Kuran yetmez anlasilmaz, bize hadis, icma, siyer, sünnet, kiyas, fikih, tefsir, mezhep, firka, seyh, tarikat, evliya, hoca, alim, keramet, cemaat lazim diyenler, bu ayetleri tekrar, tekrar okumasinda büyük fayda var: Dinlerini (doğru dinden) ayıran ve farklı cemaatler (mezhepler) oluşturanlardan olmayın. Zaten her hizip kendinde olanla övünüp durur. Rum 32 Derken, aralarında dinlerini çeşitli kitaplara parçalayıp böldüler. Her cemaat/her grup, kendi yanlarında bulunan ile yetinip sevinmektedir! Mü’minûn Suresi 53 Din sadece Allah’ındır. Allah’tan başkasına mı saygı göstereceksiniz? (Nahl suresi,52.ayet) Hüküm ancak Allah’ındır. Allah yalnızca Kendisine kulluk etmenizi istemiştir. İşte dosdoğru din budur. (Yusuf,40.ayet) • Biliniz ki elçinin görevi, sadece Allah’ın ayetlerini açıkça bildirmektir. (Ankebut,18) Andolsun biz bu Kuran’da insanlar için her türlü örnekten ayrıntılı açıklamalar yaptık. Yine de insanların çoğu ancak küfürde direndi.” (İsra, 89) Onların (peygamberlerin) kıssalarında akıl sahipleri için ibretler vardır. Bu (Kuran), uydurma bir hadis değildir. Ancak kendisinden öncekileri doğrulayan, her şeyi ayrıntılı olarak açıklayan ve inanan bir toplum için kılavuz ve rahmettir.” (Yusuf, 111) Şüphe yok ki, Kur'ân'ı biz indirdik ve şüphe yok ki, O'nu her türlü bozulmadan da biz koruyup muhafaza edeceğiz. Hic 9 “Onların sana getirdikleri hiçbir örnek yoktur ki, biz sana gerçeği ve en güzel yorumu (ahsena tefsir) getirmiş olmayalım . (Furkan, 32-33) Biz bu kitabı sana, her şeyin ayrıntılı açıklayıcısı, bir doğruya iletici, bir rahmet, Müslümanlara bir müjde olarak indirdik. (Nahl, 89) Bunlar, sana gerçek olarak okuduğumuz ALLAH'ın ayetleridir. ALLAH'tan ve ayetlerinden başka hangi hadise inanıyorlar? Casiye 6 And olsun, size öyle bir kitap indirdik ki, bütün şan ve şerefiniz ondadır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?” (Enbiya, 10) De ki: “Siz Allah’a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysaki Allah, gökte ne var, yerde ne var hepsini bilir. Allah her şeyi çok iyi bilmektedir.”” (Hucurat, 16) Rabbinin sözü hem doğruluk, hem adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur.” (Enam, 115) Elif Lam Ra. Bu ayetleri sağlamlaştırılmış bir kitaptır. Sonra her şeyi bilen ve haberdar olan tarafından detaylı bir şekilde açıklanmıştır. ” (Hud, 1) Allah size kitabı detaylandırılmış bir halde indirmişken Allah’ın dışında bir hakem mi arayayım?” (Enam, 114) Rabbin asla unutkan değildir.” (Meryem, 64)
“Kitap’ ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.” (Enam, 38)
Kendilerine okunan Kitab'ı sana indirmemiz onlara yetmedi mi? Şüphesiz bunda iman eden bir topluluk için bir rahmet ve öğüt vardır. Ankebut 51 Allah’tan daha doğru bir hadisi / sözü kim söyleyebilir? (Nisa,87) Rabbinizden size indirilen bu Kur’an’ın bildirdiklerine uyun. O’nu bırakıp da evliyanın / kutsallık payesi verdiğiniz kişilerin peşinden gitmeyin. Ne kadar az öğüt alıyorsunuz? (A’raf,3) Andolsun, biz Kur'ân'ı okunarak ibadet edilsin, öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Düşünen, öğüt alan, okuyarak ibadet eden var mı hiç? Kamer Suresi 17 Andolsun, biz Kur'ân'ı okunarak ibadet edilsin, öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Düşünen, öğüt alan, okuyarak ibadet eden var mı hiç? Kamer Suresi 22 Andolsun, biz Kur'ân'ı okunarak ibadet edilsin, öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Düşünen, öğüt alan, okuyarak ibadet eden var mı hiç? Kamer Suresi 32 Andolsun, biz Kur'ân'ı okunarak ibadet edilsin, öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Düşünen, öğüt alan, okuyarak ibadet eden var mı hiç? Kamer Suresi 40
''Ey Peygamber'in eşleri! Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona; sizden daha iyi olan, kendini Allah'a veren, inanan, boyun eğen, tevbe eden, kulluk eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir.'' Tahrim 5 Bu nedir şimdi? Kuran ayeti! Tanrı sözü demek!!!!!!!
Hadisler olmasa iki rekat namaz kalamazsın. Siz ehli sünnet nedir bilirmisiniz? İşte ateşe uğramadan cennete gidecek olanlar. Ama Peygamber olmadan İslam arayanlar onlar mutlaka ateşe girecekler
Bozacının şahidi şıracı! Siz ne kadar biliyorsunuz da, onun bilgisini değerlendiriyorsunuz? Okyanusta kaç kulaç attın ki, derinliklerinden haberdar olasın? Ayrıca Türk milletinin bir zarafeti, derin bir saygısı vardı. Bir deli, bir meczup görünce, belki bir ilahî sırra el uzatmaya çalışırken çarpılmıştır diye onlara bile saygı gösterirdi. Böyle saygısız insanlar, işi Hakk erenlere dil uzatmaya kadar vardırıyor. Ne Allah'dan çekiniyor, ne kuldan utanıyor, öğrencilerine yazık, saygısızlık şiarları olmuş. İyi örnek gösterip örnek olacakları yerde, sapık fikirlerini yaymaya gayret ediyorlar. İyi bir şey yap da, insanlara örnek ve faydalı ol.
@@sevincergiydiren1182 Adam Konya Selçuk Üniversitesinde yıllarca öğretim üyeliği yaptı. Branşı; Yakındoğu Önasya tarihi. Farsçayı ana dili gibi biliyor. Farsça şiir divanı var. Selçuklu yazma eserlerini (Mevlana ve çağdaşı düşünürler başta olmak üzere) didik didik etmiş bir kişi. Daha ne olsun. Biz okyanusa dalmadık ama bu adamın dalıp dipten hazine çıkardığını gördük. Zahmet edip bir iki videosuna bakarsan sen de görürsün. Selam ve saygılarımla.
Mesele Arapça ve Farsça bilmekse bütün Araçların ve Farsların hidayete ermesi gerekirdi. Mühim olan anlatılan hikmetlerin mecazlarında kalmak değil, batınî mânâlarına ermektir. Büyüklere, velilere, Allah sevgililerine dil uzantıların hâli yamandır. Yıllardır okurum Mesnevi'yi... Ama zihninde ne varsa onu görür, onu anlarsınız. Hikmet bulan başkadır, süflî bakan da herzelikler görür. Kur'an-ı Kerim gibi Allah kitabını bile inkâr edip süflî yorumlayan sayısız insan da bunun örneğidir. İbret gözüyle bakanlar hakikati anlar. Ancak inat edenlere Allah hidayet etmeyeceğini bizzat söylüyor.
Allah velileri, kitaplarına "doğrusunu Allah bilir" diye başlar ve yine öyle bitirir. Ancak velilere taş atan bu gibi kimseler, en doğrusunu BEN BİLİRİM diye iddia etmekle kalmıyorlar, bir de şeytanın yaptığı gibi bu iddialarına başkalarını da iknaya çalışarak delalete götürmekten hiç korkmuyorlar. Onların peşine takılanlar da sorumlu; çünkü hakikati araştırmaya niyet etmeyip yüzeyzellere kıymet vererek doğrudan sapıyorlar. Düşünmemek, okumamak, Allah'dan doğru yolu dilememek, tembellik etmek en büyük günah.
Dervişin fikri neyse zikri odur. Okuduğunda hikmeti, mecazi, bâtını görmeyip hikâyenin dış manasına bakan göz kördür. Hz. Mevlana, en cahil insan bile anlasın diye, derin hikmetleri yaşanmış hikâyeler üzerinden anlatır. Eğer hikmetleri felsefî ve soyut kavramlarla anlatsa idi, bugün bütün dünyada en çok okunan Mesnevi kanalıyla müslüman olan binlerce insan olmazdı. Büyük velilerin niyetlerini kötüye yoran insanların hali haraptır. Hem kendisini uçurama atar, hem takipçilerini..
Twitterda rastladığım bir hesapta ısrarla Konya’daki müzede bulunan orijinal mesnevide bu tür müstehcen anlatımlı hikayelerin bulunmadığını iddia ediyordu. Mümkünse orijinalini inceleyip orada bulunup bulunmadığını netleştirir misiniz?
Okuldaki tasavvuf profesörü benim için hiçbir anlam ifade etmiyor. Zekeriya Beyaz gibiler de prof. Hala zamanımızda mevlana hazretlerini sadık rüyalarda ve yakazalarda gören ehli kalp çok sayıda insan biliyorum. O nedenle aleyhinde atılıp tutulanlar umurumda değil. Kim, beye istiyorsa ona inansın.
@@vandanikenallasen1760 işinize gelmeyince hemen de reddediyorsunuz bakıyorum :D. Hiç kıırmaya gerek yok, bu hikayeler orjinal nüshada var. Mevlana ahlaksızın tekidir. Ebu cehil bile yanında düzgün kalır. Ama siz Mevlana hazretlerini rüyalarında gören Ehli kalp insanlara inanmaya devam edin. Kabak hikayesini de armağan ediyorum sana. Karına kızına okursun. hikmet alsınlar
SABREDİP YAZIYI SONUNA KADAR OKURSANIZ HZ. MEVLANA İLE HZ. ŞEMS'İN ARASINDAKİ İLİŞKİNİN MAHİYETİ BAŞTA OLMAK ÜZERE, HZ. MEVLANA'YLA İLGİLİ BİLİNÇLİ OLARAK ORTAYA ATILAN DİĞER ASILSIZ İDDİALAR HAKKINDA DA BİLGİ SAHİBİ OLABİLİRSİNİZ. Bir insan düşünün ki; hem eşcinsel, hem Türk düşmanı, hem sapkın, hem Moğol ajanı, hem Allah'a şirk koşan, hem katil, bir gün Rum bir gün Moğol. Ve tüm bunlara rağmen padişahların şeyhlerin, İslam alimlerinin övgülerine mazhar olacak kadar, "Gönüller sultanı" olarak adlandırılıp o makama yükselecek kadar tüm insanlığın teveccühüne mazhar oluyor. Saçmalığı görüyorsunuz değil mi? Tasavvufa olan kinleri gözlerini öyle kör etmiş ki, ellerine geçeni torbaya doldurur gibi nereden saldıracaklarını şaşırıyorlar ve bu sayede kendi asılsız iddialarını kendi elleriyle farkında olmadan sulandırmış oluyorlar. Tek bir yerden saldırsalar belki birazcık inandırıcı olacaklar ama Allah şaşırtıyor işte. Öncelikle Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasındaki ilişkiden başlayıp Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a kulak verelim: Batı medeniyetlerinin modernizm kisvesi altında Şemsi Tebrizi ile Mevlana Celaleddin Rumi arasında yaşanan bağlılık ilişkisinin yanlış yorumlandığına vurgu yapan Tarhan, Şems ve Mevlana arasındaki bağın bilinçli bir şekilde erotik bağlanma modeline çekilmek istendiğine dikkat çekiyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasında yaşanan ilişkinin Batıda ve seküler düşünenlerde kafaları karıştıran bir ilişki olduğunu belirten Tarhan, iddia edilen eşcinsel ilişkinin asılsız olduğunu son kitabı Hz. Mevlana ile Aile Terapisi’nde bilimsel gerçeklerle gözler önüne seriyor. Tarhan, modernizmin erkeklerin birbirine âşık olması, birbirine bağlanması tarzındaki ilişkiyi kadın erkek ilişkisine benzer şekilde yansıttığını vurguluyor. Kitabında insandaki bağlanma hormonu ile ilgili bilgi veren Tarhan, “ Bağlanma ihtiyacı insanın temel psikobiyolojik ihtiyacıdır. İnsanda bağlanmayla ilgili Oksitosin ve vasopressin hormonu, ve ilgili gen vardır. Bu gen en aktif emziren annelerde var. Anne ile çocuk arasındaki bağlanmayı sağlıyor. Bağlanma türleri erotizm, romantizm, spiritüalizm (ruhani / tinsel) olmak üzere üçe ayrılıyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağlılık ilişkisinin Batı medeniyetleri tarafından özellikle erotizm ile ilişkilendirildiğinin altını çizen Tarhan, “Kişi bağlanma duygusunu yüksek değerlere bağlanma şeklinde yaparsa spiritüel bağlanma gerçekleşir. Hz. Mevlana’da böyle yapmıştır. Fakat Batı’da Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağa karşı cinse duyulan aşk gibi bir algı karıştırılıyor. Yani bu durum özellikle erotik bağlanma modeline doğru çekiliyor. Bu gibi algılar da özellikle oluşturuluyor. Hâlbuki onların bağlanma ilişkileri spiritüel bağlanma yani mürid - mürşid, usta - çırak, baba - oğul, anne - oğul, anne - kız ilişkisi gibi bir ilişkidir. Burada cinsellik, romantizm yoktur bağlanma vardır. Bu nedenle bağlanma türlerini doğru anlamak önemlidir” şeklinde belirtiyor. İki Allah dostu arasında geçen bu ilişkisinin spiritüel bağlanma olduğunu vurgulayan Tarhan, Hz. Şems’in Hz. Mevlana’ya manevi yol arkadaşlığı, yoldaşlık, sohbet şeyhliği yaptığını belirtiyor. Tarhan, “Hz. Mevlana spiritüel bir bağlanma ile Hz. Şems’in kişiliğine değil onun yansıttığı hakikate bağlanıyor. Hz. Mevlana’nın Hz. Şems ile ilgili olan ilişkisi yoğun bir spiritüel bağlanma örneğidir. Hz. Mevlana Hz. Şems’te yıllarca beklediği hakikati bulması, Hz. Şems’in kendisindeki kitabi bilgileri aşk makamı ile birleştirilmesine vesile olması sebebi ile Hz. Şems’ten ayrılmayı hiç istemez. İlahi hakikat yolunda onu anlayabilen ve onu bu yolda yakan, yandıran kişidir. Hz. Şems Hz. Mevlana’nın kendisinden de tamamen ayrılmasını tamamen Hakk’ta baki olmasını ister ve kaybolur. Zira o yoldaki misyonu ve manevi vazifesi budur” ifadelerini kullanıyor. Hz. Şems İlahi Şemse yani güneşe ayna olmaktadır. Hz Mevlana aynaya aşık olurken aslında ondan yansıyan ışığa, nura aşık oluyor ve olgunluğa eriyor. Tarhan, Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasında çıkan asılsız iftiraların sevgi adaletsizliğinden kaynakladığını kaydederken kitabında, “Hz. Mevlana’nın bir müddet aldığı eğitim sebebi ile halktan çekilip Hz. Şems ile yalnız kalması müritlerin ve halkın fitnesine sebep oldu. İnsanlar bu birlikteliği yanlış şekillere sokarak şeytana malzeme verildi. Hz. Şems ve Hz. Mevlana inzivaya çekilip tam üç ay gece-gündüz visal orucu ile oturdular, hiç dışarı çıkmadıkları gibi kimsede yanlarına girmeye cesaret edemedi. Bundan sonra Hz. Mevlana okutmak, öğretmek ve vaaz etmekten el çekerek Allah’a ibadet ile meşgul oldu. Konya’nın büyükleri Hz. Mevlana’nın eski dostlarından, en yakın akrabalarından uzak tutan kişi olarak Hz. Şems’i suçladı. Hz. Şems’e söylenmeyecek sözler, küfürler söyledi. Hatta Hz. Şems’in ölmesini ya da Hz. Mevlana’nın yanından göç etmesini istediler. Sevgi konusunda Hz. Mevlana’yı Hz. Şems ile paylaşamadılar” ifadelerine yer veriyor. Gelelim bu ve bunun gibi tasavvuf düşmanlarının diğer zırvalıklarına. Bu şahıs zaten tasavvufa ve tasavvuf ehline düşmanlığıyla bilinen bir kişi. Çamur at izi kalsın misali nereden saldıracağını şaşırıyor. Ailesi Moğol istilasından dolayı bugünkü Afganistan'ın Belh şehrinden Anadolu'ya yerleşen Hz. Mevlana'yı bir gün Moğol yapıyor, oradan bir şey tutturamayınca başka bir gün Moğol ajanı ilan ediyor. "Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir" diyen Hz. Mevlana'yı kendi gibi bilip gün geliyor sapkınlıkla suçluyor. Başka gün ise, gerçek adı Pîr Mahmud bin Ahmed Nasirûddin Ahî Evran bin Abbas Velî olan Ahi Evran'ı, isminde geçen Nasiruddin'den yola çıkarak Nasreddin hoca yapıp, 1284'de ölen Nasreddin hocayı 1273'de ölen Hz. Mevlana'ya öldürtüyor. Sonradan sevgi ve saygı göstergesi olarak kendisine "Mevlana" (Efendimiz) lakabı verilen, batıdaki Anadolu Selçuklu topraklarına Rum diyarı denildiği için isminin sonuna "Rum-i" (Rum diyarında yaşayan) takısı alan Hz. Mevlana'yı gün geliyor ismindeki "Rum-i" sıfatından yola çıkarak "Rum" olmakla suçluyor. Hz. Mevlana ve ailesinin Selçuklu sultanlarıyla ilişkilerini ve muhabbetini bilmeden, bir davette Moğollar tarafından tuzağa düşürülüp öldürülen Selçuklu sultanı Rükneddin Kılıçarslan'ı daha öncesinde oraya gitmemesi konusunda uyaran, öldürülmesinden sonra da ardından "Demedim mi" adlı şiiri kaleme alan Hz. Mevlana'ya gün geliyor, yok Moğol, yok Moğol ajanı, yok Türk düşmanı gibi asılsız iftiralar atıyor. Bunun gibi ne idüğü belirsizlerden bir kaç tane daha var. Ben bunlardan bir çoğunun İslam'ı, islami değerleri, islami şahsiyetleri hedef alan ve bizden gibi görünen Batı'nın içimizdeki uzantıları olduğuna yemin edebilirim ama ispatlayamam. Arkadaşlar bu tasavvuf düşmanlarının derdi sadece Hz. Mevlana değil. Muhyiddin İbnül Arabi'den Şems-i Tebrizi'ye, Yunus Emre'den Mevlana'ya tüm tasavvuf ehline aynı şekilde saldırıyorlar. Bu ne idüğü belirsizlerin saçmalıklarına işine geldiği için yada dünya görüşünden dolayı inanmaya meyilli olduğu için inanıp savunanlara benim "Allah ıslah etsin" demekten başka elimden bir şey gelmez. Çünkü duymak istemeyenlerin sağırlığına, görmek istemeyenlerin körlüğüne tıp bile henüz çare bulamadı. Ben Hz. Mevlana ve diğer Allah dostu Veliler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayıp bu itibar suikastçilerinin zırvalıklarına kanarak Allah dostları hakkında yanlış kanaatlere varanlara sesleniyorum. Bu düzenbazlara itibar edipte Allah dostları hakkında kötü düşünüp yoktan yere vebale girmeyin. Allah dostlarına atılan iftiralara cevaben ben buraya bir kaç tane link bırakıyorum. İsterseniz başka kaynaklardan da araştırabilirsiniz. ruclips.net/video/MUjrHj-kA3g/видео.html (Hz. Mevlana ile Hz. Şems arasındaki ilişki) ruclips.net/video/n4FP4gNreuc/видео.html (Mesnevi'de geçen "Kabak hikayesi" hakkında) ruclips.net/video/j-uGIhiJeRE/видео.html (Mesnevi'de Ahlaksız Sapık Hikayeler mi var?) ruclips.net/video/1XjD2lPG05s/видео.html ("Mesnevi'de Müstehcen Hikâyeler Var" Diyen Adama İbretlik Cevap) ruclips.net/video/XWWgsX5kbuI/видео.html (Mesnevi'yi şirk ve küfürle itham edenlere cevaben - Mesnevi'de "Veliler Allah'ın çocuklarıdır" mı diyor?) Bakmayın siz bugünkü toplumumuzun Mevlana'dan ve Mesnevi'sinden bihaber olduğuna. Osmanlı zamanında her evde bulunan ve okunan bir eserdi Mesnevi. O da cumhuriyeti kuran kadronun ve o ideolojinin hışmına uğradı. Görüyorsunuz işte, bugün hacı hoca kılığına bürünmüş bunun gibi artıklarıyla uğraşıyoruz hala. Kalın sağlıcakla...
SABREDİP YAZIYI SONUNA KADAR OKURSANIZ HZ. MEVLANA İLE HZ. ŞEMS'İN ARASINDAKİ İLİŞKİNİN MAHİYETİ BAŞTA OLMAK ÜZERE, HZ. MEVLANA'YLA İLGİLİ BİLİNÇLİ OLARAK ORTAYA ATILAN DİĞER ASILSIZ İDDİALAR HAKKINDA DA BİLGİ SAHİBİ OLABİLİRSİNİZ. Bir insan düşünün ki; hem eşcinsel, hem Türk düşmanı, hem sapkın, hem Moğol ajanı, hem Allah'a şirk koşan, hem katil, bir gün Rum bir gün Moğol. Ve tüm bunlara rağmen padişahların şeyhlerin, İslam alimlerinin övgülerine mazhar olacak kadar, "Gönüller sultanı" olarak adlandırılıp o makama yükselecek kadar tüm insanlığın teveccühüne mazhar oluyor. Saçmalığı görüyorsunuz değil mi? Tasavvufa olan kinleri gözlerini öyle kör etmiş ki, ellerine geçeni torbaya doldurur gibi nereden saldıracaklarını şaşırıyorlar ve bu sayede kendi asılsız iddialarını kendi elleriyle farkında olmadan sulandırmış oluyorlar. Tek bir yerden saldırsalar belki birazcık inandırıcı olacaklar ama Allah şaşırtıyor işte. Öncelikle Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasındaki ilişkiden başlayıp Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a kulak verelim: Batı medeniyetlerinin modernizm kisvesi altında Şemsi Tebrizi ile Mevlana Celaleddin Rumi arasında yaşanan bağlılık ilişkisinin yanlış yorumlandığına vurgu yapan Tarhan, Şems ve Mevlana arasındaki bağın bilinçli bir şekilde erotik bağlanma modeline çekilmek istendiğine dikkat çekiyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasında yaşanan ilişkinin Batıda ve seküler düşünenlerde kafaları karıştıran bir ilişki olduğunu belirten Tarhan, iddia edilen eşcinsel ilişkinin asılsız olduğunu son kitabı Hz. Mevlana ile Aile Terapisi’nde bilimsel gerçeklerle gözler önüne seriyor. Tarhan, modernizmin erkeklerin birbirine âşık olması, birbirine bağlanması tarzındaki ilişkiyi kadın erkek ilişkisine benzer şekilde yansıttığını vurguluyor. Kitabında insandaki bağlanma hormonu ile ilgili bilgi veren Tarhan, “ Bağlanma ihtiyacı insanın temel psikobiyolojik ihtiyacıdır. İnsanda bağlanmayla ilgili Oksitosin ve vasopressin hormonu, ve ilgili gen vardır. Bu gen en aktif emziren annelerde var. Anne ile çocuk arasındaki bağlanmayı sağlıyor. Bağlanma türleri erotizm, romantizm, spiritüalizm (ruhani / tinsel) olmak üzere üçe ayrılıyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağlılık ilişkisinin Batı medeniyetleri tarafından özellikle erotizm ile ilişkilendirildiğinin altını çizen Tarhan, “Kişi bağlanma duygusunu yüksek değerlere bağlanma şeklinde yaparsa spiritüel bağlanma gerçekleşir. Hz. Mevlana’da böyle yapmıştır. Fakat Batı’da Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağa karşı cinse duyulan aşk gibi bir algı karıştırılıyor. Yani bu durum özellikle erotik bağlanma modeline doğru çekiliyor. Bu gibi algılar da özellikle oluşturuluyor. Hâlbuki onların bağlanma ilişkileri spiritüel bağlanma yani mürid - mürşid, usta - çırak, baba - oğul, anne - oğul, anne - kız ilişkisi gibi bir ilişkidir. Burada cinsellik, romantizm yoktur bağlanma vardır. Bu nedenle bağlanma türlerini doğru anlamak önemlidir” şeklinde belirtiyor. İki Allah dostu arasında geçen bu ilişkisinin spiritüel bağlanma olduğunu vurgulayan Tarhan, Hz. Şems’in Hz. Mevlana’ya manevi yol arkadaşlığı, yoldaşlık, sohbet şeyhliği yaptığını belirtiyor. Tarhan, “Hz. Mevlana spiritüel bir bağlanma ile Hz. Şems’in kişiliğine değil onun yansıttığı hakikate bağlanıyor. Hz. Mevlana’nın Hz. Şems ile ilgili olan ilişkisi yoğun bir spiritüel bağlanma örneğidir. Hz. Mevlana Hz. Şems’te yıllarca beklediği hakikati bulması, Hz. Şems’in kendisindeki kitabi bilgileri aşk makamı ile birleştirilmesine vesile olması sebebi ile Hz. Şems’ten ayrılmayı hiç istemez. İlahi hakikat yolunda onu anlayabilen ve onu bu yolda yakan, yandıran kişidir. Hz. Şems Hz. Mevlana’nın kendisinden de tamamen ayrılmasını tamamen Hakk’ta baki olmasını ister ve kaybolur. Zira o yoldaki misyonu ve manevi vazifesi budur” ifadelerini kullanıyor. Hz. Şems İlahi Şemse yani güneşe ayna olmaktadır. Hz Mevlana aynaya aşık olurken aslında ondan yansıyan ışığa, nura aşık oluyor ve olgunluğa eriyor. Tarhan, Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasında çıkan asılsız iftiraların sevgi adaletsizliğinden kaynakladığını kaydederken kitabında, “Hz. Mevlana’nın bir müddet aldığı eğitim sebebi ile halktan çekilip Hz. Şems ile yalnız kalması müritlerin ve halkın fitnesine sebep oldu. İnsanlar bu birlikteliği yanlış şekillere sokarak şeytana malzeme verildi. Hz. Şems ve Hz. Mevlana inzivaya çekilip tam üç ay gece-gündüz visal orucu ile oturdular, hiç dışarı çıkmadıkları gibi kimsede yanlarına girmeye cesaret edemedi. Bundan sonra Hz. Mevlana okutmak, öğretmek ve vaaz etmekten el çekerek Allah’a ibadet ile meşgul oldu. Konya’nın büyükleri Hz. Mevlana’nın eski dostlarından, en yakın akrabalarından uzak tutan kişi olarak Hz. Şems’i suçladı. Hz. Şems’e söylenmeyecek sözler, küfürler söyledi. Hatta Hz. Şems’in ölmesini ya da Hz. Mevlana’nın yanından göç etmesini istediler. Sevgi konusunda Hz. Mevlana’yı Hz. Şems ile paylaşamadılar” ifadelerine yer veriyor. Gelelim bu ve bunun gibi tasavvuf düşmanlarının diğer zırvalıklarına. Bu şahıs zaten tasavvufa ve tasavvuf ehline düşmanlığıyla bilinen bir kişi. Çamur at izi kalsın misali nereden saldıracağını şaşırıyor. Ailesi Moğol istilasından dolayı bugünkü Afganistan'ın Belh şehrinden Anadolu'ya yerleşen Hz. Mevlana'yı bir gün Moğol yapıyor, oradan bir şey tutturamayınca başka bir gün Moğol ajanı ilan ediyor. "Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir" diyen Hz. Mevlana'yı kendi gibi bilip gün geliyor sapkınlıkla suçluyor. Başka gün ise, gerçek adı Pîr Mahmud bin Ahmed Nasirûddin Ahî Evran bin Abbas Velî olan Ahi Evran'ı, isminde geçen Nasiruddin'den yola çıkarak Nasreddin hoca yapıp, 1284'de ölen Nasreddin hocayı 1273'de ölen Hz. Mevlana'ya öldürtüyor. Sonradan sevgi ve saygı göstergesi olarak kendisine "Mevlana" (Efendimiz) lakabı verilen, batıdaki Anadolu Selçuklu topraklarına Rum diyarı denildiği için isminin sonuna "Rum-i" (Rum diyarında yaşayan) takısı alan Hz. Mevlana'yı gün geliyor ismindeki "Rum-i" sıfatından yola çıkarak "Rum" olmakla suçluyor. Hz. Mevlana ve ailesinin Selçuklu sultanlarıyla ilişkilerini ve muhabbetini bilmeden, bir davette Moğollar tarafından tuzağa düşürülüp öldürülen Selçuklu sultanı Rükneddin Kılıçarslan'ı daha öncesinde oraya gitmemesi konusunda uyaran, öldürülmesinden sonra da ardından "Demedim mi" adlı şiiri kaleme alan Hz. Mevlana'ya gün geliyor, yok Moğol, yok Moğol ajanı, yok Türk düşmanı gibi asılsız iftiralar atıyor. Bunun gibi ne idüğü belirsizlerden bir kaç tane daha var. Ben bunlardan bir çoğunun İslam'ı, islami değerleri, islami şahsiyetleri hedef alan ve bizden gibi görünen Batı'nın içimizdeki uzantıları olduğuna yemin edebilirim ama ispatlayamam. Arkadaşlar bu tasavvuf düşmanlarının derdi sadece Hz. Mevlana değil. Muhyiddin İbnül Arabi'den Şems-i Tebrizi'ye, Yunus Emre'den Mevlana'ya tüm tasavvuf ehline aynı şekilde saldırıyorlar. Bu ne idüğü belirsizlerin saçmalıklarına işine geldiği için yada dünya görüşünden dolayı inanmaya meyilli olduğu için inanıp savunanlara benim "Allah ıslah etsin" demekten başka elimden bir şey gelmez. Çünkü duymak istemeyenlerin sağırlığına, görmek istemeyenlerin körlüğüne tıp bile henüz çare bulamadı. Ben Hz. Mevlana ve diğer Allah dostu Veliler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayıp bu itibar suikastçilerinin zırvalıklarına kanarak Allah dostları hakkında yanlış kanaatlere varanlara sesleniyorum. Bu düzenbazlara itibar edipte Allah dostları hakkında kötü düşünüp yoktan yere vebale girmeyin. Allah dostlarına atılan iftiralara cevaben ben buraya bir kaç tane link bırakıyorum. İsterseniz başka kaynaklardan da araştırabilirsiniz. ruclips.net/video/MUjrHj-kA3g/видео.html (Hz. Mevlana ile Hz. Şems arasındaki ilişki) ruclips.net/video/n4FP4gNreuc/видео.html (Mesnevi'de geçen "Kabak hikayesi" hakkında) ruclips.net/video/j-uGIhiJeRE/видео.html (Mesnevi'de Ahlaksız Sapık Hikayeler mi var?) ruclips.net/video/1XjD2lPG05s/видео.html ("Mesnevi'de Müstehcen Hikâyeler Var" Diyen Adama İbretlik Cevap) ruclips.net/video/XWWgsX5kbuI/видео.html (Mesnevi'yi şirk ve küfürle itham edenlere cevaben - Mesnevi'de "Veliler Allah'ın çocuklarıdır" mı diyor?) Bakmayın siz bugünkü toplumumuzun Mevlana'dan ve Mesnevi'sinden bihaber olduğuna. Osmanlı zamanında her evde bulunan ve okunan bir eserdi Mesnevi. O da cumhuriyeti kuran kadronun ve o ideolojinin hışmına uğradı. Görüyorsunuz işte, bugün hacı hoca kılığına bürünmüş bunun gibi artıklarıyla uğraşıyoruz hala. Kalın sağlıcakla...
