Erinç Bey yıllar önce kızını kaybetti. Sosyal medyadan baş sağlığı diledim acısının içinde üşenmemiş cevap vermişti. Bu kadar zarif bir insana hayat bunu nasıl yapar diye kendisini her gördüğümde hayıflanırım. Tevazu, zarafet, incelik neden nesilden nesile aktarilamadi bilmiyorum, imkan olsa da pamuklara sarabilsek...
Ya İlker Hocam, Allah sana sağlıklı uzun ömürler versin inşallah. Uzun yıllar flutv yaşasın. Türkiye bir daha böyle bir formata sahip youtube kanalına sahip olur mu emin değilim.
katılıyorum. uzun metraj konusu artık şaka olsun diye soruluyor biliyorum ama, çekip çekebileceği herhangi bi arthouse uzun metrajdan daha kıymetli bu kanal.
Erinç hoca bu ülkenin yetiştirmiş olduğu en iyi iktisatçılardan biri olmasının yanı sıra onu daha değerli yapan insanlığı, dünya ile olan tüm etkileşimleri. Bilim öğrenilir ama kibar olmak iyi olmak yaşadığım yeri düşünmek üstüne kafa yormak bunu dert edinmek herkesin kolaylıkla yapabileceği bir şey değil. Hocamıza sadece iyi bir insan olmasından öykünmek bile mümkün. Ağzınıza sağlık hocam, sağlığınız daim olsun.
Bir iktisat mezunu olarak Erinç Hocamın ülkedeki en aydınlık bilim insanlarından biri olduğunu düşünüyorum. Her ekranda her gün gördüğümüz onlarca ekonomist bozuntusundan apayrı bir yerde, hiçbir lobiye hizmet etmeyen, bilimin ve doğrunun peşinden ayrılmayan bir araştırmacı ve harika bir hoca. İyi ki varsınız Erinç Hocam :))
28:53 İlker'in "iyimser misiniz?" sorusu sanırım şu: Tarih boyunca insanlığın genel reflekslerini, bireyin, kalabalığın ve devletlerin yaklaşık hareketlerini bilip anladığınızda insanlığın samimiyetle el ele verip çok uzun vadeli bir çıkar için birlikte çalışacaklarına inanıyor musunuz? Konuğumuz kendisinin de söylediği gibi buna "zorunlu" hissettiğinden iyimser. Video boyunca içimden bu soruyu sormak gelmişti, teşekkürler.
Başka kanallarda bir konunun uzmanı çağırılır, ezbere konuşulur, söylemesi istenilen şeyler soruya çevrilip sorulur. Haydi doğamızı koruyalım denilir biter. FluTV'de sorular hep şeytanın avukatlığı ve sanki karşıt görüşlü birinin sıkıştırması gibi geliyor. Bu yüzden bayılıyorum. Çok tatmin edici. Çünkü izlerken aklımızdan geçen sorular 1 saniye sonra İlker bey tarafından seslendiriliyor. Fakat konuktan 1 tane tatmin edici cevap alamadım. Ya yine kendi ezber cümleleri ile cevap verdi ya da etrafından dolandı. İlker bey de farkında ama uzatmadı. Çünkü cevap ver(e)memek de bir cevaptır.
@@CY-pk6bw Mübarek olsun :) Ünvanlarına lafım yok. "Türkiye'deki üniversiteler" konusuna da hiç girmeyelim. Ama yine de ben de cahil, yetersiz vb. demedim zaten. Öyle olsa FluTV'de konuk olamazdı. Eminim çok yetkin ve bilgilidir. Sorulan soruların cevabını gayet iyi biliyor ama sadece kendi istediği pencereden görmek istediği manzaraya bakıp o hedef için gerekenleri konuşuyor bence. Bu da beni bilgilenme anlamında tatmin etmedi. Sorulan soruların direk cevabını alamadım, İlker bey'in tüm çabalarına rağmen Erinç bey'in söylemek istediklerini dinledik dedim özetle.
Cevap alamamak her zaman yetersizliğe değil kolay cevapların olmadığı için de olabilir. Bazı hallerin kısa sorusu kadar cevabı olmaz, zamane insanı hep istiyor kısa net cevap, sanki herşey de alabiliyormuş gibi. Dünya öyle bir yer değil bazı şeylerin cevabı çok zorlu, sormayla başlamıyor.
@@istar. Yetersiz demedigimi tekrar belirtmiştim ama okunmuyor sanırım mesajlarım. Ya da akıldaki cevaba göre okuyoruz yorumları. Cevabı gayet iyi bildiğini de söyledim. Bence bu güzel savunmanızı ona uygun iddialarda bulunan bir yorumun altına yapmalısınız. Belli ki yanlışlık olmuş. Zamane insanları çok aceleci.
Yo! Ben yanıt verdiini düşünüyorum. Düzen kendiliinden deyişiyo zāten. 5 yıl içinde yollarda içten yanmalı motor kalmıycak. Evina 12 tāne güneş gözesi taktırınca evin ısı pompası, 1 fişli araba, ocak, aydınlatma faturan "0".
Merhaba Ilkay hoca, yeni ve cok iyi bir program icin cok tesekkur ederim/ ederiz. Ama cok kisa olmus! gunumuzun en önemli konusuna yalnizca 29 dakika? Artik turk halkina sagci solcu kavgasi degil de gelecegin, ilklimin, gelecege dair yatirimlarin daha önemli oldugunu gösterin. Böyle konulara, bu konularda uzman insanlara daha cok yer verin. Erinc Hoca alternatif tuketimden bahsetti ama ne yazikki bununla ne demek istedigini tam olarak aciklamadan program bitti. Lutfen böyle önemli konulara daha cok yer verin ve kamoyunu dogru yolda egitin. Saygilar, sevgilar.
Yenilenebilir enerji yetecek mi sorusuna ben cevap vereyim. Şuanki teknolojiyle bile hayli hayli yetiyor ama topyekün yenilebilir enerjiye geçiş maliyetleri yüksek. Bir de sürekli daha yüksek verim sağlayacak bir teknolojik gelişme yaşandığı için geçiş için bir bekleme söz konusu. Almanya 2009da milyarlarca dolar harcayarak DESERTEC projesine başladı. Sahra çölüne kurulacak dev güneş enerjisi tarlaları yapılan hesaplara göre bütün dünyanın enerjisini karşılayacak boyuttaydı. Ancak bu enerjinin taşınması maliyetli, kuzey afrika çok istikrarsız bir yer, güneş enerjisi tarlalarına bu süreçte sürekli saldırılar yapıldı. Kuzey afrika ülkeleri çok istikrarsız olduğu için ve bu arada güneş enerji panellerinin verimliliğini çok arttırdıklarından bu projeyi bıraktılar. Normalde Sahra çölündenden elde edilen güneş enerjisi Almanya'da üretilen güneş enerjisinden dört kat daha verimli ancak başka ülkeye bağlı kalmak ve taşıma maliyeti yeni teknolojilerle birlikte bunu gereksiz kıldı. Artık gün ışığı çok az olan yerlerde bile günes enerjisi üretmek o kadar maliyetli değil. Hatta maliyeti petrolden çok daha düşük ama en başta yapılması gereken alt yapı yatırımı ve özellikle üretilen enerjinin depolanması hala pahalı. Ama bu konular üzerinde yoğun çalışılıyor, hem özel şirketler hem devletler yenilenilebilir enerjinin veriminin artırılmasına inanılmaz kaynak ayırmış durumda. 2050ye kadar bu sorunu çözmüş olacağımızdan benim hiçbir şüphem yok. Bilim insanları yapılması gerekeni yapar, korkulacak kısım her zaman deli ve açgözlü siyasetçiler.
ilk cümlenize yorum yapayım, yenilenebilir enerjiden kasıt güneş ve rüzgarsa yatırım maliyetleri yüksek değil aksine çok düşük. Ayrıca elektrik talebini karşılamakta yetersiz kalıyorlar yani yetmiyor. Adı üstünde güneş ve rüzgar. Bu teknolojiler güneş yada rüzgar olmadığında depolama sistemleri de yoksa şebekeye elektrik üretip veremezler işin en giriş kısmında ofsayt başlıyorsunuz.
@@dogukanbak5687 @dogukanbak5687 belli ki ilk cümleden sonrasını okumamissiniz. Maliyetin icine depolama maliyetini de kattım bunu da ilerleyen aşamada belirttim. Üretim tek başına değil ama depolamayla birlikte hâlâ oldukça maliyetli, bunun uzerine deli gibi çalışılıyor. Ama bunun dışında yetmiyor diye bir şey yok. Güneş de rüzgar da sınırsız bir enerji kaynağı. Tüm dünyanın enerji ihtiyacını fazlasıyla karşılayacak potansiyeli var. Profesör Michael Düren'in Understanding the Bigger Energy Picture: DESERTEC and Beyond isimli kitabını öneririm. Ucretsiz olarak internette bulabilirsiniz, yazarı hiçbir telif talep etmeden kendisi e kitap olarak paylaşmış.
