üstadım daha önce de sordum ama duymazdan , görmezden geldiniz, nisa 176 da ki kelale tanımına dair deliliniz nedir , ana, baba ve çocuksuz kimse kelale ise nisa 12 de ki kelale kimdir , dağılımı nasıl yapacaksınız, kızkardeşlerden artan kısmın kamuya gideceginin delili nedir? , yine karambole gitti ? eğer miras dagilimini siz guncelleyecekseniz ki öyle yapmışsınız, hakedise göre mirası hangi delil ile gündeme getiriyorsunuz, nisa 32 nin bunun ile ilgisi yok, bu durumda kitabın bu ayetleri tarihsel midir? Örf değişince hüküm de değişir ise bunu Allah haşa ongorememistir mi? orfu Allah mi belirler yoksa toplum mu belirler ? Bu soyleminizi, iki imama dayandirmaniz , size bu hakkı verir mi ? Eğer örf kıstas ise talak, emzirme, Mihir vb konular artık güncelliğini yitirmiş midir?
İlter bey, sorunuzu arkadaş yeni haber verdi. Nisa 12'de kelale konusu çok kısa geçtiği için 176. ayette ek açıklmama gelmiştir. Bu iki ayette geçen kelale ile ilgili hükümler yan yana getirilerek ayrıntılı çalışılması gerekir. Bu da benim oturup yeni bir ders yapmamı veya bir makale yazmamı gerektirecek ayrıntılı bir çalışma ister. Ben de maalesef daha yoğun çalışmalarım olduğu için ilgilenecek zamanım yok. Buna zamanı olan biri varsa bulup öğrenebilirsiniz. Her iki ayette kelale kavramı bizzat geçtiği için ekstra delil aramıyorum. Kelale pozisyonunda olanlar tek tip olmadığı ve ikinci dereceden akrabaları farlı olduğu için 12. ayetteki kısa açıklama 176. ayette genişletilmiştir. Kardeşim miras oranlarının güncellenmesi toplumsal şartların ve evlatların aileye katkı ve sorumluğu gibi rollerinin değişmesi durumunda hukukçuların yapması gereken durumlardır. evin geçimini ve Anne babanın bakımını kız çocuğunun üstlendiği erkek evladın üstlenmediği durumlarda Allahın mirastaki ikili birli taksim oranını uygulamak Allah'ın maksadı mıdır. Yoksa Toplumdaki rol dağılımının genel sonucu mudur? Örf Allahın koyduğu yasalar değil, toplumda işleyen ortak doğrulardır ve buna uymak da Allahın 41 ayette ayrı ayrı emrettiğği toplumsal gerçekler ve insanlığın ortak doğrulardır. Basit ve sıradan gelenek demek değildir. Bu, Allahın gelmiş ve gelecek değişimleri ayrıntılı anlatmasını gerektirmediğini, insanların görüp anlama ve değerlendirmesine imkan tanıdığının bir ispatıdır. Allah öefüemretmekle kalmamış, örfü emretmeyi emretmiştir.(A'raf 199). Ebu Hanife ve Muhammed bin Hasan eş-Şeybani örfü esas almayı Kur'anın 41 tane ayetine dayanarak temellendirmişlerdir. O kırk bir ayeti de kendileri uydurmamıştır. Tarihselcilik gibi netameli bir konuya ben girmiyorum. Ama Kur'an, Hukuk konularının iman ve ibadet gibi olmadığını, her peygamberin kendi hükümlerini kendilerinin verdiğini Hz. Yusuf, Davut ve Süleyman peygamberlerin örneklerini vererek anlatıyor. Ebu Kanife ve arkadaşları da ayrımı bunun üzerinden yapıyor. Son sorunuzdaki konular da bu bağlamda yeniden değerlendirilebilir. Bu Allahın hükmünü değiştirmek değil ayetlerin maksadını anlayarak hükmün şartlarındaki değişimleri tespit ederek, ayetlerden hareketle yeni hükümler üretmektir. Allah