37. KAMER SURESİ - 1: Saat yaklaştı, Ay yarıldı. 2: Bir ayet/alâmet görseler yüz çeviriyorlar ve şöyle diyorlar: "Sürüp giden bir büyüdür bu!" 3: Yalanladılar; kendi heves ve kuruntularına uydular. Oysaki her iş ve oluş karara, ölçüye ve düzene bağlanmıştır. 4: Yemin olsun ki, onlara haberlerden, içinde ihtar, sakındırma ve tehdit bulunanı gelmiştir. 5: Doruk noktaya çıkmış, isabeti tartışmasız bir hikmettir o. Ama uyarılar yarar sağlamıyor. 6: O halde yüz çevir onlardan sen de; o çağırıcının alışılmadık/ürpertirci şeye çağırdığı günde, 7: Kaymış olarak gözleri, çıkarlar kabirlerden. Sanki çekirgelerdir, çıvgın mı çıvgın! 8: Boyunları büküktür çağıranın önünde. Derler ki o küfre saplananlar: "Çok zorlu bir gün bu!" 9: Onlardan önce Nûh kavmi yalanlamıştı. Yalanladılar kulumuzu ve "Mecnundur bu!" dediler. Ve durduruldu kulumuz. 10: Bunun üzerine yakardı Rabbine, "Yenilgiye uğradım işte, yardım et!" diye... 11: Biz de açtık gök kapılarını seller gibi akan bir su ile. 12: Ve yardık/fışkırttık yeryüzünü pınar pınar. Sonunda kesin ölçülere bağlanmış bir oluş üzere birleşti sular. 13: Ve taşıdık onu levhalar ve çivilerden oluşturulan şey üstünde. 14: Akıp gidiyordu gözlerimizin önünde, bir ödül olarak nankörlüğe uğratılan kişi için. 15: Yemin olsun ki, biz onu bir ibret ve işaret olarak arkaya bıraktık. Yok mu araştırıp öğüt alacak? 16: Nasılmış benim azabım ve uyarılarım! 17: Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?! 18: Âd da yalanlamıştı. Ama nasıl oldu azabım ve uyarılarım! 19: Biz onların üzerine uğursuzluğu kesiksiz bir günde, dondurucu/uğultulu bir kasırga gönderdik. 20: İnsanları, köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi kaldırıp atıyordu. 21: Nasılmış benim azabım ve uyarılarım! 22: Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var? 23: Semûd da uyarıları yalanlamıştı. 24: Şöyle demişlerdi: "İçimizden bir tek insana mı uyacağız? Vallahi böyle bir durumda biz, sapıklık ve çılgınlık içine düşeriz." 25: "Aramızdan öğüt ona mı verildi? Hayır, o yalancı küstahın biridir." 26: Yarın bilecekler, kimmiş yalancı küstah! 27: Bir imtihan aracı olarak kendilerine dişi deveyi göndereceğiz. Artık gözetle onları ve sabret! 28: Suyun, aralarında bölüştürüleceğini onlara bildir. Her su alış/içiş nöbetledir/içilecek her miktar hazırlanmıştır. 29: Arkadaşlarını çağırdılar, o da hançerini kapıp deveyi boğazladı. 30: Nasılmış benim azabım ve uyarılarım! 31: Biz, onlar üzerine bir tek ses gönderdik de ağılcının serptiği kuru ot gibi kırılıp ufalandılar. 32: Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?! 33: Lût kavmi de uyarıları yalanladı. 34: Biz de üzerlerine çakıl taşları fırlatan bir rüzgâr gönderdik. Sadece Lût'un ailesini, seher vakti kurtarmıştık, 35: Katımızdan bir nimet olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz biz. 36: Yemin olsun, Lût onları bizim yakalayışımız hakkında uyarmıştı da onlar, uyarılarla ilgili olarak kuşkulanıp çekişmişlerdi. 37: Yemin olsun, Lût'un misafirlerinden nefislerini tatmin etmek istemişlerdi de onların gözlerini silme kör etmiştik. Hadi, tadın azabımı ve uyarılarımı? 