خَتَمَ اللّٰهُ عَلٰى قُلُوبِهِمْ وَعَلٰى سَمْعِهِمْۜ وَعَلٰٓى اَبْصَارِهِمْ غِشَاوَةٌۘ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظ۪يمٌ۟ Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için (dünya ve ahirette) büyük bir azap vardır.(Bakara Sûresi 7)
Abdullah b. Mes’ud’dan rivayetle şu hadîsi naklediyorlar: Resulullah S.a.v. buyurmuş: "Kişi sevdiği ile beraberdir." (Buhârî, Edeb, 96; Müslîm, Birr, 165)
Enes İbni Mâlik r.a. şöyle dedi: Resûlullah S.A.V. , bir benzerini daha önce asla duymadığım pek etkili bir hitâbede bulundu ve şöyle buyurdu: “EĞER SİZ, benim bildiklerimi bilseydiniz, mutlaka az güler, çok ağlardınız.” (Enes, bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashâbı, yüzlerini kapatıp hıçkıra hıçkıra ağladılar, demiştir. (Buhârî, Küsûf 2, Tefsîru sûre (5), 12, Nikâh 107, Rikak 27, Eymân 3; Müslim, Salât 112, Küsûf 1, Fezâil 134. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 9; Nesâî, Sehv 103, Küsûf 11. 23; İbni Mâce, Zühd 19)
"AKILLI /zeki kişi, nefsine hâkim olan (onu kontrol altında tutan/kendini hesaba çeken) ve ölümden sonrası için çalışandır. Aciz (başarısız ve aklını kullanamayan) kişi ise nefsinin hevâ ve hevesine tâbi olan ve buna rağmen Allah'tan, iyilikler temenni eden (olmayacak şeylerin beklentisi içine giren) kimsedir." (Tirmizî, Sıfatü'l-Kıyâme, 25)
Cenâb-ı Hak ashâbı Kur’an’da; - Övmüş ve mûtedil bir ümmet olduklarını (Bakara, 2/143), - Allah ve resulüne iman edip tam teslimiyet gösterdiklerini ve büyük ecir kazandıklarını (Âl-i İmrân, 3/172, 173), - Allah’ın kendilerinden, kendilerinin de Allah’tan razı olduğunu ve ebedî kalacakları cennetin onlar için hazırlandığını (Tevbe, 9/100) bildirmiş; - Allah’a ve resulüne yardım eden sâdık müminler olduklarını (Haşr, 59/8), - İhtiyaç içinde bulunmalarına rağmen başkalarını kendilerine tercih ettiklerini ve kurtuluşu hak ettiklerini (Haşr, 59/9), - Gerçek müminler olarak bağışlanacaklarını ve âhirette cömertçe rızıklandırılacaklarını (Enfâl, 8/74) haber vermiştir. Hz. Peygamber Efendimiz (asm) de fedakârlıklarını birlikte yaşayarak gördüğü ashaptan bahsederken onları; Resulullah S.a.v. Buyurmuş: “Ashâbım yıldızlar gibidir. Hangisine tâbi olsanız hidayete erersiniz.” anlamındaki hadisin senedi zayıftır. (bk. Beyhakî, el-Medhal, s.164, Kenzu’l-ummal, h. no: 1002) - İnsanlık tarihinin en hayırlı nesli, (Buhârî, Fezailü ashabi’n-nebî, 1), - Ümmetin en hayırlıları, (Müsned, V, 350), - Cehennem ateşinin yakmayacağı kimseler, (Tirmizî, Menâķıb, 57), - Cennetlikler, (Müttakī el-Hindî, XI, 539) diye tanıtmış, ayrıca; - Ümmetin onlara ikramda bulunmasını, (Tayâlisî, s. 7), - İyilik etmesini (Müsned, I, 26) - Ve kendilerini çekiştirmemesini (Buhârî, Fezailü ashabi’n-nebî, 4) istemiştir.
“Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki hiçbiriniz, ben kendisine babasından da evlâdından da daha sevgili olmadıkça iman etmiş olmaz.” (Buhari, İman7)
Peygamberimiz bir hadislerinde: “İnsanlar diriltildikleri zaman kabrinden ilk çıkacak olan benim” buyururlar. Bunun devamındaki bir hadislerinde ise: “Cennet elbiselerinden bir elbise giyerim, sonra arşın sağ tarafında ayakta dururum. O esnada bu makamda, Allah’ın yarattıklarından benden başka hiç kimse yoktur” (Tirmizî, Menâkıb 1) buyurmaktadır. İbni Abbâs radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, va’z etmek üzere aramızda doğrulup ayağa kalktı ve şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Şüphesiz ki siz yalınayak, çıplak ve sünnetsiz olarak Allah’ın huzuruna toplanacaksınız. ‘İlk defa yoktan var ettiğimiz gibi yeniden yaratacağız, bu va’dimizdir. Biz gerçekten bunu yapmaya muktediriz.’ (Enbiyâ sûresi, 104) Haberiniz olsun! Kıyamet günü insanların ilk giydirileni İbrahim Aleyhisselâm’dır. Haberiniz olsun! Ümmetimden bir takım kimseler getirilip sol tarafa, Cehennem tarafına sevk edileceklerdir. Ben: - Ey Rabbim! Bunlar benim ashâbım, benim ümmetim, derim. Bunun üzerine: - Sen, bunların senden sonra ne bid’atler ortaya çıkarıp ne kötülükler yaptıklarını bilmezsin, denir. Bunun üzerine ben, sâlih kul İsâ Aleyhisselâm’ın dediği gibi derim: “Ben aralarında bulunduğum sürece durumlarını gözettim; fakat sen beni öldürüp aralarından alınca, onların denetleyicisi ve gözetleyeni sadece sen oldun. Sen her şeye hakkıyla şâhitsin. Onları cezalandıracaksan şüphesiz ki onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlayacaksan, mutlak güçlü ve hikmet sahibi ancak sensin.” (Mâide sûresi, 117-118) Bunun üzerine bana şöyle denilir: Gerçekten onlar, sen kendilerinden ayrıldığından beri, topukları üzerinde geri dönüp dindarlıktan dinsizliğe yönelmeye devam ettiler.” (Buhârî, Enbiyâ 8, Rikâk 45; Müslim, Cennet 58. Ayrıca bk, Tirmizî, Kıyâmet 3; Nesâî, Cenâiz 119)
HAYRA vesile olmak. Resulullah s.a.v buyurmuş : “Her kim güzel bir davranışa vesile olursa, hem kendisi sevap kazanır, hem de onu yapanların sevaplarından nasibini alır. Her kim de kötü bir davranışa çığır açarsa, hem kendi günahını hem de kendisinden sonra onu yapanların günahlarını yüklenmiş olur.” (Müslim, Zekât, 69.) Resulullah s.a.v. buyurmuş: “Hayra aracılık eden, o hayrı işleyen gibi sevap kazanır".(Tirmizi, İlim, 14).
