Uğur hocayı her dinlediğimde mimarlığı tekrar seviyorum. Mimarlık eğitiminde o kadar safsata döner ki mimarlıkla ilgili, mimarlık kadim meslektir, mimar uyumaz, mimar yorulmaz vs. içinde mesleğe olabildiğince objektif, tarihsel bir bakışı var hocanın. Mimarın değeri, kazancı, prestiji artmadı ama mimarlık toplumsallaştı diyor, katılmadan edemiyorum. İyi ki var dediğim insanlardan.
İlker hocanın moderatörlüğünde çok keyifli bir konuşma olmuş. Bu etkinliği izlediğim için kendimi şanslı hissediyorum. Bizimle paylaştığınız için teşekkürler.
Uğur Hocayı tanıdığıma çok mutlu oldum..gerçek bir entellektüel ama ortada gezip duran bir çoğu gibi kibir yok ..hakkatten özgün bir söyleşi idi teşekkürler
genelde akademisyen mimarlar biraz kasıntı olur ve anlaşılmamayı isterler. Videoya başlarken hevesim pek yoktu fakat Uğur hocanın özgğveni ve samimiyeti beni şaşırttı. Çok verimli bir program olmuş. Teşekkürler
Yıllardır İlker ne zaman hocayla konuşacak diye bekliyordum, hatta davet etmesini teklif etmeyi bile düşünmüştüm. Uğur hocanın her dersi ayrı bir aydınlanma benim için 🙏🏻
flu'yu tanımadan önce moderatör rolünün öneminden bi habermişim tamamen, ilker hocamı gördükçe fark ediyorum. ilker canıkligilsiz flu tv olmaz gerçekten.
Bütünsel bakıştan, kültürden uzak köylü ve aç bir milletiz; kızını okutttuğuna şükür, öyle babalardan oluşuyor bu ülke( yani en azından o alanla kendisi hiç ilgilenmese de kızının seçimini desteklemiş)
Mimarlık biraz mevzuat gereği yapılan bi iştir ülkemizde, kimse mecbur kalmasa mimara gidip de tasarım falan yaptırmaz, hatta şu an bile pratikte mühendis üzerinden iş verilir mimara. Estetik, tasarım vs bizim gibi ülkelerde öncelik değildir çünkü.
Uğur Bey'le Mimar Sinan üzerine kitabını okuyarak tanıştım geçenlerde. Mimarlık okuduğum için çok hoca tanıdım gördüm ama haddim olmayarak söylemeliyim ki, naçizane mimarlık konusunda daha yetkin ve bilgili birisi olduğunu görmedim. Sevindim açıkçası bir hayli Flu TV'de görmekten ki bu da ilk kez görüşüm oldu. Güzel bir sohbet olmuş. Özellikle toplumla çatışmadan mimarlık olmaz dediği yer harbiden çok doğru. İmarı eleştirmesine de ayrı katıldım yani. Son zamanlarda iki durumdan da çok çektik açıkçası. Bu arada mimarın da müteahhitlik yapmamak zor artık, öyle veya böyle işin şantiyesine girmeden iyi bir tasarım yapmak ve hak ettiğin ücreti almak imkansız olmuş artık. Çok meşhur, zengin ve entelektüel bir aileye bir yılı aşkın süredir birkaç farklı tasarım, uygulama çizimi vs. yaptık, kaç kere toplantı yaptık, hala daha para bile alamadık mesela. Bir de Zorlu mevzusu olunca mimari olarak pek de eleştirilecek yer olduğunu sanmam. Şehircilik açısından eleştirilerden de bildiklerim kadarıyla net katıldığım boğaz tarafından özellikle aşırı büyük duran bazasının kötü bir silüet oluşturduğu gerçeği. Ama park olması isteniyorduysa buna hiç de katılmıyorum. Olsa ne olacaktı ki ? Bütün o egzoz ve en yoğun trafiğin kenarında yer alan berbat bir yer park için. Ulaşımı yürüyerek zor ve kimse de arabayla parka gitmez herhalde. En azından yapılan tasarımla birçok farklı kullanım programına sahiplik yapılmış, açık alan olarak da parseli çevreleyen yapılar bir bariyer görevi görmüş. Orası park olsun demek şu geçenlerde Emre ARolat ve İBB'nin ortak işi Büyükdere Caddesi tasarımına benziyor. Kimsenin yürümek istemeyeceği araba cennetlerinde saçma sapan kimsenin de kullanmak istemeyeceği alanlar yaratmak gibi...
