Canlı insan yakmak, taşlayarak öldürmek, Kılıçla öldürmek, öyle öldürmek, böyle öldürmek, ilahi her dinin fanatizm boyutunda uygulama olarak mevcut. Dünya'da ve tarihte Allah adına yapılan, Allah'ın yarattığını çeşitli metodlarla katletme uygulması azımsanamayacak seviyededir. Buna din için yapılan savaşlarıda eklediğinizde, insanın Allah adına diyerek insana yaptığı zulmün ve katlin eşi benzeri maalesef yoktur.
devam... Kelime ifadesi itibarı ile sizde, bende kendimize müslüman diyebiliriz. Sizin çizdiğiniz müslümanlık sınırı içerisinde siz açık olarak ibadet etmeyenlerin kafasının kesilmesi gerektiğine, bende bunun insanla Allah arasında olduğuna ve karışılmaması gerektiğine inanıyor olabilirim. Bu kadar birbirine zıt iki eylem farklılığının aynı müslüman/hristiyan... ne derseniz, aynı kelime altında ifade edilmesinin rasyonel olarak izahatı mümkün değildir. Dolayısıyla laiklik işte bu yüzden toplum ve birey hayatı için olmaz ise olmaz bir gerekliliktir. İnanç, inancın sınırları ve inanç için yapılabileceklerin sınırı subjektif ve kişiye özeldir ve öyle olduğu için her kişi veya grup kendi sınırını çizerek, güç topladığında bunu uygulamaya kalkarsa, ortaya toplumsal ve sosoyolojik bir kaos çıkar.
devam... İşte bu kaostur ki aslen dinin ve bütün dini uygulamaların aslen zıttıdır. O kaosta birey inanç dahil, tüm maddi ve manevi özgürlüklüklerini, refahını, huzurunu muhafaza imkanını kaybeder ve din ortaya koyduğu tezin anti tezine dönüşerek, terörün, kaosun, ahlaksızlığın, hırsızlığın ve tüm rezilliğin aracı haline gelir. Bu arada insanla beraber esas katledilen dindir ve tüm bunların Allah adına yapılıyor olması ise ayrı bir traji komedidir. Laiklik meselesini düşünce olarak anlayarak bunu sindirememiş toplumlar işte bu sebepler ile geri, bağnaz, din ve ahlak dışı her türlü uygulamanın yapılmasına göz yumulan bir toplumda yaşama riskiyle sürekli kol koladır.
devam..Din insanlar için bir nizamı ahlak ve iman ışığıyla bireye yol gösteren bir rehberdir ve inanç meselesidir. Subjektiftir, kişiye özeldir. İnancın kıymeti dahi Allah nezdinde özgür bir seçimin var olup olmamasına bağlıdır. İşte bu özgürlüğün devamı ancak ve ancak, birinin kendi inancını, yaşama şeklini, karşı tarafa zorla ve cebren dayatmasının toplumsal sözleşme ile önüne geçilmesine bağlıdır. Bu toplumsal sözleşme anayasadır. Bir milletin şuuru kendini aynı dil, örf, adet ve gelenekleri kağıt üzerinde paylaşıyor olmaktan ziyade, ortak anayasasına gösterdiği hassasiyette kendini gösterir. Milletin anayasasını ihlal eden, o milletin tüm bireylerinin yaşam hakkına tecavüz etmiş gibidir. Anyasasının ihlalini dert etmezken, dini veya milli meselelerde hassasiyet adına tavır gösteren bir milletin, milli şuuru yırtılmış ve parçalanmıştır. O milletin durumu: canına kastedilmişken, havanın yağmurlu olmasını dert eden adamın durumuna benzer.
Unutmadımaklımda
Hangi dinde var canlı insan yakmak
Canlı insan yakmak, taşlayarak öldürmek, Kılıçla öldürmek, öyle öldürmek, böyle öldürmek, ilahi her dinin fanatizm boyutunda uygulama olarak mevcut. Dünya'da ve tarihte Allah adına yapılan, Allah'ın yarattığını çeşitli metodlarla katletme uygulması azımsanamayacak seviyededir. Buna din için yapılan savaşlarıda eklediğinizde, insanın Allah adına diyerek insana yaptığı zulmün ve katlin eşi benzeri maalesef yoktur.
devam... Kelime ifadesi itibarı ile sizde, bende kendimize müslüman diyebiliriz. Sizin çizdiğiniz müslümanlık sınırı içerisinde siz açık olarak ibadet etmeyenlerin kafasının kesilmesi gerektiğine, bende bunun insanla Allah arasında olduğuna ve karışılmaması gerektiğine inanıyor olabilirim. Bu kadar birbirine zıt iki eylem farklılığının aynı müslüman/hristiyan... ne derseniz, aynı kelime altında ifade edilmesinin rasyonel olarak izahatı mümkün değildir. Dolayısıyla laiklik işte bu yüzden toplum ve birey hayatı için olmaz ise olmaz bir gerekliliktir. İnanç, inancın sınırları ve inanç için yapılabileceklerin sınırı subjektif ve kişiye özeldir ve öyle olduğu için her kişi veya grup kendi sınırını çizerek, güç topladığında bunu uygulamaya kalkarsa, ortaya toplumsal ve sosoyolojik bir kaos çıkar.
devam... İşte bu kaostur ki aslen dinin ve bütün dini uygulamaların aslen zıttıdır. O kaosta birey inanç dahil, tüm maddi ve manevi özgürlüklüklerini, refahını, huzurunu muhafaza imkanını kaybeder ve din ortaya koyduğu tezin anti tezine dönüşerek, terörün, kaosun, ahlaksızlığın, hırsızlığın ve tüm rezilliğin aracı haline gelir. Bu arada insanla beraber esas katledilen dindir ve tüm bunların Allah adına yapılıyor olması ise ayrı bir traji komedidir. Laiklik meselesini düşünce olarak anlayarak bunu sindirememiş toplumlar işte bu sebepler ile geri, bağnaz, din ve ahlak dışı her türlü uygulamanın yapılmasına göz yumulan bir toplumda yaşama riskiyle sürekli kol koladır.
devam..Din insanlar için bir nizamı ahlak ve iman ışığıyla bireye yol gösteren bir rehberdir ve inanç meselesidir. Subjektiftir, kişiye özeldir. İnancın kıymeti dahi Allah nezdinde özgür bir seçimin var olup olmamasına bağlıdır. İşte bu özgürlüğün devamı ancak ve ancak, birinin kendi inancını, yaşama şeklini, karşı tarafa zorla ve cebren dayatmasının toplumsal sözleşme ile önüne geçilmesine bağlıdır. Bu toplumsal sözleşme anayasadır. Bir milletin şuuru kendini aynı dil, örf, adet ve gelenekleri kağıt üzerinde paylaşıyor olmaktan ziyade, ortak anayasasına gösterdiği hassasiyette kendini gösterir. Milletin anayasasını ihlal eden, o milletin tüm bireylerinin yaşam hakkına tecavüz etmiş gibidir. Anyasasının ihlalini dert etmezken, dini veya milli meselelerde hassasiyet adına tavır gösteren bir milletin, milli şuuru yırtılmış ve parçalanmıştır. O milletin durumu: canına kastedilmişken, havanın yağmurlu olmasını dert eden adamın durumuna benzer.
Islamda...
ESAM TV nin yapmış olduğu, Gözardı edilmiş yönleriyle sivas olayları adlı program tarihe ışık tutacak nitelikte izlenilmesi faydalı olabilir
Sağdan gitselerdi az benzin yaksalardı