Bu kitabı dinledim öncelikle emeğinize sağlık Allah’ın verdiği söze göre bu durumda yakup soyu olan İsrail oğulları asla zorluk yüzü görmeyecektir diyor ben de şükürler olsun diliyorum
Dinlere bakış açısı : Müslüman olarak dinimiz bize diğer peygamber ve kitaplara inanmayı emretmektedir. Ayet şu sekile : Bakara Suresi, 285. Ayet: "Resul, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, müminler de. Hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler. 'O’nun peygamberlerinden hiçbirini diğerinden ayırmayız' dediler. İşittik ve itaat ettik; bağışlamanı dileriz ey Rabbimiz, dönüş yalnız sanadır."Bu ayet, Müslümanların Allah'a, meleklere, kitaplara ve tüm peygamberlere iman etmeleri gerektiğini açıkça belirtir. Ayrıca peygamberler arasında ayrım yapılmaması gerektiğini vurgular. Kur'an, İslam'ın önceki peygamberlere ve kitaplara olan inancı doğruladığını, onların getirdiği mesajların bir devamı olduğunu ifade eder. Bu, Müslümanların Hz. Musa'ya, Hz. İsa'ya ve diğer tüm peygamberlere ve onların getirdiği kitaplara iman etmelerini gerektirir. Çelişki burada başlıyor. Daha sonraki bazı kuran ayetleri şu şekilde devam eder. Nisa Suresi, 93. Ayet: "Kim bir mümini kasten öldürürse, onun cezası cehennemdir. O, orada sürekli kalacaktır. Allah ona gazap etmiş ve ona büyük bir azap hazırlamıştır." Tövbe Suresi, 73. Ayet: "Ey Peygamber! Kafirlerle ve münafıklarla savaş, onlara sert davran. Onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü bir varış yeridir orası!" Hac Suresi, 72. Ayet: "Onların üzerine belirsizlik ve korku yaydık. Bu yüzden kalpleri gevşedi ve seninle savaşmak için toplandılar." Mücadele Suresi, 22. Ayet: "Sen onları bulamazsın. Onlar kendilerine zenginlik, sefaya düşkünlük ve mal mülk edinme yolunda imanın şartlarına aykırı hareket edenlerdir." özellikle Tövbe suresi Kafirlerle savaş, onlara sert davran diyor... Şimdi Kuran'ın bize inanmayı emrettiği Musa peygamberin tevrat kitabına bakalım. Tesniye Suresi, 7:1-2: "Rabb'in Tanrı'n, seni varış yerine getirdiğinde, senden daha büyük ve güçlü olan ulusları önünden atacak ve onları sana teslim edecektir. Sen de onları tamamen yok etmelisin; onlarla antlaşma yapma ve onlara merhamet gösterme." Tesniye Suresi, 20:16-17: "Ancak Rabbin Tanrı'n, seni miras olarak aldığın şehirlerin hiçbirinde, cana kıymayı yasaklamış olan ulusları yok etmelisin. Onlara hiç acımamalısın, onları yok etmelisin." Yuşa'nın Kitabı, 6:21: "Şehirdeki her şeyi, erkek, kadın, çocuk, sığır, koyun, eşek dahil her şeyi kılıçla öldürdüler." yani Tevrat'a göre Yahudilerden başka herkes ölmelidir. Şimdi sorabilirsiniz" Tevrat'ı değiştirmişler" bu nedenle böyle ayetler var diye. O zaman bende size sormak istiyorum. Tevrattan 1000 yıl sonra yazılmış Kuran, neden bize Tevrat yalandır ona inanmayın demek yerine Tevrat ve incile de inanın diyor. Diğer bir soru Tevrat'a ve Musa'ya da inanmamızı isteyen Kuran yukarıda yazmış olduğum ayetlerde Tevrat ile Çelişki içinde. Allah ya müslümanlarda dalga geçiyor ya da Yahudilerle. Bugün yaşadığımız İsrail, Filistin savaşında durmayan ve durmayacak kanın temelinde birbiriyle tezat olan bu ayetler yatıyor. Bir ilahiyatçı bu çelişkiyi açıklarsa sevinirim.
Super anlatım. Cok teşekkürler. Resmen o donemde yapilan nükleer savasin gelismesini, savas oncesinden bile anlatiyor. Dibine kadsr ezoterizm. Selamlar saygılar.
Allah Celle Celaluhu doğru konuşmuştur. Din her zaman tektir.,hep aynı dindir, Rabbimizin yasalarıdır bu hiç değişmez.. Alimlerin ve Alemlerin Rabbine Hamd olsun.. Sakın Sevgiliyi kızdırmayın. Sevgili Sevilmeyi ister.....
Peki nerede bu İslam'ın tanrısı 😃 herşeye gücü yetiyor ama dünyada kötülük bitmiyor savaşlar bitmiyor peygamber bile savaşmış diyorsunuz ki savunma savaşı yaptı e bu Allah tüm kainatı peygamber için yaratmadı mı? O olmasa yaratmayacakti o vakit neden peygamberin düşmanlarını yok etmedi? Peygamberi savaştır dı?
@@mehmetgol4944 63 sene. Şimdiden üzerine 1446 sene geçti. Ölüm var olduğu için bu söylediginiz manasız. Ki oku emrine uyup okusaydınız bu soru aklınızda hiç tezahür etmeyecekti.
@@mehmetgol4944 Siz bu videonu ve Quranı dinleseydiniz anlardız Allah yaratdığı Ademi insanı cennetle her seyin en güzeli, zahmetsiz kolay olanıyla mükafatlandırdığı halde Adem şeytana uyup isyan ediyor cennetden kovulub Dünyaya gönderiliyor ve o andan imatahana tabe olunuyor ve yalnıza kendi zahmetinin karışılığını ala bilir. Ve Allah insana hürr irade veriyor ve karışmıyor iyilik yaparsan iylik, kötülük yaparsan kötü olursun. Bu bir imtihandır. Farz edin ki çoçuğunuz komşunun tavuğunu öldürdü ebeveyn olduğuna yüreyinz gelmez bağışlarsınız ama bir daha o haraketi tekrarlarsa cezalandırırsınız illa bu da evladınızın iyliği için aslında. Aynen böyle Yaradan da insanı yaptıklarına karşı bu cezalara tabe olacaksın deyir.Günah varsa ceza, iylik varsa mükafat vardır. Minlerle insan varlık icinde yaşarken, minlerlesi aclıkdan, yoksullukdan ölüyor bu Allahın deyil insanın zalimliyi çünki Allah nemeti zalime de, iyi de aynı beraber şekilde vermiş insansa nankördür hep kendini düşünür.