38: Yemin olsun, sabahleyin erkenden, kararlı ve oturaklı bir azap yakaladı onları. 39: Hadi, tadın azabımı ve uyarılarımı! 40: Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?! 41: Yemin olsun, Firavun hanedanına da uyarılar gelmişti. 42: Ayetlerimizin tümünü yalanladılar da biz de onları onurlu ve güçlü birine yaraşır bir yakalayışla yakaladık. 43: Sizin kâfirleriniz, ötekilerden hayırlı mı? Yoksa zübürlerinde/kutsallaştırılmış hizip kitaplarında sizin için bir beraat/dokunulmazlık mı var? 44: Yoksa, "Biz, yardımlaşan/yenilmez bir topluluğuz" mu diyorlar? 45: O topluluk, bozguna uğratılacak ve arkalarını dönüp kaçacaklar. 46: Hayır, buluşma zamanları kıyamet saatidir. Ne korkunç, ne acıdır o saat! 47: Kuşkusuz, suçlular, şaşkınlık ve çılgınlık içindedir. 48: O gün yüzleri üstüne ateşe sürüklenirler. "Cehennemin dokunuşunu tadın bakalım!" 49: Şu bir gerçek ki, biz herşeyi bir ölçüye göre/bir kaderle yarattık. 50: Emrimiz bir tektir, bir göz kırpma gibidir. 51: Yemin olsun, biz sizin benzerlerinizi hep yok ettik. Fakat düşünen mi var? 52: Onların yapmış oldukları herşey defterlerdedir. 53: Küçük büyük tümü, satır satır yazılmıştır. 54: Korunup sakınanlar; bahçelerde, nehir kıyılarındadır. 55: Güçlü bir padişahın/bir Melîk'in katında, özü sözü birlere has oturma yerlerinde...
Sizin gibi müzik yapan biri daha gelmedi dünyaya, gençliğin gözyaşlarını halâ dinliyorum 😊🌸
Rafet El Roman cocukluguma goturdu beni bu sesi seviyorum hep yazi denizi, sahilleri gozlerimin onune getirir rahatlatiyor guzel!🎵❤😘👍
adam gelmiş
Düşlerimden kalktım heppp. Sana uyandım sadece u❤️t
Güzel oldu şarkının seslenmesi vallahi!
Gercekten harikaaaa😍😍😍
Rafet el Romanın şarkısı!👍👍👍🇦🇿🇹🇷🏆🥇😊😊😊👏💝🎵🎶🎶🎶🎵👰🤵👰🤵🙌🙌🙌💓💓💯💯💯🧿🥇🥇🥇💚💚💚💃💃💃💃💃💃🧿❤️❤️♥️♥️💘
Harika 👏❤️
Bir tanesin vallahiii❤❤❤
Uğurlar diliyorum sizlere ben 🇹🇷🇦🇿🥰🎀
Perfekt 👍👍👍
Çok güzel, 👍👍👍
Yeni albüm nerde abi gelsin ya
Bravo.
Her zaman Rafet el Roman ❤️
şarkıyı unuttugumda hatırlatın lütfen😊
👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻🎧👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻
Bro 👍🎶🎵
37. KAMER SURESİ -
1:
Saat yaklaştı, Ay yarıldı.
2:
Bir ayet/alâmet görseler yüz çeviriyorlar ve şöyle diyorlar: "Sürüp giden bir büyüdür bu!"
3:
Yalanladılar; kendi heves ve kuruntularına uydular. Oysaki her iş ve oluş karara, ölçüye ve düzene bağlanmıştır.
4:
Yemin olsun ki, onlara haberlerden, içinde ihtar, sakındırma ve tehdit bulunanı gelmiştir.
5:
Doruk noktaya çıkmış, isabeti tartışmasız bir hikmettir o. Ama uyarılar yarar sağlamıyor.
6:
O halde yüz çevir onlardan sen de; o çağırıcının alışılmadık/ürpertirci şeye çağırdığı günde,
7:
Kaymış olarak gözleri, çıkarlar kabirlerden. Sanki çekirgelerdir, çıvgın mı çıvgın!
8:
Boyunları büküktür çağıranın önünde. Derler ki o küfre saplananlar: "Çok zorlu bir gün bu!"
9:
Onlardan önce Nûh kavmi yalanlamıştı. Yalanladılar kulumuzu ve "Mecnundur bu!" dediler. Ve durduruldu kulumuz.
10:
Bunun üzerine yakardı Rabbine, "Yenilgiye uğradım işte, yardım et!" diye...
11:
Biz de açtık gök kapılarını seller gibi akan bir su ile.
12:
Ve yardık/fışkırttık yeryüzünü pınar pınar. Sonunda kesin ölçülere bağlanmış bir oluş üzere birleşti sular.
