Açık kaynak kullanmanın iki önemli katkısı daha olur, 1 - Örneğin linux kullanmakla gereksiz donanımlar satın almaya gerek kalmayacaktır. Daha az işlemci, ram vs. yeterli olacaktır. 2- Mevcut kullanılan programlarda gereksiz ve şişirilmiş artalanda çalışan bir çok fonksiyon var. Bu ise gereksiz elektrik enerjisi sarfiyatı demek. Örneğin linux kullanan bir pc yarı yarıya daha az enerji harcayacaktır. 100 watt anlık gücün 50 watt a düştüğü ve milyonlarca PC ile bu kazancın çarpıldığını düşünürsek, yıllık milyar dolara varan enerji verimliliği sağlanabilir. Dolayısı ile bu konu çok yönlü önem arz etmektedir. Videonuz için teşekkürler, emeğinize sağlık.
Güzel ve önemli bir konuya değinmişsiniz teşekkürler hocam. Videoda sıkça geçtiği için bahsetmek istedim PostrgeSQL için epey bir destekleyici yerli firma var. İlginçtirki bu veritabanı için yazılmış piyasa da tek bir kitap var ! O da 200 küsür sayfa yani özetin özeti gibi. Konferansta destek şirkelerinden birinin başındaki şahsa sordum neden kitap yazmıyorsunuz diye sadece güldü ve yazmayacağını söyledi. Sonradan tahmin ettiğim yada anladığıma göre bunlar özel eğitim kurumlarında güzel paralara bunun eğimlerini verdikleri için Türkçe kitap yazılmıyor. Ayıp olmasın diye de bir tane yazmışlar. Bu söylediklerimi eleştiri olsun diye yazmıyorum. Anlatmak istediğim GİB'in bu veritabanını kullanmasıyla destek ekosistemi gayet iyi bir şekilde oluşmuş. Sizin de dediğiniz gibi açık kaynak sistemleri kullandıkça destek sistemi kendiliğinden hatta çok iyi bir şekilde gelişiyor. Saygılar..
İnternet alan adlarında latin-dışı harflerin kullanılması konusunda güney doğu Asya ülkeleri iyi. Sanırım Latin alfabesi kullanan bazı ülkeler bile kendi özel harflerini içeren alan adları kullanıyorlar. Türkiye bu açıdan çok geri. Bundan 10 yıl önce bir Kore kuruluşu Türkiye'de Türkçe harfleri kullanan alan adlarını satmaya başlamıştı. Ancak ilgisizlikten yürümedi. Genelde internet ortamında Tarzancaya alıştık. O denli ki, konuşma diline bile yansımaya başladı. Ben lise öğrencilerinin konuşurken "teşekkür ederim" yerine "tesekkur ederim" dediklerini duydum.
Pardus sürümleri ikiye ayrılır: Özgün Pardus. Pardus-etiketli-Debian. Ben özgün Pardus'u 4-5 yıl kullandım. Kullanıcı arabirimi gerçekten çok iyiydi. Microsoft Windows'u aratmadığı gibi, istediğim yazılımı "depo"dan şak diye indirip yükleyebilme özelliği inanılmazdı. Pardus yalnızca Türkiye'de değil, yurtdışında da bir sürü kişice beğenilip kullanılıyordu. Bulunduğum yabancı ülkede de "Pardus xx ülkesi kullanıcı topluluğu" vardı. Ne yazık ki, 2010'lu yılların ortalarında TÜBİTAK'ta bir "Alevi avı" başlatıldı. Bir sürü çalışan bezdirildi, işten ayrılmak zorunda bırakıldı. Pardus geliştiricileri TÜBİTAK'tan ayrıldı. Bu "başarıdan" sonra, hükümet Pardus'un özgün sürümünü ortadan kaldırdı. Onun yerine Debian sürümünü alıp, en düşük değişikliklerle üzerine "Pardus" etiketi yapıştırıp yayınladılar. Geliştirmesini de özel bir kuruma verdiler. İş, "hevesle yeni birşey yaratmak"tan, "bu kadar paraya bu kadar köfte" bir Debian kopyasına döndü. Baştan depo yaratmak yerine, Debian'dan yararlanmak ekonomik olarak daha ucuza gelebilir.Ancak, Debian'ın kendisi varken, kim neden gidip hiçbir özelliği olmayan, yarın ne olacağı belli olmayan Pardus-etiketli-Debian'a geçsin? Ben de ev bilgisayarında bir süre sonra özgün Pardus'tan, Windows'a geri döndüm. Sunucuda da Debian'a geçtim. Bu arada, TÜBİTAK'tan "ayrılan" Pardus geliştiricilerinden bir bölümü kendi olanaklarıyla, PisiLinux adı altında yeni bir repo ile sürümler yayınlamaya başladılar. Şimdiye dek deneme olanağım olmadı.
