Enam 116. ayet “Eğer yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyarsan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar yalnız var sayıyorlar”
Allah razı olsun Erdem Kardeşim. Doğru sözlere denecek bir şey yoktur, doğru olduğunu ikrar etmekten başka. Rabbim cümlemize, O’nun razı olacağı bir şekilde O’nun Emirlerini yaşamamızı kolaylaştırsın 🥺🤲
Kur’anın ana mesajını biraz olsun kavrayan kişinin sorusudur bu. Milyonlarca insan namaz kılıyor,tüm ibadetleri yerine getiriyor ama,temelsiz. Bir kişi Allah’ın kur’an da belirtmediği durumu kitapta varmış gibi dinin içine monte ederse o nasıl Müslüman olur. Maalesef kendin Müslüman diyenlerin bir çoğu bu durumda. En basit allahtan başkasından ahirette şefaat beklemek. Bir müşrik adetidir ama kimse üstüne alınmıyor.
işte bunun temelinde siyasal İslam yani tarikatlar ve hadisleri değiştirenlerin kurduğu islam bence hz isa gelmesi sebebi bu olabilir bu temel yapılanmayı yok edecek ve deccal sistemini bügün hz isa gelecek diyenler o gün karşısında olacak
Hocam Allah razı olsun lütfen bunu fıtrat tv duysun Abdülaziz Bayındır hocanin sesi cok kısık geliyor buna dikkat edin lütfen Yahya hoca erdem hocalarin sesi gayet net geliyor
Bir soru beni cok ama cok düşündürüyor. Hoca söylemiş ki Kurana emel etmiyen topluluk hep Allahın yardımından uzak düşüyor. Allahın yardımı ne demek? Toplu hüzur, güzel ve saglıklı hayat, mutlu halk. Soru şu, Nasıl oluyor da, şu yukarda saydıklarım hepsi ateist batı topluluklarında mevcut durumda? Kim şu soruyu yanıtlıya bilir?
@@slavagold6040 Çünkü onlar en azından Allahın insanda yarattığı fıtrata ve yarattığı ayetlere yani kainattaki yaratılan fıtrata uyuyorlar ve çalışıyorlar. Bir ayette Rabbimiz mealen insann kazandığı ancak onun cabasidir, çalıştığıdir buyuruyor.
Birincisi hepsi mevcut çok büyük bir iddia oradada mutlu olanlarda var mutsuz olanlarda genelleme doğru değil bence. İkincisi mümin suresi 4. Ayet ve ali imran 196-197 ayetleri okumanızı tavsiye ederim Selametle
@@emreyasar8237 şunları biliyoruz, fertlerde ola biliyor, şu qayet normal. Benim konuşmam, toplumun durumuyla ilqili. Toplumun büyük cogunlugu hüzurlu tehlikesiz hayat sürüyor. Tam Allahın müslümanlara söz verdiyi kibi. Ama ne namaz kılıyorlar ne orucları yok, alkol kullanlyorlar, qayri meşru ilişkilerde bulunuyorlar. Dogrumu?
Yorumlarınızın büyük bir kısmına katılmakla birlikte, çok büyük hatalar yaptığınızı düşünüyorum. İnsanların Müslüman olup olmadıkları konusunda yalnızca Allah hüküm verebilir, bunun dışında hiçbirimizin söylediği zannı geçemez. Söyledikleriniz arasında doğrular olduğu gibi doğrularla birlikte yanlışları da sayarak onları da doğruymuş gibi gösteriyorsunuz mesela; Namaz yok, başörtüsü yok, kurban yok... gibi bir ifadeniz var... ve evet en azından başörtüsü yok "adetlerle tefsir ederseniz ayeti başka tabi..." ve evet diğerlerini de pek doğru anlamıyoruz ve uygulamıyoruz, kurban da hac için doğru fakat "venhar" kelimesinin anlamının daraltılması sonucu yanlışa gidiyoruz. Kuranı çevresel etkilerden sıyrılıp (örneğin rivayetler denilen çoğu Allah Resulüne iftiradan başka bir şey olmayan bataklıktan...) öylece okumak ve derinlemesine incelemek, bize gelen mesajların gerçek anlamını dosdoğru özümseyip hayatımıza taşımak tek kurtuluşumuz... saygılarımla...