Gönderi 1: Ezranın Kitabı Soğuk ve puslu bir Ankara sabahında, cinayet bürosunun dedektifleri güne sıradan bir ihbarla başlamıştı. Şehrin karanlık sokaklarında, terk edilmiş bir binada ceset bulunduğuna dair bir çağrı gelmişti. Ekibin lideri, sessizliği ve kararlılığıyla bilinen başkomiser, olaya diğerlerinden daha fazla odaklanmıştı. Cinayet sahasına vardıklarında, odanın merkezinde duran, kanla yazılmış sembollerle dolu, eski ve yıpranmış bir kitap buldular. Kitabın kapağında, ağır ve gotik bir fontla Ezranın Kitabı yazıyordu. Kitabın sayfaları açıldıkça, içeriden fısıldayan bir ses duyuluyordu. Bu ses, her bir dedektifi farklı bir şekilde etkiliyordu. Bazıları anlamsız bir korkuya kapılırken, diğerleri mantık sınırlarını zorlayan vizyonlar görmeye başladı. Ancak başkomiser, soğukkanlılığını koruyarak kitabı daha yakından inceledi. Kitapta anlatılanlar, sadece insanlık tarihinin karanlık köşelerine değil, aynı zamanda başka boyutlara dair ipuçları da veriyordu. Bu ipuçları, gerçekliğin sınırlarını zorlayan varlıkların Ankara’nın derinliklerinde bir şeyler aradığını ima ediyordu. Başkomiser ve ekibi, kitabın içinde bir adres buldular. Bu adres, şehrin en eski ve en az bilinen mahallesinde yer alan bir binaya aitti. Mahalle, uzun yıllardır unutulmuş, şehrin haritalarından bile silinmişti. Oraya vardıklarında, atmosferde bir gariplik olduğunu hemen hissettiler. Rüzgarın uğultusu, binanın duvarlarına çarptıkça yankılanıyor ve adeta insan olmayan bir varlığın nefesini andırıyordu. Binanın içine girdiklerinde, duvarlardaki semboller ve çizimler, kitabın sayfalarındakilere tıpatıp benziyordu. Başkomiser, ekibine dağılmamalarını ve dikkatli olmalarını söyledi. Ancak odalardan birinden gelen garip bir ses, genç bir dedektifi cezbetti. Ses, onun çocukluğundan tanıdık bir ninni gibiydi. Bu, onun içeri girmesine neden oldu. Dedektif odaya adım attığı anda, kapı aniden kapandı ve dışarıdaki ekip üyeleri kapıyı açmaya çalışsa da başarılı olamadılar. Odanın içinden yükselen çığlıklar, aniden bir sessizliğe büründü. Başkomiser, bu olayın sıradan bir cinayet olmadığını ve kitabın gücünün gerçek olduğunu anladı. Ancak kitabı yok etmek ya da sırlarını çözmek için bir adım atması gerekiyordu. Ekibiyle birlikte binanın derinliklerine inmeye karar verdi. Ancak her adımda, farklı bir boyuta geçiyorlarmış gibi hissettiler. Zemin, duvarlar ve tavan değişiyor; zaman ve mekan kavramları anlamını yitiriyordu. Bu binanın alt katlarında, bir tür sunakla karşılaştılar. Sunakta, kitabın eksik sayfalarının yer aldığı bir taş plaka duruyordu. Ancak plakanın üzerindeki semboller, kanla yazılmıştı ve hala taze görünüyordu. Bu noktada ekip, gerçeğin sınırlarını aşan bir tehlikenin içinde olduklarını tamamen anladı. Ancak kaçış mümkün müydü, yoksa hepsi bu karanlık kitabın kurbanları mı olacaktı? Devamı geliyor...