Güzel özetlemişsin olayı. Özgün olan ilk Pardus sürümlerinin paket yöneticisinde o dönem henüz YUM paket yöneticisinde bile olmayan delta alma özelliği vardı. O dönem koşullarında bant genişliğinden tasarruf sağlıyordu örneğin. Kendim hep Debian kullandığım halde, Debian tabanlı Pardus yerine özgün bir sürümün yeniden oluşturulmasının üretken bir ekosistem kurmak için gerekli olduğunu düşünüyorum. Debian tabanlı sürüm daha kararlı olduğu için kurumlarda kullanılabilir belki. Ancak üniversitelerin bilgisayar lab.larında özgün sürüm kullanılmalı yine de. Hatta gömülü sistemlerle uyumlu hale getirilmeli bu özgün sürüm. Diğer taraftan o dönemki Pardus geliştirici topluluğu çok gülünç nedenlerden dağıtılmıştı cidden. Hatta pis-kaka! Ergenekoncu generallere Pardus sunumu yaptılar diye Ankaradaki Unix sistem yönetimi uzmanı bir şirkete çamur atmışlardı. Adamlar arkalarına bile bakmadan kaçıp gitmişlerdi başka bir ülkeye o zaman. Cidden şaka topu gibi bir dönemdi.
Yıllardır fabrikalara açık kaynak kodlu ERPNext desteği veriyoruz. Her zaman kamu tarafında çok iyi iş yapacağını düşünmüşümdür. Şuan 2 kamu ofisi ile görüşüyoruz. Umarım yakında başlarız.
Tasarruftan bahseden belediyelerimizin kart doldurma cihazlarında bile ücretli işletim sistemlerini kullanması gibi bir durum da var, en azından bu cihazlarda açık kaynak kodlu ve ücretsiz işletim sistemleri kullanılmalı. Yazılım tarafına hakim değilim ama sayısal tasarım için açık kaynak kodlu sentez ve analiz araçları (Yosys, iverilog, VTR vb.) için şunu diyebilirim: Maalesef ücretli araçların sahip olduğu işlevsellikten uzaklar, her bloğu sentezleyemiyor, en basitinden Verilog'taki çok boyutlu değişkenlerde (reg [2:0] yazarken mesela) sorunlar çıkardığını görüyorum. Büyük tasarımlar için yetersiz kalabiliyorlar. Kendim denemedim ama çoğu açık kaynaklı araç SystemVerilog'u da desteklemiyormuş. Kendi alanım için herkesin rahatlıkla tercih edebileceği araçlar olduklarını şimdilik düşünmüyorum.
