(3) 2.Lem'a/1, Sh 4 | Sabır kahramanı Hz Eyûb (as)’ın münâcâtı, hem mücerreb, hem te’sîrlidir.

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 16 окт 2024
  • İKİNCİ LEM‘A
    بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ ٭ اِذْ نَادٰي رَبَّهُٓ اَنّ۪ي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِم۪ينَ
    Sabır kahramanı Hazret-i Eyûb Aleyhisselâm’ın şu münâcâtı, hem mücerreb, hem te’sîrlidir. Fakat âyetten iktibâs sûretinde bizler münâcâtımızda, رَبِّ اِنّ۪ي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِم۪ينَ demeliyiz. Hazret-i Eyûb Aleyhisselâm’ın meşhur kıssasının hulâsası şudur ki: Pek çok yaralar ve bereler içinde epey müddet kaldığı halde, o hastalığın azîm mükâfâtını düşünerek kemâl-i sabır ile tahammül etmiş, kalmış. Sonra yaralarından tevellüd eden kurtlar, kalbine ve diline iliştikleri zaman, zikir ve ma‘rifet-i İlâhiyenin mahalleri olan kalb ve lisânıyla yaptığı ubûdiyete halel gelir düşüncesiyle kendi istirahati için değil, belki ubûdiyet-i İlâhiye için demiş: “Yâ Rab! Zarar bana dokundu. Lisânen zikrime ve kalben ubûdiyetime halel veriyor” diye münâcât etmiş. Cenâb-ı Hak o hâlis ve sâfî ve garazsız, lillâh için olan o münâcâtı gāyet hârika bir sûrette kabûl etmiş. Kemâl-i âfiyeti ihsân edip envâ‘-ı merhametine mazhar eylemiş. İşte bu lem‘ada beş nükte var.
    Birinci Nükte: Hazret-i Eyûb Aleyhisselâm’ın zâhirî yaralarının ve hastalıklarının mukābili, bizim bâtınî ve rûhî ve kalbî hastalıklarımız var. İçimiz dışımıza, dışımız içimize bir çevrilse, Hazret-i Eyûb Aleyhisselâm’dan daha ziyâde yaralı ve hastalıklı olduğumuz görünecek. Çünkü işlediğimiz herbir günah, kafamıza giren herbir şübhe kalb ve ruhumuza mütemâdiyen yaralar açıyor. Hazret-i Eyûb Aleyhisselâm’ın yaraları, kısacık hayat-ı dünyeviyesini tehdîd ediyordu. Bizim ma‘nevî yaralarımız ise, pek uzun olan hayat-ı ebediyemizi tehdîd ediyor. O münâcât-ı Eyûbiyeye, o hazretten bin def‘a daha ziyâde biz muhtacız. Bâhusus, nasıl ki o hazretin yaralarından neş’et eden kurtlar, kalb ve lisânına ilişmişler, öyle de; bizlerin günahlarımızdan gelen yaralar ve yaralardan hâsıl olan vesveseler ve şübheler, neûzübillâh mahall-i îmân olan bâtın-ı kalbimize ilişip îmânımızı zedeliyorlar ve îmânın tercümanı olan lisânın zevk-i rûhânîsine ilişip zikirden nefretkârâne uzaklaştırarak susturuyorlar.
    evet, günah kalbe işleyip, kalbi siyahlandıra siyahlandıra, tâ nûr-u îmânı kalbden çıkarıncaya kadar kalbi
    SAYFA 5
    katılaştırıyor. Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah istiğfâr ile çabuk imhâ edilmezse, kurt değil, belki küçük ma‘nevî bir yılan olarak ısırır. Meselâ, utandıracak bir günahı gizli işleyen bir adam, başkasının ıttılâından çok hicab ettiği zaman, melâike ve rûhâniyâtın vücûdu ona çok ağır gelir. Küçük bir emâre ile onları inkâr etmek arzu eder. Hem meselâ, cehennem azabını intâc eden büyük bir günahı işleyen bir adam, cehennemin tehdîdâtını işittikçe, istiğfâr ile ona karşı siper almazsa, bütün ruhuyla cehennemin ademini arzu ettiğinden, küçük bir emâre veya şübhe, cehennemi inkâr ettirmeye cesâret verir. Hem meselâ, farz namazını kılmayan ve vazîfe-i ubûdiyetini yerine getirmeyen ve küçük bir âmirinden küçük bir vazîfesizlik yüzünden aldığı tekdîrden müteessir olan bir adama, Sultân-ı Ezel ve Ebed’in mükerrer emirlerine karşı farzında yaptığı bir tenbellik, büyük bir sıkıntı verir ve o sıkıntıdan arzu eder ve ma‘nen der ki: “Keşke o vazîfe-i ubûdiyet bulunmasa idi!” Bu arzudan bir ma‘nevî adâvet-i İlâhiyeyi işmâm eden bir inkâr arzusu uyanır. Bir şübhe, vücûd-u İlâhîye dâir kalbe gelse, kat‘îbir delil gibi ona yapışmaya meyleder. Büyük bir helâket kapısı ona açılır. O bedbaht bilmiyor ki, Gāyet cüz’î bir sıkıntı vazîfe-i ubûdiyetten gelmeye mukābil, inkârda milyonlarla milyarlarla o sıkıntıdan daha müdhiş ma‘nevî sıkıntılara kendini hedef ediyor. Bir sineğin ısırmasından kaçıp, yılanların ısırmasını kabûl ediyor. Ve hâkezâ... Bu üç misâl kıyâs edilsin ki, بَلْ رَانَ عَلٰي قُلُوبِهِمْ sırrı anlaşılsın.