Başkomiser ve ekibi, sunaktaki taş plakanın üzerindeki sembolleri dikkatle inceledi. Sembollerin arasında, bir tür ritüelin nasıl tamamlanacağını tarif eden bir metin vardı. Bu metne göre, kitabın gücünü mühürlemek ve kötülüğü geri göndermek mümkündü. Ancak bu ritüelin tamamlanması için bir fedakarlık gerekiyordu: bir kişinin kendi iradesiyle kendini sunması. O sırada, odanın içindeki atmosfer ağırlaştı. Duvarlardan süzülen gölgeler, şekil alarak insanımsı figürlere dönüşüyordu. Bu varlıklar, boyutlar arası geçişlerin kapı bekçileri gibi görünüyordu. Onların gözleri yoktu, ama her biri ekibe odaklanmıştı. Fısıltılar, kulakların içinde yankılanan bir şarkıya dönüştü. Sanki bu varlıklar, her bir dedektifin en karanlık korkularını ve sırlarını biliyordu. Genç bir dedektif, korkudan titreyerek başkomisere döndü. "Başkomiserim, buradan çıkmalıyız. Bu şeyler... bizi öldürecekler!" dedi. Ancak başkomiser kararlılıkla ileri doğru bir adım attı. "Biz buraya bunu çözmek için geldik. Kaçmak artık bir seçenek değil." Tam bu sırada, daha önce odada kaybolan genç dedektifin çığlıkları yeniden duyulmaya başladı. Ancak bu çığlıklar, insani bir ses tonundan çok, boğuk ve yankılı bir uğultuya dönüşmüştü. Aniden odanın köşesinde bir kapı belirdi. Başkomiser bu kapıya yaklaştı ve cesaretle içeri girdi. Kapının ardında, gerçekliğin paramparça olduğu, kaotik bir manzara vardı. Gökyüzü bir girdap gibi dönüyor, zemin yok olmuş, her şey boşlukta asılı duruyordu. Ortada, devasa bir varlık belirdi. Varlığın vücudu tamamen karanlıktı ve üzerindeki semboller parlıyordu. Bu Ezranın kitabında anlatılan kadim tanrılardan biriydi. İsimleri insan zihninin kavrayamayacağı kadar eskiydi. Varlık konuştuğunda, ses doğrudan beynin içinde yankılandı: "Kim beni rahatsız etme cüretinde bulunur?" Başkomiser, kitabı eline alarak varlığa doğru kaldırdı. "Bu kitabı ve seni ait olduğun yere göndereceğiz. İnsanlığın üzerinde daha fazla gölge olmayacak." Varlık güldü, ancak bu kahkaha tüm evreni sarsacak bir güçteydi. "Siz faniler, hepiniz benim oyuncağımsınız. Bu dünyada benim iznim olmadan hiçbir şey son bulamaz." Başkomiser, ritüeli başlatmak için taş plakanın üzerine kitabı yerleştirdi. Diğer dedektifler korkuyla geri çekilirken, o soğukkanlılığını koruyarak ritüel metnini okumaya başladı. Ancak tam o anda, genç bir dedektif bir adım öne çıktı ve "Bu fedakarlığı ben yapacağım," dedi. Başkomiser şaşırmıştı ama durumu kabullenmek zorundaydı. Genç dedektif, sunağa doğru adım attı ve ellerini sembollere yerleştirerek metni tamamladı. O an, tüm oda bir ışık patlamasıyla doldu. Varlık acı içinde haykırarak yok olmaya başladı. Fısıltılar sustu, gölgeler kayboldu. Patlama sonrası ekip, kendilerini tekrar binanın ilk katında buldu. Zemin sağlamdı, duvarlar eski haline dönmüştü ve hava, uzun zamandır ilk kez normal hissediliyordu. Ancak genç dedektif ortada yoktu. Sadece onun ceketinin bir parçası, sunakta kalmıştı. Başkomiser, elindeki kitabı dikkatle inceledi. Artık semboller silinmişti, içerik bomboştu. "Bitti," dedi sessizce. "Ama bir bedel ödedik." Ekip sessizce binayı terk ederken, uzaklarda, şehrin derinliklerinde bir yerlerde, başka bir kapının açıldığını hissettiler. Belki de bu sadece bir başlangıçtı. Kötülük bazen sadece gömülür, asla tamamen yok olmaz.
Bilmiyorum bu kitap Allahın sözü değil sadece insan egosuyla hak kitaplardan alıntı yapılarak insan aklının ürünü tabi kutsal kitaplardan alıntılar çok onu hissettim.
EZRA kitabı, incilden ve Kurandan önce yazılmış bir kitap ( M. Ö 5.YUZYIL) Nasıl oluyorda MS1. Yüzyılda yazılan incilden veya MS7. YÜZYILDA yazılan kurandan alıntı yapıyor.... Tüm kutsal kitaplar Tevrat tan alıntı yapmıştır.
Rab , Kadir'i mutlak / Allah değildir. Allahın yaratıcak olduğu bir şeye melekler muhalefet olup sorgulayamaz. İblis denen gereksiz Kadiri mutlağa Allaha baş kaldıramaz tartışıp onunla yaptıklarını bozucam diyip iddaalaşamaz. O bütün herşeyin yaratıcısı ve tek olandır..
Kuran ayetinde bile İblis, Allah ile bir pazarlık yapıyor. Yazdığın tam olarak Kuran ayetini uyuyor. Araf Suresi, 14-17. Ayetler: "İblis dedi ki: 'Bana insanların diriltilecekleri güne kadar mühlet ver.' Allah buyurdu ki: 'Sen mühlet verilenlerdensin.' İblis dedi ki: 'Öyleyse, beni azdırmana karşılık, andolsun ki, ben de onları saptırmak için Senin doğru yolunun üstüne oturacağım. Sonra onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım; ve Sen onların çoğunu şükredici bulmayacaksın.'"
Şok oldum eğer bu yazılanlar doğruysa dinler tarihi komple değişir demektir. Eski bir yazılı kaynakta tüm dinlerin aslında İslam'a dayalı olduğunu okumuştum ama bunu izledikten sonra bu teori tamamen çürüyor.
Bu nasıl doğru ola bilir ki,Hz.Enokun kitabı diyorlar hz.Enoktan 8-12 bin yıl sonra yazılmış,8 bin yıl sonra benim ismimle bir kitab yaziliyorsa o kitabı benmi yazdım? Enokun isminden kimliği belirsiz insan ve ya mahluklar tarafından yazılmış bir kitab..Bildiğimiz Allahın yaptıkları ile kendilerinin isteklerini kullanıb yazmış ve Tanrilik iddia ediyorlar... Allahı kullanarak Allahsızlık yaratmak...yüce yaradan,mutlakı kadir olan,Allah,bu kitablarda anlatılan Rab değildir..
@@WarriorAze64Hazreti Enok, Tevrat ta, incilde yer almakta ve Kuranda İdris peygamber olarak yer almaktadır. Tevratta Enok, incilden Hanok, kuranda İdris peygamberdir. KURAN, önceki yazılan kitaplara ve peygamberlere inanmayı emrediyor. eğer Enok peygambere inanmazsan Kuranı inkar etmiş olursun. Bakara Suresi, 285. Ayet: "Resul, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, müminler de. Hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler. 'O’nun peygamberlerinden hiçbirini diğerinden ayırmayız' dediler. İşittik ve itaat ettik; bağışlamanı dileriz ey Rabbimiz, dönüş yalnız sanadır."Bu ayet, Müslümanların Allah'a, meleklere, kitaplara ve tüm peygamberlere iman etmeleri gerektiğini açıkça belirtir. Ayrıca peygamberler arasında ayrım yapılmaması gerektiğini vurgular. Kur'an, İslam'ın önceki peygamberlere ve kitaplara olan inancı doğruladığını, onların getirdiği mesajların bir devamı olduğunu ifade eder. Bu, Müslümanların Hz. Musa'ya, Hz. İsa'ya ve diğer tüm peygamberlere ve onların getirdiği kitaplara iman etmelerini gerektirir.