Son 3 aydır Linux kullanıcısıyım, linux'a geçme sebebim açık kaynak bir yazılımın son sürümünün Win7 ile uyumlu çalışmaması ile başladı. Lise birinci sınıftan terk'im. İki ay boyunca eski olan bilgisayarıma uygun Debian, Ubuntu ve Arch Distro (dağıtım) bulmak için zaman harcadım, bir çok dağıtımı kurdum ve sildim, çıkan problemler ile başa çıkmaya çalıştım, bu dönem sıkıntılı ama bir o kadar da linux hakkında azda olsa tecrübe sahibi olmama sebep oldu. Bu sıkıntılı dönem içinde yaşadığım problemleri çözmek için bir çok form sayfasını dolaşmam gerekti, ülkemizde bir çok gencin Linux sisteme karşı ilgili duyduğunu fark ettim. Gençlerimiz bilişim alanında bir çok konuya çok fazla ilgi duyuyor. Ülkemiz gençleri bilişim alanında ciddi anlamda çok büyük bir potansiyele oluşturuyor. Umarım bu potansiyel kısa sürede istenilen değer verilir. Şu an linux benim için bir bağımlılık haline dönüşmüş durumda ve son bir aydır sıkıntı yaşamadan linux kullanıcısıyım. Uzun zaman önce uzun bir süre C# web uygulamaları geliştirdim, uzun zamandır yazılıma karşı mesafeliydim, bu yayınınızdan sonra linux ortamında java geliştirmeye karar verdim. Bizler için harcadığınız değerli zamanınız ve değerli bilgileriniz için teşekkür ederim.
2 года назад
Çalıştığım kamu kurumunda denk geldiğim birçok PC'de korsan Windows kurulu maalesef. Halbuki yapılan işler hep tarayıcı tabanlı sistemler üzerinde. Pardus veya herhangi bir Linux dağıtımına geçilse neredeyse hiç sıkıntı yaşanmaz.
Oğuz hocam, sıklıkla "milyon dolarlar" kullanmışsınız. Bizzat sahada gördüğüm kadarı ile sadece SAP ve Oracle e verilen tutarın milyar dolarlar seviyesinde olduğunu söyleyebilirim. Buna MS ekosistemini de eklerseniz X2-X3 diyebilirsiniz. Sektöre özel niş yazılımları saymıyorum bile ( Adobe, 3D Tools, In-Memory Analytic Systems, BI toools, Back-Up/Replication tools, Developer Tools... Liste çok uzun
Kendi bilgisayarımızı yapmak bile yıllık milyar dolarların cebimizde kalmasını, ayrıca istihdamın artmasını , hatta nüfuzumuz olan ülkelere ihracatını sağlayabilecekken üç beş kuruş eşantiyon(anladınız siz onu) için çeşitli bilindik markalara servet ödeniyor. Ayrıca printer konusunu anlamadım, çıktı alınıyor arşivleniyor ve imha ediliyor, bunu yapmak için de birileri maaş alıyor, inanılır gibi değil, kurumlar birbirinden veri çekmeye aciz, devlet kurumuna bir şey bildireceğimiz zaman e-devletten çıktı alıp götürmemiz gerekiyor. 21.yy da cahillikte sınır tanımıyoruz.
Oğuz Bey, şu an kaynak o kadar bol ki. Biz 90 larda bir kitap çıkacak diye gözüne bakardık. Şimdilerde idelerle sürükleyip attığınızda form ve eventler (form ve eventlar için yüzlerce satır yazıyorduk) hazır geliyor. Hazır eğitim videolar, kitap vb. çok miktarda mevcut. Hızlı bir başlangıç ile çok yol katedilebilir diye düşünüyorum. AMa bir seferberlik şart, anlatı için teşekkürler.....
Tablet/Cep telefonları AFAD 'daki gibi ekosistemi yazılımsal olarak Pardus ekosistemiyle arm-64 bit işlemci mimarisi için tekrar dernelip bunlara uygun yerli ekosistem servisleri inşaa edilmeli..!
İşin siber güvenlik tarafı sağlanmadığı sürece devletin kendi cloud sistemini kurması mümkün olamaz. Şu aşamada bile veri sızıntıları bu haldeyken, bu sistemde veri sızıntısı sorunları alır başını gider diye düşünüyoroum. Belki kamu kurumları arasında olabilir ancak halkın kullanması için önce güvenlerinin kazanılması gerekli bu da zor diye düşünüyorum.
