Sevgili Osuruktan Özel Jetlerime çok teşekkürler 💖 Can Sungur ve Yakın Evren Süleyman AKBULUT Bulut Y. Melis Öztek happy cat aybuke Elif İlke Bulgan heathen Nuşin Esra Kaya heathen Didem Akturk rue peri Emre Vhallaw Oğuz Özkan Eden Tezerbiz Даша vegusmegus Zeynep Yıldırım Sezgi S. Yalçın tasartir Özge Ünlü
Bırtcast boş muhabbet değildir! Bugün 140journos'un Adnan Oktar belgeselini izleyince neredeyse yeni hiçbir şey öğrenmedim çünkü biz 50 yıl önce falan bunları hep Bırtcast'te konuşmuştuk. Antika pazarlığından organize suç örgütlerine kadar bir sürü şey öğreniyorum valla ben
Valla ben de aynısını düşündüm ben ceren sunguru da yıllardır takip ediyorum ve hiçbir zaman love bombing olayına kanmadım bu iki ablam sayesinde, bi kadın olmayı ve feminizmi bana kazıklı maria öğretti o huzur sokağı videolarını 12 13 yaşlarında izlerdim (17 yaşındayım) iyi ki de karşılaşmışım bu iki insanla gerçekten
Podcastle alakası yok bunun ama tüm dünyaya ilan etme isteğiyle doluyum. BEN BUGÜN AÇILDIIIMMM. Herhangi bir şeye zorlanan tüm kız kardeşlerimin özgür olmasını diliyorum... Umarım hepimiz kendi isteğimizle yapmadığımız her şeyden kurtuluruz. Pes etmeyin ❤ Güzel şeyler söyleyen, tebrik eden herkese sonsuz teşekkürler ve kalplerr. Hepiniz çok güzel insanlarsınız ✨
İlk başta söylediğin gençlere üzülüyorum dediğin ve kendini anlattığın kısımda gözlerim doldu. Çünkü ben de senin gibi kendimi geç keşfettim ben de hep çocukluğumdan beri resim çizmek istiyordum ama küçük bir yerden geldiğim için geleceğimi düşünerek sanat konusundaki hevesimi kırdılar ve mühendisliğe yönlendirdiler. Mühendislik yazdım. Mezun olmama yakın yakın arkadaşlarım ve erkek arkadaşımın cesaretlendirmesiyle çizdiğim şeyleri paylaşmaya ve geleceğimi bu yönde ilerletmeye karar verdim. Şimdi resim kursunu karşılamak için hiç sevmediğim bir yerde hiç sevmediğim bir işte mühendislik yapıyorum, akşam yorgun argın gelsem bile bir şeyler çizip kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Umarım bir sene sonra buraya güzel haberleri vermek için yazabilirim. Ben senin animasyonu sonradan okuduğunu öğrendiğimde de cesaretlendirmiştim şimdi bu söylediklerini dinleyince tekrar cesaretlendim çok teşekkür ederim ❤
Eğitim fakültelerinde cidden çok büyük sıkıntı var. Öğrenciler asla öğretmenlik vasfına sahip değil, çocukları sevmiyor, hatta çoğu öylesine mezun olmak için okuyor. Mezun olmak da çok kolay. Ben Resim-İş Öğretmenliği bölümünden mezun oldum ve sınıfımda cidden öğretmen olmaz inşallah dediğim insanlar vardı ama hepsi mezun oldu ve ortalamaları da çoğunlukla 3 üstüydü. Hatta bazıları özel okulda vs çalışmaya başlamış. Ben kendimi yetersiz görüp kafayı yerken kantinde kahve içmeye gelen insanlarla birlikte mezun olmam çok üzücü...
Podcastlerde hoşuma gitmeyen bir noktaya değineceğim şu an. Eskiden bir saat civarında konuşuyordun, son zamanlarda bu süre yarıya indi. Yine bir saat konuş 😅
Belki artik kendini de gosterdigi icindir oturusundan tut ortamin musaitligine, editlere kadar cok daha fazla emek giriyor isin icine. Gerçekten cok guzel boyle olmasi ama eminim daha zordur.
Ben görsel iletişim tasarımı okuyacağım, bu sene hazırlık okuyorum. 12. Sınıfın başımdan beri mezun olduktan sonra yurt dışına çıkmayı düşünüyordum. Ama özellikle bu seçimlerin sonunda Türkiyede kalma konusunda karar kıldım. Ülkenin %51’i değişmek istemiyorsa eğer kalan %49 olan biz kendimizi kapatacağımıza geliştirmeliyiz. Onların inadına gençler olarak baş kaldırmalıyız diye düşündüm. Bu bölümde de bu konuyu açman iyi oldu bence
Meryem'in yurtdışıyla alakalı yorumlarına eklemek istiyorum, mimarlık okumak üzere İsveç'e geldim. Çeşitli sebeplerle iş bulamıyorum. 1 yıldır postacılık yapıyorum kendimi idame ettirmeye ek olarak para da biriktirebiliyorum. İstanbul'da kalıp bir mimarlık ofisinde çalışıyor olsam yaşam kalitem daha iyi olmayacaktı kesinlikle; kira fiyatları, ekonomik kriz, şehrin stresi, çalışma ortamının stresi derken... Ailemi, arkadaşlarımı, kendi meslek alanımı bırakmış oldum yurtdışına giderek, gün geldi akıl sağlığımı yitirecek gibi oldum, gün geldi ağlama krizleriyle nefes alamadım, kimi zaman yemek yemeyi bıraktım kısa sürelerle. O kadar çok isterdim ki kendi ülkemde iyi bir şeyler yapabilmeyi fakat gelecek elimizden alınmış gibi hissederken yaşamak çok zordu Türkiye'de. Ben de ne olursa olsun gideceğim diyerek gittim. Çok zordu ama 3 yıldır buradayım. Mutlu muyum şuan diye soracak olursanız, hayır, ama mutsuz da değilim. Hislerim grileşti. Burada sıfırdan hayat kurmaya çalışmak, hatta eksideyken sıfıra çıkmak için bile büyük çabalar harcamak beni çok yordu ve yıprattı. Hiçbir şey imkansız değil ama gerçekçi olmakta da fayda var diye düşünüyorum. Kendi özünüzde bir güç üretebilecek olan herkes bence başarabilir bir hayat kurmayı. Bazı şeyler de yoldayken öğreniliyor, bir çok hata yapılıyor ama deneye yanıla bir şekilde daha iyisini de öğreniyorsunuz. Umutlar ve hayaller bizi motive ediyor ama bazı durumlar da sadece çaba sarf etmeyi ve sabretmeyi gerektiriyor. Umarım kendine hayat kurmayı deneyen herkes başarır ❤
Burada en iyi mimarlık ofisine girsen İstanbul'da maaşının yarısı her şekilde kiraya gidip en basit şeyi alırken bile hep düşünecek olacaktın gerçeği var. Hala gitmeyelim ya buradan demek de bana bencilce ve kolay yol geliyor gidebilen gitsin kursun kendine hayat düşe kalka iyi veya kötü ne gelecekse. Ben de isteyip henüz gidemeyenlerdenim bu arada ama gitmek isteyen herkesi çok iyi anlıyorum destekliyorum. Koca 20yıl geçmiş ya aynı politikalar ve kısır döngülerle daha hala insanlara hayal satmaya bak kazanıyoruz bahar getiriyoruz demeye gerek de yok. Aynı şey yapıp aynı döngüde yaşanıp farklı sonuç alınmaz. Umarım hep istediğiniz gibi gider orada yolunuz.
bu yurtdışı konusuna katılıyorum, gidebilenler için çok mutluyum, benim de 2 arkadaşım gitti ve onlar adına gerçekten mutluyum ama ben kendi hayatıma dönüp baktığımda dediğin gibi geride kalmış gibi hissediyorum. imkanım var gidebilirim bu arada maddi olarak ama anksiyete sebebiyle terapi alıyorum ve her günüm de iyi geçmiyor, başka ülkeye gitmek dediğin gibi yeniden başlamak demek ve daha düşünürken bile geriyor mesela beni. gelecek planlarım arasında yurtdışı vardı ama anksiyete sebebiyle şuan için istesem de yapamıyorum, kendimi çok kötü hissediyorum ama imkanı ve mental olarak kaldırabilecek isteyen herkes gitsin tabi, onlar adına mutluluk duyarım, umarım hepsi hayallerini gerçekleştirir ve huzurlu olurlar hisleriimden bahsetmek istedim sadece
yurtdışı hayali çoğu zaman bir şeyleri ertelemek için ürettiğimiz bir bahane veya umut etmek için beynin bulduğu bir çıkış kapısı aslında. çoğu insan gitmeyeceğini içten içe bilse de o şekilde kendini motive ediyor, ülkenin içinde bulunduğu korkunç durumda hayatta kalmaya devam edebiliyor. ben de böyleydim bir dönem o yüzden anlayabiliyorum. ve devamlı bu konu üzerinden mastürbasyon? yapılması kesinlikle kalacak olanlarda derin bir mutsuzluk ve hayatı kaçırma hissi yaratıyor. keşke ülke şartları bi nebze daha iyi olsa da şu döngüden, arada kalmışlıktan kurtulsak. bir yere ait hissetmeyi aşırı özledim
Bir ortamdan kaçmakla her şey çözülmez evet ama bulunduğun ortamın sorunları katlanıyor ve çözüme dair umut kalmıyorsa onu değiştirmek kişiyi geliştirir üzgünüm . Evet kalalım burayı güzelleştirelim cart curt o sırada hayat geçip gidiyor ? Daha geçen depremde gencecik arkadaşlarımı kaybettim gördüm ki uzun yıllar yaşam garantisi de yok öyle hiçbirimizin. Bu noktada daha iyisinin olma fırsatını değerlendirebilen herkes değerlendirmeli bence. Yoksa bu seçim kesin gidiyorlar abi bak kazanıyoruz anketlerde demekle sandığımız politik savaşı verdiğimiz de yok bir şeyi güzelleştirdiğimiz de.
tabiki buradan çok mutsuzsan gidebilirsin de bence meryem’in anlatmaya çalıştığı şey orada da çok mutlu olamayacağın. Her yerin kendine has zorluğu var buradaki çektiğin zorluklar bitse de orada yeni ve burada yaşamadığın zorluklarla uğraşacaksın yani gittiğinde aşırı mutlu peri masalı gibi hayatın olmayacak hayat bu yine zorluk yaşayacaksın yine mutsuz olacaksın amaç gidip orada mutlu olayım olmamalı ya tabi oraya gerçekten daha iyi bir yerde çalışmaya gidiyorsan daha iyi bir eğitim için gidiyorsan ona bir şey denilmez de buradan gidiyim de norveç’te bok oluyum yaklaşımı biraz yanlış öyle amaçsız sırf gitmek için gitmek hiçbir şeyi çözmüyor
@@slyvia6284 aklıma servetifunun döneminde padişahtan bıktıkları için yurtdışı hayali kuran ve orayı idealleştiren edebiyatçılar geliyor bazen . Tarihin tekerrür etmesi çok sinir bozucu çünkü halkımız asla ders almıyor.
siz ne kadar duyarlı bir insansınız ya izledikçe daha çok seviyorum 💙 devletin girişimcilere verdiği destekler için başvuru yapmış ve şansımı denemiş bir tasarımcı olarak söylüyorum, ürettiğiniz şeylere bakmıyorlar bile, isterseniz dünyanın en orijinal tasarımını yapın, oralarda vizyon sahibi insanlar yok, size sordukları şeyleri söyleyim, paran varmı, iş kurmak istiyorum diyorsunuz "e kur o zamaan" diyen, sandalyede yatmış kaymış, son derece ciddiyetsiz bir memur düşünün... iyi birşeyler yapan yetenekli insanları ite kaka herkesin önüne geçenler yüzünden kimsenin inancı kalmadı ama sizin gibi akıllı yetenekli insanları gördükçe umutlanıyoruz teşekkürler 💙
Yaaa britanny broskiyi çok dinliyorum bu aralar podcastlerini falan gerçekten sosyal zekası çok yüksek davet edildiği programda hostun (h3 deil) onu rahat hissettirmesi gerekirken o onları rahat hissettiriyor, hostun sorularını komikleştirip cevap veriyor herkes gülmesini sağlıyor gerçekten çok özendiğim birisi.
abla yurtdışı hakkında dediklerinde çok haklısın ama biz gençler için cidden inanılmaz zor bir durum bu. ben şahsen asla istemem doğduğum yeri bırakayım bambaşka bir ülkede yaşamaya gideyim, ama bizi bu duruma zorla düşürüyorlar. ben o kadar strese giriyorum ki gelecekte türkiyede yaşamak zorunda kalırsam hayatımın nasıl olacağını düşününce. bu ülke maalesef gün geçtikçe kötüye gidiyor ve bir ya da iki kişi olarak tüm ülkeyi bilinçlendirmemiz, kurtarmamız imkansız. türkiyenin düzelmesi sadece zamanla olacak ve bu çok uzun bir zaman. ekonomi o kadar kötü ki, gitsem çok iyi bir şirkette çalışsam belki 40 yaşına kadar gene aşşşırı zorlanacağım bok gibi bir hayatım olacak. insanlar aşırı mutsuz, sosyal aktivite falan yapılmıyor bu ülkede. kadın olmak zaten apayrı bir konu, sokağa çıkmaya korkuyorsun. evet belki yurtdışına çıkarsak zorlanacağız ama en azından gittiğimiz yerde ekonomik açıdan rahat oluruz, sokağa korkmadan çıkabiliriz, güzel bir sosyal hayatımız olabilir. ben şu an bu ülkede yeni doğan çocukları duyduğumda resmen üzülüyorum ya. çok kötü bir durum bu keşke böyle hissetmesek keşke ülkemizi ve insanlarını çok sevebilsek ama yok ben inanılmaz soğudum maalesef özellikle bu sene seçim sonrası...