İlkeli olmakla alakası yok bu işlerin. Star bir mimarsınız ve sizle çalışılmak isteniyor. Mimarsınız mimarlık yapın isteniyor, ne ilkesi :D Reddetmezsiniz. Zaten öyle bir konumda olmadan bu kadar rahat ben bilmem kimin işine gelecek projede çalışmam laflarını asla samimi bulamıyorum. Bir de iktidarın işine gelen nedir ? Zorlu Center kimin ki ? Hangi firmada çalışıyorsunuz ? Çalıştığınız firma iktidarın işine gelmemek üzerine yoğunlaşıyor mesela işlerinde ? Ne kadar saçma ya :D Bu zihniyet bana çok aptalca geliyor. Aynı kafayla devlete iş yapan, ucundan kıyısından bulaşan herkese kafadan bir damga vuruyor bazıları. İktidarı beğenmeyebiliriz de sonuçta içinde yaşadığımız ülkeyi yönetiyor. İktidar için değil, yaşadığımız ülke için, kendimiz için yapıyoruz bir şeyler yapıyorsak. Muhalif bazı tiplerin iktidarın her haltını eleştirip sonra da ben iktidarla çalışmam gibi laflar etmesine ciddi uyuzum. Sus o zaman eleştirme. Kafadan bir reddediş bu zaten, ,işin niteliğinden vs.bağımsız.@@Johnirsss
@@CanSArat Yani afedersiniz ama zorlu center'in yaşadığımız ülke için ne gibi bir yararı olabilir. Roma gibi, Paris gibi üzerine titrenmesi gereken bir kente yapılmış kim bilir kaçıncı devasa alışveriş merkezi zorlu center ve sermayeyi elinde tutan birkaç kişi haricinde kimseye de yararı yok. Sizin gibi düşünecek olursak iktidar Taksim Camii'si için Emre Arolat'a gitseydi, Emre Arolat Taksim Camii'sini de yapabilirdi, sonuçta mimarlığın ilkeli olmakla alakası yok. Önemli olan insanın yaşadığı şehre kendini ne derece sorumlu hissettiği. Tabii ki Emre Arolat projeyi reddetseydi de zorlu yapılırdı ancak en azından Emre Arolat'ın bu şehir için kaygılandığını bilirdik.
Kendisini de eleştirmek gerekirse star kuramcı olarak var olmaya çalışan akademisyenler içerisinde görüyorum. Star mimarlığın yok olduğu görüşü de bizi eylemek için verilmiş bir söz gibi, star mimarlar üzerine kurulan star kurumlar var artık. Deprem vs. gibi krizlerde mimarların kendilerini suçlamalarının doğru olmadığı görüşü de bozulma çukurunu daha da derinleştiriyor, dönüşümün bir noktasından bile olsa tutmak gerek. Düzene olan tam teslimiyetini gözlemlemek üzücüydü.
bilgi üniversitesinde okurken bir kaç seneliğine fakültenin dekanı olmuştu. keşke hiç olmasaydı... keşke ben de onu sadece kitaplarıyla tanısaydım belki o zaman sevebilirdim. bana, bölümüme, fakülteme ve üniversiteme hiç bir katkısı olmamıştır.
Sosyolojik saptamaları ve toplum hakkındaki tespitleri isabetli, mimarlık teorisi hakkındaki bilgi birikimi tartışılmaz Uğur Tanyeli'nin olduğu bir video çıkmanıza çok sevindim. kendisinin bilhassa "Yıkarak Yapmak" adlı kitabını da videoyu izleyenlere öneririm 👍
Uğur Tanyeli ile keşke bir Aydaki Adam yapsa İlker Canikligil. Zira kendisi Türkiye'de mimarlık tarihi ve kuramı üzerine en donanımlı kişilerden. Mimar değilim ama Tanyeli'nin yazdığı kitaplar (Yıkarak Yapmak, Rüya İnşa İtiraz, Mimar Sinan:Tarihsel ve Muhayyel...), makaleleri ve de söyleşileri, mimarlık ekseninde bir söylemin ve bir meslek pratiğinin toplumsal olarak nasıl inşa edildiğine yönelik inanılmaz faydalı gözlemler sunup açılımlar sağlıyor.
Standart teorisyen cevapları ile geçen bir 40 dakika elbette bazı şeylerin cevabı yoktur ve akademik bakış açısı da bunu gerektirir ama kitap yazıp düşüncelerini anlatma ihtiyacı duyan bir kimse linç yeme korkusu olmadan kişisel kanaatlerini de özgürce dile getirebilmeli
çok tatlı çok sempatik bir bey, izlediğim bütün konuşmalarında bir cümle kurup, hemen sonra tabii ki bunu demiyorum diyen, ben cevap veremem, belki de öyle değildir ,vs vb bitirişleri ile cümlenin başında söylediklerini hiç eden, binlerce sayfa yazıp, hiç bir yere varmayan enteresan bir tavrı var, neden bilinir, neden ünlüdür bu kadar anlamamaşımdır hiç..
Tanyeli’nin üslubu konusunda haksızsınız diyemem. Gerçekten de kimi katı yargıları, keskin red ve kabulleri mevcut. Üstelik konuşmalarında bu üslubun sürekli tekrarlanışı rahatsız edici olabiliyor. Konuşmalarından farklı olarak Tanyeli’nin yazılı çalışmaları daha doyurucu ki kendisinin mimarlık çalışmalarına yönelik katkısı bu yazılarda ortaya çıkıyor.
Naçizane bir ekleme. Yatırım yerine rant kelimesi yanlış olarak kullanılıyor. Rantın tanımı 'emek harcamadan sağlanan gelirdir.' Yani bir arsa alıp, üzerine bina yapıp, bunu satarak para kazanmak rant değildir, yatırımdır. Bir arsayı alıp, üzerine hiçbir şey koymadan karla satmak rant geliridir.
Iki kaliteli insan bulusmus. Ilker bey cok iyi moderator, iyi sorularla sikistirmis ama Ugur bey de yuvarlak cevaplarla savusturmus hep. Mimarlik da biraz flu zaten.
#ilkercanikligil umarım, söyleşi sırasında, kamera çerçevelerini siz belirlememişsinizdir. Bir de 2 yerine 3 kamera ayralsaymış organizatör daha iyi olur diye düşünüyorum.