Nisa 101~102~103 SALAT NAMAZ MI? Çok tartışılan ve sorulan Nisa 101, 102 ve 103. ayetlere gelelim. Bu ayetleri doğru anlamak için öncelikle secde kavramını doğru bilmemiz gerekir. Secde fiziksel değil zihinsel bir eylemdir. Kuranda fiziksel yere kapanmak kelimesi "harre"'dir. isra 109: Onlar, ağlayarak çeneleri üzerine yere kapanırlar. Bu onların huşularını Allah'a olan saygılarını artırır. Secde teslimiyet göstermektir. Otoriteyi kabul etmek, otoriteye uymaktır. Yusuf 100: Ve (Yusuf) anasıyla babasını yüksek bir taht üzerine yükseltti. Ve hepsi boyun eğip teslimiyet göstererek/ secde ederek o'nun için yere kapandılar. Bu ayette secde ile harre kelimesi birlikte geçmekte ve bize secdenin fiziksel yere kapanmak anlamına gelmediğini öğretmektedir. Şayet secde yere kapanmak olsaydı harre kelimesi kullanılmazdı. Benzer ayet için Secde 15'e ve isra 107'ye de bakabilirsiniz. Burada Yakup ve çocuklarının secdesi, Yusuf'un temsil ettiği makamın otoritesini kabul etmeleridir. Bugün bir mültecinin T. C. anayasasına bağlı kalarak yaşayacağına söz vermesi, devletin otoritesine boyun eğip kabul etmesi olarak da anlayabiliriz. Nahl 48: Onlar, Allah'ın yarattığı şeylerden, herhangi bir şeye bakmazlar mı? Gölgelerinin; secde ederek, saygıyla sağa sola dönüp O'nun yasalarına nasıl uyduklarını görmüyorlar mı? Allah'a secde etmek; Allah'ın yasalarını kabul etmek, boyun eğmektir. Zıddıyla tanımlayalım: İnşikak 20: Onların nesi var ki inanıp güvenmiyorlar. Inşikak 21: Kendilerine Kur'an okunduğu zaman secde etmiyorlar. İnşikak 22: Aksine, Kafirler/ gerçeği örtenier yalana sarılıyorlar. Ayet açıkça secdeyi; gerçeği örtmek, yalana sarılmanın ziddi olarak tanımlıyor. Benzer ayetler: Furkan 60: Ve onlara, "Rahman'a secde edin." dendiği zaman, "Rahman da neymiş? Senin bize buyurduğun her şeye secde mi edeceğiz?" dediler. Bu çağrın onların nefretlerini arttırdı. Rahman'a secde etmemek, buyruklarına uymamak demektir, yere kapanmamak değil. Bakara 34: Sonra melekelere: "Adem için secde edin." dedik. İblis hariç hemen secde ettiler.O, yüz çevirip büyüklük tasladı. O kafirlerdendi. Secde etmemek, yüz çevirip büyüklük taslamaktır, yere kapanmamak değil. Elbette konumuz secde değil. Bu kavramı ileride salat konusundan sonra daha detaylı İşleyeceğiz. Demek istediğimiz secdenin zihinsel olduğu ve fiziki olarak yere kapanmayla bir ilgisi olmadığıdır. Gelelim ayetlere: Nisa 101: Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman, eğer Kafirlerin/ gerçeği örtenlerin sizi ateşe atmalarından/ kötülük yapmalarından korkarsanız, salatı kısaltmanızda bir sakınca yoktur. Kuşkusuz, kafirler/ gerçeği örtenler sizin apaçık düşmanınızdır. İnsanlar sefere çıkmayı beyninde, savaş ortamında kılıç sallarken olarak kurguluyor. Oysa; sefere çıkmak; savaşa hazırlık, yola çıkmak, savaşmak ve dönüşü de kapsamaktadır. Ve bu süre o günün şartlarına göre en az bir aydır. Savaş meydanında savaşmak ise az veya çok ortalama bir gündür. Bu ayette kısaltılmasına izin verilen salatın iki boyutu vardır: 1: Vahiy eğitim ve öğretimi. Nebi sefer esnasında da vahiy almaya devam etmektedir. Ve kendisine vahyedileni tebliğ etmek, öğretmek zorundadır. Rabbimiz bu eğitim ve öğretim faaliyetini seferde tehlike arzeden durumlarda kısaltılmasına izin vermektedir. 