insanlar arası ilişkilerle ilgili konularda değişim olduğunda uzmanların yeni içtihatlar yapma yetki ve sorumluluğuna açık kapı bırakmıştır. Hz. Peygambere istişare ederek karar vermesi de bunun bir gereğidir. Peygamberliğin bittiği bir dünyada gökten yeni kitap beklemek yerine mevcut kitaba bakarak çıkan sorunlara çözüm ve cevaplar bulmalarını istemiştir. Çünkü Allah sorun çözen kul istiyor, çözümü düşmanlarından bekleyen robot istemiyor. Vasiyetin üçte biri geçmemesi şartının hadise dayandığını, ayete dayanmadığını tefsirle ilgili eski bilgilerimden birinin beni yanılttığını uyarınız sayesinde gördüm. Bu hususta teşekkür ediyorum. Ancak Nisa 32. ayetin 11. ayetle ilgisinin olmadığını söylemeniz de hukuk bilmediğinizden kaynaklanıyor olabilir. o zaman size şunu sorarlar: 32. ayet neyle ilgilidir? Son olarak şunu bilmenizi isterim: Allah hukuk konusunda her konuda gereken bilgilerin tamamının anlatmamıştır ve bu konuda çok az hüküm indirmiştir. bazen çok geniş bir konuda tek bir hüküm indirerek Peygamberine ve bize yol göstermiştir. Her şey Kuranda var beklentisi bizim tarih içinde oluşmuş ezberimizdir. Örneğin zinanın cezası var, tecavüz konusunun yok diye tecavüzcüye ceza vermeyecek miyiz?
Ayrıca bu konu veya başka konularla alakalı sorularınız vs. var ise 0312 311 8000 numarasından Tuncer Namlı hocamızla konuşabilirsiniz. Teşekkür ederiz.
İki gün önce yazdığım yorumu yayımlamadınız. Hakaret yok, ayet ile tespitler vardı yorumumda. Nur Suresi 11. Ayet: “Allah size, çocuklarınız hakkında; erkek çocuğunuza, kız çocuğunuzun payının iki katını tavsiye eder. Çocukların hepsi kız olup da ikiden fazla iseler, mirasın üçte ikisi onlarındır. Eğer bir kız çocuğuysa mirasın yarısı onundur. Eğer ölenin çocuğu varsa, anne ve babanın her birine mirastan altıda bir pay vardır. Eğer ölenin çocuğu yok da anne ve baba mirasçı olmuşsa, anneye üçte bir pay vardır. Eğer ölenin kardeşleri varsa, anneye altıda bir pay düşer. Bu paylaşma, ölenin yaptığı vasiyetten ve borçlarının ödenmesinden sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bu, Allah'ın farz kıldığı hükümdür. Kuşkusuz, Allah, Her Şeyi Bilen'dir, En İyi Hüküm Veren'dir.”. Görüldüğü gibi ayette belirlenen payların Allah’ın farzı olduğunu belirtiyor. Yani zaman değişti, koşullar farklı diyerek Allah’ın farzlarını değiştirme yetkisine sahip olan biri var mıdır?
Burada hakaret tekvir vs olmadığı sürece kimsenin yorumu kaldırılmaz. Muhtemelen başka bir kanala yorum yapmışsınızdır yada hakaret içerikli yorum yapmışsanız yorumunuzu kaldırmışızdır. Yorumlarda kim olursa olsun hakaret tekvir vs devam ederse önce şikayet edilir sonra engellenir bilginize.
Ayrıca bu konu veya başka konularla alakalı sorularınız vs. var ise 0312 311 8000 numarasından Tuncer Namlı hocamızla konuşabilirsiniz. Teşekkür ederiz.
Tuncer hocayi Allah icin cok seviyorum, Allah razi olsun hocam. tüm dersleri izliyorum, not aliyorum ve ögreniyorum
Hocam Allah razı olsun. Çok farklı pencereler açtınız bakış açılarımızda.
Keşke söylenenlerin Kuran'a ne kadar uygun olduğunu da araştırsanız!