Dünyaya, kendime ve doğmamış evladıma en büyük katkım ürememek oldu, bireysel olarak daha fazlasını yapmayı düşünmüyorum. Maymunlar cehennemine doğan evlatları bekleyen karanlık korkunç. Dilerim bu foseptik çukurunda hayatta kalabilirler.
Ben daha fazlasını yapmak için patetik bir heyecan içinde olma ruh halini atamıyorum üzerimden ama eşimle ben de ürememek kararı noktasında son derece gururluyuz
@@mugedulun8291 Kontrollü su ve plastik tüketimi dışındaki çaba tamamen gereksiz, zira fabrikalar bacalarına filtre bile takmıyorlar. Kendinizi yormayınız boş yere. Unutmayın, bir hayatın bırakacağı çöpü elimine edeceksiniz (kararınız değişmezse) ki bu tonlarca atık demek.
Aynı sebepten ben de çocuk yapmadım. Şu hale bakın dünya insanları birleşip çözüm bulacak ha ? Güldürmesinler insanı. Herkes son günüymüş gibi zevk peşinde ve altta kalanın canı çıksın ideolojisi hakim… hangi umut hangi birleşme Allah aşkına …
Selam .Uremediginiz icin dogmamiş bir cocugunuz yok.Yani ona bir iyilik yapamazsiniz cunku olmayan birseye iyilik yapilmaz.Bu bile n kadar yanliş bir dusuncede olduginuzun en açik örnegi.Bence siz kendinize de iyilik yapmadiniz bunu anlayacaksiniz.
İlkercim ne güzel diğer videolara çalışıp geliyorsun, foucault falan okuyoursun. Süper. Keşke iklim değişikliği konusunda da aynı çabayı göstersen. Ama yine de gündeme aldığınız için teşekkürler. Umarız devamı gelir. Umarız iklim değişikliğinin " insanlık tarihi (250K yıldır) boyunca , insanlığın karşılaştığı en büyük tehdit" olduğu geniş kitlelerce farkedilir. özellikle çocuğu olan veya çocuk yapmayı düşünen bireyler keşke ne ettiklerinin farkına varabilse:( Ayrıca pozitivism den doğru , bir noktada bilim bu işi çözer diye bir düşünceniz var, haksız da değilsiniz, geçmişe bakınca. Ama, gerçekten öyle bir yöntem Yok:) vallahi yok yahu, olsa niye inkar edelim, biz aktivistler Mars'ta yaşamıyoruz, biz de ölcez sonuçta değil mi:)
hocam keşke bu dönüşüm için gereken materyal ihtiyacından, bunun imkansızlığından, zorunlu sonucu olan küçülmeden, hegemonyanın bu küçülmeyi hangi gelir grubu/ülke/coğrafyaya dayatacağından, halihazırda kıt kanaat yaşayan bu devasa nüfus toplamının kitlesel mecburi yıkımından da bahsetse ve iyi bir marksist olarak bu "maliyeti" alttakiler, küfesi boşlar olarak yüklenmeyi reddediyoruz da diyebilseydi. Küçülecek olanlar halihazırda çok tüketenler, nesiller boyu servet biriktirmiş olanlar. Buyrun bunun politik tasarımına.
Yeşil mutabakat nedir, nasıl uygulanır ile baslansaydı dediklerinize belki yanıt alabilirdik ama bodoslama dalındıgını için konuya ayaküstü muhabbet kalitesinde kalmıs
Yazılım ve enerjiye dokunan birçok konu olmuş, yenilenebilir enerji üretim yazılımları geliştiren, her iki sektörden biri olarak dikkatimi çeken iki noktaya yorum yapmak isterim: Güneş enerjisinin ya da yenilenebilir enerjinin daha verimli olması daha feasible olduğu anlamına gelmiyor. Yenilenebilir enerjideki yatırımın karşılığını alma süreleri çok uzun, bu yüzden daha fazla sermaye birikimi gerektiriyor. Hain kapitalistlerin “aa güneş daha verimliymiş” diye tüm kömür santrallerini ve petrolü terkedip güneşe yatırım yapmamasının altında temelde bu yatıyor. Uzun vadede verimlilik karlılığı da getirecek gibi görünüyor ama bir doğalgaz veya kömür santrali kendisini çok daha kısa sürede amorti ediyor. Bunun yanında özellikle güneş tarafında önemli bir lanetimiz aynı zamanda en büyük şansımızla aynı: teknolojisi hızlı gelişiyor. Bu, en yeni teknolojiyle şu an yapılan 20 yılda geri dönüşü alınacak bir yatırımın 5 yıl sonranın teknolojisiyle yapılacak 10 yılda geri dönüşü alınacak bir yatırımdan daha başarısız olması ihtimali yüksek, bu da sektöre girişi yavaşlatıyor. Son olarak, bataryalar yavaş yavaş yaygınlaşmaya başlasa da halen uygun maliyetli şekilde enerji devamlılığı sağlama seviyesinden çok uzaklar. Güneş ve rüzgarda kapasite faktör denen ve genel olarak yılın ne kadarında aktif olarak üretim yapılabildiğini ifade eden oranlar sırasıyla %20 ve %35 civarında. Batarya teknolojisi ve yatırımında drastik bir değişim olmadığı sürece kömür santrallerinden kurtulsak da ciddi bir oranda doğalgaz veya en azından nükleer santraller olmadan arz güvenliği sağlamak mümkün görünmüyor. Yanlış anlaşılmasın, biraz kömür ve doğalgaz bırakalım demiyorum, aksine batarya teknolojisi yatırımlarının kritik önem arz ettiğini söylüyorum. İkinci konu: Yazılım ve AI’ın karbon ayak izi konusunda da haklısınız, şu an toplam salınımın %4’ü yazılım altyapımızdan geliyor. Yazılım altyapısının özellikle blockchain ve üçüncü kullanıcıların bilinçsiz kaynak sömürüsüne açılan yapay zeka modelleri tarafında ciddi bir israf yaptığını kabul ediyorum, ama tüm bunlar bu teknolojilerin gelişimini hızlandırıyor. Tüm yenilenebilir enerji santralleri üzerindeki verimliliği ve emre amadeliği yüzde 7-8 artıracak bir yapay zeka ekosisteminin enerji üretiminde yakılmaktan kurtaracağı kömürün karbon salınımı, dünyadaki tüm yazılım sistemlerinin karbon salınımından daha fazla, bunu gözden kaçırmamak gerekir.
Zaten kapitalizmin bahanesi hep teknolojinin gelişimi ve insanlığın refahıydı :) hah gelişe gelişe bu hale geldik işte :) aman tanrım ne çok geliştik şimdi napacağımızı bilmiyoruz.:) O son da dediğiniz hesapta gerçekte öyle olmaz o yapay zekayı oluşturmak için oluşturduğun tüketim ve ziyan değerli elementlerin çıkarılması için yaşanan ekonomik savaşlardan, yarı iletken fabrikalarından felan başka öyle kömürü felan aklayamaz.:) Yoksa siz de kapitalist şirketlerin sondan başlayıp yaptığı aldatıcı hesaplar gibi yaparsanız 50 yıl daha kendimizi kandırırız ancak.:) Kaldı ki bilgisayar olmadan hiçbir sanayi, üretim işleyemiyor bugün, yani muhtemelen öyle bültenlerdeki gibi bu pisliğe katkısı %10'lara kadar felan oranlamada doğru değil. Bugün yazılımı çıkarttığın zaman hayatından sanayi devriminin bir öncesine dönmüyorsun taş devrine dönüyorsun direkt. İnsanlığın ilerliyorum derken geçmişiyle bağı koptu. Batılılar devasa tarımı bile yazılımla yapıyor.:) Velhasıl bunları zaten yapıyoruz bırakamayız ki diyorsakta bütün kapitalizm uyuşturucusunu almışlar gibi insanların çözüme inanmadığı gibi öyle küçük değişimlerle felan hiçbir şey yapılamaz 50-100 yılda, Dünya da herkese değil ama çoklarına bırakamayacağına inandığı şeyleri çok güzel ss bıraktırır.:) düşün bunları bir bilişimci söylüyor.
