Hoca 3 yıldır seni takip ediyorum, şimdiden en iyi içerikler arasına girdi diyebilirim. Tüm ekibin emeğine sağlık. İçerikle ilgili önerim şu, her bölümün kazananını sonraki YazıYorum bölümünün başında konuk edip anıyı bir de doğrudan o kişiden dinlesek harika olur.
yorumluyorum,sen ne diyon falan hepsini full izlemiş biri olarak hoca ve kardeşlerin yorumlarıyla fena aktı gozumden yaş geldi ağzınıza emeğinize sağlık
Selam ben Murat ..İzmir'de yaşıyorum. Kış mevsiminde Galatasaray / Benfica Uefa maçı için İstanbul'a gitmiştim . İzmir'de hava yumuşak olduğu ve elimde de bir şey taşımayı sevmediğim için tedariksiz gelmiştim. Stat inanılmaz soğuktu orada yedim soğuğu üstüne dönüşte otobüsle yaparken koltuğum orta kapının önündeydi feribotta inen çıkan insanlar yüzünden kapı açık kalmış üstüne orada da yedim soğuğu sabah İzmir'e geldiğimde karnımdan garip sesler geliyordu ve terlemeye başlamıştım kendimi evimizin olduğu apartmana zor atmıştım asansöre bindim hapşırma ile birlikte gelen istemsiz gaz çıkarma ile birlikte 3 kişilik asansörü inanılmaz berbat bir koku sarmıştı . Evimin olduğu kata geldim kapı açıldığı anda asansörü bekleyen karşı komşunun kızı ile yüz yüze geldim selamlaştık ben çıktım kız asansöre girdi.. asansörün kapısı kapandığı anda kızın yaşayacağı şoku hayal edemedim utancımdan yerin dibine girdim olay 5. Katta yaşandı kızcağız 3. Katta asansörü durdurup merdivenleri kullanmak zorunda zorunda kaldı .. kızın “hayvan herif “diye haykırıp asansör kapısını vurduğunu duyunca evin kapısını kapatıp utancım ile baş başa kaldım olay bende anksiyete oluşturdu uzun bir süre merdivenleri kullandım ve kapıyı açmadan dürbünden koridoru kontrol etmek zorunda kalmıştım..
Kayınvalide tam da “Ay Oğluşuma bişi oldu mu” çığlığı attıydı. Bu arada ona oturma sebebim de yazdığım gibi en geniş oturma yeri ondaydı. Ama reaksiyonuza karnımıza kramp girdi. Bu etkinliklere içerik çıkarmaya devam
Lisedeyken sınıfta bir kız vardı. Bu kız hemen hemen her gün birkaç derse geç girerdi ya da ders arasında lavaboya gidip gelirdi. Bir gün İngilizce dersi sırasında derse geç girmişti. Kapıyı çalıp içeri girdi, hoca da rahatsızlığı var mı diye sorarken ben de alışkanlık, gelenek manasında ''Adet olmuş'' demiştim. Bu cümleyi kullandıktan sonra önce kız, sonra hoca gözleri kocaman olup bana baktı. O an ''Ne dedim ulan ben!'' dedim saniyesinde. Kıpkırmızı olmuştum. Sonra sınıftakilerin bir kısmı güldü, biri oha diye bağırmıştı. Hala lisedeki arkadaşlarım 14 yıl geçmesine rağmen 6 ayda bir bu konuyu açıp hatırlatıyorlar sağ olsunlar. Çok utanmıştım o gün ama şimdi gülüp geçiyoruz işte.
Ben üni 1. sınıfken kız ayarlama işlerinde utangaç olduğumdan kız bir kuzenime bana birini ayarlayabilir misin demiştim o da birini bulmuştu. Biz toplu bir arkadaş grubu 5-6 kişi buluşmaya gittik o kız da var. Yemek yemeye oturduk bir yere dedim ben siparişleri getiririm fişleri verin bu kız dedi yok ben alırım kendimkini dedi fişi aldı eline ben dedim aha naneyi yedik bu kız beni yer. Sonra Adanalalıar bilir göl kenarına menderese oturmaya indik biraz sohbet muhabbet dedik martıya(scooter) binelim ikili ikili gezeriz o zamanlar ucuz. Kuzenim hemen ayarladı kız benim arkama geldi. Ama kız ortamı bozmamak için kabul etmiş gibi böyle parmak ucuyla tutuyor beni ben feci utandım. Sohbet açmaya falan çalışıyorum o dikkatli sür ben korkarım falan diyor. ben diyorum rahat ol ben biliyorum falan bisiklet yolundan gidiyoruz. Yolun da kenarları çalı. Çalının içinden köpeğin biri önümüze atladı. Ben frene asıldım ama lak diye vurduk hayvana. Ben çalının öbür tarafına uçtum çamur falan her yerim. Hemen kalktım kıza bakayım bir şey oldu mu diye bir baktım kız köpeğe bakıyor bir şey oldu mu diye ben ağzım yüzüm çamur. Kuzenim arkadaşlar falan geldi hepsi gülüyor çaktırmadan. Ben bir çeşme buldum üstümü başımı temizledim. İşte iyi misin falan filan biz yine bindik martıya. Sohbet açılmış oldu ben özür diliyorum kız benim üstümdeki çamurları temizliyor falan. İyi hoş konuştuk sonra ben herkesi eve bıraktım kızın da numarası aldım hemen nasılsın diye sorma bahanesi ile kız bana bir soğuk görün. Bir daha ben binmem zaten siz binersiniz falan ben alttan alıyorum tabi suçlu olunca sonra erittik buzları şimdi 2 yıldan fazladır beraberiz ve mutluyuz. Sizi izleyip gülüyoruz. İnşallah beğenirsiniz.
Yıl 2013, Adana'dan Kayseri'ye okumaya giden bir üniversite öğrencisiyim. Benim bölümümden yakın bir arkadaşım bana first date olarak kendi ev arkadaşlarıyla görüştürmek ve tanıştırmak için evine davet etti. Evine misafir olduğum gün evde birtakım hazırlıklar vardı. Neler oluyor ne bu hazırlık diye sorduğumda, "Bizim arkadaş görüştüğü kıza çıkma teklifi edecek kanka." Dediler. Sonrada haa bu arada kızda Adana'dan şu mahalleden diyerek ismini soyismini söylediler. O an şaşkınlığımı gizleyemedim çünkü hazırlık yapılan kız benim arkadaşımın anlık olarak görüştüğü kızdı. Çıkma teklif edecek çocuğa çaktırmadan diğerlerine durumu açıklayarak "Arkadaşlar yanlış anlamayın ama bu kız benim arkadaşımla aktif olarak konuşuyor dilerseniz size bunu kanıtlayabilirim." dedim. Herkes çok fazla şaşırdı. Sonrasında telefonu herkesin önüne koyarak, kızın konuştuğu arkadaşıma "Bu kızla hala konuşuyor musun? Hala konuşuyorsan başka görüştüğün var mı minvalinde flörtöz bir mesaj at ve eğer sana yanıt verirse o mesajları bana ekran görüntüsü atar mısın?" dedim. Çocuk bu durumu kabul etti ve kıza "Seni özledim başka görüştüğün biri var mı? Yazdığı ekran görüntüsünü bana attı. Kendine birçok hazırlık yapılan kız ise "Ben seni çok özledim tabii ki tek sen varsın." Diye yanıt vermiş. Arkadaşım o ekran görüntüsünü de bana attı. Ben ise teklifi yapacak çocuk hariç diğer arkadaşlarına ekran görüntüsünü göstererek. "Arkadaşlar kızın numarası bu, ismi bu. İsterseniz karşılaştırın. Durum gördüğünüz gibi ven duruma dahil olamam kararı siz verin." Diyerek topu arkadaşlarına attım. Ya arkadaşlarına gerçeği söyleyeceklerdi ya da ses etmeyeceklerdi. En sonunda çocuklar teklifi edecek kişiye söyleme kararı aldılar. Tüm mesajları ve kanıtları hazırlık yapan çocuğa gösterdiler. Haliyle teklif edecek çocuk yıkıldı ve çok şaşırdı. Ben de "Kanka eğer teklif etmekten vazgeçtiysen bana uy bir oyun planlayalım." dedim ve saçma sapan bir şekilde Ramiz Dayı rolüne büründüm. Çocuk şaşkın tabi "Tamam kardeşim Allah senden razı olsun bana gerçekleri gösterdin, peki aklında ne var" dedi. Ben ise "Teklif edeceğin kız zaten yarın geliyor. Gelmeden önce beni bu eve davet edin. O kız beni tanıyor ve konuştuğu kişinin benim yakın arkadaşım olduğunu biliyor. Öncelikle siz salonda kızla normal sohbet edin ve salonun kapısını kapayın 5 dakika sonra ben içeri girip olaya müdahale edeceğim." dedim. Çocuklar bu teklifi duyunca bizde yat yarın erken kalkarız dediler ve kalmayı kabul ettim. Ertesi sabah oldu. Sağolsunlar güzel bir kahvaltı hazırlayıp beni uyandırdılar. Mumlar, balonlar.. hepsi hala teklif edilecek kız için hazır bekliyor. Son olarak kahvaltıda son bir görüşme yaptık. Hala bana övgüler yağıyor. "Sen olmasan ne yapardık, iyi ki geldin yoksa hata yapacaktık" gibi. Bu lafları duydukça ben daha da moda giriyorum ve artık Ramiz Dayı olduğumdan eminim.. Zaman geçiyor ve artık kızın gelmesine 15 dakika kalıyor. Ben ise daha dün tanıdığım çocuklarla planı kurguluyorum. "Ben diğer odada olacağım kız gelince salona geçin biraz sohbet edin, ben gelip olaya müdahale edeceğim, bana güvenin" diyorum. Ve beni götürdükleri odaya giriyorum. O kadar çok moda girmiştim ki cidden o an kendime anlamsız bir önem yükleyip, ben bu çocuğu kurtaracağım ben olmasam hayatı berbat olacaktı diyorum. Ancak bu kadar havaya girmenin üzerine kendime bir konuşma hazırlamam gerektiğini düşünüyorum. O an telefonu elime alıp arama motoruna "İhanet Sözleri" yazıyorum. Ben ihanet sözleri, karizma sözler gibi aramalar yaparken kapı çalıyor ve teklifi alacak kız geliyor. Salona geçtiklerini anlayabiliyorum. Daha da panik oluyorum bir şeyler bulmam lazım ki günün kahramanı olayım.. Ve en sonunda bir söz bulup boş odada kendi kendime defalarca tekrar ediyorum. Eğer teklersem beni tanımladıkları şekilde "Adanalı Arkadaş" görevini yerine getirememiş olacak.. Boş odada kendi kendime tekrar ettiğim ve ezberlediğime emin olduğum sözü söylemek üzere çıktığım odadan sigara yakarak salona doğru ilerliyorum. Ve kapıyı yavaşça açıyorum. Kapıyı açtığımda kızla göz göze geliyorum ve ortam geriliyor.. Plana ayak uyduran arkadaşlar "Aaa bak bu bizim ev arkadaşının fakülteden arkadaşı kendisiyle yeni tanıştık, bu arkadaş da senle aynı memlekettenmiş." diyor. Ben sigaramı çekerek "Meraklanmayın arkadaşlar o beni iyi tanır." diyorum ve gergin ortamı daha da geriyorum. Devamında "O beni iyi tanır ancak benden daha iyi tanıdığı arkadaşım da vardır. diyorum. Bu lafın üzerine plana sadık kalan arkadaşlar "Nasıl yani?" diyerek konuyu alevlendiriyor.. Ve söz hakkını kıza atıyor. Kız da gözlerime bakıp "Aa sen de mi burda okuyordun, nasılsın alışabildin mi buraya?" diyerek konuyu değiştirmeye çalışıyor. Benim ise artık başrol olacağım dakikalar geliyor... "Ben alıştım ancam görüyorum ki sen benden çok daha hızlı alışmışsın." diyorum. O arada çocuklar "Nasıl yani anlamadık." diyor. Bu arada kız hala "Evet ya ben hemen gezdim buraları çabuk alıştım." diyerek konuyu uzattıkça uzatıyor. Ancak ben artık ezberlediğim sözü bir an önce söyleyip günün kahramanı olma hayali kuruyorum ve kızın sözünü keserek.. "Dedemin çok sevdiği bir lafı vardır (dedem sadece mısır dikmeyi ve sulamayı bilir.)..Gözlerinde ihanet olanın sözlerinde sadakat aranmazmış, ben senin gözlerinde ihanet görüyorum bu yüzden sözlerinde asla sadakat aramayacağım." diyorum. Bu lafın üstüne plana sadık kalan arkadaşlar " Ne oldu, neler diyorsun?" diyor. Ve ben konuyu özet geçiyorum. "Daha dün bu kız benim arkadaşıma kimseyle görüşmüyorum bir tek sen varsın." dedi diyorum. Bunun üzerine konudan zaten haberdar olan teklif edecek arkadaş. "Nasıl olur bunlar doğru mu? Diyip kızı yan odaya davet ediyor. Onlar odadan çıkınca diğer çocuklarla olayın kritiğini yapıyoruz ve hala övgüler alıyorum. Zaman geçtikçe geçiyor ve 45 dakikanın sonunda beraber plan yaptığımız çocuk, kızla beraber odadan çıkıyor. Kapıyı açar açmaz el ele tutuşup "Biz olanları geride bıraktık ve barıştık artık birbirimize yanlış yapmayacağız." diyor. Bunu duyan diğer kişiler ve ben donup kalıyoruz ardından kız ve çocuk tekrardan odaya gidiyor. Ben ve diğer arkadaşlar şaşkınlıkla olanları izliyoruz. Sonrasında "Ben artık kalkayım, derse yetişmem lazım." diyerek kalkıyorum. Ve evin yolunu tutuyorum. Üzerinden yıllar geçti ancak bu anımı unutamıyorum. En büyük "Keşke yapmasaydım, senin ne haddine" dediğim anlardan biridir.
Pandemi zamanı yakın arkadaşımla dörtlü buluşmaya gidecektik, yaşlar 21 o zaman. Ben arkadaşımı, o zamanki kız arkadaşımın arkadaşına ayarlamaya çalışıyordum. Mekan arabayla 1.5-2 saat süren bir mesafedeydi, bizim çocuk yol boyu kustu bayıldı araba tuttu sonunda zor şartlarda mekana ulaştık, biraz sohbet ettikten sonra tanıştırdıgımız arkadaşlarımızı yalnız bıraktık. Buluşma üzerinden birkaç gün geçti baktım hala ses yok bunlardan dedim herhalde beğenmediler birbirlerini. Biz yalnız bıraktıktan sonra sohbet ederken kız kitap okuduğundan bahsetmiş socratesin savunmasını okuyormuş bizim eşşek kıza demiş ki ‘ee söyle bakalım neyi savunmuş socrates’ Kız spor yaptığını söylediğinde, ‘kadın dediğin spor mu yapar’ demiş. Kız da italyan dili edebiyatı okuyan, piyano keman vs çalan aileden kültürlü birisi, bizimki de düz kalas. Çocuğa sordum niye kıza böyle şeyler dedin diye, harbiden socratesin savunmasını öyle bir şey sanıyormuş. Aralarında bir şey olmadı bir daha da hiçbir arkadaşımı biriyle tanıştırmadım.
Bundan 2 sene önceydi 16 yaşındayım. kızla ilk buluşmayı ayarladık, buluşacağımız gün geldi adanalıyım ama o zaman da havanın en soğuk olduğu güne denk geldik neyse evden çıkmadan 2 litre su içtim tuvalete gitmeyi unutup evden çıktım buluşmaya geldim yemek yedik içtik sonra Cafeye geçelim dedi tamam dedik Orda da kahve içtik artık midede 3 litre falan su var. Sonra kalktık yürüyoruz bir anda fena tuvaletim geldi kızı da otobüs durağına bırakmam gerekiyor ama dayanamıyorum nasıl tuvaletim gelmiş biraz oturalım mı banka dedim oturduk sonra abi iflahım gevredi artık dayanamadım altımda da mavi kot pantolon var abi ufaktan saldım bisey olmaz dedim direkt benim pantolonun dışına su işledi elimdeki ceketi üstüme koydum ama nasıl tuvaletim var devam da ediyor en son dayanamadım tamamen bıraktım ama nasıl şarıl şarıl akıyor ayakkabının içine kadar girdi.elimdeki suyu belli etmemek için dizimden aşağı dökmüş gibi numara yaptım ama kız su bitip hala aktığını görünce anladı manzarayı ben kıpkırmızı oldum Adana da çarşının göbeğinde sırılsıklam pantolon akşam 6 gibi ama hava kararmamış yok olacak gibi değil dedim koşarak kaçtım kıza bisey demeden herkes de gören de bana bakıyor ceketi sardım ama sadece ön kısmı dize kadar kapatıyor utançtan elim ayağım dizim her yerim titriyor en son bir apartman merdiven altı biryer buldum çöktüm hava kararana kadar ama hava soğuk olduğu için geçmiyor kurumuyor ıslaklık gözüküyor hava karardı dolmuş otobüs binemiyorum eve 5 km yolu gizlene gizlene yürüdüm eve geldim kimseye görünmeden banyoya kostum hallettim ama nasıl bir aksiyon, kız eve geldiğimde baktım wp den engelemiş düşene bir de o vuruyor yani berbat bir durum hala hatırladıkça kafayı yiyorum...
Hoca uzun süredir seni takip ediyorum. Bu yayın en iyi 5 yayın arasına girer mükemmel bir konsept olmuş devamını sabırsızlıkla bekliyorum. Gülmekten kafayı yedik yayını izlerken seviyoruz seni hoca
anonim kişilerin hikayelerini teyit etme ihtimali olmadığından istemsiz şekilde kolpamı bunlar diye soruyorum kendime ama devamındaki hocaların yorumların kalitesi ve muhabbeti inanilmaz aktığı ve güldürdüğü için beklediğimden çok daha iyi yayın olmuş.
Sene 2016. İş için yurt dışına gitmiştim. Bir hafta oldu olmadı, internetten bir kadınla tanıştım. Ama nasıl güzel, melek gibiydi maşallah.. İnternet üzerinden konuşurken dedim müsait olduğunda buluşalım çok güzel bir kokteyl bar keşfetmiştim. Kabul etti ve ertesi akşama sözleştik. Ben mekana gittikten bir 10 dakika sonra o da geldi fakat yanında bir de arkadaşı da gelmiş. Arkadaşının planı varmış fakat bir yarım saat boşluğunda bizimle oturup o da gitmesi gereken yere gidecekmiş. Problem olur mu diye sordu, elbette hayır dedim, tanıştık arkadaşıyla da. Date'imin ismi Ina'ydı kulakları çınlasın gerçekten çok güzel bir kadındı. Gözlerinden bir tanesinde bir rahatsızlık mevcutmuş bir yere bakarken sol gözü, baktığı yerden daha sola doğru bakıyor artık rahatsızlığın adını tam hatırlamıyorum ama göz tembelliği gibi bir şey sanırım. Sohbetin bir yerinde telefonuma bildirim geldi, kız da bir şeyler anlatıyordu o sıra masada da üç kişiydik bir an kafamı kaldırdım, gözlerine bakınca rahatsızlığı dolayısıyla yani kime baktığı belli değildi. Boş bulundum ve " Bana mı söylüyorsun?" dedim bir de kafamı onun diğer gözünün baktığı yere falan çevirdim istemsiz. Söylediklerini pek dinleyememiştim meğer bana anlatıyormuş. Ve bilmediğim bir konu da kızın gözleri ile ilgili bu rahatsızlığını çok kafasına taktığıydı. Ben öyle sorunca bir sessizlik oldu sonra arkadaşı kalktı. Biz de içkilerin ikincisini söylemedik artık ben çok utandım ( bu konu bir önceki verdiğiniz konu ile de bağımlı aslında en utandığım an o andır ) kalkalım ertesi gün iş var malum falan diye geceyi bitirdik. 1 ay yazamadım hiç, sonra bir gün bir barda karşılaştık harika sohbet ettik, sürekli görüşmeye başladık. Benim için o plansız second date çok daha verimli oldu :)
Babama pandik atmışım bir ömür boyu zaman geçirme işinden en utanç olarak son 4 e kalırdık be hocam canınız sağolsun hepinizin ağzınıza sağlık seviliyorsunuz
Memleketten İstanbul'a ilk kez üniversite için gelmişim ve o zamanlar pek arkadaşım yok. Birinci sınıfın başında ufak ufak şakalaştığımız, birbirimize laf attığımız derslerde bir kız var. Çok zaman geçmeden de en yakın arkadaşım oldu. Yine cok gecmeden de aramızda bir elektriklenme olmaya başladı. Yazmayınca trip atıyor, yurdun mutfağında bana tatlı yapıp getiriyor, yürürken koluma giriyor arada, sabaha kadar ders çalışıyoruz, uykusu gelince dizime yatıyor, üşüyünce koluma sarılıyor. Ama ben öküz gibiyim, o sarılınca kalas gibi dikiliyorum, yumruklarımı hayvan gibi sıkıyorum koluma girince, deli gibi geriliyorum her temasında. Böyle anlatınca sanmayın ki kız benden hoşlanıyor da ben istemiyorum onu. Ben daha ilk elektriklenmeden beri köpek gibi aşığım ona. Ama daha önce ne bir kızın elini tutmuşum ne doğru düzgün konuşmuşum, gariban Anadolu çocuğuyum, daha önce sevgilim olmamış. O yüzden ne yapılacağını, bir kıza nasıl yaklaşılacağını bilmiyorum, pek yakın arkadaşım da yok tabii konuşup akıl alabileceğim. Ben artık kendi kendime dedim, yeter artık bu böyle olmaz, kızın da gönlü var gibi, ben güzel romantik bir yemek ayarlayayım da açılayım kıza, ne olacaksa olsun. Ama benim özgüven sıfır, 1-2 ay böyle geçti cesaret edip de plan bile yapamadım. Neyse, ben plan yapana kadar dönemin final haftası geldi çattı. Cuma son sınav var ve sonra ikimiz de memleketlere gideceğiz ve 2 hafta görüşemeyeceğiz. Ben kendime kızıp, "Lan, yine cesaret edip kızı yeğe çıkaramadın, öbür aya kaldı," derken benim için ufak çaplı bir mucize gerçekleşti. Kız bana dedi ki, "Cuma günü sınav çıkışı beni memlekete götürmeye babam gelecek, ama biraz geç gelecekmiş. Senle babamın çok sevdiği bir yere yemeğe gidelim mi öncesinde? Hem sonrasında babam da direkt oraya gelir, bir şeyler atıştırır, yola çıkmadan. Sen de 5-10 dk tanışmış olursun." Korun istediği bir göz, Allah verdi iki göz, hayatımda o ana kadar duyduğum en güzel şeydi. Hem kızla baş başa yemek yiyeceğim, güzel bir yer de, hem de kaleyi içten fethederim, babayı etkilersem. Kızın babasının bizim için önemini söyleyeyim. Baba Çanakkaleli, orada yaşıyor, anne yabancı. Baba ile anne kız bebekken ayrılıyor, anne ülkesine dönüyor, kız babada, annesini ise neredeyse hiç görmüyor. Babasıyla acayip bir ilişkisi var, hem çok yakınlar, arkadaş gibiler, hem de garip kavgaları var birbirlerine inattan. Neyse, ben de diyorum ki, yemekte öncesinde kıza hafiften belli ederim iyice, sonra babaya sevdirtirsem kendimi, iş tamam. Hayatımın en gergin haftasına girdim böylece, deli gibi stresliyim, babaya nasıl kendimi sevdiririm diye düşünüp duruyorum, sınavlara da odaklanamadım, bok gibi geçti. Neyse, cuma son sınavı girdik çıktık. İkimiz de kampüsteki yurtlarda kalıyoruz bu arada. Odalara çıktık, hazırlandık, indik, dedi ki, mekan yakın, taksiyle gidelim, rezervasyonu falan babası ayarlamış zaten. Taksiye bindik, ben acayip gerginim, konuşamıyorum bile, kız çok mutlu, koluma girdi yine ama bende hiç tepki yok. Elime uzanıyor, elimi çekiyorum, acayip gerginim. Mekana gittik, Boğaz'da acayip lüks bir balıkçı. Ben iyice gerildim. Menüye bakıyorum, hiç tanıdık bir şey yok, kalkan, sarıkanat, ahtapot mahtopat, saçma sapan şeyler. Ben gariban Doğu Anadolu çocuğuyum, yediğim iki balık var o zamana kadar, hamsi ve alabalık, başka bir şey bilmiyorum denizden çıkan. Bir de alkol menüsü var, ben o zamana kadar hayatımda hiç alkol almamışım zaten, "Lan," diyorum, "kızın babası içer misin sen de derse ne diyeceğiz, balık konusu açsa ne anlatacağız?" Hasbel kader babası gelmese, hesap bize kalsa zaten hiç çıkamam oradan, sudan sonrasini bursum karşılamaz. Ben komple iptal oldum gerginlikten, kız güzel güzel konuşuyor, elimi tutuyor, "İyi misin?" felan ben gerginlikten full soğuk yapıyorum kıza. Ne işimiz var burda, başka yer mi yok, senin de bu entel garip hareketlerin falan.. salladım biraz kıza gerginlikten, üzüldüm de sonradan, babasının istediği yere gelmişiz, kız beni babasıyla tanıştıracak benim yaptığıma bak. Sonra, oğlum dedim, babasına kendini öyle bir sevdirmelisin ki, hem kızın gönlünü al, kız mutlu olsun, hem bu ilişkiyi iyice ciddiye al, kaleyi içten fethet. Sonra babası geldi, ve benim için her şey inanılmaz bir hal aldı. Öyle bir yıkama yaglama yapıyorum ki anlatamam, harikayım. Anlattığı her hikayeye duyduğum en ilginç şeymiş gibi tepki veriyorum. Her nasihatından sonra bundan sonra hayatımı bunun nasıl değiştireceğini falan söylüyorum. Anlattığı işle alakalı anılarından sonra, o an anlattıklarına göre götümden sıktığım kariyer hedeflerimle birleştirerek ne kadar benim için idol gibi biri olduğunu falan söylüyorum, ilerde birlikte iş yapmak ne kadar da harika olur falan anlatıyorum, palavra. İnanılmaz bir performans sergiledim. Kızın babasıyla 5 dakika dedik, en az 3-4 saat muhabbet ettik. Ben, benim kızın varlığını unuttum baya bir süre, performansa odaklanmaktan. Kızın babası artık kalkmaya yakın dedi ki, "Evladım, sana bir şey itiraf edeyim mi, kızım seni o kadar anlattı ki, ben buraya aslında seninle tanışmaya geldim, iyi ki de geldim, çok mutlu oldum, benim sadece bir kızım var, oğlum yok ama olsa senin gibi olmasını isterdim." Bundan sonra utanmasam ağlarım, gözlerim doldu, "Oğlum," dedim kendime, "tamam bu iş, hayatının aşkının babasını ikna ettin, bir ömür mutluluklar size." Sonra gece yarısı kalktık mekandan, babası yüklüce bir hesap ödedi, beni yurda bırakıp, onlar Çanakkale'ye gittiler araçla. Su an 27 yaşındayım, hayatimda o geceki kadar mutlu uyuduğumu hatırlamıyorum. Sabah uyandım, kıza mesaj attim hemen, "Günaydın bitanem", sonra otobüse bindim, memlekete gitmek için havalimanına gittim ben de. Daha önce hic canımlı cicimli bile mesaj atamazdım ama artık o durumdaydım ki, tamam dedim, bitti bu iş, bu kız benim helalim, bir ömür beraberiz, zaten köpek gibi seviyordum, babayı da ikna ettik, önümüzde kimse duramaz, artık özgüven sorunumu da aştım, her şey mükemmel olacak dedim ve memlekete doğru yola çıktım...
