İslam Tasavvuf Düşüncesi ve Estetik I Mahmud Erol Kılıç I 1.Oturum

Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç "Estetik" temalı İbn Haldun Akademi '23 programı kapsamında "İslam Tasavvuf Düşüncesi ve Estetik" başlıklı seminerinin ilk oturumunda konuşuyor.

[@nokta-i.istinat]

Bir YZ Özeti:
Bu söyleşi, İslam tasavvuf düşüncesi ve estetiği üzerine bir konuşmadır. Konuşmacı Mahmud Erol Kılıç, tasavvufi İslam anlayışını ve bunun sanatla ilişkisini açıklamaktadır. Ana noktalar şunlardır:
1. Tasavvuf, İslam'ın mistik ve manevi boyutunu temsil eden bir yorum ve yaşam biçimidir.
2. Tasavvufi anlayışa göre, Allah'ın isim ve sıfatları evrendeki her şeyin temelidir. Yaratılış, Allah'ın isimlerinin tecellisidir.
3. Varlıkta asıl olan güzellik, iyilik ve nurdur. Kötülük, çirkinlik ve karanlık ise geçici ve arızi durumlardır.
4. İnsan, Allah'ın ruhundan üflenmiş ve O'nun suretinde yaratılmıştır. Bu nedenle insanda ilahi nitelikler ve yaratıcı potansiyel vardır.
5. Sanat, Allah'ın isim ve sıfatlarının insan aracılığıyla tezahürüdür. Sanatçı, ilahi isimleri kendinde yansıtan kişidir.
6. Modern dünyada maddi ve görsel olan manevi olanın önüne geçmiştir. Bu, insanın asıl amacını unutmasına neden olabilir.
7. Tasavvuf, özellikle geleneksel İslam sanatları ve şiir üzerinde büyük etkiye sahip olmuştur.
8. Konuşmacı, Roger Garaudy örneği üzerinden hakikat arayışının önemini vurgulamıştır.
9. Mezhep ve yorum farklılıkları doğaldır, ancak bunların katılaşması ve taassuba dönüşmesi sorun oluşturur.
10. Tasavvufi bakış açısı, varlığın birliği (vahdet-i vücud) anlayışına dayanır ve modern bilimsel keşiflerle paralellikler gösterebilir.
Konuşmacı, bu fikirleri açıklarken Kur'an ayetlerinden, hadislerden, tasavvuf büyüklerinin sözlerinden ve günlük hayattan örnekler kullanmıştır.

[@nokta-i.istinat]

Diğer bir YZ Özeti:
Bu söyleşi, İslam Tasavvuf düşüncesi perspektifinden estetiğe bir giriş niteliğindedir. Konuşmacı, Mahmud Erol Kılıç, estetiğe genel bir bakış yerine tasavvufi bir yaklaşımla ele almayı tercih ettiğini belirtiyor.
Anahtar noktalar şunlardır:
Metodoloji: Kılıç, "Allah'a giden yollar kulların nefesleri adedincedir" anlayışından yola çıkarak farklı bakış açılarına saygı duymakla birlikte, kendi yaklaşımının tasavvuf olduğunu vurguluyor. Mezhepçiliği, tıpkı damar tıkanıklığı gibi, İslam düşüncesinin ilerlemesini engelleyen bir sorun olarak görüyor.
Tasavvufun Temelleri: Kılıç, tasavvufu, Kur'an-ı Kerim ve hadislere dayanarak Allah ile insan arasındaki ilişkiyi aşk ve yakınlık temelinde yorumlayan bir yaklaşım olarak tanımlıyor. Allah'ın isimlerinin tecellisi olarak varoluşu ve "Allah her neredeyseniz sizinle beraberdir" anlayışını vurguluyor.
Varoluş ve İsimler: Kılıç, varoluşta Allah'ın isimlerinin dışında bir şey olmadığını ve her şeyin bu isimlerin tecellisinden ibaret olduğunu savunuyor. Bu bağlamda, kötülük, çirkinlik ve zulüm gibi kavramların, Allah'ın isimlerinin engellenmesi veya eksik tecellisi sonucu ortaya çıkan arizi durumlar olduğunu belirtiyor.
Derecat ve Meratip: Kılıç, tasavvufta önemli kavramlar olan "derecat" (dereceler) ve "meratip" (mertebeler) kavramlarını açıklıyor. Bu kavramlar, varoluşun hiyerarşik bir yapıya sahip olduğunu ve her şeyin belirli bir düzen ve derece içinde yer aldığını ifade eder.
Modern Bilim ve Tasavvuf: Kılıç, modern bilimin, özellikle kuantum fiziğinin, tasavvufun yüzyıllar önce dile getirdiği bazı fikirleri doğrulamaya başladığını belirtiyor. Maddenin aslının yokluk olduğu ve her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu gibi fikirler örnek olarak veriliyor.
Sanat ve Tasavvuf: Kılıç, İslam sanatının temelinde tasavvufi düşüncenin yattığını ve sanatçıların ilhamını Allah'ın isimlerinden aldığını savunuyor.
Sonuç olarak, bu söyleşi, tasavvufi düşüncenin estetiğe bakışını anlamak için önemli bir giriş niteliğindedir. Kılıç, Allah'ın isimleri, derecat, meratip gibi kavramlar üzerinden tasavvufun temel prensiplerini açıklayarak, bu prensiplerin İslam sanatına nasıl yansıdığını göstermeye çalışıyor.
Bu özet, söyleşinin ana fikirlerini kapsamaktadır. Daha detaylı bilgi için söyleşinin tamamını dinlemenizi öneririm.

[@birsari]

hoca nın 10 dk nın üzerindeki bu güne kadar izlediğim TÜM konuşmalarında, konu ne olursa olsun, allah diyerek kıtır kıtır insan kesinlerden MUTLAKA bahsediyor. şiayı islam dairesinde göstermek için uzun uzun zemin çalışmaları yapıyor. hocayı izlemeyi sürdüreceğim elbette. yalnız konu şia olunca hemen vahdet vurgusu ancak vahhabi eleştirilerinde hiç vahdet endişesinin olmayışı canımı sıkıyor.
hoca islam tasavvuf düşüncesinde estetği anlatıyor, sende hoca hakkındaki ön yargılarından bahsetmeyi keser misin, diyecekleri duyar gibiyim, keserim tabii, kestim bile :)