birader en azından değer veriyor şiirlere şiir okuyan, dinleyen kaç kişi kaldı ki bu adamı sorguluyorsunuz, insallah böyle devam eder kendini bozmadan...
Gece gece bu yapılır mı bana, yürürken dinliyorum, yürüdüğüm yollar ağır Sigara içmek istiyorum Sigara dalı ağır Çakmak ağır Onu aradığım her an Bana bıraktığı yalnızlığı ağır 😶
Hani Atilla İlhan demiş ya ayrılıkta sevdaya dahil diye. Oysa işin aslını Cahit Zarifoğlu demiş ve iyiki demiş oturup konuşsaydık geçerdi belki başını da alıp gitmek sevdaya dahil değil.
KADROLU YALNIZLAR İÇİN unuttuklarınızı soruyorum hiç hatırlamak istemediklerinizi teninize iz bırakanları ve izinizi taşıyan tenleri görmeseniz de sezdikleriniz var mı sizin unutmasanız da unutur gibi yaptıklarınız dualarınız var mı ya duvarlarınız gidenleriniz çekip gidenleriniz oldu mu sizin hiç beklemeden bir şey söylemeden elinizde kalan gidişleri soruyorum yüreğinizde ki bitişleri kimin hayali kaldı gözlerinizde o kalp o yarayı kimden aldı aşkı en son kime hapsettiniz ya da kime terk ettiniz aşkı siz siz birinin sonu oldunuz mu hiç ya da bir şiire konu oldunuz mu yoksa siz hep terk mi edildiniz unutmayı kim öğretti size söyleyin ihaneti kim ezberletti artık sevmeseniz de hala rüyalarınızda gördükleriniz var mı sizin söyleyin bilmem hangi sokakta ve banklar üstünde kimin ismini yana yana karaladınız bir kenara ya da unutulduğunuz o caddede ve yine yağmur altında kimi buruşturup attınız bir tarafa söyleyin yıllar sonra döndükleriniz oldu mu sizin yollar aldıklarını geri verdi mi peki değer miydi bir hiç için söyleyin yalnızlığı size kilitlediklerinden beri artık geceler hiç bitmiyor değil mi şimdi her sabah uyandığınızda yanınızda olmayan o kişiden artık nefret ediyorsunuz değil mi biteceğini bile bile başladığınız aşkları soruyorum ben demiştim dediğiniz o anları hep yanındayım diyenlerin yokluğunda ve yüzlerce ölü varken yüzünüzde ne yapacağınızı bilmeden dolaştınız mı sokaklarda söyleyin iyi ki yapmışım dediğiniz hatalarınız var mı bu hayatta onu hatırlarım diye dinlemediğiniz şarkılar yine ağlarım diye izleyemediğiniz filmler kafanızın karıştığı durumları soruyorum okuyup okuyup anlamadığınız kitapları gözlerinizin boşluğa daldığı anları uzaklara hani çok uzaklara başınızı bir omuza yaslamayalı çok oldu değil mi ya da kalkıp gitmeyeli birinden bir kalp yangınından arta kalan duygularınızla siz gitmek istediniz mi hiç iyi niyetinizi kaybettiğiniz anları soruyorum kara kaplıya kaydettiklerinizi sizi kandırdığını zannedenlere inanmış gibi yapıp belki bir gün düzelir diye sabrettiniz mi hiç ama bazılarının büyüdüklerini hiç göremediniz değil mi hatıralar baş ucunuzda nöbet tuttu hep çünkü o sizi hep unuttu unuttu değil mi hani bazen bir sigara yakıp bir şarkı açarsın ve susarsın hani o şarkı senin söylemek istediklerini söyler ya hani işte anlaşılmak tam da böyle bir şey değil mi bilirim hala kokladığınız elbiseler vardır elbet ya da unutabilmek için hiç gitmediğiniz yerler söyleyin birine kendine iyi bak dediniz mi hiç hoşça kal diyebildiniz mi kendine iyi bakabildi mi peki hoşça kalabildi mi her yeni aşkta hep aynı ezberi yaşıyorsunuz değil mi söyleyin en başa dönüp te yeniden yaşanmak isteyen hayat mıdır peki yaşadıklarını inkar eden adam mıdır adam mıdır söyleyin içinizde öldürdükleriniz oldu mu sizin tarihe gömdükleriniz inkar etmeyin kalbiniz mezarlık gibi değil mi ve bu mezarlıkta artık bir ölü için dahi boş yer yok değil mi lafı ağzınızdan alan şarkılarınız mı sizin hayallerinizi erteleyip masadan kalktıklarınız yalan duymamak için soru sormadığınız kişileri soruyorum hani burada öpmüştü sizi hani şurada çiçek vermişti şimdi aynı kişi binlerce kez çoğaltıp hüzünleri