Ben bir çocuk olarak 80'lerin ortalarından sonralarını ve bir ergen olarak 90'ları görmüş bir yaştayım. O zaman ki reklamları, gazeteleri, dinlenen müzikleri, izlenen dizi ve filmleri hatırlıyorum. Teknolojinin gelişiminin toplumun ruh halini etkileme konusunda haklısınız. Televizyon önce renkli oldu sonra bütün evlere girmişti, kişisel bilgisayarların yaygınlaştığı bir dönem sonra internet geldi zaten. Tüketim kültürünün şahlandığı kredi kartı işinin başladığı yıllar, yani varlıklı biri olmasanız dahi borçla " iyi yaşama " az çok yaklaşma şansı var gibiydi artık. Neyse yaşlı biri olarak çok kafa açmayayım. Söylemek istediğim bu yaşımda artık o zamanki kültürün, siyasetin, medyanın hadi zamanın ruhu diyeyim bu son 20 yıllık acayip dönemi hazırladığı fikrindeyim. Bence bıldır yediğimiz hurmalar sonra bir yerimizi tırmaladı amiyane tabirle. Evet ülke artık görece daha kentliydi fakat bahsedilen o life style işini kaldıracak ne kadar ekonomik-politik, kültürel kapasitesi vardı tartışılır. Bunun bir geri dönüşü olacaktı tabii, o da önce Refah sonra AKP oldu bence. Buna Kürt hareketini de sayabiliriz yani etnik milliyetçilik işini de belki katabiliriz. Kıro, miro diye şarkılar, köşe yazarları vs. düzülürken bunların sadece belli bir kesimin kendini tatmin meselesi, veya bir tüketim kültürü yaratarak sermaye birikimini sağlayacağı sanıldı sanki ama iş burada kalamazdı sonuçta bir toplum içinde yaşıyoruz. En tuhafı sol bu yıllarda pek çok başka tarihi nedenden dolayı da olsa bir önceki dönemin yani 60'lar ve 70'lerde taşıdığı anlamın tam tersi bir yöne saptı sanki. Buda büyük bir boşluk yarattı bana kalırsa. Türkiyedeki liberallerin son 40 yıllık dönemi bir çağ atlama vs. olarak değerlendirmesini de yukarıda yazdığım nedenlerle çok anlamsız buluyorum. 40 yılda neye Maşallah dedilerse tepemize çöktü, sonra hala büyük büyük konuşmalar yapmaları bana artık boş geliyor. Bahsedilen kitabı ne yazık ki okumadım ama 1980-2000 bence çok tatsız bir dönemdi. Bu kitabı okumak isterim, öneri için teşekkürler. Güzel yayın olmuş ağzınıza sağlık.
Ağzınıza sağlık. Çok sade, anlaşılır ve akıcı bir değerlendirme.
Ben bir çocuk olarak 80'lerin ortalarından sonralarını ve bir ergen olarak 90'ları görmüş bir yaştayım. O zaman ki reklamları, gazeteleri, dinlenen müzikleri, izlenen dizi ve filmleri hatırlıyorum. Teknolojinin gelişiminin toplumun ruh halini etkileme konusunda haklısınız. Televizyon önce renkli oldu sonra bütün evlere girmişti, kişisel bilgisayarların yaygınlaştığı bir dönem sonra internet geldi zaten. Tüketim kültürünün şahlandığı kredi kartı işinin başladığı yıllar, yani varlıklı biri olmasanız dahi borçla " iyi yaşama " az çok yaklaşma şansı var gibiydi artık. Neyse yaşlı biri olarak çok kafa açmayayım. Söylemek istediğim bu yaşımda artık o zamanki kültürün, siyasetin, medyanın hadi zamanın ruhu diyeyim bu son 20 yıllık acayip dönemi hazırladığı fikrindeyim. Bence bıldır yediğimiz hurmalar sonra bir yerimizi tırmaladı amiyane tabirle. Evet ülke artık görece daha kentliydi fakat bahsedilen o life style işini kaldıracak ne kadar ekonomik-politik, kültürel kapasitesi vardı tartışılır. Bunun bir geri dönüşü olacaktı tabii, o da önce Refah sonra AKP oldu bence. Buna Kürt hareketini de sayabiliriz yani etnik milliyetçilik işini de belki katabiliriz. Kıro, miro diye şarkılar, köşe yazarları vs. düzülürken bunların sadece belli bir kesimin kendini tatmin meselesi, veya bir tüketim kültürü yaratarak sermaye birikimini sağlayacağı sanıldı sanki ama iş burada kalamazdı sonuçta bir toplum içinde yaşıyoruz. En tuhafı sol bu yıllarda pek çok başka tarihi nedenden dolayı da olsa bir önceki dönemin yani 60'lar ve 70'lerde taşıdığı anlamın tam tersi bir yöne saptı sanki. Buda büyük bir boşluk yarattı bana kalırsa. Türkiyedeki liberallerin son 40 yıllık dönemi bir çağ atlama vs. olarak değerlendirmesini de yukarıda yazdığım nedenlerle çok anlamsız buluyorum. 40 yılda neye Maşallah dedilerse tepemize çöktü, sonra hala büyük büyük konuşmalar yapmaları bana artık boş geliyor. Bahsedilen kitabı ne yazık ki okumadım ama 1980-2000 bence çok tatsız bir dönemdi. Bu kitabı okumak isterim, öneri için teşekkürler. Güzel yayın olmuş ağzınıza sağlık.
Katkınız için çok teşekkürler
Erhan Hocam bıyık bırakma bir daha yoksa seni linçleriz. Baya iyi olmuş Doğan Avcıoğlu gibi olmuşsun. Ayrıca bu seriyi sen sürdürsen iyi olur.
Seri Saltuk'un, ben fırsat oldukça araya girerim en fazla.
Avcıoğlu'na benzemek şereftir eyvallah:)