Marcus Aurelius ve Stoacılık Üzerine (2. Bölüm)

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 11 окт 2024
  • Merhaba değerli dostlar, bu videoda Marcus Aurelius ve Stoacılık üzerine konuşuyorum.
    Doğaya uygunluk bir ilke olarak evrendaşlık duygusunun bir gereğidir.
    Marcus Aurelius bu evrendaşlık duygusuna sahiptir.
    Ancak bu duygu, onu Roma’nın politik geleneğinin dışına çıkarmaz, aksine onun Romalılık ülküsü ile evrendaşlık duygusu iç içe girmiştir, o hem Romalı hem de evrenin sıradan bir parçası ve organıdır.
    Evrenin sıradan parçaları olan tüm unsurlar, yani tanrılar, insanlar ve diğer her şey ortak bir paylaşım deneyimini yaşar.
    İnsan, kendi yaşamının bir savaşa veya geçici konaklamaya benzediğini bilmelidir. Her şey geçici, her şey birbirine dönüşür, doğaya uygun olan veya doğanın uygun gördüğü budur.
    Doğanın nizamı çerçevesinde ölüm bir lütuf gibi kabul edilmeli, zira nesnelerin dönüşümüne neden olur. Bu nesnelerin özgürleştirilmesi anlamında bir lütuftur. Belli bir bedensel form ve biçim sonsuza dek nesneye egemen olmaz, bedensel dönüşüm ilkesi nesnenin özgürlük ilkesidir. Ruh ve beden ikiliği çerçevesinde bakıldığında bedenin ölümü ruhun serbest kalması, bir öz olarak hapsedildiği formun dışına çıkmasıdır. Doğanın ölüm gerçekliğiyle sağladığı imkan budur.
    Marcus Aurelius ölüm gerçeğini kabul etme noktasında insanları acele etmeye çağırır. Çünkü yaşamımız sona doğru yaklaşırken idrak kabiliyetimiz de azalıyor. Filozof bu noktada kamu yararının olmaması koşuluyla başkalarını dert etmemek gerektiğini söyler. Burada hem başkaları hem de başka şeyler dışsal unsurlar olarak karşımıza çıkar, dışsal unsurlar karşısında sadece kaderin bize uygun gördüğü çemberin içinde kendi rolümüzü oynamalıyız.
    Hatırlarsınız Epiktetos da “Gücünü aşan bir rol üstlenirsen hem bu rolle kendini rezil edersin hem de başarıyla üstlenebileceğin başka bir rolü kaçırmış olursun” diyordu.
    Burada kaderin evrenin tüm unsurlarına pay ettiği rol ve görevlerin bütüncül uyum ve düzeni sağladığı düşüncesiyle karşılaşırız. Bu yüzden insanın kadere boyun eğerek, başına gelen her şeye katlanması ve kapasitesi ölçüsünde evrenin düğer unsurlarıyla çatışmadan varlığını sürdürmesi hem kendisinin hem de evrenin hayrınadır. Marcus Aurelius bunu dik tutulma değil, kendi başına dik durma olarak formüle eder. Zoraki değil, evrensel birlikteliğin bir gereği olarak birey kadere boyun eğer.
    Marcus Aurelius'la ilgili yararlanabileceğiniz kaynaklar:
    -Marcus Aurelius, Kendime Düşünceler, çev. Y. Emre Ceren (İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2018).
    -S. Doğan, "Marcus Aurelius'un felsefesi", Yüksek Lisans Tezi, 2016. (tez.yok.gov.tr...)
    -N. Kılıç, "Marcus Aurelius'un ahlak ve siyaset felsefesine bir bakış", Yüksek Lisans Tezi, 2008 (tez.yok.gov.tr...)
    -M. Akdemir, İnsan Felsefesi: Epiktetos ve Marcus Aurelius Örneği, 2016 (www.kitapyurdu...)
    -P. Hadot, "Ruhani Alıştırmalar ve Antik Felsefe, çev. K Gürkan (İstanbul: Pinhan, 2012): 123-188.
    "Marcus Aurelius", Stanford Encyclopedia of Philosophy (plato.stanford...)
    -G. R. Stanton, "Marcus Aurelius, Emperor and Philosopher" (PDF: sci-hub.tw/htt...)
    -S. A. Stertz, "Marcus Aurelius as Ideal Emperor in Late-Antique Greek Thought" (PDF: sci-hub.tw/htt...
    -John Sellars, "Marcus Aurelius in Contemporary Philosophy", 2012 (PDF: www.academia.e...)
    -R. Johnson, "Marcus Aurelius: Stoicism in Practice" (PDF: www.academia.e...)
    Arnold, Roman Stoicism (PDF: archive.org/de...)

Комментарии • 24