2: Savaş taktik eğitim ve öğretimi. Muhammed nebi aynı zamanda ordunun komutanıdır. Ve ordusuna; gerek gelen vahiy doğrultusunda, gerek ferdi, gerek istişare yoluyla alınmış kararları öğretmek, gerekli talimatları vermek durumundadır. Her iki durumda da verilen eğitim salat, askerlerin anlayıp kabul etmesi secdedir. Nisa 102: Sen de içlerinde bulunup; onlara salati ikame ettirdiğin zaman, onların bir kısmı seninle beraber salata dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar, secde edince/ öğrenip kabul edince, arkanıza geçsinler. Sonra, salat etmemiş olan diğer kısım gelsin, seninle beraber salatı ikame etsin. Önlemlerini ve silahlarını da alsınlar. Kafirler/ gerçeği örtenler, silahlarınızdan ve eşyalarınızdan uzak kalmanızı arzu ederler ki, size aniden baskin düzenlesinler. Eğer yağmurdan dolayı bir eziyet görürseniz veya hasta olursanız, önlemlerinizi alarak silahlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Kuşkusuz, Allah Kafirier/ gerçeği örtenler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır. Görüldüğü üzere Rabbimiz nebimize; kısaltılmış salatı eğitim öğretim faaliyetini icra ederken grubu ikiye ayırmasını, birinci grubun silahlarıyla birlikte eğitim ve öğretimi tamamlayıp secde etmesinden/ anlayıp kabul etmesinden sonra ikinci grubun eğitim öğretime katılmasını, bu esnada diğer grubun da güvenlik önlemi almasını buyurmakta, yağmur veya hastalıktan kaynaklanan zor şartların oluşması durumunda önlem alınması şartıyla silahların bırakılmasına kolaylık sağlamaktadır. Dikkat edin! Mevzu tamamen eğitim ve öğretim. Her iki grup da silahlanyla birlikte ayakta duruyor. Bir grup eğitim alırken diğer grup güvenliği sağlıyor. Ve bu kısaltılmış: gerek vahiy, gerek savaş taktik eğitimi, gruplar anlayıp, öğrenip secde ettikten/ kabul edip itaat ettikten sonra bitiyor. Nisa 103: Salati ikame ettikten sonra ayakta, oturarak ve yanlarınız üzerinde Allah'ı anın/her ne durumda olursanın olun Allah'ı aklınızdan çıkarmayın. Güvene kavuştuğunuz zaman, salatı gereği gibi ikame edin. Kuşkusuz salat, belirlenmiş vakitlerde Mü'minler üzerine yazılmıştır. Rabbimiz normal şartlarda salatın ikamesini/ vahiy eğitim öğretim ve toplumsal dayanışma faaliyetini kesinlikle aksattırmamaktadır. Hatta salatın ikamesini, belli vakitlere bağlatarak örgütlenmesini/kurumsallaşmasını istemiştir. Tıpkı devletin eğitim öğretim, halk eğitim kursları gibi faaliyetlerini belli takvimlere/ saatlere bağlaması gibi. Rabbimiz ancak zor şartlarda bu faaliyetin kısaltılmasına izin vermiştir. Mevzubahis ayetlerin namazla, namazın 2 rekat, seferde 1 rekat olmasıyla alakası yoktur. Bu bir kurancı bana atı neden bunlar namaz yok diyorlar
Üstteki yazı yanlışlarla dolu. İslam'ı tahrif etmek secdeyi salatı(namazı) rukulu secdeli kıyamlı salatı reddetmek resmen açıkça Kuran'da olmasına rağmen reddetmek İslam'ı tahrif etmek. Tıpkı ehli kitap Yahudi Hristiyanların dininin tahrif edildiği gibi. O dinler nasıl tahrif edilmiş işte tam da yukarıdaki yazıyı yazıp bilmişlik taslayanlar gibileri yüzünden ve bunlar işine gelip kabul edenler yüzünden bozulmuş.