İlaveten eski kitapların aslı ile gönderilmiş haline iman etmek vardır. Hüküm olarak ise eski kitapların bir kısmının değiştirilmiş olması ve yeni bir din olan İslam'ın gönderilmiş olması hasebiyle Kur'anla amel etmek, hükmetmek gerekir...
Hikaye bir yana ; Nedense "Rab", "Lord", "ya da "Allah" sadece ortadogu'da faal. Hersey orada basliyor. Orada "son" buluyor. Sonra hicbirinden ses yok??
Bu kitablarda bahs edilenler uzaylilarmı kim bilmiyorum,fakat her kimlərsə tanrılık iddiasında,bizim bildigimiz uca yaradan Allah bu bahsi gecenleri ve hər şeyi yaradandır..Bu kitapları yazanlar Allahın yaptıkları ile zehirli zihniyyetlerindekilerle birleştirib kendi Tanrılarını ortaya çıkarmıştır...Enokun kitabı var, diyorlar fakat kitab milatdan az önce ve 68 yil sonra yazılmıştır...halbuki Hz.Enok bundan 8-12 bin yil Nuh tufanından önce yaşamıştır,demek ki,bu kitabı Enokun kitabı diye kimlerse başka insanlar veya yaratıklar yazmıştır..o yuzden bu kitab ve bunlar gibi kitablar hakikatdir,Allah budur demek yalnış olur...Allah bu sionist zihniyyeti ve toplumu mahv edecektir..
Volkan bey inanın sizin düşündüğünüzden daha çok medya okur - yazarı var. Peşinizden gelen güruh elbette çoktur ya da yorum yapanlar gerçektir filan. Ama kalıcı olan bilinçli olandır. Sürüler peşinden gelir ama ilk fırsatta da dağılır. Acıkınca dağılır, yorulunca dağılır, bıkar dağılır. Hasılı bir metnin gerçekliğini ispat edemiyorsanız yaptığınızın yorum olduğunu belirtme göreviniz var. Kaldı ki buna benzer o kadar çok video var ki neden sizin ki kaldırılsın.Çamaşır katlarken dinleyeyim dedim zira mitolojiye ilgim vardır ama baştaki yorumunuz değerinizi baştan kaybettirdi.
Bu ayetleri dinleyince aklima Goklerde ego yaristiran anunakilerin altinda gume giden insanliktan Baska bisey gelmiyor ,
Ayn. Nasıl bir narsistlik var rab diyen de. Belli seytani biri.😅
Emeğinize sağlık,teşekkür ederim Volkan Bey.
Bu kitabı dinledim öncelikle emeğinize sağlık Allah’ın verdiği söze göre bu durumda yakup soyu olan İsrail oğulları asla zorluk yüzü görmeyecektir diyor ben de şükürler olsun diliyorum
Emeğiniz için çok teşekkür ederim. Kaliteli ve değerli bir iş yapmışsınız.
bizim içın bu kadar zaman ayırmanıza sebep olan o güzel yüreğinizden öpüyorum Hocam👏
Dinlere bakış açısı : Müslüman olarak dinimiz bize diğer peygamber ve kitaplara inanmayı emretmektedir. Ayet şu sekile :
Bakara Suresi, 285. Ayet: "Resul, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, müminler de. Hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler. 'O’nun peygamberlerinden hiçbirini diğerinden ayırmayız' dediler. İşittik ve itaat ettik; bağışlamanı dileriz ey Rabbimiz, dönüş yalnız sanadır."Bu ayet, Müslümanların Allah'a, meleklere, kitaplara ve tüm peygamberlere iman etmeleri gerektiğini açıkça belirtir. Ayrıca peygamberler arasında ayrım yapılmaması gerektiğini vurgular. Kur'an, İslam'ın önceki peygamberlere ve kitaplara olan inancı doğruladığını, onların getirdiği mesajların bir devamı olduğunu ifade eder. Bu, Müslümanların Hz. Musa'ya, Hz. İsa'ya ve diğer tüm peygamberlere ve onların getirdiği kitaplara iman etmelerini gerektirir.
Çelişki burada başlıyor. Daha sonraki bazı kuran ayetleri şu şekilde devam eder.
Nisa Suresi, 93. Ayet: "Kim bir mümini kasten öldürürse, onun cezası cehennemdir. O, orada sürekli kalacaktır. Allah ona gazap etmiş ve ona büyük bir azap hazırlamıştır."
Tövbe Suresi, 73. Ayet: "Ey Peygamber! Kafirlerle ve münafıklarla savaş, onlara sert davran. Onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü bir varış yeridir orası!"
Hac Suresi, 72. Ayet: "Onların üzerine belirsizlik ve korku yaydık. Bu yüzden kalpleri gevşedi ve seninle savaşmak için toplandılar."
Mücadele Suresi, 22. Ayet: "Sen onları bulamazsın. Onlar kendilerine zenginlik, sefaya düşkünlük ve mal mülk edinme yolunda imanın şartlarına aykırı hareket edenlerdir."
özellikle Tövbe suresi Kafirlerle savaş, onlara sert davran diyor... Şimdi Kuran'ın bize inanmayı emrettiği Musa peygamberin tevrat kitabına bakalım.
Tesniye Suresi, 7:1-2: "Rabb'in Tanrı'n, seni varış yerine getirdiğinde, senden daha büyük ve güçlü olan ulusları önünden atacak ve onları sana teslim edecektir. Sen de onları tamamen yok etmelisin; onlarla antlaşma yapma ve onlara merhamet gösterme."
Tesniye Suresi, 20:16-17: "Ancak Rabbin Tanrı'n, seni miras olarak aldığın şehirlerin hiçbirinde, cana kıymayı yasaklamış olan ulusları yok etmelisin. Onlara hiç acımamalısın, onları yok etmelisin."