13:43 Wİndows un öğrencilere ücretsiz yazılım verdiği programlar (Dreamspark) oluyordu ve sanki üniverlerle anlaşma oluyordu. Acaba bu anlaşmalara karşılık mı halen daha windows kullanıyor ? Tabi yanlışım varsa düzeltin olaya tam hakim değilim sadece fikir yürüttüm.
kamuda çoğunlukla ofis programları(word, excel, powerpoint) kullanılıyor, yoğunlukla da word. sırf kelime işlemci kullanmak için windows kullanmak bahsettiğiniz gibi gereksiz hantallık. bu yazılımların açık kaynak kodlu karşılıklarını kullanmak mali açıdan çok fark ettirir.
Kamuda binlerce doar ödenerek windows ve office paketi kullanılıyor. Buradaki kaynak açık kaynaklı sourcecode uygulamaları ve eğitimi için aktarmalı. Burada da en büyük sorun her kamu kurumunda en azından c++, pyhton vb. kod üretebilecek kalifiye personele ihtiyacı... Bu konuda çok geç kaldık düşüncesindeyim. 1993 te bu işin içinde biri olarak yazıyorum, çok üzülüyorum şu anki durum için.... bir programcı hemen yetişmiyor, eğiminin akabinde bütün iş kendinde bitiyor....Şimdi bakıkyorum kavağa sarılan sarmaşık çok fazla, onlar da facık fırtına çıksa yerlerinden sökülüyor! Kısacası kavak gibi olmadan sağlam projeler üretemezsiniz, emek ve yıllar gerekli.
Acik kaynak cok anlasilmamis sanirim. Acik kaynakta katma degeri herkes kendi üretir, acik kaynagi kullanarak ve kodlayarak. Belirli bir kuruma, kurulusa, lisans modeline bagli kalmadan. Acik kaynagin katma degeri bir araya gelip beraber birseyler üretmek, ve ögrenmektir.
Hocam işletim sistemlerinde kullanılan bir sürü uygulama var. Bu uygulamaların Açık kaynaklı işletim sistemlerinde de çalışması gerekiyor. veya muadili uygulamaların olması gerekiyor
Hocam 37:00 da web'i küçümsemeyin bence. Amazon, Facebook, Google, Netflix, sahibinden, n11, getir vs. bunların hepsi web projesi ve katma değeri donanımsal ürün geliştirmekten çok daha fazla.
@@oguz_ergin pardus.diyanet.gov.tr/ hocam dehşete düşecek bir durum yok. Tüm Türkiye'de 81 il 900 ilçede en alt birimden en üst kademeye kadar yapılan bir göç projesi... Kesinlikle israf yok.
Almanya'da yapıyor. Bazı belediyeler Microsoft Word'ü terk edip Libre Office gibi açık kaynaklı ücretsiz alternatiflere geçiyorlar. Aslında Google Docs a geçilebilir ücretsiz olduğu için. İşletim sistemi olarak da geçiş yapıyorlar belediyece
Açık kaynak kullanmanın iki önemli katkısı daha olur, 1 - Örneğin linux kullanmakla gereksiz donanımlar satın almaya gerek kalmayacaktır. Daha az işlemci, ram vs. yeterli olacaktır. 2- Mevcut kullanılan programlarda gereksiz ve şişirilmiş artalanda çalışan bir çok fonksiyon var. Bu ise gereksiz elektrik enerjisi sarfiyatı demek. Örneğin linux kullanan bir pc yarı yarıya daha az enerji harcayacaktır. 100 watt anlık gücün 50 watt a düştüğü ve milyonlarca PC ile bu kazancın çarpıldığını düşünürsek, yıllık milyar dolara varan enerji verimliliği sağlanabilir. Dolayısı ile bu konu çok yönlü önem arz etmektedir. Videonuz için teşekkürler, emeğinize sağlık.
