim.. _Jungkook:_ güzel görünüyorlar.. diye yemeye devam ediyorduk ki, dükkanın ışıkları sönmüş ve içeriyi zifiri karanlık kaplamıştı.. _Namra:_ tam zamanında ışıklar gitti cidden.. diye konuşmuştum ki, Bay Jeon kıkırdamaya başlamıştı. ben onun kıkırtısını anlamlandırmaya çalışırken, dükkan sahibi müşterilerden özür dileyerek elinde getiriyor olduğu *mumları* her masaya bir tane olacak şekilde yerleştirince tekrardan Bay Jeon'un *yakışıklı* yüzü ile karşılaşmıştım. (...) Sonunda daha fazla sorun oluşmadan yemeğimizi bitirmiştik ki, boğazımı temizleyerek konuşmaya başlamıştım. _Namra:_ düşündüm de, aslında size karşı içimde farklı duyguların da yeri var.. ve.. ayrıca *aşkı* sizinle denemekten zarar gelmez.. diye konuşmam ile gülümsemiş ve o da konuşmaya başlamıştı. _Jungkook:_ söz veriyorum aramızda yanlış anlaşılmalara, kavgalara ve *küslüklere* yer bırakmayacağım sevgilim.. _Jungkook:_ _ikimizin de görmediği o _*_sevgiyi_*_ birlikte oluşturalım..._ diye konuşması ile kafamla onu onaylamış ve parlayan gözlerim ile yüzüne bakarak konuşmuştum. _Namra:_ söz veriyorum seni çok seveceğim ve senin kalbinde eksik kalan parçanı ben tamamlayacağım *Kookie'm..* (...) *_Devamı Aşağıda_*
*_Devam 3_*_ ★_ . . . Tıpkı şirkete geldiğim zaman Jungkook'un masasına dökülen *yapıştırıcıyı* ben eğlenerek, o ise sinirli tavırlar sergileyerek temizlemiş olduğumuz ya da toplantıya kısa bir süre kala Jungkook'un üzere kalem *mürekkebinin* dökülüpte telaşla üzerinden mürekkebi temizlemeye çalıştığım gibi, zamanla onunda kalbindeki yarayı temizlemeye çalışacaktım.. Ayrıca o, sevgili olup birlikte güzel vakitler geçirmeye başlamamız ile işe olan *tutkusunu* da bir kenara bırakacaktı.. demek ki, değişmek onunda doğasında vardı ancak değişmesini sağlayacak etmenler onun yakınında değildi.. _kalbimi ele geçirip, çalan _*_kalp hırsızım_*_ benim sayemde, bende onun sayesinde geçmişimizden arınıp, geleceğimize odaklanabilecektik..._ +.°•END•°.+ _| huh! sonunda bitti, birazcık uzun oldu gibii 🫣 |_ _| gözümden kaçırdığım kelime yoksa, tümünü kullandım (bazılarını kabul etmemiştim bu arada) |_ _| kelimeleri, kurgu içerisinde olabildiğince mantıklı kullanmaya çalıştım, beni zorlayan birkaç kelime vardı özellikle agpdlskd |_ _| kurgum hakkındaki düşüncelerinizi benimle paylaşmayı unutmayın, sizce kelimeleri nasıl kullanmışım? ve sizce bir daha yine bu şekilde bir kurgu daha yazayım mıı? |_ _| bu sefer kurgunun akışını kelimeleriniz belirlemiş olduu 🙌🏻 |_ _| bir dahaki kurgumda görüşene kadar, kendinize iyi bakın hoşçakalııın 🎀🫶🏻 |_ .°•°.bir sonraki kurgu için sınır.°•°. 150 L!ke >.
Bu müthiş olmuşş! Bayıldım gerçekten o kadar güzel toparlamışsın ki yazılanlarıı.Ben daha sonradan gördüğüm için yazamadım kelime kurgu için ama bir daha böyle bir kurgu daha yaparsan onun için bende bir şeyler yazarım güzelimm💕🫶
•^> Jeon Jungkook ile hayal et ★
•^> Fikir bana aittir başka bir yerde varsa bile kesinlikle görmedim (çalmayınız)
•^> Smut bulunmuyor
•^> Yazım yanlışları için üzgünüm
•^> Yazan: Jijeontaen
•^> oneshot: tek bölümlük
☆Patronun Seni Aile Yemeğine Davet Eder☆
Jeon Jungkook - 29 ★¦>
Choi Namra - 28 ★¦>
*Minik bir bilgilendirme*
_bu kurgu değişiklik olması amacıyla, topluluğuma yazmış olduğunuz kelimeleri kullanarak yapılmıştır, kelimeleriniz koyu renkli yazılardadır..._
_Namra'dan~_
(...)
Şirket telefonunun çalması ile kafamı gömmüş olduğum dosyalardan kaldırmış ve telefonu açıp, kulağıma götürmüştüm.
_kulağıma telefonu götürmem ile işitmiş olduğum sesle, sesin sahibini anlamam zor olmamıştı.._
_Jungkook:_ Namra?
_Namra:_ evet Bay Jeon?
diye sorar ses tonumla konuşmuş ve ondan gelecek olan sesi beklemiştim.
_Jungkook:_ senden istemiş olduğum *Savcı* Bay Lee hakkındaki dosya tamam mı?
_Namra:_ ah, evet Bay Jeon az önce onunla alakalı araştırmalarım bitti..
demiştim kendimden epey emin bir şekilde..
_Jungkook:_ peki o hâlde, dosyayı bana getirir misin?
_Namra:_ elbette Bay Jeon, hemen getiriyorum..
diye konuşmam ile konuşmamız son bulmuş ve ben masamın üzerinde bulunan siyah kapaklı dosyayı alarak, Bay Jeon'un odasına doğru ilerlemeye başlamıştım.
Benim odamdan birkaç adım ötede bulunuyordu onun odası, bu yüzden kapısının önüne ulaşmam çokta uzun sürmemişti.