@@korayaptall Bu bilginin doğruluğu biraz tartışmalı. Oradaki değişiklik klasik kripto standardı Proof of Work’ün (PoW) yanına yeni standart Proof of Stake’in (PoS) de eklenmesi. PoS’un PoW’a göre %99.9 daha verimli olduğu genel olarak doğru, ama bunun total emisyonu aynı oranda düşürüp düşürmeyeceği belirsiz. Miningi daha kolay hale getirdiği için daha fazla amatör madenciyi slsteme dahil etti örneğin. Eski sistemin kallavi madencileri de aynı hızla devam ediyor. Şu an farklı kaynaklarda dünyadaki sera gazı salınımının yüzde 0.2’si ile %1’inin kripto işlemlerinden geldiği bilgisi var. Bankacılık hakkında tam net bir rakam göremedim ama çok çok daha büyük bir işlem hacmini ve parayı, şubeler, çalışanlar vs. ile birlikte kat kat daha az karbon salarak yönettiğini söyleyebiliriz. Benim vurgulamaya çalıştığım şey, kripto olayının tamamen kurgusal bir gerçeklik olması ve bu kurgusallığın salınımımızın %1’e yakınından sorumlu olması. Son olarak, şirketlerin karbon ayak izleri hakkındaki iddialı değişim açıklamalarına çok temkinli yaklaşmak gerekiyor. Konu kompleks bir konu olduğu için herkes varsayımlarını en işine geldiği gibi yapmaya meyilli.
@@ElektrikliYollar Sayın Yeldan hayata WEF gözlükleri ile bakarken kendisine nasıl "Marksist" ve "İktisatçı" diyebiliyor anlayamadım. Açılımı "Uluslararası İklim Değişikliği Platformu" olan ve hükümet temsilcilerinin katıldığı bilimsel olmaktan çok uzak ve sadece küresel kapitalist emperyalist mahfili tarafından kurgulanan ve kendilerinin sorumlu olduğu çevre felaketinin üzerini örtmek ve üstelik bunun bedelini yine sömürge ülke halklarına ödetmek için uydurdukları ve CO2 oranına ve nedense mini buzul çağını es geçerek 1850'den ve varsa bile kendilerinin sorumlu olduğu olduğu "küresel ısınma" anlamına indirgedikleri ve sömürge ülkelerini efendilerine hizmet etmek için daha çok üretecek oldukları CO2 üzerinden kontrol edecekleri gibi ayrıca vergilendirecekleri bir tezgâhın adıdır "iklim değişikliği" ki bu sözde Marksistler bu tezgahı kurgulayan emperyalistlerin ağzıyla konuşmaktadırlar.
Google'da yapılan her aramanın böylesi bir karbon emisyonuna neden olması şaşırtıcı bir bilgiydi. Çok güzel bir konu ve çok güzel bir program olmuş. Teşekkürler. 💛
Bir Google araması, yaklaşık olarak 0.0003 kWh (kilovat saat) enerji tüketir. Bu, bir LED ampulün birkaç saniye boyunca yanmasıyla eşdeğer enerji miktarıdır. Google, bu enerji tüketimini minimize etmek için veri merkezlerini enerji verimliliği açısından optimize etmiştir ve çoğu durumda yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaktadır. Bu sayede, bireysel bir aramanın karbon ayak izi oldukça düşük kalır. Ancak, dünya genelinde milyarlarca arama yapıldığında, bu enerji tüketimi önemli bir toplam oluşturabilir.
Sen bir de yapay dil modellerinin bir cevap için harcadığı elektriği gör. 0.0029 kWh. Bir de bunların virtual asistan olmasını düşünüyorlar. İmage generation, video generation da aynı şekilde. 0.012 kWh = telefonu şarj etmekle aynı enerji.
Yine harika bir video ama bir konunun etrafından dolaşıldı. Hayvansal gıda üretiminin etkisi, sanki tepki çekmekten çekinerek bahsedilmemiş sanki. Tekrar yayına çağırırsanız bu konuyu ele alın lütfen.
Erinç bey'in anlatımı işin tekniğinden daha çok işin aktivizm&fikir kısmında. Bu yüzden anlattıklarından net bir fikir elde etmek bana göre cok munkun olmadı. Önce konuyu açıklayıp + ve -'leri net bir şekilde sunup sonra kendi görüşünü verse daha keyifli ve verimli bir program olabilirdi.
Hocam cok iyi niyetli, bol wishful thinking’li konusuyor. Kendilerine cok tesekkur ederim. Ancak paranoya yapmanin kimseye bir faydasi yok ya da romantik degisimler beklemek icra etmesi hayal işler
Temel olarak az tüketim ve doğru tüketim sürekli parantez içinde zengin olmayan kesime dayatılıyor. Bugün ben yeni bir ürün almaya çalıştığımda hem daha pahalı hemde geri dönüştürülmüş bir ürüne sahip oluyorum. Diğer kesim ise yine daha iyisine kolaylıkla sahip olabiliyor. Bu dönüşümün başlaması gereken yer doğru mu emin değilim
Bedri Ruhselman 1959'da yazdığı kitapta 2060 yılı civarında yeryüzünün iklim değişikliği ve doğal afetler nedeni ile yaşanmaz hale geleceğini öngörmüş. Bu sürecin sonunda bir avuç insan hayatta kalacak ve herşey sıfırdan tekrar başlayacakmış.
10-12 yılda eşik geçilecek diyor. Aklıma birkaç gün önce radyo dinlerken denk geldiğim haber geldi: Starbucks’ın yeni CEO’su yeni işine 1600 km uzaklıkta yaşadığı için, işine özel uçakla gidecekmiş. Kâğıt bardak kampanyasına devam. 🤗🥰
Savaşların sürdüğü, en büyük yatırımların askeri alanlara yapıldığı, zenginleşme adına ülkelerin birbiriyle amansızca yarıştığı bu dünyada benim hiç umudum yok açıkçası. Yine de FluTV'ye çabalarından dolayı çok teşekkürler.
Erinç hocanın ağzına sağlık, İlker bey sizin de emeğinize sağlık. Ben bu tip iklim aktivistlerinde (hoca öyledir demiyorum, doğrudan ben iklim aktivistiyim gibi bir cümle çıkmadı ağzından çünkü) biraz romantiklik görüyorum açıkçası. Halbuki sosyoekonomik şartların, sınıf dinamiklerinin de farkındayız. Şu bir gerçek ki "bilinç" konusunda toplumun çok az bir kesimi bu konuma erişecek, yani bu kadar bilinçli hareket edecek. Ben bu konuda maalesef hiç iyimser değilim. Aldığım gıda nereden geliyor vs. gibi bir arayış içine kim giriyor, çok azımız. Öte yandan bunun sınıf dinamikleriyle de ilişkisi var. Tamam tüketim alışkanlıklarımızı değiştirelim, endüstriyel ürünler yerine doğalı tercih edelim. Peki nasıl? Pahalı. Halk erişemiyor ki. Ben sanmıyorum ki bir şeyin doğal olanı varken insan endüstriyel olanını tüketsin normal şartlarda. Ama sistem insanları oraya itiyor. Bakın organik dedikleri yumurta ile fabrika yumurtası arasında bile neredeyse 1/3 fiyat farkı var. Erdoğan'ın simit hesabına çıkıyor iş, o bile pahalı. Dolayısıyla ben kıymetli hocamızın dediklerini iyimser temenniler olarak görüyorum ki kendisi de açıkça ifade ediyor. Benim çabam, ailede başlar denen çaba inanın çok çok çok küçük ölçekli bir girişim oluyor. Adam kriptoyla uğraşıyor sabah akşam, ben de aman yatmadan TV'nin fişini çıkarayım da enerji gitmesin boşa diyorum. Dolayısıyla daha devasa adımlara ihtiyaç var. Bu da böylesi bir düzende mümkün mü? Emin değilim. Biz yine de elimizden geleni yapalım İbrahim'in ateşine su taşıyan karınca misali... Saygılar sunuyorum.
En azından endonezya'dan gemiyle getirdikleri yağ ile yaptıkları bisküvileri falan almayız. Siyasilerden saçma ve bencil talepler yerine sağlıklı bir iklim aktivisti toplum yetiştiririz. Formal şekilde haklarını arayan, bilinçli ve isteklerini yönetime yansıtabilen, mücadeleci vs.
2050 ve sonrası için füsyon enerjisini ekonomik olarak kullanıma alınması için çalışmalar devam ediyor. Bu gerçekleştiğinde sorunun çözüleceğini düşünüyorum
1-Adam endüstriyi anlayamamış. İstiyor ki taş devrinde yaşayalım. Endüstrinin müşterisi insandır. Dolayısı ile tek müşterisinin zarar görmesini istemez. Yarattığı kirliliği yine endüstri temizler. 2- Endüstri hep minimum maliyeti hedefler. Bu sebepten bugün kullandığımız eşyaların çok daha düşük enerji ile çalışmaya başlayacağını göreceğiz. Örneğin eskiden tonlarca salma suyla yapılan tarım şimdi damlama ile yapılıyor.