Öğleden sonra uçaktan indim, telefona baktım hala mesaja cevap yok, dedim herhalde uyanmadı. Geceye kadar yazmadı, sonra ben tekrar yazınca ben görmemişim pardon dedi ama bir soğukluk bir garipik vardı. Bu mesajlara yazmamaları, geç yazmaları devam etti. Bir garipilik vardı, normalde günde elli kere yazan, saniyesinde cevap atan, yazmayınca trip atan kızdı yani. Neyse dedim, herhalde memlekette tatilde kafa dinlesin, o da haklı, yoruldu, 18-19 yaşındayız, üniversite birinci döneminden sonraki ilk tatil. Ben 1-2 hafta sonra döndüm İstanbul'a, o da gelecekti benden sonraki gün. Kafamda kurdum, zaten bu kızla tamamız artık, geldiği gün gidip alayım onu, hemen sevdiğimi söyleyeyim, bitsin bu muamma resmileşsin. Neyse ben otobüsle otogara onu karşılamaya gittim, bir sarıldım onu görünce, yanagindan öpeyim falan dedim ama bir soğuk durdu, tam sarılmadı bana, bir garip hissettim. Taksiye bindik, yurda dönüyoruz, ben yaklaştıkça arka koltukta ona o kaçıyor, uzaklaşıyor benden. Kendimi sapık gibi hissettim iyice, "Harbi," dedim, "ne kötü bir şeymiş bu karşılık alamamak.", yine kizdim kendime. Bir gariplik var ama kızda, dedim, kız da haklı, kaç ay oldu, kız o kadar adım attı sana, babasıyla bile tanıştırdı, sen daha bir adım bile atmadın, kıza hoşlandığını bile söylemedin, sen nasıl adamsın diye kendime kızdım. Yeter artık dedim, taksiden iner inmez dedim, söyleyeceğim. Basladim inince, "Seni deli gibi seviyorum kızım," dedim, "bir ömür beraber olalım, sen benim ilk aşkımsın, son aşkım da sen ol istiyorum." Kız donuk donuk suratıma baktı, gözleri doldu ve dedi ki, "Aylardır dikkatini çekebilmek için her şeyi yaptım, bana hiç karşılık vermedin, bir kere elimi tutmadın, bir kere sarılmadın, bir kere hoş laf etmedin, sonra babamla tanıştın ve birden bambaşka bir adam oldun, bana güzel laflar etmeye ilgi göstermeye başladın, sen beni değil babamı seviyorsun, benden değil babamdan etkilendin, babamla o konuştuğunuz gelecekteki planlardan etkilendin, ben beni sevmeyen biriyle birlikte olmak istemiyorum," arkasını döndü ve gitti. Üzüntüden dondum kaldım yolun ortasında. Banane senin babandan ben sen mutlu ol diye yaptım, sen beni sevmeden bile ben sana deliler gibi aşıktım, gelecek hayalleri bile kurmaya kıyamadığım, dokunmaya kiyamadigim en değerlimdin, bu hayatta senin kadar hiç bir şeyi sevmedim diyemedim. Kızın gözünde sadece babasının parası için onu isteyen bir çocuk olduğumu anlamaya başlayınca ölmek istedim, dakikalarca dikildim herhalde o kaldırımda, ne yapacağımı bilemedim. Çok uzattım biliyorum bitireyim artık. Benim hayatımda yaşadığım en güzel 3-4 aydı yazdıkça yazasım geldi kusura bakmayın. Sonrasında ne oldu derseniz, aramızda bir şey olmadı, ilk o başkasıyla sevgili oldu, sonra onu görünce ben, başlarda arkadaş kalalım dedik sonra onu da beceremedik. Zaten senelerdir de konuşmadım. Arkadaşlardan duydum 2-3 senelik uzun ciddi bir ilişkisi varmış şimdi de, evlenirler herhalde yakında. Babasıyla Instagram'da hala takipleşip birbirimizin hikayelerine yazarız arada. Ben hala yalnızım bu arada, tabii ondan sonra birkaç tane ilişkim oldu. Daha çok şey yaşadığım, daha çok zaman geçirdiğim, daha mutlu olduğum kişiler de oldu. Ama kimseyi hayatımda hiç gerçekten sevgili olamadığım, first date'imden sonra biten, o ilk aşkım kadar sevemedim. Yani arkadaşlara bir şey söylemem gerekirse sonunda, şunu söyleyebilirim. Duygularınızı ifade etmekten korkmayın, gerçekten sevdiklerinizi sevdiğinizi belli edin, onların kıymetini bilin. Hele ilk aşkınızsa elinizdeki aşkın kıymetini bilin, elinizden kayıp gitmesine izin vermeyin. Çünkü ilk aşklar ne kadar yıllar geçse de unutulmuyor, tam anlamıyla yaşanmasa bile..
Lise sonda bir arkadaş ortamindan kızla konuşmaya başladım ve 4lu date yapıp iyice yakınlaşma planı yaptık ve bir pizzacıya gittik. Param olmadığı için pizza değil tavuklu salata söylemek istedim ve siparişi verdim. 15dk sonra garson elinde ton balıklı salatayla gelip tavuğumuz bitmiş ton balığı olur mu diye sordu ben de aşırı açlığımdan dolayı onayladım. Gömüldüm ton balıkli salataua yedim. Tam çıkarken yanımdaki erkek arkadaşım ağızin feci ton balığı kokuyor dedi. Ben de utanarak nefes almamaya başladım. Eve dönmek için ilçe değiştirmemiz gerekiyordu ve maalesef otobüse bindik ve kız arkadaşımla arka taraflarda yan yana oturduk. Kiz bana davraniyor davraniyor ben agizimi kaciriyorum fisildayarak halk icindeyiz diyorum.( Normalde acımam öpüşürüm ki kız bunu biliyor. ) Kiz iyice zorladi zorladi ben de dayanamadim izin verdim ve kiz dudaklarima yapistiktan 3sn sonra geri çekildi ve camdan dışarı bakmaya başladı. Utançtan oturma organim bile terledi. O günden sonra iki sene boyunca yanimda deodorant gezdirdim ve acil durumlarda ağzıma deodorant sıktım. Ben rezil bir insanım sanırım
Hoca bundan bir sene önce falan yaşandı olay. En yakın arkadaşlarımın hep manitası var ben bir kaç senedir yalnız takılıyordum önceki ilişkilerde çok sıkıntılar yaşadım diye. Neyse konuya dönelim çocukluğumuzda komşu olduğumuz bir kız var onunla flörtleşmeye başladım, en yakın arkadaşım ve onun manitası ben ve kız 4 lü date ayarladık. Her şey çok güzel kahveler içildi sonra acıktık tost yedik vs. millet bahçesine oturmaya gittik güzel güzel oturuyoruz kızı biri aradı heyecanla telefonu ter çevirmeye çalıştı. Tabi ben gördüm arayanın adını Mehmet yazıyor. Sessize aldı telefonu ters çevirip. Arkadaşlar da bozmuyor ortamı ben de bozmayınca şimdi uzun zaman sonra ilk flört ilk date. Kız dedi ki benim gitmem lazım kızların yanına uğrayacam okey dedik kalktık arkadaşlar başka yoldan biz başka yoldan gidiyoruz. Götüm de yemedi kıza sormaya kim mehmet diye. Kızı otobüse bindirdim eve geçtim akşam oldu kız yazmıyor ulan dedim kırk yılın başı hadi dedik başlamadan bitti galiba. kıza mehmet? yazdım evet arkadaşım dedi engelledi beni. eve geldim annemle kardeşime sordum takipleşiyorlar eski komşu olunca. abi kızın sözlüsüymüş küsmüşler kız arayı benle değerlendirmiş date günü lavuk arayınca yanına gitmiş o akşam barışmışlar asljgsalgsaj kafayı yemiştim sinirden ve gülmekten. Allaha şükür kısmetim düzeldi şuan güzel bir ilişkim var duanızı alırım böyle şeyler yaşamamak için :) Not: Bunu yazarken yayında da Talha Çakmak falan dendi ben o değilim tamamen isim benzerliği :D
54:40 da edilen çocuk BORNOZU lafını tüm chat ve ben o kadar yanlış anladık ki bembeyaz kesildik usta... Yok ya böyle bir laf etmemiştir derken bornoz lafı geldi rahatladık.
Normalde uykuya dalmadan önce mutlaka yayınlarını izlerim ama yayın o kadar komik ki gülmekten uyuyamıyorum uyku düzenim için bu gece yayınsız uykuya dalıcam
Hasan hoca ben Suriye Türkmeniyim (Halep Türkü). Bir gün gece 2'de taksiye bindim. Benim Türk vatandaşlığım o zaman değerlendirme aşamasındaydı yani gerçekten Türk kökenli olup olmadığım devlet tarafından araştırılıyordu. Neyse taksici abiyle gidiyoruz (Eminönü den Bağcılar'a gidiyorum) sohbet etmeye başladık ve abi bana nerelisin dedi bende Antepliyim dedim. Halepli demememin sebebi, Suriyeli Türkmen dediğim zaman insanlar Türkmenistan dan zannediyordu bende her seferinde kendimi açıklamamak için bir yerden sonra Antepliyim demeye başladım. Zaten şivem aynı ve kökenimde oraya dayandığı için bir sorun olarak görmüyordum. Aksaray da Arapların yoğunlukta olduğu bir yerden geçerken taksici abi başladı Suriyelilere küfür etmeye. Anadan giriyor bacıdan çıkıyor. Bende haklısın abi rezillik diye gazladım sürekli neden bilmiyorum :d. Hatta bir ara birlikte küfür etmeye başladık. Abi Maraşlıymış bana memleketlim diye sahip çıkıyor geçmişte Antebin nasıl olduğunu anlatıyor falan.. Yolda giderken Esenler tarafında çevirmeye girdik. Polis abi benden kimliği istedi. Bende sarı olan sığınmacı kimliğini çıkardım mecbur çünkü daha vatandaşlığım yoktu. Taksici abi "yeğenim senin kimlik niye bu kadar değişik" dedi. Ben daha bir şey demeye kalmadan Polis abi "Suriyeli bu arkadaş" dedi. Taksici abi bana bir bakışı vardı görmen lazım. Yerin dibine girdim resmen. Abi istersen ben burada inim dedim. Ee biz zahmet dedi. Giderken "en çokta seni diye" bağırıp gitti. Polis abiler bana ne olduğunu sordu durumu anlattım hem güldüler hem de bir daha yapmamam için beni azarlayıp eve gönderdiler. O günden beri artık insanlara Suriye Türkmeniyim diyip uzun uzun anlatmayı tercih ediyorum.
Abi lise sondayım bi etkinlikte bi kızla tanışmıştım kızla ortak arkadaşlarımız varmış tanışıp konuşunca ikimizde de bi hoşlanma durumu oldugunu farkettim. Muhabbet uzadı ben de "yarın bi işin var mı" ya getirdim mevzuyu buluşma ayarlandı ertesi gün metroda buluştuk çok tatlı bi kafeye dogru gidiyoruz tam "dışarda oturalım içerde sigara içemem" dicektim kız sanki aklımı okudu umarım sigara içmiyosundur dedi ben de o an boşluğuma geldi yok yok içmiyorum dedim yine de dışarıda oturduk kız sigaradan ve sigara içenlerden nasil nefret ettigini anlatmaya başladi ben de bi yalan söylemişim devamini getirmem gerekiyo diye iyice abarttim 3 ay yesilayda çalıştıgımı falan anlattim mevzuyu iyice abarttim yani. Oturduktan yarim saat sonra bizim ortak arkadaşlardan biriyle karşılaştık (sigara içtiğimi biliyor) geldi selam verdi kız da masaya davet etti o da oturdu hemen sigara yaktı... Bizimki hemen başladı böyle şaka yollu azarlamaya falan ben de o an patladim patlicam bi sey yapmam lazim diye düsünüp ben de katildim azarlamaya bi yandan da arkadaşım olan kıza kaş göz yapiyorum arkadasım anladi mevzuya patlatmadı beni yalanıma ayak uydurdu. Sonra lavaboya gidicem diye kalktim tam o sırada telefonum çaldı ben tam telefonu cepten çıkarırken benim sigara paketi tak diye yere düştü... telefonu da açmiş bulundum kız sigaraya bakiyo ben kıza bakıyorum arkadaşım gülme krizine girdi telefondaki de bağırıyo ses versene diye o an sadece "bırakmaya çalısıyorum" diyebildim lavabodan geldiğimde kız gitmişti arkadaşım hala gülüyodu...
İlk buluşmamızda Avm’ye gittik, yedik içtik her şey güzeldi ayrılık vakti gelmişti ben bir lavaboya gideyim dedi, sen gidecek misin diye sordu ama niyeyse hayır dedim oysa acayip gazım vardı kaç saattir sıkıyordum. Seslisi güldürür sessizi öldürür diye hafiften de çıkarma riski almamıştım. Neyse kız lavaboya girince kadınlar tuvaletinin önünde inceden ama uzun bir gaz çıkartması yaptım ama her saniyesinde rahatlık hissi yüzüme yansıyordu. Tam bitti kız lavabodan çıktı çok sıra vardı bekletmek istemedim diye. Ben kendi osuruk kokumu da alınca bir heyecanlandım, kızardım he tamam gidelim derken kızın yüzü ekşidi. Burnunu bir iki kere yukarı aşağı kaldırdı kokuyu tanımlamaya çalışıyor gibiydi. Tam bir şey diyecek oldu benim kızarıklık ile kokuyu bağdaştırmış olacak ki sustu bir iki saniyelik olay olabilir ama ölüm sessizliği idi. Sonra asansöre doğru gittik, o gün öyle bitti. Kızla sevgili olmaya devam ettik birkaç görüşme sonra samimiyet oluştu. Bir buluşmada kız yine lavoboya gitmek istedi, sonra bana bu sefer sormadan istersen sen de git sonra kapıya bırakıyorsun demişti 😂 ah be o olaydaki kız keşke şu anki eşim deseydim ama bu olaydan bağımsız ayrıldık 🚬
Selamlar hocalar, ilk buluşmamız ikimizin ortak arkadaşının doğum gününde oldu. O günlerde 3 aydır sıfır şeker ve unlu mamülleri diyetine girmiştik ve aşırı heyecanlıydım pasta yiyeceğim diye neyse o ara arkadaştık. Yan yana oturuyoruz. sigarası bitti sigara ikram ediyorum. sigarasını yakarken gülümsüyoruz falan velhasıl aramızda bir enerji oluştu. Sonra iş pasta kesme işine geldi. tabaklanan pastalar sırayla ikram ediliyor. Bir baktık. tek tabak kaldı bir ikimiz kaldık. Napalım diye bize bakıyorlar. O sıra kız romantiklik olsun diye bişi olmaz biz beraber yeriz iki dilim koy dedi arakdaşa. ben de o sıra da hiç düşünmeden direkt bir refleksle hayır ben ayrı yemek istiyorum pasta verin bana gibi bişi dedim sonrası derin bi sessizlik kız bozuldu tabi sonra durumu anlattım güldük baya şimdi 3 yıldır beraberiz yakın zamanda nişanımız var düğüne hocaları beklerim hasan hocam da şahit işini hallederse mutlu eder bizi saygılar hocalar
2017 yılında askerden yeni gelmiştim. Çalıştığım berber dükkanı yeni devir almıştım. O dönem aynı zamanda bir arkadaşımla beraber turizm işide yapıyorum. Üniversite öğrencilerine tatil satıyorum. Bodrum tatili satın almak isteyen bir kızla konuştum, anlaştık, satışı yaptım. Tabii bu konuşmalar esnasında nerelisin falan diyalogları ile beraber ufaktan bir flörtleşme oldu aramızda. Kız Kartal’da oturuyor ben Yenibosna’da oturuyorum. Tatil tarihinden önce bi pazar günü Karaköy’de buluşma planı yaptık. Bende şöyle bir hastalık var bulunduğum ortamda yarım saat, bir saatten fazla oturamıyorum. Sürekli yer değiştirmek istiyorum. Neyse biz buluştuk bir mekanda oturduk çay kahve sohbet derken benim yine krizlerim başladı ve kıza buradan kalkalım taksime doğru gidelim dedim biraz şaşırdı ama teklifimi kabul etti. İstiklal caddesinde yürürken acıkmadın mı yemek yiyelim falan dedim oda çok acıkmadığını söyledi ama eşlik edebileceğini söyle ve ben o bölgeye de o ortamlara da çok alışık olmadığım için mal gibi liseliler gibi kızı Burger King e götürdüm. Onun yemeğinin parasını da ben ödeyince çok kızdı. Ben neye uğradığımı şaşırdım. Ben kadına hesap ödettirilmez kafasına sahip bir insanım ama buna bu kadar karşı olan bir kızlada ilk defa tanışmış oldum. Neyse yemeği gömdük tekrar karaköy tarafına galata yokuşundan inerken ben kızla bir temasım olsun diye sanki kankamla yürüyormuşum gibi salakça bir şey yapıp elimi kızın omuzuna attım. Kız neye uğradığını şaşırdı ve bana baktı sesini çıkarmadı. Ama gözlerinde bu mal ne yapıyor hissini gördüm. Sonra galata yokuşundan inerken oldukça etnik giyimli ve çok uzun sakallı biri bizi bir mekana oturtmak için önümüzü kesti. Mekanda tavla da vardı ve oynar mısın diye sorduğumda evet deyince biz mekana oturduk. Tavla oynarken o kominist ve etnik tipli abi şakalar yapıyordu bize ara ara ve sonra dönüp bence siz evlenirsiniz deyince ikimizde birbirimize bakıp mal gibi kaldık sonra güldük. Ama ne kızın ne de benim ikinci bir buluşmamızın bile olmayacağına o kadar emindik sadece o günü nezaketende olsa vakit doldurma olarak görüyorduk bir iki saatten sonra. Daha sonra tavlada yenildim ve mekandan kalkıp evlere dağıldık. Tatil sattığım için tarih geldiğinde bende bodrumdaydım orada tekrar görüştük kuzeniyle gelecekti ve kuzenide erkekti Avusturya’dan gelmişti. Çok fazla beraber vakit geçiremedik ama aramızda bir kaynaşma oldu ve bugün tam 1.5 yıldır evliyiz. Kartal’da oturuyoruz ama berber dükkanım hala Yenibosna’da her gün Kartal’dan Yenibosna’ya işe gidip geliyorum. Çok mutluyuz. Yani o şimdi o günü düşününce ve bugüne baktığımızda Allah’tan umut kesilmez arkadaşlar 😂😂😂😂
Hoca seri bomba olmus izlerken gelen utancla karisan komiklik mükemmel agzina, yorumuna ve tüm ekibin emeklerine saglik. Yeni bölümlerine büyük bir heyecanla bekliyorum.
8. Sınıfta matematikten özel ders alırdım. Konuları önden bitirdik diye dersi kaytarmaya habire lavaboya gittiğimden ailemle görüşüp bu durumla ilgili beni uyarmalarını istemişti hoca. Bu uyarının sonrasındaki ilk dersin daha 10. Dakikasında karnıma akıl almaz bir sancı girdi. Terleye terleye kendimi sıka sıka 2 saati tamamladım ama aynada kendime baktığımda mosmor olduğumu görüyordum. Ders bitiminde hızlıca hocayı yollama çabasındayken hoca lavabo nerede diye sormuştu ve orda bana inme indi zaten (diğer lavabomuz tadilatta). Usul usul odama gidip camdan dışarıyı izleyerek altıma sıçtım. Lavabodan çıkan hoca vedalaşma amaçlı bana seslendiğinde siz gidin hocam dedim. Yarım saat sonra da dershanede deneme sınavım vardı gözetmen hoca şansıma hoşlandığım kızın yanına oturttu beni. Lavuk benden kopya çekecek diye dibime girip duruyordu bi ara burundan sesli nefes aldığını duydum ve bir daha kağıdıma bakmadı. Ben böyle utanmadım hayatımda…(duş aldım arkadaşlar)
Abi o kadar kafam yerinde değildi ki korkunç üzgün durumdaydım... Şu pazar sabahı çok teşekkür ederim. Gerçekten. 3 aydır senin sayende gülüyordum dün bir kez daha hayatımın en kötü günlerinden birini yaşadım. Ancak tekrar uyanır uyanmaz bu içerik sayesinde kendime geldim... Umarım çok uzun süre devam eder bu içerik.. Hepiniz harikasınız, çok sağ olun. Seviliyorsun hoca. İyiki varsın
@@osmnbilgin Arka arkaya kayıplar yaşadım. Önce aniden teyzemi kaybettim, sonrasında da 8 Ocakta dedem vefat etti. Dedemle aramızdaki ilişki baba oğul gibiydi babam ben doğmadan ülkeden kaçıp gitmiş bir adamdı ben hep dedemle büyüdüm. 2021 Ekim'den beri 2 sefer beyin kanaması geçirdi o günlerden beri zaten konuşmasında vesaire aksaklıklardan dolayı iletişim kuramıyorduk ama beni anlıyordu dinliyordu. Hiçbir şey olmasa her Galatasaray maçı öncesi takımın güncel durumunu anlatıyordum. Çok fanatikti. Şu son 2 seneyi hiç izleyemedi oturup izleyecek mecali yoktu zaten yaşı da olduğu için demans başlangıcı da vardı pek bir şey bilmiyordu ama ben gene anlatıyordum çünkü benim hayatımdaki her şeye ona borçluydum, Galatasaray aşkını bile... Onu kaybedince hayat sanki gri gelmeye başladı. Bir şey yaparken falan o da isterdi diye yapıyorum ama sonrasında oturup yaptıklarımı anlatmaya gelince kimse bulamıyorum. Zorlu yani.. Kardeşim olmasa da Allah'tan kardeşim gibi olan bir arkadaşım var da o her zaman destekçim.. Bunun dışında da dün akşam 4 senedir konuştuğum kızla bir organizasyondaydık. Dedeme bu hayatımda ilk kez ve son kez bahsettiğim bu kıza artık açılmam gerektiğini düşündüm. Öyle 4 senedir uzaktan da değil her daim konuşuyoruz, birbirimizi çok iyi tanıyoruz yani ama işte ben daha çıkma teklifi etmeden dans teklifi ettiğimde beni reddetti, yanyana oturuyorduk sandalyesini başka tarafa çekti hiç tanımadığı insanların masasına oturdu... Haliyle yani bu kadar şey birleşince dün geceden beri 100 kg ot yemiş simenta inek gibiyim. Valla okuduysan da kafanı şişirdim hoca kusuruma bakma vallahi. Öyle tek seferde akıp gitti birden
Evet hepsini okudum kardeşim estağfurullah. Öncelikle başın sağolsun. Hayatta çok anın olan, değer verdiğin birini kaybetmek çok zor. Ben de bunu ilk defa geçen yıl babamı kaybederek yaşadım. Hala alışamadım sanki kapıdan girecek gibi oluyorum bazen. Ne mutlu ki son zamanlarda yanında olmussun evlatlık görevini yapmışsın. Düşünsene sen de ayni durumdasin ve bir torunun hep yaninda. Ne güzel bir mutluluk değil mi? Ya bir de o öldükten sonra keşke diyerek pişmanlıklar yaşasaydın? Çok şükür benim de babamla son zamanlarimiz sizin gibi geçti. Kız meselesine gelince de sadece şöyle söyleyebilirim. Hayatta ölüm gibi bir gercek varken ve sen bunu en yakininda hissetmisken, bu büyük kaybın acısı yanında diğer tüm dünyevi kayıplar anlamsiz ve boş kalır. Bu kız sana böyle sırt cevirmisse inan ki kendi kaybetmistir. Sen ailesine değer veren, vefalı, aslan gibi adamsın. Senin karakterindeki bir adama sırt çevirmekten bırak o acı çeksin sana vız gelir bence bunlar. Teyzenin de dedenin de mekanlari cennet olsun. Bunu okuyan her kardeş de canlarına rahmet okusun 💙
@@osmnbilgin Sağ ol abi, senin de başın sağ olsun. İnşallah yukarlardan bir yerden dedemle baban da görüyordur onları böyle andığımızı... Allah herkesi bu tarz mutluluklar ile nasiplendirsin. Diğerine gelince abi normalde vız gelirdi de diğerinin yanında pek de takılmayacak gibi bir şey ancak hayatımdan dedemin çıkmaya başladığı günden beri o kızla iletişimde olduğum her şeyimi bildiği için bana böyle davranması gücüme gitti bilmiyorum anlamıyorum. Az buz bir zaman değil 4 sene.. İkimizde birbirimize defalarca destek olduk belki de diyemiyorum ama hep koruyan kolluyan taraf ben olmuşum gibi... Son zamanlarda da arka arkaya sanki değil 4 sene dün tanışmışız gibi hal ve hareketleri için içimi yiyordu. Dün akşam anlık cesaretle her şeye son vermek isteyip bir kez daha hor görülünce insan haliyle kırılıyor. Eskiyi düşündüm. Dedem olsa daha kolay olurdu dün geceyi atlatması ama yok ve daha kolay olacak hali de yok... İşin kötüsü kız hayatımın bir parçası arkadaş ortamımız aynı her şeyimiz aynı yarın gene göreceğim... Öyle işte kafam cok karışık ama sağ ol abi. Allah razı olsun senden de Hasan Hoca'dan da
Htalks ailesi öncelikle yeni programiniz hayirli olsun.Digerleri gibi buda cok guzel olmus.Kendi adima hasan hocanin; emir,turan,paku,hilmi ve diger arkadaslarla bos muhabbeti dahi icerikdir.Hani bazen düsünürsünüz ne üretelim diye,oturun bir cardakda cekirdek,kola yapin o bile icerik bizim icin.Seviliyorsunuz.
Yıl 2006, üniversiteye yeni başlamıştım. İngilizce hazırlık sınıfında bir kızla tanıştım. Buluştuk, bir yerde oturduk, bir şeyler içerken konuşuyoruz. Muhabbet akıyor valla. Ailelerimizden bahsederken kız geçen ay dedemin kuzeni vefat etti deyince bana aniden gülme geldi ve içtiğim kahveyi istemsizce birden hafifçe püskürttüm. Kız birden aşırı ciddileşti ve hayırdır komik olan ne diye sordu. Başta biraz kem küm ettim, ama sonra kız yemeyince "dedenin kuzeni mi olur ya, amca oğlu olur, dayı oğlu olur en fazla" deyiverdim. Kız şoka girmiş gibi bir dakika falan boş boş baktı sonra ben seni daha olgun biri sanmıştım deyip kalktı gitti. Hoca haksız mıyım ya bu kuzen olayında yaş sınırı maks 30 falandır, bilemedin 40 olsun. Ben 34 yaşındayım, daha kuzenim kelimesini kullanan 40 yaş üstü birine rastlamadım valla.
Lise son, dershaneden 5-6 haftadır tanıştığımız kızla ilk buluşmaya çıktık film izlendi yemek yendi hiçbir ofsayt durum yok artık olaysız dağılma vakti. Kız işte şurdan otobüse binip (Ring otobüsü) yurda geçicem dedi fakat otobüs yok saat 10.30-11 civarı. Dedim gel ben bırakıyım istersen yürüyerek, çok uzak değilse, tabi dedi süper olur. Hoca yolu yürüyoruz ama bi anda fena rüzgar+yağmur başladı tam da yüzümüze doğru mermi gibi geliyor allahsız. Ceketi çıkarttım kızın yüzü korumak için siper ettim falan ama ben iptalim yani. Bu arada yol yürü yürü bitmiyor Ümitköy'ün içine böyle villalara doğru falan ilerliyoruz kız da hafiften erimiş durumda hem o kadar yol yürüyorum hem ceketle siper etme işi üşüdük falan böyle bi başka bakıyor gözleri. Ben de ara ara bi yurdun var di mi eminsin falan diye şakalıyorum ortalığı var var diyo ama bi türlü gelemiyoruz o yurda. İyice karanlık ara sokaklara falan girdik her yer müstakil ev ve site dolu. Döndüm kıza tüm yavşaklığımla dedim ki eğer benimle yakınlaşmak istiyorsan sinemadan falan içinde kaldıysa (Onun isteği üzerine korku filmine gitmiştik) söyle bana böyle ara sokaklara sokmana gerek yoktu. Kız da yolun devamını göstererek dedi ki yurdum orda bak ben seni niye ilk buluşmada böyle karanlıktan yürüteyim yoksa sen beni sapık mı zannediyorsun falan gibi bir çıkıştı. Karadeniz kızıydı o gerginliğini yatıştırmak çok zor olmuştu.
Hocalara selam, bu anı hem utanç hem de içe içe geçmiş iki first date barındırır 😅 Geçenlerde yazmıştım Hasan'a ben de yıllardır Yenimahalle'de yaşıyorum. Ankara baydı pandemi sonu gibi Polonya'ya Erasmus'a gittim. Klasiktir ilk haftalar Türk Türke takıldık ama hepimizin aklında yabancı kızlara açılmak var tabii. Sonunda oryantasyon derslerinde Barbara diye Portekizli bir kızla muhabbeti kaynattım. Şehir de Torun, küçük bir yer zaten 3-5 bar var; en ucuzunda ben bu kızla rastlaştım ve bana gece yarısı gibi club'a geçicez orada görüşelim dedi. Dakikalar geçmek bilmedi, neyse iki shot atıp cesaretimi toplayıp o mekana doğru yola çıktım daha bismillah içeri girmeden bu kızı kapıda Khontkar'ın yandan yemişine benzeyen bir elemanla yiyişirken gördüm, fena modum düştü. Buna şahit olan Bursalı arkadaşım da ertesi gün saolsun her gün kovaladığı Tinder date'larinden birine beni +1 olarak götürdü, eşleştiği kız da arkadaşımı getiririm demiş. Meydandaki heykelin önündeyiz, gelin diye yazdılar akşam ama az uzaktaki ağacın arkasından kesiyoruz valla kız mız yok. Neyse biz tam vazgeçip dönecekken uzaktan birileri seslendi ama kendimize hiç konduramıyoruz çünkü kız Ağır Yaşamlar yanındaki +1 de saçını boyatmış Gollum. Duymazdan gelelim diye dürttüm bu malı ama ayıp olur dedi döndü o tarafa yürümeye başladı, yemin ediyorum kızlar bizi görünce sevinç çığlığı attılar. Diyorlar hadi club'a gidelim ama zaten 1 club var ve Erasmus tayfa bizi bu kızlarla görürse piyasamız öyle bir düşer ki 4 ay sap kalırız. Son çare benle aynı okuldan Erasmus'a gelen kız bir arkadaşıma mesaj attım dedim Allah'ını seversen bizi kurtar 😂 Oda arkadaşıyla beraber geldi ikisi ve sanki bizim esas flörtlerimizmiş gibi omzumuza kollarını atıp bizi götürdüler hahahs öyle kurtulduk.
Parti organizasyon işiyle uğraşıyorum, takım direktörüyüm, ekip falan kuruyorum. Bilet satıyorlar ben de günlük ne bilet satılmış reklamlar ne durumda vs takip ediyorum. Ekibe yeni insanlar alacağım sırada bi kız gördüm baya da hoşuma gitti dur ben bunla konuşurum diyip ekibe alma bahanesiyle mesaj attım. İşi anlattım ilgilenir misin vs vs. Konuştuk ettik derken olay flörte geldi. o günden itibaren 6-7 gün aralıksız flörtleşiyoruz araşıyoruz her şey kusursuz o da benle buluşmak istiyor güzel şeyler hissettiğini söylüyor ama bi türlü denk getiremiyoruz derken yılbaşı günü bi anda hadi buluşalım dedik. ben de kafada planlar yapıyorum ne güzel yılbaşına beraber gireceğiz belki saat 12 de kızı öperim diye düşünüyorum. Ama şöyle bi sıkıntı vardı ki kızın boyuyla benim boyum aynıydı, ve bu konuya taktığı belliydi. Ben de kızla buluşabilmek için her boy konusu açıldığında konuyu değiştiriyordum. O gün de buluşmaya gitmeden önce sırf uzun gözükmek için tabanlık giydim ayrıca kız da uzun olmasın diye yürüyüş yaparız yalanı söyleyip spor ayakkabı giydirdim. Buluştuğumuzda hala aynı boydaydık.. Telefonda benimle saatlerce sohbet eden kız bi anda yanımda suspus oturuyordu zar zor sohbet ediyorduk. Belki ilk buluşmadan dolayı utanıyordur diyip bozuntuya vermedim fakat daha saat gece 12 olmadan ben eve döneyim dedi ve kızı evine kadar bıraktım yılbaşına metrobüste tek başıma girdim. sonrasında o gün çok az konuştuk ertesi gün uyandığımda her yerden beni çıkartmış ve engellemişti. Utandığı için benle konuşmadığını düşündüğüm kız meğerse benle aynı boyda olduğu için konuşmayı kesmiş.