size milyon kere öldürüyor değil mi göğsünüzün daraldığı anları soruyorum kalbinizin sıkıştığı söyleyin firar etti mi aklınız hiç peşin uçup gitti mi lanet olası usulca yaklaşan uğursuzluk size de uğradı mı hiç ya gözleriniz kimi görmezden geldi geçenlerde ya o denildiği zaman aklınıza kim geldi en önemlisi siz beklediniz mi hiç hiç gelmeyeceğini bile bile gözlerinizi tavana çakıp onun yattığı tarafı boş bırakıp ve resimlere bakıp bakıp kahretsin beklediniz mi hiç uyku tutmayan anlarınızı kime anlattınız en çok ve kim gerçekten anladı sizi söyleyin suç benim dediniz mi hiç kendinize suç benim kırılgan mektuplar yazardınız ya hani hani katiyen gönderememek için adresi yoktu ve kokusu ve teni sizi sizden habersizce alıp götüren o kişiden artık nefret ediyorsunuz değil mi yüreğinizin sızladığı anları soruyorum göz bebeğinizin titrediği ne varsa birden bire koyar ya hani yıkar geçer ya her şey yıllar geçmiş olsa da üstünden ardından hala garip garip el salladıklarınız var mı sizin gitme kal dediğiniz oldu mu bu hayatta ya kimin imzası var gülücüklerinizin altında hıçkıra hıçkıra ağladığınız anları soruyorum artık uyku uyutulduğunuzu anladığınızdan beri hiç hiç değil mi hiç sevmemiş gibi yaptınız ya hani hani kaybetmemek için ne oldu peki söyleyin (ben söyleyeyim) yine o şarkıyla gözleriniz doldu aptal aptal yani böyle her gece konuştuğunuz insanla konuşamayıp çektiğiniz resimleri ona gönderememek garip oluyor değil mi uyanamam diye uyumadığınız geceleriniz var mı sizin hani gözleriniz yine o imkansız resme bakarken mezarlıklara bıraktığınız duvakları soruyorum durup da inmediğiniz durakları hayalini kurduğunuz dudakları yani tuzakları yani elini her gün biraz daha bıraktıklarınızı soruyorum hesaplarken gidişlerle bitişleri artık durulur gibi değil değil mi yani siz zorundayım zorundasın derken bir yolun sonuna geldiniz mi hiç İnsanlık bende kalsın dediğinizde İnsanlık sizde kaldı mı hiç söyleyin hani gözlerine bakardınız ya en çok hani derin bir uçuruma bakar gibi ben gitmem diye hep söz veren o insandan artık nefret ediyorsunuz değil mi siz dinleyerek eskittiğiniz ve hep yarım kalan hayallerinizin üstüne yemin etmediniz mi bir daha sevmeyeceğim bir daha sevmeyeceğim bir daha sevmeyeceğim diye hani o sahile gitmeyecektiniz bir daha hani o yolda bir daha yürümeyecektiniz oysa siz dua ederken hep ondan önce ölmeyi dilerdiniz avuç içinizin hiç kapanmadığı anlarınız oldu mu bu hayatta aşkı temiz tutmak isterken kirlendiğinizi hissettiniz mi acaba şimdi ne yapıyor dediklerinizden nefret ettiniz mi hiç söyleyin son pişmanlığın işe yaradığını gören var mı aramızda ve hiç af etmeyeceğiniz insanlar var mı benim var Turgut Sakin
birader en azından değer veriyor şiirlere şiir okuyan, dinleyen kaç kişi kaldı ki bu adamı sorguluyorsunuz, insallah böyle devam eder kendini bozmadan...
Gece gece bu yapılır mı bana, yürürken dinliyorum, yürüdüğüm yollar ağır
Sigara içmek istiyorum
Sigara dalı ağır
Çakmak ağır
Onu aradığım her an
Bana bıraktığı yalnızlığı ağır 😶
''cunku ayrilik da sevdaya dahil, cunku ayrilanlar hala sevgili..''
bu söz niye bilmiyorum ama, her duydugumda cok etkileniyorum :(
Başını alıp gitmek sevdaya dahil değil ihanet etmek hiç değil
Dünya biraz daha yalnız, Attila İlhan'sız...
kardeşim bitirdin bu kelimeyle
Allahım bu kadar iyi anlatılır mı bu kadar iyi okunur mu ? Ayrılıkta sevdaya dahil.
Ağzına sağlık ceyhun. Okuma tarzın, ses tonun şiirlerde beni benden alıyor
ayrılıkda sevdaya dahil..... Süpersin üstad
evet vurguları çok yanlış. "hiç bir anı tek başına yaşayamazlar" anı, hatıra anlamında okuyor. orda an zaman anlamında.
küfürler büyüyünce şiir olur...
Onu çok arıyorum, onu çok arıyorum...
