BEŞİKTE KONUŞAN VE ÖLÜLERİ DİRİLTEN PEYGAMBER | Hz. İsa'nın hayatı...

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 14 дек 2024

Комментарии • 29

  • @atillasatici4060
    @atillasatici4060 11 месяцев назад +4

    Elbette Hz.isa,yı seviyoruz Hz isa,da bizim peygamberimizdir

    • @serkankala7097
      @serkankala7097 8 месяцев назад

      Rabbim sen Rahmân ve rahim sin gönderdiğin bütün peygamberlere selam olsun

  • @Barbarian-e3z
    @Barbarian-e3z 11 месяцев назад +5

    "ALLAH" tekdir

    • @MemisGobes
      @MemisGobes Месяц назад

      ¹11aaaaaaqqqqqa hw 2:43 12

  • @kenanlaz8525
    @kenanlaz8525 Год назад +4

    Maşallah hocam ne güzel bir anlatım sunum teşekkür ederim

  • @nihalkorkut5166
    @nihalkorkut5166 5 месяцев назад

    Allah ol deyince olur dillerine sağlık

  • @ali-tuylu-1984
    @ali-tuylu-1984 9 месяцев назад +1

    bir cok peygamberin hayatını okudum ... Nezaman RAB İSA MESİH ile tanıştım o an tüm duygularım değisti.. tutku filmini bir cok kez izledim ama ozaman İSA MESİH,i tanımıyordum... Tanıdiktan sonra filmin anlamı ve mesajlarıni daha iyi anladım... Kendi öğrencilerinin ayaklarını yıkayan tek peygamber İSA MESİH,tir. Çarmıha gerilmesi tüm insanların günahlarının bağışlanması içindi onca çileyi ve azabı bizler için çeken bir peygamber....

    • @Eren-vv1fz
      @Eren-vv1fz 6 месяцев назад

      Rab Allah'tır. İsa peygamberdir.

    • @Eren-vv1fz
      @Eren-vv1fz 6 месяцев назад

      Ayrıca isa a. s ölmedi öldürülmedi

    • @SelamSalim-i7g
      @SelamSalim-i7g 2 месяца назад

      Eğer haşa Hz. İsa, Rab olsaydı, zaten bütün insanların günahlarını bağışlayabilirdi, kendini çarmığa gerdirmeye de gerek yoktu. Eğer Rab olsaydı, kim onu çarmığa gerebilirdi? Bu ne biçim bir Rabtır? Rab ölür mü? Öyle bir Rab ki insanlar onu en feci şekilde öldürebiliyor! Peki birileri kendini insanlar için feda ederse, bütün insanların bağışlanmasına vesile mi olacak? Hz. İsa'da bizim gibi bir kul bir beşerdir, onun beşer veya tabiat üstü bir gücü ve özelliği yoktur. O da sadece bir beşer, bir kul olup yüce Allah'ın görevlendirdiği elçilerden biridir. Ayrıca çarmığa gerilen kendisi de değildir, çarmığa gerilen fiziksel olarak ona benzeyen bir öğrencisidir. (الله اعلم)

  • @Hoppalaa0
    @Hoppalaa0 Год назад +3

    Selam kardeşim kolay gelsin Hayırlı geceler 🤲❤️🌹

  • @yasemennagiyeva
    @yasemennagiyeva 11 месяцев назад +3

    Allah Tekdir ☝️ Ve İSA Mesiihi Allahın Xurmadan yaradiği Mömün Oğuludur bu Peyğebere inamağ ve onunda Allahtala Terefinden Peyğeberliyine şübhe etmmemeliyik Selam Olsun Allah'a Ve Onun Yaratdiği Peyğeberi İSA Medihihe☝️🌙🌹