Yıl 2019. Lise 2.sınıfım Bizim sınıftan bi kızla muhabbet başlatmak istiyorum. Fakat yüz yüze söylemek için utangaç olduğum için o zamanlar, bir pazar günü hayatımda iletişim kurmadığım kıza 'bundan sonra beraber daha fazla muhabbet edelim' tarzı saçma bir mesaj atıyorum. Ve devamında da neredeyse yüz yüze 1 kelimeden fazla konuşamıyorum. Ama iş mesaja geçince bahsetmediğim konu kalmıyor kendimce kolaya kaçıyorum yani. Güç bela okul çıkışı bi gezelim tarzı bi şey diyorum ve okul çıkışında okulun önündeki caddeyi 1 tur turluyoruz. Kız benimle konuşabilmek için tuzlasporun galatasarayı elemesi, fenerin beşiktaşı 3-1 yenmesinden vs bile bahsetti ama kızın yüzüne bakmıyorum adeta. Caddenin sonuna gelince de bi tık kaçmış gibi oldum devamı da gelmedi zaten kızla
Merhabalar abi. O zamanlar 16 yaşındayım kıymayı tuzlayıp şişe geçirip burdur şiş diye satanların memleketinde yaşıyorum.(özeleştiridir) Çok fazla yakın olmadığım bir akrabamın evinde kalma gerginliği var üzerimde. Genelde uyayamam ve sabah 7 olduğu zaman herkesten önce uyanmış olurum. Bende uyuyamadığım bu gecede dönemin meşhur sosyal medya sitesi facebook'tan kime salça olabilirim diye bakınıyordum. O dönem karşıma bir kız çıktı bende hemen arkadaşlık isteği gönderip mesaj gönderdim bu kıza. Talihimiz iyiymiş ki at koştu baht yürüdü kızda bana geri dönüş yaptı. Bütün gece biz bu kızla konuşmaya başladık. Benim az samimi akrabanın evinde kalma gerginliği benden uzaklaştı sabaha kadar felaket aktı muhabbet. Kızın sohbeti dönemin diğer kızlarına görede feci iyiydi. Benim gecenin sonuna doğru hormanların yerini yüzde 3 ıqum alınca bu kıza şuan nerde yaşadığını sormak aklıma geldi. Kızda bana Burdurlu olduğunu fakat Ankara'da üniversite hazırlık öğrencisi olduğunu söylemişti.Büyük arıza vardı. Kız hem benden 2 yaş büyüktü hemde misak-i milli sınırları içersinde değildi.Yaşın verdiği kan kaynama işini sende bilirsin ki abi bir kıza erişebilirlik maximum 2 şehir otobüsüyle gitme uzaklığında olmalıydı. Ama kızın muhabbetini o kadar çok sevmiştim ki konuşmaya devam ettim. 2 Ay boyunca biz bu kızla aşama aşama konuşmaya devam ettik. Mesajlaşmaların yerini telefon görüşmeleri aldı. Fotoğraf göndermeler başladı.Kızın yüzü acayip güzeldi.Biz kızla 2 ay boyunca birbirimizi hiç görmeden konuşa konuşa sevgili olmuştuk. O dönemin pembe cıvık romantizmiyle kafka milena ayağıyla kandırıyorduk kendimizi. Ben bu kızın vizelerinin bitip yurda döneceği tarihi şafak sayar gibi beklemeye başladı. Dönemin teknolojik yapısı el verse senin uçak takip yayınlarını takip eder gibi başkent turizm otobüs yolcuğunu takip ederdim o derecedeyiz. Kızın artık gelme tarihi çok yaklaşmıştı bizimde meşhur ilk buluşmamıza nerdeyse 1 hafta kalmıştı. Bir gün telefonum çaldı. Kız bana otogara gitmem gerektiğini bilmem kaçıncı peronda bir otobüs olduğunu ve oradan ayşe diye bir kızın inip (ismi salladım abi) bana bir paket vereceğini onuda o gelene kadar saklamam gerektiğini söyledi. Bende tamam dedim gittim otogara. Otogar evime çok yakın olduğu için çizgili pjimanın üstüne kemal kılıçdaroğlu gocuğu çekip yürümeye başladım Otogarın peronların kısmına gidince uzaktan bana doğru bir şey koşmaya başladı. Kartopu gibiydi mesafe kısaldıkça kar topu büyümeye başlayıp çığ oluyordu. Kocaman bir şey bana sarıldı ve ben 2-3 adım geri gidip sarsıldım. O fotoğraflardaki fecisel güzel kız aşırı kiloluydu. Yeşil bir parkanın içinde lassa figürü gibi bir şey bana sarılıyordu. Acayip üzüldüm ve ilk kandırılmamı yaşadığım için sinirliydim. Benim mutsuz ve bezmiş tavırlarımdan rahatsız olan kız ne o mutlu olmadan mı falan diye soruyor ben de kolpadan yok çok mutlu oldum uyku sersemiyim o yüzden diyordum. Bu kandırıldığı için sinirli olan adam henüz sinirini ve şaşkınlığını atamadan bir salvo daha geldi kızdan. ''Ben bugün sana sürpriz yaptım ailem yarın geleceğimi zannediyor bu gece sizde kalacağım' Abi o dönem lise 2 öğrencisiyim bunu anneme değil izah etmek teklif bile edemem ama lassa emir kipiyle senden kalacağım diyor. Ben uzaklaşıp yaklasık 20 dakika süren annemi ikna etme çabalarıyla ve kurallarına uyacağım konusunda sözü aldıktan sonra kızın kalması için onay almıştım. Biz uzakta olduğumuz 2 aylık süreç boyunca her şeyi konuşup plandığımız için kız trt yayın akışı gibi ne konuştuysak yapıyor. Biz benim eve doğru yürümeye başlar başlamaz elimi tutmaya başladı. bense bundan acayip rahatsızdım. İçimdeki kandrılma öfkesi kine dönüşüyordu çünkü. Kız kilolu olmasının yanı sıra uzunda olunca biz benim eve doğru yürürken kızın elinde pazar arabası varmış gibi görünüyordum ben uzaktan. Benim sessizliğim onun pür neşeli sohbeti eşliğinde yol bitmiş biz eve gelmiştik. Annemle tanıştılar annem alelacele yemek falan hazırladı buraları kısa kesiyorum.Hikayenin can alıcı kısmına geliyorum. Bizim evimiz çok küçük ve sobalıydı o dönem.Ve soba sadece bir odada vardı orası da salon ve ben kışın orda uyurdum. başka bir odada misafir etme ihtimalimiz olmadığımız için biz bu kızla salonda uyuyacaktık.Annem 1001 uyarı eşliğinde bize yataklarımızı hazırlayıp uyumaya gitti.Bu yine konuşmaya başladı.Artık o sohbetini çok sevdiğim kız yeni bir şey icaat etse gözümün önünde abuk subuk gelecekti. Her şeyi 2 aylık telefon sürecinde konustugumuz için olay ilk temaslara gelmeye başladı. İlk defa beni öptü dokundu vs buraları da kesiyorum abi. Biz bu 2 aylık süreçte bu çaylak bir üniversiteli olsa da benden daha yırtık olduğu için bana bazı sorular soruyordu. Ben buna göre fazla neşet ertaş kalıyordum. Bir gün meşhur telefon konuşmalarımızdan birinde senin ayak fetişin var mı dedi. Ben fetiş metiş o zaman nedir ne değildir bilmem. Erkekliğe leke sürdürmemek için var demiş bulunduk. Bu benden 2 yıl önde olduğu için nuri bilge filmlerindeki taşradaki çocuk gibi kalıyorum ben doğal olarakta her şeye olumlu cevap verelimde kız kırılmasın diye evet diyorum. Konu bizim evde yine oraya geldi. Bu meğer baya ayağın müptelasıymış.Konuyu bilmediğim için artık bir akıl gösterip ben o gün evet dedim ama ne olduğunu bilmiyorum anlatır mısın dedim Bu da heveskar heveskar başladı anlatmaya. Şöyle de böyle diye gözleri parıl parıl şekilde. O anlatırken ben zihnimde bir şeyleri oturtmaya çalışıyorum. Ve otturttuğum o kısa süre içinde azaplar içindeyim. Bu hala anlatıyor.Ben artık olayı kavradığımda bi cesaret ayak numarasını sordum bu ''40'' dedi. K I R K. Ben de boş bulunup benimde 40 falan diyorum.Kendi kafamda o kadar soru dolanıyor ki abi toylugumdan. Bu kız 6 saat kışın ortasında otobüs yolculuğu çekti 40 numara ayakla geldiğinde herhangi bir şekilde duş falan da almadı. Feci durumdayım nasıl kurtulurum bu durumundan hesabı yapıyorum.Ayak sevilebilir bir şeydir belki ama 6 saat otobüs yolculuğu çekmiş 40 numaralı ayak bizim şehrin burdur 58. piyade eğitim alay komutanlığı kara birliğindeki herhangi bir erde de vardır abi o kadar da uzun boylu değil. Ben kaçamadım ve bu o ayağını çıkarım bana hadi gıdık yap diye uzanmış şekilde dudağımın önüne koydu. G I D I K. 40 numaralı bir ayak için fazla sevecen bir tabir.Bana neler yapmam gerektiğini ayağı dudagımın nerdeyse önündeyken komutlarla tarif ettikten sonra hadi emrini verdi. Ben ayağa doğru eğilirken içimden dua ediyordum. Allahım nolur bir şey olsun da beni bu gıdıktan kurtar diye. Ve belki tüm şansımı kullandım ama dileğim kabul olmuştu. 'GÜÜÜÜÜÜM'diye bir ses geldi. Bizim emektar üstünde kocaman Arık yazan soba patlamış ve tütüyordu. Ben alelacele ayağa kalkıp şunu durdurmam lazım annemde uyanır toparlan istersen deyip lambayı açtım. O gün kırk numara ayağa gıdık yapmaktan beni soba kurtarmıştı. Teşekkür ederim karagözlüm.. Bu da böyle bir ilk buluşma anımdır
Sene 2012 sonları lise 1 öğrencisiyim. Ergenliğimin en zor dönemlerinden birisini yaşıyordum. Hayatta tek amacım eve gidip cacık yapmak. Artık su faturası mı çok geldi yoksa konu cidden derslerimle mi alakalıydı bilmiyorum ama bizimkiler benim telefonuma ve bilgisayarıma el koymuştu. Derslerimi düzeltmek için atılmış bu adım (bi boka yaramamıştı o zaman orası ayrı hahaha) benim ergenliğime adeta bir bıçak darbesi vurmuştu. Sanal ortamlarda işimi halledememek hayal gücümü arttırmış olsada bir süre sonra bana asla aynı tadı vermemeye başladı. Kendimce bu duruma bir çözüm bulmalıydım. Bir pazar günü babama gazete aldıktan sonra gazetinin magazin köşesinde "Cimbomun yeni yengesi Yolanthe Cabau" başlığında Sneijder'in karısının boydan bikinili bir fotoğrafını gördüm. Fotoğrafı görmemle yırtmam bir oldu. Fotoğraf elimdeki işimi görecek adam akıllı tek şey olduğu için atamadım.(kıyamadım) İşimi gördüm ve sakladım. Bu işlem birkaç gün böyle devam etti. Taa ki annem zulamı patlatana kadar :D neyse sonraki birkaç gün her baba ve oğul gibi ergenliğe giriş konuşmaları ve ondan birkaç gün sonra en azından kontörlerimi harcayarak dünyanın en yavaş internetinden bi şeylere ulaşabileceğim tuşlu bir telefonda mutabık kaldık. Bu gençliğimin baharında bana yokluğu öğreten inanılmaz bir deneyim olmuştu. Burdan Sneijder'den ve sevgili ex yenge Yolanthe'den özür diliyorum.
22 yaşındayken babası polis olan bı kız arkadaşım oldu. kız ankara da ben istanbul da yaşıyordum. ankara kızılay meydan da ilk buluşmamızı gerçekleştirdik. yaşlar küçük olduğu için kızın babasının haberi yoktu buluşmamızdan. kız başladı anlatmaya babam bana çok düşkün herşeyi yapabilir erkek arkadaşım olup olmadığını öğrenmek için falan filan dedi. bende içimden ne yapabilir ki en fazla diyip geçiştirdim. taksiyle bahçelievler bölgesine geçerken taksinin önünü sivil çakarlı polis arabası kesti. içinden mesut komser tipli babası indi kızı aldı bana da kızımdan uzak dur sarı çocuk dedi. belinde ki silaha saygıdan dondum kaldım. ankara böyle demek ki dedim sesimi çıkartmadan yürüdüm. sonra bi kaç saat sonra kız yazdı iyimisin diye bende tek bir soru sordum. baban bizi nasıl buldu diye. kız da sakince mobeseden bütün gün bizi izlemiş dedi. babam herşeyi yapabilir diye uyarmıştı oysa ki kız . babayı sosyal medyadan gizlice takip ediyorum trafik polisi olmuş. ölümüne takip edeceğim
Geçtiğimiz sene YHT ile Ankara'dan Bilecik'e yolculuk yapıyorum. Eskişehir semalarında benim gözler yavaştan kaymaya başladı ve Beyaz saçlı seküler görünümlü iki teyzenin oğlum burası bizim yerimiz diyerek dürtmesiyle uyandım. Nasıl yani demeye kalmadan Teyze telefonundan biletini gösterdi. Tam olarak oturduğum koltuk yazıyordu. Mümkün değil bakın diyip kendi biletimi açtım, aynı numara. Kabin görevlisi geldi, bakıyor Allah allah bu nasıl olur dedi, gitti, 2 dakika sonra geldi ve Beyefendi sizin inmiş olmanız gerekiyordu dedi. Önce telaş yapmadım yakınlarda inerim dedim ama camdan dışarı bakınca Eskişehirin bozkırı yerini adapazarının ormanlarına bırakmıştı gergin gergin "ee şimdi nolacak dedim. "Buyrun benimle gelin" dedi ve beni Tren görevlisinin odasına götürdü. Oturdum kadın bildiğimiz sorguya çekiyor. Diyorum ben uyumuşum, Hehe aynen hep öyle diyorlar vs diyerek suçlamacı bi gözle bakıyor. Size cezai işlem uygulayacağız vs dedi. Sonra harbi mallığımdan inemediğimi telaşımdan anlamış olacaklar ki siz kantinde bekleyin dediler. Tren ilk durduğunda da beni indirdiler :D İşin sıkıntı kısmı bu duraktan benim yaşadığım ilçeye ne otobüs var ne bir şey ve saat geç olmaya başlıyordu hiç bilmediğim bi yerdeydim. Telefonun şarjı azalmaya başlamış. Birkaç aktarmayla Otogara oradan Bursa'ya oradan da başka bir yere vs vs derken. Trene yetişmek için kuryenin motoruna binmeye rica ederek başladığım günü uçak hariç neredeyse her vasıtaya binerek, 2.30 saatlik yolu 10 saatte gitme eşekliğiyle kendimi eve attım. Siz siz olun trende ineceğiniz yeri kaçırmayın. Hayırlı yolculuklar
Hocam olurda ikincisi için burada yorum bakarsınız diye buraya yazıyorum utanç anısı 2019'un Ramazan Bayramı'nda, ailecek Bursa'ya amcamlara gitmiştik. İki kuzenim, amcam ve yengem var; aile olarak bu dört kişi ve bizde dört kişi, toplamda sekiz kişiydik evde. Bayramın son günü, Uludağ'da piknik yapma planı yapıldı ve kesinleşti. Ancak şöyle bir sorun vardı: Evde sekiz kişi var ama sadece tek araba var ve araba yedi kişi ancak alıyordu. Dolayısıyla bana yer kalmadı ve ben de pek gitme meraklısı değildim. Onları sabah saat sekiz gibi uğurladım ve geri uyumaya çalıştım; ancak uyku tutmadı. O dönemlerde bir kız arkadaşım vardı ve kendisi de Bursa'da yaşıyordu. Ben de onu arayıp birlikte bir şeyler yapalım diye bir teklifte bulundum. O da özlemiş olacak ki "tamam" dedi. Planımız, onun gelip beni alması ve birlikte Nilüfer'deki onun evine gitmemizdi. Ben pek bilmediğim için o zamanlar o beni gelip amcamların evinden alacaktı. Sonra saat on bir gibi geldi ve ben henüz hazırlanmamıştım. O da "Yukarı gelip bekleyeyim" dedi. Ben de "Olur tabii" dedim; ne de olsa beş dakikada hazırlanırım diye düşündüm. O eve girdi ve salonda oturmaya başladı. Sonra ben hazırlığımı bitirdim, duşumu falan aldım ama hava sıcak olduğu için kurutmadım saçımı, sadece arkaya taradım ve tekrar salona onun yanına "Ben hazırım" demek için gitmek üzereyken kapı zili çaldı. Ben önce ihtimal vermediğim için "Komşu falandır" diye düşündüm ve otomatik kapıyı açtım. Sonra merdivende kuzenim ve yengemin sesini duyduğumda kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. Saklamaya çalışsam olmaz, saklamasam olmaz, ne bok yicemi düşünürken onlar eve geldiler. Kuzenim yüzümün halini görüp "Noldu kuzen, hayalet görmüş gibisin" dedi. Ben bir şey diyemeden sadece bakıyordum. Sonra ağzımdan yarım yamalak "Sizin burada ne işiniz var, gitmediniz mi?" diye sordum ama sesim inanılmaz titriyordu. Onlar da birkaç eşyayı unuttuklarını ve onları almak için döndüklerini söyledi. Ben de kafamı sallayıp içeri geçtim ve kız arkadaşıma kaş göz işaretiyle yakalandığımızı belli etmeye çalıştım. O da anladığı an suratı kireç gibi oldu. Yengem ve kuzenim içeri girdiğinde şok olmuş şekilde bize baktılar bir kaç saniye. Hayatımın en uzun süren saniyeleriydi ve kafamda binlerce senaryo geçiyordu; ne söylesem inanırlar diye. Ben de en doğrusunun doğruyu söylemek olduğuna karar verdim ve "Kız arkadaşımla dışarı çıkacaktık ve ben yolları bilmediğim için beni almaya geldi" dedim. Ama saçımın ıslak olması nedeniyle sanırım onlara inandırıcı gelmedi. Yengemin kızdığını gözleri ile belli etmkuzene "Biz de şimdi çıkıyorduk" dedim ve kız arkadaşıma "Hadi çıkalım" dedim ve apar topar evden dışarı çıktık ve hızlı adımlarla metro durağına gittik. Birkaç saniye sessizce birbirimize baktık ve ardından ikimiz de kahkaha atmaya başladık. Durakta bulunan insanlar bize "Bu mallar neye gülüyor?" diye göz diktiler ama bizim gözlerimizden yaşlar geliyordu. İkimizin de suratı bembeyazdı ve bu bize o an çok komik gelmişti. Sonra zar zor gülmeyi bırakıp metroya binip planımızı gerçekleştirmek üzere Nilüfer'e gittik. halen düşününce önce yerin dibine giriyorum sonra gülüp geçiyorum. ve yıl 2024 kuzenim gerçekten sadece beni almaya geldiğini biliyor ancak yengem o günden beri evine beni almıyor çünkü eve kızı attığımı düşünüyor.
Neredeyse her saniyesinde güldüğüm bir içerik oldu heleki tabure kırılma tuvalet konusu çok yarıldım nadiren yorum yazarım sırf daha çok gelsin bu içerik diye destek için yazıyorum hevesle 2. Videoyu bekliyorum sevgilerle
Üniversite 1. sınıfım. Şehir dışında okuyorum, ilk defa aile evinden çıkmışım. Yurtta kalıyorum o dönemler. Bizim yurdun orada da bir üst geçit var. Neyse bir gün okula giderken o üst geçitten geçtim ve tam merdivenlerden inerken bir kızla göz göze geldim, yaklaşık 4-5 saniye kesintisiz, göz kaçırmasız bir bakışma oldu. Bu göz göze gelmek için çok uzun bir süre. Neyse ben çok etkilendim bu kızı bulmam lazım ne yapsam ne yapsam diye düşünürken bizim üniversitenin itiraf sitesi vardı oraya kızı, gördüğüm yeri, günü saati tarifleyerek yazdım. Kız 1 hafta sonra yanıt verdi ve biz buluşmak için sözleştik. Ama itiraf sitesinde ne telefon, ne mail, ne sosyal medya hicbir sey paylaşmak yasak, mesaj moderatörden geçip yayınlanıyor. Neyse biz ilkel olarak şu saatte şurada diye anlaştık sadece. Ben çok sevincliyim tabi. Buluşma günü gittim beklemeye başladım. Biraz sonra bir kız bana doğru gelmeye başladı, yaklaşıyor ama o gördüğüm kız değil. Heralde bir sey soracak falan dedim. Sonra kız geldi durdu yanımda itiraftan yazan sen misin dedi evet dedim sonra dedi ki ben de cevap veren kişiyim ama sonradan düşündüm o gün değil bir sonraki gün geçmişim oradan yani aradığın kişinin ben olmadığımı biliyorum. Valla ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemedim ama ayıp olmasın diye tabi bir çay içelim istersen diyip kafeye gittik. Kız da güzel bir kız sohbeti de sardı, daha sonra belirttiğine göre beni de beğenmiş. Biz bir süre flört olarak takıldık ama sonra olmadı o iş. Velhasıl şimdi dünya güzeli biriyle evliyim ama üniversite yıllarında komik flört/date anısını diyince hiç aklımdan çıkmaz bu anı 😅
17 yaşındaydım instadan bi kızla takipleşmiştik o dönem snapchat yeni çıkmıştı ve herkes ordan filtrelerle foto çekip instaya atıyordu. Herneyse kız inanılmaz iyi görünüyordu fotoğraflarda çok etkilenmiştim kızdan. Neyse kıza yazayım dedim hemen o da karşılık verdi bir süre sonra buluşmaya karar verdik. O zamanlar kilolu bir çocuktum (hâla öyleyim) asla aşağılamak için demiyorum ama gözüm hep inanılmaz iyi fiziğe sahip kızlara kayıyordu kiloluluğun ne olduğunu bildiğim için. Buluşma günü geldi mekana geçtim arkadaşlarla, onlar başka bir masada uzaktan beni izliyorlardı buluşma nasıl geçecek vs. Diye. Biraz bekledim kız geldi merhaba dedi ben pardon dedim ama cidden başka biriydi bu o fotoğraflarda gördüğüm kız değildi. Pardon dememe biraz bozulmuş olsa gerek o da pardon? Dedi ben direkt anladım olayı. Aaaa pardon duygu diyip ayağa kalktım elimi uzattım ama dünyam yıkılmıştı çünkü kız aşırı kilolu ve asla o fotoğraflardaki yüz yapısına sahip değildi. Kız durmadan konu açıyor konuşmaya çalışıyor benim gözüm bir kaç masa ötedeki arkadaşlarımda hepsi gülme krizine girmiş benimle taşak geçişlerini izliyordum. Kız birde sanki aşırı normal bir şeymiş gibi ilk buluşmadasın ne alaka yani? 2 kişilik koca kızartma tabağı söyledi ben galiba ortaya söyledi zannettim ama yok kız aldı tabağı önüne ve iğrenç bir şekide ketçabı ve mayonezi sıkıp çatalsız bir şekilde elleriyle yedi. O günden sonra kızın mesajlarına geri dönmemiştim ve kendimi kötü hissettmiştim.
İlk buluşma: Eski sevgilim ilk sevgilimleyken beni beğendi (kronolojik hata okuyunca açıklanıyor) Lise 3e geçtim yaz tatilindeyim. Derslerim de küçüklükten beri iyidir. İneklik var, kızlarla tek iletişim soru çözmekti. Neyse facebooktan rastgele eklenen kisilerden tanimadigim bjr kiz yazdi. "naber konuşalım mi xd" gibi. Yil 2014 yaz ayı ramazandı. Ben de teravihten çıktım yanımdaki arkadasima bu mesaji gösterdim. O bana cesaret verdi yaz kan konuşalım dedi. Yurtta kalıyoruz bu arada. Neyse mesengerdan sesli aradik ve karşı tarafın %100 taştaş goygoy muhabbetinde olduğunu anladim. Benim de icim rahatlamisti. Arayan kızın İsmi Yaren. Yaninda da baska kiz var onu da benim arkadasa ayarladik sahura kadar konuşuyoruz. Böyle baya konuştuktan sonra iş buluşmaya geldi kızlar kolpa attı. Bu arada bu kızların arkadaşlarıyla da konuştuk. Yaren Aradiğinda genelde yanlarında hep kiz olurdu. Belli ki işletme vs icin ariyolqr ama benim de işime geliyor yurtta vakit geçiyor. Konuşurken arkadan bir kiz çok güldü ona versene telefonu dedim o da Yaren2. Neyse işte bu kızla da ekleştik. Ve Yaren2 ile daha samimi düzgün konuştuk. Bana bu kızların yaşını vs ifşaladi. Bizden 2 yas küçük demiskerdi bizle yaşıt çıktı. Neyse iste benim bu arayan Yarenle konuşma kesildi. Yaren2 ile ilk kez bulusacaz ve flort dönemi var fakat acilma yok. Kiz dersane çıkışına ayarladık görüştük sarıldık oturduk. 5 dk sonra ayrıldık. Ve kiz bana sunu dedi. Seni arayan Yaren buluştuğun çocuk kimdi çok yakışıklı kanka vs diye sormuşlar. O zamanlar cok foto olmadığı için tanimamislar. Bu mesaji alınca büyük bir acabaya düştüm. Beni arayan kiz beni mesajda boklamisti ama reelde begendiğini söyledi. Acayip gtum kalkmisti iyi ki hata yapmamışim ve beni beni arayan kıza geri döndüm
Hasan abi, bu kadar bicak sirti bir konuyu bu kadar geyigi yuksek halde yapmak senin basarin oldugu kadar mod ekibinin sahane yonetimi oldu bence😊 buradan devem🎉🎉
20'li yaşlarda çalıştığım bir prodüksiyon şirketinde amerikalı bir kadına baya tutulmuştum. Kızla iş esnasında konuşuyoruz ediyoruz evimize falanda gelmiştik adını koymasak da birnevi iş arkadaşı ayağına çıkıyorduk. Neyse çekim yapmak için arabalarla bir yere gittik çekim yaptığımız yerler full ormanlık genelde oralarda iş yapıyorduk. Arabadan eşyaları indirdik işte ışık kameralar falan oyuncular için makyaj yapıldığı sırada bizim için bir boşluk oluyordu ben 5 dakikalık kimseye söylemeden ormanlığın içine tuvalet için gitmiştim. Giderken yağmur yağmaya başladı. Baya tuvaletim gelmiş arkası yanıyor neyseki yaptım yapraklara siliyoruz artık peçete de yok yanımızda dışkının üstünü yapraklarla kapatıyoruz. ardından eşofmanımı tam giydim Amerikalı çıktığımız kız yanıma geldi öpüşcek sandım dibime tam girerken ayağıyla dışkıya bastı VICIK diye bir ses geldi o zaman rezalet bir durumdu benim için sonra çekim yapmaua gittik ama kız bana hep sinirli sinirli bakıyordu tüm anı mahvetmiştim. Kızla beraber birkaç ay geçirdik sonra başka nedenlerle ayrılmıştık kızla da bir daha görüşmedim
Hoca sene 2017. İlkokul sevdam yıllar sonra sosyal medyada tesadüf önüme çıktı. Merhaba nasılsınlar falan derken iki eski arkadaş olarak görüşmeye başladık. Ula baktım arkadaşlık falan değil bu, ilkokula geri döndük birden. Ben ya açılacağım ve olumsuz cevap alıp yolları ayıracağız bir daha görüşemeyeceğiz ya da arkadaş olarak yola devam edeceğiz. Açılmaya karar verdim ve güzel bir paragraf mesaj gönderdim. Gelen cevap: Ya çok iyi birisin çok güzel vakit geçiriyoruz ama hazır mıyım değil miyim bilmiyorum seni üzmek istemiyorum falan filan falan filan falan filan (Mehmet abiye selamlar) Aha dedim buraya kadarmış ciao. 2 hafta sonra aradı, hiç konuşmuyorsun mesaj arama yok diyor. Diyeceğimi dedim daha bu saatten sonra arayıp mesaj atıp ne dememi bekliyorsun falan ondan sonra konuşma yok. Aradan birkaç hafta daha geçti, kadıköyde vapurdan inmişim, final dönemleri olduğu için Beşiktaş iskelesinin karşısındaki kütüphanede ders çalışmaya gideceğim. Kütüphanedeki sistem: Girişte kart veriyorsun görevli ona göre masa numarası veriyor. Nadir verilen üst katlardaki masalardan birinin numarasını verdi adam. Çıktım yukarı masaya oturdum kafayı bi kaldırdım tam karşıda bizimki. İlk tepki: Yuh sen beni mi takip ediyosun. Olayın şokunu atlatamadan sapık olmadığımıza inandırmaya çalıştık kendimizi. Kütüphanede İdare Hukuku çalışıyorum sözde ama cümlelerin boş boş altını çiziyorum halbuki. Kütüphanede sigara içmeye çıktım, o da geldi. Napıyorsun nasılsın falan kahve içmeye gidelim dedik ve iki arkadaş şekli oturduk o akşam. Kuzenime anlattım, lan olum sen herif misin mesajı atmışsın cevap alamamışsın bi de arkadaş gibi mi oturdun sen şöylesin sen böylesin verdi gazı bize. Hemen aradım bizimkini yarın işin var mı yok mu? Finaller var işte ders çalışmam lazım ne kadar bir vakit diyor. Bizim cevap: vereceğin cevaba göre vaktin uzunluğu değişir ayarla sen bi vakit yine ders çalışırsın bişey olmaz. Oturduk bi yere, dedim bana kaçamak cevap verdin ne evet ne hayır. E iyiyim madem neden evet değil? Bu masadan ya evet ya da hayır diye kalkacağız ben arkadaş olarak kalabilecek bir durumda değilim dedim ve evet cevabı ile kalktık o gün. :) Sene 2024, 7 sene olmuş neredeyse. First date contenti olmasa da tesadüf ve mucizelere dayalı hikayemi paylaşmak istedim, seviliyorsun hoca.