'(EY MÜMİNLER !)Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenlerin benzeri sizin de başınıza gelmeden cennet'e gireceğinizi mi sandınız?! Onlara yoksulluk ve sıkıntı öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki nihâyet peygamber ve beraberindeki müminler, 'Allah'ın yardımı ne zaman gelecek?' demişlerdi. İyi bilin ki, Allah'ın yardımı yakındır.' (Bakara, 2/214) 'İnsan yalnız ‘iman ettik' demekle, hiç imtihân edilmeden bırakacaklarını mı sandılar? Ant olsun ki biz, onlardan öncekileri imtihan ettik. Elbette Allah (imtihan ederek), doğru söyleyenleri de bilir, yalancıları da bilir.' (Ankebut, 29/2-3) Hz. Peygamber Aleyhisselam şöyle buyurdu: “Sizden önceki ümmetler içinde öyle kimseler vardı ki, demir tarakla derileri, etleri soyulup kazınırdı, testere ile tepesinden ikiye bölünürdü de yine bu işkenceler onları dininden geri çevirmezdi. Allah Teala elbette bu işi (İslamiyet’i) tamamlayacaktır. Öyle ki, hayvanına binip, San’a’dan Hadramut’a kadar tek başına giden bir kimse, Allah’tan başkasından korkmayacak, koyunları hakkında da kurt saldırmasından başka bir endişe duymayacaktır. Fakat siz acele ediyorsunuz.”(Buhari, Sahih, 4: 238-239) Seyyid Kutup'un da dediği gibi:" Bizim yolumuz dikenlidir. Ayağını seven gelmesin."
Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız!’ (Müslim, Îmân 93-94; Tirmizî, Et'ime 45; İbni Mâce, Mukaddime, 9)
Hz. Ali r.a. rivayet edildiğine göre Resûlullah S.a.v.ona ve Fâtıma r.a.: “Yatağınıza girdiğiniz zaman -veya istirahate çekildiğiniz zaman,33 defa sübhânallah, 33 defa da elhamdülillâh, 34 defa Allahu ekber deyiniz.” buyurmuştur.(Buhârî, Farzu’l-humüs 6, Fezâilü ashâbi’n-nebî 9; Müslim, Zikir 80.) Ben şahsen, ne zaman geç yatınca, bu Zikri yapıyorum, uykudan dinç, yorgun olmayarak uyanıyorum, sanki tüm gece istirahat etmişim ve sabah namazımı kolaylıkla kılıyorum.Sabahleyin özel, mühim olan işlerim oluncada, bu duayı yapınca, derhal dinlenmiş olarak Rabbim uyandırıyor.Önemli olan, duayı yapınca kimse ile konuşmayarak uyuyumak, yani son kelam bu dua olması lazım!!Sende dene kardeşim, hemde Resulullah S.a.v. büyük bir Sünnetidir. Sanada tavsiyem bu duayı tanıdıklarınada, dostlarınada anlatman ve onlarada yapmasına vesile olmandır. Hadisleri Nasıl Anlamalıyız? Bu hadîs-i şerîfin söylenmesine sebep olan pek hoş bir olay (sebeb-i vürûd) vardır. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’in sevgili kızı Hz. Fâtıma kendi işini kendisi görürdü. Bundan hiç şikâyet etmezdi. Fakat el değirmeninde un öğütmek ona zor geliyordu. Hz. Ali de kuyudan su çekmekten yoruluyordu. Zaman zaman Medine’ye harp esirlerinin geldiğini, Peygamber Aleyhisselâm’ın da bunları bazı ihtiyaç sahiplerine hizmetçi olarak verdiğini görünce bir yardımcı da kendileri için istemeye karar verdiler. Bir gün Medine’ye yeni bir esirin geldiğini haber alan Hz. Fâtıma kalkıp babasının yanına gitti. Fakat onu evde bulamadı. Ziyaret maksadını Hz Âişe’ye anlatarak babası eve gelince ona dileğini açmasını rica etti. O gün Resûl-i Ekrem Efendimiz eve biraz geç geldi. Kızının isteğini öğrenince, vaktin geç olduğuna bakmadan kalkıp onun evine gitti. Hz. Ali ile Hz. Fâtıma henüz istirahate çekilmişlerdi ki, Peygamber Aleyhisselâm’ın içeri girmek için izin isteyen sesini duyunca hemen buyur ettiler. Resûlullah Efendimiz onların yataktan kalkmalarına bile izin vermeden aralarına gelip oturdu. Doğrudan meseleye girerek o gün gelen esiri kendilerine veremeyeceğini, onun parasıyla Mescid-i Nebevî’de yatıp kalkan fakir müslümanların ihtiyaçlarını temin edeceğini söyledi. Sonra da onlara hadisimizdeki duayı tavsiye buyurdu ve bu duayı okumanın onlar için bir hizmetçiden daha hayırlı olacağını belirtti. Böylece dünya sıkıntılarının gelip geçici, âhiret hazırlığı yapmanın daha önemli olduğuna işaret buyurdu. Hz. Ali o günden sonra bu zikri hiç ihmâl etmediğini söylerdi. Bunu duyan biri, Hz. Ali’ye, hayatındaki en önemli olaylardan biri olan Sıffîn Savaşı’nı hatırlatarak: - Sıffîn gecesinde de mi okudun? diye sordu. Hz. Ali: - Evet, Sıffîn gecesinde de okudum, diye cevap verdi (Müslim, Zikr 80). İşte ashâb-ı kirâm böyleydi. Resûlullah Efendimiz’in kendilerine bu yöndeki tavsiyelerini bir ganimet kabul ederlerdi. Hayatlarını dua ve zikirlerle mânalandırmaya çalışırlardı.