SABREDİP YAZIYI SONUNA KADAR OKURSANIZ HZ. MEVLANA İLE HZ. ŞEMS'İN ARASINDAKİ İLİŞKİNİN MAHİYETİ BAŞTA OLMAK ÜZERE, HZ. MEVLANA'YLA İLGİLİ BİLİNÇLİ OLARAK ORTAYA ATILAN DİĞER ASILSIZ İDDİALAR HAKKINDA DA BİLGİ SAHİBİ OLABİLİRSİNİZ. Bir insan düşünün ki; hem eşcinsel, hem Türk düşmanı, hem sapkın, hem Moğol ajanı, hem Allah'a şirk koşan, hem katil, bir gün Rum bir gün Moğol. Ve tüm bunlara rağmen padişahların şeyhlerin, İslam alimlerinin övgülerine mazhar olacak kadar, "Gönüller sultanı" olarak adlandırılıp o makama yükselecek kadar tüm insanlığın teveccühüne mazhar oluyor. Saçmalığı görüyorsunuz değil mi? Tasavvufa olan kinleri gözlerini öyle kör etmiş ki, ellerine geçeni torbaya doldurur gibi nereden saldıracaklarını şaşırıyorlar ve bu sayede kendi asılsız iddialarını kendi elleriyle farkında olmadan sulandırmış oluyorlar. Tek bir yerden saldırsalar belki birazcık inandırıcı olacaklar ama Allah şaşırtıyor işte. Öncelikle Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasındaki ilişkiden başlayıp Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a kulak verelim: Batı medeniyetlerinin modernizm kisvesi altında Şemsi Tebrizi ile Mevlana Celaleddin Rumi arasında yaşanan bağlılık ilişkisinin yanlış yorumlandığına vurgu yapan Tarhan, Şems ve Mevlana arasındaki bağın bilinçli bir şekilde erotik bağlanma modeline çekilmek istendiğine dikkat çekiyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasında yaşanan ilişkinin Batıda ve seküler düşünenlerde kafaları karıştıran bir ilişki olduğunu belirten Tarhan, iddia edilen eşcinsel ilişkinin asılsız olduğunu son kitabı Hz. Mevlana ile Aile Terapisi’nde bilimsel gerçeklerle gözler önüne seriyor. Tarhan, modernizmin erkeklerin birbirine âşık olması, birbirine bağlanması tarzındaki ilişkiyi kadın erkek ilişkisine benzer şekilde yansıttığını vurguluyor. Kitabında insandaki bağlanma hormonu ile ilgili bilgi veren Tarhan, “ Bağlanma ihtiyacı insanın temel psikobiyolojik ihtiyacıdır. İnsanda bağlanmayla ilgili Oksitosin ve vasopressin hormonu, ve ilgili gen vardır. Bu gen en aktif emziren annelerde var. Anne ile çocuk arasındaki bağlanmayı sağlıyor. Bağlanma türleri erotizm, romantizm, spiritüalizm (ruhani / tinsel) olmak üzere üçe ayrılıyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağlılık ilişkisinin Batı medeniyetleri tarafından özellikle erotizm ile ilişkilendirildiğinin altını çizen Tarhan, “Kişi bağlanma duygusunu yüksek değerlere bağlanma şeklinde yaparsa spiritüel bağlanma gerçekleşir. Hz. Mevlana’da böyle yapmıştır. Fakat Batı’da Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağa karşı cinse duyulan aşk gibi bir algı karıştırılıyor. Yani bu durum özellikle erotik bağlanma modeline doğru çekiliyor. Bu gibi algılar da özellikle oluşturuluyor. Hâlbuki onların bağlanma ilişkileri spiritüel bağlanma yani mürid - mürşid, usta - çırak, baba - oğul, anne - oğul, anne - kız ilişkisi gibi bir ilişkidir. Burada cinsellik, romantizm yoktur bağlanma vardır. Bu nedenle bağlanma türlerini doğru anlamak önemlidir” şeklinde belirtiyor. İki Allah dostu arasında geçen bu ilişkisinin spiritüel bağlanma olduğunu vurgulayan Tarhan, Hz. Şems’in Hz. Mevlana’ya manevi yol arkadaşlığı, yoldaşlık, sohbet şeyhliği yaptığını belirtiyor. Tarhan, “Hz. Mevlana spiritüel bir bağlanma ile Hz. Şems’in kişiliğine değil onun yansıttığı hakikate bağlanıyor. Hz. Mevlana’nın Hz. Şems ile ilgili olan ilişkisi yoğun bir spiritüel bağlanma örneğidir. Hz. Mevlana Hz. Şems’te yıllarca beklediği hakikati bulması, Hz. Şems’in kendisindeki kitabi bilgileri aşk makamı ile birleştirilmesine vesile olması sebebi ile Hz. Şems’ten ayrılmayı hiç istemez. İlahi hakikat yolunda onu anlayabilen ve onu bu yolda yakan, yandıran kişidir. Hz. Şems Hz. Mevlana’nın kendisinden de tamamen ayrılmasını tamamen Hakk’ta baki olmasını ister ve kaybolur. Zira o yoldaki misyonu ve manevi vazifesi budur” ifadelerini kullanıyor. Hz. Şems İlahi Şemse yani güneşe ayna olmaktadır. Hz Mevlana aynaya aşık olurken aslında ondan yansıyan ışığa, nura aşık oluyor ve olgunluğa eriyor. Tarhan, Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasında çıkan asılsız iftiraların sevgi adaletsizliğinden kaynakladığını kaydederken kitabında, “Hz. Mevlana’nın bir müddet aldığı eğitim sebebi ile halktan çekilip Hz. Şems ile yalnız kalması müritlerin ve halkın fitnesine sebep oldu. İnsanlar bu birlikteliği yanlış şekillere sokarak şeytana malzeme verildi. Hz. Şems ve Hz. Mevlana inzivaya çekilip tam üç ay gece-gündüz visal orucu ile oturdular, hiç dışarı çıkmadıkları gibi kimsede yanlarına girmeye cesaret edemedi. Bundan sonra Hz. Mevlana okutmak, öğretmek ve vaaz etmekten el çekerek Allah’a ibadet ile meşgul oldu. Konya’nın büyükleri Hz. Mevlana’nın eski dostlarından, en yakın akrabalarından uzak tutan kişi olarak Hz. Şems’i suçladı. Hz. Şems’e söylenmeyecek sözler, küfürler söyledi. Hatta Hz. Şems’in ölmesini ya da Hz. Mevlana’nın yanından göç etmesini istediler. Sevgi konusunda Hz. Mevlana’yı Hz. Şems ile paylaşamadılar” ifadelerine yer veriyor. Gelelim bu ve bunun gibi tasavvuf düşmanlarının diğer zırvalıklarına. Bu şahıs zaten tasavvufa ve tasavvuf ehline düşmanlığıyla bilinen bir kişi. Çamur at izi kalsın misali nereden saldıracağını şaşırıyor. Ailesi Moğol istilasından dolayı bugünkü Afganistan'ın Belh şehrinden Anadolu'ya yerleşen Hz. Mevlana'yı bir gün Moğol yapıyor, oradan bir şey tutturamayınca başka bir gün Moğol ajanı ilan ediyor. "Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir" diyen Hz. Mevlana'yı kendi gibi bilip gün geliyor sapkınlıkla suçluyor. Başka gün ise, gerçek adı Pîr Mahmud bin Ahmed Nasirûddin Ahî Evran bin Abbas Velî olan Ahi Evran'ı, isminde geçen Nasiruddin'den yola çıkarak Nasreddin hoca yapıp, 1284'de ölen Nasreddin hocayı 1273'de ölen Hz. Mevlana'ya öldürtüyor. Sonradan sevgi ve saygı göstergesi olarak kendisine "Mevlana" (Efendimiz) lakabı verilen, batıdaki Anadolu Selçuklu topraklarına Rum diyarı denildiği için isminin sonuna "Rum-i" (Rum diyarında yaşayan) takısı alan Hz. Mevlana'yı gün geliyor ismindeki "Rum-i" sıfatından yola çıkarak "Rum" olmakla suçluyor. Hz. Mevlana ve ailesinin Selçuklu sultanlarıyla ilişkilerini ve muhabbetini bilmeden, bir davette Moğollar tarafından tuzağa düşürülüp öldürülen Selçuklu sultanı Rükneddin Kılıçarslan'ı daha öncesinde oraya gitmemesi konusunda uyaran, öldürülmesinden sonra da ardından "Demedim mi" adlı şiiri kaleme alan Hz. Mevlana'ya gün geliyor, yok Moğol, yok Moğol ajanı, yok Türk düşmanı gibi asılsız iftiralar atıyor. Bunun gibi ne idüğü belirsizlerden bir kaç tane daha var. Ben bunlardan bir çoğunun İslam'ı, islami değerleri, islami şahsiyetleri hedef alan ve bizden gibi görünen Batı'nın içimizdeki uzantıları olduğuna yemin edebilirim ama ispatlayamam. Arkadaşlar bu tasavvuf düşmanlarının derdi sadece Hz. Mevlana değil. Muhyiddin İbnül Arabi'den Şems-i Tebrizi'ye, Yunus Emre'den Mevlana'ya tüm tasavvuf ehline aynı şekilde saldırıyorlar. Bu ne idüğü belirsizlerin saçmalıklarına işine geldiği için yada dünya görüşünden dolayı inanmaya meyilli olduğu için inanıp savunanlara benim "Allah ıslah etsin" demekten başka elimden bir şey gelmez. Çünkü duymak istemeyenlerin sağırlığına, görmek istemeyenlerin körlüğüne tıp bile henüz çare bulamadı. Ben Hz. Mevlana ve diğer Allah dostu Veliler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayıp bu itibar suikastçilerinin zırvalıklarına kanarak Allah dostları hakkında yanlış kanaatlere varanlara sesleniyorum. Bu düzenbazlara itibar edipte Allah dostları hakkında kötü düşünüp yoktan yere vebale girmeyin. Allah dostlarına atılan iftiralara cevaben ben buraya bir kaç tane link bırakıyorum. İsterseniz başka kaynaklardan da araştırabilirsiniz. ruclips.net/video/MUjrHj-kA3g/видео.html (Hz. Mevlana ile Hz. Şems arasındaki ilişki) ruclips.net/video/n4FP4gNreuc/видео.html (Mesnevi'de geçen "Kabak hikayesi" hakkında) ruclips.net/video/j-uGIhiJeRE/видео.html (Mesnevi'de Ahlaksız Sapık Hikayeler mi var?) ruclips.net/video/1XjD2lPG05s/видео.html ("Mesnevi'de Müstehcen Hikâyeler Var" Diyen Adama İbretlik Cevap) ruclips.net/video/XWWgsX5kbuI/видео.html (Mesnevi'yi şirk ve küfürle itham edenlere cevaben - Mesnevi'de "Veliler Allah'ın çocuklarıdır" mı diyor?) Bakmayın siz bugünkü toplumumuzun Mevlana'dan ve Mesnevi'sinden bihaber olduğuna. Osmanlı zamanında her evde bulunan ve okunan bir eserdi Mesnevi. O da cumhuriyeti kuran kadronun ve o ideolojinin hışmına uğradı. Görüyorsunuz işte, bugün hacı hoca kılığına bürünmüş bunun gibi artıklarıyla uğraşıyoruz hala. Kalın sağlıcakla...
SABREDİP YAZIYI SONUNA KADAR OKURSANIZ HZ. MEVLANA İLE HZ. ŞEMS'İN ARASINDAKİ İLİŞKİNİN MAHİYETİ BAŞTA OLMAK ÜZERE, HZ. MEVLANA'YLA İLGİLİ BİLİNÇLİ OLARAK ORTAYA ATILAN DİĞER ASILSIZ İDDİALAR HAKKINDA DA BİLGİ SAHİBİ OLABİLİRSİNİZ. Bir insan düşünün ki; hem eşcinsel, hem Türk düşmanı, hem sapkın, hem Moğol ajanı, hem Allah'a şirk koşan, hem katil, bir gün Rum bir gün Moğol. Ve tüm bunlara rağmen padişahların şeyhlerin, İslam alimlerinin övgülerine mazhar olacak kadar, "Gönüller sultanı" olarak adlandırılıp o makama yükselecek kadar tüm insanlığın teveccühüne mazhar oluyor. Saçmalığı görüyorsunuz değil mi? Tasavvufa olan kinleri gözlerini öyle kör etmiş ki, ellerine geçeni torbaya doldurur gibi nereden saldıracaklarını şaşırıyorlar ve bu sayede kendi asılsız iddialarını kendi elleriyle farkında olmadan sulandırmış oluyorlar. Tek bir yerden saldırsalar belki birazcık inandırıcı olacaklar ama Allah şaşırtıyor işte. Öncelikle Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasındaki ilişkiden başlayıp Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a kulak verelim: Batı medeniyetlerinin modernizm kisvesi altında Şemsi Tebrizi ile Mevlana Celaleddin Rumi arasında yaşanan bağlılık ilişkisinin yanlış yorumlandığına vurgu yapan Tarhan, Şems ve Mevlana arasındaki bağın bilinçli bir şekilde erotik bağlanma modeline çekilmek istendiğine dikkat çekiyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasında yaşanan ilişkinin Batıda ve seküler düşünenlerde kafaları karıştıran bir ilişki olduğunu belirten Tarhan, iddia edilen eşcinsel ilişkinin asılsız olduğunu son kitabı Hz. Mevlana ile Aile Terapisi’nde bilimsel gerçeklerle gözler önüne seriyor. Tarhan, modernizmin erkeklerin birbirine âşık olması, birbirine bağlanması tarzındaki ilişkiyi kadın erkek ilişkisine benzer şekilde yansıttığını vurguluyor. Kitabında insandaki bağlanma hormonu ile ilgili bilgi veren Tarhan, “ Bağlanma ihtiyacı insanın temel psikobiyolojik ihtiyacıdır. İnsanda bağlanmayla ilgili Oksitosin ve vasopressin hormonu, ve ilgili gen vardır. Bu gen en aktif emziren annelerde var. Anne ile çocuk arasındaki bağlanmayı sağlıyor. Bağlanma türleri erotizm, romantizm, spiritüalizm (ruhani / tinsel) olmak üzere üçe ayrılıyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağlılık ilişkisinin Batı medeniyetleri tarafından özellikle erotizm ile ilişkilendirildiğinin altını çizen Tarhan, “Kişi bağlanma duygusunu yüksek değerlere bağlanma şeklinde yaparsa spiritüel bağlanma gerçekleşir. Hz. Mevlana’da böyle yapmıştır. Fakat Batı’da Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağa karşı cinse duyulan aşk gibi bir algı karıştırılıyor. Yani bu durum özellikle erotik bağlanma modeline doğru çekiliyor. Bu gibi algılar da özellikle oluşturuluyor. Hâlbuki onların bağlanma ilişkileri spiritüel bağlanma yani mürid - mürşid, usta - çırak, baba - oğul, anne - oğul, anne - kız ilişkisi gibi bir ilişkidir. Burada cinsellik, romantizm yoktur bağlanma vardır. Bu nedenle bağlanma türlerini doğru anlamak önemlidir” şeklinde belirtiyor. İki Allah dostu arasında geçen bu ilişkisinin spiritüel bağlanma olduğunu vurgulayan Tarhan, Hz. Şems’in Hz. Mevlana’ya manevi yol arkadaşlığı, yoldaşlık, sohbet şeyhliği yaptığını belirtiyor. Tarhan, “Hz. Mevlana spiritüel bir bağlanma ile Hz. Şems’in kişiliğine değil onun yansıttığı hakikate bağlanıyor. Hz. Mevlana’nın Hz. Şems ile ilgili olan ilişkisi yoğun bir spiritüel bağlanma örneğidir. Hz. Mevlana Hz. Şems’te yıllarca beklediği hakikati bulması, Hz. Şems’in kendisindeki kitabi bilgileri aşk makamı ile birleştirilmesine vesile olması sebebi ile Hz. Şems’ten ayrılmayı hiç istemez. İlahi hakikat yolunda onu anlayabilen ve onu bu yolda yakan, yandıran kişidir. Hz. Şems Hz. Mevlana’nın kendisinden de tamamen ayrılmasını tamamen Hakk’ta baki olmasını ister ve kaybolur. Zira o yoldaki misyonu ve manevi vazifesi budur” ifadelerini kullanıyor. Hz. Şems İlahi Şemse yani güneşe ayna olmaktadır. Hz Mevlana aynaya aşık olurken aslında ondan yansıyan ışığa, nura aşık oluyor ve olgunluğa eriyor. Tarhan, Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasında çıkan asılsız iftiraların sevgi adaletsizliğinden kaynakladığını kaydederken kitabında, “Hz. Mevlana’nın bir müddet aldığı eğitim sebebi ile halktan çekilip Hz. Şems ile yalnız kalması müritlerin ve halkın fitnesine sebep oldu. İnsanlar bu birlikteliği yanlış şekillere sokarak şeytana malzeme verildi. Hz. Şems ve Hz. Mevlana inzivaya çekilip tam üç ay gece-gündüz visal orucu ile oturdular, hiç dışarı çıkmadıkları gibi kimsede yanlarına girmeye cesaret edemedi. Bundan sonra Hz. Mevlana okutmak, öğretmek ve vaaz etmekten el çekerek Allah’a ibadet ile meşgul oldu. Konya’nın büyükleri Hz. Mevlana’nın eski dostlarından, en yakın akrabalarından uzak tutan kişi olarak Hz. Şems’i suçladı. Hz. Şems’e söylenmeyecek sözler, küfürler söyledi. Hatta Hz. Şems’in ölmesini ya da Hz. Mevlana’nın yanından göç etmesini istediler. Sevgi konusunda Hz. Mevlana’yı Hz. Şems ile paylaşamadılar” ifadelerine yer veriyor. Gelelim bu ve bunun gibi tasavvuf düşmanlarının diğer zırvalıklarına. Bu şahıs zaten tasavvufa ve tasavvuf ehline düşmanlığıyla bilinen bir kişi. Çamur at izi kalsın misali nereden saldıracağını şaşırıyor. Ailesi Moğol istilasından dolayı bugünkü Afganistan'ın Belh şehrinden Anadolu'ya yerleşen Hz. Mevlana'yı bir gün Moğol yapıyor, oradan bir şey tutturamayınca başka bir gün Moğol ajanı ilan ediyor. "Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir" diyen Hz. Mevlana'yı kendi gibi bilip gün geliyor sapkınlıkla suçluyor. Başka gün ise, gerçek adı Pîr Mahmud bin Ahmed Nasirûddin Ahî Evran bin Abbas Velî olan Ahi Evran'ı, isminde geçen Nasiruddin'den yola çıkarak Nasreddin hoca yapıp, 1284'de ölen Nasreddin hocayı 1273'de ölen Hz. Mevlana'ya öldürtüyor. Sonradan sevgi ve saygı göstergesi olarak kendisine "Mevlana" (Efendimiz) lakabı verilen, batıdaki Anadolu Selçuklu topraklarına Rum diyarı denildiği için isminin sonuna "Rum-i" (Rum diyarında yaşayan) takısı alan Hz. Mevlana'yı gün geliyor ismindeki "Rum-i" sıfatından yola çıkarak "Rum" olmakla suçluyor. Hz. Mevlana ve ailesinin Selçuklu sultanlarıyla ilişkilerini ve muhabbetini bilmeden, bir davette Moğollar tarafından tuzağa düşürülüp öldürülen Selçuklu sultanı Rükneddin Kılıçarslan'ı daha öncesinde oraya gitmemesi konusunda uyaran, öldürülmesinden sonra da ardından "Demedim mi" adlı şiiri kaleme alan Hz. Mevlana'ya gün geliyor, yok Moğol, yok Moğol ajanı, yok Türk düşmanı gibi asılsız iftiralar atıyor. Bunun gibi ne idüğü belirsizlerden bir kaç tane daha var. Ben bunlardan bir çoğunun İslam'ı, islami değerleri, islami şahsiyetleri hedef alan ve bizden gibi görünen Batı'nın içimizdeki uzantıları olduğuna yemin edebilirim ama ispatlayamam. Arkadaşlar bu tasavvuf düşmanlarının derdi sadece Hz. Mevlana değil. Muhyiddin İbnül Arabi'den Şems-i Tebrizi'ye, Yunus Emre'den Mevlana'ya tüm tasavvuf ehline aynı şekilde saldırıyorlar. Bu ne idüğü belirsizlerin saçmalıklarına işine geldiği için yada dünya görüşünden dolayı inanmaya meyilli olduğu için inanıp savunanlara benim "Allah ıslah etsin" demekten başka elimden bir şey gelmez. Çünkü duymak istemeyenlerin sağırlığına, görmek istemeyenlerin körlüğüne tıp bile henüz çare bulamadı. Ben Hz. Mevlana ve diğer Allah dostu Veliler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayıp bu itibar suikastçilerinin zırvalıklarına kanarak Allah dostları hakkında yanlış kanaatlere varanlara sesleniyorum. Bu düzenbazlara itibar edipte Allah dostları hakkında kötü düşünüp yoktan yere vebale girmeyin. Allah dostlarına atılan iftiralara cevaben ben buraya bir kaç tane link bırakıyorum. İsterseniz başka kaynaklardan da araştırabilirsiniz. ruclips.net/video/MUjrHj-kA3g/видео.html (Hz. Mevlana ile Hz. Şems arasındaki ilişki) ruclips.net/video/n4FP4gNreuc/видео.html (Mesnevi'de geçen "Kabak hikayesi" hakkında) ruclips.net/video/j-uGIhiJeRE/видео.html (Mesnevi'de Ahlaksız Sapık Hikayeler mi var?) ruclips.net/video/1XjD2lPG05s/видео.html ("Mesnevi'de Müstehcen Hikâyeler Var" Diyen Adama İbretlik Cevap) ruclips.net/video/XWWgsX5kbuI/видео.html (Mesnevi'yi şirk ve küfürle itham edenlere cevaben - Mesnevi'de "Veliler Allah'ın çocuklarıdır" mı diyor?) Bakmayın siz bugünkü toplumumuzun Mevlana'dan ve Mesnevi'sinden bihaber olduğuna. Osmanlı zamanında her evde bulunan ve okunan bir eserdi Mesnevi. O da cumhuriyeti kuran kadronun ve o ideolojinin hışmına uğradı. Görüyorsunuz işte, bugün hacı hoca kılığına bürünmüş bunun gibi artıklarıyla uğraşıyoruz hala. Kalın sağlıcakla...
Rumi "Şeytan", Mesnevi'nin ön sözünde: “Mesnevi'nin, gönüllere şifa olduğunu, hüzünleri giderdiğini, Kur'ân'ı açıkladığını, huyları güzelleştirdiğini, yüce yazıcıların elleriyle yazdıkları o kitaba temizlerden başkasının dokunmasına müsaade etmeyeceklerini; onun, âlemlerin Rabbinden indirildiğini” söyler. Bu sözleri okuyup, bilip, Şeytanı insanlara başka yerlerde aratan, Mekke'de Şeytan diye taşları taşlatan iblisden başka kimdir?
Hayırlı günler saygı değer büyüğüm ve hocam . Öncelikle yaklaşık 1,5 haftadır bu konuyu derinlemesine araştırdığımı belirtmek isterim . “Evliya” diye nitelendirilen bu kişiyi internette gördüğüm 3-5 yazı veya videoyla karalamak istemedim . 1:35 Şu an videonuzun başındayım,anlattıklarınıza tam olarak hakim değilim ama fikrimi belirtmek istedim. Türk halkının bu cehaleti beni mahvediyor. Bu adamın “Fihi Ma Fih” ve “Mesnevi” adlı eserlerini okuduğumuzda zaten büyük bir kibrin,küfrün içinde olduğunu çok net görebiliyoruz . Ayrıca yine Eflakinin yazdığı “Ariflerin Menkıbeleri” nde Mevlana’nın Türk düşmanlığını,Moğol seviciliğini,Ahi Evren’le olan kavgasını şoklar içinde okudum . E tabi yine bu eserde de o kibir ve şirk devam ediyor … Rahmetli Halil İnalcık hocanında kitabında Mevlana’nın Moğollarla işbirliği yaptığı yazar. Yani İmam Gazali,İmam Rabbani,Abdülkadir Geylani gibi islam alimlerinin neden akıllarına böyle cinsel ve pornografik hikayeler yazmak gelmemiş acaba ? Neden Batılılar Fars Celalleddine sahip çıkarlarda İmam Gazali’ye,Ahi Evren’e ya da Hacı Bektaşa çıkmaz ? Ey Türk halkı uyan bu şirke ortak olma !