  • @mujdatcolak1146
    @mujdatcolak1146 10 месяцев назад

    Ağzına yüreğine sağlık kardeşim sen burda yazanlara bakma dogru yoldasın

  • @hanifiucum2936
    @hanifiucum2936 11 месяцев назад +4

    Allah razı olsun çok güzel anlatmışsın

  • @ahmetdursun9509
    @ahmetdursun9509 10 месяцев назад

    İbrahim Soydan Erden kanalında mı

  • @nizambozkurt209
    @nizambozkurt209 11 месяцев назад

  • @serkandmr5974
    @serkandmr5974 Год назад +1

    Önemli olan kaç kisinin yardim etdigi

  • @SelamSalim-i7g
    @SelamSalim-i7g 2 месяца назад

    2. BÖLÜM: MAİDE-110.
    Hz. İsa, gerçekten ölmüş olanları mı, yoksa ölmek üzere olan mevtaları mı diriltiyordu? İşte Maide-110. ayetle ilgili doğru meal ve açıklaması aşağıya alınmıştır.
    Meryem-110: Allah o zaman şöyle der: “Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi düşün. Hani “Seni Rûhu'l Kudüs (vahiy getiren melek) ile desteklemiştim; (bu sayede) beşikte de (yani küçüklüğünde de) yetişkin iken de (peygamber vasfınla) insanlarla konuşuyordun; sana, kitabı (okuyup yazmayı), hikmeti (teorik ve pratik bilimleri, problem çözme ve doğru hüküm verme yetisi, eşyanın hakikatini anlamayı, mesaj ve hükümlerimizi içeren) Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. Sen, çamurdan kuş gibi bir şey (maket) yapmış (kuş şekline koymuş) ve ona (rüzgâr enerjisini) üflemiştin de iznimle (irademle) uçan bir şey olmuştu ve benim iznimle (irademle) körü (görme sorunu olanı) ve alacalıyı (tedavi edip) iyileştiriyor, benim iznimle mevtâyı (kalp krizi vb. sorunlar geçirip ölmek üzere olanlara kalp masajı tekniğini uygulayarak onları hayata) çıkarıyordun. Ve sen İsrailoğullarına açık belgelerle geldiğinde, onlardan inkâr etmiş olanlar, 'Bu ancak açık bir büyüdür' demişlerdi de Ben onların sana zarar vermelerini önlemiştim.
    Bunun açıklaması şöyledir.
    1- Ayette geçen (مهد) ‘’mehd’’ ifadesi kinaye olup Hz. İsa’nın bir bebek değil, çocuk yaşta olduğunu gösterir. Yani o zaman Hz. İsa konuşabilme yaşına gelmişti, ama o henüz çocuk yaşta iken bile yüce Allah’ın yardımıyla aklı olgun ve bilgili insanlar gibi düzgün konuşabiliyordu. Nasıl ki (اطلبوا العلم من المهد الي اللحد أي منذ الصغر فالي نهاية الكبر) ‘’Beşikten mezara kadar ilim talep edin’’ şeklindeki rivayette geçen (مهد) ‘’beşik’’, küçük yaştan, (لحد)mezar’’ ise, büyük yaştan kinaye ise, bu ayette de (مهد) yani beşik ifadesi de küçük yaştan kinayedir.