31:06 biz öğretmenlere saygı duyan bi nesildik ne ara bu hale geldik diye yakaran kişilerin şu an doktor dövüyoruz diye övünmesi peki. Ben bu milleti anlamayacağım
Videonun ikinci ve üçüncü parçasında anlatılan bölümler çok köşeli ideal bir dünya bakışı. Herkes hayatında tek birşeye aitmiş gibi bir durum olmadığı gibi gençliğinde bir insanın hayatı bilmeden yapmak istediklerinin peşinde koşması, uzun vadede dönemeyeceği bir yolda mutsuz bir yaşantı sunma ihtimalinden çok daha korkunç hissetiriyor bence. Bu aşamada kendinizi gerçekleştirin ve yaptığınız işi sevin iyi olun gerisi önemli değil gibi bir durum yok. Bölümlerini severek okuyan mühendisler şuanda ostimde komik paralara haftada 6 gün çalışırken geleceğe bakıp mutlu olmaları mümkün değil. Burada da tek tutunabilecekleri ve gerçekleştirmesi mümkün olan yurtdışı hayalini de iyi bir motivasyon olarak görüyorum. Şuanda kendi market değerlerini takip edenler de bilgilendirebilir benzer durumlar varsa iktisadi bilimler veya sosyal bilimlerde de normal bir dağılım ortalamasındakiler hangi şartlarda çalışıyor. burada yaşamak için yaptığı mesleği sevmenin ötesinde mutlu bir hayat için araç olarak kullanmak çok daha ayakları yere basan bir gelecek yolu olmalı. Anadoludaki aileler memur avukat doktor olsundan kaynaklı kötü yönlendirmelerden bahsetmemekle beraber, yurtdışında aranan insan olma olanakları bulunabilecek niteliklere sahip olma hedefli bir kariyer yolculuğu ben yaratıcı bir insanım ve hayatımı 18 yaşında bir konuya adamak istiyoruma göre mantığa daha doğru oturuyor. Zaten bahsedilen niteliklerde çocuğunun isteğini videoda dediğiniz gibi hemen yönlendiren avrupalı ailelerin katma değer üretebilecek meslek dallarının tercihindeki azalmaya sebep olması ve bu nedenle işgücü pazarındaki eksikliği türk, hintli, pakistanlı nitelik sahibi bireylerle kapatmasıyla oluşturulan konjonktürde mazlow piramidinde birazcık yükselme hedefini gerçekleştirmesi amacıyla yapılacak yönlendirmeler türkiye gibi ülkelerde çok önemli.
@@yinyang6169 Yönlendirmeleri metinde özet geçtiğim şekilde, yurtdışında açık oluşmuş ve bizim gibi üçüncü dünya ülkelerinden yetişmiş eleman alabileceği meslek ve/veya uzmanlık alanında hedeflenmesi olarak görüyorum. Burada ailelerin farkındalığının bahsettiğim konuda yukarılarda olması ve dayatmadan ziyade mentorlük seviyesinde kalması en olumlu şekli olur tahminimce. Tabi mentörlüğü aile kendisi yerine konu ile alakalı kişilere de danışabilir. Günün sonunda 18 yaşında bir bölümün derslerine bile bakmadan seçen onbinlerce çocuk varken bu insanlara tahmin edemeyeceği gelecekleri için olumlu ihtimalli mesleki projeksiyonlar sunmak çok kıymetli.
Ben ilkokuldayken beni tuvalete göndermediği için altıma işerdim. Gidip derdim tekrar tekrar hocam çok sıkıştım falqn göndermezdi. Bende ağlayarak bu şekilde küfürler yazardım not kağıtlarına defterlere. Ama vermeye falan ya da masasına bırakmaya falan cesaret edemezdim. Notu bırakan çocuğu tebrik ediyorum, yapamadığım şeyi yapmış.
Herkesin yurtdışını idealize etmesi ve gidince bütün problemlerinin geçeceğini düşünmesi, yurtdışına taşınanları da maalesef etkiliyor (first world problems ama gercek). Ben uzun zamandır başka bir ülkede yaşıyorum, bu yüzden beni çok etkilemiyor açıkçası, çünkü ben geldiğimde Türkiye'de bu kadar büyük bir çıkmaz yoktu, 'olmazsa dönerim' fikri korkutmuyordu. Ama geçen gün, bir yıl önce gelen bir arkadaşımla konuşurken bana inanılmaz anksiyete yaşadığını söyledi. 'Ne zaman burada yaşadığım bir problemden Türkiye'deki bir arkadaşa ya da aile bireyine bahsedecek olsam, "Abi gitmişsin işte, neden şikayet ediyorsun?" tepkisi alıyorum. Kimseye dert anlatamıyorum,' dedi. Yurtdışında yaşamaya alışmak gerçekten hiç kolay bir süreç değil. Eğer istediğin bir yere taşındıysan, ilk aylar keşifle geçiyor, ama bambaşka bir kültür ve bambaşka idari süreçler var. Dil konuşmuyorsan ve sürekli Türklerle takılıyorsan entegrasyon çok zor. Entegre olmadığın bir ülkede sürekli yabancı olma hissiyle yaşamak da çok zor. Ekonomik olarak zorlanmak, yurtdışını kaçış olarak görmek için yeterli bir sebep kabul ediyorum, ama sınırı geçince hayatındaki bütün problemlerin biteceğini düşünmek çok garip. Aslında bir şekilde bu da aynı kapıya çıkıyor, çünkü bu kadar idealize ettikten sonra taşınan insanlar ya yaşadıkları sıkıntılarla baş etmekte çok zorlanıyorlar ya da geri dönmek zorunda kalmaktan ölesiye korkuyorlar.
Dediklerini yaşadım 3 yıl önce yurt dışına geldim. Yalnızlıkla başa çıkmak yeni bir kültüre dile adepte olmak beni türkiyede yaşamaktan daha da zorladı benim ki istekli bir göç de değildi ülkenin durumu beni buna mecbur etti bu yüzden sürekli türkiyeyi düşünüyordum oradaki hayatımı ve sizin gibi olmazsa dönerim fikri olmadığı için daha da buraya mecbur kalıp daha da pskolojik sorunlar yaşadım kime durumu açsam buldun da bunama ne güzel avrupadasın şeklinde oldu ya da hükümet destekçisi olarak bile lanse edildim sadece yaşadığım sorunları anlatmaya çalışırken 😢
hemşirelik okuyorum yurt dışına gitmek istiyorum trde bir yer yemek görünce duygulanıyorum şuan diyorumki kafa olarak zaten gitmişim
Год назад+3
Şu yurtdışı konusunda çok haklısın. Kendi yurdunda içinde nefes alabileceğin bir fanus oluşturmalı , sevdiğin işi ve çevreyi oluşturunca yeterli. Yurt ışına gitmenin de bir bedeli var. Gidecekseniz en geç üniversitedeyken gidin. Yoksa adpte olmak çok zor.
yaklaşık 11-12 yaşlarımda küçük hayatsız bi çocukken P!nk ile tanıştım ve kendisi şarkıları ve klipleriyle ufkumu genişletti, bana yalnız olmadığımı hissettirdi, beni çok farklı şeylerle tanıştırdı ve şu anda olduğum kişiyi oluşturdu. yaklaşık 3 ay önce konserine gittim ve çocukken bana mutluluk ve hayat veren bazı şarkılarını canlı canlı dinledim🥺 inanılmaz bi deneyimdi, rüya gibiydi çünkü 10 yıl önceki halim bunu hayal bile edemezdi, beni iyileştirdi
Meryem yurt dışına gitme veya burada kalıp kendini gerçekleştirme konusunda sana tam olarak katılmıyorum. Çünkü herkesin yaş aralıklarıyla beraber hayalleri çalındı. Mesela ben 96'lıyım ve İstanbul'da girmesi çok zor bir bölüme girip hayvanlar gibi hırslı okudum. Ama şimdi evlenmek o kadar zorlaştı ki, ev yok. Başka bir şehre taşınıp, evlenip, düzgün bir iş kurup hayatımı düzene sokana kadar başka ülkeye taşınırım daha iyi. Yani hali hazırda evlenmiş düzenini kurmuş insanla, hayatı sıfırdan kurmaya çalışan insan arasında çok fark var. Mesela 2000 sonrası doğan kardeşlerimin de üniversite okumak için hırslı ve istikrarlı çalışmadığını görüyorum. Ben 2014 girişliyim, o yıllarda üniversite okumak hala önemliydi, hayallerimiz vardı ve hayvan gibi hırsla hazırlanıyorduk. Ben üni bitirmiş biri olarak gençlerin okuma tembelliği hakkında atıp tutabilirim. Ama aynı gözle baktığımda aşırı hak veriyorum. Azimle tutkuyla çalışın diyemiyorum. Kısacası bir evliliği veya bir düzeni olan biri olarak senin böyle düşünmen normal ama gel onu bir de bana sor. Bu ülkede evlenemiyoruz resmen sevgilimle kafayı yicez...
Öyle zaten sevdiği bir mesleğe geçiş yapamamış olsaydı ve sahip olduğu sosyal çevreyi kuramasaydı onu da buraya hiçbir şey bağlamazdı gençlerden ne bekleniyorsa.. empatiyle anlaşılacak bir durum.
birde bunun escinsel bireyler icin zorlugu var istediğin meslekte de istediğin statüde de olsan asla güvende hissetmeyeceksin bir yerdesin ve her sekilde her gündemde, haberde o güvensizlik senin suratına suratına vuracak
Ben de İstanbul'da doğmuş büyümüş biriyim. Ne kadar kaotik olursa olsun burdan gitmem yeeaa dedigim bir sehir burasi... Ne yazık ki erkek arkadasimin Ankara'da is bulmasi ile butun plan degisti. Muhtemelen onumuzdeki yil icinde Ankara'da is bulup oraya tasinacagim ve yeni bir sehir tabii ki beni heyecanlandiriyor ama 1 ayda oradan sıkılacagım gibi bir his de var.. Yillar icinde biriktirdigim tummm comfort place'lerimi de bu sehirde birakip gidecegim icin cok endiseliyim. İstanbul dipsiz bir kuyu gibi tum o kalabaligin, kosusturmanin, kaosun icinde biraz yavaslayarak cok guzel anlara sahitlik edebileginiz bir sehir ve bu yanini cok seviyorum.. Bunu baska bir sehirde bulamayacagim gibi hissediyorum. Ote yandan deprem gercegi de beni korkutuyor, ve Ankara bu konuda biraz da olsa beni rahatlatiyor. Former bir jeofizik muhendisi olarak Ankara en guven duydugum sehirlerden biri.. Istanbul'da yasamis birinin bu realist Ankara yorumunu duymak bir nebze rahatlatti. Umarim Ankara'da yolumuz bir gun kesisir ve kısa bir sohbet etme sansi buluruz. Sevgiler 💐
Ben de güzel sanatlar lisesine gitmedim çünkü lise zamanlarımda hukuk falan okumak istiyordum :)) Pekte bir şey kaçırmadığımı atölyeye gittiğimde anladım.Güzel sanatlar lisesine giden arkadaşlarımın yeterli eğitim almadığını gördüm. Ayrıca yeteneğin kadar da puanın önemli olduğu bir sistemde müfredat anlamında da çok yeterli eğitimleri yoktu. O yıllarımı bir anadolu lisesinde geçirdim. Neyse ki ben aile yönünden şanslı olanlardanım. Annem de güzel sanatlar okumak istemiş ancak o dönem bu bölüm biraz maliyetli olduğu için bundan vazgeçmek zorunda kalmış. Onun hayal ettiği şeyi yaptığım için özellikle mutlular ve ellerinden geleni yaptılar , çok minnettarım. Atölyeye resim yeteneğimi geliştirmek için başlamıştım daha sonra çizgi film ve animasyon bölümü ile tanıştım. İyi ki de bu bölüme seçmişim, yapmam gereken şey buymuş . Daha yeni mezun oldum bakalım.. Çeşitli anksiyeteler yüzünden çalışmaya başlamak her ne kadar zor olsa da başlayabildikten sonra baya güzel gideceğini düşünüyorum. Moda sektöründe de çalışmak istiyorum.Neler olucak göreceğiz.. :DD Devlet desteği vs. hakkında söylediklerine de çok katılıyorum . Öğrencilik hayatım boyunca hiç bir zaman bu tarz bir destek hissetmedim , hatta bazen yaratıcılığımızın önüne taş koymaya çalışıldığını düşündüm , okul içinde ya da okul dışında. Bu sonsuz özgürlük isteyen bir alan ve maalesef yaşadığımız coğrafya bunu bize sağlamıyor. Bu işi yapmaya çalışan insanlar olarak en acısı değer görmemek. İnanılmaz yetenekli arkadaşlarım (ve ben) umarım potansiyellerini en iyi şekilde kullanabilirler. Dilediğim tek şey bu. Kariyerim boyunca para kazanmak için saçma sapan revizelerle dolu projelerde çalışmak zorunda kalmak istemiyorum. (Kadın karakterlerin vücutlarına , göğüslerine, saçlarına , erkek karakterlerinin kostümlerine , senaryodaki aşk ilişkilerine… bunun gibi şahit olduğum pek çok revizyon çeşitleri ve daha fazlası) , din konulu çocuk kanallarında çalışmak zorunda kalmak istemiyorum.. İşime her fırsatta bu gibi merciler tarafından karışılmasını istemiyorum. Umarım özgür olabiliriz ki harika işler yapabilelim. Buna izin verilmese bile bu topluluk olarak özgür ve özgün olanın peşinden gitmeye çalışıyoruz. Şahsen bu ülkede bunu başarabilmenin daha orijinal olacağını düşünüyorum bu sayede de dünyaya açılmak daha keyifli olacaktır , önemli olan dünya sanatı yapabilmek ve dünya standartlarına ulaşabilmek.. Bize bu imkanları sunmak istemeyen, sanatı , sanatçıyı ,eğitimi sevmeyen gerici zihniyet bir an önce geçmişe karışır umarım.
çizgi film ve animasyon bölümü nasıl bir ortam, dijital konularda çok iyi olmak gerekiyor mu mesela geleneksel sanata alışmış biri sence alışabilir mi , ve çizimi işe dönüştürme fikrinde acaba soğur muyum hissi oldu mu
@@yinyang6169 Şöyle bence güzel sanatların en iyi ve kapsamlı bölümü. Tavsiye ederim girebilirsen. Diğer soruna cevap veriyim zaten herkes bölüme girerken geleneksel çalışarak giriyor daha sonraları öğreniyorsun dijital konuları, dijitalde neler yapabileceğini vs. Ama kesinlikle dijitale yatkınlık çok işe yarar ,teknolojiyi sevmen gerek. Soğur musun kısmı çok kişisel bir konu onun için bir şey diyemem ama sonuç olarak tüm zamanını kendi sanatına ayırmak gibi bir lüksün yok verilen ve para kazandığın işi yapmak zorundasın. Pozitif yönü de eğer kaliteli bir iş yapmışsan tatmin duygusu oldukça yüksek.
@@yinyang6169 Benim için soğuma duygusu oldu mu diyorsan öyle bi şey söz konusu değil çünkü hayatımda oldukça büyük bir yeri var zaten . Sıkılmak be soğumak gibi bir kavram dahilinde pek bulunmuyor..