13:
Ve taşıdık onu levhalar ve çivilerden oluşturulan şey üstünde.
14:
Akıp gidiyordu gözlerimizin önünde, bir ödül olarak nankörlüğe uğratılan kişi için.
15:
Yemin olsun ki, biz onu bir ibret ve işaret olarak arkaya bıraktık. Yok mu araştırıp öğüt alacak?
16:
Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
17:
Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?!
18:
Âd da yalanlamıştı. Ama nasıl oldu azabım ve uyarılarım!
19:
Biz onların üzerine uğursuzluğu kesiksiz bir günde, dondurucu/uğultulu bir kasırga gönderdik.
20:
İnsanları, köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi kaldırıp atıyordu.
21:
Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
22:
Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?
23:
Semûd da uyarıları yalanlamıştı.
24:
Şöyle demişlerdi: "İçimizden bir tek insana mı uyacağız? Vallahi böyle bir durumda biz, sapıklık ve çılgınlık içine düşeriz."
25:
"Aramızdan öğüt ona mı verildi? Hayır, o yalancı küstahın biridir."
26:
Yarın bilecekler, kimmiş yalancı küstah!
27:
Bir imtihan aracı olarak kendilerine dişi deveyi göndereceğiz. Artık gözetle onları ve sabret!
28:
Suyun, aralarında bölüştürüleceğini onlara bildir. Her su alış/içiş nöbetledir/içilecek her miktar hazırlanmıştır.
29:
Arkadaşlarını çağırdılar, o da hançerini kapıp deveyi boğazladı.
30:
Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
31:
Biz, onlar üzerine bir tek ses gönderdik de ağılcının serptiği kuru ot gibi kırılıp ufalandılar.
32:
Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?!
33:
Lût kavmi de uyarıları yalanladı.
34:
Biz de üzerlerine çakıl taşları fırlatan bir rüzgâr gönderdik. Sadece Lût'un ailesini, seher vakti kurtarmıştık,
35:
Katımızdan bir nimet olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz biz.
36:
Yemin olsun, Lût onları bizim yakalayışımız hakkında uyarmıştı da onlar, uyarılarla ilgili olarak kuşkulanıp çekişmişlerdi.
37:
Yemin olsun, Lût'un misafirlerinden nefislerini tatmin etmek istemişlerdi de onların gözlerini silme kör etmiştik. Hadi, tadın azabımı ve uyarılarımı?
38:
Yemin olsun, sabahleyin erkenden, kararlı ve oturaklı bir azap yakaladı onları.
39:
Hadi, tadın azabımı ve uyarılarımı!
40:
Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?!
41:
Yemin olsun, Firavun hanedanına da uyarılar gelmişti.
42:
Ayetlerimizin tümünü yalanladılar da biz de onları onurlu ve güçlü birine yaraşır bir yakalayışla yakaladık.
43:
Sizin kâfirleriniz, ötekilerden hayırlı mı? Yoksa zübürlerinde/kutsallaştırılmış hizip kitaplarında sizin için bir beraat/dokunulmazlık mı var?
44:
Yoksa, "Biz, yardımlaşan/yenilmez bir topluluğuz" mu diyorlar?
45:
O topluluk, bozguna uğratılacak ve arkalarını dönüp kaçacaklar.
46:
Hayır, buluşma zamanları kıyamet saatidir. Ne korkunç, ne acıdır o saat!
47:
Kuşkusuz, suçlular, şaşkınlık ve çılgınlık içindedir.
48:
O gün yüzleri üstüne ateşe sürüklenirler. "Cehennemin dokunuşunu tadın bakalım!"
49:
Şu bir gerçek ki, biz herşeyi bir ölçüye göre/bir kaderle yarattık.
50:
Emrimiz bir tektir, bir göz kırpma gibidir.
51:
Yemin olsun, biz sizin benzerlerinizi hep yok ettik. Fakat düşünen mi var?
52:
Onların yapmış oldukları herşey defterlerdedir.
53:
Küçük büyük tümü, satır satır yazılmıştır.
54:
Korunup sakınanlar; bahçelerde, nehir kıyılarındadır.
55:
Güçlü bir padişahın/bir Melîk'in katında, özü sözü birlere has oturma yerlerinde...
Neden! Bütün şarkılarında kendi hayatımı buluyorum?
💙
❤️❤️
💐
😍😍😘😘🥰🥰👍👍👍
bi ses hiç mi eksimez
💙