Ve bir yıl sonra çıkan açık kaynak kodlu yazılım genelgesi... Teşekkürler hocam bu videoçıkan kanunu çok güzel özetlemiş.
Güzel ve önemli bir konuya değinmişsiniz teşekkürler hocam. Videoda sıkça geçtiği için bahsetmek istedim PostrgeSQL için epey bir destekleyici yerli firma var. İlginçtirki bu veritabanı için yazılmış piyasa da tek bir kitap var ! O da 200 küsür sayfa yani özetin özeti gibi. Konferansta destek şirkelerinden birinin başındaki şahsa sordum neden kitap yazmıyorsunuz diye sadece güldü ve yazmayacağını söyledi. Sonradan tahmin ettiğim yada anladığıma göre bunlar özel eğitim kurumlarında güzel paralara bunun eğimlerini verdikleri için Türkçe kitap yazılmıyor. Ayıp olmasın diye de bir tane yazmışlar. Bu söylediklerimi eleştiri olsun diye yazmıyorum. Anlatmak istediğim GİB'in bu veritabanını kullanmasıyla destek ekosistemi gayet iyi bir şekilde oluşmuş. Sizin de dediğiniz gibi açık kaynak sistemleri kullandıkça destek sistemi kendiliğinden hatta çok iyi bir şekilde gelişiyor. Saygılar..
İnternet alan adlarında latin-dışı harflerin kullanılması konusunda güney doğu Asya ülkeleri iyi. Sanırım Latin alfabesi kullanan bazı ülkeler bile kendi özel harflerini içeren alan adları kullanıyorlar. Türkiye bu açıdan çok geri. Bundan 10 yıl önce bir Kore kuruluşu Türkiye'de Türkçe harfleri kullanan alan adlarını satmaya başlamıştı. Ancak ilgisizlikten yürümedi. Genelde internet ortamında Tarzancaya alıştık. O denli ki, konuşma diline bile yansımaya başladı. Ben lise öğrencilerinin konuşurken "teşekkür ederim" yerine "tesekkur ederim" dediklerini duydum.
Pardus sürümleri ikiye ayrılır: Özgün Pardus. Pardus-etiketli-Debian. Ben özgün Pardus'u 4-5 yıl kullandım. Kullanıcı arabirimi gerçekten çok iyiydi. Microsoft Windows'u aratmadığı gibi, istediğim yazılımı "depo"dan şak diye indirip yükleyebilme özelliği inanılmazdı. Pardus yalnızca Türkiye'de değil, yurtdışında da bir sürü kişice beğenilip kullanılıyordu. Bulunduğum yabancı ülkede de "Pardus xx ülkesi kullanıcı topluluğu" vardı.
Ne yazık ki, 2010'lu yılların ortalarında TÜBİTAK'ta bir "Alevi avı" başlatıldı. Bir sürü çalışan bezdirildi, işten ayrılmak zorunda bırakıldı. Pardus geliştiricileri TÜBİTAK'tan ayrıldı. Bu "başarıdan" sonra, hükümet Pardus'un özgün sürümünü ortadan kaldırdı. Onun yerine Debian sürümünü alıp, en düşük değişikliklerle üzerine "Pardus" etiketi yapıştırıp yayınladılar. Geliştirmesini de özel bir kuruma verdiler. İş, "hevesle yeni birşey yaratmak"tan, "bu kadar paraya bu kadar köfte" bir Debian kopyasına döndü. Baştan depo yaratmak yerine, Debian'dan yararlanmak ekonomik olarak daha ucuza gelebilir.Ancak, Debian'ın kendisi varken, kim neden gidip hiçbir özelliği olmayan, yarın ne olacağı belli olmayan Pardus-etiketli-Debian'a geçsin? Ben de ev bilgisayarında bir süre sonra özgün Pardus'tan, Windows'a geri döndüm. Sunucuda da Debian'a geçtim.