Kapısının önünde durmam ile kapıyı tıklatmış ve komutu aldıktan sonra içeriye girmiştim.
İçeriye girmem ile sandalyesinde oturup, beni dikkatle baştan aşağıya süzen Bay Jeon ile şaşırmış ancak şaşkınlığımı belli etmemeye çalışarak yanına doğru adımlayıp, elimde tutmuş olduğum dosyayı ona uzatmıştım.
_dosyayı ona uzatırken, neden ölen bir savcıyı araştırmış olduğumu soracaktım ki, Bay Jeon boğazını temizleyerek konuşmaya başlamıştı._
_Jungkook:_ biliyorum normalde sadece şirket işleri ile sorumlusun ancak..
diye konuşup, kısa bir *nefes* alıp verdikten sonra cümlesini tamamlamak için tekrar konuşmaya başlamıştı.
_Jungkook:_ bugün bizim *aile* bireylerinin toplanıp, birlikte *aile yemeği* yiyeceği bir organizasyon var ve bu organizasyonu *babam* düzenliyor..
_Jungkook:_ yani benimde gitmem gerekiyor ancak tek başıma gitmek istemiyorum, benimle gelir misin Namra?
diye beklemediğim bir anda beklemediğim bir soru ile karşı karşıya kalmıştım ki, şaşkın bir ifadeyle yüzüne bakmaya başlamıştım.
_bir yandan içimden _*_banane_*_ onun aile yemeğinden diye geçirirken, diğer yandan ise benide yanında istemesinin bir sebebi olmalı diye düşünüyordum.._
_Jungkook:_ biliyorum seni böyle bir şeye davet etmem sana garip gelebilir ancak orada tek başıma durabileceğimi sanmıyorum..
_Namra:_ Aa.. şey aslına bakılırsa Bay Jeon bu akşam bir işim yok gelebilirim sizinle ancak bu bir aile yemeğiymiş, benim size katılıyor olmam hoş karşılanmaz...
_Jungkook:_ biliyorum, o kısmı sen bana bırak..
_Jungkook:_ gelecek misin..? Benimle..
diye konuşması ile *ikilemde* kalmış ve düşünmeye başlamıştım..
_insanlarla kolay anlaşabilen ve iletişim kurmada güçlük çekmeyen biri olduğum için ve üstelik değişik yerlere giderek deneyim kazanmayı sevdiğim için Bay Jeon'a katılmaktan zarar gelmez diye düşünüp, cevabımı vermek üzere ağzımı aralamıştım.._
_Namra:_ peki, Bay Jeon öyleyse gelebilirim sizinle..
diye cevabımı vermem ile yüzünde ufak bir tebessüm oluşturmuştu.
_Jungkook:_ teşekkür ederim Namra.. o hâlde şimdi çıkabilirsin şirketten, saat 6'da seni almaya geleceğim hmm..?
diye konuşması ile sadece başımla onu onaylamış ve önünde saygı ile eğilerek odasından çıkmıştım.
Bay Jeon'un odasından çıktıktan sonra odama uğrayıp, *mor* minik el çantamı ve masamın üzerindeki telefonumu alıp, asansöre doğru yönelmiş ve aşağı kata doğru inmeye başlamıştım.
(...)
Aşağı kata inip, sekreterliğin olduğu yerden geçip gidiyordum ki, sekreter Bayan Anna beni durdurup elinde tutmuş olduğu poşeti bana doğru uzatmıştı.
Elindeki poşeti bana uzatması ile kaşlarımı çatmış bir şekilde ona bakıyordum ki, Anna konuşmaya başlamıştı.
_Anna:_ Bay Jeon bu poşeti size vermemizi istedi..
diye konuştuktan sonra benim konuşmama vakit kalmadan yanımdan ayrılarak, sekreterliğin oraya gelen müşterinin yanına dönmüştü.
ben ise hâlâ kaşlarımı çatarak poşete bakmaya devam ediyordum ki, içindeki şeyin ne olduğunu merak edip poşeti açmam ile bir kağıt ile karşılaşmıştım.
kağıtın üzerinde _"bugün benimle yemeğe gelirken senin için özenle seçmiş olduğum bu elbiseyi giymeni istiyorum Namra, tekrardan teklifimi kabul ettiğin için teşekkür ederim..."_ yazıyordu..
Kağıtın üzerindeki yazıları okumam ile kaşlarım gitgide çatılmıştı ve neden bana Bay Jeon'un elbise aldığını sorgulamaya başlamıştım ki, "herhalde aile yemeğine davet ettiği için mahçup olmamak adına almış" diye düşünmüş ve çok kafama takmadan kağıtı tekrar elimdeki poşete koyup şirketten çıkmıştım.
(...)
*Ara sokaklarda* dolaşırken gözüm ufak bir manavın tezgahında bulunan *mangolara* ilişmiş ve hızla manava doğru adımlayıp, birkaç tane mango seçtikten sonra, ödeyip manavdan ayrılmıştım.
Kısa sürede eve varmam ile hızla saati kontrol etmiş ve saatin _16.28_ olduğunu görmem ile telaşla odama doğru ilerleyerek hazırlanmaya başlamıştım.
(...)
Tamamen hazır olduktan sonra kendimi aynanın karşısında süzmeye başlamıştım.
_Bay Jeon'un bugün giymem için aldığı elbise adeta bana farklı bir _*_aura_*_ kazandırmıştı._
_elbise bedenime tam oturmuş ve üstelik Bay Jeon'un seçimine de hayran kalmıştım, seçtiği elbiseden belli olduğu üzere epey iyi bir zevki olduğu söylenebilirdi.._
_salık bırakmış olduğum _*_kahverengi_*_ saçım, takmış olduğum takılarım ile de üzerimdeki elbise tam bir bütün oluşturmuştu.._
Aynadan kendime büyük bir heyecanla bakmaya devam ediyordum ki *tahta* küçük sehpanın üzerindeki telefonum çalmaya başlamıştı.
