Hocam bu gibi konularda daha çok konuşmalıyız. Bunlar sorunların temelleri. Gündemdeki olayların arka planları. Her gün gündemi konuşmanın yanında bu gibi teorik konuşmalarda çok lazım.
7:35 te başlayan öneriniz çok makul ve mantıklı. Toprak reformunun da bir benzeri aynı zamanda. Biz bu veya toprak reformu gibi talepleri baskın bir şekilde gündeme getirebilirsek, hepimiz daha fazla vatandaş olucaz. Yoksa hepimiz aynı İsmet İnönü'nün raporundaki bahsettiği gibi "serf gibi" çalışıyoruz ve bu olmazsa böyle olmaya devam edicez
Asgariden fazla alip elden alanlar oldugu kadar, asgariden az alip elden verenler de var. Bazi yerler baska turlu sigorta yapmiyor cunku. Sigorta icin net asgari ucretin altina calistirilmak veya brüt bile degil net asgari ucret fiyatina sigortasiz calismak arasinda tercih yapmaya zorlanabiliyor insanlar.
Aynen öyle. Devlet, millet için vardır. Milletini ezen, sömüren devlet olmaz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın sözü öylesine söylenmiş bir söz değildir. Vatandaşlar olarak körü körüne devlet milliyetçiliği, marabalığı yapmamız ahmaklık olur. Hakkımızı her alanda savunmalıyız.
Hocam, videolarınızı sürekli takip ediyorum. Ukrayna Rus savaşı hakkında da bir şeyler söyleseniz. Bizim tarafımız neresi olmalı? Ülkede çok fazla moskofçu olduğunu görüyorum. Bunun nedeni nedir? Bu Avrasyacılık nedir, hayrımıza mıdır? Eğer Ruslar Ukrayna'ya girmese idi Türkistan'a mı girecekti? Ya da Ruslar durdurulmazsa Türkistan'ın durumu ne olur?
Yarınki konuşmanıza Ankara'da olmadığım için katılamayacağım ama çok merak ettim. Yayınlayabilirseniz çok sevinirim. En azından ücretli aboneleriniz için yayınlayabilirseniz iyi olur.
Hocam yanlış anlamadıysam milliyetçiliği halkçılıkla güçlendirmek gerektiğini anlatmak istediniz. Güzel bir temas olmuş niyeyse Atatürk ‘ün halkçılık ilkesi son 40 yılda kimsenin taraftarı olmadığı bir ilke haline dönüştü. Bana göre bireyin tüm temel hak ve hürriyetleri halkçılık ilkesi altında incelenmeli, yoksa ben mi yanılıyorum? Saygılarımla Teşekkür ederim.
Ev sahibi olmak ve rasyonel secimler yapmak arasinda bir iliski oldugu kesin ama ben bunun bir nedensellik iliskisi oldugunu dusunmuyorum. Yani birinin digerine neden olmasindan ziyade ikisinin ucuncu baska bir nedene bagli oldugunu dusunuyorum. Bu neden de hayatinda genel olarak daha rasyonel kararlar veren biri olmaktir. Kisi hayatinda verdigi rasyonel kararlar nedeniyle daha duygusal ve reaksiyoner kararlar veren kisiden daha yuksek olasilikla ev sahibi olacaktir, ve ayni zamanda siyasi olarak daha rasyonel kararlar alacaktir. Yani burda ev sahibi olmanin daha rasyonel kararlara yol acmasindan cok rasyonel kararlar vermenin ev sahibi olmaya yol actigini dusunuyorum.
6:46 Toprak ağalığı kültürünün yakın geçmişte çok güçlü olduğu hatta halen devam ettiği ülkede en kral mülke sahip olanların yine de “dededen şu partiliyiz” laflarına şahit birisi olarak örneğiniz oldukça kolay bir şekilde yanlışlanabiliyor. Merak ettiğim bir diğer husus da şu ki, milliyetçilik şimdi de neoliberal mi oldu?