"İlker'in arkada birileri tanbur çalıyor" diyerek dalga geçtiği programı seyretmenizi de tavsiye ederim, Ayşe Böhürler İlker'den daha fazla kitabını okumuş Hoca'nın, çok daha iyi hazırlanmış... Programda tanbur çalınması niçin dalga konusu olmuş, bazen İlker'i anlamak mümkün değil, üstten garip bir bakışı var. Sanki iki ayrı İlker Canikligil var....
Uğur Bey, işinize gelince ''bu, dünyanın heryerinde böyledir...'' işinize gelince ''bir tane mimarlık yoktur, bir tane elma yoktur, bir tane armut yoktur''... Düşük çözünürlüklü bir post-modernlik bu malesef...
Çoğu kişinin aksine gayet yavan bir söyleşi olduğunu düşünüyorum. Bazı yazar ve akademisyenlerin kimi zaman heyecan yönetiminden, kimi zaman da kasıntılık vb nedenlerden hem kurdukları cümlelerin dizgisinin bozuk hem de genel olarak sorulan soruya karşılıklarının zemininin kayık olduğunu gözlemleriz. Söyleşinin genel tonu, meraklı ve soru soran bir öğrenciye öff şimdi senin sorularına ayıracak zamanım (verecek cevabım) yok kıvamında gelmedi mi sizlere de? 😑
Basta saf sorularla girip amcayi konusturan ilker 20. Dakika sonrasi konuyu istedigi yere getirip guzel sorular sordu ancak postmodernist boomer amca hem cok sey soyledi hem de hicbir sey soylemedi. Eski dergilerdeki yazilarini hatirliyorum, zaten gordugum seyleri yazmaktan ibaretti.
Bu vidyo ilkerin önyargılı cahil ve despot olduğuna delil olarak yeter. Ama sempatik bilgili ve zeki adam. Bide uğur hoca gibi entelektüellerle bizi buluşturuyor.
Beyfendi biraz gereksiz alınganlık yapıyor ilker hoca şeytanın avukatlığını yapmaya çalıştığında. Mimar toplumla çatışmalı aynı şekilde sunucu da konukla çatışmalı ki konuk kendini tam anlamıyla ifade edebilsin. Verimsiz ve sığ bir sohbet olmuş bence.
Spotify'da bir sürü Uğur Tanyeli'nin konuk olduğu podcast var kesinlikle dinlemenizi öneririm. Bu sohbet entelektüel açıdan biraz zayıf kalmış ama ona katılıyorum.
Hocam sanırım bu topluma bir şey öğretme mevzusunda ikinizin de üzerine konuştuğu şey çok farklı. Anladığım kadarıyla Uğur Bey (mimarlık açısından bakınca) toplumu kontrol edebileceğini ve ona mucizelerini göstererek kendinden bir parça bahşedeceğini sanmanın eleştirisini getiriyor. Mimarlık sosyolojiden de yararlanır ve mimarlar olarak tasarım yaparken buyurgan olamayız/olduğumuzu sanarız. Ben şunu bunu istiyorum dediğiniz tasarım sürecinden istediğiniz kadar sınırsız kaynağınız da olsa yapıtınızdaki bir merdivenin organik bir biçimde bir gün dinlenme yeri olmasını engelleyemezsiniz/planlayamazsınız. Yapı insanlarla yaşar ve dönüşür. Aslında Uğur Bey'in bu eleştirisini star mimarlığa olan bir eleştiri olarak da algılıyorum ben. Sizin düşüncenizi şöyle değerlendirmek mümkün: evet mimarlar kesinlikle bazı verileri fark edip, gözlemleyip ortaya bir ürün çıkarabilecek bir disiplinin bilgisine sahip ancak Uğur Bey'in dediklerinden anladığım şeylerin de katkılarıyla 'bu ürün çıkarma süreci bile aslında topluma bir şey öğreterek değil toplumdan bir şey öğrenerek gelişiyor' yorumunu eklemek mümkün.
Benim anladığım, mimarlığın toplumdan ayrı veya toplumun kavrayışının üzerinde olmadığını, var olduğu toplumla iç içe ve topluma içkin olduğunu söylüyor Uğur Tanyeli. Dolayısıyla mimarlık yoluyla topluma birşeyler öğretme iddasının gerçekçi olmadığını söylüyor sanırım.
Bu roportaj, Turkiye de ki mimari tartismanin artik genc jenerasyona aktarilmasi gerektiginin gostergesidir. Kulturel mimari konusunda tamanen pes etmis, bolgesel tasarim konusunda ilgisi olmayan, post-modern donemin kafa karisikligi uzerinden akademik soylemler yapan bakis acisina artik gerek yok. Global mimari beyfendinin bahsettigi tartismayi 20 yil once sonlandirdi.
Evet ya, bu yorumu arıyordum. Üçüncü sınıf mimarlık öğrencisiyim, konuşmayı dinlerken hissettiğim tam olarak buydu ama bunu ifade edecek entellektuel birikimde degilim henüz galiba...
Dinledigim en bos insan bu programda..yok boyle denebilir . Yok edemezsiz d8nlemesi nekadar zor ve hicbir bilgi barindirmiyor sohpeti kararsizlik herhangi bir olumlu baglamida yok
Nasıl daha iyi mimarlık yapılıra cevap veremeyen bir insanın hocalık yapması.Siyaset her yanımızı parelemiş,ülkemizde sanatçı yetişmeyi,özgün olmayı beceren her bir birey ayakta alkışlanmalı.Var mı bilmiyorum,tek bir mimar ismi söyleyemem.Şu yapısı harika diyeceğim ve adını öğrenmiş olduğum bir tek mimar yok.Benim cahilliğimse kendi adıma üzgünüm.