Bir süredir lisede öğretmenlik yapıyorum (mesleğim değil). Ülkede doktorlara yapılan muamele öğretmenlere de yapılıyor. Ben herşeyi onların istediği şekilde yapmak zorundayım. Lise öğrencisinin annesi oğlunun ödevlerini gün gün ona göndermediğim içğn beni azarlayabileceğini sanıyor. Bu insanların yetiştirdiği çocuklar bize tüm gün neler yaşarıyor bir düşün. Ne iftiralar atıyorlar. Bunun yaşla ilgisi olduğunu düşünmüyorum bu arada. Ve üzgünüm meryem keşke senin sandığın gibi olsaydı ama 10 yaşında bile olsa o ailede bencilce yetişen çocuğu düzeltmek İMKANSIZ. olmuyor ne kadar iyi yaklaşsan da yanına alıp tatlı tatlı arkadaş gibi konuşsanda odadan çıktığın an arkadaşlarıyla seninle ilgili tşk geçtiğini duyuyorsun. Ben bazen tahammül edemediğim öğrenciyi dersimden bi süre çıkarıyorum yoksa diğerlerine istemedğim şekilde davranacağımı daha çabuk öfkeleneceğimi biliyorum.
Şu güne kadar sadece 1 hocama terbiyesizlik ettim (sayılmaz belki) . Sebebide beni medeni bir tartışma sırasında merdivenden itmesiydi. Ne yapıyorsunuz diye bağırmıştım. Sonra gerekli yerlere şikayet ettim (bir şey olmadı kadına).
Ben 4. sınıfa giderken öğretmenimiz her gün 20 test ödevi veriyordu. 1 kağıda 2 test sığacak şekilde testleri hazırkıyordu ve biz gün sonu gelmesin diye dua ediyorduk. 20 tane test ve küçücük yazılarla o kadar gözümde büyüyordu ki akşam eve dönüş yolunda bile eve gidiyor olmama sevinemiyirdum. Bütün bir akşamı ödev yaparak ve neredeyse ailemle 0 iletişim kurarak geçirsem de ödevler yetişmiyordu. Ödevleri yapamayınca tahtaya çıkartır bağırmadan dünyanın en ağir ve kırıcı sözlerini söyler hepimizi rezil eder tüm günümüzü korkunç gecirmemize sebep olurdu. Hafta sonları ise bu test sayısı 60 bazen de daha fazla oluyordu. Hiçbir hafta sonu eğlenemezdim. Iki büklüm ödev yapmaktan postürüm bozulmuştu. Aynı zamanda bu hocanın öğrenci kayırma gibi tam kendine yakışır öğretmenlik skilleri de vardı. Onun yüzünden 4 ve 5. Sınıflarımı çok üzgün ve özgüvensiz gecirdim. Ödev vermeyi çok büyük bir bok sanıyordu. Şu an 22 yaşındayım ve o allahın belasına ne zaman hatırlasam beddua ederim. Bizim hocaya bir not yazabilecek olsaydım eminim ki küfürlerimi küçücük kağıda sığdıramazdım. O yüzden küçücük bir çocuğu bile bu denli sinirlendirebiliyorsanız hatayı da kendinizde arayın. Çok ödev vermek bir bok değildir sizi de bir bok yapmaz. Tüm çok ödev veren öğretmenler insan olun biraz be allah belanızı versin.
Yurtdışına çıkma hayaliyle ilgili ben de benzer düşüncelere sahibim. İsteyen gidebilir saygı duyuyorum ama ben gerçekten türkiyede hatta istanbulda yaşamak istiyorum. Bu hayatı daha çok seviyorum sakinlik beni depresif yapıyor. Almanyada yeni hayatım diyip kasaba gibi yerlerde video çekiyorlar mesela ben izlerken bile orada olduğumu hayal edince boğuluyorum. İzmirliyim ve izmir büyükşehir olmasına rağmen orada sıkılıyorum. İnsanların sanki hepimizin kaçıp gitmesi gerekiyormuş, yurtdışına veya sahil şehrine taşınmak istemiyorsak aptalmışız gibi davranmalarından aşırı rahatsız hissediyorum
Şimdi oturup agliycam.13 yaşında ne isterdim ne severdim şimdi yapayım dedim ama yok.Hiçbir şey yok.Neden böyle bir hayatım var.Neden çocukken bile sevdiğim birşey olmamış.Hep öylesine yaşamışım.
29:00 burada dediğine o kadar katılıyorum ki 11. sınıf iken gittiğim okuldaki ingilizce hocası beni zaten sadece sizin dersinizi doldurmam içim koyuyorlar deyip sürekli boş konuşurdu öğrencilerine ağır laflar söylerdi ve açık açık ben malım o yüzden ingilizce okudum o yüzden burdayıma getiriyordu 3 sene öncesine göre pahalı olan bir kitap aldırmıştı kurum bize ve sadece 3 sayfa falan bitirmişizdir diğer sene de hocayla anlaşmadılar zaten bir de bu kafada ki bir hocanın daha küçük yaştakilere eğitim verebilme ihtimali bana o kadar kokunç geliyor ki
Meryem yurt dışı konusundaki fikrin bence evli düzeni olan ve sevdiği işte belli bir noktaya gelmiş biri olmandan kaynaklanıyor. Biz ise daha hayatımızı kuramadık, kuramıyoruz, ben sınava hazırlanırken Türkiye'de nasıl ilerleyeceğimi düşünüp bunun yerinde yurt dışında çalışsam daha hızlı emeğimin hakkını alırım diye düşünüyorum.
Aynı süreçlerden ben de geçtim, her birimiz geçtik. O yüzden hissettiklerini çok iyi anlıyorum. Her şeyin yoluna girecek, elinden geleni yap fazlasını düşünme. Umarım her şey senin için güzel ilerler. ❤
98li biri olarak ve senden büyük ve seni anlayan biri olarak yazıyorum 2019 da üniversitiye girdim 3.kez sınava girişimdi çok istediğim bölümün çok benzeriydi sinoloji isteyip çince tercümanlığa girdim bir yıl hazırlıkta maalesef yaşadığım ataklar vb sebeple kaldım. 2022 de üniversiteyi bıraktım 2023te tekrar sınava girdim olmadı. Ve şimdi bambaşka yola kafamı çevirip yurtdışı için çabalamaya çalışıyorum üstelik bintürlü imkansızlık ve endişe ile ve insan beyni insanı bazen kemirir düşünmek bazen iyidir bazen ise kötüdür.Her şeyi fazla düşünüp kendini strese sokman sadece kalbine ağrı bırakır sen emeğinle çalış fazla çalış gibi düşünme bunu kendini hasta etmeyecek şekilde çalış ve gerisini bırak her şey senin için güzel olsun
ya ben 35k ile mezuna kaldım ve 5k yaptım mesela ve dersaneye filan da gitmedim yani haftada bigün matematikten özel ders almıştım o kadar. onun dışında hem ders çalışacak hem de kendine vakit ayırabilecek o kadar zamanın var ki mezun senende. bunu da başarı hikayesi minvalinde değil de aynı yollardan geçmiş biri olarak söylüyorum. daha iyi bi sıralama da yapabilirsin, aynı sıralama da gelebilir kötüsü de gelebilir şu an sana bunlar çok çok önemli gibi geliyor ama inan hiçbiri ruhsal ve fiziksel sağlığından önemli değil. ha üni kazandım hukuk okudum noldu şimdi de meslek kaygısı, ekonomik kaygılar buhranına girdim orada debeleniyorum chshhd lütfen ya kazanamazsam’ı düşünme kendine vakit ayırmayı ihmal etme gerçekten yks hiçbir şeyin sonu değil ❤
bu dersaneye gitmeme mevzusunu da şu açıdan örnek verdim. o an insana sanki herkes kendisinden daha fazla çalışıyomuş herkes almış başını gitmiş sen geride kalmışsın hissi geliyo ama asla öyle değil tamamen stresle baş edebilmek, ders çalışmanın yanında sağlıklı bi zihinle bu süreci atlatabilmek önemli :)
Maria.. universite okumaya amerikaya geldim ve bu insanlar ağustostan veri haloween konusuo ve yurt odalarini konsept bi sekilde süslüyolar. Ne zaman bu diyorum 21 ekim diyolar taaaa ekimin wonuna hazirlaniyolar 2 ay boyunca ÇOK GARIP HISSEDIYORUM IMDAT.
Ay o kadar sevindim ki ankaraya alışmana. Tam şuan istanbuldan ankaraya dönüyorum ve yağmurunu bile içesim var Ankara’nın. Belki önceden öyle değildir ama özellikle Avrupa yakası o kadar çekilmez bir halde ki. Her gittiğimde daha da nefret ediyoruum
21:11 oha aynısı.Ben de 7. Sınıfta pembeli winx çanta almıştım.Siniftakiler hep dalga geçtiği için yılsonuna kadar utana sıkıla takmıştım.Anneme anne yeni çanta alalım diyemiyordum tabi.Zar zor aldırmıstım pahalı birşeydi
Yurt dışı hakkındaki söylediklerini haklı buluyorum ama benim gibi tıp okuyan ya da okuduğu bölümün Türkiyede değer göremeyeceğini bilen kişiler (hem ekonomik hem sosyal) o bölümü bitirme isteğini sadece yapacağı işin değer göreceği ülkere gitme umuduyla ayakta tutuyor. Vanda şiddete uğrayan doktorun kolu kırıldığı için cerrahlığı şaun ciddi tehlikede ben bunları görüp kendimi bölümü bitirmeye sadece yurt dışı düşünerek motive ediyorum açıkcası
Denklik konusunda daha ılımlı yaklaşan ülkelerden birini seçerek rahat gidersiniz diye düşünüyorum, dil sorunu olmaz gibi düşündüm sizin için. Doktor yetişmesi her ülkede zor istenen bir meslek grubundasınız ve kesinlikle herhangi bir Avrupa ülkesinde kat kat fazla toplumsal saygınlık ve iyi ekonomik koşullar sizi bekliyor. Yolunuz açık olsun.
bir psikolojik danışman olarak o notu yazan çocuğun ailesi ve kendinin uzun uzun rehberlik servisinde vakit geçirmesi gerektiğini düşünüyorum. Çocuğun öfke problemleri olabilir, evde öğretmen hakkında kötü konuşulmuş olabilir. Ailesi tarafından kötü muameleye maruz kaldığını görmek zor değil. Keşke her okulda psikolojik danışman olsa...
Literatürde bir adi olmasi lazim bunun benim KAZIKLI MARIA BAGIMLILIGIM VARRRR. Seni dinlemeden bulaşık yikayamiyorum resmen. Podcastlerinin hepsini ezberledim :))))((❤❤❤
Yurtdışı konusu biraz insanın kişiliğiyle, hayattan ne beklediğiyle de alakalı. Eğer ait oldunuz yerde arkadaşlarınızla, ailenizle zaman geçirmek sizin için çok önemliyse, kolay arkadaş edinemiyorsanız, yeni yerlere alışma konusunda zorluk çekiyorsanız, aidiyet hissi hep ağır basıyorsa yurtdışına çıktığınızda hayatın bir anda cennete dönmesini beklememek gerekiyor. Sonuçta yeni bir kültüre adapte oluyorsunuz, kullandığınız dile kadar her şey değişiyor. Ben 2 sene önce yurtdışına çıktım. Zaten kendimi bildim bileli sürekli ev, şehir değiştiren bir aileden geldiğim içim benim için oldukça kolaydı. Kendince zorlukları vardı tabii ancak burada istediğim alanda eğitim almak, yeni bir kültürü keşfedip yeni deneyimleri yaşamak benim için ağır bastığından şimdi geriye bakınca pek de zor günler göremiyorum. İnsanlar açısından da şanslıydım, karşıma çoğunlukla güzel insanlar çıktı ve ülkeye alışma konusunda da çok destek alma imkanım vardı. Özgürlükler, güvenlik, maddi imkanlar açısından evet yurtdışı çok çok ileride. Avrupa cidden bizi kıskanmıyor. Ancak her insanın deneyimi aynı şekilde güzel olmayabiliyor. Irkçılığ maruz kalan da, kendini ait hissedemeyen de, yalnızlık çeken de çok oluyor. Ya da ihtiyacı olan desteği bulamayan da. Bu bir risk ve iyi düşünülmesi gerektiğini düşünüyorum.
KAZIKLI MARIA KADINI! gezi olaylarında trt nin belgesel yayınladığı gibi sende alttan alta sureleri kisaltmaya başladın 👉🏻 bizi 1 saatlik 1 buçuk saatlik podcast zevkinden de etme be koç yeğenim
üreten insanın kafasına vuruyor evet mesela bu sisteme dahil kişilerden biri fuardaki indie oyun yarışmasında jüri olan bir arkadaşınız ismini vermeyeceğim, çoğu genç arkadaşın oyununu oynamadı, incelemedi bile hepsi çok üzüldü. bu sektör bile mafyalaşmış
Güzel sanatlara gidememen ve başka bir şeye yönlendirilmiş olman direkt bana kendimi hatırlattı. İşletme bölümüne ailem beni farkında olmadan manipüle ederek yönlendirdi, ben hep sanat ve tasarımla ilgili bir bölüm istediğimi iyi bilirdim. Tercih döneminde kafam o kadar bulandı ki tercihler açıklandıktan aylar sonra fark edebildim büyük bir hata yaptığımı. Ailemle bu konuyu konuştum, bana hak verdiler ve bundan sonra yanımda olacaklarını söylediler. Moda tasarımının içimdeki tasarlama, yaratma dürtülerini karşılayacağını ve somut bir şekilde ifade etmemde iyi bir yol olacağından emin oldum artık. Yatay geçiş için bu yaz başvuru yapacağım umarım geçebilirim.💞
30 yaş 13 yaşındayken yapamadıklarını yaptığın yaş mı... voov aydınlandım ve rahatladım çünkü kendimi bu yüzden hastalıklı mıyım acaba diye sorgulamaya başlamıştım. Her podcast bir yeni bilgi 👍🏻💖
merhaba. sadece içimi dökmek istiyorum. az önce annemle tartıştım. konu kendimle kalmam hakkında. odamda kitap okuyorum üstelik 2022 yks sınavından beridir bir türlü kitap okuyamamamdan sonra benim için bir başarıydı. ders çalışırken de böldü çalışmamı. durumu anlatmaya çalışırken . annem anlamadı. lafı başka yerlere çekti. sürekli bunu yapıyor. sürekli farklı yerlere çekiyor en son beni ağlatıp bırakıyor. evlensede gitse dedi. daha çok ağladım. sakinleşmeye çalışırken bacaklarımı yumrukladım dayanamadım. sadece ölmek istediğim zamanlar oluyor. bu da onlara dahil. annemin sevgisini hissetmiyorum. sorun bende mi bilmiyorum. aile baskısı, ilgisizliği, akraba baskısı, akran baskısı, sınav stresi yüzünden psikiyatriste gitmek zorunda kaldım ve daha 8.sınıftaydım. bana yıllarca sen psikopatsın bize istediğini yaptırmak için rol yapıyosun dediler. bu ilaçları bırak bunlar sana iyi gelmiyor dediler. lise bitti sınava girdim çıktım ve beklediğimden daha kötü bir sonuç aldım. 2 hafta keyfim olmadı. annem bana abinden daha tembelsin dedi. o laf hala içimde, oturdu. ben abimi rakip gibi görmek istemiyorum onu abim olarak kabul etmek istiyorum ama annemin öyle davranışları var ki sanki abimi daha çok seviyor ona daha çok değer veriyor gibi. mezun senemde ise psikoloğa gittim. iyi geldi daha mutlu oldum daha iyi oldum ama hala anlaşmazlıklarım vardı ailemle. şuan yeniden psikoloğa gitmek istemyorum hatta dışarı çıkmak istemiyorum. yoruldum. diyeceğim bu. eğer çocuğunuz varsa,olacaksa yada ihtimali varsa işte. onu anlayın. lütfen.