2016, üniversite 1. sınıftaydım, ufaktan birbirimizden hoşlandığımız, işte mesajlar, aramalar falan bi kız var. Ben de bir gün dışarda görüşme teklif ettim, kız kabul etti, o gün geldi ve bi kafede buluştuk, o zamanlar çok popülerdi her yer makarnacıydı, bizim gittiğimiz mekan da bunlardan biriydi, oturuyoruz muhabbet güzel falan, ben bilmem ne soslu tuhaf makarnanın sosunu beyaz tişörtüme kondurdum, tam göbek deliği kısmında yeşil sarı gibi bi leke, vah tüh ıslak mendille sileyim derken lekeyi daha da yaydım, ben, ulan şansa bak ilk buluşma, beyaz tshirt, bi de lekeyi iyice büyüttüm diye içimden düşünürken kız üzüldüğü belli olarak ya neyse, nolacak falan diyip beni rahatlatmaya çalıştı. Bu mekandan çıkarken ben ısrar ettim hesabı ödedim, kız da ben de kahve alayım o zaman dedi, ben de demek ki kız için iyi gidiyo buluşma diye düşündüm, sevindim, bu kez de yakınlarda bi kafeye oturduk, ben lekeli tişörtümle kızla gezmeye devam ediyorum bu arada, neyse birer soğuk kahve aldık, ben pipeti ağzıma götürmek için bardağı yaklaştırırken bardağı azıcık eğmişim, daha ilk yudumum bu arada, aldığım kahvenin plastik bardağının kapağı tam kapanmamış meğer, o aradan foşuurt diye baya bi kahve yine benim beyaz tişörte döküldü, ben yine içimden kendime küfrediyorum, bu sefer kız da saldı artık, bizim muhabbet bro muhabbetine döndü 5dk sonra da kalkıp gittik, bi daha da görüşmedik, eve yeşil, sarı, kahverengi renklerle serbest sanat tablosu gibi gittim😂
Açamadan Solan Çiçek Hikayemiz 2010 yılında Bursa'da geçiyor ve o zaman 5. sınıfa gidiyorum. Bir gün mahallede arkadaşlarla otururken Fatih isminde yakın bir arkadaşım yanıma gelerek "Aga benim manitanın yakın arkadaşı sevgilisinden yeni ayrılmış, istersen sana ayarlayalım, ne dersin?" dedi. Bende olur dedim ve bizi okulda tanıştırdılar. Biz yaklaşık 1 ay sadece okulda görüştük(Çünkü kız okuldan uzakta oturuyordu, zil çalar çalmaz otobüse yetişip direkt eve gidiyordu). Neyse gel zaman git zaman yakın arkadaşım Fatih "aga hep beraber dışarıda buluşalım mı ne dersin? dedi ve bende "olur aga" dedim ve Cumartesi günü yanlış hatırlamıyorsam 14:00'da Mimar Sinan isimli parkın bir yerinde buluşacaktık(net saat ve konum veriyorum çünkü o zaman hiç birimizde telefon olmadığı için o dönem sadece Facebook'tan iletişim kuruyoruz). Normalde beraber gideceğim arkadaşım Fatih "Kanka biz biraz geç gelicez, sen tek git orada buluşuruz" yazdı ve bende tamam dedim. Cumartesi günü geldi çattı. Kalktım ve kırmızı tonlarında kareli bir gömlek giyip, 10 yaşında bir çocuk olarak babamın parfümünü sıkıp dışarı çıktım. Geç kalma ihtimalini 0'a düşürmek için yürüme yarım saatlik mesafede olan yere 1-1.5 saat erken çıkarak yola koyuldum. yolda giderken tamda sürekli takıldığım internet kafenin önünden geçerken "dur lan içerde arkadaşlar varsa manitanın yanına gidiyorum diyip" hava atayım dedim. İçerde masaları gezerken o dönem beraber Pvp sunucuda Knight Online oynadığım arkadaşımı gördüm ve "naber lan nabıyon?" dedim. O da "Otur lan hemen event başlıyor dedi ve yanındaki masayı açtırarak oyuna giriş yaptım. Oyuna girdiğimizde bilenler bilir Lunar War isimli bir event var ve yanlış hatırlamıyorsam bu event 45-60 dakika falan sürüyordu. Ama bizim girdiğimiz event 2 saate yakın sürdü ve event geç bittiği için diğer bir event başladı. O etkinlikte bitince bende masadan kalktım, hesabı ödemeye gittim ve dışarı çıktım. Dışarı çıktığımda havanın kararmaya başladığını görünce "Ben ne yaptım lan?" diyerek nasıl bir salaklık yaptığımın farkına vardım. Oturdum bir köşeye ve nasıl bir yalan söyleyebilirim diye düşünmeye başladım. Yalanı bulana kadar hava zifiri karanlık olmuştu ve bundan dolayı da bende eve gittim. Eve gidince Facebook'a girerek kıza yalan söyleyip özür dileyecektim ki ne göreyim? Kızdan 2 tane mesaj var. Birisi destan kadar uzun diğeri ise basit bir kamyon arkası yazısı kadar kısa. Birinci mesajda tüm dini ve milli değerlerime hakaret ederken, ikinci mesajda "sen anca oyun oyna şerefsiz" diye bir mesaj vardı. 2. mesaja "Nasıl LAN?" diye düşünmekten, 1. mesajdaki hakaretlerin tamamını unuttum. Nasıl olabilir lan böyle bir şey, nereden biliyor oyun oynadığımı diye düşünürken bir anda Flashback yaşayarak İnternet kafede masanın hesabını ödeme anına geldim. Hesabı ödemek için verdiğim paranın paranın üstünü beklerken etrafıma baktığımda Masa 1'de kızın eski sevgilisini gördüm ve o an jeton düştü. Ertesi gün internet kafeye gidip çocuğu buldum ve sen mi söyledin diye sordum. Çocukta evet ben söyledim dedi. Sonrasında hiç bir olay yaşanmadan götümü dönerek evime geri gittim. Bu da benim Açamadan Solan Çiçeğimin hikayesi.
selamlar hocalarıma..odtü hazırlıkta ilk yılım, sınıfta da 3 aydır falan platonik takıldığım biri var, kısa boylu baya tatlı bi kız 2 yaş küçük benden. Konuşmaya çalışıyorum her seferinde bi şekilde başından savıyo. Okulun futsal takımında oynuyodu, ben de okulda maçının olduğu bir günü denk getirip izlemek istediğimi söyledim. Biraz mırın kırından sonra ikna oldu fakat maçta 1 dk flan süre aldı ve baya uzun sürdü. Maç çıkışında yanına gittim o gün ekti ama sonrası için kızın mahcupluğunu kullanıp söz aldım ve 1 hafta sonrasında buluştuk. Kantinde siparişleri verip şuraya oturalım dedim hava da atıyorum ben buraya çok geldim falan diye. Oturduk ve ben arkama yaslandığım gibi geri düştüm, yandaki çift, yemek yemeye gelen arkadaş grupları iince ince gülüyo kız gülecek gülemiyo. o an acayip kasılmıştım zten 10 saniiye falan dondum, yerde tuco salamanca nın sakat amcası gibi hiçbir şey yapmadan. Beni yerden kaldırdı iyi misiın falan ama karizma adına hiçbir şey kalmadı ,yemekleri yiyip dağıldık utançtan bir şey de konuşamadım doğru düzgün. O sandalyenin bi ayağı kısaymış bu arada sonrasında kızla da bu olaydan 1 sene sonra yaz okulunda sevgili olduk. 2 cm liik bir sandalye ayak kısalığı 1 sene geciikmeye neden oldu :)
taharet musluğundaki feedback muhabbetine ölücem şimdi yanımda annem uyuyyor sesli de gülemiyorum. mükemmel bir anı ya skdkcdkvfkvkfdmcvmdevmfsköcdkvöfkvsömcdfhssjfsofhfogvhm
Üniversiteyi yeni bitirdiğim dönemler hem işsizim, hem o sırada sevgilim yok hem de sosyal çevrem olmadığı için sevgili yapma ihtimalim de çok düşük. Bir gün bir arkadaşım beni sevgilisinin bir arkadaşıyla tanıştıracağını söyledi ben de fenalarda olduğum için hemen kabul ettim. Kızla ilk buluşmamıza jest olsun diye balon almıştım meğer kızın en sevdiği şey balonmuş benim haberim yoktu o sırada. Kızla oturduk bir kafede balondan dolayı çok mutlu olmuş sürekli gülümsüyor, ben ise kızın fazla kilolarını kafamda olumlamaya çalışıyorum. Sohbet muhabbet ederken benim eve gidelim sana makarna yapayım dedi, benim zaten libidom tavan kabul etmeme ihtimalim yok bu teklifi. Olur ben de çok açtım zaten dedim. Evine gittik kız spagetti yapmaya başladı ama bir tencere yaptı. Daha sonra koca iki tabağa makarna koydu sürahi gibi bardaklara da kola koydu. Yemeğe başladık ama ben hayatımda daha rezil bir yemek yeme şekli görmedim, ağzının kenarlarından yağlı salça akıyor kolayı hüpleterek içiyordu. Midem bulandı çok fena, kıza ben doydum diyip televizyonun karşısına geçtim, kız o sırada yemeye devam etti yanıma 10dk sonra geldi. Yanıma oturup başını omzuma filan koydu o sırada nefesini tam boynumda hissederken hayvan gibi geğirdi suratıma doğru. Ben artık dayanamadım acil bir işim çıktı diyip evden çıkmaya çalıştım evin içinde kovaladı beni, sanırım o benden de kötü durumdaymış. Zar zor kendimi sokağa attım uzun süre makarna yiyemedim.
İlk buluşma hikayem: Üniversite son sınıfta, alt dönem derslerinden birinin, sınavına girdim. Çıkışında bi alt dönemden, Azerbaycan Türk'ü (Azerileri denmesine kızıyorlar) bi kızla muhabbet kurdum. Ders notu bahanesiyle numarasını aldım, vize haftası boyunca harbiden not alışverişinde bulunduk. Sınavlar biddikten sonra kıza buluşma teklif ettim, müsait olduğu bir güne randevulaştık. Ben o sırada kısmi zamanlı olarak, Üniversite'nin bilgi işlem bölümünde çalışıyordum. Kızla akşam 6 da buluşacakdık, 4 te işten çıktım, okulun kafesinde 1 saat takılır, buluşacağımız yere geçerim diye kafada kuruyodum. Saat 5 e yaklaştı, yavaştan kafeden çıkıp minübüse yürürken, bilgi işlemden bir abi; "merkeze gidiyosan bırakayım" dedi. Ben de kabul ettim ve kabus orda başladı. Arabaya bindik giderken, abinin telefonu çaldı. Bir süre konuşduktan sonra bana dönüp; işin varmı Haluk, 2 dkk dolap indiricez dedi. Ben; abi arkadaşımla buluşucam falan dedim. Abi; o da gelsin, daha hızlı indiririz dedi. Abi buluşacağım arkadaş erkek değil diyince. Tamam sıkıntı yok o zaman, dolabı taşıyalım ben seni yetiştiricem dedi. İstemeye istemeye kabul ettim. Gittik, dolabı 3. Kattan indirdik, üstüm başım toz toprak oldu, abinin annesi ıslak mendil falan verdi ama nafile. Terlemişim bide leş gibiyim, bindik arabaya, abi beni bıraktı. Yolda sürekli kız arıyo, buluşmayada geç kaldım, kız yarım saat beni bekledi. Neyse gittim birer çay içtik, orda öğrendim ki, kız bi arkadaşımın da kardeşiymiş. Ordanda eksi yazdı. Kızı buluşmadan sonra yurduna bıraktım ve bir daha da konuşmadık.
O zamanlar ilkokul sondaydım sene sonu mezuniyet için sınıfça 1-2 gün otelde kalınacaktı havuza arkadaşlarımla girdiğimde karnımda hafif bir ağrı vardı ama umursamayıp oynamaya devam ediyordum belli bir süre sonra karnımdaki ağrı giderek arttı ve tuvalete acilen gitmem gerektiğini anneme söyledim fakat oda uzakta kaldığı için bir arkadaşının annesinden rica ettik ve beraber onların odaya doğru yol aldık merdivenleri çıkarken ben dayanamdım ve isal bir şekilde boklar paçalarımdan akmaya başladı odaya tam girerken yolda biraz sıçtığım için rahatlamıştım ancak tam tuvalet ve salon arasında osurunca kadının odasınada sıçmış oldum sonra hemen tuvalette oturdum ama 2-3 sifonluk sıçtıktan sonra sifon çekmemeye başladı ve mecburen odadaki küvete sıçmaya devam ettim annem ve ben baya utanmıştık arada odasını veren kadını hala görüyorum.
Öncelikle Hasan reise ve ekibine koca bir selam ve cansınız❤. Umarım bu anlattıklarım yayında okunur ve bazıları için ufak bir tavsiye niteliğinde olması dileğiyle 🙏 Uyarı: Aslında benim hikayem bir ilk buluşma değil, bir açılma hikayesi. 12. sınıfta okulu açık lisede okuyordum ve üni sınavı için dershaneye gidiyordum, ortak arkadaşlar vasıtası ile tanıştığım ve ondan hoşlandığım bir kız vardı. Bu kız ile arkadaş ortamı vasıtasıyla birçok kez aynı ortamda bulundum. Onunla vakit geçirmek, konuşmak iyi geliyordu. Bazen ona mesaj atmak, instagram hikayelerine bakmak bile çok güzeldi. Dershane mezuniyetten önce bir piknik düzenlemeye karar vermişti ve bende en azından belki daha fazla samimileşeceğimizi düşündüm. Ve o gün geldi çattı. Dershane sınıflara göre öğrencileri otobüse bindiriyordu. Onunla aynı otobüste olmamak bile şansızlıktı benim için ama onunla orada tekrar görüşebilirdim, hâlâ onunla geçirebileceğim çok vakit vardı. Ve istediğim gibi de onunla vakit geçirdim. Belki başbaşa değildik ama onunla çok kez sohbet ettim. O gün çimlerde birlikte otururken benim dizime uzandı ve yattı. Telefona bakıyordu ve benimle konuşuyordu. Bana kendisinin eski instagram hikayelerini göstermek istedi ama şansızlık mı bilmiyorum internet çekmedi veya o anda instagram düzgün çalışmadı ve bana gösteremedi. Sonra o ortam biraz dağıldı ve dershanenin birkaç etkinlik düzenleyeceğiz saçmalığıyla oradan ayrılmak zorunda kaldık.O gün akşam benimle o gün çekindiği bir fotoğrafı paylaşmıştı ve beni de etiketlemişti.Belkide onun hoşlandığı bir çocuk vardı veya halihazırda flört ettiği biri vardı bilmiyorum ama fotoğrafı 5 dakika içinde silmişti.Bu konu hakkında düşündüm,evet belki bir konuştuğu olabilirdi ama bazen sevginin kör ettiği durumlar olduğu için bile bile lades oynadım.Aramız normaldi,aynı şekildeydi. Hatırlamıyorum ne kadar süre sonra ama ya 1 hafta ya da 2 hafta sonra onun doğum günüydü. Ona bir mektup hazırladım, onun seveceği bir hediye aldım ve zarfı biraz süsledim ve içine tek bir dal papatya koydum. O gün gelip çatmıştı, dershanenin terasında arkadaşları ile toplanmış ona bir pasta kesiyorlardı ve kutluyolardı. Aslında çağrılmamıştım, herhangi birinden özel bir davet almamıştım. Ama okuldan yakın bir arkadaşımda benimle aynı dershanedeydi ve onun cesaretlendirmesiyle onun yanlarına gittim. Öncelikle onun doğum gününü kutladım, ona hediyesini verdim ve o da bana normal bir şekilde sarıldı. Mektubu o anda açıp, okumadı sadece hediyemi açtı ve teşekkür etti. Ve... o günden sonra hiçbir şey olmadı, aramız bozulmadı, aramız daha iyi olmadı. Mektubum hakkında tek bir kelime dahi etmedi. Sessiz sedasız reddedilmiştim😅. Bunları yazarken aslında o an şöyle yapsaydım veya bu anda böyle yapsaydım bir şey değişir miydi diyorum. Ama iş işten geçti. Zaman bizi geriyede götürebiliyor, ileriyede. Ama tek bir gerçek var "biz zamanı geri götüremiyoruz". Bu yüzden bu olayı normal bir şekilde kapattım ve hayatıma devam ettim. Şuan Allah'a şükür tatlı ve güzel bir kız arkadaşım var. Hayat bazen beklenmedik bir anda süprizler ile çıkabiliyor, lütfen bunu unutmayın ve hiçbir zaman vazgeçmeyin... 🙏❤🙌
3-4 yıl önceydi, pandemi zamanı. ben de tıp okuyorum inek adamım, okul yok, şehir dışından eve gelip tıkılmışız. çıldırmaca yani. 19 yaşında dışarda fink atmam gerekiyorken tavanı seyredip kendimi üzüyorum. liseden çok sevdiğim yakın olduğum N. diye dişi bir arkadaşım vardı. dişi diyorsam da işte anla hoca hoş bir kız yani. ben ufaktan yanıktım ama olmaz diye ertelemişim. tavanı izlediğim bir gün hatun kişi aklıma düştü. unuturum diye iki hafta yazmadım ama aklımdan çıkmadı. lan dedim hırbo, kaybedecek neyin var, yaz. yazdım, bir iki gün muhabbet uzadı. sonra da bir akşam discorda girdik. 3-4 saat muhabbet döndü, dolaştı "kız güzel miydi ben yakışıklı mıydım"a bağlandı hoca. içim kıpır kıpır, hiç kız arkadaşım da olmamış daha önce. allah yürü ya kulum dedi, yürüdüm. "N. ben seni çok beğeniyorum yemeğe çıkalım senle sokağa çıkma yasağı olmadığı gün." dedim. kız çok istekli bir şekilde evet dedi ama bende öyle böyle bir neşe yok. sevinçten altına sıçmak ama aile evinde bağıramadığın için enerjini yumruğunu sıkarak tutmaya çalışmak hoplamak zıplamak parende atıp amuda kalkmak vs işte. ayarladığımız günün gecesi geldiğinde uyuyamadım heyecandan. sabah erken buluşacağız evlerinin orda bir parkta, yaz günü hava ısınmasın hani. yemek işini de çay poğaça park kahvaltısı gibi tanzim edelim dedik. sabaha karşı gömlek pantolon ütüledim, jilet gibi bir traş, ayakkabılar gıcır, çıktım yola. buluştuk. maskeyi indire kaldıra hüp diye çay içmeler yarı utangaç tebessümler falan. kız poğaça yapmış, kek yapmış kıps kıps akıyor. yerde gözüme bir şey ilişti. çaktırmadan bankın ucundan yere uzanıp aldım, çakma şirin bir yüzük. "o ne" dedi. gazı köklemişim ben kafada, aldım taktım parmağına yüzüğü. utandı sevindi fotoğraf çekti falan ne tatlı anlardı ya. buraya kadar tatlıydı en azından... meğer kız çok iyi arkadaştık diye discordda hayır demek istememiş, yüz yüze reddedeyim demiş. uykusuzum, kaç gündür hayalini kurmuşum... "sen harika bir insansın ama bizden olmaz, ilişki için hazır hissetmiyorum kendimi" falan cümleleri gelince benim göz karardı. yüzüğü bari geri ver dedim. yüzüğü de vermedi. sinirden ve hayal kırıklığından kafamı oynattığımı sandım. bu da yetmiyormuş gibi metroya yürürken geçtiğim üst geçidin alt tarafında bir adamı işerken gördüm, yukarıdan. insanın hiç beklemediği anda gözüne çarpan cinsel organ başka bir deneyimmiş abi. bu benim en garip first date anımdı. eve dönünce uyumaya çalıştım ama her 10 dakikada bir korkuyla uykudan sıçramıştım. gönül işleri çok tehlikeli işler abi. bu kızdan sonra da kısmetim açıldı biraz diye düşünüp çabaladım biraz. ertesi sene yapabildiğim ilk kız arkadaşım benden önce hoşlandığı çocuğa kaçtı. 3 yıl içinde en az 2 düzine kadından olmadık anlarda friendzone yedim. depresyona girdim, okulum uzadı. sonra ne oldu abi, hiçbir şey. şimdi çok mutlu bir ilişkim var, kadınlar da eskisi kadar kötü davranmıyor, beğenildiğimi hissediyorum. bizden küçük kardeşler varsa moral bozmasınlar, ne kadar düşersen düş, şans işi. kendini istatistik olarak dengeleyip bir gün elbet 50-50'ye getiriyor hayat seni iyi-kötü deneyim olarak. hilmi turan emirle uwufufu bekliyoruz hasan abi. seviliyorsun.
Üniversite 2'de uzun dönemli ilişkimin çıkışında bir süre kendime bakmaktan vazgeçmiştim. Birkaç ay içinde çok kilo aldım bu süre zarfında Instagram profil fotoğrafı hoşuma giden bir kıza takip attım. Pusuda yatarken bir hikaye attı. Anında mesaj attım ve halihazırda vize dönemi içindeyken 2 hafta kadar konuştuk. En sonunda hanımefendi dışarı çıkmayı teklif etti. Bende kilolarıma aldırış etmeden pantolonumu giydim ve çıktım. Kız hakikatten çok güzeldi iki bira içtik Karşıyaka'da sonrasında starbucksta kahve içtik. Eve dönmek için onu izbana bıraktım. Tam bıraktıktan sonra bir sigara çıkardım tam çakmakla yakacakken elimden çakmağı düşürdüm. Tam almaya egildigimde fermuarımın açık olduğunu fark ettim. 23 Jordan yazılı boxerim dışarıya bakışlar atıyordu. Kıza çaktırmadan Whatsapp birkaç saat dümenden 2 3 mesajlaşsakta soğukluğu hisettim. Kızdan bir daha haber alamadım.
hoca 3 sene once 9. sinifim covid zamani online egitimdeyi sinifta bi kizla sinif grubunde full tartisiyoruz ama o ciddi ben tastas gecip egleniyorum sonra 1 yil gecti orgun egitime gectik ben teneffuslerde kitap okuyorum ve sessiz cocugum bu kiz bana surekli yazmaya basladi ve sohbeti de benim hosuma gitti konusa konusa daha da hoslandik ve sevgili olduk guzel bi kizdi ama maskeyi asla cikarmiyodu cekindigi icin ben kizin gozu ve sacini gorebiliyodum sadece neyse bi gun dedik kadikoye gidelim ben heyecandan yarim saat once gitmisim bekledim otobusten indi yine maskeli ( artik insanlarin %95 i maskeyi atmis yasaklar tamamen bitmisti ) 3 hafta olmus sevgili olali hala yuzunu tam gormemistim gormek icin cabaladim iste milkshake icmeye goturdum bi yerden icecek aldim ama yok maskenin altindan iciyo ben bakmazken iciyo falan o gun heyecanla kadikoyde basladimiz bulusmaya huseyin avni sozen anadolu lisesi etrafinda ayni otobuse binerek noktalamistik 1.5 hafta daha kizin yuzunu gorememistim tam simdi yks ye 50 gunum kaldi ve ayrilali yaklasik 1 yil oldu zaman cok hizli geciyo be hocam modlar(turan hoca bi tik onde)ve sen ayri ayri seviliyosun
Ben lisede çekingen ve özgüvensiz çocuktum. O yüzden pek kızlarla aram yoktu. Geçtiğimiz yaz sonu bir kızla tanıştım ve konuşmaya başladık. Yaz sonuna denk geldiği için çok takılamamıştık. Üni başladı, o İstanbuldaydı ben başka bir şehirde. Biz sabah akşam mesajlaşmaya başladık. (galiba) 3 ay sonra dedim ki artık buluşmalıyız. Bu benim ilk buluşmam olacaktı. O yüzden heyecanlıydım. E biraz da korkuyordum çünkü İstanbulu hiç bilmiyordum. Otobüsle 3-4 saatlik yolculuktan sonra Esenlere vardım. Tek bildiği Kadıköyde buluşacağımızdı. Otogardan İstanbulkart çıkarttım. Sora sora yaklaşık 1.30 saat sonra Kadıköye vardım. Ben Kadıköye vardığımda Kadıköyde olduğumun farkına varmamıştım. Çok heyecanlıydım. Aradım ben galiba geldim dedim. Kız şaşırdı gelmeden yarım saat önce arasaydın karşılardım dedi. Ben nasıl geldiğimi bile bilmiyorum dedim ve gülüştük. Yarım saat sonra o geldi. Uzaktan gördük birbirimizi, koştuk sarıldık. Önce Boğaya götürdü sonra yemek yedik. Buz pateni var dedi minibüse binicez dedi gitmek ister misin? Ben tamam dedim. O festival gibi kurulan buz pateni yerleri vardır ya 2 hafta durur sonra giderler, öyle bir yere götürdü. Deniz kenarı bir yerdi. Çok eğlendik, ben ortaokulda paten sürerdim o yüzden alışmakta zorlanmadım ama o birkaç kez düştü her düştüğünde gülmekten yarılıyorduk. Her şey çok keyifliydi ama benim 3 saatim kalmıştı otobüsüm kalkıcaktı. Kadıköye geri geldik ve feribota binmek ister misin dedi ve Beşiktaş feribotuna bindik. Feribotta elini tuttum başımızı dayadık ve sessizce oturduk. Geri Kadıköye geldik ve ayrılma vakti gelmişti. Onu öpüp öpmemekte çok kararsız kaldım ama ona son sarıldığımda saçını öyle bir içime çekmiştim ki kokusu hala burnumda tütüyor. Böylelikle ilk buluşma maceramda korku heyecan duygusallık her şey vardı. Nisan 27si gibi tekrar buluşacağız. Onu çok seviyorum. Nereye kadar gider bilmiyorum ama şuan ki halimden memnunum. Not: Annesi beni çok sever o yandan da biraz şanslıyım.
Hoca 3 yıldır seni takip ediyorum, şimdiden en iyi içerikler arasına girdi diyebilirim. Tüm ekibin emeğine sağlık. İçerikle ilgili önerim şu, her bölümün kazananını sonraki YazıYorum bölümünün başında konuk edip anıyı bir de doğrudan o kişiden dinlesek harika olur.
+ ladim muthis bir bolum olmuş
kolpa hikaye oranını iyice arşa çıkartan bi uygulama olur
açık ara yıllardır bu kadar gülmemiştim taharet musluğu anısında gözlerimden yaş geldi nefesim kesildi
yorumluyorum,sen ne diyon falan hepsini full izlemiş biri olarak hoca ve kardeşlerin yorumlarıyla fena aktı gozumden yaş geldi ağzınıza emeğinize sağlık
Bütün bölümleri 20 kere izledik harbi
bhgb izle
@@miralas4214 sen ne diyon nerdeeeee
Selam ben Murat ..İzmir'de yaşıyorum. Kış mevsiminde Galatasaray / Benfica Uefa maçı için İstanbul'a gitmiştim . İzmir'de hava yumuşak olduğu ve elimde de bir şey taşımayı sevmediğim için tedariksiz gelmiştim. Stat inanılmaz soğuktu orada yedim soğuğu üstüne dönüşte otobüsle yaparken koltuğum orta kapının önündeydi feribotta inen çıkan insanlar yüzünden kapı açık kalmış üstüne orada da yedim soğuğu sabah İzmir'e geldiğimde karnımdan garip sesler geliyordu ve terlemeye başlamıştım kendimi evimizin olduğu apartmana zor atmıştım asansöre bindim hapşırma ile birlikte gelen istemsiz gaz çıkarma ile birlikte 3 kişilik asansörü inanılmaz berbat bir koku sarmıştı . Evimin olduğu kata geldim kapı açıldığı anda asansörü bekleyen karşı komşunun kızı ile yüz yüze geldim selamlaştık ben çıktım kız asansöre girdi.. asansörün kapısı kapandığı anda kızın yaşayacağı şoku hayal edemedim utancımdan yerin dibine girdim olay 5. Katta yaşandı kızcağız 3. Katta asansörü durdurup merdivenleri kullanmak zorunda zorunda kaldı .. kızın “hayvan herif “diye haykırıp asansör kapısını vurduğunu duyunca evin kapısını kapatıp utancım ile baş başa kaldım olay bende anksiyete oluşturdu uzun bir süre merdivenleri kullandım ve kapıyı açmadan dürbünden koridoru kontrol etmek zorunda kalmıştım..
sen ne diyon formati gibi vay be duygulandim. Devamini bekliyoruz
Sen ne diyon tekrar izlemek bile özlemi gidermiyordu, bu içerik harbiden efsane oldu.
harbi şunu izledikten sonra açtım sen ne diyon 0dan alt taba attım, gece gece duygulandırdı.
sen ne diyon nerde?