Hangi mimarlık linci birini yerinden etmeyi başardı ki bu sözde çekingenlik gereksin ? Hocanın yazılarındaki sertliği düşününce bu tavra anlam veremedim cidden. Cevabın etrafından dolanma eleştirilerinde haklısınız, özellikle de bu sohbetin Flu'da yayınlanacak olmasının potansiyeli düşünüldüğünde daha descriptive bir tavırda olmak gerekirdi. Kaçırılmış bir fırsat.
3:53 mimarlar kendilerini madur etmeye meraklı bir gruptur. Bir anda aydınlandım. Bence bunun sebebi bizim eğitiliş biçimimiz. Okul yılları boyunca ağızımıza s.ç..dığı için iş hayatında da böyle devam etmesine ses çıkaramıyor olabiliriz. Bu durum geçtiğimiz yüz yıl o kadar alışıla gelmiş ki, ben Almanya’da yaşıyorum mesela, 1. Dünya’da bile şartlarımız yan yana çalıştığımız diğer ofis çalışanlarından bile çok daha kötü.
akademik eğitimi, öğrenciyi ezmek zanneden akademisyenlerin çoğu ya tıpçı ya mimar. İlker bey öğrenciyi ezmekten öte onurlandırmak için derste uygulamalar yaptığını anlatmıştı. Uğur bey de öğrenmenin en iyi yolu öğretmektir dedi. Fakat mimarlıktaki "öğreticiler" bu tanımın tam zıttı. Mühendislik bu kadar ezici değil.
Uğur hocayı her dinlediğimde mimarlığı tekrar seviyorum. Mimarlık eğitiminde o kadar safsata döner ki mimarlıkla ilgili, mimarlık kadim meslektir, mimar uyumaz, mimar yorulmaz vs. içinde mesleğe olabildiğince objektif, tarihsel bir bakışı var hocanın. Mimarın değeri, kazancı, prestiji artmadı ama mimarlık toplumsallaştı diyor, katılmadan edemiyorum. İyi ki var dediğim insanlardan.
İlker hocanın moderatörlüğünde çok keyifli bir konuşma olmuş. Bu etkinliği izlediğim için kendimi şanslı hissediyorum. Bizimle paylaştığınız için teşekkürler.
Uğur Hocayı tanıdığıma çok mutlu oldum..gerçek bir entellektüel ama ortada gezip duran bir çoğu gibi kibir yok ..hakkatten özgün bir söyleşi idi teşekkürler
genelde akademisyen mimarlar biraz kasıntı olur ve anlaşılmamayı isterler. Videoya başlarken hevesim pek yoktu fakat Uğur hocanın özgğveni ve samimiyeti beni şaşırttı. Çok verimli bir program olmuş. Teşekkürler
İlker Canikligil sen muazzam bir adamsın. Verdiği örnekler ve konuyu açımlaması.
lütfen "adam" demeyelim "adam veya kadın" diyelim:))))
@@Johnirsss ketşkewlşktşlekwşltk daha binlerce cinsiyet var yalnız
Açımlamak
@@Johnirsssilker canikligil sen muazzam adam veya kadinsin…
Mimarlar atanamamış filozof sanatçılardır. Keyifli sohbet için teşekkürler. Unutmadan, Canikbey portakal cosplay’i ile programa gelmiş. Güzel olmuş.
Yıllardır İlker ne zaman hocayla konuşacak diye bekliyordum, hatta davet etmesini teklif etmeyi bile düşünmüştüm. Uğur hocanın her dersi ayrı bir aydınlanma benim için 🙏🏻
flu'yu tanımadan önce moderatör rolünün öneminden bi habermişim tamamen, ilker hocamı gördükçe fark ediyorum. ilker canıkligilsiz flu tv olmaz gerçekten.
Kızım mimar ama hiç ilgimi çekmedi dedi bir baba.. Üzücü bir röportaj anı idi.
Bütünsel bakıştan, kültürden uzak köylü ve aç bir milletiz; kızını okutttuğuna şükür, öyle babalardan oluşuyor bu ülke( yani en azından o alanla kendisi hiç ilgilenmese de kızının seçimini desteklemiş)
Yoo degildi
harika bir sohbet, içerik olmuş keyifle izledim. ✨
Mimarlık biraz mevzuat gereği yapılan bi iştir ülkemizde, kimse mecbur kalmasa mimara gidip de tasarım falan yaptırmaz, hatta şu an bile pratikte mühendis üzerinden iş verilir mimara. Estetik, tasarım vs bizim gibi ülkelerde öncelik değildir çünkü.
Benim babam hala benden bahsederken kızım mühendis diyor ben sürekli (babaaa mimar)diye düzeltiyorum.
Uğur Bey'le Mimar Sinan üzerine kitabını okuyarak tanıştım geçenlerde. Mimarlık okuduğum için çok hoca tanıdım gördüm ama haddim olmayarak söylemeliyim ki, naçizane mimarlık konusunda daha yetkin ve bilgili birisi olduğunu görmedim. Sevindim açıkçası bir hayli Flu TV'de görmekten ki bu da ilk kez görüşüm oldu. Güzel bir sohbet olmuş.