Anladığım kadarı ile Bahadırhan Bey o örneği verirken Abd yi kastetti. Toprak ağalığı meselesinin de güç sahibi olanların gücünün dağıtılması üzerine gidilmesi ile çözülmesi gerektiği meselesini üzerine ayrı konuşma yapmak için bir parantez açarak kenara bırakıp milliyetçiliğin neoliberal olması yönündeki sorunuza cevap vermek istiyorum. Milliyetçilik özünde milletin refaha ulaşmasını amaçlayan millet olma halinin korunmasını veya tesis edilmesini savunan belli başlı da temel ilkeleri bulunan bir fikir akımıdır aslında. Milliyetçiliğe salt bir ideoloji gözü ile bakmak doğru olmaz. Çünkü milliyetçilik ideolojik olarak kesin bir ekonomi modeli veya politik bir sistem ortaya koymaz. Bu sebeple kendini milliyetçi olarak adlandıran herkes dilediği herhangi bir ekonomik modeli savunabilir. Bu milliyetçiliği o ekonomik model içerir hale getirmez. Hem milliyetçilik yukarıda bahsettiğim sebeplerle ideolojiden çok bir fikir akımı olduğu için farklı farklı ekonomi modellerini savunup tartışmalıyız. Tartışalım ki Türkiye için en uygun ekonomik modeli, en doğru ekonomi politikalarını ve en doğur ekonomi anlayışını tespit edebilelim. Bu sebeple kimimiz neo liberal politikaları, kimimiz karma ekonomi sistemini, kimimiz farklı bir liberalizm çeşidini veya devletçilik modelini savunmalı.
Benim kastettiğim küçük mülkiyet. Esasen yazı yazmış olsam bu konuda ne kastettiğimi daha iyi anlatabiliyorum - kitabımda da daha iyi anlattım. Ama konuşma olunca böyle oluyor işte. Neoliberalizm isteyenin içini istediği gibi doldurduğu bir kavram, ama milliyetçilik dümdüz, ortodoks manada liberal olmalıdır.
@ öncelikle yanıt verdiğiniz için teşekkür ederim. İki kitabınızı da okumuş birisiyim. Hatta ikinci kitabınızı çıkar çıkmaz okudum. Ben milliyetçiliğin liberal olmalı görüşünüze biraz da Gökalp açısından yaklaşıyorum. Toplumu daha fonksiyonalist ve solidarist bir yapı olarak görüyorum. Ülkemiz bir yanlış batılılaşma örneğini halen çok iyi gösteriyor maalesef. İnsanların birbirinin hayatına sorgusuz sualsiz karışmak gibi oryantalist görgüsüzlükler veya kapalı toplum örnekleri halen devam etmekle beraber Batı’nın individüalizmini sembolik şekilde ele aldığımızı ve AKP ile birlikte bu toplumsal çöküşün daha da hızla gerçekleştiğini düşünüyorum (İlk olarak Özal’ın, büyük çoğunluğunu AKP’nin getirdiği neoliberal kapitalizmi de bunun müsebbibi görüyorum). Elbet ki bireyi bireysel bağlamından koparmak olmaz. Ancak bu kavramlara yaklaşımımız konusunda durumu neredeyse tepe taklak hale getirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Neoliberalizmden kastım da ilk çıktığı gibi, devleti mümkün olduğunca minimalize etme çabası olarak yorumluyorum. Modern zamandan beri, devletin, insanın yeryüzündeki tanrısı olduğunu söylüyorum. Bunu da Clausewitz’in teorisine dayandırıyorum. Ancak haklısınız, devlet gün geçtikçe büyüyen bir yapı. Batının da 2. Dünya savaşı sonrasında absürdizmi benimsediğini ve bireyi toplumsal bağlamından koparma meselesinin soğuk savaşla daha da arttığını düşünüyorum. Hatta bunun kriminolojiye ve dinlere yansıması bile böyledir bence. Mafya dediğimiz şey daha ideolojik bir tabana sahipken şu anki kriminallerde sadece oportünizm düşüncesi hakim. Aynı şekilde islam ve hristiyanlık gibi dinlere nazaran Spiritüalizm, yoga, meditasyon gibi fenomenlerin yükselişi de bundandır. Ancak tüm bunlar sadece bir escapism dir bence. Birey, toplumsal bağlamından gün geçtikçe kopmak istese de, toplumsalı öldürmeye çalışsa da ondan kopamaz diye düşünüyorum. Tüm bunlardan ayrı olarak yine de vergi konusunda kesinlikle aynı düşünüyoruz çünkü insani şartlar altında vergi ödemiyoruz. O konuda videoda bahsettiğiniz şekilde yılın sonunda ödemek de güzel bir yöntem. Benim aklıma da ABD’deki gibi sonradan fiyata yansıtılması geldi. En azından vergi konusunda aşağıdan gelen bir talep yaratma imkanımız olduğu inancını taşıyorum. Bu durumun biz iktidarda olsak bile olması gerektiği ve eleştirileri yüklenmemiz gerekse de toplumun uzun vadede faydasına olması için o eleştirileri yüklenmemiz gerektiğini düşünüyorum.