Doğru diyorsun.. bu secde konusunu yıllar önce Erdem Bey ile Facebookda tartışmıştık salât konusunda ama kendisi kelime cambazlığında usta birisi olduğu için herşeyi kendine göre çevirip gerçeği görmemeyi tercih etti. En sonunda da beni engellemişti. Keşke adam gibi fikirlerimizi karşılıklı konuşup tartıştırabilecegimiz bir ortam olsa. Muhtemelen sizin yazınızı da okuyup gülüp geçecek belkide kendisine ilk zıt gelen ifadeden sonra devamına bakmayacaktır bile. Oldukça sabit fikirli birisidir kendileri ve zahiri bakış açısına sahiptir Kur'an konusunda. Ne görüyorsa o, ikinci bir olasılığa yer vermez hatta bazı konularda yan anlamları bile kabul etmez
Erdem Bey, çok güzel bir konuşma ve tavsiye idi tebrik ederim ancak baş örtüsü hakkında söyledikleriniz kitaba dayalı bir çıkarım olmadığı halde sanki farzmış gibi konuştunuz..bu da dediklerinizle çeliştiğinize dair bir delildir..
@@ebru10161 İlahi emir başa değil göğüslerin üzerini örtmeye işaret ediyor..Başını saçını ört şeklinde hiçbir ibare yok, Kur'an'ı Kerim'de..Dine eklemeler yapılarak Allah'ın dininin böyle anlaşılması ve yaşanmasına sebebiyet verilmiş sadece..Bu tamamen Arap örfünün bir yansımasıdır.
Rabbim bizlere hesabı verilebilir bir hayat yaşamayı nasip etsin inşallah Allah sizlerden razı olsun
Allah razı olsun ancak bu kadar net ve güzel olur
Enam 116. ayet “Eğer yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyarsan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar yalnız var sayıyorlar”
Allah Razı olsun sizlerden
Çok güzel izah etmişsiniz 😊
Allah sesinizi gürleştirsin inşallah. Çok güzel özetlemişsiniz halimizi...
Allah razı olsun; açıkça söylemişsiniz müslümanım demekle olunmaz; Allah ın dediğini yapmakla olunur!
İslam alemi islama kurban olsun.islamin hayat kriterlerini uygulayanlara selam olsun ama İslam'ın uydurulan İslam'ın değil.!!!
Allah razı olsun. ☝️🤲
Allah razı olsun inşallah çok güzel açıklamalar iyi ki varsınız size selamlar Allah'a emanet olun
İmân etmek, Allah'a güvenmektir.✔
İslâm olmak, Allah'a teslim olmaktır.✔
Teslim olana Müslim denir.✔
Tasavvuf başlı başına ayrı bir dindir.✔
Maalesef aynen öyle Erdem hocam, bu büyük yanlışlardan döneriz inşallah, teşekkür ederiz.
Allah razı olsun Erdem hocam.
Tamamen katılıyorum insanlar bir işe başlarken Allah bu konuda ne diyor diyenlerin sayısı çok az.
Allah CC razı olsun
Allah sizlerden de bizlerden de Hesap Günü razı olsun.
Kendi kendimize musluman diyoz bos bos kendimizi kandiriyoruz
Oh be içimin yağları eridi.
Kilo vermişindir artık 😅😅😅
Allah razı olsun Erdem Kardeşim. Doğru sözlere denecek bir şey yoktur, doğru olduğunu ikrar etmekten başka.