Yerli ve milli sen ne diyon
İzlediğim en keyifli yayındı
Kayınvalide tam da “Ay Oğluşuma bişi oldu mu” çığlığı attıydı. Bu arada ona oturma sebebim de yazdığım gibi en geniş oturma yeri ondaydı. Ama reaksiyonuza karnımıza kramp girdi. Bu etkinliklere içerik çıkarmaya devam
😁😂
Lisedeyken sınıfta bir kız vardı. Bu kız hemen hemen her gün birkaç derse geç girerdi ya da ders arasında lavaboya gidip gelirdi. Bir gün İngilizce dersi sırasında derse geç girmişti. Kapıyı çalıp içeri girdi, hoca da rahatsızlığı var mı diye sorarken ben de alışkanlık, gelenek manasında ''Adet olmuş'' demiştim. Bu cümleyi kullandıktan sonra önce kız, sonra hoca gözleri kocaman olup bana baktı. O an ''Ne dedim ulan ben!'' dedim saniyesinde. Kıpkırmızı olmuştum. Sonra sınıftakilerin bir kısmı güldü, biri oha diye bağırmıştı. Hala lisedeki arkadaşlarım 14 yıl geçmesine rağmen 6 ayda bir bu konuyu açıp hatırlatıyorlar sağ olsunlar. Çok utanmıştım o gün ama şimdi gülüp geçiyoruz işte.
Allah kurtarsın kardeşim
En güzel ve doğal içerik bu oldu. Sonra ki bölümlerde aynı şekilde spontan tepkilerinizle renk katarsanız muazzam bir seri olur. Tebrikler.
Ben üni 1. sınıfken kız ayarlama işlerinde utangaç olduğumdan kız bir kuzenime bana birini ayarlayabilir misin demiştim o da birini bulmuştu. Biz toplu bir arkadaş grubu 5-6 kişi buluşmaya gittik o kız da var. Yemek yemeye oturduk bir yere dedim ben siparişleri getiririm fişleri verin bu kız dedi yok ben alırım kendimkini dedi fişi aldı eline ben dedim aha naneyi yedik bu kız beni yer. Sonra Adanalalıar bilir göl kenarına menderese oturmaya indik biraz sohbet muhabbet dedik martıya(scooter) binelim ikili ikili gezeriz o zamanlar ucuz. Kuzenim hemen ayarladı kız benim arkama geldi. Ama kız ortamı bozmamak için kabul etmiş gibi böyle parmak ucuyla tutuyor beni ben feci utandım. Sohbet açmaya falan çalışıyorum o dikkatli sür ben korkarım falan diyor. ben diyorum rahat ol ben biliyorum falan bisiklet yolundan gidiyoruz. Yolun da kenarları çalı. Çalının içinden köpeğin biri önümüze atladı. Ben frene asıldım ama lak diye vurduk hayvana. Ben çalının öbür tarafına uçtum çamur falan her yerim. Hemen kalktım kıza bakayım bir şey oldu mu diye bir baktım kız köpeğe bakıyor bir şey oldu mu diye ben ağzım yüzüm çamur. Kuzenim arkadaşlar falan geldi hepsi gülüyor çaktırmadan. Ben bir çeşme buldum üstümü başımı temizledim. İşte iyi misin falan filan biz yine bindik martıya. Sohbet açılmış oldu ben özür diliyorum kız benim üstümdeki çamurları temizliyor falan. İyi hoş konuştuk sonra ben herkesi eve bıraktım kızın da numarası aldım hemen nasılsın diye sorma bahanesi ile kız bana bir soğuk görün. Bir daha ben binmem zaten siz binersiniz falan ben alttan alıyorum tabi suçlu olunca sonra erittik buzları şimdi 2 yıldan fazladır beraberiz ve mutluyuz. Sizi izleyip gülüyoruz. İnşallah beğenirsiniz.
En sevdiğim içerik oldu ağızdan su fışkırtmalı güldüm , böyle devam hocaaaa
Yıl 2013, Adana'dan Kayseri'ye okumaya giden bir üniversite öğrencisiyim. Benim bölümümden yakın bir arkadaşım bana first date olarak kendi ev arkadaşlarıyla görüştürmek ve tanıştırmak için evine davet etti. Evine misafir olduğum gün evde birtakım hazırlıklar vardı. Neler oluyor ne bu hazırlık diye sorduğumda, "Bizim arkadaş görüştüğü kıza çıkma teklifi edecek kanka." Dediler. Sonrada haa bu arada kızda Adana'dan şu mahalleden diyerek ismini soyismini söylediler. O an şaşkınlığımı gizleyemedim çünkü hazırlık yapılan kız benim arkadaşımın anlık olarak görüştüğü kızdı. Çıkma teklif edecek çocuğa çaktırmadan diğerlerine durumu açıklayarak "Arkadaşlar yanlış anlamayın ama bu kız benim arkadaşımla aktif olarak konuşuyor dilerseniz size bunu kanıtlayabilirim." dedim. Herkes çok fazla şaşırdı. Sonrasında telefonu herkesin önüne koyarak, kızın konuştuğu arkadaşıma "Bu kızla hala konuşuyor musun? Hala konuşuyorsan başka görüştüğün var mı minvalinde flörtöz bir mesaj at ve eğer sana yanıt verirse o mesajları bana ekran görüntüsü atar mısın?" dedim. Çocuk bu durumu kabul etti ve kıza "Seni özledim başka görüştüğün biri var mı? Yazdığı ekran görüntüsünü bana attı. Kendine birçok hazırlık yapılan kız ise "Ben seni çok özledim tabii ki tek sen varsın." Diye yanıt vermiş. Arkadaşım o ekran görüntüsünü de bana attı. Ben ise teklifi yapacak çocuk hariç diğer arkadaşlarına ekran görüntüsünü göstererek. "Arkadaşlar kızın numarası bu, ismi bu. İsterseniz karşılaştırın. Durum gördüğünüz gibi ven duruma dahil olamam kararı siz verin." Diyerek topu arkadaşlarına attım. Ya arkadaşlarına gerçeği söyleyeceklerdi ya da ses etmeyeceklerdi. En sonunda çocuklar teklifi edecek kişiye söyleme kararı aldılar. Tüm mesajları ve kanıtları hazırlık yapan çocuğa gösterdiler. Haliyle teklif edecek çocuk yıkıldı ve çok şaşırdı. Ben de "Kanka eğer teklif etmekten vazgeçtiysen bana uy bir oyun planlayalım." dedim ve saçma sapan bir şekilde Ramiz Dayı rolüne büründüm. Çocuk şaşkın tabi "Tamam kardeşim Allah senden razı olsun bana gerçekleri gösterdin, peki aklında ne var" dedi. Ben ise "Teklif edeceğin kız zaten yarın geliyor. Gelmeden önce beni bu eve davet edin. O kız beni tanıyor ve konuştuğu kişinin benim yakın arkadaşım olduğunu biliyor. Öncelikle siz salonda kızla normal sohbet edin ve salonun kapısını kapayın 5 dakika sonra ben içeri girip olaya müdahale edeceğim." dedim. Çocuklar bu teklifi duyunca bizde yat yarın erken kalkarız dediler ve kalmayı kabul ettim. Ertesi sabah oldu. Sağolsunlar güzel bir kahvaltı hazırlayıp beni uyandırdılar. Mumlar, balonlar.. hepsi hala teklif edilecek kız için hazır bekliyor. Son olarak kahvaltıda son bir görüşme yaptık. Hala bana övgüler yağıyor. "Sen olmasan ne yapardık, iyi ki geldin yoksa hata yapacaktık" gibi. Bu lafları duydukça ben daha da moda giriyorum ve artık Ramiz Dayı olduğumdan eminim.. Zaman geçiyor ve artık kızın gelmesine 15 dakika kalıyor. Ben ise daha dün tanıdığım çocuklarla planı kurguluyorum. "Ben diğer odada olacağım kız gelince salona geçin biraz sohbet edin, ben gelip olaya müdahale edeceğim, bana güvenin" diyorum. Ve beni götürdükleri odaya giriyorum. O kadar çok moda girmiştim ki cidden o an kendime anlamsız bir önem yükleyip, ben bu çocuğu kurtaracağım ben olmasam hayatı berbat olacaktı diyorum. Ancak bu kadar havaya girmenin üzerine kendime bir konuşma hazırlamam gerektiğini düşünüyorum. O an telefonu elime alıp arama motoruna "İhanet Sözleri" yazıyorum. Ben ihanet sözleri, karizma sözler gibi aramalar yaparken kapı çalıyor ve teklifi alacak kız geliyor. Salona geçtiklerini anlayabiliyorum. Daha da panik oluyorum bir şeyler bulmam lazım ki günün kahramanı olayım.. Ve en sonunda bir söz bulup boş odada kendi kendime defalarca tekrar ediyorum. Eğer teklersem beni tanımladıkları şekilde "Adanalı Arkadaş" görevini yerine getirememiş olacak.. Boş odada kendi kendime tekrar ettiğim ve ezberlediğime emin olduğum sözü söylemek üzere çıktığım odadan sigara yakarak salona doğru ilerliyorum. Ve kapıyı yavaşça açıyorum. Kapıyı açtığımda kızla göz göze geliyorum ve ortam geriliyor.. Plana ayak uyduran arkadaşlar "Aaa bak bu bizim ev arkadaşının fakülteden arkadaşı kendisiyle yeni tanıştık, bu arkadaş da senle aynı memlekettenmiş." diyor. Ben sigaramı çekerek "Meraklanmayın arkadaşlar o beni iyi tanır." diyorum ve gergin ortamı daha da geriyorum. Devamında "O beni iyi tanır ancak benden daha iyi tanıdığı arkadaşım da vardır. diyorum. Bu lafın üzerine plana sadık kalan arkadaşlar "Nasıl yani?" diyerek konuyu alevlendiriyor.. Ve söz hakkını kıza atıyor. Kız da gözlerime bakıp "Aa sen de mi burda okuyordun, nasılsın alışabildin mi buraya?" diyerek konuyu değiştirmeye çalışıyor. Benim ise artık başrol olacağım dakikalar geliyor... "Ben alıştım ancam görüyorum ki sen benden çok daha hızlı alışmışsın." diyorum. O arada çocuklar "Nasıl yani anlamadık." diyor. Bu arada kız hala "Evet ya ben hemen gezdim buraları çabuk alıştım." diyerek konuyu uzattıkça uzatıyor. Ancak ben artık ezberlediğim sözü bir an önce söyleyip günün kahramanı olma hayali kuruyorum ve kızın sözünü keserek.. "Dedemin çok sevdiği bir lafı vardır (dedem sadece mısır dikmeyi ve sulamayı bilir.)..Gözlerinde ihanet olanın sözlerinde sadakat aranmazmış, ben senin gözlerinde ihanet görüyorum bu yüzden sözlerinde asla sadakat aramayacağım." diyorum. Bu lafın üstüne plana sadık kalan arkadaşlar " Ne oldu, neler diyorsun?" diyor. Ve ben konuyu özet geçiyorum. "Daha dün bu kız benim arkadaşıma kimseyle görüşmüyorum bir tek sen varsın." dedi diyorum. Bunun üzerine konudan zaten haberdar olan teklif edecek arkadaş. "Nasıl olur bunlar doğru mu? Diyip kızı yan odaya davet ediyor. Onlar odadan çıkınca diğer çocuklarla olayın kritiğini yapıyoruz ve hala övgüler alıyorum. Zaman geçtikçe geçiyor ve 45 dakikanın sonunda beraber plan yaptığımız çocuk, kızla beraber odadan çıkıyor. Kapıyı açar açmaz el ele tutuşup "Biz olanları geride bıraktık ve barıştık artık birbirimize yanlış yapmayacağız." diyor. Bunu duyan diğer kişiler ve ben donup kalıyoruz ardından kız ve çocuk tekrardan odaya gidiyor. Ben ve diğer arkadaşlar şaşkınlıkla olanları izliyoruz. Sonrasında "Ben artık kalkayım, derse yetişmem lazım." diyerek kalkıyorum. Ve evin yolunu tutuyorum. Üzerinden yıllar geçti ancak bu anımı unutamıyorum. En büyük "Keşke yapmasaydım, senin ne haddine" dediğim anlardan biridir.
Yuhh lan en iyisi bu Ezel sahnesi izler gibi oldum. Ve maalesef bir eyşan varr....
Hiç böyle bir son beklemiyordum delirdim xkdkx geçmiş olsun kanka
😅😅😅
Abi şakasız roman gibi okudum her şey kafamda canlandı ya ama sonunu böyle beklemiyordum acayip oldu ahxhms
Yine de geçmiş olsun abi ne diyim ya 😮😅
Pandemi zamanı yakın arkadaşımla dörtlü buluşmaya gidecektik, yaşlar 21 o zaman. Ben arkadaşımı, o zamanki kız arkadaşımın arkadaşına ayarlamaya çalışıyordum. Mekan arabayla 1.5-2 saat süren bir mesafedeydi, bizim çocuk yol boyu kustu bayıldı araba tuttu sonunda zor şartlarda mekana ulaştık, biraz sohbet ettikten sonra tanıştırdıgımız arkadaşlarımızı yalnız bıraktık. Buluşma üzerinden birkaç gün geçti baktım hala ses yok bunlardan dedim herhalde beğenmediler birbirlerini. Biz yalnız bıraktıktan sonra sohbet ederken kız kitap okuduğundan bahsetmiş socratesin savunmasını okuyormuş bizim eşşek kıza demiş ki ‘ee söyle bakalım neyi savunmuş socrates’
Kız spor yaptığını söylediğinde, ‘kadın dediğin spor mu yapar’ demiş. Kız da italyan dili edebiyatı okuyan, piyano keman vs çalan aileden kültürlü birisi, bizimki de düz kalas. Çocuğa sordum niye kıza böyle şeyler dedin diye, harbiden socratesin savunmasını öyle bir şey sanıyormuş. Aralarında bir şey olmadı bir daha da hiçbir arkadaşımı biriyle tanıştırmadım.
Uzun zamandır bu kadar gözden yaş gelmeli karın yorulmalı gülmemiştim. Eyvallah.
18:12 Fırıncı Mehmet Büyükekşi
İnanılmaz bir içerik olmuş gülmekten karnımın ağrıdığı yerler oldu böyle devammm
Bundan 2 sene önceydi 16 yaşındayım. kızla ilk buluşmayı ayarladık, buluşacağımız gün geldi adanalıyım ama o zaman da havanın en soğuk olduğu güne denk geldik neyse evden çıkmadan 2 litre su içtim tuvalete gitmeyi unutup evden çıktım buluşmaya geldim yemek yedik içtik sonra Cafeye geçelim dedi tamam dedik Orda da kahve içtik artık midede 3 litre falan su var. Sonra kalktık yürüyoruz bir anda fena tuvaletim geldi kızı da otobüs durağına bırakmam gerekiyor ama dayanamıyorum nasıl tuvaletim gelmiş biraz oturalım mı banka dedim oturduk sonra abi iflahım gevredi artık dayanamadım altımda da mavi kot pantolon var abi ufaktan saldım bisey olmaz dedim direkt benim pantolonun dışına su işledi elimdeki ceketi üstüme koydum ama nasıl tuvaletim var devam da ediyor en son dayanamadım tamamen bıraktım ama nasıl şarıl şarıl akıyor ayakkabının içine kadar girdi.elimdeki suyu belli etmemek için dizimden aşağı dökmüş gibi numara yaptım ama kız su bitip hala aktığını görünce anladı manzarayı ben kıpkırmızı oldum Adana da çarşının göbeğinde sırılsıklam pantolon akşam 6 gibi ama hava kararmamış yok olacak gibi değil dedim koşarak kaçtım kıza bisey demeden herkes de gören de bana bakıyor ceketi sardım ama sadece ön kısmı dize kadar kapatıyor utançtan elim ayağım dizim her yerim titriyor en son bir apartman merdiven altı biryer buldum çöktüm hava kararana kadar ama hava soğuk olduğu için geçmiyor kurumuyor ıslaklık gözüküyor hava karardı dolmuş otobüs binemiyorum eve 5 km yolu gizlene gizlene yürüdüm eve geldim kimseye görünmeden banyoya kostum hallettim ama nasıl bir aksiyon, kız eve geldiğimde baktım wp den engelemiş düşene bir de o vuruyor yani berbat bir durum hala hatırladıkça kafayı yiyorum...
😂😂😂😂😂😂
KRAL TUVALETE GITMEM GEREK DIYEMEDIN MI
@@berat7473 maalesef cafede otururken sorun yoktu
😂😂
Hoca uzun süredir seni takip ediyorum. Bu yayın en iyi 5 yayın arasına girer mükemmel bir konsept olmuş devamını sabırsızlıkla bekliyorum. Gülmekten kafayı yedik yayını izlerken seviyoruz seni hoca
Milletin feci sıkması tat kaçırsa da en iyi içeriklerden biri.
anonim kişilerin hikayelerini teyit etme ihtimali olmadığından istemsiz şekilde kolpamı bunlar diye soruyorum kendime ama devamındaki hocaların yorumların kalitesi ve muhabbeti inanilmaz aktığı ve güldürdüğü için beklediğimden çok daha iyi yayın olmuş.
Sene 2016. İş için yurt dışına gitmiştim. Bir hafta oldu olmadı, internetten bir kadınla tanıştım. Ama nasıl güzel, melek gibiydi maşallah.. İnternet üzerinden konuşurken dedim müsait olduğunda buluşalım çok güzel bir kokteyl bar keşfetmiştim. Kabul etti ve ertesi akşama sözleştik. Ben mekana gittikten bir 10 dakika sonra o da geldi fakat yanında bir de arkadaşı da gelmiş. Arkadaşının planı varmış fakat bir yarım saat boşluğunda bizimle oturup o da gitmesi gereken yere gidecekmiş. Problem olur mu diye sordu, elbette hayır dedim, tanıştık arkadaşıyla da. Date'imin ismi Ina'ydı kulakları çınlasın gerçekten çok güzel bir kadındı. Gözlerinden bir tanesinde bir rahatsızlık mevcutmuş bir yere bakarken sol gözü, baktığı yerden daha sola doğru bakıyor artık rahatsızlığın adını tam hatırlamıyorum ama göz tembelliği gibi bir şey sanırım. Sohbetin bir yerinde telefonuma bildirim geldi, kız da bir şeyler anlatıyordu o sıra masada da üç kişiydik bir an kafamı kaldırdım, gözlerine bakınca rahatsızlığı dolayısıyla yani kime baktığı belli değildi. Boş bulundum ve " Bana mı söylüyorsun?" dedim bir de kafamı onun diğer gözünün baktığı yere falan çevirdim istemsiz. Söylediklerini pek dinleyememiştim meğer bana anlatıyormuş. Ve bilmediğim bir konu da kızın gözleri ile ilgili bu rahatsızlığını çok kafasına taktığıydı. Ben öyle sorunca bir sessizlik oldu sonra arkadaşı kalktı. Biz de içkilerin ikincisini söylemedik artık ben çok utandım ( bu konu bir önceki verdiğiniz konu ile de bağımlı aslında en utandığım an o andır ) kalkalım ertesi gün iş var malum falan diye geceyi bitirdik. 1 ay yazamadım hiç, sonra bir gün bir barda karşılaştık harika sohbet ettik, sürekli görüşmeye başladık. Benim için o plansız second date çok daha verimli oldu :)
Babama pandik atmışım bir ömür boyu zaman geçirme işinden en utanç olarak son 4 e kalırdık be hocam canınız sağolsun hepinizin ağzınıza sağlık seviliyorsunuz
Memleketten İstanbul'a ilk kez üniversite için gelmişim ve o zamanlar pek arkadaşım yok. Birinci sınıfın başında ufak ufak şakalaştığımız, birbirimize laf attığımız derslerde bir kız var. Çok zaman geçmeden de en yakın arkadaşım oldu. Yine cok gecmeden de aramızda bir elektriklenme olmaya başladı. Yazmayınca trip atıyor, yurdun mutfağında bana tatlı yapıp getiriyor, yürürken koluma giriyor arada, sabaha kadar ders çalışıyoruz, uykusu gelince dizime yatıyor, üşüyünce koluma sarılıyor. Ama ben öküz gibiyim, o sarılınca kalas gibi dikiliyorum, yumruklarımı hayvan gibi sıkıyorum koluma girince, deli gibi geriliyorum her temasında. Böyle anlatınca sanmayın ki kız benden hoşlanıyor da ben istemiyorum onu. Ben daha ilk elektriklenmeden beri köpek gibi aşığım ona. Ama daha önce ne bir kızın elini tutmuşum ne doğru düzgün konuşmuşum, gariban Anadolu çocuğuyum, daha önce sevgilim olmamış. O yüzden ne yapılacağını, bir kıza nasıl yaklaşılacağını bilmiyorum, pek yakın arkadaşım da yok tabii konuşup akıl alabileceğim. Ben artık kendi kendime dedim, yeter artık bu böyle olmaz, kızın da gönlü var gibi, ben güzel romantik bir yemek ayarlayayım da açılayım kıza, ne olacaksa olsun. Ama benim özgüven sıfır, 1-2 ay böyle geçti cesaret edip de plan bile yapamadım.
Neyse, ben plan yapana kadar dönemin final haftası geldi çattı. Cuma son sınav var ve sonra ikimiz de memleketlere gideceğiz ve 2 hafta görüşemeyeceğiz. Ben kendime kızıp, "Lan, yine cesaret edip kızı yeğe çıkaramadın, öbür aya kaldı," derken benim için ufak çaplı bir mucize gerçekleşti. Kız bana dedi ki, "Cuma günü sınav çıkışı beni memlekete götürmeye babam gelecek, ama biraz geç gelecekmiş. Senle babamın çok sevdiği bir yere yemeğe gidelim mi öncesinde? Hem sonrasında babam da direkt oraya gelir, bir şeyler atıştırır, yola çıkmadan. Sen de 5-10 dk tanışmış olursun." Korun istediği bir göz, Allah verdi iki göz, hayatımda o ana kadar duyduğum en güzel şeydi. Hem kızla baş başa yemek yiyeceğim, güzel bir yer de, hem de kaleyi içten fethederim, babayı etkilersem. Kızın babasının bizim için önemini söyleyeyim. Baba Çanakkaleli, orada yaşıyor, anne yabancı. Baba ile anne kız bebekken ayrılıyor, anne ülkesine dönüyor, kız babada, annesini ise neredeyse hiç görmüyor. Babasıyla acayip bir ilişkisi var, hem çok yakınlar, arkadaş gibiler, hem de garip kavgaları var birbirlerine inattan. Neyse, ben de diyorum ki, yemekte öncesinde kıza hafiften belli ederim iyice, sonra babaya sevdirtirsem kendimi, iş tamam.
Hayatımın en gergin haftasına girdim böylece, deli gibi stresliyim, babaya nasıl kendimi sevdiririm diye düşünüp duruyorum, sınavlara da odaklanamadım, bok gibi geçti. Neyse, cuma son sınavı girdik çıktık. İkimiz de kampüsteki yurtlarda kalıyoruz bu arada. Odalara çıktık, hazırlandık, indik, dedi ki, mekan yakın, taksiyle gidelim, rezervasyonu falan babası ayarlamış zaten. Taksiye bindik, ben acayip gerginim, konuşamıyorum bile, kız çok mutlu, koluma girdi yine ama bende hiç tepki yok. Elime uzanıyor, elimi çekiyorum, acayip gerginim. Mekana gittik, Boğaz'da acayip lüks bir balıkçı. Ben iyice gerildim. Menüye bakıyorum, hiç tanıdık bir şey yok, kalkan, sarıkanat, ahtapot mahtopat, saçma sapan şeyler. Ben gariban Doğu Anadolu çocuğuyum, yediğim iki balık var o zamana kadar, hamsi ve alabalık, başka bir şey bilmiyorum denizden çıkan. Bir de alkol menüsü var, ben o zamana kadar hayatımda hiç alkol almamışım zaten, "Lan," diyorum, "kızın babası içer misin sen de derse ne diyeceğiz, balık konusu açsa ne anlatacağız?" Hasbel kader babası gelmese, hesap bize kalsa zaten hiç çıkamam oradan, sudan sonrasini bursum karşılamaz. Ben komple iptal oldum gerginlikten, kız güzel güzel konuşuyor, elimi tutuyor, "İyi misin?" felan ben gerginlikten full soğuk yapıyorum kıza. Ne işimiz var burda, başka yer mi yok, senin de bu entel garip hareketlerin falan.. salladım biraz kıza gerginlikten, üzüldüm de sonradan, babasının istediği yere gelmişiz, kız beni babasıyla tanıştıracak benim yaptığıma bak.
Sonra, oğlum dedim, babasına kendini öyle bir sevdirmelisin ki, hem kızın gönlünü al, kız mutlu olsun, hem bu ilişkiyi iyice ciddiye al, kaleyi içten fethet. Sonra babası geldi, ve benim için her şey inanılmaz bir hal aldı. Öyle bir yıkama yaglama yapıyorum ki anlatamam, harikayım. Anlattığı her hikayeye duyduğum en ilginç şeymiş gibi tepki veriyorum. Her nasihatından sonra bundan sonra hayatımı bunun nasıl değiştireceğini falan söylüyorum. Anlattığı işle alakalı anılarından sonra, o an anlattıklarına göre götümden sıktığım kariyer hedeflerimle birleştirerek ne kadar benim için idol gibi biri olduğunu falan söylüyorum, ilerde birlikte iş yapmak ne kadar da harika olur falan anlatıyorum, palavra. İnanılmaz bir performans sergiledim. Kızın babasıyla 5 dakika dedik, en az 3-4 saat muhabbet ettik. Ben, benim kızın varlığını unuttum baya bir süre, performansa odaklanmaktan. Kızın babası artık kalkmaya yakın dedi ki, "Evladım, sana bir şey itiraf edeyim mi, kızım seni o kadar anlattı ki, ben buraya aslında seninle tanışmaya geldim, iyi ki de geldim, çok mutlu oldum, benim sadece bir kızım var, oğlum yok ama olsa senin gibi olmasını isterdim." Bundan sonra utanmasam ağlarım, gözlerim doldu, "Oğlum," dedim kendime, "tamam bu iş, hayatının aşkının babasını ikna ettin, bir ömür mutluluklar size."
Sonra gece yarısı kalktık mekandan, babası yüklüce bir hesap ödedi, beni yurda bırakıp, onlar Çanakkale'ye gittiler araçla. Su an 27 yaşındayım, hayatimda o geceki kadar mutlu uyuduğumu hatırlamıyorum. Sabah uyandım, kıza mesaj attim hemen, "Günaydın bitanem", sonra otobüse bindim, memlekete gitmek için havalimanına gittim ben de. Daha önce hic canımlı cicimli bile mesaj atamazdım ama artık o durumdaydım ki, tamam dedim, bitti bu iş, bu kız benim helalim, bir ömür beraberiz, zaten köpek gibi seviyordum, babayı da ikna ettik, önümüzde kimse duramaz, artık özgüven sorunumu da aştım, her şey mükemmel olacak dedim ve memlekete doğru yola çıktım...
Öğleden sonra uçaktan indim, telefona baktım hala mesaja cevap yok, dedim herhalde uyanmadı. Geceye kadar yazmadı, sonra ben tekrar yazınca ben görmemişim pardon dedi ama bir soğukluk bir garipik vardı. Bu mesajlara yazmamaları, geç yazmaları devam etti. Bir garipilik vardı, normalde günde elli kere yazan, saniyesinde cevap atan, yazmayınca trip atan kızdı yani. Neyse dedim, herhalde memlekette tatilde kafa dinlesin, o da haklı, yoruldu, 18-19 yaşındayız, üniversite birinci döneminden sonraki ilk tatil. Ben 1-2 hafta sonra döndüm İstanbul'a, o da gelecekti benden sonraki gün. Kafamda kurdum, zaten bu kızla tamamız artık, geldiği gün gidip alayım onu, hemen sevdiğimi söyleyeyim, bitsin bu muamma resmileşsin. Neyse ben otobüsle otogara onu karşılamaya gittim, bir sarıldım onu görünce, yanagindan öpeyim falan dedim ama bir soğuk durdu, tam sarılmadı bana, bir garip hissettim. Taksiye bindik, yurda dönüyoruz, ben yaklaştıkça arka koltukta ona o kaçıyor, uzaklaşıyor benden. Kendimi sapık gibi hissettim iyice, "Harbi," dedim, "ne kötü bir şeymiş bu karşılık alamamak.", yine kizdim kendime. Bir gariplik var ama kızda, dedim, kız da haklı, kaç ay oldu, kız o kadar adım attı sana, babasıyla bile tanıştırdı, sen daha bir adım bile atmadın, kıza hoşlandığını bile söylemedin, sen nasıl adamsın diye kendime kızdım. Yeter artık dedim, taksiden iner inmez dedim, söyleyeceğim.
Basladim inince, "Seni deli gibi seviyorum kızım," dedim, "bir ömür beraber olalım, sen benim ilk aşkımsın, son aşkım da sen ol istiyorum." Kız donuk donuk suratıma baktı, gözleri doldu ve dedi ki, "Aylardır dikkatini çekebilmek için her şeyi yaptım, bana hiç karşılık vermedin, bir kere elimi tutmadın, bir kere sarılmadın, bir kere hoş laf etmedin, sonra babamla tanıştın ve birden bambaşka bir adam oldun, bana güzel laflar etmeye ilgi göstermeye başladın, sen beni değil babamı seviyorsun, benden değil babamdan etkilendin, babamla o konuştuğunuz gelecekteki planlardan etkilendin, ben beni sevmeyen biriyle birlikte olmak istemiyorum," arkasını döndü ve gitti. Üzüntüden dondum kaldım yolun ortasında. Banane senin babandan ben sen mutlu ol diye yaptım, sen beni sevmeden bile ben sana deliler gibi aşıktım, gelecek hayalleri bile kurmaya kıyamadığım, dokunmaya kiyamadigim en değerlimdin, bu hayatta senin kadar hiç bir şeyi sevmedim diyemedim. Kızın gözünde sadece babasının parası için onu isteyen bir çocuk olduğumu anlamaya başlayınca ölmek istedim, dakikalarca dikildim herhalde o kaldırımda, ne yapacağımı bilemedim.