O kadar iyi olmuş ki daha iyi olmazdı. Hiçbir tiran ben tiran olma denemesi yapacam siz de uyacaksınız demez. Sağlık, güvenlik gibi temel konuları suistimal ederek başlar
Bireyin özgürleştiği bir toplum anlayışını savunmaya devam edeceğiz.
app.sipay.com.tr/dplLink/A7bxpqr4
Hocam bu gibi konularda daha çok konuşmalıyız. Bunlar sorunların temelleri. Gündemdeki olayların arka planları. Her gün gündemi konuşmanın yanında bu gibi teorik konuşmalarda çok lazım.
7:35 te başlayan öneriniz çok makul ve mantıklı. Toprak reformunun da bir benzeri aynı zamanda. Biz bu veya toprak reformu gibi talepleri baskın bir şekilde gündeme getirebilirsek, hepimiz daha fazla vatandaş olucaz. Yoksa hepimiz aynı İsmet İnönü'nün raporundaki bahsettiği gibi "serf gibi" çalışıyoruz ve bu olmazsa böyle olmaya devam edicez
Asgariden fazla alip elden alanlar oldugu kadar, asgariden az alip elden verenler de var. Bazi yerler baska turlu sigorta yapmiyor cunku. Sigorta icin net asgari ucretin altina calistirilmak veya brüt bile degil net asgari ucret fiyatina sigortasiz calismak arasinda tercih yapmaya zorlanabiliyor insanlar.
İyi çalışmalar dilerim.
Yalnızca insanların ucuza ev sahibi olmasıyla ilgili söyledikleri bile milyonlarca gençten oy almasına vesile olabilir.
Vergi meselesi en önemli başlıklardan biridir ve diğer birçok başlık bu bilinç ile alakalıdır.
Söylem ve ilgili kitlenin düşünce yapısı tamamen zıt. Acayip bir ironi.
iyi çalışmalar
Yani Bahadırhan bey X'te oğlan burnumu ısırdı falan diyince bişey oldu sandık :) normal burun işte..
Aynen öyle. Devlet, millet için vardır. Milletini ezen, sömüren devlet olmaz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın sözü öylesine söylenmiş bir söz değildir. Vatandaşlar olarak körü körüne devlet milliyetçiliği, marabalığı yapmamız ahmaklık olur. Hakkımızı her alanda savunmalıyız.
Hocam, videolarınızı sürekli takip ediyorum. Ukrayna Rus savaşı hakkında da bir şeyler söyleseniz. Bizim tarafımız neresi olmalı? Ülkede çok fazla moskofçu olduğunu görüyorum. Bunun nedeni nedir? Bu Avrasyacılık nedir, hayrımıza mıdır? Eğer Ruslar Ukrayna'ya girmese idi Türkistan'a mı girecekti? Ya da Ruslar durdurulmazsa Türkistan'ın durumu ne olur?
❤
Yarınki konuşmanıza Ankara'da olmadığım için katılamayacağım ama çok merak ettim. Yayınlayabilirseniz çok sevinirim. En azından ücretli aboneleriniz için yayınlayabilirseniz iyi olur.