Onu çok arıyorum dedıgın de Ceyhun yorumunu okumak... :(
Eskiden insanlar nekadar mahsun korkakımış şimdiki zaman gibi insanlar özgür olsayımış
umitsiz sevginin kurbaniyim beenn..
iştahımı kestin vallaha doktor
Hani Atilla İlhan demiş ya ayrılıkta sevdaya dahil diye. Oysa işin aslını Cahit Zarifoğlu demiş ve iyiki demiş oturup konuşsaydık geçerdi belki başını da alıp gitmek sevdaya dahil değil.
Çok güzel bir yorum
onu çok arıyorummmm... :(
🥀
Gelmez bir daha Atilla Ilhan gibisi...
Arkada çalan şarkının ismi nedir
KADROLU YALNIZLAR İÇİN
unuttuklarınızı soruyorum
hiç hatırlamak istemediklerinizi
teninize iz bırakanları
ve izinizi taşıyan tenleri
görmeseniz de sezdikleriniz var mı sizin
unutmasanız da unutur gibi yaptıklarınız
dualarınız var mı
ya duvarlarınız
gidenleriniz
çekip gidenleriniz oldu mu sizin
hiç beklemeden
bir şey söylemeden
elinizde kalan gidişleri soruyorum
yüreğinizde ki bitişleri
kimin hayali kaldı gözlerinizde
o kalp o yarayı kimden aldı
aşkı en son kime hapsettiniz
ya da kime terk ettiniz aşkı
siz
siz birinin sonu oldunuz mu hiç
ya da bir şiire konu oldunuz mu
yoksa siz hep terk mi edildiniz
unutmayı kim öğretti size söyleyin
ihaneti kim ezberletti
artık sevmeseniz de
hala rüyalarınızda gördükleriniz var mı sizin
söyleyin
bilmem hangi sokakta ve banklar üstünde
kimin ismini yana yana karaladınız bir kenara
ya da unutulduğunuz o caddede ve yine yağmur altında
kimi buruşturup attınız bir tarafa
söyleyin
yıllar sonra döndükleriniz oldu mu sizin
yollar aldıklarını geri verdi mi
peki değer miydi bir hiç için
söyleyin
yalnızlığı size kilitlediklerinden beri
artık geceler hiç bitmiyor değil mi
şimdi
her sabah uyandığınızda
yanınızda olmayan o kişiden
artık nefret ediyorsunuz değil mi
biteceğini bile bile başladığınız aşkları soruyorum
ben demiştim dediğiniz o anları
hep yanındayım diyenlerin yokluğunda
ve yüzlerce ölü varken yüzünüzde
ne yapacağınızı bilmeden dolaştınız mı sokaklarda
söyleyin
iyi ki yapmışım dediğiniz hatalarınız var mı bu hayatta
onu hatırlarım diye dinlemediğiniz şarkılar
yine ağlarım diye izleyemediğiniz filmler
kafanızın karıştığı durumları soruyorum
okuyup okuyup anlamadığınız kitapları
gözlerinizin boşluğa daldığı anları
uzaklara
hani çok uzaklara
başınızı bir omuza yaslamayalı çok oldu değil mi
ya da kalkıp gitmeyeli birinden
bir kalp yangınından arta kalan duygularınızla
siz
gitmek istediniz mi hiç
iyi niyetinizi kaybettiğiniz anları soruyorum
kara kaplıya kaydettiklerinizi
sizi kandırdığını zannedenlere inanmış gibi yapıp
belki bir gün düzelir diye sabrettiniz mi hiç
ama bazılarının büyüdüklerini hiç göremediniz değil mi
hatıralar baş ucunuzda nöbet tuttu hep
çünkü o sizi hep unuttu
unuttu değil mi
hani bazen bir sigara yakıp bir şarkı açarsın ve susarsın
hani o şarkı senin söylemek istediklerini söyler ya hani
işte anlaşılmak tam da böyle bir şey değil mi
bilirim
hala kokladığınız elbiseler vardır elbet
ya da unutabilmek için hiç gitmediğiniz yerler
söyleyin
birine kendine iyi bak dediniz mi hiç
hoşça kal diyebildiniz mi
kendine iyi bakabildi mi peki
hoşça kalabildi mi
her yeni aşkta hep aynı ezberi yaşıyorsunuz değil mi
söyleyin
en başa dönüp te yeniden yaşanmak isteyen hayat mıdır
peki yaşadıklarını inkar eden adam mıdır
adam mıdır söyleyin
içinizde öldürdükleriniz oldu mu sizin
tarihe gömdükleriniz
inkar etmeyin
kalbiniz mezarlık gibi değil mi
ve bu mezarlıkta artık bir ölü için dahi boş yer yok değil mi
lafı ağzınızdan alan şarkılarınız mı sizin