Resulullah s.a.v buyurmuş : “Dikkat ediniz! Öfke insanoğlunun kalbindeki bir ateş parçasıdır. Gözlerin kızardığını, boyun damarlarının şiştiğini görmez misiniz? Her kim bunun eserini duyarsa, yere uzansın.” (Tirmizî, Fiten, 26) Resulullah s.a.v buyurmuş: “Gazap şeytandandır. Şeytan da ateşten yaratılmıştır. Ateş, ancak su ile söndürülür. Biriniz kızdığı zaman abdest alsın.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 3) Bir başka hadiste de: “Biriniz öfkelendiğinde, ayakta ise otursun. Yine sakinleşmezse yanı üzere yatıversin” buyrulmaktadır. (Ebû Dâvûd, Edeb, 3)
Ramazan’da sevaplar bire bindir Bediüzzaman Hazretleri, Ramazan ve orucun faziletlerini anlattığı Ramazan Risalesinde, bu ayda yapılan ibadetlerin sevabı hakkında şöyle bir müjde vermektedir: “Ramazan-ı Şerifte sevab-ı a’mal (amellerin sevabı), bire bindir. Kur’an-ı Hakîm’in nass-ı hadîs ile her bir harfinin on sevabı var; on hasene sayılır, on meyve-i Cennet getirir. Ramazan-ı Şerifte her bir harfin, on değil bin ve Âyet-ül Kürsî gibi ayetlerin her bir harfi binler ve Ramazan-ı Şerifin Cum’alarında daha ziyadedir. Ve Leyle-i Kadir’de otuz bin hasene sayılır. Evet her bir harfi otuz bin bâki meyveler veren Kur’an-ı Hakîm, öyle bir nuranî şecere-i tûbâ hükmüne geçiyor ki; milyonlarla o bâki meyveleri, Ramazan-ı Şerif’te mü’minlere kazandırır.” (Mektubat, 29. Mektub, 2. Kısım) Demek ki, Ramazan ayında yapılan her ibadete bin kat sevap verilmektedir. Mesela, bir oruç bin oruç, bir Kur’an hatmi bin hatim, yirmi rekâtlık teravih yirmi bin rekât, bir kişiye iftar vermek bin iftar, bir Yasin okumak bin Yasin, bir istiğfar bin istiğfar, bir Cevşen okumak bin Cevşen okumuş gibi yazılmaktadır. Böyle muhteşem bir fırsatı kaçırmamak için boş işleri, lüzumsuz sohbetleri, gaflet içinde yaşamayı terk etmek ve ibadete odaklanmak gerekir.
وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَث۪يراً مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِۘ لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ بِهَاۘ وَلَهُمْ اَعْيُنٌ لَا يُبْصِرُونَ بِهَاۘ وَلَهُمْ اٰذَانٌ لَا يَسْمَعُونَ بِهَاۜ اُو۬لٰٓئِكَ كَالْاَنْعَامِ بَلْ هُمْ اَضَلُّۜ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.(A'raf 179)
EN cimri,aciz,hırsız,hayırlı,akıllı. İnsanlar kimlerdir. Hz Ali r.a. rivayet edildiğine göre Resûlullah S.a.v. şöyle buyurdu: “Cimri, yanında adım anıldığı halde bana salâtü selâm getirmeyen kimsedir.” (Tirmizî, Daavât, 101. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I, 201) Ebû Hüreyre r.a.rivayet ediyor. Peygamber Efendimiz S.a.v. şöyle buyurmuşlardır: İnsanların en cimrisi selâm vermede cimri davranan, insanların en âcizi de duâ etmekte acizlik gösterendir. (Camiüssağir-2157) Resulullah S.a.v. buyurmuş: “-Hırsızların en kötüsü, namazdan çalandır. Yani rükûsunu, secdesini, huşû ve kıraatini tam yapmayarak çalandır.” buyurdu. (Dârimî, Salât, 78) Ebû Ya’lâ Şeddâd İbni Evs r.a. rivayet edildiğine göre Resûlullah S.a.v. şöyle buyurdu: “Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Âciz kişi de, nefsini duygularına tâbi kılan ve Allah’tan dileklerde bulunup duran (bunu yeterli gören) dır.” (Tirmizî, Kıyâmet 25, İbni Mace, Zühd 31) Resulullah S.a.v. buyurmuş: Sizin en hayırlınız Kur’ân’ı öğrenen ve öğretendir.” (Buhârî, Fedâilu’l-Kur’ân, 21) “Sizin en hayırlınız insanlara faydalı olandır.” (Beyhakî, Şuab, VI, 117), “Sizin en hayırlınız hanımlarına iyi davrananlardır.” (Tirmizî, Rasâ, 11/1162) “Sizin en hayırlınız selâmı yayandır.” (Bkz: Ebû Dâvud, Edeb, 132-133/5197) “Sizin en hayırlınız komşusuna iyi davranandır.” (Tirmizî, Birr, 28/1944) gibi…
Allah-u teala şöyle buyuruyor: "Artık onlar Allah'ın kendilerini ansızın yakalayıvermesinden emin mi oldular? Allah'ın ansızın yakalamasından ancak hüsrana uğrayan kimseler emin olurlar." (A'raf: 99) Bu ayet gösteriyor ki; Allah'ın azabından emin olmak ve ondan korkmamak müşriklerin sıfatlarındandır. Halbuki müşriklerin kalplerinin Allah'ın azabından titremesi gerekir. Mü'min Allah'ın azabından her an korkmalıdır. Allah-u teala şöyle buyuruyor: "İbrahim: "Sapıklardan başka kim Rabbinin rahmetinden ümit keser" dedi." (Hicr: 56) Bu ayet gösteriyor ki; Allah'ın rahmetinden ümit kesmek " ضالون " sapıkların sıfatıdır. Muttakilerin ve hidayete erenlerin sıfatı ise Allah'ın rahmetinden ümit kesmemek, Allah'ın rahmetini ummaktır.