Bu arada, TÜBİTAK'tan "ayrılan" Pardus geliştiricilerinden bir bölümü kendi olanaklarıyla, PisiLinux adı altında yeni bir repo ile sürümler yayınlamaya başladılar. Şimdiye dek deneme olanağım olmadı.
Çok acı bir durum gerçekten.
Güzel özetlemişsin olayı. Özgün olan ilk Pardus sürümlerinin paket yöneticisinde o dönem henüz YUM paket yöneticisinde bile olmayan delta alma özelliği vardı. O dönem koşullarında bant genişliğinden tasarruf sağlıyordu örneğin. Kendim hep Debian kullandığım halde, Debian tabanlı Pardus yerine özgün bir sürümün yeniden oluşturulmasının üretken bir ekosistem kurmak için gerekli olduğunu düşünüyorum. Debian tabanlı sürüm daha kararlı olduğu için kurumlarda kullanılabilir belki. Ancak üniversitelerin bilgisayar lab.larında özgün sürüm kullanılmalı yine de. Hatta gömülü sistemlerle uyumlu hale getirilmeli bu özgün sürüm.
Diğer taraftan o dönemki Pardus geliştirici topluluğu çok gülünç nedenlerden dağıtılmıştı cidden. Hatta pis-kaka! Ergenekoncu generallere Pardus sunumu yaptılar diye Ankaradaki Unix sistem yönetimi uzmanı bir şirkete çamur atmışlardı. Adamlar arkalarına bile bakmadan kaçıp gitmişlerdi başka bir ülkeye o zaman. Cidden şaka topu gibi bir dönemdi.
Yıllardır fabrikalara açık kaynak kodlu ERPNext desteği veriyoruz. Her zaman kamu tarafında çok iyi iş yapacağını düşünmüşümdür. Şuan 2 kamu ofisi ile görüşüyoruz. Umarım yakında başlarız.
Tasarruftan bahseden belediyelerimizin kart doldurma cihazlarında bile ücretli işletim sistemlerini kullanması gibi bir durum da var, en azından bu cihazlarda açık kaynak kodlu ve ücretsiz işletim sistemleri kullanılmalı.
Yazılım tarafına hakim değilim ama sayısal tasarım için açık kaynak kodlu sentez ve analiz araçları (Yosys, iverilog, VTR vb.) için şunu diyebilirim: Maalesef ücretli araçların sahip olduğu işlevsellikten uzaklar, her bloğu sentezleyemiyor, en basitinden Verilog'taki çok boyutlu değişkenlerde (reg [2:0] yazarken mesela) sorunlar çıkardığını görüyorum. Büyük tasarımlar için yetersiz kalabiliyorlar. Kendim denemedim ama çoğu açık kaynaklı araç SystemVerilog'u da desteklemiyormuş. Kendi alanım için herkesin rahatlıkla tercih edebileceği araçlar olduklarını şimdilik düşünmüyorum.
Son 3 aydır Linux kullanıcısıyım, linux'a geçme sebebim açık kaynak bir yazılımın son sürümünün Win7 ile uyumlu çalışmaması ile başladı. Lise birinci sınıftan terk'im. İki ay boyunca eski olan bilgisayarıma uygun Debian, Ubuntu ve Arch Distro (dağıtım) bulmak için zaman harcadım, bir çok dağıtımı kurdum ve sildim, çıkan problemler ile başa çıkmaya çalıştım, bu dönem sıkıntılı ama bir o kadar da linux hakkında azda olsa tecrübe sahibi olmama sebep oldu. Bu sıkıntılı dönem içinde yaşadığım problemleri çözmek için bir çok form sayfasını dolaşmam gerekti, ülkemizde bir çok gencin Linux sisteme karşı ilgili duyduğunu fark ettim. Gençlerimiz bilişim alanında bir çok konuya çok fazla ilgi duyuyor. Ülkemiz gençleri bilişim alanında ciddi anlamda çok büyük bir potansiyele oluşturuyor. Umarım bu potansiyel kısa sürede istenilen değer verilir.