Hocam şimdi şu videoyu izleyip "devlete karşı milleti güçlendirmek" söyleminden rahatsız olan tipler çıkacak =)
Son tahlilde Halkçılık sadece kamu iktisadi teşebbüsleri yapmak değildi. Saygılarımla
👏👏👏
👏
Hocam yanlış anlamadıysam milliyetçiliği halkçılıkla güçlendirmek gerektiğini anlatmak istediniz. Güzel bir temas olmuş niyeyse Atatürk ‘ün halkçılık ilkesi son 40 yılda kimsenin taraftarı olmadığı bir ilke haline dönüştü.
Bana göre bireyin tüm temel hak ve hürriyetleri halkçılık ilkesi altında incelenmeli, yoksa ben mi yanılıyorum?
Saygılarımla
Teşekkür ederim.
Ev sahibi olmak ve rasyonel secimler yapmak arasinda bir iliski oldugu kesin ama ben bunun bir nedensellik iliskisi oldugunu dusunmuyorum. Yani birinin digerine neden olmasindan ziyade ikisinin ucuncu baska bir nedene bagli oldugunu dusunuyorum. Bu neden de hayatinda genel olarak daha rasyonel kararlar veren biri olmaktir.
Kisi hayatinda verdigi rasyonel kararlar nedeniyle daha duygusal ve reaksiyoner kararlar veren kisiden daha yuksek olasilikla ev sahibi olacaktir, ve ayni zamanda siyasi olarak daha rasyonel kararlar alacaktir.
Yani burda ev sahibi olmanin daha rasyonel kararlara yol acmasindan cok rasyonel kararlar vermenin ev sahibi olmaya yol actigini dusunuyorum.
Önemli meselelere güzel çözüm önerileri. Eminim üzerine düşünülse çok daha iyi çözümler de bulunur. Bizim iktidar olmamız lazım.
Destek❤❤
yarın yapılacak olan toplantıyı canlı veya sonradan yayınlayabilir misiniz?
Videoda bahsi geçen belediye iştirakı ile ilgili makalelere nereden ulaşabiliriz
1
Kürtlere özerklik verilebilir mi ?
Yok biz ulus devletçiyiz.
Kürt devletinde yasamak isteyenler için Irakta var orda mutlu mesut yaşayabilirler
Sizce Hulk gerçek olabilir mi?
6:46 Toprak ağalığı kültürünün yakın geçmişte çok güçlü olduğu hatta halen devam ettiği ülkede en kral mülke sahip olanların yine de “dededen şu partiliyiz” laflarına şahit birisi olarak örneğiniz oldukça kolay bir şekilde yanlışlanabiliyor. Merak ettiğim bir diğer husus da şu ki, milliyetçilik şimdi de neoliberal mi oldu?
Anladığım kadarı ile Bahadırhan Bey o örneği verirken Abd yi kastetti. Toprak ağalığı meselesinin de güç sahibi olanların gücünün dağıtılması üzerine gidilmesi ile çözülmesi gerektiği meselesini üzerine ayrı konuşma yapmak için bir parantez açarak kenara bırakıp milliyetçiliğin neoliberal olması yönündeki sorunuza cevap vermek istiyorum. Milliyetçilik özünde milletin refaha ulaşmasını amaçlayan millet olma halinin korunmasını veya tesis edilmesini savunan belli başlı da temel ilkeleri bulunan bir fikir akımıdır aslında. Milliyetçiliğe salt bir ideoloji gözü ile bakmak doğru olmaz. Çünkü milliyetçilik ideolojik olarak kesin bir ekonomi modeli veya politik bir sistem ortaya koymaz. Bu sebeple kendini milliyetçi olarak adlandıran herkes dilediği herhangi bir ekonomik modeli savunabilir. Bu milliyetçiliği o ekonomik model içerir hale getirmez. Hem milliyetçilik yukarıda bahsettiğim sebeplerle ideolojiden çok bir fikir akımı olduğu için farklı farklı ekonomi modellerini savunup tartışmalıyız. Tartışalım ki Türkiye için en uygun ekonomik modeli, en doğru ekonomi politikalarını ve en doğur ekonomi anlayışını tespit edebilelim. Bu sebeple kimimiz neo liberal politikaları, kimimiz karma ekonomi sistemini, kimimiz farklı bir liberalizm çeşidini veya devletçilik modelini savunmalı.