Yuşa'nın Kitabı, 6:21: "Şehirdeki her şeyi, erkek, kadın, çocuk, sığır, koyun, eşek dahil her şeyi kılıçla öldürdüler."
yani Tevrat'a göre Yahudilerden başka herkes ölmelidir.
Şimdi sorabilirsiniz" Tevrat'ı değiştirmişler" bu nedenle böyle ayetler var diye. O zaman bende size sormak istiyorum. Tevrattan 1000 yıl sonra yazılmış Kuran, neden bize Tevrat yalandır ona inanmayın demek yerine Tevrat ve incile de inanın diyor. Diğer bir soru Tevrat'a ve Musa'ya da inanmamızı isteyen Kuran yukarıda yazmış olduğum ayetlerde Tevrat ile Çelişki içinde. Allah ya müslümanlarda dalga geçiyor ya da Yahudilerle. Bugün yaşadığımız İsrail, Filistin savaşında durmayan ve durmayacak kanın temelinde birbiriyle tezat olan bu ayetler yatıyor. Bir ilahiyatçı bu çelişkiyi açıklarsa sevinirim.
Bildirim geldiğinden beri tek derdim videoyu izlemek sonunda beklenen an geldi🙃
Teşekkürler Volkan Çelik
Yeni video İstenilen bildirim gelmiştir 🎉 Emeklerinize sağlık.😅
Ehsen Volkan abi...dünyanın en bilikli insanı bence...!!
0:28 evet izlemiştim.. tekrar dinlemek iyi geldi.. emeğinize sağlık..
Eşsiz Emekleriniz için teşekkürler Volkan Beyim🙏
tanrıyla bu kadar dertleşen pazarlık yapan hep istekte bulunan kendini nimetten sayan kim acaba peygamberler bile bu kadar tanrıdan istekte bulunamadı
Ses anlatım çok güzel teşekkürler
Super anlatım. Cok teşekkürler.
Resmen o donemde yapilan nükleer savasin gelismesini, savas oncesinden bile anlatiyor.
Dibine kadsr ezoterizm. Selamlar saygılar.
Teşekkür ederim.
Allah Celle Celaluhu doğru konuşmuştur.
Din her zaman tektir.,hep aynı dindir, Rabbimizin yasalarıdır bu hiç değişmez..
Alimlerin ve Alemlerin Rabbine Hamd olsun..
Sakın Sevgiliyi kızdırmayın. Sevgili Sevilmeyi ister.....
İYİ YAYINLAR EMEKLERİNE SAĞLIK 🌾🌾🌾
Selam canım nasılsın bugün 🤲🤗❤️🥰😊
@@Hoppalaa0 ALEYKÜM SELAM SAĞOLUN TEŞEKKÜRLER SEN NASILSIN DEĞERLİ GÜZEL KARDEŞİM HAYIRLI İYİ GECELER OLSUN AMİN 🤲💞🌺🌹🌾🍂🕋
@@user-zl6gw3gs4c iyiyim ELHAMDÜLİLLAH saolasın Hakan yeni şhort yayınladı 👍👍
Burdaki rab uzaylı arkadaşlar. Gerçeği bu kanslında sçıklaması var. Saygılar Volkan Çelik teşekkürler ❤
Gerçeği bul Kanalında da da açıkca bahsetmiş. Öneririm
Ya meleği uzaylı zannetmişsen?
ya uzaylıyı melek zannetmişsen??@@LostAngelo-nj3wj
He ya küstü uzaylılar gelmez oldular bu nasıl bir zeka
Şizofrenleri de seviyoruz
her şeyin sonu islama dayanıyor. ALLAH tektir ve tüm alammlerin yaratıcısıdır
Nasıl yani
Dinlerin hepsi insan ürünü
Peki nerede bu İslam'ın tanrısı 😃 herşeye gücü yetiyor ama dünyada kötülük bitmiyor savaşlar bitmiyor peygamber bile savaşmış diyorsunuz ki savunma savaşı yaptı e bu Allah tüm kainatı peygamber için yaratmadı mı? O olmasa yaratmayacakti o vakit neden peygamberin düşmanlarını yok etmedi? Peygamberi savaştır dı?
@@mehmetgol4944 63 sene. Şimdiden üzerine 1446 sene geçti. Ölüm var olduğu için bu söylediginiz manasız. Ki oku emrine uyup okusaydınız bu soru aklınızda hiç tezahür etmeyecekti.
@@mehmetgol4944 Siz bu videonu ve Quranı dinleseydiniz anlardız Allah yaratdığı Ademi insanı cennetle her seyin en güzeli, zahmetsiz kolay olanıyla mükafatlandırdığı halde Adem şeytana uyup isyan ediyor cennetden kovulub Dünyaya gönderiliyor ve o andan imatahana tabe olunuyor ve yalnıza kendi zahmetinin karışılığını ala bilir. Ve Allah insana hürr irade veriyor ve karışmıyor iyilik yaparsan iylik, kötülük yaparsan kötü olursun.
Bu bir imtihandır.
Farz edin ki çoçuğunuz komşunun tavuğunu öldürdü ebeveyn olduğuna yüreyinz gelmez bağışlarsınız ama bir daha o haraketi tekrarlarsa cezalandırırsınız illa bu da evladınızın iyliği için aslında.
Aynen böyle Yaradan da insanı yaptıklarına karşı bu cezalara tabe olacaksın deyir.Günah varsa ceza, iylik varsa mükafat vardır.
Minlerle insan varlık icinde yaşarken, minlerlesi aclıkdan, yoksullukdan ölüyor bu Allahın deyil insanın zalimliyi çünki Allah nemeti zalime de, iyi de aynı beraber şekilde vermiş insansa nankördür hep kendini düşünür.