Çok uzattım biliyorum bitireyim artık. Benim hayatımda yaşadığım en güzel 3-4 aydı yazdıkça yazasım geldi kusura bakmayın. Sonrasında ne oldu derseniz, aramızda bir şey olmadı, ilk o başkasıyla sevgili oldu, sonra onu görünce ben, başlarda arkadaş kalalım dedik sonra onu da beceremedik. Zaten senelerdir de konuşmadım. Arkadaşlardan duydum 2-3 senelik uzun ciddi bir ilişkisi varmış şimdi de, evlenirler herhalde yakında. Babasıyla Instagram'da hala takipleşip birbirimizin hikayelerine yazarız arada. Ben hala yalnızım bu arada, tabii ondan sonra birkaç tane ilişkim oldu. Daha çok şey yaşadığım, daha çok zaman geçirdiğim, daha mutlu olduğum kişiler de oldu. Ama kimseyi hayatımda hiç gerçekten sevgili olamadığım, first date'imden sonra biten, o ilk aşkım kadar sevemedim.
Yani arkadaşlara bir şey söylemem gerekirse sonunda, şunu söyleyebilirim. Duygularınızı ifade etmekten korkmayın, gerçekten sevdiklerinizi sevdiğinizi belli edin, onların kıymetini bilin. Hele ilk aşkınızsa elinizdeki aşkın kıymetini bilin, elinizden kayıp gitmesine izin vermeyin. Çünkü ilk aşklar ne kadar yıllar geçse de unutulmuyor, tam anlamıyla yaşanmasa bile..
Lise sonda bir arkadaş ortamindan kızla konuşmaya başladım ve 4lu date yapıp iyice yakınlaşma planı yaptık ve bir pizzacıya gittik. Param olmadığı için pizza değil tavuklu salata söylemek istedim ve siparişi verdim. 15dk sonra garson elinde ton balıklı salatayla gelip tavuğumuz bitmiş ton balığı olur mu diye sordu ben de aşırı açlığımdan dolayı onayladım. Gömüldüm ton balıkli salataua yedim. Tam çıkarken yanımdaki erkek arkadaşım ağızin feci ton balığı kokuyor dedi. Ben de utanarak nefes almamaya başladım. Eve dönmek için ilçe değiştirmemiz gerekiyordu ve maalesef otobüse bindik ve kız arkadaşımla arka taraflarda yan yana oturduk. Kiz bana davraniyor davraniyor ben agizimi kaciriyorum fisildayarak halk icindeyiz diyorum.( Normalde acımam öpüşürüm ki kız bunu biliyor. ) Kiz iyice zorladi zorladi ben de dayanamadim izin verdim ve kiz dudaklarima yapistiktan 3sn sonra geri çekildi ve camdan dışarı bakmaya başladı. Utançtan oturma organim bile terledi. O günden sonra iki sene boyunca yanimda deodorant gezdirdim ve acil durumlarda ağzıma deodorant sıktım. Ben rezil bir insanım sanırım
LANKOLPA DEMİŞLER DE ÜZÜCÜ YANI GERÇEK OLMASI
Hala o kızla beraber misin
@@matematiginevladi yok kanka 3 sene geçti üstünden kızın grup seks videosu çıktı
@@flused6732 kanka bu utanc degil Allah in kurtarma anisi olmus ne muradin varsa versin Allah a emanet
@@flused6732 link var mı
Hoca bundan bir sene önce falan yaşandı olay. En yakın arkadaşlarımın hep manitası var ben bir kaç senedir yalnız takılıyordum önceki ilişkilerde çok sıkıntılar yaşadım diye. Neyse konuya dönelim çocukluğumuzda komşu olduğumuz bir kız var onunla flörtleşmeye başladım, en yakın arkadaşım ve onun manitası ben ve kız 4 lü date ayarladık. Her şey çok güzel kahveler içildi sonra acıktık tost yedik vs. millet bahçesine oturmaya gittik güzel güzel oturuyoruz kızı biri aradı heyecanla telefonu ter çevirmeye çalıştı. Tabi ben gördüm arayanın adını Mehmet yazıyor. Sessize aldı telefonu ters çevirip. Arkadaşlar da bozmuyor ortamı ben de bozmayınca şimdi uzun zaman sonra ilk flört ilk date. Kız dedi ki benim gitmem lazım kızların yanına uğrayacam okey dedik kalktık arkadaşlar başka yoldan biz başka yoldan gidiyoruz. Götüm de yemedi kıza sormaya kim mehmet diye. Kızı otobüse bindirdim eve geçtim akşam oldu kız yazmıyor ulan dedim kırk yılın başı hadi dedik başlamadan bitti galiba. kıza mehmet? yazdım evet arkadaşım dedi engelledi beni. eve geldim annemle kardeşime sordum takipleşiyorlar eski komşu olunca. abi kızın sözlüsüymüş küsmüşler kız arayı benle değerlendirmiş date günü lavuk arayınca yanına gitmiş o akşam barışmışlar asljgsalgsaj kafayı yemiştim sinirden ve gülmekten. Allaha şükür kısmetim düzeldi şuan güzel bir ilişkim var duanızı alırım böyle şeyler yaşamamak için :) Not: Bunu yazarken yayında da Talha Çakmak falan dendi ben o değilim tamamen isim benzerliği :D
Şu dertli günlerde, böyle komik bir içerikle bizleri gülmekten kırdığınız için hepinize teşekkürler HTalks ailesi :)
54:40 da edilen çocuk BORNOZU lafını tüm chat ve ben o kadar yanlış anladık ki bembeyaz kesildik usta... Yok ya böyle bir laf etmemiştir derken bornoz lafı geldi rahatladık.
Normalde uykuya dalmadan önce mutlaka yayınlarını izlerim ama yayın o kadar komik ki gülmekten uyuyamıyorum uyku düzenim için bu gece yayınsız uykuya dalıcam
Hasan hoca ben Suriye Türkmeniyim (Halep Türkü). Bir gün gece 2'de taksiye bindim. Benim Türk vatandaşlığım o zaman değerlendirme aşamasındaydı yani gerçekten Türk kökenli olup olmadığım devlet tarafından araştırılıyordu. Neyse taksici abiyle gidiyoruz (Eminönü den Bağcılar'a gidiyorum) sohbet etmeye başladık ve abi bana nerelisin dedi bende Antepliyim dedim. Halepli demememin sebebi, Suriyeli Türkmen dediğim zaman insanlar Türkmenistan dan zannediyordu bende her seferinde kendimi açıklamamak için bir yerden sonra Antepliyim demeye başladım. Zaten şivem aynı ve kökenimde oraya dayandığı için bir sorun olarak görmüyordum. Aksaray da Arapların yoğunlukta olduğu bir yerden geçerken taksici abi başladı Suriyelilere küfür etmeye. Anadan giriyor bacıdan çıkıyor. Bende haklısın abi rezillik diye gazladım sürekli neden bilmiyorum :d. Hatta bir ara birlikte küfür etmeye başladık. Abi Maraşlıymış bana memleketlim diye sahip çıkıyor geçmişte Antebin nasıl olduğunu anlatıyor falan.. Yolda giderken Esenler tarafında çevirmeye girdik. Polis abi benden kimliği istedi. Bende sarı olan sığınmacı kimliğini çıkardım mecbur çünkü daha vatandaşlığım yoktu. Taksici abi "yeğenim senin kimlik niye bu kadar değişik" dedi. Ben daha bir şey demeye kalmadan Polis abi "Suriyeli bu arkadaş" dedi. Taksici abi bana bir bakışı vardı görmen lazım. Yerin dibine girdim resmen. Abi istersen ben burada inim dedim. Ee biz zahmet dedi. Giderken "en çokta seni diye" bağırıp gitti. Polis abiler bana ne olduğunu sordu durumu anlattım hem güldüler hem de bir daha yapmamam için beni azarlayıp eve gönderdiler. O günden beri artık insanlara Suriye Türkmeniyim diyip uzun uzun anlatmayı tercih ediyorum.
o taksicinin ben kitabını...
Baya Komik bir anıymış ,Suriyeli her halttan çıkmanız artık mide bulandırıyor
Abi lise sondayım bi etkinlikte bi kızla tanışmıştım kızla ortak arkadaşlarımız varmış tanışıp konuşunca ikimizde de bi hoşlanma durumu oldugunu farkettim. Muhabbet uzadı ben de "yarın bi işin var mı" ya getirdim mevzuyu buluşma ayarlandı ertesi gün metroda buluştuk çok tatlı bi kafeye dogru gidiyoruz tam "dışarda oturalım içerde sigara içemem" dicektim kız sanki aklımı okudu umarım sigara içmiyosundur dedi ben de o an boşluğuma geldi yok yok içmiyorum dedim yine de dışarıda oturduk kız sigaradan ve sigara içenlerden nasil nefret ettigini anlatmaya başladi ben de bi yalan söylemişim devamini getirmem gerekiyo diye iyice abarttim 3 ay yesilayda çalıştıgımı falan anlattim mevzuyu iyice abarttim yani. Oturduktan yarim saat sonra bizim ortak arkadaşlardan biriyle karşılaştık (sigara içtiğimi biliyor) geldi selam verdi kız da masaya davet etti o da oturdu hemen sigara yaktı... Bizimki hemen başladı böyle şaka yollu azarlamaya falan ben de o an patladim patlicam bi sey yapmam lazim diye düsünüp ben de katildim azarlamaya bi yandan da arkadaşım olan kıza kaş göz yapiyorum arkadasım anladi mevzuya patlatmadı beni yalanıma ayak uydurdu. Sonra lavaboya gidicem diye kalktim tam o sırada telefonum çaldı ben tam telefonu cepten çıkarırken benim sigara paketi tak diye yere düştü... telefonu da açmiş bulundum kız sigaraya bakiyo ben kıza bakıyorum arkadaşım gülme krizine girdi telefondaki de bağırıyo ses versene diye o an sadece "bırakmaya çalısıyorum" diyebildim lavabodan geldiğimde kız gitmişti arkadaşım hala gülüyodu...
İlk buluşmamızda Avm’ye gittik, yedik içtik her şey güzeldi ayrılık vakti gelmişti ben bir lavaboya gideyim dedi, sen gidecek misin diye sordu ama niyeyse hayır dedim oysa acayip gazım vardı kaç saattir sıkıyordum. Seslisi güldürür sessizi öldürür diye hafiften de çıkarma riski almamıştım. Neyse kız lavaboya girince kadınlar tuvaletinin önünde inceden ama uzun bir gaz çıkartması yaptım ama her saniyesinde rahatlık hissi yüzüme yansıyordu. Tam bitti kız lavabodan çıktı çok sıra vardı bekletmek istemedim diye. Ben kendi osuruk kokumu da alınca bir heyecanlandım, kızardım he tamam gidelim derken kızın yüzü ekşidi. Burnunu bir iki kere yukarı aşağı kaldırdı kokuyu tanımlamaya çalışıyor gibiydi. Tam bir şey diyecek oldu benim kızarıklık ile kokuyu bağdaştırmış olacak ki sustu bir iki saniyelik olay olabilir ama ölüm sessizliği idi. Sonra asansöre doğru gittik, o gün öyle bitti. Kızla sevgili olmaya devam ettik birkaç görüşme sonra samimiyet oluştu. Bir buluşmada kız yine lavoboya gitmek istedi, sonra bana bu sefer sormadan istersen sen de git sonra kapıya bırakıyorsun demişti 😂 ah be o olaydaki kız keşke şu anki eşim deseydim ama bu olaydan bağımsız ayrıldık 🚬
Selamlar hocalar, ilk buluşmamız ikimizin ortak arkadaşının doğum gününde oldu. O günlerde 3 aydır sıfır şeker ve unlu mamülleri diyetine girmiştik ve aşırı heyecanlıydım pasta yiyeceğim diye neyse o ara arkadaştık. Yan yana oturuyoruz. sigarası bitti sigara ikram ediyorum. sigarasını yakarken gülümsüyoruz falan velhasıl aramızda bir enerji oluştu. Sonra iş pasta kesme işine geldi. tabaklanan pastalar sırayla ikram ediliyor. Bir baktık. tek tabak kaldı bir ikimiz kaldık. Napalım diye bize bakıyorlar. O sıra kız romantiklik olsun diye bişi olmaz biz beraber yeriz iki dilim koy dedi arakdaşa. ben de o sıra da hiç düşünmeden direkt bir refleksle hayır ben ayrı yemek istiyorum pasta verin bana gibi bişi dedim sonrası derin bi sessizlik kız bozuldu tabi sonra durumu anlattım güldük baya şimdi 3 yıldır beraberiz yakın zamanda nişanımız var düğüne hocaları beklerim hasan hocam da şahit işini hallederse mutlu eder bizi saygılar hocalar
2017 yılında askerden yeni gelmiştim. Çalıştığım berber dükkanı yeni devir almıştım. O dönem aynı zamanda bir arkadaşımla beraber turizm işide yapıyorum. Üniversite öğrencilerine tatil satıyorum. Bodrum tatili satın almak isteyen bir kızla konuştum, anlaştık, satışı yaptım. Tabii bu konuşmalar esnasında nerelisin falan diyalogları ile beraber ufaktan bir flörtleşme oldu aramızda. Kız Kartal’da oturuyor ben Yenibosna’da oturuyorum. Tatil tarihinden önce bi pazar günü Karaköy’de buluşma planı yaptık. Bende şöyle bir hastalık var bulunduğum ortamda yarım saat, bir saatten fazla oturamıyorum. Sürekli yer değiştirmek istiyorum. Neyse biz buluştuk bir mekanda oturduk çay kahve sohbet derken benim yine krizlerim başladı ve kıza buradan kalkalım taksime doğru gidelim dedim biraz şaşırdı ama teklifimi kabul etti. İstiklal caddesinde yürürken acıkmadın mı yemek yiyelim falan dedim oda çok acıkmadığını söyledi ama eşlik edebileceğini söyle ve ben o bölgeye de o ortamlara da çok alışık olmadığım için mal gibi liseliler gibi kızı Burger King e götürdüm. Onun yemeğinin parasını da ben ödeyince çok kızdı. Ben neye uğradığımı şaşırdım. Ben kadına hesap ödettirilmez kafasına sahip bir insanım ama buna bu kadar karşı olan bir kızlada ilk defa tanışmış oldum. Neyse yemeği gömdük tekrar karaköy tarafına galata yokuşundan inerken ben kızla bir temasım olsun diye sanki kankamla yürüyormuşum gibi salakça bir şey yapıp elimi kızın omuzuna attım. Kız neye uğradığını şaşırdı ve bana baktı sesini çıkarmadı. Ama gözlerinde bu mal ne yapıyor hissini gördüm. Sonra galata yokuşundan inerken oldukça etnik giyimli ve çok uzun sakallı biri bizi bir mekana oturtmak için önümüzü kesti. Mekanda tavla da vardı ve oynar mısın diye sorduğumda evet deyince biz mekana oturduk. Tavla oynarken o kominist ve etnik tipli abi şakalar yapıyordu bize ara ara ve sonra dönüp bence siz evlenirsiniz deyince ikimizde birbirimize bakıp mal gibi kaldık sonra güldük. Ama ne kızın ne de benim ikinci bir buluşmamızın bile olmayacağına o kadar emindik sadece o günü nezaketende olsa vakit doldurma olarak görüyorduk bir iki saatten sonra. Daha sonra tavlada yenildim ve mekandan kalkıp evlere dağıldık. Tatil sattığım için tarih geldiğinde bende bodrumdaydım orada tekrar görüştük kuzeniyle gelecekti ve kuzenide erkekti Avusturya’dan gelmişti. Çok fazla beraber vakit geçiremedik ama aramızda bir kaynaşma oldu ve bugün tam 1.5 yıldır evliyiz. Kartal’da oturuyoruz ama berber dükkanım hala Yenibosna’da her gün Kartal’dan Yenibosna’ya işe gidip geliyorum. Çok mutluyuz. Yani o şimdi o günü düşününce ve bugüne baktığımızda Allah’tan umut kesilmez arkadaşlar 😂😂😂😂
Dükkanının yenibosna da nerede tam olarak .
@@dagcanduru7917 kuleli sosyal tesisleri karşısında
Hoca seri bomba olmus izlerken gelen utancla karisan komiklik mükemmel agzina, yorumuna ve tüm ekibin emeklerine saglik. Yeni bölümlerine büyük bir heyecanla bekliyorum.
8. Sınıfta matematikten özel ders alırdım. Konuları önden bitirdik diye dersi kaytarmaya habire lavaboya gittiğimden ailemle görüşüp bu durumla ilgili beni uyarmalarını istemişti hoca. Bu uyarının sonrasındaki ilk dersin daha 10. Dakikasında karnıma akıl almaz bir sancı girdi. Terleye terleye kendimi sıka sıka 2 saati tamamladım ama aynada kendime baktığımda mosmor olduğumu görüyordum. Ders bitiminde hızlıca hocayı yollama çabasındayken hoca lavabo nerede diye sormuştu ve orda bana inme indi zaten (diğer lavabomuz tadilatta). Usul usul odama gidip camdan dışarıyı izleyerek altıma sıçtım. Lavabodan çıkan hoca vedalaşma amaçlı bana seslendiğinde siz gidin hocam dedim. Yarım saat sonra da dershanede deneme sınavım vardı gözetmen hoca şansıma hoşlandığım kızın yanına oturttu beni. Lavuk benden kopya çekecek diye dibime girip duruyordu bi ara burundan sesli nefes aldığını duydum ve bir daha kağıdıma bakmadı. Ben böyle utanmadım hayatımda…(duş aldım arkadaşlar)
Abi o kadar kafam yerinde değildi ki korkunç üzgün durumdaydım... Şu pazar sabahı çok teşekkür ederim. Gerçekten. 3 aydır senin sayende gülüyordum dün bir kez daha hayatımın en kötü günlerinden birini yaşadım. Ancak tekrar uyanır uyanmaz bu içerik sayesinde kendime geldim... Umarım çok uzun süre devam eder bu içerik.. Hepiniz harikasınız, çok sağ olun. Seviliyorsun hoca. İyiki varsın
Günaydın kardeşim sağlık meselesi mi ?
@@osmnbilgin Arka arkaya kayıplar yaşadım. Önce aniden teyzemi kaybettim, sonrasında da 8 Ocakta dedem vefat etti. Dedemle aramızdaki ilişki baba oğul gibiydi babam ben doğmadan ülkeden kaçıp gitmiş bir adamdı ben hep dedemle büyüdüm. 2021 Ekim'den beri 2 sefer beyin kanaması geçirdi o günlerden beri zaten konuşmasında vesaire aksaklıklardan dolayı iletişim kuramıyorduk ama beni anlıyordu dinliyordu. Hiçbir şey olmasa her Galatasaray maçı öncesi takımın güncel durumunu anlatıyordum. Çok fanatikti. Şu son 2 seneyi hiç izleyemedi oturup izleyecek mecali yoktu zaten yaşı da olduğu için demans başlangıcı da vardı pek bir şey bilmiyordu ama ben gene anlatıyordum çünkü benim hayatımdaki her şeye ona borçluydum, Galatasaray aşkını bile... Onu kaybedince hayat sanki gri gelmeye başladı. Bir şey yaparken falan o da isterdi diye yapıyorum ama sonrasında oturup yaptıklarımı anlatmaya gelince kimse bulamıyorum. Zorlu yani.. Kardeşim olmasa da Allah'tan kardeşim gibi olan bir arkadaşım var da o her zaman destekçim.. Bunun dışında da dün akşam 4 senedir konuştuğum kızla bir organizasyondaydık. Dedeme bu hayatımda ilk kez ve son kez bahsettiğim bu kıza artık açılmam gerektiğini düşündüm. Öyle 4 senedir uzaktan da değil her daim konuşuyoruz, birbirimizi çok iyi tanıyoruz yani ama işte ben daha çıkma teklifi etmeden dans teklifi ettiğimde beni reddetti, yanyana oturuyorduk sandalyesini başka tarafa çekti hiç tanımadığı insanların masasına oturdu... Haliyle yani bu kadar şey birleşince dün geceden beri 100 kg ot yemiş simenta inek gibiyim. Valla okuduysan da kafanı şişirdim hoca kusuruma bakma vallahi. Öyle tek seferde akıp gitti birden
Evet hepsini okudum kardeşim estağfurullah. Öncelikle başın sağolsun. Hayatta çok anın olan, değer verdiğin birini kaybetmek çok zor. Ben de bunu ilk defa geçen yıl babamı kaybederek yaşadım. Hala alışamadım sanki kapıdan girecek gibi oluyorum bazen. Ne mutlu ki son zamanlarda yanında olmussun evlatlık görevini yapmışsın. Düşünsene sen de ayni durumdasin ve bir torunun hep yaninda. Ne güzel bir mutluluk değil mi? Ya bir de o öldükten sonra keşke diyerek pişmanlıklar yaşasaydın? Çok şükür benim de babamla son zamanlarimiz sizin gibi geçti. Kız meselesine gelince de sadece şöyle söyleyebilirim. Hayatta ölüm gibi bir gercek varken ve sen bunu en yakininda hissetmisken, bu büyük kaybın acısı yanında diğer tüm dünyevi kayıplar anlamsiz ve boş kalır. Bu kız sana böyle sırt cevirmisse inan ki kendi kaybetmistir. Sen ailesine değer veren, vefalı, aslan gibi adamsın. Senin karakterindeki bir adama sırt çevirmekten bırak o acı çeksin sana vız gelir bence bunlar. Teyzenin de dedenin de mekanlari cennet olsun. Bunu okuyan her kardeş de canlarına rahmet okusun 💙
@@osmnbilgin Sağ ol abi, senin de başın sağ olsun. İnşallah yukarlardan bir yerden dedemle baban da görüyordur onları böyle andığımızı... Allah herkesi bu tarz mutluluklar ile nasiplendirsin. Diğerine gelince abi normalde vız gelirdi de diğerinin yanında pek de takılmayacak gibi bir şey ancak hayatımdan dedemin çıkmaya başladığı günden beri o kızla iletişimde olduğum her şeyimi bildiği için bana böyle davranması gücüme gitti bilmiyorum anlamıyorum. Az buz bir zaman değil 4 sene.. İkimizde birbirimize defalarca destek olduk belki de diyemiyorum ama hep koruyan kolluyan taraf ben olmuşum gibi... Son zamanlarda da arka arkaya sanki değil 4 sene dün tanışmışız gibi hal ve hareketleri için içimi yiyordu. Dün akşam anlık cesaretle her şeye son vermek isteyip bir kez daha hor görülünce insan haliyle kırılıyor. Eskiyi düşündüm. Dedem olsa daha kolay olurdu dün geceyi atlatması ama yok ve daha kolay olacak hali de yok... İşin kötüsü kız hayatımın bir parçası arkadaş ortamımız aynı her şeyimiz aynı yarın gene göreceğim... Öyle işte kafam cok karışık ama sağ ol abi. Allah razı olsun senden de Hasan Hoca'dan da
Geekyaparın yıllar önceki serisi gibi olmuş çok hoşuma gitti çok keyifli konsept
Abi ne kadar eğlenceli bir yayın olmuş ya eğlenmekten kafayı yiyecektim bi ara 😂
Htalks ailesi öncelikle yeni programiniz hayirli olsun.Digerleri gibi buda cok guzel olmus.Kendi adima hasan hocanin; emir,turan,paku,hilmi ve diger arkadaslarla bos muhabbeti dahi icerikdir.Hani bazen düsünürsünüz ne üretelim diye,oturun bir cardakda cekirdek,kola yapin o bile icerik bizim icin.Seviliyorsunuz.
Eski Htalks geri döndü. Müthiş bir yayındı
Sen ne diyon formatını sekiz tekrar bitirmiştik iyi geldi
Hoca bu yayını 3. Kez izliyorum. İlk bölümden efsaneler arasına girdi
Yıl 2006, üniversiteye yeni başlamıştım. İngilizce hazırlık sınıfında bir kızla tanıştım. Buluştuk, bir yerde oturduk, bir şeyler içerken konuşuyoruz. Muhabbet akıyor valla. Ailelerimizden bahsederken kız geçen ay dedemin kuzeni vefat etti deyince bana aniden gülme geldi ve içtiğim kahveyi istemsizce birden hafifçe püskürttüm. Kız birden aşırı ciddileşti ve hayırdır komik olan ne diye sordu. Başta biraz kem küm ettim, ama sonra kız yemeyince "dedenin kuzeni mi olur ya, amca oğlu olur, dayı oğlu olur en fazla" deyiverdim. Kız şoka girmiş gibi bir dakika falan boş boş baktı sonra ben seni daha olgun biri sanmıştım deyip kalktı gitti. Hoca haksız mıyım ya bu kuzen olayında yaş sınırı maks 30 falandır, bilemedin 40 olsun. Ben 34 yaşındayım, daha kuzenim kelimesini kullanan 40 yaş üstü birine rastlamadım valla.
Lise son, dershaneden 5-6 haftadır tanıştığımız kızla ilk buluşmaya çıktık film izlendi yemek yendi hiçbir ofsayt durum yok artık olaysız dağılma vakti. Kız işte şurdan otobüse binip (Ring otobüsü) yurda geçicem dedi fakat otobüs yok saat 10.30-11 civarı. Dedim gel ben bırakıyım istersen yürüyerek, çok uzak değilse, tabi dedi süper olur. Hoca yolu yürüyoruz ama bi anda fena rüzgar+yağmur başladı tam da yüzümüze doğru mermi gibi geliyor allahsız. Ceketi çıkarttım kızın yüzü korumak için siper ettim falan ama ben iptalim yani. Bu arada yol yürü yürü bitmiyor Ümitköy'ün içine böyle villalara doğru falan ilerliyoruz kız da hafiften erimiş durumda hem o kadar yol yürüyorum hem ceketle siper etme işi üşüdük falan böyle bi başka bakıyor gözleri. Ben de ara ara bi yurdun var di mi eminsin falan diye şakalıyorum ortalığı var var diyo ama bi türlü gelemiyoruz o yurda. İyice karanlık ara sokaklara falan girdik her yer müstakil ev ve site dolu. Döndüm kıza tüm yavşaklığımla dedim ki eğer benimle yakınlaşmak istiyorsan sinemadan falan içinde kaldıysa (Onun isteği üzerine korku filmine gitmiştik) söyle bana böyle ara sokaklara sokmana gerek yoktu. Kız da yolun devamını göstererek dedi ki yurdum orda bak ben seni niye ilk buluşmada böyle karanlıktan yürüteyim yoksa sen beni sapık mı zannediyorsun falan gibi bir çıkıştı. Karadeniz kızıydı o gerginliğini yatıştırmak çok zor olmuştu.
Yorum yazan herkese, hocaya ve ekibe tesekkur ederim, karnim agridi gulmekten, allah hepinizi guldursun ne insanlarsiniz ya mukemmel bir icerikti
osmanın mesajda utanılacak tek şey lise2ye gidip şahsi anahtarının olmaması bence.
Hoca bagimlilik yaptin resmen hastasi paketimizi de aldik oturup keyifle izliyoruz :)
Hocalara selam, bu anı hem utanç hem de içe içe geçmiş iki first date barındırır 😅 Geçenlerde yazmıştım Hasan'a ben de yıllardır Yenimahalle'de yaşıyorum. Ankara baydı pandemi sonu gibi Polonya'ya Erasmus'a gittim. Klasiktir ilk haftalar Türk Türke takıldık ama hepimizin aklında yabancı kızlara açılmak var tabii. Sonunda oryantasyon derslerinde Barbara diye Portekizli bir kızla muhabbeti kaynattım. Şehir de Torun, küçük bir yer zaten 3-5 bar var; en ucuzunda ben bu kızla rastlaştım ve bana gece yarısı gibi club'a geçicez orada görüşelim dedi. Dakikalar geçmek bilmedi, neyse iki shot atıp cesaretimi toplayıp o mekana doğru yola çıktım daha bismillah içeri girmeden bu kızı kapıda Khontkar'ın yandan yemişine benzeyen bir elemanla yiyişirken gördüm, fena modum düştü. Buna şahit olan Bursalı arkadaşım da ertesi gün saolsun her gün kovaladığı Tinder date'larinden birine beni +1 olarak götürdü, eşleştiği kız da arkadaşımı getiririm demiş. Meydandaki heykelin önündeyiz, gelin diye yazdılar akşam ama az uzaktaki ağacın arkasından kesiyoruz valla kız mız yok. Neyse biz tam vazgeçip dönecekken uzaktan birileri seslendi ama kendimize hiç konduramıyoruz çünkü kız Ağır Yaşamlar yanındaki +1 de saçını boyatmış Gollum. Duymazdan gelelim diye dürttüm bu malı ama ayıp olur dedi döndü o tarafa yürümeye başladı, yemin ediyorum kızlar bizi görünce sevinç çığlığı attılar. Diyorlar hadi club'a gidelim ama zaten 1 club var ve Erasmus tayfa bizi bu kızlarla görürse piyasamız öyle bir düşer ki 4 ay sap kalırız. Son çare benle aynı okuldan Erasmus'a gelen kız bir arkadaşıma mesaj attım dedim Allah'ını seversen bizi kurtar 😂 Oda arkadaşıyla beraber geldi ikisi ve sanki bizim esas flörtlerimizmiş gibi omzumuza kollarını atıp bizi götürdüler hahahs öyle kurtulduk.
Sonrasında mutlu biten uluslararası date'lerimiz de oldu şükür hahah ama bunlar daha anlatmaya değer.