Mesneviyi bugüne kadar hiç mi bir âlim hoca okumamış hayret verici diyanet hele görmezlikten gelmiş olması facia katliam (yazık olmuş beynimiz yıkanmış asırlarca her dönem )şükürler olsun ki uyanıyoruz sayenizde sizlerin sayesinde hocam Allah razı olsun
Birde adama koskocaman türbe yaptılar inanamıyorum sapık belden altından çıkamamış zamanının cinsel sapığını ve hiç bir dinin kabul etmediği yasakladığı ahlaki değerlerini yerle bir eden sapığı kutsallaştıran türbe .Eyvah eyvah
Ya senin bu cümlelerin senden başkasını küçültmez sen "Yunus Emre , Cennet Cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri , dedi dinden çıktı! " diye bakarsın ama onun devamı "İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni" ile devam eder benden çok biliyorsun ben öyle ilim erbabı değilim bunları söylemen de kendi gözündeki "Mevlana" dır bu da Peygamber efendimize "çirkin" diyen ebucehil in sözünden farksız
Ben herkese Mesnevi'yi okumasını ve Rumi'nin gerçekten derdinin ne olduğunu anlamaya çalışmasını tavsiye ediyorum. Cübbesiz Mahmut gibilere kulak asarsanız fırsatı kaçırırsınız. Mesnevi'nin özeti bana göre kısaca şudur: Geldin gidiyorsun ve Hakka yürüyorsun. Onun karşısına çıktığında ne şüphe ne tereddüt kalacak lakin geç olacak... Can tendeyken candan ve tenden geç, kıyl ü kali bırak da zaten her an O'nun huzurunda olduğunu idrak et. Çirkin işleri bırak ve yüce işlere yönel ve peygamberlerin ve velilerin yakınlık yolunu tut ki kaçamayacağın ölüm sana geldiğinde onu sevinçle karşıla. O aleme karşı yabancılığı at üzerinden ki kaçamayacağın ölüm geldiğinde dehşete düşmeyesin. Ne güzel anlatmış mübarek... Öbür alemdeki ağaçları burada diken sen mekanları inşa eden sen... Bir garibin gönlünü kırdıysan zakkum ağacını diktin demektir. Dilin akrep gibi sokarsa senin akrebin de seni karşılar orada.... Sevindirdiysen yetimi dikili bir ağacın olur cennette... Ama Allah peşin de verir mükafatı , öbür alemdeki kıyas götürmez mükafatın bir nişanesi olarak... İyilik yaparsan huzur kaplar gönlünü... İşte cennet.... Kötülük yaptığında huzurun gider.... İşte cehennem...Katmerlisi orada ve bunlar onun habercisi
Bu videoyu yapman cok iyi oldu Mahmut abi. Bgn haberlerde onbinlerce insani orda hayranlikla izlerken görünce biz de sok olduk.. Bunca insan hic mi akletmez?
Söylemesi gereken Ruminin bu hikayeleri ne için anlatığı, bunları tasvip edip etmediği olmalıydı. Bu adam çarpıtarak anlatıyor yada anlayarak okumamış. Benzer şeyler hadis kitaplarında da var.
Ehli sünnet tarikatcilar mevlana sevenler eşlerinizle ilişkide örtünün hiç gorunmeyin melekler kaçar cinler şeytanlar ilişkiye ortak olur derler her zaman okudukları savunduklari amel ettikleri mesnevi'de adam namaz kılarken kocası eteğini kaldırıp cinsel organına bakıyor diyor. Tevbe estagfurullah.
Mahmut abi takipçilerinle kuran bize yeter diyen kardeşlerimizle beraber bir etkinlik yapalım yardım olur beraber organize olup yapabiliriz Yada normal görüşürüz birbirimizi tanırız muhabbet ederiz bir gün cuma namazı kılabiliriz gibi çok güzel olurdu mahmut abi. Arkadaşlar başka fikri olan varsa yazabilir.
İlyas abi kuran bize yeterse oeygamberin sünneti nerde. Mesela biz Kur'an'a bakarak namazı nasıl kilacaz mesela. Kuran'da namazı nasıl kilacagimiz hangi ayetinde yazıyor bir bakıp öğreneyim
o öyle değil orda onu demek istemiyo ne dediğini anlayamazsınız onu ilim sahipleri anlar orda onu demek istememiş insanları önce bi tanıyın gibi safsatalar atarak savunuyorlar başka açıklaması yok çünkü böyle sapıklıkların
"Biz nabiz tutmadan, vasitasiz olarak gonule bir hosca bakariz." da diyor mesnevide... Bu hikayeler bazi kisilerin kendini gormesi ve ders cikarmasi icin acikca yazilmis da olabilir (sonradan eklendigini savunanlar da mevcut bu arada). Yalniz bu tur olaylarin hic konusulmayip bastirilmasi da bunca asirdir cozum olmamis malum. Buradan cikarilacak sonuc kim ne yorum yapiyorsa yapsin herkes kendi akli ve vicdani ile okumali, arastirmali...
Mahmut abi, sen tekrar yapmıyorsun telkin yapıyorsun. Senin sayende bende kampanya başlattım pompacilara diğer emekçilere bahşiş vermeye başladım. Rabbim kabul etsin sen vesile olduğun için Rabbim hatalarını örtsün.
Bir arkadaş vesilesiyle sizleri izledim sözleriniz çok açık ve cesurca yalan olmasın o ciltlerin içeriğinden bi haberim fakat bunlar çok din dışı edepsiz durumlar evet yabancılar bunları ısrarla çevirip takip ediyorsa durum açık çesik kasıtlı demektir ben herzaman Hz Muhammet S.a.v hayranıyım gerisi benim için boş bu hizmet ve cesaretiniz için teşekkür ederim enkosa zamanda bu binbirgece masalları kıvamındaki esere ulaşıcam Allah'a emanet olun
SABREDİP YAZIYI SONUNA KADAR OKURSANIZ HZ. MEVLANA İLE HZ. ŞEMS'İN ARASINDAKİ İLİŞKİNİN MAHİYETİ BAŞTA OLMAK ÜZERE, HZ. MEVLANA'YLA İLGİLİ BİLİNÇLİ OLARAK ORTAYA ATILAN DİĞER ASILSIZ İDDİALAR HAKKINDA DA BİLGİ SAHİBİ OLABİLİRSİNİZ. Bir insan düşünün ki; hem eşcinsel, hem Türk düşmanı, hem sapkın, hem Moğol ajanı, hem Allah'a şirk koşan, hem katil, bir gün Rum bir gün Moğol. Ve tüm bunlara rağmen padişahların şeyhlerin, İslam alimlerinin övgülerine mazhar olacak kadar, "Gönüller sultanı" olarak adlandırılıp o makama yükselecek kadar tüm insanlığın teveccühüne mazhar oluyor. Saçmalığı görüyorsunuz değil mi? Tasavvufa olan kinleri gözlerini öyle kör etmiş ki, ellerine geçeni torbaya doldurur gibi nereden saldıracaklarını şaşırıyorlar ve bu sayede kendi asılsız iddialarını kendi elleriyle farkında olmadan sulandırmış oluyorlar. Tek bir yerden saldırsalar belki birazcık inandırıcı olacaklar ama Allah şaşırtıyor işte. Öncelikle Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasındaki ilişkiden başlayıp Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a kulak verelim: Batı medeniyetlerinin modernizm kisvesi altında Şemsi Tebrizi ile Mevlana Celaleddin Rumi arasında yaşanan bağlılık ilişkisinin yanlış yorumlandığına vurgu yapan Tarhan, Şems ve Mevlana arasındaki bağın bilinçli bir şekilde erotik bağlanma modeline çekilmek istendiğine dikkat çekiyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasında yaşanan ilişkinin Batıda ve seküler düşünenlerde kafaları karıştıran bir ilişki olduğunu belirten Tarhan, iddia edilen eşcinsel ilişkinin asılsız olduğunu son kitabı Hz. Mevlana ile Aile Terapisi’nde bilimsel gerçeklerle gözler önüne seriyor. Tarhan, modernizmin erkeklerin birbirine âşık olması, birbirine bağlanması tarzındaki ilişkiyi kadın erkek ilişkisine benzer şekilde yansıttığını vurguluyor. Kitabında insandaki bağlanma hormonu ile ilgili bilgi veren Tarhan, “ Bağlanma ihtiyacı insanın temel psikobiyolojik ihtiyacıdır. İnsanda bağlanmayla ilgili Oksitosin ve vasopressin hormonu, ve ilgili gen vardır. Bu gen en aktif emziren annelerde var. Anne ile çocuk arasındaki bağlanmayı sağlıyor. Bağlanma türleri erotizm, romantizm, spiritüalizm (ruhani / tinsel) olmak üzere üçe ayrılıyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağlılık ilişkisinin Batı medeniyetleri tarafından özellikle erotizm ile ilişkilendirildiğinin altını çizen Tarhan, “Kişi bağlanma duygusunu yüksek değerlere bağlanma şeklinde yaparsa spiritüel bağlanma gerçekleşir. Hz. Mevlana’da böyle yapmıştır. Fakat Batı’da Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağa karşı cinse duyulan aşk gibi bir algı karıştırılıyor. Yani bu durum özellikle erotik bağlanma modeline doğru çekiliyor. Bu gibi algılar da özellikle oluşturuluyor. Hâlbuki onların bağlanma ilişkileri spiritüel bağlanma yani mürid - mürşid, usta - çırak, baba - oğul, anne - oğul, anne - kız ilişkisi gibi bir ilişkidir. Burada cinsellik, romantizm yoktur bağlanma vardır. Bu nedenle bağlanma türlerini doğru anlamak önemlidir” şeklinde belirtiyor. İki Allah dostu arasında geçen bu ilişkisinin spiritüel bağlanma olduğunu vurgulayan Tarhan, Hz. Şems’in Hz. Mevlana’ya manevi yol arkadaşlığı, yoldaşlık, sohbet şeyhliği yaptığını belirtiyor. Tarhan, “Hz. Mevlana spiritüel bir bağlanma ile Hz. Şems’in kişiliğine değil onun yansıttığı hakikate bağlanıyor. Hz. Mevlana’nın Hz. Şems ile ilgili olan ilişkisi yoğun bir spiritüel bağlanma örneğidir. Hz. Mevlana Hz. Şems’te yıllarca beklediği hakikati bulması, Hz. Şems’in kendisindeki kitabi bilgileri aşk makamı ile birleştirilmesine vesile olması sebebi ile Hz. Şems’ten ayrılmayı hiç istemez. İlahi hakikat yolunda onu anlayabilen ve onu bu yolda yakan, yandıran kişidir. Hz. Şems Hz. Mevlana’nın kendisinden de tamamen ayrılmasını tamamen Hakk’ta baki olmasını ister ve kaybolur. Zira o yoldaki misyonu ve manevi vazifesi budur” ifadelerini kullanıyor. Hz. Şems İlahi Şemse yani güneşe ayna olmaktadır. Hz Mevlana aynaya aşık olurken aslında ondan yansıyan ışığa, nura aşık oluyor ve olgunluğa eriyor. Tarhan, Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasında çıkan asılsız iftiraların sevgi adaletsizliğinden kaynakladığını kaydederken kitabında, “Hz. Mevlana’nın bir müddet aldığı eğitim sebebi ile halktan çekilip Hz. Şems ile yalnız kalması müritlerin ve halkın fitnesine sebep oldu. İnsanlar bu birlikteliği yanlış şekillere sokarak şeytana malzeme verildi. Hz. Şems ve Hz. Mevlana inzivaya çekilip tam üç ay gece-gündüz visal orucu ile oturdular, hiç dışarı çıkmadıkları gibi kimsede yanlarına girmeye cesaret edemedi. Bundan sonra Hz. Mevlana okutmak, öğretmek ve vaaz etmekten el çekerek Allah’a ibadet ile meşgul oldu. Konya’nın büyükleri Hz. Mevlana’nın eski dostlarından, en yakın akrabalarından uzak tutan kişi olarak Hz. Şems’i suçladı. Hz. Şems’e söylenmeyecek sözler, küfürler söyledi. Hatta Hz. Şems’in ölmesini ya da Hz. Mevlana’nın yanından göç etmesini istediler. Sevgi konusunda Hz. Mevlana’yı Hz. Şems ile paylaşamadılar” ifadelerine yer veriyor. Gelelim bu ve bunun gibi tasavvuf düşmanlarının diğer zırvalıklarına. Bu şahıs zaten tasavvufa ve tasavvuf ehline düşmanlığıyla bilinen bir kişi. Çamur at izi kalsın misali nereden saldıracağını şaşırıyor. Ailesi Moğol istilasından dolayı bugünkü Afganistan'ın Belh şehrinden Anadolu'ya yerleşen Hz. Mevlana'yı bir gün Moğol yapıyor, oradan bir şey tutturamayınca başka bir gün Moğol ajanı ilan ediyor. "Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir" diyen Hz. Mevlana'yı kendi gibi bilip gün geliyor sapkınlıkla suçluyor. Başka gün ise, gerçek adı Pîr Mahmud bin Ahmed Nasirûddin Ahî Evran bin Abbas Velî olan Ahi Evran'ı, isminde geçen Nasiruddin'den yola çıkarak Nasreddin hoca yapıp, 1284'de ölen Nasreddin hocayı 1273'de ölen Hz. Mevlana'ya öldürtüyor. Sonradan sevgi ve saygı göstergesi olarak kendisine "Mevlana" (Efendimiz) lakabı verilen, batıdaki Anadolu Selçuklu topraklarına Rum diyarı denildiği için isminin sonuna "Rum-i" (Rum diyarında yaşayan) takısı alan Hz. Mevlana'yı gün geliyor ismindeki "Rum-i" sıfatından yola çıkarak "Rum" olmakla suçluyor. Hz. Mevlana ve ailesinin Selçuklu sultanlarıyla ilişkilerini ve muhabbetini bilmeden, bir davette Moğollar tarafından tuzağa düşürülüp öldürülen Selçuklu sultanı Rükneddin Kılıçarslan'ı daha öncesinde oraya gitmemesi konusunda uyaran, öldürülmesinden sonra da ardından "Demedim mi" adlı şiiri kaleme alan Hz. Mevlana'ya gün geliyor, yok Moğol, yok Moğol ajanı, yok Türk düşmanı gibi asılsız iftiralar atıyor. Bunun gibi ne idüğü belirsizlerden bir kaç tane daha var. Ben bunlardan bir çoğunun İslam'ı, islami değerleri, islami şahsiyetleri hedef alan ve bizden gibi görünen Batı'nın içimizdeki uzantıları olduğuna yemin edebilirim ama ispatlayamam. Arkadaşlar bu tasavvuf düşmanlarının derdi sadece Hz. Mevlana değil. Muhyiddin İbnül Arabi'den Şems-i Tebrizi'ye, Yunus Emre'den Mevlana'ya tüm tasavvuf ehline aynı şekilde saldırıyorlar. Bu ne idüğü belirsizlerin saçmalıklarına işine geldiği için yada dünya görüşünden dolayı inanmaya meyilli olduğu için inanıp savunanlara benim "Allah ıslah etsin" demekten başka elimden bir şey gelmez. Çünkü duymak istemeyenlerin sağırlığına, görmek istemeyenlerin körlüğüne tıp bile henüz çare bulamadı. Ben Hz. Mevlana ve diğer Allah dostu Veliler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayıp bu itibar suikastçilerinin zırvalıklarına kanarak Allah dostları hakkında yanlış kanaatlere varanlara sesleniyorum. Bu düzenbazlara itibar edipte Allah dostları hakkında kötü düşünüp yoktan yere vebale girmeyin. Allah dostlarına atılan iftiralara cevaben ben buraya bir kaç tane link bırakıyorum. İsterseniz başka kaynaklardan da araştırabilirsiniz. ruclips.net/video/MUjrHj-kA3g/видео.html (Hz. Mevlana ile Hz. Şems arasındaki ilişki) ruclips.net/video/n4FP4gNreuc/видео.html (Mesnevi'de geçen "Kabak hikayesi" hakkında) ruclips.net/video/j-uGIhiJeRE/видео.html (Mesnevi'de Ahlaksız Sapık Hikayeler mi var?) ruclips.net/video/1XjD2lPG05s/видео.html ("Mesnevi'de Müstehcen Hikâyeler Var" Diyen Adama İbretlik Cevap) ruclips.net/video/XWWgsX5kbuI/видео.html (Mesnevi'yi şirk ve küfürle itham edenlere cevaben - Mesnevi'de "Veliler Allah'ın çocuklarıdır" mı diyor?) Bakmayın siz bugünkü toplumumuzun Mevlana'dan ve Mesnevi'sinden bihaber olduğuna. Osmanlı zamanında her evde bulunan ve okunan bir eserdi Mesnevi. O da cumhuriyeti kuran kadronun ve o ideolojinin hışmına uğradı. Görüyorsunuz işte, bugün hacı hoca kılığına bürünmüş bunun gibi artıklarıyla uğraşıyoruz hala. Kalın sağlıcakla...
Hocam ben yıllar önce okudum, belirttiğiniz konuları çevreme anlattığımda çok tepki gördüm. Okuyun o zaman dediğim kişilerden bugüne kadar okuyana rastlamadım. Bence asıl sorun, anlamak istemiyorlar, inanmak istiyorlar çünkü gerçeklerden korkuyorlar.
Kardeş sende o şahsın yazıp çizdiğini anlayacak ilim var mı ki elestirebildin. Şimdi sana izafiyet teorisi anlatsa Einstein ne kadar anlayıp elestirebilirsin? Herkes herşeyi elestirebilecek kıvamda ehliyette değildir o yüzden boş yapma. Sen önce o zamanın mesnevi nedir ne anlatır hangi kelimeler hangi anlamı taşır ve neleri simgeler sonra eleştir olur mu. Dediğim gibi önce kelimelerin ne anlama geldiğini yani jargonunu öğren sonra eleştir. Mesela bir meyhane de şarap içtim kendimden geçtim derse Mevlana orada ki meyhane ne demek ortadaki şarap neyi simgeliyor ilk onu öğren ve anla sonra konuş. Yoksa sen haşa Mevlana meyhanede içki içen ayyaşın teki dersin. Sonra Allah belanı verir tamam mı kardeş....
@@y.9704 kardeş, sen bilmeden beni sorgulayabiliyorsun ama ben seni sorgulamam çünkü senin hakkında elimde hiç bir done yok...(bu yazın hariç) Ama siz bilmeden beni sorguladınız, yargıladınız ve cezamı da verdiniz. Allah doğruyu söyleyene ceza vermez ama bilmediğin kişiye bela okursan sonunu da sen düşün. Hoca efendilerinden öğrenmiş olduğun kalıp cümlelerle Mevlana'yı savunamazsın. Çünkü önce din tacirlerinin anlatılarıyla gerçeği ayırmayı bilmeli. Allah belayı verecekleri kişileri iyi bilir, muhtemelen onlar; insanlara iftira atanlardır ki onları ibadetleri ile temizleyemezler... @Y. kardeş iyi düşün...
@@osmanozbayraktar967 kardeş valla kusura bakma ama bir insanı veya o insanın zihniyetini yazdığı yazıdan bile anlarsın. Mantığını çözersin. Ben mesnevinin tamamını okudum. Yetmedi hayatını baştan sona araştırıp okudum. Ve Allah dostu olduğuna tüm kalbimle kâni oldum. Kısacası ben bir konuda yazıyorsam emin ol bir çok konusunda bilgim yüksektir. Çünkü az bilgimin olduğu noktada susuyorum. Müddeyi olmuyorum. Ama biliyorsam da o konuda susmam. Zaten karşımda ki kişiler sonunda pes eder. Zira tartışmak için de ilime ihtiyaç vardır. Son olarak evet Allahu Teala ceza verecekleri iyi bilir ve Allah dostlarına saygısızlığı asla sevmez. Ve saygısız insana ceza ve bela yapabilir. Allah dostları hakkında konuşurken edepsizlik yapmamak. Haddi aşmamak lazım. Benden söylemesi
Yıllardır "Mevla" sözcüğünün sadece Yaratıcıya isnat edilmesi gereken"sıfat"özelliği olan bir isim olduģunu düşünür ve Cenabı Allahtan başka birisine atfedilmesinin çok rahatsız edici olduğunu düşünür Rumi den bahsedildiğinde ona mevlana dendiğini duyduğumda hep haşâ SübhanAllah der dururdum! Bu yayınınızın çok önemli aydınlatıcı ve kıymetli olduğunu teşekkürlerimle belirtmek istiyorum! Sadece Mevlana da değil Celalettini denmesi de (haşâ tevbe)olacak iş değil! Mahmut bey,videoyu ürpererek izledim ama iyide oldu zira yalnız değilmişim,bu tarihe mãl edilmiş,!kutsallık!atfedilen şahsa "Mevlana"denmesinin sadece bana antipatik gelmediğini öğrenmek içimi rahatlattı! Gönülden dileyerek Allah sizden razı olsun diyorum!
Lütfen bilip bilmeden yorum yapmayalım Mevlana hazretleri ne olursa olsun gel derken bana mı gel diyor Allah'ın huzurundan kapısından bahsediyor Kur'an'ı Kerim'de de mümin insan ümidini kesmez ne kadar günah işlesek de Allah'ın kapısı rahmet kapısıdır ümidi kesmeyip affolma ümidiyle yine Rabbimizin huzuruna gideriz Mevlana hazretleri de bunu ifade etmek istiyor ne olursa ol yine gel bu kapı ümitsizlik kapısı değildir diyor Allah'ın kapısından Allah'ın huzurundan bahsediyor Allah dostudur kimin hakkında ileri geri konuştuğumuza dikkat edelim lütfen yoksa bunun hesabını veremeyiz bu videdaki adam! Sürekli hassas dini konularda veya farklı konularda çarpıtma yapıyor insanların kafasını karıştırıyor taniyorsaniz bu adami sadece kuran diyor ne demek sadece Kur'an sünnet yok mu kabul etmiyor bunun peşinde mi gidiyorsunuz
Evet… Altı yaşındaki kıza on beş yıl tecavüz edilirken de "içiniz ürperdi" mi acaba? Ülke her allahın günü kadınlar katlediliyor, gıkınız çıkıyor mu? Ama filancaya Mevlana denmiş, zat-ı aliniz…yaaa.
Allahln Salamı üzərinizə olsun. Allah her kesin ve her şeyi daha iyi bilen deyilmidir? Kəndimizi unutduğumuz halde hakkıyla bilmeyerek başkalarını sapık, yalancı diyə isimlendirmək olmaz, Allah her şeyi en iyi biləndir.
Mevlana Allah'ın ismi değil "Efendimiz" demektir. Ayrıca Rum değil Afganistanlıdır. Rumi demek "Anadolulu" demektir. Anadolu'da yaşadığı için bu isim verilmiştir. Anadolu eskiden Doğu Roma toprağı olduğu için buraya diyar-ı Rum derlerdi. Mesnevi'deki hikayeleri güzel anlatmışsınız ağzınıza sağlık ama basit tarihi bilgilerdeki eksiklikleri gidermenizi dilerim.
Celâleddin Rûmi’nin Şems-i Tebrizî ile olan ilişkisini nasıl görmek gerekir? İki erkek arasında bu tür bir aşk yaşanması din ile izah edilebilir mi? Şems Konya’yı terk edince Rumî’nin dünyası niçin kararır? Güneş (şems) battığı için mi?
Şuan herhangi birinin konuşmasından sadece belli bölümleri alarak yayınlasak, o kişiyi istediğimiz şekle büründürebilir ve o kişinin anlatmak istediğinin aksine çok farklı manalar çıkmasını sağlayabiliriz. Örneğin biri : "Abdestsiz namaz kılmayın." dese bizde o kişinin "abdestsiz" sözünü kırparak bu adam namaz kılmayın diyor desek nasıl olur? Bu örnek ne ise Mevlana Hz.'lerinin Mesnevide yer alan hikayelerinin bazıları üzerinden onu yargılamak aynı şeydir. Birşeyi anlamak veya yargılama için bütüne bakmak gerekir. Ayrıca belirtilen hikayenin tamamını okursanız anlatılan hikayeden nasıl bir ders çıkartmanız gerektiğini de öğrenmiş olursunuz. Kardeşler Mevlana Hz. büyük bir zattır. Mesneviyi başan sona okumadan, 26 bin beyitlik bir eserin bir kaç sayfasından bazı yerlerin okunmasıyla hüküm vermeyin. Okuyun araştırın.
Midem bulandı bunlar neymiş be kardeşim bu nasıl dünya birde Allah dostu die insanlar ziyarete gidiyor bende gitmiştim. 😔Nasıl bir hayal kırıklığı dünyada Müslüman kalmamış kendime kızardım İslamiyeti yasayamiyorum lagiyla die meğer bizler yaşayan biz cahiller misiz hayatta bildiğim teksey vardı muslumanlik la ilgili, Allah kuran ve peygamberimiz çok şükür bu bildiklerime elhamdülillah sonsuz şükürler olsun Allahım 🤲
@@akilliadam 1. soruyu okudum bu soruyu soracak kadar anlayışı kıt bir insanın diğer sorularına da cevap vermek gereksiz. Sanki bizler iki insanın birbirini sevmesinden midemiz bulanıyor? :) Sen daha yazdığın kişileri anlamaktan acizsin. Diğer sorular da 3. soru hariç çok saçma zaten. Bin defa cevap verdiğimiz sorular. Yine de cevap vereyim. 2- Arkadaş müslümanların sayısı az olamaz dememiş. Önceden bildiği şeylerin aslında öyle olmadığını anlayıp şaşırmış. Şunu bile açıklamaktan ben utandım. Nasıl bir anlayış kıtlığı içindesin. :) 3- Kötü olmazdık belki ama kötü olmamamız için hiçbir sebep olmazdı. Bu ahlakın ancak din ile temellendirilebileceği gerçeği ile ilgili bir konu. Bunu birçok Ateistle tartıştım. Bunu senle de tartışabiliriz. Bir tek bu sorun güzel. Diğerlerini çocuk zekasına sahip birisi sormaz. 4- Ahirete imanımız kuvvetliyse hiç yalan söylemeyiz. Söylüyorsak bu imanımızın derecesiyle ilgilidir.
Yaaa. İşte ülke senin gibi koyunlar yüzden bu halde. Adamı okumadın, bilmiyorsun…ama inanıyorsun. (Bu arada…çok değerli bir üstattır, Rumi. Ama sizin gibi kankalar için değildir, orası doğru.)
selam. teknik bir eleştiri. solda monitör ya da ekran var heralde arada bakış orada oluyor. odak dağılması gibi oluyor. ekranda kendinize bakmamanız videoya odaklanma açısından daha verimli olacaktır.
1970'li yıllardan beri evimizde Mesnevî var, Farsçasıyla birlikte, ve müstehcen hikayelerin bir kısmından haberim vardı. Böyle hikayeleri okumalarını yakınlarıma tavsiye etmem, yüzümü kızartır. Yazılmasını da uygun bulmuyorum. Zaten yolumuzda bize hiç bir zaman Mesnevî'yi okumamız tavsiye edilmedi. Fakat sadece böyle hikayeler için de "velî" diye meşhur bir insana hakaret etmem. "O dönemin kültüründe böyle hikayeler normal karşılanıyormuş herhalde" diye şaşar, veya en fazla "hatasız kul olmaz, bu da onun hatası" der geçerdim. Ancak asıl çok daha sorunlu, yenilir yutulur olmayan sözler ve fiiller var Rûmi ve İbni Arabî'ye isnad edilen. O sözleri mazur görmem mümkün değil. Onların doğruluğunu araştırmadayım. Bunun için parayla kitaplarını almayı düşünmem, kütüphaneden arayacak zaman bulacağımı da sanmıyorum. Online olarak şu ana kadar verilen kaynaklardan ikisine bakabildim ve isnat edilen sözleri oralarda bulamadım. Aslında buralarda zaman geçirmemek için yine uzun bir süreliğine uzaklaşmayı istiyordum. Ama bu video karşısında - Gürkan'ın deyimiyle - "ölü taklidi" yaptığım zannedilmesin diye yazma ihtiyacı duydum. Tartışma meraklısı değilim, ama eğer günün birinde tasavvuf hakkında kimseyle tartışmaya girecek olsam, Rûmî hakkında tartışabilecek durumda olmadığımı peşin peşin itiraf ederek, onu tartışmanın dışında tutmayı ön şart olarak öne sürerdim. Gerçekten uzun bir süreliğine uzaklaşmayı düşünüyorum. O yüzden lütfen bu yorumuma tartışmaya yol açacak cevap yazmayın. Selametle kalın...