Şu an linux benim için bir bağımlılık haline dönüşmüş durumda ve son bir aydır sıkıntı yaşamadan linux kullanıcısıyım. Uzun zaman önce uzun bir süre C# web uygulamaları geliştirdim, uzun zamandır yazılıma karşı mesafeliydim, bu yayınınızdan sonra linux ortamında java geliştirmeye karar verdim. Bizler için harcadığınız değerli zamanınız ve değerli bilgileriniz için teşekkür ederim.
Çalıştığım kamu kurumunda denk geldiğim birçok PC'de korsan Windows kurulu maalesef. Halbuki yapılan işler hep tarayıcı tabanlı sistemler üzerinde. Pardus veya herhangi bir Linux dağıtımına geçilse neredeyse hiç sıkıntı yaşanmaz.
Oğuz hocam, sıklıkla "milyon dolarlar" kullanmışsınız. Bizzat sahada gördüğüm kadarı ile sadece SAP ve Oracle e verilen tutarın milyar dolarlar seviyesinde olduğunu söyleyebilirim. Buna MS ekosistemini de eklerseniz X2-X3 diyebilirsiniz. Sektöre özel niş yazılımları saymıyorum bile ( Adobe, 3D Tools, In-Memory Analytic Systems, BI toools, Back-Up/Replication tools, Developer Tools... Liste çok uzun
Muhafazakar tahmin benimki.
Kendi bilgisayarımızı yapmak bile yıllık milyar dolarların cebimizde kalmasını, ayrıca istihdamın artmasını , hatta nüfuzumuz olan ülkelere ihracatını sağlayabilecekken
üç beş kuruş eşantiyon(anladınız siz onu) için çeşitli bilindik markalara servet ödeniyor.
Ayrıca printer konusunu anlamadım, çıktı alınıyor arşivleniyor ve imha ediliyor, bunu yapmak için de birileri maaş alıyor, inanılır gibi değil,
kurumlar birbirinden veri çekmeye aciz, devlet kurumuna bir şey bildireceğimiz zaman e-devletten çıktı alıp götürmemiz gerekiyor.
21.yy da cahillikte sınır tanımıyoruz.
Oğuz Bey, şu an kaynak o kadar bol ki. Biz 90 larda bir kitap çıkacak diye gözüne bakardık. Şimdilerde idelerle sürükleyip attığınızda form ve eventler (form ve eventlar için yüzlerce satır yazıyorduk) hazır geliyor. Hazır eğitim videolar, kitap vb. çok miktarda mevcut. Hızlı bir başlangıç ile çok yol katedilebilir diye düşünüyorum. AMa bir seferberlik şart, anlatı için teşekkürler.....
Tablet/Cep telefonları AFAD 'daki gibi ekosistemi yazılımsal olarak Pardus ekosistemiyle arm-64 bit işlemci mimarisi için tekrar dernelip bunlara uygun yerli ekosistem servisleri inşaa edilmeli..!
İşin siber güvenlik tarafı sağlanmadığı sürece devletin kendi cloud sistemini kurması mümkün olamaz. Şu aşamada bile veri sızıntıları bu haldeyken, bu sistemde veri sızıntısı sorunları alır başını gider diye düşünüyoroum. Belki kamu kurumları arasında olabilir ancak halkın kullanması için önce güvenlerinin kazanılması gerekli bu da zor diye düşünüyorum.
13:43 Wİndows un öğrencilere ücretsiz yazılım verdiği programlar (Dreamspark) oluyordu ve sanki üniverlerle anlaşma oluyordu. Acaba bu anlaşmalara karşılık mı halen daha windows kullanıyor ? Tabi yanlışım varsa düzeltin olaya tam hakim değilim sadece fikir yürüttüm.
kamuda çoğunlukla ofis programları(word, excel, powerpoint) kullanılıyor, yoğunlukla da word. sırf kelime işlemci kullanmak için windows kullanmak bahsettiğiniz gibi gereksiz hantallık. bu yazılımların açık kaynak kodlu karşılıklarını kullanmak mali açıdan çok fark ettirir.