Parti organizasyon işiyle uğraşıyorum, takım direktörüyüm, ekip falan kuruyorum. Bilet satıyorlar ben de günlük ne bilet satılmış reklamlar ne durumda vs takip ediyorum. Ekibe yeni insanlar alacağım sırada bi kız gördüm baya da hoşuma gitti dur ben bunla konuşurum diyip ekibe alma bahanesiyle mesaj attım. İşi anlattım ilgilenir misin vs vs. Konuştuk ettik derken olay flörte geldi. o günden itibaren 6-7 gün aralıksız flörtleşiyoruz araşıyoruz her şey kusursuz o da benle buluşmak istiyor güzel şeyler hissettiğini söylüyor ama bi türlü denk getiremiyoruz derken yılbaşı günü bi anda hadi buluşalım dedik. ben de kafada planlar yapıyorum ne güzel yılbaşına beraber gireceğiz belki saat 12 de kızı öperim diye düşünüyorum. Ama şöyle bi sıkıntı vardı ki kızın boyuyla benim boyum aynıydı, ve bu konuya taktığı belliydi. Ben de kızla buluşabilmek için her boy konusu açıldığında konuyu değiştiriyordum. O gün de buluşmaya gitmeden önce sırf uzun gözükmek için tabanlık giydim ayrıca kız da uzun olmasın diye yürüyüş yaparız yalanı söyleyip spor ayakkabı giydirdim. Buluştuğumuzda hala aynı boydaydık.. Telefonda benimle saatlerce sohbet eden kız bi anda yanımda suspus oturuyordu zar zor sohbet ediyorduk. Belki ilk buluşmadan dolayı utanıyordur diyip bozuntuya vermedim fakat daha saat gece 12 olmadan ben eve döneyim dedi ve kızı evine kadar bıraktım yılbaşına metrobüste tek başıma girdim. sonrasında o gün çok az konuştuk ertesi gün uyandığımda her yerden beni çıkartmış ve engellemişti. Utandığı için benle konuşmadığını düşündüğüm kız meğerse benle aynı boyda olduğu için konuşmayı kesmiş.
aga be
Yıl 2019. Lise 2.sınıfım Bizim sınıftan bi kızla muhabbet başlatmak istiyorum. Fakat yüz yüze söylemek için utangaç olduğum için o zamanlar, bir pazar günü hayatımda iletişim kurmadığım kıza 'bundan sonra beraber daha fazla muhabbet edelim' tarzı saçma bir mesaj atıyorum. Ve devamında da neredeyse yüz yüze 1 kelimeden fazla konuşamıyorum. Ama iş mesaja geçince bahsetmediğim konu kalmıyor kendimce kolaya kaçıyorum yani. Güç bela okul çıkışı bi gezelim tarzı bi şey diyorum ve okul çıkışında okulun önündeki caddeyi 1 tur turluyoruz. Kız benimle konuşabilmek için tuzlasporun galatasarayı elemesi, fenerin beşiktaşı 3-1 yenmesinden vs bile bahsetti ama kızın yüzüne bakmıyorum adeta. Caddenin sonuna gelince de bi tık kaçmış gibi oldum devamı da gelmedi zaten kızla
Reis gece yine kötü gecicek derken, harbi cok güldürdünüz. Eyv. Süpersiniz.
Aşırı iyi kontent bu arada maç olmadığı günler feci sarar
muazzam içerik serinin ve konunun devamı gelmeli
Merhabalar abi.
O zamanlar 16 yaşındayım kıymayı tuzlayıp şişe geçirip burdur şiş diye satanların memleketinde yaşıyorum.(özeleştiridir)
Çok fazla yakın olmadığım bir akrabamın evinde kalma gerginliği var üzerimde. Genelde uyayamam ve sabah 7 olduğu zaman herkesten önce uyanmış olurum.
Bende uyuyamadığım bu gecede dönemin meşhur sosyal medya sitesi facebook'tan kime salça olabilirim diye bakınıyordum.
O dönem karşıma bir kız çıktı bende hemen arkadaşlık isteği gönderip mesaj gönderdim bu kıza. Talihimiz iyiymiş ki at koştu baht yürüdü kızda bana geri dönüş yaptı.
Bütün gece biz bu kızla konuşmaya başladık. Benim az samimi akrabanın evinde kalma gerginliği benden uzaklaştı sabaha kadar felaket aktı muhabbet. Kızın sohbeti
dönemin diğer kızlarına görede feci iyiydi. Benim gecenin sonuna doğru hormanların yerini yüzde 3 ıqum alınca bu kıza şuan nerde yaşadığını sormak aklıma geldi.
Kızda bana Burdurlu olduğunu fakat Ankara'da üniversite hazırlık öğrencisi olduğunu söylemişti.Büyük arıza vardı. Kız hem benden 2 yaş büyüktü hemde misak-i milli sınırları içersinde değildi.Yaşın
verdiği kan kaynama işini sende bilirsin ki abi bir kıza erişebilirlik maximum 2 şehir otobüsüyle gitme uzaklığında olmalıydı.
Ama kızın muhabbetini o kadar çok sevmiştim ki konuşmaya devam ettim. 2 Ay boyunca biz bu kızla aşama aşama konuşmaya devam ettik. Mesajlaşmaların yerini telefon görüşmeleri aldı.
Fotoğraf göndermeler başladı.Kızın yüzü acayip güzeldi.Biz kızla 2 ay boyunca birbirimizi hiç görmeden konuşa konuşa sevgili olmuştuk. O dönemin pembe cıvık romantizmiyle kafka milena ayağıyla kandırıyorduk kendimizi.
Ben bu kızın vizelerinin bitip yurda döneceği tarihi şafak sayar gibi beklemeye başladı. Dönemin teknolojik yapısı el verse senin uçak takip yayınlarını takip eder gibi başkent turizm otobüs yolcuğunu takip ederdim o derecedeyiz.
Kızın artık gelme tarihi çok yaklaşmıştı bizimde meşhur ilk buluşmamıza nerdeyse 1 hafta kalmıştı. Bir gün telefonum çaldı. Kız bana otogara gitmem gerektiğini bilmem kaçıncı peronda bir otobüs olduğunu ve oradan ayşe diye bir kızın inip (ismi salladım abi)
bana bir paket vereceğini onuda o gelene kadar saklamam gerektiğini söyledi. Bende tamam dedim gittim otogara.
Otogar evime çok yakın olduğu için çizgili pjimanın üstüne kemal kılıçdaroğlu gocuğu çekip yürümeye başladım
Otogarın peronların kısmına gidince uzaktan bana doğru bir şey koşmaya başladı. Kartopu gibiydi mesafe kısaldıkça kar topu büyümeye başlayıp çığ oluyordu.
Kocaman bir şey bana sarıldı ve ben 2-3 adım geri gidip sarsıldım. O fotoğraflardaki fecisel güzel kız aşırı kiloluydu.
Yeşil bir parkanın içinde lassa figürü gibi bir şey bana sarılıyordu. Acayip üzüldüm ve ilk kandırılmamı yaşadığım için sinirliydim.
Benim mutsuz ve bezmiş tavırlarımdan rahatsız olan kız ne o mutlu olmadan mı falan diye soruyor ben de kolpadan yok çok mutlu oldum uyku sersemiyim o yüzden diyordum.
Bu kandırıldığı için sinirli olan adam henüz sinirini ve şaşkınlığını atamadan bir salvo daha geldi kızdan. ''Ben bugün sana sürpriz yaptım ailem yarın geleceğimi zannediyor bu gece sizde kalacağım'
Abi o dönem lise 2 öğrencisiyim bunu anneme değil izah etmek teklif bile edemem ama lassa emir kipiyle senden kalacağım diyor.
Ben uzaklaşıp yaklasık 20 dakika süren annemi ikna etme çabalarıyla ve kurallarına uyacağım konusunda sözü aldıktan sonra kızın kalması için onay almıştım.
Biz uzakta olduğumuz 2 aylık süreç boyunca her şeyi konuşup plandığımız için kız trt yayın akışı gibi ne konuştuysak yapıyor.
Biz benim eve doğru yürümeye başlar başlamaz elimi tutmaya başladı. bense bundan acayip rahatsızdım. İçimdeki kandrılma öfkesi kine dönüşüyordu çünkü.
Kız kilolu olmasının yanı sıra uzunda olunca biz benim eve doğru yürürken kızın elinde pazar arabası varmış gibi görünüyordum ben uzaktan.
Benim sessizliğim onun pür neşeli sohbeti eşliğinde yol bitmiş biz eve gelmiştik.
Annemle tanıştılar annem alelacele yemek falan hazırladı buraları kısa kesiyorum.Hikayenin can alıcı kısmına geliyorum.
Bizim evimiz çok küçük ve sobalıydı o dönem.Ve soba sadece bir odada vardı orası da salon ve ben kışın orda uyurdum.
başka bir odada misafir etme ihtimalimiz olmadığımız için biz bu kızla salonda uyuyacaktık.Annem 1001 uyarı eşliğinde bize
yataklarımızı hazırlayıp uyumaya gitti.Bu yine konuşmaya başladı.Artık o sohbetini çok sevdiğim kız yeni bir şey icaat etse gözümün önünde abuk subuk gelecekti.
Her şeyi 2 aylık telefon sürecinde konustugumuz için olay ilk temaslara gelmeye başladı. İlk defa beni öptü dokundu vs buraları da kesiyorum abi.
Biz bu 2 aylık süreçte bu çaylak bir üniversiteli olsa da benden daha yırtık olduğu için bana bazı sorular soruyordu.
Ben buna göre fazla neşet ertaş kalıyordum. Bir gün meşhur telefon konuşmalarımızdan birinde senin ayak fetişin var mı dedi.
Ben fetiş metiş o zaman nedir ne değildir bilmem. Erkekliğe leke sürdürmemek için var demiş bulunduk. Bu benden 2 yıl önde olduğu için nuri bilge filmlerindeki taşradaki çocuk gibi kalıyorum ben
doğal olarakta her şeye olumlu cevap verelimde kız kırılmasın diye evet diyorum.
Konu bizim evde yine oraya geldi. Bu meğer baya ayağın müptelasıymış.Konuyu bilmediğim için artık bir akıl gösterip ben o gün evet dedim ama ne olduğunu bilmiyorum anlatır mısın dedim
Bu da heveskar heveskar başladı anlatmaya. Şöyle de böyle diye gözleri parıl parıl şekilde. O anlatırken ben zihnimde bir şeyleri oturtmaya çalışıyorum. Ve otturttuğum o kısa süre içinde azaplar içindeyim.
Bu hala anlatıyor.Ben artık olayı kavradığımda bi cesaret ayak numarasını sordum bu ''40'' dedi.
K I R K. Ben de boş bulunup benimde 40 falan diyorum.Kendi kafamda o kadar soru dolanıyor ki abi toylugumdan.
Bu kız 6 saat kışın ortasında otobüs yolculuğu çekti 40 numara ayakla geldiğinde herhangi bir şekilde duş falan da almadı.
Feci durumdayım nasıl kurtulurum bu durumundan hesabı yapıyorum.Ayak sevilebilir bir şeydir belki ama 6 saat otobüs yolculuğu çekmiş 40 numaralı ayak bizim
şehrin burdur 58. piyade eğitim alay komutanlığı kara birliğindeki herhangi bir erde de vardır abi o kadar da uzun boylu değil.
Ben kaçamadım ve bu o ayağını çıkarım bana hadi gıdık yap diye uzanmış şekilde dudağımın önüne koydu. G I D I K.
40 numaralı bir ayak için fazla sevecen bir tabir.Bana neler yapmam gerektiğini ayağı dudagımın nerdeyse önündeyken komutlarla tarif ettikten sonra hadi emrini verdi.
Ben ayağa doğru eğilirken içimden dua ediyordum. Allahım nolur bir şey olsun da beni bu gıdıktan kurtar diye.
Ve belki tüm şansımı kullandım ama dileğim kabul olmuştu. 'GÜÜÜÜÜÜM'diye bir ses geldi. Bizim emektar üstünde kocaman Arık yazan soba patlamış ve tütüyordu.
Ben alelacele ayağa kalkıp şunu durdurmam lazım annemde uyanır toparlan istersen deyip lambayı açtım. O gün kırk numara ayağa gıdık yapmaktan beni soba kurtarmıştı.
Teşekkür ederim karagözlüm.. Bu da böyle bir ilk buluşma anımdır
Htalksızlıktan bunu tekrar izliyoruz
hoca yaşıyorum daha fazla utanç veren bir anım yok her anım bu utançla sürüyor
Sene 2012 sonları lise 1 öğrencisiyim. Ergenliğimin en zor dönemlerinden birisini yaşıyordum. Hayatta tek amacım eve gidip cacık yapmak. Artık su faturası mı çok geldi yoksa konu cidden derslerimle mi alakalıydı bilmiyorum ama bizimkiler benim telefonuma ve bilgisayarıma el koymuştu. Derslerimi düzeltmek için atılmış bu adım (bi boka yaramamıştı o zaman orası ayrı hahaha) benim ergenliğime adeta bir bıçak darbesi vurmuştu. Sanal ortamlarda işimi halledememek hayal gücümü arttırmış olsada bir süre sonra bana asla aynı tadı vermemeye başladı.
Kendimce bu duruma bir çözüm bulmalıydım. Bir pazar günü babama gazete aldıktan sonra gazetinin magazin köşesinde "Cimbomun yeni yengesi Yolanthe Cabau" başlığında Sneijder'in karısının boydan bikinili bir fotoğrafını gördüm. Fotoğrafı görmemle yırtmam bir oldu. Fotoğraf elimdeki işimi görecek adam akıllı tek şey olduğu için atamadım.(kıyamadım) İşimi gördüm ve sakladım. Bu işlem birkaç gün böyle devam etti. Taa ki annem zulamı patlatana kadar :D neyse sonraki birkaç gün her baba ve oğul gibi ergenliğe giriş konuşmaları ve ondan birkaç gün sonra en azından kontörlerimi harcayarak dünyanın en yavaş internetinden bi şeylere ulaşabileceğim tuşlu bir telefonda mutabık kaldık.
Bu gençliğimin baharında bana yokluğu öğreten inanılmaz bir deneyim olmuştu. Burdan Sneijder'den ve sevgili ex yenge Yolanthe'den özür diliyorum.
22 yaşındayken babası polis olan bı kız arkadaşım oldu. kız ankara da ben istanbul da yaşıyordum. ankara kızılay meydan da ilk buluşmamızı gerçekleştirdik. yaşlar küçük olduğu için kızın babasının haberi yoktu buluşmamızdan. kız başladı anlatmaya babam bana çok düşkün herşeyi yapabilir erkek arkadaşım olup olmadığını öğrenmek için falan filan dedi. bende içimden ne yapabilir ki en fazla diyip geçiştirdim. taksiyle bahçelievler bölgesine geçerken taksinin önünü sivil çakarlı polis arabası kesti. içinden mesut komser tipli babası indi kızı aldı bana da kızımdan uzak dur sarı çocuk dedi. belinde ki silaha saygıdan dondum kaldım. ankara böyle demek ki dedim sesimi çıkartmadan yürüdüm. sonra bi kaç saat sonra kız yazdı iyimisin diye bende tek bir soru sordum. baban bizi nasıl buldu diye. kız da sakince mobeseden bütün gün bizi izlemiş dedi. babam herşeyi yapabilir diye uyarmıştı oysa ki kız . babayı sosyal medyadan gizlice takip ediyorum trafik polisi olmuş. ölümüne takip edeceğim
La napacan adama 🤣
@@nasyonalist1364 sadece merak benim ki hjashfasf
Puhahahahhahhahahah
Geçtiğimiz sene YHT ile Ankara'dan Bilecik'e yolculuk yapıyorum. Eskişehir semalarında benim gözler yavaştan kaymaya başladı ve Beyaz saçlı seküler görünümlü iki teyzenin oğlum burası bizim yerimiz diyerek dürtmesiyle uyandım. Nasıl yani demeye kalmadan Teyze telefonundan biletini gösterdi. Tam olarak oturduğum koltuk yazıyordu. Mümkün değil bakın diyip kendi biletimi açtım, aynı numara. Kabin görevlisi geldi, bakıyor Allah allah bu nasıl olur dedi, gitti, 2 dakika sonra geldi ve Beyefendi sizin inmiş olmanız gerekiyordu dedi. Önce telaş yapmadım yakınlarda inerim dedim ama camdan dışarı bakınca Eskişehirin bozkırı yerini adapazarının ormanlarına bırakmıştı gergin gergin "ee şimdi nolacak dedim. "Buyrun benimle gelin" dedi ve beni Tren görevlisinin odasına götürdü. Oturdum kadın bildiğimiz sorguya çekiyor. Diyorum ben uyumuşum, Hehe aynen hep öyle diyorlar vs diyerek suçlamacı bi gözle bakıyor. Size cezai işlem uygulayacağız vs dedi. Sonra harbi mallığımdan inemediğimi telaşımdan anlamış olacaklar ki siz kantinde bekleyin dediler. Tren ilk durduğunda da beni indirdiler :D İşin sıkıntı kısmı bu duraktan benim yaşadığım ilçeye ne otobüs var ne bir şey ve saat geç olmaya başlıyordu hiç bilmediğim bi yerdeydim. Telefonun şarjı azalmaya başlamış. Birkaç aktarmayla Otogara oradan Bursa'ya oradan da başka bir yere vs vs derken. Trene yetişmek için kuryenin motoruna binmeye rica ederek başladığım günü uçak hariç neredeyse her vasıtaya binerek, 2.30 saatlik yolu 10 saatte gitme eşekliğiyle kendimi eve attım. Siz siz olun trende ineceğiniz yeri kaçırmayın. Hayırlı yolculuklar
Mükemmel bir yayın ya yıllardır izlediğim en komik htalks yayını oldu hojaaa
Araba sürerken 2 saat boyunca iyi akıyor ağızlara sağlık
Konsept baya iyi hoca çok iyi yayındı ağzınıza sağlık
Yeni formatı görünce orjinalinin eski videolarını izlemeye kaçma keyfi 😂 #sennediyon
şu hez in olayını her gün 1 kere izlemeye geliyorum :DDDDD
sarrrdı devam etsin bu içerik hasan hoja
Hoca GeekYapar'ın Sen Ne Diyon'u geldi aklıma geçmişe döndüm bi
hoca bayıldık içeriğe ağzınıza sağlık
Hocaaa serilere devaaam et
Hocam olurda ikincisi için burada yorum bakarsınız diye buraya yazıyorum utanç anısı
2019'un Ramazan Bayramı'nda, ailecek Bursa'ya amcamlara gitmiştik. İki kuzenim, amcam ve yengem var; aile olarak bu dört kişi ve bizde dört kişi, toplamda sekiz kişiydik evde. Bayramın son günü, Uludağ'da piknik yapma planı yapıldı ve kesinleşti. Ancak şöyle bir sorun vardı: Evde sekiz kişi var ama sadece tek araba var ve araba yedi kişi ancak alıyordu. Dolayısıyla bana yer kalmadı ve ben de pek gitme meraklısı değildim. Onları sabah saat sekiz gibi uğurladım ve geri uyumaya çalıştım; ancak uyku tutmadı. O dönemlerde bir kız arkadaşım vardı ve kendisi de Bursa'da yaşıyordu. Ben de onu arayıp birlikte bir şeyler yapalım diye bir teklifte bulundum. O da özlemiş olacak ki "tamam" dedi. Planımız, onun gelip beni alması ve birlikte Nilüfer'deki onun evine gitmemizdi. Ben pek bilmediğim için o zamanlar o beni gelip amcamların evinden alacaktı. Sonra saat on bir gibi geldi ve ben henüz hazırlanmamıştım. O da "Yukarı gelip bekleyeyim" dedi. Ben de "Olur tabii" dedim; ne de olsa beş dakikada hazırlanırım diye düşündüm. O eve girdi ve salonda oturmaya başladı. Sonra ben hazırlığımı bitirdim, duşumu falan aldım ama hava sıcak olduğu için kurutmadım saçımı, sadece arkaya taradım ve tekrar salona onun yanına "Ben hazırım" demek için gitmek üzereyken kapı zili çaldı. Ben önce ihtimal vermediğim için "Komşu falandır" diye düşündüm ve otomatik kapıyı açtım. Sonra merdivende kuzenim ve yengemin sesini duyduğumda kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. Saklamaya çalışsam olmaz, saklamasam olmaz, ne bok yicemi düşünürken onlar eve geldiler. Kuzenim yüzümün halini görüp "Noldu kuzen, hayalet görmüş gibisin" dedi. Ben bir şey diyemeden sadece bakıyordum. Sonra ağzımdan yarım yamalak "Sizin burada ne işiniz var, gitmediniz mi?" diye sordum ama sesim inanılmaz titriyordu. Onlar da birkaç eşyayı unuttuklarını ve onları almak için döndüklerini söyledi. Ben de kafamı sallayıp içeri geçtim ve kız arkadaşıma kaş göz işaretiyle yakalandığımızı belli etmeye çalıştım. O da anladığı an suratı kireç gibi oldu. Yengem ve kuzenim içeri girdiğinde şok olmuş şekilde bize baktılar bir kaç saniye. Hayatımın en uzun süren saniyeleriydi ve kafamda binlerce senaryo geçiyordu; ne söylesem inanırlar diye. Ben de en doğrusunun doğruyu söylemek olduğuna karar verdim ve "Kız arkadaşımla dışarı çıkacaktık ve ben yolları bilmediğim için beni almaya geldi" dedim. Ama saçımın ıslak olması nedeniyle sanırım onlara inandırıcı gelmedi. Yengemin kızdığını gözleri ile belli etmkuzene "Biz de şimdi çıkıyorduk" dedim ve kız arkadaşıma "Hadi çıkalım" dedim ve apar topar evden dışarı çıktık ve hızlı adımlarla metro durağına gittik. Birkaç saniye sessizce birbirimize baktık ve ardından ikimiz de kahkaha atmaya başladık. Durakta bulunan insanlar bize "Bu mallar neye gülüyor?" diye göz diktiler ama bizim gözlerimizden yaşlar geliyordu. İkimizin de suratı bembeyazdı ve bu bize o an çok komik gelmişti. Sonra zar zor gülmeyi bırakıp metroya binip planımızı gerçekleştirmek üzere Nilüfer'e gittik.
halen düşününce önce yerin dibine giriyorum sonra gülüp geçiyorum. ve yıl 2024 kuzenim gerçekten sadece beni almaya geldiğini biliyor ancak yengem o günden beri evine beni almıyor çünkü eve kızı attığımı düşünüyor.
Neredeyse her saniyesinde güldüğüm bir içerik oldu heleki tabure kırılma tuvalet konusu çok yarıldım nadiren yorum yazarım sırf daha çok gelsin bu içerik diye destek için yazıyorum hevesle 2. Videoyu bekliyorum sevgilerle
Üniversite 1. sınıfım. Şehir dışında okuyorum, ilk defa aile evinden çıkmışım. Yurtta kalıyorum o dönemler. Bizim yurdun orada da bir üst geçit var. Neyse bir gün okula giderken o üst geçitten geçtim ve tam merdivenlerden inerken bir kızla göz göze geldim, yaklaşık 4-5 saniye kesintisiz, göz kaçırmasız bir bakışma oldu. Bu göz göze gelmek için çok uzun bir süre. Neyse ben çok etkilendim bu kızı bulmam lazım ne yapsam ne yapsam diye düşünürken bizim üniversitenin itiraf sitesi vardı oraya kızı, gördüğüm yeri, günü saati tarifleyerek yazdım. Kız 1 hafta sonra yanıt verdi ve biz buluşmak için sözleştik. Ama itiraf sitesinde ne telefon, ne mail, ne sosyal medya hicbir sey paylaşmak yasak, mesaj moderatörden geçip yayınlanıyor. Neyse biz ilkel olarak şu saatte şurada diye anlaştık sadece. Ben çok sevincliyim tabi. Buluşma günü gittim beklemeye başladım. Biraz sonra bir kız bana doğru gelmeye başladı, yaklaşıyor ama o gördüğüm kız değil. Heralde bir sey soracak falan dedim. Sonra kız geldi durdu yanımda itiraftan yazan sen misin dedi evet dedim sonra dedi ki ben de cevap veren kişiyim ama sonradan düşündüm o gün değil bir sonraki gün geçmişim oradan yani aradığın kişinin ben olmadığımı biliyorum. Valla ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemedim ama ayıp olmasın diye tabi bir çay içelim istersen diyip kafeye gittik. Kız da güzel bir kız sohbeti de sardı, daha sonra belirttiğine göre beni de beğenmiş. Biz bir süre flört olarak takıldık ama sonra olmadı o iş. Velhasıl şimdi dünya güzeli biriyle evliyim ama üniversite yıllarında komik flört/date anısını diyince hiç aklımdan çıkmaz bu anı 😅
17 yaşındaydım instadan bi kızla takipleşmiştik o dönem snapchat yeni çıkmıştı ve herkes ordan filtrelerle foto çekip instaya atıyordu. Herneyse kız inanılmaz iyi görünüyordu fotoğraflarda çok etkilenmiştim kızdan. Neyse kıza yazayım dedim hemen o da karşılık verdi bir süre sonra buluşmaya karar verdik. O zamanlar kilolu bir çocuktum (hâla öyleyim) asla aşağılamak için demiyorum ama gözüm hep inanılmaz iyi fiziğe sahip kızlara kayıyordu kiloluluğun ne olduğunu bildiğim için. Buluşma günü geldi mekana geçtim arkadaşlarla, onlar başka bir masada uzaktan beni izliyorlardı buluşma nasıl geçecek vs. Diye. Biraz bekledim kız geldi merhaba dedi ben pardon dedim ama cidden başka biriydi bu o fotoğraflarda gördüğüm kız değildi. Pardon dememe biraz bozulmuş olsa gerek o da pardon? Dedi ben direkt anladım olayı. Aaaa pardon duygu diyip ayağa kalktım elimi uzattım ama dünyam yıkılmıştı çünkü kız aşırı kilolu ve asla o fotoğraflardaki yüz yapısına sahip değildi. Kız durmadan konu açıyor konuşmaya çalışıyor benim gözüm bir kaç masa ötedeki arkadaşlarımda hepsi gülme krizine girmiş benimle taşak geçişlerini izliyordum. Kız birde sanki aşırı normal bir şeymiş gibi ilk buluşmadasın ne alaka yani? 2 kişilik koca kızartma tabağı söyledi ben galiba ortaya söyledi zannettim ama yok kız aldı tabağı önüne ve iğrenç bir şekide ketçabı ve mayonezi sıkıp çatalsız bir şekilde elleriyle yedi. O günden sonra kızın mesajlarına geri dönmemiştim ve kendimi kötü hissettmiştim.
Kızartma tabağı kısmında patladım asdfghjkllşhjl
İlk buluşma:
Eski sevgilim ilk sevgilimleyken beni beğendi (kronolojik hata okuyunca açıklanıyor)
Lise 3e geçtim yaz tatilindeyim. Derslerim de küçüklükten beri iyidir. İneklik var, kızlarla tek iletişim soru çözmekti. Neyse facebooktan rastgele eklenen kisilerden tanimadigim bjr kiz yazdi. "naber konuşalım mi xd" gibi. Yil 2014 yaz ayı ramazandı. Ben de teravihten çıktım yanımdaki arkadasima bu mesaji gösterdim. O bana cesaret verdi yaz kan konuşalım dedi. Yurtta kalıyoruz bu arada. Neyse mesengerdan sesli aradik ve karşı tarafın %100 taştaş goygoy muhabbetinde olduğunu anladim. Benim de icim rahatlamisti. Arayan kızın İsmi Yaren. Yaninda da baska kiz var onu da benim arkadasa ayarladik sahura kadar konuşuyoruz. Böyle baya konuştuktan sonra iş buluşmaya geldi kızlar kolpa attı. Bu arada bu kızların arkadaşlarıyla da konuştuk. Yaren Aradiğinda genelde yanlarında hep kiz olurdu. Belli ki işletme vs icin ariyolqr ama benim de işime geliyor yurtta vakit geçiyor. Konuşurken arkadan bir kiz çok güldü ona versene telefonu dedim o da Yaren2. Neyse işte bu kızla da ekleştik. Ve Yaren2 ile daha samimi düzgün konuştuk. Bana bu kızların yaşını vs ifşaladi. Bizden 2 yas küçük demiskerdi bizle yaşıt çıktı. Neyse iste benim bu arayan Yarenle konuşma kesildi. Yaren2 ile ilk kez bulusacaz ve flort dönemi var fakat acilma yok. Kiz dersane çıkışına ayarladık görüştük sarıldık oturduk. 5 dk sonra ayrıldık. Ve kiz bana sunu dedi. Seni arayan Yaren buluştuğun çocuk kimdi çok yakışıklı kanka vs diye sormuşlar. O zamanlar cok foto olmadığı için tanimamislar. Bu mesaji alınca büyük bir acabaya düştüm. Beni arayan kiz beni mesajda boklamisti ama reelde begendiğini söyledi. Acayip gtum kalkmisti iyi ki hata yapmamışim ve beni beni arayan kıza geri döndüm
26:49 anca öyle hikayelerde kızlar bahadıra kaçsın bir Bahadır olarak hayat zor
baba bu icerik manyak sardi ya yemek yerken fena gidiyo
Hasan abi, bu kadar bicak sirti bir konuyu bu kadar geyigi yuksek halde yapmak senin basarin oldugu kadar mod ekibinin sahane yonetimi oldu bence😊 buradan devem🎉🎉
20'li yaşlarda çalıştığım bir prodüksiyon şirketinde amerikalı bir kadına baya tutulmuştum. Kızla iş esnasında konuşuyoruz ediyoruz evimize falanda gelmiştik adını koymasak da birnevi iş arkadaşı ayağına çıkıyorduk. Neyse çekim yapmak için arabalarla bir yere gittik çekim yaptığımız yerler full ormanlık genelde oralarda iş yapıyorduk. Arabadan eşyaları indirdik işte ışık kameralar falan oyuncular için makyaj yapıldığı sırada bizim için bir boşluk oluyordu ben 5 dakikalık kimseye söylemeden ormanlığın içine tuvalet için gitmiştim. Giderken yağmur yağmaya başladı. Baya tuvaletim gelmiş arkası yanıyor neyseki yaptım yapraklara siliyoruz artık peçete de yok yanımızda dışkının üstünü yapraklarla kapatıyoruz. ardından eşofmanımı tam giydim Amerikalı çıktığımız kız yanıma geldi öpüşcek sandım dibime tam girerken ayağıyla dışkıya bastı VICIK diye bir ses geldi o zaman rezalet bir durumdu benim için sonra çekim yapmaua gittik ama kız bana hep sinirli sinirli bakıyordu tüm anı mahvetmiştim. Kızla beraber birkaç ay geçirdik sonra başka nedenlerle ayrılmıştık kızla da bir daha görüşmedim
Hoca güzel yayın seviliyosun👍
benzinlikten benzin alma hikayesinde gülmekten öldüm
lütfen bundan sonra her hikayeyi okuduktan sonra hikayeye uygun baslık da bulun
Hoca sene 2017. İlkokul sevdam yıllar sonra sosyal medyada tesadüf önüme çıktı. Merhaba nasılsınlar falan derken iki eski arkadaş olarak görüşmeye başladık. Ula baktım arkadaşlık falan değil bu, ilkokula geri döndük birden. Ben ya açılacağım ve olumsuz cevap alıp yolları ayıracağız bir daha görüşemeyeceğiz ya da arkadaş olarak yola devam edeceğiz. Açılmaya karar verdim ve güzel bir paragraf mesaj gönderdim. Gelen cevap: Ya çok iyi birisin çok güzel vakit geçiriyoruz ama hazır mıyım değil miyim bilmiyorum seni üzmek istemiyorum falan filan falan filan falan filan (Mehmet abiye selamlar) Aha dedim buraya kadarmış ciao. 2 hafta sonra aradı, hiç konuşmuyorsun mesaj arama yok diyor. Diyeceğimi dedim daha bu saatten sonra arayıp mesaj atıp ne dememi bekliyorsun falan ondan sonra konuşma yok. Aradan birkaç hafta daha geçti, kadıköyde vapurdan inmişim, final dönemleri olduğu için Beşiktaş iskelesinin karşısındaki kütüphanede ders çalışmaya gideceğim. Kütüphanedeki sistem: Girişte kart veriyorsun görevli ona göre masa numarası veriyor. Nadir verilen üst katlardaki masalardan birinin numarasını verdi adam. Çıktım yukarı masaya oturdum kafayı bi kaldırdım tam karşıda bizimki. İlk tepki: Yuh sen beni mi takip ediyosun. Olayın şokunu atlatamadan sapık olmadığımıza inandırmaya çalıştık kendimizi. Kütüphanede İdare Hukuku çalışıyorum sözde ama cümlelerin boş boş altını çiziyorum halbuki. Kütüphanede sigara içmeye çıktım, o da geldi. Napıyorsun nasılsın falan kahve içmeye gidelim dedik ve iki arkadaş şekli oturduk o akşam. Kuzenime anlattım, lan olum sen herif misin mesajı atmışsın cevap alamamışsın bi de arkadaş gibi mi oturdun sen şöylesin sen böylesin verdi gazı bize. Hemen aradım bizimkini yarın işin var mı yok mu? Finaller var işte ders çalışmam lazım ne kadar bir vakit diyor. Bizim cevap: vereceğin cevaba göre vaktin uzunluğu değişir ayarla sen bi vakit yine ders çalışırsın bişey olmaz. Oturduk bi yere, dedim bana kaçamak cevap verdin ne evet ne hayır. E iyiyim madem neden evet değil? Bu masadan ya evet ya da hayır diye kalkacağız ben arkadaş olarak kalabilecek bir durumda değilim dedim ve evet cevabı ile kalktık o gün. :) Sene 2024, 7 sene olmuş neredeyse. First date contenti olmasa da tesadüf ve mucizelere dayalı hikayemi paylaşmak istedim, seviliyorsun hoca.
