Hilmi Yarayıcı - Sürgün - [ Sürgün © 1999 Kalan Müzik ]
HTML-код
- Опубликовано: 18 окт 2024
- Hilmi Yarayıcı - [ Sürgün © 1999 Kalan Müzik ]
geni.us/surgun
hi...
kalan.com/
Hilmi Yarayıcı'nın 1999'da yayınlanan Sürgün albümüne adını veren şarkısı Cennetin Düşüşü Belgeseli'nde Jenerik şarkısı olarak da kullanıldı.
Belgeseli İzlemek İçin
• Cennetin Düşüşü (The F...
ANTAKYA'YA
Silpius'a sırtını verip Orontes'i mesken tutan, tarihin en farklı, en renkli, en eşsiz, en öncü, sayısız enleri ve ilkleri ile en göz kamaştırıcı şehri; Antik Roma'da Daphne, Alexandretta, Seleucia Pieria, Rhosus ile birlikte Doğu'nun Kraliçesi; şimdilerde Defne, İskenderun, Samandağ, Arsuz ile birlikte Doğu Akdeniz boyunca insanlığa ışık tutan büyülü kent: selam olsun düşsel ululuğuna! "Eskinin şanlı ve varlıklı kenti, eğitilmiş insanların ve özgür bilimlerin yurdu"; yıkıntıların bile yurttur bize, cömert toprağına bin hürmet!
Sen halkının eseri, halkın senin eserin... Birlikte bulduk ruhumuzu, topyekun yoğrulduk; bir şehrin ruhu nedir, en iyi sen bilirsin. Rüzgarın nefeslerimizin tatlı esintisi, güneşin yüreklerimizin derin sevgisi... Asi yalnız nehir değil, koynunda bir gerdanlık duru gözyaşlarımızdan. İçimizden vere vere büyüttük seni, senden kopamayışımız hep bundan. Hiç pişman etmedin bizi, en kıymetli medarıiftiharımızdın daima. Bu şarkıyı senden uzakta dinlerdi çoğumuz, sana dönüşün iç ısıtan umuduna sarıla sarıla tutunurduk hayata. Varılacak son durağımız, güvenli limanımız, koruyucu kollayıcı koca kalemiz Antakya, ne oldu sana? Sendeyken gurbette gibiyiz artık, terk edilmek ve etmek miydi sonumuz, bu hale düşeceğini bilsek öylesine güçlü hisseder miydik önceleri? Birlikte yıkıldık!
Bugün "40'ı çıkıyor" o kıyamet gününün, "her şey bir kabus olsun" diye umarak yarım yamalak uyuyup uyandığımız 40 lanet gün! Seni böyle göreceğine ölmeyi dilerdi çoğumuz. Sen bizim kutsal topraklarımızdın, bu kutsiyet tüm uhrevi anlatıların ötesinde, toprağında can bulanların yüreğinde anlamlıydı. Sende içilen kahvenin, yenilen yemeğin, edilen sohbetin tadı bambaşkaydı. Başka yerlerde bire bir aynısına yeltensek de olmuyordu işte, gönül okşayıcı havana temas etmese hiçbir şey lezzete bürünmüyordu sanki. Sendeyken duyduğumuz kasvet ve keder bile ne sahici ısıtırdı içimizi, bir başka şehrin donuk saadetine yeğdir hüzünlerin. En büyük hüznü yaşattın bize, en derin kabullenişle sahipleneceğiz!
Çünkü sende hepimiz "biz"iz. Ve biz, her birimiz, başka başka mahallelerinde biricik tecrübelerle tattığımız kucaklayışında, kendine has anılarla aynı Antakya'yı biliriz. Dilleri, inançları, mezhepleri, halkları ustalıkla harmanlayan engin bütünleyiciliğin dahilinde tekamül edip serpiliriz, senden öğrenip seni yeniden yaratırız her seferinde. Ondandır ki biz Antakyalı olduğumuz kadar da Antakya'yız, üçümüz beşimiz değil, hepimiz yekûn şekilde Antakya'yız. Biliriz ki birimiz dahi eksilsek ne Antakya'mız kalır ne Antakyalılığımız, o yüzden dışarıda bırakamayız kimseyi, bu bütüncül koşul ile kutsanır kırılmak bilmez bağımız. Senden uzakta olsak da insanınla karşılaşınca sendeymiş gibi hissedişimiz bundandır: halimizi bilmeyen ellerde yurt oluruz birbirimize. Sarılmaya devam edeceğiz!
Bakma yılgın halimize, "bitti, yok oldu" diyenlerimize kulak asma. Şimdi keder içinde feryat ediyoruz ancak biliyoruz ki tarih bitmeden Antakya bitmez! Nasıl bitesin? En değerlilerimizi verdik bağrına, onların anısına doğrulacağız, onların anısına! Birbirimize hediye ettiğimiz gelenekler daha da güzelleşecek, ortak kutladığımız bayramlar sürecek. Sabahlarına aynı neşe ile uyanıp kahvaltı sofralarımızı zahterinle süsleyeceğiz, çifte kavrulmuş kahvemizi aynı tutkuyla içeceğiz. Benzer hikayeleri paylaşan sırt sırta avlulu evlerinden çıkıp labirent gibi daracık sokaklarını turlayacağız, Harbiye Şelalesi'nde serinleyip Samandağ'ın uçsuz kumsalından Kel Dağı'nı izleyeceğiz, İskenderun Sahili'nde salınıp Arsuz Çayı'ndan Akdeniz'in ufkuna selam edeceğiz. Varlığımızın tezahür ettiği bu kutlu coğrafyayı kadim kültürümüzle süsleme misyonunu tarihi miras bileceğiz, kuşkun olmasın.