Hızla aynadan kendimi süzmeyi bırakıp, çalmaya devam eden telefonuma doğru ilerlemiş ve telefonun ekranından gördüğüm isim ile hemen saati kontrol edip, aklıma şirketten ayrılmadan önce Bay Jeon'un 6'da beni alacağı gelmişti..
Daha fazla bekletmeden hızla telefonu açıp, konuşmaya başlamıştım.
_Namra:_ efendim Bay Jeon?
_Jungkook:_ hazır mısın Namra? Senin evine doğru geliyorum..
_Namra:_ ah.. evet Bay Jeon, hazırım..
_Jungkook:_ tamam o hâlde 5 dakikaya kapının önünde olurum..
demesi ile konuşmayı sonlandırmıştık.
(...)
Binadan dışarıya adımımı atmam ile tam zamanlamayla Bay Jeon'da gelmiş ve hızla arabasına doğru adımlayarak Bay Jeon'un yanındaki koltuğa oturmuştum.
_Jungkook:_ hoşgeldin asistan
_Namra:_ hoşbuldum Bay Jeon
diye arabaya biner binmez konuşmamın ardından Bay Jeon arabayı çalıştırmış ve gideceğimiz yere sürmeye başlamıştı.
Araba hareket etmeye başladıktan sonra aramızda kısa bir sessizlik oluşmuş ve bunu Bay Jeon bozmuştu.
_Jungkook:_ elbise.. güzel olmuş...
diye beklemediğim bir anda Bay Jeon'un konuşması ile hızla oturduğum yerden üzerime bakınmış ve yüzümde sıcak bir tebessüm oluşturarak konuşmuştum.
_Namra:_ teşekkür ederim Bay Jeon, hem iltifatınız hemde elbise için..
diye konuşmam ile konuşmamış sadece tebessüm etmişti.
Yine aramızda sessizlik oluşmaya başlamıştı ki, bu sefer ben konuşmaya başlamıştım.
_Namra:_ Bay Jeon.. bir mahsuru yoksa neden beni aile yemeğine götürmek istediğinizi öğrenebilir miyim..?
diye bu sefer onun beklemediği bir anda beklemediği bir soru ile karşı karşıya kalınca önce kısaca gözünü yoldan ayırıp bana bakmış, ardından ise konuşmak için ağzını aralamıştı.
_Jungkook:_ seni götürmek istiyorum çünkü herhangi bir durumda beni sakinleştirebilecek tek kişi sensin..
diye konuşması ile ne demek istediğini anlayamamıştım ki, bunu anlayıp konuşmaya başlamıştı.
_Jungkook:_ babam ile aram düşülenenin aksine iyi değil, şirket bana ondan geçti fakat geçmesinin nedeni onun tek çocuğu olduğum ve o artık şirketi tek başına yönetebilecek güçlükte olmadığı içindi..
_Namra:_ babanız ile aranızın iyi olmamasının bir nedeni var mı Bay Jeon..?
_Jungkook:_ annem..
diye lafını bölüp, derin bir nefes alıp verdikten sonra tekrardan konuşmaya başlamıştı ve ben ise kaşlarımı çatarak onu dikkatle dinlemeye başlamıştım.
_Jungkook:_ ben küçükken bir anda kayboldu, neden kayboldu, nereye gitti, şuan nerede ve daha nice soruların cevabını ise bilmiyorum..
diye konuşması ile iyice şaşkınlıkla kaşlarım çatılmaya başlamıştı.
_Jungkook:_ ben 5-6 yaşındayken evde bana bakmak ile görevli olan bakıcımın yanındayken evden sesler yükselmeye başlamıştı, sesler annem ve babamdan geliyordu ve ciddi bir *kavga* içerisindeydiler
_Jungkook:_ bakıcım bunu farkedince kulaklarımı eliyle kapatarak beni bahçeye çıkarmıştı ve uzun bir süre sonra eve girmiştik, ben bakıcım ile eve girdikten sonra odama girmiştim ki annemle karşılaşmıştım, tavırları öncekilerinden farklıydı ancak bunun farkına o zaman varamamıştım..
_Namra:_ peki kavga sebepleri neymiş Bay Jeon, biliyor musunuz?
*_Devamı Aşağıda_*
*_Devam 1_*_ ★_
_Jungkook:_ hayır, bana bu tarz durumlar o zamanlar küçük olduğum için yansıtılmazdı, ayrıca o günden sonra defalarca babama bunu sormama rağmen geçerli bir yanıt alamadım..
diye konuşması ile anlamış bir şekilde kafamı sallamıştım.
_Jungkook:_ kavgalarının ertesi günü annemi birdaha göremedim, adeta yer yarılmıştıda içine girmişti.
_Jungkook:_ ancak şöyle ki, annem evden ayrıldıktan sonra babam ile *boşanmış* hatta boşanma davalarını da bugün sana araştırmanı istemiş olduğum kişi yapmış..
_Namra:_ o hâlde babanız, annenizin nerede olduğunu biliyordur?
_Jungkook:_ muhtemelen öyle ancak bana hiç bir zaman annemin nerede olduğunu, neden bizi bıraktığını söylemedi..
_Jungkook:_ tek söylemiş olduğu şey "o *yurtdışına* gidip *ülke* değiştirmiştir" cümlesiydi..
_Jungkook:_ ancak ben öyle olduğunu sanmıyorum çünkü babam, annemden *nefret* edebilmem için elinden geleni küçüklüğümden beri yapıyor..
_Jungkook:_ onun bize *ihanet* ettiğini ve onu *sevmemem* gerektiğini söyledi her zaman ancak babam her ne kadar ondan içten içe nefret duymamı istesede bu *benlik* değildi.. anneme karşı ne olup, olmadığını bilmesemde asla nefret duymadım..