    2- Hz. İsa’nın mevtâyı canlandırması şu şekilde olmuş olabilir: Kalp krizi geçirip ölmek üzere olanları kalp mesajı veya suni teneffüsle hayata döndürmüş, anadan doğma körü iyileştirmiş ve alatenlileri iyileştirmiştir. Bu üç olaya bakınca günümüz dünyasında tam örneklerini TIP dünyasında görüyoruz. Bazı körlük olaylarında gözler açılmış, alatene kısmen çare bulunmuş ve alatenlileri iyileştirmiş ve klinik olarak ölen ve hastaneye geldiği zaman klinik olarak ölü olan fakat şok cihazı ya da kalp masajı tekniği uygulanarak hayata dönen insanlar var. Şimdi bu çerçeveden olaylara bakıp ta DENK lik kurduğumuz zaman olaylar daha da açıklık kazanıyor. Allah İsa’ya ilim ve teknik verdiğini söylüyor. Allah, Hz. İsa’yaTıp ilminden sadece bu kadarını öğretmiş ve o yüzyılda elde bulunan imkânlarla bitkisel ilaçlar ya da bugün bilmediğimiz teknik bir öğreti ile alatenli insanları iyileştirmiş ve körlerin gözünü açmıştır. Peki, ölüleri nasıl diriltti? Kur’an ölülerin mezardan kaldırılıp diriltildiğinden bahsetmez. Bu anlatılar insanların anlatılarıdır. Aslında Hz. İsa’ya “KALP MASAJI” tekniği öğretilmiş ve tarihte ilk kez kalp masajını uygulayan ilk insan Hz. İsa’dır… Aslında bu ayet ve mucizeler çok yakın zamanda bulunan TIBBİ VE TEKNİK olayların o yüzyılda Hz. İsa ve çevresindekilere bir DENGİ ya da benzerlerinin gösterilmesinden ibaretti… Ayrıca ayetlerde geçen (موتي )‘’mevta’’ kelimesi Arapça da ölmüş olanlara denildiği gibi, ölüm eşiğinde, ölü hükmünde, ölmek üzere olanlara, kalp krizi geçirenlere ve hatta manen ölmüş olanlara da denir.
    İşte Hz. İsa bu durumda olan bazılarını yüce Allah’ın kendisine öğretmiş olduğu teknikle hayata döndürmüştür. Yani bedenen ölmüş bir kimseyi diriltmemiştir. Çünkü Mü’minün-99-100. ayetlerine göre ölen bir kimsenin diriltilip dünyaya gelmesi asla mümkün değildir. Eğer Hz. İsa ölmüş olanları diriltmişse, demek ki haşa bu ayetlerde verilen mesajın aksine ölmüş olanlar bir daha dünyaya gelebilirler. Hâlbuki böyle düşünmek bu ayetleri inkâr etmek anlamına geliyor. Bu nedenle Hz. İsa’nın bedenen ölmüş olanları diriltmesi asla mümkün değil.
    Çamurdan bir kuş yapması? Ayrıca ‘’Sen iznimle, çamurdan kuş gibi bir şey yapmış ona üflemiştin de iznimle uçan bir şey olmuştu’’ Maide Sûresi 110. ayette sözü geçen bu kelimeler bütün meallerde iki yerde de tayr sözcüğünü gören tefsirciler (uçan bir şey) yerine KUŞ anlamını seçmişlerdir. Yani Hz. İsa çamurdan kuş gibi bir şey yapmış ve ona üfleyince Kuş olup uçmuş olarak anlatmışlardır. Oysa Hz İsa, o günün şartlarında Allah’ın ilmi ile gerçekten kuş şeklinde bir şey yapmış ve ona (rüzgâr enerjisi) ile çalışacak bir düzenek kurmuş ve o yaptığı kuş şeklindeki şey de uçan bir ŞEY olunca insanlar bu kadar ağır bir şeyin havada nasıl durduğunu ve nasıl uçtuğuna şaşırıp kalmışlar ve bilinç düzeyinde ACZ’e uğramışlardır… Ayetteki (üflemek) ise müteşabihtir... Bkz: (KUR’AN KISSALARININ SİSTEMATİĞİ)