Konuk "bilimadami degilim ancak bilimin yapabilecekleri sınırlı" diyor, 26 sene sonrası ile ilgili bir gelecek projeksyonu oluşturmaya çalışıyor. 26 sene sonra ulaşılacak teknolojik seviyenin bugün baktığımız yerden öngörülmesi mümkün değil. Teoride sonsuz olmasa bile uygulamada sonsuz ve yenilenebilir enerji mümkün olabilir, makina yapan fabrikaların yine makinalar tarafından otonom olarak üretilmesi yine mümkün. Bu makinalar çevreci projelere hizmet edebilir. Dünya çok daha yeşil, temiz, ucuz ve yaşanılabilir olabilir. Özetle buna singularity (tekillik) denir ve ardını görmek imkansızdır. Tekillik konusunu işlediginiz bir video ve konuk bekliyorum kanaldan. Saygilar
harika bir programdı. iklim krizi, finans krizi, göçmen krizi... bu sistem krizden, yoksulluktan, savaşlardan başka bir şey üretemiyor. hocamızın da alıntıladığı gibi... "ya barbarlık içinde yok oluş ya sosyalizm".
Bir Google araması, yaklaşık olarak 0.0003 kWh (kilovat saat) enerji tüketir. Bu, bir LED ampulün birkaç saniye boyunca yanmasıyla eşdeğer enerji miktarıdır. Google, bu enerji tüketimini minimize etmek için veri merkezlerini enerji verimliliği açısından optimize etmiştir ve çoğu durumda yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaktadır. Bu sayede, bireysel bir aramanın karbon ayak izi oldukça düşük kalır. Ancak, dünya genelinde milyarlarca arama yapıldığında, bu enerji tüketimi önemli bir toplam oluşturabilir.
İşin uzmanı da "yenilebilir" diyo. Bilmediğim bir tanım mı var. Yani acaba yenmek, altetmek anlamında gerçekten de "yenilebilir enerji" diye bir ifade mi var. Kabaca googleladım goremedim
@@aysedogrubak9614 Muhakkak. Çok çok iyisin bu arada ama şu vibrasyonlar için sürekli ısrar etmesen 10 numara 5 yıldız 2 de galaksi olur. Her halükarda iyi ama.
Sonuna kadar izledim ama konuk çok ezbere ve dayanaksız yorumlar yapmış. Sorulara verdiği cevaplar ve örneklerin çoğu da hatalı. Bir konu popüler olunca bir anda bir sürü uzmanı beliriyor ne yazıkki. İklim değişikliği gibi fenomenler çok önemli konular. Politikaları, yatırımları, finansmanı hepsini içeriyor. Bu nedenle insanları bu dünyanın içinde en kötü yerlere yönlendirmek ve kafalarında yanlış düşünceler bırakmak hoş değil.
Güneş Her yerde ancak güneş enerjisini kullanmak için yine araziye ihtiyaç var. Tüketilen enerjiyi azaltmadan bir süre sonra yenilenebilir ve sonsuz bile olsa tüm kaynaklar yetersiz kalacak. İnsanlığın yaşamı yaşama şekline güncelleme gelmesi lazım. Zihniyet değişimi şart.
01:20 kadın evde evine ve ailesine bakarken acımasızca emeği sömürülüyor da, bugün bir evde iki kişi dışarda çalışıp üç kişiye zor bakılan dönemde, insanların emeği acınarak mı sömürülüyor?
Ya bunlar sağdan soldan woke/feminizm saçmalıklarını okuyup hocayız diye geçiniyorlar işte. Söylediği sözün saçmalık seviyesi öylesine yüksek ki kendisi bile idrak edememiş.
Dışarıda çalışana maaş ödeniyor (ne kadar yeterli tartışılır) evde çalışanın hiç bir güvencesi yok boşanmak istese yıllardır evi çekip çevirmesine rağmen beş kurussuz kalabilir
Bende bunu yazacaktım.Kadin in emeği somurulmus ama erkeğin somurulmemis mi ? 1950 lerde de iş guvenligi ve çalışma şartlarından ötürü binlerce insan ölmüş ve sakat kalmis...
Erinç Bey yıllar önce kızını kaybetti. Sosyal medyadan baş sağlığı diledim acısının içinde üşenmemiş cevap vermişti. Bu kadar zarif bir insana hayat bunu nasıl yapar diye kendisini her gördüğümde hayıflanırım. Tevazu, zarafet, incelik neden nesilden nesile aktarilamadi bilmiyorum, imkan olsa da pamuklara sarabilsek...
O kadar guzel bir aciklama ki ;size tamamiyla katiliyorum
Hayata tutunmamizi sağlayan moral veren kisilikler
Ya İlker Hocam, Allah sana sağlıklı uzun ömürler versin inşallah. Uzun yıllar flutv yaşasın. Türkiye bir daha böyle bir formata sahip youtube kanalına sahip olur mu emin değilim.
katılıyorum. uzun metraj konusu artık şaka olsun diye soruluyor biliyorum ama, çekip çekebileceği herhangi bi arthouse uzun metrajdan daha kıymetli bu kanal.
Erinç hoca bu ülkenin yetiştirmiş olduğu en iyi iktisatçılardan biri olmasının yanı sıra onu daha değerli yapan insanlığı, dünya ile olan tüm etkileşimleri. Bilim öğrenilir ama kibar olmak iyi olmak yaşadığım yeri düşünmek üstüne kafa yormak bunu dert edinmek herkesin kolaylıkla yapabileceği bir şey değil. Hocamıza sadece iyi bir insan olmasından öykünmek bile mümkün. Ağzınıza sağlık hocam, sağlığınız daim olsun.
dert dava sahibi insan olmak zordur....
Bir iktisat mezunu olarak Erinç Hocamın ülkedeki en aydınlık bilim insanlarından biri olduğunu düşünüyorum. Her ekranda her gün gördüğümüz onlarca ekonomist bozuntusundan apayrı bir yerde, hiçbir lobiye hizmet etmeyen, bilimin ve doğrunun peşinden ayrılmayan bir araştırmacı ve harika bir hoca. İyi ki varsınız Erinç Hocam :))
28:53
İlker'in "iyimser misiniz?" sorusu sanırım şu: Tarih boyunca insanlığın genel reflekslerini, bireyin, kalabalığın ve devletlerin yaklaşık hareketlerini bilip anladığınızda insanlığın samimiyetle el ele verip çok uzun vadeli bir çıkar için birlikte çalışacaklarına inanıyor musunuz?
Konuğumuz kendisinin de söylediği gibi buna "zorunlu" hissettiğinden iyimser.
Video boyunca içimden bu soruyu sormak gelmişti, teşekkürler.
Erinç hoca çok donanımlı , harika bir paylaşım olmuş. Çok teşekkürler çok faydalandım 🙏🏻🙏🏻🙏🏻💐💐💐💜💜💜
Sevgili Erinç hocama çok değerli görüş ve değerlendirmeleri için teşekkür ederim. İyi ki varsınız sevgili hocam 💙💛
İlker hocam sorulabilecek en iyi soruları sormuşsunuz zevkle izledim, teşekkür ederim.
Erinç Hoca'yı bu ekranda daha çok görmek isteriz
Muazzam bşr yayın olmuş, tertemiz ve net. Teşekkür ederim herkese 👏🏻🤍
Başka kanallarda bir konunun uzmanı çağırılır, ezbere konuşulur, söylemesi istenilen şeyler soruya çevrilip sorulur. Haydi doğamızı koruyalım denilir biter. FluTV'de sorular hep şeytanın avukatlığı ve sanki karşıt görüşlü birinin sıkıştırması gibi geliyor. Bu yüzden bayılıyorum. Çok tatmin edici. Çünkü izlerken aklımızdan geçen sorular 1 saniye sonra İlker bey tarafından seslendiriliyor. Fakat konuktan 1 tane tatmin edici cevap alamadım. Ya yine kendi ezber cümleleri ile cevap verdi ya da etrafından dolandı. İlker bey de farkında ama uzatmadı. Çünkü cevap ver(e)memek de bir cevaptır.
adam bilkent ekonomi fakultesinin dekani dostum sen neden bahsediyosun acaba
@@CY-pk6bw Mübarek olsun :) Ünvanlarına lafım yok. "Türkiye'deki üniversiteler" konusuna da hiç girmeyelim. Ama yine de ben de cahil, yetersiz vb. demedim zaten. Öyle olsa FluTV'de konuk olamazdı. Eminim çok yetkin ve bilgilidir. Sorulan soruların cevabını gayet iyi biliyor ama sadece kendi istediği pencereden görmek istediği manzaraya bakıp o hedef için gerekenleri konuşuyor bence. Bu da beni bilgilenme anlamında tatmin etmedi. Sorulan soruların direk cevabını alamadım, İlker bey'in tüm çabalarına rağmen Erinç bey'in söylemek istediklerini dinledik dedim özetle.