Peygamberimiz bir hadislerinde: “İnsanlar diriltildikleri zaman kabrinden ilk çıkacak olan benim” buyururlar. Bunun devamındaki bir hadislerinde ise: “Cennet elbiselerinden bir elbise giyerim, sonra arşın sağ tarafında ayakta dururum. O esnada bu makamda, Allah’ın yarattıklarından benden başka hiç kimse yoktur” (Tirmizî, Menâkıb 1) buyurmaktadır. İbni Abbâs radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, va’z etmek üzere aramızda doğrulup ayağa kalktı ve şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Şüphesiz ki siz yalınayak, çıplak ve sünnetsiz olarak Allah’ın huzuruna toplanacaksınız. ‘İlk defa yoktan var ettiğimiz gibi yeniden yaratacağız, bu va’dimizdir. Biz gerçekten bunu yapmaya muktediriz.’ (Enbiyâ sûresi, 104) Haberiniz olsun! Kıyamet günü insanların ilk giydirileni İbrahim Aleyhisselâm’dır. Haberiniz olsun! Ümmetimden bir takım kimseler getirilip sol tarafa, Cehennem tarafına sevk edileceklerdir. Ben: - Ey Rabbim! Bunlar benim ashâbım, benim ümmetim, derim. Bunun üzerine: - Sen, bunların senden sonra ne bid’atler ortaya çıkarıp ne kötülükler yaptıklarını bilmezsin, denir. Bunun üzerine ben, sâlih kul İsâ Aleyhisselâm’ın dediği gibi derim: “Ben aralarında bulunduğum sürece durumlarını gözettim; fakat sen beni öldürüp aralarından alınca, onların denetleyicisi ve gözetleyeni sadece sen oldun. Sen her şeye hakkıyla şâhitsin. Onları cezalandıracaksan şüphesiz ki onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlayacaksan, mutlak güçlü ve hikmet sahibi ancak sensin.” (Mâide sûresi, 117-118) Bunun üzerine bana şöyle denilir: Gerçekten onlar, sen kendilerinden ayrıldığından beri, topukları üzerinde geri dönüp dindarlıktan dinsizliğe yönelmeye devam ettiler.” (Buhârî, Enbiyâ 8, Rikâk 45; Müslim, Cennet 58. Ayrıca bk, Tirmizî, Kıyâmet 3; Nesâî, Cenâiz 119)
Hocam,sizin videolarınız sayesinde namaza ve diğer ibadetlere başladım Allah razı olsun hocam 💜❤️
Maşallah daim etsin Allah
Allah daim etsin kardesim. Amin
hocam sizden Allah razı olsun seviyorum sizi anlattıklaŕınla huzur buluyorum
Allah razı olsun hocam
Allah razı olsun hocam iyiki varsınız
Çok teşekkürederim hocam
İftar tadında bi sohbetti
Allah'ım razıolsun hocam...
AMİN rabbim senden razı olsun hucam
Amiiiin amiin dualarınıza Rabbim ihlasla ibadet eden ve ibadetleri kabul olunan kullardan eylesin hepimizi gayretimizi arttırsın amin
Allah dünya ve ahiret tede iyilikler versin hocam 🤲
Aminn Allah razı olsun
Rabbim sizi Firdevs Cenneti ile mükâfatlandırsın hocam!
Aminn.
Rabbim razı olsun cezalallahu hayran hocam 🌼
RABB'İM RAZI OLSUN SİZDEN KIYMETLİ HOCAM..🌷.
خَتَمَ اللّٰهُ عَلٰى قُلُوبِهِمْ وَعَلٰى سَمْعِهِمْۜ وَعَلٰٓى اَبْصَارِهِمْ غِشَاوَةٌۘ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظ۪يمٌ۟
Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için (dünya ve ahirette) büyük bir azap vardır.(Bakara Sûresi 7)
Abdullah b. Mes’ud’dan rivayetle şu hadîsi naklediyorlar:
Resulullah S.a.v. buyurmuş:
"Kişi sevdiği ile beraberdir." (Buhârî, Edeb, 96; Müslîm, Birr, 165)
RABBİM SİZDEN EBEDEN RAZI OLSUN HOCAM.