@@arkdark5554 Hayırdır kardeş tartışmak mı istiyorsunuz? Ben tartışmayı "Rûmi hakkında" demedim, "tasavvuf hakkında" dedim. Tartışma heveslisi olmadığımı da belirttim. Bilmediği şeyleri tartışacak insan arıyorsanız kolayca bulabilirsiniz, ama o ben olmak istemem. Ben Allahımdan Kuranımdan ve Peygamberimden eminim çok şükür. Mürşidimden de eminim. Bu konularda her soruya cevap veremesem de savunacak kadar eminim. Fehmi İlkay Çeçen, kanalında iki tane Mikail Bayram videosuyla ağır iddialardan bahsetti. 2. video altında kaynak sordum. Başka yerde verilen kaynaklarda o ifadeleri bulamadığımı belirttim. Sayfasıyla kaynak yazan olmadı. Ama eleştirilere cevap diye bir video daha paylaştı, Mikail Bayram'ın evini ziyaret videosu. Orada da bu dediğimi sordu kendisine. "Nasıl bulamıyorlarmış, bana gelsinler göstereyim" cevabını aldı. Fehmi İlkay Çeçen de kibarca, "kaynak olarak sizin evinizin adresini veremiyoruz tabii" dedi ama henüz sayfası belirtilmiş bir kaynak gösterilmedi. Siz biliyorsanız eğer oradaki yorumumun altına yazabilirsiniz cevabınızı. Rûmi hakkında bu müstehcen ifadelere rağmen ileri geri konuşmama sebeplerimden bir tanesi de Mevlevîlerde gördüğüm muhteşem edep. Edep hayatta en önemli şeydir denilse yanlış olmaz. Çünkü akıl, iman ve haya ayrılmaz üçlüdür. Yolları yanlışsa o edep nereden geliyor sorusuna da cevap bulmanız lazım. Çünkü edepsizin yolu da takipçileri de edepsiz olur. Sorun yolda mı, takipçilerde mi, nakillerde mi, Rûmi'de mi, yoksa yorumlarda mı? Bilemiyorum. Bilgim olmayan şeyin peşinden gitmek de ona düşman olmak da istemem.
SABREDİP YAZIYI SONUNA KADAR OKURSANIZ HZ. MEVLANA İLE HZ. ŞEMS'İN ARASINDAKİ İLİŞKİNİN MAHİYETİ BAŞTA OLMAK ÜZERE, HZ. MEVLANA'YLA İLGİLİ BİLİNÇLİ OLARAK ORTAYA ATILAN DİĞER ASILSIZ İDDİALAR HAKKINDA DA BİLGİ SAHİBİ OLABİLİRSİNİZ. Bir insan düşünün ki; hem eşcinsel, hem Türk düşmanı, hem sapkın, hem Moğol ajanı, hem Allah'a şirk koşan, hem katil, bir gün Rum bir gün Moğol. Ve tüm bunlara rağmen padişahların şeyhlerin, İslam alimlerinin övgülerine mazhar olacak kadar, "Gönüller sultanı" olarak adlandırılıp o makama yükselecek kadar tüm insanlığın teveccühüne mazhar oluyor. Saçmalığı görüyorsunuz değil mi? Tasavvufa olan kinleri gözlerini öyle kör etmiş ki, ellerine geçeni torbaya doldurur gibi nereden saldıracaklarını şaşırıyorlar ve bu sayede kendi asılsız iddialarını kendi elleriyle farkında olmadan sulandırmış oluyorlar. Tek bir yerden saldırsalar belki birazcık inandırıcı olacaklar ama Allah şaşırtıyor işte. Öncelikle Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasındaki ilişkiden başlayıp Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a kulak verelim: Batı medeniyetlerinin modernizm kisvesi altında Şemsi Tebrizi ile Mevlana Celaleddin Rumi arasında yaşanan bağlılık ilişkisinin yanlış yorumlandığına vurgu yapan Tarhan, Şems ve Mevlana arasındaki bağın bilinçli bir şekilde erotik bağlanma modeline çekilmek istendiğine dikkat çekiyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasında yaşanan ilişkinin Batıda ve seküler düşünenlerde kafaları karıştıran bir ilişki olduğunu belirten Tarhan, iddia edilen eşcinsel ilişkinin asılsız olduğunu son kitabı Hz. Mevlana ile Aile Terapisi’nde bilimsel gerçeklerle gözler önüne seriyor. Tarhan, modernizmin erkeklerin birbirine âşık olması, birbirine bağlanması tarzındaki ilişkiyi kadın erkek ilişkisine benzer şekilde yansıttığını vurguluyor. Kitabında insandaki bağlanma hormonu ile ilgili bilgi veren Tarhan, “ Bağlanma ihtiyacı insanın temel psikobiyolojik ihtiyacıdır. İnsanda bağlanmayla ilgili Oksitosin ve vasopressin hormonu, ve ilgili gen vardır. Bu gen en aktif emziren annelerde var. Anne ile çocuk arasındaki bağlanmayı sağlıyor. Bağlanma türleri erotizm, romantizm, spiritüalizm (ruhani / tinsel) olmak üzere üçe ayrılıyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağlılık ilişkisinin Batı medeniyetleri tarafından özellikle erotizm ile ilişkilendirildiğinin altını çizen Tarhan, “Kişi bağlanma duygusunu yüksek değerlere bağlanma şeklinde yaparsa spiritüel bağlanma gerçekleşir. Hz. Mevlana’da böyle yapmıştır. Fakat Batı’da Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağa karşı cinse duyulan aşk gibi bir algı karıştırılıyor. Yani bu durum özellikle erotik bağlanma modeline doğru çekiliyor. Bu gibi algılar da özellikle oluşturuluyor. Hâlbuki onların bağlanma ilişkileri spiritüel bağlanma yani mürid - mürşid, usta - çırak, baba - oğul, anne - oğul, anne - kız ilişkisi gibi bir ilişkidir. Burada cinsellik, romantizm yoktur bağlanma vardır. Bu nedenle bağlanma türlerini doğru anlamak önemlidir” şeklinde belirtiyor. İki Allah dostu arasında geçen bu ilişkisinin spiritüel bağlanma olduğunu vurgulayan Tarhan, Hz. Şems’in Hz. Mevlana’ya manevi yol arkadaşlığı, yoldaşlık, sohbet şeyhliği yaptığını belirtiyor. Tarhan, “Hz. Mevlana spiritüel bir bağlanma ile Hz. Şems’in kişiliğine değil onun yansıttığı hakikate bağlanıyor. Hz. Mevlana’nın Hz. Şems ile ilgili olan ilişkisi yoğun bir spiritüel bağlanma örneğidir. Hz. Mevlana Hz. Şems’te yıllarca beklediği hakikati bulması, Hz. Şems’in kendisindeki kitabi bilgileri aşk makamı ile birleştirilmesine vesile olması sebebi ile Hz. Şems’ten ayrılmayı hiç istemez. İlahi hakikat yolunda onu anlayabilen ve onu bu yolda yakan, yandıran kişidir. Hz. Şems Hz. Mevlana’nın kendisinden de tamamen ayrılmasını tamamen Hakk’ta baki olmasını ister ve kaybolur. Zira o yoldaki misyonu ve manevi vazifesi budur” ifadelerini kullanıyor. Hz. Şems İlahi Şemse yani güneşe ayna olmaktadır. Hz Mevlana aynaya aşık olurken aslında ondan yansıyan ışığa, nura aşık oluyor ve olgunluğa eriyor. Tarhan, Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasında çıkan asılsız iftiraların sevgi adaletsizliğinden kaynakladığını kaydederken kitabında, “Hz. Mevlana’nın bir müddet aldığı eğitim sebebi ile halktan çekilip Hz. Şems ile yalnız kalması müritlerin ve halkın fitnesine sebep oldu. İnsanlar bu birlikteliği yanlış şekillere sokarak şeytana malzeme verildi. Hz. Şems ve Hz. Mevlana inzivaya çekilip tam üç ay gece-gündüz visal orucu ile oturdular, hiç dışarı çıkmadıkları gibi kimsede yanlarına girmeye cesaret edemedi. Bundan sonra Hz. Mevlana okutmak, öğretmek ve vaaz etmekten el çekerek Allah’a ibadet ile meşgul oldu. Konya’nın büyükleri Hz. Mevlana’nın eski dostlarından, en yakın akrabalarından uzak tutan kişi olarak Hz. Şems’i suçladı. Hz. Şems’e söylenmeyecek sözler, küfürler söyledi. Hatta Hz. Şems’in ölmesini ya da Hz. Mevlana’nın yanından göç etmesini istediler. Sevgi konusunda Hz. Mevlana’yı Hz. Şems ile paylaşamadılar” ifadelerine yer veriyor. Gelelim bu ve bunun gibi tasavvuf düşmanlarının diğer zırvalıklarına. Bu şahıs zaten tasavvufa ve tasavvuf ehline düşmanlığıyla bilinen bir kişi. Çamur at izi kalsın misali nereden saldıracağını şaşırıyor. Ailesi Moğol istilasından dolayı bugünkü Afganistan'ın Belh şehrinden Anadolu'ya yerleşen Hz. Mevlana'yı bir gün Moğol yapıyor, oradan bir şey tutturamayınca başka bir gün Moğol ajanı ilan ediyor. "Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir" diyen Hz. Mevlana'yı kendi gibi bilip gün geliyor sapkınlıkla suçluyor. Başka gün ise, gerçek adı Pîr Mahmud bin Ahmed Nasirûddin Ahî Evran bin Abbas Velî olan Ahi Evran'ı, isminde geçen Nasiruddin'den yola çıkarak Nasreddin hoca yapıp, 1284'de ölen Nasreddin hocayı 1273'de ölen Hz. Mevlana'ya öldürtüyor. Sonradan sevgi ve saygı göstergesi olarak kendisine "Mevlana" (Efendimiz) lakabı verilen, batıdaki Anadolu Selçuklu topraklarına Rum diyarı denildiği için isminin sonuna "Rum-i" (Rum diyarında yaşayan) takısı alan Hz. Mevlana'yı gün geliyor ismindeki "Rum-i" sıfatından yola çıkarak "Rum" olmakla suçluyor. Hz. Mevlana ve ailesinin Selçuklu sultanlarıyla ilişkilerini ve muhabbetini bilmeden, bir davette Moğollar tarafından tuzağa düşürülüp öldürülen Selçuklu sultanı Rükneddin Kılıçarslan'ı daha öncesinde oraya gitmemesi konusunda uyaran, öldürülmesinden sonra da ardından "Demedim mi" adlı şiiri kaleme alan Hz. Mevlana'ya gün geliyor, yok Moğol, yok Moğol ajanı, yok Türk düşmanı gibi asılsız iftiralar atıyor. Bunun gibi ne idüğü belirsizlerden bir kaç tane daha var. Ben bunlardan bir çoğunun İslam'ı, islami değerleri, islami şahsiyetleri hedef alan ve bizden gibi görünen Batı'nın içimizdeki uzantıları olduğuna yemin edebilirim ama ispatlayamam. Arkadaşlar bu tasavvuf düşmanlarının derdi sadece Hz. Mevlana değil. Muhyiddin İbnül Arabi'den Şems-i Tebrizi'ye, Yunus Emre'den Mevlana'ya tüm tasavvuf ehline aynı şekilde saldırıyorlar. Bu ne idüğü belirsizlerin saçmalıklarına işine geldiği için yada dünya görüşünden dolayı inanmaya meyilli olduğu için inanıp savunanlara benim "Allah ıslah etsin" demekten başka elimden bir şey gelmez. Çünkü duymak istemeyenlerin sağırlığına, görmek istemeyenlerin körlüğüne tıp bile henüz çare bulamadı. Ben Hz. Mevlana ve diğer Allah dostu Veliler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayıp bu itibar suikastçilerinin zırvalıklarına kanarak Allah dostları hakkında yanlış kanaatlere varanlara sesleniyorum. Bu düzenbazlara itibar edipte Allah dostları hakkında kötü düşünüp yoktan yere vebale girmeyin. Allah dostlarına atılan iftiralara cevaben ben buraya bir kaç tane link bırakıyorum. İsterseniz başka kaynaklardan da araştırabilirsiniz. ruclips.net/video/MUjrHj-kA3g/видео.html (Hz. Mevlana ile Hz. Şems arasındaki ilişki) ruclips.net/video/n4FP4gNreuc/видео.html (Mesnevi'de geçen "Kabak hikayesi" hakkında) ruclips.net/video/j-uGIhiJeRE/видео.html (Mesnevi'de Ahlaksız Sapık Hikayeler mi var?) ruclips.net/video/1XjD2lPG05s/видео.html ("Mesnevi'de Müstehcen Hikâyeler Var" Diyen Adama İbretlik Cevap) ruclips.net/video/XWWgsX5kbuI/видео.html (Mesnevi'yi şirk ve küfürle itham edenlere cevaben - Mesnevi'de "Veliler Allah'ın çocuklarıdır" mı diyor?) Bakmayın siz bugünkü toplumumuzun Mevlana'dan ve Mesnevi'sinden bihaber olduğuna. Osmanlı zamanında her evde bulunan ve okunan bir eserdi Mesnevi. O da cumhuriyeti kuran kadronun ve o ideolojinin hışmına uğradı. Görüyorsunuz işte, bugün hacı hoca kılığına bürünmüş bunun gibi artıklarıyla uğraşıyoruz hala. Kalın sağlıcakla...
Melankolik bir karakter yapısı, güçlü bir hitabet üslubu ve narsist birisinin bizlere kalan eserleri. Fetöde böyle bir şahsiyet. Hacı hocalardan şifa bekleyerek dolandırılmayalım arkadaşlar. Narsist duygularına alet olmayalım.
Hocam son hikaye elma ağacı Ben bunu temel fıkrası olarak duymuştum. Temel İngiliz ve bir kadın batan gemi sonrası bi adaya çıkınca temel bu oyunu oynamıştı
Peki dinlerden sadece İslamı ne kadar araştırdın. Hangi ilimlerine vakıfsın? Öyle ya eleştirmek de ilim ister. Sen hangi ilimlerinle Kur'an'ın düzmece olduğunu anladın?
Slm mahmut kardeşim. Rabbim sana uzun ömür nasip eylesin inşallah. Bu ehli sünnetin aynası olan kitaplarını, fikirlerini, zikirlerini o kadar harika anlatıyorsunki hem ders veriyorsun hem de insanları, şahsen ben kendim gülmekten yıkılıyorum.
Resula itaat edin ayetlerini getirip sonra resulunda haram koyma hüküm verme yetkisi var hadise sünnete gitmek zorundayiz diyip sayisiz haram helal uyduranlara Kuranin cevabi: Sen de onların aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen hakkı bırakıp da onların arzularına uyma. Maide 48 den Aralarında ALLAH'ın indirdiği ile hüküm vermelisin. Onların keyfine uyma. ALLAH'ın sana indirdiklerinin bir kısmından sakın seni şaşırtmasınlar. Yüz çevirirlerse, demek ki ALLAH bazı günahları yüzünden onları cezalandırmak istiyor. Gerçekten insanların çoğu yoldan çıkmıştır. Maide 49 Onlar hâlâ cahiliye hükmünü mü arıyorlar? Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah'tan daha güzel olan kimdir? Maide 50 Bu ayetlerin bize ögrettikleri: Resul ancak ve yanlizca kendisine inen kitapla hüküm verebilir. O bile uyariliyor hemde iki kez alti ciziliyor baskalarin arzularina uyma! Kuran disinda bi hüküm kaynagi aramak cahiliktir yoldan cikmaktir. Simdi sormak lazim altini gümüsü ve bi cok seyi resul nasil haram kilmis olabilir.? Baskalarin arzusuna uyma diyor ayet kendi arzusuna uymus olabilirmi resul? Kuranin hükmünü hadis kaldirir demek nasil bi garabet? Yasayan kuran perspektivinden baktigimizda ne yazikki bu ayet ehli sünnetin halini özetliyor: . Yüz çevirirlerse, demek ki ALLAH bazı günahları yüzünden onları cezalandırmak istiyor. Gerçekten insanların çoğu yoldan çıkmıştır Maide 49
Ya siz kafayı mı yedinuz gerçekten hadisleri kabul etmemek nasıl bir cahilliktir sen namaz kılıyor musun namazın başında Sübhanekeyi neye göre okuyorsun tahiyyati neye göre okuyorsun ne şekilde kilman gerektiğini nerden öğreniyorsun gerek hacca gitmek gerek namaz ve diğer tüm ibadetleri inkar ettiğiniz hadisi şeriflerle yapıyoruz o kadar ayeti kerime şöylemissin ben de sana bit tane söyleyeyim ey habibim deki Allah ve Resulüne uyun ki kurtuluşa eresiniz bunun gibi keza bir çok ayeti kerime var Allah doğru yola iletsin sizi
@@sefaozkulluk9934 eyvallah kuran tabiki değişmemiş siz de kuranı okuyun yalnız kuranı kerim derin bir okyanus biz ayeti kerimelerinde neyi nasıl anlamamız nasıl uygulamamız gerektiğini bilemeyiz Allahu Teala kuranı kerimi bir dağa da indirebilirdi canlı bir insana indirdi ki peygamberimiz a.s yaşayarak neyi nasıl anlamamız ve nasıl yaşamamız gerektiğini gerek soylerek gerek bizatihi uygulayarak bize göstermiştir sadece kuran diyorsunuz ama kuranı uygulamiyorsunuz ayeti Kerime de peygamberi örnek alın onda şüphesiz yüce bir ahlak üzerine olduğunu söylemiyor mu neden kuranı kerim Allah'a iman eden peygambere uysun ki kurtuluşa eresiniz peygamberin her sözü her ayeti kendi nefsinden değildi Kur'an'ın kendisiydi zaten Kur'an'ı Kerim'de de bu apaçık söylenmiyor mu Allahu Teala'nın habibim dediği peygamberine uymuyorsunuz inanmıyorsunuz demiyorum öyle olsa zaten müslüman olmuş olmazsınız kutubi sitte de sahih hadisler var bazıları yok efendim hadislerden peygamberimizden 200 yıl sonra yazılmış diyor tamamen yalan Peygamberimiz zamanında da sahabiler derilere vs yazıyorlardi Allah dostları büyük bir hassasiyetle toplayıp derlemisler bugüne kadar yeryüzüne gelen bütün mezhep imamlarından tutun da Allah dostlarına kadar kimse inkar etmemiş bir iki tane kendini bilmez çıkıp yok sadece kuran diyor sen şunu da mı bilmiyorsun veda hutbesinde 10 binlerce sahabi toplanmış ve herkesin apaçık bildiği ve kesin olan veda hutbesinde Allah'ın ipine ve benim sunnetime uyan doğru yoldan sapitmaz ve siz şimdi sapitip sadece kuran diyorsunuz Allah ıslah etin
@@harundemirdoy2075veda hutbesinin 4 versiyonu var yalnız. Ve size katılıyoruz peygamberlerin ALLAH vahyettiğinden başkasını tebliğ ettiğini düşünmek ayetleri yalanlamaya götürüyor. Kuranda olmayan bir şeyi peygamberimizin söylemiş olmasını söylemek demiyorum, düşünmek bile hem ayetlere hem de peygamberimize ne büyük iftiradır. ALLAH muhafa etsin
Eşekle öyle yapın demekle nefsin azarsa eşeğe bağırsağını parçalatırsın demek arasındaki farkı ve bunun nefsin insanı ne derekelere düşüreceğine misal olduğunu anlayamamışsın ve kişinin Mesnevi'nin her satırını mutlaka kızıyla ve bacısıyla okuması gerektiği gibi absürd inanışların var ama yine de iyi kötü cümle kurabilmişsin... Hiç yoktan iyidir
Yıllar önce sevdiğim bir arkadaşım mevlevi hocalarından bana mesnevî-i tavsiye etti kitap ansiklopedi gibi bir saatdan buldum anlattığınız gibi önüme ilk gelen kabak hikayesi hayal kırıklığına uğradım şok oldum bir dahada kitabı elime almadım
@@htc9540 kendisi mevlevi hocalarından ben merak sardım ılımlı islam anlayışlarından dolayı tabiki kabak olayını sordum hiç böylebir şey beklemiyordum dedim o öyle değil onların anlamları açıklamaları var dedi fakat benim mesneviye iñancım sarsıldı
İyi yine Mahmut abi soft takılmış Şemsi tebrizimidir nedir onunla mevlana ilişkisini bir anlatsaydı yada Mevlananın gelini ile şemsi tebrizinin ilişki boyutu.ve verilen cevap..(Aman ya rabbi ) Aslında Mevlana muhtemelen şemzi tebrizi ile tanışmadan önce değerli bir mücahid tevhid ehli..ne zaman şems ile tanışıyor..mevlana değişiyor..Halkda bunu görüyor ve şemse ölûm fermanı çıkarıyor..şems kaçarak çoçoyu kurtarıyor amma mevlana şems yok diye şiddetli akut depresyon yaşıyor..vs...vs.. Sonra moğol ve selçuklu savaşı.. Ve değerli islami büyüğümüz nasrettin hoca..vs. vs...
Biz insanlar adeta bir koyun gibiyiz dir lakin ne etimiz nede derimiz işgörür sadece meleyerek yanlışlıkların ardından gider ve bunuda kendimize yazife görürüz allah biz koyunlara akıl versin🤲🤲
Hadis ve sunnetlerde hikaye mi. Kuran'da Allah'ın peygamberine uyun demiyor mu. Eee Kur'an'ın bu ayetini ne yapacaksınız. Kur'an peygamberini işaret ediyor. Ve peygamberin söyledikleri hadisleri yaptığı sünnetleri hikâye diyorsun. Sence de kendinizle çelişmiyor musunuz?
@@y.9704 kardeşim Sen önce iman ettiğin Kur'an'ı oku düşün ve anlamaya çalış sünnet yalnızca Allah'a masustur peygamberin sünneti olsaydı peygamber ilah olurdu o zaman dikkat et Kur'an'da yaklaşık 350 kere de ki ile başlayan ayetler var yani peygambere soruyorlar şu nedir Allah da de ki şöyle de ki böyle diye peygamberin ağzı ile cevap veriyor insanlara Kur'an'da de ki ile emredilen peygamberin söylediklerine neden itaat etmiyorsunuz? Allah'a ve Resulüne itaat budur işte Kur'an'daki Resul'ün dediklerine itaat etmek Allah'a itaat etmektir Buhari tirmizi Ebu Davut gibi Allah düşmanlarına itaat etmek Allah'a itaat etmek değildir şirk koşmaktır siz Sünni dinine bağlısınız Allah'ın dinine bağlı değilsiniz Dikkat edin kendinize bunun yanı sıra Araf üçüncü ayette rabbinizden size indirilene Uyun başka velilere evliyalara uymayın ne kadar da az öğüt alıyorsunuz diyor bu ayetin gereğini nasıl yerine getiriyorsunuz?
Kuran yetmez anlasilmaz, bize hadis, icma, siyer, sünnet, kiyas, fikih, tefsir, mezhep, firka, seyh, tarikat, evliya, hoca, alim, keramet, cemaat lazim diyenler, bu ayetleri tekrar, tekrar okumasinda büyük fayda var: Dinlerini (doğru dinden) ayıran ve farklı cemaatler (mezhepler) oluşturanlardan olmayın. Zaten her hizip kendinde olanla övünüp durur. Rum 32
Derken, aralarında dinlerini çeşitli kitaplara parçalayıp böldüler. Her cemaat/her grup, kendi yanlarında bulunan ile yetinip sevinmektedir! Mü’minûn Suresi 53
Din sadece Allah’ındır. Allah’tan başkasına mı saygı göstereceksiniz? (Nahl suresi,52.ayet)
Hüküm ancak Allah’ındır. Allah yalnızca Kendisine kulluk etmenizi istemiştir. İşte dosdoğru din budur. (Yusuf,40.ayet) • Biliniz ki elçinin görevi, sadece Allah’ın ayetlerini açıkça bildirmektir. (Ankebut,18)
Andolsun biz bu Kuran’da insanlar için her türlü örnekten ayrıntılı açıklamalar yaptık. Yine de insanların çoğu ancak küfürde direndi.” (İsra, 89)
Onların (peygamberlerin) kıssalarında akıl sahipleri için ibretler vardır. Bu (Kuran), uydurma bir hadis değildir. Ancak kendisinden öncekileri doğrulayan, her şeyi ayrıntılı olarak açıklayan ve inanan bir toplum için kılavuz ve rahmettir.” (Yusuf, 111)
Şüphe yok ki, Kur'ân'ı biz indirdik ve şüphe yok ki, O'nu her türlü bozulmadan da biz koruyup muhafaza edeceğiz. Hic 9
“Onların sana getirdikleri hiçbir örnek yoktur ki, biz sana gerçeği ve en güzel yorumu (ahsena tefsir) getirmiş olmayalım . (Furkan, 32-33)
Biz bu kitabı sana, her şeyin ayrıntılı açıklayıcısı, bir doğruya iletici, bir rahmet, Müslümanlara bir müjde olarak indirdik. (Nahl, 89)
Bunlar, sana gerçek olarak okuduğumuz ALLAH'ın ayetleridir. ALLAH'tan ve ayetlerinden başka hangi hadise inanıyorlar? Casiye 6
And olsun, size öyle bir kitap indirdik ki, bütün şan ve şerefiniz ondadır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?” (Enbiya, 10)
De ki: “Siz Allah’a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysaki Allah, gökte ne var, yerde ne var hepsini bilir. Allah her şeyi çok iyi bilmektedir.”” (Hucurat, 16)
Rabbinin sözü hem doğruluk, hem adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur.” (Enam, 115)
Elif Lam Ra. Bu ayetleri sağlamlaştırılmış bir kitaptır. Sonra her şeyi bilen ve haberdar olan tarafından detaylı bir şekilde açıklanmıştır. ” (Hud, 1)
Allah size kitabı detaylandırılmış bir halde indirmişken Allah’ın dışında bir hakem mi arayayım?” (Enam, 114)
Rabbin asla unutkan değildir.” (Meryem, 64)
“Kitap’ ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.” (Enam, 38)
Kendilerine okunan Kitab'ı sana indirmemiz onlara yetmedi mi? Şüphesiz bunda iman eden bir topluluk için bir rahmet ve öğüt vardır. Ankebut 51
Allah’tan daha doğru bir hadisi / sözü kim söyleyebilir? (Nisa,87)
Rabbinizden size indirilen bu Kur’an’ın bildirdiklerine uyun. O’nu bırakıp da evliyanın / kutsallık payesi verdiğiniz kişilerin peşinden gitmeyin. Ne kadar az öğüt alıyorsunuz? (A’raf,3)
Andolsun, biz Kur'ân'ı okunarak ibadet edilsin, öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Düşünen, öğüt alan, okuyarak ibadet eden var mı hiç? Kamer Suresi 17
Andolsun, biz Kur'ân'ı okunarak ibadet edilsin, öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Düşünen, öğüt alan, okuyarak ibadet eden var mı hiç? Kamer Suresi 22
Andolsun, biz Kur'ân'ı okunarak ibadet edilsin, öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Düşünen, öğüt alan, okuyarak ibadet eden var mı hiç? Kamer Suresi 32
Andolsun, biz Kur'ân'ı okunarak ibadet edilsin, öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Düşünen, öğüt alan, okuyarak ibadet eden var mı hiç? Kamer Suresi 40
Gozlerim doldu, sanki kurani kabul ediyonuzda...XD
@cuppesizMahmut Siz kadinlardan bahsederkenne kadar kabasiniz konusmaniza donup tekrarizleyin edep yahu kadini asagilarcasina bir hitap tarziniz var !!!!Önce HITAP TARZINIZI DEGISTIRIN !!!
''Ey Peygamber'in eşleri! Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona; sizden daha iyi olan, kendini Allah'a veren, inanan, boyun eğen, tevbe eden, kulluk eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir.'' Tahrim 5
Bu nedir şimdi?
Kuran ayeti!
Tanrı sözü demek!!!!!!!
Hadisler olmasa iki rekat namaz kalamazsın. Siz ehli sünnet nedir bilirmisiniz? İşte ateşe uğramadan cennete gidecek olanlar. Ama Peygamber olmadan İslam arayanlar onlar mutlaka ateşe girecekler
Böyle uzun bir metni üşenmeden yazdığınız için teşekkürler…
Videoyu yeni izledim. Kaynağı şimdi indirdim ve hocamın dediklerinin hepsi doğru.
Mesnevi'yi okuyup Müslüman olan çok kimse var da, sizi dinleyip de Müslüman olan tek bir kişi var mı ?
Mikail Bayram hoca bu konuların uzmanıdır. Herkese onun videolarını izlemesini tavsiye ederim.
Bozacının şahidi şıracı! Siz ne kadar biliyorsunuz da, onun bilgisini değerlendiriyorsunuz? Okyanusta kaç kulaç attın ki, derinliklerinden haberdar olasın? Ayrıca Türk milletinin bir zarafeti, derin bir saygısı vardı. Bir deli, bir meczup görünce, belki bir ilahî sırra el uzatmaya çalışırken çarpılmıştır diye onlara bile saygı gösterirdi. Böyle saygısız insanlar, işi Hakk erenlere dil uzatmaya kadar vardırıyor. Ne Allah'dan çekiniyor, ne kuldan utanıyor, öğrencilerine yazık, saygısızlık şiarları olmuş. İyi örnek gösterip örnek olacakları yerde, sapık fikirlerini yaymaya gayret ediyorlar. İyi bir şey yap da, insanlara örnek ve faydalı ol.
