Geçti Hayal İçinde Bunca Yıl - Nota Eşliğinde Karaoke (Ahenk: Kız Neyi - 4 Ses - A)
HTML-код
- Опубликовано: 18 дек 2024
- Beste ve Güfte : Osman Nihat Akın
Makam : Nihâvent
Usûl : Düyek
Geçti hayâl içinde bunca yıl, bir gün gibi
En eski hâtıralar daha henüz dün gibi
Neden gönül bu içli hayata küskün gibi
En eski hâtıralar daha henüz dün gibi
OSMAN NİHAT AKIN (1905-1959)
Çorlu eşrafından Osman Beyzâde Nihad Bey'in oğlu, mâruf edip ve yazarlarımızdan Ahmet Rasim'in de torunudur.
1905 senesinde, Bakırköy'de dünyaya gelen bu afacan çocuktaki mûsikî kabiliyetini, ortaokula gittiği sıralarda , kendisine mûsikî hocalığı yapmış olan piyanist Sadri Bey sezmiş ve kendisiyle yakından ilgilenerek okuldan mezun oluncaya kadar, ona iyi denecek kadar piyano çalmasını da öğretmiştir.
Ele avuca sığmayacak derecede yaramaz ve haşarı olan Osman'la başa çıkamayacaklarını anlayan ailesi, onu küçük yaşta yatılı okula vermişti. Halbuki Sadri Bey'in gayesi, Osman'ı Viyana'ya göndertmek, ona mûsikî tahsili yaptırtmaktı. Sadri Bey, buna muvaffak olamadı.
Osman Nihad'ın , Türk Mûsikîsi repertuarına sunduğu eserlerdeki orijinaliteye dikkat edecek olursanız, onlarda, gelmiş geçmiş bestekârlarımızda az rastlanan bambaşka bir edâ, ayrı bir çeşni bulursunuz. Mistik ve romantik okulun tamamen dışında kalan Osman Nihad, kendi ruhundan başka, hiçbir tesirin altına girmeyecek kadar saf ve temiz kalmış nağmelerinde, tabiilikten asla ayrılmamıştır.
Mûsikî kâbiliyetinden başka, her biri birer berceste mısra halinde dillerde dolaşan şiirleri de Osman Nihad'ın ayrı bir kıymet tarafıdır.
Osman Nihad, dedesinin emirlerini yerine getirerek, evvelâ iktisat eğitimini tamamladı ve ancak ondan sonra, mûsikî ile fiilen uğraşmaya başladı. Dar bir imkân çerçevesi içinde, tek başına çalışmaya mecbur kalan genç sanatkâr, bütün vakitlerini piyanosunun başında geçiriyor, yaptığı eserleri kendisine çok yakın bulduğu bir arkadaşına, Kadıköylü Dr. Talha Bey'e çalıp söylüyordu. O derecede de mahçup ve çekingen bir hâli vardı.
Osman Nihad'a, bir ara Leon Hancıyan da ders vermeye başladı. Fakat , o aldığı her dersten sonra; öğrendiği usûl ve makamda bir eser besteleyerek hocasına götürüyor; Leon Hancıyan Bey'i, hayretten hayrete düşürüyordu. Basit güfteler üzerinde yaptığı bu beste denemeleri çok ümit verdiği için Leon Hancıyan, Ahmed Rasim nezdinde yeni bir teşebbüse girişti. Osman Nihad'ın dinleyici sıfatıyla dahi olsa, İtalyan konservatuarlarında birine devam etmesinin çok yerinde bir hareket olacağını söyledi. Bu teşebbüsten bir netice çıkmayınca, sanatkâr, hayatını kazanmak için memuriyete atılmaya mecbur oldu.
İlk bestesi “Ne müşkülmüş seni sevmek, sana yâr olmak” güfteli Suzinâk makamındaki şarkısıdır. Kendisinin söylediğine göre dedesi bir gün yanına çağırarak bir şeyler okumasını söylemiş. Osman Nihat Akın bu eserini okuyunca, çok beğenen Ahmed Rasim Bey, kimin olduğunu sormuş. Kendi eseri olduğunu söylemeye cesaret edemeyerek Hacı Ârif Bey’in olduğunu söylemiş. Duygulanarak gözleri dolan Ahmed Rasim Bey;
“-Böyle bir eseri ancak o yapabilir” diye söylenmiş.
Şarkısının beğenildiğinden cesaret alınca dedesine gerçeği anlatmış, buna çok kızan dedesi;
“-Düzenbaz, yalancı” diyerek bastonla kovalamış.
Osman Nihad'ı , memuriyet safında, çeşitli vazifelerde, müdürlük, müfettişlik ve yazarlık hayatından da tanıyoruz. Dürüstlüğü, açık söz ve açık kalpliliği ile, etrafında geniş bir muhit ve sempati yaratan sanatkârın rind meşrep bir hâli vardı.
Geniş ansiklopedik bilgisi sayesinde, her konuda yazılar, fıkralar, makaleler yazdığı gibi, kendine has olan zârif nükte ve buluşlarıyla Osman Nihad, basın âleminde de, kendine şöhret yapmaya muvaffak olmuş artist kalemlerimizden biriydi. İnandığı davaların müthiş bir savunucusu ve takipçisiydi.
Zor problemleri basite indirgemek hususundaki kâbiliyeti sayesinde, ekonomi ve işletme ekonomisi konusundaki dersleri, talebe camiasındaki büyük bir alâka ve sempati ile karşılandığı gibi klâsik eğitim yerine, yaşanılan hayattan bulup çıkardığı örneklerle ders verişi, hocalık hayatındaki başarının sırlarından birini teşkil ettiği için talebeleri ona "Naylon Profesör" ismini takmışlardı.
Osman Nihat Akın’ın çoğu popüler olmuş, tanınmış ses sanatkârları tarafından plâklara okunmuş, otuz sekiz kadar şarkısı bilinmektedir. Bunlardan Yine bu yıl ada sensiz içime hiç sinmedi adlı Nihavend şarkıyı, tarihçi Ahmed Refik Altınay’ın ölümü üzerine bestelemiştir.
Eserlerinden bazıları şunlardır:
Bir güneş bahtıma bir gün doğacaktır sanırım
Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin
Bir zamanlar maziye bak
Ellere uzaktan bak bana yakın gel
Geçti hayal içinde bunca yıl bir gün gibi
Girdim yarin bahçesine
Gözümden Gitmiyor Bir Dem Hayali
Göze mi geldim sen mi unuttun gelmiyorsun ah
Gurbet elde her akşam
Güzel bir göz beni attı bu derin sevdaya
Körfezdeki dalgın suya bir bak göreceksin
Ne müşkülmüş seni sevmek
Sen arzu ettin bu ayrılık senden eserdir
Seyre daldık gonce-ı handânı bir ömür bitti
Yaşlı gözlerimi kuruttum bu gece
Yine bu yıl ada sensiz
Bekir bey çok sevdiğim bir nihavend eser, çok teşekkür ederim.
Teşekkürler
Bu güzel paylaşımınız için teşekkürler.Elinize, emeğinize sağlık.
Emeğinize sağlık, harika bir klasik
Çok teşekkür ederim, güzel paylaşımlarınız için🙏
Eyvallah, sevgili kardeşim. Selam ve sevgiler...
👏 👏 👏 👏 💐
🎹🎵🎶🎵🎹
👏👏👏👏👏👏👏
*
Teşekkürler