Allah razı olsun sizden
اَلْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلٰٓى اَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَٓا اَيْد۪يهِمْ وَتَشْهَدُ اَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ
O gün onların ağızlarını mühürleriz; yaptıklarını bize elleri anlatır, ayakları da şahitlik eder.(Yâsîn Suresi 65)
ALLAH Razı olsun Hocam Sizden sayılarınızı artırsın başımızdan eksik etmesin Amin ❤️
Allah razı olsun..
Enes İbni Mâlik r.a. şöyle dedi:
Resûlullah S.A.V. , bir benzerini daha önce asla duymadığım pek etkili bir hitâbede bulundu ve şöyle buyurdu:
“EĞER SİZ, benim bildiklerimi bilseydiniz, mutlaka az güler, çok ağlardınız.” (Enes, bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashâbı, yüzlerini kapatıp hıçkıra hıçkıra ağladılar, demiştir. (Buhârî, Küsûf 2, Tefsîru sûre (5), 12, Nikâh 107, Rikak 27, Eymân 3; Müslim, Salât 112, Küsûf 1, Fezâil 134. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 9; Nesâî, Sehv 103, Küsûf 11. 23; İbni Mâce, Zühd 19)
Allah'ım razı olsun
"AKILLI /zeki kişi, nefsine hâkim olan (onu kontrol altında tutan/kendini hesaba çeken) ve ölümden sonrası için çalışandır. Aciz (başarısız ve aklını kullanamayan) kişi ise nefsinin hevâ ve hevesine tâbi olan ve buna rağmen Allah'tan, iyilikler temenni eden (olmayacak şeylerin beklentisi içine giren) kimsedir." (Tirmizî, Sıfatü'l-Kıyâme, 25)
VE ALEYKÜMSELAM RAHMETULLAHİ BEREKETİ
HOCAM ALLAH RAZI OLSUN SİZLERDEN
Allah Celle Celaluhu buyuruyor :
Ben Cinleri ve İnsanları, başka değil, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım.(Zâriyât Suresi - 56)
ALLAH RAZI OLSUN HOCAM
Cenâb-ı Hak ashâbı Kur’an’da;
- Övmüş ve mûtedil bir ümmet olduklarını (Bakara, 2/143),
- Allah ve resulüne iman edip tam teslimiyet gösterdiklerini ve büyük ecir kazandıklarını (Âl-i İmrân, 3/172, 173),
- Allah’ın kendilerinden, kendilerinin de Allah’tan razı olduğunu ve ebedî kalacakları cennetin onlar için hazırlandığını (Tevbe, 9/100) bildirmiş;
- Allah’a ve resulüne yardım eden sâdık müminler olduklarını (Haşr, 59/8),
- İhtiyaç içinde bulunmalarına rağmen başkalarını kendilerine tercih ettiklerini ve kurtuluşu hak ettiklerini (Haşr, 59/9),
- Gerçek müminler olarak bağışlanacaklarını ve âhirette cömertçe rızıklandırılacaklarını (Enfâl, 8/74) haber vermiştir.
Hz. Peygamber Efendimiz (asm) de fedakârlıklarını birlikte yaşayarak gördüğü ashaptan bahsederken onları;
Resulullah S.a.v. Buyurmuş:
“Ashâbım yıldızlar gibidir. Hangisine tâbi olsanız hidayete erersiniz.” anlamındaki hadisin senedi zayıftır. (bk. Beyhakî, el-Medhal, s.164, Kenzu’l-ummal, h. no: 1002)
- İnsanlık tarihinin en hayırlı nesli, (Buhârî, Fezailü ashabi’n-nebî, 1),
- Ümmetin en hayırlıları, (Müsned, V, 350),
- Cehennem ateşinin yakmayacağı kimseler, (Tirmizî, Menâķıb, 57),
- Cennetlikler, (Müttakī el-Hindî, XI, 539) diye tanıtmış, ayrıca;
- Ümmetin onlara ikramda bulunmasını, (Tayâlisî, s. 7),
- İyilik etmesini (Müsned, I, 26)
- Ve kendilerini çekiştirmemesini (Buhârî, Fezailü ashabi’n-nebî, 4) istemiştir.
Amim amin yarabbulalemin
İnşallah kabul olur hocam
“Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki hiçbiriniz, ben kendisine babasından da evlâdından da daha sevgili olmadıkça iman etmiş olmaz.” (Buhari, İman7)
Peygamberimiz bir hadislerinde: “İnsanlar diriltildikleri zaman kabrinden ilk çıkacak olan benim” buyururlar. Bunun devamındaki bir hadislerinde ise: “Cennet elbiselerinden bir elbise giyerim, sonra arşın sağ tarafında ayakta dururum. O esnada bu makamda, Allah’ın yarattıklarından benden başka hiç kimse yoktur” (Tirmizî, Menâkıb 1) buyurmaktadır.