02 12 2022
Teşekkürler
üstadım daha önce de sordum ama duymazdan , görmezden geldiniz, nisa 176 da ki kelale tanımına dair deliliniz nedir , ana, baba ve çocuksuz kimse kelale ise nisa 12 de ki kelale kimdir , dağılımı nasıl yapacaksınız, kızkardeşlerden artan kısmın kamuya gideceginin delili nedir? , yine karambole gitti ? eğer miras dagilimini siz guncelleyecekseniz ki öyle yapmışsınız, hakedise göre mirası hangi delil ile gündeme getiriyorsunuz, nisa 32 nin bunun ile ilgisi yok, bu durumda kitabın bu ayetleri tarihsel midir? Örf değişince hüküm de değişir ise bunu Allah haşa ongorememistir mi? orfu Allah mi belirler yoksa toplum mu belirler ? Bu soyleminizi, iki imama dayandirmaniz , size bu hakkı verir mi ? Eğer örf kıstas ise talak, emzirme, Mihir vb konular artık güncelliğini yitirmiş midir?
İlter bey, sorunuzu arkadaş yeni haber verdi. Nisa 12'de kelale konusu çok kısa geçtiği için 176. ayette ek açıklmama gelmiştir. Bu iki ayette geçen kelale ile ilgili hükümler yan yana getirilerek ayrıntılı çalışılması gerekir. Bu da benim oturup yeni bir ders yapmamı veya bir makale yazmamı gerektirecek ayrıntılı bir çalışma ister. Ben de maalesef daha yoğun çalışmalarım olduğu için ilgilenecek zamanım yok. Buna zamanı olan biri varsa bulup öğrenebilirsiniz. Her iki ayette kelale kavramı bizzat geçtiği için ekstra delil aramıyorum. Kelale pozisyonunda olanlar tek tip olmadığı ve ikinci dereceden akrabaları farlı olduğu için 12. ayetteki kısa açıklama 176. ayette genişletilmiştir. Kardeşim miras oranlarının güncellenmesi toplumsal şartların ve evlatların aileye katkı ve sorumluğu gibi rollerinin değişmesi durumunda hukukçuların yapması gereken durumlardır. evin geçimini ve Anne babanın bakımını kız çocuğunun üstlendiği erkek evladın üstlenmediği durumlarda Allahın mirastaki ikili birli taksim oranını uygulamak Allah'ın maksadı mıdır. Yoksa Toplumdaki rol dağılımının genel sonucu mudur? Örf Allahın koyduğu yasalar değil, toplumda işleyen ortak doğrulardır ve buna uymak da Allahın 41 ayette ayrı ayrı emrettiğği toplumsal gerçekler ve insanlığın ortak doğrulardır. Basit ve sıradan gelenek demek değildir. Bu, Allahın gelmiş ve gelecek değişimleri ayrıntılı anlatmasını gerektirmediğini, insanların görüp anlama ve değerlendirmesine imkan tanıdığının bir ispatıdır. Allah öefüemretmekle kalmamış, örfü emretmeyi emretmiştir.(A'raf 199). Ebu Hanife ve Muhammed bin Hasan eş-Şeybani örfü esas almayı Kur'anın 41 tane ayetine dayanarak temellendirmişlerdir. O kırk bir ayeti de kendileri uydurmamıştır. Tarihselcilik gibi netameli bir konuya ben girmiyorum. Ama Kur'an, Hukuk konularının iman ve ibadet gibi olmadığını, her peygamberin kendi hükümlerini kendilerinin verdiğini Hz. Yusuf, Davut ve Süleyman peygamberlerin örneklerini vererek anlatıyor. Ebu Kanife ve arkadaşları da ayrımı bunun üzerinden yapıyor. Son sorunuzdaki konular da bu bağlamda yeniden değerlendirilebilir. Bu Allahın hükmünü değiştirmek değil ayetlerin maksadını anlayarak hükmün şartlarındaki değişimleri tespit ederek, ayetlerden hareketle yeni