Keşke videoyu parça parça yüklesene bu kadar uzun süre kimse dayanmaz
Emeğine sağlık kardeşim ❤
Gönderi 1: Ezranın Kitabı
Soğuk ve puslu bir Ankara sabahında, cinayet bürosunun dedektifleri güne sıradan bir ihbarla başlamıştı. Şehrin karanlık sokaklarında, terk edilmiş bir binada ceset bulunduğuna dair bir çağrı gelmişti. Ekibin lideri, sessizliği ve kararlılığıyla bilinen başkomiser, olaya diğerlerinden daha fazla odaklanmıştı. Cinayet sahasına vardıklarında, odanın merkezinde duran, kanla yazılmış sembollerle dolu, eski ve yıpranmış bir kitap buldular. Kitabın kapağında, ağır ve gotik bir fontla Ezranın Kitabı yazıyordu.
Kitabın sayfaları açıldıkça, içeriden fısıldayan bir ses duyuluyordu. Bu ses, her bir dedektifi farklı bir şekilde etkiliyordu. Bazıları anlamsız bir korkuya kapılırken, diğerleri mantık sınırlarını zorlayan vizyonlar görmeye başladı. Ancak başkomiser, soğukkanlılığını koruyarak kitabı daha yakından inceledi. Kitapta anlatılanlar, sadece insanlık tarihinin karanlık köşelerine değil, aynı zamanda başka boyutlara dair ipuçları da veriyordu. Bu ipuçları, gerçekliğin sınırlarını zorlayan varlıkların Ankara’nın derinliklerinde bir şeyler aradığını ima ediyordu.
Başkomiser ve ekibi, kitabın içinde bir adres buldular. Bu adres, şehrin en eski ve en az bilinen mahallesinde yer alan bir binaya aitti. Mahalle, uzun yıllardır unutulmuş, şehrin haritalarından bile silinmişti. Oraya vardıklarında, atmosferde bir gariplik olduğunu hemen hissettiler. Rüzgarın uğultusu, binanın duvarlarına çarptıkça yankılanıyor ve adeta insan olmayan bir varlığın nefesini andırıyordu.
Binanın içine girdiklerinde, duvarlardaki semboller ve çizimler, kitabın sayfalarındakilere tıpatıp benziyordu. Başkomiser, ekibine dağılmamalarını ve dikkatli olmalarını söyledi. Ancak odalardan birinden gelen garip bir ses, genç bir dedektifi cezbetti. Ses, onun çocukluğundan tanıdık bir ninni gibiydi. Bu, onun içeri girmesine neden oldu. Dedektif odaya adım attığı anda, kapı aniden kapandı ve dışarıdaki ekip üyeleri kapıyı açmaya çalışsa da başarılı olamadılar. Odanın içinden yükselen çığlıklar, aniden bir sessizliğe büründü.
Başkomiser, bu olayın sıradan bir cinayet olmadığını ve kitabın gücünün gerçek olduğunu anladı. Ancak kitabı yok etmek ya da sırlarını çözmek için bir adım atması gerekiyordu. Ekibiyle birlikte binanın derinliklerine inmeye karar verdi. Ancak her adımda, farklı bir boyuta geçiyorlarmış gibi hissettiler. Zemin, duvarlar ve tavan değişiyor; zaman ve mekan kavramları anlamını yitiriyordu.
Bu binanın alt katlarında, bir tür sunakla karşılaştılar. Sunakta, kitabın eksik sayfalarının yer aldığı bir taş plaka duruyordu. Ancak plakanın üzerindeki semboller, kanla yazılmıştı ve hala taze görünüyordu.
Bu noktada ekip, gerçeğin sınırlarını aşan bir tehlikenin içinde olduklarını tamamen anladı. Ancak kaçış mümkün müydü, yoksa hepsi bu karanlık kitabın kurbanları mı olacaktı?
Devamı geliyor...
Başkomiser ve ekibi, sunaktaki taş plakanın üzerindeki sembolleri dikkatle inceledi. Sembollerin arasında, bir tür ritüelin nasıl tamamlanacağını tarif eden bir metin vardı. Bu metne göre, kitabın gücünü mühürlemek ve kötülüğü geri göndermek mümkündü. Ancak bu ritüelin tamamlanması için bir fedakarlık gerekiyordu: bir kişinin kendi iradesiyle kendini sunması.
O sırada, odanın içindeki atmosfer ağırlaştı. Duvarlardan süzülen gölgeler, şekil alarak insanımsı figürlere dönüşüyordu. Bu varlıklar, boyutlar arası geçişlerin kapı bekçileri gibi görünüyordu. Onların gözleri yoktu, ama her biri ekibe odaklanmıştı. Fısıltılar, kulakların içinde yankılanan bir şarkıya dönüştü. Sanki bu varlıklar, her bir dedektifin en karanlık korkularını ve sırlarını biliyordu.
Genç bir dedektif, korkudan titreyerek başkomisere döndü. "Başkomiserim, buradan çıkmalıyız. Bu şeyler... bizi öldürecekler!" dedi. Ancak başkomiser kararlılıkla ileri doğru bir adım attı. "Biz buraya bunu çözmek için geldik. Kaçmak artık bir seçenek değil."
Tam bu sırada, daha önce odada kaybolan genç dedektifin çığlıkları yeniden duyulmaya başladı. Ancak bu çığlıklar, insani bir ses tonundan çok, boğuk ve yankılı bir uğultuya dönüşmüştü. Aniden odanın köşesinde bir kapı belirdi. Başkomiser bu kapıya yaklaştı ve cesaretle içeri girdi.
Kapının ardında, gerçekliğin paramparça olduğu, kaotik bir manzara vardı. Gökyüzü bir girdap gibi dönüyor, zemin yok olmuş, her şey boşlukta asılı duruyordu. Ortada, devasa bir varlık belirdi. Varlığın vücudu tamamen karanlıktı ve üzerindeki semboller parlıyordu. Bu Ezranın kitabında anlatılan kadim tanrılardan biriydi. İsimleri insan zihninin kavrayamayacağı kadar eskiydi. Varlık konuştuğunda, ses doğrudan beynin içinde yankılandı:
"Kim beni rahatsız etme cüretinde bulunur?"
Başkomiser, kitabı eline alarak varlığa doğru kaldırdı. "Bu kitabı ve seni ait olduğun yere göndereceğiz. İnsanlığın üzerinde daha fazla gölge olmayacak."