_Namra:_ bence en iyisini yapmışsınız Bay Jeon, olayın tam olarak ne olduğunu bilmeden kesin bir yargıya varmak, mantıklı bir karar olmazdı..
diye konuşmam ile beni onaylar bir şekilde mırıltılar çıkarmış ve direksiyonu sağa doğru kırarak, bir bahçeye girmemizi sağlamıştı ki, ben gelmiş olduğumuzu anlamış ve hızla arabanın camından *malikane* denebilecek yeri incelemeye başlamıştım.
Ben arabanın camından bu devasa denebilecek malikaneyi incelemeye devam ediyordum ki, arkamdan bir ses işitmiştim.
_Jungkook:_ sen inmiyorsun galiba?
diye Bay Jeon'un sesini ardından ise kıkırtısını işitmiştim ki, hızla ona doğru kafamı çevirerek "ineceğim" demiştim.
(...)
Arabadan inmem ile ben hâlâ bahçeyi ve gireceğimiz bu devasa yapıtın dışını inceliyordum ki gözüm bahçenin garaj kısmındaki ortalama *on beş* tane kadar bulunan arabalara takılmıştı.
Arabaları görmem ile içimden "içerisi epey kalabalık olmalı" diye geçirmiştim ki, Bay Jeon'un benim epey önümde olduğunu farketmem ile hızla topuklu ayakkabılarım ile yanına adımlayıp, ona yetişmiştim ki konuşmaya başlamıştı.
_Jungkook:_ içeride birçok kişi olacaktır, seni tanımıyor oldukları için başını ağrıtabilirler, bunun için şimdiden üzgünüm ve senin neden geldiğini soracak olduklarında bana bırak hmm..?
diye konuşması ile başımla onu onaylamıştım.
kapıdan içeriye adımlamamız ile ilk olarak gözümü içerisinin yoğun ışıklarından ve açık renkler ile dizayn edinmesinden kaynaklı olarak çıkıp, adeta kapıdan girenin yüzüne vuran *parıltı* almış.
Ardından ise gözüm içeriye girer girmez, duvara sabitli bir şekilde bulunan büyük *kitaplık* ve içerisindeki *kitaplara* çarpmıştı.
_kitapları epey seven biri olarak, bu kitaplık benim için epey dikkat çekiciydi..._
Kitaplığa ve içerisindeki çeşit çeşit kitaplara bakarak yürümeye devam ediyordum ki, Bay Jeon'un beni dürtmesi ile dikkatim ona doğru çevrilmişti.
Benim ona doğru dönüp, dikkatimi ona vermem ile o aramızdaki boy farkından dolayı biraz kulağıma doğru eğilmiş ve fısıldamaya başlamıştı.
_Jungkook:_ geldik, şurası salon ve bugün burada aile yemeği yenilecek, seni sorduklarında kısaca kendini tanıtman yeterli, devamını dediğim gibi ben getiririm..
diye fısıldamasını bitirmesi ile konuşmamış ve sadece onu onaylar biçimde kafamı sallamıştım.
_onun kulağıma doğru eğilip, fısıldaması nedensizce içimde _*_kelebeklerin_*_ uçuşmasını sağlamıştı..._
Salona doğru adımlayıp, girmiştik ki herkesin yüzü bize doğru çevrilmişti.
_normalde gerek yaptığım iş dolayısıyla, gerekte yapım gereği böyle durumlarda kendimi değişik hissetmezdim ancak bu sefer herkesin garip bakışları yüzünden kendimi diken altında gibi hissediyordum..._
Hızla Bay Jeon ile beraber bize doğru bakan bir *grup* benim tanımadığım, Bay Jeon'un akrabalarının yanına doğru adımlamıştık ki, herkesin gözü Bay Jeon'dan önce bana çevrilmişti..
_belli ki herkes beni merak ediyordu.._
Tam aralarından birkaçının ağzını aralayıp konuşacağı sıra, masanın başında oturuyor oluşundan dolayı anladığım, Bay Jeon'un babası konuşmaya başlamıştı.
_J.B:_ bu da kim Jungkook?
diye beni kastederek konuşması ile Bay Jeon konuşmaya başlamıştı.
_Jungkook:_ yakında bu aileye katılacak biri baba, yakında benim eşim olacak kişi..
diye beklemediğim bir açıklama ile hızla kafamı gözlerimi olabildiğince açarak, Bay Jeon'a doğru çevirip, öyle olmadığını söylemek adına ağzımı aralayacağım sıra, Bay Jeon bunu anlayarak susmam için beni dürtmeye başlamıştı.
_ne yani "sen bana bırak, ben o kısmı halledeceğim" dediği kısmı bu şekilde mi halledecekti..._
Benimle beraber masadaki herkeste gözlerini olabildiğince açarak şaşkınlıkla bize doğru bakıyordu ki, olayı toparlayabilmek adına hızla kendimi tanıtmaya başlamıştım.
_Namra:_ merhaba, ben Choi Namra Bay- ah yani Jungkook'un asistanıyım aynı zamanda, tanıştığıma memnun oldum..
diye içimdeki heyecanı dengelemeye çalışarak konuşup, saygı ile eğildikten sonra Bay Jeon ile beraber bizde masaya geçip, oturmuştuk..
(...)
Yemeğin ortalarına doğru sessizlik bozulmuş ve konuşulmaya başlanmıştı ancak ben elbette onların konularını ailelerinden olmadığım için anlamıyordum ancak Bay Jeon elbette ki anlıyordu.
Sorunsuz bir şekilde yemeği yemeye devam ediyorduk ki, yemeğin başından beri bana garip bir şekilde bakan *adamlardan* biri konuşmaya başlamıştı ki, Bay Jeon ağzındaki lokmayı bile onun konuşmaya başlaması ile zor yutmuştu.
