Ali Akın - Şehitler Destanı
HTML-код
- Опубликовано: 20 окт 2024
- Türk yurdunun en büyük zenginliği,
Şehit Çocuklarına...
Ali Akın - Şehitler Destanı
DESTANIN HİKAYESİ
Ben
Şükrü oğlu Ali,
cetbecet halis Türk.
Kızılyara gibi kanarken vatan,
canımı vatandan aziz bilip,
hırkayı başıma çekip,
sahte kalenderliğime
kendim bile inanıp,
gülüp eğlenerek
kaygısız ve rahat yaşayacak
karakterde değildim.
Terlememişken bıyıklarım,
Baba dükkanında
katil asala cinayetlerini
radyo haberlerinden dinleyip
berber aynalarında
kendimle çook konuştum.
Herkes bir kenara çekilse
bu vatanı kim koruyacak? dedim.
Büyüyünce ne olacağımı biliyordum.
Para için değil
Vatan için,
Bayrak için,
Allah için
ellerimi kaldırıp Allah’a yalvarıyordum.
Hani bazıları hasta olduğundan asker olmuyorlar ya,
beni hastalıklardan koru Allah’ım
sağlıkla Türk Askeri olayım, diye.
Ve rüyalarımı süsleyen askerliği
on beşimde nasip etti şükür kapım.
Ömrümü vatanıma verdim
bir daha gelsem dünyaya
o ömrü de veririm.
Tarihin en şeytani düşmanlarıyla
yiğitçe vuruşan,
mukaddes Mehmetçiklerle aynı saftaydım.
Hem kaçıp, hem davul çalan düşmana
pervasız ve acımasızdım.
İşte,
bu en şeytani,
en şereften yoksun,
Türk düşmanları karşısında
vazifemi şevk ile
noksansız yaptım.
Zira muhtaç olduğum kudret
damarlarımdaki asil kanda mevcuttu!
Mehmetçiklerle aynı safta olmasam
vatanımdan utanır
bakamazdım dağlarına,
ağaçlarına,
denizlerine,
minarelerine,
çocuklarımın gözlerine,
varamazdım şehitliklere,
yatamazdım mezarıma!
Vatanım,
sana canım feda!
Bu en şereften yoksun
aşağılık,
en şeytani,
karanlık,
düşman karşısında
tertemiz
silah
arkadaşlarımı
kaybettiğim
olmuştur…
Onlar oğul!
Onlar kardeş!
Onlar eş!
Onlar babaydı!
Onlar,
hem doğumuyla,
hem ölümüyle
şerefti!
Onlar!
Kahramanlar!
Bizim Kahramanlarımız!
Onların ardından üzülmeyin
incitmeyin.
Şehit ki,
makamı huzurunun
tadına varabilmek için,
cenazesinde
en çok
en az
ağlayanı sever.
Şehitlerimizi unuttuğumuz
gün,
saat,
dakika,
saniye bile olamaz.
Şehitler,
bizi gururlu,
sakin,
samimi
ve emanetlerine sahip görmek ister.
Türk düşmanları bilmez!
Bu düşmanlar
insan değil!
Bunlar
cehennem yakıtı,
bunlar
kin kusarlar Türk’e
tetik
tetik,
kelime
kelime,
tükürmüşüm insanlıklarının içine
dert değil delik deşik yüreğimize
birimiz bedel topuna,
bunlar bilmez!
Bayraktan başka!
Vatandan başka!
Servet gerekmez Türk’e!
Şehitler
ve eşleri
ve çocukları
ve anaları
ve babaları
ve silah arkadaşları
vatandır!
Türk Vatanı
Bizim Vatanımız!
Destanımızda bu şerefli insanlar vardır.
Tarih: İki bin yirmi bir yılı,
bir ocağı,
gün Cuma,
Onlara bir vefa borcu olarak yazdım
bu destanı.
Türk!
Vatanını gözünden bile sakın!
Vatanım, sana feda olsun Ali Akın!
BABA İLE TANIŞMA
Baba!
Hayatımda en sevdiğim kelime
içimden mırıldandığım zamanlar bile
bedenim ürperir
hüküm geçiremem gözlerime.
Daha küçük bir çocukken,
bu iki hece kelimeyi
asla söyleyemez
yalnız "Ba" der
ve hıçkırıklara boğulur kalırmışım.
Çünkü ben
yalnız fotoğraflarda gördüm Babamı.
Asla unutamayacağım an ise
hâlâ dün gibi hayalimde.
Soğuk bir cuma vakti Annem,
Babamın çerçeveli fotoğrafı ile
eğilerek gözlerimin dengine:
“Seni bugün Babana götüreceğim…” demişti!
İşte,
o an özlemle fotoğrafına sarılıp
delice şapur şupur öpmüştüm Babamı!
Mutluluk denen şeyin lezzetini
ilk kez tatmıştı ruhum!
Bitmeyen bir yol,
geçmeyen zamanın sonunda
dizi dizi ağaçlar ile
soyluluk ve ahlaki üstünlük timsali
Dünya güzeli Türk Bayraklarıyla donatılmış
tertemiz bir bahçeye girmiş
ve iç tarafa doğru yürümüştük!
Sanki,
Al Bayrakların arasından
Babamın koşarak çıkacağı
beni kucaklayacağı
havaya fırlatıp, “Evladım!”
diye neşeyle kahkahalar atacağı
hissine kapılmıştım!
Heyecanla baktım etrafa
merakla sormuştum Anneme:
“Anne burası neresi?”
“Burası, bahçe evladım…”
“Ne bahçesi?”
“Cennet Bahçesi evladım…” demişti.
Cennetlik Annem…
Şehitlikte insanlar vardı…
Benim gibi küçük çocukları olan.
Gözleri tıpkı Annem gibi bakan,
solgun yüzlerinde
onurlu bir acı taşıyan
pek çok suskun insan…
Kimileri,
kar tanelerinin öptüğü
nurlu mermerleri,
soğuktan yanmış
kan kızılı ellerini
kürek etmiş
sevgiyle,
özlemle,
nazikçe temizlerken,
kimileri de,
nurlu mermerlerin başında
gururlu bir hüzünle
dua ediyorlardı.
Birden tam karşımda!
Mezar taşının üzerinde görmüştüm
Babamın gülümseyen fotoğrafını!
Annemin elinden kurtulduğum gibi
koşmuştum O’na,
süpürge ederek minik ellerimi
temizlemiştim kar yığınlarını…
Babam üşümesin diye.
Mezar taşındaki fotoğrafına
gerçek, canlı haline bakar gibi
uzun uzun bakmış
neşeli ve çok iyi bir insan olduğuna dair
kesin bir inanca kapılmıştım.
Bütün bu ruh halimi en iyi anlayan,
hemen yanı başımda
dudaklarını ısıran,
tiril tiril titreyen
ve Babamın kanıyla suladığı toprağı
gözyaşları ile sulayan Annemdi…
Muhteşem
ŞEYİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE AYLENİZE ALLAH SABIR VERSİN AMİN İNŞALLAH ❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
Gönlüne, diline sağlık sevgili Aliciğim.🥰
Çok teşekkür ederim, çok kıymetli hemşehrim.❤️🇹🇷
Allah Türk ü korusun..
Ali kardeşim yüreğine sağlık
Amin kardeşim. Çok teşekkür ederim.🇹🇷❤️🇹🇷
Kalemine yüreğine sağlık.Emekli bir Asker olarak duygularımızı hislerimizi ne güzel kaleme almışsın.Dinlerke duygulandım.Kalemine sağlık kardeşim
Çok teşekkür ederim kıymetli ağabey. Saygılar❤️