Rabbim cümlemize, O’nun razı olacağı bir şekilde O’nun Emirlerini yaşamamızı kolaylaştırsın 🥺🤲
Ağzına sağlık hocam
ALLAH razı olsun
Biz öğrenerek değil başkalarından duyarak müslümanım diyoruz..
Erdem bey iyi akşamlar
Geçen hafta önemli ameliyat geçirdim.
Yanımda da Zikir II vardı.
Vatandaş bizi tarikatçı sandı
Ağzına sağlık kardeşim
Tesekkurler
ne güzel anlattınız
ALLAH bizi tövhid üzrə sabit qədəm Etsin. ALLAH RAZI OLSUN
Selam kurân müminlerine olsun ❤
ÇOK TEŞEKKÜRLER FITRAT TV.
nice!!!
Müslümanların mutlak kurtarıcısı Allah'tır. Şefaati , yardımı efendimiz olan Allah'tan beklemek gerekir..
HARİKA BİR SORU
Teşekkürler.
Müslümanlar gerçekten müslüman olsa bu halde olurmuydu Boşuna mı yüce Allah Ey iman edenler iman ediniz demiş
eee ne demişler "Dustin'i Hoffman olanın, imanında kopukluk olur" vesselam
Olmayan şey uzerinden dunya malini götüren dinlerin gercek yaraticiya dönüşü asla mümkün olmaz!
Gerçekten öyle Erdem bey ağzınıza sağlık çok yazık 😢
Kur’anın ana mesajını biraz olsun kavrayan kişinin sorusudur bu. Milyonlarca insan namaz kılıyor,tüm ibadetleri yerine getiriyor ama,temelsiz. Bir kişi Allah’ın kur’an da belirtmediği durumu kitapta varmış gibi dinin içine monte ederse o nasıl Müslüman olur. Maalesef kendin Müslüman diyenlerin bir çoğu bu durumda. En basit allahtan başkasından ahirette şefaat beklemek. Bir müşrik adetidir ama kimse üstüne alınmıyor.
işte bunun temelinde siyasal İslam yani tarikatlar ve hadisleri değiştirenlerin kurduğu islam bence hz isa gelmesi sebebi bu olabilir bu temel yapılanmayı yok edecek ve deccal sistemini bügün hz isa gelecek diyenler o gün karşısında olacak
Gorunmeyen muslumanlar bizde cok
Erdem bey,ben çevremdekilere daha Kuran ı Türkçe okutamıyorum.
Hocam Allah razı olsun lütfen bunu fıtrat tv duysun Abdülaziz Bayındır hocanin sesi cok kısık geliyor buna dikkat edin lütfen Yahya hoca erdem hocalarin sesi gayet net geliyor
Bildiriminiz için teşekkür ederiz.
Bir soru beni cok ama cok düşündürüyor. Hoca söylemiş ki Kurana emel etmiyen topluluk hep Allahın yardımından uzak düşüyor. Allahın yardımı ne demek? Toplu hüzur, güzel ve saglıklı hayat, mutlu halk. Soru şu, Nasıl oluyor da, şu yukarda saydıklarım hepsi ateist batı topluluklarında mevcut durumda? Kim şu soruyu yanıtlıya bilir?
@@slavagold6040 Çünkü onlar en azından Allahın insanda yarattığı fıtrata ve yarattığı ayetlere yani kainattaki yaratılan fıtrata uyuyorlar ve çalışıyorlar. Bir ayette Rabbimiz mealen insann kazandığı ancak onun cabasidir, çalıştığıdir buyuruyor.
@@erolincedal7906nasıl yani? Alkokol kullanlyorlar, qayri meşru ilişkileri mevcut, kadınları kafalarını örtmüyorlar, namaz yapmıyorlar, peygamberi tanımıyorlar...... Allahu teala nasılda onlara hüzur vermiş? Hocanın söyledikleri dogruysa, onlar tam rezillik icinde olmalı diyillermi?
Cevap basit de, yazmak çok uzun sürer.
Birincisi hepsi mevcut çok büyük bir iddia oradada mutlu olanlarda var mutsuz olanlarda genelleme doğru değil bence.