@@sevincergiydiren1182 Adam Konya Selçuk Üniversitesinde yıllarca öğretim üyeliği yaptı. Branşı; Yakındoğu Önasya tarihi. Farsçayı ana dili gibi biliyor. Farsça şiir divanı var. Selçuklu yazma eserlerini (Mevlana ve çağdaşı düşünürler başta olmak üzere) didik didik etmiş bir kişi.
Daha ne olsun.
Biz okyanusa dalmadık ama bu adamın dalıp dipten hazine çıkardığını gördük. Zahmet edip bir iki videosuna bakarsan sen de görürsün.
Selam ve saygılarımla.
Mesele Arapça ve Farsça bilmekse bütün Araçların ve Farsların hidayete ermesi gerekirdi. Mühim olan anlatılan hikmetlerin mecazlarında kalmak değil, batınî mânâlarına ermektir. Büyüklere, velilere, Allah sevgililerine dil uzantıların hâli yamandır. Yıllardır okurum Mesnevi'yi... Ama zihninde ne varsa onu görür, onu anlarsınız. Hikmet bulan başkadır, süflî bakan da herzelikler görür. Kur'an-ı Kerim gibi Allah kitabını bile inkâr edip süflî yorumlayan sayısız insan da bunun örneğidir. İbret gözüyle bakanlar hakikati anlar. Ancak inat edenlere Allah hidayet etmeyeceğini bizzat söylüyor.
Allah velileri, kitaplarına "doğrusunu Allah bilir" diye başlar ve yine öyle bitirir. Ancak velilere taş atan bu gibi kimseler, en doğrusunu BEN BİLİRİM diye iddia etmekle kalmıyorlar, bir de şeytanın yaptığı gibi bu iddialarına başkalarını da iknaya çalışarak delalete götürmekten hiç korkmuyorlar. Onların peşine takılanlar da sorumlu; çünkü hakikati araştırmaya niyet etmeyip yüzeyzellere kıymet vererek doğrudan sapıyorlar. Düşünmemek, okumamak, Allah'dan doğru yolu dilememek, tembellik etmek en büyük günah.
Dervişin fikri neyse zikri odur. Okuduğunda hikmeti, mecazi, bâtını görmeyip hikâyenin dış manasına bakan göz kördür. Hz. Mevlana, en cahil insan bile anlasın diye, derin hikmetleri yaşanmış hikâyeler üzerinden anlatır. Eğer hikmetleri felsefî ve soyut kavramlarla anlatsa idi, bugün bütün dünyada en çok okunan Mesnevi kanalıyla müslüman olan binlerce insan olmazdı. Büyük velilerin niyetlerini kötüye yoran insanların hali haraptır. Hem kendisini uçurama atar, hem takipçilerini..
Twitterda rastladığım bir hesapta ısrarla Konya’daki müzede bulunan orijinal mesnevide bu tür müstehcen anlatımlı hikayelerin bulunmadığını iddia ediyordu. Mümkünse orijinalini inceleyip orada bulunup bulunmadığını netleştirir misiniz?
İlahiyat okuyorum okuldaki tasavvuf profesörne sordum
Orjinal nushada olduğunu söyledi, kraldan çok kralcı olmamak lazım 😮
Okuldaki tasavvuf profesörü benim için hiçbir anlam ifade etmiyor. Zekeriya Beyaz gibiler de prof. Hala zamanımızda mevlana hazretlerini sadık rüyalarda ve yakazalarda gören ehli kalp çok sayıda insan biliyorum. O nedenle aleyhinde atılıp tutulanlar umurumda değil. Kim, beye istiyorsa ona inansın.
@@vandanikenallasen1760 işinize gelmeyince hemen de reddediyorsunuz bakıyorum :D. Hiç kıırmaya gerek yok, bu hikayeler orjinal nüshada var. Mevlana ahlaksızın tekidir. Ebu cehil bile yanında düzgün kalır. Ama siz Mevlana hazretlerini rüyalarında gören Ehli kalp insanlara inanmaya devam edin. Kabak hikayesini de armağan ediyorum sana. Karına kızına okursun. hikmet alsınlar
800 yıl önce ki ifade düşünce özgürlüğü dikkat çekici
Allah razı olsun
Mahmut kardeşim Allah sizden razı olsun.
SABREDİP YAZIYI SONUNA KADAR OKURSANIZ HZ. MEVLANA İLE HZ. ŞEMS'İN ARASINDAKİ İLİŞKİNİN MAHİYETİ BAŞTA OLMAK ÜZERE, HZ. MEVLANA'YLA İLGİLİ BİLİNÇLİ OLARAK ORTAYA ATILAN DİĞER ASILSIZ İDDİALAR HAKKINDA DA BİLGİ SAHİBİ OLABİLİRSİNİZ.
Bir insan düşünün ki; hem eşcinsel, hem Türk düşmanı, hem sapkın, hem Moğol ajanı, hem Allah'a şirk koşan, hem katil, bir gün Rum bir gün Moğol. Ve tüm bunlara rağmen padişahların şeyhlerin, İslam alimlerinin övgülerine mazhar olacak kadar, "Gönüller sultanı" olarak adlandırılıp o makama yükselecek kadar tüm insanlığın teveccühüne mazhar oluyor. Saçmalığı görüyorsunuz değil mi? Tasavvufa olan kinleri gözlerini öyle kör etmiş ki, ellerine geçeni torbaya doldurur gibi nereden saldıracaklarını şaşırıyorlar ve bu sayede kendi asılsız iddialarını kendi elleriyle farkında olmadan sulandırmış oluyorlar. Tek bir yerden saldırsalar belki birazcık inandırıcı olacaklar ama Allah şaşırtıyor işte.
Öncelikle Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasındaki ilişkiden başlayıp Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a kulak verelim:
Batı medeniyetlerinin modernizm kisvesi altında Şemsi Tebrizi ile Mevlana Celaleddin Rumi arasında yaşanan bağlılık ilişkisinin yanlış yorumlandığına vurgu yapan Tarhan, Şems ve Mevlana arasındaki bağın bilinçli bir şekilde erotik bağlanma modeline çekilmek istendiğine dikkat çekiyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasında yaşanan ilişkinin Batıda ve seküler düşünenlerde kafaları karıştıran bir ilişki olduğunu belirten Tarhan, iddia edilen eşcinsel ilişkinin asılsız olduğunu son kitabı Hz. Mevlana ile Aile Terapisi’nde bilimsel gerçeklerle gözler önüne seriyor. Tarhan, modernizmin erkeklerin birbirine âşık olması, birbirine bağlanması tarzındaki ilişkiyi kadın erkek ilişkisine benzer şekilde yansıttığını vurguluyor. Kitabında insandaki bağlanma hormonu ile ilgili bilgi veren Tarhan, “ Bağlanma ihtiyacı insanın temel psikobiyolojik ihtiyacıdır. İnsanda bağlanmayla ilgili Oksitosin ve vasopressin hormonu, ve ilgili gen vardır. Bu gen en aktif emziren annelerde var. Anne ile çocuk arasındaki bağlanmayı sağlıyor. Bağlanma türleri erotizm, romantizm, spiritüalizm (ruhani / tinsel) olmak üzere üçe ayrılıyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağlılık ilişkisinin Batı medeniyetleri tarafından özellikle erotizm ile ilişkilendirildiğinin altını çizen Tarhan, “Kişi bağlanma duygusunu yüksek değerlere bağlanma şeklinde yaparsa spiritüel bağlanma gerçekleşir. Hz. Mevlana’da böyle yapmıştır. Fakat Batı’da Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağa karşı cinse duyulan aşk gibi bir algı karıştırılıyor. Yani bu durum özellikle erotik bağlanma modeline doğru çekiliyor. Bu gibi algılar da özellikle oluşturuluyor. Hâlbuki onların bağlanma ilişkileri spiritüel bağlanma yani mürid - mürşid, usta - çırak, baba - oğul, anne - oğul, anne - kız ilişkisi gibi bir ilişkidir. Burada cinsellik, romantizm yoktur bağlanma vardır. Bu nedenle bağlanma türlerini doğru anlamak önemlidir” şeklinde belirtiyor. İki Allah dostu arasında geçen bu ilişkisinin spiritüel bağlanma olduğunu vurgulayan Tarhan, Hz. Şems’in Hz. Mevlana’ya manevi yol arkadaşlığı, yoldaşlık, sohbet şeyhliği yaptığını belirtiyor. Tarhan, “Hz. Mevlana spiritüel bir bağlanma ile Hz. Şems’in kişiliğine değil onun yansıttığı hakikate bağlanıyor. Hz. Mevlana’nın Hz. Şems ile ilgili olan ilişkisi yoğun bir spiritüel bağlanma örneğidir. Hz. Mevlana Hz. Şems’te yıllarca beklediği hakikati bulması, Hz. Şems’in kendisindeki kitabi bilgileri aşk makamı ile birleştirilmesine vesile olması sebebi ile Hz. Şems’ten ayrılmayı hiç istemez. İlahi hakikat yolunda onu anlayabilen ve onu bu yolda yakan, yandıran kişidir. Hz. Şems Hz. Mevlana’nın kendisinden de tamamen ayrılmasını tamamen Hakk’ta baki olmasını ister ve kaybolur. Zira o yoldaki misyonu ve manevi vazifesi budur” ifadelerini kullanıyor. Hz. Şems İlahi Şemse yani güneşe ayna olmaktadır. Hz Mevlana aynaya aşık olurken aslında ondan yansıyan ışığa, nura aşık oluyor ve olgunluğa eriyor. Tarhan, Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasında çıkan asılsız iftiraların sevgi adaletsizliğinden kaynakladığını kaydederken kitabında, “Hz. Mevlana’nın bir müddet aldığı eğitim sebebi ile halktan çekilip Hz. Şems ile yalnız kalması müritlerin ve halkın fitnesine sebep oldu. İnsanlar bu birlikteliği yanlış şekillere sokarak şeytana malzeme verildi. Hz. Şems ve Hz. Mevlana inzivaya çekilip tam üç ay gece-gündüz visal orucu ile oturdular, hiç dışarı çıkmadıkları gibi kimsede yanlarına girmeye cesaret edemedi. Bundan sonra Hz. Mevlana okutmak, öğretmek ve vaaz etmekten el çekerek Allah’a ibadet ile meşgul oldu. Konya’nın büyükleri Hz. Mevlana’nın eski dostlarından, en yakın akrabalarından uzak tutan kişi olarak Hz. Şems’i suçladı. Hz. Şems’e söylenmeyecek sözler, küfürler söyledi. Hatta Hz. Şems’in ölmesini ya da Hz. Mevlana’nın yanından göç etmesini istediler. Sevgi konusunda Hz. Mevlana’yı Hz. Şems ile paylaşamadılar” ifadelerine yer veriyor.
Gelelim bu ve bunun gibi tasavvuf düşmanlarının diğer zırvalıklarına. Bu şahıs zaten tasavvufa ve tasavvuf ehline düşmanlığıyla bilinen bir kişi. Çamur at izi kalsın misali nereden saldıracağını şaşırıyor. Ailesi Moğol istilasından dolayı bugünkü Afganistan'ın Belh şehrinden Anadolu'ya yerleşen Hz. Mevlana'yı bir gün Moğol yapıyor, oradan bir şey tutturamayınca başka bir gün Moğol ajanı ilan ediyor. "Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir" diyen Hz. Mevlana'yı kendi gibi bilip gün geliyor sapkınlıkla suçluyor. Başka gün ise, gerçek adı Pîr Mahmud bin Ahmed Nasirûddin Ahî Evran bin Abbas Velî olan Ahi Evran'ı, isminde geçen Nasiruddin'den yola çıkarak Nasreddin hoca yapıp, 1284'de ölen Nasreddin hocayı 1273'de ölen Hz. Mevlana'ya öldürtüyor. Sonradan sevgi ve saygı göstergesi olarak kendisine "Mevlana" (Efendimiz) lakabı verilen, batıdaki Anadolu Selçuklu topraklarına Rum diyarı denildiği için isminin sonuna "Rum-i" (Rum diyarında yaşayan) takısı alan Hz. Mevlana'yı gün geliyor ismindeki "Rum-i" sıfatından yola çıkarak "Rum" olmakla suçluyor. Hz. Mevlana ve ailesinin Selçuklu sultanlarıyla ilişkilerini ve muhabbetini bilmeden, bir davette Moğollar tarafından tuzağa düşürülüp öldürülen Selçuklu sultanı Rükneddin Kılıçarslan'ı daha öncesinde oraya gitmemesi konusunda uyaran, öldürülmesinden sonra da ardından "Demedim mi" adlı şiiri kaleme alan Hz. Mevlana'ya gün geliyor, yok Moğol, yok Moğol ajanı, yok Türk düşmanı gibi asılsız iftiralar atıyor. Bunun gibi ne idüğü belirsizlerden bir kaç tane daha var. Ben bunlardan bir çoğunun İslam'ı, islami değerleri, islami şahsiyetleri hedef alan ve bizden gibi görünen Batı'nın içimizdeki uzantıları olduğuna yemin edebilirim ama ispatlayamam. Arkadaşlar bu tasavvuf düşmanlarının derdi sadece Hz. Mevlana değil. Muhyiddin İbnül Arabi'den Şems-i Tebrizi'ye, Yunus Emre'den Mevlana'ya tüm tasavvuf ehline aynı şekilde saldırıyorlar. Bu ne idüğü belirsizlerin saçmalıklarına işine geldiği için yada dünya görüşünden dolayı inanmaya meyilli olduğu için inanıp savunanlara benim "Allah ıslah etsin" demekten başka elimden bir şey gelmez. Çünkü duymak istemeyenlerin sağırlığına, görmek istemeyenlerin körlüğüne tıp bile henüz çare bulamadı. Ben Hz. Mevlana ve diğer Allah dostu Veliler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayıp bu itibar suikastçilerinin zırvalıklarına kanarak Allah dostları hakkında yanlış kanaatlere varanlara sesleniyorum. Bu düzenbazlara itibar edipte Allah dostları hakkında kötü düşünüp yoktan yere vebale girmeyin. Allah dostlarına atılan iftiralara cevaben ben buraya bir kaç tane link bırakıyorum. İsterseniz başka kaynaklardan da araştırabilirsiniz.
ruclips.net/video/MUjrHj-kA3g/видео.html (Hz. Mevlana ile Hz. Şems arasındaki ilişki)
ruclips.net/video/n4FP4gNreuc/видео.html (Mesnevi'de geçen "Kabak hikayesi" hakkında)
ruclips.net/video/j-uGIhiJeRE/видео.html (Mesnevi'de Ahlaksız Sapık Hikayeler mi var?)
ruclips.net/video/1XjD2lPG05s/видео.html ("Mesnevi'de Müstehcen Hikâyeler Var" Diyen Adama İbretlik Cevap)
ruclips.net/video/XWWgsX5kbuI/видео.html (Mesnevi'yi şirk ve küfürle itham edenlere cevaben - Mesnevi'de "Veliler Allah'ın çocuklarıdır" mı diyor?)
Bakmayın siz bugünkü toplumumuzun Mevlana'dan ve Mesnevi'sinden bihaber olduğuna. Osmanlı zamanında her evde bulunan ve okunan bir eserdi Mesnevi. O da cumhuriyeti kuran kadronun ve o ideolojinin hışmına uğradı. Görüyorsunuz işte, bugün hacı hoca kılığına bürünmüş bunun gibi artıklarıyla uğraşıyoruz hala. Kalın sağlıcakla...
Allah razı olsun Mahmut abi
Bu geceye kadar böyle bir durumdan haberim yoktu cemre demirel sayesinde öğrendim ve sonra başka bir hoca sayesinde şimdi de burdayım şoklar icindeyim
SABREDİP YAZIYI SONUNA KADAR OKURSANIZ HZ. MEVLANA İLE HZ. ŞEMS'İN ARASINDAKİ İLİŞKİNİN MAHİYETİ BAŞTA OLMAK ÜZERE, HZ. MEVLANA'YLA İLGİLİ BİLİNÇLİ OLARAK ORTAYA ATILAN DİĞER ASILSIZ İDDİALAR HAKKINDA DA BİLGİ SAHİBİ OLABİLİRSİNİZ.
Bir insan düşünün ki; hem eşcinsel, hem Türk düşmanı, hem sapkın, hem Moğol ajanı, hem Allah'a şirk koşan, hem katil, bir gün Rum bir gün Moğol. Ve tüm bunlara rağmen padişahların şeyhlerin, İslam alimlerinin övgülerine mazhar olacak kadar, "Gönüller sultanı" olarak adlandırılıp o makama yükselecek kadar tüm insanlığın teveccühüne mazhar oluyor. Saçmalığı görüyorsunuz değil mi? Tasavvufa olan kinleri gözlerini öyle kör etmiş ki, ellerine geçeni torbaya doldurur gibi nereden saldıracaklarını şaşırıyorlar ve bu sayede kendi asılsız iddialarını kendi elleriyle farkında olmadan sulandırmış oluyorlar. Tek bir yerden saldırsalar belki birazcık inandırıcı olacaklar ama Allah şaşırtıyor işte.
Öncelikle Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasındaki ilişkiden başlayıp Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a kulak verelim:
Batı medeniyetlerinin modernizm kisvesi altında Şemsi Tebrizi ile Mevlana Celaleddin Rumi arasında yaşanan bağlılık ilişkisinin yanlış yorumlandığına vurgu yapan Tarhan, Şems ve Mevlana arasındaki bağın bilinçli bir şekilde erotik bağlanma modeline çekilmek istendiğine dikkat çekiyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasında yaşanan ilişkinin Batıda ve seküler düşünenlerde kafaları karıştıran bir ilişki olduğunu belirten Tarhan, iddia edilen eşcinsel ilişkinin asılsız olduğunu son kitabı Hz. Mevlana ile Aile Terapisi’nde bilimsel gerçeklerle gözler önüne seriyor. Tarhan, modernizmin erkeklerin birbirine âşık olması, birbirine bağlanması tarzındaki ilişkiyi kadın erkek ilişkisine benzer şekilde yansıttığını vurguluyor. Kitabında insandaki bağlanma hormonu ile ilgili bilgi veren Tarhan, “ Bağlanma ihtiyacı insanın temel psikobiyolojik ihtiyacıdır. İnsanda bağlanmayla ilgili Oksitosin ve vasopressin hormonu, ve ilgili gen vardır. Bu gen en aktif emziren annelerde var. Anne ile çocuk arasındaki bağlanmayı sağlıyor. Bağlanma türleri erotizm, romantizm, spiritüalizm (ruhani / tinsel) olmak üzere üçe ayrılıyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağlılık ilişkisinin Batı medeniyetleri tarafından özellikle erotizm ile ilişkilendirildiğinin altını çizen Tarhan, “Kişi bağlanma duygusunu yüksek değerlere bağlanma şeklinde yaparsa spiritüel bağlanma gerçekleşir. Hz. Mevlana’da böyle yapmıştır. Fakat Batı’da Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağa karşı cinse duyulan aşk gibi bir algı karıştırılıyor. Yani bu durum özellikle erotik bağlanma modeline doğru çekiliyor. Bu gibi algılar da özellikle oluşturuluyor. Hâlbuki onların bağlanma ilişkileri spiritüel bağlanma yani mürid - mürşid, usta - çırak, baba - oğul, anne - oğul, anne - kız ilişkisi gibi bir ilişkidir. Burada cinsellik, romantizm yoktur bağlanma vardır. Bu nedenle bağlanma türlerini doğru anlamak önemlidir” şeklinde belirtiyor. İki Allah dostu arasında geçen bu ilişkisinin spiritüel bağlanma olduğunu vurgulayan Tarhan, Hz. Şems’in Hz. Mevlana’ya manevi yol arkadaşlığı, yoldaşlık, sohbet şeyhliği yaptığını belirtiyor. Tarhan, “Hz. Mevlana spiritüel bir bağlanma ile Hz. Şems’in kişiliğine değil onun yansıttığı hakikate bağlanıyor. Hz. Mevlana’nın Hz. Şems ile ilgili olan ilişkisi yoğun bir spiritüel bağlanma örneğidir. Hz. Mevlana Hz. Şems’te yıllarca beklediği hakikati bulması, Hz. Şems’in kendisindeki kitabi bilgileri aşk makamı ile birleştirilmesine vesile olması sebebi ile Hz. Şems’ten ayrılmayı hiç istemez. İlahi hakikat yolunda onu anlayabilen ve onu bu yolda yakan, yandıran kişidir. Hz. Şems Hz. Mevlana’nın kendisinden de tamamen ayrılmasını tamamen Hakk’ta baki olmasını ister ve kaybolur. Zira o yoldaki misyonu ve manevi vazifesi budur” ifadelerini kullanıyor. Hz. Şems İlahi Şemse yani güneşe ayna olmaktadır. Hz Mevlana aynaya aşık olurken aslında ondan yansıyan ışığa, nura aşık oluyor ve olgunluğa eriyor. Tarhan, Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasında çıkan asılsız iftiraların sevgi adaletsizliğinden kaynakladığını kaydederken kitabında, “Hz. Mevlana’nın bir müddet aldığı eğitim sebebi ile halktan çekilip Hz. Şems ile yalnız kalması müritlerin ve halkın fitnesine sebep oldu. İnsanlar bu birlikteliği yanlış şekillere sokarak şeytana malzeme verildi. Hz. Şems ve Hz. Mevlana inzivaya çekilip tam üç ay gece-gündüz visal orucu ile oturdular, hiç dışarı çıkmadıkları gibi kimsede yanlarına girmeye cesaret edemedi. Bundan sonra Hz. Mevlana okutmak, öğretmek ve vaaz etmekten el çekerek Allah’a ibadet ile meşgul oldu. Konya’nın büyükleri Hz. Mevlana’nın eski dostlarından, en yakın akrabalarından uzak tutan kişi olarak Hz. Şems’i suçladı. Hz. Şems’e söylenmeyecek sözler, küfürler söyledi. Hatta Hz. Şems’in ölmesini ya da Hz. Mevlana’nın yanından göç etmesini istediler. Sevgi konusunda Hz. Mevlana’yı Hz. Şems ile paylaşamadılar” ifadelerine yer veriyor.
Gelelim bu ve bunun gibi tasavvuf düşmanlarının diğer zırvalıklarına. Bu şahıs zaten tasavvufa ve tasavvuf ehline düşmanlığıyla bilinen bir kişi. Çamur at izi kalsın misali nereden saldıracağını şaşırıyor. Ailesi Moğol istilasından dolayı bugünkü Afganistan'ın Belh şehrinden Anadolu'ya yerleşen Hz. Mevlana'yı bir gün Moğol yapıyor, oradan bir şey tutturamayınca başka bir gün Moğol ajanı ilan ediyor. "Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir" diyen Hz. Mevlana'yı kendi gibi bilip gün geliyor sapkınlıkla suçluyor. Başka gün ise, gerçek adı Pîr Mahmud bin Ahmed Nasirûddin Ahî Evran bin Abbas Velî olan Ahi Evran'ı, isminde geçen Nasiruddin'den yola çıkarak Nasreddin hoca yapıp, 1284'de ölen Nasreddin hocayı 1273'de ölen Hz. Mevlana'ya öldürtüyor. Sonradan sevgi ve saygı göstergesi olarak kendisine "Mevlana" (Efendimiz) lakabı verilen, batıdaki Anadolu Selçuklu topraklarına Rum diyarı denildiği için isminin sonuna "Rum-i" (Rum diyarında yaşayan) takısı alan Hz. Mevlana'yı gün geliyor ismindeki "Rum-i" sıfatından yola çıkarak "Rum" olmakla suçluyor. Hz. Mevlana ve ailesinin Selçuklu sultanlarıyla ilişkilerini ve muhabbetini bilmeden, bir davette Moğollar tarafından tuzağa düşürülüp öldürülen Selçuklu sultanı Rükneddin Kılıçarslan'ı daha öncesinde oraya gitmemesi konusunda uyaran, öldürülmesinden sonra da ardından "Demedim mi" adlı şiiri kaleme alan Hz. Mevlana'ya gün geliyor, yok Moğol, yok Moğol ajanı, yok Türk düşmanı gibi asılsız iftiralar atıyor. Bunun gibi ne idüğü belirsizlerden bir kaç tane daha var. Ben bunlardan bir çoğunun İslam'ı, islami değerleri, islami şahsiyetleri hedef alan ve bizden gibi görünen Batı'nın içimizdeki uzantıları olduğuna yemin edebilirim ama ispatlayamam. Arkadaşlar bu tasavvuf düşmanlarının derdi sadece Hz. Mevlana değil. Muhyiddin İbnül Arabi'den Şems-i Tebrizi'ye, Yunus Emre'den Mevlana'ya tüm tasavvuf ehline aynı şekilde saldırıyorlar. Bu ne idüğü belirsizlerin saçmalıklarına işine geldiği için yada dünya görüşünden dolayı inanmaya meyilli olduğu için inanıp savunanlara benim "Allah ıslah etsin" demekten başka elimden bir şey gelmez. Çünkü duymak istemeyenlerin sağırlığına, görmek istemeyenlerin körlüğüne tıp bile henüz çare bulamadı. Ben Hz. Mevlana ve diğer Allah dostu Veliler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayıp bu itibar suikastçilerinin zırvalıklarına kanarak Allah dostları hakkında yanlış kanaatlere varanlara sesleniyorum. Bu düzenbazlara itibar edipte Allah dostları hakkında kötü düşünüp yoktan yere vebale girmeyin. Allah dostlarına atılan iftiralara cevaben ben buraya bir kaç tane link bırakıyorum. İsterseniz başka kaynaklardan da araştırabilirsiniz.
ruclips.net/video/MUjrHj-kA3g/видео.html (Hz. Mevlana ile Hz. Şems arasındaki ilişki)
ruclips.net/video/n4FP4gNreuc/видео.html (Mesnevi'de geçen "Kabak hikayesi" hakkında)
ruclips.net/video/j-uGIhiJeRE/видео.html (Mesnevi'de Ahlaksız Sapık Hikayeler mi var?)
ruclips.net/video/1XjD2lPG05s/видео.html ("Mesnevi'de Müstehcen Hikâyeler Var" Diyen Adama İbretlik Cevap)
ruclips.net/video/XWWgsX5kbuI/видео.html (Mesnevi'yi şirk ve küfürle itham edenlere cevaben - Mesnevi'de "Veliler Allah'ın çocuklarıdır" mı diyor?)
Bakmayın siz bugünkü toplumumuzun Mevlana'dan ve Mesnevi'sinden bihaber olduğuna. Osmanlı zamanında her evde bulunan ve okunan bir eserdi Mesnevi. O da cumhuriyeti kuran kadronun ve o ideolojinin hışmına uğradı. Görüyorsunuz işte, bugün hacı hoca kılığına bürünmüş bunun gibi artıklarıyla uğraşıyoruz hala. Kalın sağlıcakla...
Bugün yaşananları nasıl da güzel anlatmış..
SABREDİP YAZIYI SONUNA KADAR OKURSANIZ HZ. MEVLANA İLE HZ. ŞEMS'İN ARASINDAKİ İLİŞKİNİN MAHİYETİ BAŞTA OLMAK ÜZERE, HZ. MEVLANA'YLA İLGİLİ BİLİNÇLİ OLARAK ORTAYA ATILAN DİĞER ASILSIZ İDDİALAR HAKKINDA DA BİLGİ SAHİBİ OLABİLİRSİNİZ.
Bir insan düşünün ki; hem eşcinsel, hem Türk düşmanı, hem sapkın, hem Moğol ajanı, hem Allah'a şirk koşan, hem katil, bir gün Rum bir gün Moğol. Ve tüm bunlara rağmen padişahların şeyhlerin, İslam alimlerinin övgülerine mazhar olacak kadar, "Gönüller sultanı" olarak adlandırılıp o makama yükselecek kadar tüm insanlığın teveccühüne mazhar oluyor. Saçmalığı görüyorsunuz değil mi? Tasavvufa olan kinleri gözlerini öyle kör etmiş ki, ellerine geçeni torbaya doldurur gibi nereden saldıracaklarını şaşırıyorlar ve bu sayede kendi asılsız iddialarını kendi elleriyle farkında olmadan sulandırmış oluyorlar. Tek bir yerden saldırsalar belki birazcık inandırıcı olacaklar ama Allah şaşırtıyor işte.
