USTALARIN İZİNDEN - 1. BÖLÜM

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 2 дек 2024
  • Mavi Karadeniz TV, 26 Ocak 2006'da kurulmuş olup İstanbul'dan Karadeniz yöresine yayın yapan bir yerel televizyon kanalı.
    Kanal Fuat Kuş'a aittir. Eğlence programları ve klip yayınlayan bir kanaldır. Türkiye'de Türksat 3A uydusunda ve D-Smart platformda bulunmaktadır.

Комментарии • 34

  • @fersizhayal
    @fersizhayal Год назад

    Son yıllarda oluşturulan “Dandik karadeniz müziğine” adamlar nefes aldırmış. Bravo valla.

  • @erdoganpamuk5089
    @erdoganpamuk5089 6 месяцев назад

    Eynesilli Eci Mahmut'un kemençeye yasin okuttuğu altmışlı yıllarda, çocukluğumda babamın fırının dinledim...

  • @dodufood2210
    @dodufood2210 4 года назад +2

    Kelkit Ekolü
    Vadi merkezli olarak ele aldığımız ekollerden birisi de Kelkit’tir. Bu
    ekolün oluştuğu sahalar, Giresun’un Şebinkarahisar ilçesi merkez olmak
    üzere Alucra, Çamoluk; Sivas’ın Suşehri ve Koyulhisar ilçeleriyle Ordu’nun
    Mesudiye ilçesinden meydana gelmektedir. Bu saha oldukça ilginç
    görünümler sergilemektedir. Yukarıda haritada (Şekil 1) görüldüğü gibi bu
    ekolün etki sahasının tamamı iç kesimde yer almaktadır. Diğer ekollerde
    görülen daire boyutlu etki alanı bu ekolde çizgi boyutunda seyretmektedir.
    Bunun sebebi de Kelkit nehrinin akış yönüdür. Doğu-batı hattında uzanan
    Kelkit nehri, farklı il sınırları içerisinde yer alan yerleşimleri kültürel
    birlikteliğe sevk etmiştir.
    Kelkit vadisi kültürü Karadeniz’in kıyı kuşağı kültüründen uzak bir
    görünümdedir. Bu vadi, İç Anadolu’yla Karadeniz arasında bir geçiş
    oluşturduğu için kültürel özellikler de geçiş özelliği sergilemektedir.
    Oynanan horonlar incelendiğinde halay figürüne benzer figürler göze
    çarpmaktadır. Ayrıca bu yörenin horonları kıyı kuşağında yer alan
    horonlardan ritmik olarak da farklıdır. Kıyı kuşağında 2/4 ve 7/8 ritme
    sahip horonlar bu sahada daha çok 5/8’lik ritimlerle oynanmaktadır. Ayrıca
    bu yörenin horonları metronom açısından da oldukça yavaştır. Kelkit
    ekolünün kemençe icrasının Rum ekolünün otantik icralarıyla örtüştüğünü
    söyleyebiliriz. Özellikle 5/8 zamanlı müzik ve horonlar da bu durum
    oldukça belirgindir.
    Kemençenin kullanımı da yaygın olmakla birlikte yörenin müzik
    kültürünün en önemli enstrümanları davul ve zurnadır. Bu sahada müzik
    kültüründe uzun havalar önemli bir yer tutmaktadır. Kemençe de genellikle
    bu havalara eşlik etmektedir ve icra olarak oldukça farklı bir yapıya
    sahiptir. Kırsal yerleşime sahip sahanın seyrek nüfusuyla birlikte büyük
    şehirlere göç eden kitlelerin yoğunluğu kemençe kültürünü yok olma
    noktasına getirmiştir. Ancak son zamanlarda bütün sahalarda görülen genç
    neslin kemençe kültürüne karşı ilgisi bu yörede de görülmektedir. Bu ekolün genç kuşak temsilcilerinden Emre Gürsoy oldukça güçlü bir icra
    yeteneğine sahiptir. Ayrıca geçmiş dönem isimlerinden Mesudiyeli Rüştü
    Tuncalı, Mismilonlu Ahmet, Karahisahırlı Şenel Lazut (Ekici, 1990: 47)
    zikredilmeye değerdir.