Benim kastettiğim küçük mülkiyet. Esasen yazı yazmış olsam bu konuda ne kastettiğimi daha iyi anlatabiliyorum - kitabımda da daha iyi anlattım. Ama konuşma olunca böyle oluyor işte.
Neoliberalizm isteyenin içini istediği gibi doldurduğu bir kavram, ama milliyetçilik dümdüz, ortodoks manada liberal olmalıdır.
@ öncelikle yanıt verdiğiniz için teşekkür ederim. İki kitabınızı da okumuş birisiyim. Hatta ikinci kitabınızı çıkar çıkmaz okudum. Ben milliyetçiliğin liberal olmalı görüşünüze biraz da Gökalp açısından yaklaşıyorum. Toplumu daha fonksiyonalist ve solidarist bir yapı olarak görüyorum. Ülkemiz bir yanlış batılılaşma örneğini halen çok iyi gösteriyor maalesef. İnsanların birbirinin hayatına sorgusuz sualsiz karışmak gibi oryantalist görgüsüzlükler veya kapalı toplum örnekleri halen devam etmekle beraber Batı’nın individüalizmini sembolik şekilde ele aldığımızı ve AKP ile birlikte bu toplumsal çöküşün daha da hızla gerçekleştiğini düşünüyorum (İlk olarak Özal’ın, büyük çoğunluğunu AKP’nin getirdiği neoliberal kapitalizmi de bunun müsebbibi görüyorum). Elbet ki bireyi bireysel bağlamından koparmak olmaz. Ancak bu kavramlara yaklaşımımız konusunda durumu neredeyse tepe taklak hale getirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Neoliberalizmden kastım da ilk çıktığı gibi, devleti mümkün olduğunca minimalize etme çabası olarak yorumluyorum. Modern zamandan beri, devletin, insanın yeryüzündeki tanrısı olduğunu söylüyorum. Bunu da Clausewitz’in teorisine dayandırıyorum. Ancak haklısınız, devlet gün geçtikçe büyüyen bir yapı. Batının da 2. Dünya savaşı sonrasında absürdizmi benimsediğini ve bireyi toplumsal bağlamından koparma meselesinin soğuk savaşla daha da arttığını düşünüyorum. Hatta bunun kriminolojiye ve dinlere yansıması bile böyledir bence. Mafya dediğimiz şey daha ideolojik bir tabana sahipken şu anki kriminallerde sadece oportünizm düşüncesi hakim. Aynı şekilde islam ve hristiyanlık gibi dinlere nazaran Spiritüalizm, yoga, meditasyon gibi fenomenlerin yükselişi de bundandır. Ancak tüm bunlar sadece bir escapism dir bence. Birey, toplumsal bağlamından gün geçtikçe kopmak istese de, toplumsalı öldürmeye çalışsa da ondan kopamaz diye düşünüyorum. Tüm bunlardan ayrı olarak yine de vergi konusunda kesinlikle aynı düşünüyoruz çünkü insani şartlar altında vergi ödemiyoruz. O konuda videoda bahsettiğiniz şekilde yılın sonunda ödemek de güzel bir yöntem. Benim aklıma da ABD’deki gibi sonradan fiyata yansıtılması geldi. En azından vergi konusunda aşağıdan gelen bir talep yaratma imkanımız olduğu inancını taşıyorum. Bu durumun biz iktidarda olsak bile olması gerektiği ve eleştirileri yüklenmemiz gerekse de toplumun uzun vadede faydasına olması için o eleştirileri yüklenmemiz gerektiğini düşünüyorum.
abi cok ii akpli taklidi yapion devamini bekleriz👍
Bireycilikle alakalı o kadar konu varken koronadan örnek vermek olmamış
O kadar iyi olmuş ki daha iyi olmazdı. Hiçbir tiran ben tiran olma denemesi yapacam siz de uyacaksınız demez. Sağlık, güvenlik gibi temel konuları suistimal ederek başlar
@yaslaan zorunlu askerlik konusunda ne düşünüyorsun
İyi çalışmalar
👏👏👏👏