Öncelikle Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasındaki ilişkiden başlayıp Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a kulak verelim:
Batı medeniyetlerinin modernizm kisvesi altında Şemsi Tebrizi ile Mevlana Celaleddin Rumi arasında yaşanan bağlılık ilişkisinin yanlış yorumlandığına vurgu yapan Tarhan, Şems ve Mevlana arasındaki bağın bilinçli bir şekilde erotik bağlanma modeline çekilmek istendiğine dikkat çekiyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasında yaşanan ilişkinin Batıda ve seküler düşünenlerde kafaları karıştıran bir ilişki olduğunu belirten Tarhan, iddia edilen eşcinsel ilişkinin asılsız olduğunu son kitabı Hz. Mevlana ile Aile Terapisi’nde bilimsel gerçeklerle gözler önüne seriyor. Tarhan, modernizmin erkeklerin birbirine âşık olması, birbirine bağlanması tarzındaki ilişkiyi kadın erkek ilişkisine benzer şekilde yansıttığını vurguluyor. Kitabında insandaki bağlanma hormonu ile ilgili bilgi veren Tarhan, “ Bağlanma ihtiyacı insanın temel psikobiyolojik ihtiyacıdır. İnsanda bağlanmayla ilgili Oksitosin ve vasopressin hormonu, ve ilgili gen vardır. Bu gen en aktif emziren annelerde var. Anne ile çocuk arasındaki bağlanmayı sağlıyor. Bağlanma türleri erotizm, romantizm, spiritüalizm (ruhani / tinsel) olmak üzere üçe ayrılıyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağlılık ilişkisinin Batı medeniyetleri tarafından özellikle erotizm ile ilişkilendirildiğinin altını çizen Tarhan, “Kişi bağlanma duygusunu yüksek değerlere bağlanma şeklinde yaparsa spiritüel bağlanma gerçekleşir. Hz. Mevlana’da böyle yapmıştır. Fakat Batı’da Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağa karşı cinse duyulan aşk gibi bir algı karıştırılıyor. Yani bu durum özellikle erotik bağlanma modeline doğru çekiliyor. Bu gibi algılar da özellikle oluşturuluyor. Hâlbuki onların bağlanma ilişkileri spiritüel bağlanma yani mürid - mürşid, usta - çırak, baba - oğul, anne - oğul, anne - kız ilişkisi gibi bir ilişkidir. Burada cinsellik, romantizm yoktur bağlanma vardır. Bu nedenle bağlanma türlerini doğru anlamak önemlidir” şeklinde belirtiyor. İki Allah dostu arasında geçen bu ilişkisinin spiritüel bağlanma olduğunu vurgulayan Tarhan, Hz. Şems’in Hz. Mevlana’ya manevi yol arkadaşlığı, yoldaşlık, sohbet şeyhliği yaptığını belirtiyor. Tarhan, “Hz. Mevlana spiritüel bir bağlanma ile Hz. Şems’in kişiliğine değil onun yansıttığı hakikate bağlanıyor. Hz. Mevlana’nın Hz. Şems ile ilgili olan ilişkisi yoğun bir spiritüel bağlanma örneğidir. Hz. Mevlana Hz. Şems’te yıllarca beklediği hakikati bulması, Hz. Şems’in kendisindeki kitabi bilgileri aşk makamı ile birleştirilmesine vesile olması sebebi ile Hz. Şems’ten ayrılmayı hiç istemez. İlahi hakikat yolunda onu anlayabilen ve onu bu yolda yakan, yandıran kişidir. Hz. Şems Hz. Mevlana’nın kendisinden de tamamen ayrılmasını tamamen Hakk’ta baki olmasını ister ve kaybolur. Zira o yoldaki misyonu ve manevi vazifesi budur” ifadelerini kullanıyor. Hz. Şems İlahi Şemse yani güneşe ayna olmaktadır. Hz Mevlana aynaya aşık olurken aslında ondan yansıyan ışığa, nura aşık oluyor ve olgunluğa eriyor. Tarhan, Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasında çıkan asılsız iftiraların sevgi adaletsizliğinden kaynakladığını kaydederken kitabında, “Hz. Mevlana’nın bir müddet aldığı eğitim sebebi ile halktan çekilip Hz. Şems ile yalnız kalması müritlerin ve halkın fitnesine sebep oldu. İnsanlar bu birlikteliği yanlış şekillere sokarak şeytana malzeme verildi. Hz. Şems ve Hz. Mevlana inzivaya çekilip tam üç ay gece-gündüz visal orucu ile oturdular, hiç dışarı çıkmadıkları gibi kimsede yanlarına girmeye cesaret edemedi. Bundan sonra Hz. Mevlana okutmak, öğretmek ve vaaz etmekten el çekerek Allah’a ibadet ile meşgul oldu. Konya’nın büyükleri Hz. Mevlana’nın eski dostlarından, en yakın akrabalarından uzak tutan kişi olarak Hz. Şems’i suçladı. Hz. Şems’e söylenmeyecek sözler, küfürler söyledi. Hatta Hz. Şems’in ölmesini ya da Hz. Mevlana’nın yanından göç etmesini istediler. Sevgi konusunda Hz. Mevlana’yı Hz. Şems ile paylaşamadılar” ifadelerine yer veriyor.
Gelelim bu ve bunun gibi tasavvuf düşmanlarının diğer zırvalıklarına. Bu şahıs zaten tasavvufa ve tasavvuf ehline düşmanlığıyla bilinen bir kişi. Çamur at izi kalsın misali nereden saldıracağını şaşırıyor. Ailesi Moğol istilasından dolayı bugünkü Afganistan'ın Belh şehrinden Anadolu'ya yerleşen Hz. Mevlana'yı bir gün Moğol yapıyor, oradan bir şey tutturamayınca başka bir gün Moğol ajanı ilan ediyor. "Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir" diyen Hz. Mevlana'yı kendi gibi bilip gün geliyor sapkınlıkla suçluyor. Başka gün ise, gerçek adı Pîr Mahmud bin Ahmed Nasirûddin Ahî Evran bin Abbas Velî olan Ahi Evran'ı, isminde geçen Nasiruddin'den yola çıkarak Nasreddin hoca yapıp, 1284'de ölen Nasreddin hocayı 1273'de ölen Hz. Mevlana'ya öldürtüyor. Sonradan sevgi ve saygı göstergesi olarak kendisine "Mevlana" (Efendimiz) lakabı verilen, batıdaki Anadolu Selçuklu topraklarına Rum diyarı denildiği için isminin sonuna "Rum-i" (Rum diyarında yaşayan) takısı alan Hz. Mevlana'yı gün geliyor ismindeki "Rum-i" sıfatından yola çıkarak "Rum" olmakla suçluyor. Hz. Mevlana ve ailesinin Selçuklu sultanlarıyla ilişkilerini ve muhabbetini bilmeden, bir davette Moğollar tarafından tuzağa düşürülüp öldürülen Selçuklu sultanı Rükneddin Kılıçarslan'ı daha öncesinde oraya gitmemesi konusunda uyaran, öldürülmesinden sonra da ardından "Demedim mi" adlı şiiri kaleme alan Hz. Mevlana'ya gün geliyor, yok Moğol, yok Moğol ajanı, yok Türk düşmanı gibi asılsız iftiralar atıyor. Bunun gibi ne idüğü belirsizlerden bir kaç tane daha var. Ben bunlardan bir çoğunun İslam'ı, islami değerleri, islami şahsiyetleri hedef alan ve bizden gibi görünen Batı'nın içimizdeki uzantıları olduğuna yemin edebilirim ama ispatlayamam. Arkadaşlar bu tasavvuf düşmanlarının derdi sadece Hz. Mevlana değil. Muhyiddin İbnül Arabi'den Şems-i Tebrizi'ye, Yunus Emre'den Mevlana'ya tüm tasavvuf ehline aynı şekilde saldırıyorlar. Bu ne idüğü belirsizlerin saçmalıklarına işine geldiği için yada dünya görüşünden dolayı inanmaya meyilli olduğu için inanıp savunanlara benim "Allah ıslah etsin" demekten başka elimden bir şey gelmez. Çünkü duymak istemeyenlerin sağırlığına, görmek istemeyenlerin körlüğüne tıp bile henüz çare bulamadı. Ben Hz. Mevlana ve diğer Allah dostu Veliler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayıp bu itibar suikastçilerinin zırvalıklarına kanarak Allah dostları hakkında yanlış kanaatlere varanlara sesleniyorum. Bu düzenbazlara itibar edipte Allah dostları hakkında kötü düşünüp yoktan yere vebale girmeyin. Allah dostlarına atılan iftiralara cevaben ben buraya bir kaç tane link bırakıyorum. İsterseniz başka kaynaklardan da araştırabilirsiniz.
ruclips.net/video/MUjrHj-kA3g/видео.html (Hz. Mevlana ile Hz. Şems arasındaki ilişki)
ruclips.net/video/n4FP4gNreuc/видео.html (Mesnevi'de geçen "Kabak hikayesi" hakkında)
ruclips.net/video/j-uGIhiJeRE/видео.html (Mesnevi'de Ahlaksız Sapık Hikayeler mi var?)
ruclips.net/video/1XjD2lPG05s/видео.html ("Mesnevi'de Müstehcen Hikâyeler Var" Diyen Adama İbretlik Cevap)
ruclips.net/video/XWWgsX5kbuI/видео.html (Mesnevi'yi şirk ve küfürle itham edenlere cevaben - Mesnevi'de "Veliler Allah'ın çocuklarıdır" mı diyor?)
Bakmayın siz bugünkü toplumumuzun Mevlana'dan ve Mesnevi'sinden bihaber olduğuna. Osmanlı zamanında her evde bulunan ve okunan bir eserdi Mesnevi. O da cumhuriyeti kuran kadronun ve o ideolojinin hışmına uğradı. Görüyorsunuz işte, bugün hacı hoca kılığına bürünmüş bunun gibi artıklarıyla uğraşıyoruz hala. Kalın sağlıcakla...
Demek adam Anadolu toplumunun gerçek hikayelerini anlatmış yalan değil şimdiki sabah programlarında böyleyse o zaman az bile anlatmış
Mevlana herkese herşeyi anlayacağı dilde anlatır. Kimine karıncayla kimine eşekle…
Objektif ve sansürlenmemiş güzel sade çeviri için hangi yayınevi hangi kişinin çevirisini almamız gerekir, tavsiyeleri bekliyorum.
Hiç gerek yok.Paranı boşa harcamış olursun.
bir bakayım sana sende mesnevi okuyabilecek kulak var mı?
@@user-bq5th7gs5k aynen mesnevi okuyabilecek kulak 👂 devam bu kafayla 😁
teşekkürler
Eyvallah
kulaklık takarak dinlemek zorunda kaldım. :D
Kırk yıllık pornocuyum böyle fantaziler duymadım
😀😀😀
RABBİM Rum Celaletini sevenleri onunla haşreylesin inşallah
SABREDİP YAZIYI SONUNA KADAR OKURSANIZ HZ. MEVLANA İLE HZ. ŞEMS'İN ARASINDAKİ İLİŞKİNİN MAHİYETİ BAŞTA OLMAK ÜZERE, HZ. MEVLANA'YLA İLGİLİ BİLİNÇLİ OLARAK ORTAYA ATILAN DİĞER ASILSIZ İDDİALAR HAKKINDA DA BİLGİ SAHİBİ OLABİLİRSİNİZ.
Bir insan düşünün ki; hem eşcinsel, hem Türk düşmanı, hem sapkın, hem Moğol ajanı, hem Allah'a şirk koşan, hem katil, bir gün Rum bir gün Moğol. Ve tüm bunlara rağmen padişahların şeyhlerin, İslam alimlerinin övgülerine mazhar olacak kadar, "Gönüller sultanı" olarak adlandırılıp o makama yükselecek kadar tüm insanlığın teveccühüne mazhar oluyor. Saçmalığı görüyorsunuz değil mi? Tasavvufa olan kinleri gözlerini öyle kör etmiş ki, ellerine geçeni torbaya doldurur gibi nereden saldıracaklarını şaşırıyorlar ve bu sayede kendi asılsız iddialarını kendi elleriyle farkında olmadan sulandırmış oluyorlar. Tek bir yerden saldırsalar belki birazcık inandırıcı olacaklar ama Allah şaşırtıyor işte.
Öncelikle Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasındaki ilişkiden başlayıp Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a kulak verelim:
Batı medeniyetlerinin modernizm kisvesi altında Şemsi Tebrizi ile Mevlana Celaleddin Rumi arasında yaşanan bağlılık ilişkisinin yanlış yorumlandığına vurgu yapan Tarhan, Şems ve Mevlana arasındaki bağın bilinçli bir şekilde erotik bağlanma modeline çekilmek istendiğine dikkat çekiyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasında yaşanan ilişkinin Batıda ve seküler düşünenlerde kafaları karıştıran bir ilişki olduğunu belirten Tarhan, iddia edilen eşcinsel ilişkinin asılsız olduğunu son kitabı Hz. Mevlana ile Aile Terapisi’nde bilimsel gerçeklerle gözler önüne seriyor. Tarhan, modernizmin erkeklerin birbirine âşık olması, birbirine bağlanması tarzındaki ilişkiyi kadın erkek ilişkisine benzer şekilde yansıttığını vurguluyor. Kitabında insandaki bağlanma hormonu ile ilgili bilgi veren Tarhan, “ Bağlanma ihtiyacı insanın temel psikobiyolojik ihtiyacıdır. İnsanda bağlanmayla ilgili Oksitosin ve vasopressin hormonu, ve ilgili gen vardır. Bu gen en aktif emziren annelerde var. Anne ile çocuk arasındaki bağlanmayı sağlıyor. Bağlanma türleri erotizm, romantizm, spiritüalizm (ruhani / tinsel) olmak üzere üçe ayrılıyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağlılık ilişkisinin Batı medeniyetleri tarafından özellikle erotizm ile ilişkilendirildiğinin altını çizen Tarhan, “Kişi bağlanma duygusunu yüksek değerlere bağlanma şeklinde yaparsa spiritüel bağlanma gerçekleşir. Hz. Mevlana’da böyle yapmıştır. Fakat Batı’da Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağa karşı cinse duyulan aşk gibi bir algı karıştırılıyor. Yani bu durum özellikle erotik bağlanma modeline doğru çekiliyor. Bu gibi algılar da özellikle oluşturuluyor. Hâlbuki onların bağlanma ilişkileri spiritüel bağlanma yani mürid - mürşid, usta - çırak, baba - oğul, anne - oğul, anne - kız ilişkisi gibi bir ilişkidir. Burada cinsellik, romantizm yoktur bağlanma vardır. Bu nedenle bağlanma türlerini doğru anlamak önemlidir” şeklinde belirtiyor. İki Allah dostu arasında geçen bu ilişkisinin spiritüel bağlanma olduğunu vurgulayan Tarhan, Hz. Şems’in Hz. Mevlana’ya manevi yol arkadaşlığı, yoldaşlık, sohbet şeyhliği yaptığını belirtiyor. Tarhan, “Hz. Mevlana spiritüel bir bağlanma ile Hz. Şems’in kişiliğine değil onun yansıttığı hakikate bağlanıyor. Hz. Mevlana’nın Hz. Şems ile ilgili olan ilişkisi yoğun bir spiritüel bağlanma örneğidir. Hz. Mevlana Hz. Şems’te yıllarca beklediği hakikati bulması, Hz. Şems’in kendisindeki kitabi bilgileri aşk makamı ile birleştirilmesine vesile olması sebebi ile Hz. Şems’ten ayrılmayı hiç istemez. İlahi hakikat yolunda onu anlayabilen ve onu bu yolda yakan, yandıran kişidir. Hz. Şems Hz. Mevlana’nın kendisinden de tamamen ayrılmasını tamamen Hakk’ta baki olmasını ister ve kaybolur. Zira o yoldaki misyonu ve manevi vazifesi budur” ifadelerini kullanıyor. Hz. Şems İlahi Şemse yani güneşe ayna olmaktadır. Hz Mevlana aynaya aşık olurken aslında ondan yansıyan ışığa, nura aşık oluyor ve olgunluğa eriyor. Tarhan, Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasında çıkan asılsız iftiraların sevgi adaletsizliğinden kaynakladığını kaydederken kitabında, “Hz. Mevlana’nın bir müddet aldığı eğitim sebebi ile halktan çekilip Hz. Şems ile yalnız kalması müritlerin ve halkın fitnesine sebep oldu. İnsanlar bu birlikteliği yanlış şekillere sokarak şeytana malzeme verildi. Hz. Şems ve Hz. Mevlana inzivaya çekilip tam üç ay gece-gündüz visal orucu ile oturdular, hiç dışarı çıkmadıkları gibi kimsede yanlarına girmeye cesaret edemedi. Bundan sonra Hz. Mevlana okutmak, öğretmek ve vaaz etmekten el çekerek Allah’a ibadet ile meşgul oldu. Konya’nın büyükleri Hz. Mevlana’nın eski dostlarından, en yakın akrabalarından uzak tutan kişi olarak Hz. Şems’i suçladı. Hz. Şems’e söylenmeyecek sözler, küfürler söyledi. Hatta Hz. Şems’in ölmesini ya da Hz. Mevlana’nın yanından göç etmesini istediler. Sevgi konusunda Hz. Mevlana’yı Hz. Şems ile paylaşamadılar” ifadelerine yer veriyor.
Gelelim bu ve bunun gibi tasavvuf düşmanlarının diğer zırvalıklarına. Bu şahıs zaten tasavvufa ve tasavvuf ehline düşmanlığıyla bilinen bir kişi. Çamur at izi kalsın misali nereden saldıracağını şaşırıyor. Ailesi Moğol istilasından dolayı bugünkü Afganistan'ın Belh şehrinden Anadolu'ya yerleşen Hz. Mevlana'yı bir gün Moğol yapıyor, oradan bir şey tutturamayınca başka bir gün Moğol ajanı ilan ediyor. "Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir" diyen Hz. Mevlana'yı kendi gibi bilip gün geliyor sapkınlıkla suçluyor. Başka gün ise, gerçek adı Pîr Mahmud bin Ahmed Nasirûddin Ahî Evran bin Abbas Velî olan Ahi Evran'ı, isminde geçen Nasiruddin'den yola çıkarak Nasreddin hoca yapıp, 1284'de ölen Nasreddin hocayı 1273'de ölen Hz. Mevlana'ya öldürtüyor. Sonradan sevgi ve saygı göstergesi olarak kendisine "Mevlana" (Efendimiz) lakabı verilen, batıdaki Anadolu Selçuklu topraklarına Rum diyarı denildiği için isminin sonuna "Rum-i" (Rum diyarında yaşayan) takısı alan Hz. Mevlana'yı gün geliyor ismindeki "Rum-i" sıfatından yola çıkarak "Rum" olmakla suçluyor. Hz. Mevlana ve ailesinin Selçuklu sultanlarıyla ilişkilerini ve muhabbetini bilmeden, bir davette Moğollar tarafından tuzağa düşürülüp öldürülen Selçuklu sultanı Rükneddin Kılıçarslan'ı daha öncesinde oraya gitmemesi konusunda uyaran, öldürülmesinden sonra da ardından "Demedim mi" adlı şiiri kaleme alan Hz. Mevlana'ya gün geliyor, yok Moğol, yok Moğol ajanı, yok Türk düşmanı gibi asılsız iftiralar atıyor. Bunun gibi ne idüğü belirsizlerden bir kaç tane daha var. Ben bunlardan bir çoğunun İslam'ı, islami değerleri, islami şahsiyetleri hedef alan ve bizden gibi görünen Batı'nın içimizdeki uzantıları olduğuna yemin edebilirim ama ispatlayamam. Arkadaşlar bu tasavvuf düşmanlarının derdi sadece Hz. Mevlana değil. Muhyiddin İbnül Arabi'den Şems-i Tebrizi'ye, Yunus Emre'den Mevlana'ya tüm tasavvuf ehline aynı şekilde saldırıyorlar. Bu ne idüğü belirsizlerin saçmalıklarına işine geldiği için yada dünya görüşünden dolayı inanmaya meyilli olduğu için inanıp savunanlara benim "Allah ıslah etsin" demekten başka elimden bir şey gelmez. Çünkü duymak istemeyenlerin sağırlığına, görmek istemeyenlerin körlüğüne tıp bile henüz çare bulamadı. Ben Hz. Mevlana ve diğer Allah dostu Veliler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayıp bu itibar suikastçilerinin zırvalıklarına kanarak Allah dostları hakkında yanlış kanaatlere varanlara sesleniyorum. Bu düzenbazlara itibar edipte Allah dostları hakkında kötü düşünüp yoktan yere vebale girmeyin. Allah dostlarına atılan iftiralara cevaben ben buraya bir kaç tane link bırakıyorum. İsterseniz başka kaynaklardan da araştırabilirsiniz.
ruclips.net/video/MUjrHj-kA3g/видео.html (Hz. Mevlana ile Hz. Şems arasındaki ilişki)
ruclips.net/video/n4FP4gNreuc/видео.html (Mesnevi'de geçen "Kabak hikayesi" hakkında)
ruclips.net/video/j-uGIhiJeRE/видео.html (Mesnevi'de Ahlaksız Sapık Hikayeler mi var?)
ruclips.net/video/1XjD2lPG05s/видео.html ("Mesnevi'de Müstehcen Hikâyeler Var" Diyen Adama İbretlik Cevap)
ruclips.net/video/XWWgsX5kbuI/видео.html (Mesnevi'yi şirk ve küfürle itham edenlere cevaben - Mesnevi'de "Veliler Allah'ın çocuklarıdır" mı diyor?)
Bakmayın siz bugünkü toplumumuzun Mevlana'dan ve Mesnevi'sinden bihaber olduğuna. Osmanlı zamanında her evde bulunan ve okunan bir eserdi Mesnevi. O da cumhuriyeti kuran kadronun ve o ideolojinin hışmına uğradı. Görüyorsunuz işte, bugün hacı hoca kılığına bürünmüş bunun gibi artıklarıyla uğraşıyoruz hala. Kalın sağlıcakla...
Amin, sizde Cübbesiz Hocanızla inşallah
Mahmut Bey, Rum-i denmesi Rum olduğu kastedilerek değil. O vakitler Anadolu'nun adı Diyar-ı Rum.
Bu cahilin onu anlayacak kapasitesi yoktur
@@ayhancoskun2858 Bu cahilin okuduğu bölümleri ailene okusana Ayhan Coşkun .
Aslen Fars kendisi
@@gul1718 Ne demek istedin?
İşte oradan anla kardeşim, çarpıtmakta ne kadar usta olduğunu.
Şehvet Davulları Çaldı mı Eşeği bile Yusuf Yüzlü Gösterir...
hocam, teşekkür ederim.
Mahmut abi hiç olmazsa artı 18 yazsaydık. Kütüphanekerin acilen toplatılması lazım, Allah razı olsun Mahmut abi ellerinden öperim
Rumi "Şeytan", Mesnevi'nin ön sözünde: “Mesnevi'nin, gönüllere şifa olduğunu, hüzünleri giderdiğini, Kur'ân'ı açıkladığını, huyları güzelleştirdiğini, yüce yazıcıların elleriyle yazdıkları o kitaba temizlerden başkasının dokunmasına müsaade etmeyeceklerini; onun, âlemlerin Rabbinden indirildiğini” söyler. Bu sözleri okuyup, bilip, Şeytanı insanlara başka yerlerde aratan, Mekke'de Şeytan diye taşları taşlatan iblisden başka kimdir?
bunlar Türkiye de yasanmıyor diyen varsa , muge anli yi seyretsin..
👍👍👍👍👍
👍
Hayırlı günler saygı değer büyüğüm ve hocam .
Öncelikle yaklaşık 1,5 haftadır bu konuyu derinlemesine araştırdığımı belirtmek isterim .
“Evliya” diye nitelendirilen bu kişiyi internette gördüğüm 3-5 yazı veya videoyla karalamak istemedim .
1:35 Şu an videonuzun başındayım,anlattıklarınıza tam olarak hakim değilim ama fikrimi belirtmek istedim.
Türk halkının bu cehaleti beni mahvediyor. Bu adamın “Fihi Ma Fih” ve “Mesnevi” adlı eserlerini okuduğumuzda zaten büyük bir kibrin,küfrün içinde olduğunu çok net görebiliyoruz . Ayrıca yine Eflakinin yazdığı “Ariflerin Menkıbeleri” nde Mevlana’nın Türk düşmanlığını,Moğol seviciliğini,Ahi Evren’le olan kavgasını şoklar içinde okudum . E tabi yine bu eserde de o kibir ve şirk devam ediyor …
Rahmetli Halil İnalcık hocanında kitabında Mevlana’nın Moğollarla işbirliği yaptığı yazar.
Yani İmam Gazali,İmam Rabbani,Abdülkadir Geylani gibi islam alimlerinin neden akıllarına böyle cinsel ve pornografik hikayeler yazmak gelmemiş acaba ?
Neden Batılılar Fars Celalleddine sahip çıkarlarda İmam Gazali’ye,Ahi Evren’e ya da Hacı Bektaşa çıkmaz ?
Ey Türk halkı uyan bu şirke ortak olma !
Hayırlı yayınlar
Mahmut bey dinlemekten haya ettim
Mesneviciler hangi aklı ruh hali taşıyorlar aklım ermiyor bu insanların belki bu yazılardan hiç haberi yoktur.
Mesneviyi bugüne kadar hiç mi bir âlim hoca okumamış hayret verici diyanet hele görmezlikten gelmiş olması facia katliam (yazık olmuş beynimiz yıkanmış asırlarca her dönem )şükürler olsun ki uyanıyoruz sayenizde sizlerin sayesinde hocam Allah razı olsun
Diyanet işleri değil cinayet işleri el birliği ile islamı katlediyorlar
@@suayipalicioglu7341 ben hıyanet işleri diyorum
Birde adama koskocaman türbe yaptılar inanamıyorum sapık belden altından çıkamamış zamanının cinsel sapığını ve hiç bir dinin kabul etmediği yasakladığı ahlaki değerlerini yerle bir eden sapığı kutsallaştıran türbe .Eyvah eyvah
Anlaşılan sende okumamışsın.
Okumuşlar da beyinleri günümüz vehabi özentisi dangalaklar kadar ufak değilmiş, neyin ne olduğunu anlamışlar tepki göstermemişler
Aleyküm selam
Selefi Menhec üzere olan biri olarak bu konuda size katılıyorum
Selamün aleyküm kardeşlerim.
Aleykümselam
Emeğine sağlık.
Bu video Ümmü ye armağan olsun
Selamun aleyküm mahmut abi gerçekten son dakikada jübile yaptın kahkaha attım resmen😂 özür dilerim abi 😊
bu arada bu kitaplar 1400 lerde yazılmıştır dediniz. bir nacizane düzeltme yapayım kitaplar 13. yüzyılda yani 1240-50 li yıllara aittir.
Teşekkürler üstat
hocam aysel tan diye bir yazarın mevlana ile ilgili yazdığı bir kitap var onu biliyor musunuz, baya iyi eleştirmiş.
Ya senin bu cümlelerin senden başkasını küçültmez sen "Yunus Emre , Cennet Cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri , dedi dinden çıktı! " diye bakarsın ama onun devamı "İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni" ile devam eder
benden çok biliyorsun ben öyle ilim erbabı değilim bunları söylemen de kendi gözündeki "Mevlana" dır bu da Peygamber efendimize "çirkin" diyen ebucehil in sözünden farksız
Ben herkese Mesnevi'yi okumasını ve Rumi'nin gerçekten derdinin ne olduğunu anlamaya çalışmasını tavsiye ediyorum. Cübbesiz Mahmut gibilere kulak asarsanız fırsatı kaçırırsınız. Mesnevi'nin özeti bana göre kısaca şudur: Geldin gidiyorsun ve Hakka yürüyorsun. Onun karşısına çıktığında ne şüphe ne tereddüt kalacak lakin geç olacak... Can tendeyken candan ve tenden geç, kıyl ü kali bırak da zaten her an O'nun huzurunda olduğunu idrak et. Çirkin işleri bırak ve yüce işlere yönel ve peygamberlerin ve velilerin yakınlık yolunu tut ki kaçamayacağın ölüm sana geldiğinde onu sevinçle karşıla. O aleme karşı yabancılığı at üzerinden ki kaçamayacağın ölüm geldiğinde dehşete düşmeyesin. Ne güzel anlatmış mübarek... Öbür alemdeki ağaçları burada diken sen mekanları inşa eden sen... Bir garibin gönlünü kırdıysan zakkum ağacını diktin demektir. Dilin akrep gibi sokarsa senin akrebin de seni karşılar orada.... Sevindirdiysen yetimi dikili bir ağacın olur cennette... Ama Allah peşin de verir mükafatı , öbür alemdeki kıyas götürmez mükafatın bir nişanesi olarak... İyilik yaparsan huzur kaplar gönlünü... İşte cennet.... Kötülük yaptığında huzurun gider.... İşte cehennem...Katmerlisi orada ve bunlar onun habercisi
Bu videoyu yapman cok iyi oldu Mahmut abi. Bgn haberlerde onbinlerce insani orda hayranlikla izlerken görünce biz de sok olduk.. Bunca insan hic mi akletmez?