Özellikle toplumla çatışmadan mimarlık olmaz dediği yer harbiden çok doğru. İmarı eleştirmesine de ayrı katıldım yani. Son zamanlarda iki durumdan da çok çektik açıkçası. Bu arada mimarın da müteahhitlik yapmamak zor artık, öyle veya böyle işin şantiyesine girmeden iyi bir tasarım yapmak ve hak ettiğin ücreti almak imkansız olmuş artık. Çok meşhur, zengin ve entelektüel bir aileye bir yılı aşkın süredir birkaç farklı tasarım, uygulama çizimi vs. yaptık, kaç kere toplantı yaptık, hala daha para bile alamadık mesela.
Bir de Zorlu mevzusu olunca mimari olarak pek de eleştirilecek yer olduğunu sanmam. Şehircilik açısından eleştirilerden de bildiklerim kadarıyla net katıldığım boğaz tarafından özellikle aşırı büyük duran bazasının kötü bir silüet oluşturduğu gerçeği. Ama park olması isteniyorduysa buna hiç de katılmıyorum. Olsa ne olacaktı ki ? Bütün o egzoz ve en yoğun trafiğin kenarında yer alan berbat bir yer park için. Ulaşımı yürüyerek zor ve kimse de arabayla parka gitmez herhalde. En azından yapılan tasarımla birçok farklı kullanım programına sahiplik yapılmış, açık alan olarak da parseli çevreleyen yapılar bir bariyer görevi görmüş. Orası park olsun demek şu geçenlerde Emre ARolat ve İBB'nin ortak işi Büyükdere Caddesi tasarımına benziyor. Kimsenin yürümek istemeyeceği araba cennetlerinde saçma sapan kimsenin de kullanmak istemeyeceği alanlar yaratmak gibi...
doğru söylüyorsunuz ancak ben yine de ilkeli bir mimarın zorlu gibi iktidarın da işine gelen bir projede çalışmayacağını düşünüyorum.
İlkeli olmakla alakası yok bu işlerin. Star bir mimarsınız ve sizle çalışılmak isteniyor. Mimarsınız mimarlık yapın isteniyor, ne ilkesi :D Reddetmezsiniz. Zaten öyle bir konumda olmadan bu kadar rahat ben bilmem kimin işine gelecek projede çalışmam laflarını asla samimi bulamıyorum. Bir de iktidarın işine gelen nedir ? Zorlu Center kimin ki ? Hangi firmada çalışıyorsunuz ? Çalıştığınız firma iktidarın işine gelmemek üzerine yoğunlaşıyor mesela işlerinde ? Ne kadar saçma ya :D
Bu zihniyet bana çok aptalca geliyor. Aynı kafayla devlete iş yapan, ucundan kıyısından bulaşan herkese kafadan bir damga vuruyor bazıları. İktidarı beğenmeyebiliriz de sonuçta içinde yaşadığımız ülkeyi yönetiyor. İktidar için değil, yaşadığımız ülke için, kendimiz için yapıyoruz bir şeyler yapıyorsak. Muhalif bazı tiplerin iktidarın her haltını eleştirip sonra da ben iktidarla çalışmam gibi laflar etmesine ciddi uyuzum. Sus o zaman eleştirme. Kafadan bir reddediş bu zaten, ,işin niteliğinden vs.bağımsız.@@Johnirsss
@@CanSArat Yani afedersiniz ama zorlu center'in yaşadığımız ülke için ne gibi bir yararı olabilir. Roma gibi, Paris gibi üzerine titrenmesi gereken bir kente yapılmış kim bilir kaçıncı devasa alışveriş merkezi zorlu center ve sermayeyi elinde tutan birkaç kişi haricinde kimseye de yararı yok. Sizin gibi düşünecek olursak iktidar Taksim Camii'si için Emre Arolat'a gitseydi, Emre Arolat Taksim Camii'sini de yapabilirdi, sonuçta mimarlığın ilkeli olmakla alakası yok. Önemli olan insanın yaşadığı şehre kendini ne derece sorumlu hissettiği. Tabii ki Emre Arolat projeyi reddetseydi de zorlu yapılırdı ancak en azından Emre Arolat'ın bu şehir için kaygılandığını bilirdik.
Harika bir yayın olmuş…aydak adam’a bekleriz
-Nedir mimarlık
-Nedir mimarlık demekle olmaz hahaha
-nasıl olur peki
- nasıl olur demekle olmaz hahaha
-ne soralım peki size
- ne soralım demekle olmaz hahaha
-program bitti
- bitti demekle olmaz hahaha
😂
Çok keyifliydi
Kendisini de eleştirmek gerekirse star kuramcı olarak var olmaya çalışan akademisyenler içerisinde görüyorum. Star mimarlığın yok olduğu görüşü de bizi eylemek için verilmiş bir söz gibi, star mimarlar üzerine kurulan star kurumlar var artık. Deprem vs. gibi krizlerde mimarların kendilerini suçlamalarının doğru olmadığı görüşü de bozulma çukurunu daha da derinleştiriyor, dönüşümün bir noktasından bile olsa tutmak gerek. Düzene olan tam teslimiyetini gözlemlemek üzücüydü.
Bu kanalda daha fazla Uğur Tanyeli söyleşisi istiyoruz! İkinizin de enerjisi şahane.
Mükemmel olmuş, bayıldım. Emeğinize sağlık 😊
bayıldım daha çok mimarlık bölümü gelsin
bilgi üniversitesinde okurken bir kaç seneliğine fakültenin dekanı olmuştu. keşke hiç olmasaydı... keşke ben de onu sadece kitaplarıyla tanısaydım belki o zaman sevebilirdim. bana, bölümüme, fakülteme ve üniversiteme hiç bir katkısı olmamıştır.
