Kader Risalesi’ni daha iyi anlamak için Abdülkadir Badıllı ağabeyin dersini dinleyebilirsiniz.

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 15 янв 2025

Комментарии • 14

  • @AbdulkadirAtik
    @AbdulkadirAtik 20 дней назад +4

    Aziz sıddık fedakar müşfik kahraman ağabeyim siyanet meleğimiz r.a

  • @zubeydeyorubulut3630
    @zubeydeyorubulut3630 10 дней назад +1

    Allah razı olsun inşallah gözüm abicim
    Allah rahmet eylesin inşallah mekanın Firdes cenneti olsun inşallah bizleride şefaatine mazhar etsin inşallah güzel Allah’ım

  • @bilaldemir928
    @bilaldemir928 20 дней назад +3

    Allah rahmet eylesin.
    Rabbim hizmetletini makbul eyleyüb Sadaki Cariye olarak mükafatlandırsın...amin

  • @AdnanGuner-eu4qk
    @AdnanGuner-eu4qk 20 дней назад +3

    Allahım ebeden razı olsun.hizmette gayreti li abelerimizdendir.Allahım ömrü nü bereketli kılsın inşaAllah

  • @mehmetarslan7527
    @mehmetarslan7527 20 дней назад +3

    Rahmetullahi aleyhlm ecmain ebeden daimen.. Rabb'im cümlemizi cennetinde buluştursun Amin

  • @CelalÖzcan-s3k
    @CelalÖzcan-s3k 18 дней назад +3

    Allah rahmet eylesin

  • @omererylmaz3097
    @omererylmaz3097 20 дней назад +3

    ❤ Allah razı olsun abimizden

  • @selamikeles9505
    @selamikeles9505 20 дней назад +3

    Allah rahmet etsin

  • @ahmettabak1940
    @ahmettabak1940 20 дней назад +3

    Kaderi anlayana ne mutlu hayırları Cenab-ı Hakka şerleri kendine almalı. Allah Razı olsun cennette mekanın yüksek olsun abi

  • @kizilsahin9689
    @kizilsahin9689 20 дней назад +3

    Maşallah

  • @zeydcevher335
    @zeydcevher335 11 дней назад

    İzni olmadan O’nun huzurunda kim şefaat edebilir?” (Bakara, 255).
    Ayet şefaat olduğunu gösteriyor