Kavafis "başka bir şey umma" diye öğütlemişti ya, biz "gene aynı sokaklarda dolaşacağız, aynı mahallede kocayacağız", "aynı evlerde kır düşecek saçlarımıza, dönüp dolaşıp bu şehre geleceğiz sonunda", gayrısı ne mümkün! Ey memleketten öte can parçamız; yuvamız, ebeveynimiz, dostumuz, sırdaşımız: ne senden geçeriz ne bir tek rengimizden feragat ederiz. Can havliyle çıktık ama kalıcı değil bu gidiş, bilesin. Bir kısmımız döndü bile bak, kalanlarımız mutlaka dönecek. Yitirdiklerimize borçtur seni eski ihtişamına kavuşturmak, ödeyeceğiz! "Ana yurdum ağlama, yine de döner bahara kış. Ana yurdum ağlama, geriye döner göçmen kuşu. Oğullarını bekle nazlı yurdum, düşeceğiz yollarına kucağımızda defne dallarıyla.", bıraktığımız gibi değilsek de bekle bizi, beraberce yükseleceğiz. Söz.
Yüreğine sağlık... Umarım herşey birgün aynı olmasa da yine bu denli anlamlı cümleler kurduracak kadar kıymetli anılar yaşatır.. ama güzelinden...
Ne kadar güzel anlatmışsın yaşam özütünü. Birlikte yaşamın zenginliğini oluşan kültür kalelerinin tekrar tezahürünü.
Yüreğin yansıması olan bu güzel anlatımı ile yurdumun dört bir yanını Güzel Antakya'mızla özetlemişsin.
Dostumun sayesinde tanışmıştım bu eserle. Defne dallarına o zaman anlam verememiştim Ama şarkıda öyle güzel tınısı vardı ki. Şimdi aklıma düştü. Hatay'da yaşamıni yitiren o güzel insanlar, kendi topraklarından sürgün edilen arkadaşlarımin, canlarımın acısını öyle hissediyorum ki. Bu eser de benim ağıdım olsun.
İlk geçen yıl dinlemiştim bu parçayı, 8.11.2019 22.03 ileride buraya gelip tekrar duygulanacağım. Kucağımızda bir defne dallarıyla bıraktığımız gibi bekle bizi...
Kondu yine yüregimin tam orta yerine gurbet acısı.
Dinmez kanar icimde yıllardır memleket sancısı. 😔
O zamanlarda,sanki bugünün yaşanan acılarını dile getiren hüzünlü dizeler..😔😪
''Umudunu yitirme geri döneceğiz Hatay''
Bir şehir , bir kültür ve şehrin anneleri , babaları , çocukları yitip gitti .
Kasedi hâlâ duruyor.
Güzel müzikler, şahane Bir ses, güzel düşünceler.
Ana yurdum ağlama yine de döner bahara kış
Ama yurdum ağlama geriye döner göçmen kuş
Saramadım annemin yüzünü
İçimi hala yakar o sızı
Oğullarını bekle nazlı yurdum
Düşeceğiz yollarına
Kucağımızda defne dallarıya
Bıraktığımız gibi bekle bizi
Bıraktığımız
Bıraktığımız gibi bekle bizi
Delikanlı ömrümü sürgüne verdi geçen yıllar
Unutamadım yine büyüdü sana gelen yollar
Saramadım annemin yüzünü
İçimi hala yakar o sızı
Oğullarını bekle nazlı yurdum
Düşeceğiz yollarına
Kucağımızda defne dallarıyla
Bıraktığımız gibi bekle bizi
Bıraktığımız
Bıraktığımız gibi bekle bizi .
Sanki bugünleri anlatıyor 😞
16 ocak 2022
Gecenin bir yarısı nöbetteyim akla gelen tını... saat gece 3 ...
Kucağımızda defne dallariyla bıraktığımız gibi bekle bizi
Ulan be şarkıyı dinlerken neredeyse az daha ağlıyacaktım. Ne gerek var be kardeşim kavgaya. Siyaset yüzünden hiç kimsenin kalbini kırmaya gerek yok. Önemli olan kardeş gibi yaşamak
Bir sene.....
Bir kac gün önce kiracla birlikte düeet yapmiş üstad , aglaya bilirim 😢
Gezi direnişini unutma unutturma
Cennetin Düşüşü
eşikten ötesi gurbet.. bitmeyen sürgün.
beşikten ötesi deseniz de olurdu.
bıraktığımız gibi bekle bizi...
Bıraktığımız gibi...
Hilmi abim candır ❤❤
Kucagimizdq defne dallari ile bıraktığımız gibi bekle bizi...
Antakya.... Güzel memeleketim buyuk sevdam... Daha iyi olacağın günleri bekliyorum
Mükemmel. Ağzınıza, yüreğinize sağlık.
harika ses harika ezgi
2014'ten beri ülkemden uzaktayım..
dönemiyorum, ne zaman döneceğim..
bilmiyorum..
Zaten bu ülkede yasamak çok çok zor.ama sevdiklerin le burada büyüyüo gittiysen zor.
👍👍❤❤
👏✌️
Bayılıyorum bu parçaya... geçenlerde bir de bayandan dinledim, kim söyledi bilmiyorum acaba bilen var mı?
ruclips.net/video/kSJrnt1ESGE/видео.html
Hırsızlık başka bir şey değil. Orjinal şarkı bu Arax Erzerumi Shoror. "Erzurum dansı" şarkı ermenilerin erzurum ve bölgesine dolayısı ile Türkiye'nin Doğusuna sahip olma hayalini anlatır..
Fuat sakada var