Sosyolojik saptamaları ve toplum hakkındaki tespitleri isabetli, mimarlık teorisi hakkındaki bilgi birikimi tartışılmaz Uğur Tanyeli'nin olduğu bir video çıkmanıza çok sevindim. kendisinin bilhassa "Yıkarak Yapmak" adlı kitabını da videoyu izleyenlere öneririm 👍
Uğur Tanyeli ile keşke bir Aydaki Adam yapsa İlker Canikligil. Zira kendisi Türkiye'de mimarlık tarihi ve kuramı üzerine en donanımlı kişilerden. Mimar değilim ama Tanyeli'nin yazdığı kitaplar (Yıkarak Yapmak, Rüya İnşa İtiraz, Mimar Sinan:Tarihsel ve Muhayyel...), makaleleri ve de söyleşileri, mimarlık ekseninde bir söylemin ve bir meslek pratiğinin toplumsal olarak nasıl inşa edildiğine yönelik inanılmaz faydalı gözlemler sunup açılımlar sağlıyor.
hayır. (bence tabii)
Çok keyifli röportaj olmuş.
2X hızıyla mı izledin videoyu
@@Habiboo_habiboo Aynen öyle.
FluTV hiç bu kadar flu olmamıştı 😮
Bir kişi de Banu Uçak dememiş. Birçok arkadaşım sırf onun sayesinde Art Nouveau yapılarını tekte anlayabiliyor.
adamdan çok iyi siyasetçi olur her şeye artı cevap veriyo. lafı baya gevelemiş.
Harika bir söyleşi olmuş teşekkürler 🥂
bir şeyi merak ediyorum. profilinizdeki fotoğrafa sahip olan her profilin ismi neden aynı?
@@durguno çünkü profildeki adamın adı scofield
@@scofield2374 kim bu adam?
@@durguno dizi karakteri
@@scofield2374 bu furya neden başladı acaba?
Standart teorisyen cevapları ile geçen bir 40 dakika elbette bazı şeylerin cevabı yoktur ve akademik bakış açısı da bunu gerektirir ama kitap yazıp düşüncelerini anlatma ihtiyacı duyan bir kimse linç yeme korkusu olmadan kişisel kanaatlerini de özgürce dile getirebilmeli
Sn ilker yine popüler eleştiri sorular sormaya çalışıyordu ama hocam şutu çok güzel göğüsle yumuşatıp gol atıyor
çok tatlı çok sempatik bir bey, izlediğim bütün konuşmalarında bir cümle kurup, hemen sonra tabii ki bunu demiyorum diyen, ben cevap veremem, belki de öyle değildir ,vs vb bitirişleri ile cümlenin başında söylediklerini hiç eden, binlerce sayfa yazıp, hiç bir yere varmayan enteresan bir tavrı var, neden bilinir, neden ünlüdür bu kadar anlamamaşımdır hiç..
Tanyeli’nin üslubu konusunda haksızsınız diyemem. Gerçekten de kimi katı yargıları, keskin red ve kabulleri mevcut. Üstelik konuşmalarında bu üslubun sürekli tekrarlanışı rahatsız edici olabiliyor. Konuşmalarından farklı olarak Tanyeli’nin yazılı çalışmaları daha doyurucu ki kendisinin mimarlık çalışmalarına yönelik katkısı bu yazılarda ortaya çıkıyor.
Naçizane bir ekleme.
Yatırım yerine rant kelimesi yanlış olarak kullanılıyor. Rantın tanımı 'emek harcamadan sağlanan gelirdir.'
Yani bir arsa alıp, üzerine bina yapıp, bunu satarak para kazanmak rant değildir, yatırımdır.
Bir arsayı alıp, üzerine hiçbir şey koymadan karla satmak rant geliridir.
Ayn Rand bir romanında mimarlığı konu almış! Çok etkilenmiştim okuduğumda..
Yüksek sanat, çok etkileyici ve çekici..
Iki kaliteli insan bulusmus. Ilker bey cok iyi moderator, iyi sorularla sikistirmis ama Ugur bey de yuvarlak cevaplarla savusturmus hep. Mimarlik da biraz flu zaten.
Gerçi kızım mimar ama hiç ilgimi çekmedi diyen koca yürekli adama yılın babası ödülü 😁
Peki ne yapalım sorusuna Uğur Hoca'nın mavi ekran vermesi 😁
Gülümseyerek izledim ) güzeldi
İlker Bey çok heyecanlı, ilk dakikadan belli.
#ilkercanikligil umarım, söyleşi sırasında, kamera çerçevelerini siz belirlememişsinizdir.
Bir de 2 yerine 3 kamera ayralsaymış organizatör daha iyi olur diye düşünüyorum.
"İlker'in arkada birileri tanbur çalıyor" diyerek dalga geçtiği programı seyretmenizi de tavsiye ederim, Ayşe Böhürler İlker'den daha fazla kitabını okumuş Hoca'nın, çok daha iyi hazırlanmış... Programda tanbur çalınması niçin dalga konusu olmuş, bazen İlker'i anlamak mümkün değil, üstten garip bir bakışı var. Sanki iki ayrı İlker Canikligil var....
Hoca'nın her konuda fikri var, mimarlık hakkında yok.