2016, üniversite 1. sınıftaydım, ufaktan birbirimizden hoşlandığımız, işte mesajlar, aramalar falan bi kız var. Ben de bir gün dışarda görüşme teklif ettim, kız kabul etti, o gün geldi ve bi kafede buluştuk, o zamanlar çok popülerdi her yer makarnacıydı, bizim gittiğimiz mekan da bunlardan biriydi, oturuyoruz muhabbet güzel falan, ben bilmem ne soslu tuhaf makarnanın sosunu beyaz tişörtüme kondurdum, tam göbek deliği kısmında yeşil sarı gibi bi leke, vah tüh ıslak mendille sileyim derken lekeyi daha da yaydım, ben, ulan şansa bak ilk buluşma, beyaz tshirt, bi de lekeyi iyice büyüttüm diye içimden düşünürken kız üzüldüğü belli olarak ya neyse, nolacak falan diyip beni rahatlatmaya çalıştı. Bu mekandan çıkarken ben ısrar ettim hesabı ödedim, kız da ben de kahve alayım o zaman dedi, ben de demek ki kız için iyi gidiyo buluşma diye düşündüm, sevindim, bu kez de yakınlarda bi kafeye oturduk, ben lekeli tişörtümle kızla gezmeye devam ediyorum bu arada, neyse birer soğuk kahve aldık, ben pipeti ağzıma götürmek için bardağı yaklaştırırken bardağı azıcık eğmişim, daha ilk yudumum bu arada, aldığım kahvenin plastik bardağının kapağı tam kapanmamış meğer, o aradan foşuurt diye baya bi kahve yine benim beyaz tişörte döküldü, ben yine içimden kendime küfrediyorum, bu sefer kız da saldı artık, bizim muhabbet bro muhabbetine döndü 5dk sonra da kalkıp gittik, bi daha da görüşmedik, eve yeşil, sarı, kahverengi renklerle serbest sanat tablosu gibi gittim😂
Açamadan Solan Çiçek
Hikayemiz 2010 yılında Bursa'da geçiyor ve o zaman 5. sınıfa gidiyorum. Bir gün mahallede arkadaşlarla otururken Fatih isminde yakın bir arkadaşım yanıma gelerek "Aga benim manitanın yakın arkadaşı sevgilisinden yeni ayrılmış, istersen sana ayarlayalım, ne dersin?" dedi. Bende olur dedim ve bizi okulda tanıştırdılar. Biz yaklaşık 1 ay sadece okulda görüştük(Çünkü kız okuldan uzakta oturuyordu, zil çalar çalmaz otobüse yetişip direkt eve gidiyordu). Neyse gel zaman git zaman yakın arkadaşım Fatih "aga hep beraber dışarıda buluşalım mı ne dersin? dedi ve bende "olur aga" dedim ve Cumartesi günü yanlış hatırlamıyorsam 14:00'da Mimar Sinan isimli parkın bir yerinde buluşacaktık(net saat ve konum veriyorum çünkü o zaman hiç birimizde telefon olmadığı için o dönem sadece Facebook'tan iletişim kuruyoruz). Normalde beraber gideceğim arkadaşım Fatih "Kanka biz biraz geç gelicez, sen tek git orada buluşuruz" yazdı ve bende tamam dedim. Cumartesi günü geldi çattı. Kalktım ve kırmızı tonlarında kareli bir gömlek giyip, 10 yaşında bir çocuk olarak babamın parfümünü sıkıp dışarı çıktım. Geç kalma ihtimalini 0'a düşürmek için yürüme yarım saatlik mesafede olan yere 1-1.5 saat erken çıkarak yola koyuldum. yolda giderken tamda sürekli takıldığım internet kafenin önünden geçerken "dur lan içerde arkadaşlar varsa manitanın yanına gidiyorum diyip" hava atayım dedim. İçerde masaları gezerken o dönem beraber Pvp sunucuda Knight Online oynadığım arkadaşımı gördüm ve "naber lan nabıyon?" dedim. O da "Otur lan hemen event başlıyor dedi ve yanındaki masayı açtırarak oyuna giriş yaptım. Oyuna girdiğimizde bilenler bilir Lunar War isimli bir event var ve yanlış hatırlamıyorsam bu event 45-60 dakika falan sürüyordu. Ama bizim girdiğimiz event 2 saate yakın sürdü ve event geç bittiği için diğer bir event başladı. O etkinlikte bitince bende masadan kalktım, hesabı ödemeye gittim ve dışarı çıktım. Dışarı çıktığımda havanın kararmaya başladığını görünce "Ben ne yaptım lan?" diyerek nasıl bir salaklık yaptığımın farkına vardım. Oturdum bir köşeye ve nasıl bir yalan söyleyebilirim diye düşünmeye başladım. Yalanı bulana kadar hava zifiri karanlık olmuştu ve bundan dolayı da bende eve gittim. Eve gidince Facebook'a girerek kıza yalan söyleyip özür dileyecektim ki ne göreyim? Kızdan 2 tane mesaj var. Birisi destan kadar uzun diğeri ise basit bir kamyon arkası yazısı kadar kısa. Birinci mesajda tüm dini ve milli değerlerime hakaret ederken, ikinci mesajda "sen anca oyun oyna şerefsiz" diye bir mesaj vardı. 2. mesaja "Nasıl LAN?" diye düşünmekten, 1. mesajdaki hakaretlerin tamamını unuttum. Nasıl olabilir lan böyle bir şey, nereden biliyor oyun oynadığımı diye düşünürken bir anda Flashback yaşayarak İnternet kafede masanın hesabını ödeme anına geldim. Hesabı ödemek için verdiğim paranın paranın üstünü beklerken etrafıma baktığımda Masa 1'de kızın eski sevgilisini gördüm ve o an jeton düştü. Ertesi gün internet kafeye gidip çocuğu buldum ve sen mi söyledin diye sordum. Çocukta evet ben söyledim dedi. Sonrasında hiç bir olay yaşanmadan götümü dönerek evime geri gittim. Bu da benim Açamadan Solan Çiçeğimin hikayesi.
İçerik çok iyiydi hoca çok iyi geldi bünyeye sağ olun var olun hepiniz çok güldüm sayenizde.
Sen ne diyon hiç beklenmedik bir anda hiç beklenmedik bir kanalda geri döndü
aradigim yorum
selamlar hocalarıma..odtü hazırlıkta ilk yılım, sınıfta da 3 aydır falan platonik takıldığım biri var, kısa boylu baya tatlı bi kız 2 yaş küçük benden. Konuşmaya çalışıyorum her seferinde bi şekilde başından savıyo. Okulun futsal takımında oynuyodu, ben de okulda maçının olduğu bir günü denk getirip izlemek istediğimi söyledim. Biraz mırın kırından sonra ikna oldu fakat maçta 1 dk flan süre aldı ve baya uzun sürdü. Maç çıkışında yanına gittim o gün ekti ama sonrası için kızın mahcupluğunu kullanıp söz aldım ve 1 hafta sonrasında buluştuk. Kantinde siparişleri verip şuraya oturalım dedim hava da atıyorum ben buraya çok geldim falan diye. Oturduk ve ben arkama yaslandığım gibi geri düştüm, yandaki çift, yemek yemeye gelen arkadaş grupları iince ince gülüyo kız gülecek gülemiyo. o an acayip kasılmıştım zten 10 saniiye falan dondum, yerde tuco salamanca nın sakat amcası gibi hiçbir şey yapmadan. Beni yerden kaldırdı iyi misiın falan ama karizma adına hiçbir şey kalmadı ,yemekleri yiyip dağıldık utançtan bir şey de konuşamadım doğru düzgün. O sandalyenin bi ayağı kısaymış bu arada sonrasında kızla da bu olaydan 1 sene sonra yaz okulunda sevgili olduk. 2 cm liik bir sandalye ayak kısalığı 1 sene geciikmeye neden oldu :)
Vize öncesi gülmekten karın ağrıtan bir yayın oldu
Hoca sonraki haftaya bi paranormal patlatsan efsane olur
taharet musluğundaki feedback muhabbetine ölücem şimdi yanımda annem uyuyyor sesli de gülemiyorum. mükemmel bir anı ya skdkcdkvfkvkfdmcvmdevmfsköcdkvöfkvsömcdfhssjfsofhfogvhm
Üniversiteyi yeni bitirdiğim dönemler hem işsizim, hem o sırada sevgilim yok hem de sosyal çevrem olmadığı için sevgili yapma ihtimalim de çok düşük. Bir gün bir arkadaşım beni sevgilisinin bir arkadaşıyla tanıştıracağını söyledi ben de fenalarda olduğum için hemen kabul ettim. Kızla ilk buluşmamıza jest olsun diye balon almıştım meğer kızın en sevdiği şey balonmuş benim haberim yoktu o sırada. Kızla oturduk bir kafede balondan dolayı çok mutlu olmuş sürekli gülümsüyor, ben ise kızın fazla kilolarını kafamda olumlamaya çalışıyorum. Sohbet muhabbet ederken benim eve gidelim sana makarna yapayım dedi, benim zaten libidom tavan kabul etmeme ihtimalim yok bu teklifi. Olur ben de çok açtım zaten dedim. Evine gittik kız spagetti yapmaya başladı ama bir tencere yaptı. Daha sonra koca iki tabağa makarna koydu sürahi gibi bardaklara da kola koydu. Yemeğe başladık ama ben hayatımda daha rezil bir yemek yeme şekli görmedim, ağzının kenarlarından yağlı salça akıyor kolayı hüpleterek içiyordu. Midem bulandı çok fena, kıza ben doydum diyip televizyonun karşısına geçtim, kız o sırada yemeye devam etti yanıma 10dk sonra geldi. Yanıma oturup başını omzuma filan koydu o sırada nefesini tam boynumda hissederken hayvan gibi geğirdi suratıma doğru. Ben artık dayanamadım acil bir işim çıktı diyip evden çıkmaya çalıştım evin içinde kovaladı beni, sanırım o benden de kötü durumdaymış. Zar zor kendimi sokağa attım uzun süre makarna yiyemedim.
İlk buluşma hikayem: Üniversite son sınıfta, alt dönem derslerinden birinin, sınavına girdim. Çıkışında bi alt dönemden, Azerbaycan Türk'ü (Azerileri denmesine kızıyorlar) bi kızla muhabbet kurdum. Ders notu bahanesiyle numarasını aldım, vize haftası boyunca harbiden not alışverişinde bulunduk. Sınavlar biddikten sonra kıza buluşma teklif ettim, müsait olduğu bir güne randevulaştık. Ben o sırada kısmi zamanlı olarak, Üniversite'nin bilgi işlem bölümünde çalışıyordum. Kızla akşam 6 da buluşacakdık, 4 te işten çıktım, okulun kafesinde 1 saat takılır, buluşacağımız yere geçerim diye kafada kuruyodum. Saat 5 e yaklaştı, yavaştan kafeden çıkıp minübüse yürürken, bilgi işlemden bir abi; "merkeze gidiyosan bırakayım" dedi. Ben de kabul ettim ve kabus orda başladı. Arabaya bindik giderken, abinin telefonu çaldı. Bir süre konuşduktan sonra bana dönüp; işin varmı Haluk, 2 dkk dolap indiricez dedi. Ben; abi arkadaşımla buluşucam falan dedim. Abi; o da gelsin, daha hızlı indiririz dedi. Abi buluşacağım arkadaş erkek değil diyince. Tamam sıkıntı yok o zaman, dolabı taşıyalım ben seni yetiştiricem dedi. İstemeye istemeye kabul ettim. Gittik, dolabı 3. Kattan indirdik, üstüm başım toz toprak oldu, abinin annesi ıslak mendil falan verdi ama nafile. Terlemişim bide leş gibiyim, bindik arabaya, abi beni bıraktı. Yolda sürekli kız arıyo, buluşmayada geç kaldım, kız yarım saat beni bekledi. Neyse gittim birer çay içtik, orda öğrendim ki, kız bi arkadaşımın da kardeşiymiş. Ordanda eksi yazdı. Kızı buluşmadan sonra yurduna bıraktım ve bir daha da konuşmadık.
kola içerken biraz heyecan, biraz da salaklık yüzünden pipete hava vermek kolanın taşması ve masayı batirmasi 😅
O zamanlar ilkokul sondaydım sene sonu mezuniyet için sınıfça 1-2 gün otelde kalınacaktı havuza arkadaşlarımla girdiğimde karnımda hafif bir ağrı vardı ama umursamayıp oynamaya devam ediyordum belli bir süre sonra karnımdaki ağrı giderek arttı ve tuvalete acilen gitmem gerektiğini anneme söyledim fakat oda uzakta kaldığı için bir arkadaşının annesinden rica ettik ve beraber onların odaya doğru yol aldık merdivenleri çıkarken ben dayanamdım ve isal bir şekilde boklar paçalarımdan akmaya başladı odaya tam girerken yolda biraz sıçtığım için rahatlamıştım ancak tam tuvalet ve salon arasında osurunca kadının odasınada sıçmış oldum sonra hemen tuvalette oturdum ama 2-3 sifonluk sıçtıktan sonra sifon çekmemeye başladı ve mecburen odadaki küvete sıçmaya devam ettim annem ve ben baya utanmıştık arada odasını veren kadını hala görüyorum.
Öncelikle Hasan reise ve ekibine koca bir selam ve cansınız❤. Umarım bu anlattıklarım yayında okunur ve bazıları için ufak bir tavsiye niteliğinde olması dileğiyle 🙏
Uyarı: Aslında benim hikayem bir ilk buluşma değil, bir açılma hikayesi.
12. sınıfta okulu açık lisede okuyordum ve üni sınavı için dershaneye gidiyordum, ortak arkadaşlar vasıtası ile tanıştığım ve ondan hoşlandığım bir kız vardı. Bu kız ile arkadaş ortamı vasıtasıyla birçok kez aynı ortamda bulundum. Onunla vakit geçirmek, konuşmak iyi geliyordu. Bazen ona mesaj atmak, instagram hikayelerine bakmak bile çok güzeldi. Dershane mezuniyetten önce bir piknik düzenlemeye karar vermişti ve bende en azından belki daha fazla samimileşeceğimizi düşündüm. Ve o gün geldi çattı. Dershane sınıflara göre öğrencileri otobüse bindiriyordu. Onunla aynı otobüste olmamak bile şansızlıktı benim için ama onunla orada tekrar görüşebilirdim, hâlâ onunla geçirebileceğim çok vakit vardı. Ve istediğim gibi de onunla vakit geçirdim. Belki başbaşa değildik ama onunla çok kez sohbet ettim. O gün çimlerde birlikte otururken benim dizime uzandı ve yattı. Telefona bakıyordu ve benimle konuşuyordu. Bana kendisinin eski instagram hikayelerini göstermek istedi ama şansızlık mı bilmiyorum internet çekmedi veya o anda instagram düzgün çalışmadı ve bana gösteremedi. Sonra o ortam biraz dağıldı ve dershanenin birkaç etkinlik düzenleyeceğiz saçmalığıyla oradan ayrılmak zorunda kaldık.O gün akşam benimle o gün çekindiği bir fotoğrafı paylaşmıştı ve beni de etiketlemişti.Belkide onun hoşlandığı bir çocuk vardı veya halihazırda flört ettiği biri vardı bilmiyorum ama fotoğrafı 5 dakika içinde silmişti.Bu konu hakkında düşündüm,evet belki bir konuştuğu olabilirdi ama bazen sevginin kör ettiği durumlar olduğu için bile bile lades oynadım.Aramız normaldi,aynı şekildeydi. Hatırlamıyorum ne kadar süre sonra ama ya 1 hafta ya da 2 hafta sonra onun doğum günüydü. Ona bir mektup hazırladım, onun seveceği bir hediye aldım ve zarfı biraz süsledim ve içine tek bir dal papatya koydum. O gün gelip çatmıştı, dershanenin terasında arkadaşları ile toplanmış ona bir pasta kesiyorlardı ve kutluyolardı. Aslında çağrılmamıştım, herhangi birinden özel bir davet almamıştım. Ama okuldan yakın bir arkadaşımda benimle aynı dershanedeydi ve onun cesaretlendirmesiyle onun yanlarına gittim. Öncelikle onun doğum gününü kutladım, ona hediyesini verdim ve o da bana normal bir şekilde sarıldı. Mektubu o anda açıp, okumadı sadece hediyemi açtı ve teşekkür etti. Ve... o günden sonra hiçbir şey olmadı, aramız bozulmadı, aramız daha iyi olmadı. Mektubum hakkında tek bir kelime dahi etmedi. Sessiz sedasız reddedilmiştim😅.
Bunları yazarken aslında o an şöyle yapsaydım veya bu anda böyle yapsaydım bir şey değişir miydi diyorum. Ama iş işten geçti. Zaman bizi geriyede götürebiliyor, ileriyede. Ama tek bir gerçek var "biz zamanı geri götüremiyoruz". Bu yüzden bu olayı normal bir şekilde kapattım ve hayatıma devam ettim. Şuan Allah'a şükür tatlı ve güzel bir kız arkadaşım var. Hayat bazen beklenmedik bir anda süprizler ile çıkabiliyor, lütfen bunu unutmayın ve hiçbir zaman vazgeçmeyin... 🙏❤🙌
3-4 yıl önceydi, pandemi zamanı. ben de tıp okuyorum inek adamım, okul yok, şehir dışından eve gelip tıkılmışız. çıldırmaca yani. 19 yaşında dışarda fink atmam gerekiyorken tavanı seyredip kendimi üzüyorum. liseden çok sevdiğim yakın olduğum N. diye dişi bir arkadaşım vardı. dişi diyorsam da işte anla hoca hoş bir kız yani. ben ufaktan yanıktım ama olmaz diye ertelemişim.
tavanı izlediğim bir gün hatun kişi aklıma düştü. unuturum diye iki hafta yazmadım ama aklımdan çıkmadı. lan dedim hırbo, kaybedecek neyin var, yaz. yazdım, bir iki gün muhabbet uzadı. sonra da bir akşam discorda girdik. 3-4 saat muhabbet döndü, dolaştı "kız güzel miydi ben yakışıklı mıydım"a bağlandı hoca. içim kıpır kıpır, hiç kız arkadaşım da olmamış daha önce. allah yürü ya kulum dedi, yürüdüm. "N. ben seni çok beğeniyorum yemeğe çıkalım senle sokağa çıkma yasağı olmadığı gün." dedim. kız çok istekli bir şekilde evet dedi ama bende öyle böyle bir neşe yok. sevinçten altına sıçmak ama aile evinde bağıramadığın için enerjini yumruğunu sıkarak tutmaya çalışmak hoplamak zıplamak parende atıp amuda kalkmak vs işte.
ayarladığımız günün gecesi geldiğinde uyuyamadım heyecandan. sabah erken buluşacağız evlerinin orda bir parkta, yaz günü hava ısınmasın hani. yemek işini de çay poğaça park kahvaltısı gibi tanzim edelim dedik. sabaha karşı gömlek pantolon ütüledim, jilet gibi bir traş, ayakkabılar gıcır, çıktım yola. buluştuk.
maskeyi indire kaldıra hüp diye çay içmeler yarı utangaç tebessümler falan. kız poğaça yapmış, kek yapmış kıps kıps akıyor. yerde gözüme bir şey ilişti. çaktırmadan bankın ucundan yere uzanıp aldım, çakma şirin bir yüzük. "o ne" dedi. gazı köklemişim ben kafada, aldım taktım parmağına yüzüğü. utandı sevindi fotoğraf çekti falan ne tatlı anlardı ya. buraya kadar tatlıydı en azından...
meğer kız çok iyi arkadaştık diye discordda hayır demek istememiş, yüz yüze reddedeyim demiş. uykusuzum, kaç gündür hayalini kurmuşum... "sen harika bir insansın ama bizden olmaz, ilişki için hazır hissetmiyorum kendimi" falan cümleleri gelince benim göz karardı. yüzüğü bari geri ver dedim. yüzüğü de vermedi. sinirden ve hayal kırıklığından kafamı oynattığımı sandım. bu da yetmiyormuş gibi metroya yürürken geçtiğim üst geçidin alt tarafında bir adamı işerken gördüm, yukarıdan. insanın hiç beklemediği anda gözüne çarpan cinsel organ başka bir deneyimmiş abi.
bu benim en garip first date anımdı. eve dönünce uyumaya çalıştım ama her 10 dakikada bir korkuyla uykudan sıçramıştım. gönül işleri çok tehlikeli işler abi. bu kızdan sonra da kısmetim açıldı biraz diye düşünüp çabaladım biraz. ertesi sene yapabildiğim ilk kız arkadaşım benden önce hoşlandığı çocuğa kaçtı. 3 yıl içinde en az 2 düzine kadından olmadık anlarda friendzone yedim. depresyona girdim, okulum uzadı.
sonra ne oldu abi, hiçbir şey. şimdi çok mutlu bir ilişkim var, kadınlar da eskisi kadar kötü davranmıyor, beğenildiğimi hissediyorum. bizden küçük kardeşler varsa moral bozmasınlar, ne kadar düşersen düş, şans işi. kendini istatistik olarak dengeleyip bir gün elbet 50-50'ye getiriyor hayat seni iyi-kötü deneyim olarak.
hilmi turan emirle uwufufu bekliyoruz hasan abi. seviliyorsun.
Üniversite 2'de uzun dönemli ilişkimin çıkışında bir süre kendime bakmaktan vazgeçmiştim. Birkaç ay içinde çok kilo aldım bu süre zarfında Instagram profil fotoğrafı hoşuma giden bir kıza takip attım. Pusuda yatarken bir hikaye attı. Anında mesaj attım ve halihazırda vize dönemi içindeyken 2 hafta kadar konuştuk. En sonunda hanımefendi dışarı çıkmayı teklif etti. Bende kilolarıma aldırış etmeden pantolonumu giydim ve çıktım. Kız hakikatten çok güzeldi iki bira içtik Karşıyaka'da sonrasında starbucksta kahve içtik. Eve dönmek için onu izbana bıraktım. Tam bıraktıktan sonra bir sigara çıkardım tam çakmakla yakacakken elimden çakmağı düşürdüm. Tam almaya egildigimde fermuarımın açık olduğunu fark ettim. 23 Jordan yazılı boxerim dışarıya bakışlar atıyordu. Kıza çaktırmadan Whatsapp birkaç saat dümenden 2 3 mesajlaşsakta soğukluğu hisettim. Kızdan bir daha haber alamadım.
hoca 3 sene once 9. sinifim covid zamani online egitimdeyi sinifta bi kizla sinif grubunde full tartisiyoruz ama o ciddi ben tastas gecip egleniyorum sonra 1 yil gecti orgun egitime gectik ben teneffuslerde kitap okuyorum ve sessiz cocugum bu kiz bana surekli yazmaya basladi ve sohbeti de benim hosuma gitti konusa konusa daha da hoslandik ve sevgili olduk guzel bi kizdi ama maskeyi asla cikarmiyodu cekindigi icin ben kizin gozu ve sacini gorebiliyodum sadece neyse bi gun dedik kadikoye gidelim ben heyecandan yarim saat once gitmisim bekledim otobusten indi yine maskeli ( artik insanlarin %95 i maskeyi atmis yasaklar tamamen bitmisti ) 3 hafta olmus sevgili olali hala yuzunu tam gormemistim gormek icin cabaladim iste milkshake icmeye goturdum bi yerden icecek aldim ama yok maskenin altindan iciyo ben bakmazken iciyo falan o gun heyecanla kadikoyde basladimiz bulusmaya huseyin avni sozen anadolu lisesi etrafinda ayni otobuse binerek noktalamistik 1.5 hafta daha kizin yuzunu gorememistim tam
simdi yks ye 50 gunum kaldi ve ayrilali yaklasik 1 yil oldu zaman cok hizli geciyo be hocam modlar(turan hoca bi tik onde)ve sen ayri ayri seviliyosun
hayatımın en güzel 2 buçuk saati
Ben lisede çekingen ve özgüvensiz çocuktum. O yüzden pek kızlarla aram yoktu. Geçtiğimiz yaz sonu bir kızla tanıştım ve konuşmaya başladık. Yaz sonuna denk geldiği için çok takılamamıştık. Üni başladı, o İstanbuldaydı ben başka bir şehirde. Biz sabah akşam mesajlaşmaya başladık. (galiba) 3 ay sonra dedim ki artık buluşmalıyız. Bu benim ilk buluşmam olacaktı. O yüzden heyecanlıydım. E biraz da korkuyordum çünkü İstanbulu hiç bilmiyordum. Otobüsle 3-4 saatlik yolculuktan sonra Esenlere vardım. Tek bildiği Kadıköyde buluşacağımızdı. Otogardan İstanbulkart çıkarttım. Sora sora yaklaşık 1.30 saat sonra Kadıköye vardım.
Ben Kadıköye vardığımda Kadıköyde olduğumun farkına varmamıştım. Çok heyecanlıydım. Aradım ben galiba geldim dedim. Kız şaşırdı gelmeden yarım saat önce arasaydın karşılardım dedi. Ben nasıl geldiğimi bile bilmiyorum dedim ve gülüştük. Yarım saat sonra o geldi. Uzaktan gördük birbirimizi, koştuk sarıldık. Önce Boğaya götürdü sonra yemek yedik. Buz pateni var dedi minibüse binicez dedi gitmek ister misin? Ben tamam dedim. O festival gibi kurulan buz pateni yerleri vardır ya 2 hafta durur sonra giderler, öyle bir yere götürdü. Deniz kenarı bir yerdi. Çok eğlendik, ben ortaokulda paten sürerdim o yüzden alışmakta zorlanmadım ama o birkaç kez düştü her düştüğünde gülmekten yarılıyorduk. Her şey çok keyifliydi ama benim 3 saatim kalmıştı otobüsüm kalkıcaktı. Kadıköye geri geldik ve feribota binmek ister misin dedi ve Beşiktaş feribotuna bindik. Feribotta elini tuttum başımızı dayadık ve sessizce oturduk. Geri Kadıköye geldik ve ayrılma vakti gelmişti. Onu öpüp öpmemekte çok kararsız kaldım ama ona son sarıldığımda saçını öyle bir içime çekmiştim ki kokusu hala burnumda tütüyor. Böylelikle ilk buluşma maceramda korku heyecan duygusallık her şey vardı. Nisan 27si gibi tekrar buluşacağız. Onu çok seviyorum. Nereye kadar gider bilmiyorum ama şuan ki halimden memnunum.
Not: Annesi beni çok sever o yandan da biraz şanslıyım.
1:52:54 hoca eryamana da hakim bee