akın var güneşe akın,güneşi zaptedeceğiz güneşin zaptı yakın...nazımın bu dizelerini anlattıklarınızla bu kez daha farklı anladım, teşekkür ederim hocam
Hocam küçük bir not: 2000’lerin başında insan genom projesiyle anladık ki insandaki en büyük gen ailesini koku reseptörleri oluşturuyor, daha büyüğü yok. Daha sonra bu genlerin büyük bir çoğunluğunun köreldiğini (pseudogene haline geldiklerini) gözlemledik. Bu da gösteriyor ki H. erectus’tan itibaren insan daha dar bir spektrumdaki kokulara duyarlı kalabildi, yani ister istemez erectus’tan günümüz sapiens’ine kadar visual yetilerimizin gelişmesi kaçınılmaz oldu, belki de ayağa kalkmanın bedelini ödüyoruz bu şekilde. Sanki tarihi erectus’a kadar geri sarıp tekrar başlatabilsek bugünkü yerimizden çok farklı bir kültür geliştiremeyebilirdik gibi geliyor bana. İlginç bir nokta da şu, bu koku reseptörlerinin bir kısmı spermler tarafından da ifadeleniyor, bugünkü hipoteze göre yumurta çeşitli kimyasalları salgılayarak, spermlerin kendisine ulaşması için bir nevi navigasyon hizmeti sunuyor, öyle ya spermlerin gözü yok nereden bilecek doğru yönde ilerlediklerini.
Hocam bu konuda çok sayıda çalışma ve süregelen tartışmalar mevcut. Görece eski, ama fazla teknik olmadığını düşündüğüm şu iki open access yayına göz atarsanız aydınlatıcı olur sanıyorum. 1- Vosshall, Leslie B. "Olfaction: attracting both sperm and the nose." Current biology 14.21 (2004): R918-R920. 2- Niimura, Yoshihito, and Masatoshi Nei. "Evolution of olfactory receptor genes in the human genome." Proceedings of the National Academy of Sciences 100.21 (2003): 12235-12240.
Merhaba Hocam.oncelikle teşekkürler bu noktalari ve baglamlari bizle paylaştığıniz icin.Yeni kurulan bir yönetim için o zaman 'istikbal goklerdedir" mottosunu kullanmak da buna girer diyebilir miyiz?
hocam siz inanılmaz bir insansınız.
teşekkür ederim emekleriniz için 🧡💚
akın var güneşe akın,güneşi zaptedeceğiz güneşin zaptı yakın...nazımın bu dizelerini anlattıklarınızla bu kez daha farklı anladım, teşekkür ederim hocam
Hocam küçük bir not: 2000’lerin başında insan genom projesiyle anladık ki insandaki en büyük gen ailesini koku reseptörleri oluşturuyor, daha büyüğü yok. Daha sonra bu genlerin büyük bir çoğunluğunun köreldiğini (pseudogene haline geldiklerini) gözlemledik. Bu da gösteriyor ki H. erectus’tan itibaren insan daha dar bir spektrumdaki kokulara duyarlı kalabildi, yani ister istemez erectus’tan günümüz sapiens’ine kadar visual yetilerimizin gelişmesi kaçınılmaz oldu, belki de ayağa kalkmanın bedelini ödüyoruz bu şekilde. Sanki tarihi erectus’a kadar geri sarıp tekrar başlatabilsek bugünkü yerimizden çok farklı bir kültür geliştiremeyebilirdik gibi geliyor bana. İlginç bir nokta da şu, bu koku reseptörlerinin bir kısmı spermler tarafından da ifadeleniyor, bugünkü hipoteze göre yumurta çeşitli kimyasalları salgılayarak, spermlerin kendisine ulaşması için bir nevi navigasyon hizmeti sunuyor, öyle ya spermlerin gözü yok nereden bilecek doğru yönde ilerlediklerini.
İnanılmaz ilginç. Çok teşekkür ederim. Gönderebileceğin link falan var mı bu konuda.
Hocam bu konuda çok sayıda çalışma ve süregelen tartışmalar mevcut. Görece eski, ama fazla teknik olmadığını düşündüğüm şu iki open access yayına göz atarsanız aydınlatıcı olur sanıyorum.
1- Vosshall, Leslie B. "Olfaction: attracting both sperm and the nose." Current biology 14.21 (2004): R918-R920.
2- Niimura, Yoshihito, and Masatoshi Nei. "Evolution of olfactory receptor genes in the human genome." Proceedings of the National Academy of Sciences 100.21 (2003): 12235-12240.
00:23 tam ataerkilliğe sövecekken entelektüelliğinden ödün vermeme düşüncesiyle vazgeçme 😀
Merhaba Hocam.oncelikle teşekkürler bu noktalari ve baglamlari bizle paylaştığıniz icin.Yeni kurulan bir yönetim için o zaman 'istikbal goklerdedir" mottosunu kullanmak da buna girer diyebilir miyiz?
Gayet tabii ki, hatta bölüm başlığını öyle koyacaktım.