Cevap alamamak her zaman yetersizliğe değil kolay cevapların olmadığı için de olabilir. Bazı hallerin kısa sorusu kadar cevabı olmaz, zamane insanı hep istiyor kısa net cevap, sanki herşey de alabiliyormuş gibi. Dünya öyle bir yer değil bazı şeylerin cevabı çok zorlu, sormayla başlamıyor.
@@istar. Yetersiz demedigimi tekrar belirtmiştim ama okunmuyor sanırım mesajlarım. Ya da akıldaki cevaba göre okuyoruz yorumları. Cevabı gayet iyi bildiğini de söyledim. Bence bu güzel savunmanızı ona uygun iddialarda bulunan bir yorumun altına yapmalısınız. Belli ki yanlışlık olmuş. Zamane insanları çok aceleci.
Yo! Ben yanıt verdiini düşünüyorum. Düzen kendiliinden deyişiyo zāten. 5 yıl içinde yollarda içten yanmalı motor kalmıycak. Evina 12 tāne güneş gözesi taktırınca evin ısı pompası, 1 fişli araba, ocak, aydınlatma faturan "0".
Gayet akıcı ve faydalı. Emeğinize sağlık, teşekkürler.
Merhaba Ilkay hoca, yeni ve cok iyi bir program icin cok tesekkur ederim/ ederiz. Ama cok kisa olmus! gunumuzun en önemli konusuna yalnizca 29 dakika? Artik turk halkina sagci solcu kavgasi degil de gelecegin, ilklimin, gelecege dair yatirimlarin daha önemli oldugunu gösterin. Böyle konulara, bu konularda uzman insanlara daha cok yer verin. Erinc Hoca alternatif tuketimden bahsetti ama ne yazikki bununla ne demek istedigini tam olarak aciklamadan program bitti. Lutfen böyle önemli konulara daha cok yer verin ve kamoyunu dogru yolda egitin. Saygilar, sevgilar.
Tşkler. Dünyada yarışılan konuları Türkiye ye getirdiğiniz için. ❤
Yenilenebilir enerji yetecek mi sorusuna ben cevap vereyim. Şuanki teknolojiyle bile hayli hayli yetiyor ama topyekün yenilebilir enerjiye geçiş maliyetleri yüksek. Bir de sürekli daha yüksek verim sağlayacak bir teknolojik gelişme yaşandığı için geçiş için bir bekleme söz konusu. Almanya 2009da milyarlarca dolar harcayarak DESERTEC projesine başladı. Sahra çölüne kurulacak dev güneş enerjisi tarlaları yapılan hesaplara göre bütün dünyanın enerjisini karşılayacak boyuttaydı. Ancak bu enerjinin taşınması maliyetli, kuzey afrika çok istikrarsız bir yer, güneş enerjisi tarlalarına bu süreçte sürekli saldırılar yapıldı. Kuzey afrika ülkeleri çok istikrarsız olduğu için ve bu arada güneş enerji panellerinin verimliliğini çok arttırdıklarından bu projeyi bıraktılar. Normalde Sahra çölündenden elde edilen güneş enerjisi Almanya'da üretilen güneş enerjisinden dört kat daha verimli ancak başka ülkeye bağlı kalmak ve taşıma maliyeti yeni teknolojilerle birlikte bunu gereksiz kıldı. Artık gün ışığı çok az olan yerlerde bile günes enerjisi üretmek o kadar maliyetli değil. Hatta maliyeti petrolden çok daha düşük ama en başta yapılması gereken alt yapı yatırımı ve özellikle üretilen enerjinin depolanması hala pahalı. Ama bu konular üzerinde yoğun çalışılıyor, hem özel şirketler hem devletler yenilenilebilir enerjinin veriminin artırılmasına inanılmaz kaynak ayırmış durumda. 2050ye kadar bu sorunu çözmüş olacağımızdan benim hiçbir şüphem yok. Bilim insanları yapılması gerekeni yapar, korkulacak kısım her zaman deli ve açgözlü siyasetçiler.
güzel bir yorum
ilk cümlenize yorum yapayım, yenilenebilir enerjiden kasıt güneş ve rüzgarsa yatırım maliyetleri yüksek değil aksine çok düşük. Ayrıca elektrik talebini karşılamakta yetersiz kalıyorlar yani yetmiyor. Adı üstünde güneş ve rüzgar. Bu teknolojiler güneş yada rüzgar olmadığında depolama sistemleri de yoksa şebekeye elektrik üretip veremezler işin en giriş kısmında ofsayt başlıyorsunuz.
@@dogukanbak5687 @dogukanbak5687 belli ki ilk cümleden sonrasını okumamissiniz. Maliyetin icine depolama maliyetini de kattım bunu da ilerleyen aşamada belirttim. Üretim tek başına değil ama depolamayla birlikte hâlâ oldukça maliyetli, bunun uzerine deli gibi çalışılıyor. Ama bunun dışında yetmiyor diye bir şey yok. Güneş de rüzgar da sınırsız bir enerji kaynağı. Tüm dünyanın enerji ihtiyacını fazlasıyla karşılayacak potansiyeli var. Profesör Michael Düren'in Understanding the Bigger Energy Picture: DESERTEC and Beyond isimli kitabını öneririm. Ucretsiz olarak internette bulabilirsiniz, yazarı hiçbir telif talep etmeden kendisi e kitap olarak paylaşmış.
Erinc hocayi flu tv sayesinde tanima sansim oldu, cok informatif bir programdi 🫶🏼
Erinç hocamı burada görmek çok sevindirdi. Kaliteli kanal, kaliteli insanlarla güzel. Teşekkürler Flu Tv
Hocam ormanları önden o yuzden mi yakiyoruz. Sonra denklestirmek icin mi acaba?
Alp hocam çok teşekkür ederiz değerli bilgileriniz için.
güzel programdı
Hocayi tekrar dinlemek isteriz!
Tüm anlatılanları bu videodaki 2012 senesinde Columbia USA 🇺🇸 prof Jeffrey Sachs in sustainability dersimizde öğrenmiştik Türkiye 🇹🇷 çok geç kaldı
Can hocam ya harikasın vallahi,görmeyeli saç beyazlamış😊
müthiş bir program. tebrikler.. yeni bir keşif yapmış ilker canikligil...
Canım hocam sonunda flu tvye gelmiş😊
Seviyorum sizi ekranda ne izleyeceğim düşüncesinin en mantıklı halisiniz❤
Teşekkürler Erinç hocaya ve güzel yayını hazırlayan arkadaşa🙏🙏👍👍
Böylesi değerli insanlarin olmasi inanin moralimi çok çok düzeltti..
Bu acidan önce hocamiza sonra da Flu Tv ye tesekkürler
Sevgiler Saygilar
İşte gerçek uzman 👏👏💜🙏
Harika bir bölğm gelmiş❤ teşekkürler İlker hocam❤
Dünyaya, kendime ve doğmamış evladıma en büyük katkım ürememek oldu, bireysel olarak daha fazlasını yapmayı düşünmüyorum. Maymunlar cehennemine doğan evlatları bekleyen karanlık korkunç. Dilerim bu foseptik çukurunda hayatta kalabilirler.
Ben daha fazlasını yapmak için patetik bir heyecan içinde olma ruh halini atamıyorum üzerimden ama eşimle ben de ürememek kararı noktasında son derece gururluyuz
@@mugedulun8291 Kontrollü su ve plastik tüketimi dışındaki çaba tamamen gereksiz, zira fabrikalar bacalarına filtre bile takmıyorlar. Kendinizi yormayınız boş yere. Unutmayın, bir hayatın bırakacağı çöpü elimine edeceksiniz (kararınız değişmezse) ki bu tonlarca atık demek.
Aynı sebepten ben de çocuk yapmadım. Şu hale bakın dünya insanları birleşip çözüm bulacak ha ? Güldürmesinler insanı. Herkes son günüymüş gibi zevk peşinde ve altta kalanın canı çıksın ideolojisi hakim… hangi umut hangi birleşme Allah aşkına …
Selam .Uremediginiz icin dogmamiş bir cocugunuz yok.Yani ona bir iyilik yapamazsiniz cunku olmayan birseye iyilik yapilmaz.Bu bile n kadar yanliş bir dusuncede olduginuzun en açik örnegi.Bence siz kendinize de iyilik yapmadiniz bunu anlayacaksiniz.