    İşte bugünün teknolojisi ile bunun örneklerini görüyoruz: Kanada Edmonton Havalimanı ve Southampton Havalimanı’nda kuş tehlikesine çözüm olarak kartal görünümlü drone kullanılıyor. Robird ismindeki kartal şeklindeki drone, vahşi görünümüyle havalimanı yakınındaki kuşları kovuyor. Kartal görünümünlü drone. Clear Flight Solutions tarafından 2016 yılında geliştirilen Robird; tıpkı gerçek bir kuş gibi uçuyor, kanat çırpıyor ve ses çıkarıyor. Uzaktan kumanda ile kontrol edilen drone, 80 km/saat hıza ulaşabiliyor. Bkz: Donanım Haber! www. donanimhaber.com › . Havalimanlarında kuş tehlikesine çözüm: Kartal görünümünlü …Yani Hz. İsa’nın da yüce Allah’ın kendisine öğrettiği ilim ve teknikle kuş şeklinde bugünkü mini dronlara benzer bir şey yapmış olabilir. Zaten Arapçada uçan her şeye (طَيْرٌ)’’tayr’’ denilebilir.
    : {تُكَلِّمُ ٱلنَّاسَ فِي ٱلْمَهْدِ وَكَهْلاً}
    أى: تدعو إلى الله الناس فى صغرك وكبرك. (الوسيط ) مريم تعود بابنها وقد جاوز سن الرضاعة : هذا وليس في القران تصريح بأن المسيح تكلم في المهد حال رضاعه أوان الكلام ذلك أن الله امتن علي المسيح اذ أيده بروح القدس ومنح له عقلا وافرا يكلم الناس بكلام معقول منذ طفولته فالي أوان كهولته فكان منذ صغره زكيا بارعا وافر العقل ينطق كما ينطق الرجل الخبير وسنذكر محاجته مع العلماء في أورشليم مذ بلغ من العمر 12 سنة بحيث أعجب الجميع كلامه فخافت مريم عليه وعنفته علي ذلك وهذا هو الظاهر من قوله تعالي ( تُكَلِّمُ النَّاسَ فِي الْمَهْدِ وَكَهْلاً) عن قتادة قال يكلمهم صغيرا وكبيرا و هكذا باسناده الي ربيع بن أنس وعن ابن جريج قال كلمهم صغيرا وكبيرا وكهلا وهذا كقولهم : اطلبوا العلم من المهد الي اللحد أي منذ الصغر فالي نهاية الكبر ألمصدر : (قصص الانبياء للنجار ص 387) (شبهات وردود حول القران) وفي بعض الاثار قال القوم لعيسي انك تحي الموتي من كان قريب العهد من الموت ولعلهم لم تموتوا بل اصابتهم سكتة ( (تفسير الألوسي.) طَيْرٌ : اِسْمُ جَمْعٍ لِمَا يَطِيرُ فِي الْهَوَاءِ {وَإِذْ تَخْلُقُ مِنَ ٱلطِّينِ}: أي: تصور وتقدر (تأويلات السنة ) -1- و المَيِّتُ مَن فى حكم الميت وليس به . والجمع : أَمْوَاتٌ ، ومَوْتى -2- المَيْتُ : الذئ فارق الحياةَ . والجمع : أَمْواتٌ. (المعجم الوسيط) (لقنوا موتاكم لااله الاالله (صحيح مسلم - 29 - الحجاج - 261) و يفهم من هذالحديث أن الموتي بمعني من احتضر لا من مات (التحرير والتنوير) وعيسى إبنُ مريم لم يُحيي أي أحد حسب ذلك الإيمان الفاسد والفهم السقيم , وان كان قد احيي أشخاصا ستكون لهم اذاقة الموت في الحياة الدنيا مرتين وهذا معارض لهذه الاية (لَا يَذُوقُونَ فِيهَا الْمَوْتَ إِلَّا الْمَوْتَةَ
    لْأُولَى ) اذ لاموت في هذه الحياة الدُنيا إلا موتة واحدة من يموت فقد ذاق الموتة الأُولى. وإذا عادت لهُ الحياة فلا بُد لهُ من الموت قبل يوم القيامة.فيكون ذاق الموت مرةً أُخرى..أي ذاقه وهذا ا يتوافق ويُعارض كتاب الله أي تكلم الناس حال كونك صبياً وكهلاً (فتح القدير)
    -----------------------------------
    Kaynak: İhsan Aktaş’ın yazdığı (Akıl ve Bilim Işığında Açıklamalı Kur’an Meali) İnternet erişimi, www.kuranmeali.com veya Google de ‘’Türkçe Kur’an Mealleri’’ Ayrıca bu meal ‘’ Çıra Yayınları
    Grubundan da temin edilebilir.