  • @irgeoglu
    @irgeoglu 5 лет назад +6

    Bu kısayolları, programı izleyenlerin eserleri kolayca bulabilmesi için yazdım eğer programı izlemediyseniz izlemenizi tavsiye ederim çok değerli bilgiler var.
    8:55 taksim
    11:59 çiftetelli
    40:44 cezayir
    1:13:55 tuzcuoğlu havası
    1:24:55 tuzcuoğlu horonu

  • @salimcafer2319
    @salimcafer2319 8 лет назад +2

    Yaptığınız bu belgesel niteliğindeki çalışmadan dolayı sizlere teşekkür ederim. Mehmet Gündoğdu ve Yusuf Kurt gerçekten büyük usta.

  • @doganayhizal
    @doganayhizal 4 года назад +1

    Kendini aramak budur işte, emeği geçen herkese selam olsun.

  • @dodufood2210
    @dodufood2210 4 года назад +2

    Ağasar Ekolü
    Ele aldığımız sahalar içerisinde vadi kültürü özelliklerini tam olarak
    barındıran bir sahadır. Ağasar deresinin oluşturduğu Ağasar vadisi, dağlık
    ve engebeli şekilleri sebebiyle ulaşım imkanını oldukça sınırlandırmıştır.
    Bu da etkileşimi sınırlandırmış ve kültürel anlamda bir kapalılık meydana
    getirmiştir. Ağasar ekolünün sahasında yer alan yerleşim birimleri arasında, Trabzon’un iç kesiminde yer alan Şalpazarı ilçesi merkez olmak
    üzere Tonya, Beşikdüzü ve Vakfıkebir ilçelerini sayabiliriz.
    Bu ekolün ön plana çıktığı farklılık, türkü söyleme5 geleneğine olan
    düşkünlüktür. Bunu da icra-mekân ilişkisi bağlamında ele alırsak oturak
    âlemlerinin bu ekolde etkin rol aldığını görebiliriz. Atma türkü geleneğinin
    de diğer sahalara göre bu sahada daha canlı icra edildiği görülmektedir. Bu
    açıdan bakıldığında icradan ziyade sözel boyutun ön plana çıktığını
    söyleyebiliriz. Oturak âlemlerinde kemençecinin yanında bir de türkü
    söyleyen, vokalist bulunmaktadır ve ilginin bu vokalistin üzerinde
    yoğunlaştığı gözlenmektedir. Akat, buraya has kemençelerin tiz akortlu ve
    küçük yapıda olduğunu belirterek, havaları icra edenlerin boğazları
    yırtılırcasına bağırarak tiz sesleri kullandığını, bölge insanının seçici
    olduğunu, kendi kemençe tavırlarının dışında yorumlanan kemençe
    icralarını dinlemediklerini ve bazı ortamlarda bu gibi icraları
    eleştirdiklerini tespit etmektedir (Akat, 2010: 92). Ayrıca bölgenin horon
    kültürü de oldukça orijinal bir görünüm sergilemektedir. Özellikle kız
    horonlarındaki zariflik ve figürlerdeki zenginlik bu sahayı değerli
    kılmaktadır. Bu ekolün geçmiş dönem icracıları arasında Ali Çinkaya,
    Yanıklı Ahmet, Aloğlu Kazım ve Süleyman Yaşar yer alırken, günümüzde
    Umut Ayvaz güçlü icrasıyla ön plandadır.
    Ağasar ve Görele ekolleri coğrafî olarak yakınlıkları ve yaylaların
    ortak kullanımı sebebiyle etkileşime daha yakın görünmektedir. Bu açıdan
    farklılıkları ayırt etme noktasında ilk bakışta sezilemeyecek bir yapı
    sergilediklerini söyleyebiliriz.

  • @Bskdz61
    @Bskdz61 4 года назад +4

    Mehmet hocam tam içimden geçenlere tercüman olmuşsunuz. Kemençeyi sırf bu keman gibi çalanlar yüzünden bırakma noktasına gelmiştim. Her çalacağım ortam da o "x" kişilerin keman tarzı şarkılarını çaldırmak istiyorlardı, bende çalmak istemiyordum. Bir nevi alınıyordum. Son 2 senedir devamlı olarak çalmaya devam ediyorum. Ama kendi halimde işte. Başımda bir hoca olsa çok iyi olurdu. Ama yapacam, bu kemençeyi inşallah bir gün iyi bir şekilde çalıp, eskiyi güzel bir şekilde temsil ederim.