İbni Abbâs radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, va’z etmek üzere aramızda doğrulup ayağa kalktı ve şöyle buyurdu:
“Ey insanlar! Şüphesiz ki siz yalınayak, çıplak ve sünnetsiz olarak Allah’ın huzuruna toplanacaksınız. ‘İlk defa yoktan var ettiğimiz gibi yeniden yaratacağız, bu va’dimizdir. Biz gerçekten bunu yapmaya muktediriz.’ (Enbiyâ sûresi, 104) Haberiniz olsun! Kıyamet günü insanların ilk giydirileni İbrahim Aleyhisselâm’dır. Haberiniz olsun! Ümmetimden bir takım kimseler getirilip sol tarafa, Cehennem tarafına sevk edileceklerdir. Ben:
- Ey Rabbim! Bunlar benim ashâbım, benim ümmetim, derim. Bunun üzerine:
- Sen, bunların senden sonra ne bid’atler ortaya çıkarıp ne kötülükler yaptıklarını bilmezsin, denir. Bunun üzerine ben, sâlih kul İsâ Aleyhisselâm’ın dediği gibi derim:
“Ben aralarında bulunduğum sürece durumlarını gözettim; fakat sen beni öldürüp aralarından alınca, onların denetleyicisi ve gözetleyeni sadece sen oldun. Sen her şeye hakkıyla şâhitsin. Onları cezalandıracaksan şüphesiz ki onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlayacaksan, mutlak güçlü ve hikmet sahibi ancak sensin.” (Mâide sûresi, 117-118)
Bunun üzerine bana şöyle denilir:
Gerçekten onlar, sen kendilerinden ayrıldığından beri, topukları üzerinde geri dönüp dindarlıktan dinsizliğe yönelmeye devam ettiler.” (Buhârî, Enbiyâ 8, Rikâk 45; Müslim, Cennet 58. Ayrıca bk, Tirmizî, Kıyâmet 3; Nesâî, Cenâiz 119)
HAYRA vesile olmak. Resulullah s.a.v buyurmuş :
“Her kim güzel bir davranışa vesile olursa, hem kendisi sevap kazanır, hem de onu yapanların sevaplarından nasibini alır. Her kim de kötü bir davranışa çığır açarsa, hem kendi günahını hem de kendisinden sonra onu yapanların günahlarını yüklenmiş olur.” (Müslim, Zekât, 69.)
Resulullah s.a.v. buyurmuş:
“Hayra aracılık eden, o hayrı işleyen gibi sevap kazanır".(Tirmizi, İlim, 14).
'(EY MÜMİNLER !)Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenlerin benzeri sizin de başınıza gelmeden cennet'e gireceğinizi mi sandınız?! Onlara yoksulluk ve sıkıntı öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki nihâyet peygamber ve beraberindeki müminler, 'Allah'ın yardımı ne zaman gelecek?' demişlerdi. İyi bilin ki, Allah'ın yardımı yakındır.' (Bakara, 2/214)
'İnsan yalnız ‘iman ettik' demekle, hiç imtihân edilmeden bırakacaklarını mı sandılar? Ant olsun ki biz, onlardan öncekileri imtihan ettik. Elbette Allah (imtihan ederek), doğru söyleyenleri de bilir, yalancıları da bilir.' (Ankebut, 29/2-3)
Hz. Peygamber Aleyhisselam şöyle buyurdu: “Sizden önceki ümmetler içinde öyle kimseler vardı ki, demir tarakla derileri, etleri soyulup kazınırdı, testere ile tepesinden ikiye bölünürdü de yine bu işkenceler onları dininden geri çevirmezdi. Allah Teala elbette bu işi (İslamiyet’i) tamamlayacaktır. Öyle ki, hayvanına binip, San’a’dan Hadramut’a kadar tek başına giden bir kimse, Allah’tan başkasından korkmayacak, koyunları hakkında da kurt saldırmasından başka bir endişe duymayacaktır. Fakat siz acele ediyorsunuz.”(Buhari, Sahih, 4: 238-239)
Seyyid Kutup'un da dediği gibi:" Bizim yolumuz dikenlidir. Ayağını seven gelmesin."
Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız!’ (Müslim, Îmân 93-94; Tirmizî, Et'ime 45; İbni Mâce, Mukaddime, 9)
SELAMINALEYKUM KARDESİM HAYIRLI RAMAZANLAR
Allah omrunuzu hayirla uzun etsin çok seviyorum sizi dinlemeyi dinlerken huzur buluyorum🤲
Hz. Ali r.a. rivayet edildiğine göre Resûlullah S.a.v.ona ve Fâtıma r.a.: “Yatağınıza girdiğiniz zaman -veya istirahate çekildiğiniz zaman,33 defa sübhânallah, 33 defa da elhamdülillâh, 34 defa Allahu ekber deyiniz.” buyurmuştur.(Buhârî, Farzu’l-humüs 6, Fezâilü ashâbi’n-nebî 9; Müslim, Zikir 80.)
Ben şahsen, ne zaman geç yatınca, bu Zikri yapıyorum, uykudan dinç, yorgun olmayarak uyanıyorum, sanki tüm gece istirahat etmişim ve sabah namazımı kolaylıkla kılıyorum.Sabahleyin özel, mühim olan işlerim oluncada, bu duayı yapınca, derhal dinlenmiş olarak Rabbim uyandırıyor.Önemli olan, duayı yapınca kimse ile konuşmayarak uyuyumak, yani son kelam bu dua olması lazım!!Sende dene kardeşim, hemde Resulullah S.a.v. büyük bir Sünnetidir. Sanada tavsiyem bu duayı tanıdıklarınada, dostlarınada anlatman ve onlarada yapmasına vesile olmandır.
Hadisleri Nasıl Anlamalıyız?
