Bu da çözüm değil. Sosyoloji olmadan iktisat olmaz. İthal tüketime vergi konulduğunda kaçak artıyor hem vergi tahsilatı azalıyor hem de kayıt dışı olarak döviz yurtdışına çıkıyor. Bunun hesabı yapılamıyor. Altına kota kondu. Altın dolayısıyla hata noksan artıyor. Hesapta olmayan bir şekilde cari açık verilmesine sebep oluyor. Ayrıca insanlar ithal tüketim mallarına harcama yapamadığında iç piyasada hizmet sektöründe(cafe,lokanta,tatil vs.) tüketiyor. Bu da içerde hizmet enflasyonuna sebep oluyor. Halkı iktisadi toplum haline getirecek bilgilendirme çalışmaları gerekiyor. Algılara ve manipülasyonlara karşı mücadele gerekiyor.
'Döviz artınca herkes fakirleşiyor': Sorun da tam olarak burada. Herkes gereğinden fazla zenginleştiği için sistem onu geri almaya çalışıyor biz kabullenmeyip fakirleşmek istemiyoruz bu yüzden de tl bazlı enflasyon sarmalı oluşuyor. 2013 te 7 bin dolar milli gelir olmalıyken nominal olarak 12 bin dolar olduğundan dolayı gereğinden fazla harcadık bu da sonraki yıllarda nominal düşüşe sebep oldu 8 bin dolar seviyesini kabul edip bu sayede cari açığı kapatıp planlı bir şekilde büyümeyle zenginleşmeyi sağlamalıydık. Negatif reel faiz politikası bunu sağlayabilirdi fakat dolar bazlı fakirleşmeyi kabul etmedik ve enflasyon sarmalı oluşturduk.
yavaş yavaş 36-37 civarına doğru hafif bir gevşeme olmalıdır. ihracatçının hem rekabet gücü azalıyor hem de pazar payını kaybediyor.. küresel sermayeye verilen sabit kur garantili yüksek tefeci faizi sürdürülebilir değil.. örneklerini yaşadık.. yine kendi bacağımıza sıkıyoruz!
Niye işimiz gücümüz ihracatçı zengin etmek mi ? Bu adam ihraç ettiği malın ham maddesinin %80’ini dışarıdan almıyor mu ? Aldığı ham maddeyi döviz ile aldığı için birazda oradan bindiriyor. E değişen ney ? Aynı ezberleri söylemeyi bıraktık artık.
Hangi kur rekabet gücünü korur ve nasıl tespit edilecek? Mesela 2010 yılından bugüne kadar ÜFE kadar kur artışı olsa 31,92 olmalı. Bu rakam küresel enflasyondan arındırılsa (ortalama yıllık reel %1,5 yıllık maliyet artışı farz etsek) 25,5 olması lazımdır rekabet için. Bu sayede aynı rekabet korunur. Kur şokları oluştuğu dönemlerde kur enflasyona gecikmeli yansıdığından aynı noktadan baz alınıp kıyaslanırsa hata yapılır. Şoklar olduğu dönemde baz etkisi de şiddetli olur. Haziran 2023 te kur %27 ,enflasyon %4 artmışken; Temmuz 2023 'te kur %4, enflasyon %9 artmıştır. Hesaba Temmuz ayından başlayıp kur enflasyon kadar artmıyor ,Kur şu kadar olmalıdır demek yanlıştır. İhracatçı için tüfeye değil üfeye bakılır. Yıllık üfe %58 iken kur %65 artmıştır. Bu da maliyetlerin yıl içinde dolar bazlı düştüğünü gösterir.
Yıllarca ihracatın ithal girdilere bağımlı olduğunu söylendi. Belli oranda bu doğrudur. "ihracat için ithalat yapılıyor ,bu yüzden kur artmamalı ki ithal girdiler artmasın ihracat fiyatlarını belirleyemiyoruz" dendi. İhracatçı için kur artışı sadece sabit tl gideri olan işçilik maliyetlerinin dolar bazlı azalmasına yarar. İşçiliğin %kaç toplam maliyete tesiri var ki? Genel olarak %10 dur. Peki ithal hammadde, enerji, lojistik maliyetleri kur arttığında nominal tl olarak bu girdiler sabit mi kalacak ki kurdan kar edilsin? Kur arttığında mazot,elektrik vs artmayacak mı? Nereden avantaj olacak?Yüksek faizle çözüm istenmedi mi herkesçe?Şimdi sürdürülebilir değil diyorlar. Peki bu yüksek faizle çözüm olmadığı görüldüğü için yıllardır farklı çözümler getirilmeye çalışıldığında kim destek verdi? Sadece herşeyin mahsurları büyütülüp bozmak için uğraşıldı. Tıpkı şimdiki bu tefeci söylemleri gibi.
@@3494istanbul Bende sizin bu dediğinize çok yakın bir cevap verdim ama kanal ne hikmetse yorumu silmiş. İhracat artsın ayağına kanımızı emmeye çalışıyorsunuz eyvallah diyecek değiliz. Bir avuç rahat uyusun diye milyonlar fakirleşemez.
@@3494istanbul hiç makro-mikro girmeden söylüyorum: bence ya pozisyonunuza göre konuşuyorsunuz (faiz) ya da ithalatçısınız. yoksa şuan piyasada dövizin kaçtan fiyatlandığını (ve arttığını) da biliyor olurdunuz. dediğim gibi sabit kur sürdürülebilir değil. zaten yakın gelecekte yine yaşayıp göreceğiz.
ithalata kota ya da vergi getirin sizde. Dolar artınca herkes fakirleşiyor. Bakın Çin otolarına vergi geldi.