@@piecedelion1158 yanlış anlamışsınız. Çocuk yapmayan birisi kendisine iyilik yapmadığının farkında zaten. Fedakârlık yapıyor. ekstra bkz: mokşa
görüntünün netliği 😍
İlkercim ne güzel diğer videolara çalışıp geliyorsun, foucault falan okuyoursun. Süper. Keşke iklim değişikliği konusunda da aynı çabayı göstersen. Ama yine de gündeme aldığınız için teşekkürler. Umarız devamı gelir. Umarız iklim değişikliğinin " insanlık tarihi (250K yıldır) boyunca , insanlığın karşılaştığı en büyük tehdit" olduğu geniş kitlelerce farkedilir. özellikle çocuğu olan veya çocuk yapmayı düşünen bireyler keşke ne ettiklerinin farkına varabilse:( Ayrıca pozitivism den doğru , bir noktada bilim bu işi çözer diye bir düşünceniz var, haksız da değilsiniz, geçmişe bakınca. Ama, gerçekten öyle bir yöntem Yok:) vallahi yok yahu, olsa niye inkar edelim, biz aktivistler Mars'ta yaşamıyoruz, biz de ölcez sonuçta değil mi:)
Çok güzel, verimli bir sohbet olmuş. Teşekkürler
hocam keşke bu dönüşüm için gereken materyal ihtiyacından, bunun imkansızlığından, zorunlu sonucu olan küçülmeden, hegemonyanın bu küçülmeyi hangi gelir grubu/ülke/coğrafyaya dayatacağından, halihazırda kıt kanaat yaşayan bu devasa nüfus toplamının kitlesel mecburi yıkımından da bahsetse ve iyi bir marksist olarak bu "maliyeti" alttakiler, küfesi boşlar olarak yüklenmeyi reddediyoruz da diyebilseydi. Küçülecek olanlar halihazırda çok tüketenler, nesiller boyu servet biriktirmiş olanlar. Buyrun bunun politik tasarımına.
Yeşil mutabakat nedir, nasıl uygulanır ile baslansaydı dediklerinize belki yanıt alabilirdik ama bodoslama dalındıgını için konuya ayaküstü muhabbet kalitesinde kalmıs
Sanırım torpilin en kralı orada döner. Gücü yetmeyen küçülecek Bill'ler yine jetiyle yunaniston sonra yatıyla monaco, bodrum devam.
Erdinç Hoca'yı daha fazla görme dileğiyle.
Yazılım ve enerjiye dokunan birçok konu olmuş, yenilenebilir enerji üretim yazılımları geliştiren, her iki sektörden biri olarak dikkatimi çeken iki noktaya yorum yapmak isterim:
Güneş enerjisinin ya da yenilenebilir enerjinin daha verimli olması daha feasible olduğu anlamına gelmiyor. Yenilenebilir enerjideki yatırımın karşılığını alma süreleri çok uzun, bu yüzden daha fazla sermaye birikimi gerektiriyor. Hain kapitalistlerin “aa güneş daha verimliymiş” diye tüm kömür santrallerini ve petrolü terkedip güneşe yatırım yapmamasının altında temelde bu yatıyor. Uzun vadede verimlilik karlılığı da getirecek gibi görünüyor ama bir doğalgaz veya kömür santrali kendisini çok daha kısa sürede amorti ediyor. Bunun yanında özellikle güneş tarafında önemli bir lanetimiz aynı zamanda en büyük şansımızla aynı: teknolojisi hızlı gelişiyor. Bu, en yeni teknolojiyle şu an yapılan 20 yılda geri dönüşü alınacak bir yatırımın 5 yıl sonranın teknolojisiyle yapılacak 10 yılda geri dönüşü alınacak bir yatırımdan daha başarısız olması ihtimali yüksek, bu da sektöre girişi yavaşlatıyor. Son olarak, bataryalar yavaş yavaş yaygınlaşmaya başlasa da halen uygun maliyetli şekilde enerji devamlılığı sağlama seviyesinden çok uzaklar. Güneş ve rüzgarda kapasite faktör denen ve genel olarak yılın ne kadarında aktif olarak üretim yapılabildiğini ifade eden oranlar sırasıyla %20 ve %35 civarında. Batarya teknolojisi ve yatırımında drastik bir değişim olmadığı sürece kömür santrallerinden kurtulsak da ciddi bir oranda doğalgaz veya en azından nükleer santraller olmadan arz güvenliği sağlamak mümkün görünmüyor. Yanlış anlaşılmasın, biraz kömür ve doğalgaz bırakalım demiyorum, aksine batarya teknolojisi yatırımlarının kritik önem arz ettiğini söylüyorum.
İkinci konu: Yazılım ve AI’ın karbon ayak izi konusunda da haklısınız, şu an toplam salınımın %4’ü yazılım altyapımızdan geliyor. Yazılım altyapısının özellikle blockchain ve üçüncü kullanıcıların bilinçsiz kaynak sömürüsüne açılan yapay zeka modelleri tarafında ciddi bir israf yaptığını kabul ediyorum, ama tüm bunlar bu teknolojilerin gelişimini hızlandırıyor. Tüm yenilenebilir enerji santralleri üzerindeki verimliliği ve emre amadeliği yüzde 7-8 artıracak bir yapay zeka ekosisteminin enerji üretiminde yakılmaktan kurtaracağı kömürün karbon salınımı, dünyadaki tüm yazılım sistemlerinin karbon salınımından daha fazla, bunu gözden kaçırmamak gerekir.
Zaten kapitalizmin bahanesi hep teknolojinin gelişimi ve insanlığın refahıydı :) hah gelişe gelişe bu hale geldik işte :) aman tanrım ne çok geliştik şimdi napacağımızı bilmiyoruz.:)
O son da dediğiniz hesapta gerçekte öyle olmaz o yapay zekayı oluşturmak için oluşturduğun tüketim ve ziyan değerli elementlerin çıkarılması için yaşanan ekonomik savaşlardan, yarı iletken fabrikalarından felan başka öyle kömürü felan aklayamaz.:) Yoksa siz de kapitalist şirketlerin sondan başlayıp yaptığı aldatıcı hesaplar gibi yaparsanız 50 yıl daha kendimizi kandırırız ancak.:)
Kaldı ki bilgisayar olmadan hiçbir sanayi, üretim işleyemiyor bugün, yani muhtemelen öyle bültenlerdeki gibi bu pisliğe katkısı %10'lara kadar felan oranlamada doğru değil. Bugün yazılımı çıkarttığın zaman hayatından sanayi devriminin bir öncesine dönmüyorsun taş devrine dönüyorsun direkt. İnsanlığın ilerliyorum derken geçmişiyle bağı koptu. Batılılar devasa tarımı bile yazılımla yapıyor.:)
Velhasıl bunları zaten yapıyoruz bırakamayız ki diyorsakta bütün kapitalizm uyuşturucusunu almışlar gibi insanların çözüme inanmadığı gibi öyle küçük değişimlerle felan hiçbir şey yapılamaz 50-100 yılda, Dünya da herkese değil ama çoklarına bırakamayacağına inandığı şeyleri çok güzel ss bıraktırır.:) düşün bunları bir bilişimci söylüyor.
güneşin kapasite faktörünün %35 olması imkansıza yakın dünya ortalamaları 18-20 seviyelerinde
@@dogukanbak5687 Çok haklısınız, cümleyi rüzgar diye kurup gözden geçirirken güneşi de eklemiştim, oranı güncellemeyi atlamışım. Güncelledim.
@@Zafersernikli ornek olarak ethereum 99% daha cevre dostu bir mining yontemine gecmemis miydi 1 yil falan once?
@@korayaptall Bu bilginin doğruluğu biraz tartışmalı. Oradaki değişiklik klasik kripto standardı Proof of Work’ün (PoW) yanına yeni standart Proof of Stake’in (PoS) de eklenmesi. PoS’un PoW’a göre %99.9 daha verimli olduğu genel olarak doğru, ama bunun total emisyonu aynı oranda düşürüp düşürmeyeceği belirsiz. Miningi daha kolay hale getirdiği için daha fazla amatör madenciyi slsteme dahil etti örneğin. Eski sistemin kallavi madencileri de aynı hızla devam ediyor. Şu an farklı kaynaklarda dünyadaki sera gazı salınımının yüzde 0.2’si ile %1’inin kripto işlemlerinden geldiği bilgisi var. Bankacılık hakkında tam net bir rakam göremedim ama çok çok daha büyük bir işlem hacmini ve parayı, şubeler, çalışanlar vs. ile birlikte kat kat daha az karbon salarak yönettiğini söyleyebiliriz. Benim vurgulamaya çalıştığım şey, kripto olayının tamamen kurgusal bir gerçeklik olması ve bu kurgusallığın salınımımızın %1’e yakınından sorumlu olması.