Bu hadîs-i şerîfin söylenmesine sebep olan pek hoş bir olay (sebeb-i vürûd) vardır. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’in sevgili kızı Hz. Fâtıma kendi işini kendisi görürdü. Bundan hiç şikâyet etmezdi. Fakat el değirmeninde un öğütmek ona zor geliyordu. Hz. Ali de kuyudan su çekmekten yoruluyordu. Zaman zaman Medine’ye harp esirlerinin geldiğini, Peygamber Aleyhisselâm’ın da bunları bazı ihtiyaç sahiplerine hizmetçi olarak verdiğini görünce bir yardımcı da kendileri için istemeye karar verdiler. Bir gün Medine’ye yeni bir esirin geldiğini haber alan Hz. Fâtıma kalkıp babasının yanına gitti. Fakat onu evde bulamadı. Ziyaret maksadını Hz Âişe’ye anlatarak babası eve gelince ona dileğini açmasını rica etti. O gün Resûl-i Ekrem Efendimiz eve biraz geç geldi. Kızının isteğini öğrenince, vaktin geç olduğuna bakmadan kalkıp onun evine gitti. Hz. Ali ile Hz. Fâtıma henüz istirahate çekilmişlerdi ki, Peygamber Aleyhisselâm’ın içeri girmek için izin isteyen sesini duyunca hemen buyur ettiler. Resûlullah Efendimiz onların yataktan kalkmalarına bile izin vermeden aralarına gelip oturdu. Doğrudan meseleye girerek o gün gelen esiri kendilerine veremeyeceğini, onun parasıyla Mescid-i Nebevî’de yatıp kalkan fakir müslümanların ihtiyaçlarını temin edeceğini söyledi. Sonra da onlara hadisimizdeki duayı tavsiye buyurdu ve bu duayı okumanın onlar için bir hizmetçiden daha hayırlı olacağını belirtti. Böylece dünya sıkıntılarının gelip geçici, âhiret hazırlığı yapmanın daha önemli olduğuna işaret buyurdu.
Hz. Ali o günden sonra bu zikri hiç ihmâl etmediğini söylerdi. Bunu duyan biri, Hz. Ali’ye, hayatındaki en önemli olaylardan biri olan Sıffîn Savaşı’nı hatırlatarak:
- Sıffîn gecesinde de mi okudun? diye sordu. Hz. Ali:
- Evet, Sıffîn gecesinde de okudum, diye cevap verdi (Müslim, Zikr 80).
İşte ashâb-ı kirâm böyleydi. Resûlullah Efendimiz’in kendilerine bu yöndeki tavsiyelerini bir ganimet kabul ederlerdi. Hayatlarını dua ve zikirlerle mânalandırmaya çalışırlardı.
Resulullah s.a.v buyurmuş :
“Dikkat ediniz! Öfke insanoğlunun kalbindeki bir ateş parçasıdır. Gözlerin kızardığını, boyun damarlarının şiştiğini görmez misiniz? Her kim bunun eserini duyarsa, yere uzansın.” (Tirmizî, Fiten, 26)
Resulullah s.a.v buyurmuş: “Gazap şeytandandır. Şeytan da ateşten yaratılmıştır. Ateş, ancak su ile söndürülür. Biriniz kızdığı zaman abdest alsın.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 3)
Bir başka hadiste de:
“Biriniz öfkelendiğinde, ayakta ise otursun. Yine sakinleşmezse yanı üzere yatıversin” buyrulmaktadır. (Ebû Dâvûd, Edeb, 3)
Ramazan’da sevaplar bire bindir
Bediüzzaman Hazretleri, Ramazan ve orucun faziletlerini anlattığı Ramazan Risalesinde, bu ayda yapılan ibadetlerin sevabı hakkında şöyle bir müjde vermektedir:
“Ramazan-ı Şerifte sevab-ı a’mal (amellerin sevabı), bire bindir. Kur’an-ı Hakîm’in nass-ı hadîs ile her bir harfinin on sevabı var; on hasene sayılır, on meyve-i Cennet getirir. Ramazan-ı Şerifte her bir harfin, on değil bin ve Âyet-ül Kürsî gibi ayetlerin her bir harfi binler ve Ramazan-ı Şerifin Cum’alarında daha ziyadedir. Ve Leyle-i Kadir’de otuz bin hasene sayılır. Evet her bir harfi otuz bin bâki meyveler veren Kur’an-ı Hakîm, öyle bir nuranî şecere-i tûbâ hükmüne geçiyor ki; milyonlarla o bâki meyveleri, Ramazan-ı Şerif’te mü’minlere kazandırır.” (Mektubat, 29. Mektub, 2. Kısım)
Demek ki, Ramazan ayında yapılan her ibadete bin kat sevap verilmektedir. Mesela, bir oruç bin oruç, bir Kur’an hatmi bin hatim, yirmi rekâtlık teravih yirmi bin rekât, bir kişiye iftar vermek bin iftar, bir Yasin okumak bin Yasin, bir istiğfar bin istiğfar, bir Cevşen okumak bin Cevşen okumuş gibi yazılmaktadır.
Böyle muhteşem bir fırsatı kaçırmamak için boş işleri, lüzumsuz sohbetleri, gaflet içinde yaşamayı terk etmek ve ibadete odaklanmak gerekir.
Rabbim razi olsun hocam ağzına yüreğine sağlık gurbet ellerden dua gönderiyorum. 🤲🏻💫
Canım hocam Rabbim sizden ebeden razı olsun 🌷🌸🌸
وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَث۪يراً مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِۘ لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ بِهَاۘ وَلَهُمْ اَعْيُنٌ لَا يُبْصِرُونَ بِهَاۘ وَلَهُمْ اٰذَانٌ لَا يَسْمَعُونَ بِهَاۜ اُو۬لٰٓئِكَ كَالْاَنْعَامِ بَلْ هُمْ اَضَلُّۜ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ
Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.(A'raf 179)
Allah sizden ve emeği geçen herkesten razı olsun hocam
🤲ALLAH RAZI OLSUN SiZDEN EBEDi DEGERLi HOCAM 🕋🤲
Birde ibadetlerimizde gösteris yapmadan sadece ALLAHIN Rizasini gözeterek samimi yapilan ibadetler iNSAALLAH makbul ibadetlerden sayilir 🕋🤲
Elhamdulillah
EN cimri,aciz,hırsız,hayırlı,akıllı. İnsanlar kimlerdir.