Varlık güldü, ancak bu kahkaha tüm evreni sarsacak bir güçteydi. "Siz faniler, hepiniz benim oyuncağımsınız. Bu dünyada benim iznim olmadan hiçbir şey son bulamaz."
Başkomiser, ritüeli başlatmak için taş plakanın üzerine kitabı yerleştirdi. Diğer dedektifler korkuyla geri çekilirken, o soğukkanlılığını koruyarak ritüel metnini okumaya başladı. Ancak tam o anda, genç bir dedektif bir adım öne çıktı ve "Bu fedakarlığı ben yapacağım," dedi.
Başkomiser şaşırmıştı ama durumu kabullenmek zorundaydı. Genç dedektif, sunağa doğru adım attı ve ellerini sembollere yerleştirerek metni tamamladı. O an, tüm oda bir ışık patlamasıyla doldu. Varlık acı içinde haykırarak yok olmaya başladı. Fısıltılar sustu, gölgeler kayboldu.
Patlama sonrası ekip, kendilerini tekrar binanın ilk katında buldu. Zemin sağlamdı, duvarlar eski haline dönmüştü ve hava, uzun zamandır ilk kez normal hissediliyordu. Ancak genç dedektif ortada yoktu. Sadece onun ceketinin bir parçası, sunakta kalmıştı.
Başkomiser, elindeki kitabı dikkatle inceledi. Artık semboller silinmişti, içerik bomboştu. "Bitti," dedi sessizce. "Ama bir bedel ödedik."
Ekip sessizce binayı terk ederken, uzaklarda, şehrin derinliklerinde bir yerlerde, başka bir kapının açıldığını hissettiler. Belki de bu sadece bir başlangıçtı.
Kötülük bazen sadece gömülür, asla tamamen yok olmaz.
Gerçeği bul Kanalında da da açıkca bahsetmiş. Öneririm
Volkan bey tiktok'ta dinletiyorum bu videoyu telif koyuyor ne yapabilirim
32:22 de geçen sesin şeklini görünür kılma olayını bugünkü teknoloji ile yapabiliyoruz. ;)
Emeğinize sağlık
Çok harikasın gene nakış nakış işledin 🙏
Anlatılan her şey bana hikaye gibi geliyor.
Haham hayali rüyası gibi😅
Kitapta gelecekteki Arap Fars Savaşı'ndan bahsetmiş 1.53.00
Merhaba volkan bey ademin kitabı çekmiyormusun yada Zerdüşt kitabı
Emeğine sağlık
Ne güzel sunum,
Merhaba hocam su altta ki fon muzigi aradım bulamadım 2 saattir.Link vs verirmisin rica ediyorum
Teşekkürler
Volkan bey kolay gelsin selam
Sonuna doğru bahsettiği kadın kim oluyor acaba
Bilmiyorum bu kitap Allahın sözü değil sadece insan egosuyla hak kitaplardan alıntı yapılarak insan aklının ürünü tabi kutsal kitaplardan alıntılar çok onu hissettim.
EZRA kitabı, incilden ve Kurandan önce yazılmış bir kitap ( M. Ö 5.YUZYIL) Nasıl oluyorda MS1. Yüzyılda yazılan incilden veya MS7. YÜZYILDA yazılan kurandan alıntı yapıyor.... Tüm kutsal kitaplar Tevrat tan alıntı yapmıştır.
Merhaba volkan bey bu ve diger okudugunuz kitapları nerden nasıl alabilirim yardımcı olabilirmisiniz
Cok aradım ben bulamadım🧿
Ginza Rabba çevirisi okuması gelir mi?
Allahcc dazu olsun senin gibi delikanli insanlardan,vesselam
Çok aşırı fazla reklam giriyor, gerçekten sıkıcı
Birde kitabın tam ismini versenizde okusak volkan bey
Rab , Kadir'i mutlak / Allah değildir. Allahın yaratıcak olduğu bir şeye melekler muhalefet olup sorgulayamaz. İblis denen gereksiz Kadiri mutlağa Allaha baş kaldıramaz tartışıp onunla yaptıklarını bozucam diyip iddaalaşamaz. O bütün herşeyin yaratıcısı ve tek olandır..
Kuran ayetinde bile İblis, Allah ile bir pazarlık yapıyor. Yazdığın tam olarak Kuran ayetini uyuyor.
Araf Suresi, 14-17. Ayetler: "İblis dedi ki: 'Bana insanların diriltilecekleri güne kadar mühlet ver.' Allah buyurdu ki: 'Sen mühlet verilenlerdensin.' İblis dedi ki: 'Öyleyse, beni azdırmana karşılık, andolsun ki, ben de onları saptırmak için Senin doğru yolunun üstüne oturacağım. Sonra onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım; ve Sen onların çoğunu şükredici bulmayacaksın.'"
KAMA........... AZERBAYCAN
Şok oldum eğer bu yazılanlar doğruysa dinler tarihi komple değişir demektir. Eski bir yazılı kaynakta tüm dinlerin aslında İslam'a dayalı olduğunu okumuştum ama bunu izledikten sonra bu teori tamamen çürüyor.
4000 den fazla din 1000 den fazla kitap var islam ne ilk din nede son din nası tüm dinlerin islama dayandığını düşünüyon 😂😂
Bu nasıl doğru ola bilir ki,Hz.Enokun kitabı diyorlar hz.Enoktan 8-12 bin yıl sonra yazılmış,8 bin yıl sonra benim ismimle bir kitab yaziliyorsa o kitabı benmi yazdım? Enokun isminden kimliği belirsiz insan ve ya mahluklar tarafından yazılmış bir kitab..Bildiğimiz Allahın yaptıkları ile kendilerinin isteklerini kullanıb yazmış ve Tanrilik iddia ediyorlar... Allahı kullanarak Allahsızlık yaratmak...yüce yaradan,mutlakı kadir olan,Allah,bu kitablarda anlatılan Rab değildir..