Son olarak, şirketlerin karbon ayak izleri hakkındaki iddialı değişim açıklamalarına çok temkinli yaklaşmak gerekiyor. Konu kompleks bir konu olduğu için herkes varsayımlarını en işine geldiği gibi yapmaya meyilli.
Kapak resmine ilk baktığımda Bill Gates sandım
Bill Gates kafasıyla konuşuyor zaten.. 😊
bi saattir bill gates diye dinliyorum kardeşim; dedim bu adam nası bu kadar iyi türkçe öğrenmiş, eyvallah.
Benimle aynı düşünenleri gördükçe sağlıklı gördüğüme emin oldum
@@ElektrikliYollar Sayın Yeldan hayata WEF gözlükleri ile bakarken kendisine nasıl "Marksist" ve "İktisatçı" diyebiliyor anlayamadım. Açılımı "Uluslararası İklim Değişikliği Platformu" olan ve hükümet temsilcilerinin katıldığı bilimsel olmaktan çok uzak ve sadece küresel kapitalist emperyalist mahfili tarafından kurgulanan ve kendilerinin sorumlu olduğu çevre felaketinin üzerini örtmek ve üstelik bunun bedelini yine sömürge ülke halklarına ödetmek için uydurdukları ve CO2 oranına ve nedense mini buzul çağını es geçerek 1850'den ve varsa bile kendilerinin sorumlu olduğu olduğu "küresel ısınma" anlamına indirgedikleri ve sömürge ülkelerini efendilerine hizmet etmek için daha çok üretecek oldukları CO2 üzerinden kontrol edecekleri gibi ayrıca vergilendirecekleri bir tezgâhın adıdır "iklim değişikliği" ki bu sözde Marksistler bu tezgahı kurgulayan emperyalistlerin ağzıyla konuşmaktadırlar.
Kısacası insaoglu büyük bir israf içinde acilen kendimize gelip enerji yiyecek icecek vs vs israftan kaçınmalıyız
1.geri dönüştürme 2. Elektrik 3. Tasarruf
Erinç hocam hepimizin hayatına güzel dokunuşlar yaptı. Az ya da çok üzerimizde hakkı var.
Dünyanın gerçek ve ilk gündeminin bu konu olması gerekiyor. Çok güzel bir program olmuş, teşekkür ederim
Serkeftın (başarılar)
Harika bir röportaj. Çok faydalı oldu. Teşekkürler.
İlker Canımlıgil, çıtayı yükseltmeye devam ediyor. Teşekkürler.
Google'da yapılan her aramanın böylesi bir karbon emisyonuna neden olması şaşırtıcı bir bilgiydi. Çok güzel bir konu ve çok güzel bir program olmuş. Teşekkürler. 💛
Bir Google araması, yaklaşık olarak 0.0003 kWh (kilovat saat) enerji tüketir. Bu, bir LED ampulün birkaç saniye boyunca yanmasıyla eşdeğer enerji miktarıdır. Google, bu enerji tüketimini minimize etmek için veri merkezlerini enerji verimliliği açısından optimize etmiştir ve çoğu durumda yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaktadır. Bu sayede, bireysel bir aramanın karbon ayak izi oldukça düşük kalır. Ancak, dünya genelinde milyarlarca arama yapıldığında, bu enerji tüketimi önemli bir toplam oluşturabilir.
Sen bir de yapay dil modellerinin bir cevap için harcadığı elektriği gör. 0.0029 kWh. Bir de bunların virtual asistan olmasını düşünüyorlar. İmage generation, video generation da aynı şekilde. 0.012 kWh = telefonu şarj etmekle aynı enerji.
Hoca ne öneriyor tam anlamadım. Devlet mi yönetsin diyor, devrim mi olsun diyor, az mu tüketelim diyor?
Hocam nükleer konusunda pek fikriniz yok sanırım, zorlama yorum oldu😊
Git arastir biraz. Neden gereksiz oldugunu anlarsin :)
Yine harika bir video ama bir konunun etrafından dolaşıldı. Hayvansal gıda üretiminin etkisi, sanki tepki çekmekten çekinerek bahsedilmemiş sanki. Tekrar yayına çağırırsanız bu konuyu ele alın lütfen.
Muhteşem bir yayın olmuş. Teşekkürler
Erinç bey'in anlatımı işin tekniğinden daha çok işin aktivizm&fikir kısmında. Bu yüzden anlattıklarından net bir fikir elde etmek bana göre cok munkun olmadı. Önce konuyu açıklayıp + ve -'leri net bir şekilde sunup sonra kendi görüşünü verse daha keyifli ve verimli bir program olabilirdi.
Erinç Hoca ❤
Sohbetin sonunda korktuğumuz için mutluyuz fikriniz kanıt ister
Hocam cok iyi niyetli, bol wishful thinking’li konusuyor. Kendilerine cok tesekkur ederim. Ancak paranoya yapmanin kimseye bir faydasi yok ya da romantik degisimler beklemek icra etmesi hayal işler
Erinç Hocayı flutv’de görmek 🤩😍
Temel olarak az tüketim ve doğru tüketim sürekli parantez içinde zengin olmayan kesime dayatılıyor. Bugün ben yeni bir ürün almaya çalıştığımda hem daha pahalı hemde geri dönüştürülmüş bir ürüne sahip oluyorum. Diğer kesim ise yine daha iyisine kolaylıkla sahip olabiliyor. Bu dönüşümün başlaması gereken yer doğru mu emin değilim
Çok güzel bir bölüm olmuş. İlerleyen zamanlarda Erinç Hocamızı iyi haberler vermesi için tekrar bekleriz.
Hiç kaybetmediğim umudumu pekiştirdiniz çok teşekkürler
Hocam, kanala ülkenin en zeki insanlarını çıkarıyorsunuz ve çoğunluğu Marksist. Hani, tesadüf olmayabilir mi acaba? 😃
Bedri Ruhselman 1959'da yazdığı kitapta 2060 yılı civarında yeryüzünün iklim değişikliği ve doğal afetler nedeni ile yaşanmaz hale geleceğini öngörmüş. Bu sürecin sonunda bir avuç insan hayatta kalacak ve herşey sıfırdan tekrar başlayacakmış.
Dünya doğayı kullanarak arınıyor böylece
Harikaydı, teşekkürler!
Güneş enerjisini daha ucuza üreten büyük yapılanmaların otoritesi altına girmeyi insanalr talep edecektir. Güvenlik ve konfor, özgürlükten önce gelir.
Erinç Hoca Flu'da. Muhteşem bir haber. 🤓
ne duygusal cevaplar
aynen öyle fizibilite ve teknik bilgi olmayınca sallamak kolay
Emeğinize sağlık
10-12 yılda eşik geçilecek diyor. Aklıma birkaç gün önce radyo dinlerken denk geldiğim haber geldi:
Starbucks’ın yeni CEO’su yeni işine 1600 km uzaklıkta yaşadığı için, işine özel uçakla gidecekmiş. Kâğıt bardak kampanyasına devam. 🤗🥰
14:44 bu gerçek mi ya?
19:06 gerçeklikten epistemolojik bir kopuş gerçekleştirmiş hoca, o kadar kafa açtı ki dayanamadım bu dakika itibariyle...
Sayın Prof.Dr.Erinç Yeldan hocamıza çok teşekkür ederim gelecekle ilgili umudumu artırdı.🙏 emeği geçen herkese de teşekkürler 🙏
Savaşların sürdüğü, en büyük yatırımların askeri alanlara yapıldığı, zenginleşme adına ülkelerin birbiriyle amansızca yarıştığı bu dünyada benim hiç umudum yok açıkçası. Yine de FluTV'ye çabalarından dolayı çok teşekkürler.
Erinç hocam ❤ çok özlemişim...teşekkürler
Harika bir program olmuş
2050 yılı olacak mı diye sormak daha mantıklı bence.