  • @kumankuman5695
    @kumankuman5695 Год назад

    şahane açıkladı olayı

  • @dodufood2210
    @dodufood2210 4 года назад +1

    Diğer Yöreler
    Bu kısımda kemençenin kullanıldığı ancak ekol oluşturabilecek bir
    farklılık yaratmadığı yöreler kısaca ele alınmaktadır. Bu yörelerde icracı
    sayısı azdır ve silsile oluşturacak bir yapıya rastlanmaz. Horon çeşitlilikleri
    ve kemençenin bu dansa eşlik durumu, yörede kullanım sıklığı gibi değişik
    ölçütleri de göz önüne aldığımızda, bu yöreler “ekol” olarak
    değerlendirebileceğimiz özellikleri barındırmamaktadır. Son dönemde
    kemençeye karşı ilginin arttığı zikredilen sahada, öne çıkan bazı özellikleri
    vurgulayıp kayda geçirmemiz doğru olacaktır.
    Ordu yöresinde kıyı kuşağında Altınordu, Perşembe ve Fatsa’nın
    doğu yerleşimlerinde horon ve kemençe kültürü vardır. Bu yörede davul ve
    klarnetin yanı sıra kemençe de türküler ve horonlara eşlik eden bir
    görünüm sergilemektedir. Perşembe civarından Ordulu Kemençeci Yunus,
    Picoğlu Osman ve Rizeli Sadık’la aynı dönemde yaşamış ve eserlerini
    plaklara okuyacak düzeyde bir üretkenlik sergilemiştir. Günümüz
    kemençecilerinden Hayri Arslan, Rıza Can Özel ve Hakan Filiz farklı icra
    teknikleriyle karşımıza çıkmaktadır.
    Rize ve Artvin’in kıyı kuşağında kemençe kültürel bir unsur olarak
    karşımıza çıkmaktadır. Rize’nin batısında yer alan İkizdere, İyidere ve
    Güneysu ilçelerinde horonlar oldukça seri bir şekilde kemençeyle
    oynanmaktadır. Rize’nin doğusundan Batum sınırına kadar uzanan çizgide
    ön plana çıkan enstrüman tulumdur. Tulumun etkisiyle kimi kemençe
    icralarının tulum akorduna (Mİ-LA-LA) çekilerek gerçekleştiği
    görülmektedir. Kemençenin bu sahadaki en önemli işlevi destanlara eşlik
    etmesidir. Tulum kalabalık ortamlarda icra edilirken kemençe kişilerin
    duygusal ihtiyaçlarını müzikle ifadesinde, başka bir deyişle bireysel
    amaçlarla kullanılmaktadır. Artvin yöresinden Kemençeci Yaşar Turna
    geçmiş dönemin önemli kemençecilerinden birisidir. Rize yöresinin geçmiş
    dönem en önemli kemençecileri Rizeli Sadık Aynacı ve Hasan Sözeri’dir.
    Günümüzde ise Yahya Birinci güçlü bir icraya sahiptir. Yine son dönemde
    Selçuk Balcı, kemençeyi tüm Türkiye’ye dinlettirebilen kişisel bir kemençe
    tavrıyla karşımıza çıkmaktadır. Artvin ve özellikle Rize çevresinde genç
    neslin kemençeye giderek artan bir ilgisi vardır. Bu durum yakın bir
    zamanda bu sahayı tavır olarak ön plana çıkaracak gelişmelerin
    yaşanacağının habercisidir.

    • @lordstark1792
      @lordstark1792 3 года назад +1

      Üstadım bu verdiğiniz bilgiler altın değerindedir sizi nereden nasıl takip edebilirim ve bu bilgilerin daha fazlasına nerden ulaşabiliriz