  • @KOK-if6hc
    @KOK-if6hc 13 дней назад

    RİSALE-İ NURLARDAKİ ŞİRK SÖZLER(Çalışma : 1,2,3)
    RİSALE-İ NURLARDAKİ ŞİRK SÖZLER
    (1)
    1-Risale-i Nur'un şefaatçı kabul edilmesi
    Şuâlar, Onüçüncü Şua'da geçen;..
    Bütün arkadaşlar lâ ilâhe illallah zikrine devam ediyorduk. Zelzele bütün şiddetiyle devam etmekteydi. O sırada hatırımıza geldi, Risale-i Nur'u aşkla ve bir saikle üç-beş defa şefaatçi ederek Cenab-ı Hak'tan halâs ettik.(Bu apaçık şirk değil midir?) Elhamdulillah derhal sakin oldu...
    2-Risalei Nur'un darda kalanlara ve günahkârlara yardım etmesi
    Allahü teala şöyle buyurur:
    "Darda kalmış kişi dua ettiği zaman onun yardımına kim yetişiyor da sıkıntıyı gideriyor ve sizi yeryüzünün hâkimleri yapıyor? Allah ile beraber başka bir tanrı mı var? Ne kadar az düşünüyorsunuz.." (Neml 27/62)
    "De ki, Allah'ın dışında kuruntusunu ettiklerinizi çağırın bakalım; onlar, sıkıntınızı ne gidermeye, ne de bir başka tarafa çevirmeye güç yetirebilirler. (isrâ 17/56)
    bu ayetleri hatırda tutarak aşağıdaki bölümü okuyalım..
    Sikke-i Tasdik-i Gaybî'de geçen bir şiirde:
    "Cürmümüzle külhan gibi pürnârız, Dert elinden hem her gün zâr u zârız. Affet bizi madem sana hep yârız, Ey nur-u rahmet-i âlem Risaletü'n-Nur! Çevrildi ateşle bu koca dünya, Bir cehennem gibi kaynadı derya. Yetiş imdada ey şâh-ı evliya! Ey bu zamanda rahmet-i âlem Risaletü'n-Nur!"
    Risalei nurlar sığınılacak, af dilenecek makam, âlemlerin rahmeti olarak gösterilmektedir. Bu şiir yukarıdaki ayetlere ve Kur'ana göre şirktir. Çünkü af istenecek, sığınılacak, yardım istenecek Risale değil Allah; Alemlerin rahmet nuru Risaleler değil Kur'an-ı Kerim'dir.
    3-Risale-i Nur'un ve talebelerinin manevî kişiliğinin Gavs-ı Âzam olması
    İslama göre "Gavs" (kendisine sığınanlara yardım eden) sadece Allah 'tır. "yalnızca Sen'den yardım dileriz." Ayetinin ışığında Kur'an; yardım istemek için bizleri Allah'a yöneltir. Aksi inanç ise şirktir. Fakat bakalım Risaleler yardım için kimlere yönlendiriyor..
    Kastamonu Lâhikası 121.Mektup ta geçen cümlede Said-i Nursi yardım için şöyle diyor:
    "Ben, eskide, Risale-i Nur'un şahs-ı mânevîsini, o imamlardan birisini zannediyordum. Şimdi anlıyorum ki, Gavs-ı Âzam'da, kutbiyet ve gavsiyetle beraber, "Ferdiyet" dahi bulunduğundan, âhirzamanda, şakirtlerinin bağlandığı Risale-i Nur, o Ferdiyet makamının mazharıdır." Sözüyle Said Nursi Risale-i Nur'u "Gavs" olarak kabul etmiş olup şirk işlemiş oluyor.
    4-Risalelerin koruyucu kabul edilmesi
    Emirdağ Lahikası, Yirmi Yedinci Mektup, c. II, s. 1723. de geçen:
    " bîçare Ceylan yanıma geldi, dedi: "Biz yanıyoruz, mahvolduk." Ben de iki gün evvel mağazalarında bulunan Âyet-ül Kübra'nın bir kısım matbu' nüshalarını yanıma getirmek için söyledim, fakat getirmedi. Demek o ateşi söndürmek için orada kalmıştı. Ben de Risale-i Nur'u ve Âyet-ül Kübra'yı şefaatçı yapıp: "Ya Rabbi kurtar" dedim. Üç saat o dehşetli yangın hücumundabütün o büyük daireyi mahvetti. Altında ve bitişiğindeki dükkânları bütün yaktı, yıktırdı. Risale-i Nur'un ve Âyet-ül Kübra'nın hıfzında (korumasında) olan mağazaya kat'iyyen ilişmedi ve altındaki şakirdin dükkânı da müstesna olarak sağlam kaldı." Sözleriyle Said Nursi Risalelerin yangına engel olduğunu, mağazayı koruduğunu iddia ederek şirk işlemiştir.
    5-Vahdeti vucud inancının kabul edilmesi
    Öncelikle, Vahdeti Vucud inancının kurucusu olan İbn Arabî'nin inandığı Allah'ın, Kur'an'ın anlattığı Allah olmadığını belirtelim, zira onun Allahı, her an yoktan yaratan, ahlâkî sıfatlara sahip olan şahsî bir Allah değildir. İbn Arabî, inandığı Allah'ı insana bağımlı kılmakta, insanı bir bakıma Allah'ın yaratıcısı kabul etmekte ve böylece insanı ilâhlaştırmakla din dairesinden çıkmış bulunmaktadır. Şimdi bu küfür ve şirk dolu inançla ilgili Said Nusi'nin cümlelerine bakalım..
    Lem'alar, Yirmisekizinci Lem'a;
    "Öyle de: Vahdet-ül-Vücûd mes'elesi gibi hakaik-ı ulviye,(yüce bir hakikat) ehl-i gaflet ve esbab içinde dalan avamlara girse, tabiat telâkki edilir ve üç mühim zarar verir."
    Lem'alar, Dokuzuncu Lem'a;
    ".... Muhyiddin-î Arabî demiş: "Ruhun mahlukiyeti inkişafından ibarettir." O suâl ile benim gibi zaif bir biçareyi Muhyiddin-î Arabî gibi müthiş bir harika-i hakikat, bir dâhiye-i ilm-i esrâra karşı mübarezeye mecbur ediyorsun. Fakat madem nusûs-u Kur'ana istinaden bahse girişeceğim, ben sinek dahi olsam o kartaldan daha yüksek uçabilirim. Belki: Hazret-î Muhyiddin aldatmaz, fakat aldanır. Hâdîdir, fakat her kitabında mühdî olamıyor. Gördüğü doğrudur. Fakat hakikat değildir." Vahdet-ül-Vücud ise bir meşreb ve bir hal ve bir nâkıs mertebedir. Fakat zevkli, neş'eli olduğundan, seyr ü sülûkta o mertebeye girdikleri vakit çoğu çıkmak istemiyorlar, orada kalıyorlar; en münteha mertebe zannediyorlar." Nur Risaleleri'nde oldukça yumuşatılarak geçiştirilmiş olan konu hakkında Said Nursî'nin ifadeleri birbirini tutmamaktadır. Getirdiği izahlarda tutarlılık olduğu söylenemez. Bu şirk inancını bir yandan "tevhide gark olmak, tevhide dalmak, Hüdâperestlik, zevkî bir tevhîd, ulvî hakikatlar" vb. sözlerle nitelemektedir; diğer yandan da İslâmî esaslara aykırılığını bildiğinden "bunu avam anlayamaz" tarzında bir gerekçe ile insanları bu öğretiden men etmeye çalışmaktadır. Bu ne menem bir tevhittir ki, "avamın eline geçince onları firavunlaştırma, nefislerini mâbûd edinme" gibi gizli (potansiyel) bir tehlikeyi de içermektedir.

    • @zeydcevher335
      @zeydcevher335 11 дней назад

      İzni olmadan O’nun huzurunda kim şefaat edebilir?” (Bakara, 255)