  • @cumhur50
    @cumhur50 11 месяцев назад +2

    İlginç bir başlık beşikte konuşan peygamber..bir tek Nuh peygamber bu özelliğe sahiptir..Kuran da hangi ayette yazıyor. ISA nın konuştuğu ayeti yada süreyi yazınız lütfen..

    • @dinigorus
      @dinigorus  11 месяцев назад +1

      Maide sûresi, âyet, 110; Meryem sûresi, âyet, 29-33

    • @dinigorus
      @dinigorus  11 месяцев назад +1

      Tefsirlerinde ve meallerde yer almakta

    • @SelamSalim-i7g
      @SelamSalim-i7g 2 месяца назад

      Maide sûresi 110 ve Meryem sûresi 29-33. ayetlerle ilgili mealler hatalıdır, Zira Hz. İsa beşikte değil, mümeyyiz yaşına gelmiş bir çocuk olup söz konusu konuşmayı yapmıştır. İşte ilgili ayetlerin doğru meal ve açıklamaları aşağıya alınmıştır:
      Hz. İsa beşikte mi konuşmuş, yoksa ilgili ayetin mealleri mi hatalıdır?
      Meryem-29. ayette geçen beşik ifadesi kinaye olup, mümeyyiz yaştaki çocukluk dönemini ifade eder. Yani Hz. İsa beşikte iken değil, mümeyyiz yaşta iken o sözleri konuşmuştur? İşte ilgili ayetin doğru meal ve açıklaması aşağıya alınmıştır.
      Meryem-19/29. Ayetin açıklamalı doğru meali.
      Meryem-29. Bunun üzerine (Meryem) ona (oğluna) işaret etti. Onlar, “Daha (düne kadar) beşikte (yani henüz anasının bakım ve himayesinde) olan sabi ile (bir çocukla bu konuyu) nasıl konuşabiliriz?’’ dediler.
      Sabi (صبي); mümeyyiz olup henüz buluğ çağına ermemiş çocuğa denir. Yani buluğ çağından küçük olanlara sabi denir. Bu kelimenin mehd ile birlikte gelmesi aslında çocuğun muhatap alınmamasının gerekçesi olarak küçük görülmesidir. Türkçede de ‘’Daha dünkü çocuk, tüyü bitmemiş, bıyıkları terlememiş, ağzı süt kokuyor.’’ gibi ifadelere benzemektedir. Olayı gözümüzde canlandırırsak şöyle bir anlatımla karşılaşabiliriz; Her hâlükârda Hz. İsa yeni doğmuş bir bebekken değil, süt emme yaşını geçmiş, buluğ çağına ermemiş bir dönemi işaret eden sabi döneminde konuşmuştur. Edindiğimiz bilgilere göre Yahudi ve Hıristiyanlar, İsa peygamberin beşikte konuştuğunu kabul etmemekte ve Kur’an’da bildirilen bu mucizeyi reddetmelerine gerekçe olarak da şu görüşleri ileri sürmektedirler: “Eğer bu olay gerçekten beşikte meydana gelseydi, çok ilginç ve etkileyici olması sebebiyle tevatür şeklinde yayılır ve hiç unutulmazdı. Hâlbuki böyle bir olay hiç duyulmamıştır ve Hıristiyanların en fanatiklerinde bile böyle bir inanç oluşmamıştır… Kaynak: (Kurandan Hayata)
      İşte Meryem'e hahamlar soru soruyor. Hz. Meryem onlara oğluyla konuşmaları gerektiğini işaret ediyor. Bunu duyan kibirli hahamlar ise henüz buluğ çağına ermemiş çocuğu aşağılayarak zımnen "Biz daha beşikten bitme, yani anasının bakım ve himayesinde bulunan çocuğu muhatap almayız!" dercesine “Biz böyle biriyle (bu konuyu) nasıl konuşabiliriz?’’ demiş olabilirler. Yani ‘’beşikteyken’’ ifadesinden kasıt, çocuk yaşta iken.
      Nasıl ki, (: اطلبوا العلم من المهد الي اللحد) ‘’Beşikten mezara kadar ilim talep ediniz’’ deniliyor ve bundan kasıt beşikte bir bebek iken değil, ilim öğrenilebilecek en erken yaş kast ediliyorsa, burada da aynı şey söz konusudur. Yani buradan Hz. İsa’nın henüz süt emen beşikte bir bebek olduğunun anlamı değil, buluğ çağına ermemiş annesinin himayesinde yetişmekte olan bir çocuk olduğu anlaşılıyor.(الله اعلم.) Arapça bilenler aşağıdaki tefsir metinlerine de bakabilirler:
      -------------------------------------
      Hz. İsa beşikte mi konuşuyordu, yoksa mealler hatalıdır? İşte açıklamalı doğru meal aşağıdadır.