  • @dodufood2210
    @dodufood2210 4 года назад +1

    Rum Ekolü
    Rum tarzı çalım stili olarak adlandırdığımız bu ekolün kültürü, bugün
    Yunanistan sınırları içerisinde yaşamaktadır. 1923 yılında Türkiye ve
    Yunanistan arasında Nüfus Mübadelesi Anlaşması yürürlüğe girmiş ve
    (belli bölgeler dışında) Yunanistan’daki Türklerle Anadolu’daki Rumlar yer
    değiştirmiştir. Rumların Doğu Karadeniz’den göç eden kesimini
    oluşturanlar, bu topraklardan giderken yalnızca bedenlerini değil
    kültürlerini de taşımışlardır. Yunanistan’da özellikle Selanik ve çevresine
    yerleştirilen Karadenizli Rumlar, göçün yarattığı kültür şokunun etkisiyle
    olsa gerek, kültürel değerlerine sıkı sıkıya sarılmışlardır. Karadeniz
    coğrafyasında meydana getirilen kemençe ve horon kültürüne ayrı bir
    düşkünlükleri vardır. Rum tarzı çalım stilinin geçmiş dönemdeki en önemli
    temsilcili Gogos Petridis’tir. Günümüzde ise Kostas Siamidis, Mihalis
    Kaliontzidis ve Makoulis Tsaxouridis icralarıyla ön plana çıkan isimlerdir.
    Rumların Karadeniz’de var olan ekollere oranla çalım stillerindeki
    farklılık ilk anda anlaşılmaktadır. Daha kesik bir yay terkibinin kullanıldığı
    bu stilde tonlar genel olarak pestir. Kemençenin yayı da bugün
    Karadeniz’de otantik yay olarak kullandığımız yaylardan farklıdır. Rum
    tarzı kemençelerin yayı keman yaylarında gördüğümüz kendinden gergin
    bir yapıya sahiptir. Kemençelerin görünümü Karadeniz’deki
    kemençelerden tamamen farklı değildir. Rum kemençelerinin özellikle baş
    kısmındaki görünüm, Karadeniz’deki eski kemençelerle hemen hemen
    aynıdır. Ancak kemençenin yapısında önemli değişimler meydana
    getirmeyi başarmışlardır. Modern imkanlar kullanılarak kemençe yapımını
    geliştirmekle birlikte, kemençenin elektronik cihazlara entegrasyonunda
    da önemli mesafeler kat etmektedirler. Ayrıca kemençeyi kültürel bir
    enstrüman olmanın ötesine taşıyarak her türlü müzik tarzına eşlik
    edebilecek bir boyutta da kullandıkları görülmektedir6.
    Bu ekolün çalım stili ve kemençede meydana getirdiği değişimler
    Türkiye’deki icracılar ve kemençe ustaları tarafından yakından takip
    edilmektedir. Nitekim piyasada Rum tarzı kemençe olarak satışa sunulan
    birçok kemençe vardır. Ayrıca Türkiye’deki genç nesil icracıların kemençe
    yayını Rum stilinde olduğu gibi çapraz pozisyonda kullanmaya
    özendiklerini söyleyebiliriz. Bu da bizlere göstermektedir ki Rumların yüz
    yıl kadar önce Karadeniz’den göç etmeleriyle kesilen kültürel etkileşim, teknolojik gelişmelerin sağladığı internet ve sosyal medya gibi erişim
    imkanlarıyla kaldığı yerden devam etmektedir.