İkincisi mümin suresi 4. Ayet ve ali imran 196-197 ayetleri okumanızı tavsiye ederim
Selametle
@@emreyasar8237 şunları biliyoruz, fertlerde ola biliyor, şu qayet normal. Benim konuşmam, toplumun durumuyla ilqili. Toplumun büyük cogunlugu hüzurlu tehlikesiz hayat sürüyor. Tam Allahın müslümanlara söz verdiyi kibi. Ama ne namaz kılıyorlar ne orucları yok, alkol kullanlyorlar, qayri meşru ilişkilerde bulunuyorlar. Dogrumu?
Bence değil 🤷♂️
Yorumlarınızın büyük bir kısmına katılmakla birlikte, çok büyük hatalar yaptığınızı düşünüyorum. İnsanların Müslüman olup olmadıkları konusunda yalnızca Allah hüküm verebilir, bunun dışında hiçbirimizin söylediği zannı geçemez. Söyledikleriniz arasında doğrular olduğu gibi doğrularla birlikte yanlışları da sayarak onları da doğruymuş gibi gösteriyorsunuz mesela; Namaz yok, başörtüsü yok, kurban yok... gibi bir ifadeniz var... ve evet en azından başörtüsü yok "adetlerle tefsir ederseniz ayeti başka tabi..." ve evet diğerlerini de pek doğru anlamıyoruz ve uygulamıyoruz, kurban da hac için doğru fakat "venhar" kelimesinin anlamının daraltılması sonucu yanlışa gidiyoruz. Kuranı çevresel etkilerden sıyrılıp (örneğin rivayetler denilen çoğu Allah Resulüne iftiradan başka bir şey olmayan bataklıktan...) öylece okumak ve derinlemesine incelemek, bize gelen mesajların gerçek anlamını dosdoğru özümseyip hayatımıza taşımak tek kurtuluşumuz... saygılarımla...
bozulmadık derken? bu kitap korunmuş bir kitap değil mi?
Nisa 101~102~103 SALAT NAMAZ MI?
Çok tartışılan ve sorulan Nisa 101, 102 ve 103. ayetlere gelelim.
Bu ayetleri doğru anlamak için öncelikle secde kavramını doğru bilmemiz gerekir. Secde fiziksel değil zihinsel bir eylemdir. Kuranda fiziksel yere kapanmak kelimesi "harre"'dir.
isra 109: Onlar, ağlayarak çeneleri üzerine yere kapanırlar. Bu onların huşularını Allah'a olan saygılarını artırır.
Secde teslimiyet göstermektir. Otoriteyi kabul etmek, otoriteye uymaktır.
Yusuf 100: Ve (Yusuf) anasıyla babasını yüksek bir taht üzerine yükseltti. Ve hepsi boyun eğip teslimiyet göstererek/ secde ederek o'nun için yere kapandılar.
Bu ayette secde ile harre kelimesi birlikte geçmekte ve bize secdenin fiziksel yere kapanmak anlamına gelmediğini öğretmektedir. Şayet secde yere kapanmak olsaydı harre kelimesi kullanılmazdı. Benzer ayet için Secde 15'e ve isra 107'ye de bakabilirsiniz.
Burada Yakup ve çocuklarının secdesi, Yusuf'un temsil ettiği makamın otoritesini kabul etmeleridir.
Bugün bir mültecinin T. C. anayasasına bağlı kalarak yaşayacağına söz vermesi, devletin otoritesine boyun eğip kabul etmesi olarak da anlayabiliriz.
Nahl 48: Onlar, Allah'ın yarattığı şeylerden, herhangi bir şeye bakmazlar mı? Gölgelerinin; secde ederek, saygıyla sağa sola dönüp O'nun yasalarına nasıl uyduklarını görmüyorlar mı?
Allah'a secde etmek; Allah'ın yasalarını kabul etmek, boyun eğmektir.
Zıddıyla tanımlayalım:
İnşikak 20: Onların nesi var ki inanıp güvenmiyorlar.