      Meryem-110: Allah o zaman şöyle der: “Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi düşün. Hani “Seni Rûhu'l Kudüs (vahiy getiren melek) ile desteklemiştim; (bu sayede) beşikte de (yani küçüklüğünde de) yetişkin iken de (peygamber vasfınla) insanlarla konuşuyordun; sana, kitabı (okuyup yazmayı), hikmeti (teorik ve pratik bilimleri, problem çözme ve doğru hüküm verme yetisi, eşyanın hakikatini anlamayı, mesaj ve hükümlerimizi içeren) Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. Sen, çamurdan kuş gibi bir şey (maket) yapmış (kuş şekline koymuş) ve ona (rüzgâr enerjisini) üflemiştin de iznimle (irademle) uçan bir şey olmuştu ve benim iznimle (irademle) körü (görme sorunu olanı) ve alacalıyı (tedavi edip) iyileştiriyor, benim iznimle mevtâyı (kalp krizi vb. sorunlar geçirip ölmek üzere olanlara kalp masajı tekniğini uygulayarak onları hayata) çıkarıyordun. Ve sen İsrailoğullarına açık belgelerle geldiğinde, onlardan inkâr etmiş olanlar, 'Bu ancak açık bir büyüdür' demişlerdi de Ben onların sana zarar vermelerini önlemiştim.
      Bunun açıklaması şöyledir.
      1- Ayette geçen (مهد) ‘’mehd’’ ifadesi kinaye olup Hz. İsa’nın bir bebek değil, çocuk yaşta olduğunu gösterir. Yani o zaman Hz. İsa konuşabilme yaşına gelmişti, ama o henüz çocuk yaşta iken bile yüce Allah’ın yardımıyla aklı olgun ve bilgili insanlar gibi düzgün konuşabiliyordu.
      Nasıl ki (اطلبوا العلم من المهد الي اللحد أي منذ الصغر فالي نهاية الكبر) ‘’Beşikten mezara kadar ilim talep edin’’ şeklindeki rivayette geçen (مهد) ‘’beşik’’, küçük yaştan, (لحد) mezar’’ ise, büyük yaştan kinaye ise, bu ayette de (مهد) yani beşik ifadesi de küçük yaştan kinayedir. Yani beşikte konuşmamış. (الله اعلم) Detaylı Bilgi için yukarıda yazılı bulunan 1. BÖLÜM VE 2. BÖLÜM başlıklı açıklamalarımıza bakabilirsiniz. Saygılar.