Sex olmus sanki hersey
Hocam müslümanlar böyle şeyler yapmaz mı diyorsunuz yoksa yapar ama bahsedilmemeli ki yabancılar islamiyet hakkında
kötü düşünmesin mi diyorsunuz ?
Söylemesi gereken Ruminin bu hikayeleri ne için anlatığı, bunları tasvip edip etmediği olmalıydı. Bu adam çarpıtarak anlatıyor yada anlayarak okumamış. Benzer şeyler hadis kitaplarında da var.
Bu akşamda Rum celloya Hz , diyenler adına bizler utandık .
Cello 🤣🤣🤣🤣🤣
Rumlar adaları silahlandirip kapımıza dayandi😢😢😢
Rum Celo'yu boş ver.
@@gokhanylmaz8682 işte önce içeriden feth etdiler her kese celöyü sevdirdiler şimdide onu sevenler rumlarla iş birliyi yapar memleketi satar,🤣🤣🤣🤣🤣
Ehli sünnet tarikatcilar mevlana sevenler eşlerinizle ilişkide örtünün hiç gorunmeyin melekler kaçar cinler şeytanlar ilişkiye ortak olur derler her zaman okudukları savunduklari amel ettikleri mesnevi'de adam namaz kılarken kocası eteğini kaldırıp cinsel organına bakıyor diyor.
Tevbe estagfurullah.
Saygısız bu dilin sebebi bile onu anlayamamaktan
Allah razı olsun kardeşim 👍🌹
Mahmut abi takipçilerinle kuran bize yeter diyen kardeşlerimizle beraber bir etkinlik yapalım yardım olur beraber organize olup yapabiliriz
Yada normal görüşürüz birbirimizi tanırız muhabbet ederiz bir gün cuma namazı kılabiliriz gibi çok güzel olurdu mahmut abi.
Arkadaşlar başka fikri olan varsa yazabilir.
Böyle bir buluşma olursa ben de ablanız olarak gönülden desteklerim
Ben almanyada yasıyorum ama oyle bisey icin hemen geleirim ne zaman derseniz
hadis inkar eden kafirdir. Böyle ucuz tongalara düşmeyin.
İlyas abi kuran bize yeterse oeygamberin sünneti nerde. Mesela biz Kur'an'a bakarak namazı nasıl kilacaz mesela. Kuran'da namazı nasıl kilacagimiz hangi ayetinde yazıyor bir bakıp öğreneyim
Hocam çok merak ediyorum bunlar peki bu hikayeleri nasıl argümanlandırıyorlar?saygılar…
o öyle değil orda onu demek istemiyo ne dediğini anlayamazsınız onu ilim sahipleri anlar orda onu demek istememiş insanları önce bi tanıyın gibi safsatalar atarak savunuyorlar başka açıklaması yok çünkü böyle sapıklıkların
Fotoğraf icat edilmiş miydi o zamanlar? Herhalde bir ressamın yaptığı resimde görmüş olmalı?!
Bu konularda Mikail Bayram in yazilarini da okumalisiniz. 👍
"Biz nabiz tutmadan, vasitasiz olarak gonule bir hosca bakariz." da diyor mesnevide... Bu hikayeler bazi kisilerin kendini gormesi ve ders cikarmasi icin acikca yazilmis da olabilir (sonradan eklendigini savunanlar da mevcut bu arada). Yalniz bu tur olaylarin hic konusulmayip bastirilmasi da bunca asirdir cozum olmamis malum. Buradan cikarilacak sonuc kim ne yorum yapiyorsa yapsin herkes kendi akli ve vicdani ile okumali, arastirmali...
Sex Dünyası
Yanlış bilmiyorsam mesnevi 12 cilttir ama herbiri hala türkçeye çevrilmemiştir ve şemse yazılmış bir sürü aşk şiiri vardır en bilineni Etme dir.
Mahmut abi, sen tekrar yapmıyorsun telkin yapıyorsun.
Senin sayende bende kampanya başlattım pompacilara diğer emekçilere bahşiş vermeye başladım.
Rabbim kabul etsin sen vesile olduğun için Rabbim hatalarını örtsün.
Bir arkadaş vesilesiyle sizleri izledim sözleriniz çok açık ve cesurca yalan olmasın o ciltlerin içeriğinden bi haberim fakat bunlar çok din dışı edepsiz durumlar evet yabancılar bunları ısrarla çevirip takip ediyorsa durum açık çesik kasıtlı demektir ben herzaman Hz Muhammet S.a.v hayranıyım gerisi benim için boş bu hizmet ve cesaretiniz için teşekkür ederim enkosa zamanda bu binbirgece masalları kıvamındaki esere ulaşıcam Allah'a emanet olun
❤
Karı deyince hersey netleşti.mesnevi size ayna tutmuş nefsinizi göstermiş.nefsinizi tepkiye edin .tarzinizi hiç sevmedim
Allah senden razı olsun Mahmut abi durum çok vahim Allah hidayet versin
SABREDİP YAZIYI SONUNA KADAR OKURSANIZ HZ. MEVLANA İLE HZ. ŞEMS'İN ARASINDAKİ İLİŞKİNİN MAHİYETİ BAŞTA OLMAK ÜZERE, HZ. MEVLANA'YLA İLGİLİ BİLİNÇLİ OLARAK ORTAYA ATILAN DİĞER ASILSIZ İDDİALAR HAKKINDA DA BİLGİ SAHİBİ OLABİLİRSİNİZ.
Bir insan düşünün ki; hem eşcinsel, hem Türk düşmanı, hem sapkın, hem Moğol ajanı, hem Allah'a şirk koşan, hem katil, bir gün Rum bir gün Moğol. Ve tüm bunlara rağmen padişahların şeyhlerin, İslam alimlerinin övgülerine mazhar olacak kadar, "Gönüller sultanı" olarak adlandırılıp o makama yükselecek kadar tüm insanlığın teveccühüne mazhar oluyor. Saçmalığı görüyorsunuz değil mi? Tasavvufa olan kinleri gözlerini öyle kör etmiş ki, ellerine geçeni torbaya doldurur gibi nereden saldıracaklarını şaşırıyorlar ve bu sayede kendi asılsız iddialarını kendi elleriyle farkında olmadan sulandırmış oluyorlar. Tek bir yerden saldırsalar belki birazcık inandırıcı olacaklar ama Allah şaşırtıyor işte.
Öncelikle Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasındaki ilişkiden başlayıp Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a kulak verelim:
Batı medeniyetlerinin modernizm kisvesi altında Şemsi Tebrizi ile Mevlana Celaleddin Rumi arasında yaşanan bağlılık ilişkisinin yanlış yorumlandığına vurgu yapan Tarhan, Şems ve Mevlana arasındaki bağın bilinçli bir şekilde erotik bağlanma modeline çekilmek istendiğine dikkat çekiyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasında yaşanan ilişkinin Batıda ve seküler düşünenlerde kafaları karıştıran bir ilişki olduğunu belirten Tarhan, iddia edilen eşcinsel ilişkinin asılsız olduğunu son kitabı Hz. Mevlana ile Aile Terapisi’nde bilimsel gerçeklerle gözler önüne seriyor. Tarhan, modernizmin erkeklerin birbirine âşık olması, birbirine bağlanması tarzındaki ilişkiyi kadın erkek ilişkisine benzer şekilde yansıttığını vurguluyor. Kitabında insandaki bağlanma hormonu ile ilgili bilgi veren Tarhan, “ Bağlanma ihtiyacı insanın temel psikobiyolojik ihtiyacıdır. İnsanda bağlanmayla ilgili Oksitosin ve vasopressin hormonu, ve ilgili gen vardır. Bu gen en aktif emziren annelerde var. Anne ile çocuk arasındaki bağlanmayı sağlıyor. Bağlanma türleri erotizm, romantizm, spiritüalizm (ruhani / tinsel) olmak üzere üçe ayrılıyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağlılık ilişkisinin Batı medeniyetleri tarafından özellikle erotizm ile ilişkilendirildiğinin altını çizen Tarhan, “Kişi bağlanma duygusunu yüksek değerlere bağlanma şeklinde yaparsa spiritüel bağlanma gerçekleşir. Hz. Mevlana’da böyle yapmıştır. Fakat Batı’da Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağa karşı cinse duyulan aşk gibi bir algı karıştırılıyor. Yani bu durum özellikle erotik bağlanma modeline doğru çekiliyor. Bu gibi algılar da özellikle oluşturuluyor. Hâlbuki onların bağlanma ilişkileri spiritüel bağlanma yani mürid - mürşid, usta - çırak, baba - oğul, anne - oğul, anne - kız ilişkisi gibi bir ilişkidir. Burada cinsellik, romantizm yoktur bağlanma vardır. Bu nedenle bağlanma türlerini doğru anlamak önemlidir” şeklinde belirtiyor. İki Allah dostu arasında geçen bu ilişkisinin spiritüel bağlanma olduğunu vurgulayan Tarhan, Hz. Şems’in Hz. Mevlana’ya manevi yol arkadaşlığı, yoldaşlık, sohbet şeyhliği yaptığını belirtiyor. Tarhan, “Hz. Mevlana spiritüel bir bağlanma ile Hz. Şems’in kişiliğine değil onun yansıttığı hakikate bağlanıyor. Hz. Mevlana’nın Hz. Şems ile ilgili olan ilişkisi yoğun bir spiritüel bağlanma örneğidir. Hz. Mevlana Hz. Şems’te yıllarca beklediği hakikati bulması, Hz. Şems’in kendisindeki kitabi bilgileri aşk makamı ile birleştirilmesine vesile olması sebebi ile Hz. Şems’ten ayrılmayı hiç istemez. İlahi hakikat yolunda onu anlayabilen ve onu bu yolda yakan, yandıran kişidir. Hz. Şems Hz. Mevlana’nın kendisinden de tamamen ayrılmasını tamamen Hakk’ta baki olmasını ister ve kaybolur. Zira o yoldaki misyonu ve manevi vazifesi budur” ifadelerini kullanıyor. Hz. Şems İlahi Şemse yani güneşe ayna olmaktadır. Hz Mevlana aynaya aşık olurken aslında ondan yansıyan ışığa, nura aşık oluyor ve olgunluğa eriyor. Tarhan, Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasında çıkan asılsız iftiraların sevgi adaletsizliğinden kaynakladığını kaydederken kitabında, “Hz. Mevlana’nın bir müddet aldığı eğitim sebebi ile halktan çekilip Hz. Şems ile yalnız kalması müritlerin ve halkın fitnesine sebep oldu. İnsanlar bu birlikteliği yanlış şekillere sokarak şeytana malzeme verildi. Hz. Şems ve Hz. Mevlana inzivaya çekilip tam üç ay gece-gündüz visal orucu ile oturdular, hiç dışarı çıkmadıkları gibi kimsede yanlarına girmeye cesaret edemedi. Bundan sonra Hz. Mevlana okutmak, öğretmek ve vaaz etmekten el çekerek Allah’a ibadet ile meşgul oldu. Konya’nın büyükleri Hz. Mevlana’nın eski dostlarından, en yakın akrabalarından uzak tutan kişi olarak Hz. Şems’i suçladı. Hz. Şems’e söylenmeyecek sözler, küfürler söyledi. Hatta Hz. Şems’in ölmesini ya da Hz. Mevlana’nın yanından göç etmesini istediler. Sevgi konusunda Hz. Mevlana’yı Hz. Şems ile paylaşamadılar” ifadelerine yer veriyor.
Gelelim bu ve bunun gibi tasavvuf düşmanlarının diğer zırvalıklarına. Bu şahıs zaten tasavvufa ve tasavvuf ehline düşmanlığıyla bilinen bir kişi. Çamur at izi kalsın misali nereden saldıracağını şaşırıyor. Ailesi Moğol istilasından dolayı bugünkü Afganistan'ın Belh şehrinden Anadolu'ya yerleşen Hz. Mevlana'yı bir gün Moğol yapıyor, oradan bir şey tutturamayınca başka bir gün Moğol ajanı ilan ediyor. "Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir" diyen Hz. Mevlana'yı kendi gibi bilip gün geliyor sapkınlıkla suçluyor. Başka gün ise, gerçek adı Pîr Mahmud bin Ahmed Nasirûddin Ahî Evran bin Abbas Velî olan Ahi Evran'ı, isminde geçen Nasiruddin'den yola çıkarak Nasreddin hoca yapıp, 1284'de ölen Nasreddin hocayı 1273'de ölen Hz. Mevlana'ya öldürtüyor. Sonradan sevgi ve saygı göstergesi olarak kendisine "Mevlana" (Efendimiz) lakabı verilen, batıdaki Anadolu Selçuklu topraklarına Rum diyarı denildiği için isminin sonuna "Rum-i" (Rum diyarında yaşayan) takısı alan Hz. Mevlana'yı gün geliyor ismindeki "Rum-i" sıfatından yola çıkarak "Rum" olmakla suçluyor. Hz. Mevlana ve ailesinin Selçuklu sultanlarıyla ilişkilerini ve muhabbetini bilmeden, bir davette Moğollar tarafından tuzağa düşürülüp öldürülen Selçuklu sultanı Rükneddin Kılıçarslan'ı daha öncesinde oraya gitmemesi konusunda uyaran, öldürülmesinden sonra da ardından "Demedim mi" adlı şiiri kaleme alan Hz. Mevlana'ya gün geliyor, yok Moğol, yok Moğol ajanı, yok Türk düşmanı gibi asılsız iftiralar atıyor. Bunun gibi ne idüğü belirsizlerden bir kaç tane daha var. Ben bunlardan bir çoğunun İslam'ı, islami değerleri, islami şahsiyetleri hedef alan ve bizden gibi görünen Batı'nın içimizdeki uzantıları olduğuna yemin edebilirim ama ispatlayamam. Arkadaşlar bu tasavvuf düşmanlarının derdi sadece Hz. Mevlana değil. Muhyiddin İbnül Arabi'den Şems-i Tebrizi'ye, Yunus Emre'den Mevlana'ya tüm tasavvuf ehline aynı şekilde saldırıyorlar. Bu ne idüğü belirsizlerin saçmalıklarına işine geldiği için yada dünya görüşünden dolayı inanmaya meyilli olduğu için inanıp savunanlara benim "Allah ıslah etsin" demekten başka elimden bir şey gelmez. Çünkü duymak istemeyenlerin sağırlığına, görmek istemeyenlerin körlüğüne tıp bile henüz çare bulamadı. Ben Hz. Mevlana ve diğer Allah dostu Veliler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayıp bu itibar suikastçilerinin zırvalıklarına kanarak Allah dostları hakkında yanlış kanaatlere varanlara sesleniyorum. Bu düzenbazlara itibar edipte Allah dostları hakkında kötü düşünüp yoktan yere vebale girmeyin. Allah dostlarına atılan iftiralara cevaben ben buraya bir kaç tane link bırakıyorum. İsterseniz başka kaynaklardan da araştırabilirsiniz.
ruclips.net/video/MUjrHj-kA3g/видео.html (Hz. Mevlana ile Hz. Şems arasındaki ilişki)
ruclips.net/video/n4FP4gNreuc/видео.html (Mesnevi'de geçen "Kabak hikayesi" hakkında)
ruclips.net/video/j-uGIhiJeRE/видео.html (Mesnevi'de Ahlaksız Sapık Hikayeler mi var?)
ruclips.net/video/1XjD2lPG05s/видео.html ("Mesnevi'de Müstehcen Hikâyeler Var" Diyen Adama İbretlik Cevap)
ruclips.net/video/XWWgsX5kbuI/видео.html (Mesnevi'yi şirk ve küfürle itham edenlere cevaben - Mesnevi'de "Veliler Allah'ın çocuklarıdır" mı diyor?)
Bakmayın siz bugünkü toplumumuzun Mevlana'dan ve Mesnevi'sinden bihaber olduğuna. Osmanlı zamanında her evde bulunan ve okunan bir eserdi Mesnevi. O da cumhuriyeti kuran kadronun ve o ideolojinin hışmına uğradı. Görüyorsunuz işte, bugün hacı hoca kılığına bürünmüş bunun gibi artıklarıyla uğraşıyoruz hala. Kalın sağlıcakla...
Allah senden razı olsun Mahmut kardeşim.
Hocam ben yıllar önce okudum, belirttiğiniz konuları çevreme anlattığımda çok tepki gördüm. Okuyun o zaman dediğim kişilerden bugüne kadar okuyana rastlamadım. Bence asıl sorun, anlamak istemiyorlar, inanmak istiyorlar çünkü gerçeklerden korkuyorlar.
Sende.okuyub.anlamadiysan.neyabsin.mevlana.
Kardeş sende o şahsın yazıp çizdiğini anlayacak ilim var mı ki elestirebildin. Şimdi sana izafiyet teorisi anlatsa Einstein ne kadar anlayıp elestirebilirsin? Herkes herşeyi elestirebilecek kıvamda ehliyette değildir o yüzden boş yapma. Sen önce o zamanın mesnevi nedir ne anlatır hangi kelimeler hangi anlamı taşır ve neleri simgeler sonra eleştir olur mu. Dediğim gibi önce kelimelerin ne anlama geldiğini yani jargonunu öğren sonra eleştir. Mesela bir meyhane de şarap içtim kendimden geçtim derse Mevlana orada ki meyhane ne demek ortadaki şarap neyi simgeliyor ilk onu öğren ve anla sonra konuş. Yoksa sen haşa Mevlana meyhanede içki içen ayyaşın teki dersin. Sonra Allah belanı verir tamam mı kardeş....
@@y.9704 kardeş, sen bilmeden beni sorgulayabiliyorsun ama ben seni sorgulamam çünkü senin hakkında elimde hiç bir done yok...(bu yazın hariç) Ama siz bilmeden beni sorguladınız, yargıladınız ve cezamı da verdiniz. Allah doğruyu söyleyene ceza vermez ama bilmediğin kişiye bela okursan sonunu da sen düşün. Hoca efendilerinden öğrenmiş olduğun kalıp cümlelerle Mevlana'yı savunamazsın. Çünkü önce din tacirlerinin anlatılarıyla gerçeği ayırmayı bilmeli. Allah belayı verecekleri kişileri iyi bilir, muhtemelen onlar; insanlara iftira atanlardır ki onları ibadetleri ile temizleyemezler... @Y. kardeş iyi düşün...
@@osmanozbayraktar967 kardeş valla kusura bakma ama bir insanı veya o insanın zihniyetini yazdığı yazıdan bile anlarsın. Mantığını çözersin. Ben mesnevinin tamamını okudum. Yetmedi hayatını baştan sona araştırıp okudum. Ve Allah dostu olduğuna tüm kalbimle kâni oldum. Kısacası ben bir konuda yazıyorsam emin ol bir çok konusunda bilgim yüksektir. Çünkü az bilgimin olduğu noktada susuyorum. Müddeyi olmuyorum. Ama biliyorsam da o konuda susmam. Zaten karşımda ki kişiler sonunda pes eder. Zira tartışmak için de ilime ihtiyaç vardır. Son olarak evet Allahu Teala ceza verecekleri iyi bilir ve Allah dostlarına saygısızlığı asla sevmez. Ve saygısız insana ceza ve bela yapabilir. Allah dostları hakkında konuşurken edepsizlik yapmamak. Haddi aşmamak lazım. Benden söylemesi
@@y.9704demek ki zır cahilsin oğlancısın
Unutmuyorlar alışkanlıklarından kurtulamıyorlar. Hani bir şiey bir şeyi yemekten vazgeçmezmiş bu da o hesap.
Öyle bir anlatıyorsunki Mahmut abi gülmekten kırıldım 😅
Allah kuran yeter buyurur. Amenna ve saddakna
Hocam emeklerinize sağlık..
Bu rezilligi tasavvufun kalbi gibi görenleri ikna etmek de zorlanıyoruz maalesef...
Yıllardır "Mevla"
sözcüğünün sadece Yaratıcıya isnat edilmesi gereken"sıfat"özelliği olan
bir isim olduģunu düşünür ve Cenabı Allahtan başka birisine atfedilmesinin çok rahatsız edici olduğunu düşünür Rumi den bahsedildiğinde ona mevlana dendiğini duyduğumda hep haşâ SübhanAllah der dururdum!
Bu yayınınızın çok önemli aydınlatıcı ve kıymetli olduğunu teşekkürlerimle
belirtmek istiyorum!
Sadece Mevlana da değil Celalettini denmesi de (haşâ tevbe)olacak iş değil!
Mahmut bey,videoyu ürpererek izledim ama
iyide oldu zira yalnız değilmişim,bu tarihe mãl edilmiş,!kutsallık!atfedilen
şahsa "Mevlana"denmesinin sadece bana antipatik gelmediğini öğrenmek içimi rahatlattı!
Gönülden dileyerek
Allah sizden razı olsun
diyorum!
Lütfen bilip bilmeden yorum yapmayalım Mevlana hazretleri ne olursa olsun gel derken bana mı gel diyor Allah'ın huzurundan kapısından bahsediyor Kur'an'ı Kerim'de de mümin insan ümidini kesmez ne kadar günah işlesek de Allah'ın kapısı rahmet kapısıdır ümidi kesmeyip affolma ümidiyle yine Rabbimizin huzuruna gideriz Mevlana hazretleri de bunu ifade etmek istiyor ne olursa ol yine gel bu kapı ümitsizlik kapısı değildir diyor Allah'ın kapısından Allah'ın huzurundan bahsediyor Allah dostudur kimin hakkında ileri geri konuştuğumuza dikkat edelim lütfen yoksa bunun hesabını veremeyiz bu videdaki adam! Sürekli hassas dini konularda veya farklı konularda çarpıtma yapıyor insanların kafasını karıştırıyor taniyorsaniz bu adami sadece kuran diyor ne demek sadece Kur'an sünnet yok mu kabul etmiyor bunun peşinde mi gidiyorsunuz
@@harundemirdoy2075 harun bey alın kitaplarını okuyun kime hazreti dediğinizi iyice anlayın
@@harundemirdoy2075 sen mesneviyi çoluk çocuğunla birlikte okuyabiliyorsun o halde! Aklını kullanman ve sadece Kuran'a uyman dileğiyle.
Evet…
Altı yaşındaki kıza on beş yıl tecavüz edilirken de "içiniz ürperdi" mi acaba? Ülke her allahın günü kadınlar katlediliyor, gıkınız çıkıyor mu?
Ama filancaya Mevlana denmiş, zat-ı aliniz…yaaa.
Peki Mahmut bey , kuranda hiç cinsellikle ilgili mevzular yok mudur?
Mevlana Afganistan doğumlu bir Moğol ajanıdır. Abartıldığı kadar önemli biri değil
Bugünün Mesnevîsi Mesnevî-i Nuriye'dir.
Ahzap suresi 50.ci ayet.Bütün gerçekliği belirtmiş.
yeni asya nur risalelerini yayınlamıştı
bu yeni şafakla bir köktenler galiba bilginiz var mı ? bu konuda.
allaha ulasmayi dileyin ilmini allahtan alan mursitleri dinleyin heran kuran heran mutluluk kanalina girin imaninizi kurtarin
Allahln Salamı üzərinizə olsun. Allah her kesin ve her şeyi daha iyi bilen deyilmidir? Kəndimizi unutduğumuz halde hakkıyla bilmeyerek başkalarını sapık, yalancı diyə isimlendirmək olmaz, Allah her şeyi en iyi biləndir.
Mevlana Allah'ın ismi değil "Efendimiz" demektir. Ayrıca Rum değil Afganistanlıdır. Rumi demek "Anadolulu" demektir. Anadolu'da yaşadığı için bu isim verilmiştir. Anadolu eskiden Doğu Roma toprağı olduğu için buraya diyar-ı Rum derlerdi. Mesnevi'deki hikayeleri güzel anlatmışsınız ağzınıza sağlık ama basit tarihi bilgilerdeki eksiklikleri gidermenizi dilerim.
Sagolun hocam dinledikçe şok oldum
Teşekkürler Başarılar.
Celâleddin Rûmi’nin Şems-i Tebrizî ile olan ilişkisini nasıl görmek gerekir?
İki erkek arasında bu tür bir aşk yaşanması din ile izah edilebilir mi?
Şems Konya’yı terk edince Rumî’nin dünyası niçin kararır?
Güneş (şems) battığı için mi?
Afganistan toplumunda oglancilik normal.Bu sapikliga birde boyle bak.Malum Mevlana Afganistan gocmeni.
Mevlana dizisini tavsiye ederim trt
Hocam merak ettiğim şu o dönemde yunus emre Mevlana'yı ziyaret etmiş bu doğrumudur.
evet ziyaret ediyor, tanışmışlar. hatta yunus emre, şiirlerinde mevlana'yı örnek almıştır.
Hocam karamanlı olunca sahada şaşırıyoruz😮😮😀
Şuan herhangi birinin konuşmasından sadece belli bölümleri alarak yayınlasak, o kişiyi istediğimiz şekle büründürebilir ve o kişinin anlatmak istediğinin aksine çok farklı manalar çıkmasını sağlayabiliriz.
Örneğin biri : "Abdestsiz namaz kılmayın." dese bizde o kişinin "abdestsiz" sözünü kırparak bu adam namaz kılmayın diyor desek nasıl olur? Bu örnek ne ise Mevlana Hz.'lerinin Mesnevide yer alan hikayelerinin bazıları üzerinden onu yargılamak aynı şeydir. Birşeyi anlamak veya yargılama için bütüne bakmak gerekir. Ayrıca belirtilen hikayenin tamamını okursanız anlatılan hikayeden nasıl bir ders çıkartmanız gerektiğini de öğrenmiş olursunuz. Kardeşler Mevlana Hz. büyük bir zattır. Mesneviyi başan sona okumadan, 26 bin beyitlik bir eserin bir kaç sayfasından bazı yerlerin okunmasıyla hüküm vermeyin. Okuyun araştırın.
Abicim esek ile ilişkiye girilen bir dizi görsen böyle demezsin sansür dersin bu nasıl yayınlandı dersin kötü örnek dersin
Saygılar mahmut abi ,HAK GELİR BATIL ZİYAN OLUR
Olacak bu ve bunun gibiler geberince
Midem bulandı bunlar neymiş be kardeşim bu nasıl dünya birde Allah dostu die insanlar ziyarete gidiyor bende gitmiştim. 😔Nasıl bir hayal kırıklığı dünyada Müslüman kalmamış kendime kızardım İslamiyeti yasayamiyorum lagiyla die meğer bizler yaşayan biz cahiller misiz hayatta bildiğim teksey vardı muslumanlik la ilgili, Allah kuran ve peygamberimiz çok şükür bu bildiklerime elhamdülillah sonsuz şükürler olsun Allahım 🤲
@@akilliadam 1. soruyu okudum bu soruyu soracak kadar anlayışı kıt bir insanın diğer sorularına da cevap vermek gereksiz. Sanki bizler iki insanın birbirini sevmesinden midemiz bulanıyor? :) Sen daha yazdığın kişileri anlamaktan acizsin. Diğer sorular da 3. soru hariç çok saçma zaten. Bin defa cevap verdiğimiz sorular.
Yine de cevap vereyim.
2- Arkadaş müslümanların sayısı az olamaz dememiş. Önceden bildiği şeylerin aslında öyle olmadığını anlayıp şaşırmış. Şunu bile açıklamaktan ben utandım. Nasıl bir anlayış kıtlığı içindesin. :)
3- Kötü olmazdık belki ama kötü olmamamız için hiçbir sebep olmazdı. Bu ahlakın ancak din ile temellendirilebileceği gerçeği ile ilgili bir konu. Bunu birçok Ateistle tartıştım. Bunu senle de tartışabiliriz. Bir tek bu sorun güzel. Diğerlerini çocuk zekasına sahip birisi sormaz.
4- Ahirete imanımız kuvvetliyse hiç yalan söylemeyiz. Söylüyorsak bu imanımızın derecesiyle ilgilidir.
Yaaa.
İşte ülke senin gibi koyunlar yüzden bu halde.
Adamı okumadın, bilmiyorsun…ama inanıyorsun. (Bu arada…çok değerli bir üstattır, Rumi. Ama sizin gibi kankalar için değildir, orası doğru.)