_X¹:_ umarım yanlış kişilerle, yanlış yollara adım atarak kimse iyi yoldan sapıpta birileri gibi aramızdan ayrılmak zorunda kalmaz..
diye onun konuşması ile ilk olarak Bay Jeon ona doğru kaşlarını çatarak bakmış ardından ise, elinde tutmuş olduğu çatalı iyice sıkarak tabağındaki son parçaları da yemeye devam ediyordu ancak ben bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamıştım.
_Bay Jeon _*_sinir hastası_*_ olacak düzeyde _*_sinirli_*_ bir insan değildi ancak sinirlendiği zaman onun sinirini dindirebilmek epey zordu.._
_onun şirketinde sadece 1 senedir çalışıyordum ve onu 1 senedir tanıyordum ancak bunu kolayca ilk günden anlayabilmiştim.._
_şimdide yavaştan sinirleniyor ve alnı sinirden düz bir çizgi hâlini alıyordu..._
_X¹:_ sonrası *iğrenç* ve *üzüntüler* ile geçen bir hayata mâl olabiliyor, özellikle geride kalanlar için..
diye tekrardan konuşmaya başlaması ile Bay Jeon elindeki çatalı bırakmış ve yemek tabağının yanındaki içi su dolu bardağı alıp, birkaç yudum içmiş ardından ise boş bakışlar ile bakınırken elindeki bardağı sıkmaya başlamıştı.
_işler yolunda gidiyor gibi görünmediği için stresle Bay Jeon'a bakıyordum ancak o beni farketmiyordu bile.._
_X¹:_ elbette gidenin bu tür şeyler umrumda olmuyor, onlar sadece paranın derdinde olabiliyor onlar geride kalanların *acısından* ve ne *zorluklar* çektiğini anlamayan çıkarcı insanlar oluyor genelde..
diye son damlayı da, doldurması ile Bay Jeon'un elinde sıkıyor olduğu su bardağı onun elinde patlamış ve elinden *kucağına* doğru *kanlar* akmaya başlamıştı ki, masadaki herkes korkak ve şaşkın tavırlar ile ona bakarken, o adam sırıtıyor, Bay Jeon ise sinirle bir şey söylemeden ayağa kalkarak bahçeye doğru adımlar atıyordu.
Bende hemen Bay Jeon'un ardından masadan kalkmış ve masadaki herkesten özür dileyip, arabasına binen Bay Jeon'un peşinden ilerlemiştim.
Benim arabaya binmem ile Bay Jeon hızla arabayı çalıştırmış ve sürmeye başlamıştı.
O arabayı sürerken, sinirle gerilmiş olan yüzüne ve hâlâ kanamaya devam eden eline bakıp duruyordum ki, yine içimdeki sesi dinleyerek konuşmaya başlamıştım.
_Namra:_ Bay Jeon.. ışıkların orada bir eczane görüyorum, arabayı orada bir kenara çekip duramaz mısınız? Eliniz bu şekilde mikrop kapacak..
diye konuşmuştum ancak o beni duymasına rağmen bir tepki vermemişti.
_Namra:_ lütfen.. sizin iyiliğiniz adına..
diye yalvarır gözlerle bakmaya başlamıştım ki, kafasını bana doğru çevirip kısaca gözümün en derinliklerine bakmış ardından ışıkların yakınına gelmemiz ile aracı müsait bir yerde durdurmuştu.
Onun aracı durdurması ile hemen inmiş ve eczaneye doğru adımlamıştım.
(...)
Kısa sürede Bay Jeon'un yanına elimdeki eczane poşeti ile dönmüş ve şoför koltuğunda oturan Bay Jeon'a doğru dönerek konuşmaya başlamıştım.
_Namra:_ elinizi bana uzatır mısınız? Size pansuman yapacağım..
diye konuşmam ile bana bakarak, bana doğru dönmüş ve elini uzatmıştı.
Hızla poşetin içinden pansuman malzemelerini çıkartıp, pansuman yapmaya başlamıştım ki, elimde olmayarak konuşmuştum.
_Namra:_ neden sinirinize hakim olamadınız? Şu halinize baksanıza, o istediğini elde etti ve siz onun eline bunu verdiniz..
_Namra:_ sinirleniyor oluşunuzdan anneniz hakkında saçma kelimeler kullandığını anladım ancak yinede bu şekilde davranmamalısınız Bay Jeon..
_Jungkook:_ bugün işin var mı evde?
diye benden sonra konuşması ile şaşırarak cevaplamıştım.
*_Devamı Aşağıda_*
*_Devam 2_*_ ★_
_Namra:_ yok, bugün tamamen boşum.. neden?
_Jungkook:_ güzel..
diye cevaplamış ve pansuman işlemini bitirmem ile hızla elini çekip, tekrardan arabayı çalıştırınca konuşmuştum.
_Namra:_ eve geçince ağrınız olursa diye ağrı kesici *hap* da almıştım..
diye konuşmuş ve hapı göstererek benim oturduğum kısmın kapıdaki çekmecesine koymuştum.
(...)
Arabanın içerisi adeta soğuk hava deposuna dönmüştü ki, ortamı yumuşatıp Bay Jeon'un olayı geçiştirmesini sağlamak amacıyla hızla çantamın fermuarını açmış ve evden çıkmadan önce çantamın içine koyduğum bıçak ve mangoyu çıkartmıştım.
mangoyu, bir anda kesmeye başlamam ile Bay Jeon bana doğru dönerek ne yaptığımı anlamaya çalışarak bakmaya başlayınca konuşmuştum.
_Namra:_ öğlen eve giderken manavın birinin tezgahında bu mangoları gördüm ve birkaç tane aldım, sizinle de paylaşacağım şimdi en sevdiğim meyveyi..
diye konuşmam ile kahkaha atmaya başlayınca, bende yüzümde tebessüm oluşturmuştum.
_Jungkook:_ sen şimdi evden çıktığından beri çantanda mango mu taşıyorsun?