Kamuda binlerce doar ödenerek windows ve office paketi kullanılıyor. Buradaki kaynak açık kaynaklı sourcecode uygulamaları ve eğitimi için aktarmalı. Burada da en büyük sorun her kamu kurumunda en azından c++, pyhton vb. kod üretebilecek kalifiye personele ihtiyacı... Bu konuda çok geç kaldık düşüncesindeyim. 1993 te bu işin içinde biri olarak yazıyorum, çok üzülüyorum şu anki durum için.... bir programcı hemen yetişmiyor, eğiminin akabinde bütün iş kendinde bitiyor....Şimdi bakıkyorum kavağa sarılan sarmaşık çok fazla, onlar da facık fırtına çıksa yerlerinden sökülüyor! Kısacası kavak gibi olmadan sağlam projeler üretemezsiniz, emek ve yıllar gerekli.
Cumhur başkanı olursam sizi Bilgi işlem Bakanı Yapardım... Fikirleriniz çok doğru.
Acik kaynak cok anlasilmamis sanirim. Acik kaynakta katma degeri herkes kendi üretir, acik kaynagi kullanarak ve kodlayarak. Belirli bir kuruma, kurulusa, lisans modeline bagli kalmadan. Acik kaynagin katma degeri bir araya gelip beraber birseyler üretmek, ve ögrenmektir.
Hocam işletim sistemlerinde kullanılan bir sürü uygulama var. Bu uygulamaların Açık kaynaklı işletim sistemlerinde de çalışması gerekiyor. veya muadili uygulamaların olması gerekiyor
Hocam 37:00 da web'i küçümsemeyin bence. Amazon, Facebook, Google, Netflix, sahibinden, n11, getir vs. bunların hepsi web projesi ve katma değeri donanımsal ürün geliştirmekten çok daha fazla.
TÜBİTAK yapmasın diyorum. Bu bahsettiğin yerlerde asıl iş hizmet, teknoloji değil.
Hocam Diyanet olarak açık kaynağa geçtik. Daire başkanımız büyük bir irade gösterdi. 10.000 bilgisayar. 2 yılda göçü tamamladık.
Bu iyi habere sevindim ama Diyanetin 10 bin bilgisayarı olması beni dehşete düşürdü.
@@oguz_ergin pardus.diyanet.gov.tr/ hocam dehşete düşecek bir durum yok. Tüm Türkiye'de 81 il 900 ilçede en alt birimden en üst kademeye kadar yapılan bir göç projesi... Kesinlikle israf yok.
kısacası her şey için üretim şart
Eğer yapmak istersek olanaklar var.
Almanya'da yapıyor. Bazı belediyeler Microsoft Word'ü terk edip Libre Office gibi açık kaynaklı ücretsiz alternatiflere geçiyorlar. Aslında Google Docs a geçilebilir ücretsiz olduğu için. İşletim sistemi olarak da geçiş yapıyorlar belediyece
Google dökümanlara geçerseniz tüm dosyalarınızı Google’a teslim etmeniz gerekiyor
hocam chat kapalı ?
?
@@oguz_ergin canlı yayında chat yani sohbet ekranı kapalıydı sanki ?
Kamu kurumları açık kaynağı benimsemeye başladılar mı? 03.02.2024
Pardus konusunda video: ruclips.net/video/nSCgdD9bIv0/видео.htmlsi=JMCxLEBw0TMjAKS_
Madem biliyon ögrenim videolarini cekde ögrenelim gelisi güzel meint kulkaniyoruz ama gelisi güzel a- z egim videolarini yapan Kimse yok
Herseyin de yerlisi yapilmaz, bizde programlar yapalim biz de dunyaya satalim. daha iyi olur.
Burada konu her şeyin yerlisini yapalım değil açık kaynak kullanalım. Sanki bir yanlış anlaşma olmuş gibi geldi bana.