@@WarriorAze64Hazreti Enok, Tevrat ta, incilde yer almakta ve Kuranda İdris peygamber olarak yer almaktadır. Tevratta Enok, incilden Hanok, kuranda İdris peygamberdir. KURAN, önceki yazılan kitaplara ve peygamberlere inanmayı emrediyor. eğer Enok peygambere inanmazsan Kuranı inkar etmiş olursun.
Bakara Suresi, 285. Ayet: "Resul, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, müminler de. Hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler. 'O’nun peygamberlerinden hiçbirini diğerinden ayırmayız' dediler. İşittik ve itaat ettik; bağışlamanı dileriz ey Rabbimiz, dönüş yalnız sanadır."Bu ayet, Müslümanların Allah'a, meleklere, kitaplara ve tüm peygamberlere iman etmeleri gerektiğini açıkça belirtir. Ayrıca peygamberler arasında ayrım yapılmaması gerektiğini vurgular. Kur'an, İslam'ın önceki peygamberlere ve kitaplara olan inancı doğruladığını, onların getirdiği mesajların bir devamı olduğunu ifade eder. Bu, Müslümanların Hz. Musa'ya, Hz. İsa'ya ve diğer tüm peygamberlere ve onların getirdiği kitaplara iman etmelerini gerektirir.
İlaveten eski kitapların aslı ile gönderilmiş haline iman etmek vardır. Hüküm olarak ise eski kitapların bir kısmının değiştirilmiş olması ve yeni bir din olan İslam'ın gönderilmiş olması hasebiyle Kur'anla amel etmek, hükmetmek gerekir...
Selam Volkan Hayırlı geceler kardeşim kolay gelsin ❤️🤲👍👍
Hoş geldin kral 2.begeni benden
Hikaye bir yana ;
Nedense "Rab", "Lord", "ya da "Allah" sadece ortadogu'da faal. Hersey orada basliyor. Orada "son" buluyor.
Sonra hicbirinden ses yok??
Bu konuşan rab değil,insan duyguları ,övme,kızma,kin yani insan olan rab?!....
Hz isa denizlerin dibinde çünki denizlerin dibini araştırmak insanlar için imkiansızdır.
İmamı gazali hz.'leride cehennem faslında 1000 kişinin 999'u cehenneme gideceğinden bahsediyor.
Peygamberimiz (S.a.s) gerçekleri bilseydiniz hiç gülmez hep ağlardınız diye buyuruyor
Hep korku
@@MevludeOzer korkma ama yanlış yapmadıktan sonra korkulacak bişey yok...
Video kaldırıldı sanırım
abi adamsın
🌷🌷🌷🌷
Bu kitablarda bahs edilenler uzaylilarmı kim bilmiyorum,fakat her kimlərsə tanrılık iddiasında,bizim bildigimiz uca yaradan Allah bu bahsi gecenleri ve hər şeyi yaradandır..Bu kitapları yazanlar Allahın yaptıkları ile zehirli zihniyyetlerindekilerle birleştirib kendi Tanrılarını ortaya çıkarmıştır...Enokun kitabı var, diyorlar fakat kitab milatdan az önce ve 68 yil sonra yazılmıştır...halbuki Hz.Enok bundan 8-12 bin yil Nuh tufanından önce yaşamıştır,demek ki,bu kitabı Enokun kitabı diye kimlerse başka insanlar veya yaratıklar yazmıştır..o yuzden bu kitab ve bunlar gibi kitablar hakikatdir,Allah budur demek yalnış olur...Allah bu sionist zihniyyeti ve toplumu mahv edecektir..
Bu orjinal değil yada safsata çünkü peygamberin zamanından asırlar sonrasını anlatıyo kendi zamanında peygamber yoktu
Bu nekadar reklam videodan cok reklam dikkatimiz dağılıyor sonunu izlemeden cıktım sınir oldum
Yüce yaratıcı neden yahudi milletini bu kadar mutlu etmeye calisirki onlara karşı bir açigimi vardı eğer varsa rab değildir yoksa niye
❤❤❤❤❤
çok uzun
🍀🍀🍀🍀🙏🙏
Volkan bey videoları bu kadar uzun tutmasaniz 1 er saatlik bölümler halinde yayinlarsaniz izlenme oranı artar diye düşünüyorum
❤
Rablari marduk belli. nasil önce yüz vermis sonra hayal kirikligina ugramis küsüyor.😅 gercek torayi, incili ve kurani cok merak ediyorum dogrusu.
👍👍👍👍
Volkan bey inanın sizin düşündüğünüzden daha çok medya okur - yazarı var. Peşinizden gelen güruh elbette çoktur ya da yorum yapanlar gerçektir filan. Ama kalıcı olan bilinçli olandır. Sürüler peşinden gelir ama ilk fırsatta da dağılır. Acıkınca dağılır, yorulunca dağılır, bıkar dağılır. Hasılı bir metnin gerçekliğini ispat edemiyorsanız yaptığınızın yorum olduğunu belirtme göreviniz var. Kaldı ki buna benzer o kadar çok video var ki neden sizin ki kaldırılsın.Çamaşır katlarken dinleyeyim dedim zira mitolojiye ilgim vardır ama baştaki yorumunuz değerinizi baştan kaybettirdi.
O videoyu izleyemedim maalesef
👍
Ezra kim yehuda tanri allah.nerden ayet okuyon . Yarkadasim bisi diyonda ne diyon kaynak ver tevrattanmi Okuyon incildenmi
✡
𝙱𝚊𝚜̧𝚊𝚛ı𝚕𝚊𝚛𝚛𝚛
.
Geçen enokun kitapında yazmaların bulunduğu mağara olarak gösterilen yerde piriz vardı aloooooo😂😂😂😂
Sen ne anlatiyon be abi gözunu seveyim be abla
@@7ineTR-Funny ablana degil sana basarım yakalarımama
Hocam, telefon vs şarz ediyordur. Çok görmeyelim😅
Anlayamadım hangi mağara nerde geçiyor?
Geçenlerde Nevşehir Derinkuyu'ya girmiştim, her yerde ampul vardı. Demek ki adamlar binlerce yıl önce ampulü icat etmişler
Teşekkürler
👍