Комментарии • 21

  • @AliIsmailYldzturan
    @AliIsmailYldzturan Месяц назад

    Rabbimiz bizleri ve sevdiğiklerimizi Risaleyi nur talebesi ETSİN İNŞALLAH ❤❤❤❤❤

  • @iffetiminzrh9096
    @iffetiminzrh9096 5 месяцев назад +1

    Allah razı olsun

  • @ahmetcan977
    @ahmetcan977 7 месяцев назад +3

    Risale-i Nur u yazdırandan da yazandan da okuyandan da dinleyenden de ebeden daimen Allah razı olsun Güzel yürekli İnsanlar

  • @muhammedabdullahabdullatif8929

    ماشاءالله بارك الله لا حول ولاقوة إلا باللهMaşallah barekallah Allah ebeden razı olsun inşallah

  • @alicetin5906
    @alicetin5906 Год назад +1

    ❤Allah razı olsun maşallah barekallah Rabbım azami istifade etmek ümmeti Muhammed e.nasip etsin inşallah ❤

  • @osmansay9166
    @osmansay9166 Год назад +1

    Allah razi olsun

  • @e.598
    @e.598 9 месяцев назад +1

    ماشاءالله بارك الله لاقوة الا بالله

  • @neslihanaslan9165
    @neslihanaslan9165 Год назад +1

    Amin inşallah.RABBİMMM ebeden razı olsun inşallah

  • @e.598
    @e.598 9 месяцев назад +1

    Amin

  • @e.598
    @e.598 9 месяцев назад +1

    Allah razı olsun hocam

  • @mustafaaydn7626
    @mustafaaydn7626 11 месяцев назад

    Allah razı olsun hocam.

  • @intikamfifamobile2975
    @intikamfifamobile2975 6 месяцев назад +1

    Devamını bekliyoruz hocam

  • @nuriuzun06
    @nuriuzun06 Год назад +1

    MAŞAALLAH

  • @neslihanaslan9165
    @neslihanaslan9165 Год назад +1

    Maşallah Barekallah

  • @Azizin-acizi
    @Azizin-acizi 10 месяцев назад

    Bu seri guzel,bazi kelimeleri ve ifadeyi tek basimiza anlayamayabiliyoruz.insallah tum külliyati bu sekilde tamamlarsiniz

  • @ehresetni
    @ehresetni Год назад +1

    Ses sisteminde bir sıkıntı var heralde boğuk geliyor

  • @aslttekin5139
    @aslttekin5139 Год назад

    Abi nar ağacı mi hurma agacimj .biz hep hurma diye biliyorduk da

    • @alihizir9573
      @alihizir9573 Год назад +2

      Kardeşim,
      Bahsettiğiniz hurma ağacı, zaten bir ayet ifadesidir. Meryem Süresi, 25. âyeti şöyledir: “Ve hurma ağacını kendine doğru silkele ki üzerine taze hurmalar dökülsün!”
      وَهُزّ۪ٓي اِلَيْكِ بِجِذْعِ النَّخْلَةِ تُسَاقِطْ عَلَيْكِ رُطَبًا جَنِيًّاۘ
      Bununla birlikte rivayetlerde hicabından gözden uzak bir yere çekilen Hz Meryem’in o lohusa döneminde bir de kuru bir nar ağacının yeşerdiğinden bahsedilir. Düşünün ki ona ikram edilen mevsimsiz çeşitli meyveleri gördüğünde Hz Zekeriya as’ın bile kendisine taaccüb ettiği Hz Meryem kim bilir daha ne ikramlara mazhar olmuştur.

    • @aslttekin5139
      @aslttekin5139 Год назад

      @@alihizir9573 evet abi.hatta filmi bile olmustu .kaç kere izledim ki her karesi hafızada daha iyi yer etsin ins .Allah binlerle kez razı olsun abi .Hizmetimiz daim ve kaim olsun .selamlar

  • @esmailkbahar3013
    @esmailkbahar3013 Год назад +1

    Allah razi olsun