@@arkdark5554 Tarihçi Mikail Bayram ve Halil İnalçık'ın Rumlu Celaleddin hakkında söyledikleri bilimsel gerçekleri dinlemeni tavsiye ederim.'
@@rasyonelmonoteist8701
"…..bu imanımızın derecesiyle ilgili."
Lan yemişim "iman"ınızı. Hayatınız koca bir yalan.
@@arkdark5554 Mevla edindiğin Rumlu Celaleddinle haşrolman dileğiyle....
selam. teknik bir eleştiri. solda monitör ya da ekran var heralde arada bakış orada oluyor. odak dağılması gibi oluyor. ekranda kendinize bakmamanız videoya odaklanma açısından daha verimli olacaktır.
AKLINA AĞZINA YÜREĞİNE SAĞLIK. ALLAH RAZI OLSUN.
seni pek sevmem ama doğru söyleyene doğru söyledin demek gerek.sana bu konuda sonuna kadar katılıyorum.
1970'li yıllardan beri evimizde Mesnevî var, Farsçasıyla birlikte, ve müstehcen hikayelerin bir kısmından haberim vardı. Böyle hikayeleri okumalarını yakınlarıma tavsiye etmem, yüzümü kızartır. Yazılmasını da uygun bulmuyorum. Zaten yolumuzda bize hiç bir zaman Mesnevî'yi okumamız tavsiye edilmedi. Fakat sadece böyle hikayeler için de "velî" diye meşhur bir insana hakaret etmem. "O dönemin kültüründe böyle hikayeler normal karşılanıyormuş herhalde" diye şaşar, veya en fazla "hatasız kul olmaz, bu da onun hatası" der geçerdim. Ancak asıl çok daha sorunlu, yenilir yutulur olmayan sözler ve fiiller var Rûmi ve İbni Arabî'ye isnad edilen. O sözleri mazur görmem mümkün değil. Onların doğruluğunu araştırmadayım. Bunun için parayla kitaplarını almayı düşünmem, kütüphaneden arayacak zaman bulacağımı da sanmıyorum. Online olarak şu ana kadar verilen kaynaklardan ikisine bakabildim ve isnat edilen sözleri oralarda bulamadım.
Aslında buralarda zaman geçirmemek için yine uzun bir süreliğine uzaklaşmayı istiyordum. Ama bu video karşısında - Gürkan'ın deyimiyle - "ölü taklidi" yaptığım zannedilmesin diye yazma ihtiyacı duydum. Tartışma meraklısı değilim, ama eğer günün birinde tasavvuf hakkında kimseyle tartışmaya girecek olsam, Rûmî hakkında tartışabilecek durumda olmadığımı peşin peşin itiraf ederek, onu tartışmanın dışında tutmayı ön şart olarak öne sürerdim. Gerçekten uzun bir süreliğine uzaklaşmayı düşünüyorum. O yüzden lütfen bu yorumuma tartışmaya yol açacak cevap yazmayın. Selametle kalın...
Kimya hatun hikayesini oku
Yav…alemsin, kardeşim.
Yani…hem Rumi hakkında tartışıp; hem onu işin dışında tutmayı şart koşardın, he?😅
Güzel taktik ama.😂
Resmen ter köşe.😮
"Uzaklaşmak" mı?
Burası dünya, kardeşim. Burdan başka dünya yok.😮
@@arkdark5554 Hayırdır kardeş tartışmak mı istiyorsunuz? Ben tartışmayı "Rûmi hakkında" demedim, "tasavvuf hakkında" dedim. Tartışma heveslisi olmadığımı da belirttim. Bilmediği şeyleri tartışacak insan arıyorsanız kolayca bulabilirsiniz, ama o ben olmak istemem. Ben Allahımdan Kuranımdan ve Peygamberimden eminim çok şükür. Mürşidimden de eminim. Bu konularda her soruya cevap veremesem de savunacak kadar eminim.
Fehmi İlkay Çeçen, kanalında iki tane Mikail Bayram videosuyla ağır iddialardan bahsetti. 2. video altında kaynak sordum. Başka yerde verilen kaynaklarda o ifadeleri bulamadığımı belirttim. Sayfasıyla kaynak yazan olmadı. Ama eleştirilere cevap diye bir video daha paylaştı, Mikail Bayram'ın evini ziyaret videosu. Orada da bu dediğimi sordu kendisine. "Nasıl bulamıyorlarmış, bana gelsinler göstereyim" cevabını aldı. Fehmi İlkay Çeçen de kibarca, "kaynak olarak sizin evinizin adresini veremiyoruz tabii" dedi ama henüz sayfası belirtilmiş bir kaynak gösterilmedi. Siz biliyorsanız eğer oradaki yorumumun altına yazabilirsiniz cevabınızı.
Rûmi hakkında bu müstehcen ifadelere rağmen ileri geri konuşmama sebeplerimden bir tanesi de Mevlevîlerde gördüğüm muhteşem edep. Edep hayatta en önemli şeydir denilse yanlış olmaz. Çünkü akıl, iman ve haya ayrılmaz üçlüdür. Yolları yanlışsa o edep nereden geliyor sorusuna da cevap bulmanız lazım. Çünkü edepsizin yolu da takipçileri de edepsiz olur. Sorun yolda mı, takipçilerde mi, nakillerde mi, Rûmi'de mi, yoksa yorumlarda mı? Bilemiyorum. Bilgim olmayan şeyin peşinden gitmek de ona düşman olmak da istemem.
@@zamanhizlageciyor
İyi söyledin.
mevlananın şems ile neden odalara kapandığı belli oldu .sizden Allah razı olsun ..
Kur'an-ı Kerim yeter insana. İnsan gibi yaşamak isteyene.
SABREDİP YAZIYI SONUNA KADAR OKURSANIZ HZ. MEVLANA İLE HZ. ŞEMS'İN ARASINDAKİ İLİŞKİNİN MAHİYETİ BAŞTA OLMAK ÜZERE, HZ. MEVLANA'YLA İLGİLİ BİLİNÇLİ OLARAK ORTAYA ATILAN DİĞER ASILSIZ İDDİALAR HAKKINDA DA BİLGİ SAHİBİ OLABİLİRSİNİZ.
Bir insan düşünün ki; hem eşcinsel, hem Türk düşmanı, hem sapkın, hem Moğol ajanı, hem Allah'a şirk koşan, hem katil, bir gün Rum bir gün Moğol. Ve tüm bunlara rağmen padişahların şeyhlerin, İslam alimlerinin övgülerine mazhar olacak kadar, "Gönüller sultanı" olarak adlandırılıp o makama yükselecek kadar tüm insanlığın teveccühüne mazhar oluyor. Saçmalığı görüyorsunuz değil mi? Tasavvufa olan kinleri gözlerini öyle kör etmiş ki, ellerine geçeni torbaya doldurur gibi nereden saldıracaklarını şaşırıyorlar ve bu sayede kendi asılsız iddialarını kendi elleriyle farkında olmadan sulandırmış oluyorlar. Tek bir yerden saldırsalar belki birazcık inandırıcı olacaklar ama Allah şaşırtıyor işte.
Öncelikle Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasındaki ilişkiden başlayıp Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a kulak verelim:
Batı medeniyetlerinin modernizm kisvesi altında Şemsi Tebrizi ile Mevlana Celaleddin Rumi arasında yaşanan bağlılık ilişkisinin yanlış yorumlandığına vurgu yapan Tarhan, Şems ve Mevlana arasındaki bağın bilinçli bir şekilde erotik bağlanma modeline çekilmek istendiğine dikkat çekiyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasında yaşanan ilişkinin Batıda ve seküler düşünenlerde kafaları karıştıran bir ilişki olduğunu belirten Tarhan, iddia edilen eşcinsel ilişkinin asılsız olduğunu son kitabı Hz. Mevlana ile Aile Terapisi’nde bilimsel gerçeklerle gözler önüne seriyor. Tarhan, modernizmin erkeklerin birbirine âşık olması, birbirine bağlanması tarzındaki ilişkiyi kadın erkek ilişkisine benzer şekilde yansıttığını vurguluyor. Kitabında insandaki bağlanma hormonu ile ilgili bilgi veren Tarhan, “ Bağlanma ihtiyacı insanın temel psikobiyolojik ihtiyacıdır. İnsanda bağlanmayla ilgili Oksitosin ve vasopressin hormonu, ve ilgili gen vardır. Bu gen en aktif emziren annelerde var. Anne ile çocuk arasındaki bağlanmayı sağlıyor. Bağlanma türleri erotizm, romantizm, spiritüalizm (ruhani / tinsel) olmak üzere üçe ayrılıyor. Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağlılık ilişkisinin Batı medeniyetleri tarafından özellikle erotizm ile ilişkilendirildiğinin altını çizen Tarhan, “Kişi bağlanma duygusunu yüksek değerlere bağlanma şeklinde yaparsa spiritüel bağlanma gerçekleşir. Hz. Mevlana’da böyle yapmıştır. Fakat Batı’da Hz. Şems ve Hz. Mevlana arasındaki bağa karşı cinse duyulan aşk gibi bir algı karıştırılıyor. Yani bu durum özellikle erotik bağlanma modeline doğru çekiliyor. Bu gibi algılar da özellikle oluşturuluyor. Hâlbuki onların bağlanma ilişkileri spiritüel bağlanma yani mürid - mürşid, usta - çırak, baba - oğul, anne - oğul, anne - kız ilişkisi gibi bir ilişkidir. Burada cinsellik, romantizm yoktur bağlanma vardır. Bu nedenle bağlanma türlerini doğru anlamak önemlidir” şeklinde belirtiyor. İki Allah dostu arasında geçen bu ilişkisinin spiritüel bağlanma olduğunu vurgulayan Tarhan, Hz. Şems’in Hz. Mevlana’ya manevi yol arkadaşlığı, yoldaşlık, sohbet şeyhliği yaptığını belirtiyor. Tarhan, “Hz. Mevlana spiritüel bir bağlanma ile Hz. Şems’in kişiliğine değil onun yansıttığı hakikate bağlanıyor. Hz. Mevlana’nın Hz. Şems ile ilgili olan ilişkisi yoğun bir spiritüel bağlanma örneğidir. Hz. Mevlana Hz. Şems’te yıllarca beklediği hakikati bulması, Hz. Şems’in kendisindeki kitabi bilgileri aşk makamı ile birleştirilmesine vesile olması sebebi ile Hz. Şems’ten ayrılmayı hiç istemez. İlahi hakikat yolunda onu anlayabilen ve onu bu yolda yakan, yandıran kişidir. Hz. Şems Hz. Mevlana’nın kendisinden de tamamen ayrılmasını tamamen Hakk’ta baki olmasını ister ve kaybolur. Zira o yoldaki misyonu ve manevi vazifesi budur” ifadelerini kullanıyor. Hz. Şems İlahi Şemse yani güneşe ayna olmaktadır. Hz Mevlana aynaya aşık olurken aslında ondan yansıyan ışığa, nura aşık oluyor ve olgunluğa eriyor. Tarhan, Hz. Mevlana ve Hz. Şems arasında çıkan asılsız iftiraların sevgi adaletsizliğinden kaynakladığını kaydederken kitabında, “Hz. Mevlana’nın bir müddet aldığı eğitim sebebi ile halktan çekilip Hz. Şems ile yalnız kalması müritlerin ve halkın fitnesine sebep oldu. İnsanlar bu birlikteliği yanlış şekillere sokarak şeytana malzeme verildi. Hz. Şems ve Hz. Mevlana inzivaya çekilip tam üç ay gece-gündüz visal orucu ile oturdular, hiç dışarı çıkmadıkları gibi kimsede yanlarına girmeye cesaret edemedi. Bundan sonra Hz. Mevlana okutmak, öğretmek ve vaaz etmekten el çekerek Allah’a ibadet ile meşgul oldu. Konya’nın büyükleri Hz. Mevlana’nın eski dostlarından, en yakın akrabalarından uzak tutan kişi olarak Hz. Şems’i suçladı. Hz. Şems’e söylenmeyecek sözler, küfürler söyledi. Hatta Hz. Şems’in ölmesini ya da Hz. Mevlana’nın yanından göç etmesini istediler. Sevgi konusunda Hz. Mevlana’yı Hz. Şems ile paylaşamadılar” ifadelerine yer veriyor.
Gelelim bu ve bunun gibi tasavvuf düşmanlarının diğer zırvalıklarına. Bu şahıs zaten tasavvufa ve tasavvuf ehline düşmanlığıyla bilinen bir kişi. Çamur at izi kalsın misali nereden saldıracağını şaşırıyor. Ailesi Moğol istilasından dolayı bugünkü Afganistan'ın Belh şehrinden Anadolu'ya yerleşen Hz. Mevlana'yı bir gün Moğol yapıyor, oradan bir şey tutturamayınca başka bir gün Moğol ajanı ilan ediyor. "Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir" diyen Hz. Mevlana'yı kendi gibi bilip gün geliyor sapkınlıkla suçluyor. Başka gün ise, gerçek adı Pîr Mahmud bin Ahmed Nasirûddin Ahî Evran bin Abbas Velî olan Ahi Evran'ı, isminde geçen Nasiruddin'den yola çıkarak Nasreddin hoca yapıp, 1284'de ölen Nasreddin hocayı 1273'de ölen Hz. Mevlana'ya öldürtüyor. Sonradan sevgi ve saygı göstergesi olarak kendisine "Mevlana" (Efendimiz) lakabı verilen, batıdaki Anadolu Selçuklu topraklarına Rum diyarı denildiği için isminin sonuna "Rum-i" (Rum diyarında yaşayan) takısı alan Hz. Mevlana'yı gün geliyor ismindeki "Rum-i" sıfatından yola çıkarak "Rum" olmakla suçluyor. Hz. Mevlana ve ailesinin Selçuklu sultanlarıyla ilişkilerini ve muhabbetini bilmeden, bir davette Moğollar tarafından tuzağa düşürülüp öldürülen Selçuklu sultanı Rükneddin Kılıçarslan'ı daha öncesinde oraya gitmemesi konusunda uyaran, öldürülmesinden sonra da ardından "Demedim mi" adlı şiiri kaleme alan Hz. Mevlana'ya gün geliyor, yok Moğol, yok Moğol ajanı, yok Türk düşmanı gibi asılsız iftiralar atıyor. Bunun gibi ne idüğü belirsizlerden bir kaç tane daha var. Ben bunlardan bir çoğunun İslam'ı, islami değerleri, islami şahsiyetleri hedef alan ve bizden gibi görünen Batı'nın içimizdeki uzantıları olduğuna yemin edebilirim ama ispatlayamam. Arkadaşlar bu tasavvuf düşmanlarının derdi sadece Hz. Mevlana değil. Muhyiddin İbnül Arabi'den Şems-i Tebrizi'ye, Yunus Emre'den Mevlana'ya tüm tasavvuf ehline aynı şekilde saldırıyorlar. Bu ne idüğü belirsizlerin saçmalıklarına işine geldiği için yada dünya görüşünden dolayı inanmaya meyilli olduğu için inanıp savunanlara benim "Allah ıslah etsin" demekten başka elimden bir şey gelmez. Çünkü duymak istemeyenlerin sağırlığına, görmek istemeyenlerin körlüğüne tıp bile henüz çare bulamadı. Ben Hz. Mevlana ve diğer Allah dostu Veliler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayıp bu itibar suikastçilerinin zırvalıklarına kanarak Allah dostları hakkında yanlış kanaatlere varanlara sesleniyorum. Bu düzenbazlara itibar edipte Allah dostları hakkında kötü düşünüp yoktan yere vebale girmeyin. Allah dostlarına atılan iftiralara cevaben ben buraya bir kaç tane link bırakıyorum. İsterseniz başka kaynaklardan da araştırabilirsiniz.
ruclips.net/video/MUjrHj-kA3g/видео.html (Hz. Mevlana ile Hz. Şems arasındaki ilişki)
ruclips.net/video/n4FP4gNreuc/видео.html (Mesnevi'de geçen "Kabak hikayesi" hakkında)
ruclips.net/video/j-uGIhiJeRE/видео.html (Mesnevi'de Ahlaksız Sapık Hikayeler mi var?)
ruclips.net/video/1XjD2lPG05s/видео.html ("Mesnevi'de Müstehcen Hikâyeler Var" Diyen Adama İbretlik Cevap)
ruclips.net/video/XWWgsX5kbuI/видео.html (Mesnevi'yi şirk ve küfürle itham edenlere cevaben - Mesnevi'de "Veliler Allah'ın çocuklarıdır" mı diyor?)
Bakmayın siz bugünkü toplumumuzun Mevlana'dan ve Mesnevi'sinden bihaber olduğuna. Osmanlı zamanında her evde bulunan ve okunan bir eserdi Mesnevi. O da cumhuriyeti kuran kadronun ve o ideolojinin hışmına uğradı. Görüyorsunuz işte, bugün hacı hoca kılığına bürünmüş bunun gibi artıklarıyla uğraşıyoruz hala. Kalın sağlıcakla...
Kuran'ı bütün Türkler okuyup anladığı için diyeceğim de... diyemiyorum.
Melankolik bir karakter yapısı, güçlü bir hitabet üslubu ve narsist birisinin bizlere kalan eserleri. Fetöde böyle bir şahsiyet. Hacı hocalardan şifa bekleyerek dolandırılmayalım arkadaşlar. Narsist duygularına alet olmayalım.
Narsist olduğunu neye dayanarak söylüyorsunuz,pek bilgim yok mazur görün. Narsizm konusunda araştırma yapıyorum da yorumunuzu görünce yazdim
Hocam son hikaye elma ağacı
Ben bunu temel fıkrası olarak duymuştum. Temel İngiliz ve bir kadın batan gemi sonrası bi adaya çıkınca temel bu oyunu oynamıştı
Benim anlatmak istediğimde budur insanlar yanlız duyduklarına inanıyor dinlerde aynı kutsal kitaplarda herşey duzmece
Peki dinlerden sadece İslamı ne kadar araştırdın. Hangi ilimlerine vakıfsın? Öyle ya eleştirmek de ilim ister. Sen hangi ilimlerinle Kur'an'ın düzmece olduğunu anladın?
Slm mahmut kardeşim. Rabbim sana uzun ömür nasip eylesin inşallah. Bu ehli sünnetin aynası olan kitaplarını, fikirlerini, zikirlerini o kadar harika anlatıyorsunki hem ders veriyorsun hem de insanları, şahsen ben kendim gülmekten yıkılıyorum.
Sonra ilim öğren de gel diyorlar, hadisler için
Resula itaat edin ayetlerini getirip sonra resulunda haram koyma hüküm verme yetkisi var hadise sünnete gitmek zorundayiz diyip sayisiz haram helal uyduranlara Kuranin cevabi:
Sen de onların aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen hakkı bırakıp da onların arzularına uyma. Maide 48 den
Aralarında ALLAH'ın indirdiği ile hüküm vermelisin. Onların keyfine uyma. ALLAH'ın sana indirdiklerinin bir kısmından sakın seni şaşırtmasınlar. Yüz çevirirlerse, demek ki ALLAH bazı günahları yüzünden onları cezalandırmak istiyor. Gerçekten insanların çoğu yoldan çıkmıştır. Maide 49
Onlar hâlâ cahiliye hükmünü mü arıyorlar? Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah'tan daha güzel olan kimdir? Maide 50
Bu ayetlerin bize ögrettikleri:
Resul ancak ve yanlizca kendisine inen kitapla hüküm verebilir.
O bile uyariliyor hemde iki kez alti ciziliyor baskalarin arzularina uyma!
Kuran disinda bi hüküm kaynagi aramak cahiliktir yoldan cikmaktir.
Simdi sormak lazim altini gümüsü ve bi cok seyi resul nasil haram kilmis olabilir.?
Baskalarin arzusuna uyma diyor ayet kendi arzusuna uymus olabilirmi resul?
Kuranin hükmünü hadis kaldirir demek nasil bi garabet?
Yasayan kuran perspektivinden baktigimizda ne yazikki bu ayet ehli sünnetin halini özetliyor:
. Yüz çevirirlerse, demek ki ALLAH bazı günahları yüzünden onları cezalandırmak istiyor. Gerçekten insanların çoğu yoldan çıkmıştır
Maide 49
Ya siz kafayı mı yedinuz gerçekten hadisleri kabul etmemek nasıl bir cahilliktir sen namaz kılıyor musun namazın başında Sübhanekeyi neye göre okuyorsun tahiyyati neye göre okuyorsun ne şekilde kilman gerektiğini nerden öğreniyorsun gerek hacca gitmek gerek namaz ve diğer tüm ibadetleri inkar ettiğiniz hadisi şeriflerle yapıyoruz o kadar ayeti kerime şöylemissin ben de sana bit tane söyleyeyim ey habibim deki Allah ve Resulüne uyun ki kurtuluşa eresiniz bunun gibi keza bir çok ayeti kerime var Allah doğru yola iletsin sizi
@@harundemirdoy2075 kardeşim kuranı oku ama anlayarak oku .
Dinin deģişmemiş tek kaynağı.
@@sefaozkulluk9934 eyvallah kuran tabiki değişmemiş siz de kuranı okuyun yalnız kuranı kerim derin bir okyanus biz ayeti kerimelerinde neyi nasıl anlamamız nasıl uygulamamız gerektiğini bilemeyiz Allahu Teala kuranı kerimi bir dağa da indirebilirdi canlı bir insana indirdi ki peygamberimiz a.s yaşayarak neyi nasıl anlamamız ve nasıl yaşamamız gerektiğini gerek soylerek gerek bizatihi uygulayarak bize göstermiştir sadece kuran diyorsunuz ama kuranı uygulamiyorsunuz ayeti Kerime de peygamberi örnek alın onda şüphesiz yüce bir ahlak üzerine olduğunu söylemiyor mu neden kuranı kerim Allah'a iman eden peygambere uysun ki kurtuluşa eresiniz peygamberin her sözü her ayeti kendi nefsinden değildi Kur'an'ın kendisiydi zaten Kur'an'ı Kerim'de de bu apaçık söylenmiyor mu Allahu Teala'nın habibim dediği peygamberine uymuyorsunuz inanmıyorsunuz demiyorum öyle olsa zaten müslüman olmuş olmazsınız kutubi sitte de sahih hadisler var bazıları yok efendim hadislerden peygamberimizden 200 yıl sonra yazılmış diyor tamamen yalan Peygamberimiz zamanında da sahabiler derilere vs yazıyorlardi Allah dostları büyük bir hassasiyetle toplayıp derlemisler bugüne kadar yeryüzüne gelen bütün mezhep imamlarından tutun da Allah dostlarına kadar kimse inkar etmemiş bir iki tane kendini bilmez çıkıp yok sadece kuran diyor sen şunu da mı bilmiyorsun veda hutbesinde 10 binlerce sahabi toplanmış ve herkesin apaçık bildiği ve kesin olan veda hutbesinde Allah'ın ipine ve benim sunnetime uyan doğru yoldan sapitmaz ve siz şimdi sapitip sadece kuran diyorsunuz Allah ıslah etin
@@harundemirdoy2075veda hutbesinin 4 versiyonu var yalnız. Ve size katılıyoruz peygamberlerin ALLAH vahyettiğinden başkasını tebliğ ettiğini düşünmek ayetleri yalanlamaya götürüyor. Kuranda olmayan bir şeyi peygamberimizin söylemiş olmasını söylemek demiyorum, düşünmek bile hem ayetlere hem de peygamberimize ne büyük iftiradır. ALLAH muhafa etsin
Ummu Ruman, sen kizina ve bacina bu kitaptakilari oku, onlara bu kitapla nasihat et. De ki esekle boyle yapin belki sehid oldunuz
Eşekle öyle yapın demekle nefsin azarsa eşeğe bağırsağını parçalatırsın demek arasındaki farkı ve bunun nefsin insanı ne derekelere düşüreceğine misal olduğunu anlayamamışsın ve kişinin Mesnevi'nin her satırını mutlaka kızıyla ve bacısıyla okuması gerektiği gibi absürd inanışların var ama yine de iyi kötü cümle kurabilmişsin... Hiç yoktan iyidir
Mesneviden ders aldım döndüm mevlana gibi.😂😂😂😂
Yıllar önce sevdiğim bir arkadaşım mevlevi hocalarından bana mesnevî-i tavsiye etti kitap ansiklopedi gibi bir saatdan buldum anlattığınız gibi önüme ilk gelen kabak hikayesi hayal kırıklığına uğradım şok oldum bir dahada kitabı elime almadım
Neden tavsiye etmiş, sordunuz mu kendi okumadı belkide tavsiye ediyor
@@htc9540 kendisi mevlevi hocalarından ben merak sardım ılımlı islam anlayışlarından dolayı tabiki kabak olayını sordum hiç böylebir şey beklemiyordum dedim o öyle değil onların anlamları açıklamaları var dedi fakat benim mesneviye iñancım sarsıldı
Valla ben olsam…iştahla devam ederdim😂 acaba sırada at mı var diye.😅
@@nurtenaltunyay7356😂
@@arkdark5554😂😂😂
İyi yine Mahmut abi soft takılmış
Şemsi tebrizimidir nedir onunla mevlana ilişkisini bir anlatsaydı yada Mevlananın gelini ile şemsi tebrizinin ilişki boyutu.ve verilen cevap..(Aman ya rabbi )
Aslında Mevlana muhtemelen şemzi tebrizi ile tanışmadan önce değerli bir mücahid tevhid ehli..ne zaman şems ile tanışıyor..mevlana değişiyor..Halkda bunu görüyor ve şemse ölûm fermanı çıkarıyor..şems kaçarak çoçoyu kurtarıyor amma mevlana şems yok diye şiddetli akut depresyon yaşıyor..vs...vs..
Sonra moğol ve selçuklu savaşı..
Ve değerli islami büyüğümüz nasrettin hoca..vs. vs...
Çay TV de anlattım
@ Hocam rum celladdin demeyelim Rumlara ayıp
Link i verirmisin
Seni izlemem hakkı yılmazı izlerim ama bu mesnevi hikayesini izledim beğendim
Tipin kaymış.😊
O zamanlarda yazdıklarını bu zamanda yaşayanlar pek az değil. birde bu açıdan olayı okumak gerek
Bir de şems-i tebrizi’ye yazmış olduğu şiirleri var,bunları da anlatsaydınız keşke. (Tabii ki makul bir dille)
"Makul dil" ne demek ya?
Neyse o.
Özlü anlatsın ki…aslını bilelim. (Kendimizden de geçelim, bu arada, ne güzel.🍷🍷🍷)
Biz insanlar adeta bir koyun gibiyiz dir lakin ne etimiz nede derimiz işgörür sadece meleyerek yanlışlıkların ardından gider ve bunuda kendimize yazife görürüz allah biz koyunlara akıl versin🤲🤲
Amin
@@gul4030 🤲🤲🤲
Akıllı.insancokda.aklini.kullanan.insan.cok.az.iste.mevlanin.anlatmakicin.cabasi.bu.yuzden.
Saygılar Mahmut abim seviliyorsun Tek çözüm Kur'an Kur'an Kur'an
Gerisi hikaye
Hadis ve sunnetlerde hikaye mi. Kuran'da Allah'ın peygamberine uyun demiyor mu. Eee Kur'an'ın bu ayetini ne yapacaksınız. Kur'an peygamberini işaret ediyor. Ve peygamberin söyledikleri hadisleri yaptığı sünnetleri hikâye diyorsun. Sence de kendinizle çelişmiyor musunuz?
@@y.9704 kardeşim Sen önce iman ettiğin Kur'an'ı oku düşün ve anlamaya çalış sünnet yalnızca Allah'a masustur peygamberin sünneti olsaydı peygamber ilah olurdu o zaman dikkat et Kur'an'da yaklaşık 350 kere de ki ile başlayan ayetler var yani peygambere soruyorlar şu nedir Allah da
de ki şöyle de ki böyle diye peygamberin ağzı ile cevap veriyor insanlara Kur'an'da de ki ile emredilen peygamberin söylediklerine neden itaat etmiyorsunuz? Allah'a ve Resulüne itaat budur işte Kur'an'daki Resul'ün dediklerine itaat etmek Allah'a itaat etmektir Buhari tirmizi Ebu Davut gibi Allah düşmanlarına itaat etmek Allah'a itaat etmek değildir şirk koşmaktır siz Sünni dinine bağlısınız Allah'ın dinine bağlı değilsiniz Dikkat edin kendinize bunun yanı sıra Araf üçüncü ayette rabbinizden size indirilene Uyun başka velilere evliyalara uymayın ne kadar da az öğüt alıyorsunuz diyor bu ayetin gereğini nasıl yerine getiriyorsunuz?
@@rasti_zorekesinlikle haklısınız