Uğur Tanyeli ❤🎉
Uğur tanyeliyi ilk defa gordüm çok sempatik bir insan😊
Uğur Bey, işinize gelince ''bu, dünyanın heryerinde böyledir...'' işinize gelince ''bir tane mimarlık yoktur, bir tane elma yoktur, bir tane armut yoktur''... Düşük çözünürlüklü bir post-modernlik bu malesef...
Şahane program🎉🎉
Uğur tanyeliiii💗💗💗💗💗💗💗
Çoğu kişinin aksine gayet yavan bir söyleşi olduğunu düşünüyorum. Bazı yazar ve akademisyenlerin kimi zaman heyecan yönetiminden, kimi zaman da kasıntılık vb nedenlerden hem kurdukları cümlelerin dizgisinin bozuk hem de genel olarak sorulan soruya karşılıklarının zemininin kayık olduğunu gözlemleriz. Söyleşinin genel tonu, meraklı ve soru soran bir öğrenciye öff şimdi senin sorularına ayıracak zamanım (verecek cevabım) yok kıvamında gelmedi mi sizlere de? 😑
Evet, hep muğlak cevaplar..
Gelmedi
Yav bi yorum yazmışsın paragraf sorusu mübarek
@@cenetruhi Ben istemez miydim sanıyorsun lol terimleriyle açıklayabilmeyi 😜
@@osencan ne cüret ben lol oynamışmışım lolün L sini bilmem ama şunu bilirim çok kitap okuyup yazarlık yaptığınız belli
Uğur bey simultane çevirmen şeklinde konuşuyor 😅
sevgili Uğur Tanyeli’yi dinlemek güzel
Basta saf sorularla girip amcayi konusturan ilker 20. Dakika sonrasi konuyu istedigi yere getirip guzel sorular sordu ancak postmodernist boomer amca hem cok sey soyledi hem de hicbir sey soylemedi. Eski dergilerdeki yazilarini hatirliyorum, zaten gordugum seyleri yazmaktan ibaretti.
Bende hiç begenmedim cevapları ya 25. dakikadayım inanılmaz sığ geldi konular.
Hocanın sesine efekt mi koydunuz?? 😊
Bizde de bir Floransa olsun isteriz!
0:13 Selim Bey sade olsun
kırmızı rengi sever misiniz? seversiiiniiiz
ilk tespit edilen karındeşen jack olabilir Hocam da ilk seri katil diyemeyiz :) şu an çok teşhisi konabilen, taraması olan birçok olgu gibi.
sokak röportajında bi Eldem Çinici Tekeli etc duysaydık efso komik olurdu
Seri katillik kavramı ortaçağda vardı fransada ingiliz asıllı bir lord hatta bilinen en ünlü seri katil.( Baron Gilles de Rais)
Bu vidyo ilkerin önyargılı cahil ve despot olduğuna delil olarak yeter. Ama sempatik bilgili ve zeki adam. Bide uğur hoca gibi entelektüellerle bizi buluşturuyor.
Hehehe bu nasil yorum yahu?
Ses bir tuhaf mı, yoksa sadece bana mı öyle geliyor?
Her masada varsın abi
Uğur Bey keşke olmadığı biri gibi davranmaya çalışıp, bu kadar çok kasmasaymış, maalesef keyifli bir seyir olmadı.
süper
Beyfendi çok tatlıydı gülüşü güldürdü.
adamın kızım mimar ama hiç ilgimi çekmiyor demesi :DDD
aşırı güldüm, Tanyeli'nin mimarlarıyız ajhdgjh
Uğur Hoca'nın bahsi geçen 2 yıl önceki tamburlu programda daha yaşlı olması...
Beyfendi biraz gereksiz alınganlık yapıyor ilker hoca şeytanın avukatlığını yapmaya çalıştığında. Mimar toplumla çatışmalı aynı şekilde sunucu da konukla çatışmalı ki konuk kendini tam anlamıyla ifade edebilsin. Verimsiz ve sığ bir sohbet olmuş bence.
Spotify'da bir sürü Uğur Tanyeli'nin konuk olduğu podcast var kesinlikle dinlemenizi öneririm. Bu sohbet entelektüel açıdan biraz zayıf kalmış ama ona katılıyorum.
22:08 Gibi repliği, sizi her yerde ya 😅
Hocam sanırım bu topluma bir şey öğretme mevzusunda ikinizin de üzerine konuştuğu şey çok farklı. Anladığım kadarıyla Uğur Bey (mimarlık açısından bakınca) toplumu kontrol edebileceğini ve ona mucizelerini göstererek kendinden bir parça bahşedeceğini sanmanın eleştirisini getiriyor. Mimarlık sosyolojiden de yararlanır ve mimarlar olarak tasarım yaparken buyurgan olamayız/olduğumuzu sanarız. Ben şunu bunu istiyorum dediğiniz tasarım sürecinden istediğiniz kadar sınırsız kaynağınız da olsa yapıtınızdaki bir merdivenin organik bir biçimde bir gün dinlenme yeri olmasını engelleyemezsiniz/planlayamazsınız. Yapı insanlarla yaşar ve dönüşür. Aslında Uğur Bey'in bu eleştirisini star mimarlığa olan bir eleştiri olarak da algılıyorum ben. Sizin düşüncenizi şöyle değerlendirmek mümkün: evet mimarlar kesinlikle bazı verileri fark edip, gözlemleyip ortaya bir ürün çıkarabilecek bir disiplinin bilgisine sahip ancak Uğur Bey'in dediklerinden anladığım şeylerin de katkılarıyla 'bu ürün çıkarma süreci bile aslında topluma bir şey öğreterek değil toplumdan bir şey öğrenerek gelişiyor' yorumunu eklemek mümkün.