  • @Barbarian-e3z
    @Barbarian-e3z 11 месяцев назад +1

    Bende diyom bu Hristiyanlar neden bizim Peygamberimize tapıyo diyom

  • @SelamSalim-i7g
    @SelamSalim-i7g 2 месяца назад

    1. BÖLÜM. Hz. İsa beşikte mi konuşmuş, yoksa ilgili ayetin mealleri mi hatalıdır?
    Meryem-29. ayette geçen beşik ifadesi kinaye olup, mümeyyiz yaştaki çocukluk dönemini ifade eder. Yani Hz. İsa beşikte iken değil, mümeyyiz yaşta iken o sözleri konuşmuştur? İşte ilgili ayetin doğru meal ve açıklaması aşağıya alınmıştır.
    Meryem-19/29. Ayetin açıklamalı doğru meali.
    Meryem-29. Bunun üzerine (Meryem) ona (oğluna) işaret etti. Onlar, “Daha (düne kadar) beşikte (yani henüz anasının bakım ve himayesinde) olan sabi ile (bir çocukla bu konuyu) nasıl konuşabiliriz?’’ dediler.
    Sabi (صبي); mümeyyiz olup henüz buluğ çağına ermemiş çocuğa denir. Yani buluğ çağından küçük olanlara sabi denir. Bu kelimenin mehd ile birlikte gelmesi aslında çocuğun muhatap alınmamasının gerekçesi olarak küçük görülmesidir. Türkçede de ‘’Daha dünkü çocuk, tüyü bitmemiş, bıyıkları terlememiş, ağzı süt kokuyor.’’ gibi ifadelere benzemektedir. Olayı gözümüzde canlandırırsak şöyle bir anlatımla karşılaşabiliriz; Her hâlükârda Hz. İsa yeni doğmuş bir bebekken değil, süt emme yaşını geçmiş, buluğ çağına ermemiş bir dönemi işaret eden sabi döneminde konuşmuştur. Edindiğimiz bilgilere göre Yahudi ve Hıristiyanlar, İsa peygamberin beşikte konuştuğunu kabul etmemekte ve Kur’an’da bildirilen bu mucizeyi reddetmelerine gerekçe olarak da şu görüşleri ileri sürmektedirler: “Eğer bu olay gerçekten beşikte meydana gelseydi, çok ilginç ve etkileyici olması sebebiyle tevatür şeklinde yayılır ve hiç unutulmazdı. Hâlbuki böyle bir olay hiç duyulmamıştır ve Hıristiyanların en fanatiklerinde bile böyle bir inanç oluşmamıştır… Kaynak: (Kurandan Hayata)
    İşte Meryem'e hahamlar soru soruyor. Hz. Meryem onlara oğluyla konuşmaları gerektiğini işaret ediyor. Bunu duyan kibirli hahamlar ise henüz buluğ çağına ermemiş çocuğu aşağılayarak zımnen "Biz daha beşikten bitme, yani anasının bakım ve himayesinde bulunan çocuğu muhatap almayız!" dercesine “Biz böyle biriyle (bu konuyu) nasıl konuşabiliriz?’’ demiş olabilirler. Yani ‘’beşikteyken’’ ifadesinden kasıt, çocuk yaşta iken.
    Nasıl ki, (: اطلبوا العلم من المهد الي اللحد) ‘’Beşikten mezara kadar ilim talep ediniz’’ deniliyor ve bundan kasıt beşikte bir bebek iken değil, ilim öğrenilebilecek en erken yaş kast ediliyorsa, burada da aynı şey söz konusudur. Yani buradan Hz. İsa’nın henüz süt emen beşikte bir bebek olduğunun anlamı değil, buluğ çağına ermemiş annesinin himayesinde yetişmekte olan bir çocuk olduğu anlaşılıyor.(الله اعلم.) Arapça bilenler aşağıdaki tefsir metinlerine de bakabilirler:
    . أما قولهم (كيف نكلم من كان في المهد صبيا) فلعله من جهة أنهم استغربوا أنها جاءت بولد وهي غير متزوجة فلابد أنها هي المجيبة علي ذلك وليس الطفل - الذي هو نتاج الحمل - بمسؤل ولا قادر علي حل الاشكال فالطفل غير عارف بسبب هذا الانتاج فلا معني للسؤال منه! لكنهم عند ما وجهوا كلام المسيح في رزانة وتعقل متين عرفوا أن ذلك اية من ايات الله فلا موضع للا ستغراب... المصدر : (شبهات وردود حول القران الكريم - الشيخ محمد هادي معرفة) في الجزء الأول من هذا المقال؛ ذكرتُ أن عيسى بن مريم تكلم في مهد حياته وكهولته، والجذر (مَهَدَ) هو تهيئة لما يلي باستبعاد ما يعوق، فمرحلته العمرية المبكرة مهد؛ أي أنها تمهيد وتوطئة لما يأتي