Hz Ali r.a. rivayet edildiğine göre Resûlullah S.a.v. şöyle buyurdu:
“Cimri, yanında adım anıldığı halde bana salâtü selâm getirmeyen kimsedir.” (Tirmizî, Daavât, 101. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I, 201)
Ebû Hüreyre r.a.rivayet ediyor. Peygamber Efendimiz S.a.v. şöyle buyurmuşlardır:
İnsanların en cimrisi selâm vermede cimri davranan, insanların en âcizi de duâ etmekte acizlik gösterendir.
(Camiüssağir-2157)
Resulullah S.a.v. buyurmuş:
“-Hırsızların en kötüsü, namazdan çalandır. Yani rükûsunu, secdesini, huşû ve kıraatini tam yapmayarak çalandır.” buyurdu. (Dârimî, Salât, 78)
Ebû Ya’lâ Şeddâd İbni Evs r.a. rivayet edildiğine göre Resûlullah S.a.v. şöyle buyurdu:
“Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Âciz kişi de, nefsini duygularına tâbi kılan ve Allah’tan dileklerde bulunup duran (bunu yeterli gören) dır.” (Tirmizî, Kıyâmet 25, İbni Mace, Zühd 31)
Resulullah S.a.v. buyurmuş:
Sizin en hayırlınız Kur’ân’ı öğrenen ve öğretendir.” (Buhârî, Fedâilu’l-Kur’ân, 21)
“Sizin en hayırlınız insanlara faydalı olandır.” (Beyhakî, Şuab, VI, 117),
“Sizin en hayırlınız hanımlarına iyi davrananlardır.” (Tirmizî, Rasâ, 11/1162)
“Sizin en hayırlınız selâmı yayandır.” (Bkz: Ebû Dâvud, Edeb, 132-133/5197)
“Sizin en hayırlınız komşusuna iyi davranandır.” (Tirmizî, Birr, 28/1944) gibi…
Allah-u teala şöyle buyuruyor:
"Artık onlar Allah'ın kendilerini ansızın yakalayıvermesinden emin mi oldular? Allah'ın ansızın yakalamasından ancak hüsrana uğrayan kimseler emin olurlar." (A'raf: 99)
Bu ayet gösteriyor ki;
Allah'ın azabından emin olmak ve ondan korkmamak müşriklerin sıfatlarındandır.
Halbuki müşriklerin kalplerinin Allah'ın azabından titremesi gerekir. Mü'min Allah'ın azabından her an korkmalıdır.
Allah-u teala şöyle buyuruyor:
"İbrahim: "Sapıklardan başka kim Rabbinin rahmetinden ümit keser" dedi." (Hicr: 56)
Bu ayet gösteriyor ki; Allah'ın rahmetinden ümit kesmek " ضالون " sapıkların sıfatıdır.
Muttakilerin ve hidayete erenlerin sıfatı ise Allah'ın rahmetinden ümit kesmemek, Allah'ın rahmetini ummaktır.
🤲
Çox gözəldi
🌹🌹🌹
❤❤❤
🌞🌞🌞
👍😎
🤩
❤️☝️❤️
🤳
Çok eksiğimiz var çok 😔
Allah razı olsun
Allah razı olsun hocam
Peygamberimiz bir hadislerinde: “İnsanlar diriltildikleri zaman kabrinden ilk çıkacak olan benim” buyururlar. Bunun devamındaki bir hadislerinde ise: “Cennet elbiselerinden bir elbise giyerim, sonra arşın sağ tarafında ayakta dururum. O esnada bu makamda, Allah’ın yarattıklarından benden başka hiç kimse yoktur” (Tirmizî, Menâkıb 1) buyurmaktadır.
İbni Abbâs radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, va’z etmek üzere aramızda doğrulup ayağa kalktı ve şöyle buyurdu:
“Ey insanlar! Şüphesiz ki siz yalınayak, çıplak ve sünnetsiz olarak Allah’ın huzuruna toplanacaksınız. ‘İlk defa yoktan var ettiğimiz gibi yeniden yaratacağız, bu va’dimizdir. Biz gerçekten bunu yapmaya muktediriz.’ (Enbiyâ sûresi, 104) Haberiniz olsun! Kıyamet günü insanların ilk giydirileni İbrahim Aleyhisselâm’dır. Haberiniz olsun! Ümmetimden bir takım kimseler getirilip sol tarafa, Cehennem tarafına sevk edileceklerdir. Ben:
- Ey Rabbim! Bunlar benim ashâbım, benim ümmetim, derim. Bunun üzerine:
- Sen, bunların senden sonra ne bid’atler ortaya çıkarıp ne kötülükler yaptıklarını bilmezsin, denir. Bunun üzerine ben, sâlih kul İsâ Aleyhisselâm’ın dediği gibi derim:
“Ben aralarında bulunduğum sürece durumlarını gözettim; fakat sen beni öldürüp aralarından alınca, onların denetleyicisi ve gözetleyeni sadece sen oldun. Sen her şeye hakkıyla şâhitsin. Onları cezalandıracaksan şüphesiz ki onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlayacaksan, mutlak güçlü ve hikmet sahibi ancak sensin.” (Mâide sûresi, 117-118)
Bunun üzerine bana şöyle denilir:
Gerçekten onlar, sen kendilerinden ayrıldığından beri, topukları üzerinde geri dönüp dindarlıktan dinsizliğe yönelmeye devam ettiler.” (Buhârî, Enbiyâ 8, Rikâk 45; Müslim, Cennet 58. Ayrıca bk, Tirmizî, Kıyâmet 3; Nesâî, Cenâiz 119)
Allah razı olsun
Allah razı olsun hocam.
Allah razı olsun
Allah razı olsun hocam.
Allah razı olsun hocam
Allah razı olsun hocam