Inşikak 21: Kendilerine Kur'an okunduğu zaman secde etmiyorlar. İnşikak 22: Aksine, Kafirler/ gerçeği örtenier yalana sarılıyorlar.
Ayet açıkça secdeyi; gerçeği örtmek, yalana sarılmanın ziddi olarak tanımlıyor.
Benzer ayetler:
Furkan 60: Ve onlara, "Rahman'a secde edin." dendiği zaman, "Rahman da neymiş? Senin bize buyurduğun her şeye secde mi edeceğiz?" dediler. Bu çağrın onların nefretlerini arttırdı.
Rahman'a secde etmemek, buyruklarına uymamak demektir, yere kapanmamak değil.
Bakara 34: Sonra melekelere: "Adem için secde edin." dedik. İblis hariç hemen secde ettiler.O, yüz çevirip büyüklük tasladı. O kafirlerdendi.
Secde etmemek, yüz çevirip büyüklük
taslamaktır, yere kapanmamak değil.
Elbette konumuz secde değil. Bu kavramı ileride salat konusundan sonra daha detaylı İşleyeceğiz.
Demek istediğimiz secdenin zihinsel olduğu ve fiziki olarak yere kapanmayla bir ilgisi olmadığıdır.
Gelelim ayetlere:
Nisa 101: Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman, eğer Kafirlerin/ gerçeği örtenlerin sizi ateşe atmalarından/ kötülük yapmalarından korkarsanız, salatı kısaltmanızda bir sakınca yoktur. Kuşkusuz, kafirler/ gerçeği örtenler sizin apaçık düşmanınızdır.
İnsanlar sefere çıkmayı beyninde, savaş ortamında kılıç sallarken olarak kurguluyor. Oysa; sefere çıkmak; savaşa hazırlık, yola çıkmak, savaşmak ve dönüşü de kapsamaktadır. Ve bu süre o günün şartlarına göre en az bir aydır. Savaş meydanında savaşmak ise az veya çok ortalama bir gündür. Bu ayette kısaltılmasına izin verilen salatın iki boyutu vardır:
1: Vahiy eğitim ve öğretimi. Nebi sefer esnasında da vahiy almaya devam etmektedir. Ve kendisine vahyedileni tebliğ etmek, öğretmek zorundadır. Rabbimiz bu eğitim ve öğretim faaliyetini seferde tehlike arzeden durumlarda kısaltılmasına izin vermektedir.
2: Savaş taktik eğitim ve öğretimi. Muhammed nebi aynı zamanda ordunun komutanıdır. Ve ordusuna; gerek gelen vahiy doğrultusunda, gerek ferdi, gerek istişare yoluyla alınmış kararları öğretmek, gerekli talimatları vermek durumundadır.
Her iki durumda da verilen eğitim salat, askerlerin anlayıp kabul etmesi secdedir.
Nisa 102: Sen de içlerinde bulunup; onlara salati ikame ettirdiğin zaman, onların bir kısmı seninle beraber salata dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar, secde edince/ öğrenip kabul edince, arkanıza geçsinler. Sonra, salat etmemiş olan diğer kısım gelsin, seninle beraber salatı ikame etsin. Önlemlerini ve silahlarını da alsınlar. Kafirler/ gerçeği örtenler, silahlarınızdan ve eşyalarınızdan uzak kalmanızı arzu ederler ki, size aniden baskin düzenlesinler. Eğer yağmurdan dolayı bir eziyet görürseniz veya hasta olursanız, önlemlerinizi alarak silahlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Kuşkusuz, Allah Kafirier/ gerçeği örtenler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
Görüldüğü üzere Rabbimiz nebimize; kısaltılmış salatı eğitim öğretim faaliyetini icra ederken grubu ikiye ayırmasını, birinci grubun silahlarıyla birlikte eğitim ve öğretimi tamamlayıp secde etmesinden/ anlayıp kabul etmesinden sonra ikinci grubun eğitim öğretime katılmasını, bu esnada diğer grubun da güvenlik önlemi almasını buyurmakta, yağmur veya hastalıktan kaynaklanan zor şartların oluşması durumunda önlem alınması şartıyla silahların bırakılmasına kolaylık sağlamaktadır.