Hocanın dk 12:00 da bahsettiği konuyu "Fringe"de görmüştüm dinazorların sonunu getiren virüs hortluyodu felan baya güzel bölümdü hocada izlemiş sanırım
Erinç hocanın ağzına sağlık, İlker bey sizin de emeğinize sağlık. Ben bu tip iklim aktivistlerinde (hoca öyledir demiyorum, doğrudan ben iklim aktivistiyim gibi bir cümle çıkmadı ağzından çünkü) biraz romantiklik görüyorum açıkçası. Halbuki sosyoekonomik şartların, sınıf dinamiklerinin de farkındayız. Şu bir gerçek ki "bilinç" konusunda toplumun çok az bir kesimi bu konuma erişecek, yani bu kadar bilinçli hareket edecek. Ben bu konuda maalesef hiç iyimser değilim. Aldığım gıda nereden geliyor vs. gibi bir arayış içine kim giriyor, çok azımız. Öte yandan bunun sınıf dinamikleriyle de ilişkisi var. Tamam tüketim alışkanlıklarımızı değiştirelim, endüstriyel ürünler yerine doğalı tercih edelim. Peki nasıl? Pahalı. Halk erişemiyor ki. Ben sanmıyorum ki bir şeyin doğal olanı varken insan endüstriyel olanını tüketsin normal şartlarda. Ama sistem insanları oraya itiyor. Bakın organik dedikleri yumurta ile fabrika yumurtası arasında bile neredeyse 1/3 fiyat farkı var. Erdoğan'ın simit hesabına çıkıyor iş, o bile pahalı. Dolayısıyla ben kıymetli hocamızın dediklerini iyimser temenniler olarak görüyorum ki kendisi de açıkça ifade ediyor. Benim çabam, ailede başlar denen çaba inanın çok çok çok küçük ölçekli bir girişim oluyor. Adam kriptoyla uğraşıyor sabah akşam, ben de aman yatmadan TV'nin fişini çıkarayım da enerji gitmesin boşa diyorum. Dolayısıyla daha devasa adımlara ihtiyaç var. Bu da böylesi bir düzende mümkün mü? Emin değilim. Biz yine de elimizden geleni yapalım İbrahim'in ateşine su taşıyan karınca misali... Saygılar sunuyorum.
En azından endonezya'dan gemiyle getirdikleri yağ ile yaptıkları bisküvileri falan almayız. Siyasilerden saçma ve bencil talepler yerine sağlıklı bir iklim aktivisti toplum yetiştiririz. Formal şekilde haklarını arayan, bilinçli ve isteklerini yönetime yansıtabilen, mücadeleci vs.
bilim insanı olmak için fazla taraf bi bey, iyi günler dilerim
2050 ve sonrası için füsyon enerjisini ekonomik olarak kullanıma alınması için çalışmalar devam ediyor. Bu gerçekleştiğinde sorunun çözüleceğini düşünüyorum
1-Adam endüstriyi anlayamamış. İstiyor ki taş devrinde yaşayalım. Endüstrinin müşterisi insandır. Dolayısı ile tek müşterisinin zarar görmesini istemez. Yarattığı kirliliği yine endüstri temizler.
2- Endüstri hep minimum maliyeti hedefler. Bu sebepten bugün kullandığımız eşyaların çok daha düşük enerji ile çalışmaya başlayacağını göreceğiz. Örneğin eskiden tonlarca salma suyla yapılan tarım şimdi damlama ile yapılıyor.
O bu değil de hocamızı ilk görüşte bill gates sanan bir ben miyim ya acaba ? 🙂
Yenilebilir değil yenilenebilir hocam...
Hocam ve billgates arasındaki benzerlik gözüü kısıp bakarsam aynı:)program için hocama size teşekkürler
Emeği geçen herkese gönülden teşekkür ederim. Tek kurtuluş Minimalizm🍀
Konuk "bilimadami degilim ancak bilimin yapabilecekleri sınırlı" diyor, 26 sene sonrası ile ilgili bir gelecek projeksyonu oluşturmaya çalışıyor.
26 sene sonra ulaşılacak teknolojik seviyenin bugün baktığımız yerden öngörülmesi mümkün değil.
Teoride sonsuz olmasa bile uygulamada sonsuz ve yenilenebilir enerji mümkün olabilir, makina yapan fabrikaların yine makinalar tarafından otonom olarak üretilmesi yine mümkün. Bu makinalar çevreci projelere hizmet edebilir. Dünya çok daha yeşil, temiz, ucuz ve yaşanılabilir olabilir.
Özetle buna singularity (tekillik) denir ve ardını görmek imkansızdır.
Tekillik konusunu işlediginiz bir video ve konuk bekliyorum kanaldan.
Saygilar
Erinç Yeldan Hocamıza teşekkür ediyorum. Zaten başlıbaşına karmaşıkken “birilerince” özellikle bulandırılan çevre konusunu hap yapıp açıklamış.
bizde vergiyi yüklerler anca. çevre vergisini de tabii ki çevre için kulanmadıklarını öğrendik.
Videoyu açmadan önce bu kadar dikkatimi çekeceğini tahmin etmemiştim. 'Fact' şeyler etrafında konuşulması çok heyecan verici.
harika bir programdı. iklim krizi, finans krizi, göçmen krizi... bu sistem krizden, yoksulluktan, savaşlardan başka bir şey üretemiyor. hocamızın da alıntıladığı gibi... "ya barbarlık içinde yok oluş ya sosyalizm".
Bir Google araması, yaklaşık olarak 0.0003 kWh (kilovat saat) enerji tüketir. Bu, bir LED ampulün birkaç saniye boyunca yanmasıyla eşdeğer enerji miktarıdır. Google, bu enerji tüketimini minimize etmek için veri merkezlerini enerji verimliliği açısından optimize etmiştir ve çoğu durumda yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaktadır. Bu sayede, bireysel bir aramanın karbon ayak izi oldukça düşük kalır. Ancak, dünya genelinde milyarlarca arama yapıldığında, bu enerji tüketimi önemli bir toplam oluşturabilir.
ChatGPT sağ olsun
iklim ile ilgili bir meteoroloji mühendisini de görmeyi isterim
hoş
nharika bir video
Deniz ve Hava taşımacılığı göz önüne alınmadan yapılan yorumlar manasız geliyor. Kendi ajandasını dayatmadan Yeşil Dönüşümü açıklayacak biri yok mu?
Hocam inceden woody allen
blockchainden bahsedilmeyen bir 2050, lokalizayson ve merkeziyetsizlik.. keşke kripto paralardan da bahseden bi ekonomist olsaydı karşımızda
İşin uzmanı da "yenilebilir" diyo. Bilmediğim bir tanım mı var. Yani acaba yenmek, altetmek anlamında gerçekten de "yenilebilir enerji" diye bir ifade mi var. Kabaca googleladım goremedim
"Yenilenebilir" demeye dili dönmüyorsa demek!
@@sezginaydin8702 Türkçesindeki temizliği görünce o ihtimal söz konusu olmamalı diye düşünmüştüm.
Dil sürçmesi. O kadar. İnsanlık halidir
@@aysedogrubak9614 Muhakkak. Çok çok iyisin bu arada ama şu vibrasyonlar için sürekli ısrar etmesen 10 numara 5 yıldız 2 de galaksi olur. Her halükarda iyi ama.
@@CanErtugay teşekkürler beğeniniz için. Doğal olarak böyle oluyor🤷🏻♀️
Sonuna kadar izledim ama konuk çok ezbere ve dayanaksız yorumlar yapmış. Sorulara verdiği cevaplar ve örneklerin çoğu da hatalı. Bir konu popüler olunca bir anda bir sürü uzmanı beliriyor ne yazıkki. İklim değişikliği gibi fenomenler çok önemli konular. Politikaları, yatırımları, finansmanı hepsini içeriyor. Bu nedenle insanları bu dünyanın içinde en kötü yerlere yönlendirmek ve kafalarında yanlış düşünceler bırakmak hoş değil.
Güneş Her yerde ancak güneş enerjisini kullanmak için yine araziye ihtiyaç var. Tüketilen enerjiyi azaltmadan bir süre sonra yenilenebilir ve sonsuz bile olsa tüm kaynaklar yetersiz kalacak. İnsanlığın yaşamı yaşama şekline güncelleme gelmesi lazım. Zihniyet değişimi şart.
Arkadaş programa gelmeden önce Polyanna ile biraz sohbet edip gelmiş
Adam o kadar konuştu da elle tutulur tek şey vatandaşa olcak ne olcaksa
01:20 kadın evde evine ve ailesine bakarken acımasızca emeği sömürülüyor da, bugün bir evde iki kişi dışarda çalışıp üç kişiye zor bakılan dönemde, insanların emeği acınarak mı sömürülüyor?
Ya bunlar sağdan soldan woke/feminizm saçmalıklarını okuyup hocayız diye geçiniyorlar işte. Söylediği sözün saçmalık seviyesi öylesine yüksek ki kendisi bile idrak edememiş.
İkiside sömürü fakat dışarda çalışan az olsada karşılığını alıyor evde hiçbir şey alamıyorsun
Dışarıda çalışana maaş ödeniyor (ne kadar yeterli tartışılır) evde çalışanın hiç bir güvencesi yok boşanmak istese yıllardır evi çekip çevirmesine rağmen beş kurussuz kalabilir
@@kazimakarsu ustam iş yapana para vermezsen bunun adı sömürüdür.
Bende bunu yazacaktım.Kadin in emeği somurulmus ama erkeğin somurulmemis mi ? 1950 lerde de iş guvenligi ve çalışma şartlarından ötürü binlerce insan ölmüş ve sakat kalmis...