Bu da çözüm değil. Sosyoloji olmadan iktisat olmaz. İthal tüketime vergi konulduğunda kaçak artıyor hem vergi tahsilatı azalıyor hem de kayıt dışı olarak döviz yurtdışına çıkıyor. Bunun hesabı yapılamıyor. Altına kota kondu. Altın dolayısıyla hata noksan artıyor. Hesapta olmayan bir şekilde cari açık verilmesine sebep oluyor. Ayrıca insanlar ithal tüketim mallarına harcama yapamadığında iç piyasada hizmet sektöründe(cafe,lokanta,tatil vs.) tüketiyor. Bu da içerde hizmet enflasyonuna sebep oluyor. Halkı iktisadi toplum haline getirecek bilgilendirme çalışmaları gerekiyor. Algılara ve manipülasyonlara karşı mücadele gerekiyor.
'Döviz artınca herkes fakirleşiyor': Sorun da tam olarak burada. Herkes gereğinden fazla zenginleştiği için sistem onu geri almaya çalışıyor biz kabullenmeyip fakirleşmek istemiyoruz bu yüzden de tl bazlı enflasyon sarmalı oluşuyor. 2013 te 7 bin dolar milli gelir olmalıyken nominal olarak 12 bin dolar olduğundan dolayı gereğinden fazla harcadık bu da sonraki yıllarda nominal düşüşe sebep oldu 8 bin dolar seviyesini kabul edip bu sayede cari açığı kapatıp planlı bir şekilde büyümeyle zenginleşmeyi sağlamalıydık. Negatif reel faiz politikası bunu sağlayabilirdi fakat dolar bazlı fakirleşmeyi kabul etmedik ve enflasyon sarmalı oluşturduk.
yavaş yavaş 36-37 civarına doğru hafif bir gevşeme olmalıdır. ihracatçının hem rekabet gücü azalıyor hem de pazar payını kaybediyor.. küresel sermayeye verilen sabit kur garantili yüksek tefeci faizi sürdürülebilir değil.. örneklerini yaşadık.. yine kendi bacağımıza sıkıyoruz!
Niye işimiz gücümüz ihracatçı zengin etmek mi ?
Bu adam ihraç ettiği malın ham maddesinin %80’ini dışarıdan almıyor mu ?
Aldığı ham maddeyi döviz ile aldığı için birazda oradan bindiriyor. E değişen ney ?
Aynı ezberleri söylemeyi bıraktık artık.
Hangi kur rekabet gücünü korur ve nasıl tespit edilecek? Mesela 2010 yılından bugüne kadar ÜFE kadar kur artışı olsa 31,92 olmalı. Bu rakam küresel enflasyondan arındırılsa (ortalama yıllık reel %1,5 yıllık maliyet artışı farz etsek) 25,5 olması lazımdır rekabet için. Bu sayede aynı rekabet korunur. Kur şokları oluştuğu dönemlerde kur enflasyona gecikmeli yansıdığından aynı noktadan baz alınıp kıyaslanırsa hata yapılır. Şoklar olduğu dönemde baz etkisi de şiddetli olur. Haziran 2023 te kur %27 ,enflasyon %4 artmışken; Temmuz 2023 'te kur %4, enflasyon %9 artmıştır. Hesaba Temmuz ayından başlayıp kur enflasyon kadar artmıyor ,Kur şu kadar olmalıdır demek yanlıştır. İhracatçı için tüfeye değil üfeye bakılır. Yıllık üfe %58 iken kur %65 artmıştır. Bu da maliyetlerin yıl içinde dolar bazlı düştüğünü gösterir.
Yıllarca ihracatın ithal girdilere bağımlı olduğunu söylendi. Belli oranda bu doğrudur. "ihracat için ithalat yapılıyor ,bu yüzden kur artmamalı ki ithal girdiler artmasın ihracat fiyatlarını belirleyemiyoruz" dendi. İhracatçı için kur artışı sadece sabit tl gideri olan işçilik maliyetlerinin dolar bazlı azalmasına yarar. İşçiliğin %kaç toplam maliyete tesiri var ki? Genel olarak %10 dur. Peki ithal hammadde, enerji, lojistik maliyetleri kur arttığında nominal tl olarak bu girdiler sabit mi kalacak ki kurdan kar edilsin? Kur arttığında mazot,elektrik vs artmayacak mı? Nereden avantaj olacak?Yüksek faizle çözüm istenmedi mi herkesçe?Şimdi sürdürülebilir değil diyorlar. Peki bu yüksek faizle çözüm olmadığı görüldüğü için yıllardır farklı çözümler getirilmeye çalışıldığında kim destek verdi? Sadece herşeyin mahsurları büyütülüp bozmak için uğraşıldı. Tıpkı şimdiki bu tefeci söylemleri gibi.
@@3494istanbul
Bende sizin bu dediğinize çok yakın bir cevap verdim ama kanal ne hikmetse yorumu silmiş.
İhracat artsın ayağına kanımızı emmeye çalışıyorsunuz eyvallah diyecek değiliz.
Bir avuç rahat uyusun diye milyonlar fakirleşemez.
@@3494istanbul hiç makro-mikro girmeden söylüyorum: bence ya pozisyonunuza göre konuşuyorsunuz (faiz) ya da ithalatçısınız. yoksa şuan piyasada dövizin kaçtan fiyatlandığını (ve arttığını) da biliyor olurdunuz. dediğim gibi sabit kur sürdürülebilir değil. zaten yakın gelecekte yine yaşayıp göreceğiz.
Ilginc.
Saçma saçma yorum yapıyorsun Spiker. Avrupa'daki neresinde demokrasi var. Saçmalayıp duruma! Bunu Avrupada yaşan biri olarak söylüyorum
Spiker, saçmalama, Avrupanın neresinde demokrasi var