hükümler üretmektir. Allah insanlar arası ilişkilerle ilgili konularda değişim olduğunda uzmanların yeni içtihatlar yapma yetki ve sorumluluğuna açık kapı bırakmıştır. Hz. Peygambere istişare ederek karar vermesi de bunun bir gereğidir. Peygamberliğin bittiği bir dünyada gökten yeni kitap beklemek yerine mevcut kitaba bakarak çıkan sorunlara çözüm ve cevaplar bulmalarını istemiştir. Çünkü Allah sorun çözen kul istiyor, çözümü düşmanlarından bekleyen robot istemiyor. Vasiyetin üçte biri geçmemesi şartının hadise dayandığını, ayete dayanmadığını tefsirle ilgili eski bilgilerimden birinin beni yanılttığını uyarınız sayesinde gördüm. Bu hususta teşekkür ediyorum. Ancak Nisa 32. ayetin 11. ayetle ilgisinin olmadığını söylemeniz de hukuk bilmediğinizden kaynaklanıyor olabilir. o zaman size şunu sorarlar: 32. ayet neyle ilgilidir? Son olarak şunu bilmenizi isterim: Allah hukuk konusunda her konuda gereken bilgilerin tamamının anlatmamıştır ve bu konuda çok az hüküm indirmiştir. bazen çok geniş bir konuda tek bir hüküm indirerek Peygamberine ve bize yol göstermiştir. Her şey Kuranda var beklentisi bizim tarih içinde oluşmuş ezberimizdir. Örneğin zinanın cezası var, tecavüz konusunun yok diye tecavüzcüye ceza vermeyecek miyiz?
Ayrıca bu konu veya başka konularla alakalı sorularınız vs. var ise 0312 311 8000 numarasından Tuncer Namlı hocamızla konuşabilirsiniz. Teşekkür ederiz.
İki gün önce yazdığım yorumu yayımlamadınız. Hakaret yok, ayet ile tespitler vardı yorumumda.
Nur Suresi 11. Ayet: “Allah size, çocuklarınız hakkında; erkek çocuğunuza, kız çocuğunuzun payının iki katını tavsiye eder. Çocukların hepsi kız olup da ikiden fazla iseler, mirasın üçte ikisi onlarındır. Eğer bir kız çocuğuysa mirasın yarısı onundur. Eğer ölenin çocuğu varsa, anne ve babanın her birine mirastan altıda bir pay vardır. Eğer ölenin çocuğu yok da anne ve baba mirasçı olmuşsa, anneye üçte bir pay vardır. Eğer ölenin kardeşleri varsa, anneye altıda bir pay düşer. Bu paylaşma, ölenin yaptığı vasiyetten ve borçlarının ödenmesinden sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bu, Allah'ın farz kıldığı hükümdür. Kuşkusuz, Allah, Her Şeyi Bilen'dir, En İyi Hüküm Veren'dir.”.
Görüldüğü gibi ayette belirlenen payların Allah’ın farzı olduğunu belirtiyor. Yani zaman değişti, koşullar farklı diyerek Allah’ın farzlarını değiştirme yetkisine sahip olan biri var mıdır?
Burada hakaret tekvir vs olmadığı sürece kimsenin yorumu kaldırılmaz. Muhtemelen başka bir kanala yorum yapmışsınızdır yada hakaret içerikli yorum yapmışsanız yorumunuzu kaldırmışızdır. Yorumlarda kim olursa olsun hakaret tekvir vs devam ederse önce şikayet edilir sonra engellenir bilginize.
Ayrıca bu konu veya başka konularla alakalı sorularınız vs. var ise 0312 311 8000 numarasından Tuncer Namlı hocamızla konuşabilirsiniz. Teşekkür ederiz.
@bilgekhan - Nur suresinde 11. ayette böyle birsey yazmiyor, ayetleri karistirdin galiba
Sayın hocam , Kafa yormak lazım dediniz Allah'ın kitabıni anlamak için, miras ayetlerini anlamamissiniz, çünkü, emek harcamamissiniz, selametle