  • @mehmetmelez5677
    @mehmetmelez5677 7 лет назад +1

    önemli ve başarılı bir program

  • @kumankuman5695
    @kumankuman5695 Год назад

    çok iyi ya

  • @cemalbalckblack4488
    @cemalbalckblack4488 Год назад

    An rg Alya yörükşeri de kemençe çalıyor sana göre hacı

  • @dodufood2210
    @dodufood2210 4 года назад +1

    Sürmene Ekolü
    Sürmene ekolü, ele aldığımız diğer iki saha olan Ağasar ve Görele’den
    daha belirgin özelliklerle karşımıza çıkmaktadır. Çünkü Sürmene ve çevresi
    coğrafî olarak Trabzon’un doğusunda yer aldığı için diğer iki bölgeyle
    etkileşimi yok denecek düzeydedir. Sürmene ekolü olarak belirlediğimiz bu
    saha içerisinde Trabzon’un Sürmene ilçesi merkez olmak üzere, Araklı, Of
    ve iç kesimdeki Çaykara ilçeleriyle birlikte buraya yakın küçük yerleşimler
    yer almaktadır.
    Sürmene ekolünün etkin olduğu sahalarda yakın döneme kadar
    kemençe kadar rağbet gören bir diğer enstrüman da kavaldır. Kavalın çalım
    tekniğinin kemençeye de yansıdığını söylemek mümkündür. Bu ekoldeki
    kemençelerin tonları daha pestir. Kemençeler şekil olarak daha uzun ve
    tekneleri de daha geniştir. Akat, bu sahada horonlara eşlik eden
    kemençelerin tiz yapıda olduğunu ve bölgede yetişen Fahrettin Dilaver gibi eski kemençecilerin Görele icrasına öykündüklerini tespit etmektedir
    (2010: 110). Ancak yakın zamana kadar geçerli olan bu tespiti günümüz
    icracılarında gözlemlemek mümkün değildir. Sürmene ekolünün günümüz
    icrasının Rum tarzıyla benzerlikler sergilediğini görüyoruz. Mübadeleden
    önce bölgedeki Rum yerleşimlerinin Sürmene ve çevresinde yoğunlaşması
    bu duruma sebep olarak gösterilebilir. Günümüzde de bu ekolün genç
    kuşak icracılarının, sosyal medyanın vermiş olduğu imkanlar ölçüsünde
    Rum tarzı çalım stilini takip ettiğini söyleyebiliriz.
    Sürmene ekolünün geçmiş dönem icracıları arasında Fahrettin
    Dilaver ve Hüseyin Dilaver gösterilebilir. Bu ekolde zikredilmesi gereken en
    önemli isim Bahattin Çamurali’dir. Çamurali, bu ekol içerisinde kendi stilini
    oluşturabilecek düzeyde gelişmiş bir icraya sahiptir. Yusuf Cemal Keskin bu
    ekolün günümüzdeki en önemli isimlerinden birisidir.

  • @erdoganpamuk5089
    @erdoganpamuk5089 7 месяцев назад

    Şu Eleni Gotsi bunu da çalar 😅

  • @ilkerbaskan9216
    @ilkerbaskan9216 5 лет назад

    👏👏👏

  • @furkankama
    @furkankama 5 лет назад +1

    Üstad çok güzel konuşuyorsun fakat Bahattin Çamurali Yusuf Cemal Keskin Hasan Tunç gibi üstadları farklı tarz olan üstadları yok saymana üzüldüm.

    • @furkanozkan6835
      @furkanozkan6835 4 года назад +1

      Giresunlu bazı üstadlarda var zaten bu huy. Evet kemençenin bir kültürü var. Onun kaybedilmemesi için daha doğru öğretmek lazım ama yeni nesil kemençecilerin kendi tarzını kötülememek gerektiğini düşünüyorum . aksine bu sanatçıların kemençeye kötülük ettiğini de düşünmüyorum

  • @cemalbalckblack4488
    @cemalbalckblack4488 Год назад

    Türküler kemençe yi unuttu rımlar mı devam ettiriyor yani

  • @kanidede937
    @kanidede937 6 лет назад

    bu nasıl kemençe anlayamadım

    • @zekeriya51
      @zekeriya51 5 лет назад

      Kani Dede anlatıyorlar iyi dinle

    • @firu6340
      @firu6340 4 года назад +5

      Kani Dede cimilli ibo dinle abi anlarsın belki

  • @ademsirin123
    @ademsirin123 4 года назад +2

    kemence türk çalgısıdır kıbçak türkleride ve kalan 21 türk boyunda kompile kemençe kültürü vardır.bu kıbcak türkleri bu kemençeyi nerden getirdi bilmiyorum veya bu kıbcak kim bilmiyorum ama iyi biliyorum harita üzerinde kemençe çalınan yerleri çizdiğimizde karşımıza trabzon rum imparatorluğu değil kıbçak cıkıyor komle orta asya kemençe çalıyor eğer kemençe türk çalgısı olmasaydı izmirde muğlada antalyada edirnede istanbulda ankarada batmanda azerbaycanda rusyada ve türkistanda kemençe kültürü olurmuydu pakistanda kıbçakta kumanda hep bile çalıyoruz bende türk milliyetçisiyim hakkımızı yedirmem...AMA KONYADA REÇİNE BULAMADIM

    • @unalozturk3071
      @unalozturk3071 2 года назад

      :))) konyada recine yok mu :)))) ALLAH SENİ DEVAM LI GÜLDÜRSÜN ADEM ŞİRİN :))

  • @osmanyayla4054
    @osmanyayla4054 3 года назад

    Görelenin merkez olması Alevilikle alakalı bir durum değildir. Bu dönemde ve yüz sene önce nasılsa aydınları varsa üç yüz dört yüz sene önce de öyle aydınları ve bilimle alakalı insanları vardı.Sebep bu.

  • @cemalbalckblack4488
    @cemalbalckblack4488 Год назад

    İyi salladın