Dikkat edin! Mevzu tamamen eğitim ve öğretim. Her iki grup da silahlanyla birlikte ayakta duruyor. Bir grup eğitim alırken diğer grup güvenliği sağlıyor. Ve bu kısaltılmış: gerek vahiy, gerek savaş taktik eğitimi, gruplar anlayıp, öğrenip secde ettikten/ kabul edip itaat ettikten sonra bitiyor.
Nisa 103: Salati ikame ettikten sonra ayakta, oturarak ve yanlarınız üzerinde Allah'ı anın/her ne durumda olursanın olun Allah'ı aklınızdan çıkarmayın. Güvene kavuştuğunuz zaman, salatı gereği gibi ikame edin. Kuşkusuz salat, belirlenmiş vakitlerde Mü'minler üzerine yazılmıştır.
Rabbimiz normal şartlarda salatın ikamesini/ vahiy eğitim öğretim ve toplumsal dayanışma faaliyetini kesinlikle aksattırmamaktadır. Hatta salatın ikamesini, belli vakitlere bağlatarak örgütlenmesini/kurumsallaşmasını istemiştir. Tıpkı devletin eğitim öğretim, halk eğitim kursları gibi faaliyetlerini belli takvimlere/ saatlere bağlaması gibi.
Rabbimiz ancak zor şartlarda bu faaliyetin kısaltılmasına izin vermiştir. Mevzubahis ayetlerin namazla, namazın 2 rekat, seferde 1 rekat olmasıyla alakası yoktur. Bu bir kurancı bana atı neden bunlar namaz yok diyorlar
Üstteki yazı yanlışlarla dolu. İslam'ı tahrif etmek secdeyi salatı(namazı) rukulu secdeli kıyamlı salatı reddetmek resmen açıkça Kuran'da olmasına rağmen reddetmek İslam'ı tahrif etmek. Tıpkı ehli kitap Yahudi Hristiyanların dininin tahrif edildiği gibi. O dinler nasıl tahrif edilmiş işte tam da yukarıdaki yazıyı yazıp bilmişlik taslayanlar gibileri yüzünden ve bunlar işine gelip kabul edenler yüzünden bozulmuş.
Allah sendende ,bunu sana atandanda razı olsun kafamda bikaç bişe vardı giderdim
Doğru diyorsun.. bu secde konusunu yıllar önce Erdem Bey ile Facebookda tartışmıştık salât konusunda ama kendisi kelime cambazlığında usta birisi olduğu için herşeyi kendine göre çevirip gerçeği görmemeyi tercih etti. En sonunda da beni engellemişti. Keşke adam gibi fikirlerimizi karşılıklı konuşup tartıştırabilecegimiz bir ortam olsa. Muhtemelen sizin yazınızı da okuyup gülüp geçecek belkide kendisine ilk zıt gelen ifadeden sonra devamına bakmayacaktır bile. Oldukça sabit fikirli birisidir kendileri ve zahiri bakış açısına sahiptir Kur'an konusunda. Ne görüyorsa o, ikinci bir olasılığa yer vermez hatta bazı konularda yan anlamları bile kabul etmez
Yalnız anayasamıza bakın
Erdem Bey, çok güzel bir konuşma ve tavsiye idi tebrik ederim ancak baş örtüsü hakkında söyledikleriniz kitaba dayalı bir çıkarım olmadığı halde sanki farzmış gibi konuştunuz..bu da dediklerinizle çeliştiğinize dair bir delildir..
Evet Farz.
Başörtüsü ilahi bir emirdir
@@ebru10161 İlahi emir başa değil göğüslerin üzerini örtmeye işaret ediyor..Başını saçını ört şeklinde hiçbir ibare yok, Kur'an'ı Kerim'de..Dine eklemeler yapılarak Allah'ın dininin böyle anlaşılması ve yaşanmasına sebebiyet verilmiş sadece..Bu tamamen Arap örfünün bir yansımasıdır.
Ağzına sağlık hocam