_Namra:_ evet
diye tekrardan onu doğrulamam ile bir sefer daha kahkaha atıp, konuşmuştu.
_Jungkook:_ cidden eğlenceli bir kişiliğin var..
diye konuşmasını bitirmesi ile kesmiş olduğum mango dilimlerinden birini ona doğru uzatınca, gülerek alıp yemeye başlamıştı.
(...)
Bir süre daha yol gittikten sonra arabayı bir *deniz* kenarında durdurmuştu ve arabadan inmişti.
Bende onun arkasından hızla inmiş ve Bay Jeon'u takip etmeye başlamıştım.
_bende moralimin bozuk olduğu zamanlar _*_kumsal_*_ ve sahillere gelip, kafamı dinlendirirdim, demek ki Bay Jeon'da benim gibi_ diye düşünerek onu takip etmeye devam ediyordum.
Onu takip etmeye devam ediyordum ki, bir ağacın önünde anlamadığım bir şekilde durmuştuk.
Anlamayarak, Bay Jeon'un tam yanına geçip ona bakmaya başlayınca konuşmuştu.
_Jungkook:_ bu ağaç, bu deniz kenarında bulunan tek bu türdeki ağaç..
_Jungkook:_ bunu annem daha kaybolmadan önce beraber buraya geldiğimiz zaman *fidanken* beraber dikmiştik..
_Jungkook:_ ağacın şu dalında olan sarı bez de, o gün annem ile bizim fidanımız belli olsun diye taktığımız bez..
diye konuşmuş ve bana eliyle o dala asılı bezi göstermişti.
_Jungkook:_ o kaybolduktan sonra neredeyse her gün buraya gelir ve bu ağacı kontrol ederdim, diktikten bir süre sonra gövdesi büyümeye başladığı için bez yavaştan kopacak dereceye gelince, gövdesinden çıkarıp dala taktım..
demiş ve deniz kenarında bulunan banklara doğru ilerlemeye başlamıştı.
Hemen arkasından ilerleyip, bende yanına oturmuştum ki, konuşmaya başladım.
_Namra:_ o, bugün yemekte konuşan kişinin bir bildiği olabilir mi..?
_Jungkook:_ hıhım.. annemin aslında gerçek annem olmadığını, beni doğuran annemin doğumda öldüğünü söyledi bir zamanlar, o ise bana bakıcılık yapmak için geldiği zaman ben büyüyene kadar bakıp, annelik yapacağını ve sonunda parasını alacağını anlaşmışlar babamla..
_Namra:_ bu gerçek değil, öyle değil mi?
_Jungkook:_ bazı konularda uyuşuyor ama böyle düşünmemeye çalışıyorum..
_Jungkook:_ sanırım bu konuda tek bana bilgi verebilecek ve inanacağım kişi bugün senden araştırmanı istediğim savcıydı ama o da bir gün, *ajan* suçlamaları ile *ceza* almış ve girdiği hapishanede parmaklıklar ardında ölmüş..
diyerek dalgaları izlemeyi bırakmayarak konuşmasını bitirmişti.
_Namra:_ geçmişi geçmişte ve öyle bırakmak en iyisi gibi görünüyor, yoksa kafaya taktıkça derin yaralar açabiliyor..
diye konuşmuş ve konuyu Bay Jeon'un annesinden çevirmiştim.
_Namra:_ benim babam *sorumsuz* biriydi, beni hiç bir anlamda düşünmez, sadece kendini düşünen bencil bir yapısı vardı..
diye konuşmam ile kafasını dalgaları izlemekten, bana doğru çevirmişti.
_Namra:_ annem ben daha küçükken hastalığa yakalanıp, öldü ve ondan sonra ben babamla kaldım..
_Namra:_ ancak babamın yanında kalmak bana epey zorluklar çıkarttı, *okul* hayatım olsun *hedeflerim* olsun hepsi berbat bir hâle bürünüyordu..
_Namra:_ en sonunda lise sona giderken, tam zamanlı bir iş buldum ve orada çalışarak yurda geçip, kendi yurt paramı ödemeye başladım..
_Namra:_ ben *üniversitedeyken* , babam kalp krizi geçirerek öldü ve hayatımın geri kalanında tek başıma kaldım, akrabalar ile de hiç bir zaman yakın olmadığımız için, tek tabanca ve tek kurşunum..
demiş ve yüzümde acı bir gülümseme oluşturmuştum ki, Bay Jeon konuşmaya başlamıştı.
_Jungkook:_ ileride içecek satan bir yer görüyorum, içecek alıp geleceğim ne istersin?
_az önce benim konuyu değiştirmeye çalıştığım gibi bu sefer de o değiştirmek istiyordu.._
gülümsememi gerçek ve samimi bir hâle çevirip, konuşmuştum.
_Namra:_ *sıcak çikolata*
_Jungkook:_ ne? Sıcak çikolata mı?
diye şaşkınlıkla konuşması ile kafamı onaylar bir şekilde sallamıştım.
_Jungkook:_ ben *buz* gibi *soğuk kahve* almayı planlarken, senin sıcak bir şey alman..
diye konuşmuş ve gülerek yanımdan ayrılmıştı..
(...)
Bir süre sonra Bay Jeon'un elindeki bardaklar ile yanıma gelmesi ile kendi içeceğimi almış ve ikimizde dalgaları izlemeye başlamıştık..
Bir süre sessizliğimizi koruyarak dalgaları izlemiştik ki, aklıma *müzik* dinlemek gelmişti ve hızla telefonumu çıkartarak severek dinlediğim *şarkılardan* birini açmıştım.
bir süre dalgaların sesi ile karışmış bir şekilde şarkı dinlemiş ardından yemekte Bay Jeon'un söylediği sözün aklıma gelmesi ile şarkıyı kapatarak Bay Jeon'a dönmüştüm.
_Namra:_ neden bugün yemekte bu tarz bir yalana başvurdunuz Bay Jeon? Aileniz böyle bir şey olmadığını öğrenince, size karşı yanlış şeyler düşünecekler..