hayallerinizi erteleyip masadan kalktıklarınız
yalan duymamak için soru sormadığınız kişileri soruyorum
hani burada öpmüştü sizi
hani şurada çiçek vermişti
şimdi
aynı kişi
binlerce kez çoğaltıp hüzünleri
size milyon kere öldürüyor değil mi
göğsünüzün daraldığı anları soruyorum
kalbinizin sıkıştığı
söyleyin
firar etti mi aklınız hiç
peşin uçup gitti mi
lanet olası usulca yaklaşan uğursuzluk size de uğradı mı hiç
ya gözleriniz
kimi görmezden geldi geçenlerde
ya o denildiği zaman aklınıza kim geldi
en önemlisi siz
beklediniz mi hiç
hiç gelmeyeceğini bile bile
gözlerinizi tavana çakıp
onun yattığı tarafı boş bırakıp
ve resimlere bakıp bakıp
kahretsin
beklediniz mi hiç
uyku tutmayan anlarınızı kime anlattınız en çok
ve kim gerçekten anladı sizi söyleyin
suç benim dediniz mi hiç kendinize
suç benim
kırılgan mektuplar yazardınız ya hani
hani katiyen gönderememek için
adresi yoktu
ve kokusu
ve teni
sizi sizden
habersizce alıp götüren
o kişiden
artık nefret ediyorsunuz değil mi
yüreğinizin sızladığı anları soruyorum
göz bebeğinizin titrediği
ne varsa birden bire koyar ya hani
yıkar geçer ya her şey
yıllar geçmiş olsa da üstünden
ardından hala garip garip
el salladıklarınız var mı sizin
gitme kal dediğiniz oldu mu bu hayatta
ya kimin imzası var gülücüklerinizin altında
hıçkıra hıçkıra ağladığınız anları soruyorum
artık uyku
uyutulduğunuzu anladığınızdan beri hiç
hiç değil mi
hiç sevmemiş gibi yaptınız ya hani
hani kaybetmemek için
ne oldu peki söyleyin
(ben söyleyeyim)
yine o şarkıyla gözleriniz doldu aptal aptal
yani böyle her gece konuştuğunuz insanla konuşamayıp
çektiğiniz resimleri ona gönderememek
garip oluyor değil mi
uyanamam diye uyumadığınız geceleriniz var mı sizin
hani gözleriniz yine o imkansız resme bakarken
mezarlıklara bıraktığınız duvakları soruyorum
durup da inmediğiniz durakları
hayalini kurduğunuz dudakları
yani tuzakları
yani elini her gün biraz daha bıraktıklarınızı soruyorum
hesaplarken gidişlerle bitişleri
artık durulur gibi değil değil mi
yani siz
zorundayım zorundasın derken
bir yolun sonuna geldiniz mi hiç
İnsanlık bende kalsın dediğinizde
İnsanlık sizde kaldı mı hiç
söyleyin
hani gözlerine bakardınız ya en çok
hani derin bir uçuruma bakar gibi
ben gitmem diye hep söz veren o insandan
artık nefret ediyorsunuz değil mi
siz
dinleyerek eskittiğiniz
ve hep yarım kalan hayallerinizin üstüne yemin etmediniz mi
bir daha sevmeyeceğim
bir daha sevmeyeceğim
bir daha sevmeyeceğim diye
hani o sahile gitmeyecektiniz bir daha
hani o yolda bir daha yürümeyecektiniz
oysa siz dua ederken
hep ondan önce ölmeyi dilerdiniz
avuç içinizin hiç kapanmadığı anlarınız oldu mu bu hayatta
aşkı temiz tutmak isterken
kirlendiğinizi hissettiniz mi
acaba şimdi ne yapıyor dediklerinizden nefret ettiniz mi hiç
söyleyin
son pişmanlığın işe yaradığını gören var mı aramızda
ve hiç af etmeyeceğiniz insanlar var mı
benim var
Turgut Sakin
Fon muzigi nedir
fon müziği ?
burak canzöer- gözbebeğim. burak canözer bulamazsan saklıkent yaz
Gençliğime yazık oldu
mevsimler yas tutup çöller ağlasın
şarksını söyleyen kadının ismini bilen varmı
girişte söyleyen kadın Özlem Uluğaşkun
👍🦋👍🔥🎧🔥👍🦋👍
Dinlerken nefes alamıyorum ard Arda sıgara yetersiz geliyor yaşam bu mu
bi iki yerde hata var Mesela hiçbir anı tek baş başına yaşamyamazsın dediğinde o an hatıra manasında değil zamanın en küçük birimi anlamında
'93 Dörtyol... Albuz yanaklı yeğeni yengemin. O sıralar suç tabii ki 3 yaş
yorumu bende pek beğenmedim :)) ama genelde şiirleri güzel okuyor bu adam ;))