    من مراحل تنضج فيها معارفه وخبراته، فعيسى بن م مريم تكلم بالحكمة صبياً مُمَيِزاً يعي ويستوعب ما حوله، وهذا هو ما يعقل من الجذر (مَهَدَ) في القرآن وسننية آيات الكتاب. ...صورت آيات سورة مريم رسالة المسيح من أولها إلى آخرها، من خلال قول الصبي الممَيِز؛ الذي رسم بقوله الحكيم الخطوط العريضة لرسالته القائمة على الإيمان بالله واليوم الآخر والعمل الصالح مريم :30-33
    (عندما تكلم عيسى فيمهد ج2 (في المهد صبيا) تعني أنه لازال في مهد صباه أي في بداية نشأته و لم يبلغ الحلم مهد ج2)
    في المهد صبيا) تعني ذكرا في مرحلة الصبا ولا تعني طفلا رضيعا وعبارة (في المهد صبيا) تعني أنه لازال في مهد صباه أي في بداية نشأته و لم يبلغ الحلم (قصص_القرآن_بدون_خرافات) وقوله {في المهد} حال كأنه قال صغيراً {وكهلاً} حال أيضاً معطوفة على الأول. (المحرر الوجيز في تفسير الكتاب العزيز - ابن عطية ) ولهذا قال: {تُكَلِّمُ ٱلنَّاسَ فِي ٱلْمَهْدِ وَكَهْلاً} أى: تدعو إلى الله الناس فى صغرك وكبرك. وضمّن {تكلم} معنى تدعو، لأن كلامه الناس فى كهولته ليس بأمر عجيب".(الوسيط في تفسير القرآن الكريم) مريم تعود بابنها وقد جاوز سن الرضاعة : هذا وليس في القران تصريح بأن المسيح تكلم في المهد حال رضاعه أوان الكلام ذلك أن الله امتن علي المسيح اذ أيده بروح القدس ومنح له عقلا وافرا يكلم الناس بكلام معقول منذ طفولته فالي أوان كهولته فكان منذ صغره زكيا بارعا وافر العقل ينطق كما ينطق الرجل الخبير وسنذكر محاجته مع العلماء في أورشليم مذ بلغ من العمر 12 سنة بحيث أعجب الجميع كلامه فخافت مريم عليه وعنفته علي ذلك وهذا هو الظاهر من قوله تعالي (إِ تُكَلِّمُ
    النَّاسَ فِي الْمَهْدِ وَكَهْلاً...) أخرج الطبري باسناده الي سعيد بن جبير عن قتادة قال يكلمهم صغيرا وكبيرا و هكذا باسناده الي ربيع بن أنس وعن ابن جريج قال كلمهم صغيرا وكبيرا وكهلا وهذا كقولهم : اطلبوا العلم من المهد الي اللحد أي منذ الصغر فالي نهاية الكبر - والمهد كناية عن حالة الصبي في نعومة أظفاره ورخاوة هندامه فيضطجع فيما مهد له من مضجع ناعم فاره - علي أن مريم لما جاء بالمسيح كان قد تجاوز دور الرضاعة الاؤلي بعد مدة طويلة من ولادته ألمصدر : (قصص الانبياء لعبد الوهاب للنجار ص 3م
    كتاب (شبهات وردود حول القران الكريم - الشيخ محمد هادي معرفة) الآية الثالثة التي نحن بصددها (سورة مريم: الآية 29) لا تخرج عن هذا المعنى، وهي فترة الحضانة التي يحتاج فيها الصغير لرعاية وتدريب، قبل أن يصل سن البلوغ وينفرد بتصرفاته. القول إن المهد هو سرير أو فراش الصغير هو فهم ظاهري وسطحي، لم يراع مدلول الكلمة في كتاب الله، وبطبيعة الحال لا يستقيم أن يكون صبيًّا أي: في سن الصبا، وفي نفس الوقت في سرير وفراش المهد : المصدر (الفصل الرابع - كَانَ فِي الْمَهْدِ صَبِيًّا) صبا الصَّبِيُّ: من لم يبلغ الحلم، ورجل مُصْبٍ: ذو صِبْيَانٍ. قال تعالى: قالُوا كَيْفَ نُكَلِّمُ مَنْ كانَ فِي الْمَهْدِ صَبِيًّا [مريم/ 29] (الراغب الأصفهاني)

  • @korkmazgunn
    @korkmazgunn 9 месяцев назад +1

    Dini sohbetlere reklam koyma ki insanların şevkini kırma

  • @CanDemir-d4j
    @CanDemir-d4j 11 месяцев назад +2

    Yaa sen baya baya saliyor sun yok Isa sonra Musluman olacak yok Namaz kildi yok bilmem ney simdi Ben neyinni beyenneyin abone olayim cogu bilgileri Palavra baska deyil 👎🤧🤔

  • @sumeyyaozturk9129
    @sumeyyaozturk9129 11 месяцев назад