_Jungkook:_ o hâlde yalan olarak kalmasın, gerçeğe dönüşsün *imkansız* bir şey değil sonuçta, öyle değil mi?
diye konuşması ile gözlerimi olabildiğince aralayarak ona bakmayı sürdürmüştüm.
_Jungkook:_ bir gün bana yemek ısmarla..
diye konuşması ile kafamla onu onaylamış ve konuşmamaya başlamıştım.
(...)
Bir süre daha deniz kenarındaki bankta oturduktan sonra *yağmurun* başlaması ile arabaya geçmiştik.
Arabanın yağmur yüzünden ıslanan camından dışarıyı izlerken, bir *lunaparkın* yanından geçiyorduk ve oradaki insanların yağmur yüzünden *tatlı* telaşlarını görüyor ve sebepsizce yüzümde sıcak bir tebessümün oluşmasını sağlıyordum..
(...)
*_Birkaç gün sonra_*
Bay Jeon ile aile yemeğine gitmemizin ardından bir müddet geçmiş, bu süre içerisinde şirkettekiler ile Bay Jeon'un *doğum gününü* kutlamıştık.
Bugün ise izinli günüm olduğu için evdeydim ve *dizi* izliyordum, dizi bilim kurgu ve *intikam* konulu bir diziydi, dizideki karakterler hayal ürünü öğeleri temsil ediyor ve *semanın* katlarına çıkarak, incelemelerde bulunuyorlardı..
(İnanın bu sema'yı başka bir türlü kullanamazdım agpslwlsk)
diziyi izlemeye devam ederken aklıma, geçenlerde Bay Jeon'a yemek ısmarlama sözüm gelmiş ve hazır bugün boş günümken ısmarlayabilirim diye düşünerek, Bay Jeon'u aramaya başlamıştım.
(...)
Bay Jeon ile ona yemek ısmarlayacağım yere gelmiş ve çorba ile *patates kızartması* istemiştik.
Yemekler gelinceye kadar da konuşmaya başlamıştık..
_Jungkook:_ teklifimi kabul etmişsin saymalı mıyım?
_Namra:_ günün sonunda söyleyeceğim..
diye konuşmam ile kafasını olumlu bir şekilde sallamıştı ki, yemekleri yeni istememize rağmen yemekler hemen gelmiş ve yemeğe başlamıştık.
_Namra:_ buranın çorbası ve patates kızartması çok iyi, o yüzden bunları söyledim..
_Jungkook:_ güzel görünüyorlar..
diye yemeye devam ediyorduk ki, dükkanın ışıkları sönmüş ve içeriyi zifiri karanlık kaplamıştı..
_Namra:_ tam zamanında ışıklar gitti cidden..
diye konuşmuştum ki, Bay Jeon kıkırdamaya başlamıştı.
ben onun kıkırtısını anlamlandırmaya çalışırken, dükkan sahibi müşterilerden özür dileyerek elinde getiriyor olduğu *mumları* her masaya bir tane olacak şekilde yerleştirince tekrardan Bay Jeon'un *yakışıklı* yüzü ile karşılaşmıştım.
(...)
Sonunda daha fazla sorun oluşmadan yemeğimizi bitirmiştik ki, boğazımı temizleyerek konuşmaya başlamıştım.
_Namra:_ düşündüm de, aslında size karşı içimde farklı duyguların da yeri var.. ve.. ayrıca *aşkı* sizinle denemekten zarar gelmez..
diye konuşmam ile gülümsemiş ve o da konuşmaya başlamıştı.
_Jungkook:_ söz veriyorum aramızda yanlış anlaşılmalara, kavgalara ve *küslüklere* yer bırakmayacağım sevgilim..
_Jungkook:_ _ikimizin de görmediği o _*_sevgiyi_*_ birlikte oluşturalım..._
diye konuşması ile kafamla onu onaylamış ve parlayan gözlerim ile yüzüne bakarak konuşmuştum.
_Namra:_ söz veriyorum seni çok seveceğim ve senin kalbinde eksik kalan parçanı ben tamamlayacağım *Kookie'm..*
(...)
*_Devamı Aşağıda_*
*_Devam 3_*_ ★_
.
.
.
Tıpkı şirkete geldiğim zaman Jungkook'un masasına dökülen *yapıştırıcıyı* ben eğlenerek, o ise sinirli tavırlar sergileyerek temizlemiş olduğumuz ya da toplantıya kısa bir süre kala Jungkook'un üzere kalem *mürekkebinin* dökülüpte telaşla üzerinden mürekkebi temizlemeye çalıştığım gibi, zamanla onunda kalbindeki yarayı temizlemeye çalışacaktım..
Ayrıca o, sevgili olup birlikte güzel vakitler geçirmeye başlamamız ile işe olan *tutkusunu* da bir kenara bırakacaktı..
demek ki, değişmek onunda doğasında vardı ancak değişmesini sağlayacak etmenler onun yakınında değildi..
_kalbimi ele geçirip, çalan _*_kalp hırsızım_*_ benim sayemde, bende onun sayesinde geçmişimizden arınıp, geleceğimize odaklanabilecektik..._
+.°•END•°.+
_| huh! sonunda bitti, birazcık uzun oldu gibii 🫣 |_
_| gözümden kaçırdığım kelime yoksa, tümünü kullandım (bazılarını kabul etmemiştim bu arada) |_
_| kelimeleri, kurgu içerisinde olabildiğince mantıklı kullanmaya çalıştım, beni zorlayan birkaç kelime vardı özellikle agpdlskd |_
_| kurgum hakkındaki düşüncelerinizi benimle paylaşmayı unutmayın, sizce kelimeleri nasıl kullanmışım? ve sizce bir daha yine bu şekilde bir kurgu daha yazayım mıı? |_
_| bu sefer kurgunun akışını kelimeleriniz belirlemiş olduu 🙌🏻 |_
_| bir dahaki kurgumda görüşene kadar, kendinize iyi bakın hoşçakalııın 🎀🫶🏻 |_
.°•°.bir sonraki kurgu için sınır.°•°.