Sadece hasta olan insanların maske takması gerekiyor aslında... ama kimse kimseyi önemsemediği için hastalık kapmamak için sağlılıklar olarak maske takmak zorunda kalıyoruz...
Öncelikle Ankara'ya alışma sınırı olan 5 yılını doldurduğun için tebrik ederim Maria 🎉 Ankara'nın toplu taşıması kötü denildiğinde kızan kişi rahat rahat kendi arabasına biniyordur. Şehrin kalbinde oturuyorum, her yere gitmek için Kızılay'a uğramak zorunluluğu min 20dk ekliyor ulasim süresine. Yeni bir toplu tanışma sistemi gerekiyor, bu haliyle Mansur Başkanın iyileştirmeleri bile bir boka yaramadı. Eğitim fakültesindeki sığırlara selam ederim, ben de tanıyorum o kapasitesizleri bir öğretmenlik mezunu olarak.
Cosplay işini severek yapan biriydim ancak ekonomik sebepler yüzünden bıraktım... İstediğim şeyi yapmak istiyorum, yurt dışına çıkmak istemek bencillik olabilir ama ben gerçekten bu işi yapmak istiyorum
Bu gist, oyun sektörü, yurt dışı gibi şeylerle ilgili bir şey demek istiyorum. Daha önce bug bünyesinde gist'te görev aldım oyun tasarımında öğrenciyken. Asistanlık yaptığım için pekçok etkinlikte yer aldım, insanlarla tanıştım. Ülkenin ekonomi ve insani iş bulma açısından kötü olması dışında oyun sektörü de leş. Her şey kankacılık üstüne. İstediğin kadar yetenekli ol, tanıdığı olmayan yatırımı zor alıyor. Ben de üniversiteyi bitirir bitirmez yurt dışına çıktım yüksek lisansla. İş görüşmelerinde oyun sektörünün Türkiye'den çok da farklı olmadığını gördüm. Finans sektöründe işe girdim ve hayatım da kafam da çok rahat. Ve bu rahatlığı Türkiye'de asla edinemeyeceğimi biliyorum. Bir de oyun sektöründeki cinsiyetçilik, verebilecekleri en düşük maaşı verme gibi sorunları da unutmamak lazım. Burada da orada da oyun gibi sektörler 'ya zaten herkes bu işi yapmak istiyor , sonuçta bu senin tutkun' kafasıyla insanı sömürme derdindeler.
gerçekten düşüncelerine değer verdiğim ama benden büyük birinden duygusal destek olarak vs arada bir konuşuyordum. Yurtdışı konusu mu ne açıldı bana sen ülkeni sevmiyorsun dedi. bende ülkem beni sevmiyor dedim ve o bana hayır sen ülkeni sevmiyorsun dedi ama laf arasında olduğu ve konuyu dağıtmamak için neyse şimdi bunu boşverelim dedi. Bunun üzerinde biraz düşündüm bu kişi severek okuduğunu düşündüğüm bir bölümde iş bulamadı ve ingilizcesi sayesinde başka bir işe girdi (normal bir iş bu arada yani tuzu kuru gibi algılanmasın) acaba neden bu kadar ısrarcı diye düşündüm. İş sonunda şuna geldi bence : devletin halk için yaşaması veya halkın devlet için yaşaması. Karşımdaki kişi bence halkın devlet için yaşamasını içselleştirmiş ve daha iyisine layık olduğunu düşünmeyerek unutmuş. Kesinlikle yargılamıyorum ama içimde potansiyel vardı demek yerine elindekiyle mutlu olmaya çalışmış. Bunu seçmiş. Ben hala ne tarafı yapmamız gerektiinden emin değilim çünkü bir tarafta bu aşırı connected dünyada başkalrını görmek var bir tarafta mutlu olmaya çalışmak var . Umarım herkes öyle ya da böyle yolunu bulur ve mutlu olur.
Valla maria konuyu actin diye soyluyorum, ben norveçte kaldırımda bir bok parçası olmak istiyorum ve gayet mutluyum çünkü bir gün o bok parçası olmanın umuduyla yaşıyorum :Dd
abla öğretmenine küfür eden çocuk kısmında dediklerine katılıyorum fakat bence öğretmen bunlari yazdıracak bir ödev veriyorsa diğer öğrencilerde şikayet ederdi aynı şekilde tepki göstermezlerdi ama bazı aileler bunun farkına varıp öğrenci ile konuşabilirdi öğretmen kesinlikle haklı demiyorum ama ben bunu yazan öğrencinin daha haksız olduğunu düşünüyorum
bu arada gerçekten artık geğirmemene sevindim dfkhgkdlsfg çünkü bi anda midem bulanıyodu huylanıyorum öyle seslerden yoksa normal bir şey ikr. Osuruktan huylanmıyorum ama garip dfjkghdfglk
eylül bu kadar hızlı geçmemeliydi bu arada yaa. Ağustos güzeldi sonra eylül geldi, dedim aaa aesthetic fall görl olayım falan. Ama bi bok olamadan ekim oldu... neyse şimdi pumpkin spice fall girl olabilirim.
Gelecekte gitme hayalim var.Ama nedeni ülkedeki işlerin düzeninin işleme şeklinden kaynaklı.Bu düzene ayak uyduramiyorsam gitmek daha mantıklı geliyor.Ülkede iş bulma şekli, zenginleşen kısımın zenginleşme yolları düşününce mantıklı geliyor gitmek.Ama bu güzel bir başarı yakalarsam günün birinde anca öyle olur.Normal şartlarda ülkenin herhangi bir yerine atanıp öğretmenlik yapma hayalim vardı bugüne kadar.Öğretmenim.Simdi başka şeyler geçiyor aklımdan.
10:15'e müdahale etmek istiyorum. Biraz ayrıcalıklı bir noktadan konuşuyor olacağım belki ama istediği işi yapamayanların %90'ının götü yemediği ve/veya yeterince emek vermediği ve/veya olaya yanlış yerden baktığı için yapamadığını düşünüyorum. Tanıdığım bir çok insan var bu şekilde. Kendi işini kurmak isteyip daha yola çıkmadan ya batarsam diyenler, başka mesleğe geçmek isteyip o kadar o okulu boşuna mı okudum bir daha mı okuyacağım diyenler, fikrim var para lazım ama bende yok yapamam diyip bir kere bile yatırımcı aramamış olanlar, yaşım küçük, yaşım geçti... Bahane bunların hepsi. Hiç gerçekten yola koyulup, elinden gelen her şeyi yapıp başarısız olanını görmedim o yüzden konuşmanın bu kısmını kabul edemeyeceğim.
bazı şeyler şans işi. yani her şeyi iyi yapıyor olabilirsin ama doğru yerde doğru insanlarla karşılaşmak da şart. o yüzden ben bu kadar kesin konuşamam. türkiye’de çalışırsan kazanırsın denklemi pek işlemiyor
Bazan Ben de sen gibiyim . Yurt dışında yaşıyorum hep kaçmak istemiştim İstanbul’dan. Etrafımdan çevremden ailemden işimden ben de İngilizce öğretmeniydim o kadar bunalmıştım ki hep derdim kurtulacağım buralardan herkesten . İşimi her şeyimi bırakıp yurtdışına yerleştim bir evlilik bir de çocuk olunca hepten yaşadığım yere bağlandım. Şimdi dr burada negatif bir şeyler görünce Türkiye gibisi yok Türk insanı gibisi yok İstanbul da İstanbul eşimi bile bunaltıyorum. Uçak biletini alınca ohh kurtuldum sizden 2 , 3 ay İstanbulda kalacağım diyorum . İstanbul’da en fazla 2 gün dayanabiliyorum 😂tekrar demeye başlayorum evime dönmek istiyorum çok özledim yapamam ben İstanbul’da duramam iki hafta zor dayanabiliyorum ve dönüyorum. Göçebe gibi bir yaşam. Belki psikolojik olarak yenilik istiyoruz biraz burada kafa dinleyeyim sonra sıkılıp tekrar başka bir yer. Nereye gidersen git her yerin bir sıkıntısı var ya da o sıkıntı bende 😂
Meryem ve taklitleri” bin bi çiçiğii istimiiim sinifimdii” 😂😂 Bu arada öğretmenler hakkında yaptığı tespitin temelinde de önceden öğretmenlerin öğretmen lisesinden yetişmesi ve öğretmen liselerinin puanlarının yüksek ikrn şimdi öğretmenlik fakültelerinin puanlarının çok düşük olmasına bağlıyorum
meryem abla o kadarrrr haklısın ki öğrertmen konusunda yaaa.. ben de pdr mezunuyum. stajlardaki öğretmenlerden ve fakültedeki öğrencilerden anladım öğretmenler kadar MAL bi topluluk yok. çok sıkıcılar, çok alınganlar ve espri yetenekleri berbat jkhskdhghsl
Özür dilerim bunu cinsiyet ayrımı yapmak için söylemiyorum ama kadınlar özellikle, sanat sepet işleriyle ilgilenmemeli ilgilense de ya babasından kalacak parası ya da b planı olmalı. Kimsenin yalnız yaşayabilcek paradan da az kazanmayı göze almaması gerekiyor hele kadınların *10. Günün sonunda eşimin merhametine kalmamalıyim. Resim le mi ilgileniyorsun mesela o matematikle barışıp bi yandan atanmaya çalışacaksın. (Çok az alım oluyor biliyorum çok efor demek bu evet) ya da bir yandan akademik kariyer belki B planı olabilir. Belki yakın ve getirisi yüksek bir alanla çap yapmak olabilir. Belki bir yandan aöften bambaşka 2 yıllik bir bölüm B planı olabilir. Belki ing yetenğin ilgin vardır bir yandan onda kendini beslemek sonrasında çeviri yapacak duruma kendini getirmek olabilir vs vs. Bu yazdıklarım için çok üzgünüm ben de sanat zenginlere ya da erkeklere kalsın istemem ama bir kadın bu alana yönelecekse de bir ayağı yere basmalı sanki .Gerçekten parasız olmak ya da çok komik paraların döndüğü bir alanda sıkışıp kalmak çok kötü çok zor. Sizleri seviyorum kadınlar gözlerinizden öperim her şey gönlünüzce olsun ❤
Meryem neden tekrardan üniversite sınavına hazırlanıp bu defa Ankara'da animasyon okumayı düşünmüyorsun? Hatırladığım kadarıyla okulu dondurmak zorunda kalman vs içinde ukte kalmıştı
Sevgili Osuruktan Özel Jetlerime çok teşekkürler 💖
Can Sungur ve Yakın Evren
Süleyman AKBULUT
Bulut Y.
Melis Öztek
happy cat
aybuke
Elif İlke Bulgan
heathen
Nuşin Esra Kaya
heathen
Didem Akturk
rue
peri
Emre
Vhallaw
Oğuz
Özkan Eden
Tezerbiz
Даша
vegusmegus
Zeynep Yıldırım
Sezgi S. Yalçın
tasartir
Özge Ünlü
Bırtcast boş muhabbet değildir! Bugün 140journos'un Adnan Oktar belgeselini izleyince neredeyse yeni hiçbir şey öğrenmedim çünkü biz 50 yıl önce falan bunları hep Bırtcast'te konuşmuştuk. Antika pazarlığından organize suç örgütlerine kadar bir sürü şey öğreniyorum valla ben
Valla ben de aynısını düşündüm ben ceren sunguru da yıllardır takip ediyorum ve hiçbir zaman love bombing olayına kanmadım bu iki ablam sayesinde, bi kadın olmayı ve feminizmi bana kazıklı maria öğretti o huzur sokağı videolarını 12 13 yaşlarında izlerdim (17 yaşındayım) iyi ki de karşılaşmışım bu iki insanla gerçekten
Aynı şeyi düşündümmmm 😂
Podcastle alakası yok bunun ama tüm dünyaya ilan etme isteğiyle doluyum. BEN BUGÜN AÇILDIIIMMM. Herhangi bir şeye zorlanan tüm kız kardeşlerimin özgür olmasını diliyorum... Umarım hepimiz kendi isteğimizle yapmadığımız her şeyden kurtuluruz. Pes etmeyin ❤
Güzel şeyler söyleyen, tebrik eden herkese sonsuz teşekkürler ve kalplerr. Hepiniz çok güzel insanlarsınız ✨
Tebrikler, çok mutlu ol💕
çok mutlu oldum adına 🤍
Umarım her şey istediğin gibi olur.
Süper! Hayat sana mucizeler ve güzelliklerle gelsinnnnn❤
harika haber!
İlk başta söylediğin gençlere üzülüyorum dediğin ve kendini anlattığın kısımda gözlerim doldu. Çünkü ben de senin gibi kendimi geç keşfettim ben de hep çocukluğumdan beri resim çizmek istiyordum ama küçük bir yerden geldiğim için geleceğimi düşünerek sanat konusundaki hevesimi kırdılar ve mühendisliğe yönlendirdiler. Mühendislik yazdım. Mezun olmama yakın yakın arkadaşlarım ve erkek arkadaşımın cesaretlendirmesiyle çizdiğim şeyleri paylaşmaya ve geleceğimi bu yönde ilerletmeye karar verdim. Şimdi resim kursunu karşılamak için hiç sevmediğim bir yerde hiç sevmediğim bir işte mühendislik yapıyorum, akşam yorgun argın gelsem bile bir şeyler çizip kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Umarım bir sene sonra buraya güzel haberleri vermek için yazabilirim. Ben senin animasyonu sonradan okuduğunu öğrendiğimde de cesaretlendirmiştim şimdi bu söylediklerini dinleyince tekrar cesaretlendim çok teşekkür ederim ❤
Eğitim fakültelerinde cidden çok büyük sıkıntı var. Öğrenciler asla öğretmenlik vasfına sahip değil, çocukları sevmiyor, hatta çoğu öylesine mezun olmak için okuyor. Mezun olmak da çok kolay. Ben Resim-İş Öğretmenliği bölümünden mezun oldum ve sınıfımda cidden öğretmen olmaz inşallah dediğim insanlar vardı ama hepsi mezun oldu ve ortalamaları da çoğunlukla 3 üstüydü. Hatta bazıları özel okulda vs çalışmaya başlamış. Ben kendimi yetersiz görüp kafayı yerken kantinde kahve içmeye gelen insanlarla birlikte mezun olmam çok üzücü...