Benim anladığım, mimarlığın toplumdan ayrı veya toplumun kavrayışının üzerinde olmadığını, var olduğu toplumla iç içe ve topluma içkin olduğunu söylüyor Uğur Tanyeli. Dolayısıyla mimarlık yoluyla topluma birşeyler öğretme iddasının gerçekçi olmadığını söylüyor sanırım.
hayır
hocam her zamanki gibi hızlı ve yorucu bir akıcılıkta konuşuyor
Ahahaha Uğur Hoca gerçekten mizahıyla doluluğuyla doğallığıyla harika bi karakter ya
Umarım ROK u davet etmezsin.Bağımlılık yarattı da sen de…😢😢😢😢
vayy be bu sefer de " de " birleşik yalnız demek nasip oldu :P
Bizim İlker biraz uyuzdu, amca da az uyuz değilmiş 😂😂
Bu roportaj, Turkiye de ki mimari tartismanin artik genc jenerasyona aktarilmasi gerektiginin gostergesidir. Kulturel mimari konusunda tamanen pes etmis, bolgesel tasarim konusunda ilgisi olmayan, post-modern donemin kafa karisikligi uzerinden akademik soylemler yapan bakis acisina artik gerek yok. Global mimari beyfendinin bahsettigi tartismayi 20 yil once sonlandirdi.
Evet ya, bu yorumu arıyordum. Üçüncü sınıf mimarlık öğrencisiyim, konuşmayı dinlerken hissettiğim tam olarak buydu ama bunu ifade edecek entellektuel birikimde degilim henüz galiba...
Dinledigim en bos insan bu programda..yok boyle denebilir . Yok edemezsiz d8nlemesi nekadar zor ve hicbir bilgi barindirmiyor sohpeti kararsizlik herhangi bir olumlu baglamida yok
İçin mi üçün mü derken dikkatim çok dağıldı 😂
Nasıl daha iyi mimarlık yapılıra cevap veremeyen bir insanın hocalık yapması.Siyaset her yanımızı parelemiş,ülkemizde sanatçı yetişmeyi,özgün olmayı beceren her bir birey ayakta alkışlanmalı.Var mı bilmiyorum,tek bir mimar ismi söyleyemem.Şu yapısı harika diyeceğim ve adını öğrenmiş olduğum bir tek mimar yok.Benim cahilliğimse kendi adıma üzgünüm.
Hangi mimarlık linci birini yerinden etmeyi başardı ki bu sözde çekingenlik gereksin ? Hocanın yazılarındaki sertliği düşününce bu tavra anlam veremedim cidden. Cevabın etrafından dolanma eleştirilerinde haklısınız, özellikle de bu sohbetin Flu'da yayınlanacak olmasının potansiyeli düşünüldüğünde daha descriptive bir tavırda olmak gerekirdi. Kaçırılmış bir fırsat.
cüretkar olmayan söyleşileri sevmiyorum çünkü hiçbir katkısı olmuyor.
“Kimsenin hicbir sey bilmedigi yerde, bir insan her seyi bilebilir” Yilmaz-Gibi :)
👍🏻👍🏻
Hocam bu ses nedir ☺️
3:53 mimarlar kendilerini madur etmeye meraklı bir gruptur. Bir anda aydınlandım. Bence bunun sebebi bizim eğitiliş biçimimiz. Okul yılları boyunca ağızımıza s.ç..dığı için iş hayatında da böyle devam etmesine ses çıkaramıyor olabiliriz. Bu durum geçtiğimiz yüz yıl o kadar alışıla gelmiş ki, ben Almanya’da yaşıyorum mesela, 1. Dünya’da bile şartlarımız yan yana çalıştığımız diğer ofis çalışanlarından bile çok daha kötü.
akademik eğitimi, öğrenciyi ezmek zanneden akademisyenlerin çoğu ya tıpçı ya mimar. İlker bey öğrenciyi ezmekten öte onurlandırmak için derste uygulamalar yaptığını anlatmıştı. Uğur bey de öğrenmenin en iyi yolu öğretmektir dedi. Fakat mimarlıktaki "öğreticiler" bu tanımın tam zıttı. Mühendislik bu kadar ezici değil.
Murat Kavurma
"Murat Köfteci" diye güncellendi sanırım o şaka
Ben ,sana yönetmen olamazsın demedim.Mİmar olamazsın dedim:)
37. dakika
Parayı bilmeyen mimara rastlamadım
Film çekmeden film hakkında fikrin varsa benim de var, yani aynıyız. Abi bu kafa Edirne sonrası işlemiyor, burda at koşturun
Tabii ki Mimar Selim
Mimarlikla ilgili konusulurken yilmazdan alinti yapildi olm 😂😂😂😂
keyifli bir röportaj olmuş, hocamıza saygılar
🤘🤘🤘🤘🤘🤘🤘🤘🤘
29. dakika 😊
Tam bir aydaki adam.
...içün... ne demek ? TDK da yeri yok ...
Mimari ve kültürel olarak harika bir sohbet oldu.Flue TV de olmanın şansı içindeyiz
Hoca tam bir postmodernist
mimar selim bey ben sade severim
mimarlık,siyasaldır.
24. dakika
Muhtarlık diye okudum seçim gibi ya