150 L!ke
>.
Çooooooooook güzel olmuş her zamanki gibi
@@Jijeontaen bunun gibi yapılmış kurguların devamını isterim(z)
Bir mafyanın planında yer alırsın devamıı gelssinn bu arada mükkemmel olmuss ❤❤
Gelecekk 🎀
Ohaaa butun sozlerim burada ismimdeee🥹Harika olmus guzelimmm❤️🩹😍
Teşekkür ederiiim 🫶🏻🤧
Müqq olmuş eline sağlık aşşşkıım bu arada iyi geceler tatlı rüyalar seni çok seviyoruz hepimiz 😊 ❤❤🎉❤
Bende sizi çok seviyorum, sanada iyi gecelerrr 🫶🏻🎀
O kadar kelimeyi o kadar harika ve saçma olmayan şekilde birleştirmişsinki hayran kaldım
Yaa, teşekkür ederim güzelim 🤧🫶🏻
Yaa bu çok güzel olmuş harikadan da öte ellerine emeğine sağlık mükemmel olmuş💜💖hele kelimeleri o kadar anlamlı kullanmışsınki hayran kaldım💞
Beğenmene sevindimm, teşekkür ederiiim 🫶🏻🎀
Yine döktürmüşsünn çokkk güzellll olmuşşşl eline saglık yazarımmm❤❤❤
Teşekkür ederim güzelim 🫶🏻🎀
@@Jijeontaen teşekküre gerek yok yazarım dogruları söylüyorum 💖💖💖💖
@@Goldenwriter13147 muahh 💋🫶🏻
@@Jijeontaen 💋💋❤❤❤❤
Cok guzel olmuss o guzelim kurgularini okumayali özlemişim ellerini sağlık birtanem cok guzel olmus 🤍💞
Yaa, teşekkür ederim bebeğim 🤧🎀🫶🏻
@@JijeontaenRica ederim birtanem 💞🤍
Sonundaaaa❤ okumadım ama mükemmel olmuşturrr
Yaa 🤧🫶🏻
ayayay geldi benim best yazarrrr😔✋🏻
Yeriiim 🤧🎀
Yine burdayimmmm❤❤
Muhtesem ötesi olmuşşş ve iyisin demi elin iyidir ihsallah destan yazmışsın seni yazar yapmak için ne gerekiyorsa yaparım çok iyi olmuşş .
İyi çok şükür agspslsldl
Teşekkür ederiiim 🤧🎀
@@minow-Under-the-oak-tree minhommm ne olduu biliyoo musuuuunnn
1 kilo verdiiiiimmm
@@elifbeyza3127 aaaaaaa çok sevindim
@@elifbeyza3127 beende 2 kilo almışım 😆
@@minow-Under-the-oak-tree bence bu seni için mükemmel minhomm
Simdi vakit bula bildim okumaya ama cok guzel olmus bitanem ellerine saglik💕
Sorun değil güzelim, teşekkür ederiiim 🤧🎀🫶🏻
26 dk sonra gördüm 😢 ben okumaya uçuyom 😊❤
İyi okumalarrr 🎀
@@Jijeontaen teşekkürler ~
İlk🎉
Tebriklerrr 🎀
Geldiim hemen okumaya gidiyorumm
İyi okumalar güzeliim 🫶🏻🎀
Tek kelime ile harika olmuşş,benim kelimelerimin hepsinide kullanmısın teşekkürlerr.Bomba gibi bir hikayeeee✨️🦋
Teşekkür ederiiim 🫶🏻🎀🫀
Bu niye bukadar güzeeel❤
Sizin güzelliğiniz oo 🎀🫶🏻
Cok tatlış bir hikayeydiii😭😭
@@lun.m0_0n teşekkür ederiiim 🤧🎀
Hemen okuyorum ilkk
AAAAAAA BU NEE BU KADAR GÜZEL BİR ŞEY OLAMAZ
Teşekkür ederiiim 🤧🎀
Bu müthiş olmuşş! Bayıldım gerçekten o kadar güzel toparlamışsın ki yazılanlarıı.Ben daha sonradan gördüğüm için yazamadım kelime kurgu için ama bir daha böyle bir kurgu daha yaparsan onun için bende bir şeyler yazarım güzelimm💕🫶
Beğendiyseniz yaparım elbette 🤧🎀🫶🏻
@@JijeontaenYaa gerçekten mi 🥹🫶
Aşırı güzel olmuş yazarimm ❤
Teşekkür ederim birtanem 🫶🏻🫀
@@Jijeontaen ❤
Askım bir mafyanın planında yer alırsın 12.bölümü ne zamann
Daha yazmadım maalesef güzelim ya 🎀
@@Jijeontaen Güzelim mi?😍
ABİİİ BUNEEE YEMİN EDİYORUM COK MANTİKLİ OLMUS VE BENİM KELİMELERİMİN DE HEPSİNİ KULLANMİSSİN YERİM SENİİİ (SU JEON DA AZİCİK ROMANTİK OLSAYMİS AQ)
Teşekkür ederiiim 🤧
Siz hiç romantik bir şeyler yazmamışsınız ki ama..
@@Jijeontaen eh kucak yazmıştım sende onu kan sahnesiyle birleştirince olan bu KDKAKCKLAKCLSMD
@@Jtdps ne kadar romantik bir insansam işte agspwlksk
Güzelim mükkemmel olmuş, kelimeler en mantıklı şekilde yerleştirilmiş bayıdımm ~🌈💌~
Askm iyide bu mükemmel ötesi olmusss💗😚
@@Nazli_394 teşekkür ederim güzelim 🫶🏻🎀
@@Jijeontaen 😘💓