Podcastlerde hoşuma gitmeyen bir noktaya değineceğim şu an. Eskiden bir saat civarında konuşuyordun, son zamanlarda bu süre yarıya indi. Yine bir saat konuş 😅
Evettttttt 1.30 saatlik podcastleri ozledimmmm
AY EVETTTT
Çok vakit alıyosa editlemesin ama 1 saat olsun 😸
Belki artik kendini de gosterdigi icindir oturusundan tut ortamin musaitligine, editlere kadar cok daha fazla emek giriyor isin icine. Gerçekten cok guzel boyle olmasi ama eminim daha zordur.
@@sessizbiri9780 evt doğru
Ben görsel iletişim tasarımı okuyacağım, bu sene hazırlık okuyorum. 12. Sınıfın başımdan beri mezun olduktan sonra yurt dışına çıkmayı düşünüyordum. Ama özellikle bu seçimlerin sonunda Türkiyede kalma konusunda karar kıldım. Ülkenin %51’i değişmek istemiyorsa eğer kalan %49 olan biz kendimizi kapatacağımıza geliştirmeliyiz. Onların inadına gençler olarak baş kaldırmalıyız diye düşündüm. Bu bölümde de bu konuyu açman iyi oldu bence
Ben de gitmek istemiyorum
kesinlikle
Kykdan bildiriyorum bugün ilk günüm ve sıkılmaktan geberirken gelen yeni bölüm bırtcast bildirimiylee resmen moodumuu yakaladımm thankss mariamm🥲💖
Meryem'in yurtdışıyla alakalı yorumlarına eklemek istiyorum, mimarlık okumak üzere İsveç'e geldim. Çeşitli sebeplerle iş bulamıyorum. 1 yıldır postacılık yapıyorum kendimi idame ettirmeye ek olarak para da biriktirebiliyorum. İstanbul'da kalıp bir mimarlık ofisinde çalışıyor olsam yaşam kalitem daha iyi olmayacaktı kesinlikle; kira fiyatları, ekonomik kriz, şehrin stresi, çalışma ortamının stresi derken... Ailemi, arkadaşlarımı, kendi meslek alanımı bırakmış oldum yurtdışına giderek, gün geldi akıl sağlığımı yitirecek gibi oldum, gün geldi ağlama krizleriyle nefes alamadım, kimi zaman yemek yemeyi bıraktım kısa sürelerle. O kadar çok isterdim ki kendi ülkemde iyi bir şeyler yapabilmeyi fakat gelecek elimizden alınmış gibi hissederken yaşamak çok zordu Türkiye'de. Ben de ne olursa olsun gideceğim diyerek gittim. Çok zordu ama 3 yıldır buradayım. Mutlu muyum şuan diye soracak olursanız, hayır, ama mutsuz da değilim. Hislerim grileşti. Burada sıfırdan hayat kurmaya çalışmak, hatta eksideyken sıfıra çıkmak için bile büyük çabalar harcamak beni çok yordu ve yıprattı. Hiçbir şey imkansız değil ama gerçekçi olmakta da fayda var diye düşünüyorum. Kendi özünüzde bir güç üretebilecek olan herkes bence başarabilir bir hayat kurmayı. Bazı şeyler de yoldayken öğreniliyor, bir çok hata yapılıyor ama deneye yanıla bir şekilde daha iyisini de öğreniyorsunuz. Umutlar ve hayaller bizi motive ediyor ama bazı durumlar da sadece çaba sarf etmeyi ve sabretmeyi gerektiriyor. Umarım kendine hayat kurmayı deneyen herkes başarır ❤
Burada en iyi mimarlık ofisine girsen İstanbul'da maaşının yarısı her şekilde kiraya gidip en basit şeyi alırken bile hep düşünecek olacaktın gerçeği var. Hala gitmeyelim ya buradan demek de bana bencilce ve kolay yol geliyor gidebilen gitsin kursun kendine hayat düşe kalka iyi veya kötü ne gelecekse. Ben de isteyip henüz gidemeyenlerdenim bu arada ama gitmek isteyen herkesi çok iyi anlıyorum destekliyorum. Koca 20yıl geçmiş ya aynı politikalar ve kısır döngülerle daha hala insanlara hayal satmaya bak kazanıyoruz bahar getiriyoruz demeye gerek de yok. Aynı şey yapıp aynı döngüde yaşanıp farklı sonuç alınmaz. Umarım hep istediğiniz gibi gider orada yolunuz.
senin adına çok sevindim, 3 yıl gerçekten uzun bir süre ve mental açıdan ilerlediğin yolu da takdir etmek istedim, tebrikler umarım çok mutlu olursun
@hcavlaz @yesilpicasso1028 iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim :) umarım sizler için de güzel şeyler bekliyordur
bu yurtdışı konusuna katılıyorum, gidebilenler için çok mutluyum, benim de 2 arkadaşım gitti ve onlar adına gerçekten mutluyum ama ben kendi hayatıma dönüp baktığımda dediğin gibi geride kalmış gibi hissediyorum. imkanım var gidebilirim bu arada maddi olarak ama anksiyete sebebiyle terapi alıyorum ve her günüm de iyi geçmiyor, başka ülkeye gitmek dediğin gibi yeniden başlamak demek ve daha düşünürken bile geriyor mesela beni. gelecek planlarım arasında yurtdışı vardı ama anksiyete sebebiyle şuan için istesem de yapamıyorum, kendimi çok kötü hissediyorum ama imkanı ve mental olarak kaldırabilecek isteyen herkes gitsin tabi, onlar adına mutluluk duyarım, umarım hepsi hayallerini gerçekleştirir ve huzurlu olurlar
hisleriimden bahsetmek istedim sadece
arkadaşlarınız nasıl ve ne için gitmişti acaba merak ettim
@@yinyang6169 biri erasmus ile gitti diğeri ise au pair adlı bir program ile gitti
yurtdışı hayali çoğu zaman bir şeyleri ertelemek için ürettiğimiz bir bahane veya umut etmek için beynin bulduğu bir çıkış kapısı aslında. çoğu insan gitmeyeceğini içten içe bilse de o şekilde kendini motive ediyor, ülkenin içinde bulunduğu korkunç durumda hayatta kalmaya devam edebiliyor. ben de böyleydim bir dönem o yüzden anlayabiliyorum. ve devamlı bu konu üzerinden mastürbasyon? yapılması kesinlikle kalacak olanlarda derin bir mutsuzluk ve hayatı kaçırma hissi yaratıyor. keşke ülke şartları bi nebze daha iyi olsa da şu döngüden, arada kalmışlıktan kurtulsak. bir yere ait hissetmeyi aşırı özledim
ben de güven duygusunu
Bir ortamdan kaçmakla her şey çözülmez evet ama bulunduğun ortamın sorunları katlanıyor ve çözüme dair umut kalmıyorsa onu değiştirmek kişiyi geliştirir üzgünüm . Evet kalalım burayı güzelleştirelim cart curt o sırada hayat geçip gidiyor ? Daha geçen depremde gencecik arkadaşlarımı kaybettim gördüm ki uzun yıllar yaşam garantisi de yok öyle hiçbirimizin. Bu noktada daha iyisinin olma fırsatını değerlendirebilen herkes değerlendirmeli bence. Yoksa bu seçim kesin gidiyorlar abi bak kazanıyoruz anketlerde demekle sandığımız politik savaşı verdiğimiz de yok bir şeyi güzelleştirdiğimiz de.
tabiki buradan çok mutsuzsan gidebilirsin de bence meryem’in anlatmaya çalıştığı şey orada da çok mutlu olamayacağın. Her yerin kendine has zorluğu var buradaki çektiğin zorluklar bitse de orada yeni ve burada yaşamadığın zorluklarla uğraşacaksın yani gittiğinde aşırı mutlu peri masalı gibi hayatın olmayacak hayat bu yine zorluk yaşayacaksın yine mutsuz olacaksın amaç gidip orada mutlu olayım olmamalı ya tabi oraya gerçekten daha iyi bir yerde çalışmaya gidiyorsan daha iyi bir eğitim için gidiyorsan ona bir şey denilmez de buradan gidiyim de norveç’te bok oluyum yaklaşımı biraz yanlış öyle amaçsız sırf gitmek için gitmek hiçbir şeyi çözmüyor
@@slyvia6284 aklıma servetifunun döneminde padişahtan bıktıkları için yurtdışı hayali kuran ve orayı idealleştiren edebiyatçılar geliyor bazen . Tarihin tekerrür etmesi çok sinir bozucu çünkü halkımız asla ders almıyor.
siz ne kadar duyarlı bir insansınız ya izledikçe daha çok seviyorum 💙
devletin girişimcilere verdiği destekler için başvuru yapmış ve şansımı denemiş bir tasarımcı olarak söylüyorum, ürettiğiniz şeylere bakmıyorlar bile, isterseniz dünyanın en orijinal tasarımını yapın, oralarda vizyon sahibi insanlar yok, size sordukları şeyleri söyleyim, paran varmı, iş kurmak istiyorum diyorsunuz "e kur o zamaan" diyen, sandalyede yatmış kaymış, son derece ciddiyetsiz bir memur düşünün...
iyi birşeyler yapan yetenekli insanları ite kaka herkesin önüne geçenler yüzünden kimsenin inancı kalmadı
ama sizin gibi akıllı yetenekli insanları gördükçe umutlanıyoruz
teşekkürler 💙
Yaaa britanny broskiyi çok dinliyorum bu aralar podcastlerini falan gerçekten sosyal zekası çok yüksek davet edildiği programda hostun (h3 deil) onu rahat hissettirmesi gerekirken o onları rahat hissettiriyor, hostun sorularını komikleştirip cevap veriyor herkes gülmesini sağlıyor gerçekten çok özendiğim birisi.
Meryemmm seni çok seviyorum yaa seni dinlemek öyle keyifli kiiiii (artık geyirmediğin için teşekkürler 🥺💗)
abla yurtdışı hakkında dediklerinde çok haklısın ama biz gençler için cidden inanılmaz zor bir durum bu. ben şahsen asla istemem doğduğum yeri bırakayım bambaşka bir ülkede yaşamaya gideyim, ama bizi bu duruma zorla düşürüyorlar. ben o kadar strese giriyorum ki gelecekte türkiyede yaşamak zorunda kalırsam hayatımın nasıl olacağını düşününce. bu ülke maalesef gün geçtikçe kötüye gidiyor ve bir ya da iki kişi olarak tüm ülkeyi bilinçlendirmemiz, kurtarmamız imkansız. türkiyenin düzelmesi sadece zamanla olacak ve bu çok uzun bir zaman. ekonomi o kadar kötü ki, gitsem çok iyi bir şirkette çalışsam belki 40 yaşına kadar gene aşşşırı zorlanacağım bok gibi bir hayatım olacak. insanlar aşırı mutsuz, sosyal aktivite falan yapılmıyor bu ülkede. kadın olmak zaten apayrı bir konu, sokağa çıkmaya korkuyorsun. evet belki yurtdışına çıkarsak zorlanacağız ama en azından gittiğimiz yerde ekonomik açıdan rahat oluruz, sokağa korkmadan çıkabiliriz, güzel bir sosyal hayatımız olabilir. ben şu an bu ülkede yeni doğan çocukları duyduğumda resmen üzülüyorum ya. çok kötü bir durum bu keşke böyle hissetmesek keşke ülkemizi ve insanlarını çok sevebilsek ama yok ben inanılmaz soğudum maalesef özellikle bu sene seçim sonrası...
31:06 biz öğretmenlere saygı duyan bi nesildik ne ara bu hale geldik diye yakaran kişilerin şu an doktor dövüyoruz diye övünmesi peki. Ben bu milleti anlamayacağım
öğretmenlere saygı duymaları da o zamanlar ogretmenlerşn cocukları tekme tokat dovmesibden dolayıydı lol :d
@@sudewalker ay evet ya :d
doktorum ve yapmak istediğim şey doktorluk. ama yapmak istediğini bulunca olmuyor bazen... gitmek zorunda bırakılıyoruz.
Hayatımın en uzun ve tatsız tuzsuz yaz tatiliydi
kaç yasındasın? ben 25 ve sanırım o 25 depresyonundayız ya :(
Tam da yurtta yalnızlıktan zırıl zırıl ağlarken kafama düşen meleğimmm mariamm sen de olmasan ne bok yerim ben😭😭💞✨✨
BENDE
Videonun ikinci ve üçüncü parçasında anlatılan bölümler çok köşeli ideal bir dünya bakışı. Herkes hayatında tek birşeye aitmiş gibi bir durum olmadığı gibi gençliğinde bir insanın hayatı bilmeden yapmak istediklerinin peşinde koşması, uzun vadede dönemeyeceği bir yolda mutsuz bir yaşantı sunma ihtimalinden çok daha korkunç hissetiriyor bence. Bu aşamada kendinizi gerçekleştirin ve yaptığınız işi sevin iyi olun gerisi önemli değil gibi bir durum yok. Bölümlerini severek okuyan mühendisler şuanda ostimde komik paralara haftada 6 gün çalışırken geleceğe bakıp mutlu olmaları mümkün değil. Burada da tek tutunabilecekleri ve gerçekleştirmesi mümkün olan yurtdışı hayalini de iyi bir motivasyon olarak görüyorum. Şuanda kendi market değerlerini takip edenler de bilgilendirebilir benzer durumlar varsa iktisadi bilimler veya sosyal bilimlerde de normal bir dağılım ortalamasındakiler hangi şartlarda çalışıyor. burada yaşamak için yaptığı mesleği sevmenin ötesinde mutlu bir hayat için araç olarak kullanmak çok daha ayakları yere basan bir gelecek yolu olmalı. Anadoludaki aileler memur avukat doktor olsundan kaynaklı kötü yönlendirmelerden bahsetmemekle beraber, yurtdışında aranan insan olma olanakları bulunabilecek niteliklere sahip olma hedefli bir kariyer yolculuğu ben yaratıcı bir insanım ve hayatımı 18 yaşında bir konuya adamak istiyoruma göre mantığa daha doğru oturuyor. Zaten bahsedilen niteliklerde çocuğunun isteğini videoda dediğiniz gibi hemen yönlendiren avrupalı ailelerin katma değer üretebilecek meslek dallarının tercihindeki azalmaya sebep olması ve bu nedenle işgücü pazarındaki eksikliği türk, hintli, pakistanlı nitelik sahibi bireylerle kapatmasıyla oluşturulan konjonktürde mazlow piramidinde birazcık yükselme hedefini gerçekleştirmesi amacıyla yapılacak yönlendirmeler türkiye gibi ülkelerde çok önemli.
peki siz bu yönlemdirmelerin neler olabileceğini düşünüyorsunuz ?
@@yinyang6169 Yönlendirmeleri metinde özet geçtiğim şekilde, yurtdışında açık oluşmuş ve bizim gibi üçüncü dünya ülkelerinden yetişmiş eleman alabileceği meslek ve/veya uzmanlık alanında hedeflenmesi olarak görüyorum. Burada ailelerin farkındalığının bahsettiğim konuda yukarılarda olması ve dayatmadan ziyade mentorlük seviyesinde kalması en olumlu şekli olur tahminimce. Tabi mentörlüğü aile kendisi yerine konu ile alakalı kişilere de danışabilir. Günün sonunda 18 yaşında bir bölümün derslerine bile bakmadan seçen onbinlerce çocuk varken bu insanlara tahmin edemeyeceği gelecekleri için olumlu ihtimalli mesleki projeksiyonlar sunmak çok kıymetli.
Ben ilkokuldayken beni tuvalete göndermediği için altıma işerdim. Gidip derdim tekrar tekrar hocam çok sıkıştım falqn göndermezdi. Bende ağlayarak bu şekilde küfürler yazardım not kağıtlarına defterlere. Ama vermeye falan ya da masasına bırakmaya falan cesaret edemezdim. Notu bırakan çocuğu tebrik ediyorum, yapamadığım şeyi yapmış.
Bu hafta kykya geçtim İnterneti az diye herşeyden vazgeçtim resmen sosyal izolasyondaydım ama bundan vazgeçemiyorum the bırtcast bir bağımlılıktır.
Merak eden arkadaşlar için evet yemekhanede izliyorum
Bir tur burdan bir turdan da spotifydan dinleyeceğim bölüm gelmiş 🧚♀️🧚♀️🧚♀️
Herkesin yurtdışını idealize etmesi ve gidince bütün problemlerinin geçeceğini düşünmesi, yurtdışına taşınanları da maalesef etkiliyor (first world problems ama gercek). Ben uzun zamandır başka bir ülkede yaşıyorum, bu yüzden beni çok etkilemiyor açıkçası, çünkü ben geldiğimde Türkiye'de bu kadar büyük bir çıkmaz yoktu, 'olmazsa dönerim' fikri korkutmuyordu. Ama geçen gün, bir yıl önce gelen bir arkadaşımla konuşurken bana inanılmaz anksiyete yaşadığını söyledi. 'Ne zaman burada yaşadığım bir problemden Türkiye'deki bir arkadaşa ya da aile bireyine bahsedecek olsam, "Abi gitmişsin işte, neden şikayet ediyorsun?" tepkisi alıyorum. Kimseye dert anlatamıyorum,' dedi. Yurtdışında yaşamaya alışmak gerçekten hiç kolay bir süreç değil. Eğer istediğin bir yere taşındıysan, ilk aylar keşifle geçiyor, ama bambaşka bir kültür ve bambaşka idari süreçler var. Dil konuşmuyorsan ve sürekli Türklerle takılıyorsan entegrasyon çok zor. Entegre olmadığın bir ülkede sürekli yabancı olma hissiyle yaşamak da çok zor. Ekonomik olarak zorlanmak, yurtdışını kaçış olarak görmek için yeterli bir sebep kabul ediyorum, ama sınırı geçince hayatındaki bütün problemlerin biteceğini düşünmek çok garip. Aslında bir şekilde bu da aynı kapıya çıkıyor, çünkü bu kadar idealize ettikten sonra taşınan insanlar ya yaşadıkları sıkıntılarla baş etmekte çok zorlanıyorlar ya da geri dönmek zorunda kalmaktan ölesiye korkuyorlar.
Dediklerini yaşadım 3 yıl önce yurt dışına geldim. Yalnızlıkla başa çıkmak yeni bir kültüre dile adepte olmak beni türkiyede yaşamaktan daha da zorladı benim ki istekli bir göç de değildi ülkenin durumu beni buna mecbur etti bu yüzden sürekli türkiyeyi düşünüyordum oradaki hayatımı ve sizin gibi olmazsa dönerim fikri olmadığı için daha da buraya mecbur kalıp daha da pskolojik sorunlar yaşadım kime durumu açsam buldun da bunama ne güzel avrupadasın şeklinde oldu ya da hükümet destekçisi olarak bile lanse edildim sadece yaşadığım sorunları anlatmaya çalışırken 😢
hemşirelik okuyorum yurt dışına gitmek istiyorum trde bir yer yemek görünce duygulanıyorum şuan diyorumki kafa olarak zaten gitmişim
Şu yurtdışı konusunda çok haklısın. Kendi yurdunda içinde nefes alabileceğin bir fanus oluşturmalı , sevdiğin işi ve çevreyi oluşturunca yeterli. Yurt ışına gitmenin de bir bedeli var. Gidecekseniz en geç üniversitedeyken gidin. Yoksa adpte olmak çok zor.
ben gegirmemenden cok mutluyum. Lutfen gegiriksiz devam edelim
yaklaşık 11-12 yaşlarımda küçük hayatsız bi çocukken P!nk ile tanıştım ve kendisi şarkıları ve klipleriyle ufkumu genişletti, bana yalnız olmadığımı hissettirdi, beni çok farklı şeylerle tanıştırdı ve şu anda olduğum kişiyi oluşturdu. yaklaşık 3 ay önce konserine gittim ve çocukken bana mutluluk ve hayat veren bazı şarkılarını canlı canlı dinledim🥺 inanılmaz bi deneyimdi, rüya gibiydi çünkü 10 yıl önceki halim bunu hayal bile edemezdi, beni iyileştirdi
Meryem yurt dışına gitme veya burada kalıp kendini gerçekleştirme konusunda sana tam olarak katılmıyorum. Çünkü herkesin yaş aralıklarıyla beraber hayalleri çalındı. Mesela ben 96'lıyım ve İstanbul'da girmesi çok zor bir bölüme girip hayvanlar gibi hırslı okudum. Ama şimdi evlenmek o kadar zorlaştı ki, ev yok. Başka bir şehre taşınıp, evlenip, düzgün bir iş kurup hayatımı düzene sokana kadar başka ülkeye taşınırım daha iyi. Yani hali hazırda evlenmiş düzenini kurmuş insanla, hayatı sıfırdan kurmaya çalışan insan arasında çok fark var. Mesela 2000 sonrası doğan kardeşlerimin de üniversite okumak için hırslı ve istikrarlı çalışmadığını görüyorum. Ben 2014 girişliyim, o yıllarda üniversite okumak hala önemliydi, hayallerimiz vardı ve hayvan gibi hırsla hazırlanıyorduk. Ben üni bitirmiş biri olarak gençlerin okuma tembelliği hakkında atıp tutabilirim. Ama aynı gözle baktığımda aşırı hak veriyorum. Azimle tutkuyla çalışın diyemiyorum. Kısacası bir evliliği veya bir düzeni olan biri olarak senin böyle düşünmen normal ama gel onu bir de bana sor. Bu ülkede evlenemiyoruz resmen sevgilimle kafayı yicez...
Öyle zaten sevdiği bir mesleğe geçiş yapamamış olsaydı ve sahip olduğu sosyal çevreyi kuramasaydı onu da buraya hiçbir şey bağlamazdı gençlerden ne bekleniyorsa.. empatiyle anlaşılacak bir durum.
birde bunun escinsel bireyler icin zorlugu var istediğin meslekte de istediğin statüde de olsan asla güvende hissetmeyeceksin bir yerdesin ve her sekilde her gündemde, haberde o güvensizlik senin suratına suratına vuracak
sıkılmaktan patlarken gelen o bildirimin güzelliği ❤❤
Ben de İstanbul'da doğmuş büyümüş biriyim. Ne kadar kaotik olursa olsun burdan gitmem yeeaa dedigim bir sehir burasi... Ne yazık ki erkek arkadasimin Ankara'da is bulmasi ile butun plan degisti. Muhtemelen onumuzdeki yil icinde Ankara'da is bulup oraya tasinacagim ve yeni bir sehir tabii ki beni heyecanlandiriyor ama 1 ayda oradan sıkılacagım gibi bir his de var.. Yillar icinde biriktirdigim tummm comfort place'lerimi de bu sehirde birakip gidecegim icin cok endiseliyim. İstanbul dipsiz bir kuyu gibi tum o kalabaligin, kosusturmanin, kaosun icinde biraz yavaslayarak cok guzel anlara sahitlik edebileginiz bir sehir ve bu yanini cok seviyorum.. Bunu baska bir sehirde bulamayacagim gibi hissediyorum. Ote yandan deprem gercegi de beni korkutuyor, ve Ankara bu konuda biraz da olsa beni rahatlatiyor. Former bir jeofizik muhendisi olarak Ankara en guven duydugum sehirlerden biri.. Istanbul'da yasamis birinin bu realist Ankara yorumunu duymak bir nebze rahatlatti. Umarim Ankara'da yolumuz bir gun kesisir ve kısa bir sohbet etme sansi buluruz. Sevgiler 💐
Ben de güzel sanatlar lisesine gitmedim çünkü lise zamanlarımda hukuk falan okumak istiyordum :)) Pekte bir şey kaçırmadığımı atölyeye gittiğimde anladım.Güzel sanatlar lisesine giden arkadaşlarımın yeterli eğitim almadığını gördüm. Ayrıca yeteneğin kadar da puanın önemli olduğu bir sistemde müfredat anlamında da çok yeterli eğitimleri yoktu. O yıllarımı bir anadolu lisesinde geçirdim.
Neyse ki ben aile yönünden şanslı olanlardanım. Annem de güzel sanatlar okumak istemiş ancak o dönem bu bölüm biraz maliyetli olduğu için bundan vazgeçmek zorunda kalmış. Onun hayal ettiği şeyi yaptığım için özellikle mutlular ve ellerinden geleni yaptılar , çok minnettarım.
Atölyeye resim yeteneğimi geliştirmek için başlamıştım daha sonra çizgi film ve animasyon bölümü ile tanıştım. İyi ki de bu bölüme seçmişim, yapmam gereken şey buymuş . Daha yeni mezun oldum bakalım.. Çeşitli anksiyeteler yüzünden çalışmaya başlamak her ne kadar zor olsa da başlayabildikten sonra baya güzel gideceğini düşünüyorum. Moda sektöründe de çalışmak istiyorum.Neler olucak göreceğiz.. :DD
Devlet desteği vs. hakkında söylediklerine de çok katılıyorum . Öğrencilik hayatım boyunca hiç bir zaman bu tarz bir destek hissetmedim , hatta bazen yaratıcılığımızın önüne taş koymaya çalışıldığını düşündüm , okul içinde ya da okul dışında. Bu sonsuz özgürlük isteyen bir alan ve maalesef yaşadığımız coğrafya bunu bize sağlamıyor. Bu işi yapmaya çalışan insanlar olarak en acısı değer görmemek. İnanılmaz yetenekli arkadaşlarım (ve ben) umarım potansiyellerini en iyi şekilde kullanabilirler. Dilediğim tek şey bu.
Kariyerim boyunca para kazanmak için saçma sapan revizelerle dolu projelerde çalışmak zorunda kalmak istemiyorum. (Kadın karakterlerin vücutlarına , göğüslerine, saçlarına , erkek karakterlerinin kostümlerine , senaryodaki aşk ilişkilerine… bunun gibi şahit olduğum pek çok revizyon çeşitleri ve daha fazlası) , din konulu çocuk kanallarında çalışmak zorunda kalmak istemiyorum.. İşime her fırsatta bu gibi merciler tarafından karışılmasını istemiyorum. Umarım özgür olabiliriz ki harika işler yapabilelim. Buna izin verilmese bile bu topluluk olarak özgür ve özgün olanın peşinden gitmeye çalışıyoruz.
Şahsen bu ülkede bunu başarabilmenin daha orijinal olacağını düşünüyorum bu sayede de dünyaya açılmak daha keyifli olacaktır , önemli olan dünya sanatı yapabilmek ve dünya standartlarına ulaşabilmek..
Bize bu imkanları sunmak istemeyen, sanatı , sanatçıyı ,eğitimi sevmeyen gerici zihniyet bir an önce geçmişe karışır umarım.
kaç yaşındasın
@@yinyang6169 23
çizgi film ve animasyon bölümü nasıl bir ortam, dijital konularda çok iyi olmak gerekiyor mu mesela geleneksel sanata alışmış biri sence alışabilir mi , ve çizimi işe dönüştürme fikrinde acaba soğur muyum hissi oldu mu
@@yinyang6169 Şöyle bence güzel sanatların en iyi ve kapsamlı bölümü. Tavsiye ederim girebilirsen. Diğer soruna cevap veriyim zaten herkes bölüme girerken geleneksel çalışarak giriyor daha sonraları öğreniyorsun dijital konuları, dijitalde neler yapabileceğini vs. Ama kesinlikle dijitale yatkınlık çok işe yarar ,teknolojiyi sevmen gerek. Soğur musun kısmı çok kişisel bir konu onun için bir şey diyemem ama sonuç olarak tüm zamanını kendi sanatına ayırmak gibi bir lüksün yok verilen ve para kazandığın işi yapmak zorundasın. Pozitif yönü de eğer kaliteli bir iş yapmışsan tatmin duygusu oldukça yüksek.
@@yinyang6169 Benim için soğuma duygusu oldu mu diyorsan öyle bi şey söz konusu değil çünkü hayatımda oldukça büyük bir yeri var zaten . Sıkılmak be soğumak gibi bir kavram dahilinde pek bulunmuyor..
allahh tam hangi bolumu dinlesem diye bakarken yenisi geldii
Bir süredir lisede öğretmenlik yapıyorum (mesleğim değil). Ülkede doktorlara yapılan muamele öğretmenlere de yapılıyor. Ben herşeyi onların istediği şekilde yapmak zorundayım. Lise öğrencisinin annesi oğlunun ödevlerini gün gün ona göndermediğim içğn beni azarlayabileceğini sanıyor. Bu insanların yetiştirdiği çocuklar bize tüm gün neler yaşarıyor bir düşün. Ne iftiralar atıyorlar. Bunun yaşla ilgisi olduğunu düşünmüyorum bu arada. Ve üzgünüm meryem keşke senin sandığın gibi olsaydı ama 10 yaşında bile olsa o ailede bencilce yetişen çocuğu düzeltmek İMKANSIZ. olmuyor ne kadar iyi yaklaşsan da yanına alıp tatlı tatlı arkadaş gibi konuşsanda odadan çıktığın an arkadaşlarıyla seninle ilgili tşk geçtiğini duyuyorsun. Ben bazen tahammül edemediğim öğrenciyi dersimden bi süre çıkarıyorum yoksa diğerlerine istemedğim şekilde davranacağımı daha çabuk öfkeleneceğimi biliyorum.
Hayatım çok kısa :( bir saat civarı dinlemeyi özledim
Şu güne kadar sadece 1 hocama terbiyesizlik ettim (sayılmaz belki) . Sebebide beni medeni bir tartışma sırasında merdivenden itmesiydi. Ne yapıyorsunuz diye bağırmıştım. Sonra gerekli yerlere şikayet ettim (bir şey olmadı kadına).
Ben 4. sınıfa giderken öğretmenimiz her gün 20 test ödevi veriyordu. 1 kağıda 2 test sığacak şekilde testleri hazırkıyordu ve biz gün sonu gelmesin diye dua ediyorduk. 20 tane test ve küçücük yazılarla o kadar gözümde büyüyordu ki akşam eve dönüş yolunda bile eve gidiyor olmama sevinemiyirdum. Bütün bir akşamı ödev yaparak ve neredeyse ailemle 0 iletişim kurarak geçirsem de ödevler yetişmiyordu. Ödevleri yapamayınca tahtaya çıkartır bağırmadan dünyanın en ağir ve kırıcı sözlerini söyler hepimizi rezil eder tüm günümüzü korkunç gecirmemize sebep olurdu. Hafta sonları ise bu test sayısı 60 bazen de daha fazla oluyordu. Hiçbir hafta sonu eğlenemezdim. Iki büklüm ödev yapmaktan postürüm bozulmuştu. Aynı zamanda bu hocanın öğrenci kayırma gibi tam kendine yakışır öğretmenlik skilleri de vardı. Onun yüzünden 4 ve 5. Sınıflarımı çok üzgün ve özgüvensiz gecirdim. Ödev vermeyi çok büyük bir bok sanıyordu. Şu an 22 yaşındayım ve o allahın belasına ne zaman hatırlasam beddua ederim. Bizim hocaya bir not yazabilecek olsaydım eminim ki küfürlerimi küçücük kağıda sığdıramazdım. O yüzden küçücük bir çocuğu bile bu denli sinirlendirebiliyorsanız hatayı da kendinizde arayın. Çok ödev vermek bir bok değildir sizi de bir bok yapmaz. Tüm çok ödev veren öğretmenler insan olun biraz be allah belanızı versin.
hayatt ne istediğini bulup tr’de onun değer görmediğini fark etmek zaten birincil motivasyon ki, öyle kuru kuru bir “aman gideyim” değil maalesef…..
Yurtdışına çıkma hayaliyle ilgili ben de benzer düşüncelere sahibim. İsteyen gidebilir saygı duyuyorum ama ben gerçekten türkiyede hatta istanbulda yaşamak istiyorum. Bu hayatı daha çok seviyorum sakinlik beni depresif yapıyor. Almanyada yeni hayatım diyip kasaba gibi yerlerde video çekiyorlar mesela ben izlerken bile orada olduğumu hayal edince boğuluyorum. İzmirliyim ve izmir büyükşehir olmasına rağmen orada sıkılıyorum. İnsanların sanki hepimizin kaçıp gitmesi gerekiyormuş, yurtdışına veya sahil şehrine taşınmak istemiyorsak aptalmışız gibi davranmalarından aşırı rahatsız hissediyorum
Şimdi oturup agliycam.13 yaşında ne isterdim ne severdim şimdi yapayım dedim ama yok.Hiçbir şey yok.Neden böyle bir hayatım var.Neden çocukken bile sevdiğim birşey olmamış.Hep öylesine yaşamışım.
Mültecilerden hastalık bile kapıyoruz ya. Nefret ediyorum bu durumdan.
29:00 burada dediğine o kadar katılıyorum ki 11. sınıf iken gittiğim okuldaki ingilizce hocası beni zaten sadece sizin dersinizi doldurmam içim koyuyorlar deyip sürekli boş konuşurdu öğrencilerine ağır laflar söylerdi ve açık açık ben malım o yüzden ingilizce okudum o yüzden burdayıma getiriyordu 3 sene öncesine göre pahalı olan bir kitap aldırmıştı kurum bize ve sadece 3 sayfa falan bitirmişizdir diğer sene de hocayla anlaşmadılar zaten bir de bu kafada ki bir hocanın daha küçük yaştakilere eğitim verebilme ihtimali bana o kadar kokunç geliyor ki
Daha dinlemedim ama çok eğlenerek dinleyeceğime eminim
Meryem yurt dışı konusundaki fikrin bence evli düzeni olan ve sevdiği işte belli bir noktaya gelmiş biri olmandan kaynaklanıyor. Biz ise daha hayatımızı kuramadık, kuramıyoruz, ben sınava hazırlanırken Türkiye'de nasıl ilerleyeceğimi düşünüp bunun yerinde yurt dışında çalışsam daha hızlı emeğimin hakkını alırım diye düşünüyorum.
Gelecek kaygısından kafayı yiyeceğim mezunum yks ye hazırlanıyorum sürekli başım ağrıyor ya kazanamazsam diye düşünmekten
Aynı süreçlerden ben de geçtim, her birimiz geçtik. O yüzden hissettiklerini çok iyi anlıyorum. Her şeyin yoluna girecek, elinden geleni yap fazlasını düşünme. Umarım her şey senin için güzel ilerler. ❤
98li biri olarak ve senden büyük ve seni anlayan biri olarak yazıyorum 2019 da üniversitiye girdim 3.kez sınava girişimdi çok istediğim bölümün çok benzeriydi sinoloji isteyip çince tercümanlığa girdim bir yıl hazırlıkta maalesef yaşadığım ataklar vb sebeple kaldım. 2022 de üniversiteyi bıraktım 2023te tekrar sınava girdim olmadı. Ve şimdi bambaşka yola kafamı çevirip yurtdışı için çabalamaya çalışıyorum üstelik bintürlü imkansızlık ve endişe ile ve insan beyni insanı bazen kemirir düşünmek bazen iyidir bazen ise kötüdür.Her şeyi fazla düşünüp kendini strese sokman sadece kalbine ağrı bırakır sen emeğinle çalış fazla çalış gibi düşünme bunu kendini hasta etmeyecek şekilde çalış ve gerisini bırak her şey senin için güzel olsun
ya ben 35k ile mezuna kaldım ve 5k yaptım mesela ve dersaneye filan da gitmedim yani haftada bigün matematikten özel ders almıştım o kadar. onun dışında hem ders çalışacak hem de kendine vakit ayırabilecek o kadar zamanın var ki mezun senende. bunu da başarı hikayesi minvalinde değil de aynı yollardan geçmiş biri olarak söylüyorum. daha iyi bi sıralama da yapabilirsin, aynı sıralama da gelebilir kötüsü de gelebilir şu an sana bunlar çok çok önemli gibi geliyor ama inan hiçbiri ruhsal ve fiziksel sağlığından önemli değil. ha üni kazandım hukuk okudum noldu şimdi de meslek kaygısı, ekonomik kaygılar buhranına girdim orada debeleniyorum chshhd lütfen ya kazanamazsam’ı düşünme kendine vakit ayırmayı ihmal etme gerçekten yks hiçbir şeyin sonu değil ❤
bu dersaneye gitmeme mevzusunu da şu açıdan örnek verdim. o an insana sanki herkes kendisinden daha fazla çalışıyomuş herkes almış başını gitmiş sen geride kalmışsın hissi geliyo ama asla öyle değil tamamen stresle baş edebilmek, ders çalışmanın yanında sağlıklı bi zihinle bu süreci atlatabilmek önemli :)
eğer sakıncası yoksa yurtdışına ne için gitmeyi düşünüyorsunuz acaba@@islalkan6703
Maria.. universite okumaya amerikaya geldim ve bu insanlar ağustostan veri haloween konusuo ve yurt odalarini konsept bi sekilde süslüyolar. Ne zaman bu diyorum 21 ekim diyolar taaaa ekimin wonuna hazirlaniyolar 2 ay boyunca ÇOK GARIP HISSEDIYORUM IMDAT.
Ben San Francisco’da okuyorum. Sen neredesin peki?
@@jennetyazmyradova4234 meraba Penn deyim ben :/
@@yerfstg306 Çok kişisel değilse eğer, Penn State’de misin yoksa University of Pittsburg mı?
@@jennetyazmyradova4234 state
@@jennetyazmyradova4234 state
meryemle pazarlık taktiklerini beğendim ya thrifting delisi olarak
Lütfen geğir nefes alamıyorum artık
Senin sayende erkek arkadaşımın yanında geğirmeye başladım birlikte geğiriyoruz ve çok eğlenceli oluyo😭
ay ozlemisim birtcasti cok iyi geldi
Ay o kadar sevindim ki ankaraya alışmana. Tam şuan istanbuldan ankaraya dönüyorum ve yağmurunu bile içesim var Ankara’nın. Belki önceden öyle değildir ama özellikle Avrupa yakası o kadar çekilmez bir halde ki. Her gittiğimde daha da nefret ediyoruum
21:11 oha aynısı.Ben de 7. Sınıfta pembeli winx çanta almıştım.Siniftakiler hep dalga geçtiği için yılsonuna kadar utana sıkıla takmıştım.Anneme anne yeni çanta alalım diyemiyordum tabi.Zar zor aldırmıstım pahalı birşeydi
Yurt dışı hakkındaki söylediklerini haklı buluyorum ama benim gibi tıp okuyan ya da okuduğu bölümün Türkiyede değer göremeyeceğini bilen kişiler (hem ekonomik hem sosyal) o bölümü bitirme isteğini sadece yapacağı işin değer göreceği ülkere gitme umuduyla ayakta tutuyor. Vanda şiddete uğrayan doktorun kolu kırıldığı için cerrahlığı şaun ciddi tehlikede ben bunları görüp kendimi bölümü bitirmeye sadece yurt dışı düşünerek motive ediyorum açıkcası
Denklik konusunda daha ılımlı yaklaşan ülkelerden birini seçerek rahat gidersiniz diye düşünüyorum, dil sorunu olmaz gibi düşündüm sizin için. Doktor yetişmesi her ülkede zor istenen bir meslek grubundasınız ve kesinlikle herhangi bir Avrupa ülkesinde kat kat fazla toplumsal saygınlık ve iyi ekonomik koşullar sizi bekliyor. Yolunuz açık olsun.
bir psikolojik danışman olarak o notu yazan çocuğun ailesi ve kendinin uzun uzun rehberlik servisinde vakit geçirmesi gerektiğini düşünüyorum. Çocuğun öfke problemleri olabilir, evde öğretmen hakkında kötü konuşulmuş olabilir. Ailesi tarafından kötü muameleye maruz kaldığını görmek zor değil. Keşke her okulda psikolojik danışman olsa...
Literatürde bir adi olmasi lazim bunun benim KAZIKLI MARIA BAGIMLILIGIM VARRRR. Seni dinlemeden bulaşık yikayamiyorum resmen. Podcastlerinin hepsini ezberledim :))))((❤❤❤
Her bölüm en az 2 kere dinlendi artık çalışma hevesim kalmadı
@@e.o.3038 ben is yeri anılarını yaladım yuttum ama felaket keyif vericiler hala jdjdjdk
Yurtdışı konusu biraz insanın kişiliğiyle, hayattan ne beklediğiyle de alakalı. Eğer ait oldunuz yerde arkadaşlarınızla, ailenizle zaman geçirmek sizin için çok önemliyse, kolay arkadaş edinemiyorsanız, yeni yerlere alışma konusunda zorluk çekiyorsanız, aidiyet hissi hep ağır basıyorsa yurtdışına çıktığınızda hayatın bir anda cennete dönmesini beklememek gerekiyor. Sonuçta yeni bir kültüre adapte oluyorsunuz, kullandığınız dile kadar her şey değişiyor. Ben 2 sene önce yurtdışına çıktım. Zaten kendimi bildim bileli sürekli ev, şehir değiştiren bir aileden geldiğim içim benim için oldukça kolaydı. Kendince zorlukları vardı tabii ancak burada istediğim alanda eğitim almak, yeni bir kültürü keşfedip yeni deneyimleri yaşamak benim için ağır bastığından şimdi geriye bakınca pek de zor günler göremiyorum. İnsanlar açısından da şanslıydım, karşıma çoğunlukla güzel insanlar çıktı ve ülkeye alışma konusunda da çok destek alma imkanım vardı. Özgürlükler, güvenlik, maddi imkanlar açısından evet yurtdışı çok çok ileride. Avrupa cidden bizi kıskanmıyor. Ancak her insanın deneyimi aynı şekilde güzel olmayabiliyor. Irkçılığ maruz kalan da, kendini ait hissedemeyen de, yalnızlık çeken de çok oluyor. Ya da ihtiyacı olan desteği bulamayan da. Bu bir risk ve iyi düşünülmesi gerektiğini düşünüyorum.
KAZIKLI MARIA KADINI! gezi olaylarında trt nin belgesel yayınladığı gibi sende alttan alta sureleri kisaltmaya başladın 👉🏻 bizi 1 saatlik 1 buçuk saatlik podcast zevkinden de etme be koç yeğenim
😹 kasten olmadı. çok konu vardı aslında ama çok bekleyip ekrana mal mal baktığım bir bölüm oldu. kesince bu kadar kısalacağını düşünemedim
@@TheBırtcast140journos'un Kedicik belgeselini inceler misin???
@@juastafanofyoungroyals bu konuları detaylı konuştuğu videoları var istersen izleyebileceğin
üreten insanın kafasına vuruyor evet mesela bu sisteme dahil kişilerden biri fuardaki indie oyun yarışmasında jüri olan bir arkadaşınız ismini vermeyeceğim, çoğu genç arkadaşın oyununu oynamadı, incelemedi bile hepsi çok üzüldü. bu sektör bile mafyalaşmış
Güzel sanatlara gidememen ve başka bir şeye yönlendirilmiş olman direkt bana kendimi hatırlattı. İşletme bölümüne ailem beni farkında olmadan manipüle ederek yönlendirdi, ben hep sanat ve tasarımla ilgili bir bölüm istediğimi iyi bilirdim. Tercih döneminde kafam o kadar bulandı ki tercihler açıklandıktan aylar sonra fark edebildim büyük bir hata yaptığımı. Ailemle bu konuyu konuştum, bana hak verdiler ve bundan sonra yanımda olacaklarını söylediler. Moda tasarımının içimdeki tasarlama, yaratma dürtülerini karşılayacağını ve somut bir şekilde ifade etmemde iyi bir yol olacağından emin oldum artık. Yatay geçiş için bu yaz başvuru yapacağım umarım geçebilirim.💞
not: şu an hazırlık okuduğumdan işletme derslerine hiç girmedim bu yüzden bunu fark etmem gecikti
30 yaş 13 yaşındayken yapamadıklarını yaptığın yaş mı... voov aydınlandım ve rahatladım çünkü kendimi bu yüzden hastalıklı mıyım acaba diye sorgulamaya başlamıştım. Her podcast bir yeni bilgi 👍🏻💖
merhaba. sadece içimi dökmek istiyorum. az önce annemle tartıştım. konu kendimle kalmam hakkında. odamda kitap okuyorum üstelik 2022 yks sınavından beridir bir türlü kitap okuyamamamdan sonra benim için bir başarıydı. ders çalışırken de böldü çalışmamı. durumu anlatmaya çalışırken . annem anlamadı. lafı başka yerlere çekti. sürekli bunu yapıyor. sürekli farklı yerlere çekiyor en son beni ağlatıp bırakıyor. evlensede gitse dedi. daha çok ağladım. sakinleşmeye çalışırken bacaklarımı yumrukladım dayanamadım. sadece ölmek istediğim zamanlar oluyor. bu da onlara dahil. annemin sevgisini hissetmiyorum.
sorun bende mi bilmiyorum. aile baskısı, ilgisizliği, akraba baskısı, akran baskısı, sınav stresi yüzünden psikiyatriste gitmek zorunda kaldım ve daha 8.sınıftaydım. bana yıllarca sen psikopatsın bize istediğini yaptırmak için rol yapıyosun dediler. bu ilaçları bırak bunlar sana iyi gelmiyor dediler. lise bitti sınava girdim çıktım ve beklediğimden daha kötü bir sonuç aldım. 2 hafta keyfim olmadı. annem bana abinden daha tembelsin dedi. o laf hala içimde, oturdu. ben abimi rakip gibi görmek istemiyorum onu abim olarak kabul etmek istiyorum ama annemin öyle davranışları var ki sanki abimi daha çok seviyor ona daha çok değer veriyor gibi. mezun senemde ise psikoloğa gittim. iyi geldi daha mutlu oldum daha iyi oldum ama hala anlaşmazlıklarım vardı ailemle. şuan yeniden psikoloğa gitmek istemyorum hatta dışarı çıkmak istemiyorum.
yoruldum. diyeceğim bu. eğer çocuğunuz varsa,olacaksa yada ihtimali varsa işte. onu anlayın. lütfen.
umarım her sey duzelir❤ yalnşz değilsin
cok uzgunum. yalniz olmadigini bil. ve dayanmaya calis. duzelicek her sey, unutma.
Sadece hasta olan insanların maske takması gerekiyor aslında... ama kimse kimseyi önemsemediği için hastalık kapmamak için sağlılıklar olarak maske takmak zorunda kalıyoruz...
git gide podcastlerin süresi kısalmaya başladı :( keske eskisi gibi 1 1,5 saatlik podcastler görebilsek
Öncelikle Ankara'ya alışma sınırı olan 5 yılını doldurduğun için tebrik ederim Maria 🎉 Ankara'nın toplu taşıması kötü denildiğinde kızan kişi rahat rahat kendi arabasına biniyordur. Şehrin kalbinde oturuyorum, her yere gitmek için Kızılay'a uğramak zorunluluğu min 20dk ekliyor ulasim süresine. Yeni bir toplu tanışma sistemi gerekiyor, bu haliyle Mansur Başkanın iyileştirmeleri bile bir boka yaramadı.
Eğitim fakültesindeki sığırlara selam ederim, ben de tanıyorum o kapasitesizleri bir öğretmenlik mezunu olarak.
Cosplay işini severek yapan biriydim ancak ekonomik sebepler yüzünden bıraktım... İstediğim şeyi yapmak istiyorum, yurt dışına çıkmak istemek bencillik olabilir ama ben gerçekten bu işi yapmak istiyorum
Bırcast boş muhabbet değildir. Ben bu podcasti dinleyerek temizlik bağımlısıyım, podcastsız evimi bok götürüyor 🤡
Bu gist, oyun sektörü, yurt dışı gibi şeylerle ilgili bir şey demek istiyorum. Daha önce bug bünyesinde gist'te görev aldım oyun tasarımında öğrenciyken. Asistanlık yaptığım için pekçok etkinlikte yer aldım, insanlarla tanıştım. Ülkenin ekonomi ve insani iş bulma açısından kötü olması dışında oyun sektörü de leş. Her şey kankacılık üstüne. İstediğin kadar yetenekli ol, tanıdığı olmayan yatırımı zor alıyor. Ben de üniversiteyi bitirir bitirmez yurt dışına çıktım yüksek lisansla. İş görüşmelerinde oyun sektörünün Türkiye'den çok da farklı olmadığını gördüm. Finans sektöründe işe girdim ve hayatım da kafam da çok rahat. Ve bu rahatlığı Türkiye'de asla edinemeyeceğimi biliyorum. Bir de oyun sektöründeki cinsiyetçilik, verebilecekleri en düşük maaşı verme gibi sorunları da unutmamak lazım. Burada da orada da oyun gibi sektörler 'ya zaten herkes bu işi yapmak istiyor , sonuçta bu senin tutkun' kafasıyla insanı sömürme derdindeler.
abla yarim saat ne sadaka mi veriyon
Abla ihtilal kitabını incelermisin??
NOLURRR UZUN PODCASTTT NOLUUUUUUURRRRRR
gerçekten düşüncelerine değer verdiğim ama benden büyük birinden duygusal destek olarak vs arada bir konuşuyordum. Yurtdışı konusu mu ne açıldı bana sen ülkeni sevmiyorsun dedi. bende ülkem beni sevmiyor dedim ve o bana hayır sen ülkeni sevmiyorsun dedi ama laf arasında olduğu ve konuyu dağıtmamak için neyse şimdi bunu boşverelim dedi. Bunun üzerinde biraz düşündüm bu kişi severek okuduğunu düşündüğüm bir bölümde iş bulamadı ve ingilizcesi sayesinde başka bir işe girdi (normal bir iş bu arada yani tuzu kuru gibi algılanmasın) acaba neden bu kadar ısrarcı diye düşündüm. İş sonunda şuna geldi bence : devletin halk için yaşaması veya halkın devlet için yaşaması. Karşımdaki kişi bence halkın devlet için yaşamasını içselleştirmiş ve daha iyisine layık olduğunu düşünmeyerek unutmuş. Kesinlikle yargılamıyorum ama içimde potansiyel vardı demek yerine elindekiyle mutlu olmaya çalışmış. Bunu seçmiş. Ben hala ne tarafı yapmamız gerektiinden emin değilim çünkü bir tarafta bu aşırı connected dünyada başkalrını görmek var bir tarafta mutlu olmaya çalışmak var . Umarım herkes öyle ya da böyle yolunu bulur ve mutlu olur.
Valla maria konuyu actin diye soyluyorum, ben norveçte kaldırımda bir bok parçası olmak istiyorum ve gayet mutluyum çünkü bir gün o bok parçası olmanın umuduyla yaşıyorum :Dd
abla öğretmenine küfür eden çocuk kısmında dediklerine katılıyorum fakat bence öğretmen bunlari yazdıracak bir ödev veriyorsa diğer öğrencilerde şikayet ederdi aynı şekilde tepki göstermezlerdi ama bazı aileler bunun farkına varıp öğrenci ile konuşabilirdi öğretmen kesinlikle haklı demiyorum ama ben bunu yazan öğrencinin daha haksız olduğunu düşünüyorum
bu arada gerçekten artık geğirmemene sevindim dfkhgkdlsfg çünkü bi anda midem bulanıyodu huylanıyorum öyle seslerden yoksa normal bir şey ikr. Osuruktan huylanmıyorum ama garip dfjkghdfglk
Üşengeçliğimizin benzemesine bayılıyorum dkdldpdldk mikroplardan korunmak istemek ama telefonunu silmeye üşenmek🙃
eylül bu kadar hızlı geçmemeliydi bu arada yaa. Ağustos güzeldi sonra eylül geldi, dedim aaa aesthetic fall görl olayım falan. Ama bi bok olamadan ekim oldu... neyse şimdi pumpkin spice fall girl olabilirim.
Yarın ilk kez üniversiteye başlıyorum erken kalkmam lazım ama bu bırtcast dinlememe engel değil🤭
yurtta yapayalniz kahvalti yaparken senicdinlemek.. intiharimi geciktirdi
Meryem 30 dk nedir???? Bu hafta uzun video atmana ve iki canlı yayın açmana veriyorum ama bu şekilde olmaz. En az 60 dk bekliyoruz, sevgiler…..❤
Bildirim geldiğinde çok mutlu oluyorum. Fakat mümkünse 1 saat yapalım :)) yarım saatte sana doyamıyoruz Mariaaa :))
Gelecekte gitme hayalim var.Ama nedeni ülkedeki işlerin düzeninin işleme şeklinden kaynaklı.Bu düzene ayak uyduramiyorsam gitmek daha mantıklı geliyor.Ülkede iş bulma şekli, zenginleşen kısımın zenginleşme yolları düşününce mantıklı geliyor gitmek.Ama bu güzel bir başarı yakalarsam günün birinde anca öyle olur.Normal şartlarda ülkenin herhangi bir yerine atanıp öğretmenlik yapma hayalim vardı bugüne kadar.Öğretmenim.Simdi başka şeyler geçiyor aklımdan.
10:15'e müdahale etmek istiyorum. Biraz ayrıcalıklı bir noktadan konuşuyor olacağım belki ama istediği işi yapamayanların %90'ının götü yemediği ve/veya yeterince emek vermediği ve/veya olaya yanlış yerden baktığı için yapamadığını düşünüyorum. Tanıdığım bir çok insan var bu şekilde. Kendi işini kurmak isteyip daha yola çıkmadan ya batarsam diyenler, başka mesleğe geçmek isteyip o kadar o okulu boşuna mı okudum bir daha mı okuyacağım diyenler, fikrim var para lazım ama bende yok yapamam diyip bir kere bile yatırımcı aramamış olanlar, yaşım küçük, yaşım geçti... Bahane bunların hepsi. Hiç gerçekten yola koyulup, elinden gelen her şeyi yapıp başarısız olanını görmedim o yüzden konuşmanın bu kısmını kabul edemeyeceğim.
bazı şeyler şans işi. yani her şeyi iyi yapıyor olabilirsin ama doğru yerde doğru insanlarla karşılaşmak da şart. o yüzden ben bu kadar kesin konuşamam. türkiye’de çalışırsan kazanırsın denklemi pek işlemiyor
Kütüphaneye giderken dinlemelik bir video daha 🎉
Bazan Ben de sen gibiyim . Yurt dışında yaşıyorum hep kaçmak istemiştim İstanbul’dan. Etrafımdan çevremden ailemden işimden ben de İngilizce öğretmeniydim o kadar bunalmıştım ki hep derdim kurtulacağım buralardan herkesten . İşimi her şeyimi bırakıp yurtdışına yerleştim bir evlilik bir de çocuk olunca hepten yaşadığım yere bağlandım. Şimdi dr burada negatif bir şeyler görünce Türkiye gibisi yok Türk insanı gibisi yok İstanbul da İstanbul eşimi bile bunaltıyorum. Uçak biletini alınca ohh kurtuldum sizden 2 , 3 ay İstanbulda kalacağım diyorum . İstanbul’da en fazla 2 gün dayanabiliyorum 😂tekrar demeye başlayorum evime dönmek istiyorum çok özledim yapamam ben İstanbul’da duramam iki hafta zor dayanabiliyorum ve dönüyorum. Göçebe gibi bir yaşam. Belki psikolojik olarak yenilik istiyoruz biraz burada kafa dinleyeyim sonra sıkılıp tekrar başka bir yer. Nereye gidersen git her yerin bir sıkıntısı var ya da o sıkıntı bende 😂
Barbielerle oturuyor bir de tatlılığa bakk❤❤
Geyirik ve osuruk komik değil. Gerçekten o kısımları ileri almaktan canım çıkıyor amk yemek yiyodum ya😭
hayir komik
abla disney türkiyeden çekilirse dalmaçyalı izleyemeceksin ağlıycam
Ama bu bölüm biraz kısa değil miydi 🥲 ne yapalım artık Bırtcast'i ikinci tura başlamam gerekecek galiba 💮
Meryem ve taklitleri” bin bi çiçiğii istimiiim sinifimdii” 😂😂
Bu arada öğretmenler hakkında yaptığı tespitin temelinde de önceden öğretmenlerin öğretmen lisesinden yetişmesi ve öğretmen liselerinin puanlarının yüksek ikrn şimdi öğretmenlik fakültelerinin puanlarının çok düşük olmasına bağlıyorum
Ve formasyon ile herkesin öğretmen olması da var bence
16:34 şunu senden duyduğum için çok mutluyum(doğma büyüme ankaralı olduğum için biraz alınıyodum da🫠)
Arkadaş olalım
meryem abla o kadarrrr haklısın ki öğrertmen konusunda yaaa.. ben de pdr mezunuyum. stajlardaki öğretmenlerden ve fakültedeki öğrencilerden anladım öğretmenler kadar MAL bi topluluk yok. çok sıkıcılar, çok alınganlar ve espri yetenekleri berbat jkhskdhghsl
Seni seviyoruz
Özür dilerim bunu cinsiyet ayrımı yapmak için söylemiyorum ama kadınlar özellikle, sanat sepet işleriyle ilgilenmemeli ilgilense de ya babasından kalacak parası ya da b planı olmalı. Kimsenin yalnız yaşayabilcek paradan da az kazanmayı göze almaması gerekiyor hele kadınların *10. Günün sonunda eşimin merhametine kalmamalıyim. Resim le mi ilgileniyorsun mesela o matematikle barışıp bi yandan atanmaya çalışacaksın. (Çok az alım oluyor biliyorum çok efor demek bu evet) ya da bir yandan akademik kariyer belki B planı olabilir. Belki yakın ve getirisi yüksek bir alanla çap yapmak olabilir. Belki bir yandan aöften bambaşka 2 yıllik bir bölüm B planı olabilir. Belki ing yetenğin ilgin vardır bir yandan onda kendini beslemek sonrasında çeviri yapacak duruma kendini getirmek olabilir vs vs. Bu yazdıklarım için çok üzgünüm ben de sanat zenginlere ya da erkeklere kalsın istemem ama bir kadın bu alana yönelecekse de bir ayağı yere basmalı sanki .Gerçekten parasız olmak ya da çok komik paraların döndüğü bir alanda sıkışıp kalmak çok kötü çok zor. Sizleri seviyorum kadınlar gözlerinizden öperim her şey gönlünüzce olsun ❤
21.dakikada bahsettigin tiktok hangisi acaba ya ? Paylaşman/iz mümkün müüü
Harika🎉
İstanbula dönünce ben de maske takıcam ve kolonyalanıcam. Ayrıca grip aşısı olmak istiyorum. Bir de bağışıklık sistemi güçlendirici şeyler almam lazım
3:24 abla sana doyamıyorum o yüzden sabırsız oluyorum özr dlrm😔💗
ayy ben de izmitten ankaraya geldim uni icin hemen alistim ksnsbsbsbxkx
Meryem neden tekrardan üniversite sınavına hazırlanıp bu defa Ankara'da animasyon okumayı düşünmüyorsun? Hatırladığım kadarıyla okulu dondurmak zorunda kalman